Dermatoloji Uzmanı Dr. Çağdaş Koç, renkli ve kokulu ürünlerin içerisinde alerji yapan ve kanserojen maddelerin bulunabileceğini söyleyerek, "Mutlaka ürünlerin üzerinde 'CE' ve 'TSE' sertifikası bulunması gerekiyor. Çok renkli, kokulu ürünlerden mümkün olduğu kadar uzak durmamız gerekiyor. Sade ürünler tercih edilmeli" dedi.

Kadınlarda kanser taramaları, kanserlerin erken dönemde teşhis ve tedavi edilmesinde hayati bir rol oynar. Peki, kadınlarda en sık görülen kanserler nelerdir ve hangi testler düzenli olarak yaptırılmalıdır? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Görgen sizler için anlatıyor.

Sonbaharda cilt tipinize uygun bir cilt bakım rutini oluşturmak, sağlıklı ve parlak bir cilde sahip olmanıza yardımcı olabilir. Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Güncel Öztürk, farklı cilt tiplerine göre sonbahar cilt bakımı önerilerini paylaşıyor.

Çocuklarda göz kapaklarının düşmesi endişe kaynağı olabilir ve altta yatan çeşitli tıbbi durumların belirtisi olabilir. Pitozis olarak bilinen bu durum doğuştan (doğumda mevcut) veya edinsel (doğumdan sonra gelişen) olabilir. Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Şeyda Atabay konu hakkında bilgiler verdi.

Cilt kuruluğunun cildin en dış tabakası olan epidermis’de yeterli oranda su bulunmaması nedeni ile seyreden çok yaygın bir cilt sorunudur. Dr. Turgay Bereket, erkek ve kadınlarda bu rahatsızlığın eşit ölçüde, yaşlı kişilerde ise daha sık görüldüğünü belirterek ellerin, dirseklerin ve dudakların cilt kuruluğundan en fazla etkilenen alanlar olduğunu vurguladı.

Ürolog Prof. Dr. Bülent Soyupak, erkeklerin endişeyle karşıladıkları prostat kanseri tanı ve tedavisinde etkili ve çeşitli yöntemler olduğunu; bu kanser türünün özellikle erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir nitelikte olduğunu söyledi.

Roka, salatalara, sandviçlere ve çeşitli yemeklere eşsiz bir tat katan kendine özgü biberli ve hafif acı aromasıyla bilinir. Küçük, uzun ve derin loplu yeşil yapraklara sahiptir ve keskin, neredeyse baharatlı tadıyla kolayca tanımlanabilir. Diyetisyen Pınar Demirkaya konu hakkında bilgiler verdi.

Okullarda tüketilen yemeklerin çocukların kilo kontrolünde önem taşıdığını ifade eden Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilem İrkin Koçan, “Doygunluk sağlamak ve enerji açığını gidermek için oluşturulan okul menülerinde eğitimcilere görev düşüyor. Menülerin tüm besin ögelerini yeterli ve dengeli bir şekilde içermesi, tek tip pilav-makarna-mantı-pizza gibi karbonhidrat yönünden zengin olmamasına özen göstermek gerekiyor. Ayrıca mutlaka yaş gurubuna yönelik ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak menülerin bir diyetisyen iş birliği ile planlanması gerekiyor” diye konuştu.

Vücudun bel bölümünden aşağıya doğru başlayan ve ayak bileğine kadar bölgede meydana gelen gerçek veya olası doku hasarlanması ile karakterize olan ağrı hissine bacak ağrısı denir. Bacakta kendini gösteren ağrı, bu bölgede yer alan kemik ve dokulardan oluşabilir. Farklı sağlık sorunları nedeniyle de ağrı bacakta hissedilebilir. Kas ağrıları ve kramplarda bacak ağrılarına neden olabilir. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ahmet İnanır bacaklarda oluşa ağrılarla ilgili önemli bilgiler verdi.

Özellikle çok sıvı yiyecek veya içecek tüketmediğimizde başımıza gelen sindirim problemleri, oldukça fazla can sıkıyor. Ancak hem faydalı hem de sindirim rahatsızlıklarınızı giderecek bazı besinler ile bu sorundan çok kısa sürede kurtulabilirsiniz.

Doç. Dr. Alper Serçelik, hipertansiyonun her yaşta görülebildiğini belirterek, “Çok yaygın görülen hipertansiyon, kalıcı sakatlık ve ölüm risklerine yol açabilen en önemli sağlık sorunlarından biridir ve erişkinlerin yüzde 20-25‘inde görülür” dedi.

Doç. Dr. Filiz Topaloğlu Demir, “Sivilcelerin sıkılması, iltihaplanma ve izlere yol açmasının yanı sıra damarlar yoluyla beyindeki kirli kanın kalbe gönderilmesinde rol oynayan kavernöz sinüs olarak bilinen boşluğun mikroorganizmalar ile tıkanmasına yol açabilir. Bundan dolayı, yüzün orta hattındaki özellikle ağız kenarlarından burun köprüsüne kadar olan bölgeyi kapsayan ‘ölümcül üçgen’deki sivilceler asla sıkılmamalıdır” dedi.

Türkiye'de oldukça sevilerek tüketilen sebzelerden biri brokolidir. Brokoli, insan sağlığına önemli faydalar sağlayan sebze türlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Bu kapsamda pek çok kişi brokolinin faydaları ve zararları nelerdir? Ne işe yarar? İşte, tüm detaylar.

Vücut sağlığınızı korumak ve hastalıklara karşı daha dirençli olmak için beslenmenize dikkat etmeniz gerekir. Özellikle bazı besinleri sofranızdan uzak tutmalısınız. Bunlardan biri de her öğün severek tükettiğiniz patates. Bilinçsiz şekilde tüketilen patatesin vücuda zararları saymakla bitmiyor.

Ankara Etlik Şehir Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nde görev alan Doç. Dr. Ayşegül Efe, yeni eğitim öğretim dönemine başlayan depremzede çocukların ruh sağlığına ilişkin, “Adaptasyon için mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde çocukların gündelik ritüellerine ve işlevselliğine dönülmesini öneririz” dedi.

Tablet ve telefon gibi elektronik cihazların başında saatlerce vakit geçiren çocukların uyku düzeni bozulurken, bağışıklık sistemi de zayıflayabiliyor. Uzmanlar, hastalıklardan korunmak için hem sağlıklı beslenmenin hem de düzenli uykunun önemine dikkat çekiyor.

TÜRKİYE'de de görülen Covid-19'un Omicron varyantının alt türevi olan Eris'e (EG.5.1) ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Alper Şener, "Bu varyantta mutlaka ülke genelinde de vaka sayılarında bir artışa sebep olacaktır. Vaka sayılarındaki artış hiçbir zaman 2020, 2021'de olduğu gibi olmayacaktır. Aşılanma oranlarımız iyi, virüsle karşılaşmış ve bağışıklık kazanmış bir popülasyonumuz var" dedi.

ANKARA Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, Covid-19'a göre hazırlanan aşıların, Türkiye'de de görülen Eris varyantına karşı etkinliğinin çok az olduğunu belirterek, "Virüs o kadar değişti ki ilk hazırlanan aşıların şu anki mevcut değişmiş olan varyantlara, örneğin Eris varyantına karşı etkinliği çok azaldı. Dünyada yeni aşılar geliştirildi. En yeni aşı bu ve eylül ayından itibaren Kuzey Amerika ve Avrupa'da kullanım onayı aldı ve kullanılmaya başladı. Bir an önce bu aşının ülkemize gelmesini bekliyoruz" dedi.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Başkanı Prof. Dr. Harun Üçüncü, Uluslararası İşitme Engelliler Haftası çerçevesinde yaptığı açıklamada, insan vücudunun yetilerinden biri olan işitme duyusu, tüm memeliler arasında insanı insan yapan özelliklerin oluşmasında önemli bir parça olduğunu açıkladı.

Vücuttaki benlerde meydana gelen değişimin deri kanserlerinden biri olan melanom habercisi olabileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Filiz Topaloğlu Demir, “Genellikle koyu kahverengi ya da siyah renkli bir leke veya kabarıklık olarak başlar. Zamanla büyüyen lezyonlara pembe ve çelik mavisi gibi renk tonları eklenebilir. Kadınlarda en sık bacaklarda, erkeklerde ise en sık sırtta görülse de saçlı deri, ağız içi, genital bölge ve tırnaklar dahil vücudun herhangi bir yerinde görülebilir” dedi.

Dünya Alzheimer Ayı sebebiyle hastalıktan korunma ve hastalığı geciktirme yöntemlerini anlatan Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Özge Yılmaz Küsbeci, “Türkiye’de 1 milyon civarında demans hastası var. Bunun 600 bin civarı ise Alzheimer. Yaşlanma, Alzheimer için tek başına bir sebep değil ancak ileri yaş popülasyonunun yüksek olduğu şehirlerde Alzheimer oranı daha fazla. İzmir’de 65 yaş üstü grup, yüzde 13’lük bir kesimi kapsıyor. Bu hastaların yüzde 3’ünün Alzheimer olacağı tahmin ediliyor” dedi.

Eskişehir’de eczacı Özlem Özmutlu hastalıkların tedavisinde en doğru kanalın eczane olduğunu belirtirken, aktar Koray Özkılıç ise iki tarafın da aynı amaçta olduğunu ancak farklı yöntemlere başvurduğunu söyledi.

Kış aylarında gribal enfeksiyonların artmasına paralel olarak göz hastalıklarında da artış görülürken, uzmanlar vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Uzm. Dr. Müge Yetener, yürüyüş bozuklukları ve postüral dengesizliğin parkinson hastalığında (PH) düşme ve sakatlığın önde gelen nedenleri olduğunu söyledi. Postüral kontrolde bilişin de önemli rol oynadığını belirten Uzm. Dr. Yetener, “Düşme riski yüksek olan hastalar mümkün olduğu kadar erken rehabilitasyona sevk edilmelidir. Çünkü parkinson hastalığında antiparkinson ilaçlar ve cerrahi, yürüyüş ve postürü iyileştirmez. PH teşhisi konan her birey, düzenli olarak egzersiz yapmaya teşvik edilmelidir” dedi.