Okuma görünümü

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.

Bakan Bolat'tan İsrail'e ihracat iddialarına ilişkin açıklama

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz'ın yalan beyanlarına yönelik açıklamada bulundu. İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, Türkiye'nin İsrail'e yönelik kısıtlamaların çoğunu kaldırdığını iddia etmişti.

Bakan Bolat yaptığı açıklamada "İsrail Dışişleri Bakanı’nın açıklamaları kesinlikle hayal ürünü olup, gerçekle hiç bir ilgisi yoktur. İsrail ile ticaret konusunda hükümet olarak almış olduğumuz kararın arkasındayız. Bu karar geçerliliğini korumaktadır" dedi.

Bakan Bolat "İsrail’in Gazzeye yönelik saldırılarının durdurulması, kalıcı ateşkesin sağlanması ve Gazze’deki Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardımların kesintisiz olarak ulaştırılması konusundaki şartlarımız sağlanıncaya kadar, İsrail ile ticaretin durdurulması kararımız yürürlüktedir" açıklamasında bulundu.

İsrail Dışişleri Bakanı’nın açıklamaları kesinlikle hayal ürünü olup, gerçekle hiç bir ilgisi yoktur. İsrail ile ticaret konusunda hükümet olarak almış olduğumuz kararın arkasındayız. Bu karar geçerliliğini korumaktadır. İsrail’in Gazzeye yönelik saldırılarının durdurulması,…

— Prof. Dr. Ömer Bolat (@omerbolatTR) May 9, 2024

Haberler: Süper Loto'da 83 milyon 9 bin 784 TL'nin sahibi çekini aldı!

5 Mayıs Pazar günü gerçekleştirilen Süper Loto çekilişinde 6 bilerek 83 milyon 9 bin 784 TL’lik büyük ikramiyeyi kazanan talihli çekini teslim aldı. Aydın Germencik’ten oynayarak 6 bilen talihliye çekini; banka yetkilisi ve Sisal Şans yetkilisi teslim etti. 83 milyon 9 bin 784 TL tutarındaki büyük ikramiye 22, 24, 26, 27, 30, 59 sayılarına isabet etti.

“ÇIKAN İKRAMİYEYLE ÇOCUKLARIM İÇİN GÜZEL BİR GELECEK HAYALİ KURUYORUM”

İnşaat işçisi olduğu öğrenilen talihli, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Aslında düzenli olarak Çılgın Sayısal Loto oynuyorum. Yaklaşık 3-4 ay önce bayiye gittiğimde Süper Loto ikramiyesinin de bir hayli yüksek olduğunu gördüm ve Süper Loto da oynamaya başladım. İlk oynamaya başladığımda kendi belirlediğim numaralara ve biraz da makinaya oynatmıştım. En sonunda makinaya oynattığım numaralardan birine büyük ikramiye çıktı. İnşaat işçisi olarak çalışıyorum. Büyük ikramiyeyi kazandığım için çok mutluyum. Çıkan ikramiyeyle ailem ve özellikle çocuklarım için güzel bir gelecek hayali kuruyorum.”

Süper Loto'da 83 milyon 9 bin 784 TL'lik büyük ikramiye sahibini buldu

HAFTANIN ÜÇ GÜNÜ SAAT 21.30’DA ÇEKİLİYOR

Süper Loto; salı, perşembe ve pazar günleri olmak üzere haftanın üç günü 21.30’da çekiliyor. Süper Loto çekiliş sonuçları, çekilişin hemen ardından https://www.millipiyangoonline.com/super-loto/sonuclar adresinden yayınlanıyor.

SÜPER LOTO’NUN KURALLARI NEDİR?

Süper Loto, 1 ile 60 sayı arasından, 6 adet sayının bilinmesine dayanan bir oyundur. Süper Loto’da en az 2, en fazla 6 adet sayıyı doğru tahmin ederek farklı miktarlarda ikramiye kazanılır. Kazanma oranı oynanan kolon ve bilinen numara adedine göre değişir. Oyunseverler kolonları kendileri doldurabildiği gibi ayrıca sayıları doğrudan bayiye söyleyerek veya “Sen Seç” ile terminalden rastgele sayı seçtirerek de Süper Loto oynayabilir. Süper Loto’da her kolonun fiyatı 10 TL’dir. Süper Loto kurallarıyla ilgili ayrıntılı bilgi için: https://www.millipiyangoonline.com/super-loto/kurallar

Milli Piyango 19 Mayıs özel çekilişinde büyük ikramiye 80 milyon TL

TÜM ÇEKİLİŞLER CANLI YAYINLANIR

Tüm çekilişler, Şisal Şans’ın son teknolojiyi kullanarak oluşturulan teknik altyapısı ile noter huzurunda gerçekleştirilmekte ve canlı olarak yayınlanmaktadır. Dünya Piyango Birliği (World Lottery Association- WLA) tarafından verilen WLA-SCS:2020 (Level 2) Güvenlik Kontrol Standartı Sertifikasına ve TS ISO/IEC 27001:2013 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi Sertifikasına sahip olan kurum, en büyük önceliği şeffaflığa vermektedir.

Dünya Piyango Birliği Üyesi Firma tarafından üretilen son teknoloji ürünü yeni çekiliş makineleriyle kurulmuş olan ve ŞANS MERKEZİ adı verilen çekiliş stüdyosunda noter huzurunda düzenlenen çekilişler, www.millipiyangoonline.com sitesinden ve Milli Piyango TV Youtube kanalından canlı yayınlanmaktadır.

Türkiye iş ve inşaat makineleri sektörü, 2023 yılında 2,26 milyar dolar ihracat yaptı

İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği (İSDER) verilerine göre; istif makinaları sektöründe 2022 yılında 12 bin 921 adet istif makinası satılırken, bu rakam yüzde 21 oranında artarak 2023 yılında 15 bin 652 adede yükseldi. Sektörde 2022 yılında 627 milyon dolar tutarında ihracat yapılırken, sektörün bütünleyici alt sektörleri dâhil edildiğinde 2023 yılında ihracat yaklaşık olarak 1 milyar dolar seviyesine ulaştı. 2024 yılının Ocak-Mart döneminde sektörde ihracat, geçen yılın aynı dönem ile karşılaştırıldığında yüzde 4,8 oranında artarak yaklaşık 164 milyon dolar seviyelerine ulaştı.

MDER Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Akgün, yaptığı konuşmada, “Tarihinde ilk kez İstanbul’da düzenlenecek olan KOMATEK Fuarı’nın bu yıl en yüksek katılımcı sayısına ulaşmasını bekliyoruz. İstanbul’un uluslararası havalimanına sahip olması yurt dışı ziyaretçi sayısında da bir artış yaratacaktır. Bölgenin en güçlü fuarı olan KOMATEK Fuarı sayesinde ülkemizin ekonomisine her zaman olduğu gibi destek olacağımızın bilincindeyiz. Sektörümüzün mihenk taşı olan KOMATEK gibi fuarlar, güzel şehrimiz İstanbul’a ve ülkemize sağlayacağı doğrudan ve dolaylı potansiyel katkılar sebebiyle de bizler için oldukça büyük önem taşımaktadır” dedi.

Uluslararası fuarların, ülkelerin ve şehirlerin kalkınmasında, ticaretinde ve kültür alışverişinde çok önemli rol oynadığını vurgulayan Akgün, “İMDER olarak ana destekçi ve İSDER olarak destekçisi olduğumuz KOMATEK 2024 Fuarı, 29 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi’nde, ülkemizde bugüne kadar gerçekleştirilen en büyük fuar olarak 17. kez kapılarını ziyaretçilerine açacaktır. İstanbul, 16 milyon nüfusu ve tarihi konumuyla sadece Türkiye’nin değil, Kuzey Afrika, Orta Doğu, Balkanlar ve Türkî Cumhuriyetleri gibi birçok bölgenin en önemli sanayi yerleşimidir. Sektöre ait en son ürün ve teknolojilerin sergileneceği yerli ve yabancı sektör profesyonellerinin buluşma noktası olan KOMATEK 2024 17. Uluslararası İş ve İnşaat Makina, Teknoloji ve Aletleri İhtisas Fuarı’nın sektörümüze ve ülkemize hayırlı olmasını diliyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.Toplantıda sektörle ilgili gelişmeler hakkında da bilgi veren Akgün, 2023 yılında sektördeki firmaların önceki yıllara kıyasla yurt içi pazarda makine satışında rekor seviyelere ulaştıklarını belirterek, şunları kaydetti: “İş ve inşaat makinaları sektöründe, 2022 yılında yaklaşık 12 bin adet olan iş ve inşaat makinaları iç pazar satış rakamı 2023 yılında 15 bin adede çıktı. Bu yılın ilk çeyreğinde ise iş ve inşaat makinaları sektöründe iç pazarda 3 bin 336 adet makina satıldı. COVID-19 salgını döneminde biriken taleplerin karşılanması, deprem felaketinin ortaya çıkarmış olduğu ani makina ihtiyacı ile motor faz geçişi gibi sektörümüzün yeşil dönüşüme ayak uydurmasını sağlayacak değişiklikler, yani yeşil dönüşüm de makine satışlarının artışında etkili oldu. Sektörümüzü ulusal ve uluslararası etkinliklerde en iyi şekilde temsil ederek, iç pazardaki faaliyetlerimizi ve ihracatımızı güçlendirmek için gayret gösteremeye devam edeceğiz.”

Sektörün çatı kuruluşu İMDER’in kurulduğu yıldan bugüne kadar iş ve inşaat makinaları sektörünün büyümesine rehberlik ettiğini, Türk markasının gücünü ağır rekabet koşullarında her alanda göstermek için çalıştıklarını vurgulayan Akgün, “Türk iş ve inşaat makinaları sektörü olarak yurt içinden ve yurt dışından yoğun talepleri karşılamak için büyük çaba gösterdik. Artan taleplere üretim kapasitemizi, mesaimizi artırarak karşılık vermeye çalıştık. Sektördeki firmalar aynı zamanda ihracatta da rekor kırarak yaklaşık 2,26 milyar dolar ihracat yaptı” dedi.

Türkiye iş ve inşaat makinaları sektörünün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde öncelikli sektörler arasında ilk sıralarda bulunduğunu, ülke ekonomisine hem istihdam hem de yarattığı katma değerle büyük katkı sağladığının altını çizen Akgün, “Sektör olarak, küresel rekabette kendimizi kanıtlamamız, teknolojide ve inovasyonda gelişmemiz gerektiğinin farkındayız. Ayrıca yeşil ekonomi, yeşil enerji anlayışı kapsamında, sürdürülebilir ve temiz üretim teknolojilerini benimseyerek geleceğin makinalarına yatırım yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Merkez Bankası'nın rezervleri belli oldu

Merkez Bankası'nın rezervinde artış meydana geldi. Haftalık olarak açıklanan rezerv verilerine göre döviz rezervi 124 milyar 80 milyon 70 bin dolardan 126 milyar 855 milyon dolara yükseldi. Böylece bir haftada 2 milyar 774 milyon 930 bin dolarlık artış oluştu.

Altın rezervleri 57 milyar 707 milyon dolar oldu. Geçtiğimiz hafta bu tutar 59 milyar 113 milyon 180 bin dolar seviyesindeydi.

Döviz rezervleri ise 69 milyar 150 milyon dolar oldu. Geçtiğimiz hafta bu tutar 64 milyar 966 milyon 890 bin dolardı.

TCMB yıl sonu enflasyon tahminini açıkladı! Karahan'dan 500 TL'lik banknot açıklaması

KKM'de gerileme devam ediyor

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun verilerine göre Kur Korumalı Mevduat'ta gerileme devam ediyor. KKM bir haftada 2 trilyon 257 milyar 680 milyon liradan 2 trilyon 232 milyar 825 milyon liraya düştü. Bir haftada 24 milyar 855 milyon liralık düşüş yaşandı.

İTO Başkanı Avdagiç'ten ihracat ve kur riski açıklaması

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, enflasyon hedefleriyle ilgili değerlendirmede bulundu. İstanbul Ticaret Odası'ndan (İTO) yapılan yazılı açıklamaya göre Avdagiç, TCMB'nin 2024 yıl sonu TÜFE tahminini yüzde 36'dan yüzde 38'e çıkarmasını, "Merkez Bankası’nın yaptığı bu yukarı yönlü güncelleme ekonomik programın başarısına gölge düşürecek boyutta değildir. Bilakis, cari piyasa koşullarını eş zamanlı olarak programa ve hedeflere yansıtan bu dinamik ve tutarlı yaklaşım hem yurtiçi hem de uluslararası piyasada ekonomi programına olan güveni pekiştirecektir. Enflasyonun temmuz ayı ile birlikte baz etkisinin de desteğiyle zirve seviyesinden hızla geri çekilmesini bekliyoruz. Böylece Türkiye dezenflasyonist sürece girmiş olacaktır." diye konuştu.

“YENİ EKONOMİ PROGRAMINI YENİ BİR KALKINMA HİKAYESİNE DÖNÜŞTÜRMELİYİZ”

Enflasyonla mücadeleye dikkati çeken Avdagiç, enflasyonun baz etkisi ile yıllık bazda düşüyor olmasının önemli olmakla beraber, asıl takip edilmesi gereken verinin aylık enflasyon oranları olduğunu vurguladı. Avdagiç, “Önemle üzerinde durduğumuz bir husus da, daha evvel de ifade ettiğimiz gibi döviz kuru ile enflasyon arasındaki korelasyonun bozulmaması gerektiğidir. Enflasyonla mücadele çok önemli. Bu süreçte aynı zamanda ihracatçının rekabetçiliğini zora sokacak ve ithalatın cazibesini artıracak kur politikasının oluşturduğu riskleri de yakından takip etmek ve bu konuda da gerekli tedbirleri almak çok önemlidir.” değerlendirmesini yaptı.

"Yeni ekonomi programını yeni bir kalkınma hikayesine dönüştürmeliyiz" diyen Şekib Avdagiç, sürdürülebilir büyümeyi gerçekleştirmek için, 'yüksek teknolojiye dayalı üretim ve ihracat stratejileri geliştirmemizin' zorunlu hale geldiğini kaydetti.

“SON GELİŞMELER DE İYİMSER BEKLENTİLERİMİZİ ARTIRIYOR”

Avdagiç, "Biz Türkiye’nin, sadece rakamsal büyümeyi değil, gerçek refahı tesis edecek kalkınma hikâyesini yazacağına inanıyoruz" dedi.
Bu hikâyenin iki temel unsurunun, 'iyi yönetişim' ile 'kaynak-harcama dengesi' olduğuna inandıklarını kaydeden Şekib Avdagiç, "Bu kapsamda yatırım ortamını iyileştirecek iklimin tesisi, eğitim sisteminin yüksek teknolojili üretimi ve mesleki eğitimi güçlendirecek şekilde yeniden kurgulanması, rekabetçi üretimin desteklenmesi, denk bütçe ve hukuksal reformlar da son derece önemli başlıklar" diye konuştu.

Avdagiç, mevcut ekonomi programının iyi çalışmasının gelecek için iş dünyasını ümitlendirdiğini kaydetti. Avdagiç, "Son gelişmeler de iyimser beklentilerimizi artırıyor. Ayrıca uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen not artışları, enflasyonla mücadele ve finansal istikrar programına güveni teyit ediyor. Fitch Ratings’in ardından S&P de Türkiye’nin kredi notunu yükseltti. İlave olarak her iki kuruluşun değerlendirmesinde de görünümün “pozitif” olması, bir sonraki notun potansiyel olarak artışa işaret etmesi bakımından ayrıca önem taşıyor." değerlendirmesinde bulundu.

“TEMMUZ AYI İLE TÜRKİYE DEZENFLASYONİST SÜRECE GİRMİŞ OLACAKTIR”

Avdagiç, hem IMF hem de Dünya Bankası yetkililerinin “Türkiye’nin doğru yolda ilerlediği” yönündeki beyanlarının, programın uluslararası alanda da kabul gördüğünü ortaya koyduğunu belirtti. Avdagiç, şunları söyledi: "Bunları çok önemsiyoruz. Çünkü bize iki fayda sağlıyor: Birincisi Türkiye’nin ve Türk şirketlerin yurtdışı borçlanma maliyetini aşağı çekiyor. İkincisi de yabancı yatırımcı girişinde önemli bir katalizör işlevi görüyor. Bunlar bileşik kaplar gibi birbiriyle bağlantılı. Gerek yabancı sermaye girişi, gerekse dış kaynak maliyetindeki ucuzlama döviz kurundaki oynaklıkları da azaltacaktır."

Bakan Özhaseki'den kentsel dönüşüm çağrısı: Engel olmak isteyen kesimlere prim vermeyin

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, dün basın mensupları ile birlikte Kahramanmaraş merkezli depremlerde en çok etkilenen Hatay’daydı. Saha ziyaretleri yapan Bakan Özhaseki, Emek Aksaray Mahallesi'ndeki çalışma alanında da incelemelerde bulunmuştu. Bakan Mehmet Özhaseki, incelemeler sırasında 2017 yılında Emek-Aksaray Mahallesi'nde kentsel dönüşüm yapacakları zaman nasıl engellendiğine dair yaşadığı hikâyeyi medya temsilcilerine anlattığı videoyu, sosyal medya hesabından paylaştı.

“KAYBETTİĞİMİZ HER BİR VATANDAŞIMIZIN ACISINI YÜREĞİMİZİN EN DERİNİNDE HİSSEDİYORUZ”

Bakan Mehmet Özhaseki, paylaştığı videoya ilişkin yaptığı açıklamada, “Bir önceki bakanlık dönemimde, 2017 yılında, Emek Aksaray Mahallesi'ne kentsel dönüşüm yapmak için gittiğimde, belli gruplar kentsel dönüşüme engel oldular; kentsel dönüşümü yaptırmadılar. Maalesef ki 6 Şubat depremlerinde mahallemiz yıkıldı, canlarımızı yitirdik. Kaybettiğimiz her bir vatandaşımızın acısını yüreğimizin en derininde hissediyoruz. Rabbim mekânlarını cennet eylesin.” dedi.

“KENTSEL DÖNÜŞÜM ZORUNLULUKTUR”

Hatay temaslarından da bahseden Bakan Özhaseki, “Kentsel dönüşümde ülkemizin simgesi hâline gelen Emek Aksaray Mahallemizde sağlam ve güvenli evlerimizi hızla yapıyoruz. Basın camiamızın değerli mensuplarına da Emek Aksaray Mahallemizi, evlerimizi sahada anlattık. Yeni yuvalarımızı en kısa sürede tamamlayıp hemşehrilerimize teslim edeceğiz inşallah. Bu vesileyle vatandaşlarımızdan bir kere daha istirham ediyorum, kentsel dönüşüme engel olmak isteyen belli kesimlere prim vermeyin. Kentsel dönüşüm bir zorunluluktur.” ifadelerini kullandı.

TCMB yıl sonu enflasyon tahminini açıkladı! Karahan'dan 500 TL'lik banknot açıklaması

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, yılın ikinci enflasyon raporunu açıkladı. TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın açıklamaları şu şekilde: “Fiyatlama davranışlarını ve enflasyon beklentilerini yakından takip ediyoruz. Enflasyon hedeflerimizle uyumlu seviyelere gerileyene kadar sıkı para politikası duruşumuzu korumakta kararlıyız.

KÜRESEL GELİŞMELER

Küresel finansal koşullar büyümeyi baskılamaya devam etmektedir. Gerek ihracat ağırlıklı küresel büyüme görünümü gerekse öncü göstergeler küresel iktisadi faaliyette geçtiğimiz rapor dönemine göre hizmetler sektörü kaynaklı sınırlı bir iyileşmeye işaret etmektedir.

Küresel büyüme görünümü, jeopolitik riskler, finansal koşullar emtia üzerinde belirleyici olmaya devam etmektedir. Emtia fiyatlarında genele yayılan artışlar görülmektedir. Endüstriyel emtia fiyatlarında artışlar dikkat çekmektedir. Değerli metal ve petrol fiyatları bir önceki rapor dönemine kıyasla önemli ölçüde yükselmiştir. Enflasyon birçok ekonomide hedeflerin üzerinde kalmıştır.

Gelişmekte olan ekonomilerde manşet enflasyon bazı ülkelerde hedeflere yakın düzeyde gerilerken diğer ülkelerde hedeflerin belirgin şekilde üzerinde kalmıştır.

Yatırımcılar dikkat: Piyasada rüzgar tersine döndü! 4 ayda dikkat çeken kayıp

Gelişmiş ülke merkez bankalarının geçtiğimiz rapor dönemine göre daha geç ve daha yavaş faiz indirimine gideceklerine yönelik beklentiler güçlenmiştir.

Gelişmekte olan ülke merkez bankalarının faiz indiriminde daha temkinli olacaklarını değerlendiriyoruz.

MAKROEKONOMİK GELİŞMELER

2024 yılı ilk çeyreğinde yurt içi talepteki dirençli seyrin sürdüğünü görmekteyiz. Perakende satış ve ticaret satış endeksleri ile kart ile yapılan harcamalar ilk çeyrekte tüketimde ivmelenmeye işaret etmiştir.

‘KARTLA YAPILAN HARCAMALAR ZAYIFLADI’

Nisan ayında kartla yapılan harcamalar reel bazda zayıflarken imalat sanayii firmaların yurt içi sipariş beklentileri çeyrek bazda gerilemeye devam etmiştir.

Mart ayı itibarıyla açıklanmaya başlanan hizmet üretim endeks ilk çeyrekte nispeten yatay seyretmiştir. İlk çeyrekte artış gösteren PMI verileri nisan ayı itibarıyla ikinci çeyrekte ılımlı bir zayıflama işaret etmektedir.

‘DIŞ TİCARET DENGESİ İYİLEŞTİ’

2023 yılının ikinci yarısında reel olarak ihracat artarken ithalat azalmış, dış ticaret dengesi iyileşmiştir.

2024 yılı ikinci yarısında iç talepte zayıflama olacağını cari dengedeki iyleşmenin devam edeceğini öngörüyoruz.

ENFLASYON GELİŞMELERİ HAKKINDA

Tüketici enflasyon 2023 yılı son çeyreğinde ve 2024 yılı ocak ayında tahmin aralığının orta noktasına yakın seyretmişti. Yıllık enflasyon son dönemde yukarı yönlü seyir izlemiştir. Enflasyonun 2024 yılı ilk yarısında artmaya devam ettiğini öngördüğümüzü enflasyon raporunda paylaşmıştık.

Son 3 ayda enflasyonun öngörülerimizden yüksek bir seyir izlediğini görüyoruz.Küresel emtia fiyatları rapor döneminde enerji grubu öncülüğünde yükselmiştir. 3 aylık dönemde gıda fiyatlarında güçlü artışlar gerçekleşmiş, kırmızı et fiyatları bu gelişmede öne çıkmıştır. 12 ve 24 ay sonrası enflasyon beklentileri gerilerken yıl sonu beklentileri enflasyon raporu tahminlerinin üzerinde seyretmiştir.

Kira alt grubu öne çıkmıştır. Enflasyon görünümündeki bozulmayı dikkate alarak politika faizinde ekstra artış yaptığımızı hatırlatmak isterim.

Son dönemde hizmetler grubundaki fiyat artışlarının diğer gruplara kıyasla daha güçlü olduğunu görüyoruz. Hizmet sektörüne ait yayılım endeks tarihsel eğilimin üzerinde seyrederek fiyat artışlarının sektör geneline yayıldığını işaret etmektedir.

Kırmızı et olmak üzere gıda fiyatlarında yüksek artışlar lokanta ve otel fiyatlarını olumsuz etkilemektedir. Hizmet enflasyonu aylık bazda yavaşlamakla birlikte yüksek seyir izlemektedir.

KİRA FİYATLARI HAKKINDA

Türkiye’de hizmet enflasyondaki yüksek seyrin önemli bir bileşeni kiralardır. Konut piyasasındaki gelişmeleri öncü gösterge olarak yakından takip ediyoruz. Depremin yol açtığı arz talep dengesizlikleri konut fiyatlarında yüksek oranda artışa sebep olmuştu. Kiralara gecikmeli olarak yansımaktadır.

Konut fiyatlarının artış eğilimi tüketici enflasyon eğiliminin altında seyretmektedir. TCMB bünyesinde yapılan çalışmalar konut fiyatları değişiminin kira enflasyonunu aynı yönde etkilediğine işaret etmektedir. Konut fiyatlarındaki yavaşlamanın ilerleyen dönemde kira artışını sınırlayabileceğini değerlendiriyoruz.

Enflasyon beklentilerinin tahmin aralığına yakınsaması dezenflasyon açısından kritik önemdedir. Mevcut durumda beklentiler bir önceki enflasyon raporundaki enflasyon tahminimize 3 ay gecikme ile gelineceğine işaret etmektedir.

İkinci el ilanlarda patlama: ‘Yüksek faizden yararlanmak isteyen satışa geçti’

PARA POLİTİKASI HAKKINDA

2023 yılı Haziran ayında güçlü bir parasal sıkılaştırma sürecini başlattık. Politika faizini yüzde 8.5’ten yüzde 50 düzeyine çıkardık. Makroihtiyati politikaları uygulamaya devam ediyoruz. TL ihtiyaç ve ticari kredi büyümesini yüzde 2’ye düşürdük. Kredi kartı azami faiz oranlarını yükselttik.

Menkul kıymet tesis uygulamasını bugün itibarıyla sonlandırdık. Parasal aktarımın güçlenmesini sağladık. KKM kur farkı ödemelerinin yol açtığı likidite fazlasını sterilize ettik.

KREDİ FAİZİ VE MEVDUATLAR HAKKINDA

Mart ayındaki faiz artışı sonrasında ticari kredi faizi 14 puan, tüketici kredisi faizi 18 puan, mevduat faizi 15 puan artmıştır. Kredi faizlerinin geldiği seviye iç talebin dengelenmesine katkı verecektir. TL mevduat faizlerinin seviyesi sistemde TL mevduat payı artışını desteklemektedir.

Tüketici kredilerinin iç talepteki dengelenmeyi tesis edecek bir hızda seyretmesi kritik önemdedir. Attığımız sıkılaştırıcı adımlarla nisan ayında tüketici kredisi büyümesi zayıflayarak 2023 yılı son çeyrek ortalamasının altında gelmiştir.

‘KKM’NİN PAYI GERİLEDİ’

Bu adımlar sonrasında TL ticari kredi büyümesi gerilerken ,YP kredilerin arttığını gözlemliyoruz. Şubat ve mart aylarında YP mevduata yönelik güçlü talep mart ayında alınan kararlarla hızlı bir şekilde ortadan kalkmıştır. Nisan ayında TL mevduat 539 milyar TL artarken, YP mevduat ve KKM sırası ile 6.2 milyar dolar ve 19 milyar TL azalmıştır. Son 8 ayda TL mevduat payı yüzde 32’den yüzde 44’e yükselirken KKM’nin payı yüzde 26’dan yüzde 14’e gerilmiştir.

‘RİSK PRİMİ YENİDEN 300 BAZ PUANIN ALTINA GERİLEDİ’

Menkul kıymet tesisinin kaldırılması sağlıklı fiyat oluşumunu destekleyecektir. Türkiye’nin risk primindeki iyileşme yılbaşından itibaren yavaşlamıştır. Mart ayı içerisinde aldığımız kararlar ile sıkı para politikası duruşumuz pekiştirilmiş, uyguladığımız politikalar güven artmış ve rezerv görünümü iyileşmiştir. Bu gelişmelerle risk primi yeniden 300 baz puanın altına gerilemiştir.

Mart toplantısında yaptığımı ilave sıkılaştırma rezervlere olumlu yansımıştır. 22 Mart 26 nisan döneminde YP cinsinden mevduat 7 milyar dolar gerilerken TCMB taraflı swap bakiyesi önemli ölçüde azaltılmıştır. Bu dönemde swap hariç net rezerv 16.4 milyar dolar iyileşmiştir.

Swap hariç net rezervlere bugün itibarıyla baktığımız da ise son 2 haftada 18 milyar dolarlık iyileşme görmekteyiz. İlgili dönemde swap hariç net rezervler toplam 34 milyar dolar artmıştır.

ENFLASYON TAHMİNİ AÇIKLANDI

Gıda fiyatlarındaki görünümü göz önünde bulundurarak gıda fiyatları varsayımımızı 1 puan artırdık. Para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği esas alınmıştır.

2024 yıl sonu enflasyon tahminin yüzde 38’e çektik. 2025 ve 2026 tahminlerini sırası ile yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde koruduk. Orta vadede enflasyonun yüzde 5’te istikrar kazanmasını hedefliyoruz.

Olumsuz baz etkisi ile enflasyon mayıs ayında zirveye ulaşacaktır. Geçiş döneminin sonuna gelmiş olacağız. Para politikasındaki kararlı duruşumuz yurt içi talepte dengelenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme vasıtasıyla aylık enflasyon eğilimini düşürecektir. Yılın kalanında dezenflasyon döneminde gireceğiz.

Sıkı parasal duruşun sürdürülmesi ile enflasyonun ana eğilimindeki gerileme 2025 yılında devam edecektir. 2024 yılı tahmin güncellemesinin nedenlerine bakacak olursak yılın ilk çeyreğindeki makroekonomik gelişmelerin belirleyici olduğunu görüyoruz.

‘SIKI PARA POLİTİKASI DURUŞUNU SÜRDÜRECEĞİZ’

Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin düşüş sağlanana, enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunu sürdüreceğiz.

SORU CEVAP:

‘ENFLASYONDA ZİRVE YÜZDE 75-76 CİVARINDA OLACAK’

Zirveyi mayıs ayında göreceğiz. Şu anki hesaplamalarımıza göre baz etkisinin de etkisiyle, 25 metreküpün altındaki kullanımın ücretsiz olması sonlanacak. Bunların etkisiyle diğer fiyat gelişmelerini göz önünde bulundurduğumuzda enflasyonda zirvenin 75-76 civarında olacağını öngörüyoruz. Mayıs ayından itibaren düşmeye başlayacak.

Biz sene sonu itibarıyla ihtiyatlı duruşumuzu koruyarak 36 hedefine ulaşacağımızı düşünüyorduk. Talep daha güçlü gerçekleşti. Enflasyon görünümünde belirgin bozulma öngörülmesi halinde ilave sıkılaşma yapacağımızı söylüyorduk. Mart ayında 500 baz puan faiz artışı yaptık. Bunun talebe önemli ölçüde yansıyacağını düşünüyoruz. Enflasyonda 4 puana yakın bir bozulma söz konusu.

‘KUR HEDEFİMİZ YOK’

Kur şu seviye kalsın şeklinde hareket etmiyoruz. Esas amacımız dezenflasyon. Kur aşağı ya da yukarı yönlü hareket edebilir.

‘KKM 70 MİLYAR DOLARA İNDİ’

KKM ağustos itibarıyla 140 milyar dolardı, şu an 70 milyar dolar civarına indi.

500 VE BİN TL BANKNOT İDDİALARI VAR, BANKNOT ÇALIŞMASI VAR MI?

Tedavüldeki küpür kompozisyonu değişimlerini takip ediyoruz. İhtiyaç görülürse gerekli adımları atacağız.

ASGARİ ÜCRET HAKKINDA

Asgari ücret TCMB uhdesinde bir konu değil. Tavsiye verilmesi de söz konusu değil. Biz enflasyon tahminlerimizi yaparken, birtakım varsayımlarda bulunmak durumundayız. Belirlediğimiz hedefler var. Hizmet enflasyonunda emek yoğun bir sektör olduğumuz için hizmet enflasyonu üzerinde asgari ücretin etkisi söz konusu.

Tek asgari ücret artışı olacağı dillendirildiği için biz bunu varsaydık, bunun iletişimini yaptık. Ücret konusunda şu anda ücretlilerin yüksek enflasyondan dolayı erimesi söz konusu. Bizim birinci yapmamız gereken şey kalıcı şekilde fiyat istikrarını sağlamak. Enflasyonu düşürürsek zaten kalıcı refah artışı olacaktır. Ücretler enflasyonist olmayacak şekilde, sağlıklı bir şekilde artmaya devam edecektir.

KREDİ KARTI FAİZLERİNDE DÜZENLEME YAPILACAK MI?

Kredi kartı konusunda sadece azami faizler bizim düzenleme yetkimiz alanında. Diğer konularda bir şey yapmamız söz konusu değil. Faiz konusunda yakın dönemde bir ayarlama yaptık. Şu ana kadar gelen veriler bunun aslında harcamaların epey makulleştirdiğini söylüyor. İhtiyatlı duruş dedik. Tabi ki yakından takip ediyoruz. Her türlü kredi gelişmelerini yakından takip ediyoruz. Ne gerekiyorsa yaparız. Şu aşamada kredi kartı faizleri konusunda ek önleme ihtiyaç duyulacağını düşünmüyorum."

“İsrail’le ihracat ve ithalat işlemlerini durdurulmasını doğru buluyorum”

Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, basın mensuplarıyla bir araya geldiği toplantıda sanayi sektörünün ve sektör temsilcilerinin sorunlarına değindi.

Ardıç, vize sorunun bu sorunların başında geldiğini dile getirerek, yurt dışına ihracat yapmak isteyen sanayicilerin Avrupa’da vize engeline takıldığını dile getirdi. Ardıç, ürettikleri malları fuarlara gönderdiklerini fakat ürünlerle birlikte kendilerinin gitmek isteyince vize alamadıklarını söyleyerek, “2019 yılında çıkarılan yasa ile avukatlara yeşil pasaport verilmesinin önü açılmıştı. Gazetecilere yeşil pasaport verilmesi için yasa teklifi verildi. Eczacılara da verilmesi için Meclis’te çağrı yapıldı. Ama üreten, katma değer oluşturan, ülke ekonomisini ayakta tutan biz sanayiciler için, defaatle dile getirdiğimiz halde herhangi bir girişimde bulunulmamasını şaşkınla takip ediyoruz. Anlıyorum ki hiçbir siyasi partinin, ekonomi ile ihracat ile ilgili bir kaygısı yok. Bu sorun artık nihayete erdirilip bir çözüme kavuşturulmalı” ifadelerini kullandı.

“Konut alana değil, gerçek anlamda yatırım yapana vatandaşlık verilmeli”

Çok sayıda yabancının Türk vatandaşlığı almak için başvuru yaptığını dile getiren Ardıç, 400 bin dolar değerinde konut alan yabancıların Türk vatandaşlığı almaya hak kazandığını ve bu konutların 3 yılın ardından belirli bir kar oranıyla satılabildiğine işaret etti. TÜİK’in verilerine göre son 11 yılda yabancıların Türkiye’de aldığı konut sayısının yaklaşık 385 bin olduğu bilgisini de aktaran Ardıç, “Türkiye’den evi al, 3 yılın sonunda Türk vatandaşlığını cebine koy, sonra aldığın konutu birkaç misli fiyata sat. Hem ülkemize yaptığın yatırımı al götür, hem de aldığın Türk pasaportu ile Avrupa ülkelerine gidebilmek için vize başvurusunda bulun. Bizler de; üretim, ihracat için çabalayan ülkemizin sanayicileri de, “Avrupa neden bize vize vermiyor?” sorusuna cevap arayalım. Yabancıların ülkemize yatırım yoluyla vatandaşlık almalarına karşı değilim. Dünyanın pek çok ülkesinde, Amerika’da da bu yolla vatandaşlık veriliyor. Ama o ülkeye yapılan yatırım kalıcı olmalı; üretime, istihdama katkı sağlamalı. Yani konut alana değil, gerçek anlamda yatırım yapana, o yatırımı belirli bir süre koruyana, ülkenin ekonomisine katkı sağlayana vatandaşlık verilmeli” değerlendirmesinde bulundu.

“İhracatı kısıtlayarak tavuk eti fiyatların düşmesini beklemenin doğru olmadığını düşünüyorum”

Ticaret Bakanlığı’nın kanatlı et ihracatına yılsonuna kadar sınırlama getirdiğini de hatırlatan Ardıç, kanatlı et ihracatının aylık 10 bin tonu, yılsonuna kadar ise 80 bin tonu aşamayacağını belirtti. Bakanlığın tavuk eti fiyatlarındaki artışın, genel enflasyonun üzerinde olmasını sınırlamaya gerekçe olarak gösterdiğini ifade eden Ardıç, “Ülkemiz entegre tavuk üretim tesisleriyle önemli bir potansiyele sahip. Sektör son yıllarda ciddi anlamla gelişti ve Türkiye, dünyada en çok kanatlı eti ihraç eden 10 ülke arasında. Tavuk eti fiyatlarındaki artış, ne yazık ki üretim maliyetlerinden kaynaklanıyor. İhracatı kısıtlayarak fiyatların düşmesini beklemenin doğru olmadığını düşünüyorum. Üstelik ihracat kısıtlaması, sektörün uzun yıllar sonucu oluşturduğu yurt dışı pazarı kaybetmesine de neden olacaktır. Kanatlı eti ve ürünleri ihracatımızın yüzde 57’sini Irak’a, yüzde 10’a yakınını Çin’e yapıyoruz. İhracatçımızın kaybedeceği bu pazarlara, kısıtlama kalktığında yeniden girmesi hiç de kolay olmayacaktır. Çünkü o pazarlar başka ülkeler tarafından hemen doldurulacaktır. İhracat gelirimiz azalacaktır. Yurt dışı pazarı kaybedince doğal olarak üretim de düşecektir” açıklamasında bulundu.

“İsrail’le ihracat ve ithalat işlemlerini durdurulmasını doğru buluyorum fakat 1 aylık bir süre verilmeliydi”

İsrail’le ihracatın kısıtlanmasıyla ilgili açıklamalarda da bulunan Ardıç, Ticaret Bakanlığı tarafından önce 54 ürün grubunun İsrail’e ihracatını kısıtladığını ardından 2 Mayıs’ta da İsrail ile ihracat ve ithalat işlemleri tüm ürünlerini kapsayacak şekilde durdurulduğunu hatırlattı. Ardıç, acımasız bir sivil katliama neden olan İsrail’e ihracatın durdurulmasını doğru bulduğunu söyleyerek, “Ticaret Bakanlığımızın aldığı bu kararın son derece yerinde olduğunu belirtmek istiyorum. Ancak bu doğru karar iyi bir planlama ile alınmalıydı. İhracatçımızın, sanayicimizin en az zarar göreceği şekilde bir planlamaya gidilebilirdi. Karar bir gecede alındı. Siparişini almış, ürünü üretmiş, TIR’a, gemiye yükleme aşamasına gelmiş olan ihracatçımız sabah uyandığında ihracatın durdurulduğunu öğrendi. Sipariş üzerine hazırladığı o malı ne yapacağını şaşırdı. Çok da yüklü bir zarara uğradı. İsrail’in sivil katliamı 8 aydır devam ediyor. Keşke İsrail’e ihracat yasağı çok daha önce getirilseydi ama en azından açıklandığı tarihten itibaren 15 gün, 20 gün, bir ay bir süre verilseydi” şeklinde konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 10 yıllık bir çalışma sonucu hazırlandığını yeni müfredatı görüş ve önerilere açtığını dile getiren Ardıç, “Yeni müfredat toplamda 3 bin sayfayı aşıyor. Yapılan hesaplamaya göre ara vermeden metnin tamamını okursanız tam 75 saat sürüyor. Yani aralıksız okursanız 3 günden fazla. Her gün sabahtan akşama okusanız bile bir haftada bitirmez zor. Ama yeni müfredata ilişkin görüş ve öneri bildirmek için bir hafta süre tanındı. Müfredatın farklı bölümlerini yazanların bile tamamını okuduğunu düşünmüyorum. 10 yılda hazırlandığı söylenen, 3 bin sayfayı aşan bu yeni müfredat için en az bir yıl bir değerlendirme süresi verilmeliydi diye düşünüyorum. 10 yıl beklemişiz, bir yıl daha bekleyebilirdik” diye konuştu.

Ardıç son 20 yılda müfredatın birçok kez değiştiğini ve çözümün müfredat değişikliği olmadığını sözlerine ekleyerek, “Biz bu çocuklarımıza daha ortaokuldan, hatta ilkokuldan itibaren yeteneklerine, potansiyellerine göre eğitim vermeliyiz. Akademik bir başarı vaat etmeyen öğrenciyi, mesleki eğitime yönlendirmeliyiz. Onları kabiliyetine göre mesleki eğitime tabi tutarsak, gelecekte çok başarılı bir usta olabilir. Ama mevcut sistemde bizler sanayide nitelikli kalifiye eleman açığı yaşarken, usta olma potansiyeli olan çocuklarımızı 25 yaşına kadar eğitim sisteminde tutuyoruz, sonuçta da iyi bir usta yetiştirme şansını kaybederken, o gencimizi de diplomalı işsizler ordusuna katıyoruz. Yani her şeyden önce, öğrencilerimizin ilgi, yetenek ve potansiyellerine uygun okullarda eğitim görmesini sağlamalıyız. İlkokuldan itibaren çocuklarımızın kabiliyetinin hangi yönde olduğunu belirleyecek sistemi oluşturmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Gündemde yeni Anayasa tartışmaları var ama bu ekonomi sorununun önüne geçmemeli”

Ekonomideki sorunların sanayi sektörünü olumsuz etkilediğini de belirten Ardıç şu ifadeleri kullandı: “İlk çeyrekte kapanan şirket sayısı yüzde 27 artarken, tasfiye kararı alan şirket sayısı 7 bin 500’ü geçti. Mali yapısı bozulan 214 şirket de konkordato için mahkeme yolunu tuttu. TOBB’un yayınladığı Kurulan ve Kapanan Şirket İstatistikleri’ne göre, yılın ilk 3 ayında kurulan şirket sayısı, 2023’ün aynı dönemine göre yüzde 15,5 azalarak 29 bin 593 oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) EVDS sisteminde yayımlanan Takasbank verilerine göre, bir önceki ay karşılıksız çek adedi 8 bin 270 adet seviyesinde bulunurken, nisan ayında bu rakam yüzde 143 artarak 20 bin 98 adede yükseldi. Karşılıksız çek tutarı bir önceki aydaki 5,13 milyar TL'den 11,26 milyar TL'ye çıktı. Toplam ibraz edilen çek adedi bir önceki aydaki 654 bin 631 adetten 1 milyon 429 bin 514 adede, tutarı ise 284,5 milyar TL'den 506,6 milyar TL'ye yükseldi. Gündemde yeni Anayasa tartışmaları var ama bu tartışmaların ekonomi sorununun önüne geçmemesi gerekiyor. Önemli olan ekonomideki sorunların tartışılması."

Alanya'ya yılın ilk kruvaziyeri geldi

Limasol'dan hareket eden Bahama bayraklı 265 metre uzunluğundaki, 'Marella Discovery 2' adlı kruvaziyer sezonun ilk gemisi olarak sabah saatlerinde Alanya Limanı'na demirledi. Çoğunluğu İngiliz vatandaşı 1746 turist, 757 mürettebatın bulunduğu gemiden inenler ilçeyi gezintiye çıktı. Turistlerden bazıları alışveriş yaptı, bazıları da tarihi yerleri görmeye gitti. Kruvaziyerin saat 18.00'de Rodos Adası'na gitmek üzere Alanya Limanı'ndan hareket edeceği öğrenildi.

'DAHA İYİ YOLCU KAPASİTELİ GEMİ SEFERLERİ BEKLİYORUZ'

Yılın ilk kruvaziyerinin Alanya'ya gelmesiyle ilgili konuşan seyahat acentesi operasyon sorumlusu Barış Atay, bu sezon için 17- 18 gemi beklediklerini söyledi. Atay, "2024 sezonunun ilk gemisini karşıladık. Çoğunluğu İngiliz yolcuyla geldi. Arkanızda gördüğünüz geminin Alanya'ya yaklaşık 7 seferi var fakat toplamda bu sezon için 17- 18 gemi bekliyoruz. Gemi kapasitesinin yüzde 90'ı ile geldi. Yaklaşık 1700 yolcumuz var. 700 küsur da personelimiz var. Gayet güzel. Her şey olumlu. Herhangi bir sıkıntımız yok. Daha ileriki sezonlarda daha iyi yolcu kapasitesi ve gemi seferi bekliyoruz" dedi.

'BURAYA GELMEMDE GÜLER YÜZ ÖNEMLİ BİR ETKEN'

Gemide yolcu olarak bulunan İngiliz Turist Kim Taylforth, "Daha önce gemiyle Marmaris'e yanaşmıştık, çok memnun kalmıştım. Buraya yanaştığımızda gördüğüm çok hoşuma gitti. Güzel bir gün geçireceğimizi düşünüyoruz. Daha önce de Kuzey Kıbrıs'a gitmiştik. Türk insanları çok misafirperver ve sürekli gülüyorlar. Bu beni çok sevindiriyor. Buraya gelmemde de bu güler yüz önemli bir etken" diye konuştu. (DHA)

“Vize engeli lojistik sektörüne ivme kaybettiriyor”

ATO’nun 38 No’lu Nakliyeciler ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi ile Ulaştırma ve Lojistik Koordinasyonu Özel İhtisas Komisyonunun destekleriyle Atılım Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Öğrenci Topluluğu tarafından düzenlenen “LOGTECH Lojistik ve Teknoloji Çalıştayı”, ATO Meclis Salonu’nda yapıldı. ATO Başkanı Gürsel Baran, programın açılışında yaptığı konuşmada lojistik sektörünün gelişmesine yönelik çaba ve desteklere karşılık sektörün önünde engellerin de söz konusu olduğunu belirterek, bunların başında vize engelinin geldiğini söyledi. Baran, “Ülkemizin üyesi olduğu Gümrük Birliği malların serbest dolaşımını öngörüyorken, bu sürecin asli unsuru olan şoförler vize engeli yüzünden serbest dolaşamıyor. Ülkemizde 8 bine yakın lojistik firması ve 550 bin ticari yük taşıyan kamyon olduğu halde vize engeli yüzünden sadece 60 bin civarında kamyon yurtdışına çıkabiliyor. Lojistik sektörümüze ivme kaybettiren bu sorunun en kısa zamanda çözüme kavuşturulmasını temenni ediyorum” dedi.

E-ticaretin yükselişi sektörün önemini artırdı

Baran, son yıllarda küresel ekonomide ve uluslararası ticarette yaşanan değişim ve dönüşümün lojistik sektörüne de yansıdığını belirterek, “Sektör, teknolojiyle entegrasyon sayesinde köklü bir dönüşümden geçiyor. Lojistik firmaları, tedarik zinciri yönetimindeki yenilikleri ve teknolojik gelişmeleri takip ederek küresel ticaretin gelişimine katkı sağlıyor. Otomasyon, yapay zekâ, robotlar, nesnelerin interneti gibi yeni teknolojiler, lojistik süreçlerin daha verimli, şeffaf, sürdürülebilir ve daha düşük maliyetli hale gelmesine katkıda bulunuyor. E-ticaretin yükselişi, zaten önemli olan lojistik sektörünün daha da önem kazanmasına neden oldu” dedi.

“Küresel ekonominin can damarı, rekabetin kilidi”

Baran, malların üretimden tüketime kadar uzanan karmaşık yolculuğunun her aşamasında lojistik faaliyetlerinin yer aldığını belirterek, lojistik süreçlerinin verimli, güvenilir ve sürdürülebilir olmasının işletmelerin rekabet gücünü artırmak açısından kritik öneme sahip olduğunu söyledi. Baran, “Lojistik, küresel ekonominin can damarı olan kritik bir sektör” diye konuştu.

Lojistik sektörünün diğer sektörlerin canlanması ve rekabet gücünün artması açısından da önemli bir misyona sahip olduğunu kaydeden Baran, lojistik sektörünün günümüzde uluslararası rekabet açısından da kilit durumunda olduğunu söyledi.

“Dünyada 11’inci sıraya yerleşmiş durumdayız”

Baran, Asya ve Avrupa kıtalarını bir köprü gibi birbirine bağlayan Türkiye’nin coğrafi konumu dolayısıyla lojistik üssü olmaya aday olduğunu belirterek, “Doğu Avrupa, Orta Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarlarına kolay erişim imkanı Türkiye’nin bu alanda avantajlı olduğunu gösteriyor. Ülke olarak zaten 100 milyar dolarlık büyüklüğe sahip küresel lojistik pazarından yüzde 2,5 pay alarak, dünyada 11’inci sıraya yerleşmiş durumdayız” dedi.

Türkiye’nin uluslararası ticaretteki yarışa karşı coğrafi konumu ve üretim maliyeti avantajları ile rekabet edebilecek yenilikleri ve uygulamaları hayata geçirdiğini kaydeden Baran, “Ticaret Bakanlığımız, ihracat artışımızı desteklemek ve kolaylaştırmak için yurt dışı lojistik dağıtım ağlarının kurulmasını destekliyor. Bu kapsamda 2’si Amerika’da, 4’ü de Avrupa’da toplam 6 lojistik projesi onaylanmış durumda. Bakanlığımızın desteğiyle en kısa zamanda faaliyete geçecek. Bu ağlar, ihracatçılarımızın uluslararası tedarik ve dağıtım zincirlerine daha hızlı ve rekabetçi fiyatlarla nüfuz etmelerini temin edecek” diye konuştu.

Çalıştayın açılışında ATO Başkanı Gürsel Baran’ın yanı sıra Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Murat Korçak, Türkiye Bilişim Derneği Genel Başkan Yardımcısı Ceyda Süer, Atılım Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Hande Emin Benli de birer konuşma yaptı. Açılış konuşmalarının ardından iki oturumdan oluşan çalıştayda konuşmacılar lojistik ve teknoloji sektörüne dair konuları ele aldı.

Programa ATO Meclis Başkanı Mustafa Deryal, Meclis Başkan Yardımcısı Ali İhsan Özdemir, Nakliyeciler ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi ve Ulaştırma ve Lojistik Koordinasyonu Özel İhtisas Komisyonu üyeleri ile sektör temsilcileri katıldı.

HAVELSAN’ın BARKAN’ı UNIROBOTICS TRAKON LITE ile donatıldı

SYS Grubu şirketlerinden UNIROBOTICS, silahlı insansız araçlara yönelik başarılı çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Geçtiğimiz haftalarda, DEARSAN Tersanesi tarafından geliştirilen insansız deniz aracı SALVO’ya Milli Deniz Tipi TRAKON LITE Uzaktan Kumandalı Silah Sistemi (UKSS) entegre eden UNIROBOTICS, bu kez insansız kara aracı BARKAN’a entegre oldu.

HAVELSAN ortaklığında yürütülen BARKAN insansız kara araçları projesinde UNIROBOTICS, ileri teknolojilerle donatılmış TRAKON LITE UKSS’yi entegre etti. Repkon Defence’in 40 mm otomatik bomba atarının da eklenmesi ile birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), yeni bir akıllı sistemi daha envanterine kazandırmış oldu.

Savunma sanayiinde büyük atılım

“İNSANSIZ KARA ARAÇLARINDA DA KENDİMİZİ KANITLADIK”

UNIROBOTICS Genel Müdürü Ömür Baç, “Savunma sanayimiz insansız hava araçlarından sonra insansız kara araçlarında da doludizgin ilerliyor. Hem Vakıf şirketleri hem de özel şirketler tek başlarına ve ortaklı projeler yürüterek, çeşitli konseptlere uygun insansız kara araçlarını TSK başta olmak üzere tüm dost ve müttefik ülkelerin envanterine kalifiye edip sahaya sürüyorlar. Bunlardan bir tanesi de UNIROBOTICS TRAKON LITE ve REPKON 40 mm otomatik bomba atar ile donatılan HAVELSAN’ın geliştirmiş olduğu BARKAN İnsansız Kara Aracı oldu. Geçtiğimiz haftalarda da TRAKON LITE’ı, DEARSAN’ın üretmiş olduğu SALVO İnsansız Deniz Aracı üzerinde de görmüştük. Şimdi ise bambaşka bir konseptle yeni bir projeyi hayata geçirmenin mutluluğu ve gururunu yaşıyoruz. İnsansız sistemlerle hem ülkemizin dışa bağlılığını önemli ölçüde azaltırken hem de yüksek katma değeri ile ekonomimize ciddi bir kazanç sağlayacağımıza inanıyoruz. Bu ürünlerimizin çok yakında ihracat potansiyelleri ile de büyük bir katma değer yaratmasını hedefliyoruz” dedi.

KAAN ikinci kez gök vatanla buluştu

BARKAN 2023 YILINDA ENVANTERE GİRDİ

Güvenlik güçlerinin kullanımına sunulan orta sınıf 1. seviye insansız kara aracı BARKAN, saha testlerinin ardından 2023 yılında envantere girdi. BARKAN, sahip olduğu özelliklerle güvenlik güçlerine karşı asimetrik tehditleri ortadan kaldırmanın yanı sıra zorlu arazi ve sert hava koşullarının üstesinden gelebiliyor. Yüksek riskli askeri görevlerde muharebe etkinliğini artıran BARKAN, çeviklik gerektiren birçok senaryoda ileri güvenlik sağlamak üzere tasarlandı. Modüler yapısı, son teknoloji faydalı yük opsiyonları ve ileri otonom özellikleriyle BARKAN, farklı tip silahlarla taarruz, ekipman taşıma, yaralı intikali, bomba imha, keşif ve gözetleme, savaş hasar keşfi gibi birbirinden farklı görevleri yerine getirebiliyor. BARKAN, sürü altyapısıyla diğer otonom araçlarla ortak harekât gerçekleştirebiliyor. BARKAN ayrıca saatte 13 kilometreden fazla hıza ulaşıp, 5 saatten uzun süre görev yapabiliyor.

Yaşar Güler'in A-400M açıklaması ne anlama geliyor? 'Her dönemde rolü çok kritik'

UNIROBOTICS İNSANSIZ ARAÇLARI DAHA ETKİLİ HALE GETİRİYOR

2020 yılında CANiK’in iştiraklerinden biri olarak kurulan UNIROBOTICS, platformlara entegre edilecek silah sistemlerinin daha etkin bir şekilde kullanılabilmesi amacıyla yüksek teknoloji mekatronik çözümler geliştiriyor. Silah sistemlerinin operatörlerine yardımcı olacak ve destek verecek akıllı mekanizmalara odaklanan UNIROBOTICS, aktif dengeleyicili silah kaideleri, kara, deniz ve hava platformları için uzaktan kontrollü silah sistemleri ve silah yönetim sistemleri geliştirilmesine yönelik çalışmalar sunuyor. Önceki haftalarda DEARSAN tarafından dizayn ve inşa edilen SALVO silahlı insansız deniz aracında (SİDA) UNIROBOTICS’in geliştirdiği deniz tipi TRAKON LITE UKSS başarı ile entegre edildi. Yine UNIROBOTICS tarafından üretilen TRAKON TARGAN UKSS ise Türk Deniz Kuvvetleri’nin hizmetine sunulma aşamasında. Son olarak HAVELSAN’ın orta sınıftaki insansız kara aracı BARKAN’a 7,62, 5,56 mm gibi makineli tüfeklerden 12,7 mm gibi ağır makineli tüfeklere kadar farklı silahları taşıyabilen TRAKON LITE entegrasyonu gerçekleştirildi.

THY'den Mourinho'lu reklam filmi

Türk Hava Yolları (THY) resmi sponsor olduğu UEFA Şampiyonlar Ligi'nin 2024 Londra Finali ile ilgili Portekizli dünyaca ünlü teknik adam José Mourinho'nun rol aldığı reklam filmini yayınladı.

Yayınlanan reklam filminde THY'nin uçak içi hizmetlerini deneyimleyen Portekizli teknik adam, zorlu bir satranç müsabakasında galip geliyor. Mourinho, Business Class mutfağının sunduğu gurme lezzetleri tadarken aynı zamanda canlı olarak bir UEFA Şampiyonlar Ligi maçı izliyor.

Küresel markanın José Mourinho ile çektiği reklam filmiyle ilgili olarak açıklamalarda bulunan Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat, "Türk Hava Yolları olarak, UEFA Şampiyonlar Ligi gibi prestijli bir etkinliğin resmi sponsoru olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Bu kapsamda José Mourinho ile gerçekleştirmiş olduğumuz bu iş birliği, markamızın küresel arenadaki gücünü ve spora olan bağlılığını pekiştiriyor” dedi.

Yayınlanan reklam filmi ile ilgili açıklamalarda bulunan başarılı teknik direktör José Mourinhoise ise "Türk Hava Yolları, Avrupa’nın en iyi havayolu olduğunu her sene aldığı ödüller ile tescilliyor. Onlarla çalışmak benim için büyük bir onur. Bu iş birliği ile benim kazanma tutkumu ve Türk Hava Yolları’nın eşsiz hizmet anlayışını bir araya getiriyoruz" İfadelerini kullandı.

Denizcilikte ihracat arttı ithalat azaldı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Denizcilik Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Ocak-Nisan dönemine ilişkin denizcilik istatistiklerini açıkladı. Türkiye'nin deniz ticaretinden daha fazla pay alması için çalışmalarını hız kesmeden sürdürdüklerini ifade eden Bakan Uraloğlu, bu yılın Nisan ayında limanlarda elleçlenen yük miktarının 45 milyon 80 bin 852 ton olarak gerçekleştiğini bildirdi.

Uraloğlu, Ocak-Nisan döneminde limanlarımızda elleçlenen yük miktarının ise toplam 179 milyon 470 bin 869 tona ulaştığını ifade ederek, “Nisan ayında limanlarda gerçekleştirilen ihracat amaçlı yükleme miktarı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,3 artarak 12 milyon 34 bin 614 ton, ithalat amaçlı boşaltma miktarı ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,2 azalarak 22 milyon 360 bin 475 ton olarak gerçekleşti. Nisan ayında dış ticaret taşımaları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,1 artarak 34 milyon 395 bin 89 ton olarak gerçekleşti.” diye konuştu.

“En Fazla Yük Aliağa’da Gerçekleşti”

Uraloğlu, Nisan ayında limanlarda deniz yoluyla yapılan transit yük taşımalarının, 6 milyon 77 bin 466 ton olarak gerçekleştiğini de vurguladı. Nisan ayında kabotajda taşınan yük miktarının ise 4 milyon 608 bin 297 ton olduğuna işaret eden Bakan Uraloğlu, "En fazla yük elleçlemesi 7 milyon 749 bin 285 ton yük ile Aliağa Bölge Liman Başkanlığı idari sınırlarında faaliyet gösteren liman tesislerinde gerçekleşti. Aliağa Bölge Liman Başkanlığını 7 milyon 96 bin 936 ton ile Kocaeli Bölge Liman Başkanlığı ve 5 milyon 750 bin 381 ton ile İskenderun Bölge Liman Başkanlığı takip etti.” açıklamasında bulundu.

“En Fazla Artış Mısırda”

Bakan Uraloğlu, Nisan ayında bir önceki aya göre en fazla artış gösteren yük cinsinin mısır (tahıl) elleçlemesi olduğunu kaydederek, limanlardan 939 bin 312 ton mısır yük elleçlemesi gerçekleştirildiğini belirtti. Bunu 20’lik dolu konteynerlerde taşınan yükler ile briketlenmiş taşkömürünün izlediğini anlatan Uraloğlu, "Nisan ayında portland çimento yük cinsi, limanlarımızda elleçlenen ihracat yükleri içinde içerisinde 1 milyon bin 593 tonla ilk sırayı aldı. Söz konusu yük cinsini fuel oil ve motorin yük cinsleri takip etti. Ham petrol yük cinsi, limanlarımızda elleçlenen ithalat yükleri içinde ilk sırada yer aldı. Bunu sırasıyla, briketlenmemiş taşkömürü ve motorin yük cinsleri takip etti." bilgisini paylaştı.

“En Fazla ihracat İtalya’ya Yapıldı”

Uraloğlu, Nisan ayında deniz yolu ile yapılan ihracatta en fazla yük elleçlemesinin İtalya'ya yapılan taşımalarda gerçekleştirildiğini, bunu ABD ve İspanya’ya yapılan taşımaların takip ettiğini kaydetti. İthalatta en fazla yük elleçlemesinin ise Rusya'dan yapılan taşımalarda görüldüğünü belirten Uraloğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"Nisan ayında limanlarımızda elleçlenen dış ticarete konu 34 milyon 395 bin 89 ton yükün yüzde 6,9’u Türk bayraklı gemilerle taşındı. Nisan ayında Türk bayraklı gemilerle taşınan yük miktarı 2 milyon 367 bin 713 ton ile bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,6 azaldı. Yabancı bayraklı gemiler ile taşınan yük miktarı ise 32 milyon 27 bin 376 ton ile bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,3 arttı."

Uraloğlu, Nisan ayında limanlarda elleçlenen konteyner miktarının 1 milyon 130 bin 706 TEU'ya ulaştığına işaret ederek, Ocak-Nisan döneminde limanlardan elleçlenen konteyner miktarının da 4 milyon 482 bin 347 TEU'ya çıktığını belirtti.

Çeşme’de tatil yapmanın bedeli yüzde 50 arttı

Yaz mevsiminin gelmesiyle turizm sektörü de hareketlendi. Vatandaşlar, tatil yerlerinin yolunu tutmaya başladı. Çeşme Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Osman Köfüncü, Çeşme’de tatil sezonunun ot festivaliyle beraber başladığını ve esnafın da sezonun başlamasından mutlu olduğunu belirtti.

Her bir esnafın yasa gereği görünür yerde fiyat tarifelerinin bulundurması gerektiğini dile getiren Köfüncü, menülerde de müşterilerin bu fiyatları görmesi gerektiğini ve Çeşme’de herkesin maddi durumuna göre yemek yiyeceği ve eğleneceği yerin bulunduğunu anlattı. Görünür fiyat tarifeleri sayesinde vatandaşların fiyatları görüp, kendi bütçelerine göre bir yeri seçebileceklerini kaydeden Köfüncü, “Diğer kıyı ilçelerine baktığımda fiyatlarımız çok makul” diye konuştu.

Kira sorunu olmayan fiyatları yükseltmiyor

Esnafın birtakım giderlerinin bulunduğunu, alınan malzemelerin pahalı olduğunu ve kira, elektrik, su gibi ekstra ödemelerin esnafı zor durumda bıraktığını kaydeden Köfüncü, fiyatların sürekli değişiklik gösterdiğini ifade ederek şunları söyledi:

“Biz de buna göre hareket etmek zorundayız. Geçen seneye göre fiyatlar yüzde 25, 30 ve 50 aralıklarında zamlandı. Fakat aldığımız et, balık veya zeytinyağı gibi temel gıda maddelerimizin mekanlarımıza nasıl girişi olduğu da belli. Ilıca'da bir kumru fiyatıyla Çeşme Marina'daki bir kumru fiyatının arasında bir fark var. Kira sorunu olmayan da zaten fiyatları artırmıyor. Fakat kirası olan insanlar veya deniz kenarında, marinada, özel yerlerde bir şeyler yiyen insanların bunun bedelini ödemeleri lazım. Biz nasıl büyük otellerin fiyatlarına bir şey diyemiyorsak bizim esnafın yaptığı fiyatlara makul gözüyle bakmamız gerekiyor. Bizim burada afaki bir rakam yok. Bir kumru bir yerde 110 bir yerde 200 liraysa mutlaka bunun bir sebebi vardır. Bunlara dikkat ederek oturuyoruz.”

“Fiyatları görüp sonra karar vermeleri gerekiyor”

Piyasaya göre Çeşme’deki genel olarak fiyatların normal seviyede olduğunu vurgulayan Köfüncü, “Fakat oturacağınız yere göre de değişebilir. Örneğin bir mekanda kahvaltı 350 liraysa, aynı kahvaltı deniz kenarında bir yerde bin 100 liraysa; sizin fiyatları görüp sonra karar vermeniz gerekiyor” şeklinde konuştu.

Oteller yüzde 100 doldu

Sezonun başlamasıyla Çeşme’ye İstanbul, Marmara ve diğer beldelerden çok fazla ziyaretçiyi kabul ettiklerini aktaran Çeşme Turistik Otelciler Birliği Başkanı Yakup Demir, otellerin doluluğunun yüzde 100’e ulaştığını söyledi. Erken rezervasyon kampanyalarının da devam ettiğini belirten Demir, “Özellikle Mayıs, Haziran, ve Bayram'a kadar olan süreçte otellerimiz neredeyse geçen yılın fiyatını kullanıyorlar. Herhangi bir zam yapmadılar. Bir ailenin bulunduğumuz günlerde tatil yapma fiyatlandırması ise; butik otellerde 2 yetişkin 1 çocuğun fiyatı 5-6 bin civarlarında, 5 yıldızlı otellerde de 7-8 bin civarlarında konaklama artı yemek ve kahvaltı olarak konaklayabilirler. Fiyatlar oldukça uygun” ifadelerine yer verdi.

“Sokaklardaki fiyatların normal hale gelmesi gerekiyor”

Otellere geçen yılın fiyatlarıyla rezervasyon kabul etmelerine rağmen sokaklarda fiyatların arttığına dikkat çeken Demir, şöyle devam etti:
“Sokaklarımızda fiyatlar biraz değişken. Özellikle rezervasyon için arayan konuklarımız her şey dahil otel tercih ediyorlar. Fakat Çeşme’de de her şey dahil otelimiz yok. Bunu da biz önermiyoruz. Sokaklarımızdaki fiyatların da makul hale gelmesi gerekir. Çeşme’yi pahalı algısından kurtarmamız lazım. Hizmet kalitesine göre restoranlarımızın, kafelerimizin fiyatlarında küçük değişiklikler olabilir. Bazen neredeyse normal fiyatın 2-3 katına çıkan fiyatlar görüyoruz. Bunun mücadelesini hep birlikte vermemiz lazım.”

Tatilcilere ‘doğru yerde doğru alışveriş yapın’ uyarısı

Bayramda Çeşme’nin kalabalık olduğunu ve yaz sezonunun da güzel geçeceğine inandıklarını ifade eden esnaf Onur Kaya ise “Doğru yerlere giderseniz, Çeşme o kadar pahalı değil. Fiyatlarınız gayet uygun. Gelen herkes çok memnun. Müşterilerimiz doğru yerde doğru alışveriş yapabilirlerse fiyatlardan memnun kalırlar. Fakat pahalı yerler de var. Tatilcilerin bu konuda dikkatli olmalarını öneriyorum” diye konuştu.

“Önemli olan bütçeye uygun yerleri tespit edebilmek”

Çeşme’de her bütçeye uygun yiyecek ve içeceğin bulunabildiğini söyleyen tatilci Tuğba Buldan da şu sözlere yer verdi: “Sahilde içtiğiniz bir şeyle sahil kenarında eğlence kulübünde içtiğiniz bir şey arasında fark olması normal. Önemli olan doğru yerde doğru alışveriş yapmak. Önemli olan kendi bütçenize uygun yeri doğru tespit edebilmeniz. Reklamlara çok fazla kapılmadan, kendi bütçenize uygun hareket ederseniz her yerde rahatlıkla yaşayabilirsiniz.”

Kadın çiftçiler üretmeye devam ediyor

3 dekar alanda salatalık ve 5 dekar alanda domates üretimi yapan kadın çiftçi Songül Bulut, her gün sabahın erken saatlerinde başlayıp akşam geç saatlere kadar kızıyla serada ürün topluyor.

Antalya’nın Aksu ilçesi Kurşunlu Mahallesi'nde 30 yıldır çiftçilik yaptığını belirten Songül Bulut, "Kendi başıma mücadele ediyorum. Üretmeye devam ediyoruz. 3 dekar alanda salatalık üretiyoruz. Kadın olarak tarım işini devam ettiriyoruz. Üretim yaparak yurt dışına daha fazla ürün satmak istiyoruz. Sabah çok erken saatlerde seraya giriyoruz, akşam geç saatlere kadar çalışıyoruz. Ülkemize ürün yetiştirmeye devam ediyoruz" dedi.

İki çocuk annesi Songül Bulut, 16 yaşında kızıyla birlikte çalıştığını ifade ederek şunları söyledi: "Salatalık şu an 10 TL. Maliyetlerimizi kurtarmıyor açıkçası. Çiftçi şu an bu fiyatlarla zarar ediyor. Kışın ürün olmayınca çok yüksek rakamlarda satılıyor. 50 derece sıcakta üretim yapmaya çalışıyoruz, zahmetli olan bu iş için devletimizden yardım bekliyoruz. Mahsullerimizin iyi fiyatlara satılmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.

5 dekar alanda domates de yetiştirdiğini kaydeden Songül Bulut, "Çiftçiliğin keyifli tarafı ürünü toplayıp hale gittiğimiz zaman, ürünümüz biraz daha fazla rakamlara satılınca keyif alıyoruz. Biraz daha kazanalım istiyoruz. Devletimize yardımımız dokunsun istiyoruz. Otellere ve yurt dışına ürünlerimiz gidiyor. Yurt dışına daha çok satılsın istiyoruz. Devletimize destek olmak için biz de çalışıyoruz. Yurt dışına giden ürünlerimiz döviz olarak geri dönecek. Kadın olarak devlet yardımı istiyorum. Mücadelemi hiçbir zaman bırakmayacağım" diye belirtti.

Dış ticaret haddi arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı Mart ayı Dış Ticaret Endeksleri’ni açıkladı. Buna göre, ihracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2023 yılı Mart ayında 86,7 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 0,5 puan artarak, 2024 yılı Mart ayında 87,2 oldu.

İhracat birim değer endeksi Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,4 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 0,6 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 2,3 azaldı, yakıtlarda yüzde 2,3 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 1,9 azaldı.

İhracat miktar endeksi Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,8 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 2,3 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 9,0 azaldı, yakıtlarda yüzde 30,8 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 4,0 azaldı.

İthalat birim değer endeksi yüzde 2 azaldı

İthalat birim değer endeksi Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,0 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 7,7 azaldı, yakıtlarda yüzde 3,4 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 5,1 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 3,1 azaldı.

İthalat miktar endeksi yüzde 4,4 azaldı

İthalat miktar endeksi Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,4 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 19,5 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 6,6 azaldı, yakıtlarda yüzde 2,6 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 1,5 azaldı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat miktar endeksi yüzde 0,5 azaldı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat miktar endeksi; 2024 Şubat ayında 155,4 iken 2024 Mart ayında yüzde 0,5 oranında azalarak 154,7 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ihracat miktar endeksi; 2023 yılı Mart ayında 154,4 iken 2024 yılı Mart ayında yüzde 5,3 oranında artarak 162,6 oldu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ithalat miktar endeksi yüzde 3,5 arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ithalat miktar endeksi; 2024 Şubat ayında 124,2 iken 2024 Mart ayında yüzde 3,5 oranında artarak 128,5 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ithalat miktar endeksi; 2023 yılı Mart ayında 129,4 iken 2024 yılı Mart ayında yüzde 2,2 oranında artarak 132,3 oldu.

Hazır giyim ihracatı pozitif ivme kazandı

TGSD Başkanı Ramazan Kaya ve beraberindekiler, Adıyaman Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan işletmeleri gezerek, kurulan konteyner kenti ziyaret etti. Tekstil fabrikasını gezdikten sonra gazetecilere açıklamada bulunan Ramazan Kaya, üretim, ihracat ve istihdamda geçtiğimiz yılı ve bu yılın ilk dört ayını daralmayla kapatan Türkiye’nin en çok ihracat geliri sağlayan üçüncü sektörü olan hazır giyimde, Nisan ayı itibarıyla alım gruplarının temaslarının artmaya başladığı ve pozitif yönde bir gelişme yaşandığını vurguladı.

Bu durumun yıl içinde yeniden büyüme ivmesi yakalanacağına işaret ettiğini söyleyen TGSD Başkanı Ramazan Kaya, “Pandemi döneminde biriken stokların erimesi, tüketicilerin yeni ürün beklentisi ve ihracat pazarlarımızdaki hazır giyim harcamalarının yeniden artmasıyla birlikte alım gruplarının temaslarında moral verici bir hareketlilik başladı. 2024’ün ilk dört aylık rakamlarına baktığımız zaman hazır giyim ihracatı yüzde 13,8 düşüş ile kapattık. Toplam 5.7 milyar dolar ihracatımız oldu. Bu yılı gecen yıla göre yüzde 5 ile yüzde 10 arasında bir rakam düşüşüyle kapatacağız gibi gözüküyor. Ama bu son zamanlara baktığınız zaman özellikle bir aydır moral ve motivasyonumuz daha iyi. Özellikle müşteri guruplarımızın, Avrupa’da ki alım guruplarının Türkiye’ye gelmesi, müşterilerimizin depo stoklarında ki erime, tüketici eğilimindeki gelişmeler nedeniyle, pozitif yaklaşım, yakından tedarik, tedarik güvenliği ve hızlı hareket etme kabiliyetimiz olduğundan dolayı Türkiye’ye tekrar geliyorlar ve ürün alıyorlar. Bu Nisan ayı verilerine yansımadı. Biz bunu şuradan görüyoruz. Üretim ve boyahanelerde kapasite savaşı var. Test laboratuvarlarında yoğunluk artıyor. Bu verileri Mayıs, Haziran ayında görmüş olacağız. Bu bize moral veriyor. Bununla birlikte Haziran ayından itibarın özellikle merkez bankalarındaki faizlerdeki durma, geri gelme durumları olacak. Haziran ve Temmuz’dan sonra tüketim eğilimi tekrar başlayacak gibi duruyor. Yılın son çeyreğinde bir nebze normalleşme durumuna geçeceğiz gibi bir görüntü var” dedi.

Kiraz hasadı başladı

Türkiye'nin yaş sebze ve meyve merkezi olarak bilinen şehirlerden Mersin'in Erdemli ilçesinde turfanda kiraz hasadı başladı. 2 bin 500 dekarda kiraz üretimi yapılan Erdemli'de bu yıl 5 bin tonun üzerinde ürün rekoltesi bekleniyor. Kalitesine göre kilosu 50'den başlayarak 70 liraya kadar alıcı bulan kiraz, iç piyasada satışa sunulmasının yanı sıra Rusya başta olmak üzere Bulgaristan, Romanya gibi Balkan ülkeleri ile Arap ülkelerine ihraç ediliyor. Köylüler kirazın çeşitlerine göre 45 gün sürmesi beklenen hasat boyunca oluşacak istihdamdan da memnun.

"Yaklaşık 500 kişinin bir günde çalışabileceği ortamlar oluştu"

Kiraz yetiştiriciliği yapan üretici Bedir Uzlar, köylerinde turfanda kiraz üretiminin 15 yıl önce başladığını, ekonomik olarak büyük katkılar sağladığını belirtti. Uzlar, "Daha önce burada nar, şeftali gibi ürünler yetişiyordu. Fakat kirazın turfanda olarak yetişmesi 15 yıla tekabül ediyor. Ve çok güzel bir gelir oldu, çok güzel bir pazar oldu. Erdemli'nin şirin bir köyü, geliri bol, ülkeye yararlı, köye yararlı bir iş oldu kiraz. Yaklaşık 500 kişinin bir günde çalışabileceği ortamlar oluştu. Bir kiraz diyarı burası" dedi.

Kirazların kalitesine göre değer bulduğunu ifade eden Uzlar, "Kirazımız kalitesine göre 50 lira ile 70 lira arasında alıcı buluyor. Ankara, İstanbul, Erzurum, Bursa gibi illere de sevkiyat yapılmaktadır" diye konuştu.

"Bölge ekonomisine ciddi katkıları oluyor"

Hasada katılarak bol ve bereketli kazançlar dileyen Erdemli Belediye Başkanı Mustafa Kara, "Koramşalı köyümüzdeyiz. Yılın ilk kiraz hasadındayız. Kiraz Koramşalı'mızın simge meyvelerinden bir tanesi oldu. Hem ilçe ekonomisine, hem köyümüzün ekonomisine ciddi katkıları oluyor. Hem de iş imkanı sağlıyor köylümüze. Koramşalı kirazımız kalitesiyle ünlü bir kirazımız. Balkanlara, Rusya'ya ve Arap ülkelerine ihracatı yapılıyor. Bu şekilde de ülke ekonomimize ciddi katkılarda da bulunuyor. Burası artık kiraz diyarı, 15-20 yıldır üretimimiz var"ifadelerini kullandı.

Piyasada keskin düşüş! Petroldeki gerileme akaryakıta indirim olarak yansır mı?

Milliyet.com.tr/ 12 Nisan tarihinde 92 dolar seviyesinin üzerine çıkarak neredeyse 6 ayın zirvesine ulaşan Brent petrol bu tarihten itibaren yönünü aşağı çevirdi. 1 aylık süreç içerisinde 82 dolar seviyelerine inen petrolde değer kaybı yüzde 10’u aştı.

Yurt içinde ise döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki hareketlilikler benzin, motorin ve LPG (otogaz) fiyatlarına indirim olarak yansımaya başladı. Son olarak benzine 1.37 TL, motorine ise 1.24 TL indirim geldi.

PETROLDE SERT DÜŞÜŞÜN NEDENİ BELLİ OLDU!

Peki petrol fiyatlarında düşüş devam eder mi? Petroldeki düşüşe bağlı olarak akaryakıt fiyatlarında indirimler sürer mi? Konuyla ilgili merak edilenleri milliyet.com.tr’ye açıklayan Ekonomist Tuğba Ekin şu ifadeleri kullandı: “İran'ın İsrail'e düzenlediği hava saldırısı, iki ülkenin ilk kez doğrudan karşı karşıya gelmesi aralık ayı itibarıyla yükselişte olan petrol fiyatlarını zirveye taşıdı.

Yatırımcılar dikkat: Mevduatta rüzgar tersine döndü! 4 ayda dikkat çeken kayıp

Orta Doğu’daki gerilimin tırmanmasının petrol sevkiyatını aksatabileceği ihtimali piyasada fiyatlandı. Ardından yapılan açıklamalarla tedirginlikler gevşedi ve petrol tarafındaki yükselişin duraksadığını gördük.

Diğer yandan ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) bu yıl ve gelecek yıla ilişkin petrol fiyatı tahminini aşağı yönlü revize etti. EIA Brent petrolün bu yıl ortalama 87,79 dolar, ham petrolün ise 83,05 dolardan fiyatlanmasını beklediğini açıkladı.

‘İRAN PETROL ARZINI MAKSİMUM KAPASİTE İLE SAĞLIYOR’

Çin, İran ve Rusya gibi yaptırım uygulanan ülkelerden ham petrol satın alarak ABD ile olan ticari savaşına devam ediyor. İran petrolü hem kaliteli hem de uygulanan ambargolar nedeniyle daha ucuz. Son haftada İran'ın maksimum kapasite ile petrol arzını sağladığını görüyoruz.

Geçtiğimiz hafta ABD stokları oldukça yüksek açıklandı. Küresel petrol arzının bu yıl günlük 102 milyon 760 bin varil, gelecek yıl 104 milyon 650 bin varil olacağı tahmin ediliyor. Tüm bu gelişmeler son günlerdeki düşüşün omurgası oldu diyebiliriz.

DÜŞÜŞ DEVAM EDER Mİ?

Petrol teknik açıdan finansal grafiklerde aşırı satış alanında yani artık tepki alımlarını beklediğimiz seviyede görünüyor. 8 Mayıs’ta ABD ham petrol stoklarında da beklentiler düşük stok olarak yer alıyor.

Mevcut geri çekilmenin kısa vadeli yatırımcılar için alım pozisyonunda değerlendirildiğini ve böylece petrol fiyatlarında yukarı yönlü bir hareketin geldiğini görebiliriz. Temel göstergeler arz artışı ile düşüşü işaret etse de hem jeopolitik gelişmeler hem de teknik açıdan yönü tepki alımlarının gücü belirleyecek demek doğru olur.

2. Patiswiss vakası! Müşteriye ‘ucuz ve sıradan’ dediler

PETROLDE BU SEVİYELERE DİKKAT!

Brent petrol 82 dolar civarında hareket ediyor. Yukarı yönlü fiyatlamada 83 dolar ilk direnç seviyesi, 86 dolar ikinci direnç seviyesi olarak takip edilebilir. Olası geri çekilmenin devamı halinde ise Brent petrol fiyatlamasında öncelikle 80 dolar seviyesi sonrasında ise 76 dolar seviyesi destek olarak takip edilebilir.

Ham petrolde ise güçlü destek seviyesi 77 dolar seviyesinde fiyatlanıyor. Yükseliş için 81 dolar ilk direnç seviyesi, düşüş için ise 73 dolar ilk destek olarak takip edilebilir.

AKARYAKIT FİYATLARI DÜŞER Mİ?

Petrol fiyatlarında mayıs başından bu yana yaklaşık yüzde 4 civarında düşüş gerçekleşti. Fakat bu düşüş hem motorin hem de benzin pompa fiyatlarına yaklaşık yüzde 3 olarak yansıdı. Bu noktada dolar kurundaki görünüm fiyatlama korelasyonunda önemli bir yere sahip.

Dolar kurunun sabit kalması halinde petrol fiyatlarındaki düşüş pompa fiyatlarına olumlu yansıyabilir. Eğer dolar kurunda yukarı yönlü hareket gerçekleşirse, ham petrol fiyatındaki düşüşün kurdaki yükselişi ne kadar karşıladığı belirleyici olur. Dolar kurundaki yükseliş, ham petrol fiyatındaki düşüş ile karşılanamaz veya her iki değişkende yukarı yönlü hareket başlarsa o zaman pompa fiyatlarının hızla yükseldiğini görebiliriz.”

Oto ekspertiz uzmanı hileyi ele verdi! Porsche'u bile böyle yutturdular

Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - Her geçen gün yeni yöntemler geliştirerek akıllara durgunluk veren dolandırıcılık çeteleri ‘change araç’ yöntemiyle otomobil sahibi olmak isteyen vatandaşları dolandırarak mağduriyet yaratmaya devam ediyor. Uzmanlar, dolandırıcıların 6 Şubat Depremleri'nin ardından gözlerini deprem bölgesinde kullanılamaz hale gelen araçlara çevirdiğini ifade ederek, burada buldukları araçlara göre hırsızlara sipariş üzerine otomobiller çaldırdığını belirtiyor.


MUAYENEDEN BİLE GEÇİYORLAR! PORSCHE'A DA YAPTILAR

Oto ekspertiz uzmanı Eyüp Yavuz ‘change araç’ olarak anılan otomobilleri,“Hasarsız ancak herhangi bir nedenden dolayı trafiğe çıkması yasak olan bir araç düşünün. Borcu olabilir, haczi olabilir veya çalıntı olabilir. Aynı aracın farklı bir modelinin kullanılmaz hale gelecek bir kazaya karışması durumunda pert olarak tanımlanan araçtaki şase numarasının sökülerek, trafiğe çıkması yasak olan aynı model araca takılmasıdır. Böylece trafiğe çıkması yasak olan araç satılabilir veya trafiğe çıkabilir. Yani özetlemek gerekirse aracın kimliğini değiştirme işlemidir” şeklinde tanımladı.

Çelik kanatlar Kıbrıs'ta! Uçaktan atlayıp kurtuldu, TCG Kocatepe'de dost ateşiyle vuruldu

Bir kişinin bu tarz bir durumu anlamasının mümkün olmadığını ifade eden oto ekspertiz uzmanı Eyüp Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü:

Alıntı Metni

‘HEM PARANIZDAN HEM DE MALINIZDAN OLURSUNUZ’

Change araçların araç sahibi olmak isteyen birçok kişi için tehlikeli bir durum oluşturduğunu ifade eden Yavuz,“Böyle bir araç tespit edildiği anda emniyet güçleri bu aracı sahibinden alır. Bu noktadan sonra arabayı geri alabilmeniz gibi bir durum yok. Bu çok zor bir ihtimal. Siz gece uyurken bile otoparkta duran aracınız polis tarafından alınabilir. Yani böyle bir durumda hem malınızdan hem de paranızdan olursunuz. İkisi de gider. Bu sebeple bu çok sıkıntılı bir durum” diye konuştu.

Yatırımcılar dikkat: Mevduatta rüzgar tersine döndü! 4 ayda dikkat çeken kayıp

6 Şubat Depremleri'nin ardından dolandırıcıların deprem bölgesindeki hurda araçlara karşı büyük ilgi gösterdiğini ifade eden Eyüp Yavuz,“Deprem bölgesinde hasar kaydı olmayan ancak kullanılamayacak hale gelmiş araçları satın alarak onların şase numaraları üzerinden benzer işler yapılıyor. Hatta oradan satın aldıkları araca göre araç çaldırıyorlar ve change işlemi yapıyorlar. Bu işlemin ardından yıkıntılar altında kalarak kullanılamaz hale gelen araç sanki hiç öyle bir durum yaşamamış ve hâlâ yollardaymış gibi görünüyor. Yani çalıntı olan aracın kimliği kullanılamaz hale gelmiş olanla değiştiriliyor ve araç o şekilde piyasaya sürülüyor. Aynı işlem yurt dışı plakalı araçlar için de uygulanabiliyor”açıklamasını yaptı.

Change araçlara karşı oto ekspertiz firmalarına ciddi bir sorumluluk düştüğünü ifade eden oto ekspertiz uzmanı Yavuz,“Firmaların gerekli eğitimleri aksatmaması gerekiyor. Ürün takip numarasını kesinlikle öğrenmek gerekiyor. Türkiye’de ürün takip numarasını bilen ekspertiz firması sayısı çok az. Böyle olunca change araçlar tıpkı muayeneden olduğu gibi ekspertizlerden de geçebiliyorlar. Bu konuda dikkatli olunması gerekir. Bu gerçekten insanları mağdur edebilecek ciddi bir problem”uyarısında bulundu.

Alıntı Metni
Kim der ki 43 yaşında! Petek Dinçöz'ün fit haline beğeni yağdı
Taş Kağıt Makas'ta Alev gördüklerine, Rüya duyduklarına inanamadı! Rıza tekrardan yargılanacak

İkinci el ilanlarda patlama: ‘Yüksek faizden yararlanmak isteyen satışa geçti’

Milliyet.com.tr/ İkinci el otomobilde satılık ilan sayısı son zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Yılbaşı öncesi ikinci elde satış süresi 10-15 gündü, ancak bu 2 aya kadar yükseldi. Özellikle ikinci el platformlarda ilan sayılarında önemli artışlar yaşandı. İkinci el satılık araç ilanları 1 milyona yaklaştı. Peki vatandaşlar araçlarını neden elden çıkarmak istiyor? İşte detaylar...

Konuyla ilgili detayları milliyet.com.tr’ye açıklayan arabam.com İlan Platformu & Garaj - Genel Müdür Yardımcısı Emrah Şahin şu ifadeleri kullandı: Kredi faizlerinin yükselmesi dolayısıyla araç alım için gereken finansman zor olabiliyor, alıcılar kendi araçlarını satmadan yeni araç alımında kredi faizlerinin yüksek olması sebebiyle zorlukla karşılaşabiliyorlar. Diğer yandan otomobil alımı, yüksek mevduat faizleri nedeniyle bir yatırım aracı olmaktan çıktı, acil olmayan ihtiyaçlar öteleniyor, vatandaşlar paralarını mevduatta değerlendiriyor.

Yatırımcılar dikkat: Mevduatta rüzgar tersine döndü! 4 ayda dikkat çeken kayıp

‘YÜKSEK FAİZDEN YARARLANMAK İSTEYEN SATIŞA GEÇTİ’

Krediye erişimin zorlaşması ve enflasyon nedeniyle 2024 yılında, 2023 yılına göre bir daralma bekleniyordu. Yılın ilk çeyreğinde sıfır araçların satışı için yapılan kampanyalar piyasayı canlı tuttu. Sonrasında da seçimler ve bayram sonrası kurun artacağı beklentisiyle araçlarını değiştirmek isteyen kullanıcılardan dolayı pazarda hareketlilik devam etti.

2024 yılı için beklenen daralma Nisan-Mayıs dönemine ertelendi diyebiliriz. Kur konusundaki durumun netleşmesi, kredilere erişim zorluğunun devam etmesiyle beraber bunun sektöre yansımalarını görüyoruz. İlan sayılarındaki artışta, talepten dolayı ilandaki araçların satış süresinin ortalama %2 uzaması etkili oldu. İlan sayılarındaki artışta bir başka etkenin de yüksek mevduat faizi fırsatından faydalanmak isteyen kişilerin aracını satabilmek adına ilanlara yönelmesi olduğunu diyebiliriz.

2. Patiswiss vakası! Müşteriye ‘ucuz ve sıradan’ dediler

İŞTE PİYASADA EN ÇOK İLANA ÇIKAN ARAÇLAR!

Nisan ayı ilan verilerine göre ilanlarda en çok yer alan markalar; Fiat, Renault, Wolkswagen, Ford ve Opel. Model özelinde bakacak olursak da Clio, Astra, Megane, Focus ve Corolla olarak sıralamak mümkün.

SIFIR VE İKİNCİ ELDE ARTIŞ DEVAM EDER Mİ?

Avrupa Komisyonu'nun belirlediği 0 km araçlar için 7 Temmuz’da geçerli olacak güvenlik tedbirleri nedeniyle araçlardaki donanımlarla beraber fiyatların artması ve bu artışın 2. ele de yansıması yönünde bir düşünce hakim.

Diğer yandan da araçlar şu an satılmakta zorlandığı için satamayanların tek çıkış yolu aracının fiyatını düşürmek. Bu doğrultuda düşüş olacak da denebilir artış olacak da denebilir. Bu sorunun tek bir yanıtı bulunmuyor, hep beraber bekleyip göreceğiz.

ŞU ANDA ALIM İÇİN DOĞRU ZAMAN MI?

İhtiyacı olan kullanıcılar uygun fiyat ya da kampanya yakaladıysa satın alabilir. Türkiye'de araç almanın en doğru zamanı, ihtiyacın oluştuğu zamandır. İhtiyaç varsa ötelemeden alınmalıdır. Ancak otomobillerin bir yatırım aracı olmaktan çıktığını söyleyebiliriz.”

Yatırımcılar dikkat: Piyasada rüzgar tersine döndü! 4 ayda dikkat çeken kayıp

Milliyet.com.tr/ Finansal yatırım araçlarının aylık reel getirileri açıklandı. Buna göre nisan ayında mevduat faizi, TÜFE'den arındırıldığında yatırımcısına yüzde 0,16 kaybettirirken, en yüksek getiriyi yüzde 3,59 ile borsa sağladı. Mart ayında da mevduat faizi enflasyona indirgendiğinde yatırımcısına yüzde 0.36 oranında kaybettirmişti.

4 AYDIR ENFLASYONUN ALTINDA KAZANÇ SAĞLADI

TÜFE’ye göre şubat ayında mevduat faizi %1,76, ocak ayında ise %3,87 oranında kaybettirdi. Böylelikle bu yılın ilk 4 ayında mevduat faizi enflasyonun altında getiri sağlamış oldu.

6 Şubat'la başlayıp pik yaptı! 'Change araç' kabusu: Porsche'u bile böyle yutturdular

MEVDUATTA GETİRİ ENFLASYONA GÖRE NEDEN DÜŞÜK KALDI?

Peki mevduatta enflasyona göre kayıp ne zaman sona erer? Faiz oranları daha da artacak mı? Borsa ve gram altında beklentiler neler? Mevduat, döviz, borsa ve altına göre bir tercih yapılmak istense şu anda hangi yatırım aracı daha mantıklı? Konuyla ilgili merak edilenleri milliyet.com.tr’ye açıklayan Ekonomist Hikmet Baydar şu ifadeleri kullandı: “Son dönemlerde açıklanan aylık enflasyon rakamları maalesef beklentilerin üzerinde. Mevduat faizi ise ileriye yönelik olarak ve beklentiye göre kabul görür. Beklentilerin üzerinde gelen enflasyon oranları nedeniyle mevduat faizleri düşük kaldığı için reel anlamda da kaybettirmiş oluyor.

‘HALA CAZİP GÖRÜLEBİLİR’

Enflasyon gerçekleşmelerine göre geriye baktığımızda mevduat kaybettirirken geleceğe yönelik enflasyon beklentilerinde düşüş hakim olduğu için hala cazip görünebilir. Tabi ki gerçek anlamda reel getiriyi açıklanacak enflasyon rakamlarıyla ölçebileceğiz. Zaten Merkez Bankası beklenenin üzerinde gelen enflasyon nedeniyle faizleri yükseltmek zorunda kaldı.

2. Patiswiss vakası! Müşteriye ‘ucuz ve sıradan’ dediler

‘HAZİRAN AYINDA REEL ANLAMDA KAZANDIRMAYA BAŞLAYABİLİR’

Haziran ayı itibarıyla mevcut faiz seviyeleri reel anlamda kazandırmaya başlayabilir. Aylık bazda enflasyona baktığımızda hala yüksek olsa da yıllık olarak ortalamaya vurduğumuzda mevcut faizlerin reel getiri sağlayabileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

MEVDUAT FAİZLERİ DAHA DA ARTAR MI?

Mevduat faizlerinde artışı ancak mevduat çıkışı olduğunda bekleyebiliriz. Şu an enflasyonda aşağı yönlü beklenti olması, yabancıların TL’de uzun pozisyon önermeleri nedeniyle Türk lirasına para girişi olacağı için şimdilik mevduat faizlerinde artış beklemiyoruz.

BORSADA YÜKSELİŞ SÜRER Mİ?

Borsa mevcut seviyelerde zorlanıyor. Ancak yukarı sinyalleri hala devam ediyor. 10.743 puan seviyesine kadar çıkma potansiyeli devam ediyor. Şimdilik ara ara kar satışı gelme riski olsa da yukarı denemelere devam edebilir.

GRAM ALTIN İÇİN YENİ TAHMİN

Gram altında aşağı sinyalleri oldukça zayıflamış durumda. 2400 lira seviyelerinde birkaç gün daha tutunabilirse yön yukarı dönecektir. 2386 lira seviyesi destek konumunda olup, bu seviyenin altına inerse alım gelebilir. 2445 TL seviyesi de şimdilik direnç konumundadır. Bu seviyelerin üzerine yakın zamanda çıkarsa satış gelme ihtimali fazladır.

HANGİ YATIRIM DAHA MANTIKLI?

Son zamanlarda dövize karşı TL pozisyon önerilmesi dövizde pozisyon almanın riskli olduğunu gösteriyor. Borsa ise kısa vadede primli seyrettiği ve yorulma emareleri gösterdiği için kısa vade için önerilebilecek gibi değil. Ons altın hala aşağı trend içerisinde. Bu yüzden yeni bir boğa piyasası sinyali alana kadar TL mevduat veya likit fonlarda beklemek önümüzdeki kısa vade için daha mantıklı görünüyor.”

Filistin destekli ürünleri satıştan kaldıran e-ticaret devine ‘ayrımcılık’ cezası

MİTHAT YURDAKUL/ANKARA-Kitap ve iğneli metal rozet satışı yapan bir işletmeci, geçen yıl TİHEK’e yaptığı başvuruda, Trendyol’un kendisine hiçbir bildirim yapmadan Filistin temalı iğneli rozet ürünlerin satışını kapattığını, durumu müşterilerden öğrendiğini, ürünlerin satışa yasak ürün statüsüne alınıp kilitlendiğini, Filistin Bayrağı iğneli çanta rozet ürünlerinin fiyatlarının 2 gün boyunca “0 TL” olarak gösterildiğini iddia etti. Satıcı başvurusunda, Trendyol satıcı destek hattını aradığını, yetkililerin ise “durumun hassas bir konu olduğu, Trendyol’un konuya tarafsız kaldığı, ürünlerin altına propagandaya neden olacak olumsuz yorumlar yazılabileceği, bu nedenle ürünlerin satışının bir süre durdurulduğu ve uygun görülen zamanda tekrar satışa açılacağı” cevabını verdiğini kaydetti. Konuyla ilgili Trendyol’un basın açıklaması yaparak kasıtlı ürün kaldırma iddialarını yalanladığını anımsatan şikayetçi şirket, Trendyol arama butonuna “Filistin” yazınca kitap sonuçlarının çıktığını, ancak, “Filistin” ibaresi geçtiği için sistemin “yasaklı kelime” uyarısı verdiğini öne sürdü.

TİHEK, şikâyetle ilgili Trendyol’dan savunma istedi.Konuyu gündemine alan TİHEK, Trendyol’un gönderdiği savunmada“Filistin” temalı ürünlerinin satışının durdurulduğu yönündeki iddiayı çürütemediğini, siyasi ve felsefi görüş temelinde ayrımcılık yapıldığını belirterek, oy birliğiyle 141 bin 934 TL liralık karara hükmetti. Şirkete üst sınırdan ceza uygulanmasına karar veren TİHEK, Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin karar ve standartlarına işaret etti.

ŞİRKETTEN İLGİNÇ SAVUNMA

Trendyol, TİHEK’e gönderdiği savunmada satıcıları için adaleti sağlamak üzere yerli bir algoritma geliştirildiği, sahte sipariş, arama ve yorumları önlemeye yönelik de farklı bir algoritma kurgulandığını belirtti. Gazze’de yaşanan insanlık dramının Filistin temalı ürünlerin olağanın üzerinde hızda aranmasına yol açtığı kaydedilen savunmada, bunun da platformdaki arama motorunda yapay zekaya dayalı sistemsel inceleme mekanizmasının devreye girmesine neden olduğu, durumun anlaşılması üzerine ekiplerin teknik inceleme gerçekleştirdiği, gerekli aksiyonlar alınarak bahse konu ürünlerin platformdaki olağan görünürlüklerine geri döndürüldüğü ifade edildi. Trendyol savunmasına, Filistin temalı ürünlere ilişkin kasıtlı bir uygulamada bulunulmadığını, ayrımcılığın söz konusu olmadığını ve şirket tarafından Gazze’de sivil halkın temel ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla 10 milyon dolarlık insani yardımın Kızılay’a ulaştırıldığı bilgisini de ekledi.

❌