Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Dün — 2 Aralık 2023NTV

Türkiye'de AIDS 8-10 kat arttı

Tarafından: NTV
2 Aralık 2023 at 10:05
Türkiye'de AIDS 8-10 kat arttı

Dünya genelinde 38 ila 40 milyon kişi ölümcül olabilen AIDS enfeksiyonu taşıyor. Vaka sayısı küresel ölçekte düşüşe geçerken Türkiye'de ise olumsuz bir tablo var. Uzmanlar Türkiye'de son 10 yılda AIDS'e yakalananların sayısının 10 kat arttığını belirtiyor.

"AIDS Türkiye'de 8-10 kat arttı"

Tarafından: NTV
2 Aralık 2023 at 09:49

Dünya genelinde 38 ila 40 milyon kişi ölümcül olabilen AIDS enfeksiyonu taşıyor. Vaka sayısı küresel ölçekte düşüşe geçerken Türkiye'de ise olumsuz bir tablo var. Uzmanlar Türkiye'de son 10 yılda AIDS'e yakalananların sayısının 10 kat arttığını belirtiyor.

Türkiye'de 40 bine yakın kişi HİV virüsü taşıyor. Üstelik bu sadece tespit edilebilen vakalar. Gerçek sayının bunun 3 katı olabileceği tahmin ediliyor. Hastalık tüm dünyada azalırken Türkiye'de artıyor. Türkiye'deki durumu anlatan HIV Enfeksiyonu Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Özlem Altuntaş, "Son 10 yıl içinde dünya genelinde yüzde 38'lik bir azalma mevcut yeni olgu sayılarında. Bizde de 2013'ten günümüze kadar düşündüğümüzde yeni olgu sayılarında 8 ila 10 katlık bir artışla karşı karşıyayız" dedi.Gelişen tedavi yöntemleriyle birlikte AİDS'ün ölüme neden olması engellenebiliyor. Düzenli kontrollere gidilmesi kritik öneme sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr. altuntaş, "HİV enfeksiyonuna neden olan virüs bağışıklık sistemini hedef aldığı için bağışıklık sistemini o kadar korumuş oluyoruz. Tedaviye başlamamızın hem hastaya bağışıklık sistemini korumak açısından faydası var hem de tedavi alıp günümüzde virüs çoğalmasını engellediğimiz kişilerde virüsün bulaşmasını engellemiş oluyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Erken teşhis için kan testi yapılması gerekiyor. Ancak farklı nedenlerle herkes bu teste yanaşmayabiliyor. Altuntaş, "Test yaptırıldığı zaman ayrımcılığa damgalamaya maruz kalma endişesi kişilerde genellikle test yaptırmanın önüne geçiliyor. Anonim test merkezlerine gidilebilir herhangi bir isim vermeden ücret ödemeden yaptırılan testlerden ülkemizde sayısı çok yaygın olmamakla beraber kişiler gidip test yaptırabilirler" açıklamasında bulundu. Anomim test merkezlerinden İstanbul'da dahi sadece 2 tane var. Uzmanlar bu sayının artması gerektiğini söylüyor.

Günlük burç yorumları (2 Aralık 2023)

Tarafından: NTV
2 Aralık 2023 at 00:00
Günlük burç yorumları (2 Aralık 2023)

Astrolog Murat İpek'ten 2 Aralık 2023 Koç, Boğa, Yengeç, İkizler, Aslan, Başak, Terazi, Kova, Akrep, Yay, Oğlak, Balık burcu yorumları…

Ay Aslan burcunda hareketine devam ediyor. Ay Aslan burcunda kişi biraz abartma eğiliminde olabilir. Bugün seçim yapmak için iyi bir gün olmayabilir.   MURAT İPEK / [email protected]
KOÇ Zamanınızı etkili bir şekilde kullanmak, verimliliğinizi artıracak ve stresi azaltacaktır. Planlama yapın, takvim kullanın ve kendinize hedefler belirleyin.
BOĞA İletişim becerilerinizi geliştirin. İnsanlarla etkili bir şekilde iletişim kurmak, ilişkilerinizi güçlendirecek ve iş yaşamında başarılı olmanıza yardımcı olacaktır.
İKİZLER Kişisel gelişiminize zaman ayırın. Okumak, öğrenmek ve yeni beceriler edinmek için kendinize sürekli bir fırsat yaratın.
YENGEÇ Pozitif bir bakış açısı benimseyin. Olumlu düşünmek, zorlukları aşmanıza ve hayatınızı daha mutlu bir şekilde yaşamanıza yardımcı olur.
ASLAN İçsel dengeye odaklanın. Zihinsel, duygusal ve ruhsal sağlığınıza özen gösterin. Meditasyon, yoga veya rahatlama teknikleri gibi uygulamalarla kendinizi dengeleyin.
BAŞAK Kendinize zaman ayırın. Hobi edinin, ilgi duyduğunuz aktivitelere vakit ayırın ve kendinizle kaliteli zaman geçirin.
TERAZİ Empati yapmayı öğrenin, dinlemeyi ve anlamayı önemseyin. Açık ve net bir şekilde ifade edin ve karşı tarafa saygı gösterin.
AKREP Kendinizi geliştirmek, özgüveninizi artırır, yeni perspektifler kazandırır ve kişisel tatmin sağlar.
YAY İçsel huzuru sağlamak için kendinizi önemseyin ve kendinizi tanımak için sürekli keşifler yapın.
OĞLAK Ailenin kaynakları ve yatırımlar gündemde olabilir, çeşitli şekilde gayrimenkul alım/satımı söz konusu olabilir.
KOVA Yeni bilgi ve deneyimlerin kapısı aralanabilir, öğrenmeye açık ve istekli olduğunuz konular karşınıza çıkabilir.
BALIK Eğitim ve seminer amaçlı seyahatlerde bulunabilir, farklı alanlarda başlangıçlar yapabilirsiniz.
Dünden önceki günNTV

Doğum sırasında annenin vücudunda unutulan gazlı beze inceleme

Tarafından: NTV
1 Aralık 2023 at 14:23
Doğum sırasında annenin vücudunda unutulan gazlı beze inceleme

Antalya’da 2 yıl önce doğum yapan Y.S.’nin vücudunda 30 santimetre uzunluğunda gazlı bez unutuldu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü, olaya ilişkin hastane ve doktor hakkında inceleme başlattı.

Antalya’da doğum yapan kadının vücudunda gazlı bez unutuldu. Kentte yaşayan Y.S., 2021 yılında kızını dünyaya getirmek için özel hastanede doğuma girdi. Burada sezaryenle doğumu gerçekleştirilen kadın, taburcu edildiği gün kusma ve ağrı şikayetiyle tekrar aynı hastaneye başvurdu. Bağırsaklarındaki sıkıntı nedeniyle 12 gün hastanede yatan Y.S., bu süreçte dünyaya getirdiği kızından da ayrı kaldı. Annesinin emziremediği bebek, mamayla beslendi. Taburcu edilmesinden 2 gün sonra Y.S.’nin doğum sonrası atılan dikişlerinden iltihap akmaya başladı. Tekrar hastaneye başvuran Y.S.’ye, doğumu yaptıran doktor D.A., iddiaya göre durumun normal olduğunu, iltihabın zamanla biteceğini söyledi.2 YIL BOYUNCA ARA ARA AĞRI ÇEKTİ Hastaneden ayrılan Y.S.’nin 2 yıl boyunca ara ara ağrıları ve iltihap akıntısı devam etti. Bu sürede başvurduğu hastanelerde sonuç alamayan kadın, ağrıyla geçen 2 yılın ardından 2 ay önce Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdu. TOMOGRAFİDE ORTAYA ÇIKTI Burada yapılan kontrolde, doktor tomografi istedi. Çekilen tomografide, Y.S.’nin vücudunda doğum sonrası unutulan sargı bezi görüldü. İhmal nedeniyle 2 yıldır yaşadıklarından dolayı şoke olduğunu belirten Y.S.'nin vücudundaki 30 santimetrelik gazlı bez ameliyatla çıkarıldı. Olayla ilgili dava açmaya hazırlanan Y.S.’nin durumunun gündeme gelmesinin ardından, Antalya İl Sağlık Müdürlüğü, hastane ve doktor D.A. hakkında inceleme başlattı.

Bugün 1 Aralık Dünya AIDS günü: Dünya AIDS Günü mesajları

Tarafından: NTV
1 Aralık 2023 at 11:38
Bugün 1 Aralık Dünya AIDS günü: Dünya AIDS Günü mesajları

Dünya AIDS Günü her yıl 1 Aralık tarihi olarak kabul edilmiştir. Bugün HIV'in yayılması ve AIDS hastalığının artışına karşın bilincin yükseltilmesi amacına adanmıştır. Dünya AIDS gününe dikkat çekmek isteyen vatandaşlar, sosyal medya hesaplarından paylaşımda bulunuyor.

HIV/AIDS konusunda toplum farkındalığını artırmak üzere, 1 Aralık günü 1988 yılından beri Dünya AIDS Günü olarak kabul edilmiştir. Hükûmetler ve sağlık yetkilileri bu günde çeşitli forumlar ve konuşmalar düzenlerler. 1995 yılından bu yana ABD Dünya AIDS Gününü resmi olarak tanımıştır. Diğer ülke hükûmetleri de benzer tutumlar alarak, aynı konuda açıklamalar yapmıştır.

AIDS hastalığı nedeniyle 1981 yılından 2007'ye kadar olan zaman döneminde 25 milyon insan ölmüştür. 2007 yılı istatistiklerine göre 33 milyon HIV Pozitif kişi dünyada yaşamaktadır. Bu rakamlar doğrultusunda AIDS, dünyanın en yaygın yıkıcı hastalıklarından biridir. Bu hastalığa sahip olan ve taşıyanların arasında çocuklar da vardır.

1 ARALIK DÜNYA AIDS GÜNÜ MESAJLARI

"1 Aralık Dünya Aids Günü. İhmal etme, bilgilen, farkında ol, tedavi ol!" "1 ARALIK DÜNYA AIDS GÜNÜ! Virüsle savaşmanın en etkili yolu ondan korunmaktır." "HIV/AİDS artık tanı konduğunda durdurulabiliyor. Önemli olanın “farkında olmak” ve “zamanında tedavi olmak” olduğunu unutmayın!" "AIDS, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bu nedenle korunmak, riskli durumlarda test yaptırmak çok önemlidir. Farkındalık hayat kurtarır."

"Toplumsal Farkındalığı Koru, Hastalıktan Bir Adım Önde Ol! "

"Aids hayatın içide! Bilgilenmek, farkında olmak ve korunmak ise bizim elimizde."

Karabük'te tavuk döner 13 kişiyi hastanelik etti

Tarafından: NTV
1 Aralık 2023 at 09:32
Karabük'te tavuk döner 13 kişiyi hastanelik etti

Karabük'te tavuk döner yiyen 13 kişi gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye başvurdu. 12 kişi taburcu edilirken, bir kişinin durumunun da iyi olduğu öğrenildi.

Hürriyet Mahallesi'ndeki lokantada tavuk döner yiyen 13 kişi, mide bulantısı, ağrı ve ishal şikayetiyle Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvurdu. Gıda zehirlenmesi şüphesiyle müdahalede bulunulan kişilerden 12'si, tedavilerinin ardından taburcu edildi. Tedavisi süren kişinin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Öte yandan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekiplerince, incelenmek üzere lokantadaki tavuk dönerden numune alındığı bildirildi.

DSÖ: 2022'de dünya genelinde 249 milyon sıtma vakası görüldü

Tarafından: NTV
1 Aralık 2023 at 05:57
DSÖ: 2022'de dünya genelinde 249 milyon sıtma vakası görüldü

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2022'de dünya genelinde yaklaşık 249 milyon sıtma vakasının tespit edildiğini bildirdi. En büyük artışların Pakistan, Etiyopya, Nijerya, Papua Yeni Gine ve Uganda'da olduğuna değinildi.

DSÖ tarafından "2023 Dünya Sıtma Raporu" açıklandı. Raporda, çocuklar ve hamile kadınlarda sıtmanın önlenmesine yardımcı olmak için kaydedilen ilerlemelere ve ilaçlara erişimin genişletilmesi yönündeki adımlara rağmen daha fazla insanın sıtmaya yakalandığı belirtildi. 2022'de dünya genelinde yaklaşık 249 milyon kişinin sıtma hastalığına yakalandığı aktarılan raporda, "Bu sayı, 2019'da, pandemi öncesi seviye olan 233 milyonu 16 milyon vakayla aştı. Küresel olarak sıtmaya karşı mücadele, Covid-19'un neden olduğu aksaklıkların yanı sıra ilaç direnci, insani krizler, kaynak kısıtlamaları, iklim değişikliğinin etkileri ve hastalık yükünün yüksek olduğu ülkelerde programın uygulanmasındaki gecikmeler gibi giderek artan sayıda tehditle de karşı karşıya kaldı." ifadeleri kullanıldı. Raporda, sıcak hava dalgaları ve su baskını gibi aşırı hava olaylarının da bulaşmayı ve hastalık yükünü doğrudan etkileyebileceği kaydedilerek, Pakistan'da 2022'de yaşanan sel felaketinin ülkedeki sıtma vakalarının beş kat artmasına neden olduğunun altı çizildi."PAKİSTAN'DA 2022'DE 2,6 MİLYON SITMA VAKASI GÖRÜLDÜ" Covid-19 salgınının sıtma hizmetlerini önemli ölçüde aksattığı vurgulanan raporda, pandemi sürecinin hem vaka hem de ölüm oranlarında artışa yol açarak hastalığa karşı mücadeleyi olumsuz etkilediği bildirildi. Raporda, dünya genelinde 2022'de bir önceki yıla göre 5 milyon ilave sıtma vakası yaşandığına, en büyük artışların Pakistan, Etiyopya, Nijerya, Papua Yeni Gine ve Uganda'da olduğuna değinildi. Pakistan'da 2021'de 500 bin sıtma vakasının görüldüğü ve bu rakamın 2022'de 2,6 milyona çıktığı raporda yer aldı. En yüksek oranda sıtma vakalarının görüldüğü 11 ülkede yeni enfeksiyon ve ölüm oranlarının, salgının ilk yılındaki ilk yükselişin ardından sabitlendiği hatırlatılan raporda, bu ülkelerde 2022'de tahmini 167 milyon sıtma vakası ve 426 bin buna bağlı ölüm yaşandığı kaydedildi. Raporda, DSÖ tarafından önerilen ilk sıtma aşısı RTS,S'nin üç Afrika ülkesinde aşamalı olarak kullanıma sunulması da "başarılı" olarak değerlendirildi. "İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TEHDİDİ SITMAYLA MÜCADELEDE GÖZ ARDI EDİLMEMELİ" DSÖ'nün, ekimde sıtma riski taşıyan çocuklarda hastalığın önlenmesi için R21/Matrix-M adı verilen ikinci bir aşıyı önerdiği de anımsatılan raporda, "İki sıtma aşısının mevcudiyetinin arzı artırması ve Afrika genelinde geniş ölçekli dağıtımı mümkün kılması bekleniyor." ifadeleri kullanıldı. Raporda, "Hastalık yükünün düşük olduğu birçok ülkede sıtmanın ortadan kaldırılmasına yönelik ilerleme kaydedildi. 2022'de 34 ülke 1000'den az sıtma vakası bildirirken, 2000'de bu sayı yalnızca 13'tü. Yalnızca bu yıl, Azerbaycan, Belize ve Tacikistan DSÖ tarafından sıtmadan arınmış olarak sertifikalandırıldı." ifadeleri yer aldı. Kaynakların artırılması, güçlendirilmiş siyasi kararlılık, veriye dayalı stratejiler ve yenilikçi araçlarla sıtmayla mücadelede önemli bir dönüm noktasına ihtiyaç olduğu vurgulanan raporda, eklenen iklim değişikliği tehdidinin sıtmayla mücadelede göz ardı edilmemesi gerektiği belirtildi. Raporda görüşlerine yer verilen DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, değişen iklim koşullarının, özellikle hassas bölgelerde sıtmaya karşı mücadelede ilerleme açısından önemli bir risk oluşturduğunu kaydetti. Ghebreyesus, "Sürdürülebilir ve dirençli sıtmaya karşı müdahalelere, küresel ısınmanın hızını yavaşlatmaya ve etkilerini azaltmaya yönelik acil eylemlerle birlikte artık her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyor." ifadelerini kullandı.

HIV tamamen önlenebilir: Umut veren ilaç

Tarafından: NTV
30 Kasım 2023 at 15:10
HIV tamamen önlenebilir: Umut veren ilaç

HIV virüsünün vücuda bulaşmasına engel olan yeni bir ilaç geliştirildi. İlacın hastalığın bulaşma süreci için etkili bir önleyici olduğu kanıtlandı.

HIV tedavisinde kullanılmak üzere geliştirilen ilaç İngiltere genelinde 24 bin kişi üzerinde test edildi. Araştırma sonucunda ilaç "güven verici" olarak tanımlandı. Çalışma, Ekim 2017 ile Temmuz 2020 arasında İngiltere genelinde 157 cinsel sağlık kliniğinde gerçekleştirildi. Sonuçları LANCET HIV dergisinde yayınlanan çalışma, PrEP ilacının kullanımının HIV'e yakalanma olasılığını yüzde 86 oranında azalttığını ortaya koydu. Mevcut HIV tedavi ilaçları Tenofovir disoproksil ve Emtrisitabin içeren PrEP, HIV'in vücuda girmesini ve kendi kopyalarını oluşturmasını durdurarak çalışıyor. Günlük olarak kullanılabileceği gibi cinsel ilişki öncesinde de alınabiliyor. Araştırmada görev alan Dr. John Saunders "Bu çalışma, PrEP'in HIV bulaşmasını önlemedeki etkinliğini bir kez daha ortaya koydu. İlk kez daha önceki denemelerde bildirilen koruyucu etkisini gösterdi." dedi. İLACIN ETKİNLİĞİ DOĞRU KULLANIMA BAĞLI Doktor Saunders konuşmasında ilacın etkinliğinin birçok faktöre, özellikle de ilacın doğru şekilde alınıp alınmadığına bağlı olduğunu söyledi. Chelsea ve Westminster Hastanesi ile "PrEP Etki Denemesine" liderlik eden Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Ajansı, bunun türünün şimdiye kadarki en büyük "gerçek dünya" araştırması olduğunu belirtti. ''SIFIR HIV GEÇİŞİ'' Ajans, ilacın etkinliğinin hükümetin 2030 yılına kadar "sıfır HIV geçişi" hedefine ulaşılmasına yardımcı olacağına, ancak daha fazla kişinin ilacı alması gerektiğine dikkat çekti. HIV hakkında kampanyalar yürüten İngiliz yardım kuruluşu Terrence Higgins Trust, pek çok kişinin bu ilacın varlığından haberi olmadığını belirterek ilaca daha kolay erişim sağlanmasının önemine vurgu yaptı.

HIV'de umut veren ilaç

Tarafından: NTV
30 Kasım 2023 at 14:40
HIV'de umut veren ilaç

HIV'in bulaşmasının önlenmesine yönelik önemli bir çalışmanın sonuçları yayımlandı. HIV'in vücuda bulaşmasını durduran ilacın oldukça etkili bir önleyici tedavi olduğu açıklandı.

HIV'in vücuda bulaşmasını durduran ilacın oldukça etkili bir önleyici tedavi olduğu kanıtlandı. İngiltere genelinde 24 bin kişiyle yapılan araştırmanın sonuçları "güven verici" olarak tanımlandı. Çalışma, Ekim 2017 ile Temmuz 2020 arasında İngiltere genelinde 157 cinsel sağlık kliniğinde gerçekleştirildi. Sonuçları Lancer HIV dergisinde yayınlanan çalışma, PrEP ilacının kullanımının HIV'e yakalanma olasılığını yüzde 86 oranında azalttığını ortaya koydu.Mevcut HIV tedavi ilaçları Tenofovir disoproksil ve Emtrisitabin içeren PrEP,  HIV'in vücuda girmesini ve kendi kopyalarını oluşturmasını durdurarak çalışıyor. Günlük olarak kullanılabileceği gibi cinsel ilişki öncesinde de alınabiliyor. Araştırmada görev alan Dr. John Saunders "Bu çalışma, PrEP'in HIV bulaşmasını önlemedeki etkinliğini bir kez daha ortaya koydu. İlk kez daha önceki denemelerde bildirilen koruyucu etkisini gösterdi." dedi. İlacın etkinliğinin birçok faktöre, özellikle de ilacın doğru şekilde alınıp alınmadığına bağlı olduğunu söyledi. Chelsea ve Westminster Hastanesi ile "PrEP Etki Denemesine" liderlik eden Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Ajansı, bunun türünün şimdiye kadarki en büyük "gerçek dünya" araştırması olduğunu belirtti. Ajans, ilacın etkinliğinin hükümetin 2030 yılına kadar "sıfır HIV geçişi" hedefine ulaşılmasına yardımcı olacağına, ancak daha fazla kişinin ilacı alması gerektiğine dikkat çekti. HIV hakkında kampanyalar yürüten İngiliz yardım kuruluşu Terrence Higgins Trust, pek çok kişinin bu ilacın varlığından haberi olmadığını belirterek ilaca daha kolay erişim sağlanmasının önemine vurgu yaptı.

Kocaeli'de yanlış teşhisle iki memesinin alınan kadına tazminat ödenecek

Tarafından: NTV
28 Kasım 2023 at 15:31
Kocaeli'de yanlış teşhisle iki memesinin alınan kadına tazminat ödenecek

Kocaeli'de 6 yıl önce gittiği özel hastanede yanlış teşhisle iki memesinin alındığı iddiasıyla hastane ve 2 doktora dava açan kadına, tazminat ödenmesine hükmedildi.

Kocaeli 1. Tüketici Mahkemesindeki duruşmaya, müşteki Çiğdem Kışlalı (51) ile taraf avukatları katıldı. Müşteki avukatı Asuman Arslan, önceki beyanlarını tekrar ettiklerini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etti. Hastane avukatı Ebru Çiftçi ile davalı doktor T.C'nin avukatı Galip Onur Demirel ve diğer davalı doktor T.İ'nin avukatı Emine Behiye Özkan ise davanın reddine karar verilmesini istedi. Mahkeme başkanı, davalıların müştereken 25 bin liralık maddi tazminatı, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ödemesine ve 200 bin lira manevi tazminata hükmetti. Çiğdem Kışlalı'nın eski eşi Ulvi Hamzaoğlu'nun ise manevi tazminat talebi reddedildi.

Baba ve oğlu demir sopayla sağlık çalışanlarına saldırdı

Tarafından: NTV
28 Kasım 2023 at 06:41
Baba ve oğlu demir sopayla sağlık çalışanlarına saldırdı

Kütahya’da kendilerine adres soran sağlık çalışanlarının içinde olduğu ambulansın önünü kesen Mehmet K. ve oğlu Hüseyin Mert K., demir sopayla saldırarak 3 sağlık personelini yaraladı. Sağlıkçıların ‘beyaz kod’ vermesi üzerine gelen polis ekiplerince baba ve oğlu gözaltına alındı.

Kütahya İl Ambulans Servisi Başhekimliği’ne bağlı 3 kişilik ambulans ekibi, Maltepe Mahallesi Ahmet Yakupoğlu Caddesi’nde alkollü bir kişinin merdivenlerden düştüğü ihbarı aldı. Kısa sürede caddeye giden sağlık personeli yolda Mehmet K.’ya hasta yakını olup olmadığını ve ihbar edilen adresi bilip bilmediğini sordu. Mehmet K.’nın gösterdiği eve giden sağlık ekipleri, kapının açılmaması üzerine komuta merkeziyle yeniden iletişime geçti. Merkezin, düşen kişinin bir alt sokakta oturduğunu bildirmesi üzerine araca binen sağlık personelinin önünü kesen Mehmet K., sağlık çalışanlarına hakaret etti. Ardından oğlu Hüseyin Mert K. ile birlikte demir sopalarla 3 sağlık çalışanına saldırarak darbetti. Sağlık ekiplerinin telsiz anonsuyla ‘beyaz kod’ vermesi üzerine olay yerinden kaçan şüpheliler, gelen polis ekipleri tarafından kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Yaralanan sağlık çalışanları M.A., A.K. ve G.Y., olay yerine gönderilen başka bir ambulansla kaldırıldıkları Kütahya Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Düşen kişiye ise başka bir ambulans gönderildi. Şüpheli baba ve oğlunun emniyetteki işlemleri sürüyor.

Aralık ayında hangi balıklar yenir? İşte kasım ayında en lezzetli balıklar

Tarafından: NTV
27 Kasım 2023 at 22:36
Aralık ayında hangi balıklar yenir? İşte kasım ayında en lezzetli balıklar

Sağlıklı beslenen kişilerin vazgeçilmezi olan balık; folik asit, fosfor, kalsiyum, iyot ve selenyum gibi mineraller içeriğiyle de çok zengin bir besin. Kış sofralarının da en gözde besinlerinden olan balıklar, doğru zamanda tüketildiğinde daha sağlıklı oluyor. Peki, Aralık ayında hangi balıklar yenir?

İçinde bulunduğumuz sonbahar mevsimi, balık sezonunun en canlı aylarından biri olarak biliniyor. Sofralarını balıkla süslemek isteyen vatandaşlar da özellikle Aralık ayında lezzetli olan balıklar hakkında bilgi almak istiyor. İşte, "hangi ayda hangi balık yenmeli?" sorusunun yanıtı... Diyetisyen Olcay Barış, hangi ayda hangi balığın daha lezzetli ve yararlı olduğunu ise şöyle anlattı: Ocak: Bu ayın en lezzetli balıkları uskumru, lüfer, palamut ve istavrittir. Çinekop, tekir, kefal, kırlangıç ocak ayında en bol dönemini yaşayan balıklardır. Şubat: Kalkan mevsiminin başlangıcıdır. Tekir, gümüş, hamsi, izmarit, kalkan, mersin, torik, kefal, levrek şubat ayında lezzetlidir. Mart: Gümüş, izmarit, mezgit, kalkan, kaya balığı, mezgit, kefal, levrek, yayın balıkları mart ayının lezzetli ve bol bulunan balıklarındandır. Nisan: Gümüş, izmarit, kalkan, mersin, barbun, levrek, kefal, kaya balığı lezzetlidir. Nisan ayında en fazla avlanan balıklar kalkan, levrek, mercandır. Mayıs: Gümüş, izmarit, mercan, mersin, mezgit, levrek, kaya balığı en lezzetli balıklardır. Mayıs ayı deniz canlıları ve balıklar açısından çok zengin çeşitlilik gösteren bir aydır. Barbun, istakoz, levrek, tekir, dil balığı, pavurya, kılıç, kırlangıç, karides, iskorpit mayıs ayında lezzetle tüketilebilir. Haziran: Mercan, akya, kaya balığı, mersin, orkinos, orfoz, sardalya, bu ayda tüketilebilen gereken balıklardandır. Temmuz: Sardalya, çinekop, sarıağız, akya, orkinos, kaya balığı, trança, sinarit bu ayın en lezzetli balıklarıdır. İstavrit çok lezzetlidir. Ağustos: Çinekop, sarıağız, sinarit, kaya balığı, orkinos, sarıkanat lezzetlidir. İstavrit yine en lezzetli balıktır. Eylül: Kılıç ve sardalya balıkları hala lezzetlıdır. Lüfer, kolyoz, izmarit, barbun, çinekop, çipura, uskumru, kılıç ve kırlangıç eylül ayında da çok bol avlanır. Ekim: Balık sezonunun en canlı aylarından biridir. Barbunya, çipura, kılıç, levrek, lüfer, tekir, sardalya, palamut, orfoz, traça çok lezzetlidir. Palamutun en lezzetli zamanıdır. Kasım: Lüfer, palamut, orfoz, sarıağız, tekir, torik, uskumru, kefal, sazan, yayın lezzetlidir. Kasım ve Aralık, lüferin en lezzetli zamanıdır. Kasım ayı torik akışının en yoğun olduğu zamandır. Aralık: Uskumru, lüfer, palamut, torik lezzetlidir. Tekir, bolca avlanır ve hamsinin de tam lezzetli olduğu zamandır.

Endişelendiren virüs: İlk kez bir insanda görüldü

Tarafından: NTV
27 Kasım 2023 at 20:10
Endişelendiren virüs: İlk kez bir insanda görüldü

İngiltere’de domuzlarda bulunan A(H1N2)v türü influenza virüsünün ilk kez bir insanda görüldüğü açıklandı.

İngiltere Sağlık Güvenliği Ajansı (UKHSA), ülkedeki domuzlarda bulunan A(H1N2)v türü influenza virüsünün ilk kez bir insanda görüldüğünü bildirdi. UKHSA'dan yapılan açıklamada, aile hekimlikleriyle ortaklaşa yürütülen rutin ulusal grip taraması sırasında solunum semptomları görülen bir kişide A(H1N2)v virüsüne rastlandığı belirtildi. Hastaya daha sonra UKHSA tarafından da PCR testi yapıldığı aktarılan açıklamada, söz konusu hastanın iyileştiği ifade edildi. Enfeksiyonun kaynağını tespit etmek için çalışmaların devam ettiği, hastayla temaslı kişilerin ise kontrol altında tutulduğu kaydedilen açıklamada, solunum semptomları gösterenlerle temaslı kişilere test yaptırmaları tavsiyesinde bulunuldu. DÜNYADAKİ DİĞER DOMUZ GRİPLERİNDEN FARKLI İlk edinilen bilgiye göre İngiltere'de görülen A(H1N2)v'nin dünyadaki diğer A(H1N2)v'lerden de farklı olduğu belirtilen açıklamada, bunun İngiltere'deki domuzlarda bulunan griple benzer olduğu aktarıldı. Açıklamaya göre, 2005'ten bu yana dünya genelinde toplam 50 kişide A(H1N2)v görüldü. UKHSA yetkilisi Meera Chand, İngiltere'de virüsün ilk kez insanda görüldüğünü yineleyerek, "Yakın temasları takip etmek ve olası yayılmaları azaltmak için hızla çalışıyoruz. Belirlenen protokoller uyarınca, kişinin enfeksiyonu nasıl kaptığını öğrenmek ve ilişkili başka vakaların olup olmadığını değerlendirmek için araştırmalar sürüyor." dedi. Veteriner Christine Middlemiss ise hayvanlardan insanlara bulaşan virüslere işaret ederek, "Bu nedenle hayvan sağlığı standartları ve biyolojik güvenlik çok önemlidir. Hayvan ve insanlara yönelik tarama sistemlerimizle herkesi korumak için çalışıyoruz." ifadelerini kullandı. Middlemiss, domuz sürülerinde görülecek hastalıklar konusunda çiftlik sahipleri ve işletmecileri de sağlık kurumlarıyla temasta olmaları konusunda uyardı.

İngiltere'de ilk kez görüldü: Endişelendiren virüs

Tarafından: NTV
27 Kasım 2023 at 20:10
İngiltere'de ilk kez görüldü: Endişelendiren virüs

İngiltere’de domuzlarda bulunan A(H1N2)v türü influenza virüsünün ilk kez bir insanda görüldüğü açıklandı.

İngiltere Sağlık Güvenliği Ajansı (UKHSA), ülkedeki domuzlarda bulunan A(H1N2)v türü influenza virüsünün ilk kez bir insanda görüldüğünü bildirdi. UKHSA'dan yapılan açıklamada, aile hekimlikleriyle ortaklaşa yürütülen rutin ulusal grip taraması sırasında solunum semptomları görülen bir kişide A(H1N2)v virüsüne rastlandığı belirtildi. Hastaya daha sonra UKHSA tarafından da PCR testi yapıldığı aktarılan açıklamada, söz konusu hastanın iyileştiği ifade edildi. Enfeksiyonun kaynağını tespit etmek için çalışmaların devam ettiği, hastayla temaslı kişilerin ise kontrol altında tutulduğu kaydedilen açıklamada, solunum semptomları gösterenlerle temaslı kişilere test yaptırmaları tavsiyesinde bulunuldu. DÜNYADAKİ DİĞER DOMUZ GRİPLERİNDEN FARKLI İlk edinilen bilgiye göre İngiltere'de görülen A(H1N2)v'nin dünyadaki diğer A(H1N2)v'lerden de farklı olduğu belirtilen açıklamada, bunun İngiltere'deki domuzlarda bulunan griple benzer olduğu aktarıldı. Açıklamaya göre, 2005'ten bu yana dünya genelinde toplam 50 kişide A(H1N2)v görüldü. UKHSA yetkilisi Meera Chand, İngiltere'de virüsün ilk kez insanda görüldüğünü yineleyerek, "Yakın temasları takip etmek ve olası yayılmaları azaltmak için hızla çalışıyoruz. Belirlenen protokoller uyarınca, kişinin enfeksiyonu nasıl kaptığını öğrenmek ve ilişkili başka vakaların olup olmadığını değerlendirmek için araştırmalar sürüyor." dedi. Veteriner Christine Middlemiss ise hayvanlardan insanlara bulaşan virüslere işaret ederek, "Bu nedenle hayvan sağlığı standartları ve biyolojik güvenlik çok önemlidir. Hayvan ve insanlara yönelik tarama sistemlerimizle herkesi korumak için çalışıyoruz." ifadelerini kullandı. Middlemiss, domuz sürülerinde görülecek hastalıklar konusunda çiftlik sahipleri ve işletmecileri de sağlık kurumlarıyla temasta olmaları konusunda uyardı.

DSÖ'den ''acil eylem'' çağrısı

Tarafından: NTV
27 Kasım 2023 at 18:37
DSÖ'den ''acil eylem'' çağrısı

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), iklim değişikliği ve sağlık konularında atılması gereken adımlar için acil eylem çağrısı yaptı.

DSÖ, 30 Kasım-12 Aralık'ta Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) ev sahipliğinde Dubai kentinde gerçekleşecek Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı'nda (COP28) beklentilere ilişkin yazılı açıklama yaptı. DSÖ ile küresel sağlık topluluğunun iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkisinin müzakerelerin merkezinde yer almasını sağlamak için sesini yükselttiği belirtilen açıklamada, küresel tartışmaların odağını insan sağlığına yoğunlaştırmanın önemi vurgulandı. Son dönemde dünya genelinde meydana gelen "aşırı hava olayları" neticesinde dünyanın hızla ısındığı ve insanları nelerin beklediğine dair korkunç bir durumun yaşandığı kaydedilen açıklamada, "Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporunda yaklaşık 3,5 milyar insanın, iklim değişikliğine karşı oldukça savunmasız bölgelerde yaşadığı belirtiliyor.

DSÖ'nün rakamlarına göre, 65 yaş üstü kişiler arasında yüksek sıcaklığa bağlı ölümler son 20 yılda yüzde 70 arttı. Isınmayı yalnızca 1,5 derece ile sınırlamaya yönelik etkileyici ve kararlı bir çaba, şu anda gördüğümüzden çok daha kötü geleceği önleyebilir." ifadeleri yer aldı. Kuraklık, sel ve sıcak hava dalgaları gibi giderek sıklaşan ve şiddetlenen hava olaylarının sağlık hizmetleri altyapısını zorlayacağı vurgulanan açıklamada, geçen yıl Pakistan'da yaşanan sel felaketinin 8 milyon insanı yerinden ettiği ve toplamda 33 milyon kişiyi etkilediği aktarıldı. "İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, 2050'YE KADAR YAKLAŞIK 216 MİLYON İNSANI YERİNDEN EDEBİLİR" Açıklamada, "Dünya Bankasının tahminleri, cesur ve acil eyleme geçilmediği takdirde, iklim değişikliğinin 2050'ye kadar yaklaşık 216 milyon insanı yerinden edebileceğine işaret ediyor." ifadeleri kullanıldı. İklim değişikliğine karşı sağlık sistemlerini dayanıklı, düşük karbonlu ve sürdürülebilir olacak şekilde güçlendirmenin bir zorunluluk olduğu vurgusu yapılan açıklamada, hızla harekete geçilmemesi halinde sağlık sistemlerinin, iklim değişikliğinin ezici etkilerine karşı savunmasız hale geleceği belirtildi. Açıklamada, "İklim değişikliği uzak bir tehdit değil, sağlığımızı birçok yönden etkileyen mevcut bir tehlikedir." uyarısı yapıldı. Sağlık camiasının COP28'de kararlı adımlar atılması yönünde talebinin olduğu kaydedilen açıklamada, DSÖ'nün iklim değişikliği ve sağlık konularında atılması gereken adımlar için acil eylem çağrısında bulunduğu vurgulandı. "SAĞLIĞA ÖNCELİK VERMEK DİRENÇLİ TOPLUMLARIN TEMEL YAPISIDIR" Açıklamada görüşlerine yer verilen DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, "Sağlığa öncelik vermek bir seçim değil, dirençli toplumların temel yapısıdır." değerlendirmesini yaptı. COP28'de liderlerin, vatandaşlarının beklediği ve ekonomilerinin acilen ihtiyaç duyduğu sağlıkla ilgili güçlü sonuçların ortaya çıkması için mücadele etmesi gerektiğini vurgulayan Ghebreyesus, "İklimle ilgili daha cesur eylemlerin, sağlığımız ve refahımız üzerindeki muazzam faydalarını göstermeliyiz." ifadelerini kullandı.

Edirne'de doktor ve sağlıkçıya silahlı tehdit anları kamerada

Tarafından: NTV
27 Kasım 2023 at 16:30
Edirne'de doktor ve sağlıkçıya silahlı tehdit anları kamerada

Edirne'de ekim ayında bir hasta yakını, tartıştığı doktor ve sağlık çalışanını silahla tehdit etmişti. O anların görüntüsü ortaya çıktı. Olay sonrası tutuklanan sanık, davanın ilk duruşmasında doktor ve sağlık çalışanından helallik istedi. Acil servisteki silahlı saldırganın 3 yıla kadar hapsi isteniyor.

Herediter anjioödem nedir, neden olur? Herediter anjioödem belirtileri nelerdir?

Tarafından: NTV
27 Kasım 2023 at 09:31
Herediter anjioödem nedir, neden olur? Herediter anjioödem belirtileri nelerdir?

Herediter anjioödem, genellikle ilk yaşlarda çocuklarda görülmektedir ve tekrarlayan ödemler şeklinde anlaşılabilir. Kaşıntı, ağrı ve gerginlik hissi yaşatan bu hastalığın ne olduğu ve belirtileri birçok kişi tarafından merak ediliyor. Peki, Herediter anjioödem nedir, neden olur? Herediter anjioödem belirtileri nelerdir?

Herediter anjioödem, asimetrik olarak yerleşim gösteren, ürtiker (kurdeşen) olmaksızın derimizde ve iç organlarımızda şişlik (ödem) ile seyredebilen bir hastalıktır. Kaşıntının yerine ağrı ve gerginlik hissi ön plandadır. Herediter anjioödem alerjik hastalıkların gelişiminden farklı mekanizmalar ile ortaya çıkmaktadır. Herediter anjioödem, kandaki “C1 inhibitör” miktarının azlığı ya da işlevinin bozulmasıyla ortaya çıkar. C1 inhibitör yokluğunda ya da işlevini iyi yapamadığında çok etkili bir damar genişletici etkisi olan bradikinin artışı olur. Herediter Anjioödem kalıtsal olarak geçiş gösterir. Hastaların çoğunluğunda C1 inhibitör düzeyi düşükken (tip I), az bir kısmında ise C1 inhibitör işlevsel olarak yetersizdir (tip II). Son yıllarda Faktör XII mutasyonu ile ilişkili yeni bir tip (III) tanımlanmasına rağmen mekanizması tam olarak aydınlatılamamıştır. Anjioödem, edinsel olarak, özellikle geç yaşlarda lenfoproliferatif ve malign hastalığı olanlarda ya da C1 inhibitöre karşı oto antikor gelişenlerde görülebilir.

Yine antihipertansif ilaç olarak kullanılan anjiotensin converting enzim inhibitörleri(ACE-I) ile ilişkili olarak anjioödem gelişebilmektedir. Bazı anjioödem gelişen hastalarda neden tam olarak gösterilemeyebilir. HEREDİTER ANJİÖDEM BELİRTİLERİ Herediter Anjioödem bulguları genellikle ilk yaşlar içerisinde ortaya çıkar. Tekrarlayan ödem genellikle yüz, dudaklar, ağız, boğaz, soluk borusu, el-kol-bacak, genital bölgede daha sık görülür. Atakların sıklığı, şiddeti ve etkilenen organlar hastalar arasında farklılıklar gösterebilir. Erken belirti veren hastaların atakları daha şiddetli seyredebilir. Bazı hastalarda herediter anjioödem bulgularının şiddeti ergenlik döneminde artabilir. Bazı hastalarda ataklar birkaç gün sürebilir ve tedavi edilmese bile kendiliğinden geçerken, bazı hastalarda acil serviste tedavi gerektirecek kadar ciddi seyredebilir. Atakların şiddeti aynı hastada bile farklılıklar gösterebilir. Herediter Anjioödem bulguları, etkilediği organlara bağlı olarak ortaya çıkar. Cilt bulguları olmadan karın ağrıları tanı konulmasını zorlaştırabilir. - Vücudumuzun değişik bölgelerinde şişlik (yüz, dudaklar, ağız, boğaz, el, kol, bacak ve genital). - Karın ağrısı (kramp tarzında olabilir) - Bulantı ve kusma - Nefes almada zorluk (nefes borusu tıkandığında) Üst solunum yollarında ödem hayatınızı tehdit edebilir. Gebeliğin ilk ve son dönemlerinde ataklar daha şiddetli olabilir.

Uzmanlara göre seyahat kabızlığına neden olan 4 durum

Tarafından: NTV
26 Kasım 2023 at 15:52
Uzmanlara göre seyahat kabızlığına neden olan 4 durum

Uzmanlar, seyahat kabızlığının en yaygın nedenlerini ve bu durumdan mustarip kişilerin sorununu çözecek tavsiyelerini sıraladı.

Gündelik hayatında sindirim sorunu çekmeyenler, seyahate çıktığında kabızlık yaşayabilir. ABD Illionis'teki Northwestern Üniversitesi'nden gastroenterolog Prof. Dr. Darren Brenner, bazı kişilerin bunu her yolculukta diğerlerininse daha nadir yaşadığını söyledi. Michigan Üniversitesi'nden Prof. Dr. William Chey, kabızlık sorununa çözümde çok yönlü bir yaklaşım geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Independent'in haberine göre uzmanlar, seyahat kabızlığının en yaygın nedenlerini ve bu durumdan mustarip kişilerin sorununu çözecek tavsiyelerini sıraladı.  SİRKADİYEN RİTİM BOZULUYOR Uzmanlar, farklı bir zaman diliminde ya da yerde olmanın sirkadiyen ritim adı verilen vücudun biyolojik saatine etki edebileceğini söylüyor. Sirkadiyen ritim, kısaca her 24 saatte bir tekrarlanan doğal fiziksel ve zihinsel döngüye deniyor. İnsanların çoğunun bağırsaklarının sabah uyandıktan sonra hareketlendiğini belirten Chey, seyahatle birlikte bozulan rutinlerin kabızlığa neden olabileceğini söyledi. UÇAKTA OTURURKEN EZGERSİZ YAPIN Seyahat etme şekilleri de sindirim sisteminin düzenini bozabilir. Vücut, sindirdiği besinleri dışarı atabilmek için hareket etmeye ihtiyaç duyuyor. Özel araba, tren, otobüs ya da uçakta uzun süre hareketsiz kalmak kabızlığa yol açabilir. Bununla birlikte Chey, uçmanın, rakım arttıkça atmosferik basınçtaki düşüş nedeniyle kişinin kendisini şişkin hissetmesine neden olabileceğini söyledi.

Uzmanlara göre, uçakta kişinin oturduğu yerde yapacağı birkaç basit egzersiz, kabızlığı engelleyebilir. Bununla birlikte uçuşlarda gazlı içecek tüketmemek, yiyecekleri yavaş ve çiğneyerek yemek gerekiyor. Chey, uçuş sırasında sakız çiğneme ve sert şekerler emmenin de hava yutmaya neden olabileceğinin altını çizerek şişkinlik yaratabileceğini belirtiyor.

FARKLI YERLERDE TUVALETE GİTMEYİ NORMALLEŞTİRİN Tatil demek büyük oranda yeni yiyecekler denemek, yolculuklar sırasında fast food tüketmek, normalde uygulanan beslenme programını biraz daha esnetmek anlamına geliyor. Yeme alışkanlıklarındaki değişikliklerin bağırsak mikrobiyomunu önemli ölçüde değiştirdiğini ifade eden Brenner, "Bu, kabızlığın görülmesine neden olabilir" dedi. Öte yandan seyahatlerde sıvı alımının da düştüğü görülüyor. Bu nedenle hidrasyona dikkat etmek gerekiyor. Bu dönemde farklı mutfakları denerken su içmeyi ihmal etmemek ve lifli besinler tüketmek, kabızlığın önüne geçebilir. Uzmanlara göre bir diğer faktör de kişilerin kendi evleri dışında tuvalete gitmek konusunda zorlanmaları. İnsanların genel olarak yabancı yerlerde tuvaletlerini tutma eğiliminde olduğunu belirten Chey, "Bu durum bağırsakların hareket etmesini zorlaştırıyor" dedi. Chey, farklı yerlerde tuvalete gitmeyi normalleştirmeye çalışmayı tavsiye etti. Seyahatten kaynaklanan stres ve kaygıların da bağırsakları etkilediğini ifade eden Chey, "Zihninizi rahatlatacak şeyler yapmaya çalışın" dedi. MÜSHİL İLAÇLARI NE ZAMAN KULLANILMALI? Herhangi bir yöntemin sorunu çözmeye yardımcı olmadığı takdirde doktora danışarak ilaç alınabileceğini belirten uzmanlar kivi, mango, kuru erik gibi meyvelerin de doğal müshiller olduğunu söyledi.

Türkiye'de somatizasyon raporu: 100 kişiden 37'sinde aşırı hastalık kaygısı var

Tarafından: NTV
26 Kasım 2023 at 13:46
Türkiye'de somatizasyon raporu: 100 kişiden 37'sinde aşırı hastalık kaygısı var

Kanser ya da riskli bir hastalık korkusuyla doktora gidiyorlar ancak fiziksel olarak yaşadıkları belirtilerin nedeni psikolojik çıkıyor. Buna "Somatik bozukluklar" deniyor ve Türk Gastroenteroloji Derneği hastaların çoğunun bu durumda olduğunu belirtiyor. Öyle ki uluslararası bir çalışmaya göre Türkiye somatik belirtilerde ilk sırada yer alıyor. İşte ayrıntılar...

Prof. Dr. Uğur Şahin kanser aşısı için tarih verdi

Tarafından: NTV
26 Kasım 2023 at 12:40
Prof. Dr. Uğur Şahin kanser aşısı için tarih verdi

mRNA teknolojisi, son bir kaç yılda tıpta adeta devrim yarattı. COVID-19’a karşı da etkili olan mRNA teknolojisi kanser hastaları için de umt oldu. BioNTech CEO'su Prof. Dr. Uğur Şahin, ilk mRNA tabanlı kanser aşılarının 2030'dan önce onaylanmasını beklediğini açıkladı.

Alman biyoteknoloji firması BioNTech'in kurucu ortağı ve Üst Yöneticisi (CEO) Prof. Dr. Uğur Şahin, ilk mRNA tabanlı kanser aşılarının 2030'dan önce onaylanmasını beklediklerini bildirdi.
Alman Bild am Sonntag gazetesine konuşan Şahin, "İlk mRNA tabanlı kanser aşılarımızın 2030'dan önce onaylanmasını bekliyoruz. Ayrıca 2025-2029 yıllarında diğer tedavi edici yaklaşımlar için deneme verilerine sahip olmayı planlıyoruz." ifadelerini kullandı.
Amaçlarının her hastaya özel kanser aşısı geliştirmek olduğunu vurgulayan Şahin, "Bunu yapmak için her hastanın kanser özelliklerini analiz ediyoruz ve bağışıklık sisteminin mümkün olduğunca çok sayıda tümör hücresini tanımasını ve yok etmesini sağlayacak olanları seçiyoruz." diye konuştu.
Şahin, bir başka umut kaynağının antikor-ilaç konjugatları (ADC) olduğuna da işaret ederek, "ADC'ler kemoterapiyi taşıyan antikorlardır. Kanda dolaşarak tümöre ulaşırlar ve orada kemoterapiyi hedefli şekilde serbest bırakırlar. Bu tedavinin önemi, katılımcıların önemli bölümünde tümörü çok hızlı şekilde küçültebilmesidir. Birkaç yıl içinde birçok kanser durumunda klasik kemoterapi yerine hedefe yönelik kemoterapi olarak giderek daha fazla ADC'nin kullanılacağından eminim." ifadesini kullandı.

Kainat güzeline Bodrum'da yanlış operasyon iddiası! Bağırsağı yırtıldı

Tarafından: NTV
26 Kasım 2023 at 10:17
Kainat güzeline Bodrum'da yanlış operasyon iddiası! Bağırsağı yırtıldı

Kainat güzeli Eva Cavalli’nin Bodrum’daki detoks merkezinde uygulanan bir tedavi sırasında bağırsağı yırtıldı. 63 yaşındaki Cavalli, şikayetçi oldu.

Kainat güzeli Eva Cavalli'nin Bodrum'daki bir detoks merkezinde bağırsağı yırtıldı.
Dünyaca ünlü İtalyan modacı Roberto Cavalli'nin 43 yıllık eşi, 1977 Avrupa güzeli ve kainat güzeli ikincisi Eva Cavalli, geçtiğimiz ağustos ayında Bodrum'daki tanınmış lüks detoks merkezine gitti.
"Tedavi" olarak geçen uygulama esnasında kendisine bilgi verilmeyen Cavalli, işlem esnasında tek başına bırakıldı. Sabah gazetesinde yer alan habere göre; Cavalli'ye lavman yapıldı. Operasyonun ardından fenalaşan Cavalli, acil butonuna defalarca bastı.
Fakat yanına hiçbir yetkili gelmedi. Cavalli, yerinden zar zor kalkarak ağrılar içerisinde personelin bulunduğu masaya doğru gittiği anda yere yığıldı.
Bilinci kapanan talihsiz kadın, yüksek ateşe rağmen hastaneye zamanında götürülmedi. Cavalli'nin bağırsağının yırtıldığı ortaya çıktı.Yırtılmadan 35 saat sonra ameliyata alındı. Ağır bir ameliyat geçiren kainat güzeli, zar zor yürüyüp ihtiyaçlarını bir başkasının desteği olmadan karşılayamayacak duruma geldi.
Lüks detoks merkezinin ihmali sonucu sağlığından olan Cavalli, avukatı Dr. Candaş Gürol aracılığıyla Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak merkezin yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu.Olayın anlatıldığı suç duyurusu dilekçesinde, şüpheliler E. P., N. K., N. T. ve N. Ç.'nin ihmaller nedeniyle ağır kusurlu oldukları, meydana gelen yırtılmadan dolayı geçirdiği ciddi hayati tehlike neticesinde Eva Cavalli'nin ağır bir ameliyat geçirdiği anlatıldı.
Birden fazla ameliyat planlandığı belirtilen dilekçede, Eva Cavalli'nin fiziksel ve manevi olarak çok ciddi acılar yaşadığına değinildi.Operasyona ait raporlar, detoks merkezi giriş kayıtlarına dair delillerin yer aldığı dilekçede, şüphelilerin kaçma şüphesi, delilleri yok etme ve gizleme ihtimali olduğu gerekçesiyle tutuklanmaları talep edildi.Şüphelilerin, halen tedavi gören Eva Cavalli'ye hiçbir şey olmamış gibi davrandıkları anlatıldı. Suç duyurusunda, şüphelilerin 'Kasten öldürmeye teşebbüs' ve 'Kasten yaralama' suçlarından cezalandırılması talep edildi. Savcılık, olayla ilgili soruşturma başlattı.

Erken yaşta diyabet hastanın ömrünü kısaltıyor

Tarafından: NTV
25 Kasım 2023 at 17:16
Erken yaşta diyabet hastanın ömrünü kısaltıyor

Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 19 ülkede tip 2 diyabet tanısı alan bireylerin yaşam beklentisiyle ilgili araştırmada, 30'lu yaşlarda diyabete yakalanan birinin, normalden 14 yıl daha az yaşadığı belirlendi.

İngiltere'deki Cambridge Üniversitesi öncülüğüne gerçekleştirilen çalışmada Almanya, Fransa, ABD ve Türkiye gibi 19 gelişmiş ülkedeki 1,5 milyon diyabet hastasının verileri analiz edildi. Türkiye'den Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Servet Altay'ın katıldığı bilimsel çalışma, dünyanın prestijli tıp dergilerinden Lancet Diyabet ve Endokrinoloji'de yayımlandı. Prof. Dr. Altay, AA muhabirine, diyabetin Türkiye ve dünya için en önemli halk sağlığı problemlerinden biri olduğunu söyledi. Dünya çapında bir çalışma gerçekleştirildiğini belirten Altay, "Çalışmadaki hedefimiz diyabet tanısı alan hastaların normal insan yaşamına göre ne kadar yaşadığı ve ölümcül olaylara ne kadar maruz kaldığını araştırmaktı." dedi. Altay, diyabetin beyin, böbrek ve kalbi etkileyip organ hasarına yol açarak ölümlere neden olduğuna dikkati çekti. Diyabetin insan ömründen çalan bir hastalık olduğunu bu çalışmayla bir kez daha ortaya koyduklarını dile getiren Altay şunları kaydetti: "Çalışmanın sonuçlarına göre 30-39 yaş arasında diyabet tanısı alan biri, normal insan ömrüne göre 14 yıl daha az yaşıyor. 40-49 yaş arası diyabet tanısı alındığında 10 yıl daha az yaşanıyor. 50'li yaşlarda diyabet tanısı alan birinin ise normal insan ömrüne göre 6 yıl daha az yaşadığı ortaya çıktı. Avrupa ve Amerika grubu karşılaştırıldığında benzer sonuçlar ortaya çıktı ve neredeyse aynı veriler elde edildi. Diyabete ne kadar erken yakalanılırsa o kadar fazla ölümcül sonuçlar ortaya çıkıyor ve az yaşanıyor. Özellikle dünya genelinde gençlerde diyabet çok arttığı için bu sonuçları çok çarpıcı olarak değerlendirebiliriz."

ERKEN TANI VE DOĞRU TEDAVİ ÖNEMLİ Prof. Dr. Altay erken tanı ve doğru tedavinin diyabete bağlı ölümleri önlemede çok önemli olduğunu ifade etti. Çalışmada önemli veriler elde edildiğini aktaran Altay sözlerini şöyle sürdürdü: "Çalışmanın ilginç bulguları var. Eğer glisemik kontrolü iyi sağlarsak ve diyabeti iyi tedavi edersek araştırmadaki erken ölüm rakamlarının düştüğü görülüyor. Dolayısıyla öncelikli hedefimiz diyabet olmamak. Diyabet oluyorsak erken tanı alıp hem yaşam tarzını değiştirip hem de ilaç tedavisi almak lazım. Dünyada ve Türkiye'de diyabet hızla artıyor. Avrupa'da diyabet oranlarına bakıldığında en yüksek ülke Türkiye. Türkiye'de 20-79 yaş arası yetişkin popülasyona bakıldığında 7 milyon diyabet hastası var, 2045 yılında bu rakamın 11,5 milyona yaklaşacağı düşünülüyor." Altay, obezitenin diyabete yakalanmada birincil risk faktörü olduğuna dikkati çekti. Obezitenin bireylerde insülin direncini geliştirdiğini dile getiren Altay, "Düzensiz beslenme, fast food tarzı yiyeceklerin tüketilmesi ve egzersizden uzak yaşamın diyabet oranını artırıyor. Bu faktörlerin önüne geçilmesi lazım. Tip 2 diyabetin yüzde 80'i engellenebiliyor. Yaşam tarzını düzelterek diyabeti önleyebiliyoruz." diye konuştu. Altay ağız kuruluğu, sık idrara çıkma, çok su içme, nefes darlığı ve görme bozuklukları gibi durumların en belirgin diyabet bulgularından olduğunu sözlerine ekledi.

❌
❌