Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Bugün — 10 Mayıs 2024NTV

Yapay zeka ölü insanları taklit ediyor: "Psikolojik etkisi yıkıcı olabilir"

Tarafından: NTV
10 Mayıs 2024 at 17:32
Yapay zeka ölü insanları taklit ediyor:

Araştırmacılar, vefat etmiş kişilerin karakteristik özelliklerini taklit edebilen ve "ölübotlar" olarak bilinen yapay zeka sohbet robotlarının, hayatta kalanlar için psikolojik anlamda yüksek riskler taşıdığı konusunda uyarıda bulundu.

Araştırmacılar, ölü insanların yapay zeka simülasyonlarının insanlar üzerinde yaratabileceği psikolojik etki nedeniyle "yüksek riskli" olduğunu söylüyor.

VEFAT EDEN İNSANLARI TAKLİT EDEBİLİYOR Cambridge Üniversitesi'ndeki etik uzmanları tarafından yapılan yeni bir çalışma, vefat etmiş kişilerin kişiliklerini taklit edebilen ve "ölübotlar" olarak bilinen yapay zeka sohbet robotlarının, hayatta kalan arkadaşlarını ve akrabalarını korumak için güvenlik protokolleri gerektirmesi gerektiğini ortaya koydu.

BAZI YAPAY ZEKA ŞİRKETLERİ BU ÖZELLİĞİ SUNUYOR

Bazı yapay zeka şirketleri şimdiden müşterilerine yapay zeka kullanarak vefat eden sevdikleri birinin dilini ve kişilik özelliklerini simüle etme seçeneği sunuyor.

"PSİKOLOJİK ETKİSİ YIKICI OLABİLİR"

Leverhulme Centre'dan ortak yazar Dr. Tomasz Hollanek, "Dijital ölümden sonra yaşam hizmetlerinin sadece yeniden yarattıkları kişilerin değil, simülasyonlarla etkileşime girmek zorunda kalacak kişilerin de haklarını ve rızasını dikkate alması hayati önem taşıyor Bu hizmetler, kaybettikleri kişilerin endişe verici derecede doğru yapay zeka rekreasyonlarından istenmeyen dijital musallatlara maruz kalmaları halinde insanlara büyük sıkıntı verme riski taşımaktadır. Özellikle de zaten zor bir zamanda ortaya çıkabilecek potansiyel psikolojik etki yıkıcı olabilir." dedi.

Bulgular Philosophy and Technology dergisinde 'Griefbots, Deadbots, Postmortem Avatars: on Responsible Applications of Generative AI in the Digital Afterlife Industry' başlıklı bir çalışmada yayımlandı. Çalışma, ölüleri geri getirebildiklerini iddia eden yapay zekalı sohbet robotu şirketlerinin bu teknolojiyi, ölen kişinin dijital benzerliğini kullanarak aile ve arkadaşlarına mesaj ve reklamlarla spam göndermek için nasıl kullanabileceklerini detaylandırıyor. Araştırmacılar, böyle bir sonucun ölüler tarafından takip edilmeye eşdeğer olacağı uyarısında bulundu.

"İNSANLAR VEDA HEDİYESİ OLARAK YAPAY ZEKA SİMÜLASYONU BIRAKABİLİR" Çalışmanın yazarlarından Dr. Katarzyna Nowaczyk-Basinska, "Üretken yapay zekadaki hızlı ilerlemeler, internet erişimi ve bazı temel bilgilere sahip olan neredeyse herkesin ölen bir sevdiğini canlandırabileceği anlamına geliyor. Aynı zamanda, bir kişi, kederlerini bu şekilde işlemeye hazır olmayan sevdiklerine bir veda hediyesi olarak bir yapay zeka simülasyonu bırakabilir. 

Çalışmanın önerileri arasında, ölü robotların sonlandırılmasına ilişkin önlemlerin yanı sıra teknolojinin nasıl kullanıldığına dair şeffaflığın artırılması da yer alıyor.

Microsoft Nijerya'daki Afrika geliştirme merkezini kapatıyor

Tarafından: NTV
10 Mayıs 2024 at 17:02
Microsoft Nijerya'daki Afrika geliştirme merkezini kapatıyor

Microsoft, Nijerya'da bulunan Afrika Geliştirme Merkezi'nin kapatılacağını açıkladı. Ayrıca ABD'li teknoloji devi Nijerya'daki faaliyetlerini sürdüreceğini de belirtti.

Microsoft, kıtanın en kalabalık ülkesi Nijerya'daki Afrika Geliştirme Merkezi'nin kapatılacağını ve bunun da iş kayıplarına yol açacağını söyledi.

Ticari başkent Lagos'ta bulunan merkez, Microsoft'un şirket için üst düzey mühendislik ve inovasyon çözümleri sunma çabasının bir parçası olarak 2022 yılında açılmıştı.

Bununla birlikte şirket, stratejik büyüme alanlarına öncelik vermeye ve yatırım yapmaya devam ederek Nijerya'da faaliyet göstermeye devam edeceğini söyledi.

Microsoft sözcüsü "Microsoft Nijerya'daki Afrika Geliştirme Merkezini kapatmaya karar verdi ve bunun sonucunda Nijerya'da bulunan bazı çalışanlarımız bundan etkilenecek. Organizasyonel ve işgücü ayarlamaları, işimizi yönetmenin gerekli ve düzenli bir parçasıdır." dedi.

KAÇ KİŞİNİN ETKİLENECEĞİ HENÜZ BELLİ OLMADI

Aralık 2022'de Microsoft Başkanı Brad Smith, başka yerlerde azalan nüfus artışının aksine Afrika'nın gelişen bir yetenek havuzunu temsil ettiğini söylemişti. Microsoft'un o dönemde Lagos'ta 200'den fazla, Kenya'nın Nairobi kentinde ise 500'den fazla mühendisi bulunuyordu.

Bahçe işleriyle uğraşmak uyku kalitesini artırıyor

Tarafından: NTV
10 Mayıs 2024 at 16:51
Bahçe işleriyle uğraşmak uyku kalitesini artırıyor

Bilim insanları, bahçe işleriyle uğraşan insanların egzersiz yapmayanlara kıyasla uyku şikayetleri yaşama olasılığının yüzde 42 daha düşük olduğunu ortaya koydu.

Bahçe işleriyle uğraşan yetişkin bireylerin, uyku kalitesinin daha yüksek olduğu öne sürüldü.

Journal of Affective Disorders'da yayınlanan yeni bir çalışmaya göre, bahçe işleriyle uğraşan bireylerin egzersiz yapmayanlara kıyasla çoklu uyku şikayetlerinden daha az muzdarip olduğunu ortaya koyuldu.

Uyku sağlığına olan ilgi, uykunun genel sağlık üzerindeki kritik rolü nedeniyle önemli ölçüde artmıştır.

Önceki araştırmalar yetersiz uykuyu kalp hastalıkları, nörodejeneratif bozukluklar ve hatta artan ölüm riski gibi bir dizi ciddi sağlık sorunuyla ilişkilendirmiştir.

Uyku ile ilgili sorunlarla mücadele etmek için etkili stratejilere duyulan ihtiyacı fark eden araştırmacılar, uyku düzenini iyileştirmek için potansiyel bir yardımcı olarak, daha önce düşük yaralanma riski ve sağlık üzerindeki faydalı etkileriyle dikkat çeken bahçeciliğe yöneldi.

BAHÇE İŞLERİ İLE UYKU ARASINDAKİ İLİŞKİ Fudan Üniversitesi'nde dekan ve seçkin bir profesör olan çalışma yazarı Xiang Gao, "Amerikalılar için Fiziksel Aktivite Kılavuzuna göre, bahçe işleri kas güçlendirici ve çok bileşenli bir fiziksel aktivitedir ve en düşük yaralanma risklerinden birine sahiptir; bu da yaşlı yetişkinler için uygun ve tavsiye edilen bir durumdur. Bahçeyle uğraşmanın fiziksel ve psikolojik sağlık için faydaları iyi biliniyordu. Ancak, toplumda bahçe işleri ile uyku arasındaki ilişki ortaya çıkarılamamıştır. Bu nedenle, bu çalışma bahçe işlerinin uyku şikayetleri ile ilişkili olup olmadığını araştırmayı amaçlamıştır." diye konutşu.

62 BİN KİŞİNİN VERİLERİ İNCELENDİ Araştırmacılar bu çalışma için ABD genelinde 62.098 yetişkinin elde edilen verilerine göre hareket ettiler.   Ankette sağlık davranışları, kronik hastalıklar ve önleyici tedbirlerle ilgili çok çeşitli sorular yer alırken, fiziksel aktivite ve uyku şikayetleriyle ilgili özel modüller de bu çalışma için incelendi. Katılımcılar fiziksel aktivitelere katılımlarına göre kategorize edilmiş, özellikle egzersiz yapmayanlar, bahçıvanlar ve diğer egzersiz yapanlar arasında ayrım yapılmıştır. Bahçıvanlar, fiziksel aktivite modülüne verdikleri yanıtlara göre belirlenmiştir; burada bahçıvanlığın, yaptıkları en çok zaman alan iki egzersizden biri olarak listelenmesi gerekmektedir. Bu grup ayrıca haftada bahçeyle uğraşma süresine göre ayrılmış, bu da araştırmacıların bahçeyle uğraşmanın farklı yoğunluklarının uyku sağlığı üzerindeki etkilerini analiz etmelerine olanak sağlamıştır. UYKU ŞİKAYETİ YÜZDE 42 DAHA DÜŞÜK  Analiz, bahçeyle uğraşan insanların egzersiz yapmayanlara kıyasla birden fazla uyku şikayeti yaşama olasılığının yüzde 42 daha düşük olduğunu vurgulamıştır. Diğer egzersiz yapanlar, egzersiz yapmayanlara kıyasla yüzde 33 daha düşük bir olasılık göstererek biraz daha az belirgin bir fayda sağlamıştır. Ayrıca çalışma, bahçede geçirilen süre ile uyku şikayetleri arasında bir doz-yanıt ilişkisi olduğunu ortaya koymuştur. Haftada bahçeyle uğraşma süresi arttıkça, birden fazla uyku şikayetine sahip olma olasılığı giderek azalmıştır. Bu eğilim, çeşitli karıştırıcı faktörler kontrol edildiğinde bile anlamlı kalmıştır. Bu bulgular, bahçe işlerinin uyku kalitesini artırmaya ve yaygın uyku bozukluklarının yaygınlığını azaltmaya kadar uzanan potansiyel sağlık yararları olduğunu göstermektedir.

Ay'da tren yolculuğu gerçek oluyor: İkinci aşamaya geçildi

Tarafından: NTV
10 Mayıs 2024 at 15:41
Ay'da tren yolculuğu gerçek oluyor: İkinci aşamaya geçildi

ABD'nin uzay ajansı NASA, Ay'da tren yolculuğunu gerçekleştirmek için ilk adımı attı. "Flexible Levitation on a Track" (FLOAT) adı verilen projenin 2030'larda bir ay üssünün işletilmesi için 'kritik' olacağı kaydedildi.

NASA, gelecekte Ay'da tren yolculuğu yapılmasını mümkün kılacak bir proje üzerinde çalışmaya başladığını açıkladı. "Flexible Levitation on a Track" (FLOAT) adı verilen proje, NASA'nın gelecekteki uzay araştırmaları için "bilim kurgu benzeri" projeler geliştirmeyi amaçlayan Yenilikçi Gelişmiş Kavramlar programının (NIAC) ikinci aşamasına taşındı. Projeyi yürüten ekibe göre, bu projenin Ay'da çıkarılan kaynakların taşınması için güvenilir ve otonom bir yol sağlayacağı kaydedildi.
NASA'nın Jet İtki Laboratuvarı'nda robotik mühendisi olan proje lideri Dr. Ethan Schaler, "Ay'da güvenilir, otonom ve verimli yük taşımacılığı sağlayacak ilk ay demiryolu sistemini inşa etmek istiyoruz. Dayanıklı, uzun ömürlü bir robotik taşıma sistemi, 2030'larda sürdürülebilir bir Ay üssünün günlük operasyonları için kritik öneme sahip olacaktır." diye konuştu. Dünya'daki bir demiryolunun aksine, bu Ay ulaşım ağı aşina olabileceğiniz sabit rayları kullanmayacaktır. Dr. Schaler ve ekibi, doğrudan Ay yüzeyine 'açılabilen' esnek ray uzunlukları oluşturmayı öneriyor.
Bu projenin inşaat süresini kısaltmak için tasarlandığı, çünkü ay üssü değişirse, bu rayların kolayca sarılabileceği ve başka bir yere taşınabileceği kaydedildi.. Asıl hareket, pistin yüzeyinde havalanan bir dizi manyetik robot tarafından yapılacak. Pistin kendisi daha sonra robotları hedeflerine itmek için elektromanyetik itme gücü üretecektir. Bu, Dünya'da güçsüz vagonları raylar boyunca ilerletmek için güçlü elektromanyetik alanlar kullanan maglev trenlerinin arkasındaki sistemle aynıdır.
Dr. Schaler, her bir robotun çeşitli şekil ve boyutlardaki yükleri yaklaşık 1,61 km/saat hızda taşıyabileceğini belirtiyor. Tekerlekli veya ayaklı robotların aksine, bu yüzer arabalar tozlu Ay ortamında rayların aşınmasını önleyecektir.
Artemis görevlerinin bir parçası olarak NASA, kraterlerinde buz bulunduğuna inanılan Ay'ın güney kutbunu keşfedecek ve sonunda bu bölgeye iniş yapacak. NASA Ay'a mürettebatlı iniş tarihini ertelemiş olsa da, uzay ajansının Ay uydumuzda insan varlığını tesis etme konusunda hala isteği olduğu belirtildi.
NASA'nın keşif sistemleri geliştirmeden sorumlu yönetici yardımcısı Jim Free, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, uzay ajansının Artemis inişlerinin bir parçası olarak muhtemelen birden fazla ana kamp inşa edeceğini söyledi.
NASA ile Rusya ve Çin'deki diğer rakip uzay ajansları Ay'da kalıcı yerleşimler kurmaya çalışabilir. Ancak, Ay yüzeyindeki sert ortam nedeniyle, madencilik ve malzeme taşıma insan astronotlar için güvenli bir iş olmayabilir. NASA blog yazısında Dr. Schaler, FLOAT'un 'tozlu, misafirperver olmayan Ay ortamında otonom olarak çalışacağını' açıkladı. Sistem, sahada çıkarılan regolitin taşınmasında ya da iniş alanlarına veya diğer ileri karakollara malzeme taşımak için kullanılabilir.

Elon Musk, Brezilya'daki sel bölgesine bin adet internet anteni bağışladı

Tarafından: NTV
10 Mayıs 2024 at 14:25
Elon Musk, Brezilya'daki sel bölgesine bin adet internet anteni bağışladı

Elon Musk, Brezilya’da sel felaketinden etkilenen Rio Grande do Sul eyaletine 1000 adet internet anteni bağışladı.

Brazilya'nın Rio Grande do Sul eyaleti Valisi Eduardo Leite, iki haftadır yaşanan sel felaketi ve toprak kaymaları sebebiyle internet ve birçok iletişim ağının zarar gördüğünü ifade etti.

Leite, Elon Musk’ın bölgeye 1000 adet internet anteni bağışladığını duyurarak, “Elon Musk’a 1000 adet Starlink internet anteni bağışladığı için teşekkür ederiz.

Tüm felaket dönemi boyunca veri hizmeti ve bağlantı sağlayan bu ekipman, devletimizin yeniden yapılanma aşamasında son derece değerli olacaktır” dedi.

Musk, Valinin teşekkürünü "Rica ederim" diyerek yanıtladı.

BÖLGEDE ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR Brezilya'da şiddetli yağışların yol açtığı sellerde hayatını kaybedenlerin sayısının 107'ye, kaybolanların sayısının 136'ya çıktığı bildirildi. Ülkenin güneyindeki Rio Grande do Sul eyaletinde geçen haftadan bu yana etkili olan yağış sonrası oluşan sellerde, can ve mal kaybı giderek artıyor. Eyalete bağlı Sivil Savunmadan yapılan açıklamada, ölenlerin sayısının 107'ye, kayıpların sayısının 136'ya çıktığı belirtildi. Yaralı 374 kişinin hastanelerde tedavi altına alındığı aktarılan açıklamada, arama kurtarma çalışmalarının aralıksız devam ettiği kaydedildi. Yerel basına göre, halen binlerce kişiye elektrik ve internet hizmeti verilemiyor; ölü sayısının daha da artacağı tahmin ediliyor. Öte yandan, bir itfaiye erinin hayatını riske atarak sel bölgesinde mahsur kalan çok sayıda köpeği kurtardığı görüntüler sosyal medyada yer aldı. FELAKET DURUMU İLAN EDİLMİŞTİ  Rio Grande do Sul Valisi Eduardo Leite, 3 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, halen ulaşamadıkları alanların olduğunu belirterek, "Son derece istisnai bir durumdan geçiyoruz. Bu, kritik bir olay değil eyalet tarihinin en yıkıcı olayıdır." ifadelerini kullanmıştı. Leite, trajedinin büyüklüğü nedeniyle 180 günlüğüne "felaket durumu" ilan ettiklerini ve insanların tahliyesi için ciddi gayret gösterdiklerini söylemişti.

Felaketin etkilediği alanları iki kez ziyaret eden Devlet Başkanı Lula da Silva, bölgeyi yeniden ayağa kaldıracaklarını ifade etmişti.

Xbox, mobil oyun mağazasını duyurdu: Çıkış tarihi belli oldu

Tarafından: NTV
10 Mayıs 2024 at 14:23
Xbox, mobil oyun mağazasını duyurdu: Çıkış tarihi belli oldu

Xbox'ın başkanı Sarah Bond, Bloomberg'e verdiği bir röportajda, iOS ve Android cihazlarda yer alacak bir mobil uygulama mağazası geliştirdiklerini duyurdu. Temmuz ayında çıkış yapması beklenen mağazanın ilk başta geleneksel bir uygulama yerine bir web uygulaması olarak kullanıma sunulacağı kaydedildi.

Microsoft, mobil oyun mağazası girişimlerini hızlandırıyor.

ABD'li teknoloji devinin Candy Crush veya Minecraft gibi oyunlar sunan mobil oyun mağazası açmaya hazırlandığı kaydedildi.

Bloomberg Teknoloji Zirvesi'nde röportaj veren Xbox başkanı Sarah Bond, bir süredir mobil oyun mağazası üzerinde çalıştıklarını ve önümüzdeki Temmuz ayında çıkış yapmayı planladıklarını açıkladı.

HANGİ OYUNLAR OLACAK?

Uygulama başlangıçta Candy Crush, Farm Heroes, Minecraft'ın mobil versiyonu, Call of Duty: Mobile ve Diablo Immortal gibi yalnızca Microsoft'un sahip olduğu oyunları sunacak.

Lansmandan kısa bir süre sonra Microsoft'un mobil oyun mağazası üçüncü taraf oyunlarını da içerecek şekilde açılacak.

XBOX EKOSİSTEMİNİN BİR PARÇASI OLACAK

Bond'un gerçek bir platformlar arası oyun merkezli mobil deneyim olarak tanımladığı Xbox mobil oyun mağazasının daha geniş Xbox ekosisteminin bir parçası olacağı açık görünüyor.

Muhtemelen bu, mevcut Xbox oyun kütüphaneleriyle bir tür entegrasyon ve Microsoft Rewards ve Xbox başarıları gibi popüler özelliklerle uyumluluk anlamına geliyor.

İLK BAŞTA WEB UYGULAMASI OLARAK KULLANIMA SUNULACAK

Ancak ilginç bir şekilde, mağaza ilk olarak geleneksel bir uygulama yerine bir web uygulaması olarak kullanıma sunulacak.

Bond, "Web üzerinden başlayacağız. Bunu yapıyoruz çünkü bu bize, ne olursa olsun ve kapalı ekosistem mağazalarının politikalarından bağımsız olarak tüm cihazlardan ve tüm ülkelerden erişilebilen bir deneyim sunma imkanı veriyor." diye konuştu.

Bu, cep telefonu web tarayıcıları üzerinden erişilebilen mevcut Xbox Cloud Gaming hizmetine oldukça benziyor.

Microsoft'un Android Google Play Store ve iOS App Store ile rekabet etmek istediği açık olsa da, Xbox mobil oyun mağazasının ana ekranda özel bir varlığı olmadan çok fazla başarı elde edebileceği tahmin edilmiyor.

Yine de, Avrupa Birliği düzenlemelerinin Apple'ın bölgede ilk kez üçüncü taraf iOS uygulama mağazalarına izin vermesine yol açmasıyla birlikte, ileride bir uygulama mağazasının açılacağını görmek kuvvetle muhtemel.

PHIL SPENCER DUYURMUŞTUI-

Microsoft Gaming CEO'su Phil Spencer geçtiğimiz yıl Kasım ayında bir mobil oyun mağazasının hazırlıklarına başladığını ve bunu "stratejimizin önemli bir parçası" olarak nitelendirmişti .

Aşırı tuz kullanımına dikkat: Mide kanserine yakalanabilirsiniz

Tarafından: NTV
10 Mayıs 2024 at 12:21
Aşırı tuz kullanımına dikkat: Mide kanserine yakalanabilirsiniz

Bilim insanları yemeklere aşırı tuz eklemenin mide kanseri riskini önemli ölçüde artırabileceğini ortaya koydu. Gastric Cancer dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmaya göre, tuz ekleyen kişilerin mide kanserine yakalanma olasılığı eklemeyenlere göre yüzde 40 daha fazla olduğu kaydedildi.

Araştırmacılar, yiyeceklerinizi aşırı tuzlamanın sizi bazı kanser riskleriyle karşı karşıya bırakabileceğini açıkladı. Gastric Cancer dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmaya göre, yemeklerine tuz ekleyen kişilerin mide kanserine yakalanma olasılığının, eklemeyenlere göre yüzde 40 daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Bu çalışma, daha tuzlu gıdaların yaygın olarak tüketildiği Asya ülkelerinde yüksek tuz tüketimi ile mide kanseri arasında bağlantı bulan diğer çalışmaları doğrulamaktadır.

MedUni Viyana Halk Sağlığı Merkezi araştırmacılarından Selma Kronsteiner-Gicevic yaptığı açıklamada, "Araştırmamız, Batı ülkelerinde de ilave tuz sıklığı ile mide kanseri arasındaki bağlantıyı göstermektedir." dedi.

470 BİN KİŞİNİN VERİLERİ ANALİZ EDİLDİ

Avusturya'daki Viyana Tıp Üniversitesi'nden gelen araştırmacılar, 2006 ve 2010 yılları arasında Birleşik Krallık genelinde 470.000'den fazla yetişkinden toplanan verileri analiz etti.

Katılımcılara "Yemeğinize ne sıklıkla tuz eklersiniz?" sorusu da dahil olmak üzere bir dizi soru sorulmuştur. Daha sonra anket cevaplarını kanser hastalarının idrarında tespit edilen tuz seviyeleri ile karşılaştırmışlardır.

YÜZDE 39 KANSERE YAKALANMA OLASILIĞI  

Araştırmacılar, yemeklerine sık sık veya her zaman tuz ekleyen kişilerin 11 yıllık bir süre içinde mide kanserine yakalanma olasılığının, az tuz ekleyen veya hiç tuz eklemeyenlere göre yüzde 39 daha fazla olduğunu keşfetti.

Kronsteiner-Gicevic, "Sonuçlarımız demografik, sosyoekonomik ve yaşam tarzı faktörleri dikkate alındığında da geçerliliğini korudu ve yaygın komorbiditeler için de aynı şekilde geçerli oldu" dedi.

Ancak bu artış, zaten nispeten küçük olan riskin yüzde 40'ını oluşturmaktadır.

Amerikan Kanser Derneği'ne göre, yaşam boyu mide kanserine yakalanma riski erkeklerde yaklaşık 101'de bir, kadınlarda ise 155'te birdir.

Mide kanseri en yaygın beşinci kanser türüdür ve kansere bağlı ölümlerin önde gelen üçüncü nedenidir.

Diğer risk faktörleri arasında Helicobacter pylori bakterisi enfeksiyonu, yaş, sigara kullanımı, kronik mide iltihabı ve obezite yer almaktadır.

MedUni Viyana Halk Sağlığı Merkezi'nde araştırmacı olan çalışmanın eş yazarı Tilman Kühn yaptığı açıklamada, "Çalışmamızla, aşırı yüksek tuz tüketiminin olumsuz etkileri konusunda farkındalık yaratmak ve mide kanserini önlemeye yönelik tedbirler için bir temel sağlamak istiyoruz" dedi.

Bilinmeyen numaraları öğrenmek için 63 milyon lira harcandı

Tarafından: NTV
10 Mayıs 2024 at 12:17
Bilinmeyen numaraları öğrenmek için 63 milyon lira harcandı

Kamuoyunda "bilinmeyen numaralar" olarak da bilinen telefonda rehberlik hizmetleri veren işletmecilerin geliri, geçen yıl 63 milyon 285 bin 886 liraya ulaştı.

Gelişen teknolojiyle klasik telefon rehberlerinin yerini alan rehberlik hizmetleri, 2010 yılı başında birden fazla şirketin sektöre girmesi ve reklam kampanyalarıyla ivme kazandı. Telefon işletmecilerinin numara veri tabanlarına erişerek elde edilen bilgilerin kullanıcılara ulaştırılmasını içeren hizmet, 118'li numaralarla başladı. Rehberlik hizmetleri kapsamına ilerleyen dönemlerde nöbetçi eczane, ulaşım tarifeleri, vergi borcu sorgulama gibi hizmetler de dahil oldu. GEÇEN YIL ÇAĞRI SÜRESİ 3,4 MİLYON DAKİKAYI GEÇTİ Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu'nun (BTK) verilerinden derlenen bilgilere göre, geçen yıl söz konusu hizmeti veren işletmecilerin geliri 63,3 milyon liraya yaklaştı. Bu dönemde rehberlik hizmeti almak için işletmecilere yapılan çağrı sayısının ise 1 milyon 628 bin 844 olduğu görüldü. Rehberlik hizmeti sunmak üzere yetkilendirilen 7 aktif işletmecinin, geçen yıl aldığı çağrıların toplam süresi 3 milyon 435 bin 468 dakika oldu. EN FAZLA NUMARAYLA SORGULAMA YAPILDI Bu dönemde 3 milyon 179 bin 100 isimle sorgulama, 14 milyon 247 bin numarayla sorgulama yapıldı. Bu hizmet alanların 3 milyon 361 bin 588'i bireysel numara ve 1 milyon 194 bin 422'si kurumsal numara sorguladı. Rehberlik hizmeti sunan işletmecilerin gelirleri, 2023 yılı birinci çeyreğinde 13 milyon 223 bin 875 lira, ikinci çeyreğinde 14 milyon 758 bin 565 lira, üçüncü çeyreğinde 14 milyon 968 bin 926 lira, dördüncü çeyreğinde 20 milyon 334 bin 520 lira olmak üzere 63 milyon 285 bin 886 lira olarak kayıtlara geçti.

Elon Musk'ın Twitter soruşturması sürüyor: Yeniden ifade vermek zorunda kalabilir

Tarafından: NTV
10 Mayıs 2024 at 11:47
Elon Musk'ın Twitter soruşturması sürüyor: Yeniden ifade vermek zorunda kalabilir

Elon Musk'ın X olarak adlandırdığı Twitter'ı 44 milyar dolara satın almasının ardından federal menkul kıymetler yasasını ihlal edip etmediğiyle ilgili soruşturmalar sürüyor. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'nun (SEC) milyarderi soruşturmada tekrar ifade vermeye çağırmaya istekli olduğu kaydedildi.

San Fransisco'da federal bir yargıç Jacqueline Scott Corley, SEC'in Twitter'ı 44 milyar dolara devralmasıyla ilgili soruşturmasında Elon Musk'ı tekrar ifade vermeye çağırmaya istekli olduğunu belirtti.

Milyarderin avukatları yargıç Corley'i, Musk'ı 2022 yılında sosyal medya devi Twitter'ı satın almasına ilişkin soruşturmanın bir parçası olarak ifade vermeye zorlamak isteyen SEC aleyhine karar vermeye çağırdı.

Daha önce başka bir yargıç da kurum lehine karar vermişti.

ABD'li milyarderin hukuk ekibi, ekstra ifade vermenin ona yük olacağını ve onu şirketlerinin hissedarlarına karşı sorumluluklarından uzaklaştıracağını savundu.

İFADE VERMEYE ZORLAMAK İÇİN DAVA AÇILDI

Tesla ve SpaceX'ın CEO'su Musk, soruşturma kapsamında geçtiğimiz yıl Eylül ayındaki mahkemeye katılmayı reddettikten sonra ifade vermeye zorlamak için SEC tarafından dava edildi.

Ayrıca Musk, SEC'nin kendisini bir dizi tebligatla rahatsız etmeye çalıştığını iddia etti.

ELON MUSK'A NEDEN SORUŞTURMA AÇILDI?

Bu soruşturmada Musk'ın 2022 yılında Twitter'dan hisse satın alarak federal menkul kıymetler yasalarını ihlal edip etmediğiyle ilgili araştırmalar yapılıyor.

Mahkeme daha önce yaptığı açıklamada, anlaşmayla ilgili olarak yaptığı açıklamaları ve SEC başvurularını da inceliyor.

Görme engelliler için akıllı baston

Tarafından: NTV
10 Mayıs 2024 at 11:28
Görme engelliler için akıllı baston

Görme engellilerin hayatı kolaylaştırmak için yeni bir sistem tasarlandı. Yapay zekaya sahip, "Akıllı Baston 2" kullanıcıların sorularına cevap veriyor, onları yönlendiriyor. (Haber: Gözde Şahin Kamera: Arhan Pınar)

Google'a rakip olacak: OpenAI'dan yapay zekalı arama motoru

Tarafından: NTV
10 Mayıs 2024 at 10:45
Google'a rakip olacak: OpenAI'dan yapay zekalı arama motoru

OpenAI, yapay zeka sohbet robotu ChatGPT'yi, web'den bilgi tarayıp alıntılayarak doğrudan arama sonuçlarına entegre edecek yeni bir arama motoru ile Google'a rakip olmaya hazırlanıyor.

ChatGPT yapay zeka botunun geliştiricisi OpenAI, Google'a rakip olmaya hazırlanıyor.

Bloomberg'in haberine göre, şirket yapay zeka destekli arama motorunu 13 Mayıs Pazartesi günü duyurmayı planlıyor ve Google ile rekabetindeki çıtayı yükseltiyor.

OpenAI'nin yeni arama motoru, ChatGPT ürününün bir uzantısı olacak ve ChatGPT'nin Web'den doğrudan bilgi tarayıp çekmesini ve alıntılar içermesini sağlayacak.

CHATGPT NEDİR?

ChatGPT, OpenAI'nin metin istemlerine insan benzeri yanıtlar üretmek için şirketin en son yapay zeka modellerini kullanan sohbet robotu ürünüdür.

Sektör gözlemcileri ChatGPT'yi uzun süredir çevrimiçi bilgi toplamak için bir alternatif olarak adlandırıyor, ancak Web'den doğru ve gerçek zamanlı bilgi sağlamakta zorlanıyor.

OpenAI daha önce ücretli aboneler için Microsoft'un Bing'i ile bir entegrasyon sağlamıştı.

Öte yandan Google, kendi adını taşıyan motoru için üretken yapay zeka özelliklerini duyurdu.

PERPLEXITY GİRİŞİMİ 10 MİLYON AYLIK KULLANICIYA SAHİP

Eski bir OpenAI araştırmacısı tarafından kurulan ve 1 milyar dolar değer biçilen Perplexity adlı startup, sonuçlarda alıntıları ve yanıtlarında metnin yanı sıra görüntüleri de gösteren yapay zekaya özgü bir arama arayüzü sunarak ilgi topladı.

Girişimin Ocak ayında yayınladığı bir blog yazısına göre aylık 10 milyon aktif kullanıcısı var.

NASA'dan Satürn'ün uydusuna çığır açacak yolculuk: Dragonfly uçuşu onay aldı

Tarafından: NTV
10 Mayıs 2024 at 10:14
NASA'dan Satürn'ün uydusuna çığır açacak yolculuk: Dragonfly uçuşu onay aldı

NASA, COVID-19 gecikmeleri ve bütçe aşımlarının yarattığı engelleri aşarak, Dragonfly rotorlu uçak görevine onay verdi. 2028 yılında Satürn'ün en büyük uydusu Titan'a çığır açacak bir yolculuğa çıkmaya hazırlanan bu otonom nükleer enerjili rotorlu uçak, uzay araştırmalarında yeni bir sayfa açacak.

NASA, COVID-19 gecikmeleri ve bütçe aşımlarının yarattığı engelleri aştıktan sonra nihayet Dragonfly rotorlu uçak görevine onay verdi.Otonom olarak işletilen nükleer enerjili bu rotorlu uçak, 2028 yılında Satürn'ün en büyük uydusu Titan'a çığır açacak bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor.
Titan sıradan bir gök cismi değildir. Dünya'dan yaklaşık 1 milyar 200 milyon km uzaklıkta bulunan Titan, güneş sistemimizdeki en büyük ikinci uydu ve Dünya dışında yoğun bir atmosfere sahip tek uydudur. Ancak Titan'ı gerçekten eşsiz kılan şey organik kimyasıdır. Azot ve metan bakımından zengin atmosferiyle, yaşamın yapı taşlarını anlamak isteyen bilim insanları için bir cennettir.
Titan'ın petrol yan ürünlerinden oluşan bataklık benzeri yüzeyi keşif için önemli bir zorluk teşkil ediyor. Yüzeyin koşulların zorluğunu artırmasından dolayı geleneksel keşif araçları ise orada başarılı bir sonuç alamaz.
Dragonfly, radyo termal jeneratörle çalışan bir rotorlu uçaktır Alüminyum/titanyum rotorlar kullanarak uçan Dragonfly, Titan'ın yüzeyinde sıçrayarak jeolojik araştırmalar yapmak ve biyo-imzaları aramak üzere tasarlanmıştır.
Dragonfly'ın görevi, yaşam belirtilerini ortaya çıkarmak için Satürn'ün uydusu Titan'ın çeşitli yerlerine seyahat etmektir. Uzay aracı yüzeyi ve hemen altını inceleyerek organik bileşikler ve yaşam göstergeleri arayacak. Bir nötron spektrometresi, bir sondaj mekanizması ve bir kütle spektrometresi ile donatılmış olan Dragonfly, araştırmacıların Titan'ın karmaşık organik kimyasını kapsamlı bir şekilde analiz etmelerini sağlayacak.
Mali tartışmalara rağmen, görevin gecikmesi Dragonfly'ın Titan'a varmasını sağlamak için daha güçlü bir roket gerektiriyor. 3,35 milyar dolarlık bütçesiyle bu görev NASA'nın uzay araştırmalarının sınırlarını zorlama konusundaki kararlılığını temsil ediyor. NASA'nın Dragonfly rotorlu uçağı uçuşa hazırlanırken, insan yaratıcılığının ve durmak bilmeyen bilgi arayışının bir kanıtıdır. Bu görev sadece Titan'ın sırlarını açığa çıkarmakla kalmayacak, aynı zamanda yaşamın kökenlerine de ışık tutacaktır. Tüm dünyanın izlediği Dragonfly, uzay keşif tarihinin kayıtlarına geçmeye hazırlanıyor.

Apple iPad Pro'nun 'Crush' reklamı için özür diledi

Tarafından: NTV
10 Mayıs 2024 at 09:53
Apple iPad Pro'nun 'Crush' reklamı için özür diledi

Apple, geçtiğimiz günlerde tanıttığı iPad Pro'nun reklamından dolayı sosyal medya üzerinde eleştiri yağmuruna tutuldu. ABD'li teknoloji şirketi Ad Age dergisinde bir özür mesajı yayınladı.

Apple, 7 Mayıs Salı günü düzenlediği "Let Loose" etkinliğiyle birlikte yeni iPad modellerini kullanıcılar ile buluşturdu.

Ad Age dergisinin haberine göre Apple, en yeni iPad Pro modelinin reklamında müzik aletlerinin ve diğer yaratıcılık sembollerinin ezildiği bir animasyonun gösterilmesinin eleştirilere yol açması üzerine Perşembe günü özür diledi.

Apple'dan yapılan açıklamada, "Amacımız, kullanıcıların iPad aracılığıyla kendilerini ifade etme ve fikirlerini hayata geçirme yollarını her zaman kutlamaktır. Bu videoyla hedefi ıskaladık ve özür dileriz" ifadeleri kullanıldı.

REKLAM NEDEN TEPKİ GÖRDÜ?

Apple'ın YouTube kanalında bir milyondan fazla görüntülenen ve CEO Tim Cook tarafından sosyal medya platformu X'te paylaşılan "Crush" başlıklı reklamda kamera, gitar, piyano ve boya gibi çeşitli yaratıcı araç ve nesneler bir pres makinesi tarafından yok ediliyor.

Daha sonra yeni tanıtılan iPad'i ortaya çıkarıyor ve yeni ince modelin ne kadar çok şeyi kapsadığını sembolize ediyor.

Sosyal medyada kullanıcılar reklamı duyarsız ve şirketin markasını uyumsuz, insan dostu ve distopik, renksiz bir dünyanın panzehiri olarak konumlandırdığı, geçmişinden hoş olmayan bir sapma olarak eleştirdi.

"İNSAN DENEYİMİNİN YOK EDİLİŞİNİ GÖSTERİYOR"

Aktör Hugh Grant, X'te yayınlanan bir yazısında reklamın Silikon Vadisi sayesinde insan deneyiminin yok edilişini gösterdiğini söyledi.

Cupertino-California merkezli teknoloji devi, gelişmekte olan teknolojiye hakim olma yarışında Büyük Teknoloji rakiplerine yetişmek için acele ederken Salı günü yapay zeka hesaplaması için yeni M4 çipi ile birlikte iPad Pro'yu tanıttı.

Apple, Salı günü siparişe açılan iPad Pro'nun yükseltilmiş ekranlara sahip olduğunu ve "şimdiye kadarki en ince Apple ürünü" olduğunu da söyledi.

İşte Apple'ın eleştirilerin odağı olan iPad Pro reklamı;

Beyin çipi implantında hayati tehlike iddiası: Elon Musk'ın Neuralink'i ölümcül mü?

Tarafından: NTV
10 Mayıs 2024 at 09:32
Beyin çipi implantında hayati tehlike iddiası: Elon Musk'ın Neuralink'i ölümcül mü?

Elon Musk'ın Neuralink beyin çipi şirketi ilk insan denemesinde ölümcül bir tehditle karşı karşıya kaldığı iddia edildi. Beyin çipi takılan ilk hasta Nolan Arbaugh'un ameliyattan sonra pnömosefali riski yaşadığı kaydedildi.

Elon Musk, geçtiğimiz Ocak ayında sahibi olduğu Neuralink'in beyin çipini ilk kez bir insana yerleştirdiğini duyurmuştu.

Neuralink'in ilk insan denemesinde implantasyon ameliyatından kısa bir süre sonra hastanın potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir duruma maruz kalmasının ardından projenin sona ermesiyle karşı karşıya kaldıkları öne sürüldü.

ÖLÜME YOL AÇABİLİRDİ

Daily Mail'in haberine göre, ameliyat sırasında beyin çipi takılan ilk hasta Nolan Arbaugh'un kafatasının içinde hava sıkıştığını, bu durumun pnömosefali olarak bilinen ve tedavi edilmediği takdirde nöbetlere, beyin apsesine ve ölüme neden olabilen bir durum olduğu öne sürüldü.

Olayın, beyin implantının tamamen çıkarılmasını tartışan personel arasında endişelere yol açtığı, ancak sorunun daha sonra Arbaugh'un sağlığını etkilemediği kaydedildi.

Bununla birlikte, Neuralink'in yaptığı açıklamaya göre, çipi beyne bağlayan 64 iplikten bazıları geri çekildiğinde beyin çipinin arızalanmasına neden olabileceği ve bu durumun da etkili düğümlerin sayısında bir azalmaya yol açabileceği ifade edildi.

100 GÜNDÜR BEYİN ÇİPİYLE YAŞIYOR

Arbaugh, Nueralink çipiyle 100 günlük yaşam süresini aştı.

Ancak şirketin sahibi Elon Musk'ın şirketinin süreç konusunda tamamen açık davranmamış olabileceği iddia edildi.

Neuralink şirketi ise çipe bağlı bazı ipliklerin beyinden geri çekildiğini, ancak ekibin kayıt algoritmasını nöral popülasyon sinyallerine daha duyarlı olacak şekilde değiştirdiğini belirtti.

DÜNYADA İLK BEYİN ÇİPİ TAKILAN HASTA KİMDİR? Nolan Arbaugh, 2016 yılında bir kamp danışmanı olarak çalışırken hayatını değiştiren bir trafik kazası geçirmiş ve omuzlarından aşağısını hissetmemesine neden olmuştur. Kafatasının küçük bir parçasını çıkarmak ve çipi beynine dikmek için 'dikiş makinesi benzeri' bir robotun kullanıldığı 30 dakikalık bir prosedürden geçtiği ameliyatın ardından 28 Ocak'ta beyin implantıyla birlikte hayatı yeniden değişti. Arbaugh başlangıçta zorlansa da, o zamandan beri beyin çipinin yardımıyla arkadaşlarıyla video oyunları oynadığı, X/Twitter'da paylaşım yaptğı ve dünyayla dijital olarak iletişim kurduğu belirtildi..

Arbaugh günde sekiz saatini araştırmaya katkıda bulunarak geçirdiği, hafta sonlarını ise günde 10 saatten fazla zamanını kişisel faaliyetlerine ayırdığı kaydedildi.

HAFTADA TOPLAM 69 SAAT KULLANIM SÜRESİ

Neuralink, Arbaugh'un yakın zamanda cihazı tek bir haftada toplam 69 saat kullandığını söyledi.

TikTok'tan yapay zeka adımı: Dezenformasyonla mücadele için görüntüleri etiketleyecek

Tarafından: NTV
10 Mayıs 2024 at 02:24
TikTok'tan yapay zeka adımı: Dezenformasyonla mücadele için görüntüleri etiketleyecek

TikTok, dezenformasyonla mücadele kapsamında uygulamaya yüklenen yapay zekayla üretilmiş fotoğraf ve görüntüleri etiketleyen ilk video paylaşım platformu olduğunu açıkladı.

TikTok'tan yapılan yazılı açıklamada, dijital içeriğin yapay zekayla üretildiğinin farkında olmayan kullanıcıların yanlış yönlendirilmesini önlemek amacıyla, uygulamanın kendi bünyesinde kullanıma sunduğu filtrelerdeki gibi platforma yüklenen içeriğin de etiketleneceği bildirildi. Açıklamada, platforma yüklenen fotoğraf ve video içeriğine meta veri iliştirilerek yapay zekayla üretildiği saptanan içeriklerin etiketleneceği ve gelecekte ses dosyalarının da bu amaçla taranacağı kaydedildi. Böylelikle TikTok'un yapay zeka içeriğini etiketleyen ilk video paylaşım platformu olduğu vurgulanan açıklamada, Adobe, Arm, Intel, Microsoft ve Truepic firmalarının işbirliğiyle oluşturulan İçerik Kanıtlama ve Orijinallik Koalisyonunun (C2PA) "içerik kimlik bilgileri" teknolojisini kullanacağı belirtildi. "Yapay Zeka Alanında Ortaklık (PAI)" adlı sivil toplum kuruluşunun Yapay Zeka ve Medya Entegrasyonu Başkanı Claire Leibowicz, filigran tekniklerine kıyasla "içerik kimlik bilgileri" teknolojisinin şeffaflığa daha çok katkı sağladığı değerlendirmesinde bulundu. TikTok uygulama kullanım koşulları, bir yılı aşkın süredir kullanıcılarının platforma yüklediği gerçekçi yapay zeka içeriklerinin etiketlenmesini gerektiriyordu. Geçen yıl yapılan açıklamalarda Meta, yapay zeka araçları tarafından üretilen görsellerin, gelecekteki sürümlerde ise video ve seslerin tanımlanmasını kolaylaştıracak teknik standartların belirlenmesi için sektör ortaklarıyla çalıştığını, Google da YouTube ve diğer platformlarına yapay zeka etiketlerinin ekleneceğini duyurmuştu.
Dün — 9 Mayıs 2024NTV

Afetlerde yerli ve milli arama kurtarma cihazları kullanılacak

Tarafından: NTV
9 Mayıs 2024 at 15:57
Afetlerde yerli ve milli arama kurtarma cihazları kullanılacak

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) çalışmaları sonucu, arama ve kurtarma operasyonlarında kullanılan 34 kalem ithal cihaz ve malzemenin 14'ünün Türkiye'de üretilmesi sağlandı.

AFAD, arama kurtarma çalışmalarında kullanılan malzemelerin yerlileştirilmesi amacıyla başlattığı proje kapsamında 10 Kasım 2023'te çalışmalara başladı. Başkanlık yetkilileri, Ankara, İstanbul ve İzmir'deki iş insanlarıyla bir araya gelerek, arama ve kurtarma operasyonlarında kullanılan malzemeleri tanıttı. Sanayiciler, kendi çalışma alanlarına giren cihaz ve malzemelerin üretimi için talepte bulundu. Numuneler tedarik ederek AR-GE çalışmalarına başlayan firmalar, arama kurtarma operasyonlarında kullanılan ve bugüne kadar Almanya, ABD, Finlandiya, Hollanda, Fransa ve İngiltere'den ithal edilen cihaz ve malzemelerden, kaldırma yastığı, tripod, maske, batarya, baret, fan, dekontaminasyon solüsyonu ve enkaz altı görüntüleme cihazının da arasında bulunduğu 14'ünün üretimini sağladı.

"HEDEFİMİZ HER MALZEMEYİ YERLİLEŞTİRMEK" AFAD Arama ve Kurtarma Daire Başkanı Kartal Muhçı, yerli arama kurtarma cihaz ve malzemelerinin sergilendiği başkanlık binasında projenin detaylarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Geçmişte arama kurtarma çalışmalarında kullanılan malzeme ve ekipmanların çoğunun yurt dışından tedarik edildiğini belirten Muhçı, cihazların yerlileştirilmesinin ulaşılabilirliği kolaylaştıracağını ve Türkiye'ye ekonomik anlamda ciddi katkı sağlayacağını söyledi. Muhçı, "Şu anda arama kurtarma personelinin eli ayağı diyebileceğimiz 34 kalem malzemenin 14 tanesinin yerli ve milli olarak üretimleri yapıldı. Testlerini yaptık ve olumlu sonuçlar aldık." dedi. Arama kurtarma ekipmanlarının yerlileştirilmesi kapsamında AFAD'ın destekleyici tutuma sahip olduğunu vurgulayan Muhçı, "Hedefimiz bu projeyle ekipman ve cihazların yüzde 100'ünü yerli yapmak." diye konuştu. Yerli üretilen cihazların özelliklerini anlatan Muhçı, "Kaldırma yastıkları özellikle tüm dünyada yurt dışı kaynaklı bir firma tarafından tedarik edilirdi. Bunlar en küçüğü 2,5 tondan 84 tona kadar kaldırma kapasitesine sahip yastıklardı.

Türkiye'de bir firmamız bunu yapabileceğini belirtti ve akabinde de bu ürünü getirdi, testlerini yaptık, kontrollerini yaptık. Gerçekten harika bir ürün çıkardılar." bilgisini verdi. Muhçı, AFAD'ın geniş bir malzeme ve ekipman çeşitliliğine sahip olduğuna işaret ederek şunları kaydetti: "Herhangi bir ülkede deprem, sel, çığ oldu mu ilk koşan Türk ekipleri. Yerli malzemelerimizi yurt dışındaki arama kurtarma operasyonlarına gittiğimizde de kullanmak istiyoruz. Artık arama kurtarmalarda kullanılan malzemelerde Türk sanayicisi, iş adamları 'Biz de varız.' diyecek."

Eski NASA çalışanı açıkladı: Dünya dışında yaşamın olabileceği 3 gezegen

Tarafından: NTV
9 Mayıs 2024 at 14:20
Eski NASA çalışanı açıkladı: Dünya dışında yaşamın olabileceği 3 gezegen

Uzay misyonlarının başlangıcından bu yana en çok araştırılan konu Evrende yalnız mıyız? sorusu. Eski bir NASA çalışanı bu soruya cevap niteliğinde bir araştırmaya imza attı. Şimdiye kadar binlerce ötegezen keşfedildi ancak yeni araştırmalar dünya dışında yaşamın var olabileme ihtimali en yüksek üç gezegeni açıkladı. İşte o gezegenler.

Ahtapot benzeri yaratıklar tarafından yönetilen bir su dünyası, güneşin hiç doğmadığı, aydınlık ve karanlıkla bölünmüş bir gezegen ve gökten erimiş kayaların yağdığı bir lav cehennemi.Bunlar bilim kurgu romanlarındaki yabancı dünyaların tasvirleri değil, bunlar şu anda uzaylıları barındırma olasılığı en yüksek olan "ötegezegenlerden" bazıları.
1992'den bu yana, sadece kendi galaksimizde 5 binden fazla ötegezegen keşfedildi ve bazıları yaşam için uygun koşullara sahip olabilir.Eski bir NASA çalışanı olan Dr. Lisa Kaltenegge, ötegezegenlerde yaşamı keşfetmenin ve onlarla iletişim kurmanın, insanlığın önündeki en büyük zorluklardan biri olacağını söylüyor.
Uzak yıldız sistemlerinden gelen ışığı inceleyerek, ötegezegenlerin atmosferlerinde yaşam belirtileri olup olmadığını belirlemeye çalışan araştırmacılar, uzayda yaşam arayışına yeni bir boyut kazandırıyor ve teknolojideki gelişmeler, bu arayışı daha da heyecan verici bir hale getiriyor.Uzayda yaşam arayışı hızla ilerliyor ve yeni keşifler, insanlığın evrende yaşamın varlığını anlamasına büyük bir katkı sağlıyor.Ancak burada, dış gezegenleri ışıklarında keşfedilmemiş dünya dışı yaşamı barındırabileceklerine dair ilginç ipuçları sunan uzak yıldız sistemlerinden sadece üçü yer alıyor.
Kepler-62'nin etrafında dönen Kepler 62-e ve Kepler 62-f gibi olası su dünyaları, Dünya ile Neptün arasında boyuta sahip. NASA'nın 2015 araştırma belgesine göre, Kepler 62-f, dünya dışı yaşamı desteklemek için büyük umut vaat eden bir gezegen olarak kabul ediliyor.Dr. Kaltenegger'e göre, bu su dünyalarında yaşayan varlıklar, Ted Chiang'ın "Hayatının Hikayesi" adlı bilim kurgu eserinde tasvir edilen ahtapot benzeri heptapodlar gibi olabilir. Ayrıca, Denis Villeneuve'un "Arrival" filminde olduğu gibi, uzaylılarla iletişim kurma ve onların teknolojilerini anlama süreci de oldukça ilginç olabilir.
Ancak, Kaltenegger, uzay yolculuğunda ustalaşma yetenekleri konusunda şüpheci. Ötegezegenlerdeki yaşamın, su altında gelişmiş olabileceğini ve teknolojik açıdan Dünya'dakinden farklı olabileceğini belirtiyor.Sonuç olarak, Kepler-62 dünyalarının gelecekte insan turizmi için ideal destinasyonlar olabileceği umuduyla, Kaltenegger, bu dünyaların evrendeki en iyi sörf noktalarından bazıları olabileceğini düşünüyor.
Trappist-1, yaklaşık 40 ışık yılı uzaklıkta ve çeşitli yaşanabilir bölge özelliklerine sahip üç ötegezegene ev sahipliği yapıyor. Bu gezegenler, birbiri ardına dönüyor. Araştırmacılar, bu gezegenlerin uzaylı yaşamı barındırma potansiyeline sahip olduğunu düşünüyorlar.Trappist-1'deki ötegezegenlerden Trappist-1e ve Trappist-1f, özellikle dikkat çekiyor. İkisi de ılıman sıcaklıklara ve uygun özelliklere sahip. Trappist-1e, Dünya'nın yüzde 70'ine yakın bir kütleye sahip ve sadece 4,7 milyon mil uzaklıkta bulunuyor. Trappist-1f ise, Dünya'dan yalnızca yüzde dört daha büyük ve yıldızın biraz daha uzak bir yörüngesinde dönüyor.
Bu gezegenler, Trappist-1 yıldızına çok yakın bir yörüngede döndükleri için bir yıl dönüşleri sadece birkaç gün sürüyor. Örneğin, Trappist-1e'deki bir 'yıl' sadece 6,1 gün sürüyor.Bazı bilim insanları, NASA'nın James Webb Teleskobu gibi gelişmiş teleskoplara sahip olmaları durumunda, Trappist-1e'deki uzaylı yaşamını inceleyebileceklerini düşünüyorlar. Bu tür bir teleskop, ötegezegen atmosferlerindeki belirtileri tespit edebilir ve uzaylı yaşamın izlerini araştırabilir.
Proxima Centauri, güneş sistemimize en yakın gezegenlerden biri. Yalnızca 4,25 ışıkyılı uzaklıkta olan Proxima Centauri b, ev sahibi yıldızıyla gelgit açısından kilitlenmiş durumda, bu da gezegenin bir tarafının sürekli aydınlık diğer tarafının ise karanlık olduğu anlamına geliyor. Dr. Kaltenegger, bu durumu "güneşin asla batmadığı veya doğmadığı" bir gezegen olarak tanımlıyor.
Dr. Kaltenegger, Proxima Centauri b'nin karanlık tarafında bile biyofloresan organizmaların varlığına işaret ediyor. Ayrıca, gezegenin güneş fırtınalarına karşı koruyabilecek bir biyolojik kalkan geliştirmiş olabileceğini de öne sürüyor.Araştırmacılar, Dünya'nın en tuhaf yaşam formlarını kullanarak, uzak gezegenlerdeki potansiyel yaşamı hayal etmek için benzersiz yaklaşımlar geliştiriyorlar. Dr. Kaltenegger'in ifadesiyle, bu tür çalışmalar, evrende farklı yaşam formlarını araştırmak için önemli bir adımı temsil ediyor.

Eski NASA çalışanı açıkladı: Dünya dışında yaşamın olabileceği gezegenler

Tarafından: NTV
9 Mayıs 2024 at 14:20
Eski NASA çalışanı açıkladı: Dünya dışında yaşamın olabileceği gezegenler

Uzay misyonlarının başlangıcından bu yana en çok araştırılan konu Evrende yalnız mıyız? sorusu. Eski bir NASA çalışanı bu soruya cevap niteliğinde bir araştırmaya imza attı. Şimdiye kadar binlerce ötegezen keşfedildi ancak yeni araştırmalar dünya dışında yaşamın var olabileme ihtimali en yüksek üç gezegeni açıkladı. İşte o gezegenler.

Ahtapot benzeri yaratıklar tarafından yönetilen bir su dünyası, güneşin hiç doğmadığı, aydınlık ve karanlıkla bölünmüş bir gezegen ve gökten erimiş kayaların yağdığı bir lav cehennemi.Bunlar bilim kurgu romanlarındaki yabancı dünyaların tasvirleri değil, bunlar şu anda uzaylıları barındırma olasılığı en yüksek olan "ötegezegenlerden" bazıları.
1992'den bu yana, sadece kendi galaksimizde 5 binden fazla ötegezegen keşfedildi ve bazıları yaşam için uygun koşullara sahip olabilir.Eski bir NASA çalışanı olan Dr. Lisa Kaltenegge, ötegezegenlerde yaşamı keşfetmenin ve onlarla iletişim kurmanın, insanlığın önündeki en büyük zorluklardan biri olacağını söylüyor.
Uzak yıldız sistemlerinden gelen ışığı inceleyerek, ötegezegenlerin atmosferlerinde yaşam belirtileri olup olmadığını belirlemeye çalışan araştırmacılar, uzayda yaşam arayışına yeni bir boyut kazandırıyor ve teknolojideki gelişmeler, bu arayışı daha da heyecan verici bir hale getiriyor.Uzayda yaşam arayışı hızla ilerliyor ve yeni keşifler, insanlığın evrende yaşamın varlığını anlamasına büyük bir katkı sağlıyor.Ancak burada, dış gezegenleri ışıklarında keşfedilmemiş dünya dışı yaşamı barındırabileceklerine dair ilginç ipuçları sunan uzak yıldız sistemlerinden sadece üçü yer alıyor.
Kepler-62'nin etrafında dönen Kepler 62-e ve Kepler 62-f gibi olası su dünyaları, Dünya ile Neptün arasında boyuta sahip. NASA'nın 2015 araştırma belgesine göre, Kepler 62-f, dünya dışı yaşamı desteklemek için büyük umut vaat eden bir gezegen olarak kabul ediliyor.Dr. Kaltenegger'e göre, bu su dünyalarında yaşayan varlıklar, Ted Chiang'ın "Hayatının Hikayesi" adlı bilim kurgu eserinde tasvir edilen ahtapot benzeri heptapodlar gibi olabilir. Ayrıca, Denis Villeneuve'un "Arrival" filminde olduğu gibi, uzaylılarla iletişim kurma ve onların teknolojilerini anlama süreci de oldukça ilginç olabilir.
Ancak, Kaltenegger, uzay yolculuğunda ustalaşma yetenekleri konusunda şüpheci. Ötegezegenlerdeki yaşamın, su altında gelişmiş olabileceğini ve teknolojik açıdan Dünya'dakinden farklı olabileceğini belirtiyor.Sonuç olarak, Kepler-62 dünyalarının gelecekte insan turizmi için ideal destinasyonlar olabileceği umuduyla, Kaltenegger, bu dünyaların evrendeki en iyi sörf noktalarından bazıları olabileceğini düşünüyor.
Trappist-1, yaklaşık 40 ışık yılı uzaklıkta ve çeşitli yaşanabilir bölge özelliklerine sahip üç ötegezegene ev sahipliği yapıyor. Bu gezegenler, birbiri ardına dönüyor. Araştırmacılar, bu gezegenlerin uzaylı yaşamı barındırma potansiyeline sahip olduğunu düşünüyorlar.Trappist-1'deki ötegezegenlerden Trappist-1e ve Trappist-1f, özellikle dikkat çekiyor. İkisi de ılıman sıcaklıklara ve uygun özelliklere sahip. Trappist-1e, Dünya'nın yüzde 70'ine yakın bir kütleye sahip ve sadece 4,7 milyon mil uzaklıkta bulunuyor. Trappist-1f ise, Dünya'dan yalnızca yüzde dört daha büyük ve yıldızın biraz daha uzak bir yörüngesinde dönüyor.
Bu gezegenler, Trappist-1 yıldızına çok yakın bir yörüngede döndükleri için bir yıl dönüşleri sadece birkaç gün sürüyor. Örneğin, Trappist-1e'deki bir 'yıl' sadece 6,1 gün sürüyor.Bazı bilim insanları, NASA'nın James Webb Teleskobu gibi gelişmiş teleskoplara sahip olmaları durumunda, Trappist-1e'deki uzaylı yaşamını inceleyebileceklerini düşünüyorlar. Bu tür bir teleskop, ötegezegen atmosferlerindeki belirtileri tespit edebilir ve uzaylı yaşamın izlerini araştırabilir.
Proxima Centauri, güneş sistemimize en yakın gezegenlerden biri. Yalnızca 4,25 ışıkyılı uzaklıkta olan Proxima Centauri b, ev sahibi yıldızıyla gelgit açısından kilitlenmiş durumda, bu da gezegenin bir tarafının sürekli aydınlık diğer tarafının ise karanlık olduğu anlamına geliyor. Dr. Kaltenegger, bu durumu "güneşin asla batmadığı veya doğmadığı" bir gezegen olarak tanımlıyor.
Dr. Kaltenegger, Proxima Centauri b'nin karanlık tarafında bile biyofloresan organizmaların varlığına işaret ediyor. Ayrıca, gezegenin güneş fırtınalarına karşı koruyabilecek bir biyolojik kalkan geliştirmiş olabileceğini de öne sürüyor.Araştırmacılar, Dünya'nın en tuhaf yaşam formlarını kullanarak, uzak gezegenlerdeki potansiyel yaşamı hayal etmek için benzersiz yaklaşımlar geliştiriyorlar. Dr. Kaltenegger'in ifadesiyle, bu tür çalışmalar, evrende farklı yaşam formlarını araştırmak için önemli bir adımı temsil ediyor.

Bakan Kacır: 2030'da, elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçların yerlilik oranı yüzde 75'e çıkacak

Tarafından: NTV
9 Mayıs 2024 at 14:09
Bakan Kacır: 2030'da, elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçların yerlilik oranı yüzde 75'e çıkacak

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "2030'da, elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçların Türkiye'deki pazar payının yüzde 35'e, bu araçlarda yerlilik oranının yüzde 75'e çıkmasını amaçlıyoruz." dedi.

Bakan Kacır, Okan Üniversitesi, Bekir Okan Sanat Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Açık İnovasyon Otonom Araç Geliştirme ve Test Platformu (OPINA) Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, küresel otomotiv sektörünün büyük bir değişim ve dönüşüm içerisinde olduğunu söyledi. Sektörde, araç ve yedek parça satışları, satış sonrası ve sigorta hizmetleri gibi geleneksel kar başlıklarının yerini, elektrikli ve otonom araçlara ve paylaşımlı hizmetlere dayalı iş modellerine bıraktığını dile getiren Kacır, Türk otomotiv sanayisinin 35 milyar 700 milyon dolar ihracatı olduğunu, 500 bine yakın kişiyi istihdam ettiğini belirtti. Türk otomotiv sanayisinin güçlü AR-GE ve inovasyon ekosistemiyle, nitelikli insan kaynağıyla, ana sanayi ve yan sanayisiyle bu dönüşümü göğüslediğini vurgulayan Kacır, 2022'de açıkladıkları Mobilite Araç ve Teknolojileri Stratejisi Yol Haritası ile Türkiye ve dünyadaki mevcut durumu analiz ederek, ihtiyaçlarını ortaya koyduklarını kaydetti. Mobilitedeki dönüşüme Türkiye'nin uyumunu kolaylaştırmak amacıyla stratejik hedefleri, kritik politika ve projeleri belirlediklerini ifade eden Kacır, "Elektrikli araç ve batarya üretiminden şarj istasyonlarına, sürücüsüz araç geliştirmeden test merkezlerine birçok stratejik alanda somut hedefler tespit ettik." dedi.

Bakan Kacır, konuşmasına şöyle devam etti: "2030'da, elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçların Türkiye'deki pazar payının yüzde 35'e, bu araçlarda yerlilik oranının yüzde 75'e çıkmasını amaçlıyoruz. Elektrikli, bağlantılı ve otonom hafif ve ağır ticari araç üretiminde Avrupa'da lider ve dünyada ilk 5'te olacağız. Batarya modül ve alt komponent yatırımlarıyla ülkemizi bölgesel Batarya Üretim Merkezleri'nden, üslerinden biri haline getireceğiz. Siber güvenlik, sürüş güvenliği ve sürücü davranışlarının modellenmesi yazılımları başta olmak üzere, bağlantılı ve otonom araç yazılımları geliştirip, bunların ihracatını yapan ilk 10 ülke arasında yer alacağız. Yeni yaklaşımımızın en önemli izlerinden biri kuruluşundan sadece 4 yıl sonra, 29 Ekim 2022'de tanıtımını gerçekleştirdiğimiz elektrikli ve akıllı aracımız Togg. Bugün 27 binden fazla Togg akıllı aracı Türkiye yollarında. Togg, mobilitede Türk mühendislerin ve teknisyenlerin neleri başarabildiğinin ispatıdır." Togg ile yeni mobilite ekosisteminde Türkiye olarak "Biz de varız" dediklerini, çalışmalarda vites yükselttikleri bir döneme girdiklerini vurgulayan Kacır, "Bakanlığımız ve bağlı kuruluşlarımızla Türkiye'yi elektrikli, bağlantılı, otonom araç ve teknolojilerin üretiminde küresel bir cazibe merkezi haline getirmek için tüm imkanlarımızı seferber etmeye devam ediyoruz." dedi. Bakan Kacır, "Türkiye'de yüksek teknolojili ürünlerin geliştirilmesine ve üretilmesine odaklanan Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile bu sektörde akıllı şehir içi elektrikli toplu taşıma araçlarının geliştirilmesi ve seri üretimden ileri seviye sürüş destek sistemlerine, otonom araçlarda kullanılacak akıllı kamera sistemlerinin geliştirilmesinden elektrikli araçlar için şarj ekosistemi yatırımlarına, toplam büyüklüğü 32 milyar lirayı aşan 38 yatırım projesini destekliyoruz." şeklinde konuştu. "ELEKTRİKLİ ARAÇ VE MOBİLİTE ALANLARINDA HIZLANDIRMA PROGRAMI DÜZENLİYORUZ" Kacır, Türkiye'de yeni mobilite ekosisteminin merkezi Bilişim Vadisi ve TOGG işbirliğinde, elektrikli araç ve mobilite alanlarında yenilikçi girişimler için hızlandırma programı düzenlediklerini belirtti. Bu sektörde yenilikçi fikirlere ivme kazandırmayı hedefleyen programa bugüne kadar binden fazla girişimin başvuru yaptığını anlatan Kacır, 120'den fazla girişimin, OEM'ler, tedarikçiler ve Türkiye Mobilite Kümelenmesi'ne dahil kuruluşlarla işbirliği fırsatı yakaladığını söyledi. Kacır, otomotiv sektöründe güçlü bir üretim altyapısının olmazsa olmazının AR-GE ve inovasyon yetkinliği olduğunu vurgulayarak, mobilite araç ve teknolojilerinde gelecek dönemde nitelikli AR-GE çalışmalarına imza atarak yeni çözümler geliştirmek için üniversitelerin akademik potansiyelini, insan kaynağı ve altyapısını girişimcilik kültürüyle buluşturmayı önemsediklerini kaydetti. Sanayi ve üniversite işbirliğini güçlendirici adımlar attıklarını dile getiren Kacır, bugüne kadar teknoparklarda 234 teknoloji girişiminin mobilite araç teknolojileri alanındaki 284 AR-GE projesini desteklediklerini bildirdi. Kacır, TÜBİTAK burs ve destek programlarıyla da son 22 yıl içinde bu sektörde 1129 proje ve 2 bin 806 akademisyeni toplamda 5 milyar 600 milyon lirayla desteklediklerine işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı: "Bugün açılışını yaptığımız ve Avrupa Birliği (AB) destekli Bakanlığımız Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında 5 milyon avro bütçe ile hayata geçirilen projeyle mobilite ekosistemimizin geliştirdiği ürün ve hizmetler için ihtiyaç duyulan test, entegrasyon ve sertifikasyon altyapısını sağlayan bir merkezi açmış olduk. Yazılımları sanal simülasyonlarla test eden, herkese açık bir inovasyon platformu sunan merkezimizin uluslararası akreditasyon alarak regülasyon testlerinin ülkemizde yapılması amacıyla gerekli çalışmaları da hızla gerçekleştiriyoruz. OPINA ile önümüzdeki dönemde ülkemizdeki otonom ve bağlantılı araçların fiziki testlerine yönelik akıllı test pistini de devreye alacağız. İnanıyorum ki bu merkez ülkemizin mobilite ekosisteminin dönüşümüne ve rekabetçiliğine çok önemli katkılar sağlayacak. Ülkemizden bu alanda başarılı girişimlerin, Turcornların çıkmasına vesile olacak."

New York'u Dublin'e bağlayan gizemli portal açıldı

Tarafından: NTV
9 Mayıs 2024 at 10:51
New York'u Dublin'e bağlayan gizemli portal açıldı

Birbirlerinden 5 bin kilometre uzaklıkta Dublin ve New York şehirlerinde insanları gerçek zamanlı iletişime geçiren portal açıldı.

Atlantik'in iki farklı noktasında New York ve Dublin'i çevrimiçi olarak birbirine bağlayan "The Portal" adını taşıyan ileri teknoloji heykeller açıldı.

İki ülke arasındaki yaşamı 7/24 canlı yayınlayarak sanal bir köprü oluşturan heykel zamanın ötesinde ve yenilikçi fikriyle dikkat çekti. 

New York City Portalı, Beşinci Cadde'deki Flatiron Binası'nın önünde, Dublin'deki portal ise O'Connell Caddesi'nde, yer alıyor.

The Portal, Litvanyalı sanatçı Benediktas Gylys tarafından yapıldı. Gylys yaptığı ileri teknoloji heykeli "Portallar, İnsanları sınırların ötesinde tanışmaya davet eder ve dünyamızı gerçekte olduğu gibi birleşik ve tek olarak deneyimlememize olanak tanır" diye tanıttı. 

Gylys, Portalın halka açık etkileşimli bir sanat enstalasyonu olarak kente kazandırılmasından dolayı çok heyecanlı olduğunu belirtirken, "Sokaklarımızın canlılığını sergiliyor, New Yorklular ile Dublinliler arasında insan bağlantısı için yeni bir nokta sunuyoruz" dedi. İlerleyen aylarda, iki şehirde de kültürel performansları paylaşmak için eş zamanlı programlar yapılacak.  The Portal, bilim ve teknolojiyi kullanarak dünyanın dört bir yanından insanları bir araya getiren yeni bir heykel sanatı sunuyor.

Dünden önceki günNTV

Meta soruşturması tamamlandı: Toplam ceza 1.2 milyar liraya ulaştı

Tarafından: NTV
8 Mayıs 2024 at 16:38
Meta soruşturması tamamlandı: Toplam ceza 1.2 milyar liraya ulaştı

Rekabet Kurulu'nun sosyal medya devi Meta hakkındaki soruşturması tamamlandı. Şirketin sunduğu uyum tedbirlerinin kabul edildiği belirtilirken, 898 milyar lira ceza kesildi. Threads soruşturmasında uygulanan 346 milyon liralık idari ceza ile birlikte toplam ceza 1.2 milyar liraya yükseldi.

Rekabet Kurulunun META'ya, topladığı verileri birleştirerek sosyal ağ hizmetleri ile çevrim içi görüntülü reklamcılık pazarlarındaki rakiplerinin faaliyetlerini zorlaştırdığı ve pazara giriş engeli yarattığı gerekçesiyle uyguladığı para cezası 898 milyon lirayı buldu. Rekabet Kurumu'nun sosyal medya hesaplarından, şirkete yönelik soruşturma sürecine ilişkin paylaşım yapıldı. Buna göre Kurul, 2022 yılında META'ya Facebook, Instagram ve WhatsApp hizmetlerinden topladığı verileri birleştirerek sosyal ağ hizmetleri ile çevrim içi görüntülü reklamcılık pazarlarındaki rakiplerinin faaliyetlerini zorlaştırdığı ve pazara giriş engeli yarattığı gerekçeleriyle 346 milyon lira idari para cezası kesmişti. Kurul, şirkete, ihlalin giderilmesi ve pazardaki etkin rekabetin tesis edilmesi için hangi tedbirleri alacağını Kurula sunması ve bu tedbirleri 6 ay içinde uygulaması yükümlülüklerini de getirdi. 898 MİLYON LİRA PARA CEZASI Ayrıca Kurul, META'nın, Facebook, Instagram ve WhatsApp hizmetleri arasında verilerinin birleştirilmesi için önceden onay veren kullanıcılardan yeniden onay almasını talep etti. Bu süreçte META, Kurula bazı uyum tedbirleri sundu ancak bu tedbirler rekabet karşıtı endişeleri gidermede yeterli görülmedi. Bunun üzerine Kurul, endişeleri giderecek nitelikteki uyum tedbirleri sunulana kadar şirkete her gün için idari para cezası uygulanmasına karar verdi. Şirket tarafından nihai olarak 5 Nisan'da Kurula sunulan uyum tedbirleri, ihlalin sonlandırılması ve pazardaki etkin rekabetin tesis edilmesi için yeterli görüldü. Kurul, bu süreçte şirkete kesilen günlük idari para cezasını sonlandırarak 115 gün için 551 milyon 557 bin 590 lira idari para cezası uyguladı. Böylece şirkete, soruşturma ve uyum sürecinde toplam 898 milyon lirayı bulan idari para cezası kesildi. BİRLEŞTİRİLEN HESAPLAR AYRILABİLECEK META tarafından sunulan uyum tedbirlerine göre kullanıcılar, Facebook ve Instagram uygulamalarındaki hesaplarını "Hesaplar Merkezi" üzerinden birleştirmediği sürece META tarafından kullanıcıların kişisel verileri birleştirilemeyecek. Daha önce hesaplarını birleştirmiş kullanıcılar ise haziran itibarıyla yeni bir "Onay Ekranı" ile karşılaşacak. Böylece kullanıcılar daha önce birleştirdikleri hesapları ayırabilecek. Kullanıcılar, seçim hakkının yanı sıra bu ekranda hangi verilerinin ne şekilde birleştirileceği hakkında ayrıntılı bilgilendirilecek. Kullanıcıların, fikir değiştirmeleri durumunda ise tekrar istedikleri hesap veya hesaplara ilişkin verileri "Hesaplar Merkezi" üzerinden birleştirme imkanı olacak.

Meta soruşturması tamamlandı: Toplam ceza 898 milyon lira

Tarafından: NTV
8 Mayıs 2024 at 14:34
Meta soruşturması tamamlandı: Toplam ceza 898 milyon lira

Rekabet Kurulu'nun sosyal medya devi Meta hakkındaki soruşturması tamamlandı. Şirketin sunduğu uyum tedbirlerinin kabul edildiği belirtilirken, toplam 898 milyar lira ceza kesildi.

Rekabet Kurulunun META'ya, topladığı verileri birleştirerek sosyal ağ hizmetleri ile çevrim içi görüntülü reklamcılık pazarlarındaki rakiplerinin faaliyetlerini zorlaştırdığı ve pazara giriş engeli yarattığı gerekçesiyle uyguladığı para cezası 898 milyon lirayı buldu. Rekabet Kurumu'nun sosyal medya hesaplarından, şirkete yönelik soruşturma sürecine ilişkin paylaşım yapıldı. Buna göre Kurul, 2022 yılında META'ya Facebook, Instagram ve WhatsApp hizmetlerinden topladığı verileri birleştirerek sosyal ağ hizmetleri ile çevrim içi görüntülü reklamcılık pazarlarındaki rakiplerinin faaliyetlerini zorlaştırdığı ve pazara giriş engeli yarattığı gerekçeleriyle 346 milyon lira idari para cezası kesmişti. Kurul, şirkete, ihlalin giderilmesi ve pazardaki etkin rekabetin tesis edilmesi için hangi tedbirleri alacağını Kurula sunması ve bu tedbirleri 6 ay içinde uygulaması yükümlülüklerini de getirdi. 898 MİLYON LİRA PARA CEZASI Ayrıca Kurul, META'nın, Facebook, Instagram ve WhatsApp hizmetleri arasında verilerinin birleştirilmesi için önceden onay veren kullanıcılardan yeniden onay almasını talep etti. Bu süreçte META, Kurula bazı uyum tedbirleri sundu ancak bu tedbirler rekabet karşıtı endişeleri gidermede yeterli görülmedi. Bunun üzerine Kurul, endişeleri giderecek nitelikteki uyum tedbirleri sunulana kadar şirkete her gün için idari para cezası uygulanmasına karar verdi. Şirket tarafından nihai olarak 5 Nisan'da Kurula sunulan uyum tedbirleri, ihlalin sonlandırılması ve pazardaki etkin rekabetin tesis edilmesi için yeterli görüldü. Kurul, bu süreçte şirkete kesilen günlük idari para cezasını sonlandırarak 115 gün için 551 milyon 557 bin 590 lira idari para cezası uyguladı. Böylece şirkete, soruşturma ve uyum sürecinde toplam 898 milyon lirayı bulan idari para cezası kesildi. BİRLEŞTİRİLEN HESAPLAR AYIRILABİLECEK META tarafından sunulan uyum tedbirlerine göre kullanıcılar, Facebook ve Instagram uygulamalarındaki hesaplarını "Hesaplar Merkezi" üzerinden birleştirmediği sürece META tarafından kullanıcıların kişisel verileri birleştirilemeyecek. Daha önce hesaplarını birleştirmiş kullanıcılar ise haziran itibarıyla yeni bir "Onay Ekranı" ile karşılaşacak. Böylece kullanıcılar daha önce birleştirdikleri hesapları ayırabilecek. Kullanıcılar, seçim hakkının yanı sıra bu ekranda hangi verilerinin ne şekilde birleştirileceği hakkında ayrıntılı bilgilendirilecek. Kullanıcıların, fikir değiştirmeleri durumunda ise tekrar istedikleri hesap veya hesaplara ilişkin verileri "Hesaplar Merkezi" üzerinden birleştirme imkanı olacak.

Amerikan devi, Tesla'dan kovulan çalışanların peşinde

Tarafından: NTV
8 Mayıs 2024 at 14:31
Amerikan devi, Tesla'dan kovulan çalışanların peşinde

Tesla, geçen ay içinde üst düzey birçok yetkilinin de bulunduğu pek çok çalışanını işten çıkardı. Bu işten çıkarmaların ardından General Motors (GM) Tesla'nın eski çalışanlarının peşine düştü.

Tesla'nın sahibi Elon Musk, şirketin nisan ayında 140 bin kişilik küresel işgücünün yüzde 10'unu işten çıkaracağını duyurdu. Bu yaz için planlanan staj programları da ayrıca iptal edildi. General Motors Yetenek Kaynakları Stratejisti Laura del Amo, şirketin Tesla'nın yaklaşan yaz stajı grubunun bir parçası olarak pozisyonları iptal edilen yazılım öğrencilerini işe almakla ilgilendiğini duyurdu. Del Amo açıklamasında, "Otomotiv topluluğumuzun gücüne inanıyoruz ve çeşitli yetenekleri ekibimize entegre etme konusunda istekliyiz. Eğer şimdi yeni bir staj fırsatı arıyorsanız hadi iletişime geçelim" ifadelerini kullandı. Geçtiğimiz hafta birçok öğrenci, Tesla'nın staj tekliflerini, pozisyonlarının başlamasından yalnızca haftalar önce iptal ettiğini açıkladı.

TESLA'DA İŞTEN ÇIKARMA SÜRECİ Tesla'nın CEO'su Elon Musk, yakın zamanda bir dizi işten çıkarma kararı aldı; en sonuncusu bu hafta meydana geldi ve şirketin yazılım, hizmet ve mühendislik departmanlarında çalışanları etkiledi. Elektrikli araç şarj ekibi de dahil olmak üzere şirketin diğer sektörlerinde de işten çıkarmalar yaşandı. Şarj ekibinden en az 500 kişinin pozisyonlarını kaybettiği düşünülüyor. İşten çıkarmaları açıklayan Musk, şirketi "yeniden organize etme zamanının" geldiğini söyledi ve bu hareketin her beş yılda bir tekrarlanacağını belirttiGM DAHA ÖNCE DE TESLA ÇALIŞANLARINI ALDI İşe alım duyurusuyla ilgili açıklama yapan bir sözcü, "Özellikle mühendislik, yazılım geliştirme ve elektrifikasyon gibi alanlarda her zaman yeni yetenekler arıyoruz. Stajyer programlarımıza başvuranları memnuniyetle karşılıyoruz. GM bir kariyere başlamak için harika bir yer" dedi. GM'nin daha önce de eski Tesla çalışanlarını işe aldığı biliniyor. Şubatta Detroit merkezli şirket, Tesla'nın eski yöneticisi Kurt Kelty'yi batarya teknolojisinden sorumlu başkan yardımcısı olarak kadrosuna katmıştı. Bir ay sonra da Tesla'nın Austin Gigafactory'sinin eski başkan yardımcısı J.P. Clausen'ı işe almıştı.

Çin'den tarihi görev: Keşif aracı Ay yörüngesine girdi

Tarafından: NTV
8 Mayıs 2024 at 10:32
Çin'den tarihi görev: Keşif aracı Ay yörüngesine girdi

Çin'in Ay'ın karanlık yüzünden kaya ve toprak örnekleri toplamak üzere 3 Mayıs'ta uzaya gönderdiği "Chang-e 6" keşif aracının yörüngeye girdiği bildirildi. Uzay aracı buradan topladığı örnekleri getirmeyi başarırsa, Çin'i Ay'ın "gizli" tarafından örnek alan ilk ülke yapabilir.

Çin Ulusal Uzay İdaresinden yapılan açıklamaya göre keşif aracı Ay'a yaklaşırken yaptığı fren manevrasını tamamlayarak Ay yörüngesine konumlandı. Fren manevrası, keşif aracının hızını yavaşlatarak Ay'ın kütle çekimine girmesini ve etrafında dönmeye başlamasını sağladı. Keşif aracı, Ay'ın Güney Kutbu-Aitken Çanağı içindeki bir krater olan Apollo Çanağı'na yumuşak iniş yapacak. Ay'a indikten 48 saat sonra aracın sondası Ay yüzeyini kazarken, robotik kol, toprak ve kaya örneklerini toplamaya başlayacak. Örnekler, konteynerde mühürlendikten sonra yükseltme aracıyla yüzeyden yörüngedeki uyduya ve dönüş mekiğine taşınacak. Ardından dönüş mekiği, örnekleri Dünya'ya götürecek. AY'IN KARANLIK YÜZÜ Dünya'nın etrafı ile kendi etrafındaki dönüş hızı eşit olduğundan Ay'ın hep aynı yüzü Dünya'ya dönük oluyor. Ay'ın Dünya'dan görünmeyen uzaktaki yüzüne "karanlık yüz" adı veriliyor. Karanlık ifadesi, ışık yokluğunu değil bu bölgenin Ay'ın yakındaki yüzüne göre "daha az bilinmesini" ifade ediyor. İlk kez Sovyetler Birliği'nin "Luna" uydusu, 1959'da Ay'ın karanlık yüzünü fotoğraflamış, Sovyetler Birliği Bilimler Akademisi de 1960'ta Ay'ın karanlık yüzünü anlatan detaylı atlas yayımlamıştı. ABD'nin 1968'deki insanlı ay seferi "Apollo 8" görevine katılan astronotlar, Ay'ın karanlık yüzünü bizzat gören ilk insanlar olmuştu. AY'IN KARANLIK YÜZÜNÜ KEŞFEDEN İLK ÜLKE Chang'ın bilimsel hedeflerinden biri üzerinde çalışan Fransız araştırmacı Pierre-Yves Meslin, "Çin'in bu kadar iddialı ve başarılı bir programı bu kadar kısa sürede nasıl geliştirebildiği bizim için gizemini koruyor" diye konuştu. 2018'de "Chang'e-4" misyonu ile Çin, yine Ay'ın uzak tarafına ilk insansız inişini sağladı. 2020 yılında ise "Chang'e-5", insanların 44 yıl sonra ilk kez Ay'dan örnekler getirmesini sağladı. Chang'e-6, Çin'i Ay'ın "gizli" tarafından örnek alan ilk ülke yapabilir. Ülke, 2030'dan itibaren Ay'a insanlı seferler düzenlemeyi, Uluslararası Ay Araştırma Üssü kurarak daha ileri keşif faaliyetlerine zemin hazırlamayı hedefliyor.
❌
❌