Okuma görünümü

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.

Uzman Klinik Psikolog Kerime Begüm Özkaya: Teşhircilik bir sergi bozukluğudur!

Medicana Sivas Hastanesinde görevli Uzman Klinik Psikolog Kerime Begüm Özkaya, sürekli artan çıplaklık hakkında açıklamalarda bulundu.  "TEŞHİRCİLİK BİR SERGİ BOZUKLUĞUDUR"Teşhirciliğin bir sergi bozukluğu olduğunu dile getiren Özkaya, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Karşısındaki kişiyle mahrem bir ilişkisi olmadığı için bu durum psikoloji, cinsel sapma, cinsel sapkınlık olarak değerlendirilmekte. Teşhircilik, sergi bozukluğu olan kişilerde ciddi anlamda kişilik bozukluğuna denk geliyoruz. On sekiz yaşından sonra başlıyor. Genel tam bir kaynak olmamakla beraber erkeklerde daha fazla olduğu görülmekte ama son yıllarda sosyal medyada görüyoruz ki kadınlar erkeklerin oranını geçti. Teşhircilik yapan kişilerde depresyon, kaygı, endişe, kendini gösterme, dikkat çekme çabası gibi olumsuz duygular var. Bu durum bizim karşımıza çok fazla çıkıyor. Bu duruma en büyük neden de psikolojik sebepler. Teşhirciliğin nedeni çok fazla belli değil aslında ama kişinin yetiştirilme şekli, kişilik özellikleri çok fazla etkili.”“TEŞHİRCİLİK ASLINDA BİR RUH HASTALIĞIDIR"Teşhircilik fiilinde bulunan şahısların en önemli nedenleri arasında kendi güç ve kontrolünü karşı tarafa gösterme isteği taşımasının veya geçmişte yaşadığı taciz tecavüz tarzı olayların etkili olabileceğini söyleyen Özkaya, şu şekilde konuştu: “Anne, baba veya önceki kuşaklardan bir genetik aktarım olabilir. Anneden babadan gördüğü şeyleri karşı tarafı ileri yaşta gösterme ihtiyacı olabilir. Beğenilme arzusu olabilir. Annenin çocuğuna hamileyken o hamilelik sırasına geçirmiş olduğu travmatik olaylar, yas, deprem, ağır köpek saldırısı gibi durumların, travmatik boyutları anne karnında bebeğe negatif duygularla yansıyabilir. Bazı ailelerin yetiştirilme şekli olarak sen erkeksin. Şunu yapabilirsin. Erkekler böyledir. Kadınlar böyledir. Erkek değil misin? Cinsel organını göster, özel bölgeni aç göster tarzında olumsuz söylemlerle çocuk yetişiyor. Yetiştiği günden itibaren aslında bunun normal olduğunu görerek sosyal medyada, kendi hayatında bunu göstermeye çalışıyor. Son yıllarda sosyal medyada bu tarz davranışlar olumsuz tutumlar çok fazla. Tabii ki hiçbirini onaylamıyoruz. Hiçbirini tasvip etmiyoruz. Hepsi psikolojik bir vaka olarak aslında değerlendirilmesi gerekebilir. Teşhircilik aslında bir ruh hastalığı. Şöyle bir ruh hastalığı. Cinsel sapkınlığın alanına giren bir hastalık. Çünkü ne yapıyor kişi? Kendini gösteriyor. Cinsel sapma, cinsel işte hastalıkların altında cinsel sapma kategorisine giren bir hastalık ve tedavisi mümkün. Önemli olan düzenli bir ilaç tedavisi, kişiye düzenli bir psikoterapiyle tedavi almasını öneriyoruz. Eğer bu kişide ciddi anlamda kişilik bozukluğu varsa ve bunu kişilik bozukluğundan kaynaklı yapıyorsa orada ciddi anlamda tedavi almasını biz öneriyoruz ve tedavi oranı oldukça yüksek.“Kaynak: İHA

Radyoterapi mezunu ne iş yapar? İş imkânları, çalışma şartları, maaşları

Radyoterapi mezununun ana görevi doktorun talebi üzerine hastanın belirli vücut bölümünün filmini çekmektir. Kanser hastalığının teşhisi için bilgisayarlı tomografi çekmek de bu mesleğin iş tanımında yer alır. Aynı zamanda ışın tedavisi görecek olan kanser hastaları için aygıtları hazır hale getirir. Kanser hastalarının tedavi sürecinde etkili rol oynar. Gerekirse doktorla ilgili tedavi süreci hakkında görüşür. Radyoterapistlerin diğer görev ve sorumlulukları şu şekildedir:  Radyoterapi cihazlarını talimatına göre kullanmak, Görev yaptığı cihazda hastaların günlük randevularını düzenlemek, Hasta dosyasındaki bilgileri cihazın tedavi bilgileriyle karşılaştırmak, gerekirse uyumsuzluk yaşanan bir konuda doktora bilgi vermek, Hastanın planlanan tedavi sürecini gerçekleştirmek, Verifikasyon filmini çekmek ve ilgili doktora bununla ilgili bildirimde bulunmak, Tedavinin hasta üzerinde yaratacağı etkilere dair doktora dönüş yapmak ve gerekirse doktorla bu etkileri çözmek, Günlük tedavisi uygulanan radyoterapi hastalarının tedavi dosyasını güncellemek, Sorumlu olduğu cihazlar için sağlık fizikçisi ve cihazın genel bakımlarından sorumlu firma yetkilisi ile iletişime geçmek, Görev yaptığı tedavi ünitesinin temizliğini ve düzenini sağlamak, Beklenmeyen bir tehlike halinde Acil Durum Planında yer alan prosedürleri uygulamak, Radyasyon güvenliği ve kalite kontrol departman alanında oluşabilecek herhangi bir radyasyon sızıntısına karşı gerekli tedbirleri almak, Görev yaptığı simülatör cihazlarını talimatına uygun bir şekilde kullanmak, Onkologun talimatları doğrultusunda hastanın konvansiyonel simülatör ya da BT simülatör masasına yatışını gerçekleştirmek, Doktorun yöneltmiş olduğu hastaya gereken immobilizasyonu gerçekleştirmek, Doktorun belirlemiş olduğu bölgenin filmini çekmek ya da söz konusu bölgenin BT kesitlerini almak, Hastadaki tedavi bölgelerini belirlemek konusunda doktorla iş birliği yapmak, Yatış durumu gündeme gelen hastayla ilgili pozisyon bilgilerini dosyaya geçirmek, Hastaya yapılması planlanan tedavilerle ilgili bilgi aktarmaktır.Radyoterapist İş İmkanları Nelerdir?Radyoterapi mezunları hem devlet kurumlarında hem özel sektörde hizmet veren sağlık kuruluşlarında iş bulabilir. Radyasyon onkolojisi bölümünde yalnız radyoterapi bölümü mezunları çalışır. Bu durum radyoterapi mezunlarının daha çok iş bulabilmesi anlamını taşır. Radyoterapistlerin iş bulabileceği kurumların başında özel hastaneler, devlet hastaneleri, üniversite hastaneleri, eğitim ve araştırma hastaneleri gelir. Özel klinik ve polikliniklerde de iş imkanı bulabilir. Radyoterapistlerin Çalışma Şartları Nasıldır?Radyoterapi mezunları günde 8 saat çalışır. Haftada toplam 40 saat mesai yapmak durumundadır. Cumartesi ve pazar olmak üzere haftada iki gün tatil hakları vardır. Çalışma saatleri içinde günde 1 saat mola verebilir. Yıllık izni toplam 14 gündür. Buna ek olarak 45 gün radyasyon izni bulunur. Radyoterapistlerin fazla mesai seçeneği kuruma bağlı olarak değişiklik gösterir. Radyoterapist Maaşları Ne Kadar?Devlet hastanesinde görev yapan terapistler sabit bir maaşa sahiptir. Buna bağlı olarak kıdem ve fazla mesai gibi etkenler alınan maaş üzerinde etkili olur. Yeni atanan bir radyoterapist 2024 yılında 34.000 TL maaş alır. Çalışma yılı arttıkça bu maaş miktarı 37.500 TL’ye kadar çıkabilir. Özel hastanede çalışan radyoterapistlerin maaş miktarı pek çok etkene bağlıdır. Kurumun politikasına ek olarak eğitim ve tecrübe gibi etkenlere göre maaş verilir. İşe yeni başlayan bir radyoterapist özel kurumlarda 22,500 TL ile 27.000 TL arasında maaş alır. Deneyim sahibi radyoterapistlerin alacağı maaş miktarı ise 28.500 TL ile 35.000 TL düzeyindedir.

1 kaşığı sütü altına çeviriyor! Altın süt nedir, faydaları nelerdir? Altın süt nasıl hazırlanır?

‘Altın süt’ olarak bilinen içeceğin insan sağlığına bir açıdan katkı sunduğu bilinmektedir. Özellikle sağlıklı yaşam tarzını benimseyen ve hastalıklardan doğal yollar ile korunmak isteyen birçok kişi, altın süte dair sık sık sorgulamalarda bulunur. Altın süt, son dönemlerde arama motorlarına da bir hayli konu olmaya başlamıştır. Peki, altın süt tam olarak nedir, nasıl yapılır? İşte altın süte dair tüm merak edilenler… ALTIN SÜT NASIL HAZIRLANIR?Altın süt, inek sütü başta olmak üzere birçok süt türü kullanılarak hazırlanabilmektedir. Altın süte hem rengini hem de ismini veren ana madde ise zerdeçaldır. Altın süt yapımında taze zerdeçal kullanılmaktadır. Yanı sıra hava geçirmeyen ambalajlarda bulunan zerdeçal da süt yapımında tercih edilebilir. 10 çay kaşığı zerdeçal ile 1 çay kaşığı öğütülmüş karabiberi karıştırın. Ardından ise hazırladığınız toz karışımı kaynamış suya ekleyin. Bunun için yarım bardak su yeterli olacaktır. Kısık ateşte kıvamı koyulaşıncaya kadar pişirdiğiniz karışımı, 30 gün boyunca bozulmadan saklayabilirsiniz. Hazırladığınız macunu 1 bardak süte 1 çay kaşığı olacak şekilde ekleyin. Bu aşamada zeytinyağı gibi bitkisel bir yağdan da eser miktarda süte ekleyebilirsiniz. Tüm malzemeleri karıştırdıktan sonra sütü ısıtın ve tüketin. Altın sütü tatlandırmak için karışıma bal da ekleyebilirsiniz. ALTIN SÜTÜN FAYDALARI NELERDİR?Hem süt hem zerdeçal hem de karabiberin güçlü içeriği ile insan sağlığını pek çok açıdan katkıda bulunan altın sütün öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Bağışıklık sistemini güçlendirir.Hafızayı ve konsantrasyon durumunu geliştirir. Kurkumin içerdiği için beyin kaynaklı nörotrofik faktör düzeylerini artırır.Kalp sağlığını destekler. Kalp krizi geçirme olasılığını düşürür.Sindirim sistemini destekler. Safra üretimini artırdığı için sindirim sorunlarının önüne geçmede etkilidir.Vücut içi inflamasyonu azaltır. Kronik hastalıklarda etkili olan iltihabı bastırır.Özellikle çocuklarda soğuk algınlığı veyahut da boğaz ağrısına bağlı olarak gelişen semptomları hafifletir.

Saçı güçlendiriyor, hormonları düzenliyor! Kestane balının mucizevi faydaları

Geçmiş dönemlerde hastalıkların tedavilerinde kullanılan, bugün ise hem tüketimde hem de yine alternatif tıpta önemini korumayı sürdüren kestane balı, arama motorlarına da sık sık konu olmaktadır. Kestane balının insan sağlığını olumlu yönde etkileyen güçlü bir içeriğe sahip olduğunu belirten uzmanlar, tüketim dozuna dikkat edilmesi halinde bu balın bağışıklık sistemini güçlendirebileceğini vurguladı. Peki, kestane balı tam olarak nedir, faydaları nelerdir? İşte kestane balına dair tüm merak edilenler… KESTANE BALI NEDİR?Kestane balı, arıların kestane ağaçlarının çiçek kısımlarından polen toplayarak ürettikleri doğal bir besin kaynağıdır. İçeriğinde bol miktarda vitamin ve mineral barındıran kestane bağlı, doğal bir şeker kaynağı olarak da tanımlanmaktadır. KESTANE BALININ FAYDALARI NELERDİR?Kestane balı vitamin ve minerallerin yanı sıra antioksidan bakımından da son derece güçlüdür. Balın bu içeriği, insan sağlığını olumlu yönde etkilemektedir. Kestane balının öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Potasyum, kalsiyum, demir, B vitamini ve magnezyum bakımından zengindir.Antioksidan bakımından zengin olduğu için hücre hasarına neden olabilen serbest radikalleri etkisiz hale getirir.Bağışıklık sistemini güçlendirir. Vücudu enfeksiyonlara karşı koruyarak hastalıklara yakalanma olasılığını düşürür.Fenolik asit bakımından zengin olduğu için vücut içi inflamasyon oranının düşürülmesinde etkilidir.Üst solunum yolları hastalıklarının tedavilerini destekler.Bağırsak florasını iyileştirerek sindirim sistemini düzenler.Hormanal fonksiyonların düzenlenmesinde etkilidir. Özellikle menopoz döneminde gözlenen sıcak basmaları, uyku hali ve ruh hali değişimlerinin etkilerini hafifletir.Saç köklerini besler. Saçı ihtiyaç duyduğu neme kavuşturarak daha parlak ve yumuşak bir görünümün yakalanmasını sağlar.Kestane balı doğrudan tüketilebildiği gibi farklı besinler ile karıştırılarak da tüketilebilmektedir. Bu balda önemli olan tüketim dozudur. Tüketimde aşırıya kaçılması halinde kan şekeri hızla yükselebilir ve dolayısı ile de istenmeyen tablolar ortaya çıkabilir.

Kavun mevsimi geldi çattı! Kavun nasıl seçilir? Kavun seçerken nelere dikkat edilmeli?

Havaların ısınmaya başlaması ile birlikte yaz meyveleri de tezgahlarda yerlerini almaya başladı. Bu kapsamda özellikle kavun tutkunları, en tatlı kavunu bulabilmek adına market reyonlarını ve manav tezgahlarını ziyaret etmeye başladı. Kabakgiller familyasının üyelerinden olan kavun, sarı renkli ve hoş kokulu bir meyvedir. Özellikle çocuklar tarafından oldukça sevilen kavunun sulu ve tatlı olanı makbuldür. Türkiye’nin birçok bölgesinde yetişen bu meyvenin ‘kelek’ çıkmaması için ise satın alma esnasında bazı püf noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir. Peki, kavun nasıl ve neye göre seçilmelidir? İşte konuya dair ayrıntılar… KAVUN TÜRLERİÜlkemizde sıklık ile satışa sunulan kavun türleri Galia, Hasanbey ve Kırkağaçtır. Bu türlerin özellikleri ise genel olarak şu şekilde sıralanabilir: Galita tipi kavun: Yaz mevsiminin ilk kavunlarındandır. Sarı renkli ve yuvarlaktır. Bu tür kavunlar tatlı ve suludur.Kırkağaç tipi kavun: Yazın ilerleyen dönemlerinde tezgahlarda yerini almaya başlar. Şeker oranı Galia tipi kavuna göre daha düşüktür ancak aroması son derece kuvvetlidir. Bu kavun türü kesilmediği sürece çok uzun bir süre boyunca tazeliğini koruyabilir.Hasanbey kavunu: Yazın son dönemlerinde çıkan bu kavun tipi koyu yeşil renktedir. Yoğun kokusu ile fark edilen Hasanbey kavunu, tatlı ve suludur.KAVUN SEÇERKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?Tatlı ve sulu kavun seçebilmek için bazı püf noktalara dikkat edilmesi gerekir. O noktalar genel olarak şu şekilde sıralanabilir: Kabuğun sert olmaması gerekir. Sert kabuk, kavunun henüz olgunlaşmadığını gösterir.Dip kısmının yumuşak olması gerekir. Bu, o kavunun tatlı olduğunu gösterir.Daha ağır kavunları tercih etmeye özen gösterin. Kavunlarda ağırlık, şeker oranı ile doğru orantılıdır.Dibini koklayın. Kavunun dibinden hoş bir koku geliyor ise o kavunun içi tatlıdır.Sap kısmını kontrol edin. Sapı hemen kopuyorsa o kavun olgunlaşmış ve yemeğe hazır hale gelmiştir.  

O besinleri tüketenler hastanenin yolunu unutacak! Bağışıklık sistemini güçlendiren yiyecekler

Bağışıklık sistemi, vücudun hastalıklardan korunmasını ve mevcut hastalıkların daha hafif etkiler ile atlatılmasını sağlayan bir sistemdir. Bu sistemin dışarıdan desteklenmesi, hastalıklara yakalanma olasılığını düşürür. Hem hafif hem de ciddi hastalıklardan korunabilmek için bağışıklık sistemimizin güçlü olması gerekir. Bu sistem doğal besinler ile olduğu kadar çeşitli takviyeler ile de doğrudan desteklenebilir. Uzmanlara göre bağışıklık sistemini güçlendirmek için başta meyve ve sebze tüketiminin mevsimlerinde yapılması gerekir. Yanı sıra uyku düzenine dikkat edilmesi ve kötü alışkanlıklardan uzak durulması da bağışıklık sistemini güçlendiren başlıca faktörler arasında yer almaktadır. Bizler de bu içeriğimizde genel sağlık tablomuzda büyük bir öneme sahip olan bağışıklık sistemini destekleyen yiyecek, içecek ve vitaminlere yer verdik. BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ NASIL GÜÇLENİR?Bağışıklık sisteminin güçlenebilmesi için doğru ve düzenli uygulamaların hayat akışına dahil edilmesi gerekmektedir. Bağışıklık sistemini doğrudan güçlendiren bazı adımlar ise şu yönde atılabilir: Sağlıklı beslenme,Kötü alışkanlıklardan uzak durma,Düzenli olarak egzersiz yapma,Kişisel hijyene dikkat etme,Stresten uzak durma,Bağışıklığı güçlendiren besin ve takviyeleri alma,Bol su içme,Kaliteli uyku.BAĞIŞIKLIK SİTEMİNİ GÜÇLENDİREN YİYECEK, İÇECEK VE VİTAMİNLERBağışıklık sistemini doğrudan güçlendiren bazı besinler şu şekilde sıralanabilir: Balık, yoğurt, kırmızı biber, brokoli, ıspanak, lahana, zerdeçal, zencefil, sarımsak, domates, karpuz, çilek, kivi, yaban mersini, ahududu, mango, portakal, mandalina, limon, greyfurt, bitter çikolata, mürver, lahana turşusu, tatlı patates, badem, ay çekirdeği, kaju.Bağışıklık sistemini güçlendiren bazı içecekler şu şekilde:Karanfil çayı, papatya çayı, zencefil çayı, yeşil çay, havuç suyu, çilek suyu, yeşil elma suyu, nar suyu, greyfurt suyu, limon suyu, portakal suyu,Bağışıklık sistemini güçlendiren bazı vitaminler ve takviyeler şu şekilde sıralanabilir:Kara mürver, magnezyum, selenyum, çinko, E vitamini, D vitamini, C vitamini, B6 vitamini, A vitamini, propolis.

Sivilce ve akne oluşumunu önlemek mümkün! Acı elma yağı ile cildiniz ışıl ışıl olacak

Doğal aksesuarlarımızdan olan cildimiz, birçoğumuz için son derece önemlidir. Aynaya baktığımızda kendimizi nasıl hissedeceğimiz noktasında bir hayli etkili olan cilt sağlığı, arama motorlarına da sık sık konu olmaktadır. Her birimizin cilt tipi farklıdır ve bu neden ile oluşturacağımız cilt bakım rutinlerimizde kendi cilt tipimize hitap eden ürünlerden destek almamız gerekmektedir. Günümüz gelişen kozmetik sektörü sayesinde toniklerden serumlara, kremlerden temizleyicilere kadar birçok cilt ürününe erişim sağlamak mümkün olsa da doğal içerikli ürünler her daim ilk tercihlerimiz arasında yer almalıdır. Cildin iyi temizlenmesi, cilt sağlığının korunması noktasında atılması gereken ilk adımdır. Sonrasında ise cilt tipine uygun olan ürünlerin doğru ve düzenli bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Bu noktada acı elma yağına dikkat çeken cilt uzmanları, bu doğal yağın özellikle yağlı ciltler için onarıcı görevde olduğunu vurguladı. Peki, acı elma yağının cilde faydaları neler? Acı elma yağı cilde nasıl uygulanır? İşte konuya dair ayrıntılar… ACI ELMA YAĞI NEDİR, NASIL ELDE EDİLİR?Acı elma yağı, adaçayı ile elde edilen bir tür yağdır. Bu yağ halk arasında ‘adaçayı yağı’ ismi ile de bilinmektedir. Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde bulunan bu yağ, özellikle Fethiye ve Muğla çevrelerinde bir hayli kullanılmaktadır. Acı elma yağının yapımında adaçayı yapraklarından destek alınmaktadır. Özel işlemlerden geçen adaçayı yaprakları, geleneksel yöntemler ile acı elma yağına dönüştürülür. Bu yağın özellikle sağlık ve kozmetik sektörlerinde geniş bir kullanım alanı bulunmaktadır. ACI ELMA YAĞININ FAYDALARI NELERDİR?Antibakteriyel özellikte olan acı elma yağı, cilt üzerinde son derece büyük bir etkiye sahiptir. Bu yağın özellikle yağlı cilt tiplerine sahip olan kişiler tarafından kullanılması önerilmektedir. Acı elma yağını uygulamadan önce cildin temizlenmesi gerekir. Nazik bir temizleyici ile cilt temizlendikten sonra hafif bir şekilde kurulanmalıdır.  Ardından birkaç damla acı elma yağı, cilt tipinize uygun sabit bir yağ ile karıştırılmalı ve cilde doğrudan uygulanmalıdır. Bu sayede mevcut sivilceler hızla kuruyacak ve yeni sivilce oluşumunun önüne geçilecektir. Acı elma yağının cildin yanı sıra saç sağlığını da desteklediği bilinmektedir. Birkaç damla acı elma yağının sabit bir yağ ile karıştırılarak saç diplerine uygulanması halinde kepek oluşumunun önüne geçilecek ve saç kökleri güçlenecektir. Yağ uygulamasının ardından saçların durulanması gerekmektedir.

Diş minesi nedir, neden aşınır? Diş minesi aşınmasına ne iyi gelir?

Ağız ve diş sağlığı, genel insan sağlığı açısından son derece önemli bir yere sahiptir. Vaktinde teşhis edilip tedavi edilmeyen diş sorunları, birçok hastalığı da beraberinde getirebilir. Bu kapsamda en sık görülen diş rahatsızlıklarından biri de diş minesinin aşınmasıdır. Diş minesi, genel diş sağlığının korunmasında önemli bir göreve sahiptir. Bu neden ile diş minesinde gelişen rahatsızlıkların hızlı bir şekilde tedavi edilmeleri gerekir. Peki, diş minesi tam olarak nedir, neden aşınır? Diş minesinin aşınması nasıl önlenir? İşte konuya dair tüm merak edilenler… DİŞ MİNESİ NEDİR?Diş minesi, dişleri çürüklerden ve olası hasarlardan koruyan bir kaplamadır. Dişin en dıştaki tabakası olan bu yapı, yarı saydamdır. Dişlerin ışıltılı ve parlak görünmesini sağlayan mine, vücuttaki en sert maddedir ve yüksek oranda mineral içerir. Ağız ve diş sağlığının yeterince önemsenmediği durumlarda diş minesinin aşınmaya başladığı görülür. Şekerli gıdalar, alkollü ve asitli içecekler, diş minesinin aşınmasına sebep olan başlıca faktörler arasında yer almaktadır. Ayrıca; ilk dişleri yanlış ve yetersiz fırçalamak, fırçalama esnasında sert diş fırçaları kullanmak da diş minesinin hasar almasına yol açabilir. Tırnak ve tırnak eti yeme alışkanlığı da diş minesinin düşmanları arasında yer almaktadır. DİŞ MİNESİ AŞINMASINA NE İYİ GELİR?Sıcak ve soğuk gıda ve içeceklere karşı hassasiyet, dişlerde yer yer sararma ve koyu renk, diş aralarında kanama, dişlerde şiddetli acı, dişin üst tabakasında mat ve pürüzlü görünüm gibi belirtiler, diş minesinin aşındığına işarettir. Diş minesi aşınma tedavisi kişi özelinde, diş hekimi tarafından planlanmaktadır. Diş minesinin aşınması halinde tıbbi tedavi, dışardan da desteklenmelidir. Diş minesi aşınan kişilerin ağrılarını ve diğer belirtilerini hafifletecek bazı etkili yöntemler ise şu şekilde sıralanabilir: Su tüketimini artırmak,Dişleri sabah ve akşam olmak üzere en az iki dakika olacak şekilde fırçalamak,Yumuşak veyahut da orta sertlikte diş fırçası kullanmak,Beslenme programına yeşil yapraklı sebzeleri dahil etmek,Şekerli ve asitli ürünlerden uzak durmak.

Ananas sirkesi nedir, nasıl yapılır? Ananas sirkesinin faydaları nelerdir?

Ananas sirkesi, son dönemlerde birçok kişi tarafından tüketilmeye başlanışmış olan sirke türlerinden biridir. Özellikle sağlıklı yaşam tarzını benimseyenler, dengeli bir şekilde kilo vermek isteyenler ananas sirkesinden destek almaya başlamışlardır. Ananas sirkesi, ananasın mayalanması sonucunda oluşan fermente bir içecektir. Meyvenin kabukları ve suyu kullanılarak hazırlanan bu içecek, içerik bakımından son derece güçlüdür. Peki, ananas sirkesi tüketimi neye/ nelere iyi gelir? İşte detaylar… ANANAS SİRKESİ NASIL YAPILIR, FAYDALARI NELER?Ananas sirkesi çeşitli noktalardan satın alınabileceği gibi evde de rahatlık ile hazırlanabilmektedir. Ananasın kabuğunu bir fırça yardımı ile iyice temizleyin ve ananasın meyve kısmını küp küp doğrayın. Cam kavanozların içlerine hem meyvenin kendisini hem de kabuklarını koyun. Kavanozlara su, tuz ve sirke de koyduktan sonra bir tahta kaşık ile karıştırın. Kavanozların üzerlerini bir bez ile örtün ve 3- 4 hafta boyunca her gün düzenli olarak karıştırın. Sürenin sonunda ananas sirkeniz tüketime hazır hale gelecektir. ANANAS SİRKESİNİN FAYDALARI NELERDİR?Vitamin ve mineraller bakımından son derece zengin olan ananas sirkesinin başlıca faydaları şu şekilde sıralanabilir: Probiyotik bakımından zengin olduğu için bağırsak sağlığını destekler.C vitamini ve manganez bakımından zengin olduğu için bağışıklık sistemini destekler.Serbest radikallere karşı savaşarak hücre hasarının önüne geçer.İçeriğinde bulunan ‘bromelain’ isimli enzim sayesinde metabolizmanın daha hızlı çalışmasını sağlar.Düzenli olarak tüketilmesi halinde kan şekerini dengeler.Eklemlerde oluşan iltihabın kurutulmasında görev alır.Metabolizmayı hızlandırdığı, bağırsakları ve sindirim sistemini düzenlediği için kilo vermeye yardımcı olan ananas sirkesi, herhangi bir sağlık sorunu bulunmayanlar tarafından doktor kontrolünde tüketilebilir. Genel olarak öğünler ile birlikte tüketilen bu ürün, asidik yapısı sebebi ile aç karna içilmemelidir. Aksi takdirde bazı mide sorunları baş gösterebilir.

Paramedik mezunu ne iş yapar? İş imkanları, çalışma şartları, maaşları

Paramedik, acil durumlarda ilk müdahaleyi yapmakla görevli sağlık çalışanıdır. Acil tıbbi hizmetin vazgeçilmez bir parçası olan paramedik geniş bir çalışma alanına sahiptir. Genelde ambulanslarda ya da hastanelerin acil bölümlerinde karşımıza çıkan paramediğin iş sorumluluğu oldukça geniştir. Tıbbi müdahaleden yaşam destek ekipmanlarının kullanımına kadar geniş bir alanda iş yaparlar.Paramedik mezunlarının yaptığı başlıca işler şu şekildedir:  Hayati tehlikenin söz konusu olduğu yaralanma ya da kaza gibi vakalara ilk müdahalede bulunmak, Hasta taşıma tekniklerine bağlı kalarak hastayı ambulans ya da sedye gibi yerlere taşımak, Kırık ya da yanık gibi hasta stabilizasyonunun sağlanması gereken noktalarda işlem yapıp hastaneye nakil gerçekleştirmek, Hasta nakil işlemlerinin yapıldığı esnada hastayı tedavi etmek, Sağlık kuruluşunda ve ambulansta hastanın bakımını sürdürmek, EKG okuyarak sağlık kuruluşlarına hasta ile ilgili doğru bilgi iletmek, Varsa hastanın kanamasını durdurmak, Travma yaşayan hastaları sakinleştirmek, Hastayı nakil işlemi için hazır hale getirmek, Acil doğumlarda hastaya ilk müdahaleyi gerçekleştirmektir.Paramedik Mezunu İş İmkanları Nelerdir?Paramedik mezunu, Sağlık Bakanlığı bünyesinde yer alan özel ve kamu hastanelerinde iş bulabilir. Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri bünyesinde de bu mezunlar iç iş imkanları mevcuttur. Devlet hastanelerinde çalışmak isteyen paramedik mezununun KPSS sınavından yeterli puanı alması gerekir. Paramedik mezunu için çalışma bölümleri ise ambulans ve hastanenin acil bölümüdür. Yapılan son düzenlemeler ile bir paramedik mezunu AVM’de de çalışma fırsatı bulabilir. Paramedik Çalışma Şartları Nelerdir?Paramedikler acil tıbbi durumların yer aldığı bölgelerde çalışır. Bu nedenle çalışma şartlarının zorlu olduğunu söylemek mümkündür. Acil durumların ortaya çıktığı vakalara müdahale eden paramediklerin çalışma saatleri düzensizdir. Gece ve hafta sonları da çalışabilirler. Bazı durumlarda paramedikler 24 saat çalışmak durumunda kalabilir. Paramediklerin çalışma bölgeleri de acil durumlara bağlı olarak belirlenir. Genelde ambulanslarda ya da hastanelerin acil bölümlerinde çalışan paramedikler beklenmedik durumlara da müdahale eder. Kaza ya da afet bölgelerine gitmeleri gerekebilir. Aynı zamanda hava durumuna uygun giyime ve ekipmanlara sahip olmaları işlerinin bir parçasıdır. Paramedik Maaşları Ne Kadar?Paramedik maaşları çalıştıkları kuruma ve tecrübeye bağlı olarak değişiklik gösterir. Tüm sağlık kurumlarının ve çalışma alanlarının ortalaması alındığında paramedik maaşları 20.000 TL ile 41.000 TL arasında değişir. Özel sektörde ise paramedik maaşları 17.000 TL ile 27.500 TL arasında değişiklik gösterir. Devlet kurumlarındaki paramedik maaşları şu şeklidedir:  Yeni başlayan bir paramedik 35.000 TL ile 35.500 TL arası, 5 yıllık deneyimi olan bir paramedik 36.500 TL ile 37.000 TL arası, 10 yıllık deneyimi olan bir paramedik 38.000 TL ile 38.500 TL arası, 20 yıllık deneyimi olan bir paramedik 39.500 TL ile 40.000 TL arası, 25 yıllık deneyimi olan bir paramedik 40.500 TL ile 40.750 TL arası, 30 yıl ve üzerinde deneyimi olan bir paramedik 41.000 TL’dir.Paramedik Maaşı Hangi Faktörlere Bağlıdır?Paramedik maaşı üzerinde en büyük etken çalışılan kurumun devlet ya da özel olmasıdır. Özel sektörde yer alan paramediklerin aldığı maaş devlet memurlarına nazaran çok daha azdır. Aynı zamanda çalışma saatleri daha düzensiz olabilir. Çalışma şartlarının zorlu olması paramedik maaşlarının daha fazla olmasına yol açar.

Türkiye'de Sağlık Vadisi kurulmasına onay verildi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla yayınlanan genelgeye göre sağlık vadisi kurulmasına ilişkin karar Resmi Gazete'de yayınlandı Alınan karara göre, sağlık alanındaki eğitim, araştırma, geliştirme, biyoteknoloji ve bilişim kapasitesinin artırılması kapsamında, ilaç ve tıbbi teknolojiler alanında araştırma geliştirme, klinik araştırmalar ve üretim hazırlık aşamalarını içeren entegre bir sağlık sisteminin oluşturulması için gerekli faaliyetleri yürütmek, bünyesindeki prototip üretim alanları, büyük veri araştırmaları merkezi ile mükemmeliyet merkezlerinde girişimciler, araştırmacılar, akademisyenler başta olmak üzere sektör temsilcilerine hizmet sunmak ve bu amaçla Türkiye Sağlık Vadisi adıyla belirlenen alanı işletmek ve yönetmek üzere Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) tarafından bir şirket kurulacak. SAĞLIK BAKANI KOCA SOSYAL MEYDA HESABINDAN DUYURDUBakan Koca, konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Sağlık Vadisi'nin kuruluşu ile ilgili karar Resmi Gazete'de. Bugün yayınlanan Resmi Gazete ile Sağlık Vadisi projesinin hayata geçirilmesi konusundaki en ileri adım Sayın Cumhurbaşkanımızın imzasıyla atıldı. 'Sağlık bilim ve teknolojileri alanında istikbalimiz için söyleyecek sözüm, yapacak işim var' diyen herkesi kuşatacak bir ekosistem kuruluyor. Yerelleşme hızlanacak, dışa bağımlılık azalacak. Hepsi, önce kendine yeten; sonra, ihtiyaç duyanlara yardım edebilen güçte bir Türkiye için. Büyük başlangıç ülkemize hayırlı olsun" ifadelerini kullandı.

Horlama sorunu yaşayanlar dikkat! O cihazlar horlamayı tetikliyor...

Horlama, her yaş aralığında gelişebilen bir durumdur. Cinsiyet fark etmeksizin milyonlarca kişide görülen özellikle de gelişim çağında olan çocuklarda uykusuzluğa sebep olduğu için farklı sorunlara da yol açabilen horlama durumu, yaşam kalitesini bir hayli düşürmektedir. Kişinin kendisinin yanı sıra aynı ortamda olduğu diğer insanları da bir hayli sıkıntıya düşüren horlama durumu, arama motorlarına sık sık konu olmaktadır. Horlamaya sebep olan faktörler, birçok kişi tarafından merak edilmektedir. Peki, horlama nedir, neden olur? Horlama nasıl tedavi edilir? İşte konuya dair tüm merak edilenler… HORLAMA NEDİR, NEDEN OLUR?Uyku sırasında havayollarının daralması ve gevşemesi neticesinde hava akımı engellenir ve sonrasında da nefes alma, sert ve gürültülü bir hale dönüşür. Bu durum, ‘horlama’ olarak adlandırılır. Özellikle erkeklerde ve yüksek kilolu kişilerde daha sık gözlenen horlama durumu, uyku kalitesini düşürdüğü için kişinin sürekli olarak yorgun hissetmesine yol açar. Kişinin horlaması ile birçok farklı faktörün doğrudan ilişkili olduğu bilinir. Ağız ve sinüs anatomisi, soğuk algınlığı, yaş, kilo, gün içerisindeki yorgunluk durumu, sigara- alkol tüketimi gibi faktörler, horlamanın başlıca nedenleri arasında gösterilebilir. HORLAMA BELİRTİLERİ NASIL DİNDİRİLİR?MR, röntgen, CT taraması, polisomnografi (uyku çalışması) gibi uygulamalar, horlamanın teşhis edilmesini kolaylaştırır. Horlama tedavisinde; ablasyon tedavisi, radyofrekans dalgaları, septoplasti, lazer yardımlı uvulopalatoplasti (LAUP), nazal valf cerrahisi, oral aparatlar, pozitif hava yolu basıncı, küçük dil- yumuşak damak ameliyatı, tonsillektomi, adenoidektomi gibi yöntemlerden destek alındığı bilinmektedir. Tıbbi müdahalelerin yanı sıra evde alınacak bazı tedbirler ile de horlama belirtilerini hafifletmek mümkündür. Horlamanın önüne geçen bazı yöntemler ise şu şekilde sıralanabilir:  Burun şeritleri kullanmak,Yan yatmak ve başı yüksekte tutmak, Egzersiz yapmak,Kilo vermek,Uyku düzeni oluşturmak,Boğaz egzersizi yapmak,Alkol ve sigara tüketmemek, Uyku esnasında odada akıllı telefon ve diğer elektronik cihazlar bulundurmamak.

Faranjit neden olur, belirtileri nelerdir? Faranjite ne iyi gelir?

Boğazın arka kısmında kalan mukoza zarının iltihaplanması sonucu gelişen faranjit, çoğu kişi tarafından ‘öğretmen hastalığı’ olarak nitelendirilmektedir. Gün boyu konuşan, zaman zaman konuşma esnasında kendilerini zorlayan öğretmenlerde sıklık ile gözlenen bu rahatsızlık, hayat kalitesini bir hayli düşürmektedir. Yanma, ağrı ve yutma güçlüğü belirtileri ile kendini hissettiren faranjit, müdahale gerektiren bir durumdur. Aksi takdirde ağrı durumu zaman içerisinde artarak dayanılmaz hale gelebilir. Peki, faranjit belirtileri nasıl geçer? Faranjite karşı nasıl önlemler almak gerekir? İşte faranjite dair tüm merak edilenler… FARANJİT NEDİR, BELİRTİLERİ NELERDİR?Faranjit; yutak bölgesi ve boğazın arka kısmında bulunan mukoza zarının iltihaplanması durumudur. Akut ve kronik olmak üzere iki türü bulunan faranjit, pek çok faktörün etkisi ile gelişebilir. Akut faranjitin bakteriyel enfeksiyonlara bağlı olarak geliştiği bilinmektedir. Kronik faranjitte ise yine enfeksiyon etkenleri bulunmak ile birlikte tahriş edici faktörler de vardır. Bademcik iltihabı, çevresel kirlilik, reflü, alerjik reaksiyonlar, suçiçeği, kızamık, boğmaca, krup, adenovirüs ve A grubu streptococcus faranjite sebep olan faktörler arasında sıralanabilir. Farenjitin yaygın belirtileri şu şekildedir: Boğazda yanma, ağrı ve kaşıntı,Geniz akıntısı,Öksürük, Yutma güçlüğü,Ses kısıklığı,Bademciklerde şişme,Kas ve eklem ağrıları, Burun akıntısı,Boğazın arka kısmında beyaz renkli leke oluşumu,Ağızda farklı tat,Mide bulantısı,Baş ağrısı,Lenflerde şişkinlik.FARANJİTE NE İYİ GELİR?Faranjitin tedavisi için bir hekime başvurulması gerekmektedir. Yanı sıra alınacak bazı önlemler ile de faranjit belirtilerini büyük ölçüde hafifletmek mümkündür. O önlemler ise şu şekilde sıralanabilir: Papatya, hatmi, ekineazya, meyan kökü ve ıhlamur gibi bitki çayları tüketmek,Bol miktarda su içmek,Ilık tuzlu su ile gargara yapmak,Bal yemek,Dinlenmek,Tavuk suyu çorbası içmek.

Sık tuvalete gidenler dikkat! Enfeksiyon kapmış olabilirsiniz... İdrar yolu enfeksiyonuna ne iyi gelir?

İdrar yaparken ağrı ve yanma hissi, çoğu zaman idrar yolu enfeksiyonunun geliştiğini göstermektedir. Bu, hemen hemen herkesin başına bir kez de olsa gelmiş olan bir durumdur. İdrar yolu enfeksiyonu, kişinin sağlığını etkileyen ve yanı sıra hayat kalitesini de bir hayli düşüren bir durumdur. Peki, idrar yolu enfeksiyonu neden olur, belirtileri nelerdir? İdrar yolu enfeksiyonuna ne iyi gelir? İşte konuya dair ayrıntılar… İDRAR YOLU ENFEKSİYONU NEDİR, BELİRTİLERİ NELERDİR?‘İYE’ olarak da bilinen idrar yolu enfeksiyonu, üriner sistem, mesane, üretra veyahut da böbreklerin herhangi bir yerinde E. Coli başta olmak üzere birçok bakteri türünün neden olduğu bir enfeksiyon durumudur. İstatistiklere göre bu enfeksiyon, insan vücudunda en sık gözlenen ikinci enfeksiyon türüdür. İdrar yolu enfeksiyonunun yaygın görülen belirtileri şu şekilde sıralanabilir: Sık sık idrara çıkma,İdrar yaparken yanma ve ağrı,Kasık veyahut da alt karın bölgesinde ağrı,Aniden gelen idrara çıkma isteği, Mesane boşaltılmış olduğu halde idrar varmış hissi,Hafif ateş,Yorgunluk,Mide bulantısı ve kusma, Sırt ve bel ağrısı,Gece saatlerinde artan idrar,İdrarda kan, renk koyuluğu ve kötü koku.İDRAR YOLU ENFEKSİYONUNA NE İYİ GELİR?İdrar yolu enfeksiyonu zamanında müdahale edilmediği takdirde beraberinde farklı hastalıkları da getirebilir. Bu neden ile belirtilerden biri veyahut da birkaçının gözlendiği durumlarda mutlaka bir hekime başvurulması gerekmektedir. Hekimler genel olarak bu enfeksiyon türü için antibiyotik tedavisi önermektelerdir. Antibiyotik tedavisinin yanı sıra idrar yolu enfeksiyonuna karşı kişinin alması gereken birtakım önlemler de bulunmaktadır. Bu kapsamda idrar yolu enfeksiyonunun belirtilerini hafifleten bazı yöntemler şu şekilde sıralanabilir:  Bol su içmek, Kafein içeren içeceklerden uzak durmak, Şekersiz kızılcık suyu içmek,Karın bölgesini sıcak tutmak,Bol miktarda C vitamini almak,İdrarı tutmamak,Yoğurt ve kefir gibi probiyotik bakımından zengin besinler ile beslenmek.

Yer elması nedir, nasıl tüketilir? Yer elmasının faydaları nelerdir?

Sağlıklı beslenmeyi bir yaşam tarzı haline getiren veya getirmenin yollarını arayan birçok kişi, yer elması tüketimine ağırlık vermektedir. Vitaminler ve mineraller bakımından son derece zengin olan bu bitkinin, insan sağlığını pek çok açıdan desteklediği bilinmektedir. Zencefile benzeyen görüntüsü ile dikkat çeken yer elmasının doğal şeker oranı yüksektir ancak buna rağmen bu bitkinin kan şekeri üzerinde minimum etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Peki, yer elmasını özel kılan nedir? Yer elması tüketiminin faydaları nelerdir? İşte ayrıntılar… YER ELMASI NEDİR?Bilimsel adı ‘helianthus tuberosus’ olan yer elması, Kuzey Amerika’ya özgü bir bitkidir. Asteraceae familyasının bir üyesi olan bu bitkinin kök sapları yenilmeye müsaittir. Zencefil ile benzer bir görüntüde olan yer elması, patates ile de karıştırılmaktadır. Vitamin ve mineraller bakımından zengin olan yer elmasının 150 gramlık porsiyonu üzerinden yapılmış olan besin değeri hesabı şu şekildedir: Kalori: 110 kcalYağ: 0 Karbonhidrat: 26.1 gSodyum: 6 mgLif: 2.4 gŞeker: 14.4 gDemir: 5.1 mgProtein: 3 g Potasyum: 644 mg Fosfor: 117 mgMagnezyum: 25.5 mgBakır: 0.2 mgYER ELMASININ FAYDALARI NELERDİR?Yer elması, çiğ, pişmiş veyahut da çorba şeklinde tüketilebilir. Kan şekerini sabit tutma özelliği bulunan bu bitkinin vücut açısından yararları ise şu şekilde sıralanabilir: Bağırsak fonksiyonunu düzenler.Kansere karşı koruyucu etkisi bulunur. Kolesterolün düşürülmesine katkıda bulunur. Kan basıncını düzenler.Kan şekerini kontrol altına alır.Yer elmasının insan sağlığı açısından pek çok faydası olsa da her üründe olduğu gibi bu bitkide de tüketim dozuna dikkat edilmesi gerekmektedir. Fazla miktarda tüketilen yer elması çeşitli bağırsak ve mide sorunlarına yol açabilir. Ayrıca aşırı miktarda yer elması tüketiminin hazımsızlık, kabız gibi sorunlara yol açtığı da bilinmektedir.

Saplarını atan bin pişman olacak! Hem yemekleriniz hem cildiniz için çilek sirkesi tarifi

Çilek, güçlü antioksidan içeriği ile vücut sağlığını pek çok açıdan destekleyen bir meyvedir. Taze çilek tüketiminin bağışıklık sistemini güçlendirdiği, hastalıklara yakalanma olasılığını düşürdüğü bilinmektedir. Çileğin yanı sıra meyvenin saplarının da birçok alanda değerlendirilmeye müsait oldukları bilinmektedir. Bu kapsamda çilek saplarından yaygın olarak yapılan ürünlerin başında sirke gelmektedir. Peki, çilek sirkesi nasıl yapılır? Çilek sirkesi neye iyi gelir? İşte çilek sirkesine dair tüm merak edilenler… ÇİLEK SİRKESİ NASIL YAPILIR?Çilek sirkesinin yapımında taze ürünlerin kullanılması son derece önemlidir. Sirke için gereken malzemeler ise şu şekildedir: Yarım kilo taze çilek1 litre su1 tane limonun suyu1 su bardağı şeker/ balÇilek sirkesinin yapım aşamaları sırası ile şu şekildedir: Çileklerin saplarını temizleyin ve iyice yıkayın.Çilekleri, iyice yumuşayana kadar suda haşlayın.Çilekler pişince ocağın altını kapatın ve meyveleri ezerek püre haline getirin.Hazırladığınız püreyi bir süzgeçten geçirin ve çekirdeklerini ayırın.Çekirdeksiz çilek püresini bir kavanoza aktarın ve üzerine bal ile limon suyunu ekleyerek bir güzel karıştırın.Kavanozun ağzını bir kağıt havlu veya temiz bir bez ile kapatıp güneş gören bir yerde bekletin. Bu süreçte üst tabakada beyazlıklar gözlenebilir fakat bu endişelenecek bir durum değildir.Ağzı sıkı bir şekilde beklettiğiniz çilek sirkesini 3 haftanın sonunda kullanmaya başlayın.ÇİLEK SİRKESİ NASIL KULLANILIR, FAYDALARI NELERDİR?Çilek sirkesi; salatalarda, içeceklerde ve bazı soslarda kullanılabilmektedir. Ayrıca cilt lekelerini gidermekte de etkili olan bu sirke, bakım rutinlerini büyük ölçüde desteklemektedir. Doğal yöntemler ile fermente edilerek hazırlanan çilek sirkesinin öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Göz sağlığını destekler.Bağışıklık sistemini güçlendirir.Cilt kuruluğunu giderir.Ciltte gözlenen güneş lekelerini giderir.Varislerin üzerinde bekletilmesi halinde bölgeyi rahatlatır.Saç durulama suyuna birkaç kaşık eklenmesi halinde kepek oluşumunun önüne geçer.

Böbrek taşı nedir, neden olur? Böbrek taşının belirtileri nelerdir? Böbrek taşına ne iyi gelir?

Birçok kişi bel bölgesinde yoğun ağrı hissettiğinden bahseder. Bu ağrının sebebi kimi zaman ters harekete kimi zaman kemiksel bir faktöre kimi zaman ise böbrek rahatsızlıklarına bağlı olarak gelişebilir. Belimizin sağ ve sol olmak üzere iki yanında bulunan böbreklerde sorunlar geliştiğinde ve ağrı hissi oluştuğunda birçok kişi bu ağrıyı, bel ağrısı ile karıştırıp önemsemeyebilmektedir. Ancak böbrek ağrılarının umursanmaması ve dolayısı ile de teşhiste ve tedavide geç kalınması halinde çok daha ciddi sorunlar baş gösterebilir. Böbrek ağrısına sebep olan başlıca faktörler arasında böbrek taşı oluşumu gelmektedir. Peki, birçok kişide gözlenen bu duruma ne/ neler sebep olur? İşte böbrek taşı oluşumuna dair tüm merak edilenler… BÖBREK TAŞI NEDİR?Böbrek taşı; böbreklerde ve idrar yollarında oluşan sert yapılı taşlardır. Tıpta ‘renal taşlar’ veyahut da ‘ürolitiazis’ olarak bilinen bu durum, çeşitli minerallerin ve tuzların kristalleşip bir araya gelmesi neticesinde oluşur. Kristaller zaman ile büyüyerek böbreklerde ve idrar yollarında engel oluşturacak ciddi boyutlara ulaşabilirler. Böbrek taşı oluşumuna; aşırı kilolu olmak, gut hastalığı, diğer böbrek rahatsızlıkları, beslenme alışkanlıkları ve daha pek çok faktör sebep olabilmektedir. Taş oluşumu halinde ortaya çıkan bazı belirtiler ise şu şekilde sıralanabilir:  İdrar yolu enfeksiyonlarıKanlı idrarMide bulantısı ve kusmaİdrar yolu problemleriŞiddetli sırt ağrısıBÖBREK TAŞI NASIL DÜŞER? Böbrek taşı düşürme teknikleri birçok kişi tarafından merak edilmektedir. Taşların doğal yollar ile vücuttan atılması ve böylelikle semptomların hafifletilmesi, genel vücut sağlığı açısından son derece önemlidir. Cerrahi müdahale gerektirecek boyutlara ulaşmamış olan böbrek taşları, çeşitli doğal yollar ile vücuttan uzaklaştırılabilirler. Bol miktarda su içmek, düzenli egzersiz yapmak, tuzlu besinlerden uzak durmak, bacakların karnın üzerine çekilerek bir süre beklenilmesi, sıcak banyo yapmak gibi uygulamalar, böbrek taşlarının düşürülmesinde son derece etkilidir.

Birçok kişi yanlış biliyor! Meğer kuyruk yağının faydaları saymakla bitmezmiş... Kuyruk yağının faydaları

Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu mutfaklarının vazgeçilmezleri arasında yer alan kuyruk yağı, et yemeklerini, sarmaları, dolmaları ve daha pek çok yemeği lezzetlendirmek için kullanılır. Kuyruk yağı olmadan yemeğin lezzetinin eksik olduğunu savunan birçok kişi bulunur. Bazı kişiler ise bu yağın sağlık açısından son derece zararlı olduğunu savunur. Kuyruk yağının sağlığa yararlı olup olmadığı, uzun süredir tartışılan konular arasındadır. Bu konu ile ilgili güncel değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, kuyruk yağı ile ilgili hakim olan ‘zararlı’ düşüncesinin aslında yanlış olduğunu ifade etti. Peki, kuyruk yağı ne işe yarar, faydaları neler? İşte kuyruk yağına dair tüm merak edilenler… KUYRUK YAĞI NEDİR?Kuyruk yağının faydalarına, ne işe yaradığına geçmeden önce bu yağın ne olduğundan bahsetmek gerekir. ‘İç yağ’ da denilen kuyruk yağı koyun ve sığır gibi bazı memeli hayvanların vücutlarında bulunur. Vücudun bel, böbrek ve bağırsakların dış kısmında bulunan bu yağ, ‘kavram yağı’ ismi ile de bilinmektedir. İşlenmiş olarak satışa sunulan iç yağı, donyağı olarak bilinmektedir. Koyunların kuyruk bölgesinde yer alan iç yağ türü ise kuyruk yağıdır. Yemeklerde kullanılan bu yağın son derece faydalı olduğunu savunan uzmanlar, okült alanda yapılan bazı astrolojik şifa çalışmalarında bu yağın kullandığını belirtirler. KUYRUK YAĞI NE İŞE YARAR, FAYDALARI NELERDİR?Kuyruk yağı, çok eski zamanlardan bu yana şifa amaçlı kullanılmaktadır. Öyle ki İbn- i Sina’nın bazı notlarında kuyruk yağına değindiği de bilinmektedir. Kuyruk yağının öne çıkan faydaları ise şu şekilde kayda geçmiştir: Bağışıklık sistemini güçlendirir.Kolesterolü dengeler.Sinir hücrelerine katkıda bulunur.Kalp ve damar hastalıklarına iyi gelir.Kas ve kemik gelişimine katkıda bulunur.Felç geçirme olasılığını düşürür.Kan basıncını dengeler.Damar tıkanıklarının önlenmesinde rol oynar.Enfeksiyona yakalanma olasılığını düşürür.Siyatik problemlerin etkilerini giderir.

Bebeğinizde bu belirtiler varsa dikkat: Boğaz enfeksiyonu gelişmiş olabilir!

Boğaz enfeksiyonu, çok çeşitli faktörlere bağlı olarak gelişebilen bir sağlık sorunudur. Yetişkinlerin bu sorun ile mücadele etmek adına çok çeşitli yöntemleri olduğu bilinirken bebeklerde durum biraz farklıdır. Henüz kendilerini ifade edemeyecek yaş aralıklarında olan çocuklarda ve bebeklerde sık sık meydana gelen boğaz enfeksiyonu, ailelerin korkulu rüyaları arasında yer alır. Boğaz enfeksiyonu durumunda semptomların iyi gözlenmesi ve sonrasında da tedavi yöntemlerinin belirlenmesi gerektiğini belirten uzmanlar, aksi takdirde daha ciddi sıkıntıları ortaya çıkabileceğini ifade etti. Peki, bebeklerde boğaz enfeksiyonu neden olur, nasıl tedavi edilir? İşte konuya dair ayrıntılar… BEBEKLERDE BOĞAZ ENFEKSİYONUNUN NEDENLERİ VE BELİRTİLERİBebeklerde boğaz enfeksiyonu gelişmesine yol açabilen pek çok faktör bulunmaktadır. Streptokok türü bakteriler veyahut da viral etkenler ile yaşanan temas, enfeksiyon gelişimini tetikler. Yanı sıra bebekler ile aynı ortamlarda bulunan kişilerin öksürmeleri ve hapşırmaları neticesinde dışarıya bıraktıkları zerreler de bebekler tarafından solunmaları neticesinde boğaz enfeksiyonunun gelişmesine yol açabilir. Ek olarak el- ayak hastalığı, tonsilit, toz, hayvan tüyleri ve polen de bebeklerde boğaz enfeksiyonuna yol açabilen durumlar arasındadır. Bebeklerde çok çeşitli faktörlere bağlı olarak gelişebilen boğaz enfeksiyonunun yaygın belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir: Boğaz ağrısı,Boğaz bölgesinde meydana gelen kızarıklık,Yutkunma güçlüğü,Beslenme reddi,Bademciklerin şişmesi,Lenflerin şişmesi,Mide ağrısı, bulantı ve kusma,Yüksek ateş, Her zaman olmasa da burun akıntısı,Huzursuzluk,Sık uyanma veya normale göre daha uzun uyuma,Ses kısıklığı,Gözlerde kızarıklık,Öksürük.BEBEKLERDE BOĞAZ ENFEKSİYONU NASIL TEDAVİ EDİLİR?Bebeklerde boğaz enfeksiyonu teşhisinin yapılabilmesi için mutlaka bir çocuk hekimine başvurulması gerekmektedir. Teşhis sonrasında doktorun görüşüne bağlı olarak ilaç tedavisi uygun bulunabilir. İlaç tedavisi ve diğer yardımcı uygulamaların ebeveynler tarafından da desteklenmesi gerekmektedir. Bu destek uygulamaları kapsamında bebeğin kaldığı odanın sürekli havalandırılması ve hava temizleyicileri ile nem dengesinin sağlanması gerekir. Yanı sıra ek gıda alabilen bebeklere ılık meyve posaları ve çorbalar da içirilebilir. Daha küçük bebeklerin ise sık sık emzirilmeleri tavsiye edilmektedir.

Uzmanlar uyardı: Yorgunluk, vücut ve kemik ağrısı... Hepsinin nedeni D vitamini eksikliği olabilir!

Vücut sağlığımızı koruyabilmek adına özellikle yeme- içme alışkanlıklarımıza, uyku düzenimize ve daha pek çok faktöre dikkat etmemiz gerekmektedir. Kimi vitamin ve minerallerin eksik olmaları halinde vücudumuzda birçok belirti baş gösterir. O belirtilerin bazıları hafif oldukları için birçok kişi tarafından umursanmasa da ilerleyen zamanlarda daha sıkıntılı bir tablonun oluşmasına yol açabilir. Uzmanlar tarafından sık sık gündeme getirilen vitaminlerin başında gelen D vitamini, genel sağlık tablomuz açısından son derece önemlidir. D vitamini eksikliğinde ortaya çıkan semptomların dikkatle gözlenmeleri gerektiğini aksi takdirde daha ciddi sıkıntıların baş gösterebileceğini ifade eden uzmanlar, konuya dair tüm merak edilenleri paylaştı. D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ NEDİR, BELİRTİLERİ NELERDİR?Sağlıklı kalabilmemiz, hayat kalitemizi koruyabilmemiz ve iyileştirebilmemiz D vitamini ile doğrudan ilişkilidir. Vücudumuzda yeterli miktarda D vitamininin bulunmaması halinde sıkıntı bir tablo ile karşı karşıya kalma ihtimalimiz oldukça yüksektir. Kemik sağlığında büyük bir role sahip olan kalsiyumun emilebilmesi için D vitaminine ihtiyaç duyulur. Sinir sisteminin ve kasların çalışabilmesi, bağışıklığın korunabilmesi için de D vitamini seviyesinin yüksek olması gerekir. D vitamini güneşten alınabileceği gibi bazı takviyelerde de bulunmaktadır. D vitamini eksikliği durumunda alarm vermeye başlayan vücut, kişinin hayat kalitesinin bir hayli düşmesine yol açabilir. Bazı insanlarda bu vitaminin eksik olması halinde hiçbir semptom gözlenmezken zaman ilerledikçe can sıkan bir tablo oluşabilir. Genel vücut ağrısı, sürekli yorgunluk hissi, kemik ağrısı ve ileri evrelerde de yürüme güçlüğüne yol açabilen D vitamini eksikliği, her yaş grubunda ve cinsiyette görülebilmektedir. Yetişkinlerde uzun süreli D vitamini eksikliğinin olması halinde ise; kemik erimesi, kemik yapısında bozukluk, kas gücü kaybı gibi ciddi semptomlar baş gösterebilmektedir. D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNE SEBEP OLAN FAKTÖRLERD vitamini eksikliği birçok faktöre bağlı olarak gelişebilir. Bu vitaminin arzu edilen seviyelerde olmamasına sebep olan başlıca durumlar ise şu şekilde sıralanabilir: Güneş ışığına yeterli sürede ve doğrudan maruz kalmıyor olmak,Takviye olarak D vitamini kullanmıyor olmak,Obezite ve gebelik gibi durumlarda artan D vitamini ihtiyacının karşılanmıyor olması,Sürekli güneş kremi kullanıyor olmak,Yaşa bağlı olarak cildin incelmesi.

Uzmanlardan açık çek: O besinden her sabah 2 tane yiyenin sindirim sorunu kalmayacak!

Halk arasında hangi kategoriye ait olduğuna tam olarak karar verilemeyen zeytin, esasen bir meyvedir. Fidan olarak dikildikten sonra ağaç olan sonrasında da çiçek açarak meyveye dönüşen zeytin, yüzyıllardır pek çok alanda aktif olarak kullanılmaktadır. Bugün kahvaltıların vazgeçilmezleri arasında yer alan zeytin, çok çeşitli kullanım türlerine sahiptir. Zeytinin etli kısmının yanı sıra yağı da hem yemekleri lezzetlendirmek hem de bazı hastalıkların tedavilerini desteklemek amacı ile kullanılır. Yanı sıra zeytin çekirdeğinin de insan sağlığı açısından çok çeşitli faydalarının olduğu bilinmektedir. Bilinçli olarak tüketilen zeytin çekirdeğinin pek çok olumsuz duruma karşı savaşacak bir içerikte olduğunu ifade eden uzmanlar, konuya dair tüm detayları aktardı. ZEYTİN ÇEKİRDEĞİNİN FAYDALARI NELERDİR?Zeytin çekirdeğinin özellikle mide ile ilgili birçok rahatsızlığın etkilerini gidermede başarılı olduğu bilinmektedir. Zeytin çekirdeğinin yaygın faydalarını şu şekilde sıralamak mümkündür: Midenin iç kısmını güçlendirir. Böylelikle kabızlık ve hazımsızlık gibi mide rahatsızlıklarının önüne geçer.Mide asidini düzenlediği için reflü ve gastrit gibi mide rahatsızlıklarının sebep oldukları ağrıları dindirir.Sıklık ile erkeklerde görülen ve hayat kalitesini de bir hayli düşüren basura karşı etkilidir. Ancak burada zeytin çekirdeğinin direkt olarak değil, öğütülerek içilmesinde fayda vardır.Antioksidan bakımından zengin olduğu için bağışıklık sistemini güçlendirir.İçeriğinde barındırdığı polifenoller sayesinde zararlı hücreleri onarır. Özellikle kanser gibi ciddi rahatsızlıklara karşı vücudu korur.Bağırsak florasını iyileştirir.Grip ve soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklara yakalanma olasılığını düşürür.ZEYTİN ÇEKİRDEĞİ NASIL TÜKETİLMELİDİR?Zeytin çekirdeği birçok farklı şekilde tüketilebilir. Çekirdeğin bazı tüketim şekilleri şu şekildedir: Kurutarak tüketilebilir.Kırılıp, küçük parçalara bölünerek veyahut da öğütülerek tüketilebilir.Çeşitli gıdalar ile karıştırılarak tüketilebilir.Kapsül veyahut da takviye şeklinde tüketilebilir.Sıcak suda bekletilip çay gibi tüketilebilir.Doğrudan yutulabilir.

Zalain krem fiyatı ne kadar? 2024

Zalain, vücudun çeşitli bölgelerindeki deride meydana gelen mantara sürülen bir kremdir. Zalain kremin etkin maddesi sertakonazoldur. Bu maddeye hassasiyeti olan kişilerin kremi uygulamadan önce bir doktora danışması gerekir. Zalain krem uygulanan deri bölgesinde geçici kızarıklıklar meydana gelebilir. Böyle bir durum normal olarak kabul edilir ve kremi kullanımının durdurulmasını gerektirmez. Kremin yiyecek ve içeceklerle herhangi bir etkileşimi yoktur. 2024 ZALAİN KREM FİYATI NE KADAR?Zalain %2 20 gram kremin 2024 fiyatı 80,83 TL’dir. ZALAİN KREM NEDİR?Zalain krem, derideki mantarlı bölgeye sürülmek suretiyle uygulanan bir ilaçtır. Maya mantarlarının ya da dermatofit adı verilen mantarların yol açtığı deri hastalıklarına uygulanır. Bu hastalıkların içinde ayak mantarı, kasık mantarı, vücut mantarı, sakal mantarı ve el mantarı yer alır. Zalain kremin etkin maddesi sertakonazol nitrattır. 100 gramlık bir Zalain kreminin içinde 2 gram sertakonazol nitrat yer alır. Kremin içindeki yardımcı maddeler etilenglikol, polietilenglikol palmito stearat, polioksietilenize ve glikolize C10-C18 doymuş gliseridler, gliserol mono, sorbik asit, sıvı parafin ve saf sudur. ZALAİN KREM NİÇİN KULLANILIR?Zalain krem, deride maya mantarları ya da dermatofit adı verilen mantarlar nedeniyle meydana gelen hastalıklar için kullanılır. Ayak mantarı, kasık mantarı, vücut mantarı, sakal mantarı ve el mantarı şikayetlerine sürülerek uygulanır. Bunlara ek olarak kandidiyaz (candidiasis ya da moniliasis) ve Pityriasis versicolor adındaki yüzeysel deride rastlanan mantarların tedavisinde de etkilidir. ZALAİN KREM NASIL KULLANILIR?Zalain krem günde 1 ya da 2 kere mantarlı deri bölgesine sürülür. Mantarlı deriye 1 cm kalınlığında eşit bir şekilde paylaştırarak uygulanır. Eğer günde 1 kere sürülecekse tercihen akşam vakti kullanılmalıdır. Günde 2 kere kullanılacaksa sabah ve akşam olmak üzere sürülebilir. Zalain krem kullanımından sonra iyileşmenin gerçekleşmesi hastalığa yol açan mantarın tipine ve hastanın yapısına bağlı olarak değişir. Şikayetlerin ortadan kalkması ve mantarın hastalıklı deri bölgesinden temizlenmesi genel olarak 3 ya da 4 hafta sürer. Hastalığın tekrar ortaya çıkmaması adına Zalain kremin 4 hafta boyunca düzenli olarak kullanılması tavsiye edilir. Doz aşımı yapıldığı zaman bir doktor ya da bir eczacıya danışmak gerekir. Mantarlı deri bölgesine fazla sürülen krem herhangi bir zehirlenmeye yol açmaz. Eğer krem bir şekilde ağız yoluyla alındıysa yan etkiler ortaya çıkabilir. Böyle bir durumda doktor tarafından gereken müdahale yapılır. ZALAİN KREM YAN ETKİSİ VAR MI?Zalain krem’in içinde yer alan etkin maddeye ya da yardımcı maddelere duyarlı olan kişilerde yan etki görülme ihtimali yüksektir. Kremin etken maddesi sertakonazolün herhangi bir zarara yol açtığı görülmemiştir. Aynı zamanda ışığa duyarlılığa da yol açmaz. Tedavinin ilk günlerinde krem uygulanan bölgede geçici kızarıklar oluşur. Bu durum tedavinin kesilmesini gerektirmez. Zalain krem kullanımını takiben aşağıdaki yan etkilerden herhangi biri ortaya çıkarsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır: Mantarlı deri bölgesinde ortaya çıkan hafif ve geçici kızarıklıklarDeri hassasiyetiDeride geçici renk değişiminin oluşmasıDeride şiddetli kaşıntıBaskın bir yanma hissiSu kabarcıkları oluşmasına yol açan tahammülsüzlük tepkileriKremin deriyle temasından sonra ortaya çıkan deri iltihabıDeride döküntüDeride kurumaYukarıda yer alan listede geçenlerin dışında bir yan etki ortaya çıkarsa vakit kaybetmeden bir doktora görünmelidir.

Protein ve lif ihtiyacınızı tek besin ile karşılayın! Barbunyanın mucizevi faydalarına inanamayacaksınız

Lezzeti ile hem Türkiye’de hem de birçok dünya ülkesinde en sevilen bakliyatlar arasında yer almayı başaran barbunya, ilk olarak Orta Amerika’da yetiştirilmiştir. 16. yüzyılda Avrupa’ya getirilen sonrasında da tüm dünyaya yayılan barbunyanın beyaz, siyah ve mor renklerinde olan türleri mevcuttur. Zengin besin içeriği sayesinde insan sağlığını çok çeşitli açılardan destekleyen barbunya, uzmanların tavsiyelerine de sık sık konu olmaktadır. Peki, barbunyayı bu denli özel kılan şey nedir? Barbunyanın faydaları nelerdir? İşte konuya dair ayrıntılar… BARBUNYANIN BESİN DEĞERİBaklagil ailesinin en önemli üyelerinden olan barbunya, esasen bir fasulye çeşididir. Şekli itibari ile böbreğe benzetilen kuru barbunya, besin değerleri ile de oldukça dikkat çekmektedir. Özellikle zengin bir lif kaynağı olması ile adından söz ettiren ve uzmanların tavsiyelerine de konu olan barbunyanın 90 gramı üzerinden yapılmış olan besin değeri hesabı şu şekildedir: Yağ: 0,5 gKalori: 113,5 kcal·Karbonhidrat: 20 gSodyum: 198 mgŞeker: 0,3 gLif: 6,7 gDemir: 2,6 mgProtein: 7,8 gPotasyum: 356,7 mgK vitamini: 7,4 mcgFolat: 115,1 mcgBARBUNYANIN FAYDALARI NELERDİR?Vitaminler, mineraller ve lif bakımından son derece zengin olan barbunya, insan sağlığını da çok çeşitli açılardan desteklemektedir. Sindirim sisteminden diyabete kadar pek çok alanda etkili olan barbunyanın öne çıkan faydaları ise şu şekilde sıralanabilir: Kan şekerini dengeleyerek insülin miktarını azaltır.Diyet lifi içerdiği için LDL kolesterol yani kötü kolesterol seviyesinin düşürülmesinde etkilidir.Metabolizma hızını artırır.B1 vitamini bakımından zengin olduğu için beyin fonksiyonlarını iyileştirir. Konsantrasyonu artırır.Bunama ve Alzheimer gibi yaşa bağlı olarak gelişen hastalıkların önüne geçer.Özellikle kolon ve pankreas kanserine karşı aktif olarak savaşır.

Zovirax krem fiyatı ne kadar? 2024

Zovirax krem, uçuk olarak bilinen deri enfeksiyonlarında kullanılan bir ilaçtır. Zovirax krem 2 gramlık alüminyum tüp ambalajlar şeklinde satılır. Zovirax’ın etkin maddesi asiklovir yer alır. Krem uçuğun meydana gelebileceği ağız, yüz ya da vajina bölgesine uygulanabilir. Değişik yaş grupları ya da hastalıklar için herhangi bir özel kullanımı yoktur. Zovirax krem buzdolabında saklanmamalıdır. 2024 ZOVİRAX KREM FİYATI NE KADAR?Zovirax %5 2 gram kremin 2024 yılındaki güncel fiyatı 92,01 TL’dir. ZOVİRAX KREM NEDİR?Zovirax krem, antiviral etkiye sahip bir ilaçtır. Kremin etkin maddesi asiklovirdir. Zovirax kremin her 1 gramının içinde 50 mg (%5 a/a) asiklovir yer alır. Yardımcı maddeleri ise propilen glikol, beyaz yumuşak parafin, setostearil alkol, sıvı parafin, poloksamer 407, arlacel 165, sodyum lauril sülfat, dimetikon 20 ve saf su bulunur. ZOVİRAX KREM NİÇİN KULLANILIR?Zovirax krem, cinsel bölge uçuğu ve yüz bölgesindeki uçuk için kullanılır. Aynı zamanda deri enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır. Hedef bölgeye uygulanan Zovirax krem yüz ve cinsel bölgedeki virüsleri öldürür. Aynı zamanda virüsün büyümesini durdurma etkisi vardır. Hem ilk kez görülen hem tekrarlayan uçuk sorunlarında kullanıma uygundur. ZOVİRAX KREM NASIL KULLANILIR?Zovirax krem doktorun talimatlarına göre kullanılır. Kullanım konusunda herhangi bir kafa karışıklığı yaşanırsa bir doktora ya da bir eczacıya danışmak gerekir. Zovirax krem bir gün içinde toplam 5 kere uygulanır. 24 saatlik bir zaman diliminde 4 saatlik aralıklarla kullanılır. Bu süreç içinde gece dozu atlanabilir. Zovirax krem, deri bölgesinde belirti ve enfeksiyon görüldükten sonra mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde uygulanmalıdır. Kızarıklık ya da diğer belirtiler gözlemlenerek uygulanma aşaması belirlenebilir. Tedavinin ardından kabarıklık ya da sıvı dolu kabarcık gibi belirtiler görüldüğünde de krem sürülebilir. Tedavi yüz bölgesinde meydana gelen uçuk için 4 gün boyunca uygulanmalıdır. Cinsel bölgede oluşan uçuğa sürmeye ise 5 gün devam edilmelidir. Kullanım süresi sona erdiğinde söz konusu şikâyet ortadan kalkmazsa 10 güne çıkarılabilir. 10 gün içinde uçuk iyileşmezse kullanım bırakılmalıdır. Ardından en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Zovirax krem uçuk bölgesindeki deriye uygulanmalıdır. Ağız, göz ve vajina bölgelerine doğrudan uygulanması sakıncalıdır. Zovirax kremin su ile karıştırılması tavsiye edilmez. Zovirax kremin diğer ilaçlarla karıştırılması da zararlı etkilere yol açar. Krem sürülmeden önce her zaman eller yıkanmalıdır. ZOVİRAX KREM YAN ETKİSİ VAR MI?Zovirax kremin içinde yer alan maddelere alerjisi olan kişilerde yan etkiler ortaya çıkabilir. Aynı zamanda hassas ciltlerde yan etkilere daha sık rastlanır. Aşağıdaki listede yer alan yan etkilerden biri ya da birkaçı ortaya çıkarsa Zovirax krem kullanımı durdurulması tavsiye edilir: Yüzde, dudakta, dilde ya da vücudun herhangi bir bölmesinde meydana gelen şişmeHedef bölgedeki deride meydana gelen kurdeşen, kaşıntı ya da döküntüNefes darlığı, hırıltılı soluma ya da nefes almakta güçlük gibi solunum yolu problemleriHerhangi bir nedene dayanmayan ateş şikâyetiAyağa kalkarken oluşan baygınlık hissiYaygın olmayan yan tekiler: Kremin sürülmesinden sonra hedef bölgedeki deride meydana gelen geçici yanma ya da batma hissiDeride görülen kurumaDeride meydana gelen pullanmaKaşınmaSeyrek yan etkiler: Deride meydana gelen kızarıklıkBir tür deri hastalığı olan temas dermatiti

❌