Okuma görünümü

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.

Haziran ayında Palandöken'de kayak yaptılar

Palandöken’de geleneksel 'babalar' yarışı bu yıl da yapıldı. Annelerin de eşlik ettiği yarışmada dereceye girenlere para ödülü verildi. 35'i kadın olmak üzere toplam 90 kayak sever, ülkede ve dünyada kış turizminin önemli kayak merkezi olan Palandöken'in zirvesindeki kuzey pistinde Türk Kayak Vakfı ve Büyükşehir Belediyesi Ejder 3200 A.Ş. tarafından merhum Fevzi Tosun ile Mustafa Tekin anısına düzenlenen 'babalar' yarışında ter döktü.

Sabah erken saatlerde bir araya gelen kayak severler telesiyejle Palandöken’in en üst noktasına kadar çıktı. Palandöken’de haziran ayının ilk pazar günü yaklaşık 1 kilometre uzunluğundaki pistte yarışarak kaymanın keyfini çıkaran katılımcılar hem yarış heyecanını yaşadı hem de doyasıya eğlendiler. Bazı yarışmacıların Erzurum halk oyunlarının vazgeçilmezi olan bar ekibi kıyafetini giyerek kayması ise babalar yarışına farklı bir anlam kattı.

“BATIDA DENİZE, ERZURUM’DA KAYAĞA”

Türk Kayak Vakfı Başkanı Atakan Alaftargil, bu etkinliği bir festival havasında yaşadıklarını ifade ederek, "Babalar yarışını uzun yıllardır her haziran ayında kar durumuna göre yapıyoruz. Bu yıl kayak sporunda büyüğümüz olan rahmetli Fevzi Tosun'un adını alp disiplini, bir çığ faciasında yaşamını yitiren Mustafa Tekin kardeşimizin anısına da dağ kayağı yarışmaları düzenledik. Katılım oldukça fazla ve Palandöken'de Ejder pistinde çok güzel bir havada rengarenk bir yarış düzenledik. Batıda denize girilirken Erzurum'da hala kayak yapılması Palandöken'in muhteşemliğini ortaya koyuyor" diye konuştu.

“MUSTAFA TEKİN VE FEVZİ TOSUN ANISINA”

Yarışmaya katılanlar özellikle bu günlerde hem dünyada hem de ülkede etkili olan sıcakların yanında Palandöken’de kayak yapmanın kendilerine büyük mutluluk verdiğini dile getirdiler. Yarışmacılardan Figen Özkurt güzel ve güneşli bir havada Palandöken zirvesinden aşağıya rahmetli Mustafa Tekin ve Fevzi Tosun anısına kaydıklarını belirterek, "Bu günlerde ülkemizin batısında denize girilirken 2 Haziran'da biz Palandöken'de karla buluşuyoruz. Babalar günü etkinliği kıymetli bir etkinlik. Her yıl devam eden, tekrarlanan bir etkinlik. Ben de bir kadın olarak böylesi bir güne destek olmak istedim. Emeği geçenlere teşekkür ederiz" dedi.

Türk Ticaret Kanunu ve bazı kanunlarda değişikliğe gidildi

Türk Ticaret Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun yürürlüğe girdi. Kooperatifler Kanunu’nda yapılan değişiklik ile Kooperatif Bilgi Sistemi'ne kaydı gerçekleştirilemeyen ortaklara yönelik veri eksikliklerinin tamamlanması için birer yıl olmak üzere iki defa süre uzatımı yetkisi Ticaret Bakanlığına verildi. Ayrıca kooperatifler ve üst kuruluşlarının, ana sözleşmelerini bu kanun hükümlerine intibak ettirmeleri için öngörülen üç yıllık süre beş yıla çıkarılarak kooperatif yöneticileri ve ortaklarının tereddütleri giderildi.

REKABET KANUNU'NDA TÜKETİCİ REFAHI LEHİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI

Rekabet Kanunu'nda yapılan değişiklikle soruşturma süreçlerine katkısı olmayan hususlar kaldırılarak kurumun soruşturma sonucunda alacağı kararların ilgili piyasalara etkisinin gecikmeksizin temini ve bu sayede Rekabet Kurumunun varoluş amacı olan tüketici refahının en çoklaştırılması hedefine daha etkin ve seri biçimde ulaşabilmesi sağlandı.

5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nda Sermaye Piyasası Mevzuatı'na benzer yaklaşımla değişiklik yapıldı. Yapılan düzenleme ile sermaye piyasası mevzuatına benzer yaklaşımla, ürün ihtisas borsalarında gerçekleştirilen işlemlerden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesinin sağlanması ve oluşabilecek zararların tazmini amacıyla teminat alınabilmesi ve garanti fonu oluşturulabilmesine yönelik düzenleme yapıldı. Ayrıca, alınacak teminatların ve garanti fonundaki varlıkların amacı dışında kullanılmaması ve korunmasını güvence altına alındı.

Lisanslı depo işletmeleri ve yetkili sınıflandırıcıların faaliyetleri kapsamında uygulamada karşılaşılan sorunların çözüme kavuşturulması amacıyla mevcut bazı eylemleri aykırı eylem olarak tanımlandı. Ayrıca aykırılıklara yönelik caydırıcılık ve etkinliğin artırılmasını sağlamak, sektöre olan güveni artırmak amacıyla idari para cezalarını artırıldı.

Pazar esnafından sayılmayan diğer kişilerce edinilen kapalı pazar alanındaki satış yerleri, pazarcı esnafına kiralanarak maliyetlerin artışına sebep olmasından dolayı kiralama usulünü kaldırıp tahsis usulü getirildi. Böylece pazarcı esnafının menfaatlerini korundu ve maliyetleri azaltıldı.
Anonim şirketlerde yönetim kurulu başkan ve vekilinin, yönetim kurulunun görev süresine uyumlu olarak seçilebilmesine imkân tanındı. Bununla birlikte, anonim şirketlerde üst düzey yöneticiler dışında kalan kişilerin atanma ve görevden alınmalarına dair yetkinin yönetim kurulunca devredilebilmesine imkân sağlandı. Anonim şirketlerde yönetim kurulunun toplantıya çağrılmasında kolaylaştırıcı bir usül getirildi. Ayrıca, anonim ve limited şirketlerin mevzuattaki yeni en az sermaye tutarlarına uyumu sağlandı.

Münfesih durumda olan ve kanunun geçici 7'nci maddesine uyarınca daha önce ticaret sicili kaydı silinen şirketlerle ilgili olarak açılan ihya ve ek tasfiye davalarında ticaret sicili müdürlükleri aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilememesi sağlandı.

Reklam Kurulunun erişim engeli yetkisi, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda yeniden düzenlendi. Ayrıca, satıştan kaçınma halinde firmalara alt sınır 2 bin 200 TL olmak üzere mal veya hizmetin tüm vergiler dahil toplam satış fiyatının yüzde 10’u kadar yaptırım uygulanacak. Böylece bedeli yüksek olan otomotiv gibi ürünlerde yaptırım tutarına caydırıcılık kazandırılacak.

Servis istasyonlarında tespit edilen eksiklik ve aykırılıklar ile ilgili servis istasyonu bazında olan maktu ceza sistemi yerine her bir aykırı tüketici işlemi bazında 2 bin 200 TL idari para cezası uygulanacak. Böylece eksiklik ve aykırılıkları fazla olan servis istasyonları daha fazla idari yaptırıma muhatap olacak. Ayrıca, devre tatil sözleşmelerine getirilen yasaklara ilişkin geçiş hükmüne, muhatapları ve uygulayıcıları açısından açıklık getirildi.

Fahiş fiyat ve stokçulukla mücadele kapsamında cezalar artırıldı. Bu kapsamda, fahiş fiyat artışları için idari para cezasının en üst miktarı 100 bin TL’den 1 milyon TL’ye, stokçuluk için ise en üst miktarı 2 milyon TL’den 12 milyon TL’ye çıkarıldı. Ayrıca, stokçuluk yapanların iş yerlerinin 6 güne kadar kapatılması mümkün hale getirildi.

7223 Sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu’nda yapılan değişiklikle Türk malı imajının yurt dışı pazarlarda daha etkili bir şekilde korunması sağlandı. İhraç edilen aykırı ürünlere uygulanan idari para cezalarında değişiklik yapılarak güvensiz ürün ihraç eden firmalara caydırıcı cezalar getirildi.

SON DAKİKA HABER: Memur ve emekliler için konuşulan zam oranı! Kritik gün yarın! 5 aylık veri belli olacak

Milyonlarca memur ve emeklinin gözü zam oranına çevrildi. Memur ve emeklilerinin maaş zammını ilgilendiren enflasyon ilk 4 ay için yüzde 18,72 olarak belirlenmişti.

GÖZLER YARINA ÇEVRİLDİ!

Mayıs ayı enflasyonu ile birlikte yılın ilk 5 ayına dair veriler netleşmiş olacak. Böylece memur ve memur emeklilerinin yılda 2 kez aldığı toplu sözleşme zammına ek olarak 5 aylık enflasyon farkı da belli olacak. 5 aylık enflasyon farkı ise 3 Haziran'da TÜİK tarafından açıklanacak olan mayıs ayı enflasyonu sonrasında belirlenecek.

"MEMUR VE MEMUR EMEKLERİNDE YÜZDE 20’LİK BİR ZAM ALMALARI KUVVETLE MUHTEMEL HALE GELDİ"

Konuyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Sosyal Güvenlik Başuzmanı İsa Karakaş, memur ve memur emeklilerinin ocak ve temmuz aylarında olmak üzere yılda iki kez zam aldığını hatırlattı.

3 ay peş peşe asgari ödeme yapanın kartı kapanacak mı? DMM'den açıklama

Karakaş, SSK ve Bağ-Kur emeklerinden farklı olarak, hem memur hem de memur emeklerinin maaşında toplu sözleşme baz alınıyor ve farkla birlikte hesaplandığını belirterek, "Bugün itibariyle baktığımız zaman 4 aylık enflasyonu yüzde 18,72 olarak hesaplandı. Merkez Bankasının beklenti anketlerinde göz önünde bulundurduğumuz zaman 6 aylık enflasyon farkının ise yüzde 25 olduğunu söyleyebiliriz. Fakat memur ve memur emeklerinde ise yüzde 25 artış baz alınmayacak. Toplu sözleşmeye baz alındığı için yüzde 19,5 ile yüzde 20,50, yani yuvarlak olarak söylersek yüzde 20’lik bir zam almaları kuvvetle muhtemel hale geldi. Kesin sonuç elbette 3 Temmuz’da açıklanacak olan zam farkıyla birlikte ortaya çıkacak" açıklamasında bulundu.

MEMUR EMEKLİLERİ İLE SSK VE BAĞ-KUR EMEKLİLERİNE MAAŞ EŞİTLEMESİ YAPILACAK MI?

Karakaş, memur emeklerinin, SSK ve Bağ-Kur emeklileriyle maaş eşitlemesi yönünde bir beklenti içerisinde olduğunu söyleyerek, "Geçmişe yönelik olarak baktığımız zaman en son 2023 Aralık ayında SSK ve Bağ-Kur emeklerin maaşı memur emekleriyle eşitlenmişti. Önceki dönemlerde de eşitleme olduğu için elbette ki memur emekleri şu anda SSK ve Bağ-Kur emeklileriyle eşitleme yapılarak yüzde 20 yerine yüzde 25 oranında zam beklentileri bulunmakta" ifadelerini kullandı.

En düşük emekli maaşı için 3 farklı tahmin! Milyonlar yeni zam oranına kilitlendi

REFAH PAYI OLACAK MI

Karakaş, ekonomi yönetiminin zam konusunda yasal düzenlemeye tabi kalacağını düşündüğünü de söyleyerek, "Edindiğimiz bilgiye göre özellikle ekonomi yönetiminin bütün yapılacak olan zamlarda kendi mecrasında olan yasal düzenleme ne ise aynen yapılması, onun üzerinde eşitleme, refah payı ya da devlet desteğinin verilmemesi yönünde görüşlerin ağırlık kazandığını söyleyebiliriz. Bu anlamda memurlara ortalama olarak yüzde 20 civarında zamanın kuvvetle muhtemel olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla memurlara yani çalışan memurlara, eşitleme refah payı ya da devlet desteği olmayacağını öngörüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

OGM'nin geliştirdiği sisteme BM'den ödül!

Bakan Yumaklı, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin orman yangınlarına hassas bir bölgede olduğunu belirterek, OGM'nin yangınla mücadele için yoğun çaba içerisinde olduğunu belirtti.

Ormanları yangınlara karşı korumak için hava ve kara gücünü sürekli artırdıklarını ve teknolojiden yararlandıklarını vurgulayan Yumaklı, yangınlarla mücadelede yapay zeka temelli uygulamaları da kullanmaya başladıklarını anımsattı. Bu manada yerli ve milli kaynaklarla geliştirdikleri 'Yangın Karar Destek Sistemi'ni 2 yıldır kullandıklarını hatırlatan Yumaklı, sistemin yangın anında canlı, anlık meteorolojik veriler ile arazi ve orman yapısını analiz ederek, ekiplerin hızlı ve etkin müdahale etmesini sağladığını kaydetti.

'2 MİLYONDAN FAZLA OY KULLANILDI'

Yumaklı, yangınla mücadelede büyük kolaylıklar sağlayan sistemin BM'ye bağlı Uluslararası Telekomünikasyon Birliği'nce Cenevre'de düzenlenen Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi'nde 'çevre' dalında ödüle layık görüldüğünü bildirerek, "Dünyanın çeşitli ülkelerinden gönderilen 1049 projeden 360'ı çevrim içi oylama için aday gösterildi, 2 milyondan fazla oy kullanıldı. OGM'nin sistemi yarışmada ikinci olarak ödül aldı. Yangın anında karar vermede ekiplerimize destek olan sistem sayesinde daha etkili ve yerinde müdahale yapma imkanına kavuştuk. Dolayısıyla ilerleyen süreçte bu yazılımı geliştirerek, daha kısa sürede daha az zayiatla yangınları söndürebilme olanağına kavuşmuş olacağız. Yerli ve milli imkanlarla geliştirilen Karar Destek Sistemi'nde emeği geçenler başta olmak üzere tüm mesai arkadaşlarımı kutluyorum" dedi.

SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR

Geliştirilen yazılımla; yangın çıkış sebebinin belirlenmesi, yangın davranışlarının tahmin edilmesi ve olası yangınlara karşı uygulanması öngörülen müdahale yöntemleri belirlenebiliyor. Yine söz konusu yazılımla yangın müdahale yerleri, müdahale kapsamında kullanılması gereken araç ve ekipmanların türü ve miktarı tespit edilebiliyor. Orman yangınlarında tehlikeyi en aza indirmek, çevreyi, biyolojik çeşitliliği, insan ve hayvan yaşamını koruyabilmek adına hızlı aksiyon öğeleri sunmak için anlık meteorolojik, coğrafi ve orman verilerini kullanarak CBS (Coğrafi Bilgi Sistemi) ve yapay zeka tabanlı orman yangını modelleme ve karar destek sistemi oluşturuluyor. Karar Destek Sistemi, Türkiye genelindeki ormanların ve arazilerin yapısını, ekiplerin anlık konumunu meteorolojik verileri bünyesinde anlık işleyerek, olay anında hem bilgilendiriyor hem de yönlendirilecek ekiplerin sayısı, yönleri, su takviyesi yapacakları yerler ve gerekli ekipmanlar konusunda uyarıda bulunuyor. Sistem, yangında en yakın ekiplere görev emri gönderebiliyor, onların navigasyonlarıyla konum paylaşabiliyor ve olayla ilgili bilgilendirme yapabiliyor.

Türksat 6A, ABD yolunda! Bakan Uraloğlu açıkladı: Test aşamaları tamamlandı

Türksat 6A uydusunun Antonov An-124 tipi uçakla Florida’ya doğru yola çıkacağını kaydeden Uraloğlu, “Bu proje, ülkemizin uzaydaki geleceği açısından büyük önem taşıyor. Uydumuzda kullanılacak alt sistemleri, uydu yer istasyonunu ve yazılımları milli imkanlarla gerçekleştirdik. Türksat 6A'nın hizmete girmesi ile Türkiye haberleşme uydusu üretebilen ülkeler ligine yükselecek. Böylece haberleşme uydusu ihracatı da yapabileceğiz.” diye konuştu.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu Türksat 6A’nın uzaya gönderilmeye hazır hale geldiğini ve bu kapsamda paketleme işlemlerinin son aşamasına geçildiğini açıkladı. Türksat 6A uydusunun entegrasyon ve testlerinin Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test (USET) Merkezi’nde gerçekleştirildiğini anımsatan Uraloğlu, “Uydu hizmetlerinde Türksat 3A, Türksat 4A, Türksat 4B, Türksat 5A ve Türksat 5B haberleşme uydularımız ile hizmetlerimiz sürdürüyoruz. Türkiye’nin en önemli projelerinden olan yerli haberleşme uydusu Türksat 6A projemizde ise artık sona çok yakınız. Temmuz ayında uydumuzu uzaya göreceğiz” dedi.

Memur ve emekliler için konuşulan zam oranı! Kritik gün yarın! 5 aylık veri belli olacak

“TÜRKSAT 6A, SPACEX TESİSLERİNDEN UZAYA GÖNDERİLECEK”

Uraloğlu, Türksat 6A’nın yapımını Türksat’ın öncülüğünde Tübitak Uzay, Aselsan, TUSAŞ ve CTECH gibi yerli sanayi kuruluşlarının desteğiyle tamamladıklarını anımsatarak “Gururla söylüyorum ki ülkemizin en büyük AR-GE Projesi Türksat 6A’yı başarıyla tamamladık. Şimdi uzaya gönderme aşamasındayız. Uydumuzun paketleme işlemleri de USET’te tamamlanmak üzere. 4 Haziran Salı günü ise milli gururumuz Türksat 6A uydumuz Ankara’dan Antonov An-124 tipi uçakla ABD Florida’da bulunan Cape Canaveral Hava Kuvvetleri İstasyonu'na doğru yola çıkacak. Yaklaşık 17 saat sürecek yolculuğun ardından Cape Canaveral Hava Kuvvetleri İstasyonu'nda SpaceX tesislerinde hangara iniş yapacak uydumuzun, burada yolculuk testleri yapılacak. Ayrıca Türksat6A’nın yakıt dolumu işlemleri de SpaceX’e ait hangarda gerçekleştirilecek. Temmuz ayı ikinci haftasında da SpaceX’e ait Falcon 9 roketi ile uzaydaki konumuna gönderilmesini planlıyoruz.” diye konuştu.

TÜRKSAT TEKNOLOJİ TRANSFER EĞİTİM PROGRAMI

Bakan Uraloğlu, Türksat 6A’nın en yüksek yerlilik oranıyla tamamlanabilmesinin arkasında Türksat tarafından başlatılan teknoloji transfer eğitim programının bulunduğunu vurgulayan Uraloğlu, “Ülkemizin uydu operatörü Türksat tarafından başlatılan program ile Türksat 3A’nın yanı sıra Türksat 4A, Türksat 4B’nin yapımında Türksat mühendislerinin de yer alması sağlanmıştı. Ayrıca Türksat 5A’nın ve 5B’nin yapımında da yine teknoloji transfer programı kapsamında 12 Türksat mühendisi, uydu tasarım, üretim ve test başlıklarında bulundu. Ve şu anda da teknoloji transfer programı kapsamında uzay teknolojileri alanında eğitim alan Türksat mühendislerinin katkısıyla Türksat 6A’yı en yüksek yerlilik oranıyla ürettik” dedi.

“TÜRKİYE, ARTIK BİR HABERLEŞME UYDUSU ÜRETİCİSİ”

TÜRKSAT 6A üretilmesinin, Türkiye için bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Uraloğlu, “TÜBİTAK Uzay, bu proje kapsamında Türksat 6A uydusunun Uydu Yönetim Alt Sistemi’ni, Yörünge Yönelim Kontrol Alt Sistemi’ni, Güç Alt Sistemi’ni, Elektrikli İtki Alt Sistemi’ni, Arayüz Kontrol Birimleri’ni ve Haberleşme Görev Yükü’nü üretti. C2TECH firması Telemetri/İşaret Sinyali Vericisinden Telekomut Alıcıya, Yönsüz Alıcı Anteninden Alıcı Test Bağdaştırıcısına kadar tüm Telemetri Telekomut ve Mesafe Ölçüm Alt sistemlerini yerli ve milli olarak üretti. ASELSAN ise Türkiye Anteni’ni, Almaç, INET ve Faydalı Yük Arayüz Birimi’ni imal ederek Türksat 6A’nın bu aşamaya gelmesini sağladı. Yapısal ve ısıl sistemlerin tasarımından sorumlu TUSAŞ ise uydunun yapısal panellerini ve pil panelini üreterek uyduya montajını gerçekleştirdi. İlk defa Ar-Ge’si yapılarak üretilen bu ürünler sayesinde artık Türkiye, dünyanın sayılı haberleşme uydusu üreticilerinden biri haline gelmiş oldu. Uzay deneyimi elde edecek bu ürünler sayesinde Türkiye hem bu parçaları hem de bir haberleşme uydusunu baştan sona yaparak ihraç edebilecek konuma geldi” diye konuştu.

“35 BİN 786 KİLOMETRE UZAKLIKTA KONUMLANACAK”

Mevcut uyduların yedekliliğini sağlayacak Türksat 6A’nın Türkeye’nin uydu kapasitesini de önemli ölçüde artıracağını kaydeden Uraloğlu, 35 bin 786 kilometre uzaklıkta konumlanması planlanan Türksat 6A’nın 7,5 kilovat güce sahip olduğunu anlattı. Uraloğlu, “Türksat 6A uydusu bir yer sabit haberleşme uydusu olarak; TV yayıncılığı başta olmak üzere haberleşme hizmetleri ve geniş bir kapsama alanında ülkemizin uydu haberleşme ihtiyaçlarını karşılayabilecek. Ayrıca mevcut uyduların hizmet vermediği Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya da kapsama alanına girecek. Türksat 6A ile Türkiye'nin uydularının ulaştığı nüfus, 3,5 milyardan 5 milyara çıkacak. Türksat 6A'nın hizmete girmesi ile Türksat'ın bölgeye yönelik uydu hizmeti ihracatını da önemli ölçüde artacak” dedi.

Borsada yatırımcı sayısı üst üste 2 hafta geriledi

Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) nezdinde pay senedi yatırımcı sayısı önceki haftada olduğu gibi geçen hafta da düşüş gösterdi.

MKK'nın açıkladığı yatırımcı ve hesap sayılarına göre pay senedi yatırımcı sayısı 31 Mayıs ile sona eren haftada bir önceki haftaya göre 240 bin 916 kişi azaldı.

Böylece pay senedi yatırımcı sayısı 8 milyon 578 bin 116 seviyesinden 8 milyon 337 bin 200'e indi.

Aynı hafta pay senedi değeri ise 14,45 trilyon TL'den 13,95 trilyon TL'ye geriledi.

Kredi borcunu erken kapatanlar dikkat! Yargıtay'dan emsal karar

İçtihat Bülteni Uygulaması’ndan edinilen bilgiye göre, Sakarya'da davacı bir özel okulun vekili, çekilip erken kapanan 3 ayrı kredi ile ilgili banka tarafından tahsil edilen ücretlere ilişkin sözleşme hükümlerinin genel işlem şartı niteliğinde olduğunu beyanla kredi sözleşmelerine bağlı olarak istihbarat ve erken kapama ücreti adı altında tahsil edilen tutarlardan fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000.00 TL’lik kısmının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etti.

3 ay peş peşe asgari ödeme yapanın kartı kapanacak mı? DMM'den açıklama

Davalı banka vekili, davanın reddini talep etti. İlk Derece Mahkemesi, davanın kısmen kabulüne karar vererek fazlaya ilişkin talebin reddine karar verdi. İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi, tarafların İstinaf başvurularının esastan reddine karar verdi.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz talebinde bulundu.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi şu kararı verdi:

"Kredi kullanım esnasında alınmayan istihbarat ücretinin erken ödeme nedeniyle alınması da mümkün değildir. Davacıya 18.08.2016, 25.05.2017, 12.06.2017 tarihlerinde kredi kullandırılmış bu esnada istihbarat ücreti alınmamıştır. Daha sonra Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından 10.02.2020 tarih, 2020/4 sayılı tebliğ ile getirilen düzenleme neticesinde Bankalar tarafından tahsil edilen istihbarat ücreti uygulamasına son verilmiştir. Kredi kullanım esnasında alınmayan istihbarat ücretinin erken ödeme nedeniyle alınması da mümkün değildir. İstihbarat ücreti davacıdan alınamayacağına göre, istihbarat ücretine uygulanarak tahsil edilen BSMV ücretinin de alınmaması gerekir. Bu nedenle, istihbarat ücretine uygulanan BSMV’nin de davacıya iadesi gerekirken BSMV hariç istihbarat ücretinin iadesine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir."

3 ay peş peşe asgari ödeme yapanın kartı kapanacak mı? DMM'den açıklama

İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), 'kredi kartına 3 ay peş peşe sadece 'asgari ödeme' yapan kart sahibinin kartının kullanıma kapatılacağı' iddialarının gerçeği yansıtmadığını açıkladı.

İlginizi Çekebilir

DMM'nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, "Bazı basın yayın organlarında yer alan ve sosyal medya hesaplarından paylaşılan, '3 ay peş peşe sadece 'asgari ödeme' yapan kart sahibinin kartı kullanıma kapanacak' iddiası doğru değildir" denildi.

Açıklamada, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK), asgari ödemesini yapan kredi kartı kullanıcılarının kartının kullanımına kapatılmasına yönelik bir çalışmasının veya düzenlemesinin bulunmadığı belirtilerek şu ifadelere yer verildi:

"Yönetmelik gereği bir takvim yılı içerisinde asgari ödeme tutarı, toplam üç kez ödenmeyen kredi kartları nakit kullanımına kapatılmaktadır. Üst üste üç kez asgari ödeme tutarı ödenmeyen kredi kartları ise hem nakit kullanımına hem de mal ve hizmet alımına kapatılmaktadır. Söz konusu kredi kartlarının limitleri, dönem borcunun tamamının ödenmesine kadar artırılamamakta ve bu tür kartlar nakit kullanımına veya kullanıma kapalı tutulmaktadır. Piyasaların işleyişini bozabilecek spekülatif açıklamalara itibar etmeyiniz."

Bazı basın yayın organlarında yer alan ve sosyal medya hesaplarından paylaşılan, “3 ay peş peşe sadece ‘asgari ödeme’ yapan kart sahibinin kartı kullanıma kapanacak” iddiası doğru değildir.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK), asgari ödemesini yapan kredi kartı… pic.twitter.com/KDTaOHR2RD

— Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (@dmmiletisim) June 1, 2024
Pensilvanya'da FETÖ karargahını görüntülüyordu! Canlı yayında CNN TÜRK'e saldırı
Küçükçekmece’de terasta mangal yaparken binayı yaktı

Müteahhit seçiminde kritik sorular var

Duygu Erdoğan - İNDER Başkanı Engin Keçeli, “Deprem felaketlerinin de yıkımını en az seviyeye indirmek adına müteahhit seçiminin, projenin başarısı adına kritik derecede önemli olduğunu gördük. Buradan yola çıkarak rehberimizi hazırlattık” dedi.

Rehberi Dr. Gülcemal Alhanlıoğlu hazırlarken Avukat Ali Güvenç Kiraz, İnşaat Mühendisi Ayten Babaoğlu ve Yüksek İnşaat Mühendisi Çağdaş Aygün bilgi ve deneyimleri ile katkıda bulundu. 5 bölümden oluşan ve 51 soruya yanıt verilen rehbere, derneğin internet sitesinden ulaşılabiliyor.

■ Doğru ve güvenilir müteahhidi nasıl bulurum?

Müteahhitlerin daha önce tamamladıkları projeler, iş kalitesi ve müşteri memnuniyeti hakkında önemli bilgiler sağlar. Ayrıca, müteahhidin ilgili meslek odalarına, sahip olduğu sertifikalar, karne ve lisanslar, profesyonellik ve güvenilirlik açısından önemli göstergelerdir. Müteahhit ile görüşme yaparken detaylı bir sözleşme yapılmasına özen gösterin. Ayrıca, müteahhidin finansal durumu hakkında bilgi edinin.

Schengen insanlık sorununa dönüştü!

■ Müteahhit seçerken hangi yasal düzenlemelere dikkat etmeliyim?

Müteahhitlik Yetki Belgesi’ne sahip olduğundan emin olun; geçmişteki projelerde karşılaştığı hukuki, finansal sorunları ve anlaşmazlıkları araştırın; sigorta poliçeleri ve teminat mektupları gibi güvencelerini kontrol edin; alt yüklenicileri ve tedarikçileri ile olan ilişkilerinin sağlıklı olup olmadığını araştırın; iş sağlığı ve güvenliği, çevresel düzenlemelere uyumu gibi konularda da hassas olduğundan emin olun.

■ Teminat olarak neler isteyebilirim?

Proje sürecinde güvence sağlamak için müteahhitten talep edebileceğiniz teminat türleri performans teminatı, ön ödeme teminatı, sözleşme kapsamında verilecek teminat mektubu, inşaat teminatı ipoteği ve garantör olabilir.

Demirören Holding’den Azerbaycan’da dev yatırım

Demirören Holding Azerbaycan’daki yatırımlarına devam ediyor. Demirören Holding, ARGES Enerji ve Azerbaycan Devlet Yatırım Şirketi ile hidroelektrik santraller kurma kararı almıştı. İşgalden kurtarılan topraklarda yeşile duyarlı hidroelektrik santral projesi kapsamında ilk etapta Laçın ve Kelbecer’de inşa edilecek hidroelektrik santrallerin temeli atıldı.

Azerbaycan’da devlet ve özel sektör bir yatırımı daha hayata geçirdi. Yıllarca işgal altında olan Karabağ toprakları, 2020’de Azerbaycan askerinin destansı mücadelesiyle işgalden kurtarıldı ve bölgeye yeniden yaşam için göç başladı. Bu kapsamda geçtiğimiz yıl sonunda Demirören Holding ile Türk şirketi ARGES Enerji ve Azerbaycan Devlet Yatırım Şirketi arasında işgalden kurtarılan topraklarda hidroelektrik santral kurma kararı çerçevesinde sözleşme imzalandı. Maliyeti 25 milyon manat yani 475 milyon TL olan projenin, toplam kapasitesi ise 13.8 newton watt.

Törene Azerbaycan Laçın Rayonu Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Mesim Memmedov, Azerbaycan Ekonomi Bakan Yardımcısı Anar Axundov, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören ve Türk Şirketi ARGES Enerji Şirketi Sahibi Mehmet Özata katıldı.

Projede ilk etapta Laçın ve Kelbecer’de 5 yeşile duyarlı hidroelektrik santralinin temel atma töreni düzenlendi. Törende Azerbaycan Laçın Rayonu Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Mesim Memmedov, Azerbaycan Ekonomi Bakan Yardımcısı Anar Axundov, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören ve Türk Şirketi ARGES Enerji Şirketi Sahibi Mehmet Özata yer aldı.

Beş istasyonun istasyonun 2025’te kullanıma açılması planlanıyor. İstasyonların ömrü ise yaklaşık 30 yıl olacak. Projenin hayata geçmesiyle çeşitli istihdam kollarında yeni iş sahalarının da açılması hedefleniyor.

Nakit parada yavaşlama

Geniş para arzı M3 ise mart ayında yıllık yüzde 61,4 ve nisanda yıllık yüzde 56,1 büyüdü. M3 bileşenlerinin para arzındaki yıllık büyümede vadeli mevduatlar yüzde 33,7 ile en büyük katkıyı sağlarken onu yüzde 18,2 ile vadesiz mevduatlar takip etti. Diğer taraftan parasal sektör tarafından hane halkı ile finansal olmayan kuruluşlara verilen kredilerin yıllık artış hızındaki yavaşlama da dikkat çekiyor. Yıllık artış hane halkı için Mart 2024’te yüzde 65 iken Nisan 2024’te yüzde 56,8 olarak gerçekleşti. Finansal olmayan kuruluşlara verilen krediler ise Mart 2024’te bir önceki yıla göre yüzde 50,8 artmışken, Nisan 2024’te yüzde 46,5 yükseldi.

Lisanssız elektrik için yeni dönem

Açıklamada, “Öz tüketimlerini karşılamak için kurulmuş büyük çoğunluğu GES olan bu tesislerin sahipleri birleşerek, örneğin 50 megavat, 100 megavat, 300 megavat gibi büyüklüklerde tek bir üretim santraliymiş gibi hareket edebilecek” ifadeleri kullanıldı.EPDK, toplayıcılık faaliyetleriyle elektrik sektöründe başlayacak yeni dönemde lisanssız elektrik üreten santrallerin üretimlerinin birleştirilerek büyük üretim tesisi gibi faaliyette bulunmalarının önünün açıldığını bildirdi. ● EKONOMİ SERVİSİ

Lojistikte işbirliği

İş birliğinin mobilya, beyaz eşya gibi büyük (XL) taşımalar konusunda olduğu bildirildi. Buna göre, Octovan Express markasıyla XL teslimat alanında hizmet, önce önce Türkiye geneline, daha sonra da yurtdışına taşınacak. 400 milyon TL’lik yatırım değeriyle, bu yıl sonuna kadar 55 milyon TL, 2025’te ise 500 milyon TL‘lik iş hacmi oluşturması beklenen bu iş birliği kapsamında Octovan Express, XL teslimat hizmetlerinin teknoloji alt yapısını, müşteri entegrasyonlarını ve yönetimini, Dinçer Lojistik ise operasyonunu üstlenecek.

Dinçer Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Dinçer, lojistik sektörünün geleceğinin yeni nesil teknoloji anlayışıyla kurgulanacağına inandıklarını belirterek, “Özellikle ana iş kolumuz olan lojistik, tedarik zinciri, perakende sektörlerinin tamamını kapsayacak şekilde mobilite, yapay zeka, blockchain, iş zekası, IoT, endüstri 4.0 alanlarında yenilikçi çözümler sunan startuplarla iş birliklerine önem veriyoruz” dedi.

Octovan Kurucusu Erhan Güneş de Octovan Express’in e-ticaret ve mağaza üzerinden satış yapan tedarikçilerin mobilya, beyaz eşya, banyo malzemeleri gibi yüksek hacimli ürünlerini, depolarından alarak son müşteriye teslimini gerçekleştiren bir marka olduğunu anlattı.

Selçuk Bayraktar paylaştı! Bayraktar TB3 adım adım TCG Anadolu'ya

Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA, TCG Anadolu Gemisi’ndeki piste benzer şartlarda denediği ilk Rampa Kalkış Testini başarıyla gerçekleştirdi.

BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknolji Lideri Selçuk Bayraktar o anları sosyal medya hesabından paylaştı.

Selçuk Bayraktar, 'Adım adım TCG-ANADOLU'ya, Oradan da eşsiz maviliklere...' ifadelerini de kullandı.

Selçuk Bayraktar'dan helikopter kazasına ilişkin yeni açıklama: Akıncı TİHA büyük risk aldı!

DÜNYA HAVACILIK TARİHİNDE İLK!

Türk havacılık tarihinde ilklere imza atan milli SİHA Bayraktar TB2, test uçuşlarında otonom fıçı tonosu manevrasını başarıyla gerçekleştirerek dünya havacılık tarihinde de bir ilke daha imza attı.

Manevra testleri için gökyüzünde seyir halinde bulunan Bayraktar TB2, sarmal bir yörünge izleyerek ve kendi ekseni etrafında tam tur dönerek icra ettiği bu manevra ile dünya havacılık tarihine bir kez daha adını yazdırdı. Bu manevrayı başarıyla yapabilen ilk ve tek SİHA olan Bayraktar TB2, otonomi ve aerodinamik kabiliyetlerinin ne kadar gelişmiş olduğunu da bir kez daha gösterdi. Bayraktar TB2’nin tarihi anlarını ise test faaliyetlerini sürdüren bir başka Bayraktar TB2 ve Konya’daki mühimmat atış testinden dönen Bayraktar AKINCI TİHA kayıt altına aldı.

Bayraktar TB3 2 test uçuşunu da başarıyla tamamlandı! Yerli motor ile rekor irtifa

3’TE 3 YAPTI

Bayraktar TB2 SİHA test sırasında otonom olarak gerçekleştirdiği fıçı tonosu manevrasını tam 3 kez denedi ve bu denemelerin hepsini başarıyla tamamladı. Özellikle savaş jetlerinin önemli kaçış manevralarından biri olan fıçı tonosu şimdiye kadar dünya üzerinde hiçbir SİHA tarafından yapılamadı. Fıçı tono manevrası sırasında uçak veya hava aracı gökyüzünde yatay burgu (tirbuşon) hareketi yaparken spiral bir rota izliyor.

SELÇUK BAYRAKTAR'DAN PAYLAŞIM

BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknolji Lideri Selçuk Bayraktar, BayraktarTB2 ile ilgili yeni gelişmeyi paylaştı. Bayraktar "Dünya havacılık tarihinde ilk defa bir SİHA, otonom fıçı tonosu attı..." ifadelerini kullandı.

Content Video - Selçuk Bayraktar paylaştı! Dünya havacılık tarihinde ilk yaşandı

TB2 VE AKINCI'DAN EFES-2024 TATBİKATINDA TAM İSABET

Türkiye’nin en büyük müşterek tatbikatı olma özelliği taşıyan EFES-2024, Seferihisar/İZMİR’de sona erdi. 50 ülkeden bin beş yüzü aşkın yabancı personelin katıldığı tatbikatta TSK unsurları ile birlikte toplam 11 bin personel görev aldı.

Ayrıca tatbikat alanında, Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) koordinasyonunda 47 savunma sanayii firması tarafından yerli ve millî imkanlarla üretilen ve TSK envanterinde bulunan ürünlerin sergilendiği Savunma Sanayii Ürünleri Sergisi de yer aldı.

BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknolji Lideri Selçuk Bayraktar, sosyal medya hesabı X'ten tatbikata ilişkin bir paylaşım geldi. Bayraktar TB2 ve Bayraktar AKINCI'nın hedefi tam isabetle vurduğu anları yayınladı.

Content Video - Selçuk Bayraktar paylaştı! Bayraktar TB2 ve Bayraktar AKINCI'dan tam isabet

İngiltere'den gelen heyet Ankara ve İstanbul’da temaslarda bulundu

YEE, İngiltere'den gelen ve aralarında İngiltere Parlamentosu üyeleri, iş insanları, belediye meclisi üyelerinin yer aldığı heyeti Türkiye'de ağırladı. Ankara ve İstanbul'da 28 Mayıs-1 Haziran tarihlerinde düzenlenen etkinlik kapsamındaki toplantılara katılan İngiliz heyet, Sanayi Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, milletvekilleri ile bir araya gelmek üzere TBMM'yi ve ticaret alanındaki sivil toplum kuruluşlarını ziyaret etti.

Stratejik iş birliklerinin teşvik edilmesi amacıyla düzenlenen toplantılarda, Türkiye ve İngiltere arasındaki tarihi bağların birçok alanda kurulacak ve geliştirilecek iş birlikleriyle nasıl güçlendirileceği konuşuldu.

İngiliz heyet ile İstanbul Ticaret Odası'nda bir toplantı düzenlendi. Toplantıda, İstanbul Ticaret Odası Genel Sekreteri Doç. Dr. Nihat Alayoğlu, üyelerinin 800 bine yaklaştığını ve Türkiye ekonomisinin yaklaşık yüzde 50'sini İTO üyesi kuruluşların şekillendirdiğinden bahsetti. İngiltere ile olan 19 milyar dolar olan ticaret hacminin 30-35 milyar dolar olmasının beklendiğini söyledi. Heyet Başkanı Lord Syed Salah Kamall ise heyette bulunan iş adamlarının iş kollarından bahsederek potansiyel iş birlikleri konusunda konuştu. Toplantıda savunma sanayisinden bilişim sektörüne, sağlıktan inşaata kadar çok sayıda alandaki iş birlikleri ve yatırımların nasıl yapılabileceği ve artırılabileceği konuları masaya yatırıldı.

İTO'DAKİ TOPLANTININ ARDINDAN İNGİLİZ HEYET, İSTANBUL VALİSİ DAVUT GÜL'Ü ZİYARET ETTİ

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nde (MUSİAD) gerçekleşen toplantıda MUSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, etik konusunun iş yaşamındaki öneminden bahsederek kendilerine üye olmak için müracaat eden işletmelerde aradıkları ilk özelliğin etik ilkelere riayet etmek olduğunu vurguladı. Yaptıkları faaliyetlerin bünyelerindeki 14 bin üye ile Türkiye ve tüm dünyaya faydalı olma amacını taşıdığını belirten Asmalı, sosyal sorumluluk projelerine de büyük önem verdiklerini kaydetti. İngiliz ve Türk iş adamlarının faaliyet alanlarını tanıttıkları toplantıda, potansiyel iş birlikleri istişare edilerek mobilya sektöründen ambalaj sanayisine kadar birçok alanda yapılacak yeni ortak yatırımlar konuşuldu.

Uluslararası Ticaret Eşleştirme Platformu (UTEP) ile yapılan toplantıda, İngiliz ve Türk iş adamları arasında iş birliklerini kolaylaştıracak platformların kurulması hakkında konuşuldu. Toplantıda, bu platformların stratejik iş birliklerinin teşvik edilmesi ve ticaret ile yatırım fırsatlarının keşfedilmesinin nasıl kolaylaştırılacağı masaya yatırıldı.

Lord Syed Salah Kamall, etkinliğin Türk politikacılar ile İngiliz iş adamlarının bir araya gelmesini sağladığını belirtti. Politika yapımının yanı sıra kişiler arası ilişkilere, kültürel diplomasi ve iş dünyası diplomasisine de odaklanılmasının önemli olduğunu vurgulayan Kamall, Yunus Emre Enstitüsü'nün tüm bu unsurları bir araya getirmesinin oldukça önemli olduğunu ifade etti.

“SADECE KÂR DEĞİL, AYNI ZAMANDA AHLAKA ÖNEM VERMEK"

Kadınların hamilelik sürecinde yaşadığı sorunları ve anne-bebek ölümlerini azaltmak için Giant Health isimli bir sağlık şirketi kuran Asif Syed Ahmed, etkinliğin bu zamana kadar katıldığı en iyi etkinlik olduğunu belirterek, hem politik elitlerin hem de iş adamlarının buluştuğu toplantıların oldukça ilham verici olduğunu söyledi. Toplantılarda sıkça yinelenen 'sadece kâr değil aynı zamanda ahlaka önem vermek' ilkesinin oldukça takdir ettiğini ifade eden Ahmed, 'değer insanı' ve 'amaç insanı' kavramlarının birlikte zikredilmesinin oldukça faydalı ve ufuk açıcı olduğundan bahsetti. Türkiye'yi çok sevdiğini belirten Ahmed, Türk öğrencilerinin olduğunu ve Türkiye'de hem yetenek hem de harekete geçme yeteneğine sahip çok sayıda insan bulunduğunu, ancak fırsatlarının olmadığını ve bu toplantılarla bu tür insanlara ulaşmak istediklerini ifade etti.

“KÜLTÜRLERİN BİR ARAYA GELMESİ VE BİRBİRİNİ ANLAMAK HERKESİN SORUMLULUĞU"

Yunus Emre Enstitüsünün İngiltere ve Türkiye arasındaki ilişkilerdeki rolüne değinen Ahmed, “Hükümetler arası ilişkiler, işletmeler arası ilişkiler ve kişiler arası ilişkiler vardır. İş dünyası, eğitim, sosyal ve kültürel alanlarda çok sayıda iş başarılabilir. İstanbul ve Londra oldukça kozmopolit şehirler. Kültürel olarak çok fazla bağlantılandırılabilecek unsur var ve Türkiye aracılığıyla dünyadaki, aralarında Müslüman ülkelerin pazarlarının da olduğu birçok pazara ulaşabiliriz. Dünyada 7 milyar insan var ve teknoloji ve harekete geçmekle ürünlerimizi çok sayıda insana ulaştırabiliriz ve Yunus Emre Enstitüsü bize bu konuda yardımcı olabilir. Bu dünyada ekmek bölüşülürse nice sorunların çözülecektir" dedi. Ahmed, kültürlerin bir araya gelmesinin ve birbirini anlamanın barış inşa etmek konusunda herkesin üstüne vazife olan bir sorumluluk olduğunun altını çizdi ve iş adamlarının aynı zamanda barışı sağlayıcılar olduğunu dile getirdi.

Toplantılardan sonra anne ölümleriyle ilgili projesi konusunda iş birlikleri yapmak istediğini belirten Ahmed, “Biz kadın olmasak da annemiz, kızımız veya eşimiz kadın. Yani kadın sağlığı sadece kadınlara özgü değil ve kadın erkek meselesi değil. Kadınların varlığı insanlığın varlığı için olmazsa olmaz. Bu nedenle bu alan oldukça kıymetli ve önemli" diye konuştu. Bu nedenle hamilelik sırasında yaşanan sorunların ve anne ölümlerinin önüne geçmenin öneminden bahseden Ahmed, bu alanda faaliyetlerini sürdüreceğini dile getirdi.

“ÇEVREFEST” başlıyor: “Hepimizin bir dünyası var” olacak

ÇEVREFEST’te; Sıfır Atık etkinlikleri yapılacak, temiz üretim teknolojileri tanıtılacak. Çevre konusundaki pek çok çalışmanın da yer alacağı ÇEVREFEST’te; farkındalık için iklim tüneli, çevre-sıfır atık ve çocuk etkinlikleri ile her yaştan katılımcının ilgisini çekecek söyleşiler, atölye çalışmaları, kitap fuarı yer alacak.

“ÇEVREFEST” TÜRKİYE’DE BİR İLK OLACAK

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı; Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Dönüşüm Hedefleri doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda, çevre konusunda 7’den 70’e tüm vatandaşlarda farkındalık oluşturacak bir etkinliğe imza atıyor. Türkiye’de bir ilk olacak olan “ÇEVREFEST” etkinliği Çevre Haftası kapsamında 5-9 Haziran arasında düzenlenecek. “Herkesin Bir Dünyası Var” temasıyla düzenlenecek Çevre Haftası’nda; çevre gönüllüsü dalgıçlar tarafından deniz altı kirliliğine dikkat çekmek amacıyla dalışlar gerçekleştirilecek, motorlu taşıt kaynaklı hava kirliliğinin azaltılması amacıyla bir gün boyunca trafiğe kapalı alanlar oluşturulacak, temiz üretim teknolojileri tanıtılacak, Sıfır Atık atölyeleri kurulacak.

“ÇEVREFEST” TÜRKİYE’NİN ÇEVRE YÜZÜ OLACAK

Çevre Haftası dolayısıyla 5-9 Haziran tarihlerinde tüm yurtta düzenlenecek etkinlikler Ankara’dan başlayacak. Bu kapsamda; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin 6 Haziran’da Ankara Başkent Millet Bahçesi’nde yapacağı açılış konuşmasıyla başlayacak olan “ÇEVREFEST” 4 gün sürecek. ÇEVREFEST’te çocuk, genç, yetişkin her yaştan katılımcının ilgisini çekecek söyleşiler, atölye çalışmaları, iklim tüneli uygulamasının yanı sıra çevre konulu kitapların ağırlıkta olacağı kitap fuarı da bulunacak. Etkinliklere, farklı uzmanlık alanlarından birçok ünlü isim katılarak insan ve çevre ilişkisine dair söyleşiler gerçekleştirecek.

EMİNE ERDOĞAN HANIMEFENDİ’NİN HİMAYELERİNDE BİR DÜNYA MARKASI OLAN “SIFIR ATIK” DA ÇEVREFEST’TE

Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde bir dünya markası hâline gelen Sıfır Atık Hareketi de “ÇEVREFEST”teki yerini alacak. Başkent Millet Bahçesi’ndeki alanda; özellikle çocuk ve gençlerin katılacağı Sıfır Atık temalı çeşitli atölye çalışmaları, sergiler, piknik, yarışmalar, konferanslar ve tiyatro gösterileri düzenlenecek.

ÇEVRE DOSTU ÇELİK KÖY EVİ, BAŞKENT MİLLET BAHÇESİ’NDE ZİYARETÇİLERİNİ BEKLİYOR

6 Şubat depremlerinin ardından, deprem bölgesindeki köylerde çelik köy evlerinin yapımı sürüyor. Çevre dostu, Sıfır Atık uyumlu bir çelik köy evi,

ÇEVREFEST’te 4 gün boyunca Başkent Millet Bahçesi’nde vatandaşların ziyaretine açılacak.

“ÇEVREFEST” DÜNYADAKİ SAYILI ÖRNEKLERDEN BİRİ OLACAK

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda düzenlenecek olan “ÇEVREFEST” ile başta çocuklar olmak üzere tüm toplumda çevre duyarlılığının artırılması ve yeni bakış açıları kazandırılması hedefleniyor. Çevre farkındalığının yaygınlaşmasının hedeflendiği ÇEVREFEST büyük bir çevre etkinliği olmasıyla büyük önem taşıyor. Çevre konusundaki pek çok çalışmanın da yer alacağı ÇEVREFEST dünyadaki sayılı örneklerden biri olacak.

“ÇEVREFEST” 81 İLDE, 85 MİLYON VATANDAŞLA BULUŞACAK

Çevre Haftası etkinliği “ÇEVREFEST” 81 ilde, 85 milyon vatandaşa ulaşacak. Bu kapsamda 81 ilde; çocuklar ve ailelerin katılımıyla sıfır atık atölyeleri kurulacak. Atık toplama kampanyaları düzenlenerek vatandaşlar Sıfır Atık konusunda bilgilendirilecek. Atık getirme merkezleri, toplama-ayırma tesisleri ve geri dönüşüm tesislerine ziyaretler düzenlenecek. “Sıfır Atık Mavi” uygulamaları kapsamında kıyı şehirlerindeki mavi bayraklı marinalara ve teknelere ziyaretler gerçekleştirilecek. Deniz çöpleri, bunların deniz ve deniz canlılarına etkileri ile iklim değişikliğinin denizler üzerindeki etkileri de işlenecek. Bisiklet turları ve deniz çöpü avı faaliyetlerinin de düzenleneceği etkinliklerde, kıyı şehirlerinde çevre gönüllüsü dalgıçlar tarafından deniz altı kirliliğine dikkat çekmek amacıyla dalışlar gerçekleştirilecek.

“DÜNYA ORTAK EVİMİZ” ŞİARIYLA YENİ FİDANLAR DİKİLECEK

ÇEVREFEST’te “Dünya Ortak Evimiz” şiarıyla, iklim değişikliğine dikkat çekmek amacıyla, belirlenen alanlarda fidan dikimi gerçekleştirilecek. Anıt ağaçlar ve tescilli mağaralar tanıtılacak. Bununla birlikte motorlu taşıt kaynaklı hava kirliliğinin azaltılması amacıyla bir gün boyunca trafiğe kapalı alanlar oluşturularak bisiklet ve e-skuter gibi mikromobilite araçların kullanımı teşvik edilecek.

SEMİNERLERLE BİLGİLENDİRMELER YAPILACAK

Özellikle çocuk ve gençlere çevre bilinci kazandırmak amacıyla seminer, eğitim ve paneller düzenlenecek. Temiz üretim teknolojileri, enerji ve kaynak verimliliği ile sürdürülebilirlik kavramları çocuklara yönelik atölyelerle desteklenecek.

Kurban pazarlarında sıkı pazarlıklar başladı

Trabzon'un Ortahisar Belediyesi yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle Akoluk Mahallesi’nde 20 dönümlük alanda kurban satış ve kesim alanı hizmete girdi. 120 adet büyükbaş havyan çadırı ile 70 adet küçükbaş hayvan çadırının kurulacağı alana Türkiye’nin değişik illerinden besiciler gelmeye başladı. Çoğunlukla Doğu Anadolu Bölgesi’nden gelen üreticilerin hayvanları satışa sunduğu kurban sahasında yemekhane, çay ocağı ve lavabo gibi alanlar da oluşturuldu. Bazı besicilerin çadır kurma işlemlerine devam ettiği kurban pazarına getirilen büyükbaş hayvan fiyatları ise 80 bin TL’den başlayarak 160 bin TL’ye kadar çıktı.

Böyle pazarlık görülmedi

Kurban Bayramı’na sayılı günler kala besiciler ile vatandaşlar arasında ise sıkı pazarlıklar da başladı. Büyükbaş hayvan fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle pazarlıkların kıran kıran geçtiği kurban satış yerinde Trabzonlu Rahman Durmuş ile Bayburtlu besici İsmail Balık’ın arasında geçen pazarlık kameralara yansıdı. Bayburtlu besicinin satışa sunduğu danayı 80 bin TL’ye almak isteyen Rahman Durmuş’un ‘Bismillah’ diyerek başladığı pazarlık süreci dakikalarca sürdü. 85 bin TL'den aşağıya düşmeyen Bayburtlu besici İsmail Balık'ın kolunu hiç bırakmayan, kolunu her sallayışta besmele çeken ve diyalogları ile herkesi güldüren Rahman Durmuş "İsmail alacağım oni, gerekirse benim için zarar et" diyerek sonunda 80 bin TL'den kurbanlığını almayı başardı.

"Çok sıkı pazarlık yaptık"

Çok sıkı pazarlık yaptıklarını kaydeden Rahman Durmuş, geçen yıla göre bu yıl alım gücünün zorlaştığını belirterek “Yaklaşık 30 yıldır bu pazarlardayız. Geçen yıla göre bu yıl alım gücü zorlaşacak. Hayvan pahalı. Yem ve imalatı pahalı. Ondan dolayı bu maliyetlere çıkıyorlar. İnşallah dileğimiz üreticilerin hayvanların hepsini satarak buradan mutlu bir şekilde gitmesini istiyoruz. Seneye tekrar bu insanlar bu üretimi yapıp Trabzon’a gelsin ve insanlar kurban ibadetini yapsınlar. Çok sıkı pazarlık yaptık. Kurban kesenlerden ricam üreticileri üzmesinler. Zor şartlarda bu hayvanlar bakılıyor” dedi.

Bayburtlu besici İsmail Balık da “Yem pahalı. Hayvanların buraya gelmesi ve yerler yüksek maliyetler. Onun için mecburen hayvanın fiyatı yükseliyor. Her yıl Kurban pazarı için Bayburt’tan Trabzon’a geliyoruz. Bu sene 24 büyükbaş hayvan ile geldik. Bu sene şuana kadar 2 kez satış yaptık” ifadelerini kullandı.

“Vatandaşlar şuanda sadece soruyor, almıyor”

Yaklaşık 12 yıldır Trabzon’a hayvan satmak için geldiklerini belirten Adem Tekeş ise “Bu sene de nasip oldu Ağrı’dan Trabzon’a geldik. İnşallah hayvanları satıp döneceğiz. Baktığımızda çadır sayısının iki katına yükseldiğini görüyoruz. Geçen sene 80-85 çadır vardı bu sene 160’a çıktı. İnşallah herkes satışını yapıp evine döner. Bu sene 30-35 tane hayvanla geldik. Geçen sene yaklaşık 50 hayvan ile gelmiştik. Taban yüksek olduğu için satılmaz diye az hayvanla geldik. Kilogram işi 500-550 arasında değişiyor. Vatandaşlar şuanda sadece soruyor, almıyor” diye konuştu.

Hüseyin Kibar isimli besici ise “Kurban pazarı kuruldu hayvanlarımızı getirdik. Şuanda satışlar biraz yavaş. Vatandaş alamıyor. Geçen sene güzel satış yapmıştık. İnşallah bu sene de satılacak. Fiyatlara baktığımızda en ufak hayvan 80 bin TL’den başlıyor. 150-160 bin TL’ye kadar çıkıyor. Vatandaşın alım gücü zayıf. Havalar kötü gittiği için kimse gelmiyordu. Havaların ısınmasıyla vatandaşların pazara geleceğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

“Avukat bulundurma zorunluluğu üyelerimizi zorluyor”

Ankara Ticaret Odası (ATO) Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısı, ATO Meclis Salonu’nda yapıldı. Toplantıda konuşan ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, yönetim kurulu çalışmaları hakkında bilgi verdi, güncel ekonomik gelişmeleri değerlendirdi ve ATO üyelerinin sorunlarını ve çözüm önerilerini dile getirdi.

Baran, konuşmasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklanan ‘Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ni de değerlendirdi. Hükümetin tasarruf tedbirlerini ortaya koymasını, enflasyonla mücadele sürecinin yükünün paylaşılması açısından faydalı bir adım olarak değerlendiren Baran, “Enflasyonla mücadeleyi temel alan ekonomik programın, harcamaları kısmaya yönelik tedbirleri reel sektörümüzü etkiledi. Programın kamu ayağının tasarruf paketiyle şekillenmesinden memnuniyet duyduk. Tasarruf Paketi’nin, uygulanan ekonomi programını güçlendirerek, enflasyon başta olmak üzere ekonomik göstergeleri çok daha iyi seviyelere getireceğine, kamu maliyesini dolayısıyla da ülke ekonomisini en kısa sürede rahatlatacağına inanıyoruz” dedi.

“Tasarruf kadar verimliliği artırıcı çalışmalar da enflasyonla mücadele sürecini destekleyecek”

Türkiye ekonomisinin gelişme ve ilerlemesini sürdürmesi için potansiyelini tam olarak ortaya koyması açısından tasarruf tedbirlerinin, verimliliğe yönelik çalışmalarla güçlendirilmesi gerektiğine de dikkat çeken Baran, “Tasarruf kadar verimliliği artırıcı çalışmalar da enflasyonla mücadele sürecini destekleyecek hatta ülkemiz ekonomisine önemli ölçüde ivme kazandıracak, refahı yükseltecek, sürdürülebilir rekabeti sağlayacaktır” diye konuştu.

“Eğitimde planlama yaparak insan kaynağını doğru yetiştirmemiz şart”

Verimlilik artışının ekonomik büyümeye lokomotiflik yapabileceğini kaydeden Baran, sadece mali kaynaklar açısından değil, insan kaynağı açısından da verimlilik temelli yaklaşımın hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Baran, “Bugün reel sektörün eleman bulamama sorunu en önemli gündem maddemiz halinde. Genç nüfusumuz varken eleman bulamıyorsak, insan kaynağımızı verimli değerlendirmenin yollarını aramamız gerekiyor. Nitelikli işgücü, iş dünyası için artık bir beka meselesi haline geldi. Eğitimde planlama yaparak insan kaynağını doğru yetiştirmemiz şart. Ülkemizin bütün sektörlerinde gelecek projeksiyonları yapılarak, ihtiyaç duyulan alanlarda meslek eğitimine öncelik verilmeli” açıklamasında bulundu.

“Avukat bulundurma zorunluluğunu yerine getirmeyen işletmelerin aylık 40 bin lira ceza ödemesi gerekiyor”

Reel sektörün sorunlarına ve çözüm önerilerine ilişkin de konuşan Baran, sermaye tutarı 1 milyon 250 bin liranın üzerinde olan şirketlerin sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğu konusuna da değindi. Hukuk fakültelerinden her yıl binlerce gencin mezun olduğunu ve avukatlık yapmaya başladığını ve ihtiyaçtan fazla avukat mezun edildiğini anlatan Baran, “Avukat bulundurma zorunluluğunu yerine getirmeyen işletmelerin aylık 40 bin lira ceza ödemesi gerekiyor. Avukat bulundurma zorunluluğu, üyelerimizi gereksiz maliyetlerle karşı karşıya bırakıyor. Şirketler ihtiyaç duydukları konularda zaten konunun uzmanı avukatlardan hizmet alıyor. Vergi sorunu varsa vergiyle ilgili uzman avukatla çalışıyor, alacak uyuşmazlığı varsa o konuyla ilgili avukatla sözleşme yapıyor. Süreklilik arz edecek bir avukatla sözleşme yapma zorunluluğu, şirketlere katkı sağlamadığı gibi hakkaniyet dışı, verimsiz bir şekilde gelir aktarımına neden oluyor. Belli bir sermayenin üzerindeki şirketlerimize getirilen bu tip zorunluluklar, şirketlerimizin rekabetçiliklerinin yanında istihdam yapmalarını ve büyümelerini de engelliyor” diye konuştu.

Konunun çözümü için ilgili kanuni düzenlemelerdeki ‘zorunda’ ifadesinin kaldırılarak, avukat bulundurmanın isteğe bağlı hale getirilmesini öneren Baran, alternatif olarak, yeni kurulan şirketlerin avukat bulundurma zorunluluğundan bir yıl süreyle muaf tutulması, tasfiye, terkin ve konkordato sürecindeki şirketler ile 50 kişiden az çalışanı ve 50 milyon liradan az yıllık net satış hasılatı olan anonim şirketlerin kapsam dışı bırakılması gerektiğini bildirdi.

Arpa hasadı başladı

Keşan Ziraat Odası Başkanı Hasan Şen, Yönetim Kurulu Üyesi Salih Gülfidan, beraberindeki odada görevli tarım danışmanları, başlayan arpa hasadı ile ilgili ziyaretlerde bulundu. Hasat ile ilgili açıklamalarda bulunan Hasan Şen, hasadın, dolunun vurduğu arpa ekili bölgeden başladığını belirterek, “Şuan biçilen alana baktığımızda, dolunun vurduğu yerlerde ciddi verim kaybı olduğunu görüyoruz. Ancak zarar ne olursa olsun üreticimi ürününü tarlada bırakmaz ve tarladan toplar. Üreticilerimizin fiyat konusunda beklentileri var. Fiyatların, enflasyon farkı ve refah payının eklenerek açıklanmasını bekliyoruz. Devletimiz bu konuda özveri ile çalışarak çiftçilerimizi memnun edici bir fiyat açıklayacaktır. Biz üretmek için çalışıyoruz. Üretim açısından bazı ürünlerde Edirne olarak ülke genelinde bazı ürünlerde 1., bazı ürünlerde 4. sırada yer alıyoruz. Bu da Edirne üreticisinin gerekli özveriyi göstererek çalıştığı anlamına geliyor. İnşallah hükümetimiz çitçilerimizi memnun edici bir fiyat açıklaması yapar” dedi.

“Son yağışların ardından verimler en yüksek seviyelere çıkacaktır”

Dolunun hasar vermediği alanlarda beklenen verimler ile ilgili de değerlendirmede bulunan Şen, “Son yağışların ardından verimler en yüksek seviyelere çıkacaktır. Dolayısı ile hububatta verimlerimizin iyi olmasını bekliyoruz. arazi gezilerimizdeki incelemelerimizde bunu gözlemliyoruz. Aynı beklentimiz ayçiçeği ürünü için de geçerlidir” ifadelerini kullandı.

Çiftçilik de yapan Keşan Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi Salih Gülfidan da, 2024 yılının arpa hasadının hayırlı olmasını temenni ederek, “Verim ile ilgili şimdiden bir şey söylemek mümkün olmasa da, dolunun hasar verdiği bölgede yaptığımız hasatta; dolunun vurduğu arpa ekili alanlarda 250-300 kilogram verim alınır gibi duruyor. Bölgemizde dolunun vurduğu yerlerde ciddi zayiat var. Arpa hasadı geçen yola göre yaklaşık 15 gün önce gerçekleşiyor. Daha sonra da buğday hasadı başlayacak. Allah, inşallah tane bereketi verir. Çiftçilerimizin refah payı hesaplanarak bir fiyatın açıklanmasını bekliyoruz” diye konuştu.

Keşan bölgesindeki arpa hasadını yapan üretici Yusuf Uzdilli ise hasat sezonunun tüm çiftçilere hayırlı olmasını temenni ederek, “Bereketli bir sezon diliyoruz. İnşallah en kısa sürede bölgemizde fiyat belirlenir ve çiftçilerimiz mağdur edilmez” diye konuştu.

İstanbul'un enflasyonu belli oldu

İstanbul’un Mayıs ayı enflasyonu belli oldu. 2024 Mayıs ayında İstanbul’da; perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi bir önceki aya göre yüzde 3,59, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi ise yüzde 2,59 oranında arttı.

2023 Mayıs ayına göre 2024 Mayıs ayında yaşanan fiyat değişimlerini gösteren bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksinde yüzde 82,20, Toptan Eşya Fiyatları İndeksinde ise yüzde 61,21 olarak gerçekleşti.

Mayıs 2024’te Perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; Kültür Eğitim ve Eğlence Harcamalarında yüzde 7,86, Konut Harcamalarında yüzde 7,07, Giyim Harcamaları grubunda yüzde 6,76, Ev Eşyası Harcamalarında yüzde 3,48, Gıda Harcamalarında yüzde 2,35, Diğer Harcamalarda yüzde 1,36 artış; Sağlık ve Kişisel Bakım Harcamalarında yüzde 0,13, Ulaştırma ve Haberleşme Harcamalarında yüzde 0,45 azalış gerçekleşti.

Mayıs 2024’te Toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; İşlenmemiş Maddeler grubunda yüzde 8,31, Madenler grubunda yüzde 5,13, İnşaat Malzemeleri grubunda yüzde 4,28, Gıda Maddeleri grubunda yüzde 1,41 ve Yakacak ve Enerji Maddeleri grubunda yüzde 0,09 artış, Kimyevi Maddeler grubunda ise yüzde 7,40 azalış izlendi. Mensucat grubunda herhangi bir değişim izlenmedi.

Kırmızı et ithalatı yıl sonuna kadar sürecek

Et ve Süt Kurumu'nun et ithalatı ile arz-talep dengesinin sağlanması üzerine kırmızı ette yüzde 8 ile 10 oranında indirim yapıldı. Gelen indirimin ardından kilogramı 650 liraya satılan kuşbaşı et 580 liraya, 600 liraya satılan kıyma ise 550 liraya düştü. İstanbul Kasaplar Esnaf Odası üyesi Veysel Günal, "Et ve Süt Kurumu'nun ithal et getirmesi ve sanayicilere eti vermesi nedeniyle piyasalarda biraz arz-talep dengelendi. Kırmızı et şu anda 650-700 lira bantlarından 580 lira bantlarına kadar geriledi. Aşağı yukarı kilogramında 70 lira civarında bir düşüş oldu" dedi. Et ve Süt Kurumu'ndan alınan bilgiye göre yıl sonuna kadar kırmızı et ithalatı devam edecek.

Ocak ayından bu yana aralıklarla zam yapılan kırmızı ette fiyatlar düşmeye başladı. Yılbaşından bu yana artan fiyatların önüne geçmek için Et ve Süt Kurumu kırmızı et ithalatına başlamıştı. Kurumun ithal ettiği etleri zincir marketler üzerinden uygun fiyatla satarak arz-talep dengesini sağlaması ve kasapların daha fazla kırmızı ete ulaşmasıyla birlikte aylar sonra kırmızı ette indirim oldu. İstanbul Kasaplar Esnaf Odası üyesi Veysel Günal, Et ve Süt Kurumu'nun ithal et getirmesiyle birlikte etin kilogram fiyatında 70 liraya yakın bir indirim olduğunu söylerken, Kurban Bayramı'na kadar 20 liralık bir indirim daha beklediklerini belirtti. Kasap Haluk Doğan ise Kurban kesileceği için hayvan sayısında bir düşüş olacağını ve bundan dolayı fiyatların daha fazla inmeyeceğini öne sürdü. Vatandaşlar, aylardır yapılan zamların ardından gelen bu indirimi yeterli bulmazken, Et ve Süt Kurumu'ndan alınan bilgilere göre piyasanın et ihtiyacını karşılamak, fiyat istikrarını ve vatandaşların daha uygun fiyatlarla kırmızı ete ulaşabilmesini sağlamak için yıl sonuna kadar et ithalatına devam edileceği öğrenildi.

"ET VE SÜT KURUMU'NUN İTHAL ET GETİRMESİ ARZ TALEBİ DENGELEDİ"

İstanbul Kasaplar Esnaf Odası üyesi Veysel Günal, "Kırmızı ette ocak ayından itibaren yüzde 40'ın üzerinde bir zam gelmişti. Bu arz talebinin artması üzerine tabii bu piyasadaki dengeyi bozdu. Tabii Et ve Süt Kurumunun ithal et getirmesinden ve sanayicilere eti vermesinden dolayı piyasalarda biraz arz talebi dengeledi. Kırmızı ette şu anda 650-700 lira bantlarından 580 lira bantlarına kadar geldi. Aşağı yukarı kilogramında 70 lira bandında düşüş oldu. Her sene kurban olduğu zaman fiyatlar artardı. Kurban fiyatları yüksek olduğundan dolayı, piyasaların ve esnafların da biraz işlerinde düşüklük olduğundan dolayı fiyatlar geriledi" diye konuştu.

"MAHALLE KASAPLARI OLARAK 360-370 LİRA BANDINDA ET ALIYORUZ"

Et ve Süt Kurumu'nun piyasaya, sanayicilere 340 liradan et verdiğini söyleyen Günal, "Mahalle kasapları olarak 360-370 lira bandında et alıyoruz ama bizim aldığımız yerli ettir. Bakın burada ayırmamız gerekiyor. Markette de satılıyor, market ve AVM'lerin içinde satılan etlerin yüzde 90'ı ithal ettir. O yüzden de fiyatlar, arz talep dengesine göre farklıdır. Bu fiyatlar semtlere göre de değişiyordur" dedi. Ocak ayından bu yana yapılan zamları 'köpük zam' olarak değerlendiren Günal, "Şu anda piyasa dengeledi. Kurbanın da gelmesi fiyatları şu anda dengeledi. Biz isteriz ki fiyatlar daha da düşsün ama besici de diyor ki, 'Bizim de maliyetlerimizi kurtarmıyor', kasap da diyor ki, 'Biz de kendi maliyetimizi kurtarmıyoruz'. Kırmızı et bundan 2 ay önce Ramazan ayı sonlarına doğru 395 bandını görmüştü, şu anda 370-365 bandından gidiyor" ifadelerini kullandı.

"KIRMIZI ET FİYATLARI 20 LİRA DAHA DÜŞECEK"

Kurban Bayramı'na yaklaştığımız şu günlerde kırmızı etteki fiyat düşüşünün biraz daha sürebileceğini ifade eden Veysel Günal, "Çünkü vatandaşın alım gücü beyaz ete yönlendiği için kırmızı et fiyatları 20 lira daha düşecek gibi gözüküyor. Kuzu biraz geriledi. Kuzu bandı 480 liradan 440 liraya düştü. Bizim de satışımız 490 liradan aldığımızda 630-650 liraya veriyorduk. Şu anda biz 440'a alıyoruz, 580-600 bandında, yalnız bizim kıvırcık süt kutusudur. Danaya geldiğimiz zaman da 670 liradan 600 liraya kuşbaşı, kıymayı da 580 lira veriyoruz. Dana biftek antrikot 700 lira, bonfile bin 100 liradan 900 liraya düştü. Kuzu kuşbaşı 750 lira, kuzu eti de 600 lira şu anda" diye konuştu.

"KURBAN BAYRAMININ YAKLAŞMASI FİYATLARIN DÜŞMESİNDE BİR ETKEN OLAMAZ"

Sultangazi'de kasap olan Haluk Doğan, "Kırmızı ete 50 liralık bir indirim geldi. Bunu biz ithal ete ve alım gücünün azalmasına bağlıyoruz. Bu arada satışlarımız da düştü. İthal et biraz fazla geldi, alım gücü de azaldığı için fiyatlarda düşme oldu. 650 liraya sattığımız kuşbaşını 600'e çektik. 600 liraya sattığımız kıymayı ise 550 liraya çektik. Fiyatlar zaten çok yüksekti, şu anda 300-350 lira bandında olması gerekiyordu. Kurban bayramının yaklaşması fiyatların düşmesinde bir etken olamaz. Çünkü kurban kesildiği için hayvan sayısı düşecek. Ramazan'ın içinde zamlar geldi, Ramazan'ın son haftası düşüşler başladı. 2-3-5 derken 50 lira kadar bir indirim oldu. Daha aşağı ineceğini düşünmüyorum çünkü maliyetler belli. Yetiştiren de kazanmıyor, satan da alan da kazanmıyor. Hiç kimse bu fiyatlardan memnun değil. Fiyatların düzene girmesi lazım, fiyatlar çok değişken. Her hafta fiyatlar düşüyor veya çıkıyor, biz de şaşırdık. Sürekli bağlantıda olduğumuz yerlerin 'Ne oldu da zam geldi' sorusuna cevap veremiyoruz" dedi.

"DAHA FAZLA OLMASI GEREKİYOR"

Fiyat düşüşünün devam etmesini istediklerini dile getiren Sevgi Dağlı, "Bizim faydamıza olur, inşallah böyle düşmeye devam eder. Asgari ücretle geçiniyoruz, almakta zorlanıyoruz" dedi. Art arda gelen zamlardan sonra indirimi yeterli bulmayan Abdullah Köse ise, "Yılbaşından beri ne kadar zam geldi, ne kadar indirim oldu. Yapılan zamların yanında indirim insanları cezbediyor mu? Burası daha önemli ama yapılan zamların yanında bu indirim bir şey ifade etmiyor. İnsanların 50 liralık indirimle mutlu olacağını sanmıyorum. Daha fazla olması gerekiyor ki milletin bütçesine daha çok hitap etsin" diye konuştu.

Tarlada kilosu 15, markette 80 lira

Verimli tarım arazilerine sahip olan Çukurova'da, kapya biberin tarlada kilosu 15-20 lira, meyve sebze halinde kalitesine göre 20-30 lira arasında değişirken, market raflarında kilogramı 65-80 lira arasında satılıyor. Raf ile hal arasındaki fahiş fiyat farkının hem üreticiyi hem de tüketiciyi zor duruma düşürdüğünü belirten Adana Kabzımallar Odası Başkanı Mahsun Doğan, yetkililere denetim çağrısı yaptı. Normal şartlarda hal fiyatına göre kapya biberin marketlerde kilogramı 40-50 lira arasında satılması gerektiğini dile getiren Doğan, "Her nedense marketlerde sürekli fahiş fiyatlar var. Kapya biberin kilogram fiyatı 3-4 gün önce 90 liraya kadar dayanmıştı. Bugünlerde biraz düşüş yaşandı fakat fiyatlar hala olması gerektiğinden çok yüksek. Tüketici ürün almakta zorlanıyor. Hal fiyatına göre yüzde yüz fiyat arttırsalar yine bu şekilde olmaması lazım. Tüketicilere çağrım ürünlerini buradan almalarıdır. Yetkililerin sıkı bir denetim yaparak bu durumun önüne bir an önce geçmeleri gerekiyor" dedi. (DHA)

❌