Okuma görünümü

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.

Otizmli çocuğun mezuniyet gösterisine alınmadığı iddiası

Otizmli çocuğun mezuniyet gösterisine alınmadığı iddiası

İstanbul Küçükçekmece'deki bir anaokulunda otizimli çocuğun yıl sonu gösterisine alınmadığı iddia edildi. Okul yönetimi olay sonrası büyük tepki topladı. Bazı velilerse otizmli çocuğun ses ve ışıktan rahatsız olduğu için müsamereye alınmadığını öne sürdü. (Haber: Baran Bila)

Yapay tatlandırıcıda kalp krizi riski

Yapay tatlandırıcıda kalp krizi riski

Cikletten diş macununa kadar pek çok üründe yapay tatlandırıcı olarak kullanılan "ksilitol"ün kalp krizi, inme ve ölüm riskini artırdığı ortaya çıktı. Araştırmanın sonucu endişe verici. Az mikarda tüketildiğinde bile kanda yüksek oranda görülüyor. Kalp krizi ve inme riskini yaklaşık iki kat artırıyor. Peki, araştırmanın ayrıntılarında neler var? Kardiyolog Prof. Dr. Özlem Esen, NTV yayınında konuya ilişkin merak edilen soruları yanıtladı.

Vücuda demir ihtiyacını karşılayan yaz meyvesi

Vücuda demir ihtiyacını karşılayan yaz meyvesi

Yaz mevsimi geldiğinde sıklıkla tercih edilen dut meyvesi sağlık açısından oldukça faydalı. Mevsiminde düzenli olarak dut tüketmek vücutta antioksidan etki yaratıyor. Türkiye'de genellikle Marmara, Ege ve Akdeniz'de yetişen bu meyve toprak ve iklim koşullarına uyum sağlayabilen dayanıklı ağaçlarda yetişiyor.

Yaz aylarının sevilen meyvelerinden biri olan dutun vücuda sayısız faydası bulunuyor. Dut ağaçları genellikle ılıman iklim bölgelerinde yetişir. Dutlar, genellikle Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'nın belirli bölgelerinde yetiştirilir. Dut ağaçları, ılıman ve nemli iklimleri tercih eder ve çoğunlukla yaz aylarında güneşli, kış aylarında ise soğuk ancak don olmayan iklimleri tercih eder.
Dut ağaçları, çoğunlukla bahçelerde, parklarda ve tarım alanlarında yetiştirilir. Türkiye'de de dut yetiştiriciliği yaygındır ve özellikle Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde bulunabilir. Dut ağaçları, genellikle meyve verimini artırmak için güneşli ve rüzgarsız bölgelerde tercih edilir.
Dutlar, toprak ve iklim koşullarına uyum sağlayabilen dayanıklı ağaçlardır ve iyi bakıldığında verimli bir şekilde meyve verebilirler.
Dut yemeinin vücuda pek çok faydası bulunuyor. Özellikle yüksel lif içeriğiyle sindirim sistemini düzenliyor. Antioksidan açısından zengin olan bu meyve vücudu serbest radikallere karşı da koruyor. Yaşlanmayı önlüyor.Lif içeriği sayesinde, dut meyvesi tokluk hissi sağlayarak kilo kontrolüne yardımcı olabilir.Kalp sağlığına faydalı olan potasyum açısından zengindir. Potasyum, kan basıncını düzenlemeye ve kalp ritmini korumaya yardımcı olur.
Dut meyvesi, kan şekerini dengelemeye yardımcı olan lif ve antioksidanlar içerir. Bu nedenle, diyabet riskini azaltmaya yardımcı olabilir.Dut meyvesi, cilt sağlığını destekleyen C vitamini ve antioksidanlar açısından zengindir. C vitamini, kolajen üretimini teşvik eder ve cildin sağlıklı ve genç görünmesini sağlar.
Dut meyvesi, bağışıklık sistemini güçlendiren vitamin ve mineraller içerir. Bu sayede, vücudu hastalıklara karşı korur.Dut meyvesi, kemik sağlığı için önemli olan kalsiyum ve K vitamini içerir. Bu mineraller kemiklerin güçlenmesine ve osteoporoz riskinin azaltılmasına yardımcı olabilir.
ÖNEMLİ! Dut meyvesinin bu faydaları, düzenli olarak tüketildiğinde sağlık üzerinde olumlu etkiler yapabilir. Ancak herhangi bir sağlık durumunuz varsa veya yeni bir besin eklemek istiyorsanız, öncelikle bir sağlık uzmanına danışmanız önemlidir.
Demir, vücut için önemli bir mineraldir ve kırmızı kan hücrelerinin üretimi ve oksijen taşınması gibi hayati fonksiyonlarda rol oynar. Dut meyvesi, demir açısından orta düzeyde bir kaynak olabilir, ancak demir miktarı dutun türüne, olgunluğuna ve büyüdüğü toprağın içeriğine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bununla birlikte, dut meyvesi tüketerek demir alımını artırabilirsiniz.
MALZEMELER: 2 yemek kaşığı kurutulmuş dut yaprağı 1 litre suHAZIRLANIŞI:1 litre kaynamış olan suyun içerisinde 2 yemek kaşığı kurutulmuş dut yaprağı konulur. Bu şekilde yaklaşık 2 saat demlenmeye bırakılır.Demleme işlemi bittikten sonra çayınızı süzün ve gün içerisinde bu çayı aralıklarla içerek tüketin. Özellikle yemeklerden önce içildiğinde fayda sağlar. Ancak herhangi bir sağlık sorununuz ya da kullanmakta olduğunuz ilaç varsa meyve çaylarını tüketmeden önce bir uzmana danışmayı unutmayın

Prof. Dr. Özlü’den A (H5N2) açıklaması

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ), Meksika'da ilk insan ölümü doğrulanan kuş gribinin bir alt türü olan A(H5N2) virüsüne ilişkin “Vakayla ilgili ayrıntılar, özellikle temaslılarla ilgili yapılan takipler, henüz daha sonuçlanmış değil. İlk sonuçlanan raporlarda temaslılarda benzer bir virüsün varlığına dair testler negatif çıkmış. Dolayısıyla insandan insana bulaştığına dair bir bilgi yok. Gripten korunmak için ne yapmamız gerekiyorsa onları yapmamız gerekiyor. Anormal bir durum görmüyorum” dedi

DSÖ açıkladı: Büyük risk gıdalarda

DSÖ açıkladı: Büyük risk gıdalarda

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Beslenme ve Gıda Güvenliği Departmanı Direktörü Francesco Branca, dünya genelinde her gün tahmini olarak 1,6 milyon kişinin güvenli olmayan gıdalar nedeniyle hastalandığını belirtti.

Branca, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisinin haftalık basın toplantısında 7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği Günü dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu. "Dünya genelinde her gün tahminen 1,6 milyon insan güvenli olmayan gıdalar nedeniyle hastalanıyor." diyen Branca, gıda kaynaklı hastalıkların yüzde 40'ının, 5 yaşın altındaki çocuklarda görüldüğünü söyledi. Küresel gıda tedarikinin giderek birbirine bağlandığını kaydeden Branca, güvenli olmayan gıdanın oluşturduğu risklerin yerel bir sorundan uluslararası bir acil duruma hızla dönüşebileceğini vurguladı. Branca, "Dünyanın birçok yerindeki insani krizler gıda güvenliğini tehlikeye atıyor. Gıda, ancak güvenli olduğunda beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilir." dedi.

Karın yağlarını eritmek için 8 ipucu

Yaz mevsiminin gelmesiyle soframızdaki yemekler "kilo vermeye yardımcı" tariflerle değişmeye başladı değil mi? 'Spor yapıyorum, yediklerime de dikkat ediyorum ama göbek çevresindeki yağlardan kurtulamıyorum' diyorsanız bu yazı tam sizin için! İşte göbek yağlarını eritmenize yardım edecek 8 ipucu

Safran Sabunu cilde, saça faydaları nelerdir, ne işe yarar?

Osmanlı döneminde özellikle kadınlar tarafından sıklık ile kullanıldığı bilinen safran sabunu, son dönemlerde yeniden popülerlik kazanmıştır. Zengin içeriği sayesinde hem cilt hem de saç üzerinde olumlu etkileri olan safran sabunu, geniş bir kullanım alanına sahiptir. Peki, safran sabunu nasıl kullanılır? Safran sabunu ne işe yarar? İşte safran sabununa dair ayrıntılar… SAFRAN SABUNUNUN FAYDALARI NELERDİR?Safran sabununun öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Cildi derinlemesine temizleyerek canlandırır.Akne ve siyah nokta oluşumunun önüne geçer.Antiseptik özellikte olduğu için iltihabı kurutur.Antibakteriyel özelliktedir.Yoğun kaşıntı hissinin hafifletir.Mantar probleminin tedavi sürecini destekler.Saç dökülmesini azaltır.Saçların daha hızlı bir şekilde uzamasına yardımcı olur.Kepek oluşumunu azaltır.Egzama gibi cilt problemlerinin tedavilerine yardımcı olur.Hücre yenileme hızını artırır.Cilde yumuşaklık kazandırır.Ciltte pullanma görüntüsünün önüne geçer.Cildi sıkılaştırır.Cildi ölü deriden arındırır.Saç köklerini besler.Güneş ve sivilce lekelerini azaltır.SAFRAN SABUNU NASIL KULLANILIR?Hem cilt hem de saç sağlığını destekleyen safran sabununun kullanım şekli de bakımına önem veren birçok kişi tarafında merak edilmektedir. Safran sabununun kullanım şekli son derece basittir. Duş esnasında su ile ıslatılarak kullanılan bu sabunun saç derisinde kalıntısının kalmamasına özen gösterilmelidir. Safran sabununu cildi için kullanmak isteyen kişiler, sabunu bol su ile köpürtüp köpüğü direkt olarak ciltlerine uygulayabilmektelerdir. Safran sabununun zengin içeriğinin cilde ve saça en iyi şekilde etki etmesini isteyen kişilerin, sabunu düzenli olarak uygulamaları gerekmektedir. Aksi takdirde yukarıda sıralamış olduğumuz faydaların gözlenmesi bir hayli zorlaşacaktır. SAFRAN SABUNU HANGİ CİLT TİPLERİNE UYGUNDUR?Kuru, yağlı, karma olmak üzere birçok cilt tipi bulunmaktadır. Her ürün her cilt tipi için uygun değildir. Cilt tipine bakılmaksızın kullanılan ürünler, faydadan çok zarara sebep olabilmektelerdir. Bu kapsamda safran sabununun hangi cilt tipleri için uygun olduğu birçok kişi tarafından merak edilmektedir. Safran sabunu hassas ve kuru ciltler başta olmak üzere tüm cilt tipleri için uygundur. Cildin nem dengesini düzenleyen bu sabun, yağlı ciltlerde de etkili sonuçların gözlenmesine aracılık etmektedir. Ek olarak sebum dengesini sağlama gibi bir özelliği de bulunan bu sabun, yağlı ciltlerde sıklık ile karşılaşılan sivilce ve siyah nokta gibi sorunların önüne de geçmektedir. Alerjik bir reaksiyona sebep olabilecek içerikte olmayan safran sabununun ciltte kullanılması halinde cildin uygun bir nemlendirici ile nemlendirilmesi tavsiye edilmektedir. SAFRAN SABUNUNUN İÇİNDE NE VAR?Her cilt ve saç tipi için kullanıma uygun olan safran sabununun içeriğinde, saç ve cilt sağlığını destekleyen doğal bileşenler bulunmaktadır. Bu sabunun içeriğinde cilde ve saça zarar verebilecek herhangi bir katkı maddesi bulunmamaktadır. Safran sabununun içerisinde kimyasal maddeler de bulunmamaktadır. Bu sabunun içerisinde safran yağına ek olarak; hindistan cevizi yağı, Hint yağı, zeytinyağı, badem yağı, kakao yağı ve shea yağı gibi birçok faydalı yağ bulunmaktadır. Sabunda hayvansal herhangi bir yağ bulunmamaktadır. Bitkisel yağlar bakımından son derece zengin olan safran sabunu, günlük kullanıma uygundur. Bu sabun saç ve yüzün haricinde tüm vücut için de tercih edilebilmektedir. Safran sabununun yan etkileri yoktur. Ancak aksi bir durum ile karşılaşılması halinde mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.

Meksika, DSÖ'yü yalanladı

DSÖ, Meksika sağlık makamlarının kendilerine, insanlarda A(H5N2) virüsü ile enfekte olduğu doğrulanmış ölümcül bir vakayı bildirdiğini kaydetmişti. Meksika ise DSÖ'yü yalanlayarak söz konusu hastanın, diyabet ve böbrek yetmezliğinden kaynaklanan komplikasyonlar nedeniyle öldüğünü duyurdu

Britanya'da koli basili salgını

"Escherichia coli (koli basili)" bakterisi, kanlı ishal gibi ishal türleri ve idrar yolu enfeksiyonlarına neden oluyor. Hastalıklar, bakteriyi taşıyan gıdalara, hastalığın bulaştığı kişiye ve hayvanlarla temas sonucu ortaya çıkıyor. Birleşik Krallık'ta 4 Haziran itibariyle 113 vaka tespit edildiği ve bu sayının giderek artmasının beklendiği açıklandı

Yaz gribi nedir, belirtileri nelerdir? Yaz gribi nasıl geçer?

Yaz mevsiminde de tıpkı sonbahar ve kış aylarında olduğu gibi solunum yolu hastalıklarının görülmesi mümkündür. Hatta bu durum ‘yaz gribi’ tanısı ile sık sık adından söz ettirir. Virüsler mevsimsel olarak görülseler de yaz aylarında da gribe benzer semptomlar gözlenebilir. Yaz gribinin belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ancak bu rahatsızlığın ayırt edici birkaç belirtisi bulunmaktadır. Peki, yaz gribi kaç gün sürer, nasıl geçer? Yaz gribine ne iyi gelir? İşte konuya dair tüm merak edilenler… YAZ GRİBİ BELİRTİLERİ NELERDİR?Sıklık ile enfeksiyon sebebi ile ortaya çıkan ve solunum yolu ile de yayılan bir hastalık olarak tanımlanan yaz gribi, hava sıcaklığının birden rekor seviyelere ulaşmış olduğu şu günlerde adından söz ettirmeye başladı. Klima gibi havalandırma sistemlerinin daha fazla kullanılması ile birlikte kendini hissettiren yaz gribi, ayrıca vücut direnci düşen kişilerde de birtakım semptomların gözlenmesine yol açtı. Yaz gribi belirtileri genel olarak şu şekilde sıralanabilir: Üşüme ve titremeYüksek ateşVücutta ağrı, kaslarda ağrı,Hapşırma ve öksürmeBoğaz ağrısıBurun akıntısı ve tıkanıklıkTükenmişlik haliBaş ağrısıYaz aylarında grip vakalarının artmasına birçok faktör sebep olabilir. Mide gribi, soğuk algınlığı, akciğer iltihaplanması, bronşit ve farklı enfeksiyonlar, yaz gribinin semptomlarını tetikleyebilir. YAZ GRİBİ NASIL GEÇER?Yaz gribine bağlı olarak gelişen semptomların bir hekim kontrolünde değerlendirilmesi gerekir. Söz konusu semptomlar birçok farklı hastalıkta da gözlenebildiği için kişinin hayat kalitesini düşüren bu durumun altında yatan temel neden net olarak belirlenmelidir. Soğuk algınlığına benzer semptomlar ile kendini hissettiren ek olarak kişinin ciddi bir tükenmişlik durumunun içerisinde olmasına da yol açan yaz gribi, evde alınabilecek birtakım önlemler ile 1- 5 gün aralığında geçebilir. Yaz gribine olan kişilerin; bol bol dinlenmeleri, sıvı tüketimini artırmaları, sağlıklı beslenmeleri, bitkisel içecekler tüketmeleri ve hava nemlendiricilerinden destek almaları tavsiye edilir.

İştahsızlığa birebir! Çocuklar da tüketebiliyor... Siyah hardal tohumunun faydaları

Sarı çiçekli bir otun tohumu olarak bilinen ve özellikle yerli Amerikalılar tarafından bir baharat olarak tüketilen siyah hardal tohumu, faydaları ile adından söz ettiriyor. Özellikle et yemeklerini lezzetlendirmek için kullanılan bu tohumun içerik bakımından son derece zengin olduğunu belirten uzmanlar, çocukların da bu üründen yararlanabileceklerini ifade ediyor. Siyah hardal tohumunun düzenli olarak tüketilmeye başlanması ile birlikte insan vücudunda olumlu manada birçok değişikliğin gözlenebileceğini belirten uzmanlar, tohumun faydalarını tek tek açıkladı. SİYAH HARDAL TOHUMUNUN FAYDALARI NELERDİR?Siya hardal tohumunun en bilinen faydası, iştah açısı olmasıdır. Özellikle çocuklardaki iştahsızlık durumunun çözülmesine büyük katkılar sunan bu tohum, ayrıca yeme bozukluğu sorunu ile karşı karşıya olanlarda da olumlu değişikliklerin gözlenmesine aracılık eder. Siyah hardal tohumunun öne çıkan diğer faydaları şu şekilde sıralanabilir: Potasyum bakımından zengin olduğu için inme ve felç gibi hastalıklara yakalanma olasılığını düşürür.Kan akışını dengeler.Lif bakımından zengin olduğu için sindirim sistemini düzenler. Bağırsakları hareketlendirerek kabızlık sorununa karşı savaşır.Romatizmal hastalıkların belirtilerini hafifletir.Grip, soğuk algınlığı, boğaz enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu, koronavirüs gibi rahatsızlıkların etkilerini hafifletir.Huzursuzluk bacak sendromunun semptomlarını giderir.E, B, C ve K vitaminleri bakımından zengin olduğu için vücudun ihtiyaç duyduğu vitaminleri karşılar.Antioksidan bakımından zengin olduğu için serbest radikallere karşı savaşır. Dolayısı ile de kişinin kansere yakalanma olasılığını düşürür.Adet söktürücüdür.Sinirleri yatıştırır, uykuya geçişi hızlandırır.SİYAH HARDAL TOHUMU NASIL TÜKETİLİR?Siyah hardal tohumu baharat olarak tüketilebilir. Yanı sıra bu tohumun 5 dakikalık bir demleme neticesinde çay olarak tüketildiği de bilinmektedir. Tohum, turşu yapımında bir lezzetlendirici olarak da kullanılabilir. Siyah hardal tohumu, günde bir çay kaşığı kadar aç karna ve bol su ile tüketilmelidir. Kan sulandırıcı ve antidepresan ilaç kullananlar siyah hardal tohumu tüketiminden kaçınmalılardır. Ayrıca hamilelerin ve emziren kadınların da bu tohumu tüketmeleri tavsiye edilmemektedir.

Yıkasanız da geçmiyor mu? Çözümü belli... Ayakkabı kokusunu gideren yöntemler

Ayakkabı kokusu nerede ise herkesin başına bir kere de olsa gelmiş olan can sıkıcı bir sorundur. Bu soruna sebep olan birçok faktör bulunur. Ayak terlemesi, uzun süreli ayakkabı kullanımı, ayakkabı materyali, mantar ve daha pek çok faktör, ayakkabıların özellikle yaz aylarında rahatsızlık verici bir biçimde kokmalarına yol açabilir. Ayakkabı kokusunun giderilebilmesi için özel olarak üretilmiş birtakım tabanlıklar bulunur. Bu tabanlıklar için ek bir harcama yapmak istemeyenler ise evlerinde olan ürünleri değerlendirerek ayakkabılarının mis gibi kokmalarını sağlayabilir. AYAKKABI NEDEN KOKAR?Ayakkabı kokusunun nasıl geçirilebileceğine geçmeden önce ayakkabılarda koku oluşumuna yol açan faktörlerin bilinmesinde fayda vardır. Ayakkabı kokusuna neden olan temel faktör ayakların terlemesidir. Bunun yanı sıra uzun süre boyunca, temizlenmeden kullanılan ayakkabılarda bakteri oluşumu da fazla olur. Söz konusu bakteriler de kokunun temel kaynakları arasında yer alır. Ayak ve tırnak mantarları da ayakkabılarda dayanılmaz bir kokunun oluşmasına yol açar. Bu neden ile öncelikle ayak ve tırnak bakımına özen gösterilmeli sonrasında ise ayakkabılar materyallerine uygun bir şekilde düzenli olarak temizlenmelilerdir. AYAKKABI KOKUSU NASIL GEÇER?Ayakkabı kokusunun giderilebilmesi için ilk olarak ilgili ürününün düzenli olarak temizlenmesi gerekir. Yanı sıra anlık müdahalelerde ayakkabı kokusu giderici spreyler kullanılabilir. Aynı ürünün toz formu da yine koku giderme amacı ile kullanılabilir. Ayakkabıların içerisinde oluşan nem, kokuya sebep olan başlıca faktörler arasında yer alır. Bunun için nem giderici ürünlerden destek alınması önemlidir. Kedi kumu, nem giderme konusunda son derece başarılıdır. Ayakkabının içerisine döktüğünüz bir miktar kedi kumunun nemi hızlı bir şekilde hapsettiğini göreceksiniz. Yanı sıra geceden ayakkabının içine döktüğünüz mısır nişastası da kedi kumu ile aynı görevi görecektir. Ayakkabı kokusunu gidermede kullanabileceğiniz bir diğer yöntem de esans ve uçucu yağlardır. Ayakkabı içlerine birkaç damla portakal veyahut da limon yağı damlatmanız halinde kokunun kısa süre içerisinde yok olduğunu göreceksiniz.

İltihabı kurutuyor, bağışıklığı güçlendiriyor! Reyhan şerbeti nasıl yapılır?

Uçları sivri, yeşil ve mor renklerinde olan reyhan, fesleğenin bir türüdür. Hoş kokusu ve farklı aroması ile farklı farklı alanlarda kullanılan reyhan, genellikle şerbet olarak tüketilir. Salataları lezzetlendiren reyhan, Akdeniz ve Ege’de yetiştirilmektedir. Vitamin ve mineral bakımından son derece zengin olan bu bitkinin insan sağlığını birçok açıdan desteklediğini belirten uzmanlar, reyhan şerbetinin faydalarını tek tek açıkladı. REYHAN ŞERBETİ NEDİR, NASIL YAPILIR?Reyhandan elde edilen bir tür içecek olan reyhan şerbeti, insan sağlığını destekleyen vitamin ve mineraller açısından zengindir. İçeriğinde kalsiyum, A ve K vitaminleri, potasyum, demir ve çinko bulunan bu bitki, başta bağışıklık sistemi olmak üzere vücudun pek çok sistemini doğrudan etkilemekte ve güçlendirmektedir. Reyhan şerbetinin yapımı da son derece basittir. Temizlenen reyhanların üzerlerine sıcak su ilave edilmesinin ardından şeker, karanfil ve limon gibi tatlandırıcılar kullanılabilir. Demlenen şerbet, soğuk olarak tüketilebilir. REYHAN ŞERBETİNİN FAYDALARI NELERDİR?Yüksek besin değerleri ile dikkat çeken reyhan şerbeti, hafızadan sindirim sistemine kadar vücudu birçok açıdan güçlendirmektedir. Reyhan şerbetinin düzenli olarak tüketilmesi, kişiyi birçok hastalıktan korumak ile birlikte mevcut hastalıkların etkilerinden de arındırır. Bu şerbetin başlıca faydaları şu şekilde sıralanabilir: Antioksidan bakımından zengin olduğu için hücre hasarına sebep olan serbest radikallere karşı savaşır.Sindirim sistemini rahatlatır.Midede oluşan yanma hissini hafifletir. Ayrıca mide rahatsızlıklarının tedavilerini de destekler.Antiinflamatuar özellikte olduğu için vücut içi iltihabın kurumasına yardımcı olur.Eklem ağrılarını ve kas ağrılarını dindirir.C vitamini bakımından zengin olduğu için bağışıklık sistemini güçlendirir. Böylelikle hastalıklara yakalanma olasılığını düşürmüş olur.Stres bulgularını hafifletir.Uykuya geçişi hızlandırarak uyku düzeninin oluşturulmasına yardımcı olur.Lif bakımından zengin olduğu için metabolizmayı hızlandırır. Bu sayede kilo kontrolünün yapılmasına katkıda bulunur.Hazımsızlığa iyi gelir.Bağırsakların doğru çalışmasını destekler.Kan şekerini düzenler.Şeker hastalığına yakalanma olasılığını düşürür.

Çocuklarda obezite ve depresyon nedeni

Okulların kapalı olduğu yaz döneminde, çocukların teknolojik cihazlarla ve ekranla ilişkisi de artıyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Pınar Balgöz Ergül, “Dijital cihazlar ders çalışmak, ödev hazırlamak, araştırma yapmak için verimli şekilde kullanılabilir. Ancak oyun oynamak ve sosyal medyada gezinmek için kullanmak; ders çalışmanın, aktif oyun oynamanın ve arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi engelleyebilir."

Soğuk su içmenin vücuda zararları

Soğuk su içmenin vücuda zararları

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte sıcak havaların da etkisiyle herkes soğuk su içmeyi tercih ediyor. Soğuk ve buzlu su içmek geçici rahatlama hissi sağlasa da sağlığınız için ciddi riskleri olabilir.

Bunaltıcı yaz sıcağı yoğunlaştıkça, pek çok kişi serinlemenin hızlı bir yolu olarak soğuk suya yöneliyor. Soğuk su vücutta anında rahatlama sağlıyor.  Noida Uluslararası Üniversitesi'nde yapılan açıklamada bu yaygın uygulamanın potansiyel sakıncalarını ve sağlık üzerindeki etkileri ortaya çıktı.
Sıcaklıklar yükseldiğinde herkes genellikle soğuk su içmeyi tercih ediyor. Ancak soğuk su tüketildiğinde ortaya çeşitli fizyolojik tepkiler çıkabiliyor. En önemli endişelerden biri kan damarlarının daralmasıdır. Soğuk su, kan damarlarının daralmasına neden olur ve bu da etkili kan dolaşımını potansiyel olarak etkileyebilir. Bu daralma, kalbe ek bir yük bindirdiğinden, kardiyovasküler sorunları olan kişiler için özellikle sorun yaratabilir.
Bir diğer önemli endişe ise sindirim üzerindeki etkidir. Soğuk su, yiyeceklerdeki yağların katılaşmasına neden olarak sindirimi zorlaştırabilir. Vücut katılaşmış yağları işlemeye çalıştığından bu durum hazımsızlığa ve rahatsızlığa neden olabilir. Soğuk sudan kaynaklanan ani sıcaklık değişimi sindirim sistemini şok edebilir ve potansiyel olarak mide kramplarına neden olabilir.
Soğuk su hidrasyon sürecini yavaşlatabilir. Vücudun soğuk suyu kendi sıcaklığına getirmek için enerji harcaması gerekir, bu da sıvıların emilimini geciktirebilir. Optimum sıvı alımının korunmasının kritik olduğu bir sezonda bu gecikme ters etki yaratabilir.
Soğuk su tüketmenin olası sakıncaları göz önüne alındığında, yaz aylarında susuz kalmamak ve sağlıklı kalmak için çeşitli alternatifler var. Vücuda daha nazik davrandığı ve daha verimli sıvı alımını ve sindirimi desteklediği için oda sıcaklığında veya biraz soğuk su içilmesi sıklıkla tavsiye edilir.
İçme suyunun sıcaklığını ayarlayın, sulu meyve ve sulu gıdaların tüketimini artırın. Karpuz, salatalık ve portakal gibi meyveler sadece canlandırıcı olmakla kalmaz, aynı zamanda gerekli vitamin ve minerallerle de doludur. Bu meyveler hidrasyon seviyelerini korumaya yardımcı olur ve besleyici bir destek sağlar.
Uygun sıvı alımını sağlamaya yönelik diğer uygulamalar arasında, özellikle susama hissi olmasa bile, gün boyunca düzenli aralıklarla sıvı içilmesi yer alır. Bu, düzenli bir su alımının korunmasına yardımcı olur ve dehidrasyonu başlamadan önce önler. Fiziksel aktivitelerle uğraşan veya açık havada uzun süre vakit geçiren kişiler için, kaybedilen elektrolitlerin tuz ve mineral içeren içeceklerle doldurulması faydalı olabilir.Her kişinin sıvı alımı ihtiyaçları benzersizdir ve yaş, sağlık durumu ve fiziksel aktivite düzeyi gibi faktörlerden etkilenir. Hidrasyon uygulamalarını kişisel konfor ve sağlık gereksinimlerine göre uyarlamanın önemi. Bazıları için hafifçe soğutulmuş su tamamen kabul edilebilir olabilirken, diğerleri oda sıcaklığındaki sıvılardan daha fazla faydalanabilir.Soğuk su, yaz sıcağından anında rahatlama sağlayabilir; bunun vücut üzerindeki potansiyel etkisinin farkında olmak çok önemlidir. Bilinçli sıvı alımı uygulamalarını benimseyerek ve çeşitli sıvı kaynaklarını bir araya getirerek herkes  yılın en sıcak aylarında serin ve sağlıklı kalabilirler. Doğru sıvı alımı sadece susuzluğu gidermekle ilgili değil, aynı zamanda genel refahı desteklemek ve yaz aylarındaki ihtiyaçlar sırasında vücudun en iyi şekilde çalışmasını sağlamakla da ilgilidir.

Ekran bağımlılığı depresyon nedeni

Dr. Pınar Balgöz Ergül, okul çocuklarında bilgisayar ve ekran bağımlılığının hareketsizlik ve buna bağlı obezite, dikkat eksikliği, okul başarısında düşme, planlama-organizasyon bozuklukları, uyku bozuklukları, depresyon, kaygı gibi sorunlara yol açabileceğini söyledi

Aman dikkat! Yanlış kesilen kurbanın eti çabuk bozulabilir...

Kurban Bayramı'nın yaklaşmasıyla birlikte besin hijyeni ve et sağlığı da önem kazanıyor. Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Gürbüz, sağlıklı et seçimi ve muhafazasına ilişkin önemli bilgiler paylaştı. Gürbüz, kesilen kurbanın kanının yeterli şekilde akıtılmasının önemine değinerek aksi bir durumda mikroorganizmaların gelişmesi için uygun bir ortam hazırlanmış olacağını ve kurban etinin kısa sürede bozulmasını tetikleyeceğini belirtti. Ayrıca Gürbüz, "Yanlış hayvan seçimi hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların yayılmasına sebep olabilir. Özellikle bakteriyel ve paraziter enfeksiyonların yayılmasına da bir kapı açmış oluruz. Hastalıklı hayvanlar asla ve asla kurban edilmemelidir." ifadelerini kullandı. Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Gürbüz  kesim sırasında dikkat edilmesi gerekenlere şu sözler ile değindi: "Birinci önceliğimiz, hayvandan yeterince kan akımını sağlamamız gerekir. Eğer yeterince kan akımı sağlanmazsa etlerin muhafazasında çok ciddi sorunlar ortaya çıkar. Hayvanlar kesildiğinde eğer yeterince kan akıtılmamışsa, kan mikroorganizmaların gelişmesi için çok uygun bir ortam olduğu için kısa süre içerisinde etlerin bozulmasına sebep olabilir. Çok sayıda mikroorganizma içeren derinin üst yüzeyinin ete kesinlikle değmemesi gerekiyor. İç organlar çıkarılırken çok dikkat edilmesi gerekiyor. Çünkü sindirim sisteminin içerisi çok sayıda mikroorganizma içermektedir. Bu mikroorganizmaların bir kısmı hastalık oluştururken, bir kısmı da etlerin bozulmasına sebebiyet verebilir. Sindirim sisteminin bir bütün olarak karkastan ayrılması ve ayrı bir alana götürülmesi önemli."Kesilen kurbanlıkların akciğer, karaciğer, böbrek, dalak gibi organlarda normalin dışında olarak değerlendirilen kısımlarının kati suret ile sokak hayvanlarına verilmemesi gerektiğini ifade eden Gürbüz "Çünkü parazitel hastalıkların bulaşmasında sokak hayvanları ara konakçı vazifesi görmektedir. Dolayısıyla bu tür şeylerin asla ve asla çevreye gelişigüzel atılmaması gerekiyor." ifadelerini kullandı. Gürbüz, kurban etlerinin uzun süre ve güvenli şekilde muhafaza edilebilmesi için hayvan seçimi, kesimi ile muhafaza sürecinin iyi yönetilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Bilim insanları yaşlanma karşıtı yeni bir gen tespit etti

Bilim insanları yaşlanma karşıtı yeni bir gen tespit etti

Bilim insanları yaşlanmayı geciktirmenin sırlarını çözmeye bir adım daha yaklaşmış olabilir. Yeni yapılan bir araştırmada hücrelerin yıpranma hızını yavaşlatabilecek bir gen keşfedildi.

Bilim insanları insanların sahip olduğu bir geni güçlendirmenin, hücrelerin yıpranma hızını yavaşlatabileceğini keşfettiler. Çinli akademisyenler, meyve sineklerinin DNA'sını incelerken, bir geninin canlının genç yaşta ölüp ölmeyeceğini belirlediğini buldular. Geni insan veri tabanında araştırdıklarında DIMT1 olarak bilinen bir insan geniyle yüzde 93 oranında eşleştiğini tespit ettiler.

Laboratuvar testlerinde, DIMT1 geninin güçlendirilmiş olduğu hücreler, değiştirilmemiş hücrelere göre yüzde 65 daha yavaş yaşlandı.

Mitokondri, hücrenin çalışması için ihtiyaç duyduğu enerjiyi (ATP olarak adlandırılır) üretmekten sorumludur. Hücrelerimiz ihtiyaç duydukları enerjiyi alamazlarsa, dokular veya vücut organları düzgün çalışmaz ve yaşlanma süreci başlar. Bu yaşlanma karşıtı genleri bulmak için ekip, böceklerdeki bin 283 DNA segmentine baktı ve yaşam sürelerini düzenleyen karakterize edilmemiş bir CG11837 geni buldu. Araştırmacılar genin aktivitesini artırdıklarında, meyve sineklerinin yüzde 59'a kadar daha fazla yaşadığını tespit etti.  Ekip, protein yapılarını tahmin eden bir yapay zeka programının veri tabanını kullanarak insanlarda benzer genler aradı. CG11837'nin yapısının insan geni DIMT1 ile benzer olduğunu buldular.

5 YIL İÇİNDE İNSANLAR İÇİN KULLANILABİLİR

Ekip, yetişkin bir erkekten alınan insan hücrelerini kullanarak laboratuvar ortamında çalışmalar gerçekleştirdi ve üç gün boyunca daha fazla DIMT1 üretmeleri için onları geliştirdi. Değiştirilen hücreler değiştirilmeyenlerle aynı oranda büyüdü, ancak ekip her iki grubu da hücrelere zarar veren X ışınlarına maruz bıraktığında fark gözlemledi.

Geliştirilmiş grup, kontrol grubundakilere göre yüzde 65 daha az yaşlandı. Ayrıca araştırmacılar tedavinin farelerde yaşlanmayı tersine çevirdiğini buldular. Deneysel bir gen terapisi enjekte edilen fareler, tedaviden sonra plasebo alan farelere göre yüzde109 daha uzun yaşadı.

Bu gen terapisi henüz insanlar için mevcut değil, ancak uzmanlar bunun beş yıl içinde olabileceğini söylüyor.

❌