Normal görünüm
Silivri Fotoğrafçılık ve Yeşilçam Sergi Evi açıldı

Silivri Fotoğrafçılık ve Yeşilçam Sergi Evi, Nakipoğlu ve Onater Ailesi'nin destekleriyle Silivri'deki tarihi Onater Konağı'nda sanatseverlerle buluştu.
Silivri Fotoğrafçılık ve Yeşilçam Sergi Evi sanatseverlerle buluştu. Açılış törenine, TBMM Meclis Başkan Vekili Celal Adan, Silivri Kaymakamı Tolga Toğan, Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, Yeşilçam'ın usta sanatçılarından Türkan Şoray, Şemsi İnkaya, Suzan Avcı ve Hikmet Taşdemir'in yanı sıra birçok oyuncu katıldı. Programın açılışında konuşan Meclis Başkan Vekili Celal Adan, böyle bir mekanın hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür etti. Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, Onater Konağı'nın Silivri'nin en görkemli yapılarından biri olduğunu ve Onater ailesi tarafından belediyeye bağışlanarak restorasyonunun yapıldığını söyledi. Restorasyon sürecinin ardından hazırlanan konakta, 1910 ve 1965 arasında kullanılan fotoğraf makinalarının sergileneceğini aktaran Yılmaz, "Değerli fotoğraf makinalarının yanında Yeşilçam'ın orijinal afişlerini, lobi kartlarını, yönetmen kitaplarını, dergi ve gazetelerin orijinal yayınlarını, Türk sinemasına emek vermiş sanatçılarımızın fotoğraflar ve hikayelerinden oluşan bine yakın eseri bu konakta sizlerle beraber dolaşacağız. Kadim tarihiyle Silivri'miz birçok tarihi eseri bağrında taşıdığı gibi son yüzyılda da Yeşilçam filmlerine ev sahipliği yapmıştır." dedi.
Alireza Ghorbani ve Coşkun Karademir CRR'de konser verecek

İran geleneksel müziğinin temsilcilerinden besteci, şair ve yorumcu Alireza Ghorbani ve Anadolu'nun müziğini sazı, kopuzu ve kendine has yorumuyla dünyaya taşıyan Coşkun Karademir, 6 Aralık tarihinde Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu'nda sahne alacaklar.
Alireza Ghorbani ve Coşkun Karademir, 6 Aralık'ta Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu'nda konser verecek. Konserde, Ghorbani'nin vokali ile Karademir'in bağlama ve kopuzuna; Hesam Naseri’nin setar ve elektronik enstrümanları, Saman Samimi’nin kamançası, Emre Sınanmış’ın duduğu, Ömer Arslan'ın perküsyonu ve Dara Darai'nin bası eşlik edecek. Geleneksel eserlerle modern yorumların bir arada sunulacağı akşamda sanatseverler, Anadolu ve İran coğrafyasının destansı tarihini müziğin dilinden dinleyecek. Konser, 6 Aralık Çarşamba akşamı saat 20.00'de, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu'nda gerçekleşecek. ALİREZA GHORBANİ HAKKINDA Alireza Ghorbani, geleneklerde derin kökleri olan ancak diğer kültürlere karşı doyumsuz merak ve geniş açık fikirliliğe sahip bir sanatçı olarak biliniyor. İran'ındaki 1970'lerin ve 80'lerin karışıklıkların ortasında doğan Ghorbani, Fars klasik eserlerinin tartışmasız ustası kabul edilen Mohammed Reza Shajarian'a layık bir halefi olduğunu iddia ediyor. Ghorbani şimdiye kadar İran ve Avrupa'da 19 albüm yayınladı. Ayrıca, Avrupa'da Le Rhythm De La Parole, Souffles du Monde gibi birçok uluslararası projede ve Tunuslu şarkıcı Dorsaf Hamdani ile iş birliği, Düsseldorf Senfoni Orkestrası ile konser, Viyana Kamel Orkestrası ile konser, Köln Filarmoni'de performans ve Vancouver Opera Orkestrası ile konser gibi projelerde yer aldı. Sinema ve televizyon sanatçılarıyla da iş birliği yapan Ghorbani'nin İran'ın ünlü dizi müziklerinde de imzası bulunuyor. Bunların en önemlileri “Şeb-e Dahom”, “Madar-e Sefr Darajeh”, “Kimya” ve “Ağigh”.
Altın Hilal Film Festivali 13. Perdeyi açtı
KADEM Sanat'ın öykü yarışmasında ödüller sahiplerini buldu

Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) bünyesinde KADEM Sanat tarafından düzenlenen "Hayatın İçinden Kadın" temalı öykü yarışmasının ödül töreni, Rami Kütüphanesi'nde gerçekleştirildi.
KADEM Sanat tarafından düzenlenen "Hayatın İçinden Kadın" temalı öykü yarışmasında ödüller sahiplerini buldu. Törenin açılışında konuşan KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu, Gazze'de yaşanan olaylara değinerek, "Tüm dünyadaki halklar, Türkiye ve KADEM olarak Gazze halkının yanında olduğumuzu bir daha belirmek istiyorum. Bir an önce bu hukuk ve insanlık dışı işgalin son bulmasını, iki devletli bir çözümün hayata geçmesini diliyorum." dedi. Gümrükçüoğlu, KADEM'in kuruluş hikayesinden ve çalışmalarından bahsederek, şunları kaydetti: "10 yıldır kadınların onuruyla yaşayacağı, güvenli bir toplum ve adaletli bir gelecek inşa etmek için çalışıyoruz. Bu doğrultuda uluslararası projeler, kampanyalar yürütüyoruz. Kadınların toplumsal hayatın her alanında temsiliyetini, kadının sanatla ilişkisini güçlendirmek hedeflerimizin arasında. Aynı zamanda kadının dünyasına sanatın ufkumuzu genişleten penceresinden bakmak da bu yarışmanın amaçlarından bir tanesi. Bu sebeple 2020'de KADEM'in altında KADEM Sanat platformunu hayata geçirdik. Dijital bir platform aracılığıyla fotoğraf, resim, kısa film, senaryo ve öykü gibi farklı dallarda yarışmalar düzenliyoruz." "Hayatın İçinden Kadın" temalı öykü yarışmasına ise 600'ün üzerinde öykünün gönderildiğini belirten Gümrükçüoğlu, "Gerçekten bu ilgi bizi de heyecanlandırdı. Dereceye giren ilk 20 öyküyü KADEM Yayınları bünyesinde kitaplaştıracağız. Umuyorum ki yarışmada ortaya çıkan eserler kadın, sanat ilişkisini güçlenmesine ve genç sanatçıların seslerini duyurmaya imkan sağlayacak." ifadelerini kullandı. "Hayatın İçinde Kadın" temalı öykü yarışmasında kadın, kadın hakları, kadının toplumdaki yeri, sorumluluk paylaşımı, kadın dayanışması, sivil kadın hareketleri, kadın ve adalet, kadının fırsat eşitliğine erişimi gibi alt başlıklarda kaleme alınan öyküler yarıştı. Yarışmada, Merve Kocaman'ın öyküsü "Dünyanın En Basit Yarışması" birinciliğe, İbrahim Tekpınar'ın kaleme aldığı "Tepsi" adlı öykü ikinciliğe, Sümeyye Çiftçi'nin öyküsü "Herkül" üçüncülüğe değer görüldü. Dereceye giren öykü sahiplerine ödüllerinin takdimi ile devam eden törende, "Pamuk Prenses", "Mavi Araba", "Hamal" isimli öyküler de mansiyona layık görüldü.Edebiyatçı Samim Kocagöz'ün hayatı belgesel oldu

1940'lı yıllar toplumcu gerçekçi edebiyat kuşağının önemli yazarlarından Samim Kocagöz'ün hayatı Samim Kocagöz: Mecburi İstikamet adıyla belgesel oldu.
Samim Kocagöz'ün hayatı Samim Kocagöz: Mecburi İstikamet adıyla belgesel oldu. 1 yıllık çalışmanın sonunda hazırlanan ve ünlü yazar Samim Kocagöz'ün hayatının ve hayatındaki bilinmeyen dönüm noktalarının anlatıldığı belgeselin çekimleri İzmir, Aydın Söke ve İstanbul'da gerçekleştirildi. Belgeselin ilk gösterimi 7 Aralık Perşembe günü Beyoğlu Sineması'nda sonraki gösterimleri ise İzmir ve Aydın Söke'de gerçekleştirilecek. EDEBİYAT DÜNYASININ ÖNEMLİ İSİMLERİ SAMİM KOCAGÖZ'Ü ANLATTI Samim Kocagöz:Mecburi İstikamet belgeselinde Kocagöz'ü, Türk edebiyatının önemli yazarlarından Doğan Hızlan, Feridun Andaç, oyuncu Tamer Levent, eski Dışişleri Bakanı yeğeni Şükrü Sina Gürel, oğlu Şükrü Kocagöz ve kendisini tanıyan İzmirli edebiyat çevreleri tüm samimiyetiyle anlattı. TAMER LEVENT SESLENDİRDİ Edebiyat dünyasına kaynak oluşturacak arşiv niteliği taşıyan belgeselin seslendirmesini Türk Tiyatrosunun en önemli isimlerinden oyuncu Tamer Levent gerçekleştirdi. Belgeselin müziklerini de bir çok önemli dizi, film ve belgesel projesinde imzası olan Yıldıray Gürgen yaptı. Belgeselde Samim Kocagöz'ün hayatı, önemli dönemleri drama canlandırmalarla izleyiciye aktarıldı. Belgeselin yönetmenliğini, birçok başarılı belgeselde imzası olan ödüllü yönetmen Mesut Gengeç tarafından gerçekleştirildi. Belgesel projesinin genel koordinatörlüğünü Bülent Günal, proje -kurgu sorumluluğunu Yılmaz Aydın yaparken senaryosunu Cansu Yücelen yazdı. SAMİM KOCAGÖZ:MECBURİ İSTİKAMET EDEBİYAT DÜNYASINA IŞIK TUTAN BİR BELGESEL Samim Kocagöz'ün Aydın Söke'de başlayan hayatını ve yaşamın tüm önemli dönemlerini aktardıkları belirten Yönetmen Mesut Gengeç, "Samim Kocagöz'ün hayatının her yönüyle çok değerli bir yazar öyküsünü içinde barındırıyor. 77 yıllık yaşamının tüm tanıklıklarını, hatıralarını ve eserlerini bu belgesel projesinde aktarmaya çalıştık. Büyük bir titizlikle hazırlanan belgeselin çekimleri 1 yıl sürdü. Özel belgelerin incelendiği ve yazarın yakın çevresinin de yer aldığı çalışma aynı zamanda edebiyat dünyamıza da ışık tutuyor. Samim Kocagöz, 1940'lar aydın kuşağının yaşadığı ağır baskıcı dönemin tüm zorluklarını yaşamış bir isimdi. Edebiyat yazarı olarak çalışkanlığı, yardım severliği ve insani yönü birçok kişiye örnek olacak türden olan Samim Kocagöz'ün hayatını belgeselde derinlemesine ele aldık" dedi.Hazreti Mevlana vefatının 750. yıl dönümünde İstanbul'da anılacak

Türk sanat ve tasavvuf müziği sanatçısı, oyuncu, aynı zamanda Pir Nurettin Cerrahi Tekkesi'nin postnişini Ahmet Özhan, fikirleriyle insanları cezbeden Mevlana'yı ve "Vuslat 750" etkinliğini anlattı.
Türk-İslam düşünürü ve mutasavvıf Mevlana Celaleddin-i Rumi, vefatının 750. yılında Türkiye'de ve dünyada çeşitli etkinliklerle yad ediliyor. Bostancı Gösteri Merkezi'nde 20 Aralık'ta yapılacak "Vuslat 750" etkinliğinde İhsan Özer yönetimindeki Metropolitan Orkestrası eşliğiyle Ahmet Özhan ve Hakan Aysev ile Ayasofya Hafızları Topluluğunun performansları izleyicilere hem müzik ziyafeti hem de görsel şölen sunacak. Sanatçı Ahmet Özhan, yaptığı açıklamada, "Hazreti Mevlana sadece Müslüman toplum tarafından değil dünyada çok paylaşılan, mesnevisi özellikle çok okunan, fikirleriyle insanları cezbeden, aşkıyla insanları mest eden, semasıyla insanları hayran eden çok yönlü Allah velisidir, Allah dostudur. Ne mutlu ki böyle bir şahsiyetimiz bütün dünya tarafından kabul görmüş ve tiryakilik yapmış." dedi. Hazreti Mevlana'nın sadece gel demesi, seması ve aşkı gibi bir takım kalın çizgilerle değil özüyle anlaşılması gerektiğine dikkati çeken Özhan, şunları kaydetti: "Can bu tenden gitmedikçe pervaneyim diyor. Pervaneyim Kur'an'a ben diyor. Ayağının altındaki tozun zerresiyim, kimin? Resulullah Efendimizin diyor. İnsanlar, kitap ve sünnet düsturu üzerinde şer'i şeriften zerre kadar sapmayan bir doktrin sahibi, içtihat sahibi bir İslam velisi olduğunu kavradıkları gün Hazreti Mevlana'yı daha iyi anlamış olacaklar."
"ESTETİK, İNSANI O ESTETİĞİN SAHİBİNE GÖTÜRÜR" Hazreti Mevlana'nın yolu olan Mevleviliğin musiki, sema estetiği ve sözel birikimiyle edebiyat ve fikir yönünden öne çıktığını vurgulayan 73 yaşındaki sanatçı, "O yüzden sanatçılar tarafından da tabii ki paylaşılan bir konsept. Zaten sanat gerçeğe en yakın olan şeydir. Estetik, insanı o estetiğin sahibine götürür. Resim insanı ressama götürür, melodi insanı besteciye götürür ve götürmeli. Sadece o satıhta kalır isek meseleyi kavramamış oluruz." ifadesini kullandı. Ahmet Özhan, gönlü uyanık, aklı başında sanatçıların Hazreti Mevlana'yla alakalı konu ve figürlerle meşgul olduğunu, şiirler yazdığını, bunların hepsinin de sanatın alanına girdiğini ve Mevlana'nın öğretilerinin güzel sanatların bütün şubelerini kapsadığını anlattı. Mevlana'nın 750. vuslat yılı olarak tespit edilen bu yılda yurt içinde ve yurt dışında pek çok etkinlik düzenleneceğine işaret eden Özhan, Konya'da ihtifal ismi verilen etkinliklere 33 yıldır olduğu gibi bu yıl da katılacağını ve 18 Aralık'ta İstanbul'a döneceğini aktardı. "İZLEYENLERİN ÇOK BÜYÜK ZEVK ALACAĞI BİR GÖSTERİ OLACAK" İstanbul'a döndükten sonra 20 Aralık'ta da Bostancı Gösteri Merkezi'nde Hazreti Mevlana merkez konulu tasavvuf konseri yapılacağı bilgisini veren Özhan, "Yani bizim için fevkalade değil ama izleyici için fevkaladedir. Çünkü biz sürekli olarak bu hizmetleri yapan insanlarız. Buradan çok büyük zevk alıyoruz. Çok büyük keyif alıyoruz. Diğer katılımcı arkadaşlarımla beraber bir paylaşım içerisinde zannediyorum izleyenlerin çok büyük zevk alacağı bir müzik ve gösteri olacak." şeklinde konuştu. Etkinliğin zengin bir içeriğe sahip olduğunun altını çizen Özhan, "Benimle birlikte bizim Ayasofya bülbülleri, hafız kardeşlerimiz var, İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu zaten ana omurgayı oluşturuyor ve operacı, çok sevilen Hakan Aysev kardeşimiz de var. Birlikte inşallah kendimize ait repertuvarlarla, hafızların o bülbül sesleriyle şenlendirdikleri kasidelerle, niyaz ilahisi eşliğinde semamızla sahnede olacağız." ifadesini kullandı. Hazreti Mevlana'nın anıldığı etkinlikler için her yıl aynı titizlikle çalıştıklarını dile getiren usta sanatçı, "Biz her zaman Hazreti Mevlana'nın hizmetiyle meşgulüz ama gönüllerin, fikirlerin, duyguların daha ziyade yoğunlaştığı böyle bir dönemde bir grup sanatçının bu yoğunlaşmaya melodik olarak, görsel olarak hizmet etmesini sevgili seyircilerimizin değerlendireceğini düşünüyorum. Herkesi 20 Aralık'ta Bostancı Gösteri Merkezi'ne bekliyorum." diye konuştu.
Nuri Bilge Ceylan'dan Zeki Demirkubuz açıklaması: Aşağılanan ben oldum

Kuru Otlar Üstüne filminin yönetmeni Cannes ödüllü Nuri Bilge Ceylan, Üç Maymun filminin çalıntı olduğuyla ilgili iddialar hakkında ilk kez konuştu








Ressam İsmet Değirmenci: Distopik düzene karşı yeniden ütopyayı düşünüyorum
TAKSAV'ın düzenlediği İzmir Tiyatro Festivali 11’inci kez başladı
Can Gürzap hayatını kaybetti
Muammer Ketencoğlu ve Arkadaşları'ndan “Köklerimiz” yayımlandı
2022 yılında Türkiye'de kültür harcamaları arttı

Türkiye'de kültür harcamaları, geçen yıl bir önceki yıla kıyasla yüzde 88,1 artarak 149 milyar 620 milyon 769 bin liraya yükseldi.
Türkiye İstatistik Kurumu, 2022 yılına ilişkin kültür ekonomisi ve kültürel istihdam verilerini açıkladı. Buna göre, kültür harcamaları geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 88,1 artarak 149 milyar 620 milyon 769 bin lira oldu. Kültür harcamalarının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2022'de yüzde 1 olarak gerçekleşti. Toplam kültür harcamaları içinde genel devlet harcamalarının payı yüzde 59,9 oldu. Genel devlet kültür harcamaları, geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 115 artarak 89 milyar 658 milyon 436 bin liraya çıktı. Harcamaların yüzde 70'i merkezi devlet bütçesinden yapıldı. Genel devlet kültür harcamalarında en yüksek pay, yüzde 17,5 ile mimarlık alanında hesaplandı. Hane halklarının geçen yıl gerçekleştirdiği toplam kültür harcamasının dağılımına bakıldığında, diğer kültür hizmetleri yüzde 23,5, televizyon ve ekipmanı yüzde 18,6 ve veri işlem ekipmanları yüzde 17,8 paya sahip oldu. KÜLTÜREL MAL İHRACATI YÜZDE 105,2 ARTTI
Kültürel sektörlerde faaliyet gösteren girişimlerin faktör maliyetiyle katma değeri yüzde 100,9 artarak 55 milyar 761 milyon 289 bin liraya yükseldi. Katma değerin yüzde 22,1'i kayıtlı medyanın basılması ve çoğaltılması, yüzde 13,8'i sinema filmi, video ve televizyon programları yapımcılığı, ses kaydı ve müzik yayımlama faaliyetleri ile yüzde 11,9'u mücevher ve benzeri eşyaların imalatı alanında faaliyet gösteren girişimler tarafından üretildi. Kültürel mal ihracatı, geçen yıl bir önceki yıla kıyasla yüzde 105,2 artarak 178 milyar 596 milyon 215 bin lira olurken, kültürel mal ithalatı bir önceki yıla göre yüzde 110,9 yükselerek 79 milyar 774 milyon 71 bin lira olarak kayıtlara geçti. Kültürel mal ihracatının toplam mal ihracatı içindeki payı geçen sene yüzde 4,2 olurken, kültürel mal ithalatının toplam mal ithalatı içindeki payı yüzde 1,3 olarak hesaplandı. Kültürel istihdam 2022'de bir önceki yıla göre yüzde 6,2 artarak 682 bin kişi oldu. Kültürel istihdamda olanların yüzde 61'i 30-54 yaş grubunda, yüzde 29,2'si 15-29 yaş grubunda, yüzde 9,9'u ise 55 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldı. Kültürel istihdamda olanların yüzde 38,3'ünü yükseköğretim mezunları, yüzde 35,9'unu lise altı eğitimliler, yüzde 25,8'ini ise lise ve dengi meslek okulu mezunları oluşturdu. İstihdamda olanların yüzde 60,6'sı ücretli, maaşlı veya yevmiyeli, yüzde 39,4'ü işveren, kendi hesabına veya ücretsiz aile işçisi olarak çalıştı. Kültürel istihdamda olanların yüzde 76,6'sının tam zamanlı, yüzde 23,4'ünün yarı zamanlı çalıştığı görüldü. Kültürel istihdamda yer alan kişilerin haftalık ortalama normal çalışma süresi 38,7 saat olarak belirlendi. EL SANATLARI ÇALIŞANLARININ PAYI YÜZDE 40,4 OLDU Kültürel istihdamın yüzde 90'ı kültürel meslek alanlarında, yüzde 10'u ise kültürel olmayan meslek alanlarında çalışanlardan oluştu. Kültürel istihdamda olanların yüzde 40,4'ünü el sanatları çalışanları, yüzde 19,3'ünü mimar, planlamacı ve tasarımcılar, yüzde 9,7'sini yaratıcı sanatçılar ve sahne sanatçıları, yüzde 7,4'ünü ise sanat ve kültür ile ilgili yardımcı profesyonel meslek mensupları oluşturdu. Kültürel faaliyet alanlarına göre, mimarlık ve uzmanlaşmış tasarım faaliyetlerinde çalışanların toplam kültürel istihdam içindeki payı yüzde 9,5, yaratıcı sanatlar, gösteri sanatları ve eğlence faaliyetlerinde çalışanların payı yüzde 5,3, sinema filmi, video ve televizyon programları yapımcılığı, ses kaydı ve müzik yayımlama faaliyetlerinde çalışanların payı ise yüzde 4,1 olarak belirlendi.
Uluslararası Şefika Kutluer Festivali başlıyor

2010 yılında başlayan ve o tarihten bu yana kesintisiz devam eden Uluslararası Şefika Kutluer Festivali bir kez daha kapılarını açıyor. Dünyaca ünlü flüt sanatçısı Şefika Kutluer tarafından düzenlenen...Devamı için tıklayınız
Sanata doyduk

CSO Ada Ankara, 2023 yılında 300 binden fazla sanatseveri ağırladı. 2 yılda 2.5 milyon ziyaretçiye ulaşan İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde ise 2021’den bu yana gerçekleştirilen etkinlik sayısı 2 bin...Devamı için tıklayınız
AGD’li yönetmene ödül... Ödülü Filistinli kardeşlerime adıyorum
-
NTV
- İngiltere'de 1300'den fazla sanatçıdan, kültür kurumlarının "Filistinlilerin sesini bastırmasına" tepki
İngiltere'de 1300'den fazla sanatçıdan, kültür kurumlarının "Filistinlilerin sesini bastırmasına" tepki

Aralarında Olivia Colman, Amiee Lou Wood ve Siobhan McSweeney gibi oyuncu, tiyatrocu, şair, yazar, tasarımcı ve yönetmenlerin bulunduğu 1300'ün üzerinde sanatçı ve kültür-sanat sektörü çalışanı yayımladıkları mektupta, Batı ülkelerindeki kültür kurumlarının "Filistinlilerin sesini bastırdığını" belirterek, tepki gösterdi.
İngiltere'de Olivia Colman, Amiee Lou Wood ve Siobhan McSweeney gibi oyuncu, tiyatrocu, şair, yazar, tasarımcı ve yönetmenlerin bulunduğu 1300'ün üzerinde sanatçı ve kültür-sanat sektörü çalışanı yayımladıkları mektupta, Batı ülkelerindeki kültür kurumlarının "Filistinlilerin sesini bastırdığı" gerekçesiyle tepki gösterdi. İngiltere merkezli Artists for Palestine platformunda "Kültür ve sanat sektörüne" hitaben yayımlanan mektupta, "Gazze'deki şiddet, kolektif dikkat ve eylem gerektiriyor" denildi. "İsrail'in aşırı sağcı hükümeti açıkça etnik temizlik çağrısı yapıyor" ifadesinin yer aldığı mektupta, açlığın silah olarak kullanıldığı, Gazze'ye giden su ve elektriğin kesilmesinin ise "tarif edilemeyecek boyutta acımasızca" olduğu belirtildi. "Filistinlilere karşı toplu cezalandırma" politikası sonucu 14 binden fazla kişinin öldürüldüğü, hastane, okul, cami, kilise gibi sivil yapıların vurulduğu da anımsatılan mektupta, "Birleşmiş Milletler ve yüzlerce hukukçu bu soykırımı önleme çağrısı yaptı. Sanatçılar olarak uluslararası insancıl hukukun bu kadar vahim ihlalleri karşısında sessiz kalamayız" ifadeleri kullanıldı. İnsani bir felaket yaşanırken İngiliz sanat kurumlarında bu duruma karşı sessizlik olduğunun altı çizilen mektupta, "(Kurumlar) Baskılara maruz kalan diğer halklara rahatça sunulan dayanışma mesajlarının Filistinlilere sunulmamasını rahatsız edici buluyor, bunu açık bir çifte standardın göstergesi olarak kabul ediyoruz. Böylesine bir tutarsızlık, ağır insan hakları suçları karşısında taraf tutma sorusunu gündeme getiriyor" değerlendirmesi yapıldı.

Banksy'nin 1 milyon sterlinlik duvar resmi yıkıldı

Gizemli grafiti sanatçısı Banksy'nin yaptığı ve 1 milyon sterlin (yaklaşık 36 milyon TL) değerinde olduğu tahmin edilen duvar resmi, İngiltere'te yenileme projesinin bir parçası olarak Dover Bölge Meclisi tarafından yıkıldı.




'İçeride Dışarıda' sergisi Ankara’da açılıyor
Gazikültür’den kentin kültürel mirasını yansıtan 5 ciltlik kitap

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, “Gaziantep'te Söylenen Deyimler” (3 Cilt), “Gaziantep'te Söylenen Atasözleri” ve “Gaziantep'te Söylenen Deyimler ve Atasözleri Sözlüğü” kitaplarını 5 ciltlik takım halinde Gazianteplilerin ve araştırmacıların hizmetine sundu.
Gazikültür tarafından yayımlanan ve Abdülkadir Evişen’in yazarlığını üstlendiği “Gaziantep'te Söylenen Atasözleri” ve “Gaziantep'te Söylenen Deyimler ve Atasözleri Sözlüğü” adlı eserler, Gaziantep ve çevresinin kültürel mirasını yansıtmakla beraber bölgeye özgü deyim ve atasözlerini bir araya getirerek, bu zengin dil mirasını hem yerel halka hem de araştırmacılara sunuyor.
Eserlerdeki, Gaziantep yöresine özgü ifadelerin yanı sıra, Anadolu Türkçesi, Arapça, Farsça, Moğolca, Özbekçe ve Çağatayca dillerinden Türkçeye geçmiş iktibas kökenleri detaylı bir şekilde açıklanıyor. Araştırmacılara ve ilgililerine önemli bir kaynak niteliği taşıyan bu eserlere, dijital ortamda yazarın kendi sesinden dinleme imkanı veren Gazikültür, bunun yanında kelimelerin Antep ağzından doğru telaffuzunu öğrenmesini, www.antepagzindan.com ve www.gaziantepagzindan.com siteleri aracılığıyla sağlıyor.
Gaziantep’in kültürel zenginliğini geniş bir kitleye ulaştırmayı hedefleyen eserler, Gaziantep'in dil ve kültürünü korumak ve tanıtmak adına önemli bir adım.Eserlere Gazikültür’ün müze mağazalarından ve http://www.magazagazikultur.com adresinden ulaşılabiliyor.
Gazikültür Yönetim Kurulu Başkanı M. Hakan Tanrıöver, Abdülkadir Evişen’in yıllar süren emeği sonucunda ortaya çıkan bu kapsamlı çalışmanın Gaziantep’in zengin kültürel mirasını yansıtması bakımından önem taşıdığını söyleyerek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılına armağan olarak hazırladığımız bu dev eser milletimizin kadim geçmişini aydınlık geleceğe aktarmada kıymetli bir vazife üstlenecek” dedi.
Gazikültür Genel Müdürü Prof. Dr. Halil İbrahim Yakar ise bu çalışmaların her bir kelimenin harf sırasına göre numaralandırılarak düzenlendiğini ifade ederek, “Kelimeler önce İstanbul ağzı ile ardından Gaziantep ağzına uygun şekilde, özel harfler kullanılarak yazılmıştır. Ayrıca, bu kelimelerin hangi deyim ve atasözlerinde kullanıldığına dair bilgiler ve ilgili numaralar da yer almaktadır” diye konuştu.
Ara Güler'in fotoğraflarından oluşan İstanbul sergisi Bulgaristan'da açılacak

Ara Güler'in fotoğraflarından oluşan İstanbul sergisi 23 Aralık'tan itibaren Sofya Synthesis Gallery'de sanatseverlerle buluşacak.
Usta fotoğrafçı Ara Güler'in arşivinden 52 adet siyah beyaz fotoğrafın yer aldığı "İstanbul" sergisi, Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da açılacak. Ara Güler Müzesinden yapılan açıklamaya göre, Güler'in arşivindeki fotoğraflardan oluşan sergi, 23 Aralık'tan itibaren Sofya Synthesis Gallery'de sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Sergi, 25 Ocak'ta "Islık Çalan Adam" belgeseli ve Ara Güler'in "Kahramanın Sonu" adlı kısa filminin gösterimiyle sonlanacak.Depremde hasar gören 5 asırlık cami ibadete açılmayı bekliyor

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler sırasında minaresi ve etrafındaki evlerin üzerine devrilmesi sonucu ağır hasar alan 5 asırlık cami restorasyon çalışmalarıyla yeniden ibadete açılmayı bekliyor.
Yavuz Sultan Selim Han’ın anneannesi Dulkadiroğulları Beyi Alaüddevle’nin eşi Şemsi Mah Hatun’un türbesinin içerisinde yer alan ve 1500’lü yıllarda yapılan Hatuniye Camii, 6 Şubat depremlerinde hasar aldı.
Minaresi ve etrafındaki evler cami üzerine devrilmesi sonucu ağır hasar alan ibadethanede vakit namazları cami avlusunda kılınıyor.
Camiye yakın zamanda restorasyon çalışmalarının başlanabileceği kanaatinde olduğunu ifade eden Cami İmam Hatibi Yaşar Kazmacı, “Yaklaşık 500 yıllık cami, son 6 Şubat depremlerinde minaresinin ve çevredeki evlerin üzerine yıkılması dolayısı ile ağır hasar aldı. Şu anda müftülüğümüz ile görüşerek camimizin son cemaat avlusunda vakit ve Cuma namazlarımızı eda ediyoruz. Camimiz Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlıdır ve biz müdahale edemiyoruz. Yakın bir zamanda yılbaşına kadar buranın ihalesinin yapılacak ve restorasyonu başlayacak” ifadesini kullandı.
Divriği Kalesi’nde 2 bin yıllık obje bulundu

Sivas’ın Divriği ilçesinde 2008 yılında başlayan ve yaklaşık 10 yıl süren arkeolojik kazıların sona ermesiyle gün yüzüne çıkan tarihi objeler sergilenmeye başlandı.
2008 yılında başlayan ve en son 2018 yılında tamamlanan Divriği Kale Kazısı'ndan çıkan birçok obje, Sivas Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Sergilenenler arasında alçı kabartma, lüle, takı gibi birçok objenin yanı sıra 2 bin yıllık olduğu düşünülen metal bir obje de bulunuyor. Urartu döneminden kaldığı düşünülen objenin yanı sıra tarihe ışık tutan onlarca eser, müzede ziyaretçilerini bekliyor. YÜZLERCE ESER MEVCUT
Divriği Kale Kazısı ile ilgili bilgiler veren Sivas Arkeoloji Müzesi Müdürü Arkeolog Ali Alkan, “İçinde bulunduğumuz müzemiz Kültür ve Turizm Bakanlığımıza bağlı Sivas Arkeoloji Müzesi. Divriği Kale kazısı Prof. Dr. Erdal Eser başkanlığında yaklaşık 10 yıl sürdü. Şu anda kazılarımız durmuş vaziyette. 2008 yılında başlayan ve yüzey araştırmasıyla birlikte 10 yıllık süreçte kazılar devam etti. Divriği Kalesi; ağırlıklı olarak Mengücek Kalesi. Çıkan eserlerimiz beylikler dönemi ve Selçuklu’yu da kapsıyor. Müzemizde kazıdan çıkan Urartu dönemi olabilir denilen eser de bulundu. Şu anda depolarımızda Divriği Kalesi’ne ait yüzlerce eser var ama 43 tanesini sergiliyoruz. Tamamlanan eserlerle de güncelleme yapabiliriz” dedi.

HÜKÜMDAR SARAYI OLDUĞU DÜŞÜNÜLÜYOR
Kazıda bulunan alçı kabartmaların Sivas Kalesi’nde de benzerini bulduklarını ifade eden Ali Alkan, “Burada bulunan alçı kabartmaların benzerini Sivas Kalesi’nde de bulduk. Bu kalede bir hükümdar sarayının olduğuna işaret eden alçı kabartmalarımız en güzel örneklerden. Konya Alâeddin Tepesi’nde de benzerleri bulunmuştu. Kabartmalar en önemli eserlerimiz. Bunun dışında en erken Urartu dönemine ait olabileceğini düşündüğümüz bir objemiz var. O da en eski örneğimiz diyebiliriz” ifadelerine yer verdi.
Van, İzmir Fuarı’nda dünyaya tanıtılacak

Van Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Van’ın tarihi ve kültürel değerlerini Travel Turkey İzmir Turizm Fuarı’nda dünyaya tanıtmak için hazırlıklarını tamamladı.
Dünyanın dört bir yanından turizm profesyonellerini bir araya getirecek olan fuar, 7-9 Aralık 2023 tarihlerinde Fuar İzmir’de düzenlenecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı himayelerinde, İZFAŞ ve TÜRSAB Fuarcılık işbirliği ile Türkiye’nin en büyük uluslararası turizm platformlarından biri olan Travel Turkey İzmir Uluslararası Turizm Ticaret ve Fuar Kongresi (TTI), 17’nci kez kapılarını turizm dünyasına açacak.
Turizm alanında en prestijli fuarlardan biri olan Travel Turkey İzmir Turizm Fuarı’nda Van Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü de yer alacak. Yerli ve yabancı turizm firmalarının görücüye çıkacağı uluslararası turizm fuarında Van’ın doğal güzellikleri, tarihi ve turistik yerleri tanıtılacak.