Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Dün — 25 Nisan 2024NTV

Hatay'da ruhsatsız işletilen 4 süt ve süt ürünleri işletmesi mühürlendi

Tarafından: NTV
25 Nisan 2024 at 16:42
Hatay'da ruhsatsız işletilen 4 süt ve süt ürünleri işletmesi mühürlendi

Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde sağlıksız koşullarda süt ve süt ürünleri üretilen ruhsatsız 4 işletme mühürlendi.

Valilikten yapılan yazılı açıklamaya göre, İlçe Emniyet ile İlçe Tarım müdürlükleri ve zabıta ekipleri, 4 işletmede sağlıksız koşullarda süt ve süt ürünleri imal edildiğini belirledi. Adreslere giden ekipler, hijyen kurallarına uyulmayan 4 işletmenin de ruhsatsız olduğunu tespit etti. Mühürlenen işletmelerde, satışa hazır süt ve süt ürünlerine el konuldu.

Yeni araştırma: A kan grubunun felç riski yüksek

Tarafından: NTV
25 Nisan 2024 at 15:40
Yeni araştırma: A kan grubunun felç riski yüksek

ABD'de yapılan bir araştırma, A grubu kana sahip kişilerin 60 yaşından önce felç geçirme riskinin diğer kan gruplarına göre daha yüksek olabileceğini ortaya koydu. Araştırmada ayrıca kan grubu 0 olanlarda bu riskin daha düşük olduğu tespit edildi.

Maryland Üniversitesi araştırmacıları, son çalışmalarında kan grupları ile inme arasındaki ilişkiyi inceledi. Çalışmanın sonuçları nöroloji dergisinde yayımlandı.

Araştırmacılar, felç geçiren yaklaşık 17 bin ve felç geçirmemiş yaklaşık 600 bin kişiyi kapsayan 48 genetik çalışmadan veri topladı. Katılımcıların hepsi 18 ila 59 yaş arasındaydı. Araştırmacılar, A kan grubunun genomu ile erken felç başlangıcı arasında açık bir bağlantı tespit etti.

A kan grubuna sahip kişilerin, diğer kan gruplarındakilerle karşılaştırıldığında 60 yaşından önce felç geçirme riskinin yüzde 16 daha yüksek olduğu görüldü. 0 kan grubuna sahip olanlar içinse risk yüzde 12 daha düşüktü. A kan grubunun neden daha yüksek bir riskle ilişkili olduğu henüz tam olarak bilinmiyor. Bilim insanları, kan grubu A olan kişilerde artan felç riskinin "düşük" olduğunu vurgulayarak bu nedenle özel bir taramaya gerek olmadığına dikkat çekiyor.

Uyku apnesi ehliyete engel mi? DMM'den açıklama geldi

Tarafından: NTV
25 Nisan 2024 at 12:28
Uyku apnesi ehliyete engel mi? DMM'den açıklama geldi

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), "Uyku apnesi tanısı konan kişiler ehliyet alamayacak veya ehliyetlerini yenileyemeyecek" haberleri üzerine, ilgili yönetmelikte güncel değişiklik yapılmadığını bildirdi.

DMM'den yapılan açıklamada, sürücü adayları ve sürücülerde aranacak sağlık şartları ile muayenelerine dair usul ve esasların, Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine Dair Yönetmelik kapsamında belirlendiği vurgulandı. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Yürürlükte olan yönetmeliğin 7. maddesi kapsamında, ağır derecede veya orta derecede uyku apnesi olanlar ile birlikte gündüz uyuklama hali tespit edilen kişilerin tedavi görmeden sürücü belgesi alamayacakları, ancak uyku apnesinin kontrol altına alındığı veya tedavi edildiği, doktor heyeti tarafından tespit edilen kişilere sürücü belgesi verilebileceği açıkça belirtilmiştir.

Yönetmelikte güncel bir değişiklik söz konusu değildir. Kamuoyunu manipüle etmeye yönelik yapılan paylaşımlara itibar etmeyiniz."

Uyku apnesi nedir, neden olur? Uyku apnesi belirtileri

Tarafından: NTV
25 Nisan 2024 at 12:29
Uyku apnesi nedir, neden olur? Uyku apnesi belirtileri

Uyku apnesi olanlar ehliyet alamayacak haberleri gündem olmuştu.Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), "Uyku apnesi tanısı konan kişiler ehliyet alamayacak veya ehliyetlerini yenileyemeyecek" haberleri üzerine, ilgili yönetmelikte güncel değişiklik yapılmadığını bildirdi. Peki, uyku apnesi nedir, neden olur? İşte uyku apnesi belirtileri....

Sabahları yorgun uyandırıp gün boyunca uyuklama hissi vererek yaşam kalitesini olumsuz etkileyen uyku apnesi iş ve okul performansının düşük olmasında da önemli etkiye sahip.
Uyku apnesini birçok hazırlayıcı faktör vardır; birincisi şişmanlıktır. Şişman bireyde üst solunum yollarının iç çapı daralır. Bu uykudaki solunum sırasında hava yolunun kolay kapanmasına neden olur. Bir diğer neden üst solunum yolları dilatör kaslarının kasılma gücünün azalması sonucu diyaframın soluk alma sırasında, nefes almanın bitişinde hava yolunun kapanmasıdır. Bu uyku apnesi olarak adlandırılır. Bunun sonlanması için bireyde arousal denilen beyin uyanmasının olması ya da bireyin uyanması gerekir. Diğer önemli hazırlayıcı faktörler sigara içmek, alkol kullanmaktır.
Çene yapısının küçük olması, çenenin geride olması, bademciklerin ileri derecede büyük olması, geniz eti varlığı, burun pasajında eğrilik, kırılma ve benzeri gibi olaylar sonucunda kapanması uykuda solunum durmasını ve horlamayı kolaylaştırır.
Uyku apnesinin 3 temel bulgusu horlama, hastanın eşi tarafından teyit edilen apne ve gündüz aşırı uyku halidir. Onun dışında nefes darlığı, sık sık iç çekme, el kol hareketleriyle çırpınarak uyanmaya çalışma, sık ve uzun süreli solunum durmaları uyku apnesinin belirtileri arasındadır.
Uyku apnesinin oluşmasına sebep oluşturacak genel faktörler ise şunlardır:Fazla kilolu olmak,Büyük bademciklere ve geniz etine sahip olmakÜst solunum yolundaki darlıklar
Uyku apnesi tedavi edilmediğinde günlük yaşam kalitesi bozulur. Tekrarlayan uyku bölünmeleri nedeniyle dinlenilmemiş uykuya neden olur. O nedenle birey sürekli yorgun ve dinlenmemiş uyanır. Sabah baş ağrısı, ağızda kuruluk olur. Bölünen uyku nedeniyle bilişsel fonksiyonlar bozulduğu için algılama, planlamama, hatırlama, problem çözme gibi beceriler azalır. Uyku yoksunluğu nedeniyle gün içi aşırı uykululuk oluşur. Hasta dikkat gerektiren işlerde çalışmakta zorlanır, iş ve trafik kazaları yapar, sağlıklı bireye göre kaza yapma riski 2-3 kat artar.Uyku apne sendromu nedeniyle oksidatif stres dediğimiz bir mekanizma aktif hale geçer, damar yapısını bozarak halk arasında damar sertliği dediğimiz ateroskleroza neden olur. Bunun sonucunda hipertansiyon, koroner arter hastalığı, myokard infarktüsü, inme, insulin direncinde artma, obezite ve diyabet gelişir. Bu kronik hastalıklar uyku apne tedavisi yapılmazsa, tıbbı tedaviye dirençli hale gelir ve yaşamı tehdit eden klinik durumlar ortaya çıkar.

Türkiye'nin batısı çöl tozu altında: Çöl tozu etkisini ne zaman yitirecek? Çöl tozunun insanlara zararları neler?

Tarafından: NTV
25 Nisan 2024 at 10:34
Türkiye'nin batısı çöl tozu altında: Çöl tozu etkisini ne zaman yitirecek? Çöl tozunun insanlara zararları neler?

Atina'da gökyüzünü turuncuya boyayan çöl tozu Türkiye'nin batı kıyılarında da etkili oluyor. Peki çöl tozu nelerde yoğun? Hayatı ya da insan sağlığını olumsuz etklieyecek boyutta mı? NTV Meteoroloji Editörü Dilek Çalışkan konuya ilişkin merak edilen soruları yanıtladı.

Kalp hastası bebek, ambulans helikopterle Ankara'ya sevk edildi

Tarafından: NTV
25 Nisan 2024 at 06:36
Kalp hastası bebek, ambulans helikopterle Ankara'ya sevk edildi

Hatay'ın Dörtyol ilçesinde doğuştan kalp hastası olan 4 günlük bir bebek, uzman bir ekip tarafından ameliyat edilmek üzere ambulans helikopterle Ankara'ya sevk edildi.

Dörtyol Devlet Hastanesi'nde Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Dr. Zeynep Çağla Mutlu tarafından yapılan ekokardiyografi sonucunda Trunkus Arteriozus tanısı alan bebek, Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Fatih Karaarslan ve hemşire ekibi tarafından takip ediliyordu.

Kritik durumdaki bebek, Çocuk Kalp Damar Cerrahisi ekibi tarafından ameliyat edilmek üzere Ankara Bilkent Şehir Hastanesine 112 ambulans helikopter ile sevk edildi.

Dünden önceki günNTV

Türkiye obezitede Avrupa birincisi: Her 100 kişiden 59'u fazla kilo sorunu yaşıyor

Tarafından: NTV
24 Nisan 2024 at 14:04
Türkiye obezitede Avrupa birincisi: Her 100 kişiden 59'u fazla kilo sorunu yaşıyor

Türkiye'de her 100 kişiden 59'unda fazla kilo sorunu var. Obezite sıklığı ise her geçen gün artıyor. Bu konuda ne yazık ki Türkiye Avrupa birincisi. Obezitenin neden olduğu sorunlar oldukça fazla. Bunların en başında da kalp damar hastalıkları geliyor.

Melike Şahin \ NTV İstanbul

Dünyada her yıl 5 milyon kişi obeziteye bağlı nedenlerle hayatını kaybediyor. Türkiye'de ise obezite sıklığı her geçen gün artıyor. Erkeklerin yüzde 30'unda, kadınların yüzde 40'ında obezite var. Her 100 kişiden 59'u ise fazla kilo sorunu yaşıyor. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Derneği'nin araştırmasına göre, erkeklerin yüzde 78'inde, kadınların yüzde 80'inde lipid yani kandaki yağ oranında anormallik var.

"TÜRKİYE'DEKİ DİYABET SIKLIĞI SON 10-20 YILDA İKİYE KATLADI"

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Araştırma Sekreteri Prof. Dr. İbrahim Şahin, "Adölesan dediğimiz genç erişkin obezitesi en çok artışın olduğu grup. Türkiye'deki diyabet sıklığı son 10-20 yılda yaklaşık ikiye katladı. Sürekli bir artış eğiliminde. Birçok nedeni var ama bir tanesi hızla kilo alıyoruz. Obezite hastalığında da Avrupa'da birinciyiz. Bu ister istemez diyabet görülmesini de artırıyor. Obezite ve diyabet kardeş hastalık biliyorsunuz hatta buna diyabezite deniyor." diye konuştu.

"TOPLUMDA ÖLÜMLERİN YÜZDE 40'I DAMAR KÖKENLİ HASTALIKLARDAN OLUŞMAKTA" Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Cesur ise şu ifadeleri kullandı:

"Lipidler vücudumuzdaki yağlar aslında kısaca. Toplumda ölümlerin yüzde 40'ı kardiyovasküler hastalıktan yani damar kökenli hastalıklardan oluşmakta bunun da yüzde 40'ında temel neden kolesterol bozukluğudur dislipidemidir, lipid bozukluğudur. Özellikle basit karbonhidratları içeren beslenme ve yüksek doymamış yağlar dediğimiz hayvansal yağlarla beslenme bunu tetikliyor. En yoğun hiperlipideminin görüldüğü yaş grubu da 45-65 yaş arasında, yani yağlar birike birike geliyor." Prof. Dr. İbrahim Şahin, "Yemeğini azalt, hareketini artır bunlar güzel öğütler ama herkese uyacak şeyler değil. Herkesin farklı nedenleri var, farklı hastalıkları var. Kiminde psikolojik bozukluklar var, öbüründe yeme belki davranış bozukluğu, belki öbüründe hipotiroidi gibi bir hastalık var onu tedavi etmeniz lazım." dedi.

Sağlıksız çeve koşulları, stres, şehirleşme ve işlenmiş gıda tüketimindeki artış obezitedeki artışın nedenleri arasında.

Addison hastalığı nedir, nasıl anlaşılır? İşte addison hastalığı belirtileri

Tarafından: NTV
24 Nisan 2024 at 13:29
Addison hastalığı nedir, nasıl anlaşılır? İşte addison hastalığı belirtileri

Addison hastalığı, vücudun belirli hormonları yeteri miktarda üretemediği durumda ortaya çıkan ve nadir görülen bir hastalıktır. Peki, addison hastalığı nedir, nasıl anlaşılır? İşte addison hastalığı belirtileri...

Addison hastalığı, böbrek üstü bezlerinin salgılama yetersizliğinden kaynaklanan hastalıktır. Hipoadenokortisizm olarak da bilinir. Thomas Addison'un 1855'te tanımladığı Addison hastalığı, böbrek üstü bezlerinin kabuk (korteks) bölümünün, otoimmün, verem ya da mantar enfeksiyonu nedeniyle zarar görmesine bağlıdır. Güçsüzlük, kansızlık, kilo yitimi, mide-bağırsak rahatsızlıkları, kan basıncı düşüklüğü, deride kararma, bazı hastalarda da aşırı sinirlilik ve aşırı duyarlılıkla gelişir. Eskiden ölümle sonuçlanabilirken, günümüzde sentetik hormonlarla büyük ölçüde tedavi edilmektedir. Böbrek üstü bezi ile ilgili kortikal (üst katmansal) körelme/sakatlıktır ve işlevsel düşüş (hypofunction) yani yetersizlik vardır. Görünürdeki idiyopatik (sebebi bilinmeyen veya aniden çıkan) biçiminde, hasarlı (atrophic) böbrek corteksinin (organı sarmalayan üst tabaka; kabuğu ya da zarı) lenfosit sızdırması gözlemlenmiştir ve böbrek üstü bezine ait dış katmansal dokunun (cortical tissue) özgül antijenlerine karşı kendiliğinden harekete geçen antikorlar/karşıkorlar (antibodies) vakaların büyük bir oranında serumda mevcuttur. Deneysel alerjik böbrek üstü bezleri şişmesine (adrenalitis), deneysel hayvanlara böbrek üstü bezi dokusu zerk edilerek, neden olunmuştur.ADDİSON HASTALIĞI BELİRTİLERİ Halsizlik, kas güçsüzlüğü, mide bulantısı, kusma, iştah kaybı, cilt yaraları, terleme, baş ağrısı, hafıza bozuklukları, kan basıncında değişiklikler ve titreme hastalığın belirtileri arasında sayılıyor. Addison hastalığın teşhisinde kan basıncı düşüklüğü, kan sodyum değerinin düşmesi, kortizol ve adrenalin seviyesinin düşmesi önemli bulgular olarak belirtiliyor.

Çocuklarda aşı karşıtlığı tehlikesi

Tarafından: NTV
24 Nisan 2024 at 11:41
Çocuklarda aşı karşıtlığı tehlikesi

Nisan ayının son haftasında aşı farkındalığını vurgulamak etkinlikler düzenleniyor. Özellikle pandemi sürecinden sonra aşı karşıtlığı arttı. Ancak bu durum birçok hastalığı beraberinde getiriyor. Doktorlar, çocuk aşılarının mutlaka tamamlanması gerektiğini vurguluyor. (Haber: Sena Gürbıyık)

Türkiye obezitede Avrupa birincisi: Aşırı kilo nelere sebep oluyor?

Tarafından: NTV
24 Nisan 2024 at 11:34
Türkiye obezitede Avrupa birincisi: Aşırı kilo nelere sebep oluyor?

Türkiye'de her 100 kişiden 59'unda fazla kilo sorunu var. Obezite sıklığı ise her geçen gün artıyor. Türkiye, bu konuda ne yazık ki Avrupa birincisi. Obezitenin neden olduğu sorunlar oldukça fazla. Bunların en başında da kalp ve damar hastalıkları geliyor. İşte ayrıntılar... (Haber: Melike Şahin Kamera: Alihan Sönmez)

İdrar yolu enfeksiyonuna sprey aşı: 9 yıl koruyabiiyor

Tarafından: NTV
24 Nisan 2024 at 10:42
İdrar yolu enfeksiyonuna sprey aşı: 9 yıl koruyabiiyor

İngiltere ve İspanya merkezli bir çalışma, idrar yolu enfeksiyonlarının ağızdan alınan sprey aşıyla 9 yıla kadar önlenebildiğini ortaya koydu. Faz 3 aşamasında olan çalışma bazı Avrupa ülkelerinde uygulanıyor. Uzmanlar, tedavi yönteminin umut vadettiğini belirtiyor. (Haber: Beyzanur Özer)

Covid'i 613 gün boyunca atlatamadı, virüs 50 kez mutasyon geçirdi

Tarafından: NTV
24 Nisan 2024 at 09:26
Covid'i 613 gün boyunca atlatamadı, virüs 50 kez mutasyon geçirdi

Hollandalı bilim insanları yakın zamanda ölen 72 yaşında bir hastanın, 613 gün boyunca Covid-19'u atlatamadığını bildirdi. Yaşlı adamın gen dizilimi üzerinde yapılan analiz sonucunda vücudundaki virüsün 50 kez mutasyona uğradığı ortaya çıktı.

Geçtiğimiz günlerde bilim insanları, bilinen en uzun süreli Covid-19 enfeksiyonu olduğuna inanılan bir vaka bildirdi. Hollanda'daki Amsterdam Üniversitesi Tıp Merkezi'ndeki bulaşıcı hastalık uzmanları tarafından bildirilen vaka, yakın zamanda ölen 72 yaşında, bağışıklığı zayıf bir adamın 613 gün boyunca Covid-19 hastası olduğunu anlatıyor. Adam o kadar uzun süre hasta kaldı ki, virüs evrimleşerek yeni bir bağışıklıktan kaçan başka bir virüse dönüştü. Aktarılana göre yaşlı adam birden fazla Covid-19 aşısı oldu ancak bağışıklık sistemi, yaşlı insanlarda ve bağışıklık sistemi zayıf kişilerde sıklıkla görülen virüse karşı yeterince koruyucu bir yanıt veremedi.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ZAYIF KİŞİLER DAHA UZUN ATLATIYOR Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerin, üç kez aşı olsa bile, Covid-19'a yakalanma riski çok daha yüksek ve hastaneye yatma olasılıkları 13 kat daha fazla. Amsterdam Üniversitesi Tıp Merkezi'nin açıklamasında, "Açıklanan bu vakada SARS-CoV-2 enfeksiyonunun süresi aşırıdır, ancak bağışıklık sistemi zayıf hastalarda uzun süreli enfeksiyonlar genel topluma kıyasla çok daha yaygındır" ifadelerine yer verildi. Ekip vakayı bu ayın sonlarında 2024 Avrupa Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Küresel Kongresi'nde sunacak.VİRÜS 50 FARKLI MUTASYON GEÇİRDİ Rutin genomik araştırma, adamın ilk olarak Şubat 2022'de "Omicron BA.1.17" varyantıyla enfekte olduğunu ortaya çıkardı. Ancak tedaviden birkaç hafta sonra virüs, nötralize edici bir antikor tedavisine dirençli olacak şekilde mutasyona uğradı. Şubat 2022 ile Eylül 2023 arasında toplanan 27 burun ve boğaz örneğinin genomik dizilimi, o dönemde dolaşımda olan varyantlarıyla karşılaştırıldığında adamın virüsünün fazladan 50 mutasyon biriktirdiğini gösterdi. Araştırmacılar, adamın yüksek derecede mutasyona uğramış varyantının toplumun kalanına aktarıldığının belgelenmediğini açıkladı.

İlber Ortaylı THY uçağında rahatsızlandı: Sefer gecikmeli gerçekleşti

Tarafından: NTV
24 Nisan 2024 at 03:34
İlber Ortaylı THY uçağında rahatsızlandı: Sefer gecikmeli gerçekleşti

Türk tarihçi ve yazar İlber Ortaylı, Türk Hava Yolları'nın (THY) İzmir-İstanbul uçuşunda rahatsızlandı. Ortaylı'nın sağlık kontrolü nedeniyle uçak gecikmeli havalandı. Ortaylı'nın tansiyon sorunu yaşadığı ve sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Türk Hava Yolları'nın (THY) İzmir -İstanbul seferini icra eden TK2337 sefer sayılı TC-LJF kuyruk tescilli Boeing tipi yolcu uçağı, kalkış için yapılan kontrollerin tamamlanmasının ardından 21.45 sıralarında kapıdan ayrıldı.

Uçaktaki yolcular arasında yer alan Türk tarihçi ve yazar İlber Ortaylı kalkıştan hemen önce rahatsızlandı. Durum üzerine kabin ekibi harekete geçti ve pilot kalkışı iptal edip kapıya dönme kararı aldı.

Rahatsızlanan İlber Ortaylı'ya doktor tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından ciddi bir bulguya rastlanmdı. Ortaylı'nın tansiyon problemi nedeniyle rahatsızlandığı öğrenildi. Yapılan son kontrollerde ise Ortaylı'nın uçuşa engel bir durumunun olmadığının anlaşılması üzerine uçağın kaptan pilotu kalkışı gerçekleştirdi.

THY'nin İzmir-İstanbul seferi gecikmeli gerçekleşti. İlber Ortaylı'nın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Dejeneratif hastalık nedir, neden olur? (Dejeneratif hastalık isimleri)

Tarafından: NTV
23 Nisan 2024 at 11:40
Dejeneratif hastalık nedir, neden olur? (Dejeneratif hastalık isimleri)

Dejeneratif sinir hastalıkları vücudunuzun denge, hareket, konuşma, nefes alma ve kalp fonksiyonu gibi birçok aktivitesini etkiler. Dejeneratif sinir hastalıkları ciddi veya yaşamı tehdit edici olabilir. Peki, dejeneratif hastalık nedir, neden olur?

Dejeneratif hastalık, dokuları veya organları etkileyen ve zamanla giderek kötüleşecek olan dejeneratif hücre değişikliklerine dayanan sürekli bir sürecin sonucudur.Nörodejeneratif hastalıklarda, merkezi sinir sistemi hücreleri nörodejenerasyon yoluyla çalışmayı bırakır veya ölür. Buna bir örnek Alzheimer hastalığıdır. Diğer iki yaygın dejeneratif hastalık grubu, dolaşım sistemini etkileyenler ve neoplastik hastalıklardır. Birçok dejeneratif hastalık mevcuttur ve bazıları yaşlanmayla ilişkilidir. Yaşam tarzı seçimleri (egzersiz veya yeme alışkanlıkları gibi) dejeneratif hastalıkları kötüleştirebilir, ancak bu hastalığa bağlıdır. Bazen bu tür hastalıkların arkasındaki ana veya kısmi neden genetiktir. Bu nedenle bazıları Huntington hastalığı gibi açıkça kalıtsaldır. Bazen sebep virüsler, zehirler veya diğer kimyasallardır.DEJENERATİF HASTALIKLAR NELER? Kronik dejeneratif hastalıklar ise; kronik tiroid (Hashimato hastalığı), kanser, kronik artrit, eklem ve kas ağrıları, Alzheimer, depresyon, fibrokistik meme ve fibromiyalji gibi hastalıklardır.

Akciğer biyopsisinde robotik yöntem

Tarafından: NTV
22 Nisan 2024 at 11:32
Akciğer biyopsisinde robotik yöntem

Tıp dünyasında yeni bir gelişme yaşandı. Amerikalı bir firma, akciğer biyopsisini kolaylaştırarak, tanıyı hızlandıran robotik bir cihaz geliştirdi. Uzmanlar, bu robotik sistemin akciğer cerrahisi ve tedavisinin geleceğinde çok önemli bir role sahip olacağını söylüyor.

Türkiye'nin "aşı üretim üssü" için çalışmalar hızla sürüyor

Tarafından: NTV
22 Nisan 2024 at 06:37
Türkiye'nin

Sağlık Bakanlığı öncülüğünde 50 bin metrekarelik kapalı alanda hizmet verecek Hıfzıssıhha-Türkiye Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezi'nin ilk etap inşaatı tamamlanma noktasına geldi.

En son 1998'de verem aşısı üreten ve o tarihten sonra aşı üretimine ara veren Türkiye, Covid-19 salgınına karşı TURKOVAC aşısını geliştirerek bu alanda aşı üreten 9 ülkeden biri olmayı başardı. İnşa çalışmaları hızla devam eden, "aşı üretim üssü" olarak planlanan yeni hıfzıssıhha merkezi, çeyrek asır sonra Türkiye'nin bu alanda yeniden söz sahibi olmasına olanak sağlayacak. Ankara Esenboğa Havalimanı yakınlarında 50 bin metrekarelik kapalı alana sahip olacak merkez, aşının yanı sıra bazı genetik ürünlerin AR-GE ve üretim çalışmalarını da yürütecek. İLK ETABIN YIL SONUNA KADAR AÇILMASI HEDEFLENİYOR Akıllı bina teknolojisiyle donatılacak Hıfzıssıhha-Türkiye Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezi'nin devam eden inşa çalışmaları üç etapta ilerliyor. İlk etabın inşaatı tamamlanma noktasına gelirken, bazı araştırma, üretim laboratuvarlarının yer aldığı bu bölümün yıl sonuna kadar hizmete sokulması hedefleniyor. Merkez inşaatının ikinci etabında ise aşı üretim tesisleri yer alacak. Üçüncü etapta da cihazların satın alınması, montajı ve ruhsatlandırılması işlemleri yapılacak. İLK HEDEF KUDUZ, HEPATİT A VE SUÇİÇEĞİ AŞILARININ TÜRKİYE'DE ÜRETİMİ Sağlık Bakanlığı, yeni Hıfzıssıhha ve Türkiye'de aşı üretim süreçleriyle ilgili bilgi birikimine sahip bilim insanlarıyla, bilgiyi ürüne dönüştürmeyi, bu alanda yerli üretim imkanlarını geliştirerek dışa bağımlılığı azaltmayı amaçlıyor. Öncelikli olarak çocukluk çağı bağışıklama programındaki kuduz, Hepatit A ve suçiçeği aşılarının teknoloji transferiyle Türkiye'de üretimi planlanıyor. Hıfzıssıhha'nın hizmete girmesinin ardından da 2028 yılı itibarıyla bağışıklama programındaki tüm aşıların Türkiye'de üretilmesi hedefleniyor.

Polen alerjisine dikkat!

Tarafından: NTV
21 Nisan 2024 at 14:46
Polen alerjisine dikkat!

Bahar aylarının gelmesiyle birlikte, havada yoğun olarak bulunan polenler alerjik rahatsızlıkları da tetikliyor.

İmplant tedavisinde vida beynine saplandı: Yanlış tedavi hayatını kararttı

Tarafından: NTV
21 Nisan 2024 at 14:10
İmplant tedavisinde vida beynine saplandı: Yanlış tedavi hayatını kararttı

Bursa'da implant tedavisi sırasında vida çene kemiğine saplanan Ramazan Yılmaz'ın hayatı karardı. Yılmaz'ın hayatı saatler süren ameliyat sonrası normale dönerken, olay ABD'deki dergilere de konu oldu.

Bursa'da yaşayan Ramazan Yılmaz (40), dişlerindeki ağrılar nedeniyle Nilüfer ilçesindeki özel bir kliniğe gitti.
Muayeneyi yapan doktor A.D., Yılmaz'ın dişlerinin sallandığını ve bu yüzden çekilmesi gerektiğini söyledi. Çekilen dişlerin yerine ise implant yapılmasını önerdi.
İddiaya göre; tedavi sırasında çene kemiğini delen diş, Yılmaz'ın kafatasına saplandı. Yılmaz, acılar içinde baygınlık geçirirken Doktor A.D. röntgen çekerek vidanın beyne saplandığını tespit etti ve hastasını özel aracıyla hastaneye bıraktı.
Hastanede çekilen tomografi sonrası gözlerine inanamayan doktorlar, 2 çocuk babası adamı hemen ameliyata aldılar. Saatlerce süren operasyon sonrası hayata tekrar dönen Yılmaz, günlerce taburcu olmayı bekledi.
Yılmaz, kendisine yanlış müdahale yapan diş hekimini aradığında ise ikinci bir şoku yaşadı. Yaptığı ödemenin iadesini isteyen Yılmaz'a doktor tarafından ret cevabı gelince Yılmaz, yargının yolunu tuttu. Başına gelenleri anlatan Yılmaz, "Dişlerimde oluşan rahatsızlık sonrası Nilüfer'de bulunan özel bir diş kliniğine gittim. Orada yapılan incelemeler sonucunda kemik yapımın ince olduğunu, dişlerimin sallandığını ve implant yapılmasını yönünde işlem olacağı hakkında bilgi aldım. Doktor bana kendisinin 24 yıllık hekim olduğunu ve bu alanda uzman olduğunu söyledi. Biz de kendisine güvenerek bu işi ona bıraktık" dedi.
Kendisini uyarmasına rağmen dinlemediğini ifade eden Yılmaz, "Daha sonra dişlerimi çekip, aynı gün implant uygulaması yaparken, işlemde kullandığı cihazın bozuk olduğunu sekreterine söyledi. Bu kez de işlemi eliyle yapmaya başladı. Vidayı yerleştirmeye çalışırken, aşırı yüklendiğini fark ettim. Bunu kendisine söyledim, kemik sesi geldiğini ifade ettim. Fakat bu kez de bana bunun normal olduğunu söyledi. Ama vidayı zorlarken, vida çene kemiğimi delip göz duvarının arkasından beyin omurilik sıvısının olduğu bölgeye saplandı. Ben acıdan dolayı bağırınca röntgen çektirdi" dedi
Doktorun kendisini hastaneye bırakıp kaçtığını iddia eden Yılmaz, "Durumun ciddiyetini anlayınca beni Uludağ Üniversitesi Hastanesinin Acil bölümüne getirip gitti. Burada yapılan inceleme sonrası vidanın beyin omurilik sıvısının olduğu yere saplandığı görüldü. Daha sonra uzman hekimler bir araya gelip, ameliyat için karar aldılar. Ameliyat öncesi bana hayatımı kaybedebileceğimi söylediler. Ben artık çocuklarımla helalleşip vedalaştım. Çok şükür ameliyattan sağ salim çıktım. Bu süreçlerde diş hekimi hiç bir zaman yanımda olup mağduriyetimi gidermedi, hatta ödediğim ücreti dahi geri iade etmedi. Üstüne üstelik benimle dalga geçer gibi konuştu. Bunların hepsi belgeli. Ben yetkililerden devlet büyüklerimizden bu konuyla ilgilenilmesini istiyorum. Benim iki çocuğum var. Bana bir şey olsaydı bunların hesabını kim verecekti ? Şimdi dava sürecine girdik. Kendisinden şikayetçi oldum" diye konuştu.
Öte yandan, kendisine yönelik suçlamalara daire konuşan doktor A.D., "Tıbbi bir komplikasyondan dolayı böyle bir olay gerçekleşti. Kendisi benimle ilgili bu konuda yasal yollara başvuru yaptı, fakat benim böyle bir tavrım olmadı" ifadelerini kullandı.
Yılmaz'ı sağlığına kavuşturan doktorların başarılı ameliyatı, Amerika'da literatüre girip dergilere konu oldu

Beşinci hastalık nedir, belirtileri neler? Beşinci hastalık bulaşma yolları

Tarafından: NTV
21 Nisan 2024 at 11:40
Beşinci hastalık nedir, belirtileri neler? Beşinci hastalık bulaşma yolları

Çeşitli bulaşıcı hastalıklarla karıştırılabilen beşinci hastalık, sıklıkla 5-15 yaş arası çocuklarda görülüyor. Yanaklarda oluşan döküntülerden dolayı "tokatlanmış yanak sendromu" adıyla da bilinen beşinci hastalık çeşitli belirtilerle kendisini gösteriyor. Peki, beşinci hastalık nedir, belirtileri neler?

Parvovirüs ‌B19 virüsü yani beşinci hastalık, kişiden kişiye solunum ya da damlacık yoluyla geçerek bulaşır. Yanaklarda oluşan döküntüden dolayı "tokatlanmış yanak sendromu" diye de anılır. Genelde damlacık yolu ile bulaşsa da kan ürünleri ve vertikal olarak anneden fetüse bulaşabilen çok bulaşıcı bir virüstür. Yanaklarda döküntü başladığı zamanda artık bulaşıcı değildir. İnkübasyon süresi 2-3 haftadır.Ellerde ve ayaklarda eklemler tutulabilir, buna "eldiven çorap sendromu" denir. Alyuvar ve akyuvarların öncü hücrelerinin çoğalmasını engelleyerek aplastik anemiye veya nötropeniye neden olabilir.BEŞİNCİ HASTALIK BELİRTİLERİ NELER? Beşinci hastalık sıklıkla hiçbir hastalık belirtisi göstermeksizin ya da hafif hastalık belirtileriyle veya ateş, lenf bezlerinde şişkinlik, baş ağrısı ve huzursuzluk belirtilerinin görüldüğü hafif bir gribal enfeksiyon gibi seyretmektedir. Beşinci hastalığın ilk döküntü oluşma evresinde bulaşıcılık ihtimali yüksektir ancak döküntülerin azalması ile birlikte bulaşıcı olma ihtimali de giderek azalır.BEŞİNCİ HASTALIKTAN KORUNMA YOLLARI Parvovirüs enfeksiyonuna karşı bir aşı tedavisi bulunmamaktadır fakat enfeksiyonun oluşmaması için şu yöntemlerden yararlanılabilir: Ellerin sık sık sabun ve su ile yıkamak Enfekte olma ihtimali olan kişilerle yakın temastan kaçınmak Hapşırma veya öksürme esnasında ağzı kapatmak Buruna, ağza veya gözlere dokunmaktan kaçınmak

Uzmanlar uyardı: "Bir sonraki pandemi grip virüsünden kaynaklanacak"

Tarafından: NTV
20 Nisan 2024 at 16:58
Uzmanlar uyardı:

Bilim insanlarına göre "grip virüsü", yakın gelecekte yeni bir salgını tetikleme olasılığı en yüksek patojen. Bilim insanlarının yüzde 57'si grip virüsünün bir sonraki pandemiyi tetikleyeceğini düşünürken, yüzde 21'i henüz tanımlanmamış bir virüs olan "Hastalık X" ihtimaline ağırlık veriyor. Lassa, Nipah, Ebola ve Zika virüsleri gibi diğer ölümcül virüsler ise, bilim insanlarının yalnızca yüzde 1 ila yüzde 2'si tarafından bir sonraki pandeminin olası kaynağı olarak değerlendiriliyor.

Uluslararası bir araştırmada bilim insanlarının yüzde 57'si "bir grip virüsü" türünün, bir sonraki ölümcül pandeminin nedeni olacağını düşünüyor. Çalışmayı yürüten Köln Üniversitesi'nden Jon Salmanton-García, gribin dünyanın en büyük pandemi tehdidi olduğu inancının, gribin sürekli geliştiğini ve mutasyona uğradığını gösteren uzun vadeli araştırmalara dayandığını söyledi. Garcia, "Her kış grip virüsü ortaya çıkar. Bu salgınları küçük salgınlar olarak tanımlayabilirsiniz. Yeterince öldürücü olmadığı için az ya da çok kontrol altındalar; ancak bu durum sonsuza kadar böyle kalmayacak" diye konuştu.GRİPTEN SONRA EN YÜKSEK OLASILIK: "HASTALIK X" Araştırmaya katılan uzmanların yüzde 21'ine göre, gripten sonra pandeminin bir sonraki en olası nedeni, bilim tarafından hala bilinmeyen ve "Hastalık X" olarak adlandırılan bir virüs olabilir. Bu bilim insanları bir sonraki salgının, tıpkı Covid-19'un nedeni olan Sars-CoV-2 virüsü gibi bir anda ortaya çıkacak, henüz tanımlanamayan bir mikroorganizmadan kaynaklanacağına inanıyor. Lassa, Nipah, Ebola ve Zika virüsleri gibi diğer ölümcül virüsler, bilim insanlarının yalnızca yüzde 1 ila yüzde 2'si tarafından ciddi küresel tehdit olarak değerlendirildi.

Emine Erdoğan: Türkiye tamamlayıcı tıpta cazibe merkezi olacak

Tarafından: NTV
19 Nisan 2024 at 21:20
Emine Erdoğan: Türkiye tamamlayıcı tıpta cazibe merkezi olacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Türkiye'nin tamamlayıcı tıpta dünya için cazibe merkezi olacağını ifade etti. Emine Erdoğan, topraklarının zengin şifa birikiminin, Sağlık Bakanlığınca patenti alınan "Anadolu Tıbbı" markası altında daha da geliştirilerek insanlığın istifadesine sunulacak olmasının ümit verici bir gelişme olduğunu dile getirdi.

Emine Erdoğan, İstanbul'da bir otelde Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ev sahipliğinde düzenlenen "DSÖ-Bitkisel İlaçlar İçin Düzenleyici İşbirliği Ağı (IRCH) 15. Yıllık Toplantısı" ile "Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Kılavuz ve Strateji Geliştirme Çalıştayı"nda yaptığı konuşmada, Türkiye'den ve dünyanın farklı yerlerinden gelen bilim insanları ile buluşmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi. Sağlığı korumanın ve hastalıklardan arınmanın, var olduğu günden bu yana insanlığın ortak derdi olduğunu dile getiren Erdoğan, bu yolda birbirine eklenerek kar topu gibi büyüyen tecrübelerin insanlık tarihinin tüm birikiminden izler taşıdığını belirtti. Erdoğan, sahip oldukları bu hazinenin, Doğu'nun ve Batı'nın, geleneksel ve modernin ahenk içinde yoğrulmasının eşsiz bir sembolü olduğunu kaydederek, "Yüzyıllar boyunca hekimler, 'Biz insanı en güzel biçimde yarattık.' ayetikerimesinin bir tezahürü olarak, kutsal kabul edilen sağlığı korumak ve bu uğurda tedavi yöntemleri geliştirmek için tabiatı incelemiş, yaratılan her şeyi hikmet nazarıyla satır satır okumuştur. Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş sayısız türü bünyesinde barındıran bitkiler alemidir. Bugün fitoterapi olarak bilinen bitkilerle tedavi, bilimsel geçerliliği olan, kanıta dayalı bir tedavi yöntemi halini almıştır." diye konuştu. "SAYISIZ ALİMİN KEŞİFLERİ VE KALEME ALDIKLARI ESERLER KEŞFEDİLMEYİ BEKLEMEKTEDİR" Bugün birçok hastalığın tedavisinde bitkilerden elde edilen ilaçlar kullanıldığını bildiklerine dikkati çeken Erdoğan, "Anadolu toprakları, sahip olduğu 3 bini endemik, toplam 12 bin bitki türüyle bitkilerle tedavi alanında müstesna bir yere sahiptir. Sadece bitki çeşitliliği açısından değil, üzerinde birçok önemli hekim ve bilim insanının yaşamış olması hasebiyle de Anadolu toprakları kadim tıp kaynakları açısından önemli bir konumdadır. Razi'den İbn Sina'ya, Hipokrat'tan Galen'e sayısız alimin keşifleri ve kaleme aldıkları eserler hala bilim insanlarımız tarafından keşfedilmeyi beklemektedir." ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, buna bir örnek olarak, geçen yıllarda tercümesini gerçekleştirdikleri "Kitabül Cemi Fil Edviyetül Müfrede" kitabından bahsetmek istediğini aktararak, şöyle devam etti: "13. yüzyılda yaşayan ve botanik biliminin kurucusu olarak kabul edilen İbnü'l Baytar'ın bu değerli eserinin ne yazık ki Türkçe tercümesi bulunmuyordu. 19. yüzyılda Batılı bilim insanları tarafından önemi fark edilerek çeşitli dillere çevrilmiş olan bu eseri Türkçeye kazandırmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ancak elbette yeterli görmüyoruz. Ülkemizin bu anlamda büyük bir potansiyeli ve mirası var. Bu mirasın modern bilimin süzgecinden geçerek günümüze kazandırılmasının, insan hayatına eşsiz bir katkı sunacağı kanaatindeyim." Tıp alanında miras aldıkları bu köklü geçmişe sahip çıkmayı, milli ve vicdani bir sorumluluk olarak gördüklerine işaret eden Erdoğan, bu nedenle yürüttükleri çalışmaların bu sorumluluk duygusunun bir sonucu olduğunu söyledi. Emine Erdoğan, hastalıklarla mücadelenin, biçim değiştirse de her dönem insanlığın temel uğraş konularından biri olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: "Teknolojinin gelişmesiyle teşhiste katedilen mesafenin önemini yadsıyamayız. Ancak diğer taraftan artan kronik hastalıklar ve aşırı ilaç kullanımı tüm dünyada sağlık politikalarını yeniden gözden geçirmenin zorunlu olduğu kanısını güçlendirmiştir. Bu noktada DSÖ geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerinin ülkelerin sağlık sistemlerine dahil edilmesini teşvik etmektedir." Tarihi öğretilerin gün yüzüne çıkarılıp modern uygulamalara entegrasyonunda üzerlerine düşeni yerine getirmek için 2012 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları (GETAT) Dairesi Başkanlığı kurulduğunu aktaran Erdoğan, gerekli mevzuat düzenlemesi yapıldığını vurguladı. "SAYISIZ ALİMİN KEŞİFLERİ VE KALEME ALDIKLARI ESERLER KEŞFEDİLMEYİ BEKLEMEKTEDİR" Emine Erdoğan, 2014 yılında yürürlüğe giren Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği'nin bu çerçevede önemli bir adım olduğundan bahsederek, şunları söyledi: "Bu sayede Sağlık Bakanlığı öncülüğünde, birçok üniversitede GETAT eğitim ve uygulama merkezleri açıldı. Ancak GETAT uygulamalarının bilimsel ve akademik bir zeminde yürütülmesi son derece önemli. Bu minvalde geçtiğimiz aylarda ülkemizin saygın araştırma kuruluşlarından biri olan TÜBİTAK Başkanlığımız tarafından geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın araştırılmasına yönelik proje çağrısına çıkıldı. Akademik çalışmaların ve bilim insanlarının GETAT uygulamalarına gösterdiği ilginin son derece önemli olduğunu düşünüyorum." Bu sayede Türkiye'nin GETAT uygulamalarında önde gelen ülkelerden biri ve tüm dünya için bir cazibe merkezi olacağına emin olduğunu vurgulayan Erdoğan, topraklarının zengin şifa birikiminin, Sağlık Bakanlığınca patenti alınan "Anadolu Tıbbı" markası altında daha da geliştirilerek insanlığın istifadesine sunulacak olmasının ümit verici bir gelişme olduğunu dile getirdi. Emine Erdoğan, başta Sağlık Bakanlığı ve DSÖ olmak üzere organizasyonda emeği geçenlere ve katılımcılara katkıları için teşekkür etti. Hz. Muhammed'in "Sağlık, vücutları sağlam insanların başına konmuş bir taçtır. Onu ancak hastaların gözü görür." hadis-i şerifini aktaran Erdoğan, "Hastalığın değil, şifanın merkeze alındığı, geleneğin hak ettiği itibara yeniden kavuşarak hayatımıza hikmeti ve şefkati kazandırdığı bir dünyayı, hep birlikte inşa edebilmeyi diliyorum." şeklinde konuştu. Emine Erdoğan, katılımcılarla aile fotoğrafı çektirdi Emine Erdoğan, programa katılan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sağlık Bakan Yardımcısı Huzeyfe Yılmaz, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İhsan Ateş, DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge, DSÖ Geleneksel, Tamamlayıcı ve Entegratif Tıp Birimi Sorumlusu/ DSÖ-IRCH Sekreterya Grup Başkanı Dr. Kim Sungchol ve DSÖ-IRCH Sekreterya Grup Başkan Yardımcısı Dr. Charles Wu ile aile fotoğrafı çektirdi. Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu (TÜMATA) tarafından mini konser verilen programda, çalıştayla ilgili tanıtım videosu izletildi. Programda, Sağlık Bakanı Koca ve DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Kluge konuşma yaptı. Konuşmaların ardından, Sağlık Bakanı Koca, Emine Erdoğan'a geleneksel tıbbın simgesi olan "Hayat Ağacı"nı hediye olarak takdim etti. Emine Erdoğan daha sonrasında beraberindekilerle Sağlık Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan "Anadolu'da Tıbbın Tarihi" sergisini ziyaret etti. Sergide, geleneksel tıp yöntemlerinin yer aldığı kitaplar ve bitkiler tanıtılıyor.

Bakan Koca açıkladı: MHRS’deki sorunların çözümü için yeni kararlar

Tarafından: NTV
19 Nisan 2024 at 14:37
Bakan Koca açıkladı: MHRS’deki sorunların çözümü için yeni kararlar

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ndeki (MHRS) sorunların çözümüne ilişkin alınan yeni kararları duyurdu. Gelemeyeceği randevuları iptal etmeyen hastalar durumun ilkinde 15 gün içerisinde aynı branşa randevu alamayacak. Aynı şekilde randevusuna ikinci kez gelmediğinde 15 gün içerisinde tüm branşlardan randevu alamayacak. Bakan Koca, randevu iptal süresinin de sınırlandırıldığını duyurdu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden alınan hastane randevularına ilişkin yeni düzeni duyurdu. MHRS’deki sorunları temel faktörleriyle ele aldıklarını ifade eden Bakan Koca, "Randevu sorununa karşı hem vatandaşlarımızı hem de hekimlerimizi memnun edecek bir çözüm oluşturduk." dedi. Öncelikle iptal edilmeyen randevulardan kaynaklanan, kullanılamayan kapasiteyi diğer vatandaşların kullanımına açacaklarını belirten Bakan Koca, "Gelemeyeceği randevuyu iptal etmeyen vatandaşlarımız söz konusu durumun ilkinde 15 gün içerisinde aynı branşa randevu alamayacak. Aynı şekilde randevusuna ikinci kez gelmediğinde 15 gün içerisinde tüm branşlardan randevu alamayacak." ifadelerini kullandı. RANDEVU İPTAL SÜRESİNDE DEĞİŞİKLİK Son dakika iptalleri nedeniyle atıl kapasite oluşmaması için randevu iptal süresini, en geç bir önceki gün saat 23.59’la sınırlandırdıklarını da dile getiren Bakan Koca, "İptal edilen randevular yerine, muayene saatinden 1 saat öncesine kadar yeni randevu verebileceğiz. Böylelikle daha fazla hastamızın randevu almasını ve kapasitenin verimli kullanılmasını sağlamış olacağız." dedi.

Bilim insanları beyinde mikroplastik buldu

Tarafından: NTV
18 Nisan 2024 at 11:01
Bilim insanları beyinde mikroplastik buldu

Bilim insanları insanların safra taşlarında ve farelerin beyinlerinde mikroplastik buldu. Uzmanlar mikroplastiklerin yok olmayacağı, yalnızca parçalanıp küçüleceği konusunda uyarıyor.

Mikroplastikler artık soluduğumuz hava, içtiğimiz su ve yediğimiz yiyecekler dahil her yere yayıldı. Yeni bir araştırmaya göre, bu küçük parçacıkların beyne ve diğer organlara bile sızabileceği ortaya çıktı. Araştırma süresince sağlıklı fareler dört ila sekiz hafta gibi nispeten kısa bir süre boyunca mikroplastik içeren besinlere maruz bırakıldı. Bilim insanları, bu maddelerin hayvanların karaciğerlerinde, böbreklerinde ve beyinlerinde hasara neden olabileceğini buldu. Bir diğer araştırma ise mikroplastiklerin insanların safra keselerinde bulunduğunu, bunların safra taşı oluşumuna katkıda bulunduğunu, bunun da pankreatite ve pankreas kanseri riskinin artmasına neden olabileceğini ortaya çıkardı.

KÜÇÜK MİKROPLASTİKLER DAHA RAHAT YAYILIYOR Daha küçük mikroplastik içenlerin safra taşları, daha büyük içenlere göre önemli ölçüde daha ağırdı; bu da, daha küçük mikroplastiklerin organlara daha kolay nüfuz ettiğini gösteriyor. Bu yeni çalışmalar mikroplastiklerin gıdalardan vücuttaki birçok organa ne kadar hızlı bir şekilde ulaşabildiğini gösterdiği için çok önemli. Bilim insanları mikroplastiklerin sağlığımızı etkileyebileceği tüm yolları araştırmaya devam ediyor. Son bulgulara göre mikroplastikler kanser ve hatta demans riskinin artması da dahil olmak üzere birçok olumsuz etkiye neden olabiliyor. Uzmanlar vücudumuzda biriken mikroplastiklerden asla kurtulamayacağımızdan şüpheleniyor.

Yaz gelmeden sivrisinekler geldi

Tarafından: NTV
18 Nisan 2024 at 10:44
Yaz gelmeden sivrisinekler geldi

Sıcaklıkların erken gelmesiyle İstanbul'da sivrisinekler yaz gelmeden ortaya çıktı. Bu durum beraberinde bazı hastalıkları da getirebiliyor.

❌
❌