Okuma görünümü

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.

İlaca gerek yok! Doğal kas gevşeticiniz hazır… Taze nanenin bu faydalarına inanamayacaksınız!

Taze nane, mutfaklarda geniş bir yere sahip olan bitkilerin başında gelir. Tatlılardan tuzlulara hatta içeceklere kadar pek çok içerikte aktif olarak kullanılan nane, uzmanlar tarafından da sık sık gündeme getirilmektedir. Nane çayı, mide ağrısı veyahut da bulantı gibi durumlar ile karşı karşıya kalan pek çok kişinin bir numaralı tercihleri arasında yer alır. Ancak nane, birçok kişinin bildiğinden çok daha fazlasıdır. Peki, naneyi özel kılan nedir? Taze nanenin faydaları nelerdir? İşte konuya dair ayrıntılar… TAZE NANENİN ÖZELLİKLERİTaze nane günümüzde alternatif tıpta halen yerini korumayı başaran başlıca bitkiler arasında yer almaktadır. Ferahlatıcı aroması ve keskin tadı ile bilinen bu bitki, yalnızca mutfakların değil bazı tedavilerin de olmazsa olmazları arasındadır. Taze nane antioksidan, antibakteriyel ve antiinflamatuar özelliklere sahiptir. Bu içerik, taze naneyi yalnızca bir bitki olmanın dışına çıkarır. TAZE NANENİN FAYDALARI VE ZARARLARI NELERDİR?Taze nanenin öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Mide bulantısının ve hazımsızlığın etkilerini hafifletir.Mide ve bağırsak spazmlarını azaltarak sindirim sistemini rahatlatır.Mentol içerdiği için kas gevşetici ve sakinleştirici etkileri bulunur.Migren atakları ve baş ağrısı durumlarında şakaklara masaj için kullanıldığında kişiyi rahatlatır.Ağız içi bakterileri nötrleyerek diş çürüklerinin önüne geçer.Sapının tüketilmesi halinde toksin atım hızı artar.Taze nane her ne kadar faydaları ile öne çıkıyor olsa da bazı kişilerin bu bitkiyi tüketirken dikkatli olmaları gerekir. Kesin bir tada sahip olan bu bitki hali hazırda mide rahatsızlıkları bulunan kişiler tarafından tüketildiğinde reflüye veyahut da mide ekşimesine yol açabilir. Yanı sıra gebelerin ve emziren annelerin de nane tüketirken dikkatli olmaları gerekir. Yapılan araştırmalara göre aşırı miktarda ve düzenli olarak taze nane tüketmek, rahim kasılmalarına yol açabilir. Bu da hamilelik döneminde asla istenmeyen bir durumdur.

Doya doya ekmek yiyebileceksiniz! Gluten hassasiyeti olanlar bile... Mercimek ekmeğinin tarifi

Son dönemlerde hem ülkemizde hem de birçok dünya ülkesinde yapılan araştırmalar, glutene alerjisi olan kişi sayısında artış olduğunu gözler önüne sermektedir. Yanı sıra gluten hassasiyeti bulunmayan kişiler dahi sağlıklı yaşam tarzı kapsamında gluten içermeyen besinleri yemek planlarına dahil etmektelerdir. Bağırsaklarda ve dolayısı ile de midede birtakım sıkıntılara sebep olan gluten, bu gibi sorunlardan mustarip olan kişilerin beslenme alanını bir hayli daraltmaktadır. Özellikle yemekleri ekmek ile tüketmekten hoşlanan kişiler, gluten hassasiyetlerinden ötürü beyaz ekmeğe bir alternatif aramaktalardır. Gluten ile sıkıntısı olan, glutensiz beslenmek isteyen kişileri de kapsayan bu yazımızda beyaz ekmeğin en iyi alternatfilerinden birine yer verdik. İşte damaklarınızı çatlatacak, doyururken beslenmenizi de sağlayacak mercimek ekmeğinin tarifine dair ayrıntılar… MERCİMEK EKMEĞİ TARİFİ İÇİN GEREKEN MALZEMELERAşağıdaki malzemeleri kullanarak hazırlık aşaması 10 dakika, pişirme aşaması ise 25 dakika kadar süren 6- 8 kişilik mercimek ekmeği hazırlayabilirsiniz. Mercimek ekmeği tarifi için gereken malzemeler şu şekilde: 2 tane yumurta, 1 su bardağı kırmızı mercimek, 1 çay bardağı yoğur, yarım çay bardağı sıvı yağ, 1 su bardağı peynir, 1 paket kabartma tozu (karbonat da olabilir), 7- 8 sap maydanoz ve dereotu, karabiber, pulbiber, tuz.MERCİMEK EKMEĞİ TARİFİ NASIL YAPILIR?Mercimek ekmeği tarifinin yapım aşamaları sırası ile şu şekildedir: Kırmızı mercimeği bir gece önceden ıslatın.Ertesi gün mercimeğin suyunu süzüp sudan geçirin.Mercimeği ve yumurtayı blenderden geçirin.Yoğurdu, sıvı yağı, baharatları, tuzu ve karbonatı da blendere ekleyerek tüm karışımı bir kez daha çekin.Peyniri ince ince kıyın. Maydanozları ve dereotlarını da doğrayıp karışıma ilave edin. Bu aşamada blender kullanmanıza gerek yok. Tüm karışımı bir spatula veyahut da kaşık yardımı ile karıştırabilirsiniz.Hazırladığınız karışımı muffin kaplarına paylaştırın.Mercimek ekmeklerinizi 180 derecede önceden ısıtılmış fırında alt üst fansız ayarda yaklaşık olarak 25 dakika kadar pişirin. Afiyet olsun!

Göz sağlığınız ve bağışıklığınız bu besinlere bağlı! Beta karoten içeren besinler

İnsan sağlığı bakımından son derece önemli olan vitamin ve mineraller başta bağışıklık sistemi üzerinde olmak üzere vücudun çok çeşitli alanlarında etkililerdir. Bu kapsamda beta karotene sık sık dikkat çeken uzmanlar, bu içeriğin insan sağlığını çok çeşitli açılardan desteklediğini vurguladı. Beta karotenin faydalarından sık sık bahseden ve buna bağlı olarak da bu içerik bakımından zengin olan besinlerin tüketilmeleri gerektiğini belirten uzmanlar, konuya dair tüm ayrıntıları aktardı. Peki, beta karoten nedir? Beta karotenin faydaları nelerdir? Beta karoten hangi besinlerde bulunur? İşte tüm merak edilenler… BETA KAROTEN NEDİR, FAYDALARI NELERDİR?Beta karoten; sarı, kırmızı ve turuncu renkli meyvelerde ve sebzelerde bulunan, vücuda alındığında A vitaminine dönüşen bir antioksidan ve pigmenttir. Beta karotenin A vitaminine dönüştürülme süreci kişiden kişiye göre farklılık gösterebilmektedir. Ayrıca bu dönüşüm vücut tarafından kişinin ihtiyaçlarına göre şekillendirilen bir sürece sahiptir. Beta karotenin faydaları şu şekilde sıralanabilir: Göz sağlığı: Yaşa bağlı olarak ortaya çıkan göz problemlerinin etkilerini önler. İyi bir görüş için mutlaka gerekli olan retinanın bir bileşeni şeklinde tanımlanabilir.Bağışıklık: A vitamini güçlü bir bağışıklık sisteminin olmazsa olmazları arasında yer alır. Bu vitamin vücudu enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı korur.Cilt sağlığı: Cildi güneşin zararlı ışınlarına karşı korur. Cilt sağlığını destekler.Kronik hastalıklar: Antioksidan özelliklere sahip olduğu için vücudu serbest radikallerin etkilerinden korur. Kalp hastalığına ve bazı kanser türlerine yakalanma olasılığını düşürür.Solunum yolu hastalıkları: Yüksek beta karoten alımı solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma olasılığını düşürür.İltihap: Çeşit sebeplerden ötürü gelişmiş olan iltihaplanma durumlarının etkilerini azaltır.BETA KAROTEN İÇEREN BESİNLERİçeriklerinde yüksek miktarlarda beta karoten barındıran bazı besinler şu şekilde sıralanabilir: Havuç Tatlı patatesKara lahanaBrokoliKavunMangoPapayaKırmızı ve sarı biberKabak

Saçlarınız kökten uca beslenecek! Rapunzel görse kıskanır... Turp otunun faydaları

Bilimsel adı ‘Brassicaceae’ olan turpgiller familyasının üyeleri arasında yer alan turp otu, ‘kızamık turpu’, ‘yabani turp’ ve ‘eşek turpu’ isimleri ile de bilinir. Kalsiyum başta olmak üzere pek çok mineral ve A ile C vitaminleri bakımından da oldukça zengin olan turp otu, bu içeriği sayesinde vücudu pek çok açıdan destekler. Başta bağışıklık sistemi olmak üzere saç ve cilt üzerinde de olumlu etkilere sahip olan turp otu, alternatif tıpta geniş bir yere sahiptir. Peki, turp otunun öne çıkan özellikleri neler? Turp otu neye/ nelere iyi gelir? İşte konuya dair ayrıntılar… TURP OTUNUN SAÇ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİTurp otunun zengin içeriği saçlar üzerinden ciddi etkilerin gözlenmesini sağlar. İçeriğinde bol miktarda vitamin ve mineral barındıran bu bitki, saç köklerini güçlendirir ve bu sayede de saçların daha sağlıklı uzamasına aracılık etmiş olur. Aynı zamanda çeşitli saç sorunlarının etkilerini hafifletmede de etkili olan turp otunun saça katkıları genel olarak şu şekilde sıralanabilir: Saç köklerini besler. Saçların daha güçlü ve sağlıklı uzamasını sağlar.Saç dökülmesini azaltır.Saç derisinin nem dengesini korur ve dolayısı ile de kuruluğa bağlı olarak gelişen kaşıntı durumunun önüne geçer.Saçlara doğal bir parlaklık kazandırır.Saç tellerini yumuşatır.Kepek sorununun önüne geçer.TURP OTUNUN DİĞER YARARLARISaç sağlığının yanı sıra genel insan sağlığı açısından da birçok faydası bulunan turp otunun öne çıkan özellikleri şu şekilde sıralanabilir: Cildin doğal nem dengesini korur.Antioksidanlar bakımından zengin olduğu için hem bağışıklık sistemini güçlendirir hem de cilt tonunu eşitleyerek koyu lekelerin azalmasına yardımcı olur.Antiinflamatuar özellikte olduğu için başta cilt olmak üzere vücut içinde bulunan iltihap oranının düşürülmesinde etkilidir.Kötü kolesterolün düşürülmesine yardımcı olur.Potasyum bakımından zengin olduğu için kan basıncını düzenler. Dolayısı ile hipertansiyon riskini azaltır, kalp krizi ve felç riskini düşürür.Karaciğerin daha verimli çalışmasına yardımcı olur.Sindirim sistemini düzenler. Böbreklerin toksinlerden arınmasını sağlar.Bağışıklık sistemini güçlendirir.

Uzmanlar uyardı: Karpuz zehirlenmesine dikkat! Bozuk karpuz nasıl anlaşılır?

Karpuz, yaz mevsiminin en sevilen meyveleri arasındadır. Özellikle kavurucu sıcakların yaşandığı dönemlerde buzdolabından çıkarılan karpuzların saniyeler içerisinde tüketildikleri bilinir. Kokusu, tadı, rengi, vitamin ve mineral içeriği ve daha pek çok özelliği ile kategorisinin en sevilenleri arasında yer alan karpuz, son olarak uzmanların uyarılarına konu oldu. Tezgahlarda henüz yerini başlamış olan karpuzlarda mutlaka dikkat edilmesi gereken bazı püf noktaların bulunduğunu belirten uzmanlar, karpuz zehirlenmesi ile ilgili tüm detayları aktardı. KARPUZ ZEHİRLENMESİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?Yüzde 90’ından fazlası su olan karpuz, insan sağlığı üzerinden olumlu etkilere sahiptir. Başta vücudun ihtiyacı olan su miktarının karşılanmasında etkili olan karpuz, ayrıca iyi bir idrar yolları söktürücüsüdür. Karpuzun insan sağlığı üzerinde birçok olumlu etkisinin bulunması, bu meyveyi hem çocuklar hem de yetişkinler için vazgeçilmez kılar. Ancak uzmanlara göre dünya genelinde birçok tutkunu bulunan bu meyvenin tüketiminde mutlaka dikkat edilmesi gereken bazı püf noktaları bulunmaktadır. Karpuz yetiştiriciliğinde kullanılan azotlu gübrelerin yanlış uygulanması, karpuzdaki nitrat seviyesinin artmasına ve dolayısı ile de tüketicilerde bazı sağlık problemlerinin gözlenmesine yol açmaktadır. Bu noktada devreye giren uzmanlar karpuz yedikten yaklaşık olarak 2 saat sonra ortaya çıkan zehirlenme belirtilerini şu şekilde sıraladı: Mide bulantısı, kusma, şiddetli ishal, ateş basması, mide krampları.BOZUK KARPUZ NASIL ANLAŞILIR?Karpuzda nitrat seviyesinin yüksek olduğu şu belirtilere bakılarak anlaşılabilir: Kabuğun iç kısmının sarı renkli olması,Karpuzun orta kısmında dev bir boşluk olması,Suda bekletilen bir dilim karpuzun suyun rengini pembeye dönüştürmesi.Yukarıdaki tüm belirtiler, ilgili karpuzda nitrat seviyesinin yüksek olduğunu göstermektedir. Dolayısı ile bu durumlardan biri veyahut da birkaçı ile karşılaşılması halinde o karpuzun asla tüketilmemesi gerekir. Aksi taktirde kişide mide ağrısı ve bulantısı ile başlayan ciddi semptomlar gözlenebilir. Bu gibi durumlarda da hiç vakit kaybetmeden bir hekime başvurulması gerekir.

Karbonatın bu faydalarını kimse bilmiyor! Sağlıklı bir yaşam için suya katmak yeterli

Karbonat hem yemeklerde hem bazı tatlı ve hamur işlerinde kullanılan bir üründür. Bu ürünün mutfak dışında da pek çok kullanım alanı bulunmaktadır. Özellikle ev temizliğinde kimyasal ürünlerden uzak durmak isteyen birçok kişi, karbonatın güçlü içeriğinden faydalanır. Ayrıca beyaz çamaşırları daha da beyazlatmak için makinenin deterjan gözüne karbonat eklendiği de bilinmektedir. Son derece güçlü bir içeriğe sahip olan ve bu sayede de mikroplara karşı aktif olarak savaşan karbonat, uzmanların tavsiyelerine de sık sık konu olmaktadır. Karbonatın içeriğinin insan sağlığını olumlu yönde etkilediğini belirten uzmanlar, son olarak karbonatlı suya dikkat çekti. Karbonatlı su tüketiminin yaşam kalitesi üzerinde olumlu etkilere sahip olduğunu ifade eden uzmanlar, detayları paylaştı. KARBONATLI SUYUN FAYDALARIKarbonatlı su, çok eski zamanlardan bu yana kullanılan bir karışımdır. Birçok kişi normal su yerine karbonatlı su tükettiklerinde kendilerini daha iyi hissettiklerinden bahseder. Karbonat sayesinde normal su alkali su formuna dönüşür. Karbonatlı suyun faydaları genel olarak şu şekilde sıralanabilir: Suyu alkali suya dönüştürerek vücudun toksinlerden arınmasını destekler.Mide asidini nötrler. Dolayısı ile de midenin duvarına zarar veren asidi kontrol altına almış olur.Mide yanması, reflü, ekşime ve gastrit gibi sağlık sorunlarının etkilerini giderir.Gaz gidericidir.Hazımsızlık belirtilerini giderir.Gribal enfeksiyonlara karşı antiseptik görevi görür.Diş ve ağız sağlığını destekler.Ağız içi yaraları iyileştirir.Diş minesini temizler.Ayak kokusunu giderir.Romatizmal hastalıkların ağrılarını dindirir.İdrar söktürücüdür.Mineral açısından zengin olduğu için kemik sağlığını korur.KARBONATLI SU NASIL HAZIRLANIR?1 litre suya 1 çay kaşığı karbonat eklenmesi halinde içme suyu alkali hale getirilmiş olur. Burada karbonatın tamamen erimesini beklemek önemlidir. Karbonatlı suyun faydalarından en iyi şekilde yararlanmak isteyenlerin bu karışımı sabahları aç karna veyahut da yemeklerden yarım saat sonra tok karna içmeleri gerekmektedir.

At kestanesi yağı nedir, faydaları nelerdir? At kestanesi yağı nasıl kullanılır?

Kestaneye benzer yapıda olan at kestanesi yağı, alternatif tıpta tedavileri desteklemek amacı ile kullanılır. 39 metre yüksekliğe kadar büyüyebilen ağaçlardan yetişen bu doğal yağın geçmiş dönemlerde özellikle solunum sıkıntılarına karşı kullanıldığı bilinmektedir. At kestanesi yağının kullanım alanı bir hayli geniştir. Bakım ürünlerinde, şampuanlarda, kremlerde hatta gıda takviyelerinde at kestanesi yağının olduğu bilinmektedir. Temiz bir içeriğe sahip olduğu için özellikle doğal yaşam tutkunları tarafından tercih edilen at kestanesi yağı, uçucu yağlar kategorisinin bir üyesidir. Peki, at kestanesi yağı neye/ nelere iyi gelir? İşte yağa dair tüm merak edilenler… AT KESTANESİ YAĞININ FAYDALARI NELERDİR?At kestanesi yağının öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Selülit probleminin etkilerini hafifletir.İdeal dozda ve düzenli olarak kullanılması halinde saç ve cilt sağlığını destekler.Saçı derinlemesine besleme gibi bir özelliğe sahip olduğu için saçlarında daha hacimli ve canlı görünmesini sağlar.Ciltte koyu leke görünümünü azaltır.Romatizma ve eklem ağrılarını dindirir.Yaraların iyileşme sürelerini kısaltır.Damar sertleşme sorunlarının önüne geçere varis ağrılarını dindirir.Egzama ve kaşıntı sorunlarına iyi gelir.AT KESTANESİ YAĞI NASIL KULLANILIR?At kestanesi yağı ile en çok merak edilen konu başlıklarından biri de yağın uygulanış biçimidir. Özellikle cilt ve saç sağlığı üzerinde etkili olan bu yağın nasıl kullanılması gerektiği, birçok kişi tarafından arama motorları üzerinden sık sık sorgulanır. A, B, E vitaminleri ve aminoasitler bakımından son derece zengin olan at kestanesi yağı saça diplerine doğrudan uygulanabilir. Bir süre maske şeklinde bekletilen yağın su ile durulanması gerekir. Cilde veyahut da ağrı hissedilen diğer bölgelere at kestanesi yağı uygulamadan önce ek bir masaj yağından destek almak gerekebilir. Keskin bir içeriğe sahip olan bu yağın cilde uygulanmadan önce bir masaj yağı ile seyreltilmesi tavsiye edilir.

Ihlamurun bu faydalarına inanamayacaksınız! Ihlamur nasıl demlenir, ne kadar içilmelidir?

‘Tilia’ cinsine ait bir ağaç türü olan ıhlamur, genellikle ilkbahar ve yaz aylarında açan, güzel kokulu çiçeklere sahip bir bitkidir. Ihlamur çiçekleri sıklık ile çay yapımında kullanılırlar. Ayrıca bazı et türlerinin marinasyon süreçlerinde de ıhlamur kullanıldığı bilinmektedir. Ihlamur, alternatif tıpta geniş ve önemli bir yere sahiptir. Geçmiş dönemlerden bu yana çok çeşitli hastalıkların tedavilerinde kullanılan yanı sıra bazı hastalıkların tedavi süreçlerinde de ‘yardımcı’ rolünü üstlenen ıhlamur, günümüzde pek çok kişi tarafından tüketilmektedir. Peki, ıhlamuru bu denli özel kılan nedir? Ihlamurun faydaları nelerdir? Ihlamur nasıl demlenmelidir? İşte ayrıntılar… IHLAMUR ÇAYI NASIL HAZIRLANIR?Özellikle C vitamini bakımından zengin olan yanı sıra flavonoidler, potasyum, magnezyum ve kalsiyum da barındıran ıhlamur, yapımı itibari ile son derece basit aşamalara sahiptir. Ihlamurun zengin içeriğinden tam olarak yararlanılabilmesi için doğru şekilde demlenmesi gerektiğini belirten uzmanlar, konuya dair tüm ayrıntıları aktardı. Ihlamur çayı yapımı için; kurutulmuş ıhlamur çiçeğine, suya ve isteğe bağlı olarak bal, şeker gibi tatlandırıcılara ihtiyaç duyulmaktadır. Bir fincanın içine 1- 2 çay kaşığı kurutulmuş ıhlamur çiçeğini ekleyin. Kaynar suyu çiçeklerin üzerine dökün ve en az 5 dakika bekleyin. Demleme işlemi tamamlandığında çayı süzün ve isteğe bağlı olarak bir tatlandırıcı ekleyin. Çayınız hazır. Afiyet olsun! IHLAMUR ÇAYININ FAYDALARI NELER?Ihlamur çayının öne çıkan faydaları şu şekildedir: Stresi azaltır, zihni sakinleştirir.Uykuya geçişi hızlandırır. Uyku kalitesini artırır.Antiseptik ve antiinflamatuar özelliklere sahip olduğu için soğuk algınlığı ve grip gibi solunum yolu enfeksiyonlarının etkilerini hafifletir.Boğaz ağrısını dindirir, öksürüğü yatıştırır.Anksiyetenin etkilerini hafifletir.Sindirimi kolaylaştırır, mide rahatsızlıklarının etkilerini hafifletir.Antioksidan bakımından zengin olduğu için vücudu serbest radikallerin zararlarına karşı korur.Kan basıncını düşürür.C vitamini bakımından zengin olduğu için bağışıklığı güçlendirir.Her gün ıhlamur tüketilmesinde tıbben bir sakınca yoktur. Ancak burada tüketim miktarı önemli bir faktördür. Uzmanlara göre sakinleştirici bir etkisi olan bu çayın akşamları veyahut da gece uyumadan önce tüketilmesi uygundur. Tüketim miktarı ise günlük olarak 1- 3 bardak arası olmalıdır.

Kötü kolesterolü sıfırlayan mucizevi besin! Yaban mersini kurusunun etkilerine inanamayacaksınız

Fundagiller familyasının üyelerinden olan yaban mersini, odunsu bir yapıya sahiptir. Ilıman iklimi seven bu meyve, kırmızı ve mor renkleri ile bilinir. Dolgun ve etli meyvelerin başında gelen yaban mersini, temmuz- eylül ayları arasında tüketime uygundur. Tatlı- ekşi bir tadı olan yaban mersini, birçok tatlıya yakışır. Yanı sıra dondurmalara da yakıştırılan yaban mersini kuru formu ile de bilinmektedir. Yaban mersini kurusu ile genel olarak komposto tarzı içeriklerin hazırlandığı bilinmektedir. Sade olarak da tüketilen kuru meyve, bazı tatlılara da fazlaca yakıştırılır. Tadının ve muhteşem renklerinin yanı sıra faydaları ile de bilinen yaban mersini kurusu, uzmanların tavsiyelerine de sık sık konu olmaktadır. Kuru yaban mersini meyvesinin içerik bakımından son derece zengin olduğunu belirten uzmanlar, ürünün öne çıkan faydalarını peş peşe sıraladı. YABAN MERSİNİ KURUSUNUN FAYDALARI NELERDİR?Protein, potasyum, karbonhidrat, yağ, vitamin ve asitler bakımından zengin olan yaban mersini kurusunun öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Antioksidan bakımından zengin olduğu için hücre hasarının önüne geçer.Kötü kolesterol’ olarak bilinen LDL değerini dengeleyerek kalp ve damar hastalıklarına yakalanma olasılığını düşürür.Düzenli tüketilmesi halinde kan basıncını düşürerek yüksek tansiyonun istenmeyen etkilerini giderir.Beyin fonksiyonlarını iyileştirir.DNA hasarını azalarak yaşlanma belirtilerine karşı savaşır. Ayrıca bu özelliği ile kansere yakalanma olasılığını da düşürür.Kılcal damarlar ile ilgili sorunların etkilerini hafifletir.Yoğun ve yorucu spor antrenmanları sonrasında oluşabilecek kas ağrılarını giderir.İdrar yolu enfeksiyonlarını giderir.YABAN MERSİNİ KURUSU KİMLER TARAFINDAN TÜKETİLMEMELİDİR?Yaban mersini kurusu bazı kişiler için uygun değildir. Alerjik bünyeye sahip olan kişilerin yaban mersini kurusu tüketmemeleri gerekmektedir. Ayrıca kan pıhtılaşması veyahut da pankreas ile ilgili sıkıntıları olan kişilerin de yaban mersini kurusunu doktorlarına danışmadan tüketmeleri tavsiye edilmemektedir.

Karaciğer, böbrek, mide, ağız... Tüm vücudu koruyor! Hindistan cevizi yağının faydaları

Cilt ve saç bakım rutinlerinde sıklık ile yer alan yanı sıra kahvelerin tatlandırılmasında da kullanılan hindistan cevizi yağı, genel vücut sağlığını da çok çeşitli açılardan desteklemektedir. Doğal içeriği ile birçok alanda kullanıma uygun olan hindistan cevizi yağının pek çok faydasının bulunduğunu belirten uzmanlar, konuya dair tüm ayrıntıları paylaştı. HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI NEDİR, FAYDALARI NELERDİR?İçerik bakımından doymuş yağlardan farklı olan hindistan cevizi yağı, hindistan cevizi ağacının meyvesinden elde edilen bir yağ çeşididir. 15 milyon yıl öncesine dayanan bir geçmişi olduğu bilinen hindistan cevizinin kökeninin ise Güney Amerika ve Güney Asya’ya kadar uzandığı bilinmektedir. Hindistan cevizi yağı oda sıcaklığında katıdır. İçeriğinde bulunan orta zincirli yağ asitleri sebebi ile diğer doymuş yağlara göre farklılıklara sahip olan bu yağın faydaları ise genel olarak şu şekilde sıralanabilir: Kan şekerini düzenler. İnsülin salgılanmasını destekler.Ağız ve diş eti sağlığını korur. Diş eti çürükleri ile diş eti iltihap durumlarının tedavilerinde aktif olarak rol oynar.Antiinflamatuar etkiye sahip olduğu için mide yanması ve diğer mide sorunlarına karşı koruyucudur.Spor öncesi kahveye eklenmesi durumunda kişiye enerji verir.Bağışıklığı güçlendirir.Alzheimer ve demans gibi yaşa bağlı olarak ortaya çıkabilen hastalıkların belirtilerini hafifletmede etkilidir.Böbrek ve karaciğer enfeksiyonlarına karşı vücudu korur. Ayrıca idrar yolu enfeksiyonlarının da önüne geçer.HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞININ SAÇA FAYDALARIGenel vücut sağlığının yanı sıra saç sağlığına da olumlu katkıları bulunan hindistan cevizi yağı, birçok kişinin saç bakım rutininde yer almaktadır. Saçlarını doğal olarak güçlendirmek isteyen pek çok kişi, hindistan cevizinin mucizevi faydalarından destek alır. Hindistan cevizi yağının içeriğinde yüksek oranda C12 bulunmaktadır. Bu madde saçlara ihtiyaç duydukları nemi kazandırmada etkilidir. Yanı sıra saç kepeğinin azalmasında, elektriklenme durumunun nötrlenmesinde de etkili olan hindistan cevizi yağı, doğruda saç diplerine uygulanabilir. En az bir saat bekletildikten sonra saçlar yağdan arındırılır. Bu uygulamanın hangi sıklıkta yapılması gerektiği ise saçın kuruluk seviyesine göre değişiklik göstermektedir.

Eklem ağrılarının geçmesi için okunacak dua hangisi?

Peygamber Efendimizin okuduğu dua ve zikirler, özellikle eklem ağrıları ile mücadelede etkili olduğuna inanılan uygulamalardır. Bu duaların ve Esmaül Hüsnaların ağrıları hafiflettiği ve ruhsal olarak rahatlama sağladığı düşünülmektedir. Bu sebeple, pek çok kişi şifa bulmak amacı ile internet üzerinde eklem ağrıları için okunacak dualar hakkında araştırma yapmaktadır. Bu yazımızda, eklem ağrılarına şifa arayanların merak ettiği konuları ele alarak, doğru bilgilere ulaşmalarını ve manevi yöntemler ile şifa bulmalarını sağlamayı amaçlıyoruz. Eklem Ağrısı (Artralji) Nedir?Eklem ağrısı, vücudun farklı bölgelerindeki eklemlerde hissedilen şişme, sızı ya da rahatsızlık gibi belirtiler ile kendini gösteren bir durumdur. El, ayak, kalça, diz ve omurga gibi eklemlerde ortaya çıkabilen bu ağrılar, çeşitli sebeplerden kaynaklanabilir. Artralji olarak da adlandırılan eklem ağrısı, genelde; yaralanma, enfeksiyon, hastalık ya da iltihaplanma gibi durumların sonucunda ortaya çıkar. Birden fazla eklemde aynı anda hissedilirse, bu durum poliartralji olarak adlandırılır. Eklemler, vücudun kemiklerinin düzgün bir şekilde hareket etmesini sağlar ve bu nedenle önemli bir role sahiptirler. Eklem ağrısı durumunda, durumun tedavisi için okunabilecek pek çok dua ve esma bulunmaktadır. Eklem Ağrısı İçin Okunabilecek DualarEklem ağrıları, günlük yaşamı olumsuz etkileyen rahatsız edici durumlardandır. Fakat; duaların şifacı gücü ile ağrıları hafifletmek ve rahatlamak mümkündür. Eklem ağrıları için okunacak dualar ve anlamları şöyledir: 1. Dua: "Bismillahi euzu bi izzetillahi ve kudretihi min şerri ma ecidu min vecai haza."Anlamı: "Allah'ın ismiyle, vücudumda hissettiğim ağrının şerrinden ve bu acıdan Allah'ın izzet ve kudretine sığınıyorum." Bu duayı 3 kez besmele çekerek ve ardından ağrıyan yere sağ elinizi koyarak 7 kez okuyabilirsiniz.2. Dua: "Eûzü bi-izzetillahi ve kudretihi min şerri mâ ecidu ve uhâziru."Anlamı: "Bedenimde hissettiğim hastalığın şerrinden, Allah'ın izzet ve kudretine sığınıyorum." Bu duayı da sağ elinizi ağrıyan bölgeye koyarak 3 kez besmele ile başlayarak ve 3 kez okuyabilirsiniz.Vücut Ağrıları İçin Hangi Dua Okunur?Vücut ağrılarına karşı okunacak dua, Peygamber Efendimiz'in uyguladığı ve şifasını gördüğü dualardan biridir. Bu dua, ağrıyan bölgeye sağ el konularak okunur ve şu şekildedir: "Bismillâhi erkıyke min külli şey'in yü'ziyke ve min şerri külli nefsin ev aynin hâsidin allâhü yeşfike."Bu duayı ağrıyan bölgeye sağ elinizi koyarak 7 defa okuyabilirsiniz. Bu dunanın anlamı ise, Allah'ın adı ile sizi her türlü kötülükten korumasını ve her türlü kötü niyetli kişinin şerrinden sizi iyileştirmesini dilemektir. Eklem Ağrısına Şifa Veren Esmaül HüsnaEklem ağrıları ile başa çıkmak için duaların yanı sıra Esmaül Hüsna'nın da güçlü bir etkisi bulunmaktadır. Esmaül Hüsnalar, hem bedensel rahatsızlıkları hafifletmeye yardımcı olur, hem de manevi olarak güç verirler. Eklem ağrıları için okunacak Esmaül Hüsnalar şöyledir: Ya Kavi: Güçlü ve dayanıklı olan anlamına gelir. Bedeni kuvvetlendirir ve dayanıklılığı arttırır.Ya Rafi: Yükselten ve yücelten anlamına gelir.Ya Nafi: Yaraları iyileştiren, şifayı veren anlamına gelir. Ağrıları hafifletir ve bedene şifa sağlar.Ya Rauf: Merhametli ve şefkatli olan anlamına gelir. Rahatlamayı ve huzuru sağlar, bedene yumuşaklık verir.Ya Cabbar: Güçlü ve kudretli olan anlamına gelir. Bedeni güçlendirir ve ağrıları giderir.Bu Esmaül Hüsna'ları 313 defa aynı anda olacak şekilde, sağ elinizi ağrıyan bölgenize koyarak okuyabilirsiniz. Geçmeyen Ağrılar İçin Okunacak DualarGeçmeyen ağrılar için okunabilecek çeşitli dualar vardır. Bu duaların kabul olduğu zamanlar da bulunmaktadır. Bu zamanlar; yağmur yağdığı zaman, sabah ve yatsı namazı sonrasıdır. Bu zamanlarda duaların kabul edilme olasılığı daha yüksektir. Ayrıca, anne ve babanın duaları da kabul edilen dualar arasındadır. Özellikle annelerin ve babaların çocukları için yaptığı dualar, diğer dualara nazaran daha makbuldür. Alim ve salih kişilerin okuduğu duaların da kabul edilme ihtimali yüksektir. Peygamber Efendimiz'in geçmeyen ağrılar için tavsiye ettiği uygulama, 7 defa Fatiha okumaktır. Müslim'de geçen bir hadis-i şerifte, ağrıyan yere elini koymanın ve yedi defa Fatiha okumanın ağrıyı geçirdiği söylenmiştir. Fatiha suresi, sadece ağrılar için değil, aynı zamanda hastalıklara şifa için de çokça okunması tavsiye edilen bir suredir.

Diyaliz sonrası ölüm

Diyaliz sonrası ölüm

Burdur Devlet Hastanesi’nde diyaliz makinesine girdikten sonra rahatsızlaşıp hastaneye geri dönen 33 hastadan biri Antalya'da hayatını kaybetti.

Burdur Devlet Hastanesi’nde 25 Mayıs Cumartesi günü 08.00- 12.00 ile 12.00- 16.00 seansında diyalize giren hastalardan bazıları baş dönmesi, mide bulantısı, şuur bulanıklığı ve nakil aracından inememe tarzı şikayetlerle hastaneye geri dönmüştü. Bunun üzerine hastane yönetimi gün içinde diyalize giren tüm hastaları hastaneye çağırıp yapılan tetkiklerin ardından gün içinde diyaliz merkezinde tedavi olan 33 hasta Afyon, Isparta, Antalya, Bucak’ta bulunan devlet hastaneleri ve özel diyaliz merkezlerine sevk edildi. Sevk edilen 33 hastanın 14’ü ise entübe edilmişti.

BİR KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ Antalya'ya sevk edilen durumu ağır olan hastalardan 70 yaşındaki Mustafa Demir hayatını kaybetti. 23 hastadaki şikayetlerin ardından durumu ağır olanlar başka illere sevk edilmişti. Diğer hastaların tedavisi sürüyor..

DSÖ ve UNICEF: Avrupa genelinde kızamık vakaları artıyor

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve UNICEF, Avrupa çapında kızamık vakalarının artmaya devam ettiğini, bu yıl için kaydedilen kızamık vakalarının sayısının yakında 2023 boyunca rapor edilen toplam 300 bin vaka sayısını aşacağı konusunda uyardı

Dikkat böcek yiyor olabilirsiniz! İlaç sanayinden endüstriyel gıdalara birçok alanda kullanılıyor

Sosyal medya başta olmak üzere birçok alanda karşınıza çıkmıştır; kozmetikten, ilaç sanayine ve endüstriyel gıdalarda kullanılan bir böcekten bahsedilir. Gerçekten böyle bir böcek var mıdır; yoksa şehir efsanesi midir? Sosyal medyada gördüğünüz gibi gerçekten böyle bir böcek vardır ve adı da Karmindir (Cochienal). Karmin nasıl bir böcektir? Sadece içeceklerde mi kullanılır? Aşağıda bu sorulara cevap arayacağız. Gıda maddelerinin insanlara cazip gelen ilk özelliği renkleridir. Bir gıda maddesi ilgiyi genelde görüntüsüyle sağlar. İşte karmin böceği de bu rengi sağladığı için gıdalarda katkı maddesi olarak kullanılmaktadır. Daha açık bir ifadeyle Cochienal (karmin) böceğinden elde edilen gıda boyası birçok gıda maddesinde kullanılmaktadır. Gıda renklendiricisi olarak kullanılan genellikle kahverengi ve kırmızı arası renklerin elde edildiği bir böcektir karmin. Cochineal (Dactylopius coccus), Dactylopi familyasından değişik kaktüslerde parazit olarak yaşar. Çok eski yıllardan beridir bilinen ve kullanılan  böcektir.  E 120 KODU İLE GIDALARDA KULLANILIYORKarmin (Karminik Asit ) E 120 kodu ile gıdalarda kullanılan renklendiricilerindendir. Ürünlerde kırmızı renk vermesi amacı ile kullanılmakta ve stabilitesinin yüksek olması nedeni ile tercih edilmektedir. Bu maddeye alternatif olarak pancar kırmızısı kullanılabilmekle birlikte stabilite zayıflığı ve istenilen renk tonlarının yakalanamaması nedeni ile yeni ürünler yapılmış ve bu yönde araştırmalar devam etmektedir. KARMİN BÖCEĞİ İÇİN ÖZEL TARLALAR VARAvrupa'ya 16. yüzyılda gelmiştir ve başta çeşitli gıda maddelerine renk vermenin yanı sıra tekstil, kozmetik sanayinde de kullanılmaya ve yaygınlaşmaya başlamıştır. Karmin bu böceğinin dişilerinden veya yumurtalarından çıkartılan bir renk  pigmentidir. Bu böcek türü Kanarya Adaları'nda ve Meksika'da yaşayan bir böcektir. Doğal ortamında çoğaldığı gibi kültürel olarak da yetiştirip ticareti yapılmaktadır. Karmin böceği için özel tarlalar kurulur. Bu böcekler ve larvaları, Meksikalı köylüler tarafından toplanır. Kurutulduktan sonra öğütülüp un haline getirilerek renklendirici madde olarak kullanılır. HELAL SERTİFİKA KURUMLARI KARMİN BÖCEĞİ KULLANANLARA SERTİFİKA VERMİYORBilindiği gibi dinimizde, özellikle “Hanefi ve Şafi fıkhında” haşarat (haşerelerin) tüketilmesi caiz değildir. Ülkemizde helal gıda sertifikası veren kuruluşlar verdikleri helal sertifikalarında bu böceği kullananlara sertifika vermiyor. Bunun tek başına yeterli olmadığını vurgulayan helal sertifika veren kuruluş yetkilileri ürünlerin içindekiler bölümünde renklendirici maddenin hangi yolla elde edildiğinin belirtilmesi konusunda çağrıda bulunuyor. KARMİN NERELERDE KULLANIYORBöcekten elde edilen karmin maddesi gıda renklendirme ajani olarak kozmetiklerde, ilaç sanayiinde ve boyacılıkta kullanılmaktadır. Etleri, sosları, kırmızı deniz ve işlenmiş kanatlı ürünleri de içine alan geniş bir gıda ürünü yelpazesinde kullanılan karmin;  sosisler ve işlenmiş kümes hayvanı gibi et ürünlerinde, meyve preperatlarında, reçel ve marmelatlarda, koruyucularda, sucuk, salam,  jelatinli tatlılarda, pasta ve fırın ürünlerinde, dondurmalarda, şekerlemelerde ve süt ürünlerinde de doğal renklendirici olarak bulunabilir. Bilinçili tükeci olmalı ve aldığımız gıdaların içindekiler bölümünü muhakkak okumalıyız.

Ateş yanığı hastalığı nedir? Ateş yanığı hastalığı belirtileri

Ateş yanığı hastalığı nedir? Ateş yanığı hastalığı belirtileri

Ateş yanıklığı armut ve elmaendüstrisinin yanı sıra fidanlıklarda olduğu gibi birçok süs bitkisinin de hassas konukçusuolması dolayısıyla fidan ticareti için de risk oluşturur. Bir ülkede ateş yanıklığı hastalığınınbulunması, ateş yanıklığı hastalığı konukçularının bulunduğu bitkilerin dikiminde ve bubitkilerin ihracatında, önemli bir engeldir. Peki, ateş yanığı hastalığı nedir?

Ateş yanıklığı, Erwinia amylovora adlı bakteri türünün Dağmuşmulası, alıç, ayva, ceviz,elma,armut ve üvez türlerinde neden olduğu bitki hastalığı. Yaprak renkleri kahve-siyah renge dönüşür ve dalda kavrulmuş bir şekilde uzun süre asılı kalır. Çiçeklerin renkleri, önceleri kahverengi daha sonra siyaha döner. Genç sürgünlerin renkleri esmerleşir; sürgünler yangın geçirmiş bir görünüm alır. Dalların kabuklarında zamanla beyaz bir akıntı görülür.

ATEŞ YANIĞI HASTALIĞI BELİRTİLERİ NELER?

Hastalığın isminden de anlaşıldığı gibi en tipik belirtisi, enfekteli bitki aksamının ateşten yanmış bir görünüm almasıdır. Nemli havalarda bu enfekteli kısımlarda krem rengi sütümsü bir akıntı oluşur ve bu akıntı, kuruduğunda elmada amber rengi, armutta ise kahverengine dönüşmektedir. Bu akıntı, hastalık etmeninin en karakteristik işaretidir. İlk belirtiler genellikle tek bir çiçek veya tüm çiçek demetinde görülür. Başlangıçta enfekteli kısımlar suda haşlanmış gibi bir görünüm alır, solar, büzüşür kahverengileşir, zamanla siyahlaşarak ateşte yanmış gibi bir görünüm alır. Enfeksiyon çiçek tablasına doğru ilerler ve çiçek tablası koyu yeşil renkte, suda haşlanmış gibi bir görünüm alır (Şekil a) Çiçek enfeksiyonunu, genç meyve enfeksiyonları takıp eder (Şekil b). Hastalık ilerledikçe tüm sürgün, ana dallar ve gövdeye kadar enfeksiyon yayılabilir. 

Dikkat bu şikayetler MS belirtisi olabilir!

Dünya MS Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, MS’in başka hastalıklarla karıştırılmaması ve hafife alınmaması gereken sinyalleri olduğunu belirterek, "Görme sorunları, baş dönmesi, dengesizlik, kollarda/bacaklarda güçsüzlük, duyu değişikliği, idrar ve dışkı sorunları, yorgunluk vb. belirtilerin nörolog tarafından da kontrolü şart" dedi

Türkiye'de ilk! Hem hasta hem doktor hayaline kavuştu

İki yıl önce geçirdiği tiroit ameliyatı sonrası ses teli felci olan mimar ve akademisyen Çiğdem Kitiş'e Türkiye'de ilk kez 'çift taraflı sinir nakli' yapıldı. Gittiği her doktorun “Artık yapacak bir şey yok, nefesini düzeltmek için sesini kaybetmek zorundasın" dediği Kitiş, bu ameliyatla hem nefesine kavuştu hem de artık unuttum dediği sesine kavuşacak. Türkiye’de ilk, dünyada 6’ncı ülkede bu ameliyatın gerçekleştirildiğini belirten Doç. Dr. Necati Enver ise yöntemi ilk kez 10 yıl önce yurt dışında izlediğini, o zamandan beri en büyük hayalinin bu operasyonu Türkiye'de de yapabilmek olduğunu söyledi

'Mantardan anlarım' diyenlere uyarı!

Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Ülkem Şen Uzeli, yabani mantarların, tüketen kişiyi ölüme kadar götürebildiğini söyledi

Haftada 55 saat üzerinde çalışanlarda ve kısa boylularda o risk artıyor

Kalp hastalıklarına davetiye çıkaran risk faktörlerinin çoğunu biliyor olsak da yeterli bilinç düzeyinde değiliz. Bu konuda net bildiklerimiz yanında az bildiklerimiz ve hiç bilmediklerimiz de var. “Kısa boy” ve “uzun çalışma saatleri” onlardan ikisi. Araştırmalar kısa boylu kişilerin kalp hastalıklarına yakalanma risklerinin uzun boylulara göre 1,5 kat fazla olabileceğini gösteriyor. Haftada 55 saatten fazla çalışan bir kişide ise 35-40 saat çalışanlarla karşılaştırıldığında kardiyovasküler hastalık riskinde yüzde 13, felç riskinde yüzde 33 artış görüldüğü belirtiliyor. İşte detaylar. Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda Erenoğlu yazdı

❌