Soğuk su içmenin vücuda zararları
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte sıcak havaların da etkisiyle herkes soğuk su içmeyi tercih ediyor. Soğuk ve buzlu su içmek geçici rahatlama hissi sağlasa da sağlığınız için ciddi riskleri olabilir.
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte sıcak havaların da etkisiyle herkes soğuk su içmeyi tercih ediyor. Soğuk ve buzlu su içmek geçici rahatlama hissi sağlasa da sağlığınız için ciddi riskleri olabilir.
Bilim insanları yaşlanmayı geciktirmenin sırlarını çözmeye bir adım daha yaklaşmış olabilir. Yeni yapılan bir araştırmada hücrelerin yıpranma hızını yavaşlatabilecek bir gen keşfedildi.
Bilim insanları insanların sahip olduğu bir geni güçlendirmenin, hücrelerin yıpranma hızını yavaşlatabileceğini keşfettiler. Çinli akademisyenler, meyve sineklerinin DNA'sını incelerken, bir geninin canlının genç yaşta ölüp ölmeyeceğini belirlediğini buldular. Geni insan veri tabanında araştırdıklarında DIMT1 olarak bilinen bir insan geniyle yüzde 93 oranında eşleştiğini tespit ettiler.
Laboratuvar testlerinde, DIMT1 geninin güçlendirilmiş olduğu hücreler, değiştirilmemiş hücrelere göre yüzde 65 daha yavaş yaşlandı.
Mitokondri, hücrenin çalışması için ihtiyaç duyduğu enerjiyi (ATP olarak adlandırılır) üretmekten sorumludur. Hücrelerimiz ihtiyaç duydukları enerjiyi alamazlarsa, dokular veya vücut organları düzgün çalışmaz ve yaşlanma süreci başlar. Bu yaşlanma karşıtı genleri bulmak için ekip, böceklerdeki bin 283 DNA segmentine baktı ve yaşam sürelerini düzenleyen karakterize edilmemiş bir CG11837 geni buldu. Araştırmacılar genin aktivitesini artırdıklarında, meyve sineklerinin yüzde 59'a kadar daha fazla yaşadığını tespit etti. Ekip, protein yapılarını tahmin eden bir yapay zeka programının veri tabanını kullanarak insanlarda benzer genler aradı. CG11837'nin yapısının insan geni DIMT1 ile benzer olduğunu buldular.
5 YIL İÇİNDE İNSANLAR İÇİN KULLANILABİLİR
Ekip, yetişkin bir erkekten alınan insan hücrelerini kullanarak laboratuvar ortamında çalışmalar gerçekleştirdi ve üç gün boyunca daha fazla DIMT1 üretmeleri için onları geliştirdi. Değiştirilen hücreler değiştirilmeyenlerle aynı oranda büyüdü, ancak ekip her iki grubu da hücrelere zarar veren X ışınlarına maruz bıraktığında fark gözlemledi.
Geliştirilmiş grup, kontrol grubundakilere göre yüzde 65 daha az yaşlandı. Ayrıca araştırmacılar tedavinin farelerde yaşlanmayı tersine çevirdiğini buldular. Deneysel bir gen terapisi enjekte edilen fareler, tedaviden sonra plasebo alan farelere göre yüzde109 daha uzun yaşadı.
Bu gen terapisi henüz insanlar için mevcut değil, ancak uzmanlar bunun beş yıl içinde olabileceğini söylüyor.
Dut pekmezinin vücuda pek çok faydası bulunuyor. Kendine has kokusu ve özelliği ile dikkat çeken dut pekmezi yüksek şeker içeriğiyle iyi bir karbonhidrat ve enerji kaynağı olarak biliniyor. Erzincan'da her yıl Haziran ve Temmuz aylarında geleneksel yöntemlerle hazırlanan dut pekmezi, özellikle günlük kalsiyum, demir, potasyum ve magnezyum açısından çok zengin.
Sağlıklı bir vücuda sahip olmak ve hastalıklara karşı daha dirençli olmak için beslenme düzenine dikkat etmeniz gerekiyor. Yapılan son araştırmalar yüzyıllardır şifa kaynağı olarak bilinen sarımsağı her gün çiğ olarak tüketmenin pek çok faydası olduğunu ortaya çıkardı. ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi'nde yayınlanan 146 katılımcının yer aldığı bir çalışma her gün çiğ sarımsak yiyen kişilerin yüzde 63 daha az soğuk algınlığına yakalandığını ve soğuk algınlığının da yüzde 70 daha kısa sürdüğünü gösterdi.
İklim değişikliği ya da uzmanların tanımıyla iklim krizi, insan yaşamını tehdit eden boyuta ulaştı. Dünya Bankası'nın raporuna göre, önlem alınmaması durumunda, iklim değişikliğinin 2050'ye kadar 216 milyondan fazla insanı iç göçe zorlayabilir. Peki bu krizin önüne geçmek için neler yapılmalı? İşte uzman yanıtı... (Haber: Gözda Şahin Kamera: Ozan Özcan-Yunus Özkan)
Saç diplerinde görülen egzama, kepek ve kaşıntı en sık görülen saç derisi sorunlarının başında geliyor. Stres, yanlış saç bakım ürünleri kullanımı ya da seboreik dermatit veya atopik dermatit gibi nedenler saç derisi sağlığını olumsuz etkiliyor. Egzama, kepek ve kaşıntı gibi sorunlarla mücadele etmek için mutlaka bir uzmana danışmak gerekiyor. Ancak doğal yollarla da saç derisi sağlığını iyileştirebilmek mümkün. Özellikle doğal yağların doğru kullanımı sağlıklı saç derisine sahip olmaya yardımcı olabiliyor.
Konya'da 9 ay önce işçi olarak çalıştığı fabrikada 350 tonluk presin düşmesi sonucu iki parmağını kaybeden 23 yaşındaki Enes Çelik'in ayağından alınan 2 parmağı, başarılı bir ameliyat ile eline nakledildi.
Ankara’da hipermetrop (uzağı görebilirken, yakındaki nesneleri net göremezler) rahatsızlığı nedeniyle kullandığı gözlükten kurtulmak için özel hastanede ameliyat olan avukat Mustafa Alpar Ceylan'ın (63) sağ gözü, operasyon sonrası görme yetisini kaybetti.
Avukat Mustafa Alpar Ceylan, hipermetrop rahatsızlığı nedeniyle kullandığı gözlükten akıllı lens tedavisiyle kurtulmak istedi. Ceylan, özel hastanede önce sağ gözü için 1 Mart'ta ameliyat oldu. Ancak operasyon sonucunda komplikasyonlar yaşadı. Kontrollerde gözün arka tarafında ödem olduğu belirlendi ve enjeksiyon tedavisi yapıldı. Ancak enjeksiyondan 7 gün sonra Ceylan'ın sağ gözü, görme yetisini tamamen kaybetti. Özel hastanenin başka şubesine yönlendirilen Ceylan, en son başka bir özel hastane ve üniversite hastanesinde 2 ameliyat daha geçirdi. Tedavisi süren Ceylan'ın sağ gözünde iyileşme sağlanmadı. 'RETİNA DAĞILMIŞ' Sağ gözünü kaybeden Mustafa Alpar Ceylan, avukatıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Ceylan, mesleğini yaparken okumalarda yakın gözlüğü kullandığını ve akıllı lens tedavisini araştırmaya başladığını belirterek, "Önce sağ gözüme akıllı lens taktırdım. 15 dakikalık operasyonun 75 dakika sürdüğünü öğrendim. Arabayla eve giderken kusmaya başladım. Tekrar hastaneye gittik. Bana ağrı kesici ve serum taktılar. Ertesi gün yine kustum, yine hastalandım. Tekrar bana serum ve ağrı kesici verdiler. Bu olay 4 kere oldu. Sonra görüntü gitti, buğulu görüyorum. Doktor dedi ki 'iyileşir.' Sonra gözün arka tarafında ödem olduğu tespit edildi. İlk operasyonu yapan doktor, lokal anesteziyle gözüme enjeksiyon yaptı. Aradan 1 hafta geçtikten sonra görüntünün kaybolduğunu gördüm. Acil tekrar aynı hastaneye gittim. Retina dağılmış. Retina ameliyatlarının acil yapılması gerekirmiş. 4 gün sonra ameliyata aldılar genel anestezi ile. Gözümü açmışlar, kapatmışlar 'ben buna bir şey yapamam' diye" dedi. Acil şehir hastanesine sevk edildiğini anlatan Ceylan, "Orada 2 gün yattım, ancak riskli olduğu için ameliyat yapmadılar. En son başka bir özel hastane ve üniversite hastanesinde tedavi oldum. Ancak hala gözümde görme yok. Sağ tarafım tamamen karanlık. 3 ay boyunca dosyalarımdan uzak kaldım. Bu operasyonlar için 350 bin lira harcadım. Bazı dosyalardan istifa etmem gerekti. Kaybettiğim maddi olarak ayrı konu, manevi olarak çok büyük sıkıntılar, acılar çektim. Eğer iyileşme inancım olmasaydı, intihar etmeyi düşünme noktasına geldim. Daha ne kadar para harcayacağım da belli değil. Gözümün görüp görmeyeceği de belli değil" dedi. 'EMSAL DAVALAR VAR' Avukat Asiye Meltem Taşçı, müvekkili Mustafa Ceylan'ın yaşadığı mağduriyetle ilgili hukuki süreci başlattıklarını söyleyerek, "Yakını görmeyle alakalı bir sıkıntısı vardı. Uğraşmamak için gözlük takmakla, lens taktırmak için gidiyor ve bunun neticesinde gözünü kaybediyor. Yani milyonda bir bile olmayacak bir şey oluyor. Burada doktorların cezai sorumluluğu da olduğu için sadece malpraktis (hatalı tıbbi müdahale) davası açmayacağız. Burada neredeyse bir katliama sebep oldukları için ceza davası da açacağız, süreci başlattık. Hastane komplikasyonlarla ilgili hastanın bilgilendirildiğini söylüyor. Fakat bu olan formda dahi olmayan bir durum. Çok spesifik bir şey oldu. Bu şekilde gördüğümüz başka emsal davalar da var. Bunları mahkemeye sunacağız" diye konuştu. Hastane yetkilileri ise hastanın ameliyatla ilgili gelişebilecek komplikasyonlar konusunda önceden bilgilendirildiğini, herhangi bir ihmal olmadığını ileri belirtti.Rekabet Kurulu, CHI, BioSilk, Plex markalarıyla saç bakım ürünleri pazarında faaliyet gösteren CHI Kozmetik İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret AŞ'ye 93 bin 776 lira idari para cezası verilmesini kararlaştırdı.
Rekabet Kurumu'nun internet sitesinde yer alan duyuruya göre, CHI Kozmetik İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret AŞ hakkında, alıcılarının yeniden satış fiyatını belirleyerek Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un ilgili maddesini ihlal ettiği iddiasıyla yürütülen soruşturma tamamlandı. Soruşturma kapsamında, CHI Kozmetik'in özellikle e-ticaret satış kanalı üzerinden satış yapan yeniden satıcılarının fiyatlarını izlediği, belirlenen liste fiyatlarından düşük fiyata satan satıcılara müdahale ettiği belirlendi. e-Ticaret platformlarında ürün satışı yapan yeniden satıcıların liste fiyatlarına uymaması durumunda ise mağaza kapama veya mağaza yetkisinin geri alınması gibi yaptırım mekanizmalarının tehdit unsuru olarak öne sürüldüğü ve uygulamaya koyulduğu tespit edildi. Kurul, firmanın, bu gerekçelerle Kanun'u ihlal ettiği sonucuna ulaştı. Bu kapsamda, CHI, BioSilk, Plex markalarıyla saç bakım ürünleri pazarında faaliyet gösteren CHI Kozmetik'e, kendisinden ürün alıp yeniden satan şirketlerin perakende fiyatına müdahale ettiği gerekçesiyle 93 bin 776 lira idari para cezası verildi.Hastanelerde başlatılan onaylı randevu dönemi hakkında bilgi veren Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, randevuya sadakat oranında büyük bir iyileşme olduğunu söyledi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kabine toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Sağlık hizmeti almayı kolaylaştıran MHRS Onaylı Randevu Sistemi'nde son durumun ne olduğuyla ilgili soru üzerine Bakan Koca, randevu sadakat oranında büyük bir iyileşme olduğunu belirterek, vatandaşlara gösterdikleri uyum ve işbirliği için teşekkür etti.
"BÜYÜK ÖLÇÜDE İSTANBUL İÇİN RANDEVU SORUNU BELİRLİ BRANŞLAR DIŞINDA ÇÖZÜME KAVUŞUYOR"
Bir, iki branş dışında ileri tarihlere randevu alınması gerekmeden sorunun çözüldüğünü ifade eden Koca, "İstanbul en kritik il durumundaydı. Büyük ölçüde İstanbul için de randevu sorunu belirli branşlar dışında çözüme kavuşuyor. Tetkikler için de kapasite kısıtı olan yerler var. Özellikle görüntüleme konusunda sorun yaşayan yerler var. Onlar için de aldığımız tedbirler hayata geçtikçe rahatlama görüyoruz." diye konuştu. Bakan Koca, bayramdan sonra düzenleyecekleri basın toplantısıyla onaylı randevu döneminin ilk sonuçlarını kamuoyuyla paylaşacaklarını bildirerek, "Müsterih olun yarın bugünden daha güzel olacak hepimiz için." dedi.
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte kışın aldığı fazla kilolardan kurtulmak isteyenler kolay kilo vermenin yollarını araştırıyor. Kilo vermek ve ideal kilonuza kavuşmak için mutlaka bir dengeli beslenme programını uygulamanız, düzenli olarak da spor yapmanız gerekiyor. Ancak bunların yanı sıra metabolizmanızı harekete geçirmek ve hızlı bir şekilde yağ yakmak için bazı bitki çaylarından faydalanabilirsiniz.
Uyuz vakalarında artış hızlandı. Her gün yeni bir vaka ile karşılaştıklarını söyleyen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burhan Engin, en büyük problemin doğru tedavinin doğru uygulanmaması olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Engin, uyuz tanısı kullanan kişilerin yakın çevrelerinin de mutlaka uzmana danışması gerektiğine dikkat çekti.
Türkiye'de yılda ortalama 200-250 bebek, tedavi edilmediğinde zeka geriliği ve kalıcı beyin hasarına neden olabilen genetik fenilketonüri (PKU) hastalığıyla dünyaya geliyor. Topuk kanı taramaları, bu hastalığın erken teşhis ve tedavisine imkan sağlıyor. Peki, Fenilketonüri (PKU) hastalığı nedir, belirtileri neler?
Kalıcı zeka geriliği ve beyin hasarına hasarına neden olabilen genetik fenilketonüri (PKU) bir protein yapıtaşı, amino asit olan fenilalanin vücutta dönüştürülememesi ve kanda birikmesi sonucu ortaya çıkıyor.Erken teşhis edilip tedavi edilmezse de, ağır zihinsel geriliğe yol açabilir. Ancak erken teşhis konan bebeklerin, yaşam boyu uygun diyetle sağlıklı bir hayat sürmesi sağlanabilir. Fenilketonüri hastası bebekler, yaşamlarının ilk birkaç ayında sağlıklı bebeklerden ayırt edilemezler. Bu nedenle hastalığın erken teşhisi oldukça büyük öneme sahiptir.FENİLKETONÜRİ BELİRTİLERİ Fenilketanüri hastası bebekler doğduğunda belirti göstermiyor. Hastalık belirtileri ortaya çıktığında ise ne yazık ki iş işten geçmiş oluyor. Bu nedenle, bebeklerin erken dönemde taranması ve klinik belirtiler ortaya çıkmadan tedavi edilmeleri çok önemli, böylelikle hastalığın istenmeyen bulgularının ortaya çıkması engelleniyor.İlerleyen aylarda en büyük belirti zeka ve gelişim geriliğidir. Ayrıca bebekte kusma, aşırı el, kol, baş hareketleri, sara nöbetleri, ciltte döküntüler, idrar ve terin küf gibi kokması hastalığın diğer belirtilerindendir.Tıpta Uzmanlık Sınavı yerleştirme sonuçlarının açıklanmasının ardından Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları branşında birçok hastanenin kadrosu boş kaldı. Tablo özellikle İstanbul'daki hastanelere bakıldığında kaygı verici. Uzmanlar, bu branşın boş kalması halinde çocuk doktoru bulmakta güçlük çekileceğini belirtti. (Haber: Melike ŞAHİN)
Tıpta Uzmanlık Sınavı yerleştirme sonuçları açıklandı. Özellikle İstanbul'da olmak üzere birçok hastanede Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları branşının kadroları boş kaldı. Bağcılar, Ümraniye, Haseki, İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde hiçbir doktor pediatriyi tercih etmedi. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nin 30 kişilik kadrosunun yalnızca ikisi doldu. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi'ne 10 doktor yerleşebilirdi ancak yalnızca 1 kişi tercih etti. Kartal Şehir Hastanesi'nde açılan 15 kişilik kadronun 2'si, Şişli Hamidiye Etfal'deki 15 kişilik kadronun ise 3'ü doldu. Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, branşın tercih edilmeme sebebi olarak pediatrinin iş yükünün çok ağır olduğunu ve son zamanlarda malpraktis uygulamalarından dolayı yenidoğan ve çocuk hekimlerinin ciddi tazminat ödemek zorunda kaldığını söyleyerek ekledi:
"Tırnak içinde tabela tıp fakülteleri dediğimiz anadoluda tıp fakülteleri var. Bunların yeterince eğitici kadrosu olmadığı için tercih edilmeyi azaltıyor."
"ÇOCUK DOKTORU BULAMAYACAĞIZ"
Çocuk hastalıklarını tercih eden az sayıdaki asistan doktorların da iş yükü katlanıyor, asistan istifaları da gündeme geliyor.
Prof. Dr. Çokuğraş, doktorların sorunlarına kulak verilmesi gerektiğini belirterek, "Sistem devam ederse gerçekten çocuklarımıza torunlarımıza bakacak çocuk doktoru maalesef bulamayacağız." dedi. Cerrahpaşa ve İstanbul Tıp Fakültelerinde açılan pediatri kadrolarınınsa tamamı doldu. Kasım ayındaki TUS yerleştirmelerinde de çocuk sağlığı ve hastalıkları kadrolarının yüzde 60'ı boş kalmıştı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Burdur’da diyaliz sonrası tedavi altına alınan hastalara ilişkin açıklama yaptı. Bugün itibariyla entübe durumda hasta kalmadığını bildiren Bakan Koca, 16 hastanın taburcu edildiğini, 14 hastanın ise tedavilerinin sürdüğünü açıkladı. Burdur’da diyalize girdikten sonra fenalaşan hastalardan 3’ü yaşamını yitirmişti.
Yeni bir araştırma, baba olan erkeklerin kalp ve damar sağlığının baba olmayan erkeklere göre daha kötü olduğunu ortaya çıkardı. Araştırma her ne kadar baba olan erkeklerin kalp-damar sağlığının daha kötü olduğunu ortaya koysa da baba olmayanlara göre daha uzun yaşadıklarını öne sürüyor.
Kalp damar hastalıkları dünya genelinde en sık rastlanan ölüm nedenlerinin başında geliyor. Çocuk sahibi olmanın kadınların sağlığını nasıl etkilediği üzerine çalışmalar, çok kez doğum yapmanın kalp hastalığı riskini artırdığı bulunmuştu. Northwestern Üniversitesi ve Chicago Ann & Robert H. Lurie Çocuk Hastanesi'nden araştırmacılar, yaşları 45 ile 85 arasında değişen 2 bin 814 erkekten alınan verileri analiz etti. Sonuçlar, etnik kökene ve erkeğin ilk çocuğu doğduğunda kaç yaşında olduğuna göre önemli ölçüde farklılık gösteriyor. Örneğin, 25 yaşın altında baba olan erkeklerin kalp sağlığının diğer babalara göre daha kötü olduğu görüldü. Bu durum özellikle İspanyol kökenli veya siyahi erkekler arasında daha yaygındı. BABA OLMANIN "OLUMSUZ" ETKİSİ Araştırmanın yazarları, ebeveynlikle gelen stresin erkeklerin diyet veya egzersiz yoluyla sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmesini zorlaştırdığını, çünkü çocuk sahibi olmanın zamanlarının büyük kısmını kapsadığını öne sürdü. Çalışmanın yazarı Dr. John James, "Kalp sağlığında bulduğumuz değişiklikler, çocuk bakımına ilişkin ek sorumluluğun ve babalığa geçişin getirdiği stresin, erkeklerin sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmesini zorlaştırabileceğini gösteriyor" dedi. GENÇ BABALARIN SAĞLIĞI TEHLİKEDE Araştırmaya göre, ilk çocukları 25 yaşından küçükken doğan erkekler en kötü sağlık sonuçlarına ve daha yüksek ölüm oranlarına sahip. 25 yaşın altındaysanız mali açıdan daha az istikrarlı olabilirsiniz, beyniniz daha az olgun olabilir ve özellikle ırksal ve etnik azınlıklar için daha az sosyal yardım ve sınırlı izin politikaları olan daha düşük ücretli işlerde çalışıyor olabilirsiniz. Bütün bunlar sağlığınıza odaklanmanızı zorlaştırabilir. BABA OLAN ERKEKLER DAHA UZUN YAŞIYOR Araştırmaya katılan babaların genel olarak kalp-damar sağlığı daha kötü olsa da, grup içinde herhangi bir nedenden ötürü ölme oranları en düşük olan babalardı. Araştırmacılar bunun nedeninin babaların baba olmayanlara göre daha fazla sosyal desteğe sahip olmasından kaynaklanabileceğini söyledi. Baba olan erkkelerin, yaşlandıkça hastane randevularına katılmalarına ve ilaç ve tedavileri yönetmelerine yardımcı olacak çocukları var.İngiltere'de yapılan araştırma, yeni bir kan testiyle meme kanserinin nüks etmesinin aylar öncesinden belirlenebileceğini ortaya koydu.
Londra'da bulunan Kanser Araştırmaları Enstitüsü'nden (ICR) bilim insanları, farklı türlerde meme kanserine sahip 78 hastadan teşhis, cerrahi müdahale ve kemoterapi sonrası topladıkları örnekleri yeni bir kan testi kullanarak inceledikleri çalışmayı Amerikan Klinik Onkoloji Derneği (ASCO) Konferansı'nda sundular. Araştırmacılar, yeni test uygulamasında hastalardan bir yıl boyunca her üç ayda ve sonraki beş yıl boyunca da her altı ayda bir kan alarak deneklerin takibini yaptı. Araştırmada, söz konusu testin, meme kanserinin nüks etmesini tespit etmede "tam not aldığı" kaydedilirken, test, hastalığın semptomlarının yeniden belirmeden ya da taramalarda fark edilmeden yaklaşık 15 ay öncesine kadar bu tespitin yapılabileceğini gösterdi.
Testin, hastaların kanına kanser hücrelerince salınan ve DNA yapısında bin 800 civarında mutasyona yol açan değişiklikleri algıladığı belirtilen araştırmada, bu kan testi aracılığıyla 11 kadında meme kanserinin nüks edeceğinin önceden tespit edildiği açıklandı.
1 YIL ÖNCESİNE KADAR ÖNGÖREBİLİR Baş araştırmacılardan Dr. Isaac Garcia-Murillas, teste ilişkin yaptığı açıklamada, meme kanseri hücrelerinin ameliyat ve başka tedavi yöntemlerinin uygulanmasından sonra vücutta kalabildiğini belirterek "Ancak bu hücreler o kadar az olabilir ki taramalarda tespit edilemezler." diye konuştu. Isaac, bu hücrelerin hastalarda yeniden kanser oluşumuna neden olabileceğini aktararak, çalışmanın tedavi sonrası hastanın gözlemlenmesine ve hayatta kalma oranlarının iyileştirilmesine katkı sağlayabileceğini ifade etti. Araştırmaya katkı sağlayanlardan Dr. Simon Vincent da meme kanserinin erken teşhisinin tedavi için önemli olduğunu vurgulayarak, "hastalığın semptomları ortaya çıkmadan bir yıl öncesine kadar meme kanserinin nüksetme işaretlerinin tespit edilebileceğini öngören" yeni bulguların oldukça heyecan verici olduğunu söyledi. Vincent, testin hala geliştirme aşamasında olduğunu aktardı.
Bilim insanları, yere düşen yiyeceklerin güvenli olup olmadığını belirlemek için yeni bir çalışma yürüttü. Yere düşen yiyeceklerin saniyeler içinde zararlı bakterilerle kaplanabileceği, bu durumun da ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği kaydedildi. Ayrıca araştırmacılar, beş saniye kuralını bir efsane olarak nitelendirdi.
Bilim insanları, yere düşen yiyecekleri yemek için güvenli süre konusunda yeni bir bilgilendirme yaptı.
Bu, öncelikle yiyeceğinizin türüne, ikinci olarak da nereye düşürdüğünüze bağlıdır.
Karpuz parçaları, elma ve şarküteri etleri gibi 'ıslak' gıdalar, cips veya kurabiye gibi kuru gıdalara göre daha fazla bakteriyi daha hızlı çeker.
Araştırmacılar, bu gıdalarda yerde ne kadar az zaman geçirilirse o kadar iyi olacağını söylüyor.
EVDE BAKTERİLERDEN KAÇMAK İÇİN GÜVENLİ BİR YER YOK
Banyo ve mutfak en fazla bakteriye ev sahipliği yapsa da (metrekare başına yaklaşık 700), bu yıl yapılan bir araştırmaya göre mikroskobik mikropların en az 400'ü oturma odası gibi alanlarda bulunduğundan, evinizde bakterilerden kaçmak için güvenli bir yer olmadığını gösteriyor.
HER 100 MİLİMETREDE 30 BİN BAKTERİ HÜCRESİ
Bu araştırma, kaldırımlardaki suyun her 100 mililitresinde 30.000 bakteri hücresi bulunduğunu, bunların arasında dışkı ve Koli Basili'nin de bulunduğunu ortaya koydu.
Gıdayı suyun altında tutmak toz veya saç gibi görünür parçacıkların bir kısmını ortadan kaldırsa da, beş saniye içinde de olsa yerden bulaşan mikropları yok etmez.
"BEŞ SANİYE KURALI BİR EFSANE"
Food and Wine'a konuşan iç hastalıkları uzmanı ve gastroenteroloji uzmanı Dr. Wendi Lebrett, "Ne yazık ki beş saniye kuralı bir efsane" dedi.
DÖRT GIDA YAKINDAN İNCELENDİ
Rutgers Üniversitesi'nde 2016 yılında yapılan bir çalışmada dört gıda türü incelenmiştir: karpuz, ekmek, tereyağlı ekmek ve sakızlar.
Bulgular, beş saniye kuralından sonra en fazla bakterinin karpuzda (yüzde 97), ekmek ve tereyağlı ekmekte ise sırasıyla yüzde 94 ve 82 oranında bulunduğunu ortaya koymuştur.
Sakıza ise yüzde 62 oranında bakteri yapıştığı görülmüştür.
BAKTERİLER TEMAS ETTİĞİ ANDA GIDAYA GEÇEBİLİR
Bu miktar kıyaslandığında küçük bir miktar gibi görünse de, bilim insanları temas ettiğimiz her yüzeyde zararlı bakterilerin bulunduğu ve temas ettiği anda gıdaya geçebileceği konusunda uyarıyor.
Bu süreç bir saniyeden kısa sürer ve yiyecekleriniz salmonella, Koli Basili, Listeria ve hatta kusma, ishal ve ateş gibi sindirim sorunlarına ve gıda zehirlenmesine neden olabilecek dışkı gibi bakteriler için bir mıknatıs görevi görür.
Bakteriler, bir tırtılın üzerindeki tüyler gibi çalışan ve böceğin ağaçlara tırmanmasını sağlayan fimbriae adı verilen küçük yapılar sayesinde gıdaya bağlanma konusunda oldukça beceriklidir.
Rutgers Üniversitesi'nden gıda bilimci Donald Schaffner, bakterilerin gıdalara ne kadar hızlı yapıştığını gösteren bilimsel verilere rağmen, beş saniye kuralının büyük olasılıkla devam edeceğini söyledi.
"HEPİMİZ YERDEN YEMEK YİYORUZ"
Schaffner, "İnsanlar beş saniye kuralının işe yarıyor olmasını gerçekten istiyor. Bunu herkes yapıyor; hepimiz yerden yemek yiyoruz." diye konuştu.
Clemson Üniversitesi gıda bilimcisi Paul Dawson tarafından 2007 yılında yapılan ayrı bir araştırma da benzer bulgular ortaya koymuş ve yiyeceklerin yere değdiği anda bakteri kaptığını açıklamıştır.
HER YIL 48 MİLYON KİŞİ HASTALANIYOR
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri, her yıl 48 milyon ABD vatandaşının gıda kaynaklı bir hastalıktan dolayı hastalandığını ve 128.000 kişinin hastaneye kaldırıldığını tahmin etmektedir.
Bursa'da grip şikayetiyle hastaneye götürülen 7 yaşındaki çocuk, bir süre sonra hayatını kaybetti. Aile, kızlarına yanlış serum takıldığını iddia etti. Peki, serumlar alerjik reaksiyona sebep olur mu? Evde serum taktırmak doğru mu? İmmünoloji Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ferhan Zeynep Özşeker NTV yayınında yanıtladı.
Covid-19 virüsü mutasyonlarla kendini yenilemeye devam ederken "FLiRT" isimli yeni bir varyant ile tekrar hızla yayılmaya başladı. Bazı uzmanlar, yeni varyantın yaz aylarında Covid vakalarında artışa neden olabileceğini öne sürüyor. Peki yeni varyant nasıl ve nerede ortaya çıktı? Korunmak için neler yapabiliriz? İşte yeni "FLiRT" varyantı hakkında bildiğimiz her şey...
Oyuncu Tuba Ünsal sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda FMF atağı nedeniyle hastaneye kaldırdığını duyurdu. Ünsal'ın açıklamaları ardından FMF atağı ile ilgili araştırmalar başladı. Peki, FMF atağı nedir, neden olur? Tuba Ünsal'ın hastalığı FMF atağı hakkında ayrıntıları derledik.
Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF), tekrarlayan yüksek ateş ile karın, akciğer ve eklemlerdeki ağrılarla kendini belli eden genellikle Akdeniz bölgesinde yaşayan insanlarda görülen kalıtsal bir hastalıktır. Hastalık genellikle Akdeniz ve Ortadoğu kökenlileri, etkiler. FMF’ te ilk atak hastaların %80’inde 20 yaşından önce başlar. Başlangıç nadir olarak 40’lı yaşlara kadar da gecikebilir. Kişi, FMF’e neden olan genler yüzünden hastalanır. Akraba evlilikleri bu hastalık genini taşıyan iki taşıyıcının bir araya gelme riskini arttırır. Özellikle, yüksek riskli popülasyonlarda yaşayan bireylerin akraba evliliği yapmamaları önerilmektedir.FMF BELİRTİLERİ NELER? Hastalığın başlıca belirtileri, karın, göğüs, ve eklem ağrılarıyla birlikte giden tekrarlayan ateştir. Karın ağrısı %90 oranında en sık görülen belirtidir. Karın ağrısı genellikle 12-72 saat sürer. Bazı ataklar o kadar ağrılı olur ki, hasta ya da ailesi tıbbi yardım isteğinde bulunur. Özellikle akut apandisiti taklit edebilir ve bu nedenle bazı hastalar gereksiz karın ağrısı ameliyatı geçirebilirler. Göğüs ağrısı atakları %20-40, eklem ağrısı %50-60 hastada görülür. Eklem ağrıları en sık diz ve ayak bileğinde görülür. Hasta atakların sonunda tamamen düzelir ve bu periyodlar arasında bütünüyle normaldir. 38.5C-40C’ye kadar yükselen ateş ağrı ataklarına sıklıkla eşlik eder.En yüksek olduğu dönem ilk gündür. 1-3 gün sürer. Genellikle ‘erizipel benzeri kızarıklık’ olarak tanımlanan cilt bulgusu görülür. En çok diz ve ayak bileği arasındaki deride ortaya çıkar. Sınırları belirgin, yama görünümünde, kırmızı döküntü şeklindedir. Döküntüler 2-4 gün içinde gerilerler. Amiloidoz çeşitli organlarda suda erimeyen bir tür proteinin birikmesi ile o organlarda yetmezliğe neden olan bir hastalıktır. FMF’te amiloid birikimi sonucu kronik böbrek yetmezliği gelişebilir.Bir kadın hayatının 7 yılını regl olarak geçiriyor. 28 Mayıs, Dünya Regl Hijyeni Günü'nün de amacı dünyada hijyenik pede ulaşamayan milyonlarca kadına ve kız çocuğuna dikkat çekmekti. Türkiye'de de hijyenik pede erişemediği için okula devamsızlık yapan kız çocukları var. Deprem bölgesinde durum daha sıkıntılı. İşte ayrıntılar... (Haber: Melike Şahin)
Dövme yaptıranların lenf kanserine yakalanma riskinin yüzde 21 daha fazla olduğu ortaya çıktı.
İsveç'teki Lund Üniversitesi'nde araştırmacılar, İsveç'te 2007-2017 yıllarında lenf kanseri tanısı konulan 20 ila 60 yaşlarındaki 11 bin 905 kişinin verilerinden yararlanarak, dövme yaptırmanın kanserle bağlantısını inceledi. Araştırmacılar, dövme yaptıran kişilerin lenf kanserine yakalanma riskinin, yaptırmayanlara göre yüzde 21 daha fazla olduğunu tespit etti. Dövme yapımında kullanılan mürekkebin kanserojen kimyasallar içerdiğini belirten araştırmacılar, bu kimyasalların dövme yapım işleminde cilt bariyerini delerek vücuda girdiğini ve kansere yakalanma riskini artırdığını bildirdi.
DÖVMENİN BÜYÜKLÜĞÜ İLE KANSERE YAKALANMA ARASINDA İLİŞKİ YOK Dövmenin büyüklüğü ile kansere yakalanma arasında ilişki bulunmadığını kaydeden araştırmacılar, boyutu ne olursa olsun dövmenin vücutta iltihaplanmayı tetikleyerek lenf kanserine yakalanma riskini artırdığını ifade etti. Araştırmanın sonucu, "Science Direct" adlı internet sitesinde yayımlandı.
Eski manken Deniz Akkaya, 15 yaşındaki kızıyla olan kavgasını sosyal medyadan paylaştı. Akkaya da kızı da birbirlerinden şiddet gördüklerini iddia etti. Paylaşımlar üzerine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı harekete geçti. Kız, devlet koruması altına alındı. Peki, ergenlikte çocuk-ebeveyn ilişkisi nasıl olmalı? Soyal medyanın bu ilişkilere etkileri neler? Psikolog İpek Aykol, NTV yayınında konuya ilşkin merak edilen soruları yanıtladı.