Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Dün — 28 Mayıs 2024NTV

Müze faresinin Bodrum bağlantısı: Sultan1966 her şeyi satmış

Tarafından: NTV
28 Mayıs 2024 at 08:27
Müze faresinin Bodrum bağlantısı: Sultan1966 her şeyi satmış

Sultan1966 ismiyle internette tarihi eserleri satan eski müze çalışanı İngiltere'nin gündeminde. Kıdemli bir küratör olan Peter Higgs, 30 yıldır çalıştığı British Museum tarafından bazı eserleri çalmak, eritmek, satmak ve onlara zarar vermekle suçlanıyor. Higgs, Bodrum'da bulunan Helenistik döneme ait eserlere ilişkin kitap yazdığı için Bodrum1966'lı bir mail adresi de kullandı. ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), British Museum'a ait olduğu düşünülen yüzlerce eserin ABD'li alıcılara satışı hakkında bir soruşturma yürütüyor. Higgs'in, British Museum'a ait çok sayıda eseri 10 yıl boyunca eBay'den sattığı belirtiliyor.

ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), British Museum'a ait olduğu düşünülen yüzlerce eserin ABD'li alıcılara satışı hakkında bir soruşturma yürütüyor. BBC'nin edindiği bilgiye göre ABD kolluk kuvvetleri, Washington'daki bir koleksiyoncuya satılan 268 parçanın iadesi için de başvuruyu ele alıyor. Müze yönetimi bu parçaların kendi envanterlerinde olduğu iddia ediyor. Dünyanın ve İngiltere’nin en büyük müzelerinden biri olan British Museum, geçen yıl koleksiyonundaki bazı antik mücevher, takı ve diğer eserlerin kaybolduğunu, çalındığını ya da hasar gördüğünü duyurmuştu.

New Orleans'ta yaşayan bir alıcı BBC'ye yaptığı açıklamada bir FBI ajanının kendisine e-posta göndererek eBay'den satın aldığı iki parça hakkında bilgi istediğini söyledi. Bu parçaların artık kendisinde olmadığını belirten alıcı, yetkililerin de henüz nerede olduklarını tespit edemediğini düşünüyor.

1500 ESER ÇALINDI VEYA KAYIP British Museum, çalındığı ya da kaybolduğu tahmin edilen 1500 eserden şu ana kadar 626'sının geri getirildiğini açıkladı. 100 eserin ise bulunduğu ancak henüz müzeye ulaşmadığı kaydedildi. Çalındığı düşünülen eserlerin büyük çoğunluğu henüz kayıt altına alınmamıştı. Müze bu yüzden eserlerin koleksiyonundan geldiğini kanıtlamanın yollarını arıyor.

Kıdemli bir küratör olan Peter Higgs, British Museum tarafından bazı eserleri çalmak, eritmek, satmak ve onlara zarar vermekle suçlanıyor. Davayı gören mahkemeye sunulan belgelere göre müze, Higgs'in en az 10 yıl boyunca müzenin depolarından, çoğunlukla kaydı henüz yapılmamış eserler çaldığını ve sattığını iddia ediyor. Müze, Higgs'in yaklaşık 100 bin sterlin (127 bin dolar) değerinde eser çaldığını ve bu eserleri Amerikalı ikinci el satış ve açık artırma platformu eBay'deki en az 45 alıcıya sattığını öne sürüyor. Higgs ise bu iddiaları reddediyor.

SULTAN1966 İSMİNİ KULLANDI eBay'deki üç alıcı, "sultan1966" adlı satıcının kendisini "Paul Higgins" veya "Paul" olarak tanıttığını söylüyor. Mahkeme belgelerinde British Museum, Higgs'in "sultan1966" hesabının kendisine ait olduğunu kabul ettiğini belirtiyor. New Orleans'lı alıcı Tonio Birbiglia BBC'ye yaptığı açıklamada "sultan1966"dan iki ürün satın aldığını söyledi. BBC, FBI'ın soruşturması kapsamında gösterdiği eBay kayıtlarını Birbiglia'nın makbuzlarıyla karşılaştırarak bu bilgiyi teyit etti. British Museum bu eserleri henüz incelemediği için kendi koleksiyonuna ait olup olmadıklarını bilmiyor. Eserlerden biri Birbiglia'nın Mayıs 2016'da 42 sterline (53 dolar) satın aldığı, Roma aşk tanrısı Cupid'i yunusa binerken tasvir eden bir mücevher. Diğeri ise 170 sterline (217 dolar) satın aldığı, bokböceği işlemeli turuncu bir mücevher. FBI'ın kendisiyle iletişime geçtiği dönemde bir antika dükkanında çalışan Birbiglia, şaşkınlığa uğradığını, mücevherleri muhtemelen satmak için aldığını ve "olayların hiçbirini hatırlamadığını" söyledi. Konuyla ilgili daha fazla bilgi istediğini söyleyen Birbiglia, FBI ve British Museum'ın kendisiyle tekrar iletişime geçmediğini belirtti. BBC'nin edindiği bilgiye göre FBI, aynı satıcı tarafından satılan ve Washington DC'de bulunan 268 eseri daha inceliyor. Alıcıya yakın bir kaynak BBC'ye yaptığı açıklamada, sultan1966'dan eBay üzerinden ürün satın aldığını, daha sonra aynı satıcıyla e-posta yoluyla doğrudan iletişim kurduğunu ve ürünler için 7 bin sterline (9 bin dolar) kadar ödeme yaptığını aktardı. Kaynağa göre satıcı işlemler sırasında "Paul Higgins" adını kullandı.

Aynı kişinin ABD dışına da satış yaptığına inanılıyor. British Museum'ı hırsızlıklar konusunda ilk kez uyaran kişi olan Danimarkalı antika tüccarı Dr. Ittai Gradel, Hamburg, Köln, Paris ve Hong Kong da dahil olmak üzere çeşitli şehirlerdeki alıcılara satılan eserlerin izini sürdü. Kendisinin iyi niyetle satın aldığı ve daha sonra başka bir özel koleksiyoncuya sattığı mücevherlerden bazıları Almanya'nın Idar-Oberstein kentindeki Deutsches Edelsteinmuseum'da sergilendi. Bu mücevherler bir sergi için müzeye ödünç verilmişti. Mücevherlerden birinin 2. yüzyılda, obsidyen adlı volkanik camdan yapılmış nadir bir Herkül başı olduğu düşünülüyor. Dr. Ittai Gradel, 2017 yılında Higgs olduğu düşünülen kişiyle yaptığı özel bir anlaşmada eser için 300 sterlin (382 dolar) ödediğini söylüyor. Satıcı Paul Higgins takma adını kullanıyordu. BBC tarafından görülen e-postalarda Higgins adlı kişi, eserin büyükannesinden kardeşine miras kaldığını söylüyor. British Museum, her iki mücevherin de kendi koleksiyonuna ait olduğuna inanıyor. Mücevherlerin olayların ardından İngiltere'ye götürüldüğü ve müze personeline teslim edildiği aktarılıyor.

BODRUM1966 MAİL ADRESİ

İngiltere'deki olayın ilk izleri 2022 yılında görülmeye başlandı. İlk haberlerde, müzenin koleksiyonunda bulunan 2.000'den fazla parçanın birer birer çalındığı ve internet siteleri aracılığıyla dünyanın dört bir yanındaki tarihi eser tüccarlarına satıldığı belirtildi. 

Danimarka'da yaşayan akademisyen ve değerli taş tüccarı Ittai Gradel, 10 yıl kadar önce bir ikinci el satış sitesinde dolaşırken satışta olan önemli eserleri görmeye başladı. 

Sultan1966 adlı bir kullanıcı, 19'uncu yüzyıla ait bir antika eser satıyordu. Gradel, satılan parçayı görür görmez biçilen fiyattan çok daha değerli bir şey olduğunu anladı. Akikten yapılmış olan eser, 2'nci yüzyıldan kalma yılan saçlı bir Roma Medusa'sıydı. Gradel, 15 sterlin artı nakliye ücretini ödeyip satın aldığı parçayı, birkaç bin sterlin karşılığında bir koleksiyonere sattı.

DEĞERLİ PARÇALARI UCUZA SATTI İlerleyen dönemde Sultan1966, çok değerli parçaları gülünç denecek kadar düşük fiyatlara satmaya devam etti. Örneğin 150 sterline bir yüzük aldı Gradel. Bu yüzüğün Antik Mısır'da hüküm süren Ptolemaios Krallığı dönemine ait bir parçanın kopyası olduğunu düşünüyordu. Ancak paketi açtığında gözlerine inanamadı. Yüzük 2.000 yıldan daha eskiye ait bir orijinaldi. Bunu gören Gradel, Sultan1966'ya sattığı yüzüğe çok düşük fiyat biçtiğini bildirip fazladan 500 sterlin daha gönderdi. Ticaret bu şekilde devam ederken, Gradel durumdan şüphelenmeye başladı. 2016 yılında yaşanan bu ticaretin ardındanr Gradel, satıştaki bazı eserlerin Brisih Museum katologlarında olduğunu anladı.   Bu olaydan dört yıl sonra İngiltere'nin en önemli müzelerinden British Museum'un internet sitesinde dolaşmakta olan Gradel, Sultan1966'nın ilanındaki eserin aynısını gördü. Yakın zamanda çekildiği belli olan fotoğrafın yanında, bu parçanın halihazırda müzenin koleksiyonunda yer aldığı belirtiliyordu. Gradel bunun üzerine Sultan1966'ya yaptığı ödemeleri gözden geçirmeye karar verdi. Satış sitesi üzerindeki adı Paul Higgins olan kullanıcının ödeme uygulamasındaki ismi Peter Higgs'di. Gradel başlangıçta buradan pek anlam çıkaramasa da Sultan1966'nın sattığı başka eserleri satın alan arkadaşı Rolf von Kiaer'le konuşunca yapbozun parçaları yerine oturmaya başladı. Zira şaşkınlık içindeki Kiaer, Gradel'e, "Ittai, British Museum'da bu isimde bir küratör olduğunun farkındasın değil mi?" demişti. Gradel'in tüyleri diken diken olmuştu. Deliller yavaş yavaş toplanıyordu. Paul Higgins'in "Bodrum1966" ile başlayan e-posta adresi de önemli bir ipucuydu. Buradaki Bodrum, Muğla'nın ilçesi olan Bodrum'du. Higgs geçmişte Bodrum'daki kazılarda bulunan ve British Museum'da sergilenen Helenistik dönem heykellerine dair bir kitap kaleme almıştı. En önemlisi de Twitter kullanıcı adı @sultan1966'ydı. British Museum olayın ortaya çıkmasının ardından yaptığı açıklamada,  koleksiyondaki bazılarının geçmişi MÖ 15'inci yüzyıla uzanan parçaların ortadan kaybolmasından sonra bir çalışanın işten çıkarıldığı duyurdu. Açıklamada ayrıca müzedeki güvenlikle ilgili de bağımsız bir soruşturma yapılacağı ve kayıp eserlerin bulunması için bir program başlatılacağı bildirildi. Bu açıklamadan birkaç gün sonra işten çıkarılan kişinin Higgs olduğu anlaşıldı. Williams da günlük görevlerinden el çektirildi. 30 yılı aşkın zamandır British Museum'da çalışan Higgs, kurumun temel direklerinden biriydi. Kaçırılan eserleri belirleyen "Anıt Adamlar" grubunun üyelerinden biri olan Higgs, geçmişte verdiği röportajlarda alanı hakkında tutkuyla konuşuyor ve daha küçük bir çocukken antik eserlere nasıl âşık olduğunu anlatıyordu. Müzeden aldığı maaşla geçiniyor gibi görünüyor, oldukça mütevazı bir hayat yaşıyordu.

Müze faresinin Bodrum bağlantısı: Sultan1996 her şeyi satmış

Tarafından: NTV
28 Mayıs 2024 at 08:27
Müze faresinin Bodrum bağlantısı: Sultan1996 her şeyi satmış

Sultan1996 ismiyle internette tarihi eserleri satan eski müze çalışanı İngiltere'nin gündeminde. Kıdemli bir küratör olan Peter Higgs, 30 yıldır çalıştığı British Museum tarafından bazı eserleri çalmak, eritmek, satmak ve onlara zarar vermekle suçlanıyor. Higgs, Bodrum'da bulunan Helenistik döneme ait eserlere ilişkin kitap yazdığı için Bodrum1996'lı bir mail adresi de kullandı. ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), British Museum'a ait olduğu düşünülen yüzlerce eserin ABD'li alıcılara satışı hakkında bir soruşturma yürütüyor. Higgs'in, British Museum'a ait çok sayıda eseri 10 yıl boyunca eBay'den sattığı belirtiliyor.

ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), British Museum'a ait olduğu düşünülen yüzlerce eserin ABD'li alıcılara satışı hakkında bir soruşturma yürütüyor. BBC'nin edindiği bilgiye göre ABD kolluk kuvvetleri, Washington'daki bir koleksiyoncuya satılan 268 parçanın iadesi için de başvuruyu ele alıyor. Müze yönetimi bu parçaların kendi envanterlerinde olduğu iddia ediyor. Dünyanın ve İngiltere’nin en büyük müzelerinden biri olan British Museum, geçen yıl koleksiyonundaki bazı antik mücevher, takı ve diğer eserlerin kaybolduğunu, çalındığını ya da hasar gördüğünü duyurmuştu.

New Orleans'ta yaşayan bir alıcı BBC'ye yaptığı açıklamada bir FBI ajanının kendisine e-posta göndererek eBay'den satın aldığı iki parça hakkında bilgi istediğini söyledi. Bu parçaların artık kendisinde olmadığını belirten alıcı, yetkililerin de henüz nerede olduklarını tespit edemediğini düşünüyor.

1500 ESER ÇALINDI VEYA KAYIP British Museum, çalındığı ya da kaybolduğu tahmin edilen 1500 eserden şu ana kadar 626'sının geri getirildiğini açıkladı. 100 eserin ise bulunduğu ancak henüz müzeye ulaşmadığı kaydedildi. Çalındığı düşünülen eserlerin büyük çoğunluğu henüz kayıt altına alınmamıştı. Müze bu yüzden eserlerin koleksiyonundan geldiğini kanıtlamanın yollarını arıyor.

Kıdemli bir küratör olan Peter Higgs, British Museum tarafından bazı eserleri çalmak, eritmek, satmak ve onlara zarar vermekle suçlanıyor. Davayı gören mahkemeye sunulan belgelere göre müze, Higgs'in en az 10 yıl boyunca müzenin depolarından, çoğunlukla kaydı henüz yapılmamış eserler çaldığını ve sattığını iddia ediyor. Müze, Higgs'in yaklaşık 100 bin sterlin (127 bin dolar) değerinde eser çaldığını ve bu eserleri Amerikalı ikinci el satış ve açık artırma platformu eBay'deki en az 45 alıcıya sattığını öne sürüyor. Higgs ise bu iddiaları reddediyor.

SULTAN1996 İSMİNİ KULLANDI eBay'deki üç alıcı, "sultan1966" adlı satıcının kendisini "Paul Higgins" veya "Paul" olarak tanıttığını söylüyor. Mahkeme belgelerinde British Museum, Higgs'in "sultan1966" hesabının kendisine ait olduğunu kabul ettiğini belirtiyor. New Orleans'lı alıcı Tonio Birbiglia BBC'ye yaptığı açıklamada "sultan1966"dan iki ürün satın aldığını söyledi. BBC, FBI'ın soruşturması kapsamında gösterdiği eBay kayıtlarını Birbiglia'nın makbuzlarıyla karşılaştırarak bu bilgiyi teyit etti. British Museum bu eserleri henüz incelemediği için kendi koleksiyonuna ait olup olmadıklarını bilmiyor. Eserlerden biri Birbiglia'nın Mayıs 2016'da 42 sterline (53 dolar) satın aldığı, Roma aşk tanrısı Cupid'i yunusa binerken tasvir eden bir mücevher. Diğeri ise 170 sterline (217 dolar) satın aldığı, bokböceği işlemeli turuncu bir mücevher. FBI'ın kendisiyle iletişime geçtiği dönemde bir antika dükkanında çalışan Birbiglia, şaşkınlığa uğradığını, mücevherleri muhtemelen satmak için aldığını ve "olayların hiçbirini hatırlamadığını" söyledi. Konuyla ilgili daha fazla bilgi istediğini söyleyen Birbiglia, FBI ve British Museum'ın kendisiyle tekrar iletişime geçmediğini belirtti. BBC'nin edindiği bilgiye göre FBI, aynı satıcı tarafından satılan ve Washington DC'de bulunan 268 eseri daha inceliyor. Alıcıya yakın bir kaynak BBC'ye yaptığı açıklamada, sultan1966'dan eBay üzerinden ürün satın aldığını, daha sonra aynı satıcıyla e-posta yoluyla doğrudan iletişim kurduğunu ve ürünler için 7 bin sterline (9 bin dolar) kadar ödeme yaptığını aktardı. Kaynağa göre satıcı işlemler sırasında "Paul Higgins" adını kullandı.

Aynı kişinin ABD dışına da satış yaptığına inanılıyor. British Museum'ı hırsızlıklar konusunda ilk kez uyaran kişi olan Danimarkalı antika tüccarı Dr. Ittai Gradel, Hamburg, Köln, Paris ve Hong Kong da dahil olmak üzere çeşitli şehirlerdeki alıcılara satılan eserlerin izini sürdü. Kendisinin iyi niyetle satın aldığı ve daha sonra başka bir özel koleksiyoncuya sattığı mücevherlerden bazıları Almanya'nın Idar-Oberstein kentindeki Deutsches Edelsteinmuseum'da sergilendi. Bu mücevherler bir sergi için müzeye ödünç verilmişti. Mücevherlerden birinin 2. yüzyılda, obsidyen adlı volkanik camdan yapılmış nadir bir Herkül başı olduğu düşünülüyor. Dr. Ittai Gradel, 2017 yılında Higgs olduğu düşünülen kişiyle yaptığı özel bir anlaşmada eser için 300 sterlin (382 dolar) ödediğini söylüyor. Satıcı Paul Higgins takma adını kullanıyordu. BBC tarafından görülen e-postalarda Higgins adlı kişi, eserin büyükannesinden kardeşine miras kaldığını söylüyor. British Museum, her iki mücevherin de kendi koleksiyonuna ait olduğuna inanıyor. Mücevherlerin olayların ardından İngiltere'ye götürüldüğü ve müze personeline teslim edildiği aktarılıyor.

BODRUM1996 MAİL ADRESİ

İngiltere'deki olayın ilk izleri 2022 yılında görülmeye başlandı. İlk haberlerde, müzenin koleksiyonunda bulunan 2.000'den fazla parçanın birer birer çalındığı ve internet siteleri aracılığıyla dünyanın dört bir yanındaki tarihi eser tüccarlarına satıldığı belirtildi. 

Danimarka'da yaşayan akademisyen ve değerli taş tüccarı Ittai Gradel, 10 yıl kadar önce bir ikinci el satış sitesinde dolaşırken satışta olan önemli eserleri görmeye başladı. 

Sultan1966 adlı bir kullanıcı, 19'uncu yüzyıla ait bir antika eser satıyordu. Gradel, satılan parçayı görür görmez biçilen fiyattan çok daha değerli bir şey olduğunu anladı. Akikten yapılmış olan eser, 2'nci yüzyıldan kalma yılan saçlı bir Roma Medusa'sıydı. Gradel, 15 sterlin artı nakliye ücretini ödeyip satın aldığı parçayı, birkaç bin sterlin karşılığında bir koleksiyonere sattı.

DEĞERLİ PARÇALARI UCUZA SATTI İlerleyen dönemde Sultan1966, çok değerli parçaları gülünç denecek kadar düşük fiyatlara satmaya devam etti. Örneğin 150 sterline bir yüzük aldı Gradel. Bu yüzüğün Antik Mısır'da hüküm süren Ptolemaios Krallığı dönemine ait bir parçanın kopyası olduğunu düşünüyordu. Ancak paketi açtığında gözlerine inanamadı. Yüzük 2.000 yıldan daha eskiye ait bir orijinaldi. Bunu gören Gradel, Sultan1966'ya sattığı yüzüğe çok düşük fiyat biçtiğini bildirip fazladan 500 sterlin daha gönderdi. Ticaret bu şekilde devam ederken, Gradel durumdan şüphelenmeye başladı. 2016 yılında yaşanan bu ticaretin ardındanr Gradel, satıştaki bazı eserlerin Brisih Museum katologlarında olduğunu anladı.   Bu olaydan dört yıl sonra İngiltere'nin en önemli müzelerinden British Museum'un internet sitesinde dolaşmakta olan Gradel, Sultan1966'nın ilanındaki eserin aynısını gördü. Yakın zamanda çekildiği belli olan fotoğrafın yanında, bu parçanın halihazırda müzenin koleksiyonunda yer aldığı belirtiliyordu. Gradel bunun üzerine Sultan1966'ya yaptığı ödemeleri gözden geçirmeye karar verdi. Satış sitesi üzerindeki adı Paul Higgins olan kullanıcının ödeme uygulamasındaki ismi Peter Higgs'di. Gradel başlangıçta buradan pek anlam çıkaramasa da Sultan1966'nın sattığı başka eserleri satın alan arkadaşı Rolf von Kiaer'le konuşunca yapbozun parçaları yerine oturmaya başladı. Zira şaşkınlık içindeki Kiaer, Gradel'e, "Ittai, British Museum'da bu isimde bir küratör olduğunun farkındasın değil mi?" demişti. Gradel'in tüyleri diken diken olmuştu. Deliller yavaş yavaş toplanıyordu. Paul Higgins'in "Bodrum1966" ile başlayan e-posta adresi de önemli bir ipucuydu. Buradaki Bodrum, Muğla'nın ilçesi olan Bodrum'du. Higgs geçmişte Bodrum'daki kazılarda bulunan ve British Museum'da sergilenen Helenistik dönem heykellerine dair bir kitap kaleme almıştı. En önemlisi de Twitter kullanıcı adı @sultan1966'ydı. British Museum olayın ortaya çıkmasının ardından yaptığı açıklamada,  koleksiyondaki bazılarının geçmişi MÖ 15'inci yüzyıla uzanan parçaların ortadan kaybolmasından sonra bir çalışanın işten çıkarıldığı duyurdu. Açıklamada ayrıca müzedeki güvenlikle ilgili de bağımsız bir soruşturma yapılacağı ve kayıp eserlerin bulunması için bir program başlatılacağı bildirildi. Bu açıklamadan birkaç gün sonra işten çıkarılan kişinin Higgs olduğu anlaşıldı. Williams da günlük görevlerinden el çektirildi. 30 yılı aşkın zamandır British Museum'da çalışan Higgs, kurumun temel direklerinden biriydi. Kaçırılan eserleri belirleyen "Anıt Adamlar" grubunun üyelerinden biri olan Higgs, geçmişte verdiği röportajlarda alanı hakkında tutkuyla konuşuyor ve daha küçük bir çocukken antik eserlere nasıl âşık olduğunu anlatıyordu. Müzeden aldığı maaşla geçiniyor gibi görünüyor, oldukça mütevazı bir hayat yaşıyordu.

Doğu Demirkol'dan Filistin'e destek: Gösteri gelirlerini bağışlayacak

Tarafından: NTV
28 Mayıs 2024 at 02:17
Doğu Demirkol'dan Filistin'e destek: Gösteri gelirlerini bağışlayacak

Sosyal medya hesabından açıklama yapan komedyen ve oyuncu Doğu Demirkol, bu yaz gerçekleştireceği tüm açık hava gösterilerinin gelirlerini Filistin'e bağışlayacağını duyurdu.

Ünlü oyuncu ve komedyen Doğu Demirkol'dan, Instagram hesabından yaptığı paylaşımda, yaz boyunca gerçekleştirilecek açık hava gösterilerinin gelirlerini Filistin'e bağışlayacağını duyurdu. 

İsrail'in Refah'ta sivillerin bulunduğu çadır kenti bombalamasının ardından Demirkol, freepalestine (özgürfilistin) etiketi ile yaptığı paylaşımında, ''Bu yaz oynanacak açık hava oyunlarımın hepsinin bütün geliri Filistin'e gönderilecektir.'' ifadelerini kullandı.

İSRAİL SİVİLLERİ HEDEF ALDI

Dünya kamuoyundan gelen tüm baskılara rağmen, İsrail, Gazze'nin güneyinde sivillerin son sığınağı olan Refah'ta bir çadırkenti vurdu.

Son bilgilere göre ölü sayısı 45'e yükselmiş durumda. 200'den fazla da yaralı var. Hayatını kaybedenlerin yarısından fazlası kadın ve çocuk.

Dünden önceki günNTV

Kevin Costner tüm servetini bu filmlere adadı: Her şeyimi verdim

Tarafından: NTV
22 Mayıs 2024 at 10:03
Kevin Costner tüm servetini bu filmlere adadı: Her şeyimi verdim

Kurtlarla Dans, Robin Hood: Hırsızlar Prensi ve The Bodyguard gibi filmlerde yer alan ünlü aktör Kevin Costner, yeni filmi Horizon: An American Saga'yı çekebilmek için cebinden para vermek zorunda kaldığını açıkladı.

Hollywood'un usta oyuncuların Kevin Costner, yeni filmi “Horizon: An American Saga”yı Cannes Film Festivali'nde tanıttı. 69 yaşındaki oyuncu, 10 dakika boyunca alkışlanan filminin gösterimi esnasında duygulu anlar yaşadı.
Costner'ın dört filmden oluşan "An American Saga" serisinin bütçesini bulmakta zorlandığı iddia edilmişti. Oyuncu "Bu film için 20 milyon dolar harcadığımı söylemişlerdi. Bu doğru değil. Bu filme tam 38 milyon dolar harcadım. Gerçek bu. Gerçek rakam bu" dedi.
Costner, adını vermediği iki yatırımcı ile Horizon: An American Saga adlı ilk filmin yapımcılığını üstlendi. Dört filmden oluşan serinin ilk iki filmi bu yaz, sinemalarda vizyona girecek. Coster, şimdiden üçüncü filmi çekmeye başladı bile. Ancak son iki filmin bütçesinin hala yeterli olmadığı belirtildi.
Oyuncu "Ne olursa olsun o filmler çekilecek henüz bütçeyi bulamadık" ifadelerini kullandı. Yatırımcı arayışında olan Costner, "Her şeyimi bu filme verdim. İçinden geldiği gibi davranan, duygusal, parası olan ve Batı'ya gidecek birine ihtiyacım var" dedi.
Filmin kadrosunda Sienna Miller, Sam Worthington, Giovanni Ribisi, Jena Malone, Abbey Lee, Michael Rooker, Danny Huston, Luke Wilson, Isabelle Fuhrman, Tatanka Means, Owen Crow Shoe, Jamie Campbell Bower ve Thomas Haden Church gibi isimler yer alıyor.
Başrolde yer alan Kevin Costner filmin hem yönetmeni hem de senaristlerinden.
Film, İç Savaş'tan önce ve sonrasında 15 yıllık bir süreci kapsıyor.

Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık zirvede (17-19 Mayıs Türkiye gişesi)

Tarafından: NTV
21 Mayıs 2024 at 14:45
Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık zirvede (17-19 Mayıs Türkiye gişesi)

Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık filmi, vizyondaki ikinci haftasında da zirvede. 53 bin 537 seyirci tarafından izlenen filmi, animasyon türündeki Kung Fu Panda 4 takip etti. İşte 17-19 Mayıs hafta sonunda Türkiye'de en çok seyredilen 10 film ve seyirci sayıları...

10.  Üç Silahşörler: D'Artagnan 1.903
9. Meraklı Kedinin 10 Yaşamı 2.562
8. Dünya Malı-Eksi Bir 2.979
7. Tombul Mombul Takımı: Sırt Sırta 4.375
6. Alem-i Cin 5: Azap 6.384
5. Tarot 11.764
4. Ziyaretçiler: Bölüm 1 12.870
3. Hayali Arkadaşlar 18.874
2. Kung Fu Panda 4 21.088
1. Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık 53.537

Sivas'taki müzede tabiat tarihi 3 bin örnekle anlatılıyor

Tarafından: NTV
20 Mayıs 2024 at 15:33
Sivas'taki müzede tabiat tarihi 3 bin örnekle anlatılıyor

Sivas'taki Tabiat Tarihi Müzesi'nde çeşitli bitkiler ile yaklaşık 9 milyon yıllık fil fosilinden yaban hayvanlarının tahnitlerine kadar 3 bin örnek sergileniyor.

Sivas Cumhuriyet Üniversitesince üniversite yerleşkesindeki 4 Eylül Kültür Merkezi'nde oluşturulan müzede, jeolojik örneklerden fosil örneklerine, bitki örneklerinden sulak ve kara ekosistemin temsilcilerine kadar çok sayıda materyal yer alıyor.

Ağırlıklı olarak Sivas yöresine ait örneklerin sergilendiği müzede, ülkenin çeşitli yerlerinden ve yurt dışından getirilen fosiller de dikkati çekiyor. Tabiat Tarihi Müzesi Müdürü Prof. Dr. Nazire Özgen Erdem, AA muhabirine, müzenin Şubat 2022'de ziyarete açıldığını söyledi. Müzenin yaklaşık 1000 metrekarelik alana kurulduğunu belirten Erdem, "Hem Sivas'ın hem ülkemizin doğasına ait örnek barındırıyor." dedi.

Erdem, Sivas'ın maden kenti olduğunu anlatarak, "Sivas'ta çıkan madenlere ait örnekler sergiliyoruz. Çeşitli minerallere ait sergi alanlarımız var, madenler, kayaçlar ve geçmiş dönemlerde yaşamış canlıların kalıntıları olan fosillere ait çok değerli materyallerimiz var. Aynı zamanda günümüz doğasının bitkilerine ve hayvanlarına ait köşeler oluşturduk." diye konuştu.

"ÖZEL STATÜYE SAHİP TEK MÜZEYİZ"

Öğrencilere ekosistemleri anlattıklarını dile getiren Erdem, şunları kaydetti: "Müze açıldıktan sonra hem kurumsallaşmak hem de müze kelimesini kullanabilmek için Kültür ve Turizm Bakanlığına başvurarak 'özel müze' statüsü almak istedik. Denetimden geçerek 2022 yılı Temmuz ayında 'özel müze' statüsü aldık. Arka planında Tabiat Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezimiz var. Bilimsel altyapıyı sağlayan ve araştırma merkezi olan 'özel müze' statüsüne sahip tek müzeyiz. O açıdan bu durumu çok önemsiyoruz."

Tabiat tarihi müzelerinin en önemli görevlerinin eğitim ve araştırma olduğunu vurgulayan Erdem, müze açıldıktan sonra yoğun şekilde eğitim çalışmaları yürüttüklerini söyledi. Erdem, öğrencilerin derslerde gördükleri teorik bilgileri müzede dokunarak pekiştirdiğini belirterek, nitelikli eğitime katkı sağladıklarını ifade etti. "EN ÇOK İLGİYİ FİL FOSİLİ GÖRÜYOR"

Aynı zamanda fosil uzmanı olduğunu aktaran Erdem, müzede en çok fosiller köşesinin ilgi gördüğünü vurguladı. Oldukça zengin bir koleksiyonlarının olduğunu aktaran Erdem, şu bilgileri paylaştı: "En büyük ilgiyi 9-10 milyon yıl önce Sivas'ta yaşamış bir file ait fosil kemiklerimiz görüyor. Aynı zamanda Sivas civarında bulduğumuz deniz kestanesi, deniz yıldızı fosilleri ilgi çekiyor. Yine günümüzden 540 milyon yıl önce yaşamış bir hamam böceğine ait fosilimiz ziyaretçilerimizin çok ilgisini çekiyor. Balık fosilleri de ilgi çeken örneklerimizden."

Can Evrenol imzalı Sayara filminin prömiyeri Cannes'da yapıldı

Tarafından: NTV
20 Mayıs 2024 at 12:39
Can Evrenol imzalı Sayara filminin prömiyeri Cannes'da yapıldı

Yönetmen koltuğunda Can Evrenol Sayara filmi, Cannes Film Festilvali'nde gösterildi. Filmde Duygu Kocabıyık, Emre Kızılırmak, Özgül Koşar gibi isimlerler yer alıyor.

Korku-suç ve aksiyon öğelerini bir arada barından Türk filmi Sayara Cannes’da gösterildi. Yapımını Inter Yapım’ın, uluslararası dağıtımını Inter Medya’nın üstlendiği Sayara’nın yönetmen koltuğunda Can Evrenol oturuyor. Senaryosu da Can Evrenol tarafından kaleme alınan filmin oyuncu kadrosunda Duygu Kocabıyık, Emre Kızılırmak, Özgül Koşar yer alıyor.
Türkmenistanlı sessiz bir spor salonu temizlikçisi olan Sayara’nın kız kardeşinin, kontrolden çıkarak caniye dönüşen bir arkadaş grubu tarafından öldürülmesinin ardından başlayan intikam hikayesi oldukça sert görüntülere sahne oluyor.  Sayara’nın Cannes Film Festivali’ndeki gösterimi 18 Mayıs Cumartesi akşamı Cinema Olympia 3’te gerçekleştirildi.
Gösterim sonrasında Sayara, yoğun ilgi gördü. Filmin türünün meraklıları tarafından tamamı doldurulan salonda soluksuz dakikalar yaşandı. Gösterime pek çok farklı ülkeden festival konuğu katılım gösterdi ve Sayara farklı festivallerden davetler aldı.
Dünya prömiyerini geçtiğimiz ay İstanbul Film Festivali’nde Mayınlı Bölge kapsamında gerçekleştiren Sayara, uluslararası prömiyerini Cannes Film Festivali Fantastic Gala çerçevesinde yaptı. İstanbul Film Festivali’nde Sayara’nın her iki seansının da biletleri satışa çıktığı üçüncü günden tükenmişti.
Sayara, Türkiye’de 21 Haziran tarihinde vizyona girecek.

21. Akdamar Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Şenliği başladı

Tarafından: NTV
19 Mayıs 2024 at 13:57
21. Akdamar Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Şenliği başladı

Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğünce düzenlenen "Van Akdamar Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Şenliği"nin 21'incisi, Van Devlet Tiyatrosunun ev sahipliğinde başladı.

Van Akdamar Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Şenliği başladı. Şenliğin ilk gününde masal kahramanlarının kostümlerini giyen minik sanatseverler ile palyaço kostümlü oyuncular, kortej yürüyüşü yaptı. Beşyol Meydanı'ndan başlayıp Van Devlet Tiyatrosunun önünde son bulan yürüyüş, renkli görüntülere sahne oldu. Yürüyüşün ardından öğrenciler, Sivas Devlet Tiyatrosu oyuncularının sahnelediği "Peter Pan" oyununu izledi. Van Devlet Tiyatrosu Müdürü Ferdi Erkmen, AA muhabirine, Akdamar Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Şenliği'nin bu yıl 21'incisini düzenlediklerini söyledi. Çocukları ve gençleri tiyatroyla buluşturmayı amaçladıklarını belirten Erkmen, "Şenliğimize yaklaşık 300 çocuk katıldı. Etkinlik süresince 25 bin çocuk ve gence ulaşmayı hedefliyoruz. Herkesi bekliyoruz. Tiyatro oyunlarımızı izleyebilir, atölyelerimizde vakit geçirebilirler. Çocuklarla bir arada olmanın mutluluğunu yaşıyoruz." diye konuştu. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tiyatro Topluluğu oyuncusu Havin Kaya da şenlikte güzel vakit geçirdiklerini dile getirerek, "Tiyatroya başlayan bir daha bırakamıyor. Uzun yıllardır oyunculuk yapıyorum. Sahnede olmayı çok seviyorum. Çocuklara ve gençlere tiyatro sevgisini aşılamaya çalışıyoruz. Birçok oyunu sergiliyoruz. Etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederim." ifadelerini kullandı. Çocuklardan Meral Sağ da "Tiyatro oyunlarını çok seviyorum. Çok eğleniyoruz. Güzel bir gün geçirdim. Herkese teşekkür ederim." dedi. Birçok etkinliğin yapılacağı şenlik, 29 Mayıs'ta sona erecek.

Türkiye Kültür Yolu Festivali Almanya'da tanıtıldı

Tarafından: NTV
16 Mayıs 2024 at 17:18
Türkiye Kültür Yolu Festivali Almanya'da tanıtıldı

Türkiye'nin en geniş uluslararası festivali "Türkiye Kültür Yolu Festivali"nin, Almanya'da düzenlenen Sanat Festivalleri Zirvesi 2024'de tanıtımı yapıldı.

Kültür ve Turizm Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Kuzey Avrupa'nın müzikal zenginliğini bir araya getiren Usedom Müzik Festivali'nin ev sahipliğinde düzenlenen Sanat Festivalleri Zirvesi'nde, Türkiye Kültür Yolu Festivalinin tanıtıldı. Avrupa Festivaller Birliği (EFA) Genel Kurulu Sanat Festivalleri Zirvesi 2024, bu sene 40 ülkeden 230 delege ve 130 festivali ağırladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürlüğünce tüm ayrıntılarıyla katılımcılara anlatılan Türkiye Kültür Yolu Festivali bu zirve ile EFA üyeliğini de resmileştirmiş oldu. Türkiye Kültür Yolu Festivali'nin bu yıl ikinci durağı Şanlıurfa Türkiye'nin özgün kültür ve sanatını uluslararası kültür ve sanat formlarıyla harmanlan Türkiye Kültür Yolu Festivali 4'üncü kez sanatseverlerle buluştu. Adana Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı ile bu yıl başlangıcı yapılan uluslararası kültür ve sanat buluşması katılımcı sayısı ile dünyanın da en büyük festivali olma özelliği taşıyor. Türkiye'nin 7 bölgesindeki 16 şehirde düzenlenecek yaygınlığa ulaşan Türkiye Kültür Yolu Festivali konser, sahne gösterileri, sinema, sergi, atölye, çocuk etkinlikleri, tematik sokak sahneleri, gezici sahneler, söyleşiler gibi pek çok etkinlikle her yaşa ve her kesime hitap ediyor. Kültür ve sanata erişimi kolaylaştıran festival Türkiye'den ve dünyadan farklı sanatçılar ile sanat kurumlarını bir araya getiriyor. Bu yıl 40 bin sanatçının katılımının hedeflendiği festivalin rotalarına 2024'te yeni eklenen 5 şehirle etkinlik düzenlenecek mekan sayısının 600'ün üzerine çıkması hedefleniyor. Türkiye Kültür Yolu Festivali'nin bu yıl ikinci durağında ise inanç turizminin kalbi Şanlıurfa yer alıyor.

Leçe işleme sanatıyla yapılan Çingene kızı tablosu ilgi çekti

Tarafından: NTV
16 Mayıs 2024 at 14:34
Leçe işleme sanatıyla yapılan Çingene kızı tablosu ilgi çekti

Kırklareli'nde keçe işleme sanatıyla yapılan "Çingene kızı" tablosu ilgi gördü.

Kırklareli'nde keçe işleme sanatıyla yapılan "Çingene kızı" tablosu ilgi gördü. İl Kültür ve Turizm Müdürü Veli Şen, programda yaptığı konuşmada, müzelerin insanların ortak kültür mirasının gelecek kuşaklara aktarıldığı yerler olduğunu söyledi. Keçe işleme sanatının gelecek kuşaklara aktarmak istediklerini ifade eden Şen, müzecilik faaliyetlerini arttırmak için çalıştıklarını kaydetti. Vali Yardımcısı Elif Canan Tuncer, İl Kültür ve Turizm Müdürü Şen, Müze Müdür Vekili İlknur Yaz sergiyi gezerek keçe sanatçısı Ergül Okan'dan bilgi aldı.Sergide 30 eser arasında bulunan "Çingene kızı" tablosu ilgi gördü. Sergi hafta sonuna kadar açık kalacak.

Ayten Gökçer hayatını kaybetti

Tarafından: NTV
14 Mayıs 2024 at 08:37
Ayten Gökçer hayatını kaybetti

Tiyatro ve sinemanın usta isimlerinden Ayten Gökçer, 84 yaşında yaşamını yitirdi. Gökçer'in cenazesi yarın Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek.

Türk tiyatrosunun duayen isimlerinden Ayten Gökçer (84) vefat etti.

Gökçer'in cenazesi 15 Mayıs Çarşamba günü öğle namazının ardından İstanbul'da Zincirlikuyu Mezarlığı'na eşi Cüneyt Gökçer'in yanına defnedilecek.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sanatçının vefatına ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Sinema ve tiyatromuzun duayenlerinden Ayten Gökçer'in vefatını büyük bir üzüntüyle öğrendim. Sanatıyla ardında derin izler bırakan kıymetli sanatçımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına ve tüm sanat camiamıza başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun." ifadelerini kullandı.

Ayten Gökçer'in kızı Aslı Gökçer ise kötü haberi "'Kafa tuttuğu hastalığın, kafası bile yerinde değilken... En yakınlarımızı bile inandıramadık hastalığına çünkü zekası her şeyin önüne geçti. Son zamanlara kadar şaşırttı, kahkahalara boğdu yetmez gibi akıl verdi. Bu sefer gitmeyi seçti kalbinden hiç eksiltmediği annesine, Cüneyt'ine... Aslı'sını, Efe'sini, Yonca'sını, damadı Kerem'ini, Ayşen'ini, Cansu'sunu Lal'ini güçlü yüreğine aldı ve sessizce gitti. Çok sevdik seni annem, çok kırık kalbimiz" sözleriyle duyurdu.

AYTEN GÖKÇER KİMDİR?

Asıl adı Ayten Kaçmaz olan Ayten Gökçer, 26 Ocak 1940 tarihinde Ankara'da dünyaya geldi. 1952 yılında Ankara Devlet Konservatuarı'nın bale bölümüne başlayan Gökçer, 1958 yılında Ankara Devlet Tiyatrosu'nun sanatçı kadrosunda göreve başladı. 

Sinemaya 1965'te "Taçsız Kral" adlı filmle başlayan Gökçer, daha sonra sinemadan daha çok tiyatroya önem verdi. Ayten Gökçer, "Yedi Kocalı Hürmüz" adlı müzikalde "Hürmüz" rolü ile başrolde oynadı. Gökçer, 1999 yılında "Yılan Hikayesi" adlı dizi ile televizyon dizilerinde oynamaya başladı. 1964 yılında tiyatro oyuncusu Cüneyt Gökçer ile dünya evine giren Ayten Gökçer'in Aslı Gökçer Oba adında kızı var.

KAZANDIĞI ÖDÜLLER

1988'de Devlet Sanatçısı olan Ayten Gökçer, pek çok ödül kazandı. Gökçer'in kazandığı ödüllerden bazıları ise şöyle:

1966 - 1967 Sanat Sevenler Derneği Yılın En İyi Kadın Oyuncusu ödülü 1970 - 1971 Sanat Sevenler Derneği Yılın En İyi Kadın Oyuncusu ödülü 1974 Gazeteciler Derneği En İyi Sanatçı ödülü 1975 Gazeteciler Derneği En İyi Kadın Sanatçı ödülü 1976 Tercüman gazetesi okuyucu oyları ile Yılın Sanatçısı ödülü 1982 Ses Mecmuası Yılın En İyi Kadın sanatçısı ödülü 1989 Türk Basın Birliği'nin Yılın En Başarılı Kadın Sanatçısı ödülü 1990 Türk Basın Birliği'nin Yılın En Başarılı Kadın Sanatçısı ödülü 1992 Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü 1997 Türk İş Kadınları Derneği En İyi Sanatçı ödülü

Ayten Gökçer hayatını kaybetti

Tarafından: NTV
14 Mayıs 2024 at 08:37
Ayten Gökçer hayatını kaybetti

Tiyatro ve sinemanın usta isimlerinden Ayten Gökçer, 84 yaşında yaşamını yitirdi. Gökçer'in cenazesi yarın Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek.

Türk tiyatrosunun duayen isimlerinden Ayten Gökçer (84) vefat etti.

Gökçer'in cenazesi 15 Mayıs Çarşamba günü öğle namazının ardından İstanbul'da Zincirlikuyu Mezarlığı'na eşi Cüneyt Gökçer'in yanına defnedilecek.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sanatçının vefatına ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Sinema ve tiyatromuzun duayenlerinden Ayten Gökçer'in vefatını büyük bir üzüntüyle öğrendim. Sanatıyla ardında derin izler bırakan kıymetli sanatçımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına ve tüm sanat camiamıza başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun." ifadelerini kullandı.

AYTEN GÖKÇER KİMDİR?

Asıl adı Ayten Kaçmaz olan Ayten Gökçer, 26 Ocak 1940 tarihinde Ankara'da dünyaya geldi. 1952 yılında Ankara Devlet Konservatuarı'nın bale bölümüne başlayan Gökçer, 1958 yılında Ankara Devlet Tiyatrosu'nun sanatçı kadrosunda göreve başladı. 

Sinemaya 1965'te "Taçsız Kral" adlı filmle başlayan Gökçer, daha sonra sinemadan daha çok tiyatroya önem verdi. Ayten Gökçer, "Yedi Kocalı Hürmüz" adlı müzikalde "Hürmüz" rolü ile başrolde oynadı. Gökçer, 1999 yılında "Yılan Hikayesi" adlı dizi ile televizyon dizilerinde oynamaya başladı. 1964 yılında tiyatro oyuncusu Cüneyt Gökçer ile dünya evine giren Ayten Gökçer'in Aslı Gökçer Oba adında kızı var.

KAZANDIĞI ÖDÜLLER

1988'de Devlet Sanatçısı olan Ayten Gökçer, pek çok ödül kazandı. Gökçer'in kazandığı ödüllerden bazıları ise şöyle:

1966 - 1967 Sanat Sevenler Derneği Yılın En İyi Kadın Oyuncusu ödülü 1970 - 1971 Sanat Sevenler Derneği Yılın En İyi Kadın Oyuncusu ödülü 1974 Gazeteciler Derneği En İyi Sanatçı ödülü 1975 Gazeteciler Derneği En İyi Kadın Sanatçı ödülü 1976 Tercüman gazetesi okuyucu oyları ile Yılın Sanatçısı ödülü 1982 Ses Mecmuası Yılın En İyi Kadın sanatçısı ödülü 1989 Türk Basın Birliği'nin Yılın En Başarılı Kadın Sanatçısı ödülü 1990 Türk Basın Birliği'nin Yılın En Başarılı Kadın Sanatçısı ödülü 1992 Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü 1997 Türk İş Kadınları Derneği En İyi Sanatçı ödülü

Mona Lisa'ya ait gizem çözüldü mü? Köprü, sıradağlar ve göl eşleştirildi

Tarafından: NTV
13 Mayıs 2024 at 12:11
Mona Lisa'ya ait gizem çözüldü mü? Köprü, sıradağlar ve göl eşleştirildi

Jeolog ve Rönesans sanatı tarihçisi Ann Pizzorusso, Leonardo da Vinci'nin, Mona Lisa tablosunda, İtalya'nın Lombardiya bölgesindeki Como Gölü kıyısında yer alan Lecco'nun bazı tanınabilir özelliklerini resmettiğini öne sürdü. Benzerliklerin yadsınamaz olduğunu söyleyen Pizzorusso, “Bu konuda çok heyecanlıyım. Bunun gerçekten bir başarı olduğunu hissediyorum” dedi.

Jeolog ve Rönesans sanatı tarihçisi Ann Pizzorusso, dünyanın en ünlü tablolarından birindeki gizemi çözdüğüne inanıyor. 

Leonardo da Vinci'nin Mona Lisa'sının arkasındaki manzara sonsuz tartışmalara yol açmış, bazı sanat tarihçileri manzaranın hayali ve idealize edilmiş olduğunu öne sürerken, diğerleri belirli İtalyan yerleriyle çeşitli bağlantılar olduğunu iddia etmiştir. The Guardian gazetesinde yer alan habere göre Ann Pizzorusso, iki uzmanlık alanını birleştirerek Leonardo'nun İtalya'nın Lombardiya bölgesindeki Como Gölü kıyısında yer alan Lecco'nun bazı tanınabilir özelliklerini resmettiğini öne sürdü. Pizzorusso, Leonardo'nun Mona Lisa'daki köprüsünü, dağ sırasını ve gölü Lecco'nun 14. yüzyıldan kalma Azzone Visconti köprüsüyle, bölgeye bakan güneybatı Alpleriyle ve Leonardo'nun 500 yıl önce ziyaret ettiği bilinen Garlate Gölü'yle eşleştirdi. Benzerliklerin yadsınamaz olduğunu söyleyen Pizzorusso, “Bu konuda çok heyecanlıyım. Bunun gerçekten bir başarı olduğunu hissediyorum” dedi. "KÖPRÜYE ODAKLANMAK YETERLİ DEĞİL"

Daha önceki teoriler arasında 2011'de Mona Lisa'daki bir köprü ve yolun İtalya'nın kuzeyindeki küçük bir kasaba olan Bobbio'ya ait olduğu iddiası ve 2023'te Leonardo'nun Arezzo eyaletinde bir köprü çizdiğine dair bulgular yer alıyordu. Ancak Pizzorusso, köprüye odaklanmanın yeterli olmadığını söyledi ve şunları ekledi:

“Kemerli köprü İtalya ve Avrupa'nın her yerinde yaygındı ve birçoğu birbirine çok benziyordu. Sadece bir köprüden yola çıkarak tam yerini tespit etmek imkânsız. Herkes köprüden bahsediyor ama kimse jeolojiden bahsetmiyor."

Pizzorusso, şöyle devam etti: “Jeologlar resimlere bakmaz, sanat tarihçileri de jeolojiye bakmaz. Sanat tarihçileri Leonardo'nun her zaman hayal gücünü kullandığını söyler ama bu resmi dünyadaki herhangi bir jeoloğa verseniz Lecco hakkında benim söylediklerimi söyleyecektir. Jeolog olmayan biri bile artık benzerlikleri görebilir.”

"ELİMİZDE MÜKEMMEL BİR KANIT VAR"

Lecco'daki kayaların kireçtaşı olduğunu ve Leonardo'nun kayaları gri-beyaz renkte tasvir ettiğini belirten Pizzorusso, “Bu mükemmel, çünkü oradaki kaya türü bu” dedi. Jeolog, Lecco'nun aksine ne Bobbio'da ne de Arezzo'da göl olmadığını da sözlerine ekledi: “Yani Lecco'da elimizde gerçekten mükemmel bir kanıt var.” Daha önceki Leonardo araştırması Kayalıklar Bakiresi'nin her iki versiyonunu da incelemeyi içeriyordu. Paris'teki Louvre'da bulunan ve Londra'daki Ulusal Galeri'de bulunan kopya. Ulusal Galeri 2010 yılına kadar bu resmin asistanlar tarafından yapıldığına inanıyordu ancak restore ettikten sonra Leonardo'nun resmin tamamını kendisinin yapmış olabileceğini açıkladı. Pizzorusso'nun merkezi figürlerin etrafındaki manzaranın bitki örtüsü ve jeolojisi üzerine yaptığı analiz tartışmayı yeniden canlandırdı. O, şu sonuca vardı: “Louvre versiyonundaki botanik mükemmeldir ve nemli, karanlık bir mağarada yetişebilecek bitkileri göstermektedir. Ancak Londra versiyonundaki bitkiler hatalı. Bazıları doğada mevcut değil.” Leonardo'nun öğrencilerine her zaman doğayı doğru tasvir etmenin önemini vurguladığını belirtti.

"Mona Lisa'nın nerede boyandığına dair gizem çözüldü"

Tarafından: NTV
11 Mayıs 2024 at 14:17

Jeolog ve Rönesans sanatı tarihçisi Ann Pizzorusso, Leonardo da Vinci'nin, Mona Lisa tablosunda, İtalya'nın Lombardiya bölgesindeki Como Gölü kıyısında yer alan Lecco'nun bazı tanınabilir özelliklerini resmettiğini öne sürdü. Benzerliklerin yadsınamaz olduğunu söyleyen Pizzorusso, “Bu konuda çok heyecanlıyım. Bunun gerçekten bir başarı olduğunu hissediyorum” dedi.

Jeolog ve Rönesans sanatı tarihçisi Ann Pizzorusso, dünyanın en ünlü tablolarından birindeki gizemi çözdüğüne inanıyor. 

Leonardo da Vinci'nin Mona Lisa'sının arkasındaki manzara sonsuz tartışmalara yol açmış, bazı sanat tarihçileri manzaranın hayali ve idealize edilmiş olduğunu öne sürerken, diğerleri belirli İtalyan yerleriyle çeşitli bağlantılar olduğunu iddia etmiştir. The Guardian gazetesinde yer alan habere göre Ann Pizzorusso, iki uzmanlık alanını birleştirerek Leonardo'nun İtalya'nın Lombardiya bölgesindeki Como Gölü kıyısında yer alan Lecco'nun bazı tanınabilir özelliklerini resmettiğini öne sürdü. Pizzorusso, Leonardo'nun Mona Lisa'daki köprüsünü, dağ sırasını ve gölü Lecco'nun 14. yüzyıldan kalma Azzone Visconti köprüsüyle, bölgeye bakan güneybatı Alpleriyle ve Leonardo'nun 500 yıl önce ziyaret ettiği bilinen Garlate Gölü'yle eşleştirdi. Benzerliklerin yadsınamaz olduğunu söyleyen Pizzorusso, “Bu konuda çok heyecanlıyım. Bunun gerçekten bir başarı olduğunu hissediyorum” dedi. "KÖPRÜYE ODAKLANMAK YETERLİ DEĞİL"

Daha önceki teoriler arasında 2011'de Mona Lisa'daki bir köprü ve yolun İtalya'nın kuzeyindeki küçük bir kasaba olan Bobbio'ya ait olduğu iddiası ve 2023'te Leonardo'nun Arezzo eyaletinde bir köprü çizdiğine dair bulgular yer alıyordu. Ancak Pizzorusso, köprüye odaklanmanın yeterli olmadığını söyledi ve şunları ekledi:

“Kemerli köprü İtalya ve Avrupa'nın her yerinde yaygındı ve birçoğu birbirine çok benziyordu. Sadece bir köprüden yola çıkarak tam yerini tespit etmek imkânsız. Herkes köprüden bahsediyor ama kimse jeolojiden bahsetmiyor."

Pizzorusso, şöyle devam etti: “Jeologlar resimlere bakmaz, sanat tarihçileri de jeolojiye bakmaz. Sanat tarihçileri Leonardo'nun her zaman hayal gücünü kullandığını söyler ama bu resmi dünyadaki herhangi bir jeoloğa verseniz Lecco hakkında benim söylediklerimi söyleyecektir. Jeolog olmayan biri bile artık benzerlikleri görebilir.”

"ELİMİZDE MÜKEMMEL BİR KANIT VAR"

Lecco'daki kayaların kireçtaşı olduğunu ve Leonardo'nun kayaları gri-beyaz renkte tasvir ettiğini belirten Pizzorusso, “Bu mükemmel, çünkü oradaki kaya türü bu” dedi. Jeolog, Lecco'nun aksine ne Bobbio'da ne de Arezzo'da göl olmadığını da sözlerine ekledi: “Yani Lecco'da elimizde gerçekten mükemmel bir kanıt var.” Daha önceki Leonardo araştırması Kayalıklar Bakiresi'nin her iki versiyonunu da incelemeyi içeriyordu. Paris'teki Louvre'da bulunan ve Londra'daki Ulusal Galeri'de bulunan kopya. Ulusal Galeri 2010 yılına kadar bu resmin asistanlar tarafından yapıldığına inanıyordu ancak restore ettikten sonra Leonardo'nun resmin tamamını kendisinin yapmış olabileceğini açıkladı. Pizzorusso'nun merkezi figürlerin etrafındaki manzaranın bitki örtüsü ve jeolojisi üzerine yaptığı analiz tartışmayı yeniden canlandırdı. O, şu sonuca vardı: “Louvre versiyonundaki botanik mükemmeldir ve nemli, karanlık bir mağarada yetişebilecek bitkileri göstermektedir. Ancak Londra versiyonundaki bitkiler hatalı. Bazıları doğada mevcut değil.” Leonardo'nun öğrencilerine her zaman doğayı doğru tasvir etmenin önemini vurguladığını belirtti.

25. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri'ne geri sayım: Adaylar belli oldu

Tarafından: NTV
9 Mayıs 2024 at 16:33
25. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri'ne geri sayım: Adaylar belli oldu

Bu yıl 25'incisi düzenlenen "Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri"nin adayları belirlendi.

"Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri", 4 Haziran'da İstanbul Mustafa Kemal Merkezi Attila İlhan Sahnesi'nde gerçekleşecek törenle sahiplerine takdim edilecek.  Türker İnanoğlu adına ilk kez verilecek olan, "Türker İnanoğlu Vefa Ödülü" Yeşilçam oyuncuları İhsan Gedik ile Mehmet Uğur'un olacak.  Usta oyuncu Şener Şen 'Sinema Onur Ödülü', tiyatro sanatçısı Göksel Kortay "Tiyatro Onur Ödülü", Serpil Tamur da "Çolpan İlhan Sanata Değer Katan Kadınlar" ödülünü alacak.

"Tiyatro Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu" ödülü için yarışacak adaylar

- Burcu Gölgedar/ Nifas (Maaperform) - Defne Kayalar/Anne (Tiyatro.iN) - İpek Türktan/Bir Terennüm (Orchestra Theatre) - Nihan Doğa/ Disko Topu (Lemur Company) - Özlem Zeynep Dinsel/ Kızlar ve Oğlanlar (Oyun Atölyesi)

"Tiyatro Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu" ödülü için yarışacak adaylar

- Berkay Ateş/ Uykusuz bir Rüya, Salim (D22) - Gün Koper/ Uçurtmanın Kuyruğu (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları) - Onur Özaydın/Acındırma Propaganda Birimi (Oyun Atölyesi) - Serkan Keskin/ Saatleri Ayarlama Enstitüsü (484 Urban Garden) - Uğur Kanbay/ Kırlangıç (Oyun Atölyesi)

"Sinema Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu" ödülü için yarışacak adaylar

- Asiye Dinçsoy/Dirlik Düzenlik - Defne Kayalar/Aniden - Ece Yüksel/Ela ile Hilmi ve Ali - Miray Daner/Hayat - Nurcan Eren/ Suna

"Sinema Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu" ödülü için yarışacak adaylar

- Ahmet Rıfat Şungar/Çilingir Sofrası - Ahmet Varlı/Kör Noktada - Berkay Ateş/Karanlık Gece - Ekin Koç/Okul Tıraşı - İsmail Hacıoğlu/Cem Karaca'nın Gözyaşları

Harika Uygur başkanlığındaki Tiyatro Seçici Kurulu'nda Aslıhan Sunal, Elçin Hanbay Kaya, Ersin Umulu, Eylem Yıldız, Hasibe Kalkan, Pervin Atamert, Refika Sezik, Şirin Kılavuz, Tijen Savaşkan, Yarkın Ünsal yer alıyor.  Fehmi Yaşar'ın başkanlık ettiği Sinema Seçici Kurulu ise Ayça Damgacı, Biket İlhan, Burak Göral, Bülent Vardar, Tülay Günal ve Vecdi Sayar'dan oluşuyor.

Leyla Gencer "Don Giovanni" eseri ile yad edilecek

Tarafından: NTV
8 Mayıs 2024 at 14:57
Leyla Gencer

İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB), 20. yüzyılın en önemli sopranolarından Leyla Gencer anısına "Don Giovanni" operasını sahneleyecek.

İDOB Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Caner Akgün, Atatürk Kültür Merkezi Türk Telekom Opera Sahnesi'nde yarın gerçekleştirilecek temsile ve İDOB'a ait arşiv çalışmasına ilişkin açıklama yaptı.

Akgün, Leyla Gencer'in 16 yıl önce 10 Mayıs'ta hayata gözlerini yumduğunu belirterek, "Biz de bu vesileyle 9 Mayıs'taki 'Don Giovanni' temsilimizi kendisine adıyoruz. Bu tür görünürlükleri ve belirteçleri yapmak istiyoruz çünkü geçmişiyle ilişki kuran toplumlar ve kurumlar geleceğe de ışık tutuyor. Eğer biz değer verdiğimizi gösterirsek bizden sonraki kuşaklar da neden önemli olduğunu araştırmak ister" dedi. İDOB olarak sosyal medyayı etkin kullandıklarını ve arşiv fotoğraflarını sanatseverlerin beğenisine sunduklarını ifade eden Akgün, İDOB arşivinde çok farklı eserlerin bulunduğunu söyledi. "Elinizdeki bütün materyalleri getirin ve dijital arşivimize yükleyelim" Akgün, bilinçli opera seyircisinin doğru arşivleri gören insanlardan oluşacağına dikkati çekerek, "Bu bizim için çok önemli ve aslında bu işe başlama ana fikrimiz. Bu bilinçle 1960'ta başlayan serüvenimizi bugüne kadar taşımak ve dijital ortama yansıtmak istiyoruz. Sanatseverlere açık çağrı yapıyoruz, elinizdeki bütün materyalleri getirin ve İDOB bunları filtrelerden geçirip dijital arşivine yüklesin. Dijitalin yanı sıra fiziksel olarak da bu materyallerin burada yer edinmesini istiyoruz. İnsan aidiyet duyduğu yerde mutlu olur, aidiyet kurabilmek için de geçmişle ilişkili olmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı. İDOB'un uluslararası alanda önemli sanatçıların İstanbul'a gelmesini, Türk sanatçıların da uluslararası platformlarda yer almasını sağladığına vurgu yapan Akgün, şunları kaydetti: "Sanat ve sanatçı alışverişini yaptığımız sürece güncel kalacağız. Güncel kaldığımız sürece de geçmişimizin daha da parıldamasını sağlayacağız. AKM ile yeniden inşa edilen enerjiyle geçmişte aranan, talep edilen kurum özelliğimizi yeniden kazanıyoruz. Uluslararası bağlantıları sağlıklı bir şekilde yapan bir vitrinimiz olması büyük bir kazanç bizim için."

ZEHRA YILDIZ'I DA YAD EDECEKLER İDOB solistlerinden 1997'de hayatını kaybeden soprano Zehra Yıldız'a da 1 Haziran'daki "Uçan Hollandalı" temsilini adayacaklarını belirten Caner Akgün, "Kendisi çok önemli işler yapmıştı. Kariyerinin zirvesindeyken maalesef talihsiz bir beyin kanamasıyla kendisini kaybettik. Onun anısına da bu olayı gerçekleştiriyoruz" şeklinde konuştu. Caner Akgün, haziranda gerçekleşecek 15. Uluslararası İstanbul Opera ve Bale Festivali'nin önemli bir görünürlük sağladığının altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Festivalde 'Uçan Hollandalı', 'Madame Butterfly', 'Zorba' balesi temsilleri, bale yarışması, çocuk oyunları, 'Tan Sağtürk ile Bale Dünyası' ve bizi çok heyecanlandıran 'Carmina Burana' temsili olacak. Carmina Burana'yı sahneleme şeklimiz gelecekteki yaklaşımımıza mercek tutuyor. Hem sanat eleştirmenleri hem sanat kuramı üzerine çalışanların ilgisini çekeceğini düşünüyorum. Boşluk kullanarak kütleler daha çok sıyrılmış, ışıkla kavramsal ve dolaylı anlatımın daha fazla olduğu modern çizgide bir yaklaşım olacak. Herkesi bu festivale bekliyoruz. Sezon içerisinde de İDOB'un köklerinden beslendiği yeni eserleri ve değerlerini andığı yeni etkinlikleri takip etsinler. 7'den 70'e mesaj verirken ve geleceğe yüzünü tutmuş, ideal çizgiler için evrensel kültür sanat kriterlerini yerine getiren bir kurum olmak en büyük amacımız."

İstanbul'da bu hafta hangi etkinlikler var?

Tarafından: NTV
6 Mayıs 2024 at 18:03
İstanbul'da bu hafta hangi etkinlikler var?

Yeni hafta öncesi sanatseverlerin etkinlik araştırmaları başladı. İstanbul'da bu hafta birçok etkinlik sanatseverlerle buluşacak. İstanbul bu hafta, geniş bir yelpazede birbirinden farklı etkinliklerle yerli ve yabancı sanatçıların katılacağı konser, sergi, tiyatro gösterisi ve performanslara sahne olacak.

İstanbul Devlet Tiyatrosunda (İDT) 12 Mayıs'a kadar "Suçsuzlar Çağı Suçlular Çağı", "Babamın Kelimeleriyle", "Oyuncu" (Ben-Feuerbach), "Bir Ruhun Hikayesi", "Meraklısı için Öyle Bir Hikaye", "Bence Katil Öldürdü" oyunları tiyatroseverlerle buluşacak. İDT sahnelerinde ayrıca "Küçük Korku Dükkanı" müzikali ve "Çöp Canavarı" adlı çocuk oyunu sahnelenecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatrolarında 9-12 Mayıs'ta "Kedi" ve "Şafakta Buluş Benimle", "Hayvanat Bahçesi Öyküsü", "Yarın ya da Yarın", "İkinci Perdenin Başı", "Diktat", "Biri, Hiçbiri, Binlercesi" ve "İkinci Perdenin Başı" oyunları izleyicinin beğenisine sunulacak. Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) yarın "Hayrola Karyola", 10-11-12 Mayıs'ta "Bella Figura" oyunları sahnelenirken, Zeytinburnu Kültür Sanat'ta 12 Mayıs'ta "Çalışkan Karıncalar" çocuk tiyatrosu sergilenecek. Zorlu PSM'de yarın "Kel Diva", 9-10 Mayıs'ta "Balina", 11-12 Mayıs'ta "Toz" oyunları, Maximum Uniq Hall'de ise bugün "Saatleri Ayarlama Enstitüsü", 10 Mayıs'ta "Şakşakçılar", 13 Mayıs'ta "Kel Diva" oyunları izlenebilecek. HAFTANIN KONSERLERİ AKM'de yarın Levent Yüksel'in "30. Yıl Senfonik Konseri", İstanbul Devlet Opera ve Balesinin (İDOB) "Stabat Mater" konseri sanatseverlerle buluşacak. AKM'de 10 Mayıs'ta "İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası DenizBank Konserleri Gala Konseri", 11 Mayıs'ta ise "Les Femmes En Pantolon" konserleri müzikseverlerin beğenisine sunulacak. Zorlu PSM'de 9 Mayıs'ta "Üç Yıldız, Bir Prömiyer" konseri, Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu'nda - 10 Mayıs'ta "Henri Texier Trio", 11 Mayıs'ta "CRR Türk Müziği Topluluğu" ve "Gabor Tarkövi" konserleri İstanbullularla buluşacak. Zeytinburnu Belediyesi 11 Mayıs'ta Merkezefendi Darulkurrasında, "Nağmedar: Enstrümantal Hicaz ve Nihavend Eserler" konserine ev sahipliği yapacak. DEVAM EDEN SERGİLER Kuveyt Türk Katılım Bankası katkılarıyla hazırlanan ve koleksiyoner Bekir Kantarcı'nın koleksiyonundan oluşturulan "Gılaf-ı Reyya: Osmanlı'dan Günümüze Koku Şişeleri" sergisi, Sultanahmet'teki Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde (TİEM) 22 Mayıs'a kadar ziyaret edilebilecek. İş Sanat Kibele Sanat Galerisi'ndeki "Yazan-Çizen Latif Demirci" sergisinde, sanatçının eserleri ve çizgi karakterlerin maceraları kronolojik ve tematik bir düzen içinde sunuluyor. Macaristan Ulusal Film Enstitüsünün hazırladığı ve Macar sinemasının 120 yılını anlatan "Geniş Açı" sergisi, Macar Kültür Merkezi'nde görülebilecek.

Yüzüklerin Efendisi ve Titanik filmlerinin İngiliz aktörü Bernard Hill hayatını kaybetti

Tarafından: NTV
6 Mayıs 2024 at 05:11
Yüzüklerin Efendisi ve Titanik filmlerinin İngiliz aktörü Bernard Hill hayatını kaybetti

Yüzüklerin Efendisi filminde Kral Theoden, Titanik filminde ise Kaptan Edward Smith rolleriyle tanınan İngiliz aktör Bernard Hill 79 yaşında yaşamını yitirdi. İngiliz aktörün ölüm nedeni açıklanmadı. Hill, kariyeri boyunca 130'a yakın yapımda yer aldı.

Dünyaca ünlü İngiliz aktör Bernard Hill (79) vefat etti.

Hill'in menajeri Lou Coulson, aktörün dün sabah öldüğünü duyurdu.

Manchester'da 1944’te doğan Hill, Titanik filminde geminin kaptanı Edward Smith'e hayat vermişti.

Hill, en çok Oscar Ödülü kazanan yapım olan Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde ise Kral Theoden rolünde oynamıştı.

İngiliz aktörün ölüm haberinin ardından sevenleri sosyal medyada üzüntülerini paylaştı.

Yüzüklerin Efendisi hayranları, filmde ölenlerin ardından söylenen "İyi ol. Git sen, git sen" paylaşımıyla üzüntülerini ifade etti.

İzmir Sanat ve Antika Fuarı sona erdi

Tarafından: NTV
5 Mayıs 2024 at 17:33
İzmir Sanat ve Antika Fuarı sona erdi

Resim, heykel, rölyef ve cam sanatlarında çok sayıda eser ile antikaların sergilendiği İzmir Sanat ve Antika Fuarı, sona erdi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Fuarcılık İştiraki İZFAŞ ve Demos Fuarcılık tarafından Fuar İzmir'de, 1 Mayıs'ta açılan fuar sanatseverlerden ilgi gördü.
Fuarda bin 500 civarında sanatçının 5 bin eseri ile antika objeler yer aldı.
Eserleri ile fuara katılan ressam ve illüstratör Cansu Altun, sanatseverlerle bir araya gelmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Resimlerini tuval üzerinde kumaş ve alçıyı dondurarak oluşturduğunu anlatan Altun, daha çok dijital sanatla ilgilendiğini, fuarda dijital eserler yer almadığı için tuval üzerine yaptığı resimlerini sergilediğini anlattı.
Eserlerinin içeriğine ilişkin de bilgi veren Altun, "Hayat Ağacı" ismini verdiği resminin hayatın karanlık ve aydınlık yanlarını gösterdiğini ifade etti.
Kadın portrelerinde kadınların gözlerini kapalı olarak çizdiğini aktaran Altun, bunda da resmi görenlerin eksik kısmı zihinlerinde canlandırmasını amaçladığını belirtti.
Çok sayıda sanatseverin ziyaret ettiği fuar, sona erdi.

Falstaff Operası AKM'de sahnelenecek

Tarafından: NTV
3 Mayıs 2024 at 15:49
Falstaff Operası AKM'de sahnelenecek

İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) tarafından Giuseppe Verdi'nin önemli eserlerinden "Falstaff Operası" Atatürk Kültür Merkezi Türk Telekom Opera Salonu'nda sanatseverlerle buluşacak.

İDOB'dan yapılan açıklamaya göre, Sırp bariton Zeljko Lucic ile Grammy ödüllü tenor Bülent Bezdüz'ün de sahne alacağı eser, 8, 11 ve 18 Mayıs'ta sergilenecek. Lucic, "Sir John Falstaff" rolünde 11 Mayıs'ta, Bezdüz ise "Fenton" rolünde 8 ve 18 Mayıs'ta operaseverlerin karşısında olacak. FALSTAFF OPERASI HAKKINDA Librettosu Arrigo Boito'ya ait eseri, Renato Bonajuto sahneye koydu. Eserde Tolga Atalay Ün yönetimindeki İDOB Orkestrası da sahnede olacak.

Eserde Işık Belen, Zeljko Lucic, Caner Akgün, Alper Göçeri, Bülent Bezdüz, Ufuk Toker, Çağrı Köktekin, Anıl Önder, Hazal Ata, Bahadır Özkoca, Erdem Sakarya, Ali Haydar Taş, Esra Abacıoğlu Akcan, Şebnem Kışlalı, Sevim Ateş, Özgecan Gençer, İpek Zehra Evre, Deniz Likos, Barbora Hitay ve Elif Tuğba Tekışık dönüşümlü rol alacak.

İtalyanca seslendirilecek eserin koro şefliğini Paolo Villa üstlenecek. Eserin dekor tasarımını Efter Tunç, kostüm tasarımını Ayşegül Alev, ışık tasarımını ise Yakup Çartık hazırladı.

Anadolu Ateşi Kolombiya turnesini tamamladı

Tarafından: NTV
30 Nisan 2024 at 14:38
Anadolu Ateşi Kolombiya turnesini tamamladı

Kolombiya turnesi kapsamında son gösterisini başkent Bogota'da gerçekleştiren "Anadolu Ateşi" sanatseverlerden büyük beğeni topladı.

Mustafa Erdoğan'ın Genel Sanat Yönetmenliğini yaptığı dans topluluğu Anadolu Ateşi, Medellin'in ardından son gösterisini Bogota'daki "Astor Plaza Tiyatro Salonunda" gerçekleştirdi. Gösterinin final kısmında Türkiye ve Kolombiya milli bayraklarının perdede birlikte yansıtılması izleyicilerden alkış aldı. Gösteriyi izleyen Türkiye'nin Bogota Büyükelçisi Beste Pehlivan Sun, AA muhabirine yaptığı açıklamada Anadolu Ateşi'ni ilk kez Kolombiya'da görmekten mutlu olduklarını söyledi. Sun, Kolombiyalı sanatseverlerin salonu doldurduğuna dikkati çekerek, "Anadolu Ateşi ülkemizin kültürünün tanıtımında ciddi katkı veriyor. Burada güzel bir intiba bırakacaklarından şüphemiz yok, onlara başarılar diliyorum." ifadesini kullandı. İzleyicilerden Jessica Calderon, Anadolu Ateşi gösterisini "renkli ve muhteşem" bulduğunu dile getirerek, "İnanılmaz bir tecrübeydi, her zaman bu gösteriyi görmek istedim. Türkiye'de birkaç yıl yaşamama rağmen çok istediğim halde gidememiştim. Kolombiya'da olması beni çok mutlu etti. Türkiye'den birçok anımı hatırlattı. Özellikle geleneksel ve çağdaş karışımı çok beğendim." dedi. "HARİKA BİR PERFORMANS GÖRDÜK"

Kolombiyalı sanatseverlerden Leonardo Garzon de gösteriyi oldukça beğendiğini anlatarak, "Türkiye'nin birçok bölgesinden alıntılar ve tarihi dönemleri yansıtan bir şov izledik. Harika bir performans gördük." diye konuştu. İzleyicilerden Gina Valencia, Anadolu Ateşi Dans Topluluğu'nu Kolombiya'da izlemekten "son derece" mutlu olduğunu kaydetti. Anadolu Ateşi Grubu koreografı Alper Aksoy ise Kolombiya'ya tekrar geleceklerini vurgulayarak, "Medellin'deki gösterimiz çok güzel geçti ve muhteşem övgüler aldık. Alkış dansçıların istediği gibiydi. Her iki kentteki gösteride de seyirciler ayakta alkışladı. Bu yıl 25. yılımızı Beşiktaş Tüpraş Stadyumu'nda özel bir gösteri ile gerçekleştireceğiz. Bunun için can atıyoruz." şeklinde konuştu.

Zorba balesi 5 yıl sonra yeniden sahnede

Tarafından: NTV
30 Nisan 2024 at 01:06
Zorba balesi 5 yıl sonra yeniden sahnede

Ankara Devlet ve Opera Balesince (ADOB) sahnelenen Zorba balesi, 5 yılın ardından yeniden seyirciyle buluştu. Zorba balesi, 29 Nisan Dünya Dans Gününde prömiyer yaptı.

Usta yazar Nikos Kazancakis'in dünyaca ünlü romanından sahneye uyarlanan Zorba, Mikis Theodorakis'in müziği, Lorca Massine'nin libretto ve koreografisiyle Opera Sahnesinde yeniden seyirciyle buluştu. Zorba balesi, farklı kökenlere ve geçmişlere sahip karakterlerin, müzik ve dans aracılığıyla birbirlerine yakınlaştığı bir hikayeyi anlatıyor. Kültürler arası etkileşimi, anlayışı ve sevginin gücünü aktaran eser, dansın insanlığın ortak duygularını paylaşma kabiliyetindeki gücünü de vurguluyor.

Şef Sunay Muratov'un ADOB orkestrasını, İvan Pekhov'un ADOB korosunu yönettiği temsilde, "Zorba"yı Eren Keleş, "John"u İlhan Durgut, "Marina"yı Sultan Erol, "Manolies"i David Khozashvili, "Madame Hortance"yi Serapsu Yaşar canlandırdı; temsilde solist sanatçı olarak Ferda Yetişer görev aldı.

Kostüm tasarımını Tülay Şimşek'in, ışık tasarımını Fuat Gök'ün, bale başkoreografisini Almula Özlem ve bale başöğretmenliğini Elif Gözde Fırat'ın üstlendiği 2 perdelik temsilin sonunda, Ankaralı sanatseverler sanatçıları dakikalarca ayakta alkışladı.

DÜNYA PRÖMİYERİ 1988'DE YAPILDI

Zorba, Türkiye'de ilk kez Ankara Devlet Opera ve Balesince 2010'da sahnelenmişti. Eser, Ankara'da en son 2018-2019 sanat sezonunda seyirciye sunulmuştu.

Dünya bale repertuvarında 1988'de İtalya'nın Verona şehrindeki prömiyeriyle yer edinen eserin konusu şöyle: "John isimli bir Amerikalı, küçük bir Yunan kasabasına gelir. Etkilendiği ve parçası olmak istediği kültürün cazibesine kapılarak, güzel bir dul olan Marina'ya aşık olan John, Marina'dan da karşılık bulur. Yabancı birine aşık olduğu için Marina'ya köylüler karşı tavır alır. İki aşığa, John'un dostu Zorba sahip çıkar. Çift, kimsesi olmayan, ancak güçlü ve özgür bir adam olan Zorba'nın sayesinde aşklarını yaşama fırsatı bulur. Zorba, John'u köylülerin elinden kurtarırken Marina, intikam peşinde koşan kalabalığın kurbanı olur."

Merik Konağı kültürel miras koleksiyonuyla ziyaretçilerini ağırlıyor

Tarafından: NTV
27 Nisan 2024 at 12:59
Merik Konağı kültürel miras koleksiyonuyla ziyaretçilerini ağırlıyor

Mimarlık ve mobilya müzesi olan ve Osmanlı'nın saray, köşk ve konak mimarilerinden örneklerle inşa edilen Merik Konağı, sahip olduğu önemli kültürel miras koleksiyonuyla ziyaretçilerini ağırlıyor.

Amerika'da tedavi gördüğü hastanede 2018'de 76 yaşında hayatını kaybeden Sivaslı iş insanı ve yüksek mühendis Ali Rıza Bozkurt, Bilkent'te asıl adı Meryem olan ancak küçüklüğünden bu yana çevresi tarafından ismi Merik olarak dillendirilen annesinin adını yaşatmak için bir ev yapmaya karar verdi. "Hikayesi yüzyıllar sürecek olan bir ev" yapmak isteyen Bozkurt, zamanla, asırlar öncesine uzanan mimari, mobilya ve yaşam kültürünü günümüze taşımak, bu nadide yapıları yerli ve yabancı ziyaretçilere "zengin mazisi bulunan bir ülkede olduklarını hatırlatmak" için projeyi geliştirdi. Bunun için İstanbul'daki saray, köşk, kasır ve konakların iç ve dış mimarileriyle içindeki mobilyalar incelenerek, aynı detayların aynı özelliklerde ve kalitede yapılması için özel atölyeler kuruldu. Her detayı zanaatkarların el emeğiyle işlenen ve 7 yıl süren atölye çalışmalarının ardından Merik Konağı, 2008 yılında Özel Anadolu Mimarlık ve Mobilya Kültürel Miras Müzesi olarak tescillendi. "Altın Köşk" olarak da bilinen iki katlı müzede, 17 ve 19'uncu yüzyıllar arasında saraylarda, köşklerde kullanılmış çok sayıda kıymetli aksesuar ve mobilya sergileniyor. Avizelerden tavan süslemelerine, lavabolardan bahçeye ve merdivenlere kadar Müze'nin tüm alanlarında zanaatkarların ince işçilikleriyle işlenmiş detaylar bulunuyor.

Müzede, Osmanlı hanedanının dağılmasıyla illegal yollarla yurt dışına kaçırılan ve 1990'lı yıllarda satışa çıkarıldıkları müzayede salonlarından Bozkurt ailesince satın alınan Osmanlı padişahlarına ait eşyalar yer alıyor. Bunlar arasında, mobilya ustası olarak bilinen Sultan 2. Abdülhamid'in kendisinin yaptığı el oyması eserler, oturma grubu, Sultan Abdülaziz'in tahtları, Sultan Vahdettin'in Dolmabahçe Sarayı'nda kullandığı misafir takımları dikkati çekiyor. Mekke tünellerini inşa eden Bozkurt'a, dönemin Suudi Arabistan Kralının hediye ettiği, Hazreti İbrahim tarafından Kabe'nin inşası esnasında tavafın başlangıç noktasını belirlemek amacıyla yerleştirilen Hacer-ül Esved'den alınmış bir parça da müzenin önemli koleksiyonları arasında. Ayrıca, Hacı Bayram Veli'ye hediye edilmiş bir şamdan üzerindeki figürden yola çıkılarak ahşap oyma ustaları tarafından hazırlanan ve ayakları bulunmayan masa da müzenin dikkat çeken koleksiyonlarından. Masa, Ali Rıza Bozkurt'un eşi ve üç kızının yüzlerine göre modellenmiş 4 tunç heykelin dizleri üzerinde duruyor. Binanın içi ve dışındaki tüm sarı alanların altın varakla süslü olduğu müzenin bahçesindeki havuz ise İran'ın Şiraz kentinden gelen ustaların imzasını taşıyor. DIŞ CEPHESİ SEKOYA AĞACINDAN

Merik Konağı Operasyon Direktörü Çakıl Çelik, AA muhabirine, aslında kargir bir bina olan yapının dış cephesinin sekoya ağacıyla kaplı olduğunu söyledi. Yapının içerisinde "binadan daha kıymetli" birtakım mobilyaların bulunduğunu ifade eden Çelik, Osmanlı padişahlarının kullandıkları mobilyalara ilişkin detayları anlattı. Müze olarak tescillenmeden önce farklı ülkelerde yaşayan Bozkurt ailesinin üyelerinin burada bir araya gelerek kısa süreli konakladığını belirten Çelik, "Bugün artık konaklama yapılmıyor müze olarak çalışıyor. Aynı zamanda da çok özel davetler için akşam yemeği organizasyonları yapılıyor. Gündüzleri de müze ziyaretçilerine hizmet veriyor." ifadelerini kullandı. Bilkent İhsan Doğramacı Bulvarı üzerinde bulunan müze, pazartesi hariç her gün saat 10.30-16.30 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.

❌
❌