Okuma görünümü

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.

Kalp hastası bebek, ambulans helikopterle Ankara'ya sevk edildi

Kalp hastası bebek, ambulans helikopterle Ankara'ya sevk edildi

Hatay'ın Dörtyol ilçesinde doğuştan kalp hastası olan 4 günlük bir bebek, uzman bir ekip tarafından ameliyat edilmek üzere ambulans helikopterle Ankara'ya sevk edildi.

Dörtyol Devlet Hastanesi'nde Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Dr. Zeynep Çağla Mutlu tarafından yapılan ekokardiyografi sonucunda Trunkus Arteriozus tanısı alan bebek, Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Fatih Karaarslan ve hemşire ekibi tarafından takip ediliyordu.

Kritik durumdaki bebek, Çocuk Kalp Damar Cerrahisi ekibi tarafından ameliyat edilmek üzere Ankara Bilkent Şehir Hastanesine 112 ambulans helikopter ile sevk edildi.

Covid aşısı olmayanlarda kalp krizi riski!

Denizli Devlet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nde görev yapan Uzman Doktor İbrahim Oğuz, 20 milyon insan üzerinde yapılan çalışma ile Covid aşısı olmayanların aşı olanlara oranla daha fazla kalp krizi riski taşıdığının ortaya çıktığını belirtti

Üzgün ve endişeli ruh haline dikkat

Hem kendinizden hem de çevrenizden kopuyor, sıklıkla gerçek dünyadan uzaklaştığınızı düşünüyorsanız, olay ve durumlara karşı duyarsız kalıyorsanız Derealizasyon ile karşı karşıya olabilirsiniz. Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçyıldız konu hakkında önemli bilgiler verdi.

Hormon sağlığı için nasıl beslenmeli?

Hormonların çok önemli olduğunu dile getiren Doç. Dr. Kader Uğur, “Hormonların hem yüksekliği hem de düşüklüğü vücudumuzda hastalıklara sebep olabilir. Hormon sağlığı için özellikle sebze ve meyve ağırlıklı olacak şekilde sağlıklı beslenmeliyiz” dedi.

Uyumadan önce ballı süt içmek için 7 neden

Son yıllarda, yatmadan önce ballı süt içmek gibi bazı doğal yöntemlerin, uyku kalitesini artırabileceği ve böylece gerginlik ve uykusuzluğun azaldığı kanıtlanmıştır.Ballı süt uyumaya yardımcı olur, ayrıca uyku halindeyken vücuda çeşitli avantajlar sağlar. Laktoz hassasiyeti olan kişiler için uygun olmasa da sütü sorunsuz içebilen insanlar için oldukça etkili bir yöntemdir. Ballı Süt Cildinizi KorurDüzenli olarak ballı süt, kanınızı arındırmaya yardımcı olur, böylece cildinize zararlı toksinler ve diğer bileşiklerin miktarını azaltır.Cildinizi derinlemesine temizlemeye yardımcı olan anti-mikrobik maddeler ve antioksidanlar içerir. Bu, ciltte çeşitli sorunların ve lekelerin oluşumunu engeller.Hatta kırışıklıkları, sarkmayı ve ölü deri hücrelerinin birikimini önlemek için topikal bir tedavi olarak da kullanılabilir. Sindirimi GeliştirirBallı süt, sindirim için çok yararlıdır. Ayrıca, baldaki anti-mikrobiyal ve antiviral bileşikler, bağırsak enfeksiyonlarını ve mide problemlerini önlemeye yardımcı olur. Bu gıda doğal bir probiyotik gibi davranır ve kolonunuzu koruyan dost bakterilerin gelişmesini teşvik etmek için de idealdir. Sizi Daha Güçlü YaparBir bardak ballı süt içmek vücudunuza bol miktarda protein vererek ve kompleks karbonhidratları artırarak metabolizmanızı hızlandırmaya yardımcı olur. Bu karışımı gece içmenin yanı sıra sabahları da içmek vücudunuza daha aktif bir gün için ihtiyacı olan fiziksel ve zihinsel enerji verebilir.Sütteki enzimler sayesinde, içeriğindeki hayvan proteinleri amino asitlere ayrılır. Bunlar daha sonra, bir enerji kaynağı olarak kullanılabilen proteinler oluşturmak için bir araya gelirler. Kemikleri GüçlendirirSüt, kalsiyumun en doğal doğal kaynaklarından biridir. Bal da vücudunuzun kolayca emebileceği besin maddeleri içerir. Böylece bu iki malzemenin kombinasyonu kemik sağlığınızı geliştirmeye ve kemik yoğunluğu kaybını ya da kemiklerde zayıflamayı önlemeye yardımcı olur. Bunların yanı sıra, bu doğal karışım osteoporoz ve kemik sağlığınızı tehlikeye atan diğer enflamatuar rahatsızlıkların riskini düşürür. Ballı Süt Antibakteriyel Özelliklere SahiptirAraştırmalar, süt ve bal kombinasyonunun stafilokok bakteriler üzerinde belirgin bir etkiye sahip olduğunu göstermiştir. Üstelik, bal tek başına alındığı zaman bu bakterilerle mücadele için çok daha iyi olabilir.Bal, antimikrobiyal, antibiyotik ve anti-inflamatuar özellikleri ile bilinir. Çalışmalar balın çeşitli enfeksiyon türlerini önlemeye yardımcı olduğunu da gösteriyor.Bu karışım, bağışıklık sisteminiz için bir destek olarak da görülmektedir. Tüketimi, soğuk algınlığı, öksürük ve diğer solunum problemlerini önlediği için grip salgını yaşanan mevsimlerde harika bir içecektir. Uykusuzluğa Karşı SavaşırYukarıda bahsettiğimiz gibi, süt ve bal, derin ve huzur içinde uyumanıza yardımcı olacak aktif bileşiklerle doludur. Bu karışım uykusuzluk için bir çare olarak her yaştan kişi için kullanılabilir. Dahası, bazı ilaçlar yerine kullanabileceğiniz harika özellikler taşıyan doğal bir ilaçtır.Bal, vücudunuza doğal şekerleri ve iyi uyumanıza yardımcı kimyasal maddeleri serbest bırakmayı tetikleyen triptofan sunar.Sütteki besin maddeleri ile birlikte bal, gevşeme ve stres giderme ile ilişkili bir nörotransmitter olan serotonin düzeylerini artırmaya da yardımcı olur. Erken Yaşlanmayı ÖnlerBir bardak ballı süt, sadece cildinizde değil, vücudunuzun geri kalanında da erken yaşlanma risklerini azaltacaktır. İçindeki antioksidanların çoğu, hücre aktivitesine müdahale eden zararlı serbest radikallerin olumsuz etkilerini azaltmaktadır.Bazı eski kültürlerde bu karışım “yaşam iksiri” olarak bile kabul edilirdi. Düzenli tüketildiği zaman, hücre bozulmasını ve birçok hastalığın gelişimini önlediği düşünülmektedir.Ballı sütü denemeye hazır mısınız? Bir bardak ılık süte bir çorba kaşığı bal ekleyin ve böylece daha iyi uykunun ve vücudunuza sağlayacağı yararların tadını çıkarın.

Türkiye obezitede Avrupa birincisi: Her 100 kişiden 59'u fazla kilo sorunu yaşıyor

Türkiye obezitede Avrupa birincisi: Her 100 kişiden 59'u fazla kilo sorunu yaşıyor

Türkiye'de her 100 kişiden 59'unda fazla kilo sorunu var. Obezite sıklığı ise her geçen gün artıyor. Bu konuda ne yazık ki Türkiye Avrupa birincisi. Obezitenin neden olduğu sorunlar oldukça fazla. Bunların en başında da kalp damar hastalıkları geliyor.

Melike Şahin \ NTV İstanbul

Dünyada her yıl 5 milyon kişi obeziteye bağlı nedenlerle hayatını kaybediyor. Türkiye'de ise obezite sıklığı her geçen gün artıyor. Erkeklerin yüzde 30'unda, kadınların yüzde 40'ında obezite var. Her 100 kişiden 59'u ise fazla kilo sorunu yaşıyor. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Derneği'nin araştırmasına göre, erkeklerin yüzde 78'inde, kadınların yüzde 80'inde lipid yani kandaki yağ oranında anormallik var.

"TÜRKİYE'DEKİ DİYABET SIKLIĞI SON 10-20 YILDA İKİYE KATLADI"

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Araştırma Sekreteri Prof. Dr. İbrahim Şahin, "Adölesan dediğimiz genç erişkin obezitesi en çok artışın olduğu grup. Türkiye'deki diyabet sıklığı son 10-20 yılda yaklaşık ikiye katladı. Sürekli bir artış eğiliminde. Birçok nedeni var ama bir tanesi hızla kilo alıyoruz. Obezite hastalığında da Avrupa'da birinciyiz. Bu ister istemez diyabet görülmesini de artırıyor. Obezite ve diyabet kardeş hastalık biliyorsunuz hatta buna diyabezite deniyor." diye konuştu.

"TOPLUMDA ÖLÜMLERİN YÜZDE 40'I DAMAR KÖKENLİ HASTALIKLARDAN OLUŞMAKTA" Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Cesur ise şu ifadeleri kullandı:

"Lipidler vücudumuzdaki yağlar aslında kısaca. Toplumda ölümlerin yüzde 40'ı kardiyovasküler hastalıktan yani damar kökenli hastalıklardan oluşmakta bunun da yüzde 40'ında temel neden kolesterol bozukluğudur dislipidemidir, lipid bozukluğudur. Özellikle basit karbonhidratları içeren beslenme ve yüksek doymamış yağlar dediğimiz hayvansal yağlarla beslenme bunu tetikliyor. En yoğun hiperlipideminin görüldüğü yaş grubu da 45-65 yaş arasında, yani yağlar birike birike geliyor." Prof. Dr. İbrahim Şahin, "Yemeğini azalt, hareketini artır bunlar güzel öğütler ama herkese uyacak şeyler değil. Herkesin farklı nedenleri var, farklı hastalıkları var. Kiminde psikolojik bozukluklar var, öbüründe yeme belki davranış bozukluğu, belki öbüründe hipotiroidi gibi bir hastalık var onu tedavi etmeniz lazım." dedi.

Sağlıksız çeve koşulları, stres, şehirleşme ve işlenmiş gıda tüketimindeki artış obezitedeki artışın nedenleri arasında.

Addison hastalığı nedir, nasıl anlaşılır? İşte addison hastalığı belirtileri

Addison hastalığı nedir, nasıl anlaşılır? İşte addison hastalığı belirtileri

Addison hastalığı, vücudun belirli hormonları yeteri miktarda üretemediği durumda ortaya çıkan ve nadir görülen bir hastalıktır. Peki, addison hastalığı nedir, nasıl anlaşılır? İşte addison hastalığı belirtileri...

Addison hastalığı, böbrek üstü bezlerinin salgılama yetersizliğinden kaynaklanan hastalıktır. Hipoadenokortisizm olarak da bilinir. Thomas Addison'un 1855'te tanımladığı Addison hastalığı, böbrek üstü bezlerinin kabuk (korteks) bölümünün, otoimmün, verem ya da mantar enfeksiyonu nedeniyle zarar görmesine bağlıdır. Güçsüzlük, kansızlık, kilo yitimi, mide-bağırsak rahatsızlıkları, kan basıncı düşüklüğü, deride kararma, bazı hastalarda da aşırı sinirlilik ve aşırı duyarlılıkla gelişir. Eskiden ölümle sonuçlanabilirken, günümüzde sentetik hormonlarla büyük ölçüde tedavi edilmektedir. Böbrek üstü bezi ile ilgili kortikal (üst katmansal) körelme/sakatlıktır ve işlevsel düşüş (hypofunction) yani yetersizlik vardır. Görünürdeki idiyopatik (sebebi bilinmeyen veya aniden çıkan) biçiminde, hasarlı (atrophic) böbrek corteksinin (organı sarmalayan üst tabaka; kabuğu ya da zarı) lenfosit sızdırması gözlemlenmiştir ve böbrek üstü bezine ait dış katmansal dokunun (cortical tissue) özgül antijenlerine karşı kendiliğinden harekete geçen antikorlar/karşıkorlar (antibodies) vakaların büyük bir oranında serumda mevcuttur. Deneysel alerjik böbrek üstü bezleri şişmesine (adrenalitis), deneysel hayvanlara böbrek üstü bezi dokusu zerk edilerek, neden olunmuştur.ADDİSON HASTALIĞI BELİRTİLERİ Halsizlik, kas güçsüzlüğü, mide bulantısı, kusma, iştah kaybı, cilt yaraları, terleme, baş ağrısı, hafıza bozuklukları, kan basıncında değişiklikler ve titreme hastalığın belirtileri arasında sayılıyor. Addison hastalığın teşhisinde kan basıncı düşüklüğü, kan sodyum değerinin düşmesi, kortizol ve adrenalin seviyesinin düşmesi önemli bulgular olarak belirtiliyor.

Çocuklarda aşı karşıtlığı tehlikesi

Çocuklarda aşı karşıtlığı tehlikesi

Nisan ayının son haftasında aşı farkındalığını vurgulamak etkinlikler düzenleniyor. Özellikle pandemi sürecinden sonra aşı karşıtlığı arttı. Ancak bu durum birçok hastalığı beraberinde getiriyor. Doktorlar, çocuk aşılarının mutlaka tamamlanması gerektiğini vurguluyor. (Haber: Sena Gürbıyık)

Türkiye obezitede Avrupa birincisi: Aşırı kilo nelere sebep oluyor?

Türkiye obezitede Avrupa birincisi: Aşırı kilo nelere sebep oluyor?

Türkiye'de her 100 kişiden 59'unda fazla kilo sorunu var. Obezite sıklığı ise her geçen gün artıyor. Türkiye, bu konuda ne yazık ki Avrupa birincisi. Obezitenin neden olduğu sorunlar oldukça fazla. Bunların en başında da kalp ve damar hastalıkları geliyor. İşte ayrıntılar... (Haber: Melike Şahin Kamera: Alihan Sönmez)

İdrar yolu enfeksiyonuna sprey aşı: 9 yıl koruyabiiyor

İdrar yolu enfeksiyonuna sprey aşı: 9 yıl koruyabiiyor

İngiltere ve İspanya merkezli bir çalışma, idrar yolu enfeksiyonlarının ağızdan alınan sprey aşıyla 9 yıla kadar önlenebildiğini ortaya koydu. Faz 3 aşamasında olan çalışma bazı Avrupa ülkelerinde uygulanıyor. Uzmanlar, tedavi yönteminin umut vadettiğini belirtiyor. (Haber: Beyzanur Özer)

Egzotik bir meyve: Yılan meyvesinin özellikleri ve faydaları

Salacca zalacca, yılan meyvesi veya cayigo olarak da bilinen oryantal kökenli egzotik bir meyvenin bilimsel adıdır. Tüm takma adlar, derisinin görünümünden kaynaklanmaktadır. Güneydoğu Asya’da ve bazı tropikal ülkelerde yaygındır. Antioksidan özellikleri sayesinde farmakolojik faydaları ile bilinir ve aynı zamanda çok besleyicidir. Enfes tadı onu Asya gastronomik kültüründe bir favori haline getirmiştir. Yılan Meyvesinin KökeniJanick ve Paull’ün ansiklopedisine göre yılan meyvesi, Arecaceae familyasından bir palmiye türünden gelir ve 1500’den beri Endonezyalılar tarafından yetiştirilmektedir. Yabani olarak yetişir ve 50 yıla kadar meyve verebilir. Bir grup uzman, meyvenin Endonezya’ya özgü olduğunu, ancak o zamandan beri Güneydoğu Asya’ya, Malezya, Tayland ve Myanmar gibi ülkelere yayıldığını söylüyor. Ayrıca Filipinler, Avustralya, Çin, Surinam ve İspanya’ya da yayılmıştır. Amerika kıtasında ilk kez Ekvador’a, ağırlıklı olarak Amazon bölgesine, tropik iklim koşullarında daha iyi geliştiği için Napo, Sucumbios ve Orellana eyaletlerine geldi. Yılan meyvesinin özellikleriSalacca zalacca, çok kısa saplı küçük bir palmiye ağacı türüdür. Yaprakları dikenlidir ve meyveleri dibinde büyür.Bir botanik uzmanı, yılan meyvesinin 15 ila 40 meyveden oluşan kümelerde büyüdüğünü ve farklı çeşitleri olduğunu bildiriyor. Yılan pullarına benzeyen küçük dikenli kahverengi bir deri ile kaplıdırlar.Bali yılan meyvesi çeşidinin kırmızımsı kahverengi bir tonu vardır ve derisinin dokusu da yılan derisini andırır. Et, bej tonlu beyazdır ve tohumları içeren 3 loba sahiptir.Tadı, çıtır çıtır bir doku ile ekşiden tatlıya değişir. Ayrıca yeşilken buruktur ve olgunlaştıkça daha tatlı hale gelir.Sarı renkli yılan meyvesi, Bali çeşidine benzer bir dokuya ve tada sahiptir, ancak derisi altın tonlarında sarıdır. Hassas ve yumuşak bir posaya, ekşi bir tada sahiptir ve çok suludur.Besin değerleriCueva ve Pizarra, 100 gram (4 oz) meyve başına yüksek lif alımına ek olarak mükemmel miktarda vitamin ve mineral bularak yılan meyvesinin besin özelliklerini analiz ettiler: Nem: 81.29 gram.Protein: 0.69 gram.Toplam karbonhidrat: 17.11 gram.Lif: 16.55 gram.Yağ: 0.34 gram.Fosfor: 1169 miligram/kilo.Potasyum: 1339 miligram/kilo.Kalsiyum: 220 miligram/kilo.Magnezyum: 607 miligram/kilo.Demir: 12 miligram/kilo.Çinko: 104 miligram/kilo.C vitamini: 400 miligram/kilo.B2 Vitamini: 6.32 miligram/kilo.Niasin: 240 miligram/kilo.B1 Vitamini: 20 miligram/kilo.Bir inceleme, yılan meyvesinin diğer egzotik meyvelerden daha fazla fitokimyasal içerdiğini vurgulamaktadır. Ayrıca, olgunlaştığında ona tatlı tadını veren şekerler de içerir.Aynı inceleme, farmakolojik özelliklere sahip bileşiklerden bahseder. Flavonoidler, fenolikler, gallik asit ve diğer birçok antioksidan içerir. Yılan Meyvesinin FaydalarıYılan meyvesinde bulunan besinler ve fitokimyasallar bazı sağlık problemlerini iyileştirebilir ve meyvesi diğer endüstriyel alanlarda kullanılabilir. Antioksidan özellikleriGıda ile birlikte antioksidan alımı vücuttaki serbest radikallerin aktivitesi ile mücadele edebilir. Birkaç laboratuvar testi, C vitamini varlığından dolayı yılan meyvesinde iyi bir antioksidan kapasite bulmuştur. Ayrıca, başka bir çalışma, yüksek kolesterollü sıçanlarda yılan meyvesinin polifenol içeriğini ve antioksidan etkisini karakterize etti. Yılan meyvesi özü ile takviye edildiğinde, plazma lipidlerinde önemli bir azalma gözlendi. Sadece posası antioksidan kapasiteye sahip değildir. Araştırmalar, yılan meyvesinin kabuğunun da antioksidan potansiyelini artırmak için yeterli polifenol içerdiğini ortaya koydu. Tip 2 diyabetin kontrolüne yardımcı olabilirBir grup uzman, az miktarda yılan meyvesi sirkesi ile glikoz seviyesinin düştüğünü buldu. Ek olarak, deney farelerinde hasarlı pankreas hücrelerini yeniden oluşturmayı başardı.Bilim ayrıca bu meyvenin belirli sindirim enzimleri üzerinde engelleyici bir etkiye sahip olduğunu buldu. Bu, tip 2 diyabetli hastalarda glikoz emilimini azaltmaya yardımcı olur. Bununla birlikte, etkiyi doğrulamak için daha fazla insan çalışmasına ihtiyaç vardır. Yüksek ürik asit seviyelerini stabilize edebilir Bir inceleme, yılan meyvesinde iki bileşiğin varlığına atıfta bulunur: gut rahatlaması ile ilgili beta-sitosterol ve metil ester. Bununla birlikte, metil ester, ürik asit kristallerinin oluşumunu önlemede daha etkiliydi. Kronik hastalıkları önleyebilirDaha fazla insan çalışmasına ihtiyaç duyulmasına rağmen, Journal of Functional Foods dergisi, yılan meyvesindeki bazı antioksidanların varlığının kanser önleyici bir etkiye sahip olabileceğini belirten bir makale yayınladı. Ayrıca bu antioksidanların kalp hastalıklarını, felçleri ve menopoz semptomlarını önleyebileceğini bildiriyorlar. Diğer özelliklerYılan meyvesi, ekmek yapımında kullanılan mayayı izole etmek için gıda endüstrisinde kullanılmaktadır. Bu maya, geleneksel mayadan daha iyi bir fermantasyon kapasitesine sahiptir ve ona iyi bir kabuk ve iç renk gelişimi sağlar.Örneğin ananas ile karıştırılarak meyve çayları yapılabilir. Bazı gıda teknolojisi uzmanları, sağlıklı ve güçlü bir içecek geliştirmek için 20:20:60 oranıyla ananas, yılan meyvesi ve logan (ahududu ve böğürtlen melezi bir bitki) karışımının en uygun formülü buldular. Yılan Meyvesinin Gastronomik KullanımlarıPaull ve Duarte tarafından yayınlanan bir kitapta yılan meyvesi ile yapılan tarifleri bulabiliriz. Yazarlar, olgunlaşmış bir yılan meyvesinin çoğu damak tadına hitap eden tatlı veya ekşi-tatlı bir tada sahip olduğunu bildirmektedir.Diğer tüketiciler onları çiğ olarak hazırlamayı tercih ederler, ancak çoğu onları reçel, marmelat, jöle, meyve suları, şuruplar ve şekerler haline getirir. Kuruduklarında cips olarak tüketilebilirler.Tayland’da bu meyve ile köri karışımı hazırlanır ve Malezya’da köfte yapılır. Yılan meyvesinin kıvamı lezzetli kekler yapmanızı sağlar ve hatta kilo vermek için de önerilir.Ekvador’da yerli halk onu taze ve olgun bir meyve olarak yer. Asya’da olgun meyve, sirke ve şarap yapımında hammadde olarak kullanılır. Yılan Meyvesinin Kontrendikasyonları Var Mı?İlk kez yılan meyvesi yiyorsanız, tolerans konusunda dikkatli olmalısınız. Sadece küçük bir parça deneyip beklemenizi öneririz. Herhangi bir olumsuz reaksiyona neden olmazsa, yemeye devam edin, ancak asla aşırıya kaçmayın.Yeşil renkli yılan meyvesini asla sütle karıştırmayın. Kabızlığınız varsa yeşil meyve tüketmeyin. Büzücü olan tanenlerin varlığı bağırsak hareketliliğini azaltır ve tıkanıklığa neden olur.

Kulak memesindeki çizgiye dikkat!

Bilkent Şehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Balcı, "Frank çizgisi" olarak adlandırılan kulak memesindeki çapraz çizginin, artan kalp-damar hastalığı riskine işaret edebileceğini ancak bunun asla tek başına bir gösterge sayılmadığını söyledi

Astronotları uzaydaki radyasyondan koruyacak krem üretildi

Uzay görevine gidenlerin sağlıklarını koruması için kullanması gereken ilaçlar üzerine çalışmalar yürüten Prof. Dr. İsmail Tuncer Değim ile öğrencileri, astronotların uzaydaki yüksek oranlı radyasyondan korunması için akrep derisinden krem geliştirdi

Covid'i 613 gün boyunca atlatamadı, virüs 50 kez mutasyon geçirdi

Covid'i 613 gün boyunca atlatamadı, virüs 50 kez mutasyon geçirdi

Hollandalı bilim insanları yakın zamanda ölen 72 yaşında bir hastanın, 613 gün boyunca Covid-19'u atlatamadığını bildirdi. Yaşlı adamın gen dizilimi üzerinde yapılan analiz sonucunda vücudundaki virüsün 50 kez mutasyona uğradığı ortaya çıktı.

Geçtiğimiz günlerde bilim insanları, bilinen en uzun süreli Covid-19 enfeksiyonu olduğuna inanılan bir vaka bildirdi. Hollanda'daki Amsterdam Üniversitesi Tıp Merkezi'ndeki bulaşıcı hastalık uzmanları tarafından bildirilen vaka, yakın zamanda ölen 72 yaşında, bağışıklığı zayıf bir adamın 613 gün boyunca Covid-19 hastası olduğunu anlatıyor. Adam o kadar uzun süre hasta kaldı ki, virüs evrimleşerek yeni bir bağışıklıktan kaçan başka bir virüse dönüştü. Aktarılana göre yaşlı adam birden fazla Covid-19 aşısı oldu ancak bağışıklık sistemi, yaşlı insanlarda ve bağışıklık sistemi zayıf kişilerde sıklıkla görülen virüse karşı yeterince koruyucu bir yanıt veremedi.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ZAYIF KİŞİLER DAHA UZUN ATLATIYOR Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerin, üç kez aşı olsa bile, Covid-19'a yakalanma riski çok daha yüksek ve hastaneye yatma olasılıkları 13 kat daha fazla. Amsterdam Üniversitesi Tıp Merkezi'nin açıklamasında, "Açıklanan bu vakada SARS-CoV-2 enfeksiyonunun süresi aşırıdır, ancak bağışıklık sistemi zayıf hastalarda uzun süreli enfeksiyonlar genel topluma kıyasla çok daha yaygındır" ifadelerine yer verildi. Ekip vakayı bu ayın sonlarında 2024 Avrupa Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Küresel Kongresi'nde sunacak.VİRÜS 50 FARKLI MUTASYON GEÇİRDİ Rutin genomik araştırma, adamın ilk olarak Şubat 2022'de "Omicron BA.1.17" varyantıyla enfekte olduğunu ortaya çıkardı. Ancak tedaviden birkaç hafta sonra virüs, nötralize edici bir antikor tedavisine dirençli olacak şekilde mutasyona uğradı. Şubat 2022 ile Eylül 2023 arasında toplanan 27 burun ve boğaz örneğinin genomik dizilimi, o dönemde dolaşımda olan varyantlarıyla karşılaştırıldığında adamın virüsünün fazladan 50 mutasyon biriktirdiğini gösterdi. Araştırmacılar, adamın yüksek derecede mutasyona uğramış varyantının toplumun kalanına aktarıldığının belgelenmediğini açıkladı.

İlber Ortaylı THY uçağında rahatsızlandı: Sefer gecikmeli gerçekleşti

İlber Ortaylı THY uçağında rahatsızlandı: Sefer gecikmeli gerçekleşti

Türk tarihçi ve yazar İlber Ortaylı, Türk Hava Yolları'nın (THY) İzmir-İstanbul uçuşunda rahatsızlandı. Ortaylı'nın sağlık kontrolü nedeniyle uçak gecikmeli havalandı. Ortaylı'nın tansiyon sorunu yaşadığı ve sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Türk Hava Yolları'nın (THY) İzmir -İstanbul seferini icra eden TK2337 sefer sayılı TC-LJF kuyruk tescilli Boeing tipi yolcu uçağı, kalkış için yapılan kontrollerin tamamlanmasının ardından 21.45 sıralarında kapıdan ayrıldı.

Uçaktaki yolcular arasında yer alan Türk tarihçi ve yazar İlber Ortaylı kalkıştan hemen önce rahatsızlandı. Durum üzerine kabin ekibi harekete geçti ve pilot kalkışı iptal edip kapıya dönme kararı aldı.

Rahatsızlanan İlber Ortaylı'ya doktor tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından ciddi bir bulguya rastlanmdı. Ortaylı'nın tansiyon problemi nedeniyle rahatsızlandığı öğrenildi. Yapılan son kontrollerde ise Ortaylı'nın uçuşa engel bir durumunun olmadığının anlaşılması üzerine uçağın kaptan pilotu kalkışı gerçekleştirdi.

THY'nin İzmir-İstanbul seferi gecikmeli gerçekleşti. İlber Ortaylı'nın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

İlişkilerde en sık yapılan hata: Sürekli haklı olma çabası

Haklı olmak, herhangi bir konuda doğru olanı düşünmek, yapmak, desteklemek anlamına gelmektedir. Yaşamı devam ettirebilmek için gereklidir. Doğru düşünürseniz, davranırsanız hata yapmazsınız. Böylece yaşam sürenizi uzatabilirsiniz. Uzman Psikolojik Danışman Şura Saka konu hakkında önemli bilgiler verdi.
❌