Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Dün — 27 Mart 2024Milli Gazete

Nuri Bilge Ceylan gençlerle buluştu: "Belki de artık hiç film çekmem"

27 Mart 2024 at 14:11
Nuri Bilge Ceylan, Akbank Sanat'ta gerçekleşen programda gençlerle ve sinemacılarla buluştu. Ceylan, ilk filmi "Koza"nın gösteriminin ardından sinema hayatına dair açıklamalarda bulundu. Sinemaya adım attığı yıllarda henüz video kameraların, internetin olmadığını belirten Ceylan, "Çocukluğum Çanakkale Yenice'de geçti. O küçücük kasabada bir sinema vardı ve her gün film değişirdi. Nasıl yaşamamız gerektiğini ve ne olmak istediğimizi o sinemadan öğrendik. Filmler değiştiği için de her gün hayallerimiz değişirdi. Mehmet Eryılmaz'ın bana çok büyük faydası olmuştur. O olmasaydı ben sinemaya başlamamış bile olabilirdim." dedi. Ceylan, Eryılmaz'ın çektiği bir kısa filmde kendisini başrolde oynatmak istediğinden bahsederek, "Bütün aşamalara dahil olmak koşuluyla, sinema yapmayı öğrenebilirim düşüncesiyle kabul ettim. Filmi çektik, montajına girdim. Her şey mucize gibi geliyordu. Sonra bir kamera satın aldım. Aklıma gelen fikirleri not ediyordum ve onları çekiyordum. Öğrenmenin en iyi yolu kesinlikle hata yapmaktır. Çünkü hatalar doğruyu öğretiyor insana." ifadelerini kullandı. BİR ARAYIŞ OLARAK SİNEMA Sinemanın bir arayışı temsil ettiğine dikkati çeken usta yönetmen, şöyle devam etti: "İnsan bir yere gelip de bir şey olmuyor, devamlı arıyorsun, anlamaya çalışıyorsun. İnsan bedenen yaşlanıyor ama ruhu çocuk. Bilinç daha çok bilmediği bölgelere yoğunlaşıyor. Ben mesela öğretmen olamam. Çünkü bildiklerim beni ilgilendirmiyor. Bilmediğim, kendi ruhumun, dünyanın veya hayatın sırları kafama takılıyor ve onların peşinde gidiyorum. Dolayısıyla film yapmak da asla bir bildiri ya da bildiklerimi diğer insanlara aktarmak gibi bir eylem olamaz. Film yaparken kendim de bir şey arıyorum. Ancak o şekilde motive olabilirim. Film yapmak bir tür araştırma, terapi, anlamaya çalışmak benim için." RUS EDEBİYATI ETKİSİFilmlerinde Rus edebiyatının etkilerinin olduğuna işaret eden Nuri Bilge Ceylan, "Cemal Süreya gibi söyleyecek olursam 'Suç ve Ceza'yı okudum, o gün bugündür huzurum yoktur. Aslında bu romanı çok beğendiğimden değil, beni anlatıyor gibi geldi. 'Kış Uykusu' temel olarak Dostoyevski'nin iki hikayesinden yola çıkarak, onlara dayanarak yazılmış bir film. Kendimi tanımama, insan denen şeyi anlamama yardım ettiği için Rus edebiyatını seviyorum." diye konuştu. Ceylan, kendisine göre benzer ruha sahip insanların kardeş olduğunu söyleyerek, "Mesela Tarkovski'nin filmlerinde Eric Rohmer'dan şeyler görürüz. Bu çok normal ve hoşuma gidiyor. Sadece filmler değil, kitaplar, hayattaki her şey insanı etkiliyor. Bütün bunların toplamıyız aslında. Abbas Kiarostami de bana çok kapı açtı. Onun filmlerinde de mutlaka büyük hikayeler bulmak gerekmediğinin örneğini görmek çok heyecanlandırmıştı beni." dedi. ARTIK HİÇ FİLM ÇEKMEYEBİLİRİlk filmlerine ilişkin eleştirileri olduğunu belirten Ceylan, şunları kaydetti: "'Kasaba' Berlin'de gösterildiğinde çok kötü gelmişti, diyalogların çalışmadığını düşünmüştüm. Diyalogların çalışmıyor oluşu, bende tuhaf bir korku yarattı diyaloglara karşı. Hala 'Kasaba'yı izleyemem. Bu meseleyi halletmem için radikal çözümler aramaya başladım ve bir daha dublajla film yapmadım. Diyalog korkusu bende öyle bir travmaya neden oldu ki, son filmime kadar 'Acaba burada bu diyaloğu çalıştırabilir miyim?' gibi korkular yaşadım." Sinemada zaman kavramının altını çizen Nuri Bilge Ceylan, "Zaman benim için dünyadaki en trajik şey. Zaman kavramı, benliğime hakim olduğunda her şey anlamını yitiriyor benim için. Zaten her şeyi çok anlamlı bulan değilim. O yüzden biraz anlamı yaratmak zorunda kalıyorum belki de. Her şeyin boş gelme duygusu beni çok kolay etkisi altına alabiliyor. Dolayısıyla edebiyat, sanat, sinema, film yapmak, bunların hepsi benim bu tarafıma çok iyi geldi. Çünkü aksi takdirde melankolik yapım bünyeme egemen olabilirdi." dedi. Ceylan, gelecekteki çalışmalarına ilişkin de şunları anlattı: "Şu an ne yapacağımı bilmiyorum. Çekmecesinde bir sürü projesi olan yönetmenlerden hiçbir zaman olamadım. Çünkü bir film yapmak insanı değiştiriyor. Mesela iki tane projem olsa, birinciyi çektiğim zaman öyle bir pozisyona geliyorum ki ikinciyi çekmeyi istemez bir halde oluyorum. Dolayısıyla duygularıma bırakıyorum, bekliyorum, kitap okuyorum, geziyorum sonra kendiliğinden bir şey yavaş yavaş hakimiyet kuruyor üzerimde. Film çekmek için onu bekliyorum. Belki de artık hiç film çekmem, bilmiyorum. Proje bazlı film çeken biri değilim. Bu aralar fotoğrafla uğraşıyorum, daha çok hoşuma gidiyor."

Çanakkale'nin 5 bin yıllık tarihi hazinesi: Troya müzesi ziyaretçi rekoru hedefliyor!

27 Mart 2024 at 11:20
5 bin 600 yıllık köklü geçmişi ile Çanakkale'nin gözbebeği Troya Ören Yeri'nden çıkan eserlerin gözler önüne serildiği Troya Müzesi, 2023 yılında büyük bir başarıya imza attı. Müze, 538 bin yerli ve yabancı turisti ağırlayarak hem bölge turizmine katkı sağladı hem de tarihi eserlere olan ilgiyi gözler önüne serdi. 2024 yılı için ise hedef daha da yüksek! Müze yetkilileri, bu yıl ziyaretçi sayısını 700 bine çıkarmayı planlıyor. Bu hedefe ulaşmak için çeşitli etkinlikler ve yeni sergiler düzenlenmesi hedefleniyor. Konuyla ilgili açıklama yapan  Troya Müzesi Müdürü Rıdvan Gölcük, "2024 yılında Troya’da yaklaşık 700 bin ziyaretçiye ulaşarak tüm zamanların ziyaretçi rekorunu yakalamış olacağız" ifadelerinde bulundu. "12 BİN 750 METREKARE KAPALI ALANA SAHİP"5 bin 600 yıllık bir tarihe ve 12 bin 750 metrekare kapalı alana sahip olan Çanakkale'deki Troya Müzesi, 18 Mart 2019 tarihinde ziyarete açıldı. Yaklaşık 70 milyon TL'lik bir bütçe ile 151 yıldan fazla kazı çalışması yapılan Troya Ören Yeri'nin girişinde bulunan Troya Müzesi, ziyarete açılmasının ardından mimarisi ve içerisinde sergilenen 2 bin eser ile tüm dünyanın ilgisini çekti.  "ALANINDA BİRÇOK ÖDÜLE LAYIK GÖRÜLDÜ"2020’de Avrupa Yılın Müzesi Özel Takdir Ödülü, 2020 ve 2021’de Avrupa Müze Akademisi Özel Ödülü, 2020’de Attraction Star Awards Ödülleri’nde yılın “En Başarılı Müzesi Ödülü’, 2020’de Tripadvisor.com tarafından ‘Traveller Choice Awards Ödülleri’ çerçevesinde iki yıl üst üste ‘Travaller Choice’ (gezgin seçimi) ödüllerini aldı. 2022 yılında 487 bin, 2023 yılında 538 bin yerli ve yabancı turisti ağırlayan müzeyi bu yıl ise 700 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor. "2024 YILI ŞUBAT AYINDA 25 BİN ZİYARETÇİYE ULAŞTI"Konu hakkında konuşan Troya Müzesi Müdürü Rıdvan Gölcük, şunları kaydetti: “2023 yılı Ocak ayında çok merakla ziyaretçi sayılarını beklemiş ve ziyaretçi sayılarına bakmıştık. 2023 yılı Ocak ayı ziyaretçi sayımızda bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 50’lik bir artış vardı. Fakat geçtiğimiz sene yaşanan felaket sonrası beklentilerimizin dışında geçmişti. Fakat 2024 yılına oldukça iyi bir başlangıç yaptık. 2024 yılı Şubat ayında Truva Ören Yeri ve Troya Müzesi toplamda 25 bin ziyaretçiye ulaştı. Troya Müzesi bir önceki yılın ziyaretçi sayısından yüzde 190’lik bir artışa vardı. Bugüne kadar Troya’da en iyi, en pik yakalanan ziyaretçi sayısı 2019 yılında yaklaşık 550 bin kişiyle olmuştu. 2023 yılında bu rakamı tekrar etmiştik. Bu en iyi rakamı yakalamıştık. Öyle gözüküyor ki 2024 yılında Troya’da yaklaşık 700 bin ziyaretçiye ulaşarak tüm zamanların ziyaretçi rekorunu yakalamış olacağız. 2023 yılında toplamda 538 bin ziyaretçi sayısına ulaşılmıştı. Sadece şubat ayı verimiz bir önceki yıldan yüzde 190 daha iyi ve bundan sonraki aylarda ortalama yüzde 30’luk daha yüksek bir ziyaretçi rakamı bekleniyor. Dolayısıyla 700 bin kişilik bir ziyaretçi yakalayacağız gibi duruyor."

Erzurum'da 700 yıllık yazma eserler ramazana özel ziyarete açıldı

26 Mart 2024 at 23:57
Erzurum'da, aralarında 14. yüzyıla ait eserlerin de bulunduğu el yazması eserlerden oluşan bir sergi, Ramazan ayına özel olarak halkın izlenimine sunuldu. Yakutiye ilçesinde, tarihi Şeyhler Hamamı olarak bilinen ve içerisinde 1179'u yazma, 8 bin 479 nadir basma toplam 9 bin 658 eserin koruma altına alındığı Yazma Eserler Kütüphanesi'nde ramazan ayına özel 12 yazma ve 3 hat levhanın bulunduğu sergi açıldı. Sergide Mevlana Celaleddin Rumi'den Mesnevi, İbrahim Paşa ve kızına ait Vakfiye ile Sultan 2. Abdulhamid'e ithafen altın parçaları kullanılarak yazılan "Füyuz'u Rahmetir Rahman fi Vucubi Ta'ati's Sultan" eseri de yer alıyor. İçerisinde 500-700 yıllık eserlerin yer aldığı ve kentte bu alanda ilk kez açıldığı belirtilen sergi, ramazan sonuna kadar ücretsiz ziyaret edilebilecek. Ziyaretçilerden Gürgan Araz, AA muhabirine, eserlerin geçmişe dair izler taşıdığını anlatarak, "Kütüphanede yazma eserleri geldik gördük, buranın bayağı geniş bir yelpazesi var. Eserler gerçekten çok güzel, yararlı bir hizmet. Herkesin gelip burayı görmesi lazım ve buranın bilinir bir yer olması lazım." dedi. Yusuf Özcan da yazma eserlerin bulunduğu sergilerin daha fazla yaygınlaştırılması gerektiğini ifade ederek, "Bu tarz eserlerin halka açılması, bilgilendirilmesi ve ziyaret edilmesine olanak sağlanması özellikle ramazanda çok güzel bir hizmet. Bu tarz sergiler daha fazla tanıtılarak halka indirgenirse ve halk bilgilendirilirse daha güzel olur." diye konuştu.

Dünden önceki günMilli Gazete

Mısır Piramitleri Hakkında 10 İlginç Bilgi

24 Mart 2024 at 17:54
Uzun süredir sırları keşfedilmeye çalışılan Mısır piramitleri, dünyanın dört bir yanından ziyaretçi kabul etmektedir. Hemen hemen herkes Mısır piramitlerinin gizemini merak etmekte ve efsanelerin doğru olup olmadığını sık sık araştırmaktadır. Birçok kişi tarafından Eski Mısır’da inşa edildiği bilinen ve Eski Mısır kralları olan Firavunların gömüldükleri etkileyici yapılar olarak kayda geçen piramitler, aslında bilinenin çok daha ötesinde yapılardır. İşte Mısır piramitleri ile ilgili belki de hiç duymadığınız o gerçeklere dair ayrıntılar… 140 PİRAMİT KEŞFEDİLDİAraştırmacılar tarafından yürütülen çalışmalarda Eski Mısır bölgesinde yaklaşık olarak 140 kadar piramit keşfedilmiştir. Giza Nekropolü’nde bulunan üç piramit ise en ünlü Mısır piramitleri arasında yer almaktadır. M.Ö. 27. YÜZYILDA İNŞA EDİLDİĞİ DÜŞÜNÜLÜYORAraştırmacılar tarafından kayda alınan bilgilere göre en eski Mısır piramidi, Saqqara Nekropolü’nde inşa edilen ‘Djoser’ isimli piramittir. Bu piramidin M.Ö. 27. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. EN BÜYÜĞÜ KEOPS PİRAMİDİKeops Piramidi’nin en büyük Mısır piramidi olduğu bilinmektedir. Yapılan ölçümlere göre piramitin orijinal yüksekliği 146,5 metredir. Keops Piramidi’nin şimdiki yüksekliği ise 138,8 metre olarak kayda alınmıştır. Keops Piramdi, 3871 yıl boyunca dünyanın en yüksek yapısı unvanına sahipti. Ancak piramit bu unvanını, 1311 yılında İngiltere’de inşa edilen Lincoln Katedrali’nin duyurulması ile birlikte kaybetti. Keops Piramidi ile ilgili bir diğer dikkat çeken bilgiye göre piramit Antik Dünyanın Yedi Harikasından en eskisidir ve halen varlığını korumaktadır. YAPIMLARINDA 100 BİN İŞÇİ ÇALIŞTIPiramitlerin inşaları esnasında çalışan işçi sayısı pek çok kaynakta farklıdır. Ancak genel itibari ile bu sayının yaklaşık olarak 100 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. ‘BÜYÜK SFENKS’ TARAFINDAN KORUNUYORKeops Piramitleri dünyanın en büyük monolit heykeli olarak bilinen Büyük Sfenks tarafından korunmaktadır. Bu heykelin yüzünün, Firavun Khafra’nın yüzünü temsil ettiğine inanılmaktadır. HEPSİ AYNI BÖLGEDE İNŞA EDİLDİMısır mitolojisinde ‘ölüler alemi’ ile ilişkilendirilen Nil Nehri, piramitlere de ev sahipliği yapmaktadır. Yapılan araştırmalara göre bütün Mısır piramitleri bu nehrin batı kıyısına inşa edilmişlerdir. İLK PİRAMİT MISIRLI BİLGEYE AİTMühendis ve doktor olan Eski Mısırlı bilge Imhotep’in, ilk piramidin mimarıdır. Imhotep, Djoser Piramidi’nin mimarı olarak kabul edilir. GELİŞİME AYAK UYDURMUŞLARYapılan araştırmalar neticesinde daha önce yapılan piramitler ile sonradan yapılan piramitler arasında bazı farklılıkların olduğu tespit edilmiştir. Araştırmacılara göre o dönemde yaşanan gelişmeler, tekniklerin farklılaşmasını sağlamıştır. ORİON TAKIMYILDIZI İLE HİZALANDIKeops Piramitleri, büyüleyici bir özelliğe sahiptir. Orion takımyıldızı ile tam olarak hizalanmış olan bu piramitler, tesadüfün çok daha ötesinde bir durumun varlığını düşündürmektedir. Çünkü Eski Mısırlılar Orion yıldızları, yeniden doğuş ve öbür dünyanın tanrısı Osiris ile ilişkilendirirlerdi. BAZI BLOKLARI 50 TONDAN DAHA AĞIRPiramitler ile ilgili halen araştırmalar devam etmektedir. Bu araştırmalar çerçevesinde bazı spekülasyonların ortaya çıkmasına neden olan başlıca konular arasında ise inşa sürecinde taşların taşınma yöntemleridir. Ağır ve büyük taşlardan yapılan piramitlerin o dönemin şartları göz önüne alındığında nasıl tamamlanabildikleri halen büyük bir soru işaretidir. Örneğin Keops Piramidi 2 milyon 300 bin taş bloktan oluşmaktadır ve bazı blokların ağırlıkları 50 tondan fazladır.  MÜCEVHER GİBİ PARLIYORLARPiramitlerin yapımlarında kullanılan taşlar özel bir kaplamaya sahiptir. O kaplamalar sayesinde taşlar güneş ışığını yansıtır ve piramitler adeta bir mücevherlermişçesine parlar.

Frigler Hakkında 9 İlginç Bilgi

24 Mart 2024 at 15:22
Anadolu'nun eski sakinlerinden biri olan Frigler, tarih boyunca bölgeye önemli bir damga vurmuştur. Başkentleri Gordium'dan günümüz Ankara'sına kadar uzanan bu kadim uygarlık hakkında bilmediğiniz tüm detayları bir araya getirdik. Hazırsanız, Frigler ile ilgili bir tarih yolculuğuna çıkalım! Anadolu'ya Doğru YolculukM.Ö. 1200'lerde başlayan Dor Göçleri, Güneydoğu Avrupa'dan Anadolu'ya büyük bir insan akını getirdi. Frigler de bu dalgalar ile Anadolu'ya ulaşan kavimlerden biriydi. Gordion'da bulunan arkeolojik kalıntılar, Friglerin bu topraklara M.Ö. 1000'lerde yerleştiğini göstermektedir. Gordion'un Efsanevi HikayesiFriglerin başkenti olan Gordion, kendi efsanesi ile ünlüdür. Hikayeye göre, kral olacak kişi, surların kapısından ilk giren kişi olacaktır. Tesadüfen bu kişi, sıradan bir köylü olan Gordias olur ve kağnısını bir düğüm ile bağlayarak krallığını ilan eder. Kral Midas'ın ZamanıGordias'tan sonra gelen Midas dönemi, Friglerin güçlü olduğu bir zamandır. Midas dönemi, Frig medeniyetinin “altın çağı” olarak kabul edilir. Ancak; kuzeyden gelen İskitler ve Kimmerler gibi muharip kavimler ile mücadele etmek zorunda kalırlar. Midas, bu süreçte doğu ile; Assur İmparatorluğu'na yakınlaşırken, Yunan kent devletleri ile de diplomatik ilişkiler kurar. Midas’ın hükümdarlığı, medeniyetin zirvesini temsil etmektedir. Bilinmez Bir SonKral Midas'ın ölümü, tarihin karanlık sayfalarından biridir. Assur kayıtlarında adı geçmeyen Midas'ın sonu hakkında farklı teoriler vardır. Bazılarına göre Midas, Kimmerlerin istilası sırasında intihar ederken, diğerleri bu olayı bir efsane olarak değerlendirir. Dil ÇeşitliliğiFrig dili, Hint-Avrupa kökenli olup Antik Yunanca ile benzerlik gösterir. Frigler, Frigce ve Fenike dili gibi farklı dilleri konuşan bir topluluktan oluşuyordu. Fenike alfabesinden uyarlanmış olan Frig yazısı, halen tam olarak çözülememiş gizemli bir yapıya sahiptir. Dini İnançlarıFriglerin dinlerinde Matar (Kibele) ana tanrıçaları büyük bir öneme sahipti. Ölülerini toprağa gömen Frigler, “tümülüs” adı verilen büyük mezar tümsekleri inşa ederlerdi. Frigler’de Sanat ve El SanatlarıFriglerin mobilya ve el işi ürünleri, özgün sanatlarını yansıtır. Tahtadan yapılan masalar ve sandalyeler, zarif geometrik motifler ile süslenmiştir. Frigler, el sanatları ve dokumacılık alanında da ileri düzeydeydi. Bugün bile müzelerde sergilenen pek çok halı ve kilim, Friglerin ustalığını ve estetik anlayışını yansıtmaktadır. Frig uygarlığına ait birbirinden değerli eserler, bugün Anadolu Medeniyetler Müzesi'nde sergilenmeye devam etmektedir. Birbirinden özel eserleri sizler için derledik: Kybele başı: Kybele, Friglerin ana tanrıçası olarak kabul edilir ve onun başı, incelikle işlenmiş kumaştan yapılmıştır. Yanında aslanlar ile betimlenmiştir.Gordias'a ait kakma işlemeli ahşap maşa: Bu masa, Friglerin ahşap işçiliğine verdiği değeri göstermektedir.Servis sehpaları: Servis sehpaları, estetik açıdan muhteşem bir simetriye sahiptir. Tanrıça Matar'ı temsil eden desenler ile süslenmiştir.Ahşap kakmalı tabure ve masa parçaları: Bu ürünler, detaylı işçilikleri ile dikkat çeker.Koçbaşı tunç situla: Friglerin dini ve törensel ritüellerine ışık tutar. Cenaze şölenlerinde kullanıldığı düşünülmektedir.Savaşan hayvanlar: Savaşan hayvanlar, ahşap oyuncaklar aracılığı ile mesajlar verir. Aslan ve boğanın savaşı ile yansıtılan güç ve cesaret, Friglerin savaşçı ruhunu temsil etmektedir.Frigler ve TarımFrigler, tarıma büyük bir önem verirlerdi. Toprak tanrıçası Kibele'ye adanmış ayinler ve hasat festivalleri, tarımın Frigler için önemli bir yeri olduğunu göstermektedir. Savaşçı RuhlarıHititler'in egemenliğine son veren Frigler, savaşçı bir millet olarak bilinir. Genişledikleri sınırlar, onların güçlü ve kararlı bir topluluk olduğunu göstermektedir.

Kadir İnanır hastaneye kaldırıldı! Durumu belirsizliğini koruyor

24 Mart 2024 at 11:22
Kadir İnanır, Beykoz'daki ikametinde bir anda rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. DURUMU BELİRSİZLİĞİNİ KORUYORAlınan bilgiye göre, bu sabah inme geçiren İnanır'ın bilinci kapalı şekilde Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi'ne sevk edildiği belirtildi. Hastanede beyin tomografisi ve MR çekilecek sanatçıya, test sonucuna göre tedavi uygulanacak.

Yıldız Holdingin “Medeniyetimizin Kalem Güzelleri” sergisi açıldı, iftar programı düzenlendi

21 Mart 2024 at 04:30
Yıldız Holdingin her yıl geleneksel olarak düzenlediği İslâm eserleri sergileri kapsamında bu sene de “Medeniyetimizin Kalem Güzelleri” seçkisinden oluşan serginin de açılışı yapıldı. İftar davetine, Prof. Dr. Cevat Akşit Hoca ve Millî Gazete İmtiyaz Sahibi ve Genel Müdürü Ömer Yüksel Özek de katıldı.

Türkiye'nin ilk denizaltı müzesi açılıyor

16 Mart 2024 at 10:07
"TCG Uluçalireis" denizaltısı, Türk Donanmasında 29 yıl görev yaptı. Şimdi ise sergilenmek üzere Çanakkale Deniz Müzesi'ne getirilerek yenilenmiş haliyle kapılarını 18 Mart'ta ziyaretçilerine açacak. ABD'DE İNŞA EDİLDİABD'nin Portsmouth Tersanesi'nde 7 Temmuz 1944'te 94 metre boyunda, 8,5 metre eninde, 2 bin ton ağırlığında ve 4,5 metre draftında inşa edilen "TCG Uluçalireis" zayıf ve uzun, çevik ve dayanıklı bir balık türünden aldığı "USS Thornback" adıyla denize indirildi. İKİNCİ DÜNYA SAVAŞINA KATILDISavaşın ve mücadelenin içine doğan denizaltı, Haziran 1945'te harp karakolu yapmak için ilk seyrini icra etmek üzere Pearl Harbour Limanı'ndan ayrılarak Japonya açıklarında gelen bir emir üzerine İkinci Dünya Savaşı'na katıldı. 1971'DE TÜRK DONANMASINA VERİLDİ"Guppy IIA" tadilatı görerek 1946 yılında daha da güçlenen, 2 Temmuz 1971'de ABD'nin Charleston kentinde yapılan devir teslim töreninde Türk sancağı çekilerek Türk Deniz Kuvvetlerine katılan denizaltıya, Kılıç Ali Paşa namıdiğer Kaptanıderya Uluç Ali Reis'in adı verildi. Denizaltı, 1548'den itibaren büyük Türk denizcisi Turgut Reis'in yanında deniz akınlarında yer alan, 1571'de İnebahtı Savaşı'ndan tek gemi kaybetmeden ve düşmana ağır zayiat vererek çıktığı için Padişah 2. Selim tarafından adı Kılıç Ali olarak değiştirilen, Endülüs'teki Müslümanları Haçlı zulmünden kurtarma faaliyetine katılan, 1574'te Tunus'u fethederek bu ülkeyi İspanyol nüfuzundan kurtaran, 16 yıllık kaptanıderyalığında Türk Donanmasını cihanın en büyük deniz gücü olarak muhafaza eden Uluç Ali Reis'in ismiyle anılmaya başlandı. KIBRIS BARIŞ HAREKATINA KATILDI"TCG Uluçalireis", Türk sancağı ile ilk dalışını 3 Temmuz 1971'de Atlantik Okyanusu'nda gerçekleştirdi. Donanmaya katılışı 3 Mayıs 1972'de Donanma Komutanı şehit Oramiral Kemal Kayacan tarafından yapılan denizaltı, 1974 yılı Denizkurdu-2 Tatbikatı'nın son safhasında Girit'in kuzeyinden harekete geçerek Kıbrıs Barış Harekatı'na iştirak etti. 2000'DE HİZMET DIŞINA AYRILDI1972, 1973 ve 1996 yıllarında torpido atış birincisi olan "TCG Uluçalireis", 1990 yılı Denizkurdu-1 Tatbikatı'nda su altında hiç yakalanmadan en çok hücum geliştiren denizaltı olarak takdir edildi. "TCG Uluçalireis" 1645'inci ve son dalışını 30 Mayıs 2000'de Kuzey Ege'de yaptı ve 8 Ağustos 2000'de hizmet dışına ayrıldı. 29 YILDA 1645 DALIŞ Türk Deniz Kuvvetlerindeki 29 yıllık hizmeti süresince 37 milli tatbikata ve 9 NATO tatbikatına katılan "TCG Uluçalireis", 12 cephe ve 7 rotasyon görevi icra etti. Gemi ayrıca, 160 torpido atışı gerçekleştirdi, birçok mayın döküş eğitimi, SAT-denizaltı müşterek eğitimi, kurtarma gemisi-denizaltı müşterek eğitimi icra etti ve 1645 dalış yaptı. Gölcük Tersanesi'nde 2001 yılında havuzlanarak kapsamlı bakıma alınan "TCG Uluçalireis" Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca Türkiye'de bir ilk gerçekleştirilerek ülkenin ilk denizaltı müzesi olarak tadil edildi. Kapsamlı restorasyona 2 Mart 2022 itibarıyla alınan, yaklaşık bir yıl süren restorasyon faaliyetleri neticesinde Türkiye'nin ilk denizaltı müzesi olan "TCG Uluçalireis", şehit denizaltılar Dumlupınar ve Atılay'ın ebedi istirahatgahı olan Çanakkale sularında Çanakkale Deniz Müzesi'nde nöbetine başladı. 18 MART'TA ÇANAKKALE'DE ZİYARETE AÇILIYORÇanakkale Deniz Müzesi Komutanı Albay Serhan Aras, yaptığı açıklamada, 1944'te ABD'de inşa edilen "TCG Uluçalireis"in son derece görkemli bir deniz aracı olduğunu söyledi. "TCG Uluçalireis"i, 18 Mart'ta yüce Türk milletinin teveccühüne sunmak üzere heyecanlı bir hazırlık içinde olduklarını dile getiren Albay Aras, şu bilgileri aktardı: "Denizaltımız son bir yıl içinde restorasyona alındı. 1971 yılında Deniz Kuvvetlerine katılan denizaltımız, 2000 yılında hizmet dışına ayrıldı. Tam 29 yıl Türk Deniz Kuvvetlerine hizmet vermiş bir denizaltıdan bahsediyoruz. Dolayısıyla geçtiğimiz bir yıl içinde müze haline getirmek üzere denizaltımızı tekrar restorasyona aldık. Türkiye'nin ilk denizaltı müzesinden bahsediyoruz. Bir yıl süren restorasyonun ardından 18 Mart'ta Çanakkale sularında ziyarete açacağız. Atılay ve Dumlupınar denizaltılarının anısına, bir anıt statüsünde burada ziyaret etmeye başta gençlerimiz olmak üzere tüm Türk halkını bekliyoruz."

Trabzon'daki Ayasofya Camii’nden güzel görüntüler

16 Mart 2024 at 01:05
Tarihi Trabzon sehrihin sembollerinden olan Ayasofya Camii ışıklandırıldı. Akşam saatlerinde ışıklandırılan camide çiçeklerle güzel görüntü oluşturdu. Trabzon'daki Ayasofya Camii, Fatih Sultan Mehmed'in 1461 yılında Trabzon'u fethinden sonra camiye dönüştürülmüştü. Cami oluşu hakkında farklı tarihler verilen Ayasofya Camii için 1648'de Trabzon'a gelen Evliya Çelebi'ye göre 1583 yılında sultanın emriyle Kürd Ali Bey adındaki bir ayân tarafından bir minber ve müezzin mahfili eklenerek camiye dönüştürüldü. 1609’da Trabzon’dan geçen Fransız seyyah Julien Bordier, caminin boş tutulduğunu ve ibadet için kullanıldığını bildirmiştir. Kimi araştırmalara göre ise Osmanlı Sultanı III. Murat zamanında Trabzon Beylerbeyi Ali Bey’in girişimleriyle 1670 tarihinde camiye çevrilmiştir. Uzun süre ibadete kapalı olan yapı, 1864’te Bursalı Rıza Efendi'nin girişimleriyle cemaatin 95 bin kuruş toplamasıyla Rum ustalar tarafından onarılarak yeniden ibadete açıldı. Birinci Dünya savaşında Trabzon’u işgal eden Ruslar tarafından depo ve askeri hastane olarak kullanılan Ayasofya-i, savaş sonrasından 1960 yılına kadar cami olarak kullanıldı. Daha sonra müzeye çevrilen camii hakkında ilk olarak 2000'li yıllarda tekrardan cami vasfına getirilmesi gündem oldu. Daha sonra Ayasofya'nın müze işlevi iptal edilerek 3 Haziran 2013 tarihinde Kültür Bakanlığı tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğüne teslim edildi. Ardından mahkeme kararları ve vakıf kaydı göz önüne alınarak Ayasofya, 28 Haziran 2013 Cuma günü cami olarak ibadete açıldı.

Ege Denizi'nde Yunanlar buldu! Tam 5 bin yıllık....

13 Mart 2024 at 20:44
Yunanistan, Çoban Adası (Kasos) yakınlarında 5 yıllık kalma gemi enkazları buldu.Yunanistan Kültür Bakanlı enkaz hakkında açıklama yaptı. Yunanistan'da yapılan arkeolojik çalışmalar neticesinde, Ege Denizi'nin güneyinde bulunan Çoban Adası'nda milattan önce (MÖ) 3000 ile milattan sonra (MS) 300 yılları arasına tarihlenen gemi enkazlarına rastlandı. ARALARINDA OSMANLI DÖNEMİNE AİT GEMİLER DE VARYunanistan Kültür Bakanlığı'nın açıklamasına göre, Çoban Adası'nda gerçekleştirilen sualtı araştırmalarında, Helenistik, Roma, Bizans, Orta Çağ ve Osmanlı dönemlerine ait 10 gemi enkazı bulundu. Açıklamada, bu enkazlardan bazılarının İspanya, İtalya ve Afrika kıyılarından gelen malları taşıyan gemilere ait olduğu belirtildi. Bulgular arasında MÖ 3000 ile MS 300 arasına tarihlenen malzemelerin yanı sıra Roma dönemine ait seramik şişeler, Arkaik döneme ait taştan yapılmış bir çapa ve MS 150-170 yıllarına ait İspanyol amforalarının da olduğu ifade edildi. Yunanistan Kültür Bakanlığı'nın açıklamasına göre, Ulusal Araştırma Vakfının araştırma ekibi, 2019'dan bu yana Kültür Bakanlığı ile işbirliğinde Ada'da dört araştırma görevi gerçekleştirmiştir. Ayrıca, bu araştırmanın belgesel haline getirilerek önde gelen uluslararası arkeolojik film festivallerinde gösterileceği duyuruldu.

Hafız Okumuş, Kur’an-ı Kerim’i 14 dildeki mealiyle birlikte yayınlıyor

13 Mart 2024 at 14:37
On bir ayın sultanı olarak kabul edilen Ramazan’ın gelmesiyle birlikte İslam dünyası ilk farz orucu için niyetlendi. Dünya çapında Kur’an-ı Kerim okuma yarışmalarında Türkiye’ye üç defa birincilik getiren Hafız Dr. Selman Okumuş ise dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar için bir ilke imza attı. Türk akademisyen, Ramazan ayına özel olarak Kur’an-ı Kerim’i baştan sona okuyarak 14 dildeki mealiyle birlikte dijital ortamda yayımladı. Kur’an-ı Kerim’in mealinin imleç ile takip edilebilir şekilde hazırlandığı Ramazan Mukabelesi, ay boyunca her sabah 06.00’da Dr. Selman Okumuş’un YouTube kanalından izlenebilecek. Kur’an Kerim’in tamamının 14 dildeki mealini yayımladıHafız Dr. Selman Okumuş, projesine dair şu bilgileri paylaştı: “Kur’an-ı Kerim’in sesini tüm dünyaya her dilde duyurmayı hedefledik. Kur'an-ı Kerim’i kendi diliyle okurken Türkçe, İngilizce, Almanca, İspanyolca, İtalyanca’nın yanı sıra Fransızca, Endonezce, Malayca, Rusça, Boşnakça, Portekizce, Urduca, Farsça, Felemenkçe dillerinde de mealini yayımladık. 600 sayfanın tamamını, mealiyle birlikte imleçle takipli olarak animasyon haline getirdik. Toplamda 420 cüzün her biri için 1 video olacak şekilde planladık.”

Ankara Batıkent Birikim Okulları'ndan 20. Gönül Harmanı Şiir Gecesi

7 Mart 2024 at 15:04
Ankara Birikim Okulları Ortaokul, Anadolu lisesi ve Fen Lisesi kademesinin düzenlediği program Malazgirtte, Mescid-i Aksaya kadar tarihten ve günümüzden birçok iz taşıdı. Programın açılış konuşmasını yapan Ankara Birikim Okulları Kampüs Müdürü Müzeyyen Bekaroğlu Köksal, “Amacımız; Anadolu'nun fethinden İstanbul'un fethine, Çanakkale Savaşı'ndan en nihayetinde Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli bir bâkiyesi olan Filistin'e kadar kadim tarihimizin parlayan sayfalarında sizlerle küçük bir gezinti yapabilmektir. Henüz hayatlarının baharında olan gençlerin temiz duygu ve düşüncelerle aynı zamanda tarih bilinci ile alın teri dökerek uzun uğraşlar sonucu hazırladıkları bu program bir deniz feneri gibi gecemizi ve geleceğimizi aydınlatacaktır.”  dedi. Birikim Okulları yönetiminden ve bölge idare amirlerimizden protokolün katıldığı programda Yenimahalle Kaymakamı Tahsin Kurtbeyoğlu selamlama konuşması yaparak böyle bir temada bir şiir gecesi düzenlenmiş olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ankara Birikim Okulları Kurucu Temsilcisi Muhammet Oltu, Yenimahalle kaymakamı Tahsin Kurtbeyoğluna, Yenimahalle ilçe milli eğitim müdürü veli Karakuş’a teşekkürlerini iletip günün hatırasına plaket takdim etti. Programın onur konuğu olan Kudüs şairi Nuri Pakdilin öğrencisi Necip Evlice, Kudus’ün bizler için öneminden ve çizgimizi bozmamamızın kıymetinden bahsetti. Muhteşem bir sahne dekoru hazırlayan Birikim Okulları öğretmen ve öğrencileri tiyatral bir şiir dinletisi ile katılımcılara unutulmaz bir akşam yaşattı. Mehmet Akif İnan’dan Mescidi Gördüm Düşümde, Necip Fazıl Kısakürekten Sakarya Türküsü, Fatih Sultan Mehmetten İstemem gibi şiirlerin okunduğu geceye Birikim Okulları korosunun ezgi ve marşları eşlik etti. Birikim Okulları yönetimi öğrenci ve öğretmenlerine Filistin Anahtarlığı, tüm misafirlere günün hatırasına 20.Gönül Harmanı Şiir Gecesi kitapçığı hediye etti.

Aydın'da saklı tarih: 900 yıllık Kurşunlu Manastırı doğaseverleri cezbediyor!

3 Mart 2024 at 18:05
Aydın'da yer alan Samson Dağları'nın zirvesinde gizlenen 900 yıllık Kurşunlu Manastırı, sadece tarihi önemi ile değil, nefes kesici manzarasıyla da doğaseverleri cezbetmeye devam ediyor. Eşsiz manzarası ve tarihi atmosferiyle doğa ve tarih severleri kendisine çeken bu tarihi manastır, unutulmaz bir deneyim sunuyor. "SAMSON DAĞLARI ZİRVESİNDE 900 YILLIK TARİHİ YAPI"Aydın, zengin tarihi ve doğal güzellikleriyle her geçen gün daha fazla turisti cezbetmeye devam ediyor. Kuşadası'na bağlı Davutlar Mahallesi'nde bulunan antik dönemdeki adıyla Mykale'nin (Samson Dağları) 900 metre yüksekliğine inşa edilen Kurşunlu Manastırı, doğa ve tarih tutkunlarının ilgisini çekmeye başladı. Geçtiğimiz 2021 yılında temizlik ve restorasyon çalışmalarıyla restore edilen manastır, ormanın içinde gizlenmiş bir hazine gibi ziyaretçilerine tarih ve doğanın güzelliklerini bir arada sunuyor. Davutlar Mahallesi'ne yaklaşık 12 km bir mesafede bulunan manastır, Kuşadası'nın yeni inanç turizmi merkezi olmaya aday görülüyor. "11.YÜZYIL BİZANS YAPISI OLDUĞU TAHMİN EDİLİYOR"11. yüzyıl Bizans yapısı olduğu tahmin edilen Manastır'da yemekhane, kiler, mutfak, keşiş odaları, revir, şapel (küçük kilise), mezarlık, manastır surları, sur mahzeni ve savunma odaları gibi bölümler mevcut. Şapelin tavanındaki fresklerde İkonaklastik dönemde simgesel ve geometrik motifler ile, 9. yüzyılın ikinci yarısında İkonaklastik dönemden sonra dinsel olaylar ya da kişiler betimlenmiştir. Hz. Meryem'e ithaf edildiği bilinen Kurşunlu Manastırı'nın, ikona karşıtlarının ve dinsizlerin saldırılarından korunmak ve ibadetlerini gizlice gerçekleştirmek isteyen din adamları tarafından kurulduğu düşünülüyor. Bu nedenle manastır, savunmaya ve eğitime elverişli, gizlenebilmeyi kolaylaştıran bir coğrafyaya inşa edilmiş. Etrafı duvarlarla çevrili Kurşunlu Manastırı’nın merkezinde bir kilise bulunurken, manastır duvarlarının dışında 100 metre doğusunda bir mezar şapeli de yer alıyor. "900 METRE YÜKSEKLİKTE GİZLENEN MANASTIR"Aydın İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada,  “Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın etkileyici ormanında, 900 metre yüksekte gizlenen Kurşunlu Manastırı, doğa yürüyüş gruplarının sevilen rotalarında yer alıyor. Samson Dağlarındaki manastır özellikle bahar aylarında en güzel renklerle sarılıyor. Şapelin tavanındaki fresklerde sembolik ve geometrik motifler ile dinle ilgili olaylar veya kişiler betimlenmiştir” ifadelerine yer verildi.

UPU'nun düzenlediği Uluslararası Mektup Yazma Yarışması başlıyor

3 Mart 2024 at 15:50
53. Uluslararası Mektup Yazma Yarışması için başvurular başladı. Önceki yıllarda yapılan yarışmalarda Türkiye'yi temsilen gönderilen mektupların çeşitli ödüllere layık görüldüğü yarışmanın bu yılki teması, "Gelecek nesillere, miras almalarını umduğunuz dünya hakkında bir mektup yaz" olarak belirlendi. Uluslararası jüri üyeleri, her ülkeden gönderilen mektupları değerlendirerek en iyi üç mektubu seçecek, birinciye altın, ikinciye gümüş ve üçüncüye bronz madalya verilecek. BU YIL 53.'SÜ DÜZENLENİYORUPU tarafından bu yıl 53'üncüsü düzenlenen Uluslararası Mektup Yazma Yarışması için adaylar 19 Nisan'a kadar başvurabilecek, yarışma sonuçları ekim ayında duyurulacak. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren PTT AŞ'den yapılan açıklamaya göre, UPU, 9-15 yaş gençlerin mektup yazma geleneğini sürdürmesini hedefliyor. Türkçe, İngilizce veya Fransızca yazılabilecek mektupların, konuya bağlı olarak 800 kelimeyi aşmaması önem taşıyor. Yarışmaya katılmak amacıyla PTT AŞ'ye başvuran mektup sahiplerinin, güncel vesikalık fotoğraflarını, yarışmaya katılmak üzere yazdıkları mektup ve istenilen diğer belgeleri, üzerinde isim ve soy isim bilgileri bulunan zarfın içine koymaları gerekiyor. Yarışmaya başvuru yapmak için gereken belgelere ve detaylı bilgilere, PTT AŞ'nin "www.ptt.gov.tr" adresindeki "Duyurular" bölümünden ulaşılabiliyor. Adaylar, mektuplarını, PTT iş yerlerinden "Uluslararası Mektup Yazma Yarışması" ibaresiyle "PTT AŞ Uluslararası İlişkiler Daire Başkanlığı, Şehit Teğmen Kalmaz Cad. F Blok, 2.Kat, 06101, Ulus/Altındağ/ Ankara" adresine en geç 19 Nisan'a ulaşacak şekilde gönderebilecek. TÜRKİYE BİRİNCİSİ ULUSLARARASI YARIŞMADA ÜLKEMİZİ TEMSİL EDECEKPTT AŞ tarafından oluşturulacak komisyon, tüm mektupları titizlikle inceleyecek. Seçilen mektup UPU'ya gönderilecek ve Türkiye'yi Uluslararası Mektup Yazma Yarışması'nda temsil edecek. Ayrıca Türkiye'deki değerlendirmede dereceye girerek birinci olan yarışmacıya 5 bin lira ve kişisel pul, ikinciye 3 bin lira ve kişisel pul, üçüncüye ise 2 bin lira ve kişisel pul ödülü verilecek. Sonuçlar, mayıs ayı içerisinde PTT AŞ'nin internet sitesindeki "Duyurular" bölümünden ve kurumun sosyal medya hesaplarından açıklanacak. UPU tarafından belirlenecek uluslararası jüri üyeleri her ülkeden gönderilen mektupları değerlendirerek en iyi üç mektubu seçecek. Dereceye girip birinci olan kişiye altın, ikinciye gümüş ve üçüncüye bronz madalya takdim edilecek. Ayrıca derece sahiplerine sertifika verilecek. Altın madalya almaya hak kazanan kişi, ayrıca İsviçre'nin Bern şehrindeki UPU Genel Merkezi'ne velisi/vasisi/yasal temsilcisi ile davet edilecek. Özel mansiyon ödülü kazananlara da ayrıca bir sertifika ve UPU tarafından belirlenecek diğer ödüller takdim edilecek. UPU'ya üye ülkelerden iletilen mektuplar değerlendirildikten sonra yarışma sonuçları ekim ayı içerisinde duyurulacak.

Müslüm Gürses mezarı başında anıldı! Lokma, simit ve lokum dağıtıldı

3 Mart 2024 at 13:24
Zincirlikuyu Mezarlığı'nda mezarı başında yapılan anmada, Gürses'in kabrinin etrafına posterleri asıldı. SEVENLERİ LOKMA, SİMİT VE LOKUM DAĞITTIGürses'in sevenleri, boyunlarında sanatçının isminin yazılı olduğu atkılarla mezarlığa geldi. Hayır lokması, simit ve lokum dağıtıldı. Mezarın etrafına kurulan stantlarda Adana'nın meşhur acılı ütü tostu yapılırken çay ocağı da kuruldu. Anmaya Müslüm Gürses'e benzerliğiyle dikkat çeken kişiler de katıldı. Sanatçının hayranları bu kişilerle fotoğraf çektirdi. Gürses'e benzeyen kişiler arasında yer alan ses sanatçısı Mehmet Özkar, "İnsanlar çift yaratılmış. İnsanlar bizi gördükçe Müslüm Baba'yı hatırlıyor. Unutturmamak için elimizden geleni yapıyoruz." dedi.

Kız Kulesi ziyarete açılıyor 

1 Mart 2024 at 01:14
İstanbul siluetinin ömenli bir parçası olan Boğaz'daki Kız Kulesi iki yılı aşkın süren restorasyon sonrası bugün açılacak.  Kültür ve Turizm Bakanlığından yapılan açıklamada İstanbul’un simgelerinden Kız Kulesi'ne ulaşım, Üsküdar Salacak sahil düzenleme çalışmaları sebebiyle Karaköy İskelesi'nden gerçekleştirilecek. Kız Kulesine tekne seferleri ise her gün 9.30-17.00 arasında yarım saatte yapılacak.  Kız Kulesi, İstanbul Boğazı'nın Üsküdar Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiştir. İlk yapımı MÖ 408 yıllarına dayanan Kız Kulesi zaman içinde çeşitli yıkımlar ve restorasyonlar geçirdi.  1509 depreminde yıkılmış olan Kız Kulesi'nin yeniden inşa edilmiş ve 1721'de bu sefer yanmıştır.  Yangından sonra Sadrazam Damat İbrahim Paşa tarafından yeniden imar ettirilip yenikule deniz feneri olarak kullanılmıştır. 1763'te ise kule kufeki taşından yeniden inşa edilmiştir. 1829'dan itibaren karantina istasyonu olarak kullanılan kule 1832'de Sultan II. Mahmud tarafından yeniden restore edilmiştir. 1998'de de restore edilen kule iki yıl önce tekrardan restorasyona alınmıştı.

10. kez Salihli'de: Deve Güreşleri Festivali heyecanı!

25 Şubat 2024 at 21:17
Manisa'nın Salihli ilçesi, 25 Şubat Pazar günü 10. Geleneksel Deve Güreşleri Festivali'ne ev sahipliği yaptı. Ege, Marmara ve Akdeniz'den gelen 120 güreşçi devenin kıran kırana mücadele ettiği festival, çevre il ve ilçelerden gelen binlerce kişiyi bir araya getirdi. Panayır havasında geçen festivalde, heyecan ve coşku doruktaydı. Festival sabahın erken saatlerinde başladı. Güreşleri izlemek için gelenler, tribünleri doldurdu. Develer arenaya girerken büyük alkışlar aldı. Güreşler boyunca heyecan doruktaydı. Güçlü ve heybetli develerin kıran kırana mücadelesi, izleyenleri büyüledi. Salihli Belediye Başkanı Zeki Kayda'nın himayesinde Yılmaz Mahallesi yolu üzerinde düzenlenen 10. Geleneksel Deve Güreşleri Festivali, coşkulu bir şekilde gerçekleşti. Ücretsiz olarak izlenen güreşlere katılım oldukça yüksekti. Güzel havanın da etkisiyle aileleriyle birlikte piknik yapan vatandaşlar, nefes kesen güreşleri de izlemenin keyfini yaşadı. Festivalde renkli görüntülere sahne olurken Belediye Başkanı Zeki Kayda, seyircilere festival için özel olarak hazırlanan ve Yörük kültürünün bir geleneği olan sarıklardan dağıttı. Bu jest, izleyiciler tarafından büyük beğeni topladı. "DEVE GÜREŞİ GELENEĞİNİ YAŞATMAYA DEVAM EDİYORUZ"Salihli’de bu yıl düzenlenen 10. Geleneksel Deve Güreşi Festivali'nin büyük ilgi gördüğünü belirten Başkan Kayda, şunları kaydetti: “Salihli Belediyesi olarak Yörük kültürümüzde önemli bir yeri olan 10. Geleneksel Deve Güreşi Festivalimizi hemşehrilerimizle birlikte gerçekleştirdik. Festivalimize Salihli’den ve çevre illerden katılan tüm vatandaşlarımıza hoş geldiniz diyerek tüm hemşehrilerime iyi seyirler diliyorum. Kültürümüzün bir parçası olan deve güreşi geleneğini yaşatmaya devam ediyoruz.""ÖDÜLLER PROTOKOL TARAFINDAN VERİLDİ"7’den 70’e binlerce kişinin izlediği Salihli 10. Geleneksel Deve Güreşi Festivali’nde Kaymakamlık, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Salihli Belediye Başkanlığı, İlçe Emniyet Müdürlüğü, İlçe Jandarma Komutanlığı, Muhtarlar Derneği, Şehit Aileleri Derneği ve Ülkücü Şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu kupası olmak üzere sekiz farklı kategoride kupa verildi. Güreşleri kazanan deve sahiplerine kupaları Kaymakam Sağlam, Başkan Kayda ve protokol üyeleri tarafından verildi. "ETKİNLİĞE KATILANLAR"Festivale Kaymakam Mehmet Kamil Sağlam, Belediye Başkanı Zeki Kayda, Belediye Başkan Yardımcıları Metin Durmaz, Mahmut Süreyya Karaoğlu ve Serkan Sözer, İlçe Emniyet Müdürü Burhan Demirkıran, İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Doğukan Karaaslan’ın yanı sıra binlerce vatandaş katıldı.

Tokat'ın gizemli tarihi eseri: 864 yıllık Cin Camii

22 Şubat 2024 at 11:00
Tokat'ın Niksar ilçesinde bulunan Cin Cami, 864 yıldır ayakta durarak tarihi bir miras olarak varlığını sürdürüyor. Zamanla bazı tadilatlar görse de, özgün mimarisini korumayı başaran cami, Niksar'ın en önemli tarihi yapılarından biri olarak kabul ediliyor. "8 ASILIK 'CİN' CAMİ, YILLARA MEYDAN OKUYOR"Niksar'ın tarihi surları arasında saklı bir hazine, 864 yıllık Cin Cami, ziyaretçileri kendine çekmeye devam ediyor. 1160 yılında Melik Salar Aydoğdu tarafından inşa edilen cami, ismiyle de dikkat çekiyor. Cin isminin nereden geldiği bilinmese de, bu gizem camiyi daha da ilgi çekici hale getiriyor. Tamamı moloz taştan yapılan Cin Cami, sade ve etkileyici bir mimariye sahip. Tek minareli caminin mihrabı ve minberi taş oymacılığının en güzel örneklerinden. Caminin avlusundaki tarihi mezarlar da geçmişe ait izler taşıyor. Zamanın yıpratıcılığına karşı direnen Cin Cami, 8 asırdır ayakta durarak adeta bir mucizeyi yaşıyor. Geçmişte onarımlar görmesine rağmen özgün mimarisini korumayı başaran cami, Niksar'ın en önemli tarihi yapılarından biri. "MESCİT OLARAK KULLANILIYOR"İlçede Halk Eğitim Merkezi binasının arkasında, kale surları içerisinde, meyilli bir arazide bulunan cami, Halk Eğitim Merkezinde çalışan personel tarafından temizliği yapılarak mescit olarak kullanılıyor. "ATA YADİGÂRLARIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ"Cin Cami’nin isminin nereden geldiği hakkında herhangi bir bilginin mevcut olmadığını söyleyen İlçe Halk Eğitim Merkezi Müdürü Şakir Bolat, “İlçe Halk Eğitim Merkezi bahçesinde bulunan Cin Camisi tarihi eser olarak daha önce bakımı yapılmıştı. Restorasyon yapılmıştı. Etkinliklere gelen misafirlerimizin ibadetlerini yapabilecekleri nezih bir ortamı misafirlerimize hazır tutuyoruz. Hizmetli arkadaşlarımız buranın temizliği ile son derece ilgileniyorlar. Bu vesileyle de burada bir tarihi canlı tutmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ata yadigârı bu topraklardaki tarihi eserlerimizin varlığı bu toprakların bizim tapumuz olduğunu bir kez daha dünyaya göstermiş oluyor”ifadelerinde bulundu.

Galata Kulesi bir ay ziyarete kapalı olacak

21 Şubat 2024 at 21:23
Kültür ve Turizm Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, kulenin çatı onarımı çalışmaları sebebiyle 8. katı 2023 kasım ayında ziyaret kapatılmıştı. Süreç içerisinde kulenin aleminin konservasyonu tamamlandı ve dün yerine yerleştirildi. Yapının beden duvarlarında ve zemininde ise jeoradar çalışmaları gerçekleştirildi. Tespit edilen detaylar doğrultusunda kulenin dış cephe onarımı da yapılacak. Restorasyon çalışmaları sırasında kulenin beden duvarlarında bulunan 400'e yakın göçmen kuş yuvasına zarar verilmeyecek. Tüm uygulamalar, kuş yuvaları ve ebabil kuşlarının göç mevsimi gözetilerek gerçekleştirilecek.

Yurtdışı en ucuz otobüs biletleri hangi şehire?

21 Şubat 2024 at 14:32
Enuygun.com şirketi, gidilecek ülkelerin talep ettiği gerekli belgeleri alarak yalnızca bir otobüs bileti ile gidilebilecek yurtdışı şehirleri duyurdu. Otobüsle gidilebilecek yurt dışı ülkeler arasında Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Gürcistan yer alıyor. Gidilebilecek şehirler arasında Selanik, Sofya, Bükreş, Batum ve Atina yer alıyor. SELANİK BİLETLERİ BİN 200 TLGastronomik zenginliğiyle bilinen Selanik'te Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'ün doğduğu ev (Atatürk Evi) bulunuyor ve müze statüsünde ziyaret ediliyor. Aristoteles Meydanı, Beyaz Kule, Selanik Arkeoloji Müzesi ve Osmanlı Devleti'nden kalma Bey Hamamı şehirde görülmesi gerek noktalar olarak göze çarpıyor. SOFYA BİLETLERİ 990 TLBulgaristan'ın Başkenti Sofya'da Aleksandr Nevski Katedrali, Ulusal Kültür Sarayı, Borisova Bahçe Parkı ve Ivan Vazov Ulusal Tiyatrosu görülmesi gereken yerler listesinde öne çıkıyor. BÜKREŞ BİLETLERİ 800 TLGotik, Rönesans ve Barok mimari tarzlı Romanya'nın başkenti Bükreş'te dünyanın en büyük ikinci idari binası olan Parlamento Sarayı, Bükreş Eski Kent Bölgesi'ndeki kafe ve restoranlar, Bükreş Köy Müzesi, Herastrau Park, Ateneum ve Romanya Ulusal Sanat Müzesi ziyaret edilebilir. BATUM BİLETLERİ BİN 100 TLGürcistan'ın Batum kentine giriş için çipli TC kimlik kartı gerekiyor. Şehirde, Ali ve Nino heykelleri ile Batum Botanik Bahçesi ziyaret edilebilir. ATİNA BİLETLERİ 2 BİN 250 TLYunanistan'ın başkenti Atina'da Partenon, Akropolis, Akropolis Müzesi ve Ulusal Arkeoloji Müzesi ziyaret edilebilir.

Türkiye'nin flora zenginliğine katkıda bulunan 21 yeni bitki keşfi!

21 Şubat 2024 at 12:28
Yaklaşık 23 yıldır botanik bilimine emek veren Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Biyoloji Bölümü Botanik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Eker, Türkiye'nin bitki yelpazesini genişleten yeni keşiflere imza atıyor. Botanik alanındaki özverili çalışmalarıyla ülkemiz florasına katkıda bulunan Eker, son olarak Kayseri ve Niğde'de keşfettiği iki yeni bitki türüyle adından söz ettirdi. 23 YILDA 21 KEŞİFYaklaşık 23 yıldır yapılan bilimsel çalışmalar sonucu bugüne kadar keşfettiği bitki sayısını 21'e çıkaran Eker, geçtiğimiz yılın temmuz ayında Kayseri'nin Tomarza ilçesinde yaptığı arazi çalışmaları esnasında ilginç bir yabani soğan türüne denk geldiğini aktardı. Fotoğraflarını çektiği bitkiden örnekler alarak laboratuvar çalışmaları ve literatür karşılaştırmaları yaptığını söyleyen Eker, "Yaptığım bütün çalışmaların sonunda bu türün, bilim dünyası için adı konulmamış yeni bir bitki türü olduğu sonucuna vardım" ifadelerini kullandı. "BİTKİYE 'ALLİUM SERPENTİCOLA EKER' İSMİNİ VERDİM"Konuşmasının devamında Eker, şunları söyledi: "Bitkiye, yaşam ortamı serpantin kayalıklar olduğu için Latince 'serpantin seven' anlamına gelen 'Allium serpenticola Eker' ismini verdim. Bitkinin Türkçe ismini ise 'Tomarza soğanı' olarak belirledim. Yeni Zelanda menşeli 'Phytotaxa' isimli uluslararası bilimsel dergide makalem yayımlandı.""ULUSLARARASI BİLİMSEL DERGİDE YAYIMLANDI"Türle ilgili ilk örnekleri Niğde'nin Ulukışla ilçesinde Bolkar Dağları'nın eteklerinde 2013'te topladığını dile getiren Eker, şu ifadelerde bulundu: "Bitkiyi ilk topladığımda çiçeklenme dönemi geçmişti, meyvedeydi bitki. Bu bitkiyi takip ettim. 2019'da yeniden aynı bölgeye gittim, bu defa çiçekte bitkiyi topladım. Literatür karşılaştırmaları sonucu bu bitkinin de yeni bir tür olduğu sonucuna vardım. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinden meslektaşım Doç. Dr. Hüseyin Eroğlu ile ikinci bitkiyi çalıştık. Daha sonra bitkiyi yayına hazırladık. Makale de 'Phytotaxa' isimli uluslararası bilimsel dergide yayımlandı.""BİTKİNİN BİLİMSEL ADI"Prof. Dr. Eker, bilimsel ismi "Leopoldia nigdeensis Eker & Eroğlu" olan bitkinin Türkçe adının ise Niğde'ye ithafen "Niğde morbaşı" olarak belirlendiğini ifade etti.

Nazilli nerenin ilçesi, nerede, hangi şehirde? nazilli nasıl bir yer?

19 Şubat 2024 at 17:14
Nazilli, Aydın’ın birçok ilçesinden daha kalabalık bir ilçedir. Nazilli’de tarım faaliyetleri üzerinden ticaret sektörü çok gelişmiştir. Nazilli, birçok memurun da yaşamak istediği bir ilçedir. Bu durumun sebebi ilçenin hem çok gelmiş olması hem de ekonomik açıdan insanları zorlamayacak ucuz kiralar gibi olanaklara sahip olmasıdır. Nazilli denildiği zaman akıllara pide ve incir gelir. Bölgede yetişen incirler oldukça leziz ve organiktir. Pideler ise Nazilli gibi Ege bölgesi ilçelerinde değişik şekillerde hazırlandığı için dikkat çekmiştir. Buna ek olarak Nazilli, turistik açıdan da avantajlı bir ilçedir çünkü birçok doğal güzelliğe ve tarihi alana sahiptir. Nazilli Nerenin İlçesi, Nereye Bağlı?Nazilli, Aydın iline bağlı olan bir ilçedir. Nazilli Nerede?Nazilli, Ege bölgesinde bulunan bir ilçedir. Nazilli, bağlı olduğu Aydın ilinin Kuyucak, Sultanhisar, Bozdoğan ve Karacasu ilçeleri ile komşudur. Buna ek olarak Nazilli, İzmir ve Manisa şehirleri ile de komşudur. Nazilli’nin turistik açıdan bu kadar gelişmiş şehirler ile komşu olması, turizm sektöründe gelişmesini sağlamıştır. Aydın’ın iç kesimlerinde bulunan Nazilli, il merkezine yaklaşık olarak 46 km uzaklıkta konumlanmıştır. Nazilli’nin Nüfusu Nazilli’nin nüfusu 2023 yılında yapılan sayıma göre 162.074 kişi olmuştur. Nazilli’nin nüfusu son dönemlerde oldukça artmıştır. Bu durumun sebebi Nazilli’nin bölgede en çok gelişim gösteren ilçelerden bir tanesi olmasıdır. Nazilli’de yaşayan insanların büyük bir çoğunluğu tarım ve ticaret sektörü ile uğraşmaktadır. Bu durumun sebebi bölgenin hem tarıma hem de ticarete uygun bir konuma sahip olmasıdır. Nazilli’nin TarihçesiNazilli, Ege bölgesinde bulunan bütün ilçeler gibi köklü bir tarihe sahiptir. Nazilli, Antik Çağ dönemlerinde Karya olarak adlandırılan kutsal bölgenin iç kesimlerinde yer aldığı için oldukça önemli bir yer olmuştur. Özellikle de Helenistik dönemde Nazilli, daha fazla önemli bir yer olmuştur. Roma İmparatorluğu ve Bizans İmparatorluğu gibi efsanevi medeniyetler için de Nazilli, farklı bir öneme sahip olmuştur. Bu önem, Nazilli’nin hem dini açıdan hem de ticari açıdan önemli bir konuma sahip olmasından kaynaklanır. Nazilli’de Gezilecek YerlerNazilli Uzun Çarşı: İlçe merkezinde bulunan Nazilli Uzun Çarşı, yöresel kıyafetler ve lezzetli yemekler gibi birçok şeyi bulabileceğiniz bir alandır. Nazilli Uzun Çarşı, Nazilli ilçesinin ikonik simgelerinden biri olmayı başarmıştır. Dokuzun Hamamı: Ne zaman ve hangi medeniyet tarafından inşa edildiği bilinmeyen Dokuzun Hamamı, ilçe merkezine 20 km uzaklıktadır. Bu hamamda bulunan bazı semboller ve kalıntılar, hamamın büyük bir ihtimalle Osmanlı döneminde inşa edildiğini göstermektedir. Büyük oranda tahribata uğramış ve yıkılmış olan Dokuzun Hamamı, orijinalliğinin bozulmaması açısından restore edilmemiştir. Kuşadası: Nazilli ilçe merkezine 100 km uzaklıkta yer alan Kuşadası, turizm denildiği zaman akıllara gelen yerlerden bir tanesidir. Kuşadası, çok eğlenceli aktiviteler yapabileceğiniz turistik bir yerdir. Nazilli Çobanlar Şelalesi: Birçok kişi Nazilli ilçesinde şelale olmadığını zannetse de bu aslında büyük bir yanılgıdır. Nazilli Çobanlar Şelalesi Nazilli ilçe merkezine yaklaşık 18 km uzaklıktadır. Buna ek olarak Nazilli Çobanlar Şelalesi’nde bir yürüyüş alanı da bulunmaktadır. Nazilli Çobanlar Şelalesi’ni ziyaret ederek doğayla iç içe vakit geçirebilir, yürüyüş yapabilir ya da piknik yapabilirsiniz. Nysa Antik Kenti: En güzel antik kentlerden biri olan Nysa Antik Kenti, Nazilli ilçe merkezine 13 km uzaklıkta konumlanmıştır. Bu antik kentte Roma İmparatorluğu, Büyük Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti tarafından bırakılmış kalıntılar bulunmaktadır.

Keskin nerenin ilçesi, nerede, hangi şehirde? Keskin nasıl bir yer?

19 Şubat 2024 at 17:00
Keskin, birçok kişi tarafından Ankara ilinin bir ilçesi olarak bilinir. Ancak, keskin ilçesi aslında Kırıkkale ilinin bir ilçesidir. Fabrikaları ile tanınan Keskin, yalnızca sanayi açısından değil, turizm açısından da önemlidir. Bu durumun sebebi Keskin ilçesinin bulunduğu bölgedeki diğer ilçelere oranla daha çok tarihi alana sahip olmasıdır. Bu tarihi alanlar sayesinde Keskin, Kırıkkale şehrine turizm konusunda küçük de olsa ilerleme kaydettirmeyi başarmıştır. Keskin, yüzölçümü açısından Kırıkkale şehir merkezinden daha büyüktür. Buna ek olarak Keskin, leziz yemekleri ile de tanınmaktadır. Özellikle de Keskin usulü tava yemeği, yabancı turistlerin bile beğendiği bir lezzet olmuştur. Keskin Nerenin İlçesi, Nereye Bağlı?Keskin ilçesinin bağlı olduğu şehir, Kırıkkale şehridir. Keskin Nerede?Keskin, Kızılırmak Nehri'nin kollarından biri olan Kesikköprü Barajı'nın yakınlarında bulunur. Bu nedenle tarıma dayalı ekonomik faaliyetlerin yoğun olduğu bir bölgedir. İlçenin çevresi tarım arazileriyle çevrilidir ve bu arazilerde buğday, arpa, mısır gibi ürünler yetiştirilir. Ayrıca hayvancılık da önemli bir geçim kaynağıdır. Keskin, bağlı olduğu Kırıkkale şehrinin Balışeyh, Delice, Yanişhan, Çelebi ve merkez ilçeleri ile komşudur. Buna ek olarak Keskin, Kırşehir ili ile de komşudur. Keskin’in bu konumu yalnızca tarım açısından değil, ulaşım açısından da avantajlı olmasını sağlamıştır. Keskin’in NüfusuKeskin ilçesinin nüfusu 2023 yılında elde edilmiş olan verilere göre 16.938 kişidir. Keskin, nüfus konusunda son yıllarda gerileme yaşamıştır. Bu gerilemenin sebebi, Keskin yerine sanayi açısından daha gelişmiş şehirlerin popüler hale gelmesidir. Keskin, sanayiden çok tarım gibi faaliyetlerle uğraşanların yaşamak için tercih ettikleri ilçeler arasındadır. Keskin ilçesi etnik açıdan da zengindir. Örnek olarak; Keskin ilçesinde yaşayan birçok Kırım Tatarı vardır. Keskin’in TarihçesiKeskin’in tarihine bakıldığı zaman en çok dikkat çeken bilgi, bölge halkının Türkistan’dan gelmiş olduğudur. Buna ek olarak Keskin ilçesinde hala yaşayan Kırım Tatarları da geçmiş dönemlerde bölgeye ticaret amaçlı gelip yerleşik hayata geçmişlerdir. Keskin, Osmanlı Devleti döneminde hem ticari açıdan hem de yerleşim yeri olarak büyük bir öneme sahip olmuştur. Keskin’de Gezilecek YerlerSulu Mağara: 285 metre uzunluğunda olan Sulu Mağara, üç katlı bir mağaradır. Bu mağarada hem doğal hem de beşerî bölümler bulunmaktadır. Mağaranın taş duvarları, erken Hristiyanlık dönemlerinde inşa edilmiştir. Sulu Mağara, görebileceğiniz en ilginç yerlerden biridir. Bu mağaranın da tıpkı diğer nemli mağaralarda olduğu gibi astım hastalığına iyi gelen etkileri olduğuna inanılır. Keskin Çarşısı: İlçe merkezinde bulunan Keskin Çarşısı, Osmanlı Devleti dönemlerinden beri bölgenin ana çarşısı olarak kullanılır. Bu çarşıda yalnızca bölgede üretilen hediyelik eşyalar değil, yöresel lezzetler de satılmaktadır. Buna ek olarak Çarşı’nın etrafında başka tarihi alanlar da bulunur. Çarşı Camii: Keskin Çarşısı’na 2 km uzaklıkta yer alan Çarşı Camii, 1871 yılında inşa edilmiştir. Osmanlı Devleti döneminde inşa edilmiş olan bu camının mimarı bilinmemektedir. Çarşı Camii, zamanla tahribata uğrama tehlikesi ile karşı karşıya kalsa da 1966 yılında yapılan restorasyon sayesinde günümüzde hala varlığını sürdürmektedir. Ceritkale Kaya Mezarlığı: İlçe merkezine 10 km uzaklıkta olan Ceritkale Kaya Mezarlığı adından da anlaşılabileceği üzere Cerikale Köy Yolu çıkışında konumlanmıştır. Bu kaya mezarların kim tarafından ve ne zaman oyulduğu tam olarak bilinmese de Roma İmparatorluğu dönemlerinde kullanıldığı düşünülmektedir.

Kelkit nerenin ilçesi, nerede, hangi şehirde? Kelkit nasıl bir yer?

19 Şubat 2024 at 16:44
Kelkit, ülkemizin Doğu Karadeniz bölgesinde bulunan bir ilçedir. Doğu Karadeniz'in dağlık ve yeşilliklerle dolu doğal güzelliklerine sahip olan bu ilçe, tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Kelkit Çayı'nın geçtiği bir vadide yer almasıyla tarım açısından da oldukça verimlidir. Kelkit'te genellikle Türk nüfus yoğunluktadır. Kelkit halkının büyük bir kısmı tarım ve hayvancılıkla uğraşırken, bir kısmı da ticaret ve hizmet sektöründe çalışmaktadır. İlçenin ekonomisi genellikle tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Özellikle fındık üretimi oldukça yaygındır. Buna ek olarak ilçede sanayi ve küçük ölçekli işletmeler de bulunmaktadır. Kelkit, yöresel lezzetleri ile de dikkat çekmiş bir ilçedir. Özellikle de Kelkit usulü tavuklu keşkek çok meşhurdur. Kelkit usulü tavuklu keşkeğin diğer bölgede yapılan keşkeklerden farklı olmasının sebebi, bol tereyağlı olması ve yoğurt kullanılarak yapılmasıdır. Kelkit Nerenin İlçesi, Nereye Bağlı?Kelkit, Gümüşhane şehrine bağlı olan bir ilçedir. Kelkit Nerede?Kelkit, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yer alan bir ilçedir ve Gümüşhane iline bağlıdır. Doğusunda Köse İlçesi, batısında Şiran İlçesi, kuzeyinde Gümüşhane ili, güneyinde ise Erzincan ili ile komşudur. Coğrafi olarak dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahip olan Kelkit, Gümüşhane'nin güney kesiminde konumlanmıştır. İlçe toprakları, akarsu vadileri ile yarılmış paralel dağ sıralarından oluşur. Gümüşhane Dağları kuzeyini, Çimen, Akdağ (Sipikör) ve Otlukbeli dağları güneyini çevreler. Kelkit Vadisi, ilçenin çevresinde genişleyerek Kelkit Çayı tarafından sulanır ve tarım alanlarına ev sahipliği yapar. Kelkit'te birçok su kaynağı bulunmaktadır, bunlar arasında Sıtma Pınarı, Gorden, Korpuğar, Eğri Göze, Gülizarın Pınarı gibi isimler yer alır. Kelkit’in NüfusuKelkit’in nüfusu, 2023 yılında yapılan sayımlara göre 40.875 kişidir. Kelkit, son yıllarda nüfus konusunda herhangi bir düşüş ya da ilerleme yaşamamıştır. Bu durumun sebebi Kelkit’in biraz kendine has bir ilçe olmasıdır. Yani, Kelkit ne göç verecek kadar az gelişmiş ne de göç alacak kadar aşırı gelişmiş bir ilçe değildir. Buna ek olarak Kelkit, Karadeniz havasını ve kültürünü seven kişilerin yaşamaktan keyif alacağı bir ilçedir. Özellikle de tarım ile uğraşan kişiler Kelkit ilçesinde işlerini ilerletebilirler. Kelkit’in TarihçesiKelkit, tarih boyunca birçok medeniyetin izlerini taşıyan önemli bir yerleşim merkezidir. Geçmişi, MÖ 3000'lere kadar uzanmaktadır ve antik Satala yerleşimi gibi önemli merkezlere ev sahipliği yapmıştır. Hititler döneminde Kelkit ve çevresi, Urartuların egemenliği altına girmiş ve sonrasında Ahameniz İmparatorluğu'nun Satraplık İdaresi altında kalmıştır. Makedonya İmparatorluğu'nun Persleri yenmesinden sonra Kelkit, Makedon egemenliğine katılmıştır. Daha sonra Pontus Krallığı, Roma ve Bizans hakimiyeti dönemlerini yaşamıştır. Roma döneminde, Kelkit önemli bir sınır şehri olarak görülmüştür. Bölge, Anadolu Selçuklu Devleti tarafından Türk toprağı haline gelmiştir. Osmanlı Devleti döneminde de Kelkit, önemli bir yerleşim yeri ve ticaret kazası olmuştur. Kelkit’te Gezilecek YerlerKelkit Kalesi: Bizans İmparatorluğu tarafından inşa edilmiş olan Kelkit Kalesi zamanla tahribata uğrasa da günümüzde hala varlığını sürdürmektedir. Kelkit Müzesi: Kelkit ilçe merkezinde bulunan Kelkit müzesi, birçok tarihi eserin sergilendiği bir müzedir. Bu müzede, Kelkit ilçesine hükmeden çeşitli medeniyetlerin kalıntılarını görebilir ve eşsiz fotoğraf kareleri çekebilirsiniz. Kelkit Kayak Merkezi: Kış aylarında yapacağınız Kelkit ziyaretlerinizde mutlaka bölgenin en ünlü kayak merkezi olan Kelkit Kayak Merkezi’ni ziyaret ederek kış sporlarının tadını çıkartmalısınız.

❌
❌