Okuma görünümü

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.

Uzmanlar onsuz yapamıyorlar! Tam bir şifa kaynağı: Kelle paçanın faydaları

Sağlıklı yaşam kapsamında tüketicilere sık sık önerilerde bulunan uzmanlar son dönemlerde özellikle kelle paça çorbasının faydalarından bahsetmeye başladı. Keçi ya da dana kellesi ve ayaklarından yapılan ve bu özelliği ile bazı kişiler tarafından pek de sevilmeyen kelle paça çorbasının insan sağlığını çok çeşitli açılardan desteklediğini belirten uzmanlar, konuya dair ayrıntıları aktardı. Vücut açısından bir hayli önemli olan kolajenin kelle paça çorbasında bol miktarda bulunduğunu belirten uzmanlar, bu çorbanın düzenli olarak tüketilmesinin önemli olduğunu ifade etti. Peki, kelle paça çorbası neye iyi gelir, faydaları neler? İşte konuya dair tüm merak edilenler… KELLE PAÇA ÇORBASININ FAYDALARIKelle paça çorbasının içeriğinde bol miktarda protein, vitamin ve mineral bulunmaktadır. Çorbanın öne çıkan faydaları ise şu şekildedir: Kolajen, kalsiyum ve magnezyum bakımından zengin olduğu için kemik gelişimine yardımcı olur. Kemik kırıklarının kısa süre içerisinde iyileşmesini sağlar.Eklem ağrılarını hafifletir.Çocuklarda kemik gelişimine yardımcı olur.Bağ dokusunu destekleyerek eklem rahatsızlıklarının belirtilerini hafifletir.Kolajen üretimini desteklediği için yaşlanma belirtilerini geciktirir.Antioksidan bakımından zengin olduğu için bağışıklık sistemini güçlendirir. Vücudu, soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklara karşı korur.Yüksek kalori ve yağ içerdiği için kilo alma sürecini sağlıklı bir yönden destekler.Ağız ve diş sağlığını destekler.Hücreleri onararak görme yetisini güçlendirir.Saç dökülmesini durdurur, saçların daha hızlı uzamasına yardımcı olur.Doku zedelenmesini önler.Sinir sistemini rahatlatır.Boğazı yumuşatır, öksürüğü hafifletir.Mide duvarlarını güçlendirir.KİMLER KELLE PAÇA ÇORBASI TÜKETMEMELİ?Cilt sağlığından kemik gelişimine, mide sağlığından sinir sistemine kadar vücut sağlığını çok çeşitli açılardan destekleyen kelle paça çorbası, bazı bünyeler için tehlikeli olabilir. Yüksek miktarda kolesterol içerdiği için kolesterol hastaları tarafından tüketilmemesi gereken bu çorba, ayrıca kalp ve damar rahatsızlıkları bulunan kişilerin sağlıklarını da tehlikeye atabilir. Ayrıca hali hazırda kilo problemi olan kişilerin de kelle paça çorbası tüketiminde miktara dikkat etmelerinde fayda vardır.

Bağırsakları rahatlatıyor, açlık hissini geciktiriyor! Hurma pekmezi nedir? Faydaları

Yetişkinlerde kilo kontrolünden sindirim sistemine kadar pek çok faydasının olduğu bilinen yaş hurma, pekmezi ile de birçok mutfağın baş köşesinde yer alıyor. Hurma pekmezinin bebeklerden yetişkinlere kadar her yaş grubu tarafından tüketilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, zengin içerikli bu besine ilişkin tüm merak edilenleri paylaştı. Ek gıdaya geçen bebeklerin yiyeceklerine katılan yanı sıra yetişkinler tarafından da aktif olarak tüketilen hurma pekmezinin insan sağlığını çok çeşitli açılardan desteklediğini belirten uzmanlar, özellikle bağışıklık sistemine dikkat çekti. Peki hurma pekmezi tüketimi neye/ nelere iyi gelir? İşte konuya dair ayrıntılar… HURMA PEKMEZİ NEDİR, FAYDALARI NELERDİR?Kurak iklimde yetişen hurmadan üretilen doğal bir tatlandırıcı olan hurma pekmezi, meyvenin uzun süre ve düşük ısıda kaynatılması ile elde edilir. Diğer pekmezlerde olduğu gibi yoğun bir kıvama sahip olan hurma pekmezi, yüksek besin değeri ile bilinir Hurma pekmezi vitamin ve mineraller bakımından zengin olduğu için vücudu doğal olarak korur. Pekmezin öne çıkan faydaları ise şu şekilde özetlenebilir: Diyet lifleri bakımından zengin olduğu için bağırsakları rahatlatır. Kabızlık ve hemoroid gibi sağlık sorunlarının önüne geçer.Yüksek enerji verici özelliktedir ve bu sayede de yorgunluk belirtilerini giderir.Açlık hissini geciktirir ve bu sayede de kilo kontrolüne yardımcı olur.Öksürüğü dindirir.Solunum yolunu rahatlatarak nefes darlığı semptomlarını giderir.Üreme hormonlarını destekler.Demir eksikliği belirtilerine iyi gelir.Beyin hücrelerinin gelişimini destekler.Bağışıklık sistemini güçlendirir.Unutkanlığa iyi gelir.Dolaşım sistemini güçlendirir.HURMA PEKMEZİ KİMLER TARAFINDAN TÜKETİLMEMELİ?Hurma pekmezi faydaları ile biliniyor olsa da fazla tüketilmesi halinde kan şekerinin aniden yükselmesine yol açabilir. Bu neden ile tansiyon ve şeker hastalarının bu pekmezi tüketirken aşırıya kaçmamaları gerekir. Ayrıca alerjik reaksiyonlara da sebep olabilen bu besin için özellikle bebeklere verilmeden önce bir hekime danışılmasında fayda vardır.

Sarımsak turşusu nedir, nasıl yapılır? Sarımsak turşunun faydaları nelerdir?

Bağışıklık sistemini güçlendirerek insan vücudunu hastalıklara karşı doğal olarak koruyan sarımsağın alternatif tıpta geniş bir yerinin olduğu bilinmektedir. İçerdiği vitaminler, antioksidanlar ve mineraller sayesinde vücudu çok çeşitli açılardan destekleyen bu besin, hekimlerin tavsiyelerine de sık sık konu olmaktadır. Sarımsağın bağışıklık sistemini güçlendirmenin dışında da birçok özelliğinin bulunduğunu belirten uzmanlar, son olarak bu besinin turşusuna dikkat çekti. Probiyotik bakımından zengin olan sarımsak turşusunun sindirim sistemine olumlu katkılarının bulunduğunu ifade eden uzmanlar, bu turşu türüne dair ayrıntıları aktardı. SARIMSAK TURŞUSU NASIL YAPILIR?Yetiştirilmesi son derece kolay olan sarımsak turşu formu ile de şifa dağıtıyor. Yapılışı son derece basit olan ve yemeklere katılabildiği gibi yemeklere eşlik de edebilen bu turşunun her mutfakta mutlaka bulunması gerekiyor. Sarımsak turşusunun yapım aşamaları şu şekilde özetlenebilir: Sarımsak dişlerini birbirlerinden ayırıp bir su içerisinde yaklaşık olarak 30 dakika dinlenmeye bırakın.30 dakikalık sürenin ardından sarımsakları yıkayın ve soyun.Sarımsakların tamamını bir kavanozun içerisine alın ve damak zevkinize göre tuzlayın. Kavanozun içerisine sirke ve içme suyu ilave edip kapağı kapatın.Serin bir yere kaldırdığınız sarımsak turşunuzu kısa süre sonra tüketebilirsiniz.SARIMSAK TURŞUSUNUN FAYDALARI NELER?Antioksidan bakımından zengin olan sarımsak turşusu, vücudu virüslere karşı korur. Hastalıkların daha kısa bir sürede atlatılmasına yardımcı olan bu turşu, enfeksiyonlara karşı doğal bir bariyer olarak görev alır. Kansere ve kalp hastalıklarına karşı da üst düzey bir koruma gerçekleştiren sarımsak turşusu, özellikle mevsim geçişlerinde ortaya çıkan rahatsızlıkların kişiyi pas geçmelerini sağlar. Cildi toksinlerden arındıran ve sivilce görünümünü büyük ölçüde azaltan sarımsak turşusu ayrıca yorgunluk belirtilerine de iyi gelir. Sarımsak turşusu meze olarak yemeklerin yanında veyahut da tek başına olacak şekilde tüketilebilir. Göz sağlığını da büyük ölçüde destekleyen bu besin, düşük tansiyon problemi yaşayanlar ve mide sıkıntıları olanlar tarafından bir hekime danışılmadan tüketilmemelidir.

Cilt sağlığınız için bu maddelere dikkat! Yazın cilt bakımı nasıl olmalı?

Havaların haziran ayının başı itibari ile aniden ısınması, gündelik hayat alışkanlıklarının da hızlı bir şekilde değişmesine yol açtı. Birçok kişi tek gecede kıştan yaza geçmenin şaşkınlığını yaşarken bu süreçte cilt uzmanlarından da önemli uyarılar geldi. Cildimizin her mevsim geçişinde normalden daha fazla bir ilgiye ihtiyaç duyduğunu belirten cilt uzmanları, güneşin zararlı ışınlarına dikkat çekti. Doğru korumanın yapılmaması halinde cildin zarar görme olasılığının çok yüksek olduğunu ifade eden uzmanlar, yaz mevsiminde cilt sağlığı adına dikkat edilmesi gerekenleri paylaştı. İLK İŞ YÜZ YIKAMAMevsimin değişmesi ile birlikte cilt sağlığının yakalanması adına yüz yıkama şeklinin de değişmesi gerektiğini belirten uzmanlar, yaz aylarında ciltten yağı emme özelliğine sahip ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini vurguladı. Uzmanlara göre kuru ya da karma cilt tiplerine sahip olan kişiler yaz mevsimi boyunca köpürmeyen bir yüz yıkama jeli tercih etmelilerdir. YAZ MEVSİMİNDE CİLT BAKIMININ PÜF NOKTALARIYaz mevsiminde cilt bakım rutinlerine mutlaka antioksidan bakımından zengin ürünlerin eklenmeleri gerektiğini belirten uzmanlar, bu sayede hem cildin nemlendirileceğini hem de çevrenin zararlı etkilerinden korunacağını ifade etti. Ek olarak narenciye, yeşil yaprakları sebzeler, fındık, kepekli tahıl ve yeşil çay gibi ürünlerin tüketimlerinin de artırılması gerektiğini belirten uzmanlar, ayrıca bol miktarda sıvı tüketilmesi gerektiğini de vurguladı. Yaz aylarında cilt adına yapılan en büyük hatalardan birinin de makyaj yapmak olduğunu belirten uzmanlar, cildin sıcak havalarda daha fazla nefes alması gerektiğini ve bu neden ile de özellikle pudra, fondöten gibi ürünlerin kullanılmaması gerektiğini ifade etti. Yaz mevsiminde en çok dikkat edilmesi gereken konulardan birinin de güneş kremi kullanımı olduğunu ifade eden uzmanlar, güneş kreminin evde iken dahi kullanılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca bu kremin yüz harici diğer bölgelerde de kullanılması gerektiğini belirten uzmanlar özellikle boyun bölgesinin atlanmaması gerektiğini ifade etti.

Hormonları düzenliyor, cildi ve saçları onarıyor! Kakao yağının faydaları

Sıklık ile tatlılarda kullanılan kakaonun yağ olarak da birçok alanda kullanılabileceği açıklandı. Hali hazırda birçok bakım ürününün içerisinde yer alan bu yağın vücut açısından son derece faydalı olduğunu belirten uzmanlar, konuya ilişkin ayrıntıları paylaştı. Orta Amerika ve Meksika kökenli bir bitki olan kakaonun çekirdeklerinden elde edilen kakao yağı, yenilebilir bir yağdır. Yanı sıra harici olarak da kullanıma açık olan bu yağın vücudu çok çeşitli açılardan desteklediği bilinmektedir. Peki, kakao yağı kullanımı neye/ nelere iyi gelir? Kakao yağı nasıl uygulanır? İşte detaylar… KAKAO YAĞI NEDİR, FAYDALARI NELERDİR?Tamamen bitkisel bir içeriğe sahip olan kakao yağı, kakao ağacının meyvesinin tohumlarından elde edilir. Çekirdekler fermente edilip kurutulur ardından da presleme yöntemi ile yağı çıkarılır. Kakao yağı hem sofralarda hem de kozmetik alanında aktif olarak kullanılan bitkisel bir yağdır. Bu yağın karbonhidrat ve protein bakımından zengin olduğu bilinir. Yanı sıra A, B ve E vitaminlerini de içeren yağda bol miktarda kafein ve antioksidan da bulunmaktadır. Vitaminler, mineraller ve antioksidanlar bakımından zengin olan kakao yağının öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Sağlıklı yağ asitleri içerdiği için enerji seviyesini yükseltir, kolesterolün düşürülmesine yardımcı olur.Antioksidan, demir, E vitamini ve magnezyum açısından zengin olduğu için bağışıklık sistemini güçlendirir.Kalp ve damar sağlığını destekler.Bağırsakları düzenler, hazımsızlık ve kabızlık gibi sorunların tedavilerine yardımcı olur.Ağız içi enfeksiyonları iyileştirir.İnflamasyonu azaltır.Bilişsel fonksiyonları geliştirir.Cildi nemlendirerek daha canlı görünmesini sağlar.Saç köklerini güçlendirir.Hormon dengesinin sağlanmasına yardımcı olur.Damar sertleşmesinin önüne geçer.KAKAO YAĞI CİLDE NASIL UYGULANIR?Kakao yağını yüz bakımında kullanmak isteyen kişilerin ölçülere dikkat etmeleri gerekir. Duş sonrasında ve cilt temizliği yapıldıktan sonra kullanılması gereken bu yağın birkaç damla uygulanması yeterlidir. Yağın herhangi bir içerik ile karıştırılmasına gerek yoktur, doğrudan cilde uygulanabilir.

İlk ölüm haberi geldi! Kuş gribi nedir, belirtileri nelerdir?

‘Kuş gribi’ olarak adlandırılan H5N2 virüsü, son günlerde gündemden düşmemeye başladı. Daha önce ülkemize 2005 yılının ekim ayında Kuzeybatı Anadolu’da yani Balıkesir Manyas’ta ilk kuş gribi vakası ile karşılaşılmış, etkin karantina ve itilaf yöntemi ile virüs kısa süre içerisinde kontrol altına alınmıştı. 2005 yılında bertaraf edilen H5N2 virüsü, mayıs ayında yeniden gündeme geldi. 23 Mayıs tarihinde Meksika’da H5N2 virüsüne yakalanan bir kişinin hayatını kaybettiği duyurulurken Dünya Sağlık Örgütü’nden de ‘pandemi’ uyarısı geldi. Pandemi ihtimaline karşı önlemlerin alınması gerektiğini belirten uzmanların ardından virüse ilişkin sorgulamalar hız kazandı. Peki, kuş gribi nedir, neden olur? Kuş gribinin belirtileri nelerdir? İşte konuya dair ayrıntılar… H5N2 VİRÜSÜ NEDİR?İnfluenza A virüsünün alt türü olarak kabul edilen H5N2 virüsü, yüksek derecede patojenik kuş gribi olarak tanımlanmaktadır. Hindi ve tavuk gibi kümes hayvanlarının yanı sıra devekuşları ve ördekleri de tehdit eden bu virüs, insanlara da bulaşabilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan son açıklamaya göre 59 yaşındaki Meksikalı bir kuş gribi vakası, ölümle sonuçlandı. Ek olarak Meksikalının kuşlar ile veyahut da herhangi bir kümes hayvanı ile temasının olmadığı da bildirildi. Bir süredir böbrek hastalığı ve tip 2 diyabet ile mücadele ettiği öğrenilen Meksikalı ile temas eden herkese kuş gribi testi için çağrı yapıldı. H5N2 VİRÜSÜNÜN BELİRTİLERİ NELERDİR?Meksika’dan gelen ölüm haberinin ardından vatandaşları yeni bir pandemi ihtimaline karşı uyaran Dünya Sağlık Örgütü, H5N2 virüsüne yakalanan kişilerde gözlenen belirtileri de paylaştı. Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıklanmış olan kuş gribi belirtileri şu şekilde kayda geçti: Öksürük, ateş, nefes darlığı, halsizlik, ishal, mide bulantısı ve kusma.Yukarıda aktarmış olduğumuz belirtiler, kuş gribine yakalanan kişilerde gözlenen belirtiler arasındadır. Dünya Sağlık Örgütü bu belirtilerin kesin olarak kuş gribi özelinde gelişmediğini belirterek kümes hayvanları ile temas ettikten sonra bu belirtileri gözlemleyen kişilerin önlem amacı ile mutlaka bir hekime başvuruda bulunmaları gerektiğini ifade etti.

Diş sağlığını korumak isteyen o ürünü çöpe atmasın!

Birçok inanışta bereketin sembolü olan narın güçlü içeriği sayesinde insan sağlığını çok çeşitli açılardan desteklediği bilinmektedir. Narın yalnızca kendisinin değil kabuğunun da son derece faydalı olduğunu ve bu neden ile kabukların kesinlikle çöpe atılmamaları gerektiğini belirten uzmanlar, konuya dair merak edilenleri paylaştı. Lifli yapısı sayesinde sindirim sistemini düzenleyen narın kabuğunda da birçok vitaminin ve mineralin bulunduğu bildirildi. Peki, nar kabuğu nasıl tüketilir? Nar kabuğu neye/ nelere iyi gelir? İşte nar kabuğunun faydalarına dair ayrıntılar… NAR KABUĞUNUN FAYDALARI NELER?Nar kabuğunun faydalarına geçmeden önce besin değerleri ile ilgili bilgi vermek gerekir. Yapılan araştırmalar neticesinde nar kabuğunun besin değeri şu şekilde kayda geçmiştir: Protein: Yüzde 3,74Karbonhidrat: Yüzde 66,51Kalsiyum: 34 mgHam lif: Yüzde 17,31Fosfor: 118,3 mgSodyum: 64,63 mg Magnezyum: 148,64 mgMineral ve vitamin bakımından zengin olan nar kabuğunun öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Kemik kaybını önleyerek kemik sağlığını destekler.Beyin fonksiyonunun korunmasına yardımcı olur.Romatoid artritin tedavisini destekler.Diş sağlığını korur.İşitme kaybına karşı koruma sağlar.Kronik hastalıkların semptomlarını hafifletir.Cilt problemlerinin tedavilerini destekler.NAR KABUĞU NASIL TÜKETİLİR?Ciltten romatizmaya, beyin fonksiyonlarından diş sağlığına kadar vücudu çok çeşitli açılardan destekleyen nar kabuğunun nasıl tüketilmesi gerektiği merak edilmektedir. Nar kabuğu genel olarak toz formda tüketilebilir. Bunun için kabukların 2 ila 3 gün aralığında kurutulması gerekir. Kabuklar güneşte kurutulabilecekleri gibi düşük ısıda olma kaydı ile fırında da kurutulabilir. Kurutulan nar kabukları blenderden geçirilerek toz haline getirilmelidir. Elde edilen nar kabuğu tozu, isteğe bağlı ölçülerde suya eklenip cilde maske gibi doğrudan uygulanabilir. Yanı sıra toz çay şeklinde de tüketilebilir. Çay olarak tüketilmesi halinde diş sağlığını, beyin fonksiyonlarını ve kemikleri destekleyen nar kabuğu, su ile karıştırılarak macun haline getirilmesi durumunda da cilt sorunlarının semptomlarını hafifletir.

İçi fındıklı kurabiye nasıl yapılır? 8 adımda tarifi, püf noktaları

İçi fındıklı kurabiye hazırlamak için bir rehber arıyorsanız, bu yazıda size en lezzetli içi fındıklı kurabiye tarifini sunuyoruz! Bu tarif ile, evde kolay bir şekilde tarifi uygulayabileceksiniz. Hazırsanız, buyurun tarifimize geçelim! İçi Fındıklı Kurabiye Tarifi Malzemeleriİçi fındıklı kurabiye için ihtiyacınız olan malzemeler, işte şöyle:  2 adet yumurta (oda sıcaklığında bekletilmiş) 1 çay bardağı sıvı yağ Yarım kutu krema (100 ml) 1.5 çay bardağı pudra şekeri 1 paket kabartma tozu 1 paket vanilya özütü Bir portakalın rendelenmiş kabuğu  3 su bardağı un 1 tatlı kaşığı tarçın 1 avuç dolusu fındık içi 1 çay bardağı kurabiye çikolatasıİçi Fındıklı Kurabiye Tarifi Nasıl Yapılır?İçi fındıklı kurabiye yapımı için izleyeceğiniz 8 adım bulunuyor. Bu 8 adımı sırası ile uygulayabilirsiniz:  Yumurtaları, sıvı yağı, kremayı ve pudra şekerini bir kabın içinde çırpma teli aracılığı ile çırpın, güzelce karıştırın. Ardından; unu, tarçını, vanilyayı ve kabartma tozunu bu karışıma ekleyin ve iyice yoğurun. Hamurun pürüzsüz ve ele yapışmayan bir kıvam alana kadar yoğurmaya devam edin. Sonrasında, hamura rendelenmiş portakal kabuğu ve doğranmış fındık içini ekleyin, iyice karıştırın. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp, yuvarlayarak kurabiyeye şekil verin. Daha sonra fırın tepsisine, şekil verdiğiniz kurabiyeleri aralıklı olacak şekilde dizin. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında, kurabiyeler altın rengini alıncaya kadar yaklaşık 20-25 dakika pişirin. Fırından çıkarıp, oda sıcaklığında soğumalarını bekleyin ve sonrasında servis edin. İçi fındıklı kurabiyeleriniz hazır! Afiyet olsun!İçi Fındıklı Kurabiyenin Püf Noktalarıİçi fındıklı kurabiyeyi en leziz hali ile hazırlayabilmek için püf noktalara dikkat etmek gerekiyor. Bu püf noktaları şu şekilde listeledik: Kabartma tozu, kurabiye hamurunuzun puf puf olmasını sağlar. Kurabiyelerinizin ağızda dağılmasını istiyorsanız, bir-iki damla sirke kullanabilirsiniz. Sirke, hamurun pürüzsüz ve kıyır kıyır dokusunu sağlar. Hamuru pürüzsüz bir kıvam alana dek yoğurmaya devam edin. Kurabiyelerinize ekstra lezzet katmak için farklı malzemeleri tercihinize göre ekleyebilirsiniz. Örneğin, kakaolu yapabilirsiniz. Kurabiyelerinizi fırına attıktan sonra kontrollü bir şekilde pişirmeye dikkat edin. Her fırının ısısı farklıdır; bu nedenle pişirme süresi değişkenlik gösterebilir. Kurabiyelerinizi fırından çıkardıktan sonra, dinlendirmeye özen gösterin. İlk sıcaklığı gittikten sonra kurabiyeleri servis edebilirsiniz.İçi Fındıklı Kurabiyenin Yanına Ne Gider?İçi fındıklı kurabiyenin yanına yakışacak en özel lezzetler şöyle:  Pratik hazırlanışı ve bol yeşillikli içeriği ile kısır, içi fındıklı kurabiyenin yanında harika gider. Üstelik kısır, içerisindeki bulgur sayesinde doyurucu bir atıştırmalık olacaktır. Çıtır çıtır dokusu ve pratik hazırlanışı ile sigara böreği, çay saatlerinin vazgeçilmezi. Herkesin seveceği bu lezzetli atıştırmalık, içi fındıklı kurabiyenin yanında, çay saatinde şahane gider! Daha doyurucu bir seçenek arıyorsanız, zeytinyağlı yaprak sarma tam size göre. Önceden hazırlanması gereken asma yaprakları ile biraz önceden kolları sıvayarak, içi fındıklı kurabiyenin yanına sarma yapabilirsiniz. İçi fındıklı kurabiyenin yanına daha tatlı bir alternatif arıyorsanız, çikolatalı ıslak kek hazırlayabilirsiniz.İçi Fındıklı Kurabiye Kaç Kalori?Bu verdiğimiz tarife göre, içi fındıklı kurabiyenin 1 tanesi yaklaşık olarak 94 kcal’dir. İçi fındıklı kurabiyeyi, ölçülü olarak tüketebilirsiniz. Fazla tüketimi, kilo alımına neden olabilir. Bu nedenle dikkatli bir şekilde tüketmek önemlidir.

Şanlıurfa'da 2 mahallede kuduz karantinası başladı! Valilik'ten sahipsiz köpek açıklaması

Şanlıurfa'nın Eyyübiye ilçesinde bulunan Kırsal Payamlı ve Batıkent Mahalleleri'nde, 2 sahipsiz köpekte kuduza rastlanması üzerine 2 mahallede karantina uygulaması başlatıldı. ŞANLIURFA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NDEN AÇIKLAMABüyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamada, Batıkent Mahallesi'nde sahipsiz köpeğin ısırdığı kişinin ihbarıyla başlayan ve sonrasında yapılan kontrollerde söz konusu köpeğin kuduz testinin pozitif çıktığı bildirildi. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: "Bahse konu alan, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ve Sağlık İl Müdürlüğü koordinesinde karantina bölgesi olarak ilan edilmiştir. Karantina bölgesinde veteriner eşliğinde toplanan sokak hayvanları rehabilitasyon merkezlerimize getirilerek özel alanlara alınmıştır. Karantina sürelerinin tamamlanmasıyla kısırlaştırma ve rehabilite süreçleri başlatılacaktır. Bize emanet edilen canlarımızın sağlığı için her an müdahaleye ve her türlü göreve hazırız. Haliliye ilçesi Bakımlı Mahallemizde yer alan Şanlıurfa Hayvan Rehabilitasyon Merkezimiz hayvanların akıbetini merak eden tüm hayvanseverlerin ziyaretine açıktır." BATIKENT MAHALLESİ'NDE NE OLMUŞTU?Batıkent Mahallesi'nde 4 Haziran’da sokakta yürüyen Mustafa Şahin'e sahipsiz köpek saldırmış, kol ve bacağından ısırılan Şahin, Balıklıgöl Devlet Hastanesi'ndeki tedavisinin ardından taburcu edilmişti. Saldıran köpeğin ise kuduz testi pozitif çıkmıştı. KIRSAL PAYAMLI MAHALLESİ'NDE NE OLDU? 30 Mayıs'ta kırsal Payamlı Mahallesi'nde Ufuk Kılıç'a (16) saldıran sahipsiz köpekte kuduz tespit edildi. Karantina uygulaması başlatılan mahallenin girişine "Dikkat kuduz risk bölgesi" yazılı tabela asıldı. VALİLİK AÇIKLAMASIŞanlıurfa Valiliğinden yapılan açıklamada, kentte sahipsiz hayvanların toplanması, rehabilite edilmesi ve tedavi süreçleriyle ilgili toplantı yapıldığı bildirildi. Eyyübiye ilçesinde 2 sahipsiz köpekte kuduz vakasına rastlanması ve bu hayvanların vatandaşları ısırması konusunun da toplantıda gündeme geldiği aktarılan açıklamada, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile sağlık müdürlükleri tarafından her 2 vakanın yakından takip edildiği, yaralanan vatandaşların zamanında aşılama süreçlerinin başlatıldığı kaydedildi. Açıklamada görüşlerine yer verilen Vali Hasan Şıldak, kuduz vakalarının şehir merkezinde görülmesinin büyük risk oluşturduğunu, ilgili kamu kurumlarına ve bütün belediyelere "sokak hayvanlarının kuduz hastalığına karşı aşılanması konusunda seferberlik anlayışıyla çalışmaları" talimatı verdiğini aktardı. KUDUZ KÖPEKLER 4 FARKLI KİŞİYİ ISIRDIValilikten yapılan başka bir açıklamada ise Payamlı ve Batıkent mahallelerinde kuduz olduğu tespit edilen sahipsiz köpekler tarafından 4 kişinin ısırıldığının tespit edildiği belirtildi. Sahipsiz köpeklerin kontrol altına alınarak tecrit edildiği aktarılan açıklamada, "Vatandaşlarımızın ise hiçbir gecikmeye meydan verilmeden tedavilerine başlandığı ve aşılarının yapıldığı tespit edilmiştir. Meydana gelen her iki olaydan sonra Büyükşehir Belediyesi, Eyyübiye Belediyesi, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve İl Sağlık Müdürlüğünün ilgili birimleri tarafından gerekli çalışmaların yapıldığı belirlenmiştir." değerlendirmesi yapıldı.

Karaciğer yağlanmasına dikkat: Uzman Dr. İlksoy İkibiroğlu uyarıyor!

Obezite, insülin direnci, hareketsizlik ve beslenme bozukluğu gibi modern yaşamın yaygın sorunları, karaciğer yağlanması riskini de beraberinde getiriyor. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Yeniboğaziçi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanı Dr. İlksoy İkibiroğlu, bu konuda önemli uyarılarda bulunarak karaciğerimizi korumamız gerektiğini vurguladı. "SAĞLIKLI BİR KARACİĞER YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRIR"Vücudumuzdaki en büyük organ olan karaciğer, adeta bir detoks merkezi gibi çalışarak aldığımız tüm besinleri titizlikle kontrol ederek zararlı maddelerden arındırdığını dile getiren Dr. İlksoy İkibiroğlu, “Karaciğer, kişinin genel sağlık durumunu korur. Sağlıklı bir karaciğer yaşam kalitesini artırır. Karaciğer sağlığına risk teşkil eden rahatsızlıkların başında karaciğer yağlanması gelir” diye konuştu. "DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BELİRTİLER"Karaciğer yağlanmasına dikkat çeken temel belirtilerin başında halsizlik, yorgunluk, mide bulantısı, iştahsızlık, kilo kaybı, karın ağrısı ile zihin karışıklığı ve dalgınlık gibi problemlerin bulunduğunu ifade eden Dr. İkibiroğlu, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Karaciğer yağlanmasına işaret eden bu ana belirtilerin yanında; ağız ve beden kokusu, şişkinlik, hemoroid, vücut ısısında artış, göz ve avuç içinde kızarıklık, ciltte kaşıntı ve kızarıklık gibi belirtiler de akla karaciğer yağlanmasını getirmelidir.” "ERKEN TEDAVİ ÖNEMLİ"Karaciğer yağlanmasının tedavisinin uzman bir doktor tarafından planlanması gerektiğini ve erken dönemde tanı konmasının iyileşme süreci için çok önemli olduğunu vurgulayan Dr. İkibiroğlu, tedavi süreçlerinin, yağlanma nedenlerine bağlı olarak kişiden kişiye değişiklik gösterebileceğini ve bu sebeplerin de ancak bir iç hastalıkları uzmanının yapacağı tetkik ve muayenenin ardından belirlenebileceğini söyledi. "NASIL BESLENİLMELİ?"Karaciğer yağlanmasını önlemek için aşırı kalori içermeyen, doymuş ve trans yağların düşük olduğu, besin açısından zengin bir diyet ile beslenilmesi gerektiğini aktaran Dr. İkibiroğlu, alkol kullanımının sınırlanması ve kilo kontrolünün en etkili önlemler olduğunu, gerekiyorsa beslenme tarzında da değişiklik yapılması gerektiğini vurguladı. 

Alıç yaprağının faydaları nelerdir, nasıl kullanılır?

‘Akdiken’ ve ‘yemişen’ isimleri ile de bilinen alıç, çalı görünümlü bir meyvedir. Alıç ağacından elde edilen bu meyve içerik bakımından son derece zengindir. Son dönemlerde özellikle sirkesi ile adından söz ettiren alıcın yaprakları ile de şifa dağıttığı bilinmektedir. Vitaminler, mineraller ve antioksidanlar bakımından zengin olan alıç yaprağı, uzmanların tavsiyelerine de sık sık konu olmaktadır. Peki, alıç yaprağı ne işe yarar? Alıç yaprağı nasıl kullanılır? İşte konuya dair ayrıntılar… ALIÇ YAPRAĞININ FAYDALARI NELERDİR?Günümüzde modern tıp teknikleri kapsamında hastalıkların tedavilerine yönelik çok çeşitli yöntemler uygulanıyor olsa da birçok kişi için alternatif tıbbın yeri ayrıdır. Modern tıp yöntemlerini alternatif tıp yöntemleri ile desteklemeyi tercih eden birçok kişi özellikle alıç yaprağının mucizevi faydalarını sık sık gündeme getirir. Doğal olarak güçlü bir içeriğe sahip olan alıç yaprağı, vücudu çok çeşitli açılardan desteklemektedir. Bu kapsamda alıç yaprağının öne çıkan faydalarını şu şekilde sıralamak mümkündür: Antioksidan bakımından zengin olduğu için kanser hücrelerinin oluşmasını engeller. Hali hazırda vücutta bulunan kanserli hücrelerin de yayılmasını engeller. Kalp ve damar sağlığını destekler. İştah açar. Kan dolaşımı bozukluklarının tedavilerini destekler.Üst solunum yolunda oluşan hastalıkların belirtilerini hafifleterek tedavi sürecinin kısalmasına yardımcı olur.Mide duvarını güçlendirerek mide hastalıklarının belirtilerini hafifletir.Kansızlık semptomlarını giderir.Damar içlerinde plak oluşmasını engeller.Baş ağrısını giderir.Migren tedavisini doğal olarak destekler.ALIÇ YAPRAĞI NASIL KULLANILIR?Alıç yaprağının faydalarından nasiplenmek isteyen birçok kişi bu ürünün nasıl kullanıldığını merak etmektedir. Alıç yaprağının kullanım alanı bir hayli geniştir. Bu yaprak tıpkı ağacın meyvesinde olduğu gibi tüketime uygundur. Güzel bir şekilde yıkanıp temizlenen alıç yaprakları salatalarda kullanılabilir. Alıç yaprağını meyvesi ile birlikte çay şekilde demlemek de mümkündür. İçecek hem soğuk hem de sıcak olarak tüketilebilmektedir. Alıç yaprağının meyvesi ile birlikte sirke yapımında da kullanıldığı bilinmektedir. Hazırlanan alıç sirkesi salatalarda ve hamur işlerinde kullanılabilmektedir. Son olarak alıç yaprağının çeşitli takviyelerin içinde de bulunduğu bilinmektedir. Yaprağın toz ya sıvı formu, takviyelere eklenmektedir. ALIÇ YAPRAĞI ÇAYI NASIL YAPILIR?Alıç yaprağı en çok çay olarak tüketilmektedir. Alıç yaprağı çayının hazırlanışı ise son derece basittir. Alıç yaprağı çayı için bir su bardağı suya ve 1 tatlı kaşığı kuru alıç yaprağına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu aşamada eğer var ise yapraklara ek olarak kuru alıç meyvesi de kullanılabilmektedir.  Kaynattığınız 1 bardak suyun içine kuru alıç yapraklarını ve meyvelerini bırakın ve çayın 15- 20 dakika kadar demlenmesini sağlayın. Çay demlendikten sonra damak tadınıza bağlı olarak bal ve limon gibi tatlandırıcıları içeceğinize ekleyin. Afiyet olsun! ALIÇ YAPRAĞININ YAN ETKİLERİ VAR MI?Alıç yaprağı hem çiğ olarak hem de çay formu ile insan sağlığını birçok açıdan desteklemektedir. Özellikle alıç yaprağı çayının etkili bir detoks suyu olarak tüketildiği bilinmektedir. Faydalı olan her üründe olduğu gibi alıç yaprağında da tüketim miktarına dikkat edilmesi gerekmektedir. Özellikle kalp çarpıntısı gibi bir sorunu olan kişilerin çay tüketimini sınırlandırması tavsiye edilmektedir. Çünkü bu çayın en belirgin yan etkisi kalp çarpıntısı ve göğüs ağrısıdır. Ayrıca hamilelerin ve emziren annelerin de alıç yaprağını tüketmeden önce mutlaka hekimlerine danışmaları gerekmektedir.

Sidr sabunu cilde, saça faydaları nelerdir, ne işe yarar?

Saç ve cilt bakımlarında doğal yöntemlerden destek almak isteyen pek çok kişi son dönemlerde sidr sabunu ile ilgili araştırmalarda bulunmaktadır. Geçmiş dönemlerden bu yana kullanılan bu sabunun ne işe yaradığı, içeriğinde ne olduğu merak edilmektedir. Sidr sabunu Orta Doğu ve Asya bölgelerinde yoğun olarak bulunan sidr ağacından elde edilir. Düzenli kullanılması halinde özellikle cilt ve saç üzerinde olumlu etkilerin gözlenmesine aracılık eden bu sabun, zengin bir içeriğe sahiptir. Peki, sidr sabununun faydaları nelerdir? Sidr nasıl kullanılır? İşte konuya dair ayrıntılar… SİDR SABUNUNUN CİLDE FAYDALARI NELERDİR? Doğal bir temizlik ürünü olarak tanımlanan sidr sabunun cilde faydaları şu şekilde sıralanabilir: Cildi derinlemesine temizler.Fazla yağı ciltten emer.Gözeneklerde gözlenen tıkanıklıkları açar.Siyah nokta oluşumunu engeller.Cildin nem dengesinin korunmasına yardımcı olur.Kuru ciltler için iyi bir alternatiftir.Sivilce oluşumunu engeller. Var olan sivilceleri kurutur.Çok çeşitli sebeplere bağlı olarak ciltte meydana gelen kızarıklıkları yatıştırır.Antiinflamatuar ve antiseptik özelliklere sahip olduğu için sedef ve egzama gibi cilt hastalıklarının tedavilerini destekler.Cildi serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı korur.Kaşıntıyı yok eder.SİDR SABUNUNUN SAÇA FAYDALARI NELERDİR?Cildin yanı sıra saç sağlığı üzerinden de etkili olan sidr sabununun düzenli olarak kullanılması son derece önemlidir. Bu sabunun düzenli kullanılması halinde hem ciltte hem de saçta gözle görülür farklılıklar oluşur. Doğal bir içeriği bulunan sidr sabununun saça faydaları şu şekilde sıralanabilir: Saç derisini derinlemesine temizler.Saç dökülmesini büyük oranda azaltır.Saçlara doğal bir parlaklık kazandırır.Saç köklerini besler.Kepek oluşumunu önler. Hali hazırda kepek sorunu bulunan saç derisini iyileştirir.Egzamanın semptomlarını giderir.Saç derisini besler.Saçın daha hızlı uzamasına yardımcı olur.SİDR SABUNUNUN MANEVİ ETKİLERİBilimsel bir çalışmaya dayanmasa da sidr sabununu düzenli olarak kullanan birçok kişi bu ürünün kendilerini ruhsal açıdan da rahatlattığını savunurlar. O kişilerin beyanlarına göre sidr sabununun manevi etkileri şu şekilde sıralanabilir: Ruhsal arınma sürecine katkıda bulunur. İç ve dış dünyanın enerjisini dengeler.Negatif enerjileri ortamdan uzaklaştırır.Kokusu ile kişiyi sakinleştirir.SİDR SABUNU NASIL KULLANILIR?Hem fiziksel hem de ruhsal açıdan kişinin kendisini daha iyi hissetmesine aracılık eden sidr sabununun kullanımı son derece basittir. Bu sabunu kullanmak isteyenlerin dikkat etmeleri gereken tek nokta, sabunun bolca köpürmesini sağlamaktır. Aksi takdirde hem saç hem de cilt için yüzeysel bir temizlik söz konusu olacaktır. Sidr sabununu cilde uygulamadan önce cildin mutlaka temizlenmesi gerekir. Bunun için makyaj temizleme losyonlarından destek alınabilir. Sonrasında ise sabun iyice köpürtülmeli ve köpük cildin tüm noktalarına dağıtılmalıdır. Köpük 1- 2 dakika kadar bekletildikten sonra cilt soğuk su ile durulanmalıdır. Sidr sabunu saç için de tıpkı cilt için olduğu gibi kullanılabilir. Sabunlar şampuanlara oran ile daha geç köpürdükleri için saç derisine uygulamadan önce sabunu elde köpürtmekte fayda vardır. SİDR SABUNUNUN YAN ETKİLERİ VAR MI?Sidr sabunu kimyasal içermeyen doğal bir üründür. Ancak yine de çok sık kullanılan sidr sabununun cildi kuruttuğu bilinmektedir. Bu neden ile sidr kullanımı her gün olmamalı ve sabunun kullanıldığı günlerde cilt mutlaka nemlendirilmelidir.

Ahududu yaprağının faydaları nelerdir, nasıl kullanılır?

Yol kenarlarında sıklık ile rastladığımız ahududu, mayhoş tadı ile hem yetişkinler hem de çocuklar tarafından severek tüketilmektedir. Gerek canlı renkleri gerek ise de zengin içeriği ile bilinen bu meyve uzmanların tavsiyelerine de sık sık konu olmaktadır. Ahududunun vitaminler ve mineraller bakımından son derece zengin olduğunu ve bağışıklık sistemini de doğal olarak güçlendirdiğini belirten uzmanlar, bu meyvenin yaprağının da şifa dağıttığını belirtti. Peki, ahududu yaprağının faydaları neler? Ahududu yaprağından nasıl çay yapılır? İşte konuya dair ayrıntılar… AHUDUDU YAPRAĞI ÇAYININ FAYDALARI NELER?Ahududu yaprağı, ahududu ağacından elde edilen bir üründür. Bu yaprak birçok kişi tarafından pek fazla bilinmeyen zengin bir içeriğe sahiptir.Ahududu yaprağı genel olarak çay şeklinde tüketilir. Bu çayın özellikle hamilelik döneminde ortaya çıkan ağrıların dindirilmesi noktasında işe yaradığı bilinmektedir.Ahududu yaprağı çayının öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir:Boğazda ve ağız içinde bulunan yaraları iyileştirir.Tampon hareketler ile deriye uygulanması halinde deri ülserlerini ve yaralarını iyileştirir.Hamilelik döneminde leğen kemiği boşluğunda bulunan ve rahim çevresinde olan kasları güçlendirir. Aynı zamanda ilgili kasların rahatlamasını sağlar.Doğum sancılarını hafifleterek doğumu kolaylaştırır.Kadınların sancılı adet dönemlerinde sakinleşmelerini sağlar. Ayrıca adet ağrılarını da hafifletir.AHUDUDU YAPRAĞI ÇAYI İÇİN GEREKEN MALZEMELER NELERDİR?Ahududu yaprağı çayı için gereken malzemeler şu şekilde sıralanabilir: 2 çay kaşığı kurutulmuş ahududu yaprağı,1 bardak su,İsteğe bağlı olarak limon ve bal.AHUDUDU YAPRAĞI ÇAYI NASIL HAZIRLANIR?Ahududu yaprağı çayının yapımı son derece basittir. Birçok faydası bulunan bu çay için öncelikle 1- 2 çay kaşığı kurutulmuş ahududu yapraklarını bir bardak suya dökün. Sonrasında ise suyu yaklaşık olarak 5 dakika kadar kaynatın. Ocağın altını kapattıktan sonra 1- 2 dakika kadar cezvenin üzerini örtün. Son olarak çayı süzün, bal ve limon ile tatlandırarak ılık olarak tüketin. AHUDUDU YAPRAĞI ÇAYI ZAYIFLATIR MI?Ahududu yaprağı çayına dair en çok merak edilen konulardan biri de bu içeceğin zayıflama sürecine destek olup olmadığı ile ilgilidir. Birçok kişi ahududu yaprağı çayının zayıflama sürecine etki ettiğini, kişinin daha hızlı bir şekilde kilo vermesine yardımcı olduğunu düşünmektedir. Ancak bu düşünce tamamen yanlıştır. Bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre ahududu yaprağı çayı kilo vermek isteyenlere değil kilo almak isteyenlere yardımcı olmaktadır. Çünkü bu çay içeriği gereğince iştahı artırır. Bu neden ile özellikle kilo problemi olan kişilerin düzenli ahududu çayı tüketiminden sakınmaları gerekmektedir. AHUDUDU YAPRAĞI ÇAYI HAMİLELİKTE NE ZAMAN TÜKETİLEBİLİR?Ahududu yaprağı çayının en önemli özelliği leğen kemiği boşluğunda bulunan kasları güçlendirmesidir. Yanı sıra bu çayın rahim kaslarını da rahatlattığı bilinmektedir. Ayrıca doğum sancılarını hafifleterek doğumun daha kolay bir şekilde gerçekleşmesine yardımcı olan bu çay, hamileler tarafından mutlaka doktor kontrolünde tüketilmesi gerekmektedir. Yürütülen bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre ahududu yaprağı çayının hamileliğin 6’ncı ayından sonra tüketilmesi uygundur. Ancak yine de tüketimde aşırıya kaçılmamalı ve hekime danışılmalıdır. AHUDUDU YAPRAĞI ÇAYININ YAN ETKİLERİ VAR MI?Kırmızı meyvelerden olan ahududu, aynı ailede yer alan diğer meyvelerde görüldüğü gibi birtakım alerjik reaksiyonlara sebebiyet verebilmektedir. Aynı durum ahududu yaprağı için de geçerlidir. Bu neden ile bu tip meyvelere alerjisi bulunan kişilerin çay tüketiminde dikkatli olmaları gerekmektedir.

Safran Sabunu cilde, saça faydaları nelerdir, ne işe yarar?

Osmanlı döneminde özellikle kadınlar tarafından sıklık ile kullanıldığı bilinen safran sabunu, son dönemlerde yeniden popülerlik kazanmıştır. Zengin içeriği sayesinde hem cilt hem de saç üzerinde olumlu etkileri olan safran sabunu, geniş bir kullanım alanına sahiptir. Peki, safran sabunu nasıl kullanılır? Safran sabunu ne işe yarar? İşte safran sabununa dair ayrıntılar… SAFRAN SABUNUNUN FAYDALARI NELERDİR?Safran sabununun öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Cildi derinlemesine temizleyerek canlandırır.Akne ve siyah nokta oluşumunun önüne geçer.Antiseptik özellikte olduğu için iltihabı kurutur.Antibakteriyel özelliktedir.Yoğun kaşıntı hissinin hafifletir.Mantar probleminin tedavi sürecini destekler.Saç dökülmesini azaltır.Saçların daha hızlı bir şekilde uzamasına yardımcı olur.Kepek oluşumunu azaltır.Egzama gibi cilt problemlerinin tedavilerine yardımcı olur.Hücre yenileme hızını artırır.Cilde yumuşaklık kazandırır.Ciltte pullanma görüntüsünün önüne geçer.Cildi sıkılaştırır.Cildi ölü deriden arındırır.Saç köklerini besler.Güneş ve sivilce lekelerini azaltır.SAFRAN SABUNU NASIL KULLANILIR?Hem cilt hem de saç sağlığını destekleyen safran sabununun kullanım şekli de bakımına önem veren birçok kişi tarafında merak edilmektedir. Safran sabununun kullanım şekli son derece basittir. Duş esnasında su ile ıslatılarak kullanılan bu sabunun saç derisinde kalıntısının kalmamasına özen gösterilmelidir. Safran sabununu cildi için kullanmak isteyen kişiler, sabunu bol su ile köpürtüp köpüğü direkt olarak ciltlerine uygulayabilmektelerdir. Safran sabununun zengin içeriğinin cilde ve saça en iyi şekilde etki etmesini isteyen kişilerin, sabunu düzenli olarak uygulamaları gerekmektedir. Aksi takdirde yukarıda sıralamış olduğumuz faydaların gözlenmesi bir hayli zorlaşacaktır. SAFRAN SABUNU HANGİ CİLT TİPLERİNE UYGUNDUR?Kuru, yağlı, karma olmak üzere birçok cilt tipi bulunmaktadır. Her ürün her cilt tipi için uygun değildir. Cilt tipine bakılmaksızın kullanılan ürünler, faydadan çok zarara sebep olabilmektelerdir. Bu kapsamda safran sabununun hangi cilt tipleri için uygun olduğu birçok kişi tarafından merak edilmektedir. Safran sabunu hassas ve kuru ciltler başta olmak üzere tüm cilt tipleri için uygundur. Cildin nem dengesini düzenleyen bu sabun, yağlı ciltlerde de etkili sonuçların gözlenmesine aracılık etmektedir. Ek olarak sebum dengesini sağlama gibi bir özelliği de bulunan bu sabun, yağlı ciltlerde sıklık ile karşılaşılan sivilce ve siyah nokta gibi sorunların önüne de geçmektedir. Alerjik bir reaksiyona sebep olabilecek içerikte olmayan safran sabununun ciltte kullanılması halinde cildin uygun bir nemlendirici ile nemlendirilmesi tavsiye edilmektedir. SAFRAN SABUNUNUN İÇİNDE NE VAR?Her cilt ve saç tipi için kullanıma uygun olan safran sabununun içeriğinde, saç ve cilt sağlığını destekleyen doğal bileşenler bulunmaktadır. Bu sabunun içeriğinde cilde ve saça zarar verebilecek herhangi bir katkı maddesi bulunmamaktadır. Safran sabununun içerisinde kimyasal maddeler de bulunmamaktadır. Bu sabunun içerisinde safran yağına ek olarak; hindistan cevizi yağı, Hint yağı, zeytinyağı, badem yağı, kakao yağı ve shea yağı gibi birçok faydalı yağ bulunmaktadır. Sabunda hayvansal herhangi bir yağ bulunmamaktadır. Bitkisel yağlar bakımından son derece zengin olan safran sabunu, günlük kullanıma uygundur. Bu sabun saç ve yüzün haricinde tüm vücut için de tercih edilebilmektedir. Safran sabununun yan etkileri yoktur. Ancak aksi bir durum ile karşılaşılması halinde mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.

Yaz gribi nedir, belirtileri nelerdir? Yaz gribi nasıl geçer?

Yaz mevsiminde de tıpkı sonbahar ve kış aylarında olduğu gibi solunum yolu hastalıklarının görülmesi mümkündür. Hatta bu durum ‘yaz gribi’ tanısı ile sık sık adından söz ettirir. Virüsler mevsimsel olarak görülseler de yaz aylarında da gribe benzer semptomlar gözlenebilir. Yaz gribinin belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ancak bu rahatsızlığın ayırt edici birkaç belirtisi bulunmaktadır. Peki, yaz gribi kaç gün sürer, nasıl geçer? Yaz gribine ne iyi gelir? İşte konuya dair tüm merak edilenler… YAZ GRİBİ BELİRTİLERİ NELERDİR?Sıklık ile enfeksiyon sebebi ile ortaya çıkan ve solunum yolu ile de yayılan bir hastalık olarak tanımlanan yaz gribi, hava sıcaklığının birden rekor seviyelere ulaşmış olduğu şu günlerde adından söz ettirmeye başladı. Klima gibi havalandırma sistemlerinin daha fazla kullanılması ile birlikte kendini hissettiren yaz gribi, ayrıca vücut direnci düşen kişilerde de birtakım semptomların gözlenmesine yol açtı. Yaz gribi belirtileri genel olarak şu şekilde sıralanabilir: Üşüme ve titremeYüksek ateşVücutta ağrı, kaslarda ağrı,Hapşırma ve öksürmeBoğaz ağrısıBurun akıntısı ve tıkanıklıkTükenmişlik haliBaş ağrısıYaz aylarında grip vakalarının artmasına birçok faktör sebep olabilir. Mide gribi, soğuk algınlığı, akciğer iltihaplanması, bronşit ve farklı enfeksiyonlar, yaz gribinin semptomlarını tetikleyebilir. YAZ GRİBİ NASIL GEÇER?Yaz gribine bağlı olarak gelişen semptomların bir hekim kontrolünde değerlendirilmesi gerekir. Söz konusu semptomlar birçok farklı hastalıkta da gözlenebildiği için kişinin hayat kalitesini düşüren bu durumun altında yatan temel neden net olarak belirlenmelidir. Soğuk algınlığına benzer semptomlar ile kendini hissettiren ek olarak kişinin ciddi bir tükenmişlik durumunun içerisinde olmasına da yol açan yaz gribi, evde alınabilecek birtakım önlemler ile 1- 5 gün aralığında geçebilir. Yaz gribine olan kişilerin; bol bol dinlenmeleri, sıvı tüketimini artırmaları, sağlıklı beslenmeleri, bitkisel içecekler tüketmeleri ve hava nemlendiricilerinden destek almaları tavsiye edilir.

İştahsızlığa birebir! Çocuklar da tüketebiliyor... Siyah hardal tohumunun faydaları

Sarı çiçekli bir otun tohumu olarak bilinen ve özellikle yerli Amerikalılar tarafından bir baharat olarak tüketilen siyah hardal tohumu, faydaları ile adından söz ettiriyor. Özellikle et yemeklerini lezzetlendirmek için kullanılan bu tohumun içerik bakımından son derece zengin olduğunu belirten uzmanlar, çocukların da bu üründen yararlanabileceklerini ifade ediyor. Siyah hardal tohumunun düzenli olarak tüketilmeye başlanması ile birlikte insan vücudunda olumlu manada birçok değişikliğin gözlenebileceğini belirten uzmanlar, tohumun faydalarını tek tek açıkladı. SİYAH HARDAL TOHUMUNUN FAYDALARI NELERDİR?Siya hardal tohumunun en bilinen faydası, iştah açısı olmasıdır. Özellikle çocuklardaki iştahsızlık durumunun çözülmesine büyük katkılar sunan bu tohum, ayrıca yeme bozukluğu sorunu ile karşı karşıya olanlarda da olumlu değişikliklerin gözlenmesine aracılık eder. Siyah hardal tohumunun öne çıkan diğer faydaları şu şekilde sıralanabilir: Potasyum bakımından zengin olduğu için inme ve felç gibi hastalıklara yakalanma olasılığını düşürür.Kan akışını dengeler.Lif bakımından zengin olduğu için sindirim sistemini düzenler. Bağırsakları hareketlendirerek kabızlık sorununa karşı savaşır.Romatizmal hastalıkların belirtilerini hafifletir.Grip, soğuk algınlığı, boğaz enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu, koronavirüs gibi rahatsızlıkların etkilerini hafifletir.Huzursuzluk bacak sendromunun semptomlarını giderir.E, B, C ve K vitaminleri bakımından zengin olduğu için vücudun ihtiyaç duyduğu vitaminleri karşılar.Antioksidan bakımından zengin olduğu için serbest radikallere karşı savaşır. Dolayısı ile de kişinin kansere yakalanma olasılığını düşürür.Adet söktürücüdür.Sinirleri yatıştırır, uykuya geçişi hızlandırır.SİYAH HARDAL TOHUMU NASIL TÜKETİLİR?Siyah hardal tohumu baharat olarak tüketilebilir. Yanı sıra bu tohumun 5 dakikalık bir demleme neticesinde çay olarak tüketildiği de bilinmektedir. Tohum, turşu yapımında bir lezzetlendirici olarak da kullanılabilir. Siyah hardal tohumu, günde bir çay kaşığı kadar aç karna ve bol su ile tüketilmelidir. Kan sulandırıcı ve antidepresan ilaç kullananlar siyah hardal tohumu tüketiminden kaçınmalılardır. Ayrıca hamilelerin ve emziren kadınların da bu tohumu tüketmeleri tavsiye edilmemektedir.

Yıkasanız da geçmiyor mu? Çözümü belli... Ayakkabı kokusunu gideren yöntemler

Ayakkabı kokusu nerede ise herkesin başına bir kere de olsa gelmiş olan can sıkıcı bir sorundur. Bu soruna sebep olan birçok faktör bulunur. Ayak terlemesi, uzun süreli ayakkabı kullanımı, ayakkabı materyali, mantar ve daha pek çok faktör, ayakkabıların özellikle yaz aylarında rahatsızlık verici bir biçimde kokmalarına yol açabilir. Ayakkabı kokusunun giderilebilmesi için özel olarak üretilmiş birtakım tabanlıklar bulunur. Bu tabanlıklar için ek bir harcama yapmak istemeyenler ise evlerinde olan ürünleri değerlendirerek ayakkabılarının mis gibi kokmalarını sağlayabilir. AYAKKABI NEDEN KOKAR?Ayakkabı kokusunun nasıl geçirilebileceğine geçmeden önce ayakkabılarda koku oluşumuna yol açan faktörlerin bilinmesinde fayda vardır. Ayakkabı kokusuna neden olan temel faktör ayakların terlemesidir. Bunun yanı sıra uzun süre boyunca, temizlenmeden kullanılan ayakkabılarda bakteri oluşumu da fazla olur. Söz konusu bakteriler de kokunun temel kaynakları arasında yer alır. Ayak ve tırnak mantarları da ayakkabılarda dayanılmaz bir kokunun oluşmasına yol açar. Bu neden ile öncelikle ayak ve tırnak bakımına özen gösterilmeli sonrasında ise ayakkabılar materyallerine uygun bir şekilde düzenli olarak temizlenmelilerdir. AYAKKABI KOKUSU NASIL GEÇER?Ayakkabı kokusunun giderilebilmesi için ilk olarak ilgili ürününün düzenli olarak temizlenmesi gerekir. Yanı sıra anlık müdahalelerde ayakkabı kokusu giderici spreyler kullanılabilir. Aynı ürünün toz formu da yine koku giderme amacı ile kullanılabilir. Ayakkabıların içerisinde oluşan nem, kokuya sebep olan başlıca faktörler arasında yer alır. Bunun için nem giderici ürünlerden destek alınması önemlidir. Kedi kumu, nem giderme konusunda son derece başarılıdır. Ayakkabının içerisine döktüğünüz bir miktar kedi kumunun nemi hızlı bir şekilde hapsettiğini göreceksiniz. Yanı sıra geceden ayakkabının içine döktüğünüz mısır nişastası da kedi kumu ile aynı görevi görecektir. Ayakkabı kokusunu gidermede kullanabileceğiniz bir diğer yöntem de esans ve uçucu yağlardır. Ayakkabı içlerine birkaç damla portakal veyahut da limon yağı damlatmanız halinde kokunun kısa süre içerisinde yok olduğunu göreceksiniz.

İltihabı kurutuyor, bağışıklığı güçlendiriyor! Reyhan şerbeti nasıl yapılır?

Uçları sivri, yeşil ve mor renklerinde olan reyhan, fesleğenin bir türüdür. Hoş kokusu ve farklı aroması ile farklı farklı alanlarda kullanılan reyhan, genellikle şerbet olarak tüketilir. Salataları lezzetlendiren reyhan, Akdeniz ve Ege’de yetiştirilmektedir. Vitamin ve mineral bakımından son derece zengin olan bu bitkinin insan sağlığını birçok açıdan desteklediğini belirten uzmanlar, reyhan şerbetinin faydalarını tek tek açıkladı. REYHAN ŞERBETİ NEDİR, NASIL YAPILIR?Reyhandan elde edilen bir tür içecek olan reyhan şerbeti, insan sağlığını destekleyen vitamin ve mineraller açısından zengindir. İçeriğinde kalsiyum, A ve K vitaminleri, potasyum, demir ve çinko bulunan bu bitki, başta bağışıklık sistemi olmak üzere vücudun pek çok sistemini doğrudan etkilemekte ve güçlendirmektedir. Reyhan şerbetinin yapımı da son derece basittir. Temizlenen reyhanların üzerlerine sıcak su ilave edilmesinin ardından şeker, karanfil ve limon gibi tatlandırıcılar kullanılabilir. Demlenen şerbet, soğuk olarak tüketilebilir. REYHAN ŞERBETİNİN FAYDALARI NELERDİR?Yüksek besin değerleri ile dikkat çeken reyhan şerbeti, hafızadan sindirim sistemine kadar vücudu birçok açıdan güçlendirmektedir. Reyhan şerbetinin düzenli olarak tüketilmesi, kişiyi birçok hastalıktan korumak ile birlikte mevcut hastalıkların etkilerinden de arındırır. Bu şerbetin başlıca faydaları şu şekilde sıralanabilir: Antioksidan bakımından zengin olduğu için hücre hasarına sebep olan serbest radikallere karşı savaşır.Sindirim sistemini rahatlatır.Midede oluşan yanma hissini hafifletir. Ayrıca mide rahatsızlıklarının tedavilerini de destekler.Antiinflamatuar özellikte olduğu için vücut içi iltihabın kurumasına yardımcı olur.Eklem ağrılarını ve kas ağrılarını dindirir.C vitamini bakımından zengin olduğu için bağışıklık sistemini güçlendirir. Böylelikle hastalıklara yakalanma olasılığını düşürmüş olur.Stres bulgularını hafifletir.Uykuya geçişi hızlandırarak uyku düzeninin oluşturulmasına yardımcı olur.Lif bakımından zengin olduğu için metabolizmayı hızlandırır. Bu sayede kilo kontrolünün yapılmasına katkıda bulunur.Hazımsızlığa iyi gelir.Bağırsakların doğru çalışmasını destekler.Kan şekerini düzenler.Şeker hastalığına yakalanma olasılığını düşürür.

Aman dikkat! Yanlış kesilen kurbanın eti çabuk bozulabilir...

Kurban Bayramı'nın yaklaşmasıyla birlikte besin hijyeni ve et sağlığı da önem kazanıyor. Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Gürbüz, sağlıklı et seçimi ve muhafazasına ilişkin önemli bilgiler paylaştı. Gürbüz, kesilen kurbanın kanının yeterli şekilde akıtılmasının önemine değinerek aksi bir durumda mikroorganizmaların gelişmesi için uygun bir ortam hazırlanmış olacağını ve kurban etinin kısa sürede bozulmasını tetikleyeceğini belirtti. Ayrıca Gürbüz, "Yanlış hayvan seçimi hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların yayılmasına sebep olabilir. Özellikle bakteriyel ve paraziter enfeksiyonların yayılmasına da bir kapı açmış oluruz. Hastalıklı hayvanlar asla ve asla kurban edilmemelidir." ifadelerini kullandı. Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Gürbüz  kesim sırasında dikkat edilmesi gerekenlere şu sözler ile değindi: "Birinci önceliğimiz, hayvandan yeterince kan akımını sağlamamız gerekir. Eğer yeterince kan akımı sağlanmazsa etlerin muhafazasında çok ciddi sorunlar ortaya çıkar. Hayvanlar kesildiğinde eğer yeterince kan akıtılmamışsa, kan mikroorganizmaların gelişmesi için çok uygun bir ortam olduğu için kısa süre içerisinde etlerin bozulmasına sebep olabilir. Çok sayıda mikroorganizma içeren derinin üst yüzeyinin ete kesinlikle değmemesi gerekiyor. İç organlar çıkarılırken çok dikkat edilmesi gerekiyor. Çünkü sindirim sisteminin içerisi çok sayıda mikroorganizma içermektedir. Bu mikroorganizmaların bir kısmı hastalık oluştururken, bir kısmı da etlerin bozulmasına sebebiyet verebilir. Sindirim sisteminin bir bütün olarak karkastan ayrılması ve ayrı bir alana götürülmesi önemli."Kesilen kurbanlıkların akciğer, karaciğer, böbrek, dalak gibi organlarda normalin dışında olarak değerlendirilen kısımlarının kati suret ile sokak hayvanlarına verilmemesi gerektiğini ifade eden Gürbüz "Çünkü parazitel hastalıkların bulaşmasında sokak hayvanları ara konakçı vazifesi görmektedir. Dolayısıyla bu tür şeylerin asla ve asla çevreye gelişigüzel atılmaması gerekiyor." ifadelerini kullandı. Gürbüz, kurban etlerinin uzun süre ve güvenli şekilde muhafaza edilebilmesi için hayvan seçimi, kesimi ile muhafaza sürecinin iyi yönetilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Vişne yaprağının faydaları nelerdir, nasıl kullanılır?

Birçok kişinin yazın gelmesini dört gözle beklemesinin sebeplerinden olan vişne, yalnızca mayhoş tadı ile değil, faydaları ile de bilinmektedir. Başta idrar söktürücü özelliği ile dikkat çeken bu meyve, aynı zamanda içerdiği vitamin ve mineraller sayesinde bağışıklık sistemini de güçlendirmektedir. Görünümü açısından kiraza benzetilse de kiraza göre daha çalımsı bir yapıda olan vişne, yalnızca meyve kısmı ile değil sap ve yaprak kısmı ile de pek çok hastalığın tedavisini desteklemektedir. Vişne ağacının yaprağının geçmişten günümüze kadar geleneksel tıpta geniş bir yere sahip olduğu bilinmektedi r. Peki, vişne ağacı yaprağı neye iyi gelir? Vişne yaprağı nasıl kullanılır? İşte vişne ağacı yaprağına dair tüm merak edilenler… VİŞNE YAPRAĞININ İÇERİĞİNDE NELER VAR?Birçok kişinin en sevdiği meyveler arasında yer alan vişne, yaprağı ile de son derece zengin bir üründür. Vişne ağacı yaprağı ile ilgili yürütülen bilimsel çalışmalar, bu ürünün birçok vitamin ve mineral bakımından zengin olduğunu gözler önüne sermiştir. Vişne ağacı yaprağının içerisinde bol miktarda fosfor ve iyot bulunmaktadır. Yanı sıra A, C ve E vitaminlerini de içeren bu ürün, birçok hastalığın tedavisinde destekleyici bir göreve sahiptir. VİŞNE YAPRAĞININ FAYDALARI NELER?Vitaminler ve mineraller bakımından son derece zengin olan vişne yaprağı, bu özellikleri ile alternatif tıpta geniş bir yere sahiptir. Öyle ki vişne yaprağının uzun yıllardır birçok hastalığın tedavisinde aktif olarak rol aldığı da bilinmektedir. Vişne yaprağının öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Öksürüğü dindirir.Boğaz hastalıklarının semptomlarını hafifletir.Antosiyanin maddesi içerdiği için kolon kanserinin tedavisini büyük ölçüde destekler.Sindirim sisteminin düzenlenmesine yardımcı olur.Vücutta birikmiş olan fazla suyu atarak ödem oluşumunun önüne geçer.Uykusuzluğa iyi gelir. Uykuya geçişi hızlandırır.Yüksek tansiyon problemine karşı savaşır.Kan basıncını düzenler.Sarılık hastalığının tedavisini destekler.Bağışıklık sistemini güçlendirir.Böbrek taşlarının ağrısız bir şekilde ve daha kısa bir sürede dökülmelerini sağlar.İltihap söktürücüdür.Çay olarak tüketildiğinde kabızlık belirtilerini hafifletir.VİŞNE YAPRAĞI ÇAYI NASIL YAPILIR?Vişne yaprağı genel olarak çay olarak tüketilir. Bu çayın yapımına ilişkin pek çok tarif olduğu da bilinmektedir. En çok tercih edilen tarif ise ‘klasik vişne yaprağı çayı’ olarak bilinmekte ve bu kategoride öne çıkmaktadır. Vişne yaprağı çayı için bir tepeleme yemek kaşığı vişne yaprağını (kurutulmuş) demliğe ilave edin ve ardından da henüz kaynamış olan bir bardak suyu ekleyin. Demliğin kapağını kapatın ve yaklaşık olarak 1 saat kadar bu şekilde bekleyin. 1 saatin sonunda çayınız hazır. Arzu edersiniz tatlandırıcı olarak bal kullanabilirsiniz. Vişne yaprağı çayının faydalarının süt kullanımı ile iki katına çıktığı söylenmektedir. Denemek isteyenler, çay demlendikten sonra üzerine damak tatlarına göre süt ilavesi yapabilirler.   VİŞNE YAPRAĞININ YAN ETKİLERİ VAR MI?Sağlık açısından birçok faydasının bulunmasının yanı sıra kilo verme sürecini de hızlandırdığı bilinen vişne yaprağının bazı yan etkileri vardır. Söz konusu yan etkiler mide sorunları yaşayan kişilerde gözlenmektedir. Bu neden ile ülser, gastrit gibi mide hastalıklarından mustarip olan kişilerin vişne yaprağı tüketiminden uzak durmaları gerekmektedir. Yanı sıra hamilelerin, çocukların ve hali hazırda alerjik bir bünyeye sahip olan kişilerin de vişne yaprağı tüketmemeleri tavsiye edilmektedir.  

Yoğurt ile bal karışımının cilde faydaları nelerdir?

Günümüzde tüketici alışkanlıklarının değişmesi ve çalışmaların da daha geniş kapsamda yapılabilmesi ile birlikte, kozmetik sektöründe ciddi bir gelişme kaydedildi. Cildin, vücudun her noktası için ayrı ayrı kremler, tonikler ve diğer ürünler geliştirilerek tüketicilerin beğenilerine sunuldu. Özellikle sosyal medyanın aktif olarak kullanılmaya başlanması ile birlikte kozmetik ürün tanıtımlarında ciddi artışlar yaşandı. Buna bağlı olarak fenomenlerin veyahut da diğer sosyal medya kullanıcılarının ürün önerileri, kozmetik ürünlerine talebin artmasına aracılık etti. Bugün kozmetik ürünlere ulaşım bir hayli kolay olsa da birçok kişi bakım rutinlerinde kendi elleri ile hazırladıkları maskeleri kullanmaktan vazgeçmedi. Kimyasallardan uzak, doğal bir bakım rutini oluşturan kişilerin ilk tercihleri arasında da yoğurt maskesinin yer aldığı görüldü. Peki, yoğurt maskesi nedir, nasıl hazırlanır? Yoğurt maskesi cilde ne gibi katkılar sunar? İşte konuya dair ayrıntılar… YOĞURT MASKESİ NEDİR?Yoğurt maskesi, birçok kişi tarafından cildin desteklenmesi amacı ile kullanılan bir bakım maskesidir. Maskenin ana malzemesi adından anlaşılacağı üzere yoğurttur. Yoğurt maskesi daha çok cilt temizliğinin sağlanmasına aracılık eder. Yanı sıra yoğurdun ve maskenin içerisinde yer alan diğer ürünlerin zengin içerikleri sayesinde cilt beslenir, cilt tonu eşitlenir. Cilt maskesinin yapımında yoğurdun yanı sıra; bal, limon suyu, zeytinyağı ve muz da kullanılır. YOĞURT MASKESİ NASIL HAZIRLANIR?Cildinin ışıl ışıl parlamasını isteyen kişiler tarafından sıklık ile tercih edilen yoğurt maskesi için gereken malzemeler şu şekilde sıralanabilir: Yarım muz1 çay kaşığı yoğurt1 çay kaşığı balYarım çay kaşığı limon suyuBirkaç damla zeytinyağıYoğurt maskesinin yapım aşamaları sırası ile şu şekildedir: Olgunlaşmış muzun yarısını bir çatal yardımı ile iyice ezin.Muz püresinin üzerine yoğurt, bal, limon suyu ve zeytinyağı ekleyin.Malzemeleri bir güzel karıştırın.Hazırladığınız karışımı yüzünüze uygulayın.15 dakikalık bekleme süresinin ardından cildinizi ılık su ile yıkayın.YOĞURT MASKESİ HAFTADA KAÇ KEZ UYGULANMALIDIR?Yoğurt maskesi haftada 2 kez olacak şekilde cilde uygulanabilir. Ancak bu maske her ne kadar besleyici bir içeriğe sahip olsa da bazı hatırlatmaları yapmakta fayda vardır. Yoğurt, bal ve limon suyu özellikle hassas ciltlerde alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Bu neden ile bu cilt tipine sahip olan kişilerin maskeyi ciltlerinin tamamına uygulamadan önce küçük bir alan üzerinde denemeleri iyi olacaktır. Alerjik reaksiyonun gözlenmemesi halinde maske tüm cilde uygulanabilir. YOĞURT MASKESİNİN FAYDALARI NELERDİR?Yoğurt maskesi hem yoğurdun hem de bal, zeytinyağı, limon suyu gibi diğer malzemelerin zengin içerikleri sayesinde cildin beslenmesini sağlar. Yoğurt maskesinin cilt üzerinde öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Cilt temizliği: Yoğurt cildi temizler. Cildi kir ve yağdan arındırır.Nem: Yoğurdun ve limonun içerisinde bulunan doğal asitler, ciltteki pH dengesinin korunmasına ve cilt tonunun eşitlenmesine yardımcı olur.Sivilce: Yoğurt ve limon suyu antibakteriyel özelliktedir. Bu sayede ciltteki bakteriler çoğalamaz ve dolayısı ile de sivilce oluşumunun önüne geçilmiş olur.Leke: Yoğurt, limon suyu ve muz koyu lekelerin renklerinin açılmasında son derece başarılıdır. Bu maskenin düzenli olarak uygulanması halinde cilt lekelerinin ve renk düzensizliklerinin önüne geçilmiş olur.Antioksidan koruma: Maske, cildin serbest radikallerin zararları etkilerinden doğal olarak korunulmasını sağlar.Yaşlanma belirtileri: Vitaminler ve mineraller bakımından son derece zengin olan bu maske, kırışıklık gibi yaşlanma belirtilerini geciktirir.   

Astım ve kalp sorunları tarih olacak! Süte eklemeniz yeterli...

Süt özellikle çocuklarda kemik ve diş gelişimini destekleyen başlıca içeceklerden biridir. Bu doğal içeceğin aynı zamanda ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan kemik erimesi riskine karşı da savaştığını belirten uzmanlar, düzenli süt tüketimine önem verilmesi gerektiğini vurgularlar. Sütün yalnız başına birçok faydasının bulunduğunu belirten uzmanlar, bu içeceğin içeriğinin sarımsak ile güçlendirilebileceğini ve sonuç olarak da vücudun çok çeşitli alanlarının daha büyük bir ölçüde desteklenebileceğini ifade etti. Peki, sarımsaklı sütün faydaları neler? Sarımsaklı süt neye iyi gelir? İşte konuya dair ayrıntılar… SARIMSAKLI SÜTÜN FAYDALARI NELER?Doğal bir ilaç olarak birçok hastalığın tedavisini destekleme amacı ile kullanılan sarımsaklı süt, özellikle kalp rahatsızlıklarına ve astım sorununa iyi gelmektedir. Yanı sıra uykusuzluğa da iyi gelen bu karışımın, kişiyi gribal enfeksiyonlara karşı korudu bilinmektedir. Kalp ve damar sağlığını tehdit eden kötü kolesterolün düşürülmesine katkıda bulunan sarımsaklı süt, ayrıca pıhtı oluşumunu da engellemektedir. Bağışıklık sisteminin güçlenmesini ve hastalıklara karşı doğal yollar ile savaşılmasını sağlayan bu karışım, ayrıca saç ve cilt sağlığı için de önemli bir yere sahiptir. Düzenli sarımsaklı süt tüketiminin cildi beslediğini ve ölü hücrelerden arındırdığını belirten uzmanlar, bu içeceğin aynı zamanda saçlara canlılık ve parlaklık kazandırdığını da vurguladı. SARIMSAKLI SÜT NASIL HAZIRLANIR?Sarımsaklı süt için bir ardak süt ve iki diş sarımsak yeterlidir. Arzu eden içeceği tatlandırmak için bal da kullanabilir. Sarımsakları soyun ve ince ince doğradıktan sonra iyice ezin. Bir bardak sütü kaynama noktasına gelene kadar ısıtın. Ezdiğiniz sarımsakları süte ekleyin ve iyice karıştırın. Bu aşamada karışımı bir kez daha ocağa alın ve kaynadıktan sonra ocağın altını kapatın. Bu, sarımsağın özünün süte geçmesini sağlayacaktır. Sarımsak parçalarını süzdükten sonra süte bir kaşık bal ekleyin. Bu karışımı ilk kez tüketecek olanlar günde yarım bardak içebilir. Özellikle gece yatmadan önce tüketilmesi tavsiye edilen sarımsaklı süt, haftada en fazla 3- 4 bardak olacak şekilde tüketilmelidir.  

Bir bardağı toksin attırıyor! Suya damlatmanız yeterli... Değişime inanamayacaksınız!

Meyve, sebze, et, süt ve süt ürünleri gibi besin gruplarının doğru tüketilmesi, insan sağlığını olumlu açıdan desteklemektedir. Beslenme alışkanlıklarının genel sağlık tablosu ile doğrudan ilişkili olduğunu sık sık gündeme getiren uzmanlar, son olarak birçok kişinin duyduğu ancak belki de detaylı bilgiye sahip olmadıkları limonlu su hakkında konuştu. Özellikle diyet dönemlerinde birçok kişi tarafından tüketilen limonlu suyun sanılandan çok daha faydalı olduğunu ifade eden uzmanlar, bu içeceğin vücudu ihtiyaç duyduğu su miktarına kavuşturmada da etkili olduğunu belirtti. Peki, limonlu suyun faydaları neler? Her gün limonlu su içmek zararlı mı? İşte limonlu su tüketimine dair tüm merak edilenler… LİMONLU SUYUN FAYDALARI NELER?Limonun tam bir C vitamini kaynağı olduğu ve buna bağlı olarak da hastalıklara ve enfeksiyonlara yakalanma olasılığını düşürdüğü bilinmektedir. Benzer etkilerin limonlu su için de geçerli olduğunu ifade eden uzmanlar, söz konusu içeceğin yaygın faydalarını ise şu şekilde sıraladı: C vitamini bakından zengin olduğu için bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklara yakalanma olasılığını düşürür.Antioksidan bakımından zengin olduğu için vücudu serbest radikallerin olumsuz etkilerine karşı korur.Sitrik asit içerdiği için sindirim enzimlerinin üretimini artırır ve dolayısı ile de sindirimi kolaylaştırır. Ek olarak mide asit seviyesini de dengeler.Karaciğeri uyararak toksinlerin vücuttan hızla atılmasına yardımcı olur.İçeriğinde bulunan C vitamini sayesinde kolajen üretimini artırır ve cildin elastik yapısını korumasına yardımcı olur. Bu sayede de cilt sağlığının korunmasına büyük ölçüde destek olur.Sitrat bakımından zengin olduğu için idrar yolunda tespit edilen taşların düşürülmesine yardımcı olur. Ayrıca bu tip taşların oluşumlarının da önüne geçer.Ağız içi bakteri oluşumunun önüne geçer. Ancak aşırı miktarda tüketilmesi durumunda diş sağlığına zarar verebilir.LİMONLU SU HANGİ ZAMANLARDA İÇİLMELİDİR?Günlük limonlu su tüketim miktarı, kişinin bünyesinin ihtiyacına göre değişiklik göstermektedir. Ancak uzmanlara göre yapılan çalışmalar günlük olarak 1 litre olacak şekilde tüketilen limonlu suyun faydalı olduğunu göstermektedir. Limonlu suyun tüketim zamanları da önemlidir. Farklı zamanlarda tüketilen limonlu suyun faydaları da farklı olacaktır. Limonlu suyun içildiği zamana bağlı olarak vücuda sağladığı bazı faydalar şu şekilde sıralanabilir: Sabahları aç karna içilerse güne daha zinde başlanmasına yardımcı olur. Sindirim sistemini uyandırır, metabolizma hızını artırır.Öğünlerden önce tüketilmesi halinde tokluk hissi oluşturur ve böylelikle porsiyon miktarının düşürülmesine destek olur.Egzersiz öncesi içilmesi durumunda enerji verir. C vitamini ve antioksidanlar sayesinde egzersiz sonrasında oluşabilecek serbest radikal hasarını azaltır.

Ardıç katranı sabunu nedir, faydaları nelerdir? Ardıç katranı sabunu nasıl kullanılır?

Antik çağlardan bu yana tanınırlığını koruyan ardıç katranı hem Eski Mısır Papiruslarda hem de Türk Kodekslerinde kayıtlıdır. İç Anadolu Bölgesi’nde hemoroid tedavisinde kullanıldığı da bilimsel olarak kanıtlanmış olan ardıç katranının genel olarak sabun formu tercih edilmektedir. Ardıç ağacından çıkarılan katrandan üretilen ardıç katranı sabunu, köklü bir geçmişe sahiptir. Günümüzde halen birçok hastalığın tedavisini destekleme amacı ile kullanılan bu sabun, özellikle cilde ve saça iyi gelmektedir. ARDIÇ KATRANI SABUNUNUN CİLDE VE SAÇA FAYDALARIUzun yıllardan beri çok çeşitli cilt hastalıklarının tedavilerinde kullanılan ardıç katranı sabunu, özellikle egzama, deri iltihabı, sedef gibi rahatsızlıkların belirtilerini hafifletmektedir. Yanı sıra yaşlanma belirtilerini de geciktirdiği bilinen bu sabunun cilt lekelerinin renklerini açtığı gözlenmiştir. Antibakteriyel, antiparazitik ve antiinflamatuar özelliklerde olduğu için cilde parlaklık kazandıran, sivilce sorunlarının önüne geçen ve cildi daha diri gösteren ardıç sabununun saç sorunlarına karşı da aktif olarak savaştığı bilinmektedir. Saç dökülmesine ve kepeğe karşı etkili olan ardıç katranı sabunu ayrıca saçların daha hızlı uzamasına da destek olmaktadır. ARDIÇ KATRANI SABUNU NASIL KULLANILIR?Ardıç katranı sabununun saç ve cilt üzerindeki olumlu etkilerinden yararlanmak isteyen pek çok kişi, bu sabunu nasıl kullanmaları gerektiğini merak etmektedir. Ardıç katranı sabunu cilde, yüze veyahut da saça uygulanabilir bir yapıdadır. Yüzünü temizlemek için bu sabunu kullanmak isteyen kişilerin uygulama öncesinde sabunu iyice köpürtmeleri ve ciltlerine de o köpüğü sürmeleri önerilir. Birkaç dakikalık dairesel masajın ardından cilt soğuk su ile durulanmalıdır. Ardıç katranı sabununu saç sağlığını desteklemek amacı ile kullanmak isteyen kişiler, sabunu güzel bir şekilde köpürtmeli ve oluşan köpüğü de saç diplerine uygulamalılardır. Köpükleme işlemi bittikten sonra saçın tamamının durulanması gerekir. Günlük kullanıma uygun olan ardıç katranı sabununda kullanım sıklığı önemlidir. Her üründe olduğu gibi bu üründe de kullanımda aşırıya kaçmamak gerekir. Haftalık bakım rutinlerine dahil edilmeye müsait bir yapıda olan ardıç katranı sabunu, düzenli kullanımda hem cilt hem de saç üzerinde ciddi farkların gözlenmesine aracılık edecektir.

❌