Okuma görünümü

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.

Cumhurbaşkanı Erdoğan çağrı yapmıştı! TOGG'u zırhla kapladılar

Ankara’da Ostim Organize Sanayi Bölgesi’nde araç zırhlama işi ile uğraşan İsmail Eşsiz, yüksek tehditlere karşı geliştirdikleri araç zırhlama işlemini yerli ve milli yapım Togg’a uyguladı.

Araç zırhlama işlemine 23 yıl önce başladığını belirten İsmail Eşsiz, uyguladıkları gizli zırhlama sistemi ile her şartta ilerleyen ve performans kaybına uğramayan araçlar ürettiklerini söyledi.

100 milyar TL’lik tasarruf paketi için geri sayım! Vatandaşa nasıl yansır?

TOGG YÜKSEK TEHDİTLERE KARŞI ZIRHLANIYOR

Tam elektrikli otomobile zırh uygulama işlemini ilk kez Togg ile gerçekleştirdiklerini aktaran Eşsiz, “Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanımızın ‘Togg’u ne zaman zırhlayacağız’ diye sorduğu bir haberle karşılaşmıştım. Biz de oradan yola çıkarak başladık. İlk Togg’u BR4 seviyesinde zırhladık. Şimdiki aracımızı da BR6 seviyesinde uzun namlu silahlara, yüksek tehditlere karşı zırhlamayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Sıradaki Togg’u hafif malzemeler kullanılarak, araçta kabin içini 360 derece zırhla kaplayacaklarını ve alt tabanda bomba battaniyesi yerleştirilecek.
Zırhlama işlemi sonrasında Togg’un menzilinde gözle görülür bir değişiklik olmadığını dile getiren Eşsiz, BR4 seviyesi tabanca mermilerine karşı mukavemet gösterirken BR6 seviyesi de AK-47, G-3 Piyade Tüfeği gibi uzun namlu silahlara karşı dayanıklılık gösterdiğini kaydetti.

“SIRADAKİ TOGG’DA DAHA KALİTELİ VE PROFESYONEL OLACAK”

Togg’u ilk zırhlama sürecinin ortalama 45 gün sürdüğünü aktaran Eşsiz, “Bütün Ar-Ge çalışmalarımızı yaptık ve başarıya ulaştık. Sıradaki Togg’da daha kaliteli ve profesyonel olacak. Bu da ortalama 20 gün 25 gün civarında bitirmeyi planlıyoruz” dedi.

Yatırımcılar dikkat: Yıl sonunda dolar ne kadar olacak? Rakam verildi

İlk aracında tesliminden sonra Togg sahibi vatandaşların zırhlama işlemine taleplerinin arttığını dile getiren Eşsiz, “Şu anda sırada 6 tane aracımız var. Özellikle Togg bekleyen müşterilerimiz var. Onlara da hızlı bir şekilde yanıt vermeyi planlıyoruz” diye konuştu.

Göl kenarında hasadı erken başladı! Yağının litresi 12 bin euro

Yılda ortalama 30 ton civarında yapılan hasadın, sezonun erken başlaması nedeniyle bu sene 100 ton civarında olması bekleniyor. Yonca ve mısıra göre daha az su tüketen gül hem gölün kurumasını geciktirirken hem de bölge ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Ortalama 500 kilogram gülden 100-150 gram üretilen gül yağının litre fiyatının 10 ile 12 bin Euro olması bekleniyor.

Güller, göller, diyarı olarak anılan Burdur’da az bilinse de nesillerdir yapılan gül yetiştiriciliği birçok ailenin geçim kaynağı. Hasat zamanına kadar gözü gibi baktıkları gülleri toplayıp suyunu ve yağını çıkaran yetiştiriciler bunları ilaç ve kozmetik alanında kullanıma sunuyorlar. Normalde 15 Mayıs gibi başlayan gül hasadı bu sene iklim şartları nedeniyle 3 hafta erken başladığı için ortalama 30 ton civarında yapılan hasat miktarının bu yıl 3 katına çıkması bekleniyor.
Burdur Gölü kenarında yetiştirilen güller yonca ve mısıra göre daha az su tükettiği için ve gölün kuruyan bölgelerinde oluşan tozlaşmayı engellediği için çevre ve sağlığa büyük fayda sağlarken yapılan eko turizm ve ürün fiyatının yüksek olması nedeniyle de ekonomiye can veriyor.

Yıllar önce Burdur Gölü’nü kurtarmak amacıyla Lisinia Projesi’ni başlatan ve bölgede yetiştirdiği, lavanta, adaçayı ve gül gibi az su tüketen bitkilerle susuz tarımın yaygınlaşmasında öncülük eden Öztürk Sarıca, “2005 yılında Burdur’un Karakent köyünde göl kenarında başlattığımız Lisinia proje çalışmaları çerçevesinde özellikle vahşi sulamaya alternatif damlama sulama sistemi ile gül yetiştiriciliğine başladık. Her geçen yıl küresel ısınmanın etkileri yöremizde fazlasıyla hissedilmekte. O yüzdendir ki iki haftadan beri gül topluyoruz. Ama daha sadece güllerin yan tarafları ve büyük bir kısmı açmamış durumda. Dolayısıyla gül hasadı bu yıl neredeyse 45 güne kadar uzayacak. Tabii bu süreçte bakımları ve gerekli işlemler yapılmaya devam ediyor” dedi.

HASAT MİKTARI GEÇEN SENEYE GÖRE 2-3 KATINA ÇIKTI

Geçen yıla göre toplam hasat miktarının yaklaşık 2-3 katına çıktığını belirten Sarıca, “Geçen yılki almış olduğumuz 30 tonluk gül, bu yıl 100 tonlara çıkma durumunda ve bizim toplamda 30 litreye yakın bir gül yağı beklentimiz var. Tabii ki gül fiyatları bu yıl ne olur bilemiyorum ama geçen yıl 1 kilogram gül yağı 12 bin Euro’dan satılmaktaydı. Bu yıl ise yine 10 bin ile 12 bin Euro arasında bir fiyat beklentimiz var. Ama bu arz talep çekişmesi içinde bu fiyat belirlenmesi yapılacak tabii. Tahminimce fiyatlar bu sıralarda seyredecek” şeklinde konuştu.

"GÜL AZ SU TÜKETTİĞİ İÇİN HEM GÖLE KATKIMIZ VAR HEM DE EKO TURİZM İLE BÖLGE EKONOMİSİNE"

Göl kenarında yetiştirilen güllerin hem göle hem de ekonomiye büyük katkısının olduğunu söyleyen Sarıca, “Gül özellikle mısır ve yoncaya göre yüzde 75 oranında daha az su tüketen bir bitki. Dolayısıyla gül üretiminde hem göle katkımız hem doğaya katkımız hem de bölge ekonomisine çok ciddi anlamda katkımız oluyor. Bu anlamda özellikle yörenin zenginleşmesi, yöredeki gül kültürünün devam ettirilmesi konusunda biz gülle ilgili faaliyetlerimize devam ediyoruz. Gül tarım alanları son yıllarda artıyormuş gibi görünse de toplamda üretilen gül miktarında her geçen yıl bir miktar azalma var. Bu küresel ısınmanın etkilerinden kaynaklanan bir durum. Bu yüzden her geçen yıl Türkiye’nin ciddi bir yurtdışı satış kalemi olan gül yağının aynı miktarlarda üretilmesi için bir miktar daha dikimlerin yapılması gerekiyor. Bu konudaki çalışmalarımızda şu an devam etmekte. Aynı zamanda gül, yörenin bir kültürü olması yanında bir eko turizm aracı. Önümüzdeki yıllarda yörede eko turizmin ciddi anlamda canlanacağını düşünüyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımız şu anda bütün hızıyla devam ediyor. İlk gül turlarımızı geçen hafta itibari ile kabul etmeye başladık. Şu anda ilk gül turları için gelenler var, bu konuyla ilgili bağlantı yapmaya çalışanlar var. Geçen yıl sezon 15 Mayıs’ta başlamıştı, bu yıl ise çok daha erken, üç hafta erken gül sezonu açıldı. Şu an da gül turları için bekleyenler var. Önümüzdeki günlerde hızlı bir şekilde turlar devam edecektir ki son yıllarda biz özellikle gül turizminde yüzde yüzlere varan bir ivme yakalamış durumdayız. O yüzden ziyaret talepleri şu anda fazlasıyla artmış durumda” dedi.

500 KİLO GÜLDEN 100-150 GRAM YAĞ ELDE EDİYORUZ

Sabahın erken saatlerinde göl manzaralı tarlalarda başlayan hasat güllerin toplanmasının ardından gül yağı çıkarma tesislerinde devam ediyor. Tarlalardan getirilen güllerin hangi aşamalardan geçtiğini de anlatan Sarıca, “Tarlalardan gelen gülleri kazana doldurduktan sonra ortalama 500 kilogram oranında kazanlara gülü basıyoruz. Onun üzerine güllerin yanmaması için üzerine biraz su gezdirdikten sonra serpantinlere buhar vererek suyun kaynamasını sağlıyoruz. Su kaynadıktan sonra gülün içinden geçerken buharlar, yapısına gülün yağını da alarak bu şeklinde seperatöre geliyor. Seperatörde soğuk suyun dolaştığı borular var. Oralarda yoğunlaşarak aşağıdaki florentin kabına kadar iniyor. Florentin kabında üst kısımda yağ, alt kısımda da gül suyu birikiyor. Ortalama bir kazana 500 kilogram gül basabiliyoruz tabi bunlar büyük kazanlar. Yani gülün yağ verimine göre bir kazandan 100 ile 150 gram arasında bir gül yağı alabiliyoruz” dedi.

Gül yağı güzel kokusu, içinde barındırdığı vitaminler ve sakinleştirici ve ferahlatıcı özelliği nedeniyle kozmetikte, temizlikte ve aromaterapide, saç bakım ürünlerinde, cilt bakım ürünlerinde kullanılıyor.

Bakan Göktaş açıkladı! 4.8 milyar TL hesaplara yatırıldı

Mayıs ayına ilişkin yaşlı aylığı ve engelli aylıkları ile ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Göktaş, yaklaşık 2,6 milyar TL tutarında yaşlı aylığı ve yaklaşık 2,2 milyar TL engelli aylıklarını hak sahiplerinin hesaplarına yatırdıklarını duyurdu.

Engelli ve yaşlı vatandaşlara yönelik kapsayıcı ve düzenli sosyal yardım programları geliştirdiklerini vurgulayan Bakan Göktaş, “Engelli ve yaşlı vatandaşların toplumsal hayata tam ve etkin katılımları ile bağımsız şekilde yaşayabilmeleri için eğitimden sağlığa, ekonomiden sosyal hayata her alanda yanındayız. Bu doğrultuda Mayıs ayı için toplam 4,8 milyar TL tutarındaki yaşlı aylığı ve engelli aylıklarını hesaplara yatırdık” ifadelerini kullandı.

Bakan Uraloğlu'nun konvoyunda tasarruf tedbiri!

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu bazı ziyaret ve toplantılar için sabah saatlerinde Malatya'ya geldi.

Havaalanında il protokolü tarafından karşılanan Bakan Uraloğlu, daha sonra minibüs ile ilk ziyaret durağı olan Malatya valiliğine geçti. Tasarruf tedbirleri kapsamında bakan konvoyunda 3 minibüsün yer aldığı görüldü.

Uraloğlu'nu valilik önünde ise Vali Ersin Yazıcı, Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, AK Parti Malatya Milletvekilleri Bülent Tüfenkci, İhsan Koca ve İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, AK Parti İl Başkanı Namık Gören ve MHP İl Başkanı Gökhan Gök ile diğer protokol üyeleri karşıladı.

Valilik ziyaret defterini imzalayan Uraloğlu, daha sonra valilikte düzenlenen ve bakanlığa bağlı birimlerle ilçe belediye başkanlarının da katıldığı İl Koordinasyon Toplantısı'na katıldı.

Bakan Özhaseki açıklamıştı! Engellenen kentsel dönüşüm töreninin görüntüsü ortaya çıktı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Ankara'daki basın kuruluşlarının temsilcileriyle birlikte, 6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde en çok etkilenen Hatay'da geçen çarşamba incelemelerde bulundu.

Saha ziyaretleri yapan Bakan Özhaseki, depremde büyük yıkıma uğrayan Emek ve Aksaray mahallelerini kapsayan kentsel dönüşüm alanında da inceleme yaptı. Özhaseki, otobüsün içinde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, 2017 yılında, Emek ve Aksaray mahallelerindeki kentsel dönüşümün engellendiğini belirterek, şöyle dedi:

"Belli gruplar, kentsel dönüşüme engel oldular; kentsel dönüşümü yaptırmadılar. Yalvardık yakardık, epeyce rica ettik ama derdimizi anlatamadık. O protestocu gruplar hakim oldular ve bize kentsel dönüşümü yaptırmadılar. Ama burası çok riskli bir yerdi. Bırakıp gitmek zorunda kaldık. Haliyle zorla, vatandaş istemezse, karşı çıkıyorsa kavga ederek yapacak bir şey yok. Mecburen üzülerek ayrılmak durumunda kaldık. Üstelik de gece yarısına kadar oturdum burada, insanları ikna edebilmek için saatlerce dil döktüm. Ama depremde mahalle tamamıyla yerle bir oldu. Şimdi burada 5 bin 600 konuta başladık. Tamamının ihalesi yapıldı. Evler yükselmeye devam ediyor. Keşke öyle söylenmeseydi, mani olunmasaydı, ideolojik çatışmalara kurban gitmeseydi de bir tek vatandaşımızın, kardeşimizin burnu bile kanamasaydı. O dönemde başlatmış olsaydık, bunlar bitmişti, mis gibi evlerinde oturuyorlardı, depremde kimse ölmeyecekti. Şimdi burada bu acı hatırayla binlerce insanın öldüğü yerde inşaatlar yapmaya devam ediyoruz. Ama bedeli ağır oldu bu işin."

BELEDİYE BAŞKANI PROTESTO EDİLİNCE BAKAN DEVREYE GİRMİŞ

Bakan Özhaseki'nin anlattığı, 3 Kasım 2017'de 'Emek ve Aksaray Mahallesi Kentsel Dönüşüm Başlangıcı Yıkım Töreni'nde yaşanan olayların fotoğrafları ve görüntüsü ortaya çıktı. Törende Antakya Belediye Başkanı İsmail Kimyeci konuşurken, bir grubun tepki gösterdiği, yuhaladığı duyuldu. Tepkilerin sürmesi üzerine törende bulunan dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin araya girerek, hak sahipliği konusunda mağdur olduğunu ileri sürenleri ikna etmek için onlarla gruplar halinde görüştüğü görüldü. Bakan Özhaseki'nin, "Rızanız olmadığı sürece burada bir adım atılmayacaktır. Çözüm bulup, rızanızı almazsak çalışmalar duracak. Deprem aslında kaderimiz değil. İnsanları deprem öldürmüyor. Yaptığımız yapıların çürüklüğü, kötülüğü, dayanıksızlığı öldürüyor. Deprem geldiğinde en sevdiklerimizi, canlarımızı alıp götürüyor. 20 bine yakın kardeşimiz Marmara depreminde can verdi. Mal yerine geliyor. Yıkılan ev bir türlü yapılıyor. Ama giden canlarımız gelmiyor. Bizim, evlerimizi sağlıklı yapmamız lazım. Kentsel dönüşüm bir ihtiyaç. Ancak kentsel dönüşüm yapılırken dikkat etmemiz gerekenler var. Birtakım hesaplar yapılmış olabilir. Bu hesaplarda bazı kardeşlerimiz evlerinde oluyordur. Burada yerinde dönüşüm olacak, kimin evi yıkıldıysa ona ev verilecek. Kimse de mağdur edilmeyecek. Nüfusumuzun yüzde 71'i bu deprem bölgelerinde yaşıyor. 100 yıl içinde toplam 6 ve üzerindeki deprem sayısı 56. Neredeyse 2 senede bir 6-7-8 şiddetinde deprem oluyor" sözleri görüntüde yer aldı.

Bakan Özhaseki'nin, halkın itirazları üzerine hak sahipliği kriterlerinin yeniden belirleneceğine yönelik sözleri de yine görüntüye yansıdı. Bakan Özhaseki'nin, bölge halkını ikna etmeye çalışırken çekilen fotoğraflarla birlikte, o dönem, "Antakya ilçesinde Emek ve Aksaray mahallelerindeki kentsel dönüşüm çalışmalarını inceledik, hak sahibi vatandaşlarımızla bir araya geldik. Kentsel dönüşümde hiçbir vatandaşımız mağdur olmamalı. Bunun için de konuşmak, anlaşmak, anlayışlı olmak şart" paylaşımını yaptığı da ortaya çıktı.

2 BİN 100 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

Ancak geçen yıl 6 Şubat'ta meydana gelen depremde özellikle Emek Mahallesi'nde büyük yıkım yaşandı. 15 bin nüfuslu mahallede depremde 2 bin kişi hayatını kaybetti. Daha az yıkım olan 10 bin nüfuslu Aksaray Mahallesi'nde ise 100 kişi depremde yaşamını yitirdi. Hayatını kaybedenler arasında 2017'de planlanan kentsel dönüşüm alanında yaşayan, Bakan Özhaseki'nin ikna etmeye çalıştığı kişilerin de olduğu belirtildi.

Haberler: Tasarruf paketi nedir? 100 milyar TL’lik tasarruf paketi vatandaşa nasıl yansır?

Pazartesi günü kamuda tasarruf tedbirleri açıklanıyor. Tasarruf paketini Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı hazırladı. Tedbirlerle birlikte 100 milyar TL tasarruf hedefleniyor. Peki tasarruf önlemleri arasında neler olacak? Tedbirler vatandaşı nasıl etkiler?

Bu kapsamda mal ve hizmet alım ödeneklerinde yüzde 10, yatırım ödeneklerinde yüzde 15 kesinti, personel alımına sınırlama gibi düzenlemelerle 100 milyar liralık bir tasarruf hedefleniyor.

Kırtasiye, temsil, ağırlama, toplantı ve dış seyahat gibi cari giderler, öncelikli olarak kısılacak. Yurt dışı gezilere çok zorunlu olmadığı sürece gidilmeyecek. Zorunlu ise de kadro sınırlı tutulacak. Kurumlar eğitim ve buna benzer toplantılarını otellerde değil kendi tesislerinde, asgari harcama ile yapacak.

Gözler gri listede yabancılar tetikte

ARAÇ ALIMI VE KİRALAMAYA SINIRLAMA!

Bakanlıklar yeni bina yapamayacak ya da kiralayamayacak. Yeni araç alımı ve kiralanması ciddi oranda sınırlanacak. Personel alımı sınırlandırılacak. Farklı kurumlarda görevlendirme ile çalışan kamu personeli asli kurumlarına dönecek.

EKONOMİST DEVELİ CANLI YAYINDA DEĞERLENDİRDİ: OLUMLU ETKİLEYECEK

Konuyla ilgili detayları CNN Türk canlı yayınında açıklayan Ekonomist Prof. Dr. Abdulkadir Develi şu ifadeleri kullandı: “Kamuda bir sıkılaşmaya ihtiyaç var. Birinci olarak enflasyon sürecini desteklemesi, kamu harcamalarının azalması toplam talebi de azaltacağından dolayı enflasyon olumlu etkilenecektir. Diğer tarafta bütçe var. Depremin 105 milyar dolara ulaşan maliyetinin finansmanı gerekiyor. Bu finansmanın karşılanması noktasında maliye politikası etkin bir şekilde çalışırken, kamu tasarrufu ile gider ayağının da bu noktada düşürülmesi gerekiyor.

Otomotiv, kamu araçlarındaki alımlara sınırlamalar vs. Bunun çok daha geniş kapsamlı olacağını düşünüyoruz. Yarın bir açıklama yapılacak. Bina kiralamadan, araç alımından, yurt dışı seyahate, cari harcamalara kadar birçok alanı kapsayan düzenleme göreceğiz. Yıllık bazda 100 milyar TL’ye ulaşacak bir tasarruftan bahsediliyor.

Yatırımcılar dikkat: Yıl sonunda dolar ne kadar olacak? Rakam verildi

‘CDS NOTUNU DA OLUMLU ETKİLEYECEK’

Bütçe açığının kapanması önemli. Depremin getirmiş olduğu etkiyi görüyoruz. Türkiye’nin CDS notunu da olumlu etkileyecek bir adım olarak bunu nitelendirebiliriz.

VATANDAŞA NASIL YANSIR?

Bütçe açığının oluşmaması önemli. Bunun sembolik bir önemi var. Tasarruf yapılması noktasında vatandaşlarımızın tüketiminin rasyonelleşmesi noktasında adım attığı bir süreçte aynı zamanda kamudan da beklenen bir adım bu. Kamu harcamaları düştüğü zaman, tasarruf arttığı zaman gelir ve gider azalmış olacaktır. Bunun enflasyona pozitif etkisi olacaktır.

Kirası çok düşük olanlar dikkat: 'Tahliyeye itiraz hakkı yok!'

Sıkılaşmanın maliyeti büyümeden ödün vermektir. Büyümeden ne kadar ödün verilmeli? İstihdama katılma oranı ne düzeyde, işsizlikteki durum nedir? Büyüme ne oranda? En son açıklanan verilerde işsizlik oranının bir miktar daha gerilediğini görüyoruz. Sıkılaşmanın reel sektöre etkisinin tam olmadığı bir süreç var. İhracat ve döviz getirici faaliyetlerin olduğu bir büyüme modelinden bahsediyoruz. Bu daha sağlıklı olacaktır.

YARIN NE MESAJ VERİLECEK?

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Sayın Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in bu sunumu yapacak olması önemli. Bu piyasalara mesaj, uluslararası finans merkezlerine mesaj. Biz bu tasarrufu yapacağız, kamunun giderlerini düşüreceğiz, bu oldukça önemlidir.

Acaba ne kadarlık bir paket açıklanacak. 1 yılda ne kadarlık tasarruf bekliyoruz. 2025 yılında bu ne kadar daha devam edecek? Enflasyonu etkileme düzeyi ne olacak? Detayları yarın göreceğiz. Geniş kapsamlı bir düzenlemeyi yarın göreceğiz.”

Kiraz ihracatında 300 milyon dolarlık hedef

EYMSİB, Kemalpaşa'da 'Kiraz Hasat Şenliği' düzenledi. Şenliğe, Kiraz Hasat Şenliği'ne, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği'nin 'Üçüncü Kuşak Tarım Girişimciliği Eğitim Programı'nı tamamlayan gıda ve ziraat mühendisliği mezunu ya da öğrencisi gençlerde katıldı.

EİB Koordinatör Başkan Yardımcısı ve EYMSİB Başkanı Hayrettin Uçak, 2024 yılında kiraz ihracatından 300 milyon dolar döviz hedeflediklerini dile getirip, kiraz üreticilerine bereketli bir sezon diledi. Uçak, “Kirazda dünyada ihracatta ilk dört ülke arasındayız. Ege Bölgesi'nde; İzmir, Manisa, Afyon, Denizli ve Aydın illerinde yıllık 260 bin ton kiraz üretiyoruz. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı olan 2023 yılında 83 bin ton kiraz ihracatı karşılığı 215 milyon dolar ihracat yapmıştık. Kirazımızın Çin ve Hindistan gibi pazarlara ihraç edilebilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığımız, temaslarını sürdürüyor. İlgili ülkelerle anlaşma olduğu takdirde kirazda çok önemli bir aşama kaydetmiş olacağız" ifadelerini kullandı.

'KİRAZ İHRACATININ LİDERİ ALMANYA'

Türkiye'nin, 2023 yılında 215 milyon dolar kiraz ihraç ettiğini ifade eden Uçak sözlerini şöyle sürdürdü: “Almanya 95,5 milyon dolarlık Türk kirazı talebiyle zirvede yer aldı. Taze meyve sebze ihracatında Türkiye'nin lider pazarı Rusya Federasyonu, 2023'te 43,8 milyon dolarlık Türk kirazı talebiyle zirve ortağı oldu. Kiraz ihracatında üçüncü sırada 14,2 milyon dolarlık taleple Avusturya adını yazdırdı. Türkiye, 2023 yılında 55 ülkeye kiraz ihraç ederken, ilk 10'daki diğer ülkeler; İtalya, Norveç, Hollanda, Irak, Polonya, Bulgaristan ve İngiltere şeklinde sıralandı. Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz Projesi ve Akdeniz Meyve Sineğinden Arındırılmış Kiraz Üretimi Projesi ile Türkiye'nin kalıntısız kaliteli kiraz üretip ihraç etmesi için çabalıyoruz."

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE GIDA KAYIPLARINI ÖNLEMEYE ODAKLANDILAR

Öte yandan Üçüncü Kuşak Tarım Girişimciliği Eğitim Programı 2022 yılından sonra bu yıl ikinci kez düzenlenirken, katılımcılar sertifikaları ile buluştu. Sertifika törenine EYMSİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cengiz Balık, Halil Tolga İlkin, Umut Dilsiz, 2022'deki programda projesi birinci olan Ayça Uysal ve öğrenciler katıldı. Programın finali EİB'de gerçekleştirildi. 4 hafta süren kursa katılan, gıda mühendisliği ve ziraat mühendisliği öğrencisi ya da mezunu 82 genç, uzman isimlerden 4 hafta boyunca dersler alırken, işletme ve bahçe ziyaretleri yaptı. Programın son haftasında genç girişimciler Uçak ve Eğitmen hocalara sunumlarını gerçekleştirdi. Sunumlarda, gıda kayıplarının önlenmesi, tarım sektöründe su kullanımının verimli olması, gıda atıklarının geri kazanımı öne çıkan başlıklar oldu.

'GENÇLERDEN GIDA KAYIPLARINI AZALTAN, AKILLI TARIM PROJELERİ BEKLİYORUZ'

Uçak, yaptığı konuşmada “Sizler işinizi severek yaptığınız, ürettiğinizin kıymetini bildiğiniz sürece çok iyi yerlere geleceğinize inanıyorum. Sizlerin burada dillendirdiği projeleri yönetim kurulumuza da aktaracağız, belki sizleri tekrar sunum yapmaya toplantılarımıza davet edeceğiz. Sizlerden gıda kayıplarını azaltan, kalıntısız üretimi teşvik eden, akıllı tarım uygulamalarına önem veren, katma değerli üretime dönük projeler bekliyoruz. Aramızdaki bağı koparmadan her zaman yanınızda olduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyorum" diye konuştu.

Borsada yatırımcı sayısı yükselişe geçti

MKK'nın açıkladığı yatırımcı ve hesap sayılarına göre pay senedi yatırımcı sayısı 10 Mayıs ile sona eren haftada bir önceki haftaya göre 864 bin 6 kişi arttı.

Böylece pay senedi yatırımcı sayısı 7 milyon 706 bin 841 seviyesinden 8 milyon 570 bin 847'ye çıktı.

Aynı hafta pay senedi değeri ise 14,26 trilyon TL'den 14,28 trilyon TL'ye yükseldi.

Süper Loto talihlisi çekini aldı

83 milyon 9 bin 784 liralık ikramiye ise Aydın’ın Germencik ilçesinde oynanan kupona isabet etti. İnşaat işçisi olduğu öğrenilen talihli ise çekini teslim aldı. Kuponun oynandığı Milli Piyango bayisinin sahiplerinden Tahsin Pehlivan, “Daha önce iki büyük ikramiye bu bayiden oynan kuponlara isabet etti. 4 sene önce Kazı Kazan’dan kazandırmıştık. Bir hafta arayla vermiştik. Bu duyulunca satışlarımız da çok arttı. Talepler çoğaldı” diye konuştu.

‘Programa duyulan güven arttı’

Aksoy, en son 2016’da toplanan ve YOİKK’in özellikle uluslararası yatırımcılar açısından önemli bir mekanizması olan Yatırım Danışma Konseyi’nin tekrar toplanmasının uzun süredir beklediklerine vurgu yaparak, “Üyelerimizin küresel CEO’ları ile bir an önce iletişime geçerek buorganizasyona katılımlarını temin edeceğiz” dedi. - EKONOMİ SERVİSİ

Engelsiz yaşam için yenilikçi çözümler

Açıklamada şöyle denildi: “Engelli bireylerin hayatını kolaylaştıran projeleri odağına alan Türk Telekom, Telefon Kütüphanesi, Kitaplara Ses, Günışığı, Sesli Adımlar, Erişilebilir Tiyatro gibi projeleriyle engellilerin toplumsal hayata eşit katılımını destekliyor. Telefon Kütüphanesi ile kullanıcılar, romandan şiire, tarihten kişisel gelişime 50 farklı kategoride 3 binden fazla sesli kitaba erişiyor. Günışığı projesi, az gören çocukların erken müdahale eğitimleriyle görme yetilerini kullanabilmelerine ve eğitime devam etmelerine destek oluyor.Türk Telekom, ana destekçisi olduğu Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) görme ve işitme engelli sanatseverlerin etkinliklere katılımını artırmak hedefiyle sosyal sorumluluk projelerine devam ediyor.” - EKONOMİ SERVİSİ

‘Mühendis Kızlar’ İstanbul’da buluştu

Daha önce altı kez İstanbul’da buluşan Türkiye’nin Mühendis Kızlarına bu yıl dünyadan kız kardeşleri de katıldı. Geleceğin kadın mühendislerini bir araya getiren ‘Global Engineer Girls 2024 İstanbul Buluşması’ için Kosova, Kuzey Makedonya, Suudi Arabistan’dan ve Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelen mühendislik öğrencileri deneyimlerini paylaştı, ilham veren rol modelleri dinledi. Limak Vakfı ve Limak Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir’in ev sahipliğindeki etkinliğe Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Bakan Yardımcısı Leman Yenigün, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürü Süreyya Erkan ve Suudi Arabistan Krallığı’nın Ankara Büyükelçisi Fahad Assaad Abualnasr da katıldı. Ebru Özdemir, “Global Engineer Girls, göz bebeğimiz. Ailemiz her yıl daha da büyüyor” dedi.

‘Yapay zeka ve otomasyon gücünü birleştiriyoruz’

Zirvenin konuşmacıları ve panelistleri arasında Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı İlker Kuruöz, BSH Ev Aletleri Grubu Dijital Platform Hizmetleri Global Başkan Yardımcısı Berke Menekli, Akbank İnsan ve Kültür Genel Müdür Yardımcısı Pınar Anapa, Beko CIO’su Yekta Caymaz, Vodafone Türkiye Müşteri Operasyonları, Toptan Satış ve Strateji Genel Müdür Yardımcısı Levent Gemici ve Türkiye Finans Katılım Bankası Dijital Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Melis Tosun Arslan yer aldı. Zirvenin ana konuşmacısı olan İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, UiPath süreç madenciliği uygulamasının, bankanın operasyonel mükemmelliğini nasıl geliştirdiğine odaklanırken ayrıca UiPath’ın otomasyon ve yapay zekayı kullanması konusundaki başarılı yolculuğunu anlattı.

UiPath Türkiye, Yunanistan, Orta Asya ve Kafkasya Başkan Yardımcısı ve Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Cora, “UiPath İş Otomasyon Platformu, müşterilerimizin sürekli yenilik yapma ve bu teknolojilerle mümkün olanın sınırlarını zorlama motivasyonuyla yapay zeka ve otomasyonun gücünü birleştirerek gerçek kurumsal değer yaratıyor” dedi. Zirvede, dijital dönüşümün ilgi çekici hikayelerini dinlemenin çok ilham verici olduğunu belirten Cora, “İşletmelerde yapay zeka odaklı bir verimlilik paradigmasının eşiğinde duruyoruz ve Türkiye, yapay zeka ve otomasyon kullanımında dünya lideri” şeklinde konuştu. EKONOMİ SERVİSİ

Güçlü kaynakla yıla hızlı başladı

EKONOMİ SERVİSİ - İş Bankası, ilk çeyrek bilançosunu açıkladı. Buna göre, aktif büyüklüğünü Mart 2024 itibarıyla yıl sonuna göre yüzde 8,5 artırarak 2,6 trilyon TL seviyesine yükselten İş Bankası, kuruluşunun 100. yılında “Türkiye’nin en büyük özel bankası’’ olmaya devam etti.

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, ilk çeyrek finansal sonuçlara ilişkin değerlendirmesinde, “Ülkemize karşı sorumluluklarımızın bilinciyle 2024’te 100. kuruluş yıldönümümüzü kutlarken, yetkin insan kaynağımız, dinamik iş modelimiz, modern ve sağlam teknoloji altyapımız ile ikinci yüzyılımızda da ekonomiye kesintisiz destek vermeye devam edeceğiz. Sürdürülebilir ve uzun vadeli değer yaratmayı hedefleyerek eğitimden spora, bilimden çevre ve kültür-sanata katkı sunmayı sürdüreceğiz” dedi.

1.7 trilyon TL mevduat

Bankanın, mart sonu itibarıyla nakdi kredi hacmi 1,3 trilyon TL, gayrinakdi kredi hacmi ise 467,5 milyar TL’ye ulaşarak ekonomiye sağlanan toplam kaynak tutarı 1,7 trilyon TL oldu. Türk parası mevduat

hacmi Mart 2024 döneminde 837,2 milyar TL’ye ulaşırken, toplam mevduat hacmi de 1,7 trilyon TL’ye yükseldi.

Yılın ilk 3 ayında 14 milyar TL düzeyinde kar eden bankanın özkaynak büyüklüğü 275 milyar TL’ye ulaşırken, sermaye yeterliliği oranı ise yüzde 18,5 seviyesinde gerçekleşti.

İlk çeyrek gelişmeleri

İşBankası’nın ilk çeyrek finansal sonuçlarına ilişkin açıklamasında şu ifadelere de yer verildi:
“Öncü ve güçlü konumunu her alanda muhafaza eden İş Bankası, dünyanın önde gelen uluslararası marka değerleme ve strateji danışmanlığı kuruluşu Brand Finance tarafından açıklanan, bankacılık sektöründe en değerli markaların sıralandığı 2024 yılı “Banking 500” raporunda Türkiye’deki bankalar arasında ilk sırayı aldı. Sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarını da hız kesmeden sürdüren banka, finans dünyasının saygın yayın kuruluşlarından olan Global Finance’in “Sürdürülebilir Finans Ödülleri” değerlendirmesinde 2024 yılında Orta ve Doğu Avrupa’da “Toplumsal Kalkınmaya Destekte En İyi Banka” ödülüne layık görüldü. İş Bankası, yeşil dönüşüm ve çevresel sorumluluk alanında önemli bir adım daha atarak, halka arz yöntemiyle ihraç edilen ilk yeşil finansman bonosu olan “100. Yıl Bonosu”nu halka arz etti. Bankanın 100. kuruluş yıldönümü olan 26 Ağustos 2024 vadeli bu ihraçtan sağlanacak kaynak yeşil projelerin finansmanı için kullanılırken, ihraca katılan her bir yatırımcı adına da TEMA’ya bir fidan bağışlanacak. Banka ayrıca, TEMA Vakfı iş birliğiyle 81 İlde 81 Ormanprojesini yeniden başlattı.”

2024 yılı yaş çay alım fiyatı belli oldu

Tarım ve Orman Bakanlığı, 2024 yılı için kilogram başı yaş çay alım fiyatının 17 lira olduğunu açıkladı. Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, 2024 yılı yaş çay alım fiyatının kilogram başına 17 lira, üreticilere verilen destekleme bedelinin ise 2 lira olarak belirlendiği belirtilerek, "Böylece 2024 yılı yaş çay bedeli olarak üreticilerimizin eline kilogram başına 19 lira geçecektir. Hayırlı olsun” ifadelerine yer verildi.

2024 yılı yaş çay alım fiyatı kilogram başına 17 lira, üreticilerimize verilen destekleme bedeli ise 2 lira olarak belirlenmiştir.

Böylece 2024 yılı yaş çay bedeli olarak üreticilerimizin eline kilogram başına 19 lira geçecektir.

Hayırlı olsun. pic.twitter.com/0UmrYubuYs

— T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı (@TCTarim) May 11, 2024
Fındıkta rekolte tartışması
Bakan Yumaklı: 2023'te 212 ülkeye tarım ürünü ihraç ettik
'Bir kilogram balın üreticiye maliyeti 200 TL'den aşağı değil'

Fındıkta rekolte tartışması

Giresunlu fındık sanayicisi Mustafa Demirci yaptığı açıklamada, “Kanada’da 41. INC kongresi düzenlendi. Bu kongrede dünyadaki fındık üretiminin yüzde 58.19’unu karşılayan Türkiye hala birinci sırada yer alırken, 2024 yılı rekoltesi ise 785 bin ton olarak açıklandı. Ancak bu rekoltenin gerçeği yansıttığı şüphelidir. Çünkü yapılan rekolte çalışması karanfil sayımına göre yapılmıştır. Bilindiği gibi bu sene mevsim şartları nedeniyle tozlaşma yeterince olmadı ve açan fındık çiçekleri döllenemedi. Yine karanfil sayımından sonra zirai don riski geçmiş olsa da kuraklık ve sis nedeniyle kayıplar yaşandı. Zaten tozlaşma olmayan fındığın dökülmesi muhtemeldir. Bunları göz önünde bulunduracak olursak açıklanan rekolte yanıltıcı olabilir. Ayrıca geçen yıl Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda resmi kaynaklarca açıklanan rekolte sonradan revize edilerek 670 binlere düşürülmüştü. Yani bu INC’nin açıkladığı rekolte geçen yılın üzerinde görünüyor ve bunun imkanı yok” dedi.

"Yüksek fiyat politikası yerine, sabit fiyat politikası yürütülmelidir"

Uluslararası Kuru ve Kabuklu Meyveler Kongresi’nde açıklanan rekoltenin serbest piyasayı nasıl etkileyeceği yönünde de açıklamalarda bulunan Demirci, “Her yıl INC toplanarak bir rekolte açıklar ve bu rekolteye göre de serbest piyasalar yön bulur. Bu rekoltenin serbest piyasayı nasıl etkileyeceğini göreceğiz ancak ülkemizde her yıl verim düşerken, fındık üretiminde rakiplerimiz artarken biz hala yüksek fiyat politikasıyla hareket ediyoruz. Fındık üretiminde ülkemizin rakipleri olan ülkelerde her yıl fındık üretimi artmaktadır. Bugün dünyada fındık üreten diğer ülkelerin ellerinde fındık kalmazken bizim ülkemizde stok mevcuttur. Fındık ihracat gelirimiz döviz yüksekliğinden dolayı artmış görünürken, rakamsal bazda yüzde 20 düşüş yaşandı. Yani önceki yıla göre yüzde 20 daha az fındık sattık. Elimizde kalan bu fındık stoklarımızda duruyor. Bunun nedeni yüksek fiyat politikasıdır. TMO bile üreticiden 82.5 liraya aldığı fındığı 130 liradan piyasaya arz etti ama yüksek fiyat politikasından dolayı talep görmedi. Peki ne olacak 130 liraya satamadığı fındığı biraz daha elinde tutarsa mecburen yarı fiyatına yağlığa satmak zorunda kalacak. Bu da milli zarar anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bizim yüksek fiyat politikası yerine sabit fiyat politikasıyla hareket etmemiz gerekir. Üreticilerimize de az fındıkla çok kazanç elde etme düşüncesi yerine üretimi artırıcı destek verilmelidir. Bugün bölgemizde dönüm başına en fazla 70 kilogram fındık alınmaktadır oysaki bu verim 150-200 kilograma nasıl çıkartıla bilinir bunun çalışması yapılmalıdır. Bunun için ilgili bakanlık ülkemizdeki fındık paydaşlarını bir araya getirerek fındık şurası gerçekleştirmelidir” ifadelerini kullandı.

İpek böcekçiliği yeniden canlandırılıyor

Osmanlı döneminde yaygın yetiştirilen ve ticarette önemli bir role sahip olan ancak günümüzde unutulmaya yüz tutan ipek böcekçiliği mesleğini yeniden canlandırmak amacıyla Sason ilçesinde 100 aileye, yaklaşık 300 paket ipek böceği larvası dağıtıldı.

Sason'un Orta Mahallesi'nde atalarından gelen mesleği sürdürmeye çalıştıklarını belirten ipek böceği yetiştiricilerinden Hanifi Yıldırım, Sason’da unutulmaya yüz tutan ata mesleklerinden ipek böceği besiciliğini yeniden canlandırmak amacıyla ilçede 100 aileye 300 paket ipek böceği larvası dağıtıldığını söyledi. Koza birliği tarafından getirilen larvaları besicilere dağıttıklarını ifade eden Yıldırım, "Daha önce amcalarla da görmüştüm. Sürekli merak içindeydim. Nasıl beslendiğini bilmiyordum. Araştırdığımda bu işin bölgemizde yaygın olduğunu öğrendim. Bu mesleği bu bölgede tekrar canlandırmak ve unutulmaya yüz tutan bu işi bizden sonraki nesillere de aktarmak için tekrar bu işi yaygınlaştırmaya karar verdik. Destek verilmesi halinde ciddi bir kazancı olan bir meslektir" dedi.

"Biz, ipek böceği dağıtım merkezlerinden aldığımız larvaları besicilerimize dağıtıyoruz" diyen Yıldırım, "Yumurta halinde olan larvalar daha sonra tırtıla, ardından da kozaya dönüşüyor. İlk etapta yaklaşık 2 hafta dut yapraklarını kıyarak besliyoruz. Daha sonra yaprak boyutlarını büyüterek 35 gün gibi bir süre ipek böceklerinin beslenmesiyle böcekler koza haline geliyor. İpek böceklerinin 3 uyku evresi vardır. Bu uyku evrelerine dikkat edildiği takdirde iyi ürün elde edilebiliyor. Çok iyi bir kazancı vardır. Ortalama 3 paket besleyen bir aile, 40 günlük bir süre içerisinde 120 bin lira gibi bir gelir elde ediyor" şeklinde konuştu.

Bakan Yumaklı: 2023'te 212 ülkeye tarım ürünü ihraç ettik

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar ile Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu ve beraberindeki üyelerle Bakanlık'ta bir araya geldi. Ülkenin gıda arz güvenliğinin teminatı olarak gördükleri hububat, bakliyat ve yağlı tohumlu bitkiler sektörünün gelişiminin kıymetli ve stratejik olduğunu vurgulayan Bakan Yumaklı, bu nedenle sektör temsilcileriyle istişareye büyük önem verdiklerini söyledi. Geçen yıl tarımsal üretimle alakalı hem bitkisel, hayvansal, hem de su ürünleri konusunda adeta devrim niteliğinde düzenlemeler yaptıklarını ifade eden Yumaklı, "Bu düzenlemeleri sahaya aktarmak için çok yoğun bir mesai harcıyoruz. Bu yasal düzenlemelerin kabulünden itibaren teşkilat olarak bütün arkadaşlarımızın eğitimine, onların bu konuyu içselleştirmelerine ve doğru bir şekilde anlayıp anlatmalarına önem verdik. Kendimize bir takvim oluşturmuştuk. Bu takvim şu anda hali hazırda herhangi bir aksamaya meydan vermeden yürüyor. Bu, özellikle planlı tarımsal üretime geçilmesi, işlenmeyen arazilerin üretime kazandırılması, tarımsal üretim yapılan alanların kayıt altına alınması ve sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılmasıydı. Bu sayede özellikle tarımsal üretimde yeni normal dediğimiz birçok ana başlıktan oluşan hem iklim değişikliği hem de diğer hususlar konusunda bizim dayanıklılığımızı artıracak, daha fazla üretim yaparak, ilerleyen yıllarda gıda arz güvenliğine ilişkin herhangi bir problemin olmamasını sağlamak ve bunu garanti altına almak üzere çalışmaktı" dedi.

'SÖZLEŞMELİ ÜRETİM ANA UNSURLARDAN BİR TANESİ'

Yumaklı, geçen yıl bitkisel üretimin 137 milyon tona ulaştığını ve bunun da cumhuriyet tarihinin rekoru olduğunu belirterek, "İnşallah bu çalışmalarımız tam manasıyla, sahaya yansıdığında bu rakamları çok daha yukarılara taşıyacağız. Elbette bu konular içerisinde sözleşmeli üretim sizleri de çok yakından ilgilendiren bir konu. Sözleşmeli üretimin, tarımsal üretimin planlanması konusunun ana unsurlarından bir tanesi olduğunu söylemem gerekir. Ülke genelinde yaygınlaşması, üretim kapasitesinin arttırılmasına yönelik çok önemli pozitif bir etki oluşturacak. Ben sizlerin bu konuya vereceğiniz desteği önemsiyorum. Bu dayanışma hem üretim hem de sektörün ana unsuru olarak sanayi kısmını da içinde alan bir bütün halinde hareket etmemizin yegane yolu sözleşme ile üretim" diye konuştu.Bakan Yumaklı, ülkenin yaklaşık 9 trilyon dolarlık bir ticaret hacminin döndüğü bir coğrafyada bulunduğunu aktararak, "Türkiye, Doğu Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika bölgesindeki en büyük tarımsal ürünlerin ihracatçısı ülkelerden birisi. 2023 yılında 212 ülke ve bölgeye 2 bin 200 çeşit tarım ürünü ihraç ederek yaklaşık 31 milyar dolarlık bir ihracat geliri elde etmiş durumdayız. Bunlar sizlerin başarınız. Bu tecrübeyi daha da etkin kullanmak gerekiyor. Bakanlık olarak bizler çok farklı vesilelerle sektörün farklı unsurlarıyla bir araya geliyoruz. Özellikle 9 farklı ülkeye tarım müşavirleri atadık. Ancak bu arkadaşlarımız sadece o ülkelerden sorumlu değil. Onlara hinterlantlar belirledik" dedi.Bakan Yumaklı, tarım müşavirleri başta olmak üzere Bakanlığın bütün birimlerinin ihracatçıların hizmeti için hazır olduğunu ifade ederek, "Elbette hububat, baklagiller ve yağlı tohumlu bitkiler sektöründe bizlere düşen önemli sorumlulukların farkındayız. Sektördeki gelişmeleri doğru bir şekilde analiz etmeye çalışıyoruz. Etkin politika ve strateji belirlemeye çalışıyoruz" şeklinde konuştu. (DHA)

Jaguar Land Rover’dan Borusan Otomotiv’e üç ödül

32 farklı ülkenin bağlı olduğu Avrupa Distribütörleri Bölgesinde yer alan büyük pazarlar arasında yapılan değerlendirmede distribütörlerin; satış, pazarlama, satış sonrası hizmetler, müşteri ilişkileri, bayi geliştirme ve eğitim fonksiyonlarında 50’ye yakın kritik başarı faktörünün ölçüldüğünü belirten Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik, “Üreticimizin gerçekleştirdiği değerlendirme sonuçlarında en yüksek puanı alarak En İyi Distribütör seçilmiş olmanın gururunu yaşıyoruz” dedi.

Tiftik, “Pazarlama ve satış alanlarında da bağlı olduğumuz bölge içerisinde en iyi performansa imza atmış olmamız ve çabalarımızın bu değerli ödüllerle teyit edilmesi bizler için ayrı bir mutluluk ve motivasyon kaynağı. Borusan Otomotiv Grubu olarak markalarımızın gerektirdiği üstün hizmet kalitemiz ve müşteri odaklı yaklaşımımızla aldığımız ödüller bizleri bir kez daha gururlandırmıştır. Emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma en içten teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.

Fiyatı arabalarla yarışan ‘Paşa’ satışa çıkarıldı

Kurban Bayramı'nın yaklaşmasıyla birlikte Sakarya’da kurbanlıklar görücüye çıkmaya başladı. Serdivan ilçesine bağlı Yazlık Mahallesi’nde büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan Barış Demir’in 4 yaşındaki ‘Paşa’ ismini verdiği tosunu 1 ton 600 kilograma ulaştı. Üç kuşaktır hayvancılık sektöründe olan Demir ailesi, Kurban Bayramı öncesinde 1 ton 600 kilogram ağırlığındaki tosunu 750 bin TL’den satışa çıkardı. Fiyatı adeta ikinci el otomobiller ile yarışan tosun, günlük yaklaşık 10 kilonun üzerinde buğday, arpa, mısır ve fabrika yemi tüketiyor.

Kirası çok düşük olanlar dikkat: 'Tahliyeye itiraz hakkı yok!'

“Tosunumuz kantara sığmıyor”

Sakarya’da üç kuşaktır hayvan yetiştiriciliği yaptıklarını belirten Barış Demir, “Üç kuşaktır hayvancılıkla uğraşıyoruz. Biz bu işi gerçekten severek yaptığımıza inanıyoruz ve arkamda gördüğünüz bin 600 kilogramlık tosun da bunu gösteriyor zaten. Hayvancılık sektörü giderek azalıyor. Bizim kuşağımızda bunu çok yapan da yok. Meşakkatli bir meslek, ilgi, alaka ve büyük bir çaba gerektiriyor. Büyük çabalar olunca da tabi bunun gibi sonuçlar alabiliyorsunuz. Büyütmek gerçekten zor, aynı evlat bir çocuk gibi kurbanlık hayvanların bakımları. Et fiyatları biraz pahalı olabilir, insanlar bu durumdan yakınabilir ama gerçekten bu işi yapmak zor ve maliyetli. Tosunumuz kantara sığmıyor, öyle bir problemimiz var. Kamyonetimize yükleyerek dışarıda bir kantarda tarttık ve bu işlem yaklaşık 5-6 saat sürdü. Kantar kilosunu gösterememe sebebimiz şuan bu. Nasip olursa alacak olan arkadaş, bunun kantar kilosunu görerek öyle alacak. Biz beraber yükleyip götüreceğiz, tartıp öyle teslim edeceğiz. Biz yaklaşık bir ay önce tarttığımızda bin 620 kilogramdı” dedi.

Galaya Melissa Vargas ve Zehra Güneş damgası! Ali Koç'tan transfer mesajı

“Ciddi bir emek harcandı”

Demir, “Ortalama bir araç ağırlığında olan kurbanlık tosunumuza biz de araba fiyatı istiyoruz. 750 bin TL’den satışa çıkartacağız nasip olursa. Daha hiç kimseye söylemedik biz bu hayvanı, göstermekte istemiyorduk. Nasibi olan kişi gelip bunu alacak, her nasip vaktini beklermiş, bu kurbanlığımız da nasibini bekliyor. Bizim daha önce bu ağırlıkta bir hayvanımız olmadı. Zaman dilimi çok fazla, biraz da para ile alakalı bir durum var. Kazanç durumunu göz ettiğimiz zaman iki yaşında biz bu hayvanı kesime gönderiyoruz veya kurbanlık olarak satıyoruz, bekleme süremiz olmuyor. Bu sefer böyle bir deneme şansımız oldu, ciddi bir emek harcandı. Göstermeme durumumuz şöyle; diğer hayvanlardan farklı olduğu için insanların buna bakış açısı farklı oluyor. Ülkemizde bu tarz hayvanlardan az sayıda var zaten” diye konuştu.

“Kurban Bayramı öncesinde satışa çıkardık”

Satışa çıkardıkları 1,6 tonluk tosunun 4 yaşına yaklaştığını ifade eden Barış Demir, “Hayvanımız 4 yaşına yakın. O kadar yıl beklemek kolay değil, maddi açıdan da beklemiyor kimse zaten. ‘Paşa’ ile 4 yıl geçirdik, bu heybette bir hayvanın bu kadar uslu olması bizi şaşırttı tabi. Daha küçük danalar bile yerinde durmuyor ama ‘Paşa’ mülayim ve mazlum bir hayvan, bizi hiç yormadı. Kurban Bayramı öncesinde satışa çıkardık, nasibi varsa zaten satılacak ama satılmazsa biz 1-2 yıl daha buna bakarız” şeklinde konuştu.

Sezonluk ev kiraları yüzde 80 arttı

Yaz sezonunun başlamasıyla otellerin yanı sıra mayıs ve eylül aylarını da kapsayan tatil sezonunda kiralanan daire ve müstakil evlere olan talep, fiyatlarda yüzde seksenlere kadar artış yaşanmasına sebep oldu. Yerli ve yabancı turistlerin gözde tatil yerlerinden birisi olan Yeni Foça’da ikamet eden esnaf Bahadır Ölmez, “Yaz aylarında talep çok olduğu için aylık olarak sezonluk ev kiraları 50 bin liradan başlıyor, 150 bin liraya kadar çıkıyor. Pandemiden sonra Foça ya talep çok arttı. Kış sezonunda da kiralar yüksek ama yaz sezonu girince daha da artış oluyor” dedi.

“Artık 100 gün altı kiralama yapılamıyor”

“Özellikle yazlık evlerin yoğun olmasından dolayı sezonluk kiralamalar hareketlenmeye başladı” diyen gayrimenkul danışmanı Aytaç Candan, “Örnek verecek olursam; geçen sene 17 bin 500 TL’ye kiraya verdiğimiz kiralık dairelerden, 2024 yılında 30 bin TL istemekteyiz. Yine başka bir örnek verecek olursam; geçen sene villa olarak kiraladığımız yerlerin aylık kirası 45 bin TL iken, bu sene 80 bin TL oldu. Ortalama olarak yüzde seksen bir fiyat artışı oluştu. Ayıraca buradan ev sahiplerimizi de uyarmak istiyorum, artık 100 gün altı kiralama yapılamıyor” ifadelerini kullandı.

“100 gün üstünde olan kiralamalara emlakçılar aracılık yapacak”

Gayrimenkul danışmanı Ender Sındırgılıoğlu ise “Geçen seneden bu yana ciddi fiyat artışı oldu. Geçen yıl 10 bin TL’den verdiğimiz 2+1 dairenin fiyatı şu anda 20 bin TL'den başlıyor. Sezonluk olarak kiraya verdiğimizde aylık kira bedeli 50 bin TL den başlamaktadır. 1 Ocak 2024’ten itibaren geçerli olan kısa dönemli kiralama yönetmeliğine göre 100 gün altında olan kiralamalarda turizm acenteleri aracılık yapmaktadır. 100 gün üstünde olan kiralamalara emlakçılar aracılık yapacak. Kısa dönemli kiralama yapacak vatandaşlarımız Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda kayıt altına almaları gerekmektedir” diye konuştu.

TÜRASAŞ’tan TCDD’ye 27 adet yük vagonu

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Eskişehir’de yerli ve milli imkanlarla üretilen vagonların TCDD Taşımacılık bünyesinde ağırlıklı olarak yük taşımacılığında kullanılacağı belirtilirken, 1 vagonun 2 adet 40 ayak konteyner yükleme ve toplam 108 tona kadar yük taşıma kapasitesine sahip olarak üretildiği ifade edildi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin yerli ve milli vagon üretiminin lojistik açıdan önemli bir atılım olduğunu vurguladı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına bağlı TÜRASAŞ Genel Müdürlüğü tarafından üretilen 27 adet konteyner vagonları TCDD Taşımacılık Genel Müdürlüğü’ne teslim edildi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii Anonim Şirketi (TÜRASAŞ) tarafından Eskişehir’de yerli ve milli imkanlar ile üretilen ve ağırlıklı olarak konteyner taşımacılığında kullanılacak vagonların 2 adet 40 ayak konteyner yükleme ve toplam 108 tona kadar yük taşıma kapasitesine sahip olduğu belirtildi.

“BİR YILDA 200 ADET VAGON ÜRETİLECEK”

Söz konusu vagonların uluslararası kullanıma olanak sağlayan TSI (Karşılıklı İşletilebilirlik Teknik Şartnameleri) standartlarına uygun şekilde imal edilerek tescili yapıldığının altı çizilen açıklamada, bu vagonlardan yıl içerisinde toplam 200 adet üretilmesinin planlandığı belirtildi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“2025 yılında 200, 2026 yılı içerişinde de 480 adet üretilecek. Sgggrs(yük taşıma vagonu) olarak rumuzlandırılan vagonlar demiryolu taşımacılığında yurt içi ve yurtdışında oldukça talep görmektedir. Tasarımından üretimine tamamen yerli ve milli olarak üretilen vagonlar, kombine yük taşımacılığında yüksek yük taşıma kapasitesi ve aktarma kolaylığı nedeniyle tercih edilmektedir. Kısa tasarımı sayesinde bir tren dizisine daha fazla sayıda vagon bağlanabilmekte, böylelikle daha verimli tren işletmeciliği yapılabilmektedir. Yeni nesil konteyner vagonları daha fazla yük taşıma kapasitesi sayesinde ekonomik ve çevre dostu yanıyla ön plana çıkacak.”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin yerli ve milli vagon üretiminin lojistik açıdan önemli bir atılım olduğunun altı çizerek, “Ulusal ve uluslararası yük taşımacılığında vagon üretimi yapan bir ülke olarak çevre dostu ve ekonomik vagonlarımız ile lojistik sektörüne yeni bir soluk getiriyoruz. Yerli ve milli vagonlarımız Türkiye’nin yükünü taşıyacak” dedi.

'Bir kilogram balın üreticiye maliyeti 200 TL'den aşağı değil'

Türkiye'nin bir çok alanda üretim merkezi olan Mersin'de arıcılar bal üretimi için kovanlarını doğaya çıkarttı. Yaklaşık 2 aydır kovanlarını baharın yaşandığı bölgelere taşıyarak üretime geçen arıcılar hasada hazırlanıyor. Çiçek balının hasat öncesinde uyarıda bulunan arıcılar, bazı marketlerde bal adı altına ucuza satılan ürünlerin glikozla yapay olarak yapıldığını ve bal olmadığına değinerek vatandaşları bilgilendirdi. Mesleklerinin kanaya yarası haline gelen durumla ilgili konuşan Mersin Arıcılar Birliği Başkanı Adem Kurt, " Ne yazık ki biz raflarda 850 gram ile 1 kilogram arasında bal adı altında ürünler 49-50 TL'ye satıldığını görüyoruz. Bunların bal ile hiç bir alakası yoktur. Bu sene balın üreticiye maliyeti 200 TL'nin altında değil" dedi.

Arıcılar olarak şuan da üretim için sahada aralıksız olarak faaliyetlerine devam ettiğine değinen Mersin Arıcılar Birliği Başkanı Adem Kurt, bu sene sezondan da umutlu olduklarını kaydetti.

Ciddi anlamda kanaya yaralarının ve üretim şevklerini kıran bal adı altında glikoz ile üretilen ürünler olduğu konusunda uyarıda bulunan Başkan Kurt, gelecekte bu durumun mesleklerinin önüne geçebileceğini ve arıcılığın yok olmasıyla karşı karşıya kalınabileceğini ifade etti.

"Arıcılığı tehdit ediyor, tüketicinin sağlığıyla oynuyor"

"Ne yazık ki raflarda bal adı altında satılan arıcılık ve balla hiç alakası olmayan ürünler var" diyen Kurt," Bunlar tamamen hiç bir arı görmeden fabrika ortamında glikoz olarak tabir ettiğimiz ürünlerin içine aromatik madde konularak yapay olarak elde ediliyor. Hiç bir şekilde arıyla alakası yoktur. Bununla ilgili bakanlığımız önlemler almaya çalışıyor ama yeterli değil. Biraz daha acil ve caydırıcı cezaların olduğu bir döneme geçilmesi gerekiyor. Bunlar hem arıcılığı tehdit ediyor hem de tüketicinin sağlığıyla oynuyor" ifadelerini kullandı.

"300 TL altında satılan ürünün balla alakası yoktur"

Sadece balın kavanoza dolum maliyetinin 25-30 TL aralığında olduğuna vurgu yapan Kurt ," Ne yazık ki biz raflarda 850 gram ile 1 kilogram arasında bal adı altında ürünler 49-50 TL'ye satıldığını görüyoruz. Bunların bal ile hiç bir alakası yoktur. Biz 2023 yılında balın toptan maliyetini çıkardık. O tarihte 125-130 TL bandında bir üretim maliyeti çıkarmıştık. Bu sene 1 kilogram balın üreticiye maliyeti 200 TL'den aşağı değildir. Piyasada 300 TL altında satılıyorsa bunun gerçek balla hiç bir alakası yoktur. Tüketicilerimize tavsiyemiz gerçek bal alacaklarsa mutlaka üretici birlikleri ve üreticiler üzerinden ulaşmalarını tavsiye ederim. Aldıkları ürünün nereden geldiğini kesinlikle araştırmaları lazım. Bir çok bal adı altına marka oluşturulmuş, ambalaj yapmış ve bunu marketler üzerinden satış yapan isimler mevcut. Bunların bir çoğu bal değildir, bu da sektörümüzün kanayan yarasıdır" diye konuştu.

Anneler Günü mesaisi başladı

Bursa'da çiçekçiler bir hafta öncesinden Anneler Günü hazırlıklarını tamamladı. Anneler Günü'nde çok sık tercih edilen bahar çiçekleri 200 lira ile bin lira arasında seyredecek. Buketler ise 350 ila 500 lira arasında satış fiyatı ile tezgahları süsleyecek. Bahar çiçeklerinin üretim maliyetinin kış aylarına göre daha düşük olduğunu belirten çiçekçiler bu yıl Anneler Günü'nden beklentilerinin geçtiğimiz yıla göre daha yüksek olduğunu ifade ettiler.

Rengarenk görünümleri ile bahar çiçekleri tezgahları süsledi

Anneler Günü'nün bahar aylarında kutlanması sebebiyle genellikle saksı çiçeklerinin tercih edildiğini kaydeden Mesut Tok, “Evli olanların 2 annesi, bekarların 1 annesi var. Anneler Günü öncesi birkaç gün önceden bize sipariş verir. Günü geldiği zaman sabah 8'de dağıtıma başlıyoruz, herkesin evine çiçeğini ulaştırıyoruz. Her yıl biraz daha yoğunluk oluyor. Anneler Günü Sevgililer Günü'nden daha yoğun olur. Çiçekler de kış aylarına oranla daha hesaplı olur. Çünkü bahar ayında bağda, bahçede yetiştiği için maliyeti daha hesaplı olur. Anneler Günü'nde genellikle saksı çiçekleri tercih ediyor ama buket alanlar da oluyor. Eskiden her annenin evinde çiçek köşesi varken şimdilerde pek bakamıyorlar, herkesin bir yoğunluğu var. Mevsim çiçeğinin buketi 350 ila 500 lira arasında seyrediyor. Saksı çiçeklerinde ise 200 liradan bin liraya kadar fiyat aralığı var. Bahar çiçekleri daha çok tercih ediliyor, kasımpatı, ortanca, papatya en çok tercih edilen çiçekler arasında” şeklinde konuştu.

❌