Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Bugün — 31 Mart 2023Milli Gazete

ABD, İran’a tazminat ödeyecek

31 Mart 2023 at 09:33
Uluslararası Adalet Divanı (ICJ), İran ve ABD arasındaki davada kararını açıkladı. Mahkeme, ABD’nin İran yönetimine uyguladığı yaptırımlar iki ülke arasında 1955 yılında imzalanan “Dostluk, Ekonomik Münasebetler ve Konsolosluk Hukuku" anlaşmasının ihlal ettiği gerekçesiyle İran’a tazminat ödemesine hükmetti. Mahkeme, tarafların tazminat miktarında 24 ay içerisinde uzlaşmaya varmaması durumunda konuyu tekrardan ele alacağını açıkladı. Mahkeme, Tahran yönetiminin İran Merkez Bankasının dondurulmuş yaklaşık 2 milyar dolarlık mal varlığının serbest bırakılması talebini ise reddetti. ABD yönetimi tarafından yapılan itirazı kabul eden Mahkeme, iki ülke arasında imzalanan “Dostluk, Ekonomik Münasebetler ve Konsolosluk Hukuku" anlaşmasının Merkez Bankalarındaki mal varlıklarını kapsamadığına hükmetti. ABD, 23 Ekim 1983 yılında İran’ın, Lübnan’da bulunan ABD askeri üssüne yönelik düzenlenen bombalı saldırının sorumlusu olduğunu öne sürmüştü. Ardından ABD, İran Merkez Bankası’na ait yaklaşık 2 milyar dolar mal varlığını saldırıda hayatını kaybeden 241 ABD deniz piyadesinin yakınlarına tazminat olarak ödeneceği gerekçesiyle dondurmuştu.

Davutoğlu'ndan sert KKM eleştirisi: Sen değil miydin 'Nass var' diyen

31 Mart 2023 at 03:26
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu 'Hazine destekli Kur Korumalı Mevduat hesaplarında faiz tavanının kaldırılmasına' ilişkin kararın Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesine tepki gösterdi.  Twitter hesabından yaptığı paylaşımda isim vermeden Erdoğan'ı eleştiren Davutoğlu şunları söyledi: "İşin gücün milletin temiz dini duygularını istismar etmek. Sen değil miydin 'ortada Nass var sana bana ne oluyor' diyen! Sen değil miydin sözde faizle mücadele eden! Geçen yıl 181 milyar liraya mal olan KKM rezaleti yetmezmiş gibi Ramazan günü faizde üst sınırı kaldırıyorsun."

Dün — 30 Mart 2023Milli Gazete

Bayram sonrası siyasetin havası ısınıyor

30 Mart 2023 at 04:30
Haber: Ali Ekber Yaklaşan seçimlerle birlikte siyasi arena bayram sonrası ısınacak. Ramazan ayının mübarek bereketiyle durgun geçen siyasi sahne, bayram sonrası düzenlenecek mitinglerle hareketlenecek. Seçim kampanyasına start veren Millet İttifakı liderlerinin sahaya ineceği mitinglerin ikili veya üçlü liderler şeklinde olması da planlamalar arasında olduğu bilgisi paylaşılırken, bazı illerde ise tüm liderlerin olduğu mitingler düzenlenecek. Seçimlere 45 gün gibi kısa bir süre kalırken, partiler seçim kampanyalarına start vermeye başladı. Millet İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde yayınlanan ‘Sana Söz’ kampanya filmiyle birlikte seçim kampanyasına başlarken cumhurbaşkanı adayları Ramazan Bayramı sonrasında sahaya inecek. MİLLET İTTİFAKI’NIN CUMHURBAŞKANI ADAYI SEÇİM KAMPANYASINA BAŞLADIGeçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimlerin yenilenmesine ilişkin kararı imzalanmasının ardından Türkiye 14 Mayıs’ta sandığa gidecek. Seçim takvimini ilan ederek süreci başlatan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 36 siyasi partinin ve 4 cumhurbaşkanı adayının seçimlere girebileceğini açıkladı. Ülke genelinde 190 bin sandığın kurulacağını açıklayan YSK, 9 Nisan tarihinde siyasi partilerden gelen milletvekili listelerini kabul edecek. Bugün itibarıyla seçimlere 45 gün gibi kısa bir süre kalırken siyasi partiler ve cumhurbaşkanı adayları seçim kampanyalarına start vermeye başladı. Millet İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Sana Söz’ adıyla yayınlanan reklam filmiyle birlikte seçim kampanyasına start veren ilk cumhurbaşkanı adayı oldu. Kampanya filminde ‘gelecek’ ve ‘umut’ kavramları vurgulanırken, Millet İttifakı’nda bulunan 5 siyasi partinin genel başkanının yanı sıra İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediye başkanları da yer aldı. BAYRAM SONRASINDA LİDERLER SAHAYA İNECEK Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem felaketlerinin ardından siyasi gündem rafa kalktı. Afetin meydana getirdiği büyük yıkım ve 50 bini aşkın vatandaşımızın hayatını kaybetmesinin gölgesinde seçimlere girecek olan ülkemizde seçim kampanyalarının diğerlerine göre daha sade geçeceği belirtiliyor. Ramazan ayı nedeniyle salon programları, esnaf ziyaretleri, iftar programları düzenleyen siyasi partiler ve ortak cumhurbaşkanı adayları bayram sonrasında sahaya inerek mitingler düzenlemesi bekleniyor. Millet İttifakı kurmayları tarafından oluşturulan İletişim Komisyonu’nun seçim süreci boyunca koordineli bir şekilde çalışma yürüteceği bilgileri gelirken bayram sonrasında bazı illerde ikili, üçlü mitingler gerçekleştirilecek. Türkiye’nin 81 ilinde de mitingler düzenleneceği belirtilirken aynı anda farklı illerde mitingler de yapılabilecek. İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir gibi nüfusun yoğun olduğu yerlerde ortak cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Millet İttifakı’nda bulunan partilerin genel başkanları Temel Karamollaoğlu, Meral Akşener, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Gültekin Uysal, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş eşlik edecek. CUMHUR İTTİFAKI, SEÇİM KAMPANYASINA BAŞLAMADISeçim tarihinin yaklaşmasıyla beraber Cumhur İttifakı’nda siyasi hareketlilik devam ederken ittifaka yeni partiler dahil oldu. Ak Parti’nin deprem felaketi nedeniyle sessiz bir kampanya yürüteceği yönünde bilgiler gelirken, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın 11 Nisan’da seçim beyannamesini açıklamasıyla seçim kampanyası başlayacak. Türkiye’nin tamamına ulaşarak tüm meydanlarda miting düzenleyeceği belirtilen Erdoğan’ın bazı büyükşehirlerde ise Cumhur İttifakı’nın ortaklarıyla beraber sahaya ineceği ifade ediliyor.  

Dünden önceki günMilli Gazete

CHP Sözcüsü Faik Öztrak: Arsızlık bunların en büyük sermayesi

29 Mart 2023 at 18:30
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Deprem bölgesindeki her ilin, hatta her ilçenin ihtiyaçları farklı. Beyin cerrahı titizliğiyle bir planlama yapmak lazım. Ama sarayın kibirlisinin, böyle bir kapasitesi yok. Onun tek derdi var; bol bol ihale yapıp, törenle, seyyar temeller atmak. Her zaman yaptığını yapmış, sadece yetkiler benim, sorumluluk ise milletin, iyi ne varsa benden, kötü ne varsa milletten, demiş… Hep diyoruz; Arsızlık bunların en büyük siyasi sermayesi, arsız arlanmayı hiç bilmez. Hiçbir şeyden utanmaz. Utancı gidenin kalbi de zaten ölüdür. İş başında olduğu 21 yılda, 9 kez imar affı çıkaran kim? Sarayın kibirlisi Erdoğan…” dedi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, bugün CHP Genel Merkezi’nde; MYK toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Öztrak, şunları söyledi: “50 BİNDEN FAZLA YURTTAŞIMIZ, YARDIM ÇAĞIRARAK SOĞUKTA DONARAK CAN VERDİ”"Gücün zekâtı tevazudur. Bu zekât ödenmezse, güç kibre dönüşür. Hayatta her şey inceldiği yerden kopar. Kibir ise zırh gibi kalınlaştıkça, etrafını yakıp, yıkar. Çok büyük zararlar verir. 2018’den bu yana, 85 milyonluk koca Türkiye bunu, yaşayarak tecrübe ediyor. Erdoğan’ın arşa ulaşan kibri, ülkemizin her bir ferdini mağdur ediyor. Ucube şahsım rejimi ve kibirlisinin elinde, ülkemizde çürümeyen, zarar görmeyen, çökmeyen tek bir şey kalmadı. Devletin adalet direği çöktü. Köklü kurumları çöktü. Eğitim çöktü. Dış politika çöktü. Ekonomi çöktü. Sağlık çöktü ve en sonunda depremde binalarımız, yollarımız çöktü. Afetler bu kibir abidesinin elinde, felakete dönüştü. İlk iki gün enkazın başında devlet yoktu. Mehmetçiğe zamanında emir verilmediği için, askerimiz yoktu. Deprem enkazının altında, 50 binden fazla yurttaşımız, yardım çağırarak soğukta donarak can verdi. Enkazın başında bekleyen çaresiz analardan, babalardan, çocuklardan, dedelerden, ninelerden ‘nerede bu devlet’ feryatları yükseldi. Sahra hastaneleri, sahra mutfakları, sahra çadırları hızla kurulamadı. Enkazdan çıkanlara, evini barkını kaybedenlere Mehmetçiğimizin sıcak yardım eli ulaştırılamadı. Oysa daha önceki felaketlerde Mehmetçiğimizin sıcak yardım eli; muhtaçları vakit yitirmeden kucaklamıştı. Mehmetçiğimizin bir tas sıcak çorbası, üşüyen bedenleri, hızla ısıtmıştı ama arşa çıkmış kibirleri, beceriksizlikleri, kifayetsizlikleri, ideolojik önyargıları nedeniyle, bunlar yapılmadı. Bir yönetici her şeyden vazgeçebilir ama sorumluluklarından vazgeçemez. “HEP DİYORUZ, ARSIZLIK BUNLARIN EN BÜYÜK SİYASİ SERMAYESİ”Bu ülkeyi 21 yıldır yönettiklerini iddia edenler, sebebi oldukları 50 bin can kaybının sorumluluğundan asla kaçamaz ama sarayın kibirlisi, fütursuzca sorumluluktan kaçmaya çalışıyor. Dün yine çıkmış, türlü bahaneler uyduruyor. Neymiş? ‘Tabiatın kendi işleyişine saygılı bir hayat nizamı kurmazsanız, bir gün gelir tabiat hakkı olanı alır götürür. Atalarımız çok güzel söylemiş; 'Dere yatağında akar.' Depreme dayanıksız bina yaparsanız, ilk büyük sallantıda yıkılır. Dere yatağına bina inşa ederseniz, ilk büyük yağışta sele kapılır. Ormanları korumazsanız, İlk büyük yangında varınızı yoğunuzu kül eder. Yumuşak ve meyilli sırta ev kurarsanız, gün gelir toprak onu yutar.’ Yani, sellerde, depremlerde, yangınlarda, toprak kaymalarında ölenlerin sorumluluğu, ölenlerin kendisindeymiş… Ülkeyi 21 yıldır yöneten rantiyeci kibir abidesinin, bu can kayıplarında, bu büyük yıkımda, hiçbir sorumluluğu yokmuş. Her zaman yaptığını yapmış, sadece yetkiler benim, sorumluluk ise milletin, iyi ne varsa benden, kötü ne varsa milletten, demiş… Hep diyoruz; Arsızlık bunların en büyük siyasi sermayesi, arsız arlanmayı hiç bilmez. Hiçbir şeyden utanmaz. Utancı gidenin kalbi de zaten ölüdür. İş başında olduğu 21 yılda, 9 kez imar affı çıkaran kim? Sarayın kibirlisi Erdoğan… ÇIKARDIĞI İMAR AFLARIYLA, DEPREME DAYANIKSIZ BİNALARI AFFEDEN KİM?2018’de çıkardığı imar affıyla, seçim meydanlarında, ‘hayırlı olsun’ diye böbürlenen kim? Sarayın kibirlisi Erdoğan… İmar aflarına reklam filmi çeken kim? Sarayın kibirlisi Erdoğan… Dere yataklarına evler yapılırken, bunlara izin veren kim? Sarayın kibirlisi Erdoğan… İstanbul’a, kadim şehrimizin tarihi siluetine ihanet eden kim? Sarayın kibirlisi Erdoğan… Karadeniz’in yaylalarının, güzelim Ayder’in rant uğruna talanına seyirci kalan kim? Sarayın kibirlisi Erdoğan… Derelerine, doğasına sahip çıkan yaşlı başlı köylülerimizi jandarmaya hırpalatan kim? Sarayın kibirlisi Erdoğan… Kendisi uçan saraylarda oradan oraya gezerken, orman yangınlarını söndürmek için, uçak almayan kim? Sarayın kibirlisi Erdoğan… Türk Hava Kurumu’nun mevcut yangın söndürme uçaklarını, çürümeye terk eden kim? Yine sarayın kibirlisi Erdoğan… Yaşadığımız her afet, felakete dönüşüyorsa, bunun sebebi 21 yıldır ülkenin başındaki Hükümet ve onun başı Erdoğan’dır, Erdoğan ama Erdoğan sorumluluklarından kaçmaya çalışsa da sorumluluklarından kaçmanın sonuçlarından kaçamaz. “BİZİM HESAPLAMALARIMIZA GÖRE, FİZİKİ VE BEŞERİ SERMAYE KAYIPLARIMIZIN TOPLAMI, 126 MİLYAR DOLAR”Sonuç apaçık ortada; 21 yıldır Erdoğan’ın kibrinin, kifayetsizliğinin, beceriksizliğinin bedelini, milletimiz ya canıyla ya da malıyla ödedi. Kahramanmaraş depremlerinde de 50 binden fazla yurttaşımızı kaybettik. Bizim hesaplamalarımıza göre, fiziki ve beşerî sermaye kayıplarımızın toplamı, 126 milyar dolar. En son Uluslararası Çalışma Örgütü ILO, Kahramanmaraş depremlerinin, çalışma hayatına etkilerini araştırmış… ILO’ya göre, deprem, bölgedeki çalışma saatlerinde, yüzde 16’lık bir kayba neden olmuş.  Bu 657 bin 147 tam zamanlı işçinin, işini kaybetmesi demek. Emekçilerimizin gelirinde, her ay yaşanan kayıpsa, 150 milyon dolar. Her bir çalışanın aylık kaybı ise 4.351 lira yani ayda 231 dolar. Deprem bölgesinde 220 bin civarında iş yeri ya yıkık ya da ağır hasarlı. Yine deprem bölgesinde ekonomik aktivitedeki yavaşlama, çalışma saati bakımından, en az Adana’da, en çok da Malatya’da… Hep söylüyoruz. Deprem bölgesindeki her ilin, hatta her ilçenin ihtiyaçları farklı. Adana’nın ihtiyaçları ile Malatya’nınki aynı değil. Diyarbakır ile Adıyaman’ın ihtiyaçları aynı değil. Her yerleşim yerinin ihtiyaçlarına göre, beyin cerrahı titizliğiyle bir planlama yapmak lazım ama sarayın kibirlisinin, Böyle bir kapasitesi yok. Onun tek derdi var, bol bol ihale yapıp, törenle, seyyar, müteharrik temeller atmak. Sosyete pazarı çığırtkanı edasıyla, beton pazarlamak. Ziya Paşa şu beytini yazarken, sanki bunları görmüş de yazmış, ‘İdrâk-i maâlî bu küçük akla gerekmez, zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez.’ Gerçekten o kadar akıldan, bilimden, hikmetten, tarihten bihaberler ki… “5 YIL ÖNCE ASGARİ ÜCRETLE, 3 BİN 562 YUMURTA ALINABİLİYORDU”Cumhur İttifakı, Yeniden Refah Partisi’yle protokol imzalıyor. Protokolle, ‘Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın, Hazine’yi fonlamasının, önündeki engellerin kaldırılması’ hükme bağlanıyor. Taraflar altına imza atıyor. Açık, açık ‘karşılıksız para basacağız’ diyorlar. Nobel ekonomi ödülü sahibi, Paul Krugman: ‘Karşılıksız para basmak, çok fazla tatlı yemek gibidir. Yerken kendinizi iyi hissedersiniz. Sıkıntıları ise sonradan çıkar’ diyor.  Tıpkı bugün olduğu gibi. Şu elimde tuttuğum banknot, ilk kez 2009 ocak ayında tedavüle girdi. 2009 ocak ayı başında, bununla 130 dolar alınıyordu. Bugün ancak 10 dolar 50 sent alınabiliyor. Yine 2009 ocak ayında, 200 lira ile doldurduğunuz pazar filesini, bugün doldurmaya kalksanız, ödemeniz gereken miktar, 500 lira değil, bin lira değil, bin 500 lira değil, 2 bin lira değil tamı tamına 2 bin 209 lira… Bu 200 liranın yanına, 10 tane daha aynısından koysanız, 2009’un ocak ayında aldığınız, meyveyi, sebzeyi, eti, peyniri almaya yetmiyor. Erdoğan 2011’de ne diyordu? ‘Eğer biz geldiğimizde asgari ücretle aldığın yumurtadan, aldığın sütten, aldığın peynirden, aldığın ekmekten bugün daha az alıyorsan, bize oy verme…’ Madem öyle, sarayın kibirlisinin, enflasyonla millete ödettiği hesabı da önüne koyalım. Erdoğan’ın ucube şahsım rejiminin hayata geçtiği, 2018’in haziran ayında, asgari ücretle 73 kilo beyaz peynir alınıyordu. Bugün 60 kilo alınabiliyor. Ucube cumhurbaşkanlığı hükümetinin başı Erdoğan 5 yılda, asgari ücretlinin sofrasından 13 kilo peyniri almış. 5 yıl önce asgari ücretle, 3 bin 562 yumurta alınabiliyordu. Bugün 2 bin 933 tane alınabiliyor. Ucube Cumhurbaşkanlığı hükümetinin başı Erdoğan asgari ücretlinin sofrasından 629 yumurtasını almış. Bundan 5 yıl önce asgari ücretle sofrasına 162 kilo tavuk eti koyabilen vatandaşımız, bugün sofrasına 141 kilo tavuk eti koyabiliyor. Ucube Cumhurbaşkanlığı hükümetinin başı Erdoğan asgari ücretlinin sofrasından 21 kilo tavuk etini kapmış. Ucube Cumhurbaşkanlığı hükümeti döneminde sofraya konan, pirincin 28 kilosunu, toz şekerin 41 kilosunu, sarayın kibirlisi almış götürmüş. Hangi birini söyleyelim? Liste uzayıp gidiyor. Bunun sorumlusu kim? Tabii ki ‘ekonominin sorumlusu benim, ben’ diyen Erdoğan. “MİLLETİMİZ KENDİNİ UNUTAN, HALİNİ GÖRMEYEN ERDOĞAN’DAN BUNUN HESABINI SORMAK İÇİN, SANDIĞI BEKLİYOR”Bugün dünyada gıda fiyatları düşerken bizde arşa çıktıysa, bir kilo kıyma 300 lirayı aştıysa, bir kilo soğan bugün 20 lirayı bulduysa, yumurtanın kartonu 90 liraya, karton sütün litresi 30 liraya dayandıysa, bunun sorumlusu kim? Tabii ki ‘ekonominin sorumlusu benim, ben’ diyen Erdoğan. Yine bugün gerçek işsizlerimizin sayısı, 8 milyon civarındaysa, 1 milyon 79 bin üniversite mezunumuz işsizse, 3 milyon gencimiz ne bir işte çalışıyor ne de okuyorsa, anasının, babasının yanında ev genci olmuşsa, bunun sorumlusu kim? Tabii ki ‘ekonominin sorumlusu benim, ben’ diyen Erdoğan. Milletimiz bunların ne yaptığını gördü, notunu da verdi. Şimdi, masasından çalınan peynirin, yumurtanın, pirincin, şekerin, işsiz evlatlarımızın çalınan geleceklerinin hesabını, sandıkta Erdoğan’dan sormaya hazırlanıyor. Milletimiz kendini unutan, halini görmeyen, ‘benim için varsa yoksa sarayımın beslemeleri, sarayımın yanaşmaları, sarayımın beşli çeteleri’ diyen, Erdoğan’dan bunun hesabını sormak için, sandığı bekliyor. Milletimiz bunların gözünde de gönlünde de yok.  “MİLLETİN KASASINDAN BUHARLAŞTIRILAN, 128 MİLYAR DOLARI DA HAZİNESİNDEN UÇURULAN 418 MİLYAR DOLARI DA SÖKE SÖKE ALACAĞIZ, ASIL SAHİBİ OLAN MİLLETİMİZE GERİ VERECEĞİZ”Giderayak yaptıkları her iş, bunu açıkça gösteriyor. İşte en son yaptıkları kanuni düzenleme, 9 Mart 2023’te, depremde kaybettiğimiz 50 bin yurttaşımızın, daha kırkı çıkmadan, TBMM’de adrese teslim bir yasa çıkardılar. 7440 sayılı Kanunla, daha 2022’nin beyanname dönemi bitmeden, şirketler 2022 yılı vergi matrahını tespit etmeden, henüz belli olmayan bir matrahın, artırımına imkân getirildi. Türk Vergi Sisteminde, beyanname dönemi henüz bitmemişken, matrah artırımına imkân veren bir düzenlemeyle ilk defa karşılaşıyoruz. Daha önce eşine rastlanmayan böyle bir uygulamaya, neden ihtiyaç duyuldu? Bunu kim veya kimler istedi? Şeytan ayrıntı da gizli… Beyanname dönemi bitmeden, matrah artırımına imkân veren bu düzenlemeyle şirketler matrah artırımına giderse, 2022 ve öncesinde ödedikleri vergilerle ilgili olarak, vergi incelemesi yapılamayacak. Vergi incelemesi yapılamadığı için de yolsuzluklar, usulsüzlükler denetçilerden gizlenecek. Tekrar soruyoruz, adrese teslim bu düzenleme kim veya kimler için yapıldı? Beşli çetelerinizden, hangi şirketleri kurtarmak için bunu yaptınız? ‘Hırsız evden olursa, mandayı bacadan aşırır.’ Bunların durumu tam da bu ama ne yaparlarsa yapsınlar, milletin kasasından buharlaştırılan, 128 milyar doları da hazinesinden uçurulan 418 milyar doları da söke söke alacağız, asıl sahibi olan milletimize geri vereceğiz. “BİZİM YÖNETİMİMİZDE ZİRAAT BANKASI, ÇİFTÇİNİN BANKASI OLACAK”TBMM KİT Komisyonundaki görüşmelerde, bir başka skandal daha patladı. Ziraat Bankası 2018’de, ‘Havuz medyasına amiral gemisi alınsın’ diye, saray beslemesi bir iş insanına, toplam 800 milyon dolarlık bir kredi açmıştı. Bu kredinin ödemeleriyse, sözleşme hükümlerine uygun yapılmadı. Kredi borcu yasal takibe düşecekken, Ziraat Bankası 21 Nisan 2022 tarihinde, bu borcu yeniden yapılandırdı. Şimdi öğreniyoruz ki, saray beslemesi bu şirket, yapılandırmanın olduğu tarihten bu yana, borcunun sadece 586 milyon liralık kısmını ödemiş. Bu, bugünkü dolar kuruyla, 30 milyon 700 bin dolar yapar. Kalan 770 milyon dolara ise yanaşmalar çökmüş. Şimdi biz de soruyoruz: Bu ülkede hangi çiftçimiz, Ziraat Bankası’ndan böylesine avantajlı krediler alabiliyor? Borcunu ödemese de borcu böyle uygun koşullarla yapılandırılıyor? Biz bunu gerçekten merak ediyoruz. İşte ortak politikalar mutabakat metnimize, ‘Ziraat Bankası’nı çiftçinin, Halk Bankası’nı esnaf ve KOBİ’lerin bankası yapacağız’ diye, bu nedenle açıkça yazdık ama nedense, AK Parti’nin Ekonomi İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, bundan rahatsız olmuş, Ortak Politikalar Mutabakat Metnimizi değerlendirirken, ‘Burada hedef, Ziraat Bankası’nın bankacılık faaliyetlerini, sadece tarımla ve çiftçilerle sınırlandırmaktır. Bu durumda Ziraat Bankası, tarım dışındaki bir alana ve çiftçilerin dışındaki hiçbir gerçek ve tüzel kişiye, kredi ve finansman imkânı sunamayacak, yatırım yapamayacaktır’ ifadelerini kullanmış. Tam da öyle… Doğru anlamış. Bizim yönetimimizde Ziraat Bankası, çiftçinin Bankası olacak. Bir telefonla, saray yandaşlarına ballı kredi vermeyecek. Çiftçinin parası yandaşa, yanaşmaya peşkeş çekilmeyecek. Ahbap-Çavuş ilişkileriyle eşe, dosta, yandaşa kredi vermeyecek. Bu şekilde verilmiş krediler, derhal yeniden gözden geçirilecek. Ekşi yiyenlerden de hesabı sorulacak. Bu, sizleri rahatsız ettiyse, verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı sadece mutlu oluruz ama dedik ya, hırsız içeriden olunca, kapı kilit tutmazmış. Bunların hangi yolsuzluğunu, hangi usulsüzlüğünü anlatalım? Yediler, içtiler, şimdi hesabı millete yıkıp, kaçıp, gitmeye çalışıyorlar. Birkaç gündür hem uluslararası basında hem de yerel basında ciddi iddialar yer alıyor. Türkiye, Kuzey Irak Yönetiminin çıkardığı petrolü, Kerkük-Yumurtalık-Ceyhan Boru Hattı üzerinden, uluslararası piyasalara sattığı için Paris’teki Uluslararası Tahkim Heyeti tarafından, 1.4 milyar dolar tazminata mahkûm olmuş. Sebep, Kerkük-Yumurtalık-Ceyhan boru hattından, 2014-2018 arasında yapılan petrol ticaretinin, Irak Merkezi Yönetimi’nin onayı olmadan yapılması. Enerji Bakanlığı ise; ‘Hakem heyeti, Irak’ın beş talebinden dördünü reddetti. Ülkemizin taleplerinin büyük çoğunluğunu kabul etti. Bu ihlaller sebebiyle, Irak Türkiye’ye tazminat ödeyecek’ deyip top çeviriyor. Lafı gevelemeyi bırakın. Türkiye Irak’a ne kadar tazminat ödeyecek açıklayın. Enerji Bakanlığı’nın yaptığı açıklamadan, Irak’ın taleplerinden birinin, tahkim heyeti tarafından, kabul edildiği anlaşılıyor. Bu durumda Irak’ın kabul edilen talebi nedeniyle, Türkiye, Irak’a tazminat ödeyecek mi? Ödeyecekse ne kadar tazminat ödeyecek? Irak yönetimi, Türkiye’ye tazminat ödeyecekse, bu tazminatın tutarı ne kadardır? Enerji Bakanlığı bu rakamları milletten neden saklıyor?  Neyi korumaya, gizlemeye çalışıyor? Kuzey Irak petrolünün, Irak Anayasasına aykırı şekilde, Uluslararası pazarlara ulaştırılmasına, izin veren kim? Bu ticaretten Türkiye’de kimler nemalandı? Kimler köşeyi birkaç kez döndü? Erdoğan ailesi bu işin neresindedir? Damat bu işin neresindedir? Bu konular er ya da geç aydınlanacak. Hep söyledik gerçeklerin ortaya çıkmak gibi, güzel bir huyu var. Milletimizin sırtına yüklenen bu olağanüstü faturanın sorumlularını ortaya çıkarmak da, Merkez Bankası’nın arka kapısından buharlaştırılan 128 milyar doların hesabını sormak da, milletimizden çalınan 418 milyar doları da söke söke alıp, milletimize vermek de boynumuzun borcudur. “CUMHURBAŞKANIMIZ KEMAL KILIÇDAROĞLU OLACAK, SOFRALARIMIZA HALİL İBRAHİM BEREKETİ GELECEK”Türkiye’miz, bereketli topraklar üzerinde 4,5 saatlik uçuş mesafesinde 1,5 milyarlık nüfusa, 58 ülkeye ve 21,5 trilyon dolarlık pazara erişim imkânına sahiptir. Taşı sıksa, suyunu çıkaracak gençlerimizle; dünyanın her yerinde iş yapan, ter döken ihracatçılarımız ve iş insanlarımızla, ülkemiz çok önemli üstünlüklere sahiptir. Ülkemizin potansiyeli yüksektir. Geleceği de parlaktır. Yeter ki kral değil, kural ile yönetilsin, yeter ki kibir değil, tevazu ile yönetilsin. Yeter ki kutuplaştırarak değil, kucaklaştırarak yönetilsin. Yeter ki ‘her şeyi bir tek ben bilirim’ diyerek değil, istişareyle yönetilsin. 14 Mayıs’ta Türkiye seçimini yapacak. 15 Mayıs sabahı, Türkiye’nin 13’üncü Cumhurbaşkanı, Kemal Kılıçdaroğlu olacak. 15 Mayıs sabahında, Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönetiminde, milletimiz huzur içinde uyanacak. Sokağına, okuluna, işine, komşusuna huzurla, güvenle gidecek. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olacak, sofralarımıza Halil İbrahim bereketi gelecek. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olacak; ülkeye hak, hukuk, adalet gelecek. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olacak, milletimizin çalınan neşesi geri gelecek. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olacak, yurtdışına giden gençlerimiz, ülkesine dönecek.  Ne diyor Pablo Neruda? ‘Tüm çiçekleri koparabilirsiniz ama baharın gelişini engelleyemezsiniz.’ 15 Mayıs sabahı, Kemal Kılıçdaroğlu gelecek, ülkemize bahar gelecek. Artık şafak atarsa 45… Yani bugün plaka Manisa’ya düştü. Bu vesileyle, tüm Manisalı yurttaşlarımızı sevgiyle, saygıyla selamlıyoruz.” “KADINLARI DOMUZ BAĞI İLE BOĞARAK ÖLDÜRENLERİ SAVUNANLARI BUGÜN İTTİFAK YAPAN ERDOĞAN’IN BİZZAT KENDİSİDİR”CHP Sözcüsü Faik Öztrak, basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, grup toplantısında Millet İttifakı ve CHP’ye yönelik açıklamalarının anımsatılması üzerine, Öztrak; şunları söyledi: “Ne demiş büyüklerimiz? Kişi kendinden bilir işi… Dün Oslo’da kamu görevlilerini terör örgütleriyle doğrudan masaya oturtan, Habur’da çadır mahkemeleri kurduran, kadınları domuz bağı ile boğarak öldürenleri savunanlarla bugün ittifak yapan, onlarla ortak liste yazan Erdoğan’ın bizzat kendisidir. Bizim cemaziyelevvel bellidir. CHP Kuvay-i Milliye’den, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nden neşet eden bir partidir. Cemaziyelevvel karışık olanların bize söyleyecek tek bir sözü yoktur. CHP ile herhangi bir terör örgütünü pazarlık yaptı diye bir araya getirmek bühtandır, ayıptır.” “BUNLARI SÖYLEYENE 21 YIL SONRA AKŞAM YEMEĞİNDEN SONRA GÜNAYDIN DERLER”Erdoğan’ın Türkiye’deki havalimanı sayısının artırılmasıyla övünmesi ve eski Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun, ‘Birbirine yakın havalimanları işlemiyor. Özellikle bölgesel havalimanlarını dikkate almak gerekiyor. Yani kaynak israfı oluyor. Yeteri kadar sefer yapılamıyor, bölgesel olmadığı için’ açıklamalarını değerlendiren Öztrak, şunları söyledi: “Bunları söyleyene, 21 yıl sonra akşam yemeğinden sonra günaydın derler. Hükümetin nasıl plansız, programsız hareket ettiğini, rant hırsıyla gözünün nasıl dönmüş olduğunu, bu ülkede yol açtıkları israfın, savurganlığın şu sözler açık itirafıdır.” “SAYIN BAHÇELİ, HÜDA PAR İLE KOL KOLA GİRMEKTEN RAHATSIZ OLMADIĞINI İFADE ETTİ VE AVUKATLIĞINA SOYUNDU”Öztrak soru üzerine; MHP’nin seçime kendi amblemi ve listesi ile girme kararını ise şöyle değerlendirdi: “Hatırladığım kadarıyla daha geçen hafta sayın Bahçeli, HÜDA-PAR ile kol kola girmekten rahatsız olmadığını ifade etti ve HÜDA PAR’ın avukatlığına soyundu. Bu açıklamaya baktığımızda, bu açıklama Cumhur İttifakı içinde çok ciddi bir kol bükme mücadelesi olduğunu ortaya koyuyor. Seçimi kaybedeceğini anlayan Cumhur İttifakı’nın tarafları öyle anlaşılıyor ki aralarında kavga etmeye başladılar. Hep söylüyoruz, 15 Mayıs sabahı Türkiye’nin 13’üncü Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu olacak. Ülkemize bahar gelecek.”

Demokrat Parti, Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığına itiraz etti

29 Mart 2023 at 18:01
Demokrat Parti (DP) Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı seçimi için 3. kez adaylık başvurusunun kabul edilip Resmi Gazete’de yayınlanan geçici listede isminin yer alması üzerine YSK’ya itiraz etti.  Partinin YSK’ya verdiği itiraz dilekçesinde, “Yüksek Seçim Kurulu’nun da Anayasa ve tüm mevzuata uymasının anayasal bir zorunluluk ve hukuk devletinin gerekliliği olduğu unutulmamalıdır” denildi. İtiraz dilekçesinde ilgili kabul kararı iptal edilerek, Erdoğan’ın adının Cumhurbaşkanı adayları listesinden çıkarılması talep edildi. Parti’nin YSK’ya sunduğu dilekçe şöyle: “Daha önce iki kez Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak seçimlerde üçüncü kez Cumhurbaşkanı adayı olmasına dair adaylık başvurusunun Yüksek Seçim Kurulu tarafından Anayasaya açıkça aykırı bir şekilde kabul edilerek, konuya ilişkin 2023/80 numaralı kararın 28 Mart 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandığı görülmüştür. Erdoğan’ın Anayasa’nın açık hükmü karşısında üçüncü kez kesinlikle aday olamayacağı, anayasa hukukçuları başta olmak üzere temel düzeyde hukuk bilgisine sahip ve Anayasa’nın 2. maddesinde değiştirilemeyecek hüküm olarak yer alan ‘hukuk devleti’ ilkesine bağlı yurttaşlar tarafından defalarca dile getirilmesine rağmen, Erdoğan’ın partisinin yetkililerinin ve hükümet üyelerinin ‘2017’de yeni bir sistem geldi, bu çerçevede Erdoğan’ın ilk cumhurbaşkanlığı ‘iki kez adaylık’ sınırına dahil değildir, her şey sıfırdan başlamıştır, kaldı ki seçimlerin yenilenmesine karar verilmiştir’ gerekçesiyle ilgilinin üçüncü kez adaylığının mümkün olduğu yönündeki açıklamaları tamamıyla hukuk ve mantık dışıdır. Bu çerçevede Yüksek Seçim Kurulu’nun adaylık başvurusunu kabulü de aynı şekilde hiçbir hukuki gerekçeye sığdırılamayacak kadar dayanaktan yoksundur. “PEK ÇOK ANAYASA MADDESİ DEĞİŞTİRİLMİŞ OLMASINA RAĞMEN BU MADDE AYNEN KORUNMUŞTUR”Şöyle ki; 1982 Anayasası’nın ilk haline göre Cumhurbaşkanı TBMM tarafından, bir defalığına ve 7 yıl için seçilebilmekte iken; 31 Mayıs 2007 değişikliği ile Cumhurbaşkanlarının halk tarafından ve 5 yıllık süre için seçilmesi esası kabul edilmiştir. Konuyu düzenleyen Anayasa’nın 101/2 maddesi gereğince, ‘Cumhurbaşkanın görev süresi 5 yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.’ 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliğinde pek çok Anayasa maddesi değiştirilmiş olmasına rağmen bu madde aynen korunmuştur.  Dolayısı ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi pek çok değişiklik öngörmesine rağmen Anayasa’nın 101/2 maddesindeki hükme dokunma gereği duymamış ve hükmü aynen korumuştur. Kaldı ki, Anayasanın 101/2 maddesindeki değişiklik ilk kez 2007 yılında değil 2017 yılında yapılmış olsaydı bile Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığının mümkün olmadığına dair hukuki gerçeklik değişmezdi. Çünkü 2017 Anayasa Değişikliği Kanununun Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin hükümleri, ‘birlikte yapılacak ilk TBMM ve Cumhurbaşkanı seçimlerine ilişkin takvimin başladığı tarihte’ yani 30 Nisan 2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu tarih de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ikinci kez seçilip göreve başlamasından (9 Temmuz 2018) öncedir ve Erdoğan anılan tarihte hala görevdedir. “İKİ KEZ ADAY OLUP SEÇİLEN ERDOĞAN’IN ÜÇÜNCÜ KEZ ADAYLIĞININ YÜKSEK SEÇİM KURULU TARAFINDAN KABULÜ AÇIKÇA ANAYASAYA AYKIRIDIR”Anayasa'nın 101/2. maddesindeki normun muhatabı, yani ikiden fazla seçilememe yasağının kapsamı anayasa koyucu tarafından, ‘bir kimse’ ibaresi ile belirlenmiştir. Bir kimse ibaresi genel bir ibaredir. Genel ibare hukukta genel yorumlanır. Anayasa koyucu ‘bir kimse” derken ayrım yapmamıştır. Kanunun ayrım yapmadığı yerde siyasetçiler ve hatta Anayasayı ve kanunu uygulayıcı durumda olan ve üyelerinin tamamı yüksek hâkimlerden oluşan Yüksek Seçim Kurulu ayrım yapamaz, istisna oluşturamaz. Dolayısıyla bu hüküm (m. 101/2), Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmak isteyen ‘her kimseyi’ kapsar. Bunun aksinin söz konusu olması için Recep Tayyip Erdoğan için Anayasa’da istisna getiren ‘açık’ bir hükmün yer alması gerekmekteydi. Hâlbuki ne Anayasada, ne 2017 Anayasa Değişikliği Kanununda ve geçici maddelerinde ne de yürürlük maddelerinde böyle bir hükme rastlanılmamaktadır. Anayasa koyucu istisna koymak istediğinde bunu açıkça yapmakta olup, hukukta istisnalar dar yorumlanır ve yorum yoluyla istisna üretilemez. Bir anayasa maddesine veya kanun maddesine istisna getiren bir hüküm yok ise Anayasa veya kanun maddesi ‘derhal uygulama ilkesi’ doğrultusunda, herkese ve devam eden durumlara da uygulanır. Burada geçmişe yürürlük veya yürümezlik sorunu, kazanılmış hakların korunması durumu gibi problemler de söz konusu değildir. Dolayısı ile 10 Ağustos 2014 ve 24 Haziran 2018 tarihlerinde iki kez aday olup seçilen Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığının Yüksek Seçim Kurulu tarafından kabulü açıkça Anayasaya aykırıdır. “YÜKSEK SEÇİM KURULU’NUN DA ANAYASA VE TÜM MEVZUATA UYMASININ ANAYASAL BİR ZORUNLULUK VE HUKUK DEVLETİNİN GEREKLİLİĞİ OLDUĞU UNUTULMAMALIDIR”Bunun yanında; Anayasa’nın 116/3 maddesi ise ‘Cumhurbaşkanının ikinci döneminde meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir’ hükmünü ihtiva etmektedir. 10 Mart 2023 tarih ve 23128 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2023/121 sayılı “Cumhurbaşkanı Kararı” ile seçimlerin yenilenmesine karar verilmiştir. Seçimlerin yenilenme kararı TBMM tarafından değil, Cumhurbaşkanı tarafından alınmıştır. Dolayısıyla bu bakımdan da Erdoğan’ın üçüncü kez aday olması hukuken mümkün değildir. Anayasa’nın 11. maddesine göre ‘Anayasa hükümleri yasama, yürütme, yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır’. Bu çerçevede yukarıda anılan gerekçelerle Erdoğan’ın üçüncü kez aday olması, Anayasaya göre mümkün değildir. Yine anılan Anayasanın 11. maddesi göz önünde tutularak, Yüksek Seçim Kurulu’nun kararlarının kesinliği ve üst itiraz mercii bulunmamasından kastın keyfi yorum üretme ve istisna yaratma olmadığı, Yüksek Seçim Kurulu’nun da Anayasa ve tüm mevzuata uymasının anayasal bir zorunluluk ve hukuk devletinin gerekliliği olduğu unutulmamalıdır. Sonuç olarak yukarıda detaylı bir şekilde gerekçelendirildiği ve izah edildiği üzere; yeniden aday olmak için gerekli şartları hukuken belirgin bir şekilde taşımayan Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığının kabulüne ilişkin Anayasaya açık bir şekilde aykırı olan ve iptal edilmediği takdirde hukuk devleti ilkesinin üzerinde kara bir leke olarak kalacak olan 2023/80 sayılı Yüksek Seçim Kurulu kararının iptalini ve Recep Tayyip Erdoğan’ın adının aday listesinden çıkarılmasını arz ederim."  

Millet Partisi'nden Millet İttifakı'nın ismine manidar itiraz!

29 Mart 2023 at 11:57
Millet Partisi’nden heyet, Altılı Masanın ittifak adı olan ‘ Millet İttifakı’ ismine itiraz etti. YSK’ya itiraz başvurusu yapan Millet Partisi Genel Sekreteri Mehmet Ali Küçükgüzel, ardından açıklamalarda bulundu. Altılı Masanın ittifak adının ‘Millet İttifakı’ olamayacağını savunan Küçükgüzel, “Çünkü Millet Partisi, kendi adı ve logosu altında tek başına seçimlere giriyor. Dünyanın en zengin dillerinden güzel Türkçemizde kelime mi kalmadı da Millet Partisi’nin ön adı olan ‘millet’ adını ittifakınıza ad olarak koyuyorsunuz. Siz ad bulamadıysanız bize bildirseydiniz, biz size yakışan ad bulurduk. Altılı Masa kendine başka bir ad bulmalıdır. Altılı Masanın Millet Partisi’nin adını ittifak adı olarak belirlemesi ahlaki, hukuki ve yasal değildir. Nezakete sığmaz, siyasi ahlaka, erdeme aykırıdır. Ayıptır, haksızdır, kanunlara açıkça aykırıdır. Her bir partinin ön adları kendine özeldir. Bu düşüncelerimizi nisan ayında yaptığımız basın açıklamamızda da kamuoyu ile paylaşmış ve ittifakınızda ‘millet’ adını kullanmaya devam ederseniz biz size ‘gasp ittifakı’ diyeceğiz’ demiştik” açıklamasında bulundu.

Bahçeli'nin üç hilal kararı etkiledi! Erdoğan, Destici ile buluşacak!

29 Mart 2023 at 10:47
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin seçime üç hilalli logosu ve adayları ile girme kararı sonrası, Cumhur İttifakı ortaklarından BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'yi ziyaret edecek. BBP GENEL MERKEZİNDEZiyaret, saat 14.00'te BBP Genel Merkezinde gerçekleşecek. Devlet Bahçeli sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarda, BBP ve YRP'nin kararlarına işaret etmişti. Cumhur İttifakı'nın seçimlere AKP logosu altında ortak liste ile gireceği iddialarına tepki gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, YRP ve BBP gibi kendi logoları ve adaylarıyla seçime gireceklerini söylemişti. Bahçeli’nin bu adımı, ittifakın diğer üyeleri Yeniden Refah Partisi ve Büyük Birlik Partisi'nin kararlarını hatırlatarak savunması dikkat çekmişti.

Bahçeli’den ‘MHP ile AKP arasında ortak liste’ iddiasına yanıt

29 Mart 2023 at 07:25
Milliyetçi Hareket Partisi'nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim süreciyle ilgili açıklamalarda bulunmak için sosyal medya hesabını kullandı. Bahçeli, MHP'nin kararının nett olduğunu belirterek, MHP'nin AKP ile ortak liste yapacağı iddialarına yanıt verdi. Bahçeli'nin mesajları şu şekilde: “Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerine 47 gün kalmıştır. Yüksek Seçim Kurulu Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında Cumhurbaşkanlığı Seçimine katılacak dört adaydan oluşan geçici listeyi yayımlamıştır. Süreç ilan edilmiş seçim takvimine uygun şekilde ilerlemektedir.Seçime katılacak partiler belli olmakla birlikte hazırlanmış ittifak protokolleri de sırasıyla YSK'ya sunulmuştur. Bilindiği gibi Cumhur İttifakı çatısı altında 4 parti yer almıştır. Bu kapsamda üzerinde uzlaşılan ittifak protokolü 24 Mart 2023'te YSK'ya teslim edilmiştir.Milliyetçi Hareket Partisi'nin Cumhurbaşkanlığı Seçiminde adayı belli, kararı nettir. Nitekim Cumhurbaşkanı adayımız Sayın  Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bütün imkan ve inancımızla Sayın Cumhurbaşkanımızın tekrar seçilmesi hususunda kesintisiz sürdürülen mücadele devam edecektir.MHP İLE AKP ARASINDA ORTAK LİSTE YAPILACAĞI İDDİALARINA YANITSon günlerde bilhassa MHP ile AK Parti arasında ortak liste yapılacağı, bu kapsamda yerli yersiz, maksatlı maksatsız pek çok iddia ve ifade kamuoyunda tartışma konusu, hatta polemik malzemesi haline getirilmiştir. Üstelik kara kampanya üretim ve servisi cesamet kazanmıştır.Cumhur İttifakı'nı oluşturan 4 partiden 2'si olan; Yeniden Refah Partisi ile Büyük Birlik Partisi'nin kendi parti logoları ve adaylarıyla seçimlere katılacağı da yakın bir tarihte ilgililerin beyanıyla tescillenmiştir. Elbette bu takdir ve tercih mezkur partilerin kendi bileceği bir şeydir.Milliyetçi Hareket Partisi'ni zor durumda bırakmak, heyecanıyla birlikte 54 yıllık dev mazisini ve müktesebatını yok saymak amacıyla bazı çevrelerin algı çalışmaları yaptığı, fitne ve tezvirat yaydığı objektif değerlendirme yapabilen ve vicdan sahibi herkesin malumudur.MHP’NİN SEÇİM KARARI BELLİ OLDUCumhur İttifakı'nın ahlakı, ilkeleri ve gelecek hedefleri siyasi namusumuza emanettir. Bu emanet mutlaka korunacaktır. Ancak fırsatçılar, partimizi küçük görme yanlışına düşen sözde yazar, çeyrek aydın ve zillet siyasetçiler ciddiye alınmayacak, hiç de itibar edilmeyecektir.Cumhur İttifakı'nı teşkil eden 2 partinin kendi adıyla, amblemiyle ve adaylarıyla seçime katılmaları söz konusu iken, Milliyetçi Hareket Partisi'nin ortak liste hazırlığına teşne olması ve buna tevessül etmesi doğru, mantıklı ve makul bir seçenek olamayacaktır.Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekili Genel Seçiminde, tüm seçim çevrelerinde olmak suretiyle üç hilal amblemiyle ve değerli milletvekili adaylarıyla demokratik mücadelesini yapacak, nihayetinde hak ettiği, layık olduğu, hasretle beklediği başarıya kesinlikle ulaşacaktır.”

Saadet’e rekor başvuru

29 Mart 2023 at 04:30
Haber: Ali Ekber Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Saadet Partisi çatısı altında seçilerek milletvekili olmak isteyen aday adaylarının başvuru süreci sona erdi. Başta akademisyenler olmak üzere toplumun her kesiminden yoğun ilgi gören Saadet Partisi’ne bu yıl 1.039 isim aday adaylığı başvurusunda bulundu. 8 Nisan tarihine kadar yapılacak değerlendirmelerin ardından milletvekilliği aday listeleri Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edilecek. Saadet Partisi, yeni dönemde milletvekili olmak isteyen aday adaylarının başvurularını incelemeye devam ediyor. Türkiye’nin farklı kesimlerinden insanların yer aldığı 1.039 kişinin başvuru yaptığı milletvekili adaylarının mülakat süreçleri parti genel merkezinde devam ediyor. SAADET PARTİSİ’NE 1.039 BAŞVURU YAPILDITürkiye, 14 Mayıs tarihinde cumhurbaşkanı ve milletvekillerini seçmek için sandık başına gidecek. Ülke genelinde Yüksek Seçim Kurulu’nun açıkladığı rakamlara göre 190 bin 736 sandığın kurulacağı belirtilirken 60 milyondan fazla seçmen ise sandık başlarına giderek oy kullanacak. Yüksek Seçim Kurulu’nun ilan ettiği seçim takvimine göre cumhurbaşkanlığı adaylık başvuru süreci tamamlanırken milletvekilliği aday listelerinin ise 9 Nisan tarihine kadar YSK’ya teslim edilmesi gerekiyor. Bu nedenle siyasi parti genel merkezlerinde milletvekili adaylık listeleri değerlendirme süreçleri hızlandı. Çalışmalarını seçim takvimine göre ayarlayarak programını oluşturan Saadet Partisi, başvuru sürecini 11 Mart tarihinde başlattı. Toplumun her kesiminden ilgi gören aday adaylığı başvuru sürecinde geçmiş dönemlerde farklı partilerde siyaset yapan isimlerin yanı sıra akademisyenler ve gençler ile birlikte 1.039 vatandaş TBMM’ye Saadet Partisi’nin çatısı altında girebilmek için aday adaylığı başvurusu yaptı. 87 SEÇİM BÖLGESİNDE MİLLETVEKİLİ ADAYLARI GÖSTERİLECEKSaadet Partisi tarafından paylaşılan takvime göre milletvekili aday adaylığı başvurusunda bulunan 1.039 vatandaşın mülakatlarla değerlendirme süreçleri devam ediyor. Türkiye’nin dört bir yanından gelen vatandaşlar, mülakat komisyonlarında bulunan parti yetkililerine kendilerini tanıtarak yerelde aday olmak için çaba sarf edecek. 3 gün sürecek mülakat sürecinin ardından komisyondan geçen isimlerin oluşturduğu listeler Başkanlık Divanı çalışmalarıyla değerlendirilmeye alınacak. Genel Merkez tarafından koordine edilecek şekilde il temayülleri, değerlendirmeler ve anketler baz alınarak seçim listeleri oluşturulacak. 87 seçim bölgesinin tamamında aday çıkaracak olan Saadet Partisi, 9 Nisan tarihinde oluşturacağı listeyi Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edecek.

DEVA Partisi’nden 7. Yargı paketine eleştiri

28 Mart 2023 at 14:09
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmekte olan 7. yargı paketini değerlendirdi. Yeneroğlu, Türkiye’nin zorba bir anlayışla yönetildiğini ifade ederek iktidara “7 değil, 77 yargı paketi de getirseniz, hukuk devletini reddeden bu tutumunuzla hiçbir soruna çözüm üretemezsiniz.” dedi. ‘Yargının esir alınışını perdelemekten dahi aciz’21 kanunda değişiklik öngören ve bu hafta TBMM’nin gündeminde yer alan 7. yargı paketi ile iktidarın sadece göz boyamaya çalıştığını ifade eden Yeneroğlu şunları söyledi: “Üzülerek belirtmeliyim ki Yargı Paketi, kronikleşmiş hiçbir soruna çözüm üretmediği gibi yargının iktidar tarafından esir alınışını perdelemekten dahi aciz bir çabadır. Türkiye her geçen gün gittikçe artan şekilde hukuk devletinin en asgari şartlarının dahi sağlanmadığı, kuvvetler ayrılığının ve yargı bağımsızlığının görmezden gelindiği zorba bir anlayışla yönetilmektedir. Temel hakların yok sayıldığı, hukukun araçsallaştırıldığı, işkence ve kötü muamelenin ciddi biçimde yaygınlaştığı karanlık bir dönemden geçmekteyiz. Sayısız masum insan sırf iktidar böyle istiyor diye hukuka aykırı bir şekilde cezaevlerinde tutulmakta, düşman hukukuna maruz bırakılmaktadır.”Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmadığını ve görevini yerine getirmeye çalışan üyelerinin devamlı tehdit edilerek Anayasa Mahkemesinin hizaya getirilmeye çalışıldığını ileri süren Yeneroğlu, “Böyle bir ortamda, bu yargı paketi ile iktidar sadece göz boyamaya ve pansuman tedbirlerle günü geçiştirmeye çalışmaktadır.” dedi. ‘Çocuğunun hastalığı nedeniyle kadın hükümlülerin cezasının infazının ertelenmesi için aylarca haykırdık’Paketin 26. maddesinde “çocuğunun hastalığı nedeniyle kadın hükümlünün cezasının infazının ertelenmesi” için İnfaz Kanununda önemli bir değişikliğe yer verildiğini söyleyen Yeneroğlu, “Bu düzenleme için aylarca haykırdık. Bu süreçte çok canlar yandı, hasta çocuklar anne şefkatinden, adaletsiz bir biçimde cezaevine mahkûm edilen anneler ise çaresizlikten yandı tutuştu. Söz konusu düzenleme olumlu görünse dahi yaşatılan ağır zulme karşı sadece artan kamuoyu tepkisini yatıştırma amaçlı bir düzenlemedir.” değerlendirmesinde bulundu. DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu, teklifin eşitlik ilkesi gözetilerek erkek hükümlüleri de kapsayacak şekilde değiştirilmesini istedi. Ayrıca söz konusu düzenleme için tam teşekküllü hastanelerden alınan raporla yetinilerek Adli Tıp Kurumu onayının kaldırılması da işlemlerin kolaylaştırılması için önemli olacağını belirterek bu değişikliğin de görüşmelerde dikkate alınması gerektiğini belirtti. Uzun yargılama süreleri: “Trajik halin itirafı”Pakette yer alan, uzun yargılamalar nedeniyle yapılan bireysel başvuruların Tazminat Komisyonu tarafından incelenmesiyle ilgili düzenlemeyi, “Yargı sisteminin getirildiği trajik halin itirafıdır” diye yorumlayan Yeneroğlu, “Anayasa Mahkemesi’nin son istatistiklerine göre, verilen ihlal kararlarının %80’inin makul sürede yargılanma hakkına ilişkin” olduğunu belirtti. Yeneroğlu, “Uzun yargılama ihlallerini azaltmak için gerekenleri yapmak yerine, bu başvurulara bakacak kurulları genişletmek elbette bir reform olamaz.” dedi. ‘Avukatlık hizmetlerindeki vergiler düşürülmeli’Avukatların ekonomik açıdan desteklenmesine ilişkin tedbirlerin ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin maddelerin yetersiz olduğunu savunan Yeneroğlu açıklamasına şöyle devam etti: “Mesleğe yeni başlayan avukatlar ve kıdemli avukatlar fark etmeksizin avukatlık hizmetlerinde alınan %18 KDV oranı, %8’e düşürülmelidir. Hak arama hürriyetinin etkin kullanımının kolaylaştırılması amacıyla, avukatlık hizmetinden yararlanan iş sahiplerine ilave külfet getiren ve hali hazırda %20 olan gelir vergisi tevkifatı oranında da indirime gidilmelidir. Avukatların CMK ve adli yardım hizmetleri karşılığında tanzim ettiği makbuzların ödemesi düzensiz bir şekilde yapılmaktadır. Bu hizmetlerin karşılığının ödenmesi için bir süre belirlenmelidir. CMK gereğince görevlendirilen müdafi ve vekillere yapılan ödemeler ile Adli Yardım kapsamında görevlendirilen vekillere yapılan ödemeler son derece düşük olup, her iki tarife de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Seviyesine çıkarılmalıdır. Beraat eden sanık lehine hükmedilen vekâlet ücretlerinin ödemelerinin düzenli ve belirli bir süre içerisinde yapılması sağlanmalıdır. Kamu avukatlarının özlük hakları iyileştirilmelidir.”HAGB: “Usul ve esas istinaf tarafından incelenmeli”“Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz kanun yolu yerine istinaf kanun yolunun öngörülmesi ve usul ve esas bakımından incelemenin istinaf mahkemeleri tarafından yapılması gerekir.” ‘Hukuk devletini reddeden tutumunuzla hiçbir sorunu çözemezsiniz’“Hukuk devletini reddeden bir iktidardan bu sorunlara deva olmasını beklemek zaten abesle iştigaldir. İktidarın Demokles’in kılıcını hâkim ve savcıların tepesinde tuttuğu bir ortamda 7 yargı paketi değil, 77 yargı paketi de hazırlansa hepsi işlevsiz ve yetersiz kalacaktır. Hukuk devletini reddeden tutumunuzla hiçbir soruna çözüm üretemezsiniz” yorumunu yapan Yeneroğlu, şöyle devam etti: “Hukuk devletinin asgari gereklerinin yerine getirilmediği, kuvvetler ayrılığının tesis edilmediği ve temel hakların yok sayıldığı bir ortamda, bu yargı paketi de hiçbir işe yaramayacaktır. Hukuksuzluğu sıradanlaştıran bu iktidarın hukuk sisteminde açtığı derin yaralara çare olamayacağı açıktır.”‘Mücadelimize devam ediyoruz’“DEVA Partisi olarak, kurulduğumuz ilk günden beri iktidarın hukuksuzlukları ile mücadele ediyoruz. Seçimlerden sonra Türkiye’nin bu karanlık günleri aşması, hukukun üstünlüğüne inanan ve demokrasiyi özümseyen yöneticilerle birlikte yasama-yürütme-yargı erklerinin uyum içinde birbirinden bağımsız çalıştığı bir sistemi inşa etmek için de mücadelemize devam ediyoruz.”

Yeniden Refah ismini alamazdı! Cumhurbaşkanı tolerans gösterdi!

28 Mart 2023 at 10:28
Saadet Partisi Genel Başkanı  Temel Karamollaoğlu, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın 100 bin imzayı toplayamayıp Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmesini, Cumhur İttifakı’na katılmasını ve Millet İttifakı'na iftira atmasını ele aldı. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, KRT TV’de ‘Bir Başka Açı’ programına konuk oldu. Cumhur İttifakı’na katılan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın açıklamalarına tepki gösteren Temel Karamollaoğlu, "Kim Erbakan Hoca’mızı terk etti, kim Milli Görüş gömleğini çıkardı da Siyonist gömleğini giydi? Erbakan Hoca’mızın bir hatırı var, Fatih de onun oğlu ama bu yaftaları yapmak ardından çamur atmak haddine değil. Terbiyesini kuşanması lazım" dedi. Karamollaoğlu’nun açıklamalarından konuyla ilgili öne çıkanlar şu şekilde: "BU KADAR SAÇMALIK BU KADAR TUTARSIZLIK OLMAZ"“Kamuoyunda tartışılan bazı prensiplerin dışında bir şeylerin olduğu kanaatindeyim. Seçmen bizim tavırlarımızla tereddüde düşmemeli. Bu çelişkili havanın sadece bizim gördüklerimizden ibaret olmadığı kanaatindeyim, bir gün bunlar da açığa çıkar. Biz bugün A dediğimize yarın B demedik. Politikada bu kadar zikzak olmaz, bu kadar savrulma olmaz. Herkes kendine göre bir fikir beyan ediyor ama bu fikirlerin bir altyapısı yok. Bu kadar saçmalık, bu kadar tutarsızlık olmaz. Hemen getirmiş itikadi noktaya dayamış. Siz kimlerle berabersiniz, hangi yalpalar yapıldı bugüne kadar? Kim Erbakan Hoca’mızı terk etti, kim Milli Görüş gömleğini çıkardı da Siyonist gömleğini giydi? Biraz insaf et. Fatih’in bir background'u tecrübesi yok. Cahilliğe bakın Erbakan hoca ilk koalisyonunu CHP'yle kurdu ve tarihi bir misyon yükledi o koalisyona. "TERBİYESİNİ KUŞANMASI LAZIM"Erbakan Hoca’mızın bir hatırı var, Fatih de onun oğlu ama bu yaftaları yapmak ardından çamur atmak haddine değil. Terbiyesini kuşanması lazım. İş o noktaya gelir de biz gördüklerimizi, yaşadıklarımızı anlatmaya kalkarsak çok farklı bir durum meydana gelir. Niye babasının partisini terk etti? Yeniden Refah ismini alamaz aslında, neden aldı? Çünkü Cumhurbaşkanı ona o toleransı gösterdi. Bir defa ihanet, bin defa ihanet fark etmez. Burada kalıcı bir tavır var, bu tavır yanlış. Fatih Erbakan’ın babasının dostlarının tamamı bu tarafta. Bunun hesabını veremez. Bu, doğrudan doğruya bu davaya ihanettir." “ERBAKAN ÖMRÜ BOYUNCA FARKLI GÖRÜŞLERLE KOALİSYON KURDU”Erbakan Hoca ömrü boyunca çok farklı görüşlere sahip partilerle koalisyon kurdu. İlk kurduğu koalisyon Sayın Ecevit ileydi, sonra Demirel ile kurdu; aynı koalisyonun içinde MHP de vardı. 1977 seçimlerinden sonra kimseyle koalisyon kurma noktasına gelmedik, dışarıdan destekleriz dedik. “BABASINA İHANET ETTİ”Bölünme bize yaraşmaz. Kendi babasının kurduğu partiyi terk etti, babasına ihanet etti. ‘Biz Milli Görüş gömleğini çıkardık’ diyenlerin peşine düştüler. Tabanımızdan bir kısmı bunu görecek, bu bir fırsat oldu. Bizi destekleyen kesim düşünen kesimdir, hissiyatına kapılıp da bir politika benimsemez. Bu gerçekleri görenler gelip döneceklerdir."

DEVA Partisi, Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığına itiraz etti

28 Mart 2023 at 10:06
DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar cumhurbaşkanı adayı olmasına yönelik Yüksek Seçim Kurulu’na ( YSK) itiraz dilekçesi verdiklerini açıkladı. Verilen dilekçede 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin olarak, “28 Mart 2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan geçici aday listesinde yer alan sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı geçici adayları listesinden çıkartılması” talep edildi.  ‘Yeniden adaylığı Anayasaya aykırı’YSK’nın 24 Mart 2023’te Erdoğan’ın adaylığına ilişkin verdiği ve Resmî Gazete’de 28 Mart 2023’te yayımlanan kararı eleştiren İdris Şahin, “İtirazımızı YSK’ya yaparak tarihe not düşmek istiyoruz” dedi. Şahin, YSK’nın seçim takvimine göre 2 gün içinde verdikleri dilekçeyi kesin karara bağlamakla yükümlü olduğunu hatırlattı.  DEVA Partisi’nin hukuk devletinin yılmaz savunucusu olduğunu söyleyen Parti Sözcüsü Şahin şu ifadeleri kullandı: “Daha önce iki kez cumhurbaşkanlığı yapmış olan sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar aday gösterilmesi anayasa ya aykırı olduğundan, geçici aday listesinde sayın Erdoğan’ın adaylığının kabulüne ilişkin kısmının iptali gerekmektedir. Sayın Erdoğan’ın yeniden adaylığı Anayasanın 101 maddesinin 2. fıkrasına açıkça aykırıdır. 28 Mart 2023 gazetede yayınlanan geçici aday listesinden sayın Erdoğan’ın çıkartılmasını arz ve talep ediyoruz.”‘İki dönem kuralının tek istisnası olan seçimlerin meclis tarafından yenilenmesi kuralı gerçekleşmemiştir’DEVA Partisi’nin YSK’ya verdiği dilekçede “Seçimlerin yenilenmesine ilişkin söz konusu karar TBMM tarafından değil de Cumhurbaşkanı tarafından alındığından Anayasa’nın 116. maddesi kapsamında 14 Mayıs 2023 seçimlerinde sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olması mümkün değildir” ifadeleri yer aldı. ‘Adaylığının kabul edilmesi Anayasa’nın yok sayılmasıdır’Bir kişinin en fazla iki defa cumhurbaşkanı olabileceğine ilişkin düzenlemenin ilk defa 31 Mayıs 2007 tarihli Anayasa değişikliğiyle kabul edildiğini ve bu değişiklikten itibaren ilgili anayasal hükmün kesintisiz uygulandığını vurgulayan Şahin şöyle devam etti:  “Sayın Erdoğan’ın adaylığının kabul edilmesi Anayasanın yok sayılmasıdır. DEVA Partisi olarak Anayasanın yok sayılmasına itiraz etmekte olup, Yüksek Seçim Kurulu’nun aksi yönde karar vermesi halinde tarih huzurunda açık anayasa ihlalinin ortaya çıkacağını ve hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde ağır müeyyidelerinin olacağını bir sefer daha ifade etmekte fayda görüyoruz.” “Yüksek Seçim Kurulu itirazımızın kabulü yönünde karar vermez ise demokrasilerde en yüksek itiraz merciinin vatandaşlarımızın iradesi olduğu bilinci ile kesinleşmiş olan bu kararın millet vicdanından döneceği ve 14 Mayıs 2023 seçimlerinde sayın Erdoğan’a en ağır cevabı milletimizin vereceği inancındayız.” “TBMM tarafından erken seçim kararı alınmadığı sürece sayın Erdoğan’ın yeniden adaylığı Anayasaya açıkça aykırıdır” diyen Parti Sözcüsü Şahin, tüm vatandaşlarımıza da Anayasanın ihlaline itiraz etmeleri için çağrıda bulundu.

Cumhur İttifakı tek listeyi hazırlıyor

28 Mart 2023 at 04:30
Ayrıca AK Parti, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde etkisi olan bazı isimleri listelerinde yer vermek için davet ettiği söyleniyor. Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri’ne kısa bir süre kala Cumhur İttifakı liste konusunda sona geldi. Geçtiğimiz yıl seçim kanununda değişiklik yapan Cumhur İttifakı partileri, yaptığı düzenlemenin dezavantajlarıyla mücadele ediyor. 87 seçim bölgesi üzerinde farklı senaryolar üzerinde çalışan Cumhur İttifakı partileri, birçok ilde seçime tek liste girmeyi planlıyor. AK Parti ve MHP, ortak liste konusunda çalışıyor. MHP, birçok ilde il barajını geçememesinden dolayı AK Parti listelerinden seçime girmeye hazırlanıyor. Bu illerin başında Konya, Manisa, Şanlıurfa, Gaziantep ve Kastamonu gibi illerde MHP’nin AK Parti listelerinde seçime girebileceği konuşuluyor. Aynı zamanda bölgesel ittifaklar da Cumhur İttifakı’nın gündeminde, bölgesel etkisi olan isimlere AK Parti’nin teklifte bulunduğu söyleniyor.

MetroPOLL Araştırmanın son anketinden: Kılıçdaroğlu, 2,5 puan önde!

27 Mart 2023 at 15:48
14 Mayıs tarihli Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi araştırma şirketleri birbiri ardına anket sonuçlarını paylaşıyor. Anketlerde Millet İttifakı'nın adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun önde olduğu, ilk turda seçimi kazanacağı belirtiliyor. MetroPOLL Araştırma'nın kurucu ve yöneticisi Özer Sencar, Twitter hesabından mart ayı anket sonucuna dair bilgi paylaştı. Sencar, 'kararsızlar dağıtılmadan' Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 2,5 puan önünde göründüğünü ifade etti. Sencar, anketin örneklemini, tarihini ve diğer detaylarını paylaşmadı. Şirketin yöneticisi, buna gerekçe olarak şunları yazdı: "Değerli okuyucular araştırma bulgularını sadece abonelerimize gönderiyoruz. Burada çok kısıtlı paylaşıyoruz. Böyle bir karar aldığımız için üzgünüz. Ekonomik şartların zorlamasının sonucudur bu durum." Anketle ilgili şu bilgileri verdi: "Çok fazla sorulan başkanlık seçimine yönelik adayların oy desteği nedir sorusuna cevap olarak kısa bir açıklama verelim. Mart ayı bulgularına göre KK 2.5 puan RTE’nin önünde görülüyor. Kararsızlar dağıtılmadan önce."

Anket gibi yorum: Oğan ve İnce 2. tura bıraktırmazsa Kılıçdaroğlu önde

27 Mart 2023 at 13:30
MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı oy oranlarını şöyle yorumladı: " Millet İttifakı yüzde 44 bandında gözüküyor. Cumhur İttifakı'ndan yüzde 35 bandında bir AK Parti, yüzde 6-7 bandında da MHP ve BBP bloğu var. Bazıları özellikle AK Parti’yi dikkate alarak, ‘AK Parti’nin oylarında düşüş var ama cumhurbaşkanının oylarında düşüş yok' diyor. Bu doğru bir tez değil. Millet İttifakı hangi düzeyde oy alırsa, Millet İttifakının cumhurbaşkanı adayı da aşağı yukarı o düzeyde milletvekili ve Cumhurbaşkanı adaylığını da birbirine çok yakın olacaklar. Buradaki tek istisna Muharrem ve Sinan Oğan'ın durduğu yer. Eğer bu iki isim toplamda yüzde 5 ve üzeri oy alırlarsa seçimi ikinci tura bırakır. Millet İttifakı aleyhine kaybedilmesine neden olabilir." "KILIÇDAROĞLU 55 BANDININ ÜZERİNDE"" HDP'nin aday çıkarmamasıyla sonuçta yüzde 54-55 bandına doğru çıkan Kemal Kılıçdaroğlu karşısında, oy oranı yüzde 45'lere doğru çıkan bir AK Parti var. Seçime daha çok var. Şu anda fotoğraf böyle gözüküyor. Ama bu süreç içerisinde İYİ Partide sıra dışı bir kırılma olursa, masanın başka bir yerinde bir şey olursa onu ben kestiremem." "MEVCUT FOTOĞRAFTA MİLLET İTTİFAKI KAZANIR" "Cumhurbaşkanlığı seçimini şu anki fotoğraf üzerinden söylüyorum Millet ittifak kazanacak gibi duruyor. Ama aday olacak Muharrem İnce ve Sinan Oğan'ı da görmemiz lazım. Bunların alabileceği oylara göre denklem değişir. Çünkü Sayın İnce ve Sayın Oğan ağırlıklı olarak Millet İttifakından oy alacaklar. Bunların alacakları oylara bağlı olarak denklem değişir. Çünkü 50 + 1 önemli." "MİLLET İTTİFAKININ KAZANMASI İÇİN BİRİNCİ TUR ÖNEMLİ""Özellikle Muharrem İnce ve Sinan Oğan'ın toplamda yüzde 5 oy alması durumunda seçim ikinci tura kalır. İkinci tura kalan seçimi, Erdoğan’ın kazanması bana göre kuvvetle muhtemel. Sebebi şu: Bu süreç içerisinde birbirine rakip olan seçmeni 15 gün içinde kazanmanız çok mümkün olmayabilir.  Öbür tarafın tek adayı var orada bir sorun yok. Onun seçmenini birleştirmez, seçmenin saflarını sıklaştırma gibi bir derdi yok. Millet İttifakının var. Muharrem İnce’ye oy veren seçmen sandığa gitmeyebilir. Yani o seçmeni hemen kazanmanız çok mümkün olmayabilir. Onların bir kısmı Erdoğan’a da gidebilir. Seçimin ikinci tura kalması durumunda motivasyon problemi yaşayabilirler. Çünkü 6 ayrı partide motivasyon gittikçe zorlaşır. Millet İttifakının kazanması için birinci tur, cumhur ittifakının kazanması için 2.tur kolay olur. İkinci tura kalınca Millet İttifakının sandık güvenliği, milletvekili seçimi bittiği için bunlar çok mümkün olmaz.”

Cumhura yakınlığıyla anılan Baykal'dan Muharrem İnce'ye manidar tebrik

26 Mart 2023 at 14:39
Erdoğan'ın 2003'de Milletvekili seçilmesi için yasağın kaldırılmasında büyük rol oynayan dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kızı Aslı Baykal da babasının izinde Erdoğan'a övgüler dizmesiyle gündem olmuştu.  Millet İttifakı bileşenlerini kıyasıya eleştiren Aslı Baykal'ın AKP ile görüşeceği, Cumhur İttifakı'na katılacağı iddiaları gündeme gelmişti. İNCE'YE DESTEK VERDİCumhur'a çalışmakla eleştirilen Muharrem İnce'nin 100 bin imzayı toplamasının ardından İnce'ye Baykal'dan destek geldi. Aslı Baykal sosyal medya hesabından şunları yazdı: "Büyük baskılarla insanların aday olmasının engellendiği ve nereye olduğunu bilmediğimiz bir yöne doğru sürüklendiğimiz bu ortamda aday olan cesur yürek Muharrem İncenin adaylığı hayırlı olsun." Deniz Baykal'ın kızı Aslı Baykal'dan Erdoğan'a methiyeler!

Akp'li Yavuz oy artışı umuyor! Anketler ilk turda Kılıçdaroğlu diyor!

26 Mart 2023 at 14:21
İlk olarak 18 Haziran 2023'te yapılması planlanan, ancak daha sonra çeşitli gerekçelerle 14 Mayıs'a çekilen cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine iki aydan az bir zaman kala gözler, kamuoyu araştırma şirketlerinin paylaştığı anket çalışmalarına çevrildi. İktidar partisi AKP ve ittifak ortağı MHP, bir kez daha cumhurbaşkanı adayı olarak Recep Tayyip  Erdoğan ismi üzerinde uzlaşmıştı. Bu oluşumun en büyük rakibi - Millet İttifakı'nda ise aday, bir süredir kamuoyu desteğinin yükseldiği görülen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. AKP Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz, bu kapsamda ellerindeki son verileri kamuoyuyla paylaştı. A Haber yayınına katılan Yavuz, partisinin oyunun 2018'den az olmayacağını ileri sürdü. AKP'li Yavuz şunları söyledi: "En son Mustafa Şen Başkanımız anketi açıkladı. Başka anketlerde var onlardan sonra yenileri de var. Bir de sokağın dili var. İkisine baktığımda şunu çok rahat söyleyebilirim. AK Parti'nin oyu bir önceki oy oranından daha az olmayacak gibi duruyor. 2018'de aldığı oyun altına düşmeyeceğini iddia ediyorum. Ki en son Mustafa Şen'in anketinde yüzde 41 çıktığını gördük. Bugün yüzde 41'e çıkması demek seçime kadar birkaç puan daha üstüne koyacağı anlamına geliyor ve hep böyledir bu. Seçime doğru az süre kala kararsızların sayısı azalmaya başladığında AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'a teveccüh artar. Anketlerde yüzde 37, 39, 40'ları gördük. Şimdi 41 ve 42'yi konuşuyoruz. Şimdi Cumhurbaşkanımız ile ilgili ankette oy oranının yüzde 53 olduğunu da gördük. Ben bunun daha da artacağını düşünüyorum. Bizim ARGE Başkanlığımızın anketinde bunu gördük çok şükür. Ama ben bunun da artma eğiliminde olduğunu düşünüyorum açıkçası." GÜVENİLİR ANKETLER KILIÇDAROĞLU DİYOROysa diğer araştırma şirketleri tarafından yayımlanan anketler Yavuz'un paylaştığı tahminlerle farklılık gösteriyor.  AKSOY ARAŞTIRMAAksoy Araştırma son anketinde, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yarıştığı cumhurbaşkanı seçiminde, Kılıçdaroğlu’nun oy oranı yüzde 56,8 olarak kaydedildi. Erdoğan’ın oy oranı ise 43,2’de kaldı.  ORC ARAŞTIRMABir başka anket şirketi ORC Araştırma’nın Kılıçdaroğlu’nun resmi olarak adaylığının açıklanması öncesine denk gelen 4-6 Mart tarihlerinde düzenlediği araştırma sonuçlarına göre Kılıçdaroğlu yüzde 56,8, Erdoğan yüzde 43,2 seviyesinde. ALF ARAŞTIRMAKılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklanmasının ardından 6-7 Mart’ta Alf Araştırma tarafından yapılan ankette de benzer sonuçlar çıktı. Bu ankette Kılıçdaroğlu’nun oyu yüzde 55,1, Erdoğan’ın oyu yüzde 44,9 olarak ölçüldü., AVRASYA ARAŞTIRMA21 Mart tarihli Avrasya Araştırma'nın anketine göre Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 53.5 oy alarak ilk turda kazanıyor. İkinci turda Kemal Kılıçdaroğlu'na oy veririm diyenlerin oranı ise yüzde 57.0'i buluyor. Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk tur oyu yüzde 39.7'de kalırken ikinci turda aldığı oyda yüzde 43.00'da kalıyor.

Eski başkan Saadet’ten aday adayı oldu

26 Mart 2023 at 04:30
Haber: Ali Ekber  Saadet Partisi 28’inci dönem milletvekilliği için aday adaylığı başvuruları geçtiğimiz günlerde sona ermişti. Aday adaylığı başvurusu yapanların içerisinde pek çok sektörden önemli isimlerin olduğu belirtilirken listede, 2009-2014 yılları arasında Bingöl Belediye Başkanı olan Serdar Atalay ismi öne çıkanlar arasında yer aldı. Saadet Partisi Genel Merkezi’nde 28’inci dönem milletvekilliği aday adaylığı yoğunluğu devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde sona eren başvuru sürecinin ardından oluşturulan listeler Genel Merkez’de toplandı. Toplumun her kesiminden vatandaşların başvurduğu listelerde pek çok sektörde çalışmış önemli isimlerin de yer aldığı belirtilirken, geçmiş yıllarda siyaset yapan tecrübeli isimler de bulunuyor. KARAMOLLAOĞLU’NA TEŞEKKÜRBu isimler arasında 2009 ile 2014 yılları arasında Bingöl Belediye Başkanlığı yapan Serdar Atalay da bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile görüşen Atalay, milletvekilliği başvurusunu yaparak, “ Millet İttifakı Bingöl Milletvekili ortak adaylığı için Saadet Partisi’ne müracaat ettim. Sn. Genel Başkan Temel Karamollaoğlu’na nezaketleri için teşekkür ederim. Hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.    

Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li tüm belediye başkanları ile bir araya geldi

25 Mart 2023 at 17:55
Türkiye'nin dört bir yanından gelen CHP'li büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanları, bugün Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlığında Ankara'da toplandı. Kılıçdaroğlu, toplantıda belediye başkanlarına açıklama yaparken; arkasındaki ekranda “Başlıyoruz” ifadesinin yazılı olduğu görüldü. Toplantıda; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da birer konuşma yaptı.

HÜDA PAR Sözcüsü: Aynılaşmıyoruz, hiçbir parti diğerine ilhak etmiyor

25 Mart 2023 at 17:11
Katıldığı bir televizyon programında konuşan HÜDA PAR Sözcüsü Serkan Ramanlı, 14 Mayıs'ta yapılacak parlamento seçimlerinde Mecliste temsiliyeti önemsediklerini ve siyaseti Müslümanca yapmaya çalışan bir siyasi hareket olduklarını belirtti. “Mecliste temsiliyeti önemsiyoruz”HÜDA PAR’ın, 14 Mayıs’ta yapılacak parlamento seçimlerinde mecliste temsiliyeti önemsediklerini vurgulayan Ramanlı, bu taleplerinin Cumhurbaşkanı ve AK Parti tarafından makul karşılandığını belirtti. Ramanlı, “2023 seçimlerinde, yeni oluşacak Parlamentoda HÜDA PAR’ın milletvekillerinin olmasını önemsiyoruz, temsiliyeti önemsiyoruz. AK Parti yetkilileri de, Sayın Cumhurbaşkanı da bu talebimizi olumlu karşıladılar. Aldığımız karar neticesinde, 9 Nisan'da açıklanacak olan milletvekilleri listelerinde HÜDA PAR'ın kaç adayı olduğunu hep birlikte göreceğiz. Bizim buradaki amacımız, sadece HÜDA PAR’ın kazancını öncelemek değil, onun altını özellikle çiziyorum. Hem HÜDA PAR’ın hem AK Parti'nin hem Cumhur İttifakı’nın maksimum düzeyde milletvekili kazanabilmesi için bir simülasyon oluşturuldu, listeler buna göre şekillendi.” ifadelerini kullandı. “Türkiye'de tartışılmadık konu olmadığını düşünüyoruz”“Türkiye'de siyaset yapan ve varlığını devam ettiren pek çok parti ile benzer yönlerimiz olduğu gibi, farklı yönlerimiz de var.” diyen Ramanlı, şunları kaydetti: “Bahsetmiş olduğunuz parti ( HDP) ile dünya görüşü itibariyle taban tabana zıt olduğunu ifade edebilirim. Belli başlı talepler üzerinde belki birleşiyor olabiliriz. Parti programları karşılaştırma suretiyle belki çalışma konusu olabilir. Ama spesifik olarak x partisi veya y partisi ile mukayese edilmemizin doğru olmadığını düşünüyoruz. Neticede kendi söylemimiz, kendi siyasi argümanlarımız ve parti programımızla Türkiye’nin gündemindeyiz ve böyle kalmayı tercih ederiz. Eğer söylemlerimiz, siyasi anlayışımız, parti programımız çerçevesinde bir değerlendirme yapılacak olursa, bundan memnuniyet duyarız. Türkiye'de tartışılmadık konu olmadığını düşünüyoruz. Eğer gaye millete hizmetse, milletin selameti, huzuru, refahı, birlikteliği ise, her türlü konu konuşulabilir, her türlü sorun gündeme gelebilir, bunlar için çözüm yollarının aranması gerektiğini ifade ediyoruz.”“İttifakta bir dayatma içerisine girmedik”İttifak görüşmelerinde bir dayatma yapmadıklarının altını çizen Ramanlı, “Açık söylemek gerekirse, bizim o şekil bir talebimiz olmadı. Biz şu ilke üzerinde hareket ettik. Evet bir seçim ittifakı yapıyoruz, birlikte seçime gireceğiz. Her partinin kendine göre farklı bir programı, önceliği, siyaset anlayışı var. Aynılaşmıyoruz, hiçbir parti diğerine ilhak etmiyor. Biz kendimiz kalarak, kendi iddiamızla, söylememizle, kendi parti programımızla, kendi taleplerimizle var olacaksak, bir ittifak içerisinde var olmayı tercih ediyoruz. AK Parti'de, Sayın Cumhurbaşkanı da bu konuda kısıtlama ve dayatma içerisinde olmadı. Biz de aynı şekilde AK Parti'ye ya da Sayın Cumhurbaşkanına belli bazı konularda bir dayatma içerisine girmedik.” diye konuştu. “Siyaseti Müslümanca yapmaya çalışan bir siyasi hareketiz”Ramanlı, “Biz siyaseti Müslümanca yapmaya çalışan bir siyasi hareketiz. İçimizde Kürt de var Türk de var Arap da var. Biz herhangi bir kavme mensubiyet üzerinde siyaset gütmüyoruz. Biz ümmetçi bir partiyiz. Ümmetçi bir anlayışa sahibiz. Bu ümmet anlayışımız içerisinde elbette Kürtler de var. Ümmet coğrafyası içerisinde ve Türkiye'de bir kavimle ilgili bir sorun ve sıkıntı varsa, elbette ki Ümmet olmamızın gereği, bu sorunlara eğilmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Kürt meselesine dair çözüm önerilerimiz var. Söylemlerimiz ve pratiğimiz de mevcut.” şeklinde konuştu. “Kardeşliğimizi bozacak cümleleri kurmayalım”Bin yılı aşkın bir süredir var olan kardeşliğin unutulmaması gerektiğinin altını çizen Ramanlı, birbirini tahkir eden, birbirine üstünlük taslayan cümlelerin kurulmaması gerektiğini belirtti. Açıklamasının devamında Ramanlı, şunları söyledi: “Bu ülkede farklı kavimlerden çok insan var. Özellikle nüfus yoğunluğu itibariyle Türkler ve Kürtlerin bu ülkenin kahir ekseriyetini oluşturduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bizim söylemeye çalıştığımız şudur; birbirimizi incitmeyelim. Kardeş olduğumuzu unutmayalım. Burada bin yıldan fazla bir süredir birlikte yaşadığımızı unutmayalım. Birbirimizi tahkir etmeyelim, birbirimize üstünlük taslamaya dair cümleler kurmayalım diyoruz. Bunun ceremesini on yıllardır çekiyoruz. Bakınız 40 yılda en az 40 bin insanımızı kaybettik, ne uğruna kaybettik? Diyoruz ki, Türk'ün Kürde, Kürd'ün de Türk'e kendini yabancı hissedecek, ötekileştirilmiş hisseden cümleler kurmaması gerekiyor. Neticede bizim birbirimize üstünlüğümüz yok. Üstünlük bize göre takvadadır. Hiç kimse annesinin karnından Kürd doğdu diye üstün olamaz ya da Türk oldu diye ayrıcalıklı olamaz. Birlik ve beraberliğimizin önündeki bütün engelleri kaldıralım diyoruz. Eğer kuracağımız bazı cümleler, diğer bir kesimi rahatsız edecekse, tahkir edecekse, kendini yabancı hissettirecekse, bunlardan uzak duralım diyoruz.”

Şahan Gökbakar, imza toplayan ve toplamaktan vazgeçenleri hedef aldı

25 Mart 2023 at 16:35
Özellikle çadır satan Kızılay'ın başkanı Kerem Kınık'la ilgili eleştirileriyle gündemde olan ünlü komedyen imza toplama sürecini de es geçmedi. Son anda yapılan bir açıklamayla Cumhur İttifakı'na katıldıklarını duyuran o partiyle ilgili Şahan ti'ye alan şu ifadeleri kullandı: "Seçime yalnız gireceğiz, ittifak yok! -Yaşaaaaa, varooool 3 gün sonra -Seçime ittifakla gireceğiz, yalnız yok! -Yaşaaaaa, varooool Yine yeni yeniden" Muharrem İnce'yi eleştirmeye devam eden Gökbakar şunları söyledi: "3 günde 1.8 milyon insanı evinden çıkarıp sinema salonuna getirebilen biri olarak, hayata bu siyasetçiler kadar iddialı bakamıyorum ya... 3 günde 50-60bin imzayı zor topluyorsunuz, %60 la Cumhurbaşkanı olucam diyosunuz... Bu nasıl bir özgüven vallaha ben daha anlayamadım..." Ardından İnce'nin "3 günde 76.921 imza. Haydi arkadaşlar yarın bu işi bitiriyoruz" twitini alıntılayan ünlü komedyen Şahan Gökbakar, "Hadi arkadaşlar bir el atın, yokuş aşağı vurdurduk mu, ben hemen 2. fitese takacam. Marş bi bassa var ya, sonrası rampa yukarı 200 yapıyor normalde. Böyle cumhurbaşkanı mı olunur ya" dedi. Şahan Gökbakar'dan Muharrem İnce'ye ince gönderme!Şahan Gökbakar: “Hükümet istifa” demek “Halkın hakkıdır” Twitch fenomeni Jahrein, Şahan Gökbakar'a hakaret etti!

❌
❌