Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Bugün — 31 Mayıs 2024Milliyet

Son dakika: Türkiye'nin ilk çeyrek büyüme rakamları belli oldu! Bakan Şimşek'ten açıklama

31 Mayıs 2024 at 14:16

GSYH 2024 yılı birinci çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %5,7 arttı.

İnşaat sektörü 2024 yılının birinci çeyreğinde %11,1 arttı

GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2024 yılı birinci çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; inşaat sektörü toplam katma değeri %11,1, bilgi ve iletişim faaliyetleri %5,5, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri %5,0, sanayi %4,9, tarım %4,6, hizmetler %4,3, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri %3,3, diğer hizmet faaliyetleri %2,8, gayrimenkul faaliyetleri %2,5 ve finans ve sigorta faaliyetleri %2,0 arttı.

Kirada yüzde 25 zam sınırının kaldırılması gündemde: Fiyatlarda düşüş olur mu?

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre %2,4 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2024 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %5,8 arttı.

Hedeflerimize kararlı adımlarla ilerliyoruz.

Rasyonel, öngörülebilir ve kurala dayalı politikalarımızla ekonomimiz daha dengeli ve sürdürülebilir büyümeye doğru yol alıyor.

Net dış talebin büyümeye katkısı 5 çeyreğin ardından 1,6 puanla pozitif gerçekleşti.

Mevsimsel… pic.twitter.com/qRFGxWVL6L

— Mehmet Simsek (@memetsimsek) May 31, 2024

GSYH 2024 yılının birinci çeyreğinde cari fiyatlarla 8 trilyon 822 milyar 248 milyon TL oldu

Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2024 yılının birinci çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %90,0 artarak 8 trilyon 822 milyar 248 milyon TL oldu. GSYH'nin birinci çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 285 milyar 572 milyon olarak gerçekleşti.

Hanehalkı nihai tüketim harcamaları 2024 yılının birinci çeyreğinde %7,3 arttı

Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları 2024 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak %7,3 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları %3,9, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise %10,3 arttı.

Mal ve hizmet ihracatı 2024 yılının birinci çeyreğinde %4,0 artarken ithalatı %3,1 azaldı

Mal ve hizmet ihracatı, 2024 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak %4,0 artarken ithalatı %3,1 azaldı.

Milyonlarca çalışanı ilgilendiriyor: Doğum izni teşviği gündemde!

İşgücü ödemeleri 2024 yılının birinci çeyreğinde %108,4 arttı

İşgücü ödemeleri, 2024 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %108,4 arttı. Net işletme artığı/karma gelir %107,8 arttı.

İşgücü ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı %42,0 oldu

İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın birinci çeyreğinde %37,8 iken, bu oran 2024 yılı birinci çeyreğinde %42,0 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise geçen yılın birinci çeyreğinde %40,0 iken, 2024 yılı birinci çeyreğinde %44,2 oldu.

Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimek açıklamasında ise şu ifadeler kullandı:“Türkiye ekonomisi 2024 yılı ilk çeyreğinde yıllık yüzde 5,7 büyüdü. Yıllıklandırılmış milli gelir 1 trilyon 158 milyar dolara ulaştı.

Uyguladığımız rasyonel, öngörülebilir ve kurala dayalı politikalarla ekonomimiz daha dengeli ve sürdürülebilir bir büyümeye doğru ilerliyor. İç talebin büyümeye verdiği katkı 4,1 puan iken, net dış talebin katkısı 5 çeyrek sonra pozitife dönerek 1,6 puan oldu. Aynı dönemde yatırımlar yüzde 10,3 artarken, makine ve teçhizat yatırımları aralıksız büyümesini on sekizinci çeyreğe taşıdı. Mal ve hizmet ihracatı yüzde 4 büyüdü.

Sanayi katma değeri yüzde 4,9 arttı. Yüksek teknolojili üretimin bu dönemde yıllık yüzde 21 büyüme kaydetmesi katma değer artışı için cesaret verici.

İlk çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 46 bin kişi ilave istihdam sağlandı. Mevsimsel düzeltilmiş işsizlik oranı son 44 çeyreğin en düşük seviyesi olan yüzde 8,7'ye geriledi.

Yılın ikinci çeyreğine ilişkin göstergeler ekonomideki dengelenmenin devam ettiğine işaret ediyor. 2024 yılı genelinde net dış talebin pozitif katkı verdiği dengeli bir büyüme öngörüyoruz.

Programımız sayesinde dengelenen büyüme kompozisyonu, düşen cari açık, artan güven, iyileşen beklentiler ve hızlanan dış kaynak girişi dezenflasyona önemli katkı sağlayacak.

Fiyat istikrarına doğru yol aldığımız bu süreçte yapısal reformlara hız vererek katma değerli üretimi ve verimlilik artışını desteklemeye devam edecek, vatandaşlarımızın refahını kalıcı olarak artıracağız.”

Bakan Özhaseki ile ilgili iddialara Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nden yalanlama

31 Mayıs 2024 at 14:02

Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin sosyal medya hesabı üzerinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:"Bazı basın yayın organlarında yer alan, "Bakan Özhaseki, Ankara'dan Kayseri'deki evine Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün havadan çekim uçağıyla gidiyor, uçağı özel işleri için kullanıyor." iddiası doğru değildir.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki'nin, "devletin uçağıyla Kayseri'deki evine gittiği" yönündeki iddialar gerçek dışıdır. Bakan Özhaseki’nin evi Kayseri'de değil, Ankara’dadır.

Bahse konu haberlerde geçen Kayseri ziyareti, iddia edildiği gibi "özel iş" değil, Kayseri'deki Akıl Küpü Kütüphanesi ve İkinci Bahar Evi ile Şükrü Karaca Aile Sağlığı Merkezi ve Parkı’nın 11 Mayıs'ta gerçekleştirilen açılış programı kapsamındadır.

Hava açık olduğunda ortofoto haritalama yapan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü uhdesinde bulunan Tapu ve Kadastro uçağı, aynı zamanda kaçak yapıların tespiti, kentsel dönüşüm çalışmaları ve afet yönetimi gibi hizmetler için de kullanılmaktadır.

Uçağın mevcut hizmetlerinin dışında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arasında 2018 yılında bakanlık çalışmalarında kullanılması yönünde bir protokol imzalanmıştır.

İmzalanan protokole uygun olarak uçağın görev uçuşu gerçekleştirmediği zamanlarda, 2018 yılından bugüne planlanan il ziyaretlerinde ayrıca deprem, yangın, sel gibi afet süreçlerinde ve tarifeli uçuşların programlarla örtüşmediği zamanlarda Bakanlığa hizmet vermektedir."

'Kültür Yolu Festivali, Türkiye'nin uluslararası bir markasıdır'

31 Mayıs 2024 at 13:22

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Bursa'da 1-9 Haziran 2024 tarihleri arasında düzenlenecek olan, 'Kültür Yolu Festivali'nin Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen basın lansmanını yaptı. Toplantıya, Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, Kestel Belediye Başkanı Ferhat Erol, Keles Belediye Başkanı Ali Doğru, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kamil Özer, Bursa İl Emniyet Müdürü Dr. Sabit Akın Zaimoğlu, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, daire müdürleri ve davetliler katıldı.

Lansmanda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye Kültür Yolu Festivali'nin dünyanın en kapsamlı ve en büyük festivali olarak Türkiye'nin uluslararası bir markası olduğunu söyledi. Ersoy, "Arkeolojiden gastronomiye, geleneksel sanatlardan dijital enstalasyonlara, konserlerden sergilere kültür-sanat adına ne varsa tek bir çatı altında topladığımız Türkiye Kültür Yolu Festivali ise dünyanın en kapsamlı ve en büyük festivali olarak artık Türkiye’nin uluslararası bir markasıdır" diye konuştu.

'4 YILDIR HER YAŞ VE TARZA HİTAP EDEN BİR FESTİVAL DÜZENLİYORUZ'

Yapılan etkinliğin 4 yıldır her yaşa ve tarza hitap ettiğini açıklayan Bakan Ersoy, "2021 yılından itibaren tam 4 yıldır her yaş ve kesimden insanımıza, her tarzda ilgi ve beğeniye hitap eden; herkesin kendisi için ve kendisinden bir şeyler bulabileceği bir festival düzenliyoruz. 1-9 Haziran tarihleri arasında konserlerden sergilere, söyleşilerden atölyelere, lezzet duraklarından çocuk etkinliklerine; tiyatro, opera, bale ve sinema temsil ve gösterimlerine uzanan 9 günlük bir kültür-sanat şöleni Bursalılarla buluşacak. Yaklaşık bin sanatçımızın performans, eser ve gösterilerini içeren 500’e yakın etkinlik ile bu festivalde eğlenmekten öğrenmeye farklı deneyimler yaşanacak" ifadelerini kullandı.

'YOK YOK DİYEBİLECEĞİMİZ BİR FESTİVAL OLACAK'

Konuşmasında, düzenlenecek festivaller ile her alandan çeşitli etkinlikler olacağını belirten Bakan Ersoy, "Kültür ve sanatla ilgili insanlarımızın, özellikle çocuk ve gençlerimizin heves ve meraklarının bu çatı altında bir karşılık bulmasını; izlerini takip ettikleri insanların bilgi ve deneyimlerinden faydalanmalarını istiyoruz. Düzenlenecek konferanslarında zengin ve derin bir sohbetin kapılarını açacağız. Bütün vatandaşlarımızın bilgiye, öğrenmeye, paylaşmaya ve anlamaya meyleden bu sohbetlerin keyfini çıkarmasını diliyorum. Sevgi Evleri ve huzurevi sakinlerimizi 7 farklı sinema salonunda gerçekleştireceğimiz film gösterimlerinde ağırlayacağız. Sözün özü; ‘Yok yok’ diyebileceğimiz bir festival olacak" dedi.

'SINAV STRESİNİ ATMAK İSTEYEN ÖĞRENCİLERİ BEKLİYORUZ'

Sınav stresini atmak isteyen öğrencilerin bu festivallere katılmasını öneren Bakan Ersoy, "Özellikle 2 Haziran’daki Liselere Geçiş Sınavı ile 8-9 Haziran tarihlerinde yapılacak Yükseköğretim Kurumları Sınavı sonrası genç kardeşlerimi bu yoğun temponun stresini atmak için konserlere bekliyorum. 2 Haziran akşamı Norm Ender, 9 Haziran’da ise Oğuzhan Koç, Yunuseli Havaalanı’nda olacaklar. Bu vesileyle şimdiden sınavlara girecek bütün gençlerimize başarılar diliyorum. Yunuseli dışında farklı sahnelerde de halk müziğinden tasavvuf musikisine kadar farklı nice ses ve nağme Bursa’da yankılanacak. Ayrıca Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğümüze bağlı koro ve topluluklar da festivalimizde sahne alacaklar. Müziğin çeşitliliğine; resimden fotoğrafa, el sanatlarından arkeolojiye uzanan sergilerimizin çeşitliliği eşlik edecek" diye konuştu.

'İSRAİL, İNSANLIK TARİHİNİN UTANÇ SİLSİLESİNİN PARÇASI OLMAKTAN KURTULAMAYACAK'

Bakan Ersoy, konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı: "Kendisi de İsrail’in bir suikastı sonucu hayatını kaybeden usta karikatür sanatçısı merhum Naci El Ali’nin, Filistin’in özgürlük mücadelesinde bir simge haline gelen çocuk karakteri ‘Hanzala' sergisi Türk İslam Eserleri Müzesi’nde olacak. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde Halil Necipoğlu ile ‘İnsanlık Sahnesi Filistin Şiirleri ve Konseri’ gerçekleştirilecek. Hüdavendigar Parkı Yazlık Sinema ‘Büyük Gelen Palto’ filminin gösterimine ev sahipliği yapacak. Ayrıca filmin yönetmeni Nevres Ebu Salih ile Rıza Oylum’un katılacağı ‘Bir Film Bir Yönetmen-Filistin Sineması Üzerine’ söyleşisi düzenlenecek. Bu etkinliklerin her biri çok değerli, çok önemli. Yaşanan kıyıma, insanlık suçlarına, bunların süregeldiği onlarca yıllık tarihe dair lütfen hafızamızı taze ve güçlü tutalım. Bu etkinlikleri her şeyden önce bu amaca hizmet edecek bir hatırlatıcı olarak görün. İsrail, insanlık tarihinin utanç silsilesinin bir parçası olmaktan kurtulamayacak." (DHA)

ASO Başkanı Ardıç büyüme rakamlarını değerlendirdi

31 Mayıs 2024 at 13:19

ASO Başkanı Seyit Ardıç, yaptığı yazılı açıklamayla TÜİK tarafından açıklanan 2024 yılı 1’inci çeyrek büyüme rakamlarını değerlendirdi. Yılın ilk çeyreğinde iç tüketim ve inşaat sektörünün etkisiyle yüzde 5,7 oranında büyüme gerçekleştiğini hatırlatan Ardıç, baz etkisine rağmen sanayi tarafındaki büyümenin çeyreklik büyümenin altında kalmasının dikkat çekici olduğunu kaydetti. Ardıç, “Sıkılaştırıcı politika uygulamalarının ekonomik aktivite üzerindeki etkisi ilk çeyrekte henüz tam olarak gözlemlenmedi. Yılın ikinci çeyreğinden sonra iç talep ve üretimdeki azalış ile büyümede yavaşlama ortaya çıkacaktır. Bunun enflasyonun düşmesine katkı sağlayıp sağlamayacağı önemli olacak” dedi.

TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre sanayi tarafında yüzde 4,9’luk bir büyüme görüldüğünü ifade eden Ardıç, “Büyük deprem felaketini yaşadığımız 2023’ün ilk çeyreğinde sanayi üretimindeki büyük daralmadan dolayı oluşan baz etkisini göz ardı etmememiz lazım. Buna rağmen sanayi tarafındaki büyümenin çeyreklik büyümenin altında kalması dikkat çekici” dedi.

Büyümeye özellikle iç talebin ve inşaat sektörünün kaynaklık ettiğini dile getiren Ardıç, “Özel tüketim yüzde 7,3 arttı. Deprem bölgesindeki yeniden yapılanma ve kentsel dönüşüm faaliyetleriyle yılın ilk çeyreğinde büyümenin lokomotifi yüzde 11,1 ile inşaat sektörü oldu. İnşaattaki büyüme, sanayi ve tarımın toplam büyümesinden daha yüksek. Ülkemizin istikrarlı ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması için sınai üretimin mutlaka artırılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Net dış talebin büyümeye olan katkısının 5 çeyreğin ardından 1,6 puanla pozitif gerçekleşmesinin olumlu bir gelişme olduğuna da dikkati çeken Ardıç, “Özellikle Almanya başta olmak üzere Avrupa’da ekonominin çarklarının dönmeye başlamasının bunda katkısı var. Yılın ilk çeyreğinde güçlü gelen büyüme verisi, dezenflasyon sürecinin nasıl sağlanacağı sorusunu da aklımıza getiriyor. Büyümeyi sürdürülebilir kılabilmek için enflasyonla mücadelenin mutlaka yapısal reformlarla da desteklenerek kararlı bir şekilde devam ettirilmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

İTO Başkanı Avdagiç’ten büyüme açıklaması

31 Mayıs 2024 at 12:19

İstanbul Ticaret Odası Başkanı (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,7 büyümesine ilişkin değerlendirmede bulundu. Avdagiç, "İhracatın büyümeye katkısının artarak devam etmesi için yılın 2'nci yarısında döviz kuru ile enflasyon arasındaki korelasyonun korunması önem arz ediyor” yorumunu yaptı.

Avdagiç, yaptığı yazılı açıklamada, 2024’ün birinci çeyrek büyüme verilerinin öngörülen "dengelenme" sinyallerini verdiğini belirtti.

Avdagiç, şunları söyledi: “İlk olarak dikkatimizi çeken pozitif detay, net dış ticaretin büyümeye katkısının 1,6 puan ile yeniden pozitife dönmesi. İkinci önemli detay, sanayi ve yatırımlar kaleminin güçlü ve istikrarlı seyrini koruması. AB’deki toparlanmanın bunda etkili olduğunu düşünüyoruz. Bu iki faktörün ekonomimizi sağlıklı ve istikrarlı büyüme patikasına yerleştireceğine inanıyoruz.”

Şekib Avdagiç, ilk çeyrek büyüme verilerinde iç talebin güçlü gelmesine ilişkin olarak da, “İç talebe gelirsek evet hala güçlü, büyümeye en çok katkıyı veren alan. Ancak burada gelen öncü veriler, tüketimden tasarrufa dönüşün güçleneceği sinyalini veriyor. Gelen veriler uygulanan enflasyonla mücadele programına güç katmıştır. Öte yandan yeşil dönüşüm, sınırda vergi uygulaması gibi etkileri 2026’dan sonra göreceğiz. Bu sebeple orta uzun vadeli düşünüp yatırımlarımızı akıllıca yönlendirmemiz çok önemli” değerlendirmesinde bulundu.

'Türkiye ekonomisi son 15 çeyrektir sürekli büyüyor'

31 Mayıs 2024 at 12:17

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat “2024 yılının birinci çeyreğinde Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) %5,7 oranında artış göstermiştir. Böylece Türkiye ekonomisi kesintisiz büyüme performansını 15 çeyrektir sürdürmüştür.” dedi.

Bakan Bolat açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "2024 yılının ilk çeyreğinde mal ve hizmet ihracatı yıllık bazda %4,0 oranında artış göstererek büyümeye 0,9 puan katkı vermiştir. Yılın ilk çeyreğinde ithalattaki düşüşün de etkisi ile “%5,7 oranında büyümeye dış ticaretin katkısı 1,6 puan seviyesinde gerçekleşmiştir.” Söz konusu katkı son 7 çeyreğin en yüksek seviyesinde gerçekleşmiştir. Türkiye, verisi açıklanan AB (27 üye ülke) ve G-20 ülkelerine kıyasla en hızlı büyüyen ekonomi olmuştur.

"İHRACATIN BÜYÜMEYE KATKISININ 2024 GENELİNDE POZİTİF OLMASI BEKLENMEKTEDİR"

İlk çeyrek büyüme rakamlarını değerlendiren Bakan Bolat: 2024 yılı ilk çeyreğinde nominal GSYH (yıllıklandırılmış) 1 trilyon 158 milyar dolara (2023: 1 trilyon 119 milyar dolar) ulaşmış ve böylece rekor yenilenmiştir. Yatırımların altında yer alan makine teçhizat yatırımları %11,9’luk artış oranıyla güçlü seyrini korumuş ve artış serisini 18. çeyreğe taşımıştır.

Bakan Bolat değerlendirmesini; büyümeye ilişkin veriler üretim, istihdam, yatırım, ihracat öncelikleri çerçevesinde oluşturduğumuz programın olumlu sonuçlarının artarak devam ettiğini göstermektedir. 2023 yılının ikinci yarısında başlayan ihracatın artması ve ithalatın azaltılması eğilimi sonucunda net ihracatın büyümeye katkısının 2024 genelinde pozitif olması beklenmektedir. Büyüme kompozisyonundaki bu dengelenme ile bir taraftan daha kaliteli bir büyüme patikasında ilerlenmekte, diğer taraftan makroekonomik istikrar güçlenmektedir diyerek tamamladı.

Emeklilere bir destek daha yürürlükte! Bayram öncesi indirim kararı

31 Mayıs 2024 at 12:03

Milliyet.com.tr/ 2024 yılının ‘emekliler yılı’ ilan edilmesinin ardından peşi sıra yeni destekler hayata geçmeye devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda emeklilere kamu kurum ve kuruluşlarına ait sosyal tesislerde yıl sonuna kadar yüzde 15 indirim yapılabilmesine imkan tanıyan düzenleme yürürlüğe girmişti.

Resmi Gazete’de yayımlanan bugünkü karara göre şehirlerarası otobüs taşımacılığı yapan gerçek ve tüzel kişilerce emekli olduğunu belgeleyenlere tarife üzerinden yüzde 20 indirim uygulanacak.

Kirada yüzde 25 zam sınırının kaldırılması gündemde: Fiyatlarda düşüş olur mu?

NE ZAMANA KADAR GEÇERLİ OLACAK?

Karayolu taşıma yönetmeliğinde değişiklikler yapan yönetmeliğe eklenen geçici bir maddeye göre, 2024 yılı sonuna kadar uygulanmak üzere, emekli olduğunu bilgi ve belgeyle beyan ve ispat edenlere, düzenlenecek yolcu biletlerinde Ulaştırma Bakanlığı'na bildirilen tarife üzerinden yüzde 20 indirim uygulanacak.

Peki emeklilerin indirimden yararlanması için bir belge ibraz etmeleri gerekli mi? Konuyla ilgili merak edilenleri milliyet.com.tr’ye açıklayan Yeminli Mali Müşavir ve Ekonomist Muhammet Bayram şu ifadeleri kullandı:” Emeklilerle ilgili kamu kurum misafirhanelerinin yüzde 15 indirimli kullanılmasına ilişkin düzenleme zaten kanunlaşmıştı.

Resmi Gazete’de bugün yayımlanan karara göre emekliler şehirlerarası otobüslerde yüzde 20 indirimli seyahat edebileceklerdir. Burada yüzde 20 indirimli olan kısım devlet tarafından sübvanse edilecektir.

Savaşta bir ilk! Dünya izliyor: Amerikan silahları Rus şehirlerini vuracak, karar verildi

Karar emeklilerimiz anlamında çok olumludur. Oransal zamlar enflasyonist etkiye sebebiyet veriyor. Emeklinin alım gücünü artırıcı kararlar yapılan oransal zamdan daha önemli. Çünkü yapılan maaş zamları enflasyon olarak emeklilere geri dönüyordu.

‘YENİ DESTEKLER HAYATA GEÇECEK’

O yüzden emeklilerin alım gücünü artırıcı kararlar çok önemli. Zaten 2024 yılı emekliler yılı olarak ilan edilmişti. Bunun gibi diğer bazı yenilikler de gelecek. Giyim mağazalarında indirim, zincir marketlerde indirim, ulaşımda indirim gibi yeni destekler hayata geçecektir.

‘İNDİRİMLİ SEHAYAT İÇİN BELGE GEREKİYOR MU’

Emeklilerin indirimli seyahat edebilmeleri için bunu belgelemeleri gerekiyor. Kolay bir şekilde SGK’dan alacaklar döküm ile birlikte belgeleyebilirler. Kendilerine indirim kartı verilecek. İndirim kartı alanlar daha düşük ücretten seyahat edebilecek.”

50 bine yakın kişi geldi: Rus turistler Amasra’ya doyamıyor

31 Mayıs 2024 at 11:18

Çeşm-i Cihan Amasra ilçesine 2022 yılı Ağustos ayında seferlerine başlayan Astoria Grande gemisi, Rusya’dan Türkiye’ye 23 ayda gerçekleştirdiği 43 seferde toplam 49 bin 319 kişiyi ilçeye getirdi. Amasra’nın muhteşem doğasını beğenen Rus turistler, tarihi, gastronomisi, sessiz ve huzurlu yapısı nedeniyle ilçeye doyamadan ayrılıyor. Bazı Ruslar, tekrar tekrar bölgeye gelirken, bazıları da yeniden gelmek hedefiyle mutlu bir şekilde ilçeden ayrılıyor. 193 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğindeki 11 katlı Astoria Grande ile Amasra’ya gelen yolcu sayısı katlanarak artıyor.

Rekor üstüne rekor

Gemide yapılan anketlerde en çok beğenilen durak ve turizm şirketlerinin sunduğu gezi paketlerinde en çok talep edilen yerler arasında yer alan Amasra’da bir önceki yılda kırılan turist sayısı rekorlarının 2024 yılında da kırılması hedefleniyor. Astoria Grande gemisi ile yıl boyunca yapılması planlanan toplam 26 seferde 40 bin turistin Amasra’ya getirilmesi planlanırken, ilçeye gelen gemi sayısının da arttırılması için çalışmalar yürütülüyor. Bölgeye yabancı turistleri getiren gemi sayısının iki ve daha üstüne çıkartılması ile yolcu sayısının 60 bine çıkarılması planlanıyor.

Ege ve Akdeniz sahilleri ile yarışacak

Amasra, Türkiye’ye gelen yabancı turistlerin yaz sezonda en çok tercih ettiği Ege ve Akdeniz sahillerine de kafa tutmaya hazırlanıyor. Bölgeye gelen Rus turistler, Amasra’nın muhteşem doğası ve doğal güzellikleri arasındaki plajlarını da keşfetti. Amasra’ya gelen Rus turistler, müthiş manzarada denizin, kumsalın ve güneşin de tadını çıkarıyor.

Yaz sezonunda seferler bu kez iptal edilmeyecek

Son iki yılın yaz dönemlerinde Ege ve Akdeniz’e yönelik düzenlenen yoğun seferler nedeniyle Astoria Grande gemisinin Karadeniz turu iptal edilirken, ilk kez bu yıl Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında da Karadeniz turları sürecek. Her yıl iptal edilen Karadeniz seferleri, Rus turistlerin çok beğendiği ve ilgi gösterdiği Amasra durağı nedeniyle bu yıl kaldırılmayacak. İlk kez bu yıl iptal edilmeyecek seferlerin sayısı ise ayda 4 seferden 2'ye düşürülecek. Bahar mevsimlerinde hemen her hafta Amasra’ya gelebilen Rus turistler, Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları boyunca 15 günde bir düzenlenecek turlar ile ilçeye gelmeye devam edebilecek.

Turist sayısı 50 bini buldu, hedef 60 bini aşmak

Gemide yapılan anketlerde en çok beğenilen durak ve turizm şirketlerinin sunduğu gezi paketlerinde en çok talep edilen yerler arasında yer alan Amasra’da bir önceki yılda kırılan turist sayısı rekorlarının 2024 yılında da kırılması hedefleniyor. Astoria Grande gemisi ile yıl boyunca yapılması planlanan toplam 26 seferde 30 binden fazla turist ilçeye getirilerek, yeni bir rekora imza atılması hedefleniyor. Astoria Grande gemisi ile yaklaşık 2 yılda yapılan 43 seferde Amasra’ya getirilen yolcu sayısı toplamda, 49 bin 483’e ulaştı. Hem yolcu sayısının hem de yolcu taşıyan gemi sayısının da arttırılması için çalışmalar yürütülüyor. Gemi sayısının iki ve daha üstüne çıkartılması ile bir yılda kurvaziyer turizmi ile ilçeye gelen yabancı turist sayısının 60 bine çıkarılması planlanıyor.

En büyük engel Rusya-Ukrayna savaşı

Bölgeye gelen yabancı turist sayısını arttırma çabaları, yoğun bir şekilde sürerken yabancı turist sayısında yeni rekorlar kırılması ve turizmde patlama yaşanmasındaki en büyük engelin ise bitmeyen Rusya-Ukrayna savaşı gösteriliyor. Mayın tehlikesi nedeniyle durma noktasına gelen Karadeniz’deki kruvaziyer turizmi, halen düşük de olsa devan eden riske karşı yükselen yolcu sigortası pirim ücretleri nedeniyle beklenen patlamayı yapamıyor.

Fransız, Amerikan ve İtalyan tur şirketlerinin Karadeniz seferlerine başlamak istedikleri fakat devam eden risk sonucu yükselen pirim ücretleri nedeniyle Karadeniz turu paketini satamadıkları belirtildi. Bu durumun ise en fazla Türkiye’nin turizmine darbe vurduğu öğrenilirken, Türkiye ile birlikte savaşın devam ettiği Rusya ve Ukrayna turizmini de önemli derecede etkilediği belirtiliyor

Ciddi çalışmalar yapılıyor

İlçenin kruvaziyer turizminde beklediği patlamayı yapabilmesi ve şehre gelen yabancı yolcu sayısının arttırılabilmesi için Amasra Kaymakamlığı ve Amasra Belediyesi tarafından ciddi çalışma ve görüşmeler yürütülüyor. En azından bir farklı geminin daha ilçeye gelebilmesi için proje çalışmaların sürdüğü belirtilirken, çalışmalarda da önemli bir yol kat edildiği kaydedildi.

Kruvaziyer turizmde asıl Karadeniz patlamasının ise Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın sona ermesi ile yaşanacağı tahmin ediliyor

Son seferde 832 yolcu

Kruvaziyer turizminde Mayıs ayının son seferi gerçekleştiğini kaydeden Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, ''Mayıs ayının son seferi, toplamda 43. Sefer oldu. Bu ayın son seferinde Astroria Grande gemisi ile Rusya’dan 832 yolcu, 437 personel kentimize geldi. Güzel ve bir güneşli bir gündeyiz. Turistler, denizin de keyfini sürdüler. Amasra’nın tarihi, doğal güzellikleri ve gastronominin de tadını çıkardılar’’ dedi.

Haziran ayının ilk seferi ile yolcu sayısının 50 bine ulaşacağını da kaydeden Çakır, ‘’Haziran ayı itibariyle 50 bini geçeceğini görüyoruz. Şuanda toplam ağırladığımız yolcu sayısı 49 bin 483’e ulaştı. Amasra turizmini esnafımız, belediyemiz ve bölgemiz için de önemli bir değer olarak görüyoruz. Artması içinde çalışmaya devam ediyoruz’’ diye konuştu.

Çilek üreticileri düşen fiyatlara tepki gösterdi

31 Mayıs 2024 at 11:14

Denizli’de geçtiğimiz hafta meşhur Honaz kirazı alım fiyatının 200 TL’ den 80 TL’ye düşmesinin ardından kiraz üreticileri tepki göstermiş. Kendine has aroması ve rengiyle bilinen ‘Buldan’ bölgesine ait organik çilek üreticileri de sezon başında kilogramını 30 TL’den tarlasından sattıkları çileğin fiyatının 20 TL’ye düşürülmesine tepki gösterdi. Buldan İlçesine bağlı Yeniçam Mahallesi’nde yıllardır organik çilek üretimi yapan Hüseyin Yangöz, girdi maliyetlerinin yükselmesine rağmen çilek fiyatının düşmesinin, üreticiye ölüme itmek olduğunu savundu.

Sezon başı 30 TL’den satıldı

Buldan da çilek hasadının mayıs ayının ilk haftalarında başladığını, o dönem pazarlarda kilogramı 80-100 TL’den satılan çileği tarlada tüccara kilogramı 30 TL’den verdiklerini hatırlatan çilek üreticisi Hüseyin Yangöz, “Bölgemizde çilek hasadına mayıs ayının ilk haftasında başladık. Çilek fiyatına o zaman 30 lira dediler. O dönemde pazarlarda 80-100 liradan satılan çileği bizden 30 liradan almaya başladılar. Mayıs ayının sonuna gelirken şu anda çileğin toptan fiyatı 20-25 lira. Komisyoncu geliyor elindeki çilekte erginlik olgunluk varsa istediği fiyatı söylüyor. Belirli bir fiyat uygulaması yok. Üretici de ürettiği malı satmak zorunda olduğu için tek kelime konuşmadan malını vermek zorunda kalıyor. Çileği ameleler topluyor, amele fiyatı sürekli artıyor. Dün 25 kasa çileği 5 kişi ile topladım. Bin bir emekli toplayıp sattığım çileğin parası anca amele parasına yetiyor. Üreticiye bir şey kalmıyor. Yani komisyoncu tamamını götürüyor” dedi.

“6 ay gece gündüz çalışıyoruz”

Çilek tarlasını sezona hazırlamak için altı ay boyunca gece gündüz çalıştıklarını, yabancı otları yolup, ilaçlama yaptıklarına dikkat çeken Hüseyin Yangöz, “Çilek üretmek, üretilen çileği toplamak çok zor bir iş, çilek meyvesi çok narin. Çilek ermeye başladığında toplanıp, hızla tüketiciye ulaştırılması gerekiyor. Çileği toplamasak dalında çürüyüp gidiyor, toplayıp satamasak kasada çürüyüp gidiyor. Tüccarda bunu çok iyi bildiği için her şeyi bahane edip çilek fiyatını düşürüyor. Her şeyin fiyatı artarken bizim alın terimizle ürettiğimiz çileğin fiyatı düşüyor. Komisyoncu fiyat düşürdüğü için elimize az para geçiyor. Az parayı da ameleye dağıtıyoruz. Üreticiye bir şey kalmıyor” dedi.

“Ameleden daha çok çalışıyorum”

Kendi tarlasında ameleden daha çok çalıştığını anlatan Yangöz, tarladaki çileğin mutlaka toplanması gerektiğine dikkat çekti. Yangöz, “Tarlamda çilek çok belki 2 ton çilek çıkabilir. Ama ben artık ameleye çilek toplatmayacağım. Aşırı yüksek girdi maliyetleri nedeniyle bu sene çilek sezonunu kendi adıma kapatıyorum. Bu yıl hava şartları güzel gitti. Bu yıl çilek üretim yılıydı. Ama geçen yıl çilekten çok büyük zararlar ettik. Üretici ile tüketici arasındaki aracılardan sıkıntı yaşıyoruz. Devletimiz bu aracıları ortadan kaldırmalı. Üretici ile tüketici buluşturulmalı. Esas kazancı aracılar yapıyor” ifadelerini kullandı.

Maliyetler ağır çalışacak işçi de yok

Gençlerin artık tarlalarda çalışmadığını, tarlaya çalışmaya gelen amelenin yaş ortalamasının yüksek olduğunu ve hepsinin emekli olduğunu anlatan Yangöz, şöyle konuştu:

“Çilek üretimin de maliyetimiz çok yüksek, işçi fiyatları çok yüksek. Tarlama çalışmaya gelen amelinin hepsi emekli, yaşlı. İşçi sıkıntısı çok büyük. Ekonomik kriz emekliyi şu anda perişan duruma soktu. Üretici üretemez duruma geldi. Tarlamda 15 dönüm çileğim vardı, 7 dönümünü bozdum neden bozdum işçi sıkıntısı, gübre sıkıntısı bunların hepsi beni etkilediği için. Geçen yıl 5 dönüm çilek tarlamdan hiç çilek almadan tarlada bıraktım. Sırf gübre alamadım ilaç atamadım komisyoncularda fiyatı 10 liraya 8 liraya düşürdü tarlada terk ettim çileğimi”

“Verim düşük kaldı”

Bu yıl hava şartlarının çilek üretimi acısından iyi gitmesine rağmen pahalı gübre fiyatları nedeniyle çileklere gübre veremediklerini, bu yüzden de verimin düşük kaldığının altını çizen Yangöz, “Çileklerimizde bu yıl yeterince gübre kullanamadık. Neden kullanamadık geçen yıl 500 liraya aldığımız gübre bu yıl 2000 lira olmuş. Nasıl kullanırsın. Olduğu kadar dedik, olana bereket dedik karnımızı doyurmayı düşündük. Niye öyle dedik, çünkü yapamıyoruz üretemiyoruz işçi bulamıyoruz maliyetler yüksek olduğu için isteyerek yapmıyoruz. Şu anda üzerinde çilek var ama toplamaktan vazgeçiyorum sırf sıkıntılar var diye. Büyük şehirlerde duyuyorum bizim verdiğimiz fiyatın 3 katına çilek satılıyor. Kimler kazanıyor komisyoncular kazanıyor. Zenginler kazanıyor devletin üreticiyle bu ekonomik krizi çözmesi için ne yapması gerekirdi aracıları ortadan kaldırıp belirli maliyetlerle üreticiden aldığını tüketiciye buluşturması gerekir. Ama maalesef biz komisyoncuların, aracıların elindeyiz. Üretici günden güne zayıflıyor. Yoksulluğa sefalete itilmiş durumda” ifadelerini kullandı.

Ticari gayrimenkul fiyat endeksi arttı

31 Mayıs 2024 at 11:12

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2024 yılı ilk çeyrek Ticari Gayrimenkul Fiyat Endeksi verisini açıkladı. Buna göre, 2024 yılı birinci çeyreğinde Türkiye genelinde, bir önceki çeyreğe göre yüzde 12 oranında artan TGFE, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre nominal olarak yüzde 81,7, reel olarak ise yüzde 8,9 oranında arttı.

Türkiye genelinde, 2024 yılı birinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 11,7 oranında artan Dükkan Fiyat Endeksi, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre nominal olarak yüzde 82,8, reel olarak ise yüzde 9,6 oranında arttı. Aynı çeyrekte, bir önceki çeyreğe göre yüzde 13,0 oranında artan Ofis Fiyat Endeksi bir önceki yılın aynı çeyreğine göre nominal olarak yüzde 75,1, reel olarak ise yüzde 5,0 oranında arttı.

Üç büyük ildeki gelişmeler değerlendirildiğinde, İstanbul, Ankara ve İzmir’in ticari gayrimenkul fiyat endeksleri, 2024 yılı birinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre, sırasıyla yüzde 11,2, 13,1 ve 11,4 oranlarında artış gösterdi. Endeks değerleri bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 69,1, 92,6 ve 81,3 oranlarında artış gösterdi.

Merkez Bankası Başkanı Karahan'dan mevduat faizleriyle ilgili açıklama

31 Mayıs 2024 at 10:47

TCMB Başkanı Fatih Karahan açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olarak finansal istikrara ilişkin tüm gelişmeleri yakından takip etmekte ve Finansal İstikrar Raporumuzun bu sayısı ile son gelişmeleri özetleyerek kamuoyu ile paylaşmaktayız.

Enflasyonla mücadele kapsamında uygulamakta olduğumuz sıkı para politikasına ek olarak parasal aktarım mekanizmasını desteklemek amacıyla aldığımız makroihtiyati önlemler de finansal koşulların sıkılaşmasına katkı vermektedir. Makroihtiyati
çerçevenin sadeleştirilmesi kapsamında menkul kıymet tesisi uygulamasını yürürlükten kaldırırken, kur korumalı mevduattan kademeli çıkış politikamızı sürdürmekteyiz.

Milyonlarca çalışanı ilgilendiriyor: Doğum izni teşviği gündemde!

Önümüzdeki dönemde de piyasa mekanizmasının etkinliğini artıracak ve makro finansal istikrarı sürdürecek adımlar atmaya devam edeceğiz. Sıkı para politikası duruşumuz ve makroihtiyati politikalar finansal piyasalara hızlı ve etkili bir şekilde yansımaktadır. Türk lirası kredi faizlerinin geldiği seviye iç talepteki dengelenme sürecine katkı verirken, yabancı para kredilerde son dönemde büyüme
göze çarpmaktadır. Yabancı para kredilerin gelecek seyrinin finansal sistemde oluşturabileceği riskleri azaltmak amacıyla bu kredileri de büyüme sınırı düzenlemesine dâhil ettik.

Türk lirası mevduat faizlerinin seviyesi tasarrufları teşvik ederek Türk lirasına olan ilgiyi artırmaktadır. Bunun bir yansıması olarak kur korumalı hesaplarda düşüş sürerken, nisan ayından itibaren yabancı para mevduat hesaplarında kayda değer bir gerileme
gözlenmiştir. Bu gelişmeler sonucunda, mevduat kompozisyonunda Türk lirasının payı önemli ölçüde artmıştır.

Türkiye'nin ilk çeyrek büyüme rakamları belli oldu! Bakan Şimşek'ten açıklama

Bu süreçte politikalara artan güven ve olumlu beklentilerle birlikte ülke risk priminde de belirgin bir iyileşme kaydedilmiştir. Reel sektör ve bankacılık sektörü vadesi gelen dış borçlarını yüksek oranlarda yenilemiştir. Finansal koşullardaki sıkılaşmanın bankacılık
sisteminin aktif kalitesine yansıması ise sınırlı olmuştur. Bankacılık sisteminin güçlü likidite ve sermaye yapısı, finansal istikrarın sürmesine katkı sağlamaya devam edecektir.

Finansal istikrara ilişkin güncel görünüm ve risklere yönelik hazırlanan analiz ve değerlendirmelerin yer aldığı Finansal İstikrar Raporumuzun 38’inci sayısının tüm okuyucular için faydalı olmasını dilerim."

Üretim seferberliği ilan edildi: Kilosu 2 bin 500 dolar!

31 Mayıs 2024 at 09:30

Son iki yılda 20 binden fazla üretilip Karadeniz Bölgesi'ndeki akarsulara dağıtılan bu balık türü için bu yılki üretim miktarı 95 bini buldu. Tarım ve Orman Bakanlığı, doğal yaşam alanlarında sayılarının artırılması için sularla buluşturduğu balıkları tek tek numaralandırıp takibini yaptırıyor.

Geçmişi 250 milyon yıl öncesine dayanıyor

Geçmişi 250 milyon yıl öncesine dayanıp ‘siyah inci’ diye adlandırılan havyarının kilosu 2 bin 500 dolardan satılan Mersin balığı üretiminin yapıldığı Karadeniz Bölgesi illerinden Amasya’da Tarım ve Orman Bakanlığı’na ait özel tesiste yetiştiriliyor. Bu yıl Yedikır Su Ürünleri Üretim ve Araştırma İstasyonu'nda 95 bin adet üretilen yavru balıklar Karadeniz ve bölgedeki akarsularla buluşmak için gün sayıyor.

Türk karasularını da aşıp Bulgaristan’da bulunmuştu

Tarım ve Orman Bakanlığı, sulara bırakıldığında Türk karasularını da aştığı belirlenen bu balıkları tek tek numaralayıp takibini de yapıyor. Geçen yıl Samsun’dan Karadeniz’e bırakılan bir balık Bulgaristan’da bulunup bildirilmişti.

6. yıldan itibaren havyar üretiminin gerçekleşebiliyor

Amasya İl Tarım ve Orman Müdürü Gürol Çetin, yumurtaları Mersin murt ağacının meyvesine benzediği için Mersin balığı adı verilen bu balıklardan 6. yıldan itibaren havyar üretiminin gerçekleşebildiğini belirtti. Son iki yılda üretilen 21 bin 500 adet Mersin balığının Karadeniz’in akarsularla birleştiği Samsun, Sinop ve Sakarya’nın da aralarında olduğu şehirlere dağıtıldığını hatırlatan Gürol Çetin, “8 anaç balığın sağılmasıyla 5 bin 200 gram yumurta elde ettik. Yapay dölleme yoluyla yaptığımız çalışma sonucunda toplamda 95 bin yavru mersin balığı elde ettik. Bunları da bakanlığımızın balıklandırma projesi kapsamında dağıtımını yapacağız” diye konuştu.

"Amasya Mersin balığı üretiminde bir numara olacak”

İlk aşamada yavru balık elde etmeyi isterken bu yıl kilosu 2 bin 500 dolardan başlayan fiyatla satılan havyardan örnek olması için 2 kilo üretmeyi planladıklarına değinen Çetin, “Tesisimizdeki gibi düzenli ve bu kadar sayıda bir üretim hiçbir yerde mevcut değil. Amasya’mızı Mersin balığı üretiminde bir numaralı hale getireceğiz” şeklinde konuştu.

Yıllıklandırılmış dış ticaret açığı yüzde 22,7 oranında azaldı

31 Mayıs 2024 at 09:28

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Ticaret Bakanlığı iş birliği ile açıklanan 2024 yılı Nisan ayına ilişkin dış ticaret verilerini değerlendirdi. Negatif takvim etkisine rağmen ihracatın bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,1 artarak 19,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirten Bakan Bolat, “Negatif takvim etkisine rağmen ihracatımız, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,1 artarak 19,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Böylece 2024 yılı Ocak-Nisan döneminde ihracatımız yüzde 2,7 oranında artarak 82,8 milyar dolar olmuştur. 2024 Nisan ayı itibari ile yıllıklandırılmış ihracatımız bir önceki yılın aynı göre yüzde 2,5 oranında artarak 257,6 milyar dolar olmuştur” ifadelerini kullandı.

Nisan ayında ithalatın yüzde 4 oranında artarak 29,1 milyar dolar olduğunu ve yılın ilk dört ayında ithalatın yüzde 9 oranında düşerek 113,1 milyar dolar olduğunu aktaran Bolat, “2024 Nisan ayında yıllıklandırılmış ithalatımız yüzde 5,7 oranında azalarak 350,6 milyar dolar olmuştur. 2023 yılı Nisan ayında yıllıklandırılmış bazda yüzde 67,6 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı ise, 2024 Nisan ayında 5,8 yüzde puan artışla yüzde 73,5’e yükselmiştir” açıklamasında bullundu.

“Dış ticaret açığı nisan ayı itibari ile 27,3 milyar dolar azaldı”

İhracattaki artışa da vurgu yapan Bolat, “2024 yılının ilk dört ayında dış ticaret açığımız, ihracattaki artış ve ithalattaki düşüşün etkisi ile geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 30,5 oranında azalarak 30,2 milyar dolar olmuştur. Yıllıklandırılmış bazda ise 2023 Nisan ayında 120,4 milyar dolar olan dış ticaret açığı, nisan ayı itibari ile 27,3 milyar dolar azalarak, yüzde 22,7 oranıyla 93 milyar dolara gerilemiştir” dedi.

Dış ticaretteki olumlu tablonun devam edeceğini dile getiren Bolat, “2024 yılında ihracattaki artış ve ithalattaki azalış eğilimlerinin devam edeceği ve dış ticaret dengesinde toparlanmanın süreceği öngörülmektedir. Katma değer, yenilikçilik ve rekabetçilik odaklı üretim ve ihracat perspektifinde sürdürdüğümüz politika ve stratejilerle Türkiye’nin küresel üretim ve ticaretteki payını daha da artırmak için çalışmalarımıza kararlıkla devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Doğal gaza zam var mı? BOTAŞ'tan açıklama var

31 Mayıs 2024 at 09:06

BOTAŞ'tan yapılan açıklamada, Kuruluşun doğal gaz toptan satış fiyatlarını; piyasa koşulları, ülkenin ekonomik şartları, piyasa fiyat istikrarı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun tarife ile ilgili kararları ve maliyet unsuru olan alım - işletme giderlerindeki değişim dikkate alınarak mümkün olan en makul seviyede belirlenmekte ve tüketicilere sunulmakta olduğu belirtildi.

Açıklamada, "Bu kapsamda, Kuruluşumuz tarafından 01 Haziran 2024 tarihinden itibaren geçerli olan Doğal Gaz Toptan Satış Fiyatlarında herhangi bir değişiklik yapılmamıştır." denildi.

BOTAŞ, Household Energy Price lndex (HEPİ) fiyatları esas alındığında konutlarda, Ukrayna'dan sonra Avrupa ülkeleri arasında en düşük doğal gaz fiyatının ülkemizde uygulandığını belirtti.

Kirada yüzde 25 zam sınırının kaldırılması gündemde: Fiyatlarda düşüş olur mu?

31 Mayıs 2024 at 07:24

Milliyet.com.tr/ÖZEL Konutlarını kiraya vermek isteyen ev sahipleri sabırsızlıkla 1 Temmuz tarihini bekliyor. Çok sayıda ev sahibinin 1 Temmuz’da beklentisi yüzde 25 sınırının kalkması.

‘Yüzde 25 sınırı kalkmazsa’ diye ev sahiplerinin evlerini kiraya vermede çekinceli davrandıkları söyleniyor. Bazı evlerin 4 ay boyunca boş kaldığı, ne satışının yapıldığı ne de kiraya verildiği belirtiliyor.

‘YÜZDE 25 SINIRI PİYASADA ÇOK UYGULANMADI’

Peki başka hangi sebeplerden dolayı piyasada kiralık daire bulunamıyor. Yüzde 25 zam sınırının kaldırılmasının ardından kira fiyatlarında bir değişim olur mu? 1 Temmuz sonrası piyasada kiralık daire ilanlarında artış olur mu? Kiralarda normalleşmeyi ne zaman görürüz?

Ahmet Uğurlu hayatını kaybetti!

Konuyla ilgili merak edilenleri milliyet.com.tr’ye açıklayan Gayrimenkul Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı şu ifadeleri kullandı: “2022 yılı Haziran ayında yapılan yasal düzenleme ile kira artışlarına yüzde 25’lik bir sınırlama getirilmişti. Yaklaşık 2 yıldır konutlarla sınırlı olmak kaydıyla kirada yüzde 25’lik üst limiti görüyoruz.

‘ZAM SINIRI KALKABİLİR’

Piyasada bu sınırın çok uygulanmadığını görüyoruz. Gerek Adalet Bakanı gerekse Hazine ve Maliye Bakanımızın yaptığı açıklamalarda yüzde 25 zam sınırının kaldırılacağına ilişkin bazı değerlendirmeler yer almıştı.

‘KİRACILARIN YÜZDE 86’SI, YÜZDE 25’İN ÜZERİNDE ZAM YAPTI’

Yakın zamanda bir araştırma şirketinin yaptığı anket yayınlandı. Buna göre kiracıların yaklaşık yüzde 86’sının yüzde 25’ten fazla bir oranda kiralara zam yaptığına ilişkin değerlendirmeler medyaya yansıdı.

‘SATMA NEDENİYLE BOŞ TUTUYORLAR’

Bu açıdan baktığımızda bazı taşınmaz sahiplerinin daha çok taşınmazlarını satma nedeniyle konutlarını boş tuttuğunu görüyoruz. Yani sadece kiraya verme nedeniyle veya kira sınırlaması nedeniyle bunların boş tutulduğunu söylemek mümkün değil.

Doğum izninin teşvikle artırılması için çalışılıyor

‘YATIRIMCILAR KONUT ALMAK İSTEMİYOR’

Yatırımcılar yüzde 25 zam sınırlaması nedeniyle konut almak istemiyor. Mal sahibi-kiracı anlaşmazlıklarının artması, mevduat faizlerinin artması, kira gelirlerinin yeterli görülmemesi gibi nedenler söz konusu.

‘KONUTLAR ZAM SINIRI NEDENİYLE BOŞ DEĞİL’

Sadece yüzde 25 sınırına takılmamak için temmuz ayını bekliyorlar söylemi doğru değil. Bu kira düzenlemesi halihazırda uzatılmadı, şimdiden kiraya verse önümüzdeki yıl artışlar TÜFE’ye göre gerçekleşecek. Şu an için boş tutulmasının kira artışı ile doğrudan bir bağının olduğunu söylemek mümkün değil.

‘İLANLARIN YÜZDE 60’I BOŞ KONUT’

İlan sitelerinde satılık verilen ilanlarda konutların yüzde 60’a yakınının boş konut ilanlarından oluştuğu, yüzde 20’sinin kiracılı, yüzde 20’sinde ise ev sahibinin oturduğu evlerden oluştuğunu söyleyebiliriz.

‘PİYASADAKİ İLANLARDAN 4’TE 1’İ İSTANBUL’DA’

Bu ilanlardan 4’te 1’i İstanbul’da veriliyor. İstanbul’da yüzde 53’e yakın ilan boş konutlardan oluşurken yüzde 26’sı kiracılı, yüzde 10’u da mülk sahibi tarafından kullanılan evler olarak değerlendirilebilir.

‘MAL SAHİPLERİNİN EVİNİ BOŞ TUTMASININ ANLAMI YOK’

Mal sahibinin haziran başında dairesini kiraya verdiğini düşünelim. Yüzde 25 kira sınırlamasının devam etmeyeceğini varsaydığımızda evini boş tutmasının anlamı yok. Boş tutması durumunda konutlar için ödenen aidatlar önemli bir gider kalemidir. Bazı mal sahiplerinin konut yatırımından çıkma nedeniyle dairelerini satmaları, kiracılar çıktıysa da boş bir şekilde satmaya meyilli olduklarını söyleyebiliriz.

‘KENTSEL DÖNÜŞÜM NEDENİYLE KONUTU BOŞ TUTANLAR VAR’

İlanlarda yer almayan boş konutların önemli bir kısmı kentsel dönüşüm nedeniyle var. Kentsel dönüşüme girme planı ile bazı taşınmazlar için mal sahipleri kiracılar çıktıktan sonra dairelerini kiraya vermeyip boş tutmayı hedefliyor. Diyelim ki o bina 1 yıl içinde kentsel dönüşüm kapsamına alındı bu durumda kiracının yaptığı masrafı talep etme gibi durumlar olabiliyor.

4 bin 400 metreden yere çakıldı ama ölmedi! Hayatını 200 kırmızı karıncaya borçlu

1 TEMMUZ’DAN SONRA PİYASADA KİRALIK DAİRELER ARTAR MI?

Biz bunu piyasada ciddi olarak hissetmeyiz. Özellikle mal sahibi bugün bile kiraya verse seneye TÜFE’ye göre zam yapacak. Ben 1 Temmuz’dan sonra çok fazla kiralık daire olacağını düşünmüyorum.

'PİYASADA DAİRE BULMAYI ZORLAŞTIRIYOR’

Bugün için 1 milyon TL’si olan bir kişi mevduattan alacağı faizle çok rahat kiralık daire bulabiliyor. Bu da ekonomik olarak piyasada daire bulmayı zorlaştırıyor. Kiralık dairelerin yeni arzı ancak günlük kiralık dairelerdeki denetimler artırılırsa ve incelemeler yapılırsa artabilir diyebiliriz.

1 TEMMUZ’DAN SONRA KİRALARDA DÜŞÜŞ OLUR MU?

Kiralık fiyatlarında aşağı yönlü bir değişim çok fazla beklemiyoruz. Kira fiyatlarında tansiyon artıyor. İstanbul’da metrekare kira fiyatları 200 TL seviyesine geldi. Ağustos’ta 160 TL olan metrekare fiyatları bugünlerde 200 TL’ye yaklaştı.

İstanbul şu anda kira fiyatlarının enflasyona göre daha düşük seyrettiği bir şehir olarak değerlendirilebilir ancak bu Ankara açısından baktığımızda ağustos aylarında 115 TL olan kiralar metrekarede şimdi 150 TL seviyesinde.

KİRADA NORMALLEŞMEYİ NE ZAMAN GÖRÜRÜZ?

Kira fiyatlarındaki tansiyon ekonomi politikalarının daha etkin bir şekilde görülmesiyle düşebilir. Mevduat faizleri düşmeye başladıkça, enflasyon düşüşleri etkisini gösterdiği müddetçe kiralar biraz daha normalleşebilir.”

Durmadan bakır arıyor

31 Mayıs 2024 at 07:03

Ebru Sungur / Kastamonu - Cengiz Holding bünyesindeki Eti Bakır, halen işlettiği Küre maden sahasında ve Türkiye'nin pek çok yerinde bakır arayışını aralıksız sürdürüyor. Eti Bakır Küre İşletme Müdürü Yaşar Kara, "Maden Tetkik Arama'dan (MTA) sonra en fazla sondaj yapan kurumuz. Sadece Küre'de iki sondaj makinemiz aralıksız çalışıyor. Geçen yıl 800 bin ton yeni rezerv bulduk. Küre dışında başka sahalarda da aramalarımız devam ediyor" dedi.

Bakırın yüksek iletkenlik özelliği ile pek çok sektörde kullanıldığını, elektrikli otomobillerin yaygınlaşmasıyla öneminin daha da fazla arttığını vurgulayan Yaşar Kara, Türkiye'nin bakır tüketiminin, üretiminin neredeyse 2.5 katı olduğunu anlattı. Kara, "Türkiye bakırda son 6 yılda 9 milyar dolarlık ticaret açığı verdi. Son ürün olarak metal bakırın Türkiye’deki üretim miktarı 2023’te 170 bin ton olarak gerçekleşti. Tüketim ise 450 bin" dedi.

Amaç, açığı azaltmak

Küre'de Türkiye’nin bakır ihtiyacının yaklaşık yüzde 20’sini karşılarken her yıl 750 milyon dolarlık ithalatın önüne geçtiklerini, artan ihtiyaca cevap verebilmek için arama faaliyetlerini sürdürdüklerini belirten Kara, "Küre'deki mevcut cevher rezervimiz 16.5 milyon ton. Yılda 1.5 milyon ton cevher çıkarma kapasitesiyle çalışıyoruz. Ancak bir yandan da aramalarımız devam ediyor" diye konuştu.

Yeraltını internetle yer üstünden patlatıyor

Yeraltı madencilik çalışmalarının bir kısmını, yer üstünden, uzaktan kumandayla yaptıklarını belirten Yaşar Kaya şu bilgileri verdi:

“Yeraltında daha güvenli ve kontrollü patlatma yapmamızı sağlayan elektronik kapsül kullanıyoruz. Bu sistemle patlatmaları, vardiya sonlarında yeraltındaki tüm çalışanlar tamamen boşaltıldıktan sonra wireless ağ sayesinde emniyetli bir şekilde yer üstü ofislerde bulunan kontrol odasından gerçekleştiriyoruz. Yani, kablosuz iletişimle daha güvenli madencilik yapıyoruz. Yeraltında daha önce klasik yöntemle ve operatör tarafından yapılan delgi işlemlerini artık tam otomasyon delgi sistemi ile yapıyoruz. Tam otomasyon delgi sisteminde yer üstünde hazırlanan plan, makine hafızasına yükleniyor ve böylece tüm delgi otomatik olarak yapılıyor.”

Eti Bakır’dan notlar

- Küre ve Murgul başta olmak üzere madenlerden çıkardığı bakır cevherini Samsun’daki tesisinde katot bakıra çeviriyor.

- Yılda 70 bin ton katot bakır üretiyor.

- Küre’deki bakır üretimi sürecinde artık ürün olarak ortaya çıkan, demir sülfür ve kobalt içeren pirit konsantresini Mardin Mazıdağı tesisinde işliyor.

- Her yıl 2 bin 500 ton kobaltı geri kazanarak dünya üretiminin yüzde 2’sini gerçekleştiriyor.

Konutta katma değer yaratıyor

31 Mayıs 2024 at 07:03

İSMAİL ŞAHİN / İSTANBUL - Ürün gamına dahil ettikleri beyaz eşya, ankastre ve vitrifiye grubunu kullanıcıların beğenisine sunan şirketin yıl sonuna kadar hedefi, tüm ürünlerini son kullanıcı ile buluşturacağı 120 yeni mağazaya ulaşmak. Mevcut hırdavat ürünlerinin yer aldığı bayiler için de yenilemeye giden şirket, yer almadığı illerde 15’e yakın ek bayi anlaşması yapacak.

Geçtiğimiz yılı rekor büyüme ile kapattıklarını belirten Häfele Türkiye ve Bölge Ülkeler İcra Kurulu Başkanı Hilmi Uytun, "150 binin üzerinde ürün çeşidimiz içerisinden konut projelerinde en doğru şekilde seçim yapmak için 5 ana yapı taşı belirledik: konforlu, estetik, benzersiz, bütçe uyumlu ve sürdürülebilir olması. Mutfaktan beyaz eşyaya, banyodan vitrifiyeye kadar her alanda varız. Tüm bunlar evin değerinin yüzde birine mal oluyor ama hem yaşam alanına hem de evin değerine çok büyük katkı sağlıyor" dedi.

Konut ve mobilya sektörüne ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Uytun şöyle devam etti:

20 kat büyüyecek

Konut sektöründeki yavaşlamanın bir süre daha devam edeceğini öngörüyoruz. Azalan talep karşılığında, konutun olduğu bölgedeki seçenekler içinde tercih edilmek tüm müteahhit şirketlerin ortak konusu haline geldi. Ancak diğer taraftan ev yenileme pazarı da giderek büyüyor. Önceden ev yenileme diye bir kavram yoktu, pandemi ile bu biraz kırıldı. Hesaplamalarımıza göre 1,5 yıl içinde bu pazarın tam 20 kat büyüyeceğini öngörüyoruz. Biz bu yenileme pazarından beyaz eşyada yüzde 5, vitrifiyede yüzde 10 pay alırız. Önümüzdeki haftadan itibaren iki ve üç vardiyaya çıkarıyoruz işlerimizi. Euro bazında yüzde 150 büyümeyi yakaladık."

Ürünlerinde yerli üretim için de adım attıklarını ifade eden Uytun, "Türkiye'de bağlantı ürünleri konusunda 27 üreticiyle anlaşma yaptık. Onların ürünlerini dünya pazarına açıyoruz" diye konuştu.

Milyonlarca çalışanı ilgilendiriyor: Doğum izni teşviği gündemde!

31 Mayıs 2024 at 10:42

Mithat Yurdakul / ANKARA - Türkiye genelinde düşen doğum istatistiklerine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “nüfus” uyarısının ardından iktidar, doğurganlık organını artırmayı gündemine aldı. AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’nda (MKYK), çiftlerin çocuk sahibi olmaları için gündeme getirilen teşvik önerileri arasında çalışan kadınların doğum izinlerinin uzatılması da yer aldı. Konuyla ilgili dört bakanlık çalışmaya başlarken, etki analizi için harekete geçildi. Hazırlanacak yol haritası kapsamında, kamu ve özel sektörde doğum izninin uzatılması durumunda oluşacak ilave maliyetin yanı sıra ülke genelinde çalışan kadın sayısı, doğum oranı, işten uzak kalma sürelerinin etkilerinin masaya yatırılacağı ifade edildi.

Kirada yüzde 25 zam sınırının kaldırılması gündemde: Fiyatlarda düşüş olur mu?

‘VAROLUŞSAL TEHDİT’

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2023 yılı doğum istatistiklerine göre Türkiye’de toplam doğurganlık hızı kayıtlara geçen en düşük seviyeye geriledi, doğurganlık oranı 1,51’e kadar düştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, nüfusun yaşlanması riskine dikkati çekerek, “TÜİK’in 2023 yılı doğum istatistikleri endişe vericidir. Buna göre 2001 yılında 2,38 olan doğurganlık hızı 2023 yılında 1,51’e gerilemiştir. Yani nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1 seviyesinin altındayız. Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir, bir felakettir” ifadesini kullandı. AK Parti MKYK’nın son toplantısında da konu gündeme geldi. Toplantıda düşen doğum oranları ve çiftlerin çocuk sahibi olmaları için teşvik amaçlı atılabilecek adımlar değerlendirildi. Bu çerçevede dillendirilen önerilerden biri de çalışan kadınların doğum izinlerinin uzatılması oldu. Bazı MKYK üyeleri 4 aylık analık izninin yetersiz olduğunu, 1 yıllık izin seçeneğinin incelenmesi gerektiğini söylerken, bazı üyeler de 2-3 yıllık uzaktan çalışma imkanının çalışan kadınlara tanınmasının gündeme alınmasını istedi.

MALİYET HESAPLANACAK

Atılacak adımların etki analizi için dört bakanlık harekete geçti. Başlatılan çalışma kapsamında kamu ve özelde doğum izninin uzatılması durumunda ilave maliyet durumunun değerlendirileceği, çalışan kadın sayısı, doğum oranı, işten uzak kalma sürelerinin etkilerinin masaya yatırılacağı ifade edildi. Konunun, AK Parti’nin bu haftasonu Kızılcahamam’da gerçekleştirilecek olan istişare kampında da değerlendirileceği kaydedildi. Özel sektörde çalışan annelerin doğum izinleri konusunda oluşabilecek tereddütlerin göz önüne alınması, bu konuda verilebilecek devlet desteklerinin de gündeme gelmesi bekleniyor.

Kurtulmuş’tan sokak hayvanları mesajı: Meclis süratle kararını vermeli

4 AY İZİN VAR

Türkiye’de özel sektörde kadın işçiler, doğumdan önce 8 hafta, doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 haftalık ücretli doğum izni alabiliyor. Bu süreye, 6 aylık ücretsiz izin eklenebiliyor. Kamuda görev yapan kadın memurlar da 16 haftalık doğum izninden yararlanabiliyor. İkiz, üçüz gibi çoğul gebeliklerde bu süreye 2 haftalık ilave yapılabiliyor.

ÜLKELERE GÖRE DOĞUM İZNİ (SÜRE/HAFTA)

Türkiye: 16

Yunanistan: 17

Bulgaristan: 58

Çekya: 28

Danimarka: 18

Almanya: 14

İrlanda: 42

İspanya: 16

Fransa: 18

Hırvatistan: 30

İtalya: 20

Macaristan: 24

Hollanda: 16

Avusturya: 16

Polonya: 20

Portekiz: 10

Romanya: 18

Slovenya: 15

Slovakya: 34

Finlandiya: 21

İsveç: 14

Malta: 18

Letonya: 16

Litvanya: 18

Lüksemburg: 20

Belçika: 15

Estonya: 20

Kıbrıs: 25

‘1 YIL İZNİN UYGULANMASI ZOR’

Prof. Dr. Cem Kılıç, Milliyet’e yaptığı açıklamada, halihazırdaki 16 haftalık doğum izni ve bu sürenin üzerine yarı zamanlı ve esnek çalışma seçeneklerine dikkat çekerek, 1 yıla uzanan doğum izinlerinin uygulanmasının zor olduğunu, mevcut sürelere 1 ay gibi kısıtlı ilaveler yapılabileceğini söyledi. Doğum izninin 1 yıl gibi bir süreye çekilmesinin kadın istihdamına olumsuz etkide bulunabileceğini ifade eden Kılıç, özel sektörde doğum yapan kadın işçinin yerine başka bir çalışan konulmasında zorluk yaşanacağını dile getirdi.

Gebelik ve emzirme dönemindeki kadın çalışanların işten çıkarılmasıyla yaşanan sorunlara da değinen Kılıç, “Pek çok kadın çalışan, iş akdi feshi sorunları yaşıyor. Gebelik döneminde iş güvenliği sağlanması mümkün olabilir” diye konuştu.

Bakan Şimşek: Cari açık mayısta düşecek

31 Mayıs 2024 at 07:02

Bakan Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, takvim etkileriyle nisanda yıllık dış ticaret açığının geçici olarak arttığını ve bu durumun da cari açığa yansıyacağını belirtti.

Şimşek, "Mayısta yıllık dış ticaret açığı ve cari açıkta tekrar düşüş bekliyoruz. Geçici etkiler kaynaklı yılın kalanında sınırlı dalgalanmalar olsa da ikinci çeyrek itibarıyla cari açığın milli gelire oranının yaklaşık yüzde 2,5 gerçekleşmesini öngörüyoruz. Yıl sonunda cari açık belirgin şekilde Orta Vadeli Program hedefinden düşük gerçekleşecek" dedi.

Dış kaynak sağladı

31 Mayıs 2024 at 07:02

Yapı Kredi CEO’su Gökhan Erün, şu değerlendirmede bulundu: "Ülkemize ve bankamıza duyulan güven sayesinde yurt dışı piyasalarından kaynak sağlamaya devam ediyoruz. Yılın hemen başında 650 milyon dolarlık sermaye benzeri tahvil ihracımıza yurt dışı yatırımcılardan 2,4 milyar doların üzerinde talep geldi. Ayrıca Nisan ayında gerçekleştirdiğimiz 500 milyon dolarlık ilave ana sermayeye dâhil edilebilir borçlanma aracı ihracımız 2 katından fazla talep aldı. Son olarak gerçekleştirdiğimiz bu 936 milyon dolarlık sürdürülebilir sendikasyon kredisi işlemiyle son bir yılda yurt dışından yaklaşık 7 milyar dolar seviyesinde kaynak sağlamış olduk."

Kredinin maliyeti

Yapı Kredi’nin 442,5 milyon dolar ve 454,5 milyon euro olmak üzere iki ayrı döviz cinsinden sağladığı kredinin vadesi 367 gün, maliyeti ise sırasıyla SOFR + yüzde 2,50 ve Euribor + yüzde 2,25 şeklinde oldu. Sendikasyon kredisinin ortak koordinatörlüğünü Abu Dhabi Commercial Bank ve Emirates NBD, sürdürülebilirlik koordinatörlüğünü First Abu Dhabi Bank, ING, Standard Chartered Bank ve Sumitomo Mitsui Banking Corporation, aracılığını ise Abu Dhabi Commercial Bank üstlendi.

Dün — 30 Mayıs 2024Milliyet

BAYKAR paylaştı: Cumhurbaşkanı Erdoğan, TB3 SİHA'sını imzaladı

30 Mayıs 2024 at 22:40

BAYKAR''ın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, #EFES2024 Tatbikatı kapsamında beraberindeki heyetle standımızı ziyaret etti ve #BayraktarTB3 SİHA’mızı imzalayarak bizleri onurlandırdı. Teşriflerinden dolayı şükranlarımızı sunarız."

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, #EFES2024 Tatbikatı kapsamında beraberindeki heyetle standımızı ziyaret etti ve #BayraktarTB3 SİHA’mızı imzalayarak bizleri onurlandırdı.

Teşriflerinden dolayı şükranlarımızı sunarız. 🇹🇷

📍 EFES-2024 Tatbikatı pic.twitter.com/o0xL1BqF3T

— BAYKAR (@BaykarTech) May 30, 2024
Erdoğan'dan 'teröristan' mesajı: Harekete geçmekten çekinmeyiz

BAYRAKTAR TB3'TEN REKOR İRTİFA!

Baykar'ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA, 34 ve 35'inci test uçuşunda 33 bin feet irtifaya çıkarak Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı.

Baykar'dan yapılan açıklamaya göre, Bayraktar TB3'ün test süreci başarıyla devam ediyor. İlk uçuşunu Cumhuriyet'in 100. yılına armağan olarak 27 Ekim 2023'te yaptıktan sonra orta ve yüksek irtifa performans testlerini başarıyla sürdüren SİHA, bir testi daha başarıyla tamamlayarak rekor irtifaya ulaştı.

Fransız ordusu fotoğrafları yayınladı! 'Yanlışlıkla' İran'a giden gemiyi vurdular

Bayraktar TB3 SİHA, Tekirdağ'ın Çorlu ilçesindeki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi'nde gerçekleştirilen uçuşta 33 bin feet irtifaya çıkarak Yüksek İrtifa Sistem Performans Testi'ni başarıyla tamamladı.

TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, gerçekleştirilen yüksek irtifa uçuş testi sırasında yerli bir motorla şimdiye kadar çıkılan en yüksek irtifaya ulaştı. Bayraktar TB3 SİHA yerli motorla kırdığı irtifa rekoru ile Türk havacılık tarihine önemli bir imza attı. Milli havacılık tarihinin irtifa rekoru ise 45 bin 118 feet ile Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA'ya ait bulunuyor.

Hazine Bakanı Şimşek açıklamıştı: Türkiye gri listeden çıkıyor

İHRACAT ŞAMPİYONU

Bugüne kadar tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA AR-GE sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83'ünü ihracattan elde etti. 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu.

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından 2023'te de sektörün ihracat şampiyonu olduğu açıklanan Baykar, geçen yıl 1,8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Son yıllarda gelirlerinin yüzde 90'ından fazlasını ihracattan elde eden Baykar, 2023'te savunma ve havacılık sektöründeki ihracatın 3'te birini tek başına yaptı.

Dünyanın en büyük SİHA ihracatçısı olan Baykar'ın halihazırda imzalanan sözleşmelerinin yüzde 97,5'i ihracat kaynaklı gerçekleşti.

Bayraktar TB2 SİHA için 33 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 9 ülke ile olmak üzere toplam 34 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.

Kripto varlıklara ilişkin düzenleme Komisyon'dan geçti

30 Mayıs 2024 at 18:34

Kabul edilen maddelere göre, kripto varlık tanımları ekleniyor. Sermaye Piyasası Kurulu, kripto varlıkların ihracına ilişkin hükümleri belirleyebilecek. Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının kurulabilmesi ve faaliyete başlayabilmesi için Sermaye Piyasası Kurulu iznine tabi olacak.

Kripto para piyasası hiç olmadığı kadar hareketli! Uyarı geldi: Büyük zararlara yol açabilir

Kripto varlık da dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak elektronik olarak oluşturulup saklanabilen, dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, değer veya hak ifade edebilen gayri maddi varlıklar olarak tanımlanıyor.
Kabul edilen maddelere göre, kripto varlık hizmet sağlayıcı, platformları, kripto varlık saklama hizmeti sağlayan kuruluşları ve bu Kanuna dayanılarak yapılacak düzenlemelerde kripto varlıkların ilk satış ya da dağıtımı dahil olmak üzere kripto varlıklarla ilgili olarak hizmet sağlamak üzere belirlenmiş diğer kuruluşlar olarak yer alıyor.

Kripto para düzenlemesi TBMM Başkanlığına sunuldu

Platform kripto varlık alım-satım, ilk satış ya da dağıtım, takas, transfer, bunların gerektirdiği saklama ve belirlenebilecek diğer işlemlerin bir veya daha fazlasının gerçekleştirildiği kuruluşlar olarak tanımlanıyor.

Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının ortaklarının taşıması gereken şartlar da teklifle hüküm altına alınıyor. Platformların ortaklarına ve yönetim kurulu üyelerine, diğer sermaye piyasası kurumlarıyla benzer bazı asgari şartlar getirilerek gerekli mali güç ve işin gerektirdiği dürüstlük ve itibarın sağlanacak.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: 'Ülkemizin kalkınmasına katkı sunmayı hedefliyoruz'

30 Mayıs 2024 at 16:37

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki Mogan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Uygulama Oteli'nde düzenlenen 'Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi'nin tanıtım toplantısına katıldı. Burada konuşan Bakan Tekin, son 22 yılda Türkiye'yi her bakımdan örnek gösterilen, dünya çapında saygı duyulan bir eğitim modeline kavuşturduklarını belirterek, "Her yıl devlet bütçesinden eğitime ayrılan en yüksek pay ile eğitim alanında devrim niteliğinde adımlar atmaya devam ediyoruz. Şimdi ise bu yeni Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi'yle eğitimde başlattığımız önemli değişimleri daha da ileriye taşıma azmindeyiz" dedi.

'EĞİTİMLERİNİN MESLEKİ YETERLİLİK BELGESİNE DÖNÜŞMESİNİ SAĞLIYORUZ'

12'nci Kalkınma Planı, Cumhurbaşkanlığı 2024 Yılı Yıllık Programı, 2024- 2026 Orta Vadeli Program ve Milli Eğitim Bakanlığı Stratejik Planı kapsamında mesleki ve teknik eğitimin tüm yönleriyle güçlendirilmesinin hedeflendiğini söyleyen Bakan Tekin, "Bu planlar doğrultusunda, daha önce başlattığımız organize sanayi içinde ve dışında okul modelleri, tematik meslek liseleri, proje meslek liseleri gibi yapılara ilave olarak sahadan gelen öneriler doğrultusunda mezunlarımızın iş gücü piyasasında rekabet edebilirliğini artırmak için en güncel teknolojilerle donatılmış 'sektör içi okul' ve 'sektöre entegre okul' modelleri gibi yenilikçi iş birliklerini başlattık. Ayrıca, resmi ve özel, örgün ortaokullarda öğrenim gören 7'nci ve 8'inci sınıf öğrencilerinin yeteneklerini keşfetmelerini ve temel becerileri kazanmalarını sağlamak amacıyla modüler mesleki eğitim yöntemiyle hazırlanmış beceri geliştirme programını hayata geçirdik. Bu yaz ilk defa uygulanacak olan atölyelerimizle, öğrencilerimizin iş hayatına uyumlarını kolaylaştırarak yaşam boyu öğrenme felsefesini benimsemelerini amaçlıyoruz. Bu yöntemlerle, öğrencilerimize temel mesleki beceriler kazandırarak, eğitimlerinin mesleki yeterlilik belgesine dönüşmesini sağlıyoruz" diye konuştu.

'ÜLKEMİZİN KALKINMASINA KATKI SUNMAYI HEDEFLİYORUZ'

Gerçekleştirdikleri saha ziyaretleri ve sektör istişare toplantıları sayesinde mesleki ve teknik eğitimde karşılaşılan sorunları tespit etme ve bu sorunlara yönelik stratejiler geliştirme fırsatı bulduklarını aktaran Tekin, "Bu çerçevede oluşturulan Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi ile 'herkesin bir mesleği olmalı' anlayışını düstur edinerek, sektör iş birlikleriyle mesleki eğitime erişimi ve kaliteyi artırmayı, öğrencilerimizi hayata ve istihdama hazırlayarak ülkemizin kalkınmasına ve refahına katkı sunmayı hedefliyoruz. Politika belgemizde yer alan temaları, 'Mesleki ve Teknik Eğitime Erişim', 'Mesleki ve Teknik Eğitimde İyileştirme', 'Mesleki ve Teknik Eğitim ile İstihdama Hazırlık' olmak üzere üç ana başlık altında topladık. Bu üç ana başlık altında, sektörle yaptığımız istişare toplantılarında eğitim ve sektör temsilcilerinden gelen talepler doğrultusunda geliştirdiğimiz 74 strateji maddesi bulunmaktadır. Bu stratejiler, Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi'nin temelini oluşturmakta ve eğitim sistemimizi iyileştirmek ve güçlendirmek için geniş çapta bir strateji çerçevesi sunmaktadır. Belgede ele alınan geniş spektrumlu konular, eğitimde fırsat eşitliğinin artırılmasından öğretim kalitesinin yükseltilmesine, iş gücü piyasasının ihtiyaçlarına hızlı ve etkin bir şekilde cevap verebilmek için mesleki eğitimin yeniden yapılandırılmasına kadar uzanmaktadır. Özellikle şartları yeterli olmayan okullardaki öğrencilere diğer illerdeki uygun okullarda eğitim alma imkanı sağlanması, meslek lisesi mezunlarının istihdam olanaklarının artırılması, İŞKUR ile iş birliği ve yatırım teşviklerinin yeniden düzenlenmesi gibi önlemler öne çıkmaktadır" ifadelerini kullandı.

'EĞİTİM SİSTEMİ DAHA ETKİLİ VE ULAŞILABİLİR OLACAK'

Mesleki ve teknik eğitim mezunlarının izlenmesi, mesleğe özgü yabancı dil eğitiminin ağırlık kazanması gibi yeniliklerle, eğitim sistemini daha da güçlendireceklerini kaydeden Bakan Tekin, şunları söyledi:

"Belge kapsamında üniversiteler ve sektörlerle iş birliği içinde okulların ihtisaslaşmalarını sağlamak, ortaöğretimde akademik eğitim alan öğrencilere mesleki eğitim merkezleri üzerinden meslek edinme imkanları sunmak ve toplumun mesleki eğitime olan algısını olumlu yönde değiştirecek farkındalık çalışmalarını hayata geçirmek gibi stratejiler de yer almaktadır. Öğretmenlerimizin mesleki gelişimini desteklemek amacıyla kurulacak sektörel mükemmeliyet merkezleri, meslek alanlarına özgü yarışmalar ve savunma sanayi ile iş birlikleri gibi kapsamlı yaklaşımlar, 'Türk Mesleki ve Teknik Eğitim Modeli' çerçevesinde uluslararası iş birlikleri ve paylaşımlar için zemin oluşturacaktır. Her ne kadar 74 strateji maddesinin her birini detaylıca ele almak bu kısa sürede mümkün olmasa da, bu stratejilerin tümü eğitim sistemimizi daha etkili, ulaşılabilir ve uygulanabilir kılmayı amaçlamaktadır."

YILMAZ: GELECEĞE ÇOK DAHA DONANIMLI HAZIRLANACAKLAR

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise mesleki eğitim konusunun geçmişte ideolojik yaklaşımlara hapsedilerek dar bir çerçeveye sıkıştırıldığını ve bu yaklaşımla ülkenin vakit kaybettiğini söyledi. Artık mesleki ve teknik eğitim konusunun uluslararası standartlara göre; yetenek-istihdam odaklı ve kapsayıcı büyüme ekseninde ele alındığını işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu:

"Bütün eğitim kademelerinde eğitimin içerik ve yöntemleriyle işgücü piyasasını örtüştürmek istiyoruz. İhtiyaç ve eğitim örtüşür hale geldiğinde bunun toplumumuza ve bireylere tek tek son derece önemli katkılar sunacağına inanıyoruz. Diğer taraftan mesleki eğitim alırken, teorik eğitimle yetinilmemesi, aynı zamanda uygulama becerileri kazandırılması kritik önem taşıyor. Aksi takdirde uzun yıllar vakit geçirdiğiniz eğitim kurumlarından çıktığınızda iş gücü piyasalarına gittiğinizde birçok zorluklarla karşılaşabiliyorsunuz. Eğitim ve uygulamanın eş zamanlı olmasıyla mesleki ve teknik eğitim mezunlarının geleceğe çok daha donanımlı hazırlanacağına inanıyoruz. Bu doğrultuda Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde bir süredir mesleki eğitim çerçevesini çalışma hayatımızın tüm paydaşlarıyla gözden geçirmekteyiz."

'BU DEMOGRAFİK FIRSAT PENCERESİNİ ÇOK İYİ DEĞERLENDİRMELİYİZ'

12'nci Kalkınma Planı'nda eğitimin tüm kademelerinde dijital ve yeşil dönüşüme uyumlu müfredatın güncellenmesi, çalışma koşullarının mesleki eğitimi özendirici şekilde geliştirilmesi ve gerekli becerilerin mesleki eğitim ve yükseköğretim aracılığıyla işgücüne kazandırılması gibi konuların öne çıktığını vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:

"Nüfusumuz maalesef hızla yaşlanırken, çocuklarımızın yeteneklerinin erken yaşlarda tespit edilmesi ve doğru metotlarla çalışma hayatına hazırlanmaları çok kıymetli. Geçmişte Kalkınma Bakanı'yken de hep ifade ederdim; bizim yaşlanmadan zenginleşmemiz lazım. Demografi çok önemli. Hem yaşlı hem yoksulsanız bu tam bir felaket senaryosu. Yaşlanmadan zenginleşirseniz, bu süreçleri daha kolay yönetebilirsiniz. Şu anda genç bir nüfusumuz var ama bunun geçici bir durum olduğunu çok iyi bilmeliyiz. Bu demografik fırsat penceresini hep birlikte kamusuyla, özeliyle çok iyi değerlendirmeliyiz. Dolayısıyla bugün eğitim konusunda yaptığımız tartışmalar ülkemizin geleceği açısından, demokratik fırsat penceresini değerlendirip çok daha farklı seviyelere ulaşması bakımından kritik öneme sahiptir."

'İŞ GÜCÜ PİYASAMIZDA EKSİKLER VAR'

Özel sektör temsilcilerinin, her gittikleri yerde kendilerine eleman ihtiyaçları olduğunu ve çalışacak personel açıklarının olduğunu söylediğini anlatan Yılmaz, "Sadece sayısal açıdan değil tabii ki nitelik açısından da eksikleri ortaya koyuyorlar. Maalesef hem sayı hem nitelik bakımından iş gücü piyasamızda eksikler var. Bir taraftan işsizlikten yakınıyoruz, insanımızın daha fazla istihdam imkanlarına kavuşması gerektiğini söylüyoruz. Diğer taraftan iş dünyamız özellikle de üretken alanlarda tarım gibi sanayi gibi alanlarda hizmetlerde çeşitli üretken hizmetlerde iş gücü açığından bahsediliyor. Dolayısıyla bugün burada yaptığımız tartışmalar aslında çok çok kıymetli. Bu iş gücü açığının kapatılması, bir taraftan işsizliğin düşmesi, diğer taraftan da özel sektörde verimliliğin, rekabet gücünün, üretim kapasitesinin artması bakımından çok kıymetli. Hep birlikte de bunun üzerinde çalışıyoruz" dedi.

'MESLEKİ EĞİTİMİ ÖZEL BİR GÜNDEM HALİNE GETİRDİK'

Bununla birlikte dijital dönüşümün etkilerini göz önünde bulundurarak insan kaynağının sahip olduğu yetenekleri sadece bugünün değil, geleceğin mesleklerine uyumlu hale getirmek istediklerine dikkat çeken Yılmaz, "Bugünkü ihtiyaçlar tamam ama bu yetmez. Bir taraftan da gelişen teknolojiler var, geleceğin ihtiyaçları var. Bugün verdiğiniz eğitim belki 3 sene sonra, 5 sene sonra işe yarayacak ama 10 yıl sonrasını görmemiz gerekiyor. Yapay zekadan işte diğer dijital imkanlara varıncaya kadar, bu yeni teknolojilerin çalışma hayatını çok köklü dönüştüreceğini biliyoruz. Bazı meslekler belki ortadan kalkacak. Yeni bir takım meslekler oluşacak. Var olan meslekler de dönüşecek. 'İkiz dönüşüm' dediğimiz yeşil ve dijital dönüşüm kapsamında, ihtiyaç duyulan mesleklerde, becerilerin doğru biçimde belirlenmesine ve mesleki eğitimi ekonomimizin, kalkınmamızın ihtiyaçlarına göre yapılandırmaya önem veriyoruz. Bu çerçevede özel sektör çatı kuruluşlarının da bulunduğu Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu çalışmalarımız kapsamında, mesleki eğitimi özel bir gündem haline getirdik" diye konuştu.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan iddialara ilişkin açıklama

30 Mayıs 2024 at 16:09

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yayımlanan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak bağlı ve ilgili kuruluşlarımızla birlikte medeniyetimizin izlerini taşıyan, çevre dostu, enerji verimli, yemyeşil ve güvenli hayat alanları inşa etmek için gece gündüz demeden çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Bakanlığımızın bağlı kuruluşu olan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü uhdesinde bulunan Tapu ve Kadastro uçağı; hava açık olduğunda ortofoto haritalama, kaçak yapıların tespiti, kentsel dönüşüm çalışmaları ve afet yönetimi gibi hizmetler için kullanılmaktadır.

Bununla birlikte, “Tapu ve Kadastro uçağının mevcut hizmetlerinin dışında”, Bakanlığımızın çalışmalarının daha hızlı, daha verimli ve daha etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi ve bu hizmetlerin vatandaşlarımıza bir an evvel sunulması için; Bakanlığımız ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arasında 2018 yılında bir protokol imzalanmıştır.

İmzalanan protokole uygun olarak bu uçak; görev uçuşu gerçekleştirmediği zamanlarda, 2018 yılından bugüne kadar çeşitli vesilelerle planlanan il ziyaretlerinde ayrıca deprem, yangın, sel gibi afet süreçlerinde ve tarifeli uçuşların programlarla örtüşmediği zamanlarda Bakanlığımıza hizmet vermektedir.

Yine bin yılın afetinden etkilenen illerimizin imar ve inşası ve vatandaşlarımızın bir an evvel güvenli konutlarına kavuşması ve çalışmaların takibi için de sıklıkla deprem bölgesine gidilmektedir. Deprem bölgesinde yer alan iller arasında, uçuşların olmadığı lokasyonlar için de bu uçak zaruriyetten dolayı kullanılmaktadır.

İl ziyaretleri ve açılışlar kapsamında bu uçakla; 11 Mayıs’ta Kayseri’de açılışı gerçekleştirilecek olan Akıl Küpü Kütüphanesi ve İkinci Bahar Evi ile Şükrü Karaca Aile Sağlığı Merkezi ve Park’ı için 10 Mayıs akşamı Kayseri’ye ziyaret gerçekleştirilmiştir. Programın tüm bilgi ve içerikleri Sayın Bakanımızın sosyal medya hesaplarında mevcuttur.

Aynı zamanda Tapu ve Kadastro uçağı, ulaşım giderlerinden de Bakanlığımıza ve devletimize maliyetten tasarruf sağlamaktadır.

Yine Bakanlık heyetimizce toplu olarak kullanılan uçağın maliyet hesabına bakıldığında da ciddi bir tasarruf edildiği görülecektir.

Bu anlamda bahsi geçen uçağın, bazı basın ve yayın organlarında söylendiği gibi özel işlerde kullanıldığı ve tasarruf tedbirlerine aykırı olduğu iddiası bir iftiradan ibarettir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

❌
❌