İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde düzenlenen programa Cevher Dudayev'in eşi Alla Dudayeva video konferans ile katılarak teşekkürlerini iletti.
Alla Dudayeva, Türkiye'de Cevher Dudayev'e duyulan sevginin göstergesi olarak onun isminin parklara ve bahçelere verilmesi karşısında duyduğu hürmeti ve mutluluğu dile getirdi.
Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Yusuf Özdemir'in "Küresel Direnişin Sembolü Dudayev Mirası" konuşması ile başlayan programda, Dr. Emir Fatih Akbulat "Türk Dış Politikasında Cevher Dudayev", Hilal Ekren "Türkiye'de Cevher Dudayev Sevgisi" konularını ele aldı.
Programa, Kafkas Vakfı Kurucular Kurulu Üyesi Mehdi Nüzhet Çetinbaş, Kafkasder Başkanı Ali Viskhadziev, Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Muktedir İlhan ve Sakarya Üniversitesi Çeçen İnguş Derneği katıldı.
Panel, Kafkas Vakfı'nın Çeçen lider şehit Cevher Dudayev için hazırladığı belgesel çalışması ile sona erdi.
Cevher Dudayev kimdir?Cevher Dudayev, 1944 senesinin ilk günlerinde Çeçenistan'ın Yalho köyünde doğdu. Tarihin gördüğü en vahşi sürgünlerden biri ile henüz kundakta iken, 500 bin insanla birlikte Kazakistan'a sürgün gitti.
Dudayev çocukluk yıllarını Kazakistan'ın Çimkent şehrinde geçirdi. Büyük bir kıtlık ve yokluk hayatı yaşadı. Tambov Hava Harp Okulu'na girdi. 1966 yılında Uzun Mesafe Uçak Pilotluğu ve Mühendisliği Okulu'nu, devamında da Gagarin Hava Harp Akademisi'ni bitirdi. 1989 Dudayev tuğgeneral olarak Estonya'da bulundu.
Sovyet Hava Kuvvetleri generali olan Çeçen lider, 1991'den 1996'daki şehadetine kadar Kuzey Kafkasya'da bir bölge olan Çeçen İçkerya Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanlığını yaptı.
24. Direklerarası seyirci ödül töreninde, ödüller önceki akşam sahiplerini buldu. Müzikli Komedi dalında Nos Tiyatro tarafından sahnelenen 'Verona Çıkmazı' oyunu 'En İyi Müzikli Komedi' oyunu seçildi....Devamı için tıklayınız
Maslak'taki etkinlik mekanı mayısta da dopdolu. Sanat maratonu, 2 Mayıs'ta 'Aydınlıkevler' ile başlayacak. Serkan Keskin'in başrolünde olduğu 'Saatleri Ayarlama Enstitüsü' oyunu 6 ve 7 Mayıs'ta sahnelenecek....Devamı için tıklayınız
SABAH gazetesinin ana medya sponsor olduğu, Sevda- Cenap And Müzik Vakfı'nca geleneksel olarak her yıl düzenlenen 38. Uluslararası Ankara Müzik Festivali, birbirinden özel etkinliklerin yer aldığı 3 haftayı...Devamı için tıklayınız
Günümüzde birleşik kelimelerin yazılışı ile ilgili birçok hata yapılmaktadır. Türk Dil Kurumu’nun resmi internet sitesinden de bu hataların doğru yazılışları sık sık araştırılmaktadır. ‘’bir şeyler nasıl...Devamı için tıklayınız
Gazeteci Hande Fırat tarafından babasını kaybetmiş kız çocuklarına ithafen hazırlanan "Devriamber" sergisi, bakanlar ve üst düzey isimlerin katılımıyla açıldı.Devamı için tıklayınız
Türkiye'nin başvurusuyla dönerin "geleneksel ürün adı" olarak tescil edilmesi için ilan Avrupa Birliği (AB) Resmi Gazetesi'nde yayımlandı.
DÖNERİN YAPILIŞIİlanda, dönerin sığır, koyun veya tavuk etinin ince ve yatay biçimde dilimlenmiş şekilde kesilerek bir şiş üzerinde sabitlendiği, bunun dikey olarak kendi ekseni etrafında dönerek ateşte pişirildiği bilgisi yer aldı.
İlanda, ince ve yatay olarak dilimlenen etlerin pişirme öncesi yoğurt veya süt, biber veya domates püresi, tuz, çeşitli ot ve baharatlardan oluşan bir karışımla terbiye edildiği belirtildi.
İlanda, dönerin şişlenmesi sırasında et katmanlarının arasına yatay olarak dilimlenmiş yağ yerleştirildiği aktarıldı.
İlanda, dönerin içeriğinde büyükbaş hayvan eti veya koyun eti, dana kıyma veya koyun kıyma veya bunların karışımları ile tavuk eti kullanılabileceği bildirildi.
DÖNERİN TARİHİİlanda, dönerin 1800'lü yılların başından itibaren İstanbul'dan Osmanlı coğrafyasının çeşitli şehirlerine yayıldığı, lokantalarda ve hanlarda pişirilip satıldığı belirtildi.
İlanda, Takiyüddin el yazmalarında dönerin dikey pişirilmesinin 1546 yılına kadar gittiği bilgisi yer aldı.
İlanda, dönerin 1962'den 1979'a kadar yoğun bir şekilde devam eden Türklerin Avrupa'ya ve özellikle Almanya'ya göçünün kültürel simgesi haline geldiği bildirildi.
İlanda, dönerin adı ve üretim süreci değişmeden Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine yayıldığı vurgulandı.
İlanda, dönerin Avrupa'da en popüler sokak yemeklerinden biri haline geldiğine işaret edildi.
İlanda, döner tabirinin dönmek kelimesinden türediği ve yemeğin adının geleneksel pişirme tekniğiyle ilgili olduğu kaydedildi.
DÖNERİN SINIFLARI VE İÇİNDE BULUNAN MADDELERİlanda, et dönerin, kırmızı etin şekline göre yaprak biçiminde dilimlenmiş, kıyma ve karışık olarak sınıflandırılabileceği ve dönerde hayvansal olmayan proteinler, nişasta, nişasta içeren maddeler, soya ve soya ürünleri bulunması gerektiği ifade edildi.
Dostoyevski, eserlerinde işlediği derin psikolojik tahliller, ahlaki ikilemler ve varoluşsal sorgulamalarla okurlarını her zaman etkilemeyi başarmış bir yazardır. Özellikle "Suç ve Ceza", karmaşık karakterleri ve sürükleyici kurgusuyla dünya edebiyatının en önemli klasikleri arasında yer alır.
Peki, Suç ve Ceza'yı bu kadar özel kılan nedir? Cevabı, Dostoyevski'nin el yazmalarında gizli olabilir. Yazarın titizlikle hazırladığı bu notlar, bize romanın yazılış sürecine dair eşsiz bir bakış açısı sunuyor. Dostoyevski'nin karakterleri taslakları, olay örgüsünün farklı versiyonları ve detaylı betimlemeleri, yazarın dehasını ve emeğini gözler önüne seriyor.
İşte Suç ve Ceza romanının el yazmaları..
"İnsan bir gizemdir: Eğer tüm yaşamını onu çözmekle geçirsen, zamanını boşa harcamış olmazsın. Ben kendim bu gizemle meşgul oluyorum, çünkü ben bir insan olmak istiyorum."“Şeytan en çok tövbe etmiş insanla uğraşır. Çünkü, kaybettiği bir askerini tekrar kazanmak ister…”"Acı ve ızdırap daima büyük bir zeka ve derin bir yürek için kaçınılmazdır. Gerçekten büyük insanlar, sanıyorum ki, yeryüzündeki en büyük üzüntüye sahiptir.""Sıkıntı çekmek, insanı olgunlaştırır, terbiye eder.""Hiçbir zaman insanlara kötü davranarak düzeltemeyiz onları, özellikle çocuklara iyi davranmak gereklidir. Bir çocukla ilişki kurarken iki kat dikkatli olmalıyız. Ah sizi kendini beğenmiş ilericiler! Siz insanları anlamazsınız. Başka birini ezerken kendinize kötülük ettiğinizin farkına bile varmazsınız."“Ama burada yeni bir öykü başlıyor. Bir insanın yavaş yavaş yenilenmesinin, yeni bir hayat bulmasının, bir dünyadan başka bir dünyaya geçmesinin, hiç bilmediği yepyeni bir gerçekle tanışmasının öyküsü… Ve bu öykü yeni bir kitabın konusu olabilir. Bizim şimdiki öykümüzse burada bitiyor.”Kaynak: Akşam
Devrim Erbil'in 60 yıllık sanat hayatını odağına alan 'Inspirations' sergisi İstanbul Sinema Müzesi'nde sanatseverlerle buluşuyor. Resmin Şairi ve 34 sanatçı dostunun eserlerinin yer aldığı sergi; Renk...Devamı için tıklayınız
İngiltere'deki Oxford Üniversitesi'nin bir sanat galerisinden dört yıl önce çalınan, 1640'ların sonlarına ait Salvator Rosa resmi, Romanya'daki bir polis baskınıyla ele geçirildi. 17. yüzyılın önemli İtalyan...Devamı için tıklayınız
Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'nın simgesi haline gelen tarihi Vijecnica Kütüphanesi, şehrin tarihine ışık tutuyor. Vijecnica, belediyesi binası olarak 128 yıl önce, 20 Nisan 1896'da hizmete açıldı....Devamı için tıklayınız
KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali tüm coşkusuyla sürüyor. Ferhat Göçer, Türkiye Kültür Yolu Festivali'nin altıncı gecesinde Adana'nın en büyük alanına sahip...Devamı için tıklayınız
Edirne Valisi Yunus Sezer, restorasyon çalışmaları devam eden Gazimihal ve Yeniçeriler hamamlarındaki çalışmaları incelemesi sonrası yeniden ayağa kaldırma çalışmaları süren Muradiye Camii bahçesindeki...Devamı için tıklayınız
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Gabriel Garcia Marquez'in ölümünün 10'uncu yılında, kendi el yazısıyla sıraladığı okunması gereken kitaplar listesi yayımlandı. İşte usta edebiyatçının tavsiye ettiği ve içerisinde...Devamı için tıklayınız
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamına alınan Adana Portakal Çiçeği Karnavalı’nda Merkez Park’ta Ferhat Göçer, Atatürk Parkı’nda ise Gece Yolcuları sahne...Devamı için tıklayınız
Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2025 yılında yapılacak olan 20. Somut Olmayan Kültürel Miras Hükümetlerarası Komite Toplantısı’nda değerlendirilmek üzere üç kültürel miras unsurunu daha Birleşmiş Milletler...Devamı için tıklayınız
Yozgat'ta bir zamanlar gözde meslekler arasında yer alan terzilik, hazır giyim karşısında ayakta kalma kavgası veriyor. Terziler, çırak bulamadıkları için kalfa yetiştiremiyor, kendilerinden sonraki nesillere mesleği öğretemiyor.
82 yaşındaki Yozgatlı terzi Yaşar Özayan, Yozgat'ta yaklaşık 71 yıldır terzilik mesleği yaptığını belirterek terziliğin son yıllarda yok olmaya yüz tutmuş, çırak ve usta yetiştiremeyen bir meslek haline geldiğine dikkat çekti.
Özayan, kendilerinden sonra mesleği devredebilecekleri çırak bulamadıklarını vurguladı.
İĞNE İPLİK ELİNDE 71 YILDIR DİKİYORİlkokulu bitirdikten sonra terzi Osman Şenyiğit'in yanına çırak olarak verilen Özayan, ilerlemiş yaşına rağmen mesleğini ilk günkü gibi çok sevdiğini dile getirerek şöyle konuştu:
"1953 yılında terzi çırağı olaraktan girdim, 1961 yılının sonunda askere gittim. O güne kadar da hep terzi çıraklığı, kalfalığı yaptım, bir ustayla yetiştim, çok da seviyordum. Ustam da Yozgat'ın en eski terzilerinden biriydi. Büyük bürokratlardan müşterileri vardı. Çok da seviyordum, onlar da beni çok seviyorlardı, yaptığım işi severek yaptığım, başarılı olduğum için. 1961 yılının sonunda askere gittim. Askerde işin en garibidir terzilik yapmadım, bölükte yazıcıydım, çok beğenildik. Taburumuz da Kars'taydı. Orada bütün subaylar bana hep ‘kibar yazıcı’ diye hitap ederlerdi. Askerden terhis oldum geldim 1964 yılının birinci ayında, büyük yenilikler var. Arkadaşlarım dükkan açtı, ben açmadım. Düşük kemerler, İspanyol paçalar, üç düğme elbiseler, yanlardan yırtmaçlı, vücuda oturuyor. Ben dükkanı açmadım, 10 ay daha ustamın yanında çalıştım. Gelen müşteriler beni tanısınlar, hem yeniliklerin içerisine gireyim, aniden böyle içine düşmeyelim dedik. 10 ay sonra dükkan açtım. Bir ay kadar bir sendeleme yaptık. Ondan sonra devam ettim ama manifaturacılardan da bir tanesi beni çok destekledi. Arta kalan işlerini hep gönderirdi bana. Ondan sonra da işte terziliğimizi ilerlettik. Beğenildik, bütün bürokratlar ustamın olduğu müşteriler gibi bana gelmeye başladı.
TERZİLİK MESLEĞİ ÖYLE TEK KİŞİYLE YAPILACAK BİR MESLEK DEĞİLEskiden çırağı köyden getirirler, eti senin kemiği benim derlerdi. Sanatı illaki iyisini öğrensin derlerdi. Benim yanımda 7-8 kişi çalışırdı, onlarla beraber arkadaşça çalışırdık, gecenin geç vakitlerine kadar, diğer günlerde de aynı. Çocukları yetiştirdim, çok gelen oldu da içlerinden 12 tanesi yetişti, usta oldu. Çokları da sanatı bıraktılar. Biz devam ettirdik, ettiriyoruz, çok da seviyorum. 2012 yılında ‘yılın ahisi’ seçildim, beni aday göstermişler. Eskiden Kırşehir'deydi sonradan Yozgat'tan ilk olarak beni aday gösterdiler. Jürimiz çok büyüktü. Vilayetten, ticaret müdürlüğünden, ticaret odasından, esnaflar birliğinden büyük bir jüri huzurunda bize cübbeyi giydirdiler. Yılın ahisi seçildik, çok onurlandım. Sanata kıymet vermiyorlar. Sanatımız çok güzeldir. Sanat emek verdikçe para da gelir, maddiyat da gelir. Şimdi hazır elbiseler çıktı. Hazırın yanı sıra da siparişler de geliyor. Ben şu yaşa gelmişim hala daha sipariş de geliyor. Müşterilerim dışarıdan da içeriden de geliyor. Geliyorlar yapıyorum ve beğeniliyor da. Fakat şimdi bizim terzilik mesleği öyle tek kişiyle yapılacak bir meslek değil. Mutlaka yardımcı şart, tek kişiyle çok ağır oluyor. Bugüne kadar da devam ettirdik, geldik. Ama her şeyden önce sanat, müşteriye hitap, bu en başta gelir. Müşteriye hitap etmesinde başarılı olacaksın. Çünkü gelen müşterilerin hepsi de üst düzeyde olduğu zaman sen de kabiliyetliysen sanatın en güzelini öğrendiğin gibi kelimelerin de en güzelini öğrenirsin. Bilgin de artar müşterilerinle muhatap olursun, beğenilirsin, sevilirsin. Yani en başta gelen şey; hem sanat hem kabiliyet hem konuşma."
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy yılın ilk çeyreğinde Türkiye'de en çok ziyaret edilen müze ve ören yerlerini sosyal medya hesabından paylaştı. Ersoy, Türkiye'de bulunan müze ve ören yerlerinin...Devamı için tıklayınız
Yeşilay'nın bu yıl 8. kez düzenlenen Sağlıklı Fikirler Kısa Film Yarışması'na başvurular başladı.
Yeşilaydan yapılan açıklamaya göre, Kültür ve Turizm Bakanlığının desteklediği yarışma, Türkiye genelinde ön lisans, lisans, yüksek lisans, doktora ve açık öğretim dahil üniversitelerde öğrenim gören ve Türk vatandaşı tüm öğrencilerin katılımına açık olacak.
Başvuruları 20 Eylül'e kadar devam edecek yarışmaya en az 30 saniye, en uzun 5 dakikalık Türkçe veya Türkçe altyazılı filmlerle katılım sağlanabilecek.
Sanatın gücünü kullanarak gençlere uyuşturucu madde bağımlılığının zararlarını anlatacak yarışmada, ön jüri ve jüri değerlendirmesinin ardından ödüle hak kazanan eserler belirlenecek.
Yarışmanın jürisinde Yeşilay Yönetim Kurulu Genel Başkan Vekili Yasin Erol, Yeşilay Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Peyami Çelikcan, Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Büyükaslan, Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Yıldız, yapımcı Birol Güven ve Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği (SETEM) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Güleryüz yer alacak.
Yarışmanın ödül töreni, 18 Ekim'de yapılacak. Yarışmanın birincisi 75 bin, ikincisi 60 bin, üçüncüsü 50 bin liranın sahibi olacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülü'ne layık görülen eserin sahibi 75 bin, "Halkın Favorisi" seçilen eserin sahibi ise 50 bin lira ile ödüllendirilecek.
Başvurulara ve yarışma hakkındaki detaylı bilgiye "kisafilm.yesilay.org.tr" adresinden ulaşılabilecek.
İzmir Diş Hekimleri Odası (İZDO) tarafından 2011 yılında kurulan Klasik Türk Sanat Müziği korosu Atatürk Kültür Merkezi Yunus Emre salonunda muhteşem bir konsere imza attı.Devamı için tıklayınız
Dünyaca ünlü “Evita” müzikali Mersin Devlet Opera ve Balesi’nde 18 Nisan 2024 Perşembe günü saat 20:00’de ve 20 Nisan 2024 Cumartesi saat 15:00’da Opera Sahnesi’nde yeniden sanatseverlerle buluşacak.Devamı için tıklayınız
Yaşadığı dönemin önemli mucit ve mühendislerinden sayılan, sibernetiğin ilk adımlarını attığı düşünülen Cezeri'nin bazı icatları ve makineleri Rami Kütüphanesi'nde sergilenecek. Sergi, 26 Nisan- 26 Haziran...Devamı için tıklayınız
Avrupa Birliği Komisyonu, "DiscoverEU" programı kapsamında 18 yaşını doldurmuş gençlere on binlerce tren bileti dağıtılacağını duyurdu. Brüksel'den yapılan açıklamaya göre, gençlere sunulacak tren biletlerinin toplam sayısı 35,500 olarak belirlendi. Bu biletlerden birini kazanmak isteyen gençlerin doğum tarihlerinin 1 Temmuz 2005 ile 30 Haziran 2006 arasında olması ve AB hakkında 5 soru ile bir tamamlayıcı sorudan oluşan testi geçmeleri gerekiyor.
Programa başvuran gençler, 1 Temmuz 2024 ile 30 Eylül 2025 tarihleri arasında 30 gün boyunca Avrupa içinde seyahat edebilecekler. Başvurular, AB ülkelerine ek olarak İzlanda, Lihtenştayn, Kuzey Makedonya, Norveç, Sırbistan ve Türkiye'den de kabul edilecek. Seyahat sırasında engelli veya sağlık sorunu olan gençler destek alabilecekler.
Türkiye'den yapılan başvurular için ayrılan kota 1,476 kişi olarak belirlendi. En yüksek kota 6,104 kişi ile Almanya'ya, 4,946 kişi ile Fransa'ya, 4,364 kişi ile İtalya'ya ve 3,476 kişi ile İspanya'ya ayrıldı. Kuzey Makedonya'ya 16 kişi, Lihtenştayn'a 17 kişi ve Sırbistan'a 18 kişi kota ayrılan ülkeler arasında en az kontenjana sahip olanlar oldu. Avrupa Gençlik Portalı'ndan yapılan açıklamada, daha önce DiscoverEU seyahat kartı kazanan gençlerin yeni başvuru yapma hakkı olmadığı vurgulandı.
Geçen yıl Türkiye'den programa büyük ilgi gösterilmiş ve 21,000'den fazla başvuru yapılmış olmasına rağmen, Türkiye için ayrılan kota 1,467 kişi olarak belirlenmişti.
"DiscoverEU" girişi, 2018'de 18 yaşını dolduran AB vatandaşlarına Interrail bileti hediye etme ve böylece Avrupa kıtasını tanıma fırsatı sunma amacıyla başlatılmıştı. AB Komisyonu verilerine göre, şimdiye kadar 1 milyondan fazla genç, 284,000 bileti kazanmak için başvuruda bulunmuştu.
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) İletişim Fakültesi, 18-19 Nisan'da 3. Uluslararası İletişim Bilimi ve Medya Çalışmaları Kongresi'ne (ICSMSC) ev sahipliği yapacak.
Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, KOÜ İletişim Fakültesi, Selanik Aristoteles Üniversitesi Ekonomi ve Siyasal Bilimler Fakültesi, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Başiskele Belediyesi işbirliğiyle düzenlenecek kongreye, iletişim bilimi ve medya çalışmaları alanında birbirinden değerli araştırmacılar katılacak.
Açılış töreni 18 Nisan Perşembe saat 10.00'da Kocaeli Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilecek kongrede, iletişim ve medya çalışmaları alanındaki yeni yaklaşımlar tartışılacak, uluslararası konferans platformunda gözlem, bilgi ve yeni fikir alışverişinde bulunulacak.
Bildiri konuları arasında iletişim bilimi, gazetecilik, radyo, televizyon ve sinema, yeni medya, medya işletmeciliği ve ekonomisi, siyasal iletişim ile medya, halkla ilişkiler, reklamcılık, kültürlerarası iletişim ve medya, medya pedagojisi yer alacak.
Uluslararası düzeyde davetli karma serginin de yer alacağı 3. Uluslararası İletişim Bilimi ve Medya Çalışmaları Kongresi, 19 Nisan'da sona erecek.