Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Dün — 18 Nisan 2024Sağlık

Hem günlük kalsiyum ihtiyacının yüzde 10'unu karşılıyor hem de egzamaya şifa

18 Nisan 2024 at 22:33
Allah (cc) helal gıda da insanoğluna birçok şifa bahşetmiş. Helal dairesinden ayrılmadığımızda  hem haram işlememiş olur hem de sağlıklı yaşarız. Rabbimizin bize bahşettiği helal ve Tayyib olan yemişlerden bir tanesi de kuru duttur. Günlük kalsiyum ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayan  kuru dutun en büyük faydalarından biri de egzamaya çok iyi gelmesidir. Dut meyvesi mevsiminde yenildiği gibi kurutularak da tüketilir. Özelikle kış aylarında hastalıklardan korunmak için kuru dut tüketilmesini öneren uzmanlar kuru duttaki şifaları saymakla bitiremiyor. Helal ve temiz dut meyvesinin yaş halinin yanında  kuru halinin de sağlığa faydaları saymakla bitmiyor. Mevsiminde taze iken bolca tüketilen dut meyvesi, kurutulmuş olarak da bolca tüketilmelidir. Dut kurusu diğer bir adıyla kuru dut helal sağlıklı, besleyici ve hastalıklara karşı koruma sağlayan şifa kaynağı bir yemiştir. Günlük kalsiyum ihtiyacının yüzde 10'unu karşılarDut kurusu C ve K vitaminleri başta olmak üzere protein, lif, kalsiyum ve büyük bir demir kaynağıdır. Sağlık açısından oldukça şifalı bir yemiştir. Öğün aralarında aperatif olarak tüketilebilir. Günlük kalsiyum ihtiyacının yüzde 10’unu karşılar. Yüksek oranda kalsiyum içermesi sebebiyle kemik ve dişleri kuvvetlendirir, osteoporoz yani kemik erimesini engeller. Egzamanın şifası için kuru dutKuru dutun en büyük faydalarından biri de egzamaya şifa vesilesi  olmasıdır. Ellerinde ya da vücudunun farklı bölgelerinde egzama rahatsızlığı olan kişiler, egzamalı bölgelerin kanamasından ya da çatlamasından rahatsız olurlar. Egzamaya karşı dut kurusunun faydası için 3 bardak su kaynatılır. Kaynadıktan sonra bir avuç beyaz dut kurusu kaynayan suyun içine atılır. 5-6 dakika da bu şekilde kaynatılır. Daha sonra dutların bulunduğu su ocaktan alınır su ılıklastıktan  sonra egzama ellerde ise eller bu suyun içine sokulup 10 dakika kadar bekletilir. 10 dakika sonra ellerinizi sudan çıkarın ve 1 saat kadar yıkamayın. Bir saat sonra yıkayın. Haftada 3 ya da 4 kez dut kurusunu elleriniz için uygulayabilirsiniz. KURU DUTUN FAYDALARI NELERDİR?-Kuru dut iyi bir antioksidan kaynağıdır. Hastalıklara karşı koruma sağlar. -İçerdiği yüksek C vitamini sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara kolay yakalanmayı önler ve kalp hastalığına yakalanma riskini azaltır. -Kan şekerini düzenlenler. -Karaciğeri güçlendirir. - Tayland Khon Kaen Üniversitesinin yaptığı bir araştırmada dut kurusunun beyni koruduğu, beyin fonksiyonlarını güçlendirdiği ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda hafızayı da güçlendirir. -Kalbi korur, kalp hastalıklarını önleyici etkisi vardır. -Mideye iyi gelir, bağırsakların düzenli ve iyi çalışmasına fayda sağlar. -Kolesterolü düzenleyici, dengeleyici etkisi vardır. -Diş eti rahatsızlıklarına da iyi gelir. -Kan dolaşımını arttıran dut kurusu kan basıncını düşürür. -Damar sertliğini önlemeye yardım eder. -Kansızlık yani anemiyi önleyici etkisi vardır. -Bağırsaklarınızda kurt mu var? Bu durumdan rahatsızsanız kuru dut tüketebilirsiniz. Aç karnına tüketilirse bağırsaklarda bulunan kurtların düşürülmesine fayda sağlar.

İşlenmiş gıdadaki tehlike! Ne kadar tuz aldığımızı fark etmiyoruz

18 Nisan 2024 at 18:03
Türkiye'deki tuz tüketiminin Dünya Sağlık Örgütü önerilerinin üzerinde olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Genco Erdem, fazla tuzun kalp, böbrek, tiroid rahatsızlıkları gibi ciddi sorunlara yol açabileceğini aktardı. İşlenmiş gıdaların artan tüketimiyle birlikte tuzla ilişkili hastalıkların da arttığına dikkat çeken Erdem, doğal besinleri tercih etmekten, alternatif tatlandırıcılar kullanmaya kadar çeşitli yöntemleri önerdi. Habertürk'ten Demet Demirkır'ın haberi

Meme yapısındaki değişimlerin nedenleri nelerdir?

18 Nisan 2024 at 20:05
Meme yapısındaki değişiklikler, kadın sağlığı için önemli bir konu olup, bu değişiklikler çeşitli faktörlerle tetiklenebilir. Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Güncel Öztürk, kilo değişiklikleri ve emzirme gibi süreçlerin kadınların meme dokusunda nasıl önemli değişimlere yol açabileceğini açıklıyor.

Balda sahtecilik inanılmaz boyutta! Bal diye mısır şurubu almayın!

18 Nisan 2024 at 17:28
Allah (CC) Kuran-ı Kerim’de mealen helal ve temiz olanlardan yememizi emrediyor. Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde övülmüş helal ve temiz olan gıda bal da bu nimetlerden birisi. Bal, sahip olduğu besleyici değer ve şifa edici özellikleri nedeniyle sağlığımız üzerinde olumlu etkileri var. İyi üretim hile katılmayan bal, insanlar tarafından tüketiminin arttırılması gereken helal bir nimet. Gözünü para hırsı bürümüş kişilerin yaptığı taklit ve tağşiş balda da kendini gösteriyor. Birçok nimette olduğu gibi bala da kolaylıkla hile katılabildiğini görüyoruz. Günümüzde ciddi tağşiş ve taklit yöntemleri uygulanarak sahte bal üretiliyor. BALDA SAHTECİLİK İNANILMAZ BOYUTATürkiye’de çeşitli belgeler ve kontrollerden geçmemiş ürünler konusunda tüketici dikkatli olmalı.  Aksi takdirde besleyici ve sağlıklı olan bal sağlığımızı da bozabilir.  Uzmanlar balda sahtecilik yapılırken en bilinen yöntemin mısır şurubu olduğunu belirtiyor. Uzmanlara göre ülkemizde ucuz fiyatıyla mısır şurubu bal olarak satılıyor. Bal enzimi katılan ve çeşitli işlemler uygulanan mısır şurubu tam bal görünümü kazanıyor. Düşük maliyetli hileli ürün bala benzetilerek tüketiciye sunuluyor. Başka bir hile yöntemi de arıya şeker şurubu verilerek yapılıyor. Şeker şurubu verilen arı bu şurubu peteğe dolduruyor ÇOK SAYIDA SAHTE BAL PİYASADABala hiçbir katkı maddesi katılamayacağı ve balın insan sağlığını tehdit eden düzeyde hiçbir madde içeremeyeceği Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği’nde açıkça belirtilmesine rağmen gıda sahtekarları tüketiciye sahte bal sunuyor. Tüketiciler bu konuda bilinçli olmalı ve belge ve kontrolleri yapılmış ballar tercih edilmeli.  Hileli bal nedeniyle gerçek bal üreticisi de mağdur oluyor. “UCUZ FİYATLA MISIR ŞURUBU BAL DİYE SATILIYOR”Balda sahtecilik yapılırken en bilinen yöntemin mısır şurubu olduğunu belirten Gıda Yüksek Mühendisi Nurten Sırma gazetemize yaptığı açıklamada, “Ülkemizde ucuz fiyatıyla cazibesini koruyan mısır şurubu bal diye satılıyor. Bal enzimi katılan ve çeşitli işlemler uygulanan mısır şurubu tam bal görünümünde oluyor ve düşük maliyetli bir ürün elde edilebiliyor. Bunun dışında arıya şeker şurubu verilerek bal üretimi ve gerçek bal içine sahte bal karıştırma gibi tağşiş ve taklit yöntemleri uygulanıyor. Bolca sahte bal üretimi yapılıyor“ ifadelerini kullandı. “PİYASADA ÇOK SAYIDA SAHTE BAL VAR”Sırma, “Sahte ballar, doğal arı ürünleri dışında maddeler kullanılarak bala benzetilen ve piyasaya sürülen tamamen hileli ürünlerdir ve tüketiciyi aldatmaya yöneliktirler. Bu ballar çiçek özleri içermediğinden tüketiciye hiç bir fayda sağlamaz. Bala hiçbir katkı maddesi katılamayacağı ve balın insan sağlığını tehdit eden düzeyde hiçbir madde içeremeyeceği Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği’nde açıkça belirtilmiştir. Ancak halen piyasa birçok sahte bal var. Tüketicilerimizin dikkatli olması gerek” diyerek uyardı. SAHTE BAL NASIL ANLAŞILIR Balın kalitesini hileli olup olmadığını, ilaç kalıntısı içerip içermediğini sadece balın tadından, kokusundan ya da görüntüsünden anlamanın pek mümkün olmayacağını belirten Sırma, “Balın kalitesi, ancak yapısının birtakım özel laboratuar yöntemleriyle analiz edilmesi gerekir. Bal Tebliği’nde geçen kriterlere uygun olan analizlerin yapıldığı laboratuarlarda durum anlaşılabilir. Piyasada, şeker şurubu katılarak tağşiş edilmiş ballar mevcut. Hileli bir şekilde üretilen ve piyasaya sürülen sahte ballar nedeniyle, hem gerçek bal üreticisi mağdur ediliyor hem de vatandaş mağdur” diye konuştu.  

Beyin hücrelerinde "mikroplastik" tespit edildi

18 Nisan 2024 at 14:07
Türk bilim insanlarınca, beyin hücrelerinde "mikroplastik" bulunduğunu ortaya koyan bilimsel çalışma, günlük yaşamda birçok alanda kullanılan bu ürünlerin, gelecekte Alzheimer, MS ve inme gibi hastalıklarda etken olup olmadığına ışık tutacak

Bilim insanları beyinde mikroplastik buldu

Tarafından: NTV
18 Nisan 2024 at 11:01
Bilim insanları beyinde mikroplastik buldu

Bilim insanları insanların safra taşlarında ve farelerin beyinlerinde mikroplastik buldu. Uzmanlar mikroplastiklerin yok olmayacağı, yalnızca parçalanıp küçüleceği konusunda uyarıyor.

Mikroplastikler artık soluduğumuz hava, içtiğimiz su ve yediğimiz yiyecekler dahil her yere yayıldı. Yeni bir araştırmaya göre, bu küçük parçacıkların beyne ve diğer organlara bile sızabileceği ortaya çıktı. Araştırma süresince sağlıklı fareler dört ila sekiz hafta gibi nispeten kısa bir süre boyunca mikroplastik içeren besinlere maruz bırakıldı. Bilim insanları, bu maddelerin hayvanların karaciğerlerinde, böbreklerinde ve beyinlerinde hasara neden olabileceğini buldu. Bir diğer araştırma ise mikroplastiklerin insanların safra keselerinde bulunduğunu, bunların safra taşı oluşumuna katkıda bulunduğunu, bunun da pankreatite ve pankreas kanseri riskinin artmasına neden olabileceğini ortaya çıkardı.

KÜÇÜK MİKROPLASTİKLER DAHA RAHAT YAYILIYOR Daha küçük mikroplastik içenlerin safra taşları, daha büyük içenlere göre önemli ölçüde daha ağırdı; bu da, daha küçük mikroplastiklerin organlara daha kolay nüfuz ettiğini gösteriyor. Bu yeni çalışmalar mikroplastiklerin gıdalardan vücuttaki birçok organa ne kadar hızlı bir şekilde ulaşabildiğini gösterdiği için çok önemli. Bilim insanları mikroplastiklerin sağlığımızı etkileyebileceği tüm yolları araştırmaya devam ediyor. Son bulgulara göre mikroplastikler kanser ve hatta demans riskinin artması da dahil olmak üzere birçok olumsuz etkiye neden olabiliyor. Uzmanlar vücudumuzda biriken mikroplastiklerden asla kurtulamayacağımızdan şüpheleniyor.

Yaz gelmeden sivrisinekler geldi

Tarafından: NTV
18 Nisan 2024 at 10:44
Yaz gelmeden sivrisinekler geldi

Sıcaklıkların erken gelmesiyle İstanbul'da sivrisinekler yaz gelmeden ortaya çıktı. Bu durum beraberinde bazı hastalıkları da getirebiliyor.

Sebebi sigara!

18 Nisan 2024 at 10:40
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Göğüs Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Avcı, genellikle erkeklerde görülen akciğer kanseri vakalarının sigara kullanımının artmasına bağlı olarak son yıllarda kadınlarda artışa geçtiğine dikkat çekti. Doç. Dr. Avcı, "Ülkemizde, kadınlarda akciğer kanseri görülme durumu diğer kanserlere göre 4’üncü sıraya kadar yükseldi. Yani yüzde 10'ların bile altında olan görülme sıklığı yüzde 15-20'lere tırmandı" dedi

Ayran içmek tansiyonu düşürür mü?

18 Nisan 2024 at 09:46
Genel olarak evde ilk müdahale olarak ayran verilmesi ,tansiyonun düşmesi için etkili bir yöntemdir. Ayranın içine katılan bir miktar tuz o an  için tansiyonun yükselip,normal değerlere oluşmasına yardımcı olabilir.Düşük tansiyonun yükselmesini sağlayarak,kişinin kendini iyi hissetmesine yardımcı olur. Fakat bu yöntemin tek başına yeterli olduğu, ayranın tansiyonu düşürücü etkisini tam olarak kanıtlanmış sayılmaz.Bu konuda ayranın tansiyonu düşürdüğüne dair herhangi bir bilimsel açıklama söz konusu değildir. Gebeliğin başlangıcında da baş dönmeleri ve tansiyon düşmesi hızlıca gelişir. Ayran kesinlikle zararlı değil,o an için kurtarıcı olabilir. Bunun için sadece ayran değil,vücudun yeterli sulu gıdaları almış olması gerekir. Vücut susuz kaldığı zamanda tansiyon düşüklüğü ortaya çıkar. Hatta yeterli besin almayan kişilerde bayılmalar da gerçekleşir. Vücut kişiden kişiye değişim göstermektedir. Kimi çok sağlam ve iradeli iken bazı kişiler bu durumda çok hassas ve nadir bir yapıya sahiptirler. Özellikle vücudu hassas olan kişilerin kendilerine çok dikkat etmeleri gerekir. ÇOK TUZLU OLMAMALIDIR Ayranı çok fazla tuzlu içmek sağlıklı değildir. Çok tuz yüksek tansiyon hastalığını doğurur. Bir yandan tansiyonunuzu normale getirirken,tuzdan aldığınız zarar ile birde yüksek tansiyon hastalığına yakalanırsınız. Bu daha tehlikeli,çeşitli beyin felçlerine,beyin içi kanamalarına neden olur. Tansiyon yüksekliği damarların yırtılmasına hatta zarar görmesini sağlar. Bu durumdan istinaden çok fazla tuzlu ayran içmenizi de tavsiye etmiyoruz. Sağlığınızı riske sokacak her durumdan hatta bilinçsiz yapılan her hareketten mümkün oldukça uzak durunuz. Tansiyon düşüklüğünde ayran tavsiye edilir. Ama çok fazla tuzlu olmamak koşulu ile. Bununla beraber dengeli beslenmeli,fazla yağlı gıdalar alınmamalıdır. Özellikle gebelikte bu durum çok hassas bir durumdur. Yeterli su ihtiyacının sağlanması gerekir. Sağlıklı günler dileği ile.

Organlarını bağışlayan Melek, üç gün sonra kazada hayatını kaybetti

18 Nisan 2024 at 09:37
Yalova-Bursa karayolunda otomobille çarpışan motosiklette bulunan ve kazada ağır yaralanan üniversite öğrencisi Melek Karakaş (21), tedavi gördüğü hastanede 5 gün süren yaşam mücadelesini kaybetti. Kazadan 3 gün önce organ bağışında bulunduğu ortaya çıkan Melek Karakuş’un organları birçok hastaya umut olacak

Diyet yapanların vazgeçilmezi! Fırında çilekli yulaf ezmesi tarifi

18 Nisan 2024 at 09:06
Çileklerden muzlara ve balkabağına kadar, fırında yulaf ezmesi tarifini tatlandırmanın pek çok farklı yolu vardır ve her zaman %100 tam gıda içeriklerinden yapıldığından, sağlıklı bir kahvaltı yaptığınızdan emin olabilirsiniz. SAĞLIKLI BİR KAHVALTI; ÇİLEKLİ YULAF EZMESİYulaf ezmesiyle yapılan ve akçaağaç şurubu ile doğal olarak tatlandırılmış olan bu Çilekli Fırında Yulaf Ezmesi, tüm ailenin seveceği sağlıklı bir kahvaltı öncesi kahvaltı fikridir. Bu pişmiş yulaf ezmesi tarifi rafine şekersiz, glütensiz ve vejeteryandır. Malzemeler:  1/2 su bardağı yulaf ezmesi1/2 çay kaşığı tarçın1 çay kaşığı kabartma tozu1/2 çay kaşığı deniz tuzu3 su bardağı süt veya badem sütü1 çay kaşığı vanilya özü2 yemek kaşığı tereyağı veya hindistancevizi yağı, eritilmiş1 yumurta, çırpılmış1/3 su bardağı akçaağaç şurubu veya bal1 1/2 bardak çilek, dilimlenmişYapılışı: Fırını önceden 180 dereceye ısıtın ve bir fırın tepsisini tereyağı veya hindistancevizi yağı ile yağlayın.Bir karıştırma kabında tüm kuru malzemeleri birleştirin; yulaf ezmesi, tarçın, kabartma tozu ve deniz tuzu. Her şeyin iyice karışmasını sağlamak için karıştırın ve ardından fırın tepsisine aktarın.Aynı karıştırma kabında tüm ıslak malzemeleri birleştirin; süt, vanilya özü, yumurta, eritilmiş tereyağı/hindistan cevizi yağı ve bal/akçaağaç şurubu. İyi bir şekilde birleştirildiğinden emin olmak için iyice çırpın.Islak karışımı yulaf ezmesi ile pişirme kabına dökün ve her şeyin iyice karışmasını sağlamak için karıştırın.Çilekleri eşit şekilde dağılmalarını sağlayarak fırın tepsisine yayın.Pişirme kabını fırına aktarın ve üzeri altın rengi kahverengi olana kadar 35-40 dakika pişirin.Fırından çıkarın ve servis yapmadan önce biraz soğumaya bırakın.Tek başına veya üzerine süt serperek, tarçın serperek ve akçaağaç şurubu gezdirerek servis yapın.Bu tarif ayrıca buzdolabında 4-5 gün saklanabilir veya 3 aya kadar dondurulabilir. Tazeliği sağlamak için folyo veya plastik sargı ile örtün. Yeniden ısıtmak için fırında veya mikrodalgada ısıtın.

Dünden önceki günSağlık

Uzmanlar gıda boyaları, koruyucular ve suni tatlandırıcılara dikkat çekiyor Katkı maddeleri çocukları saldırgan yapıyor!

18 Nisan 2024 at 13:34
Nesli korumanın bir yolu da helal ve temiz gıda tüketiminden geçiyor. Günümüzde özelikle paket gıdaların hemen hepsinde gıda katkı maddeleri bulunuyor. Bu katkı maddelerinin kimisi dinimizce haram kimisi ise şüpheli maddelerden oluşuyor. Hal böyle olunca bu tür katkı maddeli ürünleri tüketenler de bu hem harama bulaşmış oluyor hem de sağlık konusunda ciddi sorunlarla karşılaşılmış oluyor. Son yıllarda anne-babalar çocukların saldırgan, asabi olduğundan şikâyet eder oldu. Uzmanlar, gıda boyalarının, koruyucularının ve suni tatlandırıcılarının çocuklarda hiperaktiviteye ve saldırganlığa yol açtığını söylüyor. KANITLAR BOYALARIN GIDALARDA KULLANILMASININ AKILLICA OLMADIĞINI GÖSTERİYORBilhassa çocuk gıdalarında bilinçsizce kullanılmaya devam edilen bazı zararlı, hatta tehlikeli katkı maddelerinden bahsetmek istiyoruz. İngiltere’de yapılan araştırmada, katkı maddesi kullanılan içecek tüketen çocukların konsantrasyonlarını kaybettiği ve hiperaktiviteye yol açtığı rapor edildi. Araştırmanın yapıldığı dönemde hiperaktif çocukların ailelerini, renkli ürünlerin tüketiminin olası risklerinden haberdar olmaları yolunda uyaran Gıda Güvenliği Ajansından Başkan Dame Deirdre Hutton, ellerindeki kanıtların, bu boyaların gıdada kullanılmamasının akıllıca olacağını gösterdiğini söyledi. ÇOCUKLARA ASABİYETİ ARTIRIYORAvrupa Birliği (AB) de çocuklarda hiperaktivite seviyesi ile gıdalardaki koruyucu ve katkı maddelerinin tüketimi arasında ilgi kuran İngiliz bilimsel araştırmasını değerlendirmeye karar vermişti. İngiltere’de yapılan ve prestijli tıp dergisi The Lancet’te yayımlanan araştırmada, gıdalara konan koruyucu ve renklendiricilerin çocuklarda hiperaktivite seviyesini yükselttiğini tespit etti. KATKI MADDELERİNİN TÜM ÇOCUKLARA ETKİSİ VARSouthhampton Üniversitesinde yapılan araştırmada bilim adamları, bir grup çocuğun bir bölümüne gıdalarda bulunan koruyucu ve katkı maddelerinden hazırlanmış bir kokteyl, bir bölümüne de sadece meyve suyu vererek, çocukların davranışlarını gözlemlediler. Araştırmanın başındaki Profesör Jim Stevenson ve bilim adamlarından oluşan ekibi, koruyucu ve katkı maddelerinin 3 ve 9 yaşları arasındaki çocukların hiperaktif davranışları üzerinde olumsuz etkisi bulunduğunu saptadıklarını belirterek, “Bulgular, bu maddelerin sadece hiperaktivite rahatsızlığı bulunan çocuklar üzerinde değil, tüm çocukların davranışları üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini gösteriyor” diye vurgu yapıldı. Yapılan araştırmada kullanılan katkı ve koruyucu maddeli karışımlar, çeşitli renklendiriciler, koruyucular ve tatlandırıcılar içeriyordu. Uzmanlar hazırladıkları raporda, çocuklarda hiperaktiviteye yol açtığı ispatlanan gıda boyalarının, koruyucularının ve suni tatlandırıcılarının üretimden ve satıştan kaldırılması gerektiği ifade edildi.    

Hastane randevusuna gitmeyene ek tedbir yolda | Bakan Koca: Hastadan "randevuma geleceğim" onayı alınacak

Tarafından: NTV
17 Nisan 2024 at 14:06
Hastane randevusuna gitmeyene ek tedbir yolda | Bakan Koca: Hastadan

Devlet hastanelerinden aldığı randevulara gitmeyenlere karşı yeni tedbirler yolda.. Hastalardan randevularından bir gün önce onay alınacak. Onay verdiği halde randevusuna gitmeyenler aynı branşta hiçbir sağlık kurumuna 15 gün boyunca müracaat edemeyecek.

Ahmet Örsoğlu / NTV Ankara

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, hastane randevularına gitmeyenler için yeni önlemler getirileceğini açıkladı.

Devlet hastaneleri randevularına "onay" uygulaması getirileceğini belirten Bakan Koca şöyle konuştu:

"25 milyon tekil vatandaş, 81 milyon randevusunu son dakikalarda iptal etmiştir. Bu boşluklara yeni randevu veremediğimiz için 17 milyon randevu kapasitesi atıl kalıyor. Atıl kapasiteyi kullanabilmek için 'randevuma geleceğim' onayı alacağız. Randevu sahipleri randevudan önceki gün 23.59’a kadar onay verecek. Onaylanmamış randevular için yerine, bir başkasına randevu vereceğiz."

"ONAYLAYIP GİTMEYEN 15 GÜN HİÇBİR BRANŞTA RANDEVU ALAMAYACAK"

Daha önce randevusuna gelmeyenler 15 gün boyunca aynı branşta yeni randevu alamıyordu şimdi ise bu yaptırımda kapsam genişleyecek.

Koca, "Yakında devreye girecek yöntemle ikinci kez randevusuna gelmeyenler 15 günlük zaman dilimi için tüm branşlardan randevu alamayacak. Buradan başlıyoruz, uygulama ilerledikçe ilave tedbirler almaya da devam edeceğiz." dedi.

YERLİ İNSÜLİN SENSÖRÜ YOLDA Bakan Koca, yerli insülin sensörü üretiminde önemli yol katedildiğini de söyledi.

Koca, "Diyabetli bütün vatandaşlarımıza sensörü ücretsiz vermek istiyoruz. Sensörü yerlileştirmeye başladık, seri üretim hazırlığı yapılıyor. Yasal izin ve belgelerini de aldıktan sonra, önümüzdeki 6-7 hafta içerisinde klinikte kullanımına başlamak istiyoruz. Geliştirdiğimiz sensör, değer bazında yüzde 90 yerli olacak." diye konuştu.

Gözünü para hırsı bürümüş gıda sahtekarları dur durak bilmiyor En yaygın gıda hileleri!

17 Nisan 2024 at 15:30
Neslin korunması için en önemli unsurların başında gıda geliyor. Şöyle denilebilir gıda olarak ne tüketiyorsak aslında oyuz. Gıda sektörünün endüstriyelleşmesiyle birlikte gözünü para hırsı bürümüş sahtekârlar ve denetimlerin yetersiz olması, boğazımızdan giren gıdanın ne kadar helal ve temiz olduğu konusunda insanımızı endişeye sevk ediyor. Ne yediğimizi biliyor muyuz? Görünüşte peynir, zeytinyağı, süt, bal gibi görünen gıdalar aslında ne? Bazı sahtekârlar her sektörde olduğu gibi gıda sektöründe de hileye başvuruyor. İşte en yaygın gıda hileleri: Küf tutmuş ve bayatlamış peynirlerin eritilerek krem peyniri hâline getirilmekte, kireç katılarak beyaz peynire taze ve parlak bir görünüm verilmektedir.  KÜFLÜ KAŞAR PEYNİRİ ERİTİLEREK ERİTME PEYNİRE DÖNÜŞTÜRÜLMEKTEDöküntü beyaz peynirlere nişasta ve bitkisel yağ katılarak yağlı tulum peyniri olarak satılmaktadır. Küflü kaşar peyniri eritilerek eritme peynire dönüştürülmektedir. Sütün kendi yağı alınarak yerine yağlı süt izlenimi verecek katı margarin yağ karıştırılmaktadır. Ekmeği beyazlatmak ve geç bayatlamasını sağlamak için kimyasal maddeler kullanılmakta, kepekli ekmek ve çavdar ekmeği gibi ürünlerde de gıda boyası ya da kakao kullanılmaktadır. ZEYTİNYAĞINA PAMUK, AYÇİÇEĞİ, KANOLA YAĞISon zamanlarda birçok ilde yapılan operasyonlarda sahte ya da tağşiş zeytinyağı ele geçirildi. Hilenin çok fazla yapıldığı bir ürün olan zeytinyağına pamuk, ayçiçeği, kanola gibi bitkisel yağlar karıştırılmakta, sabun üretimindeki yüksek asitli yağlar da işlemden geçirilip natürel sızma zeytinyağı diye satılmaktadır. Zeytini parlak hâle getirmek için tekstil boyası ve kimyasal boya kullanılırken, zeytinyağı küspesinden elde edilen prina yağı, kolon sızması diye zeytinyağının içine karıştırılmaktadır. ET VE ET ÜRÜNLERİ EN FAZLA HİLE YAPILAN GIDALARIN BAŞINDA GELİYOR Bayatlamış ya da sağlıklı bir şekilde korunmamış sütler el altından satın alınıp şarküteri ürünleri yapımında kullanılmakta, peynir altı suyundan ve süt tozundan yapay süt imal edilmektedir. Et ürünlerinde de birçok hile ve tağşiş yapılmakta; dana kıymaya tavuk kıyması, tavuk sakatatı, iç yağ katılmaktadır. Baharatla karıştırılmış soya salam, sosis ve sucukların içine katılmakta; hayvansal etsel atıklar, akciğer gibi iç organlar, kireç suyunda soyulmuş sarımsak karıştırılmaktadır. TARİHİ GEÇMİŞ SUCUKLAR, KIRMIZIBİBERE KİREMİT TOZUSon kullanma tarihi geçmiş sucuk ve ürünler, yeni ürünlerin içine katılarak üretim tarihi geçmiş ürünler piyasaya sürülmekte, tavuk dönerin içine ise tavuk derisi ve bağırsak gibi sakatatlar karıştırılmaktadır. RENKLENDİRİCİ VE ESANS KATILARAK SAHTE BAL ÜRETİLİYORBalda da çeşitli tağşiş yollarına başvurulmakta, glikozun içine polen, renklendirici ve esans katılarak sahte bal üretilmektedir. Ayrıca kovanların önüne şeker şurubu veya glikoz koyarak, arılara gerçek şeker balı ürettirilmektedir. Diğer bazı gıda hileleri ise kırmızıbibere kiremit tozu, kimyasal boyalarla renklendirilmiş yabancı maddeler, karabiberin içine boya maddeleri, bitkisel baharatların içine kurutulmuş ot karıştırmak suretiyle tüketici kandırılmaktadır. Taklit ve tağşiş ürünler yasak olmasına rağmen gözünü para hırsı bürümüş gıda sahtekarları insan sağlığını hiçe sayarak maalesef bu hileleri yapmaktadır.

Hastaneden randevu alıp gitmeyenlere yeni tedbirler geliyor

17 Nisan 2024 at 14:29
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Merkezi Hekim Randevu Sistemi'nde (MHRS) yeni bir uygulamanın hayata geçirileceğini belirterek, "Atıl kapasiteyi kullanabilmek için 'randevuma geleceğim' onayı alacağız. Randevu sahiplerinin bu onayı randevudan önceki gün saat 23.59'a kadar vermesi gerekecek. Onaylanmamış randevular için yerine bir başkasına randevu vereceğiz" dedi

Yunanistan'da 24 saat sürecek grev hayatı durma noktasına getirdi

Tarafından: NTV
17 Nisan 2024 at 14:23
Yunanistan'da 24 saat sürecek grev hayatı durma noktasına getirdi

Yunanistan'ın en büyük işçi sendikası ülke genelinde işçileri 24 saat sürmesi planlanan greve çağırdı. Bugün başlayan grev deniz ve kara ulaşımını felç etti. Atina'nın merkezinde toplanan insanlar işçi hakları için protesto gösterisi düzenledi. Ulaşım sektöründen sağlık sektörüne kadar ülkenin temel altyapı sistemini temsil eden ciddi bir kesiminin greve gitmesi ülke genelinde hizmetleri aksatıyor.

Yunanistan'ın en büyük işçi sendikası tarafından düzenlenen grev başkent Atina ve çevre şehirlerdeki toplu taşıma hizmetlerini durdurdu.
Yunanistan Genel İşçi Konfederasyonu (GSEE) grevleri, on yıldan uzun bir süre önce yaşanan ciddi mali kriz sırasında iptal edilen işçi haklarının geri getirilmesi için baskı yapmak amacıyla düzenlendi.
Yüzlerce protestocu bugün yapılması planlanan gösteriye katılmak üzere Atina'nın merkezinde toplandı.
Demiryolu işçileri, denizciler ve toplu taşıma şoförleri tarafından düzenlenen ve çeşitli sendikalar tarafından desteklenen grev, daha yüksek ücretler, iyileştirilmiş çalışma koşulları ve başta sağlık hizmetleri olmak üzere kamu hizmetlerine daha fazla fon sağlanmasını talep ediyor.
Ayrıca 24 saatlik grev, devlet tarafından işletilen bazı hastanelerin acil durum seviyesinde çalışmasına neden oldu. Kamu hastanesi doktorları da sağlık hizmetlerine ek fon sağlanması yönünde çağrıda bulunuyor.
Yunanistan, bir dizi uluslararası kurtarma paketi ve 2010-2018 krizi sırasında yaşanan şiddetli durgunluğun ardından güçlü ekonomik büyümeye ve yatırım yapılabilir devlet tahvili notuna geri döndü.
Ancak sendikalar, kurtarma paketi döneminde geçici bir önlem olarak kaldırılan birçok işçi hakkının iade edilmediğini savunuyor.
❌
❌