Okuma görünümü

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.

Kurban kesmek de memlekete gitmek de ateş pahası

İstanbul’dan farklı illere ortalama gidiş-geliş otobüs bileti fiyatı, 2023 yılı Kurban Bayramı dönemine göre yüzde 112,02 artarak 2 bin 646 TL oldu. Kurbanlık fiyatları ise geçen seneye göre iki katına çıktı.

Karahan'dan enflasyon açıklaması

Yıllık enflasyona değinen Merkez Bankası Başkanı Karahan, "Dezenflasyon patikamıza göre haziran ayında başlayarak manşet enflasyon yılın geri kalanında her ay gerileyecektir" dedi.

Çin'in döviz rezervleri mayısta 3,2 trilyon doları aştı

Çin'in döviz rezervleri mayısta 3,2 trilyon doları aştı

Çin'in döviz rezerv varlıklarının mayısta 3 trilyon 232 milyar dolara yükseldiği bildirildi.

Çin Devlet Döviz Takas İdaresi'nden yapılan açıklamada, döviz rezervlerinin, mayıs sonunda önceki aya göre yüzde 0,98 arttığı belirtildi. Nisanda 3,2 trilyon dolar olan döviz rezervlerinin mayısta 3 trilyon 232 milyar dolara çıktığı kaydedilen açıklamada, artışın takas işlemleri ile varlık fiyatlarındaki değişimin bileşik etkisinden kaynaklandığına işaret edildi. Açıklamada, mayısta majör ekonomilerin para politikası beklentileri ve makroekonomik verilerinin etkisiyle ABD doları endeksinin düştüğü, küresel finansal varlıkların fiyatlarının ise arttığı kaydedildi.

ABD'de tarım dışı istihdam mayısta beklentilerin üzerinde gerçekleşti

ABD'de tarım dışı istihdam mayısta beklentilerin üzerinde gerçekleşti

ABD'de tarım dışı istihdam, mayısta 272 bin kişi artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşirken, işsizlik oranı yüzde 3,9'dan 4'e yükseldi.

ABD Çalışma Bakanlığı, mayıs ayına ilişkin istihdam raporunu açıkladı. Buna göre, ülkede tarım harici sektörlerde istihdam mayısta 272 bin kişi arttı. Piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşen tarım dışı istihdam verisinin, 182 bin kişi artması öngörülüyordu. Bu dönemde istihdam, sağlık, kamu, eğlence ve konaklama ile profesyonel, bilimsel ve teknik hizmetler başta olmak üzere birçok sektörde artmaya devam etti. Tarım dışı istihdama ilişkin mart ve nisan ayı verilerinde aşağı yönlü revizyona gidildi. Buna göre, tarım dışı istihdamda kaydedilen artış mart ayı için 315 binden 310 bine, nisan ayı için 175 binden 165 bine düşürüldü. İŞSİZLİK ORANI YÜKSELDİ ABD'de işsizlik oranı, mayıs ayında 0,1 puan artışla yüzde 4'e çıktı ve Ocak 2022'den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşen işsizlik oranının bu dönemde nisan ayında olduğu gibi yüzde 3,9 olması öngörülüyordu. Ülkedeki işsiz sayısı, mayısta 157 bin kişi artarak 6 milyon 649 bine yükseldi. İş gücüne katılım oranı ise 0,2 puan azalışla 62,5 oldu. Söz konusu dönemde haftalık ortalama çalışma saati değişim göstermeyerek 34,3 olurken, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) dikkatle izlediği ortalama saatlik kazanç yüzde 0,4 artarak 34,91 dolara yükseldi. Piyasa beklentileri, ortalama saatlik kazancın söz konusu dönemde yüzde 0,3 artması yönündeydi.

İklim Ekonomisi Sürdürülebilirlik Finansmanı Zirvesi

İklim Ekonomisi Sürdürülebilirlik Finansmanı Zirvesi

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Orhan Solak, "Dünya Bankası ile yeni dönemde 18 milyar dolarlık yeni bir paketle ilgili görüşmeler devam ediyor." dedi.

İklim Ekonomisi-Sürdürülebilirlik Finansmanı Zirvesi devam ediyor. Zirve kapsamında düzenlenen "Türkiye'nin Sürdürülebilir Finansman Yol Haritası" başlıklı panelinde konuşan İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Solak, iklim krizinin küresel bir tehdit olduğunu söyledi. Türkiye’nin iklim değişikliğin en yoğun şekilde hissedildiği bölgede yer aldığını dile getiren Solak, bu etkilerin yaşanan doğal afetlerde görüldüğünü anlattı. "YEŞİL FİNANS VE YEŞİL İŞ CİDDİ FIRSATLARI SUNUYOR" Orhan Solak, iklim değişikliğinin ekonomik etkilerinin yanı sıra çevresel ve sosyal etkilerinin de olduğunu belirterek, "Sadece ekonomik açıdan bakıldığında 2019-2020 yıllarında afetlerin neden olduğu küresel maliyet 3 trilyon dolar. İklim değişikliğinin etkileri sadece afetlerle sınırlı değil. Küresel tedarik zincirinin bozulması; üretim alanlarının daralması; enerji, şehir ve ulaşım altyapılarının etkilenmesi; su ve gıda krizi gibi etkiler söz konusu." diye konuştu. Solak, yeşil dönüşümün iklim krizi ile mücadelede tüm dünyada ön plana çıkan parametre olduğunu kaydederek, yeşil finans ve yeşil istihdam gibi konuların ciddi fırsatlar sunduğunu söyledi. İklim değişikliğiyle ilgili uluslararası tüm anlaşma ve sözleşmelere Türkiye'nin taraf olduğunu hatırlatan Solak, "Dünya Bankası ile 3 milyar 157 milyon dolarlık bir finansman paketi anlaşması yaptık. Yeni dönemde de 18 milyar dolarlık yeni bir paketle ilgili görüşmeler devam ediyor. Aynı zamanda Dünya Bankası ile kuracağımız emisyon ticaret sisteminin geliştirilmesine yönelik iş birliğimiz var." şeklinde konuştu. Solak, Türkiye'de iklim değişikliğiyle mücadelede yasal çerçeveyi ortaya koymak üzere İklim Değişikliği Kanunu Taslağını hazırladıklarını ve bu yıl yasalaşmasını öngördüklerini ifade etti. "İŞ DÜNYASI GEÇMİŞE GÖRE HIZLI HAREKET EDİYOR" UN Global Compact Türkiye Genel Sekreteri Melda Çele de iş dünyasının iklim değişikliği ile mücadelede önemli ilerlemeler kaydettiğini söyledi. Toplumsal cinsiyet eşitliği, temiz su ve biyoçeşitlilik gibi konularla ilgili iş dünyasının geçmişe göre daha hızlı adımlar attığını dile getiren Çele, bu çabaların yeterli olmadığını bildirdi. Çele, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma amaçlarında 166 ülke arasında 72. sırada yer aldığını, daha cesur ve hızlı hareket etmesi gerektiğini belirtti. Finansal açıdan bakıldığında şirketlerin en büyük dönüşümünün tedarik zinciri üzerinden olacağını kaydeden Çele, “Bankalar bunun farkında. Bankalar ve finansörler bu pratikleri daha iyileştirmek için kendi işlerindeki çeşitli düzenlemeleri ve kriterleri gözden geçiriyor." diye konuştu. "PORTFÖYÜMÜZÜN YÜZDE 15'İNİ TÜRKİYE'YE YAPILAN YATIRIMLAR OLUŞTURUYOR" Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye Başkan Vekili Şule Kılıç ise EBRD'nin 38 ülkede faaliyet gösterdiğini ve Türkiye'nin kurucu ülkeler arasında yer aldığını hatırlattı. Toplam EBRD portföyünün yüzde 15'lik kısmının Türkiye'de yapılan yatırımlardan oluştuğunu ifade eden Kılıç, "2009'da Türkiye ofisi açıldı ve o günden bu yana 19 milyar avroluk finansman desteği sağlandı. Geçen sene yatırımlarda zirve yaptık ve ne mutlu ki bu yatırımların yüzde 50'den fazlası yeşil ekonomiye dönük." açıklamasında bulundu. Türkiye'nin karbonsuzlaşma yolunda yapması gerekenlere dair yoğun bir ajandası bulunduğuna dikkati çeken Kılıç, şu ifadeleri kullandı: “OECD ortalamalarına bakıldığında Türkiye'de 2 katı bir ekonomi karbon yoğunluğu var. Bu demektir ki Türkiye olarak normal bir OECD ülkesine göre iki kat daha fazla adım atmalıyız. Bu anlamda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yeni bir strateji açıkladı. Önümüzdeki 12 yılda 60 gigabaytlık yenilebilir enerji yatırımı yapılacak. Bu yatırım Türkiye'yi yenilenebilir enerji tarafında ön sıralara taşıyacak bir adım ama aynı zamanda zorlu bir adım." Kılıç, karbon yoğun sektörler arasında çelik, alüminyum, çimento ve gübrenin yer aldığını ve sıfır karbon hedefine ulaşmak için bu sektörlerin 70 milyar dolar yatırım yapması gerektiğini vurguladı. EBRD'nin ülke stratejisini 4 yılda bir yenilediğini kaydeden Kılıç, 2024-2029 dönemi için hedeflerinin daha fazla yeşili kapsadığını vurguladı. "SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KAPSAMINDA KOBİ'LER İÇİN ÇALIŞMA YAPIYORUZ" Ziraat Bankası Proje Finansmanı ve Yapılandırma Grup Başkanı Berrin Mahmutoğlu da sürdürülebilirlik kapsamında ticari kesimin ve KOBİ'lerin geliştirilmesi yönünde çalışma yaptıklarını söyledi. KOBİ'ler gelişmeden diğer sektörlerde de gelişmenin sağlanamayacağını dile getiren Mahmutoğlu, "Desteğe geliyoruz. Yakında Ziraat Bankası'nın bu konuyla ilgili girişimlerini eş zamanlı şekilde duyuracağız." şeklinde konuştu. Sürdürülebilir dijital finansmanın gelişiminde, iklimle ilgili risklerin değerlendirilmesi konusunu finansman modellemelerine aldıklarını belirten Mahmutoğlu, sürdürülebilir denetim mekanizmaları ve yeşil bir altyapısının kurulması konularından bahsetti.

Daha sağlıklı ve sürdürülebilir çikolata üretmek mümkün

Daha sağlıklı ve sürdürülebilir çikolata üretmek mümkün

İsviçreli bilim insanları ve çikolatacılar şekerin atık bitki maddeleri ile değiştirildiği bir çikolata tarifi geliştirdi. Bu buluşun ardından daha sağlıklı ve sürdürülebilir çikolata mağaza raflarında yerini alabilir. Yeni çalışma çikolatayı daha sağlıklı ve sürdürülebilir hale getirirken aynı zamanda çiftçilere yeni bir gelir akışı sağlayacak.

Nature Food dergisinde yayınlanan bir rapora göre bilim insanları, kakao çekirdeğinin sadece çekirdeklerini almak yerine posasını ve kabuğunu ezerek çikolatadaki şekerin yerini alabilecek tatlı ve lifli bir jel geliştirdi. Bilim insanlarına göre, bu "tam gıda" yaklaşımı, geleneksel çikolataya göre daha besleyici bir ürün ortaya çıkardı.

"SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇİKOLATA" Daha az toprak ve su kullanılan "sürdürülebilir çikolata" yine de tatlı ihtiyacını karşılamak için yeterli oluyor. Yeni çalışma çikolatayı daha sağlıklı ve sürdürülebilir hale getirirken aynı zamanda çiftçilere yeni bir gelir akışı sağlayacak.

ÇİFTÇİLERE YENİ GELİR KAPISI Tropikal ülkelerdeki çiftçiler genellikle 100 milyar dolarlık çikolata endüstrisinden elde edilen kârın yalnızca küçük bir kısmına ortak olabiliyor. Bilim insanları, posanın işlenmesinin kakaonun yetiştirildiği ülkelerde gerçekleşmesi gerekeceğinden en büyük faydanın muhtemelen orada görüleceğini öne sürüyor.

KİRLİLİKTE ET ÜRÜNLERİYLE YARIŞIYOR Çikolata, bir kişinin yiyebileceği çevreye en zararlı gıdalardan biri olarak biliniyor. Kilogram gıda başına yayılan sera gazı emisyonları açısından bazı et ürünleriyle birlikte sıralanıyor. Bilim insanları üretim sürecindeki israfı azaltmak için yola çıktılar ve süreci daha sağlıklı hale getirebileceklerini keşfettiler. Yeni yaklaşım çikolatayı daha sağlıklı ve sürdürülebilir hale getirirken çiftçiler için yeni bir gelir kapısı açmış olacak.

Gıda denetim verilerine "Tarım Cebimde" uygulamasından ulaşılabilecek

Gıda denetim verilerine

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bir işletmenin en son ne zaman denetlendiğine ilişkin verilere "Tarım Cebimde" uygulamasıyla ulaşabileceğini belirterek, "Bunun bir sonraki aşaması bu denetim sonucunun ne olduğunu göstermek olacak. İşletmeler, barkodu menülerine, kapılarına yapıştırarak sizlere güvenilir gıdaya ulaşma hakkınızın Bakanlık tarafından da denetlediğini göstermiş olacaklar." dedi.

Bakan Yumaklı, Dünya Gıda Güvenilirliği Günü kapsamında Orman Genel Müdürlüğünde düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, Dünya Gıda Güvenilirliği Günü'nün bu yılki temasının "Beklenmeyene hazırlıklı ol" olarak belirlendiğini ifade etti. Temanın belirlenmesinde yakın dönemde herkesin takip ettiği ve endişeyle izlediği gelişmelerin etkisinin büyük olduğunu düşündüklerini belirten Yumaklı, iklim değişikliğinden salgın hastalıklara ve doğal afetlere kadar etkisinin çok yakından hissedildiği birçok risk faktörünü hep birlikte tecrübe ettiklerini belirtti. Yumaklı, nüfus artışının gıdaya olan talebi beraberinde getirdiğini dile getirerek, "2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyar olacağı, ülkemiz nüfusunun da 100 milyonu aşacağı düşünülürse, gıdaya olan ihtiyacın yaklaşık yüzde 70 daha fazla artacağını öngörülmekte. Bu gıdayı üretmek için de yaklaşık yüzde 55 daha fazla su tüketiminin söz konusu olacağı hesaplanmakta." diye konuştu. Bunun için hem gıda arz güvenliğini hem de gıda güvenilirliğini korumak ve dünyadaki gelişmeleri iyi okuyup analiz etmek durumunda olduklarına vurgu yapan Yumaklı, bakanlık olarak politikalarında gıda güvenliğini üç aşamada ele aldıklarına işaret etti. Yumaklı, ilk aşamanın üretim, ikincisinin denetim, üçüncüsünün ise tüketim olduğunu ifade ederek, destek ve hibelerden kredilere, sulama ve altyapı yatırımlarından tarım arazilerinin korunmasına kadar birçok düzenleme ve faaliyetlerle üretim aşamasının devam ettiğini söyledi.

"GIDA KONUSU SİYASİ BİR APARAT DEĞİLDİR" Bu çalışmaların sonucunda hem 85 milyon vatandaşın hem de 60 milyon turistin gıda ihtiyacının sorunsuz bir şekilde karşılanmış olduğunun altını çizen Yumaklı, şöyle devam etti: "Hasat dönemi başladı. Dün itibarıyla hububat fiyatlarıyla ilgili Toprak Mahsulleri Ofisi referans fiyat açıklamasını gerçekleştirdi. Bütün hazırlıklarını da yapmış durumda. Gıda konusu siyasi bir aparat değildir. 7 gün 24 saat işiyle hemhal olan bu ülkenin insanının sofrasına, onun gıdasını sağlamak için gece gündüz çalışan çiftçinin, üreticinin hiçbir şekilde rasyonel olmayan, gerçekçi olmayan birtakım vaatlerle adeta kışkırtılmasını kabul etmiyorum.

Bizler bakanlık olarak bütün çiftçilerimizin, bütün üreticilerimizin her türlü halinde yanında olan üretici bir bakanlığız. Bizi üreticiyle ayırmaya çalışacak her türlü söylemi de reddediyorum. Bizler fiyatı açıkladıktan sonra yanında bir dizi tedbirler de aldık. Bazı ürünlerin ithalatını kısıtladık. Özellikle ihraç edilebilecek olan ürünlerin daha önce yapılmayan ihracatını açtık. Bizlerin üreticiden, çiftçimizden hiç kimsenin koparmasına izin vermeyeceğiz. Onların bütün ihtiyaçlarında birlikte olacağız ve inşallah bu güzel hasat dönemini de bereketli bir şekilde geçirmiş olacağız." 5 AYDA 515 BİN DENETİM GERÇEKLEŞTİRİLDİ Yumaklı, bakanlık olarak gıda güvenliği çalışmalarını yürütürken, dünyada uygulanmak üzere uluslararası kuruluşların "tek sağlık" yaklaşımını benimsediklerini belirtti. Gıda mevzuatını oluştururken Avrupa Birliğine uyumun yanı sıra, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ile Dünya Sağlık Örgütünün çalışmalarını dikkate aldıklarına işaret eden Yumaklı, vatandaşların güvenilir, sağlıklı ve kaliteli gıdaya ulaşması için gerekli düzenlemeleri yaptıklarını ve yapmaya da devam edeceklerinin altını çizdi. Yumaklı, şu ana kadar 104 Türk Gıda Kodeksi mevzuatı yayınlandığını, 81 ilde de güçlü bir denetim altyapısının bulunduğunu belirtti. 41 kamu, 107 özel gıda laboratuvarıyla hizmet verdiklerine dikkati çeken Yumaklı, gıdaya yönelik 15 AR-GE merkezinin bulunduğunu dile getirdi. Bakan Yumaklı, gıda denetimleri için 7 bin 617 personelin olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Biz en önemli gıda denetçisinin vatandaşımızın kendisinin olduğunu düşünüyoruz ve bunu ifade ediyoruz. Bugün, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu ve Bakanlığımızla birlikte imzalanan protokolle, gıda okuryazarlığı konusunda daha çok şeyler yapmamız gerektiğiyle ilgili husus, bir yol haritasıyla uygulanabilir hale geldi. Geçen yıl denetim sayısı 1,3 milyon, 2024 yılının ilk 5 ayında ise 515 bin denetim gerçekleştirildi. Bu denetimlerin yanı sıra gıda zincirinin birincil aşamasında da çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu kapsamda, gıda etiketlerine yeni düzenlemeler getirildi.

Tüketicilerin doğru bilgilendirilmesi için yanıltıcı görsel ve ifadelerin kullanımını yasakladık. Gıda katkı maddelerinin bazılarını yasakladık. Son dönemde onları çağrıştıran farklı metotlarla bu yasamızı delmeye çalıştıklarını da görüyoruz, onları da çok yakından takip ediyoruz. Tek hedefimizin insanımızın gıda konusundaki güvenilirliğini sağlamak için her şeyi yapıyoruz. İlk kez arı ürünlerine yönelik bir tebliğ yayımlandı. İhracattan geri dönen taze meyve ve sebzelerin kontrollerini ülkemizde giriş noktasında yapmaya başladık. Bu konuda mesnetsiz bazı iddialar, iftiralar geliyor, sanki hiçbir şey yapılmıyormuş gibi." İhracattan dönen ürünlerin imha edildiği görüntüleri izleten Yumaklı, bu durumun iç acıtan bir husus olduğunun altını çizdi. VATANDAŞLAR DENETİM BİLGİLERİNE YENİ UYGULAMAYLA ULAŞACAK Yumaklı, hayvansal üretimle alakalı şap aşısını aza indirmek ve bir süre sonra da tamamıyla yok etmek adına aşılamayı üçe çıkardıklarının altını çizerek, bu ve alınan diğer tedbirlerle beraber hastalığın görülme oranının yüzde 53 azalmış olduğunu söyledi. Hayvan hastalıklarının yayılımının engellenmesi adına Erzurum ve Elazığ'da Veteriner Yol Kontrol Denetim noktaları oluşturulduğuna işaret eden Yumaklı, bundan sonraki dönemde Ankara, Çankırı, Kayseri ve Mersin'de bu noktaların açılmış olacağını ifade etti. Yumaklı, tüketicilerin güvenilir gıdaya ulaşma hakkının kendileri tarafından takip edilebilirliğini sağlamak üzere yeni bir uygulamayı tanıtarak, daha önce yaptığı açıklamada uygulama üzerinde çalışmaların devam ettiğini söylediğini belirtti. RESTORAN VE İŞLETMELERDE BARKODLA GÜVENİLİR GIDA SORGULAMASI YAPILABİLECEK Salonda bulunanlardan telefonlarına indirdikleri, "Tarım Cebimde" uygulamasını açmalarını isteyen Yumaklı, şunları kaydetti: "Tarım Cebimde uygulamamızı açıyoruz, gıda kontrol sekmesini tıklıyoruz. İşletme denetim sorgulama çıkıyor, barkodu olduğunuz yerden okutabilirsiniz. İlk denetimi bakanlığımızın kafeteryası için yapmışız. Bu ne işe yarayacak, onu da söyleyeyim. Sizler herhangi bir alışveriş yapacağınız yere gittiniz, bir restorana gittiniz, o işletmenin en son ne zaman denetlediğine dair bu barkodla bilgi sahibi olabilirsiniz. Bunun bir sonraki aşaması bu denetim sonucunun ne olduğunu göstermek olacak.

Biz burada gönüllülük esası istiyoruz. İşletmeler kendi firmalarının güvenilirliğini, ne kadar güvenli olduğunu tüketicilere göstermek istiyorlarsa bu barkodu kendi işletmelerinin görünür yerlerine, menülerine, kapılarına yapıştırarak sizlere güvenilir gıdaya ulaşma hakkınızın bakanlık tarafından da denetlediğini göstermiş olacaklar." "TÜKETİCİLERİMİZİ BİLİNÇLENDİRMEK ÖNEMLİ" Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Demir Şarman da gıda güvenilirliğinin, toplum sağlığının korunması ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması açısından hayati öneme sahip olduğunu söyledi. Üretimden tüketime kadar olan süreçte üyeleriyle birlikte ulusal ve uluslararası standartlara uygun üretim yapmanın yanı sıra yenilikçi teknolojiler ve iyi uygulamalarla gıda güvenilirliğini artırmayı hedeflediklerine dikkati çeken Şarman, "Kaliteli ürün, güvenilir gıdanın temelidir" prensibiyle hareket etiklerini belirtti. Şarman, "Eğitim ve farkındalık kampanyalarıyla vatandaşlarımızı, tüketicilerimizi bilinçlendirmek, bu çabanın en önemli parçalarından biridir." diye konuştu. Şarman, etkin denetim mekanizmalarının oluşturulması, iyi tarım uygulamalarının teşvik edilmesi, dezenformasyonla mücadele edilmesi ve tedarik zincirinin her aşamasında şeffaflığın sağlanması gerektiğine vurgu yaptı.

Aile destek ödemeleri yattı mı, ne zaman yatacak? Bayramdan önce yatar mı? Bakan Göktaş tarih verdi

Aile destek ödemeleri yattı mı, ne zaman yatacak? Bayramdan önce yatar mı? Bakan Göktaş tarih verdi

Haziran ayı aile destek ödemelerinin ne zaman yatırılacağı, ihtiyaç sahibi vatandaşlar tarafından sorgulanmaya başladı. Normal şartlarda her ayın 15'i itibarıyla yatırılan aile destek ödemelerinin, Kurban Bayramı vesilesiyle erken yatıp yatmayacağı merak ediliyordu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, konuyla ilgili müjdeyi verdi. Peki, haziran ayı aile destek ödemeleri yattı mı, ne zaman yatacak? Bayramdan önce yatar mı?

Aile destek ödemelerinin yatırılacağı tarih, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş tarafından açıklandı. Bakan Göktaş, Türkiye Aile Destek Programı ödemelerinin, Kurban Bayramı dolayısıyla öne çekerek bugün itibarıyla hesaplara yatırılacağını duyurdu. AİLE DESTEK ÖDEMELERİ BUGÜN YATACAK Bakan Göktaş, yazılı açıklamasında, ihtiyaç sahibi hanelere yönelik hayata geçirdikleri destekle onların yanında olmayı sürdürdüklerini belirtti. Büyüyen ve gelişen Türkiye'nin refahını vatandaşlarla paylaşmaya devam ettiklerini ifade eden Göktaş, Türkiye Aile Destek Programı kapsamında hanelere her ay düzenli destek sağladıklarını vurguladı. Göktaş, "Türkiye Aile Destek Programı ödemelerini Kurban Bayramı dolayısıyla önce çekerek, bugün itibarıyla hesaplara yatırıyoruz. Bu kapsamda hanelere toplam 4 milyar lira ödeme yapacağız." bilgisini paylaştı. Bu ay yapılacak ödemeyle, bugüne kadar hanelere 84,3 milyar lira destek sağladıklarını bildiren Bakan Göktaş, vatandaşlar arasında hiçbir ayrım yapmadan eşit ve adil hizmet prensibiyle toplumun tüm kesimlerine ulaştıklarını kaydetti. AİLE DESTEK ÖDEMESİ SORGULAMA Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hayata geçirilen aile destek ödemeleri her ay vatandaşların hesaplarına yatırılıyor. Vatandaşlar ödemelerin hesaplarına yatırılıp yatırılmadığını e-Devlet üzerinden kolayca sorgulayabiliyor.

TCMB Başkanı Karahan: Manşet enflasyon yılın geri kalanında her ay gerileyecektir

TCMB Başkanı Karahan: Manşet enflasyon yılın geri kalanında her ay gerileyecektir

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, "Dezenflasyon patikamıza göre haziran ayında başlayarak manşet enflasyon yılın geri kalanında her ay gerileyecektir." dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, "İklim Ekonomisi Sürdürülebilirlik Finansmanı Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın temel amacının fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek olduğunu anımsattı. Bu hedefe uygun olarak 2023 yılı haziran ayında bir parasal sıkılaşma döngüsüne başladıklarını ve fiyat istikrarını tesis etmek için bu süreçte takip edilecek dezenflasyon patikasını oluşturduklarını dile getirdi. Gelinen noktada dezenflasyon patikası için gerekli makroekonomik koşulların önemli ölçüde oluştuğunu düşündüklerini belirten Karahan, "2023 yılının ikinci yarısından itibaren büyümenin kompozisyonuna baktığımızda iç talep katkısının kademeli olarak azaldığını, net ihracat katkısınınsa, kademeli bir şekilde derin negatif seviyeden 2024 birinci çeyrek itibarıyla pozitife döndüğünü görüyoruz." ifadelerini kullandı. "ÜLKEMİZİN DIŞ DENGESİ DAHA SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR HALE GELMEKTEDİR" Karahan, "Öncü göstergelere ve kredi piyasası gelişmelerine baktığımızda talep koşullarındaki normalleşmenin yılın ikinci yarısında da güçlenerek devam edeceğini öngörüyoruz. Büyüme kompozisyonundaki değişim, beklentilerdeki iyileşme ve talep koşullarının normalleşmesiyle ülkemizin dış dengesi daha sürdürülebilir bir hale gelmektedir." diye konuştu. Mayıs 2023’te 57 milyar dolara yükselen 12 aylık cari açığın, mart ayı itibarıyla 30 milyar dolar seviyesine gerilediğini anlatan Karahan, "Mayıs ayı dış ticaret verileri de cari işlemler hesabındaki olumlu görünümün devam edeceği sinyalini net bir şekilde vermiştir. Cari dengedeki iyileşmeyle birlikte finansman ihtiyacı azalırken, ülkemizin yurt dışı finansman kaynaklarına erişimi önemli ölçüde kolaylaşmıştır. Böylece küresel finansal koşullardaki sıkılığa rağmen, ülke risk primimizdeki gerilemenin etkisiyle, bankalarımızın ve reel sektörümünün yurt dışı borç çevirme oranları artarken borçlanma maliyetleri azalmıştır." dedi. "TÜRK LİRASI TASARRUFLARA VE FİNANSAL VARLIKLARA YÖNELİM ARTTI" Son dönemdeyse, dezenflasyon patikasına olan güvenin artmasının Türk lirası tasarruflara ve finansal varlıklara yönelimi artırdığını dile getiren Karahan, şunları kaydetti: "Özellikle nisan ayı başından itibaren, Türk lirası mevduat payındaki artış hızlanmış ve artış bu kez Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarındaki çözülmenin yanında, döviz tevdiat hesaplarından kaynaklanmıştır. Türk lirasına artan taleple birlikte, geçen yıl ağustos ayında yüzde 31 seviyesine gerileyen Türk lirası mevduatların toplam mevduat içindeki payı, mayıs sonu itibarıyla yüzde 48 seviyesine ulaşmıştır. Aynı dönemde Kur Korumalı Mevduat bakiyesi tepe noktasından yarı yarıya gerilemiştir." Yurt dışı yatırımcıların da benzer şekilde Türk lirası varlıklara talebinin arttığını gördüklerini dile getiren Karahan, nisan ayı başından itibaren Türkiye’ye gelen portföy akımlarının, başta devlet iç borçlanma senetleri olmak üzere 10 milyar doları aştığını söyledi. "MERKEZ BANKAMIZIN NET DÖVİZ POZİSYONU SON İKİ AYDA YAKLAŞIK 70 MİLYAR DOLAR İYİLEŞTİ" Fatih Karahan, parasal sıkılaşma yapan birçok ülkede olduğu gibi sermaye akımlarının dezenflasyon ve finansal istikrar amaçlarına uygun bir şekilde yönetilmesini önemsediklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Son attığımız adımlar ile yurt içi ve dışı kaynaklı Türk lirası varlıklara talebin artması sonucunda ortaya çıkan likiditeyi çeşitli araçlar ile sterilize ederek finansal koşullardaki sıkılığı koruyoruz. Artan Türk lirası talebi ile birlikte rezervlerimiz 145 milyar doların üzerine çıkmış ve Merkez Bankamızın net döviz pozisyonu son iki ayda yaklaşık 70 milyar dolar iyileşmiştir. Bu durum Türk lirası varlıklara yönelik pozitif bir döngünün başladığını göstermektedir.

Türk lirası tasarrufların artması ve yatırımcıların Türk lirası finansal varlıkları tercih etmesi ile birlikte rezervlerimiz artmakta, rezervlerdeki artış Türk lirasına olan güveni pekiştirerek Türk lirası varlıklara geçişin devamını desteklemektedir.” "HAZİRAN AYINDA BAŞLAYARAK MANŞET ENFLASYON YILIN GERİ KALANINDA HER AY GERİLEYECEKTİR" TCMB Başkanı Karahan, mayıs ayı itibarıyla enflasyonun yıllık bazda yüzde 75,5 seviyesinde gerçekleştiğini anımsatarak, şunları söyledi: "Enflasyonun mayıs ayında en yüksek seviyesine ulaşacağını sonrasında da düşeceğini daha önceki iletişimlerimizde paylaşmıştık. Dezenflasyon patikamıza göre haziran ayında başlayarak manşet enflasyon, yılın geri kalanında her ay gerileyecektir. Baz etkileri nedeniyle yaz aylarında bu gerileme özellikle belirgin olacaktır. Ancak para politikası duruşumuzu belirlerken bizim takip ettiğimiz gösterge, aylık enflasyonun ana eğilimi olmaya devam edecektir. Mayıs ayı itibarıyla aylık enflasyonun ana eğiliminin yüzde 3 civarında olduğunu tahmin ediyoruz." "2026 YILINDA TEK HANELİ ENFLASYONA ULAŞACAĞIMIZI ÖNGÖRÜYORUZ" Enflasyon verilerine daha detaylı baktıklarında, finansal koşullar ile kur gelişmeleri ve beklentilerinin önemli olduğu dayanıklı mal gibi kalemlerde, aylık enflasyonun önemli ölçüde yavaşladığını ifade eden Karahan, şöyle konuştu: "Diğer taraftan hizmet enflasyonundaki katılık ve yüksek seyir, enflasyonist baskıları canlı tutmaktadır. Enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunu sürdüreceğiz. Sıkı duruşumuz ile birlikte yurt içi talepteki dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinin iyileşmesiyle ana eğilimin gerileyeceğini öngörüyoruz. Ana eğilimde beklenen bu gerileme ile birlikte enflasyon tahminlerimizi 2024 yılsonu için yüzde 38, 2025 yılsonu için yüzde 14 seviyesinde belirledik.” 2026 yılında, tek haneli enflasyona ulaşmayı ön gördüklerini kaydeden Karahan, şöyle devam etti: "Bunun uzun bir süreç olacağını biliyor ve aşağı ve yukarı yönlü riskleri değerlendiriyoruz. Özellikle belirtmek isterim ki enflasyon tahminlerimiz yalnızca tahmin değil, para politikası sıkılığını belirlerken kullandığımız ara hedef görevi görmektedir. Bu nedenle enflasyon gerçekleşmelerinin ve beklentilerinin tahmin patikamıza yakınsamasını dikkatle takip etmeye devam edecek ve enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir bozulma olması halinde, para politikası duruşumuzu sıkılaştıracağız.

Merkez Bankası olarak toplumsal refaha en büyük katkımızın fiyat istikrarını tesis etmek olduğunun bilinciyle hareket etmeye devam edeceğiz."

Rize'de ekmeğe yüzde 25 zam! 21 Haziran itibariyle geçerli

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın memleketi Rize'de 10 liradan satılan 250 gram ekmek, gelen yüzde 25'lik zam ile birlikte 21 Haziran'dan itibaren 12,5 TL'ye satılacak. EKMEĞE YÜZDE 25 ZAMRize Esnaf Sanatkarlar Odaları Birliği (RESOB), Fırıncılar Odasının zam talebini değerlendirdi. RESOB daha önce 10 TL'ye satılan 250 gram ekmeğin 21 Haziran'dan itibaren yüzde 25 zam ile 12,5 TL'ye satılmasına karar verdi. Esnaf Sanatkârlar Odaları Birliği başkanı Güven Aksoy, yaptığı açıklamada, şunları söyledi: "Rize’de 250 gramı 10 TL’den satılan yani kilogramı 40 TL olan ekmek fiyatının, 250 gramı 12,50 TL yani yüzde 25’lik zam ile kilogramı 50 TL olacak şekilde düzenlenmesi talebini Rize Fırıncılar Odası, Esnaf Sanatkârlar Odaları Birliğimize iletti. Rize Ticaret Sanayi İl Müdürlüğümüz, Tarım İl Müdürlüğümüz, Rize Belediyesi, ilçe belediyelerimiz, Rize Ticaret ve Sanayi Odası, ilçelerdeki Esnaf Odalarımız ve ilgili kurumlar davet edilerek katılım sağlayan kurumlarla birlikte gerekli komisyon çalışmalar yapıldı. İlgili bakanlığa yazışmalar yapıldıktan sonra talep edilen ekmek fiyatı Esnaf Odaları Birliğimiz tarafından 1 Haziran 2024’te uygulanmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlar ile odalarımıza gönderildi. Fiyat uygulama öncesi Rize Ticaret ve Sanayi Odası ile Rize Esnaf Odalar Birliği olarak Sayın Valimiz İhsan Selim Baydaş‘ı konu hakkında bilgilendirmek ve görüşlerini  almak için ziyarette bulunduk. Valimizin de 'oluru' alınarak yaklaşan Kurban Bayramı dolayısıyla ekmek zammının bayram sonrası 21 Haziran 2024 Cuma günü uygulanmasına karar verdik."

Aile Destek ödemesi alanlar dikkat! Bugün hesaplara yatırılıyor

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, tarafından yapılan açıklamaya göre, vatandaşlara her ay verilen destek ödemesi kurban bayramı nedeniyle erkene çekildi. Bakan Göktaş, vatandaşlarımızın refahını sağlamak için ödemelerin erkene çekildiğini duyurdu. Buna göre, Aile Destek Programı kapsamından destek allan vatandaşların ödemeleri bugün hesaplara geçecek AİLE DESTEK ÖDEMLERİ HESAPLARA GEÇİYORTürkiye Aile Destek Programı ödemeleri bugün hesaplara yatırılıyor. Bakan Göktaş, "İhtiyaç sahibi hanelerimize yönelik hayata geçirdiğimiz desteğimizle onların yanında olmayı sürdürüyoruz. Türkiye Aile Destek Programı ödemelerini Kurban Bayramı dolayısıyla önce çekerek, bugün itibarıyla hesaplara yatırıyoruz. Bu kapsamda hanelere toplam 4 milyar TL ödeme yapacağız" diye konuştu.PROGRAM KAPSAMINDA 84,3 MİLYAR TL HESAPLARA GEÇİRİLDİBakan Mahinur Özdemir Göktaş, “Bu kapsamda sosyal yardımlarımızı bütüncül bir şekilde uyguluyoruz. Vatandaşlarımız arasında hiçbir ayrım yapmadan eşit ve adil hizmet prensibiyle toplumun tüm kesimlerine arz odaklı ve erişilebilir hizmet ağımız ile ulaşıyoruz” diye konuştu.

İGA İstanbul Havalimanı'ndan çifte iş birliği

İGA İstanbul Havalimanı, “Çin Dostu Havalimanı” uygulamasını genişletme ve Çin ile uluslararası turizm faaliyetlerinin geliştirilmesi kapsamında Sichuan Havayolları ve Sichuan Havalimanları ile iş birliği anlaşmasına imza attı.

❌