Türk Havacılık ve Uzay Sanayii'nde (TUSAŞ) yönetim kurulu başkanlığına Ömer Cihad Vardan, genel müdürlük görevine ise Mehmet Demiroğlu getirildi.

Kurumun bugün gerçekleştirilen 2023 Olağan Genel Kurul Toplantısı neticesinde yeni yönetim kurulu belirlendi. Yeni yönetim kurulunun belirlenmesinin ardından gerçekleştirilen yönetim kurulu toplantısında, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Rafet Bozdoğan'ın yerine, TUSAŞ'ta yönetim kurulu başkanvekili olarak görev yapan Ömer Cihad Vardan seçildi. TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil'in yerine ise TUSAŞ'ta Helikopter Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Mehmet Demiroğlu getirildi.

Kotil, 2016 yılından bu yana genel müdürlük görevini yürütüyordu.

Yaşamın en büyük sırlarından biri olan ölüm ve sonrasındaki süreç, bilim insanları arasında da tartışılan bir konu haline geldi. Yayınlanan bir belgeselde bilim insanları, test sonuçlarına göre ölümden sonra yaşamın devam ettiğini ve ruhun bedenle birlikte ölmediğini söyledi.

Yaşamın en büyük sırlarından biri olan ölüm ve sonrasındaki süreç, bilim insanları arasında da tartışılan bir konu haline geldi. Yayınlanan bir belgeselde bilim insanları, test sonuçlarına göre ölümden sonra yaşamın devam ettiğini ve ruhun bedenle birlikte ölmediğini söyledi.

Ölümden sonra ruha ne olduğu veya ne olacağı konusu, felsefe, din ve bilim gibi birçok alanın üzerinde durduğu bir konu. Farklı kültürler ve inanç sistemleri, ölümden sonra ruhun kaderi hakkında çeşitli görüşlere sahip.

Bilim açısından bakıldığında ise, ölümden sonra ruha ne olduğu konusu daha belirsiz. Bazı bilim insanları, bilincin ölümden sonra da devam edebileceğini öne sürerken, diğerleri bunun sadece biyolojik bir süreç olduğunu ve bilincin bedenin ölümüyle sona erdiğini savunuyor.

Arizona Üniversitesi’nden Prof. Dr. Stuart Hameroff ve İngiliz fizikçi Sör Roger Penrose ölümden sonra bilincin kuantum seviyede saklandığını ve “Eğer bir insan ölürse, bu kuantum bilgi mikrotübüllerden serbest kalarak kâinata karıştığını" düşündüklerini belirtiyor. Bu teori, insan beynindeki mikrotübüllerin, bilgi ile etkileşime girerek ölüm sonrası bir tür bilinç yaratması fikrini destekliyor.

"BÜTÜN ÖLÜM DENEYİMLERİ BENZER"

Birleşik Krallık’tan bilim insanı Dr. Sam Parnia ise insan bilincinin ölümden sonra da var olmaya devam ettiğini savunuyor. Parnia, Morgan Freeman'ın sunuculuğunu yaptığı National Geographic'in The Story of God programında, insan bilincinin biz öldükten sonra da yaşamaya devam ettiğine inandığını açıkladı. Kalp krizi geçirip hayatta kalan hastalara dair 100’den fazla vakayı incelediğini söyleyen doktor, bu hastaların en önemli özelliklerinin teknik olarak ölüp geri dönmüş olmaları olduğunu ve hepsinin oldukça garip deneyimler yaşadığını anlatıyor. 

Palma'nın çıkış noktası ise test ettiği vakalardaki hemen hemen bütün ölüm deneyimlerinin benzer olması. Ölüm anından sonra hücrelerde çökmenin başladığını ve bu süreçte yaşananların ölüm deneyimini ortaya çıkardığını düşünüyor. İnsanların bu tür deneyimleri olduğunu binlerce yıldır bildiklerini belirten Dr. Palma, ölümden sonra hayatın mümkün olabileceğini ruhun (ya da zihin) kaybolmadığını, beden yeniden canlandırıldığında yaşamın kaldığı yerden devam edeceğini savunuyor. Ancak insan zihni hakkında çok az şey bilindiğini ve ne yazık ki bu sorunun kesin bir cevabı olmadığını belirtti. 

ASELSAN ile TUSAŞ arasında savunma ve uzay alanında 110 milyon dolarlık sözleşme imzalandı.

ASELSAN'dan Kamuyu Aydınlatma Platformuna (KAP) yapılan açıklamada, "ASELSAN ile TUSAŞ arasında savunma ve uzay alanında toplam bedeli 110 milyon dolar tutarında bir sözleşme imzalanmıştır." ifadesi kullanıldı.

Yaşamın en büyük sırlarından biri olan ölüm ve sonrasındaki süreç, bilim insanları arasında da tartışılan bir konu haline geldi. Yayınlanan bir belgeselde bilim insanları, test sonuçlarına göre ölümden sonra yaşamın devam ettiğini ve ruhun bedenle birlikte ölmediğini söyledi.

Mac'inizin hızını artırmak için fabrika ayarlarına döndürmek veya satmadan önce sıfırlamak isteyebilirsiniz. Ancak, başlamadan önce tüm verilerinizi yedeklemek önemlidir. Peki MacOS nasıl sıfırlanır, format atılır? İşte adım adım macOS sıfırlama rehberi...

macOS işletim sistemi her ne kadar şık ve gösterişli olsa da Apple sistemi zamanla yaptığı işlemlerde yavaşlık gösterebilir.

Birkaç yıllık yoğun kullanım ardından Mac'inizi silip fabrika ayarlarına döndürmek, ya da cihazınızı bir başka kullanıcıya satmak istediğiniz için sıfırlamak isteyebilirsiniz.

SIFIRLAMADAN ÖNCE YEDEKLEMEK

Bir Mac'i sıfırlamak oldukça basittir, ancak başlamadan önce üzerindeki her şeyin yedeklendiğinden emin olmanız gerekir.

Halihazırda yedeklemelerinizin olması gerekir, ancak henüz bunları ayarlamadıysanız, tam sıfırlama yapmadan önce seçeneklerinizin neler olduğunu açıklayacağız.

macOS NASIL YEDEKLENİR?

1- macOS'te Apple menüsünü açın

2- Sistem Ayarları (macOS Ventura veya üstü) veya Sistem Tercihleri'ni seçin, ardından adınıza tıklayın.

3- iCloud'u seçin.

4- iCloud ile eşzamanlamak istediğiniz tüm uygulamaların bunu yaptığından emin olun: tam listeyi görmek için Daha Fazla Uygulama Göster (veya Tümünü Göster) seçeneğine tıklayın.

5- Ekranın üst kısmında, iCloud saklama alanınızın ne kadarının kullanıldığını ve en çok hangi dosya türlerinin yer kapladığını görebilirsiniz.

ICLOUD TERCİH ETMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ

Yedeklemeniz için bir Apple seçeneğini tercih etmek zorunda değilsiniz.

Google Drive ve Dropbox gibi araçlar tıpkı iCloud gibi çalışır, belirli klasörleri web ile senkronize eder ve değişiklikleri yapılır yapılmaz günceller.

Tüm verilerinizin bir yerde yedeklendiğini ve Mac'inizi sildikten sonra geri getirilebileceğini doğruladıktan sonra, bir sonraki adımı atmaya hazırsınız demektir.

macOS NASIL SIFIRLANIR

Apple, yıllar içinde Mac'inizi sıfırlama işlemini kademeli olarak geliştirdi ve neyse ki artık bu işlem hiç olmadığı kadar kolay.

1- macOS Ventura veya sonraki bir sürümünü kullanıyorsanız, Apple menüsünü açın ve Sistem Ayarları'nı (veya Sistem Tercihleri'ni) seçin.

2. Genel'i ve ardından Aktar veya Sıfırla'yı tıklayın.

3. Asistanı başlatmak için Tüm İçeriği ve Ayarları Sil'i seçin.

4. Yol boyunca, sildiğiniz verilerin bir özeti gösterilecek ve ilgili tüm uygulama ve hizmetlerden çıkış yapabilmeniz için Apple Kimliği parolanız istenecek (böylece bu Mac artık Apple Kimliğinize bağlı olmayacak). Göreceğiniz son ekran, üzerinde Tüm İçeriği ve Ayarları Sil düğmesi bulunan bir iletişim kutusu olacaktır. Buna bir kez tıkladığınızda geri dönüş yoktur.

Mac'iniz güvenli bir şekilde silinecek ve ardından yeniden başlatılacak ve kurulum ekranı sanki ilk kez kuruyormuşsunuz gibi görünecek.

Apple'ın yapay zeka ChatGPT'nin iPhone, Mac ve iPad cihazlara entegre edilmesi için OpenAI ile iş birliği yaptığını duyurdu. Şirketin yazılım mühendisliğinden sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Craig Federighi, Apple Intelligence geliştikçe kullanıcıların farklı yapay zeka modelleri arasında seçim yapma imkanı bulacağını açıkladı.

Apple, yapay zeka ChatGPT'nin iPhone, Mac ve iPad cihazlara entegre edilmesi için OpenAI ile iş birliği yaptığını duyurmuştu.

GOOGLE GEMINI GELECEKTE BİR SEÇENEK

Apple'ın yazılım mühendisliğinden sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Craig Federighi, Apple Intelligence geliştikçe şirketin kullanıcılarına farklı yapay zeka modelleri arasında seçim yapma imkanı sunmak istediğini açıkladı ve Google Gemini'nin gelecekte bir seçenek olabileceğini öne sürdü.

Federighi, "Nihayetinde insanların kullanmak istedikleri belirli modeller için bir tercihleri olacağını düşünüyoruz, belki yaratıcı yazarlık için harika olan bir model ya da kodlama için tercih ettikleri bir model. Belki gelecekte Google Gemini. Yani, şu anda duyurulacak bir şey yok ama yönümüz bu." diye konuştu.

Federighi, Apple'ın ChatGPT ile başlama kararının şirketin en iyiyle başlamak istemesinden kaynaklandığını söyledi.

IPHONE'DA CHATGPT İÇİN GİZLİLİK VE GÜVENLİK NASIL SAĞLANACAK?

Siri, hesap oluşturmaya gerek kalmadan GPT-4o'dan ücretsiz olarak yararlanacak.

İstekler kaydedilmeyecek ve IP adresleri gizlenecek, ChatGPT aboneleri ise deneyimler içindeki ücretli özelliklere de ücretsiz olarak erişebilecek.

Apple Intelligence özellikleri iOS 18'in ilk beta sürümünde yer almıyor ve bunun yerine ABD'de yaz boyunca test edilebilecek.

iOS 18'in Eylül ayında herkese açık olarak yayınlanması bekleniyor.

Danimarka'nın önde gelen gazeteleri ve TV kanalları, içeriklerini izinsiz kullandığı iddiasıyla yapay zeka botu ChatGPT'nin geliştiricisi OpenAI'ı dava etmeye hazırlanıyor. Danimarka Basın Yayın Kolektif Yönetim Örgütü'nün CEO'su Karen Ronde, "Dil modellerini eğitmek için kullandıkları çalışmalarımızın karşılığını istiyoruz." dedi. Ronde, bir anlaşmaya varılamazsa dava açacaklarını belirtti.

Yapay zeka ve medya arasındaki son savaşta, Danimarka'nın önde gelen gazeteleri ve TV kanalları, şirketin modellerini eğitmek için içeriklerini kullandığı iddiasıyla ülke basınına tazminat ödememesi halinde OpenAI'yi dava etmekle tehdit ediyor.

"ÇALIŞMALARIMIZIN KARŞILIĞINI İSTİYORUZ" Devlet yayıncısı DR ve TV 2 de dahil olmak üzere Danimarka'daki medya kuruluşlarının yüzde 99'unu temsil eden Danimarka Basın Yayın Kolektif Yönetim Örgütü'nün CEO'su Karen Ronde, "Modellerini eğitmek için kullandıkları çalışmalarımızın karşılığını istiyoruz." ifadelerini kullandı.

DAVA AÇMAYI PLANLIYOR

Ronde, DPCMO'nun önümüzdeki yıl içinde bir anlaşmaya varılmaması halinde dava açmayı planladığını söyledi.

Yapay zeka, Microsoft tarafından desteklenen OpenAI'nin yapay zeka modellerini eğitmek için haber şirketlerinin web sitelerini izinsiz olarak kazıdığını iddia eden bir dizi davanın ardından telif hakkı yasasında yeni bir sayfa açtı.

Bu davalardan kısa bir süre sonra OpenAI, büyük yayıncılarla bir dizi lisans anlaşması yaparak şirketin ChatGPT'nin gelecekteki yinelemelerini bu yayıncıların içerikleri üzerinde eğitmesini sağladı. Anlaşmaların mali koşulları ise açıklanmadı.

Şimdi ise Danimarka medyası, OpenAI'yi kendileriyle kolektif olarak pazarlık yapmaya zorlamaya çalışıyor.

Microsoft'un taşınabilir oyun konsolu çalışmaları hız kazanıyor. Xbox patronu Phil Spencer'ın verdiği ipucuna göre, şirketin bu alanda adımlar attığı ortaya çıktı. IGN ile Summer Game Fest 2024'te yapılan röportajda Spencer, taşınabilir oyun konsolu fikrine sıcak baktıklarını belirtti.

Xbox patronu Phil Spencer'ın verdiği ipucuna göre, Microsoft'un taşınabilir bir oyun konsolu üzerinde çalıştığı tahmin ediliyor.

"BENCE TAŞINABİLİR OYUN KONSOLUMZU OLMALI"

Spencer, IGN ile Summer Game Fest 2024'te gerçekleştirdiği röportajda, "Yani bir el cihazımız mı olmalı? Bence bizim de bir taşınabilir oyun konsolumuz olmalı." diye konuştu.

Spencer bu açıklamayı genişletmek istemedi, ancak Xbox Başkanı Sarah Bond'dan daha fazlasını duymamız gerektiğini söyledi.

"SABIRSIZLANIYORUZ"

Spencer, "Hiçbir şey söylemek istemiyorum. Sanırım Xbox başkanımız Sarah Bond ile görüşmeniz gerekecek ki bu harika bir şey. Ancak donanımda bizim için gelecek oldukça harika ve ekibin farklı form faktörleri, farklı oyun oynama yolları konusunda yaptığı çalışmalar beni inanılmaz heyecanlandırıyor. Bugün oyunlarla ilgiliydi, 9. Nesil konsollarımızdan bazılarını, Series S ve Series X'i, yaptığımız işleri gösterdik, ancak dışarı çıkıp platform hakkında daha fazla konuşmak için bir zamanımız olacak ve bunu size getirmek için sabırsızlanıyoruz." diye konuştu.

Xbox Games Showcase 2024 sırasında Microsoft, bu yılın başlarında sızdırılan yeni Xbox Series X (Dijital) ve Xbox Series S modellerini resmi olarak tanıtmıştı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Önümüzdeki dönemde, insanlı uzay görevlerinde yeni uluslararası işbirlikleriyle ülkemizin uzay alanındaki bilimsel araştırma gerçekleştirme kapasitesini daha ileriye taşıyacağız" dedi. Kacır, milli uydu markasının oluşturulacağını belirterek, "Uzayda söz sahibi olacağız" dedi.

Bilim insanları, daha önceki araştırmalarda ortaya çıkan Mars'ın güney kutbundaki buz tabakasının altında sıvı halde su bulunmasının pek mümkün görünmediğini öne sürdü. Araştırmalara göre su görünümünün daha basit bir açıklaması olabilir.

Avrupa Uzay Ajansı'nın uzay aracı Mars Express'in 2018'de yaptığı bir keşif, Mars'ın güney kutbu buzulunun altında su yansımaların bulunmasıyla heyecan yaratmıştı. Mars Express'in gözlemlerini inceleyen bilim insanları, güney kutbundaki tabakanın neredeyse 1,5 kilometre altında başlayan yaklaşık 20 kilometre genişlikte bir göl olabileceği sonucuna varmıştı.

Bu yansımalar, başlangıçta bir yeraltı gölünün varlığının işareti olarak yorumlanmıştı ve uzayda yaşam için umut verici bir potansiyel sunmuştu. Ancak, yeni bir çalışma bu keşfi sorguluyor ve Mars'ın altında gerçekten bir göl olup olmadığı konusunda şüpheleri artırıyor.

Cornell Üniversitesi'nden Dr. Daniel Lalich liderliğindeki bir araştırma ekibi, bu bulguları sorgulayan yeni bir çalışma yayımladı.

DAHA BASİT BİR AÇIKLAMASI OLABİLİR

Araştırmacılar, Mars'ın altında yansımaların oluşmasının daha basit bir açıklamasının olabileceğini öne sürüyorlar.

Araştırma ekibi, su buzundaki küçük değişimlerin radar dalgalarında parazite yol açarak sıvı su izlenimi veren yansımalar üretebileceğini buldu. Yani, görünüşe göre yeraltı gölünden kaynaklanan sinyal, aslında başka bir şeyin işareti olabilir.

Dr. Lalich, "Aşağıda sıvı su bulunmasının imkansız olduğunu söyleyemem fakat aynı gözlemi o kadar ileriye gitmeden, orada zaten var olduğunu bildiğimiz mekanizma ve maddeleri kullanarak yapmanın çok daha basit yolları olduğunu gösteriyoruz" ifadelerini kullandı. Mars'ta suyun varlığı hakkındaki tartışmaları artıran yeni çalışma, Kızıl Gezegen'in aşırı soğuk koşulları ve daha önceki teorilerin uyuşmaması, Mars'ta gerçekten sıvı suyun var olup olmadığı konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu gösteriyor.

NASA'nın Mars keşif aracı Curiosity Rover, Kızıl Gezegen'de meydana gelen radyasyon patlamasıyla karşı karşıya kaldı. Uzay ajansı bu radyasyon dalgasının Curiosity Rover'ın Mars'ta 2012'deki inişinden bu yana tespit ettiği en büyük dalgalarından biri olduğunu belirtti.  Ayrıca, NASA'nın 2024'ün sonlarında Mars'a yönelik yeni bir misyon planladığı ve ESCAPADE adlı ikiz uyduların Mars'ın yörüngesine gireceği ve uzay havasını gözlemleyeceği belirtiliyor. Bu misyon, gelecekteki gezegen keşiflerine önemli bilgiler sağlayacak.

NASA'nın Mars keşif aracı Curiosity Rover, Kızıl Gezegen'de güneş fırtınasına yakalandı.

Güneş 11 yıllık güneş döngüsünün zirvesinde, bu da uzaya enerji ve parçacık patlamaları yayma olasılığının daha yüksek olduğu anlamına geliyor.

Son güneş fırtınaları Dünya'da görkemli kutup ışıklarını tetiklemişti ve 20 Mayıs'ta yaşanan güneşten gelen bir ışık patlaması Kızıl Gezegen'e çarptı.

Patlama Mars'a doğru X-ışınları ve gama ışınları gönderirken, ardından gelen bir koronal kütle atımı yüklü parçacıklar fırlattı.

2012'DEN BU YANA EN BÜYÜK RADYASYON DALGASI

Bu parçacıklar Mars yüzeyine çarptı ve NASA'nın Curiosity Rover aracı  2012'de Mars'a inişinden bu yana tespit ettiği en büyük radyasyon dalgası olduğunu belirtti.

Astronotlar o sırada NASA'nın Curiosity Mars keşif aracının yanında duruyor olsalardı, 8,100 mikrograylık bir radyasyon dozu almış olacaklardı. Bu 30 göğüs röntgenine eşdeğer.

NASA'DAN MARS'A 2024'ÜN SONUNDA YENİ MİSYON 

NASA'nın uzay aracından gelen veriler sadece Kızıl Gezegen'e yönelik gelecekteki gezegen misyonlarına yardımcı olmakla kalmayacak.

Voyager, Parker Solar Probe ve yakında başlayacak olan ESCAPADE misyonu da dahil olmak üzere ajansın diğer heliofizik misyonları tarafından toplanan zengin bilgilere katkıda bulunacak.

2024 yılının sonlarında fırlatılması hedeflenen ESCAPADE'in ikiz küçük uyduları Mars'ın yörüngesine girecek ve MAVEN'in şu anda tek başına ölçebildiğinden daha ayrıntılı olan benzersiz bir ikili perspektiften uzay havasını gözlemleyecek.

Yeni bir araştırma, beynin uyurken sadece geçmiş olayları tekrarlamakla kalmayıp aynı zamanda gelecekteki deneyimleri de öngörebildiğini ortaya koydu.

Alzheimer gibi nörolojik bozuklukların tedavisinin iyileştirilmesine yol açabilecek yeni bir çalışmaya göre, beyin uyurken sadece geçmiş olayları tekrarlamakla kalmıyor, aynı zamanda gelecekteki deneyimleri de öngörüyor.

Uyku ve bellek İlişkisi üzerine yapılan önceki çalışmalar, uyumanın hafıza ve öğrenme için kritik olduğunu ve yeni deneyimleri istikrarlı anılara dönüştürülmesine yardımcı olduğunu ortaya koymuştu. Ancak, Nature dergisinde yayımlanan yeni çalışma, beynin uyurken yeni problemleri de çözebileceğini öne sürüyor.

"UYUYAN FARELER ÖNCEDEN TAHMİN ETTİLER" Araştırmacılar, fareleri  labirentte iki ucunda da olan ödülün yüksek platformda gidip gelmeye alıştırdılar ve bu süreçte farelerin hafıza merkezlerindeki nöron aktivitesini incelediler. Uyuyan farelerin beyin aktivitelerini izleyen araştırmacılar farelerin labirentte nasıl hareket edeceklerini önceden tahmin edebildiklerini buldular. Farelerin deneyimlediği mekansal temsillerin, uyuduktan sonra birkaç saat boyunca stabil hale geldiği gözlemlenirken, aynı zamanda uyku sırasında beyinlerin potansiyel yeni rotaları da hesapladığı belirtildi. Araştırmacılar, bu bulguların beynin uyku sırasında henüz keşfedilmemiş pek çok şekilde şekillendirilebileceğini öne sürüyorlar. Bu çalışma, Alzheimer gibi nörolojik bozuklukların tedavisinde yeni yaklaşımların geliştirilmesine yol açabilir.

Apple'ın yapay zeka botu ChatGPT'yi iPhone cihazlara entegre edeceğini duyurmasının ardından başta Elon Musk olmak üzere birçok kullanıcı veri gizliliğiyle ilgili endişelerinin bulunduğunu belirtti. Peki Apple, kullanıcı verilerini OpenAI ile paylaşacak mı? İşte ayrıntılar...

Apple, WWDC 2024 etkinliğinde yapay zeka botu ChatGPT'nin geliştiricisi OpenAI ile iş birliği yaptıklarını duyurdu.

Bu anlaşmayla birlikte yapay zekanın Siri aracılığıyla iPhone cihazlara entegre olacağı kaydedildi.

Gelişmelerin ardından X'in sahibi Elon Musk, iPhone kullanıcılarının verilerinin OpenAI'a aktarılacağı endişesiyle sosyal medya hesabından tepki gösterdi.

APPLE ÜRÜNLERİNİ YASAKLAYACAĞINI SÖYLEDİ

Musk, yapay zekanın işlemci düzeyinde entegre edilmesi durumunda sahibi olduğu şirketlerde Apple ürünlerinin kullanımını yasaklayacağını belirtti.

APPLE KULLANICI VERİLERİNİ OPENAI İLE PAYLAŞACAK MI? Bu yaşananların ardından kullanıcıların kafasında soru işaretleri oluşmaya başladı. Apple WWDC'de yaptığı duyuruda, yeni yapay zeka sisteminin gizlilik temelli olacağını ve çoğu işlemi cihazın kendisinde gerçekleştireceğini söyledi.

ABD'li teknoloji devi harici olarak yapılan her türlü bilgi işlemin özel bulut bilgisayar adı verilen yeni bir prosedür aracılığıyla yapılacağını kaydederken, bu özelliğin kullanıcıların verilerini güvende tutacağını iddia etti. Kullanıcıların izin vermeden OpenAI ile verilerinin paylaşılmasının mümkün olmadığı da aktarıldı.

IPHONE KULLANICILARI HESAP OLUŞTURMADAN KULLANABİLECEK

Apple kullanıcıların bir hesap oluşturmadan ChatGPT'ye ücretsiz olarak erişebileceklerini doğruladı.

Şirket ayrıca, taleplerinin ve bilgilerinin kaydedilmeyeceğini ve ChatGPT'nin ücretli kullanıcılarının da tüm premium özellikleri elde etmek için ücretli hesaplarını bağlayabileceklerini ve bu özelliklere erişebileceklerini söyledi.

"VERİLERİNİZ ASLA DEPOLANMIYOR" Apple, küçültülen verilerin gelecekte sunucu erişimi için kaydedilmeyeceğini veya Apple'ın sunucu tabanlı modellerini daha da eğitmek için kullanılmayacağını belirtiyor. Apple Yazılım Mühendisliği Kıdemli Başkan Yardımcısı Craig Federighi,  "Verileriniz asla depolanmıyor ya da Apple'ın erişimine açılmıyor. Yalnızca talebinizi yerine getirmek için kullanılır." dedi.

CHATGPT IPHONE'A NE ZAMAN GELECEK?

OpenAI CEO'su Sam Altman, GPT-4o modeli ile desteklenen ChatGPT'nin bu yılın sonlarına doğru iOS, macOS ve iPadOS kullanıcılarına sunulacağını belirtti.

Apple'ın yapay zeka özellikleri, iPhone 15 Pro ve daha üst modellere entegre edilecek.

Bilim insanları Grönland buz tabakasında dev virüsler keşfetti. Virüslerin Grönland'ın buzlarının daha hızlı erimesine neden olan mikroskobik algler ile beslendiği ve bu sayede virüslerin buzul erimilerini azaltmanın yollarından biri olabileceği düşünülüyor.

Grönland'da buz levhası keşiflerine devam eden araştırmacılar, beklenmedik bir keşfe imza attı. Buzların derinliklerinde saklanan dev virüsler.

Bilim insanları, bu virüslerin gelecekteki bir pandemiye neden olabileceği korkusuyla panik yapmadan önce, birkaç umut verici haber sundular.

Aarhus Üniversitesi'nden bilim insanları, bu virüslerin aslında olumlu etkileri olabileceğini belirtiyorlar. Çalışmanın lideri Laura Perini, "Virüsler hakkında çok fazla bilgiye sahip değiliz, ancak alg patlamalarının neden olduğu buzul erimesini hafifletebileceklerini düşünüyorum" dedi.

ALGLERİ KONTROL ALTINA ALABİLİR  Grönland Buz Levhası'nda, görülen alg patlamaları, iklim değişikliğinin beklenmedik sonuçlarından biri. Bu patlamalar, güneş ışığını emerek buzun erimesini hızlandırabilir. Ancak araştırmacılar, yeni keşfedilen dev virüslerin kar algleriyle beslendiğinden ve alg çoğalmaları için doğal bir kontrol mekanizması görevi üstlenebileceğini tahmin ediyor. Bu da uzun vadede buzun erimesini azaltabileceklerini gösteriyor. 

Bilim insanları, dev virüsler hakkında daha fazla bilgi edinmek için çalışmalarına devam ediyorlar ve yakında dev virüslerin ekosistemdeki rolünü anlamaya yönelik daha fazla araştırma sonuçlarına ulaşmayı umuyorlar.

Hindistan'ın AB benzeri antitröst yasası önerisi, Apple, Google, Meta ve Amazon gibi teknoloji devlerini endişelendiriyor. Yeni yasa, 480 milyon dolar yerel ciroya veya 30 milyar dolar küresel ciroya sahip dijital şirketleri etkileyecek.

Hindistan'ın AB benzeri antitröst yasası önerisi, Apple, Google ve Meta gibi teknoloji firmaları için yeni bir düzenleyici zorluk oluşturacak ve iş modellerini etkileyebilecek katı uyum yükümlülükleri beraberinde getirecek. Reuters'ın haberine göre, Hindistan hükümeti şu anda Şubat ayında bir panelin mevcut antitröst yasalarını tamamlamak üzere yeni bir “Dijital Rekabet Yasası” önerisini inceliyor.

ABD'deki önemli bir lobi grubu, ticari etkilerinden endişe duyarak bu hamleye karşı çıktı. İşte Hindistan'ın önerisinin temel ayrıntıları: YASA KİMLER İÇİN GEÇERLİ OLACAK? Yasa, sistemik olarak önemli dijital şirketleri etkileyecek. Yerel cirosu 480 milyon doları aşan ya da küresel cirosu 30 milyar doların üzerinde olan ve dijital hizmetleri için en az 10 milyon yerel kullanıcı tabanına sahip olan şirketler kapsama girecek. Apple, Google, Meta, Amazon, henüz parlamento tarafından onaylanmamış olan Hindistan yasasının kapsamına girecek. HİNDİSTAN NEDEN YENİ BİR ANTİTRÖST YASASI İSTİYOR? Hükümet paneli, dijital pazarın giderek yoğunlaşması ve birkaç büyük şirketin pazar üzerinde muazzam bir kontrole sahip olması nedeniyle yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Panele göre bu durum, daha küçük dijital firmaların ve yeni girişimlerin büyük şirketlere bağımlı olması anlamına geliyor ve pazarlık gücünde dengesizliğe yol açıyor. YENİ YASA NELERİ GEREKTİRİYOR? Şirketlerin adil ve ayrımcı olmayan bir şekilde faaliyet göstermeleri gerekecek ve tasarı, AB'nin Dijital Piyasalar Yasası'nda olduğu gibi, ihlaller için bir şirketin küresel cirosunun yüzde 10'una kadar ceza verilmesini öneriyor. Büyük dijital şirketlerin kamuya açık olmayan kullanıcı verilerini kullanmaları ve platformlarında kendi ürün veya hizmetlerini kayırmaları yasaklanacaktır.

Şirketlerin ayrıca kullanıcıların üçüncü taraf uygulamaları indirme, yükleme veya kullanma becerilerini herhangi bir şekilde kısıtlamaları da yasaklanacak ve kullanıcıların varsayılan ayarları özgürce seçmelerine izin vermek zorunda olacaklar.

HANGİ TEKNOLOJİ FİRMALARI İNCELENİYOR? Hindistan'da Amazon ve Walmart'ın Flipkart'ı, e-ticaret platformlarında belirli satıcıları teşvik ederek rakiplerine zarar verdikleri gerekçesiyle inceleniyor.

Google, Android mobil işletim sistemi pazarındaki konumunu kötüye kullandığı ve kullanıcıların önceden yüklenmiş uygulamaları kaldırmasını kısıtladığı için antitröst cezalarıyla karşı karşıya kaldı ve yasal mücadelelere karıştı.

Google'ın yanı sıra Apple da, kar amacı gütmeyen bir grubun rakiplerine zarar verdiğini iddia ettiği uygulama içi satın alma sistemlerini teşvik ettiği için incelemeyle karşı karşıya.

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), uzay araştırmalarından sonra bu kez gözünü Dünya'ya çevirdi. Nesli tehlike altındaki hayvanları uydu ile izleyen NASA, türleri gözlem altında tutuyor ve ekolojistlere veri sağlıyor.

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), uzayın derinliklerinden Dünya'ya dönüş yaptı.

Güçlü uydularıyla kaplanlar ve filler gibi nesli tehlikede olan türleri koruma çabalarına katkı sağlıyor.

Günümüzde habitat kaybı, gezegenimizdeki türler için büyük bir tehdit oluşturuyor. İnsan nüfusunun hızla artmasıyla birlikte, doğal alanlar değişiyor ve kaynakları tükeniyor. Bu durum, kaplanlar ve filler gibi büyük türlerin yok olma riskini arttırıyor. Bir zamanlar Asya'nın çeşitli bölgelerinde yaygın olan kaplanlar, son 150 yılda yaşam alanlarının yüzde 93'ünü kaybetmiş durumda. Bilim insanları, günümüzde bu canlıların sadece 4 bin kadarının hayatta olduğunu tahmin ediyor.

UYGUN HABİTATLARI BULUYOR 

Ancak NASA'nın uydu verileri, umut verici bir gelişmeye işaret ediyor.

Bu veriler, kaplanların henüz ulaşmadığı ancak uygun habitatlara sahip alanları belirleyerek yeni yaşam alanları sağlıyor.  Koruma ekoloğu Eric Sanderson "Kaplan uzmanlarının tahminlerinden daha fazla uygun yaşam alanı olduğunu keşfettik," diyen Sanderson, "Bu bilgiye, NASA'nın verilerini saha çalışmalarıyla birleştirerek ulaşabildik." diye ekliyor.  NASA'nın kullandığı veriler arasında, bitki örtüsünün sağlığını neredeyse gerçek zamanlı olarak izleyebilen kızılötesi ve spektro radyometre görüntüleme bulunuyor.

Bu verilerle coğrafi haritalama ve geçmiş saha çalışmaları eklenerek, kaplanların göç edebileceği veya potansiyel yaşam alanları belirlenebiliyor.

ASYA FİLLERİ TEHLİKE ALTINDA 

Aynı teknikler, Asya fillerinin habitatlarını haritalandırmak için de kullanılıyor. Filller, ormanların ekosistemlerinde önemli bir rol oynamalarına rağmen, insanlarla yaşadıkları çatışmalar nedeniyle tehlike altında. NASA'nın çalışmaları, nesli tehlikede olan türlerin korunması için önemli bir adım olarak görülüyor. Uydu verileri, habitat ve hareket verilerini anında toplayarak, doğal yaşam biyologlarına tehditlere daha hızlı ve etkili bir şekilde yanıt verme olanağı tanıyor. NASA'nın uyduları, Dünya'nın yüzeyini geniş bir kapsamda izleyerek, saha çalışmalarının zorluğunu ve maliyetini azaltıyor. Bu da, nesli tehlikede olan türlerin korunması için daha etkili stratejiler geliştirilmesine olanak tanıyor. Tüm bu çalışmalar, önemli bir adım olarak kabul ediliyor ve gelecekte daha fazla türün korunması için umut vaat ediyor.

Ex-Robots mühendisleri, insansı robotların yüz ifadeleri ve duygularını geliştirmeye odaklanıyor. İcra Kurulu Başkanı Li Boyang, kendi yazılım ve algoritma ekiplerine sahip olduklarını belirterek, bu robotların en karmaşık sınıf olduğunu vurguladı. Robotlar, duygusal ifadeleri yansıtabiliyor ve çevreye uygun tepkiler verebiliyor.

Apple, WWDC 2024 etkinliğinde iOS 18 ve yapay zeka özelliklerini tanıttı. En dikkat çekici nokta, ABD'li teknoloji devinin OpenAI ile iş birliği yaparak ChatGPT'yi iPhone'lara getirecek olmasıydı. Elon Musk, "Apple OpenAI'yi entegre ederse, Apple cihazları şirketlerimde yasaklanacaktır. Bu kabul edilemez bir güvenlik ihlalidir." dedi. Ayrıca milyarder, "Apple'ın verilerinizi OpenAI'ye teslim ettikten sonra gerçekte neler olup bittiğine dair hiçbir fikri yok. Sizi satıyorlar." ifadelerini kullandı.

Apple, dün akşam düzenlenen WWDC 2024 etkinliğinde iOS 18, yapay zeka özellikleri ve diğer cihazlarının işletim sistemi güncellemeleriyle ilgili bir sunum yaptı.

CHATGPT İLE ANLAŞMA

Düzenlenen konferansın en dikkat çekici noktası ise ABD'li teknoloji devinin OpenAI ile iş birliği yaparak ChatGPT'yi iPhone cihazlara geleceğini duyurdu.

"APPLE CİHAZLARI YASAKLANACAK"

X'in sahibi Elon Musk anlaşmanın duyurulmasının ardından, "Apple OpenAI'yi işletim sistemi düzeyinde entegre ederse, Apple cihazları şirketlerimde yasaklanacaktır. Bu kabul edilemez bir güvenlik ihlalidir." ifadelerini kullandı.

"SİZİ SATIYORLAR"

Ayrıca Musk, "Apple'ın kendi yapay zekasını oluşturacak kadar zeki olmamasına rağmen OpenAI'nin güvenliğinizi ve gizliliğinizi koruyacağından emin olması son derece saçma! Apple'ın verilerinizi OpenAI'ye teslim ettikten sonra gerçekte neler olup bittiğine dair hiçbir fikri yok. Sizi satıyorlar."

ELON MUSK DAVA AÇMIŞTI

Musk, 2015 yılında kurucuları arasında yer aldığı OpenAI ve CEO'su Sam Altman'a Mart ayının başında dava açmış ve bu girişimin yapay zekayı kar amacıyla değil insanlığın yararına geliştirme misyonunu terk ettiğini söylemişti.

Ayrıca OpenAI'ye meydan okumak ve viral sohbet robotu ChatGPT'ye bir alternatif oluşturmak amacıyla kendi girişimi xAI'yi kurmuştu.

İşte Elon Musk'ın konuyla ilgili yaptığı X paylaşımları;

Apple'ın işletim sistemini OpenAI ile entegre edeceğini duyurması Elon Musk'ı kızdırdı. Bunun güvenlik ihlaline yol açacağı belirten Musk, OpenAI'ı işletim sistemi seviyesinde entegre ederse Apple cihazlarının şirketlerinde yasaklanacağını söyledi.

Tesla, SpaceX ve X gibi şirketlerin sahibi Elon Musk, X sosyal medya hesabından, Apple'ın geliştirici etkinliği WWDC'de ilan ettiği ChatGPT'nin geliştiricisi OpenAI ile işbirliğine dair paylaşımda bulundu.

"BU KABUL EDİLEMEZ BİR GÜVENLİK İHLALİ" OpenAI'ı işletim sistemi seviyesinde entegre ederse, Apple cihazlarının şirketlerinde yasaklanacağını bildiren Musk, "Bu, kabul edilemez bir güvenlik ihlalidir." ifadesini kullandı. Musk, şirketi ziyaret edenlerin de kapıda Apple cihazlarını teslim etmek zorunda kalacağını aktararak, cihazların Faraday kafesinde saklanacağını kaydetti. Apple’ın kendi yapay zeka uygulamasını geliştirmek yerine OpenAI’a güvenmesini de eleştiren Musk, “Apple'ın kendi yapay zekasını üretecek kadar akıllı olmaması, ancak bir şekilde OpenAI'nın güvenliğinizi ve gizliliğinizi koruyacağından emin olabilmesi açıkça saçma. Apple, verilerinizi OpenAI'a teslim ettiğinde aslında neler olup bittiği hakkında hiçbir fikre sahip değil.” değerlendirmesinde bulundu.

NE OLDU? Apple, bugün akıllı kişisel asistanı Siri ile gerektiğinde sohbet robotu ChatGPT'ye erişilebileceğini ve ChatGPT ile entegrasyonun yılın ilerleyen zamanlarında iOS 18, iPadOS 18 ve macOS Sequoia'ya geleceğini bildirmişti. ChatGPT'nin geliştiricisi OpenAI şirketinin Üst Yöneticisi Sam Altman da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Bu yılın ilerleyen zamanlarında ChatGPT'yi cihazlarına entegre etmek için Apple ile ortaklık yapmaktan mutluyum. Gerçekten beğeneceğinizi düşünüyorum." ifadelerini kullanmıştı.

Apple Dünya Çapında Geliştiriciler Konferansı'nda (WWDC 2024) iOS 18'i tanıttı. Şirket, yeni yapay zeka özelliklerini tanıtırken, artık yeni işletim sistemi güncellemesiyle birlikte kullanıcıların uygulama ikonlarının renklerini ana ekran duvar kağıtlarına göre yeniden dizayn edebileceklerini duyurdu. Ayrıca Apple, iPadOS 18, visionOS 2, macOS 15, watchOS 11 güncellemelerini de tanıttı. Yapay zeka özellikleriyle birlikte Siri'yi de güncelleyen Apple, sesli asistanının yeni logosuyla birlikte işlevlerini duyurdu. İşte WWDC 2024'te tüm duyurulanlar... (iOS 18 ne zaman çıkacak, nasıl olacak, hangi cihazlara gelecek, yapay zeka hangi iPhone modellerine gelecek?)

Nokia'nın "Sürükleyici ses ve video" adını taşıyan yeni teknolojisi, 3D sesle telefon görüşmelerini daha gerçekçi bir hale getiriyor.

Telefon görüşmeleri sürükleyici ses ve video teknolojisiyle bir ileri seviyeye taşınıyor.

Reuters'ın haberine göre, Nokia'nın CEO'su Pekka Lundmark, “sürükleyici ses ve video” adı verilen ve üç boyutlu ses ile görüşme kalitesini artırarak etkileşimleri daha gerçekçi hale getiren yeni bir teknolojiyi kullanarak bir telefon görüşmesi yaptı.

GÖRÜŞME YAPILAN KİŞİ ORADAYMIŞ GİBİ HİSSETTİRİYOR

Mevcut akıllı telefon görüşmeleri, ses öğelerini bir araya sıkıştıran ve daha düz ve daha az ayrıntılı ses veren monofoniktir, ancak yeni teknoloji, arayan kişinin her şeyi sanki diğer kişiyle oradaymış gibi duyacağı 3D ses özelliğini beraberinde getiriyor.

"İLERİYE DOĞRU EN BÜYÜK ADIMDIR"

Nokia Technologies Başkanı Jenni Lukander, “Bu, bugün akıllı telefonlarda ve PC'lerde kullanılan monofonik telefon sesinin piyasaya sürülmesinden bu yana canlı sesli arama deneyiminde ileriye doğru en büyük adımdır” dedi. Görüşme Finlandiya'nın Dijitalleşme ve Yeni Teknolojiler Büyükelçisi Stefan Lindström ile birlikte gerçekleştirildi.

Lukander bir röportajda, “Bu artık standart hale geliyor... böylece şebeke sağlayıcıları, yonga seti üreticileri, telefon üreticileri bunu ürünlerinde uygulamaya başlayabilir” dedi. Nokia aramayı halka açık bir 5G şebekesi üzerinden normal bir akıllı telefon kullanarak gerçekleştirdi.

KONFERANS GÖRÜŞMELERİNDE DE KULLANILABİLECEK

Nokia Technologies ses araştırmaları başkanı Jyri Huopaniemi, bunun kişiden kişiye yapılan sürükleyici aramaların yanı sıra, katılımcıların seslerinin uzamsal konumlarına göre ayrılabildiği konferans görüşmelerinde de kullanılabileceğini söyledi.

Yöneticiler, akıllı telefonların büyük çoğunluğunun, bir görüşmenin uzamsal özelliklerini gerçek zamanlı olarak ileterek bu teknolojinin uygulanabileceği en az iki mikrofona sahip olduğunu söyledi. Bu teknoloji, yaklaşmakta olan 5G Advanced standardının bir parçası ve Nokia, yaygın olarak kullanılmaya başlanması muhtemelen birkaç yıl sürecek olan bu teknolojiyle lisanslama fırsatları elde etmeyi hedefliyor.

Meta Platforms, Avrupa için özel olarak dilsel, coğrafi ve kültürel referansları yansıtan yapay zeka teknolojisi geliştirdiğini duyurdu.  Avrupa Birliği'ndeki kullanıcıların Instagram ve Facebook'ta paylaştığı herkese açık içerikler, bu yapay zeka modellerini eğitmek için kullanılacak. Meta, özel gönderilere ise erişemeyecek.

Facebook'un sahibi Meta Platforms, Avrupa için özel olarak dilsel, coğrafi ve kültürel referansları yansıtan yapay zeka teknolojisi geliştirdiğini duyurdu. Meta, Avrupa Birliği'ndeki insanların Instagram, Facebook gibi platformlarında herkese açık olarak paylaşmayı seçtikleri içerikleri kullanarak büyük dil modellerini eğitecek.

ARKADAŞLAR VE AİLE İÇİN PAYLAŞILAN ÖZEL GÖNDERİLER HARİÇ

Meta'nın üst düzey politika yöneticisi Eylül ayında Reuters'a verdiği bir röportajda, şirketin yeni Meta yapay zeka sanal asistanının bazı bölümlerini eğitmek için herkese açık Facebook ve Instagram gönderilerini kullandığını, ancak tüketicilerin mahremiyetine saygı duymak için yalnızca aile ve arkadaşlarla paylaşılan özel gönderileri hariç tuttuğunu söyledi. Şirket geçen ay yaptığı açıklamada, Avrupa bölgesindeki ve Birleşik Krallık'taki Facebook ve Instagram kullanıcılarını, Meta'nın hizmetlerinde paylaşılan herkese açık bilgileri yapay zekayı geliştirmek ve iyileştirmek için nasıl kullandığı konusunda bilgilendirmeye başlayacağını söyledi.

Meta Platforms, Avrupa için özel olarak dilsel, coğrafi ve kültürel referansları yansıtan yapay zeka teknolojisi geliştirdiğini duyurdu.  Avrupa Birliği'ndeki kullanıcıların Instagram ve Facebook'ta paylaştığı herkese açık içerikler, bu yapay zeka modellerini eğitmek için kullanılacak. Meta, özel gönderilere ise erişemeyecek.

Facebook'un sahibi Meta Platforms, Avrupa için özel olarak dilsel, coğrafi ve kültürel referansları yansıtan yapay zeka teknolojisi geliştirdiğini duyurdu. Meta, Avrupa Birliği'ndeki insanların Instagram, Facebook gibi platformlarında herkese açık olarak paylaşmayı seçtikleri içerikleri kullanarak büyük dil modellerini eğitecek.

ARKADAŞLAR VE AİLE İÇİN PAYLAŞILAN ÖZEL GÖNDERİLER HARİÇ

Meta'nın üst düzey politika yöneticisi Eylül ayında Reuters'a verdiği bir röportajda, şirketin yeni Meta yapay zeka sanal asistanının bazı bölümlerini eğitmek için herkese açık Facebook ve Instagram gönderilerini kullandığını, ancak tüketicilerin mahremiyetine saygı duymak için yalnızca aile ve arkadaşlarla paylaşılan özel gönderileri hariç tuttuğunu söyledi. Şirket geçen ay yaptığı açıklamada, Avrupa bölgesindeki ve Birleşik Krallık'taki Facebook ve Instagram kullanıcılarını, Meta'nın hizmetlerinde paylaşılan herkese açık bilgileri yapay zekayı geliştirmek ve iyileştirmek için nasıl kullandığı konusunda bilgilendirmeye başlayacağını söyledi.