Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Bugün — 10 Mayıs 2024Milli Gazete

Kayısı çekirdeği yağı nedir, faydaları nelerdir? Kayısı çekirdeği yağı nasıl kullanılır?

10 Mayıs 2024 at 06:22
İnsan sağlığı genetik faktörlerin yanı sıra yaşam tarzına da direkt olarak bağlıdır. Kişinin beslenmesi, uyku düzeni, kötü alışkanlıklarının olup olmadığı gibi faktörler, sağlık tablosunun şekillenmesine aracılık eder. Bu kapsamda sağlığını iyileştirmek ve dolayısı ile de yaşam kalitesini artırmak isteyen pek çok kişi son dönemlerde özellikle ‘doğal’ içerikli ürünlere yönelmiştir. Günümüzde sosyal medyanın yaygın olarak kullanılmaya başlanmış olması ile birlikte birçok ürün popüler hale gelmiştir. Özellikle ‘sağlıklı yaşam’ başlığı altında tanıtılan ürünler, arama motorlarına sık sık konu olmaktalardır. Bu kapsamda son dönemlerde birçok kişi tarafından merak edilen ürünlerden birinin de kayısı çekirdeği yağı olduğu gözlenmiştir. Peki, kayısı çekirdeği yağı nedir, nasıl kullanılır? İşte konuya dair ayrıntılar… KAYISI ÇEKİRDEĞİ YAĞI NEDİR, NERELERDE KULLANILIR?Kadifemsi yapıda ve altın renginde olan kayısı, içi sulu dışı ise yumuşak bir meyvedir. Bu meyvenin çekirdeği de en az kendisi kadar faydalıdır. ‘Rosaceae’ ailesinin bir üyesi olan kayısının çekirdeği bademi andırmaktadır. Sert çekirdeğin iç kısmında bulunan bu tohumlar, acı bir tada sahiplerdir. Çeşitli aşamalardan geçtikten sonra atıştırmalık olarak kullanabilen kayısı çekirdekleri, ham, kavrulmuş veyahut da toz olarak tüketilebilirler. Ek olarak kayısı çekirdeklerinin preslenerek yağlarının çıkarıldığı da bilinmektedir. Cilt ve saç bakımının yanı sıra mutfaklarda da sıklık ile kullanılabilecek formda olan kayısı çekirdeği yağı, özel bir içeriğe sahiptir. Kayısı çekirdeği yağı mutfaklarda şu şekillerde değerlendirilebilir: Pişirme yağıSalata sosuTatlı tarifleriMarine işlemleriKAYISI ÇEKİRDEĞİ YAĞININ FAYDALARI NELERDİR?Uzun süredir hem cilt hem de saç bakım rutinlerinde kullanılan ürünlerin başında gelen kayısı çekirdeği yağının öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: A, C ve E vitaminleri ve potasyum, magnezyum ve fosfor gibi mineraller bakımından zengin olduğu için bağışıklığı güçlendirir, kemik sağlığını korur.Hücre yenilenmesine katkıda bulunur.Oleik ve linoleik asit gibi doymamış yağlar bakımından zengin olduğu için kötü kolesterolü düşürür. Kalp sağlığını destekler.Antioksidan bakımından zengin olduğu için vücudu serbest radikallere karşı korur.Diyet lifi bakımından zengin olduğu için bağırsak hareketlerini düzenler, kabızlığı önler.Antiinflamatuar özellikte olduğu için iltihabı kurutur.

Şifası anlatmakla bitmiyor: Hafızayı güçlendirir, kan basıncını dengeler! Nar suyunun faydaları

10 Mayıs 2024 at 06:12
Kınagiller familyasının üyelerinden olan nar hem çocuklar hem de yetişkinler tarafından sevilen bir meyvedir. Doğal içeriği sayesinde vücudu çok çeşitli açılardan destekleyen bu meyvenin suyunun da faydalı olduğu bilinmektedir. Hazır olarak satılan nar suları olsa da asıl fayda verenin, evde hazırlanan nar suları olduğunu ifade eden uzmanlar, bu içeceğin düzenli olarak tüketilmesi halinde bağışıklık sisteminin doğrudan güçleneceğini belirtti. Peki, nar suyunu bu denli özel kılan ne? Nar suyunun faydaları neler? İşte konuya dair ayrıntılar… NAR SUYUNUN FAYDALARI NELERDİR?Nar, ılıman iklimleri seven bir meyvedir. Nar suyu ise bu meyvenin sıkılması ile elde edilir. Market raflarında yer alan nar sularının hemen hemen büyük bir çoğunluğunda tatlandırıcı ve renklendirici bulunmaktadır. Bu neden ile hazır nar sularının tüketilmemeleri tavsiye edilir. Evde, doğal olarak hazırlanan nar suyunun başta bağışıklık sistemi olmak üzere vücudu çok çeşitli açılardan desteklediğini ifade eden uzmanlar, bu içeceğin faydalarını şu şekilde sıraladı: Kan basıncını dengeler.Yüksek tansiyonun kontrol edilmesine yardımcı olur.C vitamini bakımından zengin olduğu için bağışıklık sistemini güçlendirerek kişiyi hastalıklara karşı korur.Kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucudur.Antioksidan bakımından zengin olduğu için vücudu serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı korur.Karaciğerin temizlenmesini destekler.Stres durumunun kontrol altına alınmasına yardımcı olur.Yorgunluğu ve halsizliği giderir.Depresyona girme olasılığını düşürür.Hafızayı güçlendirir, beyin fonksiyonlarını destekler.NAR SUYU TÜKETİMİ KİMLER İÇİN ZARARLI?Nar suyunun faydaları olduğu gibi belirli kimseler için birtakım yan etkileri de bulunmaktadır. Nar, alerjik reaksiyonlara sebep olabilecek kırmızı renkli bir meyvedir. Bu neden ile özellikle küçük çocuklarda nar suyu tüketimine başlamadan önce herhangi bir alerjik durumun olmadığından emin olunması gerekmektedir. Nar suyu, son derece güçlü bir içeriğe sahiptir. Bu neden ile aşırı tüketilmesi halinde mideye zarar verebilir. Özellikle hali hazırda mide rahatsızlıkları bulunan kişilerin nar suyu tüketiminde aşırıya kaçmamaları gerekmektedir.

Tepeden tırnağa sağlık: Check up fiyatları ne kadar?

10 Mayıs 2024 at 03:55
Check up, kişinin bilinen herhangi bir hastalığının ya da şikâyetinin olmaması halinde yaptırılan genel sağlık kontrolü olarak tanımlanabilir. Check up yaptırmak, kişilerde meydana gelen herhangi bir hastalığın erkenden fark edilmesini sağlar. Bu da erken teşhis ile hastalığın ilerlemeden kontrol altında alınmasına imkan sunar. Özellikle kanser gibi ilk evrelerde fark edilmesi halinde tedavisi mümkün olan hastalıkların birçoğu, kişilerin düzenli olarak check up yaptırması ile ortaya çıkıyor. Check up yaptıracak olan kişiler, ilk olarak bu kontrol için randevu alır. Ardından doktorlar kişilerin sağlık geçmişlerini dinler ve kronik bir rahatsızlığın ya da ailede görülen bir rahatsızlığın olup olmadığını sorgular. Ardından gerekli muayene ve tetkikler ile süreç sona erer. CHECK UP NASIL YAPILIR?İlk kez check up yaptıracak olan kişiler bu sürecin nasıl işlediğini araştırmaktadır. Check up; kişinin genel sağlık durumunu değerlendirmek ve oluşan sağlık problemlerinin ortaya çıkarılması için muayene ve testlerin yapıldığı bir kontroldür. Check up aşamaları genel olarak şu şekilde ilerler; Doktor ilk olarak kişinin tıbbi geçmişini inceler ve var ise semptomları dinlerİkinci aşamada doktor kişiyi fiziki olarak muayene eder. Bu muayene içerisinde nabız kontrolü, solunum testi, kan basıncı ölçümü, deri kontrolü ve kulak burun boğaz muayenesi yer alırDoktor herhangi bir tanı koymadan önce tam kan sayımı, kan şekeri kontrolü, böbrek fonksiyonu, idrar testi gibi tüm laboratuvar testlerini talep ederKişiden röntgen ve ultrasonografi ve EKG gibi testlerde talep edilirSon aşamada ise tüm test sonuçları ilgili doktorlara gösterilir ve kişinin genel sağlık durumu hakkında ve muhtemel hastalık riskleri hakkında görüşmeler yapılır.Bu aşamada tanı konması da mümkündürCHECK UP NELERİ KAPSAR?Check up, birtakım tıbbi testleri ve muayeneleri kapsar. Bu test ve muayeneler, kişilerin cinsiyetine ve yaşına göre değişiklik gösterebilir. Aynı zamanda check up yaptıracak olan kişinin herhangi bir kronik hastalığının olması da farklı tetkiklerin doktorlar tarafından talep edilmesini gerektirebilir. Genel olarak bakıldığında ise check up’ta bakılan alanlar şu şekilde sıralanabilir; DiyabetKalp hastalıklarıBağışıklık sistemi hastalıklarıYüksek tansiyonBeyin ve damar hastalıklarıGöz hastalıklarıObeziteYüksek kolesterolKaraciğer ve böbrek hastalıklarıCHECK UP KİŞİYE ÖZEL HAZIRLANIR MI?check up içerikleri genel olarak kadın, erkek ve çocuklar için farklılık göstermektedir. Aynı zamanda check up yaptırmak isteyen kişinin kronik hastalığa sahip olması, geçmişinde ya da ailesinde önemli bir hastalığın var olması, check up içerisinde yer alan bazı tetkiklerin ve testlerin değişmesine neden olabilir. Kadın check up programlarında, kadınların yaş aralığına göre farklı tetkikler yer alır. Aynı durum erkekler için de geçerlidir. Aynı zamanda hem kadın hem de erkeklerde yaşın ilerlemesi ile yaşa bağlı gelişme gösteren hastalıklarında kontrol edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle check up’ta kişiye göre hazırlıklar mevcuttur. Bu hazırlıklar da check up fiyatlarının sabit bir skalaya sahip olmamasına neden olur. 2024 CHECK UP FİYATLARI2024 yılında check up fiyatları özel hastanelere göre değişiklik göstermektedir. Genel olarak fiyatlar; 8 bin TL ile 15 bin TL arasında değişmektedirBelirtilen bu fiyat sadece ortalama olup, check up için tercih edilecek olan hastaneye, check up içeriğine, kişinin yaşı ve cinsiyetine göre check up paketine dahil edilecek olan tetkiklere göre değişiklik gösterecektir.

Benzoxin krem neye faydalı? Benzoxin fiyatı ne kadar?

10 Mayıs 2024 at 02:05
Benzoxin krem, cilt enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılan bir topikal ilaçtır. İçeriğinde antibiyotik bir etken madde bulunur. Bu krem; sivilce, deri yaraları, kepek, egzama gibi hafif ya da orta dereceli cilt enfeksiyonlarının tedavisinde etkilidir. Bu yazıda, Benzoxin krem hakkında detaylı bilgiler sunacak, kremin güncel ücretini sizinle paylaşacağız. 2024 BENZOXIN KREM FİYATI NE KADAR?Benzoxin kremin 2024 yılı ücreti ortalama olarak 238,58 TL’dir. BENZOXIN KREM NEDİR?Benzoxin krem, anti-akne preparatları olarak sınıflandırılan bir ilaçtır. Benzoil peroksit içeriği komedonların azaltılmasına ve aknedeki bakterilerin öldürülmesine yardımcı olur. Klindamisin ise akne üzerinde etkili bir antibiyotiktir. İlaç, 25 gramlık tüpler halinde bulunur. Benzoxin kremin içeriğindeki etken maddeler şöyle sıralanmıştır: Etkin maddeler: Susuz benzoil peroksit (sulu formda) - Her gram jelde 50 mg bulunur.Klindamisin fosfat - Her gram jelde 10 mg bulunur.Yardımcı maddeler: Poloksamer 188GliserinSimetikonKarbomer 974PSodyum lauril sülfatDisodyum EDTASodyum hidroksitSaf suBenzoxin krem, akne tedavisi için kullanılan bir kremdir. Hem; siyah noktalar, beyaz noktalar ve akne lezyonlarının oluşumunu önler, hem de cildin yağlanmasını azaltır. Benzoxin kremi kullanmadan önce bazı durumlara dikkat etmek önemlidir. Örneğin; ilacın içeriğinde bulunan maddelere ya da linkomisine alerjiniz var ise kesinlikle kullanmamalısınız. Ayrıca, bağırsak hastalıkları ya da kolit gibi durumlarınız var ise, kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalı, ilacın kullanımı ile ilgili bilgi almalısınız. Tedavi sırasında bazı durumlarda soyulma ve kızarıklık gibi yan etkiler görülebilir; bu yan etkiler normaldir. Ancak; geçmeyen semptomların varlığında doktora danışmak önemlidir. BENZOXIN KREM NİÇİN KULLANILIR?Benzoxin krem, akneli ciltlerde hızlı bir şekilde sivilce oluşumunu engelleyen bir özelliğe sahiptir. Özellikle sivilce oluşumuna neden olan kir ve yağın ciltten temizlenmesine yardımcı olarak ciltteki sivilcelerin yok edilmesini sağlar. Ayrıca, beyaz ve siyah nokta oluşumunu engelleyerek mevcut olanları ortadan kaldırır. Bu özellikleri ile Benzoxin krem, sivilce sorunları gibi cilt enfeksiyonları ile başa çıkmak isteyenler için etkili bir çözüm sunar. BENZOXIN KREM NASIL KULLANILIR?Benzoxin kremi günde bir kez, özellikle akşamları cildinizi ılık su aracılığı ile yıkadıktan ve kuruladıktan sonra akneli bölgelere ince bir tabaka halinde yayarak uygulayın. Kremi parmak uçlarınız ile cildinize uygulayın. Kremi uyguladıktan sonra ellerinizi yıkamayı ihmal etmeyin. BENZOXIN KREM YAN ETKİSİ VAR MI?Benzoxin kremin de diğer ilaçlar gibi yan etkileri bulunabilmektedir. Bu yan etkiler, görülme sıklıklarına göre sınıflara ayrılmıştır. Bu yan etkiler şu şekilde sıralanmıştır: Çok yaygın görülen yan etkiler: Kızarıklık, özellikle kullanımın ilk birkaç haftasındaSoyulmaKurulukYaygın görülen yan etkiler: Deride yanma hissiUygulama bölgesinde ağrıBaş ağrısıGüneşe hassasiyetYaygın olmayan yan etkiler: Karıncalanma (parestezi)KaşıntıAkne durumunun kötüleşmesiBilinmeyen sıklıkta yan etkiler: Alerjik reaksiyonlarBağırsak enflamasyonu, ishal, kanlı ishal ve karın kramplarıKaşıntılı döküntü (ürtiker)Deri reaksiyonlarıRenk değişiklikleriÇok yaygın görülen yan etkiler, genelde birkaç gün içerisinde kendiliğinden geçer. Ancak; uzun süren geçmeyen semptomlarda doktora başvurmak önemlidir. Ayrıca, yaygın olmayan etkiler görüldüğünde, vakit kaybetmeden doktora başvurmak şarttır. Yaygın olmayan yan etkiler, ciddi belirtiler olabilir.

Ağrı kesici ve kas gevşetici Bengay krem fiyatı ne kadar?

10 Mayıs 2024 at 02:00
Bengay krem, vücutta oluşan enfeksiyon ve ağrı gibi rahatsızlık hislerini yumuşatır. Bu kremin pek çok faydası bulunmaktadır; ağrılara, iltihaplara ve tutulmalara iyi gelir. Bu makalede, Bengay kremi nasıl kullanacağınızı detayları ile anlatacak, bu kremin içeriği ve çeşitli özellikleri ile ilgili bilgiler vereceğiz. 2024 BENGAY KREM FİYATI NE KADAR?Bengay kremin 50 gramlık tüplerde satışa sunulan ücreti 76.92 TL’dir. BENGAY KREM NEDİR?Bengay krem, ağrı kesici ve iltihap kurutucu özelliklere sahip bir üründür. Aynı zamanda kasları gevşetici etkisi ile bilinir. Beyaz renkte olan bu krem, içeriğinde mentol ve metil salisilat gibi aktif maddeler barındırır. Mentol içeriği sayesinde nane ferahlığı sağlar. Bengay krem, yeşil kutularda 50 gram olarak sunulur. Bengay krem, cilt için pek çok fayda sağlar: Özellikle eklemlere yakın dokularda meydana gelen iltihap ve kireçlenme kaynaklı ağrıları hafifletir.Bedensel aktivitelerden kaynaklanan kas ağrılarını azaltır ve romatizma, omuz tutulması gibi fiziksel rahatsızlıkların tedavisinde etkilidir.Kas gerginliği, kas ağrısı, kas iltihabı gibi durumlarda kullanılarak etkili bir çözüm sunar. Ayrıca, tendon iltihabının tedavisine de yardımcı olur.Yumuşak dokularda meydana gelen burkulma ve ezilmeleri tedavi ederken aynı zamanda şişlikleri azaltır.Bel fıtığına bağlı olarak bel bölgesinde meydana gelen ağrıları azaltır ve bölgeyi rahatlatır.İçeriğinde bulunan mentol sayesinde cilde ferahlık hissi verir ve kullanıcıya rahatlık sağlar.BENGAY KREM NİÇİN KULLANILIR?Bengay kremin kullanıldığı noktalar şöyledir: Romatizma gibi kronik rahatsızlıkların semptomlarını hafifletmeye yardımcı olur.Sinir sıkışmalarının neden olduğu ağrıları azaltır.Kas dokusunda meydana gelen yırtıkların neden olduğu ağrıları hafifletir.Yara ve morluk ağrılarını hafifletmek için ağrı kesici olarak kullanılır.Kas gevşetici özellikleri ile kas spazmlarını hafifletir.İltihabı azaltarak iltihaplı durumları iyileştirmede etkilidir.Eklem ağrılarının tedavisinde kullanılır.Kas tutulmalarında rahatlama sağlar ve kasların esnekliğini artırır.Derideki ağrıları hafifletmek için damarların genişlemesini teşvik eder.Ezilme ve burkulma gibi travmatik yaralanmaların tedavisinde etkilidir.Tendon iltihabı gibi kaslardaki tendon sorunlarının tedavisinde etkilidir.BENGAY KREM NASIL KULLANILIR?Bengay kremi kullanmadan önce bazı önemli noktalara dikkat etmek gerekir. Öncelikle, kremde bulunan etken maddelere alerjisi olan kişilerin bu ürünü kullanmaması önemlidir. Ayrıca, vücutta açık yaralar ya da tahriş olmuş bölgeler var ise, krem bu alanlara uygulanmamalıdır. Bengay krem, sıcak su torbası ya da bandaj gibi nesneler ile birlikte kullanılmamalıdır. Kremin gözlere ya da ağız içine temas ettirilmemesi gerekmektedir. Son olarak, kremi kullanmaya başladıktan sonra vücuttaki ağrı ve acı hissinin 10 gün içerisinde azalmadığı durumlarda bir doktora başvurulması önemlidir. BENGAY KREM YAN ETKİSİ VAR MI?Bengay kremin yan etkileri şöyle sıralanmıştır: Ciltte yanma ve kızarıklık: Krem uygulanan bölgede hafif yanma hissi veya kızarıklık olabilir.Şişme: El, ayak, bilek, yüz, boğaz ve dudaklarda şişme meydana gelebilir.Solunum zorluğu: Nadir durumlarda boğazda nefes almayı güçleştirecek kadar ciddi bir şişme meydana gelebilir.Kabarıklıklar ve su toplaması: Kremin uygulandığı bölgede kabarıklıklar ve içi su dolu şişlikler oluşabilir.His kaybı: Uygulama bölgesinde his kaybı ya da uyuşma hissi yaşanabilir.Kızarıklık ve kaşıntı: Ciltte kızarıklık ve kaşıntı görülebilir. Bu durumda krem kullanımı durdurulmalıdır.Diğer nadir yan etkiler ise şöyledir: Baş dönmesi, sersemlik, uyku hali, solunumda yavaşlama ya da istemsiz kasılmalar.

Belogent krem fiyatı ne kadar?

10 Mayıs 2024 at 01:55
Belogent krem, çeşitli deri hastalıklarının tedavisi için kullanılan güçlü bir kortikosteroid ve antibiyotiktir. Bu ilaç; deri iltihabı, kaşıntı, kızarıklık gibi durumları hafifletir. Bu makalede, Belogent kremin kullanımı, içeriği ve yan etkileri hakkında bilgiler sunacak, fiyatını sizinle paylaşacağız. 2024 BELOGENT KREM FİYATI NE KADAR?30 gramlık tüpler halinde satışa sunulan Belogent kremin ücreti ortalama olarak 135.04 TL’dir. BELOGENT KREM NEDİR?Belogent krem, betametazon dipropiyonat ve gentamisin sülfatı gibi güçlü aktif bileşenleri bir araya getiren bir ilaçtır. Betametazon dipropiyonat; derideki iltihabı, kaşıntıyı ve kızarıklığı hafifletmek için etkilidir, bu nedenle özellikle dermatit gibi deri rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılır. Gentamisin sülfat ise enfeksiyonların tedavisinde kullanılan bir antibiyotiktir ve bu  kremde mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonların iyileştirilmesinde etkilidir. Bu kombinasyon, enfeksiyon gelişmiş deri rahatsızlıklarının tedavisi için etkilidir. Böylece hem iltihaplanma ve kaşıntı gibi semptomlar hafifler hem de enfeksiyon kontrol altına alınır. Bu yönü ile Belogent krem, güçlü kortikosteroidler ve antibiyotiklerin bir araya getirildiği bir ilaç grubuna dahil edilir. Bu kremin içeriği ise şöyledir: Etken madde: Betametazon dipropiyonat: 0,5 mg (1 g kremde)Gentamisin sülfat: 1,0 mg (1 g kremde)Yardımcı maddeler: KlorokrezolSodyum dihidrojen fosfat monohidratFosforik asitMacrogol setilstearil eterSetil stearil alkolSıvı parafinBeyaz yumuşak parafinSodyum hidroksitSaf suBELOGENT KREM NİÇİN KULLANILIR?Belogent krem; iltihap, kaşıntı, kızarıklık gibi deri hastalıklarının tedavisi için kullanılan güçlü bir kortikosteroiddir. Fakat; Belogent kremi şu durumlarda kullanmamalısınız: Eğer betametazon dipropiyonat, gentamisin sülfat veya kremde bulunan diğer yardımcı maddelere karşı alerjiniz varsa.Tüberküloz, çiçek, suçiçeği gibi virüslerin neden olduğu deri enfeksiyonları varsa.Yüzünüzde kızarıklık ve şişlik, ağız çevresinde kaşıntı, kızarıklık, döküntü gibi belirtiler mevcutsa.Ayrıca, alt bacaklarda varislerden kaynaklanan yaralar bu kremle tedavi edilmez. Özellikle yüzde uzun süreli kullanımda; katarak, glokom, gözde mantar enfeksiyonu ve ateşli uçuk gibi risklerin ortaya çıkma ihtimali nedeni ile göz çevresinde kullanılması tavsiye edilmez. Son olarak, zorunlu olmadıkça çocuklarda kullanımı tavsiye edilmez. Belogent, çocuklarda kısa süreli tedavi için kullanılabilir; ancak bu durumda bile dikkatle uygulanmalıdır. Özellikle 12 yaşından büyük çocuklarda, 5 günden uzun süreli kullanım önerilmez ve uygulama sonrası cilt kapatılmamalıdır. Fazla miktarda ve uzun süreli kullanımdan kaçınılmalıdır. Çocukluk yaş grubunda, mümkün olduğunca Belogent gibi ilaçların kullanımından kaçınılmalı ve alternatif tedavi yöntemleri tercih edilmelidir. Ancak; zorunlu durumlarda, doktor önerisi ile kullanılabilir. BELOGENT KREM NASIL KULLANILIR?Belogent krem, enfekte cilt bölgesine günde iki kez, sabah ve akşam olmak üzere uygulanır. Ancak; belirtilen süre olan 3 haftadan daha uzun bir süre boyunca kullanılmamalıdır. Uygulama şekli ise, enfekte cilt bölgesine ince bir tabaka halinde uygulanmasıdır. BELOGENT KREM YAN ETKİSİ VAR MI?Belogent kremin yan etkileri şu şekilde sınıflandırılmıştır: Ciddi yan etkiler: Betametazon içeriğine duyarlılık gösteren kişilerde sistemik etkiler oluşabilir, bu durumda ilacın kullanımı durdurulmalıdır.Çocuklarda büyüme ve gelişmenin yavaşlaması, kilo kaybı, kan ve idrardaki kortizol düzeylerinde azalma gibi belirtiler ortaya çıkabilir.Cushing sendromu belirtileri olan; yuvarlaklaşma, bitkinlik, ödem gibi semptomlar görülebilir.Kan glikoz düzeyinde artışa bağlı olarak; aşırı susama, ağız kuruluğu, deri kuruması gibi belirtiler ortaya çıkabilir.Acil yan etkiler: Kızarıklık, yanma, kaşıntı, şişme gibi ciddi yan etkilerle karşılaşılması durumunda derhal doktora başvurulmalıdır. Diğer yan etkiler: Ciltte kaşıntıDöküntüKabarıklıkKurulukKıllanmaAkneye benzer döküntülerBeyaz lekeler (hipopigmentasyon)Ciltte kalınlaşma ve çatlaklarBu yan etkiler hafiftir. Fakat; uzun süre bu semptomlar geçmez ise, doktora başvurulmalıdır.

Beklomil sprey fiyatı ne kadar?

10 Mayıs 2024 at 01:50
Beklomil sprey, solunum yollarındaki iltihabı azaltıcı etkisi olan bir kortikosteroid ilaçtır. Şeffaf cam şişelerde sunulan Beklomi sprey, her püskürtmede 100 mikrogram beklometazon dipropiyonat içerir ve burun içine uygulanır. Bu ilaç, yıl boyunca devam eden nezle (pereniyal alerjik rinit), saman nezlesi (mevsimsel alerjik rinit) ve burun mukozasında devamlı akıntı ve tıkanıklığın (vazomotor rinit) tedavisinde ve önlenmesinde kullanılır. Beklomil sprey, solunum yollarındaki iltihabı azaltarak, alerjik reaksiyonlara bağlı burun sorunlarını hafifletmeye yardımcı olur. 2024 BEKLOMİL SPREY FİYATI NE KADAR?Beklomil spreyin 100 mcg’lik ücreti ortalama olarak 312.68 TL’dir. BEKLOMİL SPREY NEDİR?Beklomil sprey, beklometazon dipropiyonat adlı kortikosteroid bir etken madde içeren burun spreyi formundaki bir ilaçtır. Bu ilaç, solunum yollarında meydana gelen şişlik ve iltihabı azaltarak etki gösterir. Beklomil sprey, amber renkli cam şişelerde sunulur. Beklomil spreyin içerdiği etken maddeler şöyledir: Etkin madde: Her püskürtmede 100 mikrogram beklometazon dipropiyonatYardımcı maddeler: Mikrokristalin selüloz / Karmelloz sodyumGlikoz (susuz)Feniletil alkolDisodyum edetatPolysorbate 80Potasyum sorbatHidroklorik asit (derişik)Sodyum hidroksitSaf suBEKLOMİL SPREY NİÇİN KULLANILIR?Beklomil sprey, solunum yollarındaki şişlik ve iltihabı azaltan, kortizon grubuna ait bir ilaçtır. Nezle, saman nezlesi gibi alerjik reaksiyonların yanı sıra; hapşırma, koku alma duyusunda azalma ve burun tıkanıklığı gibi durumların tedavisi için kullanılır. Beklomil sprey, burun ve solunum problemlerini gidererek nefes almayı kolaylaştırır. BEKLOMİL SPREY NASIL KULLANILIR?Beklomil spreyin yetişkinler için tavsiye edilen dozu günde bir kez olmak üzere her burun deliğine iki püskürtmedir. Günlük olarak toplam doz, dört püskürtmeyi aşmamalıdır. Beklomil spreyi kullanmaya başladıktan sonra tedaviye yanıt almak için yarıda bırakılmamalıdır. Doktorunuzun belirttiği dozlara uyulmalı ve ilk birkaç günün ardından rahatlama hissedilmelidir. Doktorunuzun önermediği durumlarda Beklomil'i bir aydan daha uzun süre kullanmamalısınız. Beklomil, burun içine uygulanır. Beklomil spreyin kullanımı için aşağıdaki yönergeleri takip edin: Öncelikle burun temizliğinizi yapın ve burun içini iyice temizleyin.Şişeyi iyice çalkalayın, içindeki ilacın homojen bir şekilde dağılmasını sağlayın.Koruyucu kapağı çıkarın ve pompayı bloke eden koruma halkasını çıkarın.Şişeyi gösterildiği gibi tutun ve püskürtme mekanizmasını çalıştırmak için sprey pompasını birkaç kez bastırın. Püskürme olduğunu gözlemleyin.Nazal aplikatörü bir burun deliğine sokun. Diğer deliği parmağınız ile kapatın. Nefes alın ve nazal aplikatöre hafifçe bastırarak tam ölçülü bir doz verin.Bu işlemi diğer burun deliği için tekrarlayın.Doz uygulamalarınızı tamamladıktan sonra, koruyucu kapağı ve mavi halkayı tekrar yerlerine takın.BEKLOMİL SPREY YAN ETKİSİ VAR MI?Beklomil spreyin yan etkileri, görülme sıklığına göre kategorize edilmiştir. Bu yan etkiler şu şekilde verilmiştir: Yaygın yan etkiler: Tat ve koku alamamaBurun kanamasıKuruluk ve tahrişBoğaz kuruluğuNadir yan etkiler: Ciltte döküntüKurdeşenKaşıntıKızarıklıkGöz içi basıncında artışGöze perde inmesiBurun boşluğunun iç duvarında hasarDiğer yan etkiler: Bulanık görmeVücudun normal steroid hormon üretimini etkileyebilmeBu durumda, doktorunuz belirtilerinizi kontrol altına alacak en düşük steroid dozunu kullanmanızı tercih edecektir. Çocuklarda, bu yan etki büyüme hızını yavaşlatabilir, bu nedenle çocuklarda kullanımı tavsiye edilmez.

Bepanthol krem neye faydalı? Bepanthol krem fiyatları ne kadar oldu?

9 Mayıs 2024 at 23:30
Bepanthol krem, neredeyse her evde bulunması gereken ve pek çok cilt problemine karşı etkili çözümler sunan bir üründür. Yumuşak yapısı ve hoş kokusu ile tercih edilen bu krem, kesiklerden sıyrıklara, yanıklardan çatlak meme ucu problemlerine kadar geniş bir yelpazede kullanılmaktadır. Özellikle emziren anneler için çatlak meme ucu problemlerini hafifletmede oldukça etkilidir. Bu yazıda, Bepanthol krem ile ilgili çeşitli detaylar sunacak, 2024 yılı ücretini sizinle paylaşacağız. 2024 BEPANTHOL KREM FİYATI NE KADAR?Bepanthol kremin 30 gramlık formülü ortalama 179,50, 100 gramlık formülü ise ortalama 229,50 TL olarak satışa sunulmaktadır. BEPANTHOL KREM NEDİR?Bepanthol krem, dekspantenol ve klorheksidin hidroklorür gibi etkin maddeler içeren bir yara kremidir. Hafif sarımsı beyaz renkte ve yün yağı (lanolin E913, koyun) içeriği ile formüle edilmiştir. Genelde 30 gramlık alüminyum tüplerde bulunur. Dekspantenol, B5 vitaminin öncül maddesidir ve cilt tarafından hızla emilerek pantotenik aside dönüşür. Pantotenik asit, cildin kendini yenilemesine ve iyileşme sürecinin hızlanmasına yardımcı olur. Klorheksidin hidroklorür ise antiseptik özelliklere sahiptir ve enfeksiyon riskini azaltır. Bepanthol krem, ciltteki yaraların iyileşmesini hızlandırmak ve tahrişleri gidermek için kullanılan etkili bir kremdir. Bu kremin içeriğindeki maddeler ise şöyle sıralanmıştır: Dekspantenol (50 mg/g)Klorheksidin hidroklorür (5 mg/g)Setil alkolStearil alkolYün yağı (Lanolin E913, koyun)Polioksil 40 stearatBeyaz vazelinSıvı parafinDL-laktonSaflaştırılmış suBEPANTHOL KREM NİÇİN KULLANILIR?Bepanthol krem, pek çok yaralanma ve cilt sorunu için etkili bir çözüm sunar. Sıyrıklar, kesikler, çatlaklar, yanıklar gibi yüzeysel yaralanmaların yanı sıra bacak ülseri ve yatak yaraları gibi kronik yaraların tedavisinde de kullanılabilir. Ayrıca, cilt enfeksiyonları ile ilişkili olan ikincil enfekte egzama ve nörodermatit gibi durumların iyileşmesine yardımcı olur. Emziren anneler için çatlak meme uçlarının tedavisinde de kullanılan Bepanthol krem, doku harabiyeti ve ameliyat yaralarının tedavisinde de etkilidir. BEPANTHOL KREM NASIL KULLANILIR?Bepanthol kremin doğru kullanımı için uygulama bölgesi uygun bir temizleme solüsyonu ile iyice temizlenmelidir. Ardından, tonik kullanılmalıdır. Daha sonra krem ilgili bölgeye sürülmelidir. Bepanthol krem, kozmetik bir ürün olmadığı için cilt tarafından emilimi biraz zaman alabilir, bu nedenle düzenli kullanım önemlidir. Genelde günde 2 kez kullanılması yeterlidir; ancak ihtiyaca göre doktorunuzun önerdiği sıklıkta kullanılabilir.Bepanthol kremi aşağıdaki durumların varlığında kullanmayınız: Kremin içeriğinde bulunan dekspantenol, klorheksidin hidroklorür ya da diğer maddelere karşı aşırı duyarlılık var ise.Güneş yanığı durumunda.BEPANTHOL KREM YAN ETKİSİ VAR MI?Bepanthol kremin seyrek görülen; ancak ciddi yan etkileri şöyledir: Özellikle astım hastalarında solunum güçlüğüne neden olabilir.Tansiyon düşüklüğü görülebilir.Şiddetli cilt reaksiyonları görülebilir.Anjiyo ödem, eller, ayaklar, bilekler, yüz, dil ve dudakların şişmesi gibi belirtilerile görülebilir.Anafilaktik şok, ani ve ciddi aşırı duyarlılık tepkisine bağlı olarak gelişebilir.Eğer bu etkilerden herhangi biri ortaya çıkarsa, ciddi bir alerji durumunuzun varlığına işaret olabilir. Diğer görülme sıklığı bilinmeyen ancak; ciddi yan etkiler ise şunlardır: Temas sonucu bulaşan cildin enflamasyonu olan kontakt dermatitAlerji sonucu gözlenen cilt enflamasyonu olan alerjik dermatitKaşıntıCiltte oluşan kırmızı lekeler ve kızarıklık olan eritemKabuklaşan ve kaşıntılı cilt lezyonları olan egzamaBeyaz ya da kırmızımsı kabartılar ile karakterize, kaşıntılı, ödem ve yanma duygusunun eşlik ettiği ürtikerAlerjik cilt reaksiyonlarına yol açan cilt tahrişi ve blister gibi belirtiler

Dün — 9 Mayıs 2024Milli Gazete

Karaciğerinde yağlanma olanlar dikkat! Uzmanlar uyardı: O besinlerden uzak durun

9 Mayıs 2024 at 19:51
Safra üretiminin sağlanması; yağ, kolesterol ve çeşitli vitaminlerin parçalanıp emilmesine yardımcı olunması gibi görevleri olan karaciğer, genel vücut sağlığı açısından son derece kritik bir öneme sahiptir. Karaciğer sağlığına dikkat edilmemesi durumunda hayati tehlikeler ortaya çıkabilir. Bu neden ile özellikle yağlanma sorunu ile karşı karşıya olanlara seslenen uzmanlar, karaciğer yağlanması diyetine dair önemli bilgilendirmelerde bulundu. Peki, karaciğer yağlanması nedir? Karaciğer yağlanması diyeti nasıl uygulanır? İşte konuya dair ayrıntılar… KARACİĞER YAĞLANMASI NEDİR?Yağ, karbonhidrat ve protein metabolizmasında önemli görevlere sahip olan ayrıca safra üretimini ve salınımını gerçekleştiren karaciğer, metabolizmanın atık ürünlerini etkisiz hale getirmektedir. Bu organın hücrelerine ulaşan yağ asidi miktarında gözlenen artış, karaciğer yağlanmasına neden olur. Sağlıklı bir insanın karaciğer lipitlerinin miktarı, toplam karaciğer ağırlığının yüzde 5’ini geçmemektedir. Karaciğer yağlanması tanısı konulan kişilerde ise bu oran yüzde 10’un üzerindedir. KARACİĞER YAĞLANMASI DİYETİ NASIL UYGULANIR?Karaciğer yağlanması uzman kontrolü gerektiren, olumsuz bir durumdur. Tedavinin yapılmaması durumunda daha tehlikeli sonuçlara sebebiyet verebilecek olan bu durum, başta diyet yapmayı gerektirmektedir. Beslenmeye, kötü alışkanlıklara ve daha pek çok faktöre bağlı olarak gelişen karaciğer yağlanmasına karşı tıbbi beslenme tedavisi uygulanır. Diyet programı, kişi bazlı düzenlenmektedir. Ancak genel olarak her hasta için önemli olan enerji ve protein miktarının dengelenmesidir. Karaciğer yağlanması diyeti genel hatları ile şu şekildedir: Kan şekerini hızla yükselten karbonhidrat kaynakları yerine kompleks karbonhidrat kaynakları (tam tahıllar, kuru baklagiller, sebzeler vb.) tercih edilmelidir.Hayvansal besinlerde bulunan doymuş yağ içeren besinlerin tüketimleri kısıtlanmalıdır.Protein ihtiyacı, sağlıklı kaynaklardan temin edilmelidir.Karaciğer yağlanması tanısı konuşmuş olan kişilerin uzak durmaları gereken besinler şu şekildedir: afine karbonhidrat içeren paketli gıdalar,Yağ oranı yüksek besinler,Trans ve doymuş yağ kaynakları.

Vitamin ve mineral deposu! Kalbi koruyor, şekeri dengeliyor... Susam yağının faydaları

9 Mayıs 2024 at 19:38
‘Şırlağan’ ismi ile de bilinen susam yağı, susam tanelerinden elde edilir ve yüksek besin değerlerine sahiptir. Bitkisel bir yağ olan susam yağı, Asya mutfağında sık sık kullanılır. Özellikle Hindistan’da kızartma yağı olarak kullanılan susam yağı aynı şekilde Japonya, Kore ve Çin’de de pek çok yemeği lezzetlendirmek için kullanılır. Yüksek aroması olan susam yağı Asya mutfağında olduğu kadar olmasa da ülkemizde de kullanılmaktadır. Susam tohumlarının kabuklarının soyulup soğuk press yapılarak elde edilen bu yağın insan sağlığını da çok çeşitli açılardan desteklediği bilinmektedir. Peki, susam yağının içinde neler var? Susam yağının faydaları neler? İşte konuya dair ayrıntılar… SUSAM YAĞININ İÇERİĞİSusam yağının içeriğinde yüksek oranda mineral ve vitamin olduğu bilinmektedir. Bu yağın içeriği incelendiğinde öne çıkan bazı maddelerin şunlar olduğu belirtilmiştir: Protein, koenzim Q10, A- B1- E vitaminleri, karbonhidrat, steroller, magnezyum- kalsiyum- bakır- çinko- fosfor mineralleri, sesamin- sesaminol- sesamol gibi bileşenler, yağ asitleri.SUSAM YAĞININ FAYDALARIİçerik bakımından son derece güçlü olan susam yağının insan sağlığına olan katkıları şu şekilde özetlenebilir: Kalp ve damar sağlığı: Kan basıncını düşürerek düzenler. Tansiyonun düşmesini sağlayarak kalbi rahatlatır. Doymamış yağ asitleri bakımından zengin olduğu için kötü kolesterolün düşmesine yardımcı olur.Diyabet: Tip 2 diyabete karşı etkilidir. Kan şekeri seviyesini düşürür.Antioksidan özellik: Doğal antioksidanlar bakımından zengin olduğu için hücre yenilenmesini hızlandırır. Bu, özellikle kanser rahatsızlıklarına karşı önemli bir özelliktir.Antibakteriyel özellik: İçeriğinde bulunan bileşenlerin antibakteriyel özellikleri sayesinde vücudu çok çeşitli bakterilere karşı korur. Böylelikle bağışıklığın güçlenmesine katkıda bulunarak hastalıklara yakalanma olasılığını düşürür.Cilt: Güçlü içeriği sayesinde cilt sağlığını destekler. Cilt bariyerini korur. Mevcut cilt sorunlarının daha hızlı ve sağlıklı bir şekilde iyileşmesini sağlar. Ayrıca cilde parlaklık kazandırır.

Cilt ve saç sorunlarına 'sabunlu' müdahale! Keçi sütü sabunu ile ışıldayacaksınız... İşte faydaları

9 Mayıs 2024 at 19:34
Sosyal medya platformlarının yaygın olarak kullanılmaya başlanması ile birlikte birçok ürün de hayatımıza dahil oldu. İçerik üreticilerinin ve diğer çok takipçili hesapların birçok ürünü tanıtmaya başlaması ile birlikte tüketici tercihlerinde de ciddi değişiklikler meydana geldi. Her gün önlerine ‘reklam’ olarak düşen bazı ürünleri kullanan bazılarını ise araştırmaya başlayan tüketiciler, son dönemlerde özellikle keçi sütü sabununu yakın takip altına aldı. Peki, keçi sütü sabununun içeriğinde neler var? Keçi sütü sabunu neye/ nelere iyi gelir? İşte keçi sütü sabununa dair tüm merak edilenler… KEÇİ SÜTÜ SABUNUNUN İÇERİĞİNDE NELER VAR?Son dönemlerin popüler bakım ürünleri arasında yer alan keçi sütü sabunu, arama motorlarına sık sık konu olmaktadır. Sosyal medya platformlarında adeta yankı uyandıran bu sabunun özelliklerini merak eden birçok kişi, konuya dair sorgulamalar yapmaktadır. Keçi sütü sabunu ile ilgili olarak en çok merak edilen konuların başında, sabunun içeriği gelmektedir. Yürütülen çalışmaların sonuçlarına göre sabunun içeriğinde bulunan süt, doymuş ve doymamış yağlar bakımından son derece zengindir. Sütün içeriğinde ise; A, B1, B6, B12, C, D ve E vitaminlerinin yanı sıra selenyum ve çinko gibi mineraller de bulunmaktadır. KEÇİ SÜTÜ SABUNUNUN FAYDALARI NELERDİR? Bebeklerde ve küçük çocuklarda kullanılmadan önce bir hekime danışılmasını gerektiren keçi sütü sabunu, diğer yaş gruplarından olan kadın ve erkekler tarafından tercih edilebilir. Keçi sütü sabunun cilde ve saça olan bazı faydaları şu şekildedir: Saç dokusunu onarır.Saç tellerini güçlendirir.Saç derisini nemlendirir.Saçları canlandırır.Saçlara parlaklık kazandırır.Saçta meydana gelen kırıkları onarır.Saçı yumuşatır.Ciltte var olan iltihap durumunu iyileştirir. Yeni iltihapların gelişmesini engeller.Cilt gözeneklerini sıkılaştırarak siyah nokta oluşumunu engeller.Egzama ve sedef gibi cilt hastalıklarının tedavilerini destekler.Yaşlanma belirtilerini geciktirir.Güneş lekelerini iyileştirir.Düzenli kullanılması halinde cilt tonunu eşitler.

Sindirim sistemi sorunlarına elma çayı ile veda edin! 2 dakikada hazır... Elma çayının faydaları

9 Mayıs 2024 at 19:27
Meyve tüketimine özen gösterilmesi, genel vücut sağlığını olumlu açıdan destekler. Meyvelerin mevsimlerinde tüketilmeleri halinde başta bağışıklık sistemi olmak üzere vücudun çok çeşitli fonksiyonlarının düzenlendiğini ifade eden uzmanlar, bu kapsamda elma tüketimine ayrı bir parantez açtı. Nerede ise herkes tarafından severek tüketilen elmanın pek çok faydasının olduğu bilinmektedir. Bunun yanı sıra elma çayının da akıllara gelmeyecek faydalarının olduğuna dikkat çeken uzmanlar, yapılışı kolay bu çayın faydalarını aktardı. ELMA ÇAYI NASIL HAZIRLANIR?Elma çayı, yapımı son derece basit olan bir meyve çayıdır. Evde kolay bir şekilde hazırlanabilen bu çay, vücudun vitamin ve mineral dengesinin korunmasına yardımcı olur. Elma çayı, kişinin damak zevkine bağlı olarak kurutulmuş veyahut da toz şeklinde hazırlanabilir. Taze elma çayı hazırlamak için ise öncelikle elmanın iyice yıkanması, kabuklarının soyulması ve çekirdeklerinin çıkartılması gerekir. Sonrasında ise elma dilimleri, elmanın kabukları ile birlikte 2 su bardağı suyun içine aktarılır. Karışım kaynadıktan sonra ocaktan alınır ve 10 dakika kadar demlenmeye bırakılır. Bu aşamada çayın içerisin tarçın eklenerek lezzet artırılabilir. ELMA ÇAYININ FAYDALARI NELERDİR?Özellikle kış aylarında bol bol tüketilmesi tavsiye edilen elma çayının birçok faydası bulunmaktadır. Antioksidan, vitamin ve mineral bakımından zengin olan elma çayının öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Antioksidan bakımından zengin olduğu için vücut içinde bulunan serbest radikalleri etkisiz hale getirir.Bağışıklık sistemini güçlendirerek kişiyi hastalıklara karşı dirençli hale getirir.Sindirim sistemini düzenler. Lif bakımından zengin olduğu için dışkının kıvamını yumuşatır ve kabızlığın önüne geçer.Kan şekerini dengeler.Magnezyum, sodyum ve C vitamini bakımından zengin olduğu için kemik sağlığını olumlu yönde destekler. Kemik erimesine yakalanma olasılığını düşürür.Öksürük, boğaz ağrısı gibi üst solunum yolu rahatsızlıklarında gözlenen belirtilerin etkilerini giderir.İçerdiği bileşenler sayesinde bağırsak sağlığının korunmasını destekler. Bağırsakları büyük ölçüde temizler.Göz sağlığını destekler.Kötü kolesterolü düşürür.Kalp sağlığını korur.

Bu katkı maddesine dikkat! Birçok Avrupa ülkesinde yasaklı

9 Mayıs 2024 at 13:02
Hem helal- haram konusunda hem de sağlık konusunda birçok şüpheyi barındıran kimi gıda katkı maddeleri bulunan ürünlerden uzak durulmalı. Bu katkı maddesine dikkat! Şüpheli katkı maddelerinden birisi de "Tartrazin" maddesi. Tartrazin birçok Avrupa ülkesinde yasaklı. İnsanoğlu hayatını sürdürebilmesi için Allah'ın bahşettiği gıdalardan tüketmesi gereklidir. Endüstriyel gıda ürünlerinin yaygınlaştığı günümüzde gıda sektöründe en çok tartışılan konuların başında katkı maddeleri geliyor. Hem helal- haram konusunda hem de sağlık konusunda birçok şüpheyi barındıran kimi gıda katkı maddeleri bulunan ürünlerden uzak durulmalı. Zira dinimiz İslâm şüpheli şeylerden uzak durmamız konusunda bizleri uyarıyor. Şüpheli katkı maddelerinden birisi de "Tartrazin" maddesi. E102 KODUYLA BİRÇOK GIDA MADDESİNDE BULUNUYORE102 koduyla gıda maddelerinde kullanılan tartrazin maddesi daha çok yiyecek ve içeceklere özellikle sarı renk vermek için kullanılıyor. Tartrazin renklendirici; kekler, şekerlemeler, konserve sebzeler, peynirler, sakızlar, sosis, dondurma, portakallı içecekler, salata sosları, mevsim salataları, tatlı, reçel, unlu gıdalar, çerez, konserve balık, hazır çorbalar, alkolsüz meşrubatlar ve ketçap gibi geniş bir gıda yelpazesinde kullanılıyor. KURDEŞEN VEYA ASTIM ATAKLARINA NEDEN OLABİLİRTartrazin duyarlı insanlarda kurdeşen veya astım ataklarına neden olabilir. Tiroid tümörü, kromozom hasarı, hiperaktivite ve aspirin duyarlılığı gibi rahatsızlıklara sebep olabilir; Norveç ve Avusturya'da yasaklandı. 

SGK'dan son dakika açıklaması! 47 ilaç daha geri ödeme listesine alındı

9 Mayıs 2024 at 10:29
Gelen son dakika açıklamasına göre Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) düzenlemesi kapsamında 47 ilaç daha geri ödeme listesine alındı. Bunlardan 8’i yenilikçi kanser ilacıyken 10'u ise yerli ilaç olarak öne çıkıyor.  'Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ' Resmi Gazete'de yayımlandı. TOPLAMDA 47 İLAÇ DAHA GERİ ÖDEME LİSTESİNDESosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından bedeli ödenen ilaçlar listesine "akıllı ilaç" olarak da bilinen 8'i yenilikçi kanser ilacı, 21'i alerji aşısı, 2'si büyüme hormonu, 3'ü dirençli uyuz ilacı, 3'ü atopik dermatit ilacı, 2'si diyabet ilacı ve 3'ü psikoleptik/antidepresan olmak üzere toplamda 47 ilaç daha eklendi. Bİr diğer yandan 12 kanser ilacının ödeme alanı genişletilerek yeni tedavi seçeneği olarak hastaların erişimine sunuldu. İlaçlardan 10'unun yerli üretim olduğu belirtildi. VATANDAŞLARIN YENİLİKÇİ İLAÇLARA ERİŞİMİ SAĞLANACAKYapılan değişiklikle, vatandaşların mesane kanseri, prostat kanseri, akciğer kanseri, Dirençli Akut Myeloid Lösemi (AML), Kronik Lenfositik Lösemi (KLL), Multiple Myelom (MM) tedavilerinde kullanılan yenilikçi ilaçlara erişiminin sağlandığı bildirildi.

Dünden önceki günMilli Gazete

Aynı doktora 10 dakikada 4 randevu verildi mi? Hastaneden açıklama geldi

8 Mayıs 2024 at 17:27
İTO tarafından ortaya atılan bir belgeyle Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi’nde bir doktora 10 dakika içerisinde 4 farklı randevu verildiği iddia edilmişti. Ortaya atılan iddialarla ilgili Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi Başhekimliği’nden yazılı bir açıklama geldi. Yapılan açıklamada iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtilirken şu ifadelere yer verildi.

Prof. Dr. Hulusi Atmaca uyarıyor: Böbrek üstü bezi sorunu hipertansiyona yol açıyor!

8 Mayıs 2024 at 12:04
VM Medical Park Samsun Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği’nden Prof. Dr. Hulusi Atmaca, hormonal hipertansiyon hakkında önemli bilgiler verdi. "NEDENE YÖNELİK TEDAVİ YAPILMASI ÖNEMLİ"Hipertansiyonun tanımını yapan Prof. Dr. Atmaca, “Halk arasında ‘tansiyon hastalığı’ olarak isimlendirilen ve erişkin nüfusun yüzde 25’ini etkileyen hipertansiyon, kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin önemli bir sebebidir. Hastalığın uygun önlem ve tedavisi, bu ölümleri etkili bir şekilde azaltmaktadır. Etkili tedavi şartlarından biri de hipertansiyonun nedenini tespit edip nedene yönelik tedavi planlamasıdır” dedi. "HİPERTANSİYONUN YÜZDE 90 NEDENİ BİLİNMEZ"Hormonal hipertansiyon hususunda önemli bilgilere verenn Prof. Dr. Atmaca, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Hipertansiyonun yüzde 90 nedeni bilinmez, ancak yüzde 10 nedeni sekonder hipertansiyon olarak adlandırılan böbrek üstü bezi hipertansiyonuna yani hormonal hipertansiyona bağlı gelişir. Böbrek üstü bezi başlıca 3 çeşit hormon salgılamaktadır. Bu hormonlardan birinin aşırı salgılanması söz konusu olduğu hastalarda böbrek üstü bezi hipertansiyonu gelişir. Böyle hastalarda uygun ilaç tedavisi ile kan basıncı daha az ilaçla ve daha kolay kontrol altına alınabilmektedir. Ayrıca, uygun hastalarda aşırı çalışan böbrek üstü bezinin cerrahi olarak çıkarılmasıyla hastaların çoğunda hipertansiyon düzelir ve ilaç tedavisine gerek kalmaz. Bu yüzden tansiyonu olan hastalarda kimlerin böbrek üstü bezi veya hormonal hipertansiyon açısından taranması gerektiği sorusu önem kazanır.”"KİMLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜR?"Prof. Dr. Hulusi Atmaca, böbrek üstü veya hormonal tansiyonun bazı kişilerde daha sık görülebileceğini şu şekilde sıraladı: “Ataklar halinde tansiyonda ani yükselme ve düşmesi olanlar. Üç adet veya daha fazla ilaca rağmen tansiyonu kontrol altında olmayanlar. Aile bireylerinde yaygın tansiyon veya ani ölüm hikâyesi olanlar. Böbrek üstü bezinde kitlesi olanlar. Kan potasyum düzeyi düşük olanlar. Anestezi, entübasyon, cerrahi, gebelik, anjiografi sırasında hipertansif atak ve açıklanamayan şok hikâyesi olanlar. Hipertansiyonun genç yaşlarda (20 yaş öncesi) başlaması. Hipertansiyonun ileri yaşlarda (50 yaş üstü) başlaması ve deride çürükler, mor çatlaklar ve kas güçsüzlüğü olanlar.”Son olarak Atmaca, “Bahsi geçen özelliklerden en az birini taşıyanların böbrek üstü bezi veya hormonal tansiyon açısından endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanına başvurması gereklidir” uyarısında bulundu. Kaynak: İHA

Probiyotik ne işe yarar, faydaları nelerdir? İşte probiyotik içeren besinler...

8 Mayıs 2024 at 06:05
Sağlığa faydalı olan canlı mikroorganizmalar veyahut da mikrobiyal besinler olarak tanımlanan probiyotikler, bağırsak sağlığı ile doğrudan ilişkililerdir. Sindirim sistemi sağlığını destekleyen probiyotikler, ayrıca genel sağlık tablosunun iyileşmesine de katkıda bulunurlar. Probiyotik alımının dışarıdan yapılması mümkündür. Birçok besin probiyotik bakımından güçlü bir içeriğe sahiptir. Peki, probiyotikler ne işe yarar? Probiyotiklerin faydaları neler? İşte detaylar… PROBİYOTİKLERİN FAYDALARI NELERDİR?Yapılan araştırmalar neticesinde probiyotiklerin öne çıkan faydaları şu şekilde kayda geçmiştir: Bağırsaklarda bulunan yararlı bakterilerin dengede olmalarını destekler ve bu sayede de sindirim sağlığını iyileştirir. Özellikle kabızlık, gaz, şişkinlik, ishal gibi sorunların semptomlarını gidermede probiyotiklerin etkili oldukları bilinir.Bağırsaklarda bulunan sağlıklı mikroorganizmaların artmalarını destekledikleri için bağışıklık sistemi fonksiyonlarını olumlu etkilerler. Böylelikle hastalıklara ve enfeksiyonlara karşı doğal kalkan görevi görürler.Hem kötü hem de iyi bakterileri öldürme potansiyelinde olan antibiyotik kullanımının yan etkilerini giderirler.Laktoz intoleransı olan kişilerin süt ürünlerini daha iyi tolere etmelerine destek olurlar.Bazı probiyotik türlerinin vajinal flora sağlığını olumlu yönde etkiledikleri bilinmektedir.İltihaplı bağırsak hastalıklarının belirtilerini gidermede etkililerdir.PROBİYOTİK İÇEREN BESİNLERProbiyotik takviye olarak alınabileceği gibi yiyecekler yolu ile de alınabilir. Uzmanlara göre doğal yiyecekler ile alınan probiyotikler, insan sağlığı üzerinde çok daha büyük bir etkiye sahiplerdir. Yüksek oranda probiyotik içeren bazı besinler şu şekilde sıralanabilir: Yoğurt: En bilinen probiyotik kaynaklarındandır. Lactobaciluus bulgaricus ve streptococcus thermophilus içerir.Kefir: Birçok farklı probiyotiği içeriğinde barındırır.Turşu: Lahana, salatalık ve havuç başta olmak üzere diğer sebzelerin turşuları da probiyotik bakımından zengindir.Tempeh: Birçok kişi tarafından bilinmeyen tempeh, soya fasulyesinin fermantasyonu ile elde edilen bir besindir ve probiyotik bakımından zengindir.Mısır ekmeği: Maya ve laktik asit bakterileri ile fermente edilen türü, probiyotik bakımından son derece zengindir.   

Hamileler dikkat! Uzmanlar uyardı: O gıdaları kesinlikte tüketmemelisiniz!

7 Mayıs 2024 at 19:56
Gebelik süreci manevi açıdan her ne kadar son derece mucizevi bir süreç olsa da aynı zamanda anne adaylarını büyük ölçüde strese sokan bir süreçtir. Yeni doğacak bebeği için endişelenen ve ona henüz karnında iken en iyisini vermek isteyen anne adayları, özellikle beslenme ile ilgili sık sık araştırmalarda bulunurlar. Gebelikte beslenme, normal zamanlarda takip edilen beslenme sürecinden farklıdır. Gebelerin mutlaka uzak durmaları gereken bazı besin grupları bulunmaktadır. Ayrıca hamilelik sürecinde protein alımı da dikkat edilmesi gereken konu başlıkları arasında yer almaktadır. Peki, hamileler hangi besinlerden uzak durmalılardır? İşte konuya dair tüm merak edilenler… HAMİLELİKTE TÜKETİLMEMESİ GEREKEN BESİNLER HANGİLERİ?Hamilelerin en sık sordukları soruların başında gelen ‘Ne yememeliyiz?’ sorusu, uzmanlar tarafından yanıtlanmıştır. Yapılan çalışmalar, hamilelik sürecinde tüketilen bazı besin gruplarının hem bebek hem de anne sağlığı için faydalı olmadığını gözler önüne sermiştir. Hamilelik döneminde uzak durulması gereken başlıca besinler şu şekilde sıralanabilir: Az pişmiş veyahut da çiğ yumurtaPastörize edilmemiş süt ve süt ürünleriAz pişmiş/ çiğ et veyahut da et ürünleriAşırı çay veya kahve tüketimiŞeker içeren asitli içeceklerBitki veyahut da meyve çaylarıKabuklu deniz ürünleriMonosodyum glutamat içeren besinler (cips, çeşnili makarnalar, et/ tavuk bulyon, hazır çorba, hazır köfte baharatları vb.)Yukarıdaki besin grupları, hamilelik sürecini ve bebek sağlığını olumsuz etkileyebilmektelerdir. Yanı sıra normal zamanlarda olduğu gibi hamilelik döneminde de sigara ve alkol tüketiminden mutlaka uzak durulması gerekmektedir. GEBELİKTE PROTEİN ALIMI NASIL OLMALI?Protein, insan sağlığı bakımından son derece önemlidir. Hücre gelişiminin olmazsa olmazlarından olan proteinin, hamilelik sürecinde de eksik edilmemesi gerekmektedir. Bebeğin sağlıklı gelişmesi için beslenme düzenine dahil edilmesi gereken protein, hamilelik sürecinde normal döneme göre her gün 25 gram kadar daha fazla tüketilmelidir.

Sitrin taşı ne işe yarar, kadınlara faydaları nelerdir? Sitrin taşı nasıl temizlenir?

7 Mayıs 2024 at 19:53
Sitrin taşı, çeşitli kullanım alanları olan, sağlık için faydaları bulunan özel bir taştır. Bu yazıda, sitrin taşı ile ilgili çeşitli bilgiler aktaracağız. Sitrin taşının; anlamını, faydalarını, özelliklerini, nasıl kullanıldığını, nasıl temizlendiğini ve sitrin taşı alırken nelere dikkat etmek gerektiğini incelemek isterseniz; buyurunuz yazımıza... Sitrin Taşının Anlamı Nedir?Sitrin taşı, Fransızcada "limon" anlamına gelen citron kelimesinden ismini almıştır. Diğer adları arasında "para taşı", "tüccarın taşı" ya da "başarı taşı" bulunur. Bu isimler, taşın bal sarısı renginin güneşin ışığını ve pozitif enerjiyi yansıttığına inanılarak, kişiye; şans, bereket ve mutluluk getirdiği düşüncesi ile ortaya çıkmıştır. Sitrin Taşının Kadınlara Faydaları Nelerdir?Sitrin taşının pek çok faydası bulunmaktadır. Bu faydalar şöyledir: Zararlı alışkanlıklardan kurtulmaya yardımcı olur.Sinüzit ve migren gibi rahatsızlıkların semptomlarını azaltır.Stres, üzüntü ve endişe gibi olumsuz duygulardan uzaklaştırarak mental sağlığı korur.Kas ağrılarını hafifletir.Kan dolaşımını dengeler.Önemli iç organların sağlıklı bir şekilde işlevlerini sürdürmesine katkıda bulunur.Zihinsel gelişime destek olur.Beyin fonksiyonlarını geliştirir.Vücuda enerji verir.Elektronik cihazların yaydığı radyasyonun etkilerini azaltır.Yaşam kalitesini artırır.Sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur.Cesaret duygusunu artırarak ruhsal sağlığı destekler.Mide ve bağırsak rahatsızlıklarını önler.Rahat bir uyku sağlar. Kabus gören çocukların rahatlamasına yardımcı olur.Sitrin Taşının Özellikleri Nelerdir?Sitrin taşı, antik çağlardan beri kullanılan, 1. yüzyılda keşfedilen bir taştır. Hem Yunan hem de Roma kültürlerinde takı ve mücevher yapımında tercih edilmiştir. Bu taşın özellikleri şöyledir: En çok çıkarıldığı yer Brezilya olsa da; Amerika, İspanya, Madagaskar ve Rusya gibi ülkelerde de bulunur.Negatif enerjiyi pozitife dönüştürme özelliği sayesinde temizlenmeye ihtiyaç duymaz.Sitrin taşı, yapı ve görüntü olarak topaz ile benzerlik gösterir.Sertlik derecesi 7’dir.Sitrin Taşı Nasıl Kullanılır?Sitrin taşının kullanımı pek çok farklı şekilde olabilir. Öncelikle, sitrin taşı takı olarak kullanılabilir. Cilt ile temas etmesi, kişinin titreşimlerini yükseltir, çakralarını temizler ve duygusal olarak daha dengeli hissetmesine yardımcı olur. Özellikle enerji ve reiki çalışmalarında çakraların dengelenmesi için kullanılabilir. Sitrin taşı, meditasyon esnasında solar pleksus ya da sakral çakra alanına yerleştirilerek kullanılabilir. Ev ya dya çalışma masasında dekoratif bir obje olarak kullanmak da mümkündür; bu şekilde pozitif enerjiyi ve üretkenliği artırır. Sitrin Taşı Nasıl Temizlenir?Sitrin taşı, doğal bir kristal olduğu için temizlenmeye ihtiyaç duymaz; çünkü negatif enerjiyi kolayca pozitif enerjiye dönüştürebilir. Ancak; yine de taşınızı temizlemek isterseniz birkaç yöntem mevcuttur. Bunlardan biri ultrasonik temizleyiciler kullanmaktır. Diğer bir seçenek ise, sitrin taşını ılık su ve bir sabun ile temizlemektir. Sitrin taşını temizlerken sıya maruz bırakmamak önemlidir; çünkü yüksek sıcaklıklar taşın renginde değişikliklere neden olabilir. Bu nedenle, temizlik işlemi sırasında; ısı, güneş ve buhar gibi etkenlerden kaçınılmalıdır. Sitrin Taşı Alırken Nelere Dikkat Etmek Gerekir?Sitrin taşı alırken, doğru seçimi yapabilmek için bazı önemli noktalara dikkat etmek gerekir. Gerçek sitrin taşlarında renk şeritleri bulunmaz; renk geçişi daha doğal ve akıcıdır. Ayrıca, içlerinde; kabarcık, boşluk ya da baloncuk bulundurmazlar. Özellikle ısıtılmış ametist ya da limon kuvarsın sitrin taşı olarak satılması gibi durumlar sıkça görülür. Bu yüzden, orijinal ve kaliteli sitrin taşı almak isteyenler güvenilir satıcılara başvurmalıdır.

Kene tehlikesi kapıda! Prof. Dr. Mehmet Bakır, çiftçileri keneye karşı uyardı!

7 Mayıs 2024 at 13:43
İlkbahar mevsiminin gelmesiyle birlikte kene popülasyonunda da artış gözleniyor. Özellikle tarım alanlarında çalışan kişiler kene ısırıklarına karşı daha fazla risk altında bulunuyor. Kene ısırıkları sadece kaşıntı ve kızarıklığa yol açmakla kalmayıp, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) gibi ölümcül olabilen hastalıklara da neden olabiliyor. Medicana Sivas Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Bakır, yaptığı açıklamada çiftçileri kene tehlikesine karşı uyardı. "HAVALARIN ISINMASIYLA KENE RİSKİ ARTIYOR!"Havaların ısınmasıyla birlikte insanların kene ile temas riskinin arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Bakır, şu şekilde konuştu: “İlkbaharın gelmesi ile birlikte hem kene aktivitesinde artış hem de insanların doğadaki aktivitelerinde artış meydana geliyor. Bu nedenle kene temas riski artıyor ve kene tutunması ile gelen olgu sayısı artıyor. Buna çok yönlü bakma gerekiyor. Doğada, tarımsal alanlarda yapılması gerekenler var, hayvancılıkla uğraşan kişilerin yapması gerekenler var. Bir de kene tutulmasının ardından alınması gereken önlemler var. Bizim yöremizde çiftçilik ve hayvancılık birlikte yapılır. Çiftçilikle uğraşan kişiler kırsala gittiğinde bilmeyerek kene temasları yaşayabiliyorlar. Keneler sadece evcil hayvanlarda olmuyor. Tarımsal alanlara giderken kişinin dikkat etmesi gerekiyor.” "KİŞİLERİN GİYİMİNE DİKKAT ETMESİ GEREKİYOR"Arazide çalışan veya piknik yapan vatandaşlara yönelik uyarılarda bulunan Prof. Dr. Mehmet Bakır, şunları kaydetti: “Kişilerin giyimine dikkat etmesi gerekiyor. Vücudunda açık yer bırakmaması gerekiyor. Kollar, bacaklar ve karın bölgesinin kapalı olması gerekiyor. Mümkünse çizme giyilmesini öneriyoruz. Keneler çalılık ve otluk alanlardan yürüyerek vücuda tutunur. Kapalı giyildiğinde bunun önüne geçilmiş oluyor. Açık renkli giyişiler giyilmesini öneriyoruz. Kene, açık renkli kıyafetler üzerinde kolay fark ediliyor. Görevi gereği veya piknik yapmak için araziye çıkanların döndükten sonra kene taraması yapması gerekiyor."

Aynı doktora 10 dakikada 4 hasta: Bu sağlık sistemi şiddet doğurur

7 Mayıs 2024 at 13:43
İstanbul Tabip Odası, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya çağrıda bulunarak  “Bu uygulamanın sağlıkta şiddet ve malpraktis davalarında artış dışında sonuçları olacaktır” açıklaması yaptı. Doktorların ülkeyi terk etmesiyle birlikte doktor sayısındaki azalma ve yetersizlikler hastanelerde yığılmalara neden olurken, Sağlık Bakanlığı hastanelerdeki yığılmanın önüne geçilmesi amacıyla randevu süre aralığını 6 Ekim 2022’de 10 dakikadan 5 dakikaya düşürdü.  10 DAKİKADA 4 RANDEVU İstanbul Tabip Odası (İTO) sosyal medya hesabından konuyla ilgili bir görsel paylaştı. İstanbul'da bir eğitim araştırma hastanesinin 8 Mayıs randevu ekranını paylaşan İTO, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı da etiketleyerek, “Sağlık 2 dakikaya sığmaz!” dedi. BU YANLIŞ UYGULAMA SAĞLIKTA ŞİDDET DOĞURURİstanbul Tabip Odası, başka bir paylaşımında ise bir meslek mensubunun, mesleğini uyguladığı esnada ortaya çıkan hatalı hareketleri için kullanılan malpraktiste de vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı: “MHRS ekranında hastaya randevu süresi 10 dakika olarak görülüyor. Aynı 10 dakikaya 3-4 hastaya randevu veriliyor. Doktor ekranı bu şekilde görülüyor. Uyarıyoruz; bu uygulamanın sağlıkta şiddet ve malpraktis davalarında artış dışında sonuçları olacaktır.”      

MHRS'de yeni düzenleme! Sağlık Bakanı Koca tarih verdi

7 Mayıs 2024 at 12:47
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Merkezi Hekim Randevu Sistemi'nde (MHRS) yapılacak yeni düzenlemelere ilişkin detayların 9 Mayıs Perşembe günü basın toplantısıyla açıklanacağını duyurdu. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen Kabine Toplantısı sonrasında açıklama yapan Bakan Koca, MHRS'de yapılacak düzenlemelerin önemine vurgu yaparak, 9 Mayıs Perşembe günü tüm basın mensuplarını kapsamlı bir değerlendirme toplantısına davet etti. Konuyla ilgili yapılan toplantılarda alınan kararların ayrıntılarını açıklamayan Koca, perşembe günü gerçekleşecek basın toplantısında sağlık sistemi ve yönetim koordinasyonu hakkında tüm adımların detaylı bir şekilde paylaşılacağını ifade etti. Sağlık Bakanı, vatandaşları en açık ve şeffaf şekilde bilgilendireceklerini belirterek, yeni düzenlemelerin kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılacağını söyledi. Koca yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Bu perşembe tüm basın mensuplarımızı bekliyoruz. Kapsamlı bir değerlendirme yapacağız. Sağlık sistemimizi ve sağlık yönetiminin koordinasyonu konusunda tüm adımları birinci elden duyacaksınız. Bugüne kadar olduğu gibi vatandaşımızı en açık ve şeffaf şekilde bilgilendireceğiz"

E kodu nedir, hangi ürünlerde kullanılıyor, kimler tarafından veriliyor?

7 Mayıs 2024 at 12:47
Endüstriyel gıdanı vazgeçilmezi katkı maddeleri E kodu simgesiyle belirtiliyor. E kodları neyi ifade eder, hangi ürünlerde kullanılır ve kimler tarafından verilir? Hayatımızı idame ettirmek için gıdaya ihtiyacımız var. Rabbimizin emri tükettiğimiz gıdaların helal ve temiz olması olmazsa olmaz şart. Günümüzde endüstriyel gıdaların raflarda yerini almasıyla birlikte gıdalarla kullanılan katkı maddeleri de her daim tartışma konusu oldu. Günümüzde önemli bir tartışma konusu olan ve endüstriyel sektör haline gelen gıda maddelerinin içerisinde kullanılan katkı maddelerinde genelde E kodu kullanılır. E kodları neyi ifade ediyor hangi ürünlerde kullanılıyor ve kimler tarafından verilir? DOĞAL VEYA SENTETİK OLSUN KATKI MADDELERİ E KODUYLA GÖSTERİLİYORGıdalarda katkı maddelerinin kullanımlarıyla ilgili olarak CAC tarafından önerilen ilkeler Avrupa Topluluğu (EC) tarafından da benimsen ve yayınlanan bir direktifle yürürlüğe girmiştir. Avrupa Topluluğu Bilimsel Komitesi tarafından incelenerek, gıda katkı maddesi olarak kullanılmalarında sakınca görülmeyen maddelere ise topluluğum onayını belirleyen E numaraları verilmiştir. Gıda katkı maddelerini tanımlamak ve herhangi bir karışıklığa yol açmamak için kullanılan Avrupa Birliği’nin (EC) simgesi olarak E harfi ve üç veya 4 rakamlı sayıdan ibaret kodlardır. Avrupa Birliği tarafından her katkı maddesi için belirlenir. Doğal veya sentetik olsun gıda maddelerinde kullanılan ve katkı maddesi olarak tanımlanan tüm kimyasallar bu kodlama sisteminin içindedir. 8000’İN ÜZERİNDE GIDA KATKI MADDESİ VARTürk Gıda Kodeks Yönetmeliğinde Avrupa Kodu olan E numaraları ile belirtilen tüm katkılar, gerek CAC gerekse EC listelerinde yer alan ve kullanımı değişik şartlarda ve değişik gıdalarda onaylanan maddelerdir. 8000’in üzerinde gıda katkı maddesi bulunmaktadır (16).  Türk Gıda Kodeksi yönetmeliğinde izin verilen aroma maddelerinin dışındaki katkı maddesi sayısı 400 civarındadır. E numarası alan katkı maddelerinin sayısı sürekli değişmektedir.  Halen kullanılmakta iken zararları ortaya çıkmış olanlar iptal edilirken yani katkı maddeleri de ilave edilebilmektedir. Fakat bu E kodu belirlenirken helal hassasiyeti gözetilmemektedir.  Bir maddenin "E" numarasına sahip olması direkt olarak zararlı veya zararsız olduğu hakkında bilgi vermez. Ancak "E" numarası olmayanlara göre bir olumlu özellik olarak değerlendirilebilir.  Bundan başka INS (The International Numbering System) veya CAS (Chemical Abstract Service) Numarası gibi daha genel numaralandırma sistemleri de vardır. ‘E KODU’NDA HELAL ŞARTI YOKKatkı maddelerinin üretiminde kullanılan maddeler geniş bir alana sahiptir.  Bazı katkı maddeleri bitkisel artıklardan yapılmaktadır.  Mesela Pektin (E440), Karragenan (E407), Keçi boynuzu zamkı (E410), Klorofil (E140), Agaragar (E406).  Hayvan veya artıklardan elde edilen katkı maddeleri de bulunmaktadır.  Örnek olarak Jelatin(E441) domuz yada sığır veya diğer hayvanların kemik ve deri artıklarından, Karmin(E120) kırmızı bitten,  Şellak (E904)  yine bir bit türünden, Kasitin (E920) insan at veya domuz kılından, Rennin sığır ve davar midesinden, Pepsin domuz midesinden elde edilmektedir.  Bir kısım katkı maddeleri ise hem hayvan artıklarından, hem bitki artıklarından, hem de sentetik olarak üretilmektedir.  Bu gruba da (E475) Gliserin, (E322) Lesitin, (E471) Mono ve Digliseridler, (E160) Betakarotenler, ( E210) Benzoik asit gibi maddeleri de örnek olarak verebiliriz (30). Burada Türk Gıda Kodeksi her ne kadar,  1997 de yürürlüğe giren Yönetmeliğe göre, ürünlerin etiketlerindeki içindekiler kısmında ürüne katılmış olan katkı maddesinin fonksiyonu, adı, E kodu ve hayvani menşe eli ise hayvanın cinsi yazılmak zorunda olsa da bu hayvanların helal kesim olup olmadığı ya da domuzdan elde edilip edilmediği belli değildir.

"Hint safranı" olarak bilinen zerdeçalın faydaları nelerdir, neye iyi gelir? Zerdeçal zayıflatır mı?

5 Mayıs 2024 at 06:44
Zencefil ailesine mensup olan zerdeçal, oldukça faydalı bir bitkidir. İçeriğindeki kurkumin bileşiği ile tanınan zerdeçal, Hindistan yarımadası ve Güneydoğu Asya'ya özgü bir bitki olup sindirim sorunlarından cilt hastalıklarına, yaralardan enfeksiyonlara kadar pek çok alanda kullanılmaktadır. Bu makalede, zerdeçal ile ilgili çeşitli ayrıntılara değinecek, faydalarından ve nasıl tüketilebileceğinden bahsedeceğiz. Zerdeçal Nedir?Zerdeçal, zencefil ailesinin üyesi bir bitki olup, kurkumin bileşiği sayesinde sağlık üzerine pek çok faydası bulunur. Anavatanı Güneydoğu Asya olan bu bitki, sarı çiçekleri ve altın-turuncu renkli kökleri ile dikkat çeker. Aynı zamanda "hint safranı" olarak da bilinir ve antiinflamatuar özellikleri ile sindirim ve karaciğer sorunlarından cilt hastalıklarına kadar geniş bir yelpazede etkilidir. Zerdeçalın içeriğinde, canlı sarı rengini veren kurkumin gibi kurkuminoidler bulunurken; uçucu yağlar, proteinler ve reçineler gibi besin ögeleri de mevcuttur. Hafif keskin ve acımsı bir tadı vardır ve salatalara ve yemeklere aroma katmak için kullanılabilir. Günlük olarak 1-2 kaşık toz halinde tüketilmesi, bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkı sağlar. Zerdeçalın faydaları arasında; ağrıları hafifletme, iltihabı azaltma, kalp sağlığını koruma, bilişsel fonksiyonları destekleme, bağırsak sağlığını iyileştirme ve cildi canlandırarak parlaklık kazandırma gibi etkiler yer alır. Ayrıca, içerdiği kurkumin sayesinde serotonin ve dopamin seviyelerini artırarak depresyon gibi duygudurum bozukluklarının tedavisine yardımcı olur. Zerdeçalın Faydaları Nelerdir?Zerdeçalın sağlık üzerine bilinen pek çok faydası bulunur. Bu faydalardan bazıları şöyledir: ltihabı önleyerek eklem ağrılarını azaltır.Üst solunum yolu enfeksiyonlarının belirtilerini hafifletir.Yaşlanmayı geciktirici etkisi vardır.Mikrop ve bakteriler ile savaşarak hastalıklara karşı koruma sağlar.Karaciğer fonksiyonlarını iyileştirir ve toksinlerden arındırmaya yardımcı olur.Kanser hücrelerinin yayılmasını engellemeye yardımcı olur.Kan şekerini dengeleyerek kalp sağlığını destekler.Depresyonun etkilerini azaltır.Bağışıklık sistemini güçlendirir.Sindirim sistemini düzenler ve; şişkinlik, gaz ve hazımsızlık gibi sorunlara iyi gelir.Cilt sağlığını destekler; akne, egzama ve sedef hastalığı gibi rahatsızlıkları yatıştırır.Hafızayı güçlendirir; Alzheimer gibi hastalıkların tedavisine katkı sağlar.Zerdeçal Neye İyi Gelir?Zerdeçal, sağlık açısından pek çok yönden fayda sağlar; özellikle nörolojik sağlık üzerinde olumlu etkileri bulunur. Zerdeçal, pek çok hastalığın tedavisinde kullanılabilir. Bu hastalıklar arasında özellikle kalp ve damar sağlığını etkileyenler öne çıkar. Ayrıca, düzenli tüketimi ile zerdeçal, kanser ve metabolik sendrom risklerini azaltır. Zerdeçalın yapısındaki bileşenler, beyinde bulunan nöronların onarımını destekler. Bu sayede beyin daha güçlü sinapslar oluşturarak hafızayı güçlendirir. Zerdeçal Zayıflatır Mı?Zerdeçalın zayıflamaya yardımcı olup olmadığı konusundaki araştırmalar ilgi çekici sonuçlar ortaya koymaktadır. 2018 yılında gerçekleştirilen bir çalışmada, kurkuminin vücut kitle indeksi, kilo, bel çevresi ve leptin seviyelerinde belirgin bir azalma sağladığı gözlemlenmiştir. Zerdeçal Nasıl Tüketilebilir?Zerdeçalın faydalarından yararlanmak isteyenler için doğru kullanım yöntemlerini bilmek gerekir. Zerdeçal, çoğunluk ile yemeklere toz olarak eklenerek tüketilir. Özellikle fırında yapılan yemeklerde ya da çorbalarda renk ve aroma katmak için kullanılır. Soslarınıza da lezzet vermek amacı ile zerdeçal ekleyebilirsiniz ya da et, tavuk gibi ürünlerin marinesinde kullanabilirsiniz. Ayrıca, omlet ya da çırpılmış yumurtaya baharat olarak ekleyerek de kullanabilirsiniz. Zerdeçal; smoothie, süt, çay veya kahve gibi içecekler ile de tüketilebilir; ancak kurkuminin emilimini artırmak için; karabiber, zeytinyağı, avokado ya da yağlı tohumlar ile birlikte kullanılması önerilir.

❌
❌