Okuma görünümü

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.

TESK'ten mesleki eğitim çağrısı

TESK'ten mesleki eğitim çağrısı

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yeni oluşan mesleklere yönelik müfredatların değişmesi çağrısı yaptı.

TESK Başkanı Bendevi Palandöken, mesleklerin geleceğe yönelik ihtiyaçları doğrulturusunda öğrencilere yeni becerilerin kazandırılması gerektiğini söyledi.

Geleneksel mesleklerin dijital dönüşüme entegre olması gerektiğini belirten Palandöken, çırak yetiştirmenin önemine de dikkat çekti.

Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü kapsamında yazılı açıklama yapan Palandöken, "Mesleki eğitim çocukların geleceğinin anahtarıdır. Çıraklık yarının ustalarını yetiştirme sanatıdır." ifadelerini kullandı..

Dünya Bankası, Türkiye için büyüme tahminini düşürdü

Dünya Bankası, Türkiye için büyüme tahminini düşürdü

Dünya Bankası, 2024 ve 2025 yılı için Türkiye büyüme tahminini düşürdü. Bankanın analizinde Türkiye'deki sıkılaşma adımlarının ekonominin geneline yayılacağı belirtildi.

Dünya Bankası, 2024 yılı için Türkiye büyüme tahminini düşürdü. Bankanın yayınladığı raporda Türkiye için 2024 tahminini yüzde 3,1'den yüzde 3'e indirildi. Türkiye için 2025 büyüme tahmini yüzde 3,9'dan yüzde 3,6'ya çekildi. Küresel büyüme tahmini yüzde 2,4'ten yüzde 2,6'ya yükseltildi. 2025 büyüme tahmini ise yüzde 2,7'de sabit tutuldu. 2026 yılı küresel büyüme tahmini yüzde 2,7, Türkiye için 2026 büyüme tahmini de yüzde 4,3 oldu. Raporda bu yıl Türkiye'nin para politikasında sıkılaşma adımlarının ekonominin geneline yayılacağı tahmin edildi. Güçlü iç talep ve net ihracatın etkisiyle ekonomik büyümenin 2025'te yüzde 3,6, 2026'da ise yüzde 4,3 artacağı öngörüldü. Banka, enflasyonun 2025 yılında ortalama yüzde 29'a düşeceği tahminini paylaştı.

Türk iş dünyası için Paris'te imza

Türk iş dünyası için Paris'te imza

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Milletlerarası Ticaret Odası, iş dünyası için iş birliği anlaşması imzalandı. Anlaşma, uluslararası ticaret, tedarik zinciri finansmanı ve yeşil pazarlama gibi konuları kapsayacak.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) arasında iş dünyasına yönelik iş birliği anlaşmasına imza atıldı. Birlikten yapılan yazılı açıklamaya göre, 5 maddelik iş birliği anlaşmasının imza töreni, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile ICC Genel Sekreteri John Denton'un katılımıyla Paris'te düzenlenen Dünya Konseyi toplantısında gerçekleştirildi. Finansman programlarından dijital ihracata kadar birçok alanı kapsayan anlaşmayla, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nin de desteğiyle Incoterms Programı, uluslararası ticaret, tedarik zinciri finansmanı, yeşil pazarlama ve ICC küresel öğrenme programlarının Türk iş dünyasının hizmetine sunulması planlanıyor. Anlaşma çerçevesinde, ICC Bankacılık Komisyonu ile sürdürülebilir ticaret ve finansmanına ilişkin Türkiye'de bilgilendirme toplantılarının gerçekleştirilmesi de hedefleniyor. Ayrıca Türkiye'deki küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin elektronik ihracat yeteneklerinin geliştirilmesi amaçlanıyor. Öte yandan, ICC menşe belgeleri bilgilendirme toplantıları ile Dünya Odalar Federasyonuyla ortak etkinliklerin düzenlenmesi planlanıyor. Söz konusu eylem planlarını içeren anlaşma, 1 yıl geçerli olacak.

Emekli bayram ikramiyesi ödeme takvimi 2024: Bayram ikramiyeleri yattı mı, ne zaman yatacak? (4A, 4B, 4C ikramiye ödeme günleri)

Emekli bayram ikramiyesi ödeme takvimi 2024: Bayram ikramiyeleri yattı mı, ne zaman yatacak? (4A, 4B, 4C ikramiye ödeme günleri)

Emekli bayram ikramiyesi ödeme günleri, Kurban Bayramı ikramiyelerinin hesaplara yatırılmaya başlamasıyla birlikte gündeme geldi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından yapılan duyuru sonrasında, SSK, Bağkur ve Emekli Sandığı emeklilerinin bayram ikramiyesi ödeme tarihleri belli oldu. Peki, emekli bayram ikramiyeleri yattı mı, ne zaman yatacak? İşte 4A, 4B, 4C ikramiye ödeme günleri.

2024 emekli bayram ikramiyesinin ne zaman hesaplara yatacağı, 4A, 4B, 4C emeklileri tarafından sorgulanmaya başladı. Emekli ve hak sahiplerine toplamda 42 milyar TL bayram ikramiyesi ödemesi gerçekleştirilmeye başladı. SSK, Bağkur ve Emekli Sandığı emeklilerinin bayram ikramiyesi alacakları tarihler açıklandı. Peki, emekli bayram ikramiyeleri yattı mı, ne zaman yatacak? İşte 4A, 4B, 4C ikramiye ödeme günleri.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kurban Bayramı ikramiyesini 10-14 Haziran tarihleri arasında emeklilerimizin hesaplarına yatırıyoruz." dedi.Emekliye Kurban Bayramı ikramiyeleri bugünden itibaren hesaplara yatırılmaya başlanacak.
Emekli ve hak sahiplerine toplamda 42 Milyar TL bayram ikramiyesi ödemesi gerçekleştirilecek.4 (c) (Emekli Sandığı) kapsamında gelir/aylık alanların Kurban Bayramı ikramiyeleri 10 Haziran 2024 tarihinde;4 (b) (Bağ-Kur) kapsamında gelir/aylık alanların Kurban Bayramı ikramiyeleri 11 Haziran 2024 tarihinde;4 (a) (SSK) kapsamında gelir/aylık alanların Kurban Bayramı ikramiyeleri 12-13-14 Haziran 2024 tarihlerinde ödenecek.Ülkemizin emektarları, kıymetli emeklilerimiz ve aileleri için hayırlı, bereketli olmasını diliyorum."
İkramiye 2018'de her bayramda 1000 lira olarak verilmeye başlanırken, 2021'de 1100 liraya, 2023'te 2 bin liraya, bu yıl için ise yüzde 50 artışla 3 bin liraya yükseltildi.SGK, bu Ramazan Bayramı'nda 15,3 milyon emekli ve hak sahibine toplam 41,3 milyar lira ikramiye ödedi.Bu rakamla birlikte uygulamanın başladığı 2018'den bugüne kadar SGK tarafından toplam 166,2 milyar lira ikramiye ödenmiş oldu.
Uygulamadan tüm emekliler faydalanacak. SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı emeklilerinin yanı sıra dul ve yetim maaşı alanlar, yaşlılık parası alanlar, şampiyon sporcular, şehit yakınları, gaziler, terörden zarar gören sivil vatandaşlar ve güvenlik korucuları da bayram ikramiyesinden yararlanabilecek.

Bakan Şimşek ile Dünya Bankası'ndan kritik görüşme

Bakan Şimşek ile Dünya Bankası'ndan kritik görüşme

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası Grubu Başkanı Ajay Banga ile görüştü. Görüşmede enerjide dönüşüm, altyapı, KOBİ'lerin desteklenmesi⁠ gibi birçok başlık ele alındı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası Grubu Başkanı Ajay Banga ile dirençli şehirler başta olmak üzere enerjide dönüşüm, altyapı, KOBİ'lerin ve istihdamın desteklenmesi⁠ gibi birçok alanda geliştirilebilecek işbirliklerini ele aldıklarını bildirdi. Şimşek, sosyal medya hesabından Dünya Bankası Grubu Başkanı Banga ile görüşmesine ilişkin paylaşım yaptı. Banga ile 2024-2028 dönemine ilişkin Ülke İşbirliği Çerçevesi'ni görüştükleri verimli bir toplantı gerçekleştirdiklerini aktaran Şimşek, "Dirençli şehirler başta olmak üzere enerjide dönüşüm, altyapı, KOBİ'lerin ve istihdamın desteklenmesi⁠ gibi birçok alanda geliştirilebilecek işbirliklerini ele aldık." değerlendirmesinde bulundu. Şimşek, Türkiye'nin Dünya Bankasında aktif portföy büyüklüğü açısından dünyada ikinci, bölgede ise birinci sırada yer aldığına işaret ederek, "Dünya Bankasına programımıza olan güveni ve ülkemize sağladığı destek için teşekkür ediyoruz." ifadesini kullandı.

Banga'nın ziyareti, uzun süre sonra Dünya Bankası Başkanı düzeyinde Türkiye'ye gerçekleştirilen ilk ziyaret olması bakımından önem taşıyor.

KOBİ'lere finansman güvencesi: Devlet destekli alacak sigortası (DDAS) nedir?

KOBİ'lere finansman güvencesi: Devlet destekli alacak sigortası (DDAS) nedir?

Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ) finansal kaynaklara erişiminde çeşitli mekanizmalar devreye alındı. KOBİ'lerin ticari faaliyetlerini daha güvenli bir şekilde sürdürebilmeleri için 2018 yılında Devlet Destekli Alacak Sigortası uygulaması başlatıldı. Peki, Devlet Destekli Alacak Sigortası (DDAS) nedir? DDAS ne işe yarar, hangi alacaklar için kullanılabilir?

Devlet Destekli Alacak Sigortası (DDAS), KOBİ’lerin vadeli satışlarına ilişkin ticari alacaklarını teminat altına alan bir sigorta uygulamasıdır.2018 yılında resmen uygulanmaya başlayan DDAS'ın paydaşları arasında Hazine ve Maliye Bakanlığı'na bağlı Özel Riskler Yönetim Merkezi ile Türk Reasürena A.Ş bulunuyor.
Böylece işletmeler, ticari alacaklarını koruma altına alma imkanı elde eder. Şirketler, iflas, konkordato, tasfiye vb. hukuki durumlar ile temerrüde düşen ticari alacaklar için koruma altına alınır.
DDAS ile KOBİ'şer teminata bağlanmamış satışlardan doğan alacaklarını koruma alır. Borcun ödenmemesi durumunda teminat sağlanır.KOBİ'lerin nakit akışlarının kesintiye uğraması engellenir. Likidite sıkışıklığı gibi sorunların önüne geçilir. Tahsilata dayalı olası risklerin korunmasını sağlar.
DDAS'yan faydalanmak için işletmelerin belirli kriterleri sağlaması gerekir:- En az iki yıl önce kurulmuş olması- Şirketin yurt içi satışlardan cirosunun 500 milyon TL'den az olması- Şirketin risk değerlendirme kriterlerini sağlaması
KOBİ'lerin herhangi bir teminata bağlanmamış yurt içi vadeli satışlarına ait ticari alacakları teminat altına alınabilir. İşletmelerin yurt içi vadeli satışlarından doğan 120, 180, 240 ve 360 güne kadar vadeli, TL bazlı faturalarından oluşan ticari alacakları kapsama dahildi.

Avrupa'da aşırı sağın yükselişi: Tahvil faizleri 8 ayın zirvesinde

Avrupa'da aşırı sağın yükselişi: Tahvil faizleri 8 ayın zirvesinde

Hafta sonu, Avrupa Parlamentosu'nda (AP) 5 yıl görev yapacak milletvekillerini belirlemek için yapılan seçimlere aşırı sağın damga vurması siyasi belirsizliği beraberinde getirirken, bölge genelinde tahvil faizleri yaklaşık 8 ayın zirvesine çıktı.

Avrupa'da 7-9 Haziran arasında yapılan AP seçimlerinin sonuçları pazar günü belli olurken, özellikle Fransa'da aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi'nin (RN) birinci olması ve Almanya'da da yine aşırı sağcı Almanya için Alternatif Parti'nin (AfD) ikinci olması piyasalarda tedirginliği artırdı. Fransa'da AP seçimlerinde aşırı sağcı RN yüzde 31,50'lik oy oranı ile açık ara farkla ilk sırayı alırken, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un partisi Rönesans yüzde 14,6'lik oy oranı ile ikinci oldu. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, yaptığı açıklamada, sonuçların "Avrupa'yı savunan partiler için iyi olmadığını" dile getirdi. Beklenmedik bir kararla 30 Haziran-7 Temmuz'da ülkede erken seçime gidileceğini duyuran Macron, "Oylamayla parlamenter geleceğimizin seçimini yeniden size vermeye karar verdim. O yüzden bu akşam Ulusal Meclisi feshediyorum." diye konuştu. Aşırı sağcılar başta olmak üzere muhalefet, "meşruiyetini" kaybettiğini düşündüğü Macron'un bu kararından duydukları memnuniyeti dile getirdi. Böylelikle 26 Temmuz-11 Ağustos'ta düzenlenecek Paris Olimpiyat Oyunları'na 50 günden az bir süre kalırken, ülke, son 2 yılda 4. kez ulusal seçimler kapsamında sandık başına gitmeye hazırlanmaya başladı. Analistler, özellikle Fransa'da Ulusal Meclis için yakın zamanda yeniden seçim yapılacağı haberinin yatırımcıları tedirgin ettiğini dile getirdi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz da Avrupa Parlamentosu (AP) seçim sonuçlarının ülkede koalisyonu oluşturan üç parti için de kötü olduğunu söyledi. Belçika Başbakanı Alexander de Croo ise ülkesindeki genel seçimde partisi Flaman Open Vld'nin başarısızlığından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, istifa etti. SEÇİM SONUÇLARI AVRUPA'DA SATIŞ BASKISINI BERABERİNDE GETİRDİ Avrupa genelinde aşırı sağın yükselişi Avrupa ülkelerinin devlet tahvillerine olumsuz yansırken, Fransız tahvillerindeki satış baskısı dikkati çekti. Fransa'nın 10 yıllık tahvil faizi, seçimlerin ardından toplamda 23 baz puan artışla yüzde 3,33 seviyesini test ederek, 10 Kasım 2023'ten bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Diğer Avrupa ülkelerinin 10 yıllık tahvil faizi de satış baskısının artmasıyla Aralık 2023'ten bu yana en yüksek seviyelerine çıktı. 10 yıllık tahvil faizleri, söz konusu seviyeler dikkate alındığında cuma günü kapanışına göre, İtalya'da 18 baz puan yükselişle yüzde 4,14'e, İspanya'da 19 baz puan artışla yüzde 3,54'e, Belçika'da 16 baz puan yükselişle yüzde 3,33'e, Hollanda'da 9 baz puan artışla yüzde 3,01'e, Avusturya'da 15 baz puan yükselişle yüzde 3,26'ya ve Almanya'da 6 baz puanlık artışla yüzde 2,68'e tırmandı. Öte yandan, Fransa'nın 10 yıllık tahvil faizi ile Almanya'nın 10 yıllık tahvil faizi arasındaki fark 65 baz puanla son 4 yılın zirvesine çıkarken, İtalya'nın 10 yıllık tahvil faizi ile Almanya'nın 10 yıllık tahvil faizi arasındaki fark da yaklaşık 10 baz puan artarak 150 baz puan oldu. Analistler, söz konusu durumun yatırımcıların Fransa ve İtalya varlıklarındaki satış baskısının görece daha fazla olduğuna işaret ettiğini belirterek, tahvil faizindeki farkların ülkelerin borçlanma maliyetleri başta olmak üzere birçok alanda fiyatlamaları etkileyebileceğini bildirdi. Söz konusu endişeler Avrupa pay piyasalarında da satış baskısını beslerken, özellikle banka hisselerindeki sert düşüş bugün de devam ediyor. Buna göre, Almanya'da Commerzbank borsada işlem gören hisseleri yüzde 3, Deutsche Bank'ın yüzde 2,5, Fransa'da Credit Agricole'in yüzde 3,8, Societe General'in yüzde 3,1, BNP Paribas'ın yüzde 2,5 ve İtalya'da Unicredit'in yüzde 2,5 değer kaybetti. Dün de BNP Paribas, Societe Generale ve Credit Agricole hisseleri sırasıyla yüzde 5,56, yüzde 7,46 ve yüzde 3,70 gerilemişti. Avrupa borsalarında böylece hafta başından bu yana Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 1,3, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 1,1, İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 2, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 2,5 ve İspanya'da IBEX 35 endeksi yüzde 2,1 düştü. Öte yandan, geçen hafta Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) 3 temel politika faizini 25'er baz puan indirmesine karşın cuma günü ABD'de açıklanan tarım dışı istihdam verisinin tahminleri aşmasıyla ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz indirimine beklenenden geç gideceğine yönelik endişelerin artması avronun dolar karşısında değer kaybetmesine neden olurken, seçimlerin ardından euro/dolar paritesi düşüş eğilimini sürdürdü. Cuma günü yüzde 0,8 azalışla günü 1,0800 seviyesinden tamamlayan avro/dolar paritesi, haftanın ilk iki gününde cuma kapanışına göre yüzde 0,7 gerileyerek 1,0720'ye inerek son 1 ayın en düşük seviyesini test etti.

KOBİ'lere 20 milyon liraya kadar finansman imkanı

KOBİ'lere 20 milyon liraya kadar finansman imkanı

Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, KOSGEB’in KOBİ'lere 20 milyon liraya kadar 36 ay vadeli finansman imkanı getirdiğini söyledi.

Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tarafından açıklanan, "KOBİ Dijital Dönüşüm Destek Programı" hakkında açıklamada bulundu. Murzioğlu, yaptığı açıklamada, programın amacının, ülkenin ulusal ve uluslararası hedefleri doğrultusunda, küçük ve orta ölçekli işletmelerin iş süreçlerinin geliştirilmesi ve verimli hale getirilmesi, rekabet güçlerinin yükseltilmesi ve ekonomideki paylarının arttırılması amacıyla dijital dönüşüm süreçlerinin desteklenmesi olduğunu söyledi. KOBİ’lerin dijital dönüşüm projelerine alt limiti 1 milyon, üst limit 20 milyon olmak üzere 36 ay vadeli uygun maliyetli finansmana erişim imkanı getirildiğini belirten Murzioğlu, program kapsamında; işletmelerin kurul tarafından uygun bulunan makine, teçhizat, yazılım ve donanım giderlerine destek verileceğini ve protokole taraf bankalardan kullanacakları kredinin faiz giderlerine geri ödemesiz şekilde destek sağlanacağını belirtti. KİMLER BAŞVURABİLECEK? Programa, TÜBİTAK Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü (TÜSSİDE) tarafından belgelendirilen dijital dönüşüm danışmanlarından dijital dönüşüm danışmanlığı hizmeti almış, onaylı 'Dijital Dönüşüm Değerlendirme Analizi ve Yol Haritası Raporu' bulunan ve son üç mali yıl 'faaliyet kârı' veya son mali yılı 'öz kaynaklar toplamı' negatif olmayan işletmeler başvuru yapabilir. İşletmenin söz konusu raporun onaylandığı tarihten itibaren bir yıl içinde başvuru yapması gerekir. İlk başvurular 21 Mayıs 2024 tarihi itibariyle KOSGEB KOBİ bilgi sistemi üzerinden e-devlet aracılığıyla alınmaya başladı. Şartlara uyan üyeler, destek programı hakkında detaylı bilgiye KOSGEB’in internet sitesinden veya çağrı merkezinden ulaşabilecek.

Borsada nakde dönmek için yarın son gün

Borsada nakde dönmek için yarın son gün

Borsa İstanbul'da, Kurban Bayramı öncesi hisselerini nakde çevirmek isteyen yatırımcıların tatil nedeniyle yarın işlemlerini yapması gerekiyor.

Kurban Bayramı tatili nedeniyle Borsa İstanbul'daki işlemlerin takas tarihleri değişecek. Buna göre, Borsa İstanbul'da, perşembe günü yapılan işlemlerin takası 20 Haziran Perşembe günü gerçekleştirilecek. Kurban Bayramı tatili öncesinde nakde geçmek isteyen borsa yatırımcılarının işlemlerini yarın yapmaları gerekiyor. Borsa İstanbul Pay Piyasalarında işlemlerin takası "T+2"de, yani işlemin gerçekleştiği günden iki işlem günü sonrası çalıştığı için yarın gerçekleştirilen bir hisse senedi işleminin tahsilat ve ödemesi cuma günü yapılacak. Perşembe günü işlem yapan yatırımcının tahsilat ve ödemeleri ise 7 gün sonraya, 20 Haziran Perşembe gününe kalacak. Bu hafta cuma günü işlem yapan yatırımcılar da söz konusu işlemlerin nakit gerçekleşmesi için 21 Haziran Cuma gününü bekleyecek.

Hazine 57,9 milyar lira borçlandı

Hazine 57,9 milyar lira borçlandı

Hazine ve Maliye Bakanlığı, bugün gerçekleştirdiği 2 tahvil ihalesiyle 57 milyar 869 milyon lira borçlanmaya gitti.

Hazine ve Maliye Bakanlığınca ilk ihalede, 4 yıl (1435 gün) vadeli, 3 ayda (91 gün) bir kupon ödemeli, TLREF'e endeksli devlet tahvilinin yeniden ihracı yapıldı. İhalede dönemsel faiz yüzde 12,6 oldu. Nominal teklifin 19 milyar 250,3 milyon lirayı bulduğu ihalede, nominal satış 13 milyar 940,2 milyon lira, net satış 14 milyar 226,9 milyon lira olarak gerçekleşti. Kamudan gelen 1,5 milyar liralık teklifin tamamının karşılandığı ihalede, piyasa yapıcılarından 21 milyar 323,4 milyon liralık teklif alındı ve bu kesime 14 milyar liralık satış yapıldı. İkinci ihalede, 4 yıl (1610 gün) vadeli, 6 ayda bir yüzde 15,54 kupon ödemeli, sabit kuponlu devlet tahvili yeniden ihraç edildi. İhalede basit faiz yüzde 30,6, bileşik faiz yüzde 32,94 oldu. Nominal teklifin 22 milyar 891,4 milyon lirayı bulduğu ihalede, nominal satış 16 milyar 99,3 milyon lira, net satış 16 milyar 642,1 milyon lira olarak gerçekleşti. Kamudan gelen 1,5 milyar liralık teklifin tamamının karşılandığı ihalede, piyasa yapıcılarından 16 milyar 951 milyon liralık teklif alındı ve bu kesime 10 milyar liralık satış yapıldı. Hazine, böylece 2 ihalede toplam 57 milyar 869 milyon lira borçlandı.

Avrupa'da Çinli elektrikli araçlara ek vergi gelebilir

Avrupa'da Çinli elektrikli araçlara ek vergi gelebilir

Avrupa Birliği'nin (AB), Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillere yönelik ek vergi kararını bu hafta açıklaması bekleniyor.

AB Komisyonu'nun, Çin'in elektrikli otomobil üretimine sağladığı devlet sübvansiyonlarına ilişkin başlattığı soruşturma kapsamında alacağı tedbirleri ve ithal edilen ürünlere uygulanacak geçici ek gümrük vergisi kararını çarşamba günü resmen duyurması planlanıyor. Son yıllarda Avrupa ülkelerinde satılan elektrikli otomobillerde Çinli üreticilerin payı hızla yükseliyor. Çin'de üretilen düşük fiyatlı ve sübvanse edilmiş elektrikli otomobillerin satışları diğer rakiplerini hızla geride bırakıyor. Çinli markaların AB'de satılan elektrikli araçlardaki payı 2019'da yüzde 1'in altındayken, son dönemde yüzde 8'e ulaştı. Bu oranın, önlem alınmaması halinde hızla yükselmeye devam edeceği belirtiliyor. Çin'in benzer segmentlerdeki elektrikli otomobil fiyatları Avrupa'da üretilen modellerin yüzde 20 altında seyrediyor. Çin'de, BYD, SAIC, Geely gibi markalar ile Tesla ve farklı Avrupa şirketlerinin üretimleri yapılıyor.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, geçen yıl eylül ayında yaptığı "Birliğin Durumu" konuşmasında, Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillerin soruşturulacağını açıklamıştı. Von der Leyen, elektrikli araçların Avrupa için büyük potansiyele sahip bir sektör olduğuna işaret ederek, "Küresel pazarlar artık daha ucuz Çin elektrikli otomobilleriyle dolup taşıyor. Çin elektrikli otomobillerinin fiyatları devasa devlet sübvansiyonlarıyla yapay olarak düşük tutuluyor. Bu durum pazarımızın işleyişini bozuyor." değerlendirmesinde bulunmuştu. AB Komisyonu, Çin'den Birlik üyesi ülkelere ithal edilen elektrikli otomobiller konusunda soruşturma başlatıldığına ilişkin resmi bildirimi ise bu açıklamanın ardından ekim ayında yayımlamıştı.

DESTEK VE SÜBVANSİYONLAR İNCELENİYOR Soruşturmada AB, hangi ülkenin markası olduğuna bakmaksızın Çin'de üretilen ve AB'ye gönderilen elektrikli otomobillere sağlanan destek ve sübvansiyonları inceliyor. Çin menşeli elektrikli otomobillerin sübvanse edildiği ve bu durumun AB sanayisine zarar verdiğinin tespit edilmesi beklenen soruşturma sonucunda, Çin'den sübvansiyon alan ve AB ülkelerine gönderilen elektrikli otomobillere ek gümrük tarifeleri uygulanması söz konusu olacak. AB Komisyonu'nun bu hafta elektrikli araç ithalatına geçici gümrük vergisi uygulayacağını Çin'e bildirmesi, böylece Pekin ile AB arasında bir ticari sürtüşmenin başlaması beklentisi de bulunuyor. Çin'in bu duruma misilleme olarak bazı Avrupa ürünlerine yönelik benzer vergiler uygulaması bekleniyor. Geçici tarifeleri kalıcı hale getirmeye yönelik karar alınması için ise üye ülkelerin onayı gerekiyor. YÜZDE 25 İLAVE VERGİ BEKLENİYOR AB, halihazırda Çin'in elektrikli otomobillerine yüzde 10 oranında gümrük vergisi uyguluyor. Tedbir çerçevesinde yüzde 10 ila 25 arasında ilave verginin konulması öngörülüyor. Çin uzun süredir otomotiv sektörünü sübvanse etmediğini, çok verimli üretim gerçekleştirdiğini, ihracatının, batı ülkelerinin yeşil hedeflerine ulaşmasına yardımcı olduğunu savunuyor. ABD YÜZDE 100 VERGİ KOYDU Bu alanda ABD de ek vergi kararı almıştı. ABD yönetimi, geçen ay Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillerdeki tarife oranını 4 kat artırarak yüzde 100'e yükseltmişti. Türkiye de yerli üretimin iç pazardaki payının yükseltilmesi ve korunması ile yurt içine yatırımların özendirilmesi amacıyla Çin menşeli benzinli ve hibrit binek otomobillere ithalat değerinin yüzde 40'ı seviyesinde ilave gümrük vergisi uygulanmasına karar vermişti. Türkiye, daha önce, AB ve ABD'nin son dönemde uyguladığı elektrikli otomobillere ek vergi uygulamasına gitmiş ve Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillere yüzde 40 ek vergi başlatmıştı.

OPEC'in petrol üretimi mayısta günlük 29 bin varil arttı

OPEC'in petrol üretimi mayısta günlük 29 bin varil arttı

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) ham petrol üretimi mayısta önceki aya göre günlük 29 bin varil artarak 26 milyon 629 bin varile yükseldi.

OPEC'in aylık petrol piyasası raporuna göre, mayısta ham petrol üretimi en çok Nijerya, Gabon ve Ekvator Ginesi'nde artarken, en fazla Suudi Arabistan, Kuveyt, Libya ve Kongo'da düştü. Günlük petrol üretimi Nijerya'da 74 bin varil, Gabon'da 17 bin varil ve Ekvator Ginesi'nde 13 bin varil arttı. Aynı dönemde, grubun en büyük üreticisi Suudi Arabistan'da günlük üretim 32 bin varil azalırken, Kuveyt'te 15 bin varil, Libya'da 14 bin varil, Kongo'da 11 bin varil düşüş gösterdi. OPEC'in ham petrol üretimi mayısta önceki aya göre günlük 29 bin varil artarak 26 milyon 629 bin varile yükseldi. Dünyadaki sondaj kuyusu sayısı geçen ay 51 azalışla 1746'ya geriledi. Sondaj kulesi sayısı OPEC ülkelerinde 3, OPEC dışı ülkelerde ise 48 düştü. KÜRESEL PETROL TALEBİNDE ARTIŞ

Bu yıl küresel petrol talebinin geçen yıla göre 2 milyon 250 bin varil artarak 104 milyon 460 bin varile yükseleceği tahmin ediliyor. Bu artışta, hava yolu ve kamyon taşımacılığı dahil olmak üzere karayolu ulaşımının yanı sıra OECD üyesi olmayan ülkelerde sanayi, inşaat ve tarım faaliyetlerindeki talebin etkili olması bekleniyor. Ayrıca Çin ve Orta Doğu başta olmak üzere OECD dışı ülkelerdeki petrokimya kapasite artışlarının da katkı sağlayacağı öngörülüyor. Küresel talebin 2025'te günlük 1 milyon 850 bin varil artışla 106 milyon 310 bin varile çıkacağı, OECD ülkelerinde günlük 110 bin varil, OECD dışı ülkelerde ise 1 milyon 740 bin varil artacağı tahmin ediliyor.

Malatya'da kiraz hasadı başladı

Malatya'da kiraz hasadı başladı

Malatya'nın Yeşilyurt ilçesine has Coğrafi İşaret Belgeli dalbastı kirazında hasat dönemi başladı.

Bu yıl rekoltenin 800 ton olduğu kirazda çiftçilerin hasat dönemi mesaisi başladı.

Yeşilyurt Ziraat Odası Başkanı Doğan Solmaz, kirazda hedeflerinin ihracat olduğunu ifade etti. Solmaz, yurt dışından talep gören kirazın daha fazla ihracı için çalıştıklarını kaydetti. Kiraz hasadına başlayan çiftçilerin mesaisine eşlik eden Yeşilyurt Kaymakamı Kutsal Baytak ise "Kiraz Yeşilyurt için değerli ve tescilli bir ürünü. Bu anlamda Yeşilyurt'ta yetişen kirazında ilçemize gerçek anlamda bir katma değer sağladığını da görüyoruz ve biliyoruz. Depremden dolayıdır ki Malatyalılar hem kayısı hem kiraz üzerinde ciddi anlamda bir kayıp söz konusu oldu. Ama bu sezonla birlikte hem Yeşilyurt bölgesinde hem de Malatya'nın diğer bölgelerinde kirazda ve kayısıda ciddi anlamda gelir elde etmeyi hedeflediğimizi ifade etmek istiyorum. Yeşilyurt'un dalbastı adı altındaki kirazı da ilçemize çok büyük bir katma değer sağlıyor" dedi.

Konutta artış enflasyonun altında kaldı: Bazı iller büyükşehirleri solladı

Konutta artış enflasyonun altında kaldı: Bazı iller büyükşehirleri solladı

Türkiye'de konut fiyatlarının artış hızı, birçok ilde enflasyonun altında kaldı. Fiyatlar reel olarak geriliyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde artış, enflasyonun altında kaldı. Ancak bazı illerde bu durumun tam tersi yaşandı. Erzurum, Eskişehir, Ordu ve Van'da yıllık bazda konut fiyat artışı yüzde 60'ı geçti.

Artan faiz oranları ve sıkılaşan kredi koşulları konut piyasasına yansıyor.Büyükşehirler başta olmak üzere birçok ilde konut fiyatlarının artış hızı enflasyonun gerisinde kaldı. Konut fiyatları reel olarak düştü.
İstanbul'da artışlar yüzde 38'de kalırken, Mersin'de yüzde 37, Adana ve Malatya'da yüzde 34, Antalya'da yüzde 33 oldu. Ankara'da yüzde 53 civarında, İzmir'de yüzde 43 civarında artış var.
BETAM verilerine göre, ortalama satılık metrekare fiyatları İstanbul'da 39 bin TL iken, Ankara'da 21 bin, İzmir'de 32 bin TL seviyelerinde bulunuyor.
Ülke genelinde fiyatların yıllık değişim oranı ise reel olarak yüzde 16'lık bir düşüşe işaret ediyor. Ancak bu düşüş bazı illerde henüz yaşanmadı.
Erzurum'da yüzde 78, Eskişehir'de yüzde 66, Ordu'da yüzde 65, Van’da yüzde 64 artış var.
Doğu ve Güneydoğu illerinde artışlar daha yüksek. Artış oranı Tunceli'de yüzde 97, Iğdır'da yüzde 96, Bitlis'te yüzde 93, Ardahan’da yüzde 91...
Bayburt'ta yüzde 88, Ağrı'da yüzde 80, Kars'ta yüzde 77 seviyelerinde yer alıyor.
Uzmanlar maliyet artışlarının küçük şehirlere geç yansıdığını, bu nedenle fiyat değişimlerinin sonradan etkisini gösterdiğini belirtiyor.

Kredi kartında yasal takip yüzde 42 arttı

Kredi kartında yasal takip yüzde 42 arttı

Bireysel kredi veya kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe giren kişi sayısı bu yılın ilk 4 ayında 600 bini geçti.

Bireysel kredi veya kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı 2024 yılı Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yükseldi.

Türkiye Bankalar Birliği'nden (TBB) yapılan açıklamaya göre, bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı 2024 yılı Ocak-Nisan döneminde 429 bin kişi iken; aynı dönem için bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı ise 355 bin kişi oldu. 2024 yılı Ocak-Nisan döneminde, bir önceki yılın aynı ayına göre bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı yüzde 42 artarak 602 bin kişi oldu.

Bakan Şimşek, Dünya Bankası Başkanı Banga ile görüştü

Bakan Şimşek, Dünya Bankası Başkanı Banga ile görüştü

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Dünya Bankası Grubu Başkanı Banga ile görüştü. Banga'nın ziyareti, uzun süre sonra Dünya Bankası Başkanı düzeyinde Türkiye'ye gerçekleştirilen ilk ziyaret olması bakımından önem taşıyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası Grubu Başkanı Ajay Banga ile görüştü. Şimşek ve Banga arasındaki görüşme, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nda gerçekleşti. Basına kapalı gerçekleşen görüşme, yaklaşık 1 saat sürdü. Banga'nın ziyareti, uzun süre sonra Dünya Bankası Grubu Başkanı düzeyinde Türkiye'ye gerçekleştirilen ilk ziyaret olması bakımından önem taşıyor. Edinilen bilgiye göre, görüşmede, Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ele alındı. Banga, Türkiye'nin ekonomi programına desteğini yineledi. Ayrıca, Dünya Bankası ile Türkiye arasında 2024-2028 mali yıllarını kapsayan mali ve teknik iş birliğinin temelini oluşturan "Ülke İş birliği Çerçevesi" görüşüldü. Bu kapsamda, afetlere dirençlilik, enerji, yeşil dönüşüm, iklim değişikliği ile mücadele, ihracatın desteklenmesi, reel sektör, altyapı, lojistik, sanayi, tarım, eğitim, sağlık ve kapsayıcılık gibi birçok alanda geliştirilebilecek iş birlikleri üzerinde duruldu. Dünya Bankası, Türkiye'nin Eylül 2023'te açıkladığı Orta Vadeli Program'ın (OVP) hemen ardından, programa desteğini ifade etmek için 17 milyar dolar olan Türkiye'ye yönelik kaynak tutarını, 18 milyar dolar artırarak 35 milyar dolara çıkarmıştı. Söz konusu kaynak OVP ve 12. Kalkınma Planı'nda ortaya konulan öncelikler kapsamında geliştirilecek projelerin finansmanında kullanılıyor. BAKAN ŞİMŞEK'TEN AÇIKLAMA Bakan Şimşek, sosyal medya hesabından Dünya Bankası Grubu Başkanı Banga ile görüşmesine ilişkin paylaşım yaptı. Şimşek, Dünya Bankası Grubu Başkanı Ajay Banga ile dirençli şehirler başta olmak üzere enerjide dönüşüm, altyapı, KOBİ'lerin ve istihdamın desteklenmesi⁠ gibi birçok alanda geliştirilebilecek işbirliklerini ele aldıklarını bildirdi. Banga ile 2024-2028 dönemine ilişkin Ülke İşbirliği Çerçevesi'ni görüştükleri verimli bir toplantı gerçekleştirdiklerini aktaran Şimşek, "Dirençli şehirler başta olmak üzere enerjide dönüşüm, altyapı, KOBİ'lerin ve istihdamın desteklenmesi⁠ gibi birçok alanda geliştirilebilecek işbirliklerini ele aldık." değerlendirmesinde bulundu. Şimşek, Türkiye'nin Dünya Bankasında aktif portföy büyüklüğü açısından dünyada ikinci, bölgede ise birinci sırada yer aldığına işaret ederek, "Dünya Bankasına programımıza olan güveni ve ülkemize sağladığı destek için teşekkür ediyoruz." ifadesini kullandı.

Bakan Kacır: Uzayda söz sahibi olacağız

Bakan Kacır: Uzayda söz sahibi olacağız

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Önümüzdeki dönemde, insanlı uzay görevlerinde yeni uluslararası işbirlikleriyle ülkemizin uzay alanındaki bilimsel araştırma gerçekleştirme kapasitesini daha ileriye taşıyacağız" dedi. Kacır, milli uydu markasının oluşturulacağını belirterek, "Uzayda söz sahibi olacağız" dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, gelecek dönemde, insanlı uzay görevlerinde yeni uluslararası işbirlikleriyle Türkiye'nin uzay alanında bilimsel araştırma gerçekleştirme kapasitesini daha ileriye taşıyacaklarını belirterek, "Bilim ve teknolojide iddialı, yüksek teknoloji alanlarında rekabetçi ürün ve hizmetler sunan bir Türkiye için uzayın sunduğu fırsatlardan en üst düzeyde yararlanacağız." dedi. Kacır, "yörünge altı araştırma uçuşu" sonrası yurda dönen Türkiye'nin ikinci astronotu Tuva Cihangir Atasever ile Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı'nın katılımıyla bakanlıkta basın toplantısı düzenledi. Atasever'in yörünge altı araştırma uçuşunu başarıyla icra ederek ülkeye döndüğünü ifade eden Kacır, "Atasever, Türk halkının gurur anlarına bir yenisini ekledi. 'Tek millet, iki devlet' şiarıyla Türk ve Azerbaycan bayraklarını uzayda gururla taşıyarak tarihe adını altın harflerle yazdırdı. Atasever'in annesi Azerbaycan Türkü. Yanında taşıdığı kefiye ile Filistin halkının, Gazzeli çocukların yaşadığı eziyeti, dünyaya duyurdu. Kendisine, 'Vatanına, Türkiye'ye hoş geldin.' diyorum." şeklinde konuştu. Kacır, Milli Uzay Programı ilan edildiğinde en dikkati çekici hedefin, "Türk Astronot ve Bilim Misyonu" olduğunu söyledi. Bu misyon doğrultusunda, Türk bayrağını uzayda dalgalandıracak ve bilimsel araştırmalar icra edecek iki astronotu seçmek için çağrıda bulunduklarını anımsatan Kacır, "Türk Hava Kuvvetleri pilotumuz Gezeravcı ve daha önce milli savunma sanayi şirketimiz ROKETSAN'da 5 yıl süreyle aviyonik sistem mühendisi olarak görev alan Atasever, ülkemizi tarihi uzay misyonunda temsil edecek iki astronotumuz olarak seçildiler ve uzay misyonu için verilen eğitimleri aldılar." dedi. "ERİŞİMİN UCUZLAMASI ÇALIŞMALARA İVME KAZANDIRDI" Kacır, Gezeravcı'nın, bilim misyonunu başarıyla icra ettiğini hatırlattı. İnsanlı ilk bilim misyonunun Gezeravcı'nın başarıyla gerçekleştirmiş olmasının, proje anlaşmalarında da belirtildiği üzere ilave bir maliyet oluşturmaksızın ikinci astronot Atasever'in yörünge altı araştırma uçuşunu icra etmesine imkan sağladığını anlatan Kacır, "Atasever'in yörünge altı uçuşu da aynı misyonun bir parçasıdır. "dedi. Kacır, ​​​​​​​Atasever'i taşıyan uzay aracının istenilen irtifaya çıkarmakla görevli uçak VMS'nin 8 Haziran saat 17.30'da ABD'nin New Mexico eyaletindeki Spaceport tesislerinden havalandığını anımsatarak, Atasever'in vücuduna takılmış farklı ekipmanlar ve deney setiyle 7 farklı deneyi icra ettiğini ifade etti. Bunlardan üçünün ilk astronot Gezeravcı tarafından Uluslararası Uzay İstasyonu'nda da gerçekleştirilen deneylerin devamı niteliğinde olduğunu belirten Kacır, şöyle konuştu: "Yörünge altı araştırma uçuşumuz, deneylerin kapsamının genişletilmesine imkan tanımış oldu. Önümüzdeki dönemde, insanlı uzay görevlerinde yeni uluslararası işbirlikleriyle ülkemizin uzay alanındaki bilimsel araştırma gerçekleştirme kapasitesini daha ileriye taşıyacağız. 'Milli Teknoloji Hamlesi' vizyonumuz doğrultusunda, paradigma değişimlerinin ülkemizin teknoloji geliştirme yetkinlikleri için sunduğu fırsatlardan en üst düzeyde yararlanmaya devam edeceğiz. 21. yüzyılın başında bu yarışa özel sektör firmalarının dahil olması ve fırlatma maliyetlerindeki önemli düşüşle 'Yeni Uzay' olarak adlandırılan dönem başladı. Uzaya erişimin ucuzlaması ve yaygınlaşması, uzay alanında çalışmalara ivme kazandırdı. Uzayın sağladığı ekonomik fırsatlardan güçlü şekilde yararlanma motivasyonunu güçlendirdi." "MİLLİ UYDU MARKAMIZI OLUŞTURACAĞIZ" Kacır, tarımdan ulaşıma, sağlıktan enerjiye birçok alanda yenilikçi projelerin arkasında uzay araştırmalarının yattığını vurulayarak, şöyle devam etti: "Bilim ve teknolojide iddialı, yüksek teknoloji alanlarında rekabetçi ürün ve hizmetler sunan bir Türkiye için uzayın sunduğu fırsatlardan en üst düzeyde yararlanacağız. Bu alanda AR-GE ve inovasyon yetkinliklerimizi artıracağız, mevcut yetkinliklerimizi de ekonomik değere dönüştüreceğiz. Ülkemiz tarihinde bugüne kadar üretilen en yüksek değere sahip teknolojik ürün yerli ve milli haberleşme uydumuz Türksat 6A'yı geçtiğimiz hafta fırlatma üssüne yolcu ettik. Uydumuz, yürütülen son kontrollerin ardından 8 Temmuz haftasında fırlatılacak. Gerek haberleşme uydumuz Türksat 6A gerek görüntüleme uydusu projeleriyle kamuda oluşturulan yetkinlik ve altyapıyı tek çatı altında toplayarak, ülkemizin stratejik güvenliği için milli uydu markamızı oluşturacağız. Alçak yörünge uydularına ilişkin milli üretim programını hayata geçireceğiz. Bu alanda kamu, akademi ve özel sektör projelerini destekleyeceğiz. Milli Uzay Programı'nı kararlılıkla uygulamayı sürdürerek Türkiye'nin bu alanda söz sahibi ülkeler arasında olmasını sağlayacağız. Ankara'da kuracağımız Uzay Teknoloji Geliştirme Bölgesi ve uzay sanayimizi daha ileri taşıyacak adımlarla küresel uzay ekonomisinden aldığımız payı artıracağız." Teknoloji girişimlerinin, araştırma merkezleri ve imalat sanayisiyle son 22 yılda yeşeren Türkiye uzay ekosistemini daha da büyüteceklerini belirten Kacır, fırlatma roketleri geliştirmeye yönelik projelere devam edeceklerini ve 2030 yılına dek, uluslararası işbirlikleriyle bir uzay limanı kuracaklarını bildirdi. "UZAY ALANINDA İLGİYİ ARTIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ" Kacır, Ay Programı'nı da gerçekleştireceklerine değinerek, milli imkanlarla geliştirdikleri itki sistemine sahip, kendi mühendislerinin ve bilim insanlarının tasarladığı ve ürettiği uzay aracıyla Ay'a erişeceklerini anlattı. Türkiye Ulusal Gözlemevleri çatısı altında, ileri seviyede uzay gözlemleri için kurmakta oldukları Doğu Anadolu Gözlemevi projesini tamamlayarak, bölgenin en gelişmiş teleskobuna sahip olacaklarının altını çizen Kacır, şunları kaydetti: "Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST, gökyüzü gözlem şenlikleri, eğitim ve girişimcilik programlarıyla uzay bilimi ve teknolojilerinde insan kaynağımızı güçlendireceğiz. Uzay alanında toplumsal ilgiyi artırmaya devam edeceğiz. Uzay çalışmalarında elde ettiğimiz kazanımları milletimizle buluşturarak bu çalışmaların kamuoyu nezdinde en üst düzeyde sahiplenilmesine devam edilmesini sağlayacağız. İki astronotumuzun yürüttüğü bilim misyonlarına gençlerimizin ilgisi gösteriyor ki Türk çocukları, TEKNOFEST kuşağı, Cumhuriyet'imizin ikinci asrını Türkiye Yüzyılı yapabilmek adına geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak bilimsel ve teknolojik çalışmalar gerçekleştirecektir. Ülkemizde öğretilmiş ve öğrenilmiş çaresizlikleri silip atarak milletimizin hayallerini ufkun ötesine, uzayın derinliklerine taşıyan Cumhurbaşkanımıza; bu yolda dualarını, desteklerini esirgemeyen aziz milletimize şükranlarımı sunuyorum."

Kira vergisinde istisna kalkmayacak

Kira vergisinde istisna kalkmayacak

Vergi reformu çalışmalarında önemli bir gelişme yaşandı. Kira geliri elde eden ev sahiplerinin ödediği vergilere uygulanan 33 bin liralık istisnanın kaldırılmasına yönelik madde taslak metinden çıkarıldı.

Ev sahiplerinin kira gelirinin 33 bin liraya kadar olan kısmına vergi istisnası uygulanıyor. Bu tutar her yıl yeniden artırılıyor. 2023’te elde ettiği kira geliri 33 bin liranın altında kalanlar istisna sayesinde hiç vergi ödemedi. Daha yüksek kira geliri elde edenler de 33 bin TL düştükten sonra kalan gelirleri üzerinden vergi ödedi. Üzerinde çalışılan vergi reformu taslağında, 33 bin liralık istisnanın kaldırılmasına yönelik bir madde yer alıyordu. Sözcü gazetesinin haberine göre, vergide yaşanacak bu artışın kiralara yansıtılabileceği endişesi ile madde taslak metinden çıkarıldı.

Motosiklette vergi oyunu Maliye'nin radarında!

Motosiklette vergi oyunu Maliye'nin radarında!

Hazine ve Maliye Bakanlığı, motosiklette silindir hacmi oyunu ile kayıtdışı gelir elde edenlerin peşine düştü. Düşük motor hacmina sahip motosikletlerin ithal edildiği ve daha sonra yurtiçinde motor hacimlerinin yükseltildiği tespit edildi. Bu yöntem ile motosikletlerin vergi dışı tutulduğu ifade edildi. Bakan Şimşek, konuya ilişkin "Kayıt dışılıkla her alanda mücadele!" dedi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, yurtdışından getirilen motosikletlerdeki vergi oyununun peşine düştü. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, "Kayıt dışılıkla her alanda mücadele!" ifadesini kullandı. Edinilen bilgiye göre ithalatçı, vergiden kaçmak için 50 cc silindir hacmine sahip motoru Türkiye’ye getiriyor. Motoru 100 cc kapasitenin üzerine çıkaracak piston kiti gibi parçalar ise ayrıca ithal ediliyor. Türkiye’de yapılan montajla 125 cc silindirli motorlar piyasada satışa sunuluyor.

MTV VE TRAFİK SİGORTASI ALINMIYOR Hürriyet'in haberine göre 50 cc altı motor silindir hacminde Türkiye’ye gelen motosikletin 125 cc kapasiteye çıkarılması resmi olmayan yöntemlerle yapılıyor.

Böylece 100 cc altındaki motosikletler Motorlu Taşıtlar Vergisi'ne (MTV) tabi olmadığı için bu oyunla piyasaya sürülüyor.

MTV'nin yanı sıra 50 cc veya daha düşük motor silindir hacmine sahip motosikletlerin trafik sigortası zorunluluğu da bulunmuyor.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın konuya odaklandığı belirtiliyor.

Türk otomotiv pazarında Çin markalarının payı yüzde 10

Türk otomotiv pazarında Çin markalarının payı yüzde 10

Türkiye'deki Çinli markaların otomobil ve hafif ticari olmak üzere toplam otomotiv pazarındaki payı yılın 5 aylık döneminde yüzde 8,13 oldu.

İthalatta İlave Gümrük Vergisi Uygulamasına İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, Ticaret Bakanlığı, yerli üretimin iç pazardaki payının yükseltilmesi ve korunması ile yurt içine yatırımların özendirilmesi amacıyla Çin menşeli benzinli ve hibrit binek otomobillere ithalat değerinin yüzde 40'ı veya 7 bin dolar/adetin yüksek olanı şeklinde ilave gümrük vergisi uygulanmasına karar vermişti. Kararın ardından Çin otomotiv markalarının Türkiye'deki pazar payı ve yatırım durumu gündeme geldi. Türkiye otomotiv pazarında hem adet hem de pazar payı açısından konumunu her geçen gün güçlendiren Çin markaları, yatırım konusunda "sessizliğini" korudu.Sıklıkla "Türkiye'yi Avrupa'ya açılan bir kapı" olarak gördüklerini dile getiren Çin markalarının, Türkiye'de üretim yapıp yapmayacağı sık sık gündeme gelmiş ancak yatırım konusunda bir adım atılmamıştı. Uzmanlar, Çin'in Türkiye'nin dış ticaret açığında önemli bir role sahip olduğunu ve otomotiv sektörünün de bu açıktaki en önemli sektörlerden biri konumunda bulunduğunu belirtiyor. Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) verilerinden derlenen bilgilere göre, yılın ilk beş aylık döneminde otomobil ve hafif ticari araç satışları yüzde 6 artış gösterdi. Böylece mayıs sonu itibarıyla toplamda 471 bin 743 adet sıfır araç satışı oldu. Otomobil satışları, söz konusu dönemde yüzde 10,25 artışla 375 bin 97 olurken, hafif ticari araç satışları ise yüzde 7,9 azalışla 96 bin 646 adet olarak kayıtlara geçti. ODMD LİSTESİNDE ÇİN MENŞELİ MARKA SAYISI 12'YE YÜKSELECEK ODMD listesine yeni Çin firmalarının da dahil olmasıyla pazardaki toplam marka sayısı 54'e ulaştı. Son dönemde Çin markalarının Türkiye'ye ilgisinde belirgin bir artış gözlenirken, bu durum pazara giren firma sayısına da yansıdı. Türkiye otomotiv pazarında Skywell, MG, Chery, Leapmotor, Seres, Maxus, Hongqi, DFSK, BYD ve NETA ile 10 Çin menşeli marka bulunuyor. Bu listeye yakın zamanda SWM ve Jaecoo markalarının da eklenmesiyle Çin menşeli marka sayısının 12'ye yükselmesi bekleniyor. DFSK ve Chery içten yanmalı motora sahip otomobilleri Türkiye pazarında satışa sunarken, MG hem elektrikli hem içten yanmalı, diğer markalar da elektrikli modelleriyle boy gösteriyor. Lüks segment otomobil satan Voyah ise ODMD'de listelenmiyor. Ayrıca DFSK ve Maxus markaları hafif ticari araç satışı da yapıyor. ÇİN MARKALARININ TÜRKİYE PAZARINDAN ALDIĞI PAY Çin otomotiv firmalarının Türkiye'deki toplam satışları (otomobil ve hafif ticari) yılın ilk 5 ayında 38 bin 395'e, otomotiv pazarından aldıkları pay da yüzde 8,13'e ulaştı. Çin markaları arasında DFSK ve Maxus'un ticari araç satışı da bulunuyor. Bu iki markanın hafif ticari satışları hariç tutularak sadece otomobil özelinde bakıldığında Çin markalarının satış sayısı 38 bin 19'a, pazar payı ise yüzde 10,13'e yükseldi. EN FAZLA SATIŞ YAPAN ÇİN MARKALARI Çin otomotiv firmalarının Türkiye'de ocak-mayıs dönemindeki satış sayılarına bakıldığında, Chery 26 bin 990 satışla ilk sırada yer aldı. 9 bin 478 satış sayısına ulaşan MG ikinci, 1065 satış yapan BYD de üçüncü oldu.

DFSK, otomobil ve hafif ticari olmak üzere 346 satışla dördüncü, Maxus 190 satışla beşinci sırada konumlandı. ŞUBAT 2023'TE SATIŞ SAYISI 1000'İN ALTINDA KALMIŞTI Chery ve bazı Çin markalarının satışa henüz başlamadığı geçen yılın şubat ayına bakıldığında, Çin markalarının toplam satışları 1000 adedin altında kalmıştı. 2023'ün tamamında ise Çin markaları, toplam 967 bin 341 adetlik Türkiye otomobil pazarında, 59 bin 97 satışla yüzde 6,10 paya ulaşmıştı. Böylece, Çin markalarının hem satış sayısı hem de pazar payı açısından Türkiye pazarındaki konumlarını güçlendirdiği görüldü. İTHAL ARAÇLAR ARASINDA ÇİN MARKALARININ PAYI YÜZDE 11,69 SEVİYESİNDE Diğer yandan, ocak-mayıs döneminde 471 bin 743 adetlik toplam pazarda yerli araç satışları 146 bin 727, ithal araç satışları ise 325 bin 16 adet oldu. Böylece toplam pazarın yüzde 68,89'u ithal araçlardan oluştu. İthal araçlar arasında ise Çin markalarının payı, yüzde 11,69 seviyesinde kayıtlara geçti. TÜRK OTOMOTİV SEKTÖRÜ ÇİNLİLERDEN İTHALAT DEĞİL, YATIRIM BEKLİYOR Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, nisan ayındaki son OSD toplantısında, Çinlilerin Türkiye'ye ithalat değil, yatırım yapmaları gerektiğini ifade etmişti. Eroldu, önceki açıklamalarında da Türkiye açısından bakıldığı zaman, Çin'in otomotiv sanayi dışında ülke içinde ticaret dengesi açısından da bir sorun teşkil ettiğini, Çin'den gelen elektrikli otomobillere ilişkin uygulanan bazı kuralların içten yanmalı araçlar için de uygulanması gerektiğini belirtmiş ve şu ifadeleri kullanmıştı: "Bizim açıkçası ülke sanayine, yalnızca otomotiv değil, diğer sanayilerle birlikte yaratacağı bir risk olarak görüyoruz bu durumu. Bu da bizce 2024 yılında yönetilmesi gereken bir diğer konu çünkü yalnızca elektrikli arabalara konulan birtakım uygulamalarla Çin ithalatının Türkiye'nin dış ticaret dengesine verdiği hasarı halletmek mümkün olmayacak gibi duruyor.

Biz Çinli araçlara otomotiv sanayi olarak karşı değiliz ama gelip yatırım yapmaları lazım. Yani biz de Çinlileri yatırım yapmaya davet ediyoruz ki zaten Bakanlığın da bu yönde yaptığı çalışmalar var. Çinli yatırımcıların gelip Türkiye'de yatırım yapmaları lazım. Otomotiv sanayi olarak rekabeti olumlu buluyoruz ama yalnızca ithalatla bu pazarın kaybedilmesi doğru bir şey değil."

Türk çayı ihracatı 5 ayda 12 milyon doları aştı: En fazla ihracat Rize'den

Türk çayı ihracatı 5 ayda 12 milyon doları aştı: En fazla ihracat Rize'den

Türkiye'den yılın ocak-mayıs döneminde yapılan çay ihracatı 12 milyon 11 bin 763 dolar oldu.

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Kalyoncu, 5 ayda 110 ülke, özerk ve serbest bölgeye 2 bin 468 ton çay ihraç edildiğini söyledi.

EN FAZLA ÇAY İHRAÇ EDİLEN 3 ÜLKE Söz konusu dış satımdan 12 milyon 11 bin 763 dolar kazanç sağlandığını belirten Kalyoncu, "Belçika, Birleşik Krallık ve ABD en fazla çay ihraç edilen 3 ülke oldu. Bu dönem Belçika'ya 4 milyon 767 bin 435, Birleşik Krallık'a 1 milyon 562 bin 4, ABD'ye 876 bin 265 dolarlık çay satıldı." dedi.

TÜRKİYE'NİN ÇAY İHRACATININ YÜZDE 51'İNİN RİZE'DEN

Kalyoncu, ihracat yapılan ülke sayısının giderek arttığına işaret ederek, Türkiye'nin çay ihracatının yüzde 51'inin Rize'den gerçekleştirildiğini kaydetti. Kentten yılın 5 ayında 21 ülkeye 1608 ton çay satılarak 6 milyon 167 bin 725 dolar kazanç sağlandığını aktaran Kalyoncu, en fazla çayın 4 milyon 708 bin 987 dolarla Belçika'ya ihraç edildiğini, bu ülkeyi 484 bin 179 dolarla ABD, 209 bin 830 dolarla KKTC'nin izlediğini söyledi. "ÇAY TARIMINDA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇOK ÖNEMLİ" Kalyoncu, çay üretim ve ihracatının ilerleyen günlerde yapılacak çalışmalarla katlanarak artmasını beklediklerini dile getirerek, tarım ürünlerinde en büyük tehdit olan küresel ısınmaya karşı gerekli önlem planlarının hazırlanarak uygulamaya konulması, kuraklığa dayanıklı çay türleri konusunda çalışmalara ivedilikle başlanması gerektiğini ifade etti. Çay tarımında sürdürülebilirliğin çok önemli olduğunu vurgulayan Kalyoncu, Türk çayının yurt dışında bir marka haline dönüştürülmesi için kaliteden ödün vermeden, her ülkedeki tüketici tercihlerine uygun inovatif ürünler geliştirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Mayısta 20 milyon kişi hava yolu ile seyahat etti

Mayısta 20 milyon kişi hava yolu ile seyahat etti

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Mayıs ayında 20 milyon 230 bin 573 yolcu hava yolu ile seyahat etti. Yılın ilk 5 ayında ise toplam 82 milyon 109 bin 667 yolcu hava yolunu kullandı." dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü’nün 2024 yılı Mayıs ayına ait hava yolu uçak, yolcu ve yük istatistiklerini açıkladı.

Mayıs ayında ülke genelindeki havalimanlarında iniş-kalkış yapan uçak sayısının iç hatlarda 78 bin 475’e dış hatlarda ise 77 bin 751’e ulaştığını belirten Uraloğlu, toplam uçak trafiğinin üst geçişler ile birlikte 200 bin 666’ya ulaştığını duyurdu. Uraloğlu, 2023 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında mayıs ayındaki toplam uçak trafiğinin yüzde 7,5 arttığını belirtti. Mayıs ayında Türkiye genelinde hizmet veren havalimanlarında iç hat yolcu trafiğinin 8 milyon 158 bin 431’e, dış hat yolcu trafiğinin ise 12 milyon 54 bin 832’ye ulaştığını belirten Bakan Uraloğlu, "Bu ayda direkt transit yolcular ile birlikte toplam 20 milyon 230 bin 573 yolcuya hizmet verildi.

2024 yılının Mayıs ayında hizmet verilen yolcu sayısı 2023 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında direkt transit geçişler dâhil toplamda yüzde 7,5 artış gösterdi.

Mayıs ayında yük trafiği ise iç hatlarda 69 bin 126 ton, dış hatlarda 335 bin 629 ton olmak üzere toplamda 404 bin 754 tona ulaştı." diye konuştu. TOPLAM UÇAK TRAFİĞİNİN YÜZDE 8,4 ARTTI 2024 yılının ilk 5 ayında havalimanlarına iniş-kalkış yapan uçak trafiğinin iç hatlarda 348 bin 970’e dış hatlarda ise 298 bin 791’e ulaştığını belirten Bakan Uraloğlu, üst geçişler ile birlikte toplam 854 bin 138 uçak trafiğinin yaşandığını bildirdi.

2024 yılı Mayıs sonunda hizmet verilen uçak trafiğinin 2023 yılının aynı dönemi ile kıyaslandığında iç hat uçak trafiğinde yüzde 3,8, dış hat uçak trafiğinde ise yüzde 10,3 artış gösterdiğini belirten Uraloğlu, üst geçişler dâhil toplam uçak trafiğinin yüzde 8,4 arttığını söyledi.

Bakan Uraloğlu, "Türkiye geneli havalimanlarımızda iç hatlarda 37 milyon 108 bin 806, dış hatlarda ise 44 milyon 923 bin 142 olmak üzere bu dönemde direkt transit yolcular ile birlikte toplam 82 milyon 109 bin 667 yolcuya hizmet verildi." dedi. 2024 yılı Mayıs ayı sonunda hizmet verilen yolcu sayısının ise 2023 yılının aynı dönemine göre iç hatlarda yüzde 11,1, dış hatlarda ise yüzde 14,4 olmak üzere direkt transit yolcu sayısı ile birlikte toplamda yüzde 12,7 artış olduğunu da dile getiren Bakan Uraloğlu, "Söz konusu dönemde havalimanları yük trafiği iç hatlarda 325 bin 365 ton, dış hatlarda 1 milyon 452 bin 784 ton olmak üzere toplamda 1 milyon 778 bin 150 tona ulaştı.” açıklamasında bulundu. İSTANBUL HAVALİMANI'NDA 31 MİLYON 37 BİN 578 YOLCU SAYISINA ULAŞILDI İstanbul Havalimanı’na Mayıs ayında iniş-kalkış yapan uçak trafiğinin iç hatlarda 10 bin 351, dış hatlarda ise 34 bin 422 olmak üzere toplamda 44 bin 773’e ulaştığını ifade eden Bakan Uraloğlu, bu havalimanında iç hatlarda 1 milyon 476 bin 12, dış hatlarda ise 5 milyon 298 bin 68 olmak üzere toplamda 6 milyon 774 bin 80 yolcuya hizmet verildiğini açıkladı.

Uraloğlu, "Mayıs ayında iniş-kalkış yapan uçak trafiği 2023 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında toplam uçak trafiğinde yüzde 2 artış meydana geldi. Mayıs ayında hizmet verilen yolcu trafiği ise 2023 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında toplam yolcu trafiği yüzde 3 artış gösterdi." diye konuştu. Uraloğlu, İstanbul Havalimanı’nda beş aylık sürede iç hatlarda 46 bin 966, dış hatlarda ise 160 bin 835 olmak üzere toplamda 207 bin 801 uçak trafiğine ulaşıldığını da belirterek, 5 aylık süreçte iç hatlarda 6 milyon 533 bin 829, dış hatlarda ise 24 milyon 503 bin 749 olmak üzere toplamda 31 milyon 37 bin 578 yolcu sayısına ulaşıldığını kaydetti.

Uraloğlu, "2024 yılı Mayıs sonunda hizmet verilen uçak trafiği 2023 yılının aynı dönemi ile kıyaslandığında toplam uçak trafiği yüzde 5 artış gösterdi." ifadelerini kullandı.

Uraloğlu, 2024 yılı Mayıs sonunda hizmet verilen yolcu trafiğinin ise 2023 yılının aynı dönemi ile kıyaslandığında yüzde 8 arttığını belirtti. 3 MİLYON 440 BİN 903 KİŞİ SABİHA GÖKÇEN HAVALİMANI"NDAN SEYAHAT ETTİ Sabiha Gökçen Havalimanı'nda Mayıs ayında 9 bin 650’si iç hatlar, 10 bin 574’ü dış hatlar olmak üzere toplam 20 bin 224 uçak trafiği yaşandığını bildiren Bakan Uraloğlu, yolcu trafiğinin ise iç hatlarda 1 milyon 686 bin 976, dış hatlarda ise 1 milyon 753 bin 927 olmak üzere toplamda 3 milyon 440 bin 903 kişi olarak gerçekleştiğini söyledi.

Uraloğlu, "Mayıs ayında hizmet verilen uçak trafiği 2023 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında iç hat uçak trafiğinde yüzde 3, dış hat uçak trafiğinde yüzde 6 artış yaşandı. Mayıs ayında hizmet verilen yolcu trafiği ise 2023 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında iç hatlarda yüzde 14, dış hatlarda ise yüzde 12 artış gösterdi." ifadelerini kullandı. Bakan Uraloğlu, Sabiha Gökçen Havalimanı'nda ise beş aylık sürede; iç hatlarda 44 bin 832, dış hatlarda 51 bin 937 olmak üzere toplamda 96 bin 769 uçak trafiği yaşandığını; iç hatlarda 7 milyon 637 bin 743, dış hatlarda 8 milyon 571 bin 429 olmak üzere toplamda 16 milyon 209 bin 172 yolcuya hizmet verildiğinin de altını çizdi.

2024 yılı Mayıs sonunda hizmet verilen uçak trafiği 2023 yılının aynı dönemi ile kıyaslandığında iç hat uçak trafiği yüzde 8; dış hat uçak trafiği yüzde 12 olmak üzere toplam uçak trafiği yüzde 10 artış gösterdiğini vurgulayan Uraloğlu, 2024 yılı Mayıs sonunda hizmet verilen yolcu sayısında ise 2023 yılının aynı dönemi ile kıyaslandığında iç hatlarda yüzde 22, dış hatlarda da yüzde 18 olmak üzere toplamda yüzde 20 artış yaşandığını kaydetti. TURİZM BÖLGELERİNDEKİ HAVALİMANLARINDA 5 AYDA 16 MİLYONUN ÜZERİNDE YOLCU AĞIRLANDI Bakan Uraloğlu, Ocak-Mayıs döneminde, dış hat trafiğinin yoğun olduğu turizm merkezlerindeki havalimanlarındaki yolcu sayısına dair bilgileri de paylaştı: "Turizm bölgesi havalimanlarımızda iç hatlarda 6 milyon 753 bin 822, dış hatlarda ise 9 milyon 563 bin 558 kişiyi ağırladık. Uçak trafiği ise iç hatlarda 53 bin 304, dış hatlarda ise 62 bin 622 olarak gerçekleşti.

Turizm bölgesi havalimanlarımızda 5 ayda 16 milyon 317 bin 380 yolcuyu ağırladık. İç ve dış hatlarda, İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda 4 milyon 193 bin 811, Antalya Havalimanı’nda 9 milyon 685 bin 447, Muğla Dalaman Havalimanı’nda 1 milyon 192 bin 282, Muğla Milas-Bodrum Havalimanı’nda 935 bin 24 ve Gazipaşa Alanya Havalimanı’nda toplam 310 bin 816 yolcuya hizmet verdik."

En çok harcama konut ve kira için yapıldı

En çok harcama konut ve kira için yapıldı

Türkiye'de hanehalkı en çok konut ve kira için harcama yaptı. 2023 yılında harcamalar içinde en yüksek pay yüzde 24 ile konut ve kiraya ayrıldı. Kişi başına aylık harcama 12 bin 521 lira, hanehalkı başına ise 24 bin 383 lira oldu.

Türkiye genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı yüzde 23,9 ile konut ve kira harcamaları aldı. İkinci sırayı yüzde 21,9 ile ulaştırma harcamaları, üçüncü sırayı ise yüzde 20,6 ile gıda ve alkolsüz içecek harcamaları izledi. TÜİK, Hanehalkı Bütçe Araştırması'nın 2023 yılı sonuçlarını açıkladı. Buna göre toplam tüketim harcamalarında en düşük payı alan harcama türleri ise yüzde 0,8 ile sigorta ve finansal hizmetler, yüzde 1 ile eğitim hizmetleri ve yüzde 1,9 ile eğlence, spor ve kültür harcamaları oldu. KİŞİ BAŞI HARCAMA 12 BİN 521 TL Aylık ortalama tüketim harcaması hanehalkı başına 24 bin 383 TL ve eşdeğer fert başına 12 bin 521 TL olarak tahmin edildi. Temel gelir kaynağı maaş, ücret, yevmiye geliri olan hanehalkları; ulaştırma harcamalarına yüzde 22,8, konut ve kira harcamalarına yüzde 22,2 ve gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına yüzde 18,9 pay ayırdı. Müteşebbis geliri olan hanehalkları; ulaştırma harcamalarına yüzde 27,3, konut ve kira harcamalarına yüzde 19,7 ve gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına yüzde 19,5 pay ayırdı. DÜŞÜK GELİRLİLER GIDAYA DAHA ÇOK HARCADI Gelire göre sıralı yüzde 20'lik gruplar itibarıyla tüketim harcamalarının 2023 yılındaki dağılımına bakıldığında; en düşük gelir grubu olan birinci yüzde 20'lik grupta yer alan hanehalkları, gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına yüzde 36,6, konut ve kira harcamalarına yüzde 29,2, ulaştırma harcamalarına yüzde 8,8 ve mobilya ve ev eşyası harcamalarına yüzde 5,4 pay ayırdı. En yüksek gelir grubu olan beşinci yüzde 20'lik grupta yer alan hanehalkları ise, ulaştırma harcamalarına yüzde 28,3, konut ve kira harcamalarına yüzde 21, gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına yüzde 14,5 ve lokantalar ve konaklama hizmetleri harcamalarına yüzde 6,9 pay ayırdı. TEK YAŞAYANLARDA EN YÜKSEK PAY KONUTUN Hanehalkı büyüklüğüne göre tüketim harcamalarının 2023 yılındaki dağılımına bakıldığında; tek kişilik hanehalkları, konut ve kira harcamalarına yüzde 31,8, ulaştırma harcamalarına yüzde 18,7 ve gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına yüzde 16,3 pay ayırdı. Hanehalkı büyüklüğü 7 ve daha fazla kişi olan hanehalkları, gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına yüzde 30,2, konut ve kira harcamalarına yüzde 19,9 ve ulaştırma harcamalarına yüzde 14,9 pay ayırdı.

FED faiz kararı ne zaman, saat kaçta? Analistlerin faiz beklentisi ne yönde? (2024 FED haziran ayı faiz kararı)

FED faiz kararı ne zaman, saat kaçta? Analistlerin faiz beklentisi ne yönde? (2024 FED haziran ayı faiz kararı)

ABD Merkez Bankası (FED) faiz kararı için piyasaların tedirgin bekleyişi başladı. ABD ekonomisiyle ilgili yatırımcılara bilgi veren FED faiz kararı, altın, dolar, borsa ve kripto para yatırımlarını da etkileyen unsurlar arasında yer alıyor. Peki, haziran ayı FED faiz kararı ne zaman, saat kaçta? Analistlerin faiz beklentisi ne yönde?

Haziran ayı FED faiz kararı için geri sayım başladı. Yatırımlarını şekillendirmek için FED'in haziran ayı faiz kararını bekleyen yatırımcılar, gözlerini FED Para Politikası Kurulu tarafından alınacak kararı bekliyor. Peki, haziran ayı FED faiz kararı ne zaman, saat kaçta? Analistlerin faiz beklentisi ne yönde?
ABD Merkez bankası (FED) faiz kararı toplantı takvimi belli oldu.Buna göre; FED faiz kararı toplantısı 12 Haziran 2024 Çarşamba günü yapılacak ve akşam saat 21.00'da kritik faiz kararı açıklanacak.
Küresel piyasalarda, ABD Merkez Bankasının (Fed) yarın alacağı para politikası kararları ve ABD'de açıklanacak enflasyon verileri öncesinde temkinli bir seyir izleniyor.Dünya genelinde önemli merkez bankalarının enflasyonla mücadelede sona geldiğine yönelik beklentiler artmaya devam ederken, ABD'de açıklanan makroekonomik verilerin ülke ekonomisine ilişkin karışık sinyaller vermesi fiyatlamaları zorlaştırıyor.New York Fed'in dün yayımladığı Tüketici Beklentileri Anketi'nin sonuçlarına göre, ülkede tüketicilerin kısa vadeli enflasyon beklentisi, mayısta 0,1 puan azalışla yüzde 3,2'ye geriledi.Analistler, Fed'in bu hafta ve gelecek ayki para politikası toplantılarında faizi sabit bırakmasına kesin gözüyle bakıldığını anımsatarak, yarın açıklanacak kararın ardından Banka Başkanı Jerome Powell'ın sözle yönlendirmelerinin yanı sıra bankanın yayımlayacağı "nokta grafiği"nde olası faiz indirimlerinin boyutu ve zamanlamasına dair ipuçları aranacağını belirtti.
ABD Merkez Bankası (Fed), politika faizini beklentiler dahilinde değiştirmeyerek 23 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,25-5,50 aralığında sabit tuttu.Son kararıyla Fed, politika faizini art arda 6 toplantıda değiştirmeyerek mevcut aralıkta sabit bıraktı.
❌