Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Bugün — 11 Haziran 2024Milli Gazete

Yaz ayları kabusa dönüşmesin, gıda zehirlenmelerinden korunmak mümkün

11 Haziran 2024 at 01:14
Dünya Sağlık Örgütü ve BM Gıda ve Tarım Örgütü, gıda güvenliği ve buna bağlı olarak da hastalıkların önlenmesi amacı ile 7 Haziran tarihini ‘Dünya Gıda Güvenliği Günü’ olarak ele alıyor. 7 Haziran tarihinde Dünya Gıda Güvenliği Günü kapsamında farkındalığı artırabilmek adına çeşitli açıklamalarda bulunan uzmanlar, gıda zehirlenmesi tehlikesine dikkat çekti. SENEDE 600 MİLYON BAŞVURUAçıklanan son verilere göre senede 600 milyon kişi, güvenli olmayan gıdalardan kaynaklanan hastalıklar sebebi ile hastanelere başvuruda bulunuyor. Bu kitlede yaşamını yitiren kişi sayısının 420 bin olduğunu belirten uzmanlar, özellikle 5 yaşın altında olan çocukların tehlikede olduklarını ifade ediyorlar. BULAŞICI HASTALIKLARA DİKKAT ÇEKİLDİSabri Ülker Vakıf Beslenme ve Bilimsel İletişim Yöneticisi Uzman Diyetisyen Özge Dinç Coşkun, yaz aylarında meyve ve sebze çeşitliliğinin yanı sıra hijyenin de mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtiyor. Yaz mevsiminde artan meyve ve sebze çeşitliliğine bağlı olarak tüm zincirlerde besin zehirlenmesi riskinin oluştuğunu belirten Coşkun, “Gözle görülmeyen bakteri, virüs, parazit ya da kimyasal maddelerin bozulmuş gıda ve suyla vücuda girmesi neticesinde bulaşıcı hastalıklar oluşuyor” ifadelerini kullandı. GIDA ZEHİRLENMESİNDEN NASIL KORUNULUR?Yapılan araştırmalara göre gıda güvenliği özellikle 5 yaşın altında olan çocuklar için büyük bir sorun oluşturuyor. Her sene dünyanın çok çeşitli yerlerinde küçük çocukların gıda kaynaklı rahatsızlıklara yakalandıklarını belirten uzmanlar, tüketicileri ‘basit’ olarak değerlendirilen bu konu ile ilgili uyarıyorlar. Gıda zehirlenmesinden korunmanın yolu, doğru meyve ve sebze tercihinden geçiyor. Alışverişte çürük, hasar görmüş ya da küflü olan ürünlerin tercih edilmemeleri gerekiyor. Paketler halinde satılan ürünlerde ise sıvı birikiminin olmamasına dikkat edilmesi gerekiyor. Satın alınan sebze ve meyvelerin yaz aylarında eve gelir gelmez buzdolaplarına yerleştirilmeleri gerekiyor. Çabuk bozulma potansiyeli olan et, yumurta, balık ve süt gibi gıdaların ise kesinlikle açıkta bırakılmamaları gerekiyor. Gıda zehirlenmesi riskinin sıfırlanabilmesi için büyük boyutlarda olan meyve ve sebzelerin bol su ile ve mutlaka ovalanarak yıkanmaları gerekiyor. Boyut olarak daha küçük olan ürünlerin ise kevgirden geçirilmeleri tavsiye ediliyor.

Sabahları aç karna içince mideyi ve kalbi coşturuyor, suya eklemek yeterli

11 Haziran 2024 at 01:12
Sağlıklı yaşama ilişkin çok çeşitli paylaşımların olduğu günümüz koşullarında birçok uzmandan konuya yönelik öneriler gelmeye devam ediyor. Son olarak limonlu su tüketimine dikkat çeken uzmanlar, sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için bu içeceğe mutlaka bir şans verilmesi gerektiğini belirtti. LİMONLU SU TÜKETİMİNİN FAYDALARISabahları uyanır uyanmaz limonlu su içilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, bu mucizevi içeceğin faydalarını paylaştı. Bu karışımın ilk olarak vücudu toksinlerden arındırma gibi önemli bir göreve sahip olduğunu belirten uzmanlar, ayrıca ödem şikayetlerine de bu içeceğin etki ettiğini vurguladı. C vitamini bakımından zengin olan limonlu suyun bağışıklık sistemini güçlendirdiğini belirten uzmanlar, böylelikle hastalıklara yakalanma olasılığını düşeceğini ifade etti. Antioksidan içeren içeceğin cilt sağlığını da desteklediğini ifade eden uzmanlar, ayrıca ağızda oluşan bakterilerin de bu içecek ile yok edilebileceğinin altını çizdi. Uzmanlara göre limonlu su tüm bu faydalarının yanı sıra vücut içi iltihaba da direkt olarak etme gibi bir özelliğe sahip. Romatizma belirtilerini zaman içinde gideren limonlu su, ayrıca kişinin güne çok daha enerjik başlamasına da yardımcı oluyor. LİMONLU SU İÇMENİN YAN ETKİLERİ VAR MI?Limonlu su mide ve kalp sağlığını büyük ölçüde destekleyen bir içecektir. Ancak tüm bu faydalarının yanı sıra bazı bünyelerde yan etkilere de sebep olabilen bu içecek, dikkatli tüketilmelidir. Limonlu su, reflü ve mide yanması şikayetleri olan kişiler tarafından tüketilmemelidir. Yanı sıra içeceğin fazlaca tüketilmesi diş minesine zarar verebilir. Aşırı demir emilimine yol açabileceği için özellikle anemi teşhisi olan kişiler tarafından sık tüketilmemesi gereken bu içecek, hamileler tarafından da ölçülü tüketilmelidir. Limonlu su safra ve böbrek sorunları yaşayan kişiler tarafından da her gün tüketilmemelidir. Bu içeceğin böbrek ve safra sorunu yaşayan kişilerde taş oluşumunu tetiklediği bilinmektedir. LİMONLU SU NASIL İÇİLMELİ?Metabolizmayı hızlandıran ve böylelikle de kilo verme sürecine katkıda bulunan limonlu su, sabahları aç karna tüketilmelidir.  

Bu sebzeyi düzenli tüketenin karaciğer sorunu kalmayacak

11 Haziran 2024 at 01:06
Baharın habercilerinden olan enginar, birçok kişi tarafından severek tüketilen sebzeler arasındadır. Kalbi, yaprağı ve sapı ile adeta şifa dağıtan bu sebze, uzmanların tavsiyelerine de sık sık konu olur. Enginar, kullanım alanı son derece geniş olan bir sebzedir. Gerek çorba gerek yemek gerek ise de içecek olarak tüketilebilen bu sebze, güçlü içeriği ile insan sağlığını destekler. Peki, enginar neye iyi gelir? Enginarın faydaları nelerdir? İşte ayrıntılar… TAM BİR KARACİĞER DOSTUC vitamini ve besin lifi bakımından zengin olan enginar, kötü kolesterolün dengelenmesinde etkilidir. Özellikle enginarın yaprakları ile hazırlanan yiyecek ve içecekler, karaciğer sağlığının kontrol altında tutulmasına yardımcı olur. Vitamin ve minerallerin yanı sıra antioksidanlar bakımından da zengin olan enginar, karaciğeri toksinlerden arındırır. Toksinlerden arınan bir karaciğer daha düzenli ve sağlıklı çalışacağı için kişinin hayat kalitesi de artmış olur. ENGİNARIN MUCİZEVİ FAYDALARIEnginar, karaciğerin yanı sıra vücudun diğer organları üzerinde de son derece büyük bir etkiye sahiptir. 100 gram enginar tüketen bir kişi, günlük besin lifi ihtiyacının yüzde 20’sinden fazlasını karşılamış olur. Bu da sindirim sistemini iyileştirir. Demir eksikliği kaynaklı anemi üzerinde de etkili olan enginar, kişinin kan değerlerini iyileştirir. Yanı sıra bağışıklık sistemini de güçlendiren bu sebze, özellikle mevsim hastalıklarına yakalanma olasılığını düşürür. Enginarın K vitamini bakımından zengin olduğu bilinir. 100 gramında günlük K vitamini ihtiyacının yüzde 18’ini barındıran bu sebze, kemik sağlığını destekler. İdrar söktürücü özelliği ile de bilinen enginar, böbrek sağlığını korur. Ayrıca cilt sağlığını da destekleyen bu sebze özellikle mantar ve egzama gibi rahatsızlıkların belirtilerini gidermede etkilidir. ENGİNAR NASIL TÜKETİLMELİ?Enginar, çok çeşitli yöntemler ile hazırlanabilen bir sebzedir. Arzu eden enginarın yemeğini arzu eden ise dolmasını yapabilir. Ayrıca enginardan muhteşem bir detoks suyu da hazırlanabilir. Kısacası enginar hem sapı hem yaprağı hem de kalbi tüketilebilen ve damak zevkine göre her türlü yemekte kullanılabilen güçlü bir sebzedir.  

Dün — 10 Haziran 2024Milli Gazete

Sivas'ta KKKA hastalığı tanılı 22 pozitif vaka tespit edildi

10 Haziran 2024 at 22:39
Sivas Valiliği, kentte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı tanılı 22 pozitif vaka tespit edildiğini bildirdi. Valilikten yapılan açıklamada, Sivas ve çevre illerde mevsim ve çevre değişkenleri etkisiyle dönemsel görülen kene nedenli KKKA vaka sayısında artış görüldüğü belirtildi. Sivas'ta 22 pozitif KKKA tanılı vakanın tespit edildiği aktarılan açıklamada, "Maalesef 3 vatandaşımız vefat etmiştir. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği'nde 2 olası, 3 kesin KKKA tanılı hastamızın tedavileri devam etmektedir." ifadeleri yer aldı. Vatandaşların kene tutunması konusunda dikkatli olmaya ve önlem almaya davet edilen açıklamada, şüpheli durumlarda sağlık merkezlerine başvuru yapmaları tavsiye edildi. Açıklamada, keneye karşı alınacak önlemler hakkında da bilgiler paylaşılarak, şu ifadelere yer verildi: "Vücudunuza tutunan keneye çıplak elle dokunmamalı, tutunan kene çıkarmamalı, zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Hayvanların üzerindeki kene elle çıkarılmamalıdır ayrıca hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir. Hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini almalıdır. Kene tutunmasından sonra, 10 gün içinde halsizlik, iştahsızlık, ateş, vücut ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma ve ishal şikayetlerinden herhangi birini görülürse, zaman kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır."

Pelin otu çayı nasıl yapılır, faydaları nelerdir?

10 Haziran 2024 at 05:50
Doğal içerikleri kullanarak şifalanmanın yollarını arayan pek çok kişi, son dönemlerde pelin otunu araştırmaktadır. Arama motorları aracılığı ile yapılan sorgulamalar, birçok kişinin pelin otunun kullanım alanlarını ve faydalarını merak ettiğini göstermektedir. Pelin otu, bileşikgiller familyasına ait bir bitkidir. Marmara, Akdeniz ve Ege’de sık sık görülen bu bitki, yabani olarak yetişmektedir. Özellikle bağırsak solucanları üzerinde etkili olduğu bilinen pelin otu, alternatif tıpta geniş bir yere sahiptir. Sıklık ile çay olarak tüketilen bu otun ayrıca bağışıklık sistemi üzerinde de etkili olduğu bilinmektedir. Peki, pelin otu çayı nasıl yapılır? Pelin otu çayı neye/ nelere iyi gelir? Pelin otu çayının yan etkileri nelerdir? İşte konuya dair tüm merak edilenler… PELİN OTUNUN FAYDALARI NELERDİR?Doğada kendiliğinden yetişen yabani bir ot olduğu bilinen pelin otunun insan sağlığını çok çeşitli açılardan desteklediği bilinmektedir. Yapılan araştırmalar neticesinde pelin otunun öne çıkan faydaları şu şekilde kayda geçmiştir: Acı maddelerce zengin olan pelin ot vücudu uyararak iştahın açılmasına yardımcı olur.Mide sorunlarına iyi gelir.Besinlerin daha kolay sindirilmesine yardımcı olur.Stres ve gerginlik belirtilerini gidererek kişinin sakinleşmesini sağlar.Bağırsak spazmlarını giderir.Besinlerin emilim hızını artırır.Gaz, ağrı ve hazımsızlık gibi şikayetlerin semptomlarını hafifletir.Bağırsaklarda gözlenen parazitlerin ve solucanların kısa süre içerisinde düşürülmesine yardımcı olur.Kan dolaşımını düzenler.Antioksidan bakımından zengin olduğu için vücudu serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı korur.Bağışıklık sistemini doğal olarak güçlendirdiği için hastalıklara yakalanma olasılığını düşürür. Mevcut hastalıkların ise daha kısa süre içerisinde atlatılmasına yardımcı olur.Uykusuzluk semptomlarını gidererek uyku kalitesini artırır.Yüksek ateşin düşürülmesine yardımcı olur.PELİN OTU ÇAYI NASIL YAPILIR?Pelin otu sıklık ile çay olarak tüketilen bir bitkidir. Bu çay, son derece kolay bir şekilde hazırlanabilmektedir. Pelin otu çayı için 1 tatlı kaşığı kurutulmuş pelin otunun üzerinde 1 bardak kadar kaynar suyun eklenmesi yeterlidir. Demlenme süresi 10 dakika olan pelin otu çayı sürenin sonunda süzülür ve isteğe bağlı olarak bal ve limon ile tatlandırılabilir. Pelin otu çayı içerik bakımından son derece güçlü olduğu için günde en fazla iki fincan olacak şekilde tüketilmelidir. Bu dozun üzerine çıkmak, ciddi sağlık sorunlarının gözlenmesine yol açabilir. Ayrıca 2 hafta boyunca düzenli olarak pelin otu çayı tüketilmesi halinde mutlaka 2- 3 haftalık bir aranın verilmesi gerekir. PELİN OTU CİLT İÇİN NASIL KULLANILIR?Pelin otunun cilt için kullanıldığı da bilinmektedir. Ancak bu uygulamada otun kendisinden değil yağ formundan destek alınır. 2- 3 damla pelin otu yağının ciltteki tahrişin azalmasında etkili olduğu gözlenmiştir. 10 dakika kadar ciltte bekletilen yağın sonrasında mutlaka soğuk su ile durulanması gerekmektedir. Bu uygulama haftada 2 kere olacak şekilde tekrarlanabilir. Ancak yağ tüm cilde uygulanmadan önce mutlaka küçük bir alanda test edilmelidir. Bu, olası alerjik reaksiyonların zararlarının önüne geçilebilmesi açısından son derece önemlidir. PELİN OTU ZARARLI MI?Pelin otu, aşırı tüketilmesi halinde zararlı olabilir. Özellikle kronik rahatsızlıkları olan kişilerin, hamilelerin, emziren anneleri ve düzenli olarak ilaç kullanan kişilerin pelin otu tüketmemeleri gerekmektedir. Ayrıca alerjik bünyeleri olan kişilerin de pelin otu tüketmekten kaçınmaları gerekmektedir.

Pekmez ile limon karışımı faydaları nelerdir, neye iyi gelir?

10 Haziran 2024 at 05:40
Sağlıklı bir yaşam sürmek isteyen pek çok kişi doğal içeriklerden yararlanmanın yollarını arar. Doğanın bizlere sunduğu mucizevi besinleri hem tek tek hem de bir arada değerlendiren alternatif tıp uzmanları, son dönemlerde özellikle pekmez- limon karışımının faydalarını gündeme getirmeye başladı. Pekmez- limon karışımının tam bir şifa kaynağı olduğuna dikkat çeken uzmanlar, düzenli olarak bu karışımı tüketen kişilerin bağışıklık sistemlerinin güçleneceğini ifade etti. Bizler de sizler için pekmez- limon karışımının öne çıkan faydalarını araştırdık. İşte ayrıntılar… PEKMEZ- LİMON KARIŞIMININ FAYDALARI NELERDİR?Pekmez ve limon hemen hemen her mutfakta bulunan iki güçlü besindir. Bu besinler tek başına tüketilmelerinin yanı sıra bir arada da bir karışım şeklinde tüketilebilirler. Pekmez- limon karışımının öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Öksürük krizlerini dindirir.Boğazda hissedilen ağrı ve kaşıntı gibi semptomları giderir. Aynı zamanda boğaz iltihaplarını da kurutur.Grip ve nezleye bağlı olarak gelişen semptomları geçirir. Bağışıklık sistemini güçlendirerek bu hastalıklara yakalanma olasılığını düşürür.Kansızlık tedavisini destekler. Düzenli tüketilmesi halinde kansızlık belirtilerinin nerede ise tamamını yok eder.Kişiye enerji vererek yorgunluk ve halsizlik semptomlarını giderir.Vücudu serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı doğal olarak korur.Açlık hissini geciktirerek kilo verme sürecini hızlandırır.PEKMEZ- LİMON KARIŞIMI NASIL HAZIRLANIR?Pekmez- limon karışımını hemen hemen herkes dakikalar içerisinde hazırlayabilir. Bu pratik tarif için yarım limonun suyu, 3 yemek kaşığı pekmez ve isteğe bağlı olarak yardım bardak içme suyu yeterlidir. Tüm malzemeler karıştırıldıktan sonra karışım tüketilmeye hazır hale gelir. PEKMEZ- LİMON KARIŞIMI HER GÜN İÇİLİR Mİ?Doğal içeriklerin tamamı birçok kişi için faydalı olsa da her besinde olduğu gibi bu tip besinlerde de tüketim dozuna ve sıklığına dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda pekmez- limon karışımının faydalarını hayatlarına dahil etmek isteyen kişiler de karışımın ne sıklık ile tüketilmesi gerektiğini merak etmektelerdir. Günlük tüketime uygun olan pekmez- limon karışımın genel olarak sabahları aç karna içilmesi tavsiye edilmektedir. Aç karna tüketilmemesi halinde kilo alımına sebep olabilen bu karışımın gece yatmadan önce önerilmemektedir. Çünkü karışım kişiye doğal olarak enerji vereceği için uykuya geçişi de zorlaştıracaktır. Pekmez- limon karışımı günlük tüketime uygun olsa da uzun süre boyunca her gün tüketilmemelidir. Örneğin haftanın 6 günü pekmez- limon karışımını tüketen biri mutlaka 1 gün ara vermelidir. Pekmez- limon karışımı tüketiminde dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da bu karışım ile birlikte tüketilmesi zararlı olan kafeinli içeceklerden uzak durulması gerekliliğidir. Ayrıca karışıma su eklenecek ise suyun sıcak olmaması da gerekmektedir. Eğer bu karışım tatlı ihtiyacını bastırmak için tüketilecek ise bu kez karışıma kesinlik ile su eklenmemelidir. PEKMEZ- LİMON KARIŞIMI ZARARLI MI?Hem pekmez hem de limon içerikleri tamamen doğal olan besinlerdir. Elbette ki pekmezin doğallığı hazırlık aşamasında kullanılan diğer ürünlere bağlıdır. Ancak şeker eklenmeden meyvenin kendisi ile yapılan pekmezlerin doğal olduğundan söz etmek mümkündür. Doğal içeriklerin bir arada tüketilmesinin zararlı olmayacağı düşünülse de bu, uzmanlara göre tamamen yanlış bir düşüncedir. Çünkü pekmez yapıldığı maddeye bağlı olarak alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Ayrıca bazı hastalıkların tedavileri kapsamında düzenli olarak ilaç tüketen kişiler için de bu karışımın tüketilmesi zararlı olabilir. Bu neden ile bu gibi durumlarda karışımı tüketmeye başlamadan önce mutlaka bir hekime danışılmasında fayda vardır.

Dünden önceki günMilli Gazete

Uzmanlar onsuz yapamıyorlar! Tam bir şifa kaynağı: Kelle paçanın faydaları

9 Haziran 2024 at 08:32
Sağlıklı yaşam kapsamında tüketicilere sık sık önerilerde bulunan uzmanlar son dönemlerde özellikle kelle paça çorbasının faydalarından bahsetmeye başladı. Keçi ya da dana kellesi ve ayaklarından yapılan ve bu özelliği ile bazı kişiler tarafından pek de sevilmeyen kelle paça çorbasının insan sağlığını çok çeşitli açılardan desteklediğini belirten uzmanlar, konuya dair ayrıntıları aktardı. Vücut açısından bir hayli önemli olan kolajenin kelle paça çorbasında bol miktarda bulunduğunu belirten uzmanlar, bu çorbanın düzenli olarak tüketilmesinin önemli olduğunu ifade etti. Peki, kelle paça çorbası neye iyi gelir, faydaları neler? İşte konuya dair tüm merak edilenler… KELLE PAÇA ÇORBASININ FAYDALARIKelle paça çorbasının içeriğinde bol miktarda protein, vitamin ve mineral bulunmaktadır. Çorbanın öne çıkan faydaları ise şu şekildedir: Kolajen, kalsiyum ve magnezyum bakımından zengin olduğu için kemik gelişimine yardımcı olur. Kemik kırıklarının kısa süre içerisinde iyileşmesini sağlar.Eklem ağrılarını hafifletir.Çocuklarda kemik gelişimine yardımcı olur.Bağ dokusunu destekleyerek eklem rahatsızlıklarının belirtilerini hafifletir.Kolajen üretimini desteklediği için yaşlanma belirtilerini geciktirir.Antioksidan bakımından zengin olduğu için bağışıklık sistemini güçlendirir. Vücudu, soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklara karşı korur.Yüksek kalori ve yağ içerdiği için kilo alma sürecini sağlıklı bir yönden destekler.Ağız ve diş sağlığını destekler.Hücreleri onararak görme yetisini güçlendirir.Saç dökülmesini durdurur, saçların daha hızlı uzamasına yardımcı olur.Doku zedelenmesini önler.Sinir sistemini rahatlatır.Boğazı yumuşatır, öksürüğü hafifletir.Mide duvarlarını güçlendirir.KİMLER KELLE PAÇA ÇORBASI TÜKETMEMELİ?Cilt sağlığından kemik gelişimine, mide sağlığından sinir sistemine kadar vücut sağlığını çok çeşitli açılardan destekleyen kelle paça çorbası, bazı bünyeler için tehlikeli olabilir. Yüksek miktarda kolesterol içerdiği için kolesterol hastaları tarafından tüketilmemesi gereken bu çorba, ayrıca kalp ve damar rahatsızlıkları bulunan kişilerin sağlıklarını da tehlikeye atabilir. Ayrıca hali hazırda kilo problemi olan kişilerin de kelle paça çorbası tüketiminde miktara dikkat etmelerinde fayda vardır.

Bağırsakları rahatlatıyor, açlık hissini geciktiriyor! Hurma pekmezi nedir? Faydaları

9 Haziran 2024 at 08:28
Yetişkinlerde kilo kontrolünden sindirim sistemine kadar pek çok faydasının olduğu bilinen yaş hurma, pekmezi ile de birçok mutfağın baş köşesinde yer alıyor. Hurma pekmezinin bebeklerden yetişkinlere kadar her yaş grubu tarafından tüketilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, zengin içerikli bu besine ilişkin tüm merak edilenleri paylaştı. Ek gıdaya geçen bebeklerin yiyeceklerine katılan yanı sıra yetişkinler tarafından da aktif olarak tüketilen hurma pekmezinin insan sağlığını çok çeşitli açılardan desteklediğini belirten uzmanlar, özellikle bağışıklık sistemine dikkat çekti. Peki hurma pekmezi tüketimi neye/ nelere iyi gelir? İşte konuya dair ayrıntılar… HURMA PEKMEZİ NEDİR, FAYDALARI NELERDİR?Kurak iklimde yetişen hurmadan üretilen doğal bir tatlandırıcı olan hurma pekmezi, meyvenin uzun süre ve düşük ısıda kaynatılması ile elde edilir. Diğer pekmezlerde olduğu gibi yoğun bir kıvama sahip olan hurma pekmezi, yüksek besin değeri ile bilinir Hurma pekmezi vitamin ve mineraller bakımından zengin olduğu için vücudu doğal olarak korur. Pekmezin öne çıkan faydaları ise şu şekilde özetlenebilir: Diyet lifleri bakımından zengin olduğu için bağırsakları rahatlatır. Kabızlık ve hemoroid gibi sağlık sorunlarının önüne geçer.Yüksek enerji verici özelliktedir ve bu sayede de yorgunluk belirtilerini giderir.Açlık hissini geciktirir ve bu sayede de kilo kontrolüne yardımcı olur.Öksürüğü dindirir.Solunum yolunu rahatlatarak nefes darlığı semptomlarını giderir.Üreme hormonlarını destekler.Demir eksikliği belirtilerine iyi gelir.Beyin hücrelerinin gelişimini destekler.Bağışıklık sistemini güçlendirir.Unutkanlığa iyi gelir.Dolaşım sistemini güçlendirir.HURMA PEKMEZİ KİMLER TARAFINDAN TÜKETİLMEMELİ?Hurma pekmezi faydaları ile biliniyor olsa da fazla tüketilmesi halinde kan şekerinin aniden yükselmesine yol açabilir. Bu neden ile tansiyon ve şeker hastalarının bu pekmezi tüketirken aşırıya kaçmamaları gerekir. Ayrıca alerjik reaksiyonlara da sebep olabilen bu besin için özellikle bebeklere verilmeden önce bir hekime danışılmasında fayda vardır.

Sarımsak turşusu nedir, nasıl yapılır? Sarımsak turşunun faydaları nelerdir?

9 Haziran 2024 at 08:26
Bağışıklık sistemini güçlendirerek insan vücudunu hastalıklara karşı doğal olarak koruyan sarımsağın alternatif tıpta geniş bir yerinin olduğu bilinmektedir. İçerdiği vitaminler, antioksidanlar ve mineraller sayesinde vücudu çok çeşitli açılardan destekleyen bu besin, hekimlerin tavsiyelerine de sık sık konu olmaktadır. Sarımsağın bağışıklık sistemini güçlendirmenin dışında da birçok özelliğinin bulunduğunu belirten uzmanlar, son olarak bu besinin turşusuna dikkat çekti. Probiyotik bakımından zengin olan sarımsak turşusunun sindirim sistemine olumlu katkılarının bulunduğunu ifade eden uzmanlar, bu turşu türüne dair ayrıntıları aktardı. SARIMSAK TURŞUSU NASIL YAPILIR?Yetiştirilmesi son derece kolay olan sarımsak turşu formu ile de şifa dağıtıyor. Yapılışı son derece basit olan ve yemeklere katılabildiği gibi yemeklere eşlik de edebilen bu turşunun her mutfakta mutlaka bulunması gerekiyor. Sarımsak turşusunun yapım aşamaları şu şekilde özetlenebilir: Sarımsak dişlerini birbirlerinden ayırıp bir su içerisinde yaklaşık olarak 30 dakika dinlenmeye bırakın.30 dakikalık sürenin ardından sarımsakları yıkayın ve soyun.Sarımsakların tamamını bir kavanozun içerisine alın ve damak zevkinize göre tuzlayın. Kavanozun içerisine sirke ve içme suyu ilave edip kapağı kapatın.Serin bir yere kaldırdığınız sarımsak turşunuzu kısa süre sonra tüketebilirsiniz.SARIMSAK TURŞUSUNUN FAYDALARI NELER?Antioksidan bakımından zengin olan sarımsak turşusu, vücudu virüslere karşı korur. Hastalıkların daha kısa bir sürede atlatılmasına yardımcı olan bu turşu, enfeksiyonlara karşı doğal bir bariyer olarak görev alır. Kansere ve kalp hastalıklarına karşı da üst düzey bir koruma gerçekleştiren sarımsak turşusu, özellikle mevsim geçişlerinde ortaya çıkan rahatsızlıkların kişiyi pas geçmelerini sağlar. Cildi toksinlerden arındıran ve sivilce görünümünü büyük ölçüde azaltan sarımsak turşusu ayrıca yorgunluk belirtilerine de iyi gelir. Sarımsak turşusu meze olarak yemeklerin yanında veyahut da tek başına olacak şekilde tüketilebilir. Göz sağlığını da büyük ölçüde destekleyen bu besin, düşük tansiyon problemi yaşayanlar ve mide sıkıntıları olanlar tarafından bir hekime danışılmadan tüketilmemelidir.

Cilt sağlığınız için bu maddelere dikkat! Yazın cilt bakımı nasıl olmalı?

9 Haziran 2024 at 08:22
Havaların haziran ayının başı itibari ile aniden ısınması, gündelik hayat alışkanlıklarının da hızlı bir şekilde değişmesine yol açtı. Birçok kişi tek gecede kıştan yaza geçmenin şaşkınlığını yaşarken bu süreçte cilt uzmanlarından da önemli uyarılar geldi. Cildimizin her mevsim geçişinde normalden daha fazla bir ilgiye ihtiyaç duyduğunu belirten cilt uzmanları, güneşin zararlı ışınlarına dikkat çekti. Doğru korumanın yapılmaması halinde cildin zarar görme olasılığının çok yüksek olduğunu ifade eden uzmanlar, yaz mevsiminde cilt sağlığı adına dikkat edilmesi gerekenleri paylaştı. İLK İŞ YÜZ YIKAMAMevsimin değişmesi ile birlikte cilt sağlığının yakalanması adına yüz yıkama şeklinin de değişmesi gerektiğini belirten uzmanlar, yaz aylarında ciltten yağı emme özelliğine sahip ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini vurguladı. Uzmanlara göre kuru ya da karma cilt tiplerine sahip olan kişiler yaz mevsimi boyunca köpürmeyen bir yüz yıkama jeli tercih etmelilerdir. YAZ MEVSİMİNDE CİLT BAKIMININ PÜF NOKTALARIYaz mevsiminde cilt bakım rutinlerine mutlaka antioksidan bakımından zengin ürünlerin eklenmeleri gerektiğini belirten uzmanlar, bu sayede hem cildin nemlendirileceğini hem de çevrenin zararlı etkilerinden korunacağını ifade etti. Ek olarak narenciye, yeşil yaprakları sebzeler, fındık, kepekli tahıl ve yeşil çay gibi ürünlerin tüketimlerinin de artırılması gerektiğini belirten uzmanlar, ayrıca bol miktarda sıvı tüketilmesi gerektiğini de vurguladı. Yaz aylarında cilt adına yapılan en büyük hatalardan birinin de makyaj yapmak olduğunu belirten uzmanlar, cildin sıcak havalarda daha fazla nefes alması gerektiğini ve bu neden ile de özellikle pudra, fondöten gibi ürünlerin kullanılmaması gerektiğini ifade etti. Yaz mevsiminde en çok dikkat edilmesi gereken konulardan birinin de güneş kremi kullanımı olduğunu ifade eden uzmanlar, güneş kreminin evde iken dahi kullanılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca bu kremin yüz harici diğer bölgelerde de kullanılması gerektiğini belirten uzmanlar özellikle boyun bölgesinin atlanmaması gerektiğini ifade etti.

Hormonları düzenliyor, cildi ve saçları onarıyor! Kakao yağının faydaları

9 Haziran 2024 at 08:19
Sıklık ile tatlılarda kullanılan kakaonun yağ olarak da birçok alanda kullanılabileceği açıklandı. Hali hazırda birçok bakım ürününün içerisinde yer alan bu yağın vücut açısından son derece faydalı olduğunu belirten uzmanlar, konuya ilişkin ayrıntıları paylaştı. Orta Amerika ve Meksika kökenli bir bitki olan kakaonun çekirdeklerinden elde edilen kakao yağı, yenilebilir bir yağdır. Yanı sıra harici olarak da kullanıma açık olan bu yağın vücudu çok çeşitli açılardan desteklediği bilinmektedir. Peki, kakao yağı kullanımı neye/ nelere iyi gelir? Kakao yağı nasıl uygulanır? İşte detaylar… KAKAO YAĞI NEDİR, FAYDALARI NELERDİR?Tamamen bitkisel bir içeriğe sahip olan kakao yağı, kakao ağacının meyvesinin tohumlarından elde edilir. Çekirdekler fermente edilip kurutulur ardından da presleme yöntemi ile yağı çıkarılır. Kakao yağı hem sofralarda hem de kozmetik alanında aktif olarak kullanılan bitkisel bir yağdır. Bu yağın karbonhidrat ve protein bakımından zengin olduğu bilinir. Yanı sıra A, B ve E vitaminlerini de içeren yağda bol miktarda kafein ve antioksidan da bulunmaktadır. Vitaminler, mineraller ve antioksidanlar bakımından zengin olan kakao yağının öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Sağlıklı yağ asitleri içerdiği için enerji seviyesini yükseltir, kolesterolün düşürülmesine yardımcı olur.Antioksidan, demir, E vitamini ve magnezyum açısından zengin olduğu için bağışıklık sistemini güçlendirir.Kalp ve damar sağlığını destekler.Bağırsakları düzenler, hazımsızlık ve kabızlık gibi sorunların tedavilerine yardımcı olur.Ağız içi enfeksiyonları iyileştirir.İnflamasyonu azaltır.Bilişsel fonksiyonları geliştirir.Cildi nemlendirerek daha canlı görünmesini sağlar.Saç köklerini güçlendirir.Hormon dengesinin sağlanmasına yardımcı olur.Damar sertleşmesinin önüne geçer.KAKAO YAĞI CİLDE NASIL UYGULANIR?Kakao yağını yüz bakımında kullanmak isteyen kişilerin ölçülere dikkat etmeleri gerekir. Duş sonrasında ve cilt temizliği yapıldıktan sonra kullanılması gereken bu yağın birkaç damla uygulanması yeterlidir. Yağın herhangi bir içerik ile karıştırılmasına gerek yoktur, doğrudan cilde uygulanabilir.

İlk ölüm haberi geldi! Kuş gribi nedir, belirtileri nelerdir?

9 Haziran 2024 at 08:15
‘Kuş gribi’ olarak adlandırılan H5N2 virüsü, son günlerde gündemden düşmemeye başladı. Daha önce ülkemize 2005 yılının ekim ayında Kuzeybatı Anadolu’da yani Balıkesir Manyas’ta ilk kuş gribi vakası ile karşılaşılmış, etkin karantina ve itilaf yöntemi ile virüs kısa süre içerisinde kontrol altına alınmıştı. 2005 yılında bertaraf edilen H5N2 virüsü, mayıs ayında yeniden gündeme geldi. 23 Mayıs tarihinde Meksika’da H5N2 virüsüne yakalanan bir kişinin hayatını kaybettiği duyurulurken Dünya Sağlık Örgütü’nden de ‘pandemi’ uyarısı geldi. Pandemi ihtimaline karşı önlemlerin alınması gerektiğini belirten uzmanların ardından virüse ilişkin sorgulamalar hız kazandı. Peki, kuş gribi nedir, neden olur? Kuş gribinin belirtileri nelerdir? İşte konuya dair ayrıntılar… H5N2 VİRÜSÜ NEDİR?İnfluenza A virüsünün alt türü olarak kabul edilen H5N2 virüsü, yüksek derecede patojenik kuş gribi olarak tanımlanmaktadır. Hindi ve tavuk gibi kümes hayvanlarının yanı sıra devekuşları ve ördekleri de tehdit eden bu virüs, insanlara da bulaşabilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan son açıklamaya göre 59 yaşındaki Meksikalı bir kuş gribi vakası, ölümle sonuçlandı. Ek olarak Meksikalının kuşlar ile veyahut da herhangi bir kümes hayvanı ile temasının olmadığı da bildirildi. Bir süredir böbrek hastalığı ve tip 2 diyabet ile mücadele ettiği öğrenilen Meksikalı ile temas eden herkese kuş gribi testi için çağrı yapıldı. H5N2 VİRÜSÜNÜN BELİRTİLERİ NELERDİR?Meksika’dan gelen ölüm haberinin ardından vatandaşları yeni bir pandemi ihtimaline karşı uyaran Dünya Sağlık Örgütü, H5N2 virüsüne yakalanan kişilerde gözlenen belirtileri de paylaştı. Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıklanmış olan kuş gribi belirtileri şu şekilde kayda geçti: Öksürük, ateş, nefes darlığı, halsizlik, ishal, mide bulantısı ve kusma.Yukarıda aktarmış olduğumuz belirtiler, kuş gribine yakalanan kişilerde gözlenen belirtiler arasındadır. Dünya Sağlık Örgütü bu belirtilerin kesin olarak kuş gribi özelinde gelişmediğini belirterek kümes hayvanları ile temas ettikten sonra bu belirtileri gözlemleyen kişilerin önlem amacı ile mutlaka bir hekime başvuruda bulunmaları gerektiğini ifade etti.

Diş sağlığını korumak isteyen o ürünü çöpe atmasın!

9 Haziran 2024 at 08:04
Birçok inanışta bereketin sembolü olan narın güçlü içeriği sayesinde insan sağlığını çok çeşitli açılardan desteklediği bilinmektedir. Narın yalnızca kendisinin değil kabuğunun da son derece faydalı olduğunu ve bu neden ile kabukların kesinlikle çöpe atılmamaları gerektiğini belirten uzmanlar, konuya dair merak edilenleri paylaştı. Lifli yapısı sayesinde sindirim sistemini düzenleyen narın kabuğunda da birçok vitaminin ve mineralin bulunduğu bildirildi. Peki, nar kabuğu nasıl tüketilir? Nar kabuğu neye/ nelere iyi gelir? İşte nar kabuğunun faydalarına dair ayrıntılar… NAR KABUĞUNUN FAYDALARI NELER?Nar kabuğunun faydalarına geçmeden önce besin değerleri ile ilgili bilgi vermek gerekir. Yapılan araştırmalar neticesinde nar kabuğunun besin değeri şu şekilde kayda geçmiştir: Protein: Yüzde 3,74Karbonhidrat: Yüzde 66,51Kalsiyum: 34 mgHam lif: Yüzde 17,31Fosfor: 118,3 mgSodyum: 64,63 mg Magnezyum: 148,64 mgMineral ve vitamin bakımından zengin olan nar kabuğunun öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Kemik kaybını önleyerek kemik sağlığını destekler.Beyin fonksiyonunun korunmasına yardımcı olur.Romatoid artritin tedavisini destekler.Diş sağlığını korur.İşitme kaybına karşı koruma sağlar.Kronik hastalıkların semptomlarını hafifletir.Cilt problemlerinin tedavilerini destekler.NAR KABUĞU NASIL TÜKETİLİR?Ciltten romatizmaya, beyin fonksiyonlarından diş sağlığına kadar vücudu çok çeşitli açılardan destekleyen nar kabuğunun nasıl tüketilmesi gerektiği merak edilmektedir. Nar kabuğu genel olarak toz formda tüketilebilir. Bunun için kabukların 2 ila 3 gün aralığında kurutulması gerekir. Kabuklar güneşte kurutulabilecekleri gibi düşük ısıda olma kaydı ile fırında da kurutulabilir. Kurutulan nar kabukları blenderden geçirilerek toz haline getirilmelidir. Elde edilen nar kabuğu tozu, isteğe bağlı ölçülerde suya eklenip cilde maske gibi doğrudan uygulanabilir. Yanı sıra toz çay şeklinde de tüketilebilir. Çay olarak tüketilmesi halinde diş sağlığını, beyin fonksiyonlarını ve kemikleri destekleyen nar kabuğu, su ile karıştırılarak macun haline getirilmesi durumunda da cilt sorunlarının semptomlarını hafifletir.

İçi fındıklı kurabiye nasıl yapılır? 8 adımda tarifi, püf noktaları

9 Haziran 2024 at 03:10
İçi fındıklı kurabiye hazırlamak için bir rehber arıyorsanız, bu yazıda size en lezzetli içi fındıklı kurabiye tarifini sunuyoruz! Bu tarif ile, evde kolay bir şekilde tarifi uygulayabileceksiniz. Hazırsanız, buyurun tarifimize geçelim! İçi Fındıklı Kurabiye Tarifi Malzemeleriİçi fındıklı kurabiye için ihtiyacınız olan malzemeler, işte şöyle:  2 adet yumurta (oda sıcaklığında bekletilmiş) 1 çay bardağı sıvı yağ Yarım kutu krema (100 ml) 1.5 çay bardağı pudra şekeri 1 paket kabartma tozu 1 paket vanilya özütü Bir portakalın rendelenmiş kabuğu  3 su bardağı un 1 tatlı kaşığı tarçın 1 avuç dolusu fındık içi 1 çay bardağı kurabiye çikolatasıİçi Fındıklı Kurabiye Tarifi Nasıl Yapılır?İçi fındıklı kurabiye yapımı için izleyeceğiniz 8 adım bulunuyor. Bu 8 adımı sırası ile uygulayabilirsiniz:  Yumurtaları, sıvı yağı, kremayı ve pudra şekerini bir kabın içinde çırpma teli aracılığı ile çırpın, güzelce karıştırın. Ardından; unu, tarçını, vanilyayı ve kabartma tozunu bu karışıma ekleyin ve iyice yoğurun. Hamurun pürüzsüz ve ele yapışmayan bir kıvam alana kadar yoğurmaya devam edin. Sonrasında, hamura rendelenmiş portakal kabuğu ve doğranmış fındık içini ekleyin, iyice karıştırın. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp, yuvarlayarak kurabiyeye şekil verin. Daha sonra fırın tepsisine, şekil verdiğiniz kurabiyeleri aralıklı olacak şekilde dizin. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında, kurabiyeler altın rengini alıncaya kadar yaklaşık 20-25 dakika pişirin. Fırından çıkarıp, oda sıcaklığında soğumalarını bekleyin ve sonrasında servis edin. İçi fındıklı kurabiyeleriniz hazır! Afiyet olsun!İçi Fındıklı Kurabiyenin Püf Noktalarıİçi fındıklı kurabiyeyi en leziz hali ile hazırlayabilmek için püf noktalara dikkat etmek gerekiyor. Bu püf noktaları şu şekilde listeledik: Kabartma tozu, kurabiye hamurunuzun puf puf olmasını sağlar. Kurabiyelerinizin ağızda dağılmasını istiyorsanız, bir-iki damla sirke kullanabilirsiniz. Sirke, hamurun pürüzsüz ve kıyır kıyır dokusunu sağlar. Hamuru pürüzsüz bir kıvam alana dek yoğurmaya devam edin. Kurabiyelerinize ekstra lezzet katmak için farklı malzemeleri tercihinize göre ekleyebilirsiniz. Örneğin, kakaolu yapabilirsiniz. Kurabiyelerinizi fırına attıktan sonra kontrollü bir şekilde pişirmeye dikkat edin. Her fırının ısısı farklıdır; bu nedenle pişirme süresi değişkenlik gösterebilir. Kurabiyelerinizi fırından çıkardıktan sonra, dinlendirmeye özen gösterin. İlk sıcaklığı gittikten sonra kurabiyeleri servis edebilirsiniz.İçi Fındıklı Kurabiyenin Yanına Ne Gider?İçi fındıklı kurabiyenin yanına yakışacak en özel lezzetler şöyle:  Pratik hazırlanışı ve bol yeşillikli içeriği ile kısır, içi fındıklı kurabiyenin yanında harika gider. Üstelik kısır, içerisindeki bulgur sayesinde doyurucu bir atıştırmalık olacaktır. Çıtır çıtır dokusu ve pratik hazırlanışı ile sigara böreği, çay saatlerinin vazgeçilmezi. Herkesin seveceği bu lezzetli atıştırmalık, içi fındıklı kurabiyenin yanında, çay saatinde şahane gider! Daha doyurucu bir seçenek arıyorsanız, zeytinyağlı yaprak sarma tam size göre. Önceden hazırlanması gereken asma yaprakları ile biraz önceden kolları sıvayarak, içi fındıklı kurabiyenin yanına sarma yapabilirsiniz. İçi fındıklı kurabiyenin yanına daha tatlı bir alternatif arıyorsanız, çikolatalı ıslak kek hazırlayabilirsiniz.İçi Fındıklı Kurabiye Kaç Kalori?Bu verdiğimiz tarife göre, içi fındıklı kurabiyenin 1 tanesi yaklaşık olarak 94 kcal’dir. İçi fındıklı kurabiyeyi, ölçülü olarak tüketebilirsiniz. Fazla tüketimi, kilo alımına neden olabilir. Bu nedenle dikkatli bir şekilde tüketmek önemlidir.

Şanlıurfa'da 2 mahallede kuduz karantinası başladı! Valilik'ten sahipsiz köpek açıklaması

8 Haziran 2024 at 22:15
Şanlıurfa'nın Eyyübiye ilçesinde bulunan Kırsal Payamlı ve Batıkent Mahalleleri'nde, 2 sahipsiz köpekte kuduza rastlanması üzerine 2 mahallede karantina uygulaması başlatıldı. ŞANLIURFA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NDEN AÇIKLAMABüyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamada, Batıkent Mahallesi'nde sahipsiz köpeğin ısırdığı kişinin ihbarıyla başlayan ve sonrasında yapılan kontrollerde söz konusu köpeğin kuduz testinin pozitif çıktığı bildirildi. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: "Bahse konu alan, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ve Sağlık İl Müdürlüğü koordinesinde karantina bölgesi olarak ilan edilmiştir. Karantina bölgesinde veteriner eşliğinde toplanan sokak hayvanları rehabilitasyon merkezlerimize getirilerek özel alanlara alınmıştır. Karantina sürelerinin tamamlanmasıyla kısırlaştırma ve rehabilite süreçleri başlatılacaktır. Bize emanet edilen canlarımızın sağlığı için her an müdahaleye ve her türlü göreve hazırız. Haliliye ilçesi Bakımlı Mahallemizde yer alan Şanlıurfa Hayvan Rehabilitasyon Merkezimiz hayvanların akıbetini merak eden tüm hayvanseverlerin ziyaretine açıktır." BATIKENT MAHALLESİ'NDE NE OLMUŞTU?Batıkent Mahallesi'nde 4 Haziran’da sokakta yürüyen Mustafa Şahin'e sahipsiz köpek saldırmış, kol ve bacağından ısırılan Şahin, Balıklıgöl Devlet Hastanesi'ndeki tedavisinin ardından taburcu edilmişti. Saldıran köpeğin ise kuduz testi pozitif çıkmıştı. KIRSAL PAYAMLI MAHALLESİ'NDE NE OLDU? 30 Mayıs'ta kırsal Payamlı Mahallesi'nde Ufuk Kılıç'a (16) saldıran sahipsiz köpekte kuduz tespit edildi. Karantina uygulaması başlatılan mahallenin girişine "Dikkat kuduz risk bölgesi" yazılı tabela asıldı. VALİLİK AÇIKLAMASIŞanlıurfa Valiliğinden yapılan açıklamada, kentte sahipsiz hayvanların toplanması, rehabilite edilmesi ve tedavi süreçleriyle ilgili toplantı yapıldığı bildirildi. Eyyübiye ilçesinde 2 sahipsiz köpekte kuduz vakasına rastlanması ve bu hayvanların vatandaşları ısırması konusunun da toplantıda gündeme geldiği aktarılan açıklamada, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile sağlık müdürlükleri tarafından her 2 vakanın yakından takip edildiği, yaralanan vatandaşların zamanında aşılama süreçlerinin başlatıldığı kaydedildi. Açıklamada görüşlerine yer verilen Vali Hasan Şıldak, kuduz vakalarının şehir merkezinde görülmesinin büyük risk oluşturduğunu, ilgili kamu kurumlarına ve bütün belediyelere "sokak hayvanlarının kuduz hastalığına karşı aşılanması konusunda seferberlik anlayışıyla çalışmaları" talimatı verdiğini aktardı. KUDUZ KÖPEKLER 4 FARKLI KİŞİYİ ISIRDIValilikten yapılan başka bir açıklamada ise Payamlı ve Batıkent mahallelerinde kuduz olduğu tespit edilen sahipsiz köpekler tarafından 4 kişinin ısırıldığının tespit edildiği belirtildi. Sahipsiz köpeklerin kontrol altına alınarak tecrit edildiği aktarılan açıklamada, "Vatandaşlarımızın ise hiçbir gecikmeye meydan verilmeden tedavilerine başlandığı ve aşılarının yapıldığı tespit edilmiştir. Meydana gelen her iki olaydan sonra Büyükşehir Belediyesi, Eyyübiye Belediyesi, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve İl Sağlık Müdürlüğünün ilgili birimleri tarafından gerekli çalışmaların yapıldığı belirlenmiştir." değerlendirmesi yapıldı.

Karaciğer yağlanmasına dikkat: Uzman Dr. İlksoy İkibiroğlu uyarıyor!

8 Haziran 2024 at 12:40
Obezite, insülin direnci, hareketsizlik ve beslenme bozukluğu gibi modern yaşamın yaygın sorunları, karaciğer yağlanması riskini de beraberinde getiriyor. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Yeniboğaziçi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanı Dr. İlksoy İkibiroğlu, bu konuda önemli uyarılarda bulunarak karaciğerimizi korumamız gerektiğini vurguladı. "SAĞLIKLI BİR KARACİĞER YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRIR"Vücudumuzdaki en büyük organ olan karaciğer, adeta bir detoks merkezi gibi çalışarak aldığımız tüm besinleri titizlikle kontrol ederek zararlı maddelerden arındırdığını dile getiren Dr. İlksoy İkibiroğlu, “Karaciğer, kişinin genel sağlık durumunu korur. Sağlıklı bir karaciğer yaşam kalitesini artırır. Karaciğer sağlığına risk teşkil eden rahatsızlıkların başında karaciğer yağlanması gelir” diye konuştu. "DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BELİRTİLER"Karaciğer yağlanmasına dikkat çeken temel belirtilerin başında halsizlik, yorgunluk, mide bulantısı, iştahsızlık, kilo kaybı, karın ağrısı ile zihin karışıklığı ve dalgınlık gibi problemlerin bulunduğunu ifade eden Dr. İkibiroğlu, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Karaciğer yağlanmasına işaret eden bu ana belirtilerin yanında; ağız ve beden kokusu, şişkinlik, hemoroid, vücut ısısında artış, göz ve avuç içinde kızarıklık, ciltte kaşıntı ve kızarıklık gibi belirtiler de akla karaciğer yağlanmasını getirmelidir.” "ERKEN TEDAVİ ÖNEMLİ"Karaciğer yağlanmasının tedavisinin uzman bir doktor tarafından planlanması gerektiğini ve erken dönemde tanı konmasının iyileşme süreci için çok önemli olduğunu vurgulayan Dr. İkibiroğlu, tedavi süreçlerinin, yağlanma nedenlerine bağlı olarak kişiden kişiye değişiklik gösterebileceğini ve bu sebeplerin de ancak bir iç hastalıkları uzmanının yapacağı tetkik ve muayenenin ardından belirlenebileceğini söyledi. "NASIL BESLENİLMELİ?"Karaciğer yağlanmasını önlemek için aşırı kalori içermeyen, doymuş ve trans yağların düşük olduğu, besin açısından zengin bir diyet ile beslenilmesi gerektiğini aktaran Dr. İkibiroğlu, alkol kullanımının sınırlanması ve kilo kontrolünün en etkili önlemler olduğunu, gerekiyorsa beslenme tarzında da değişiklik yapılması gerektiğini vurguladı. 

Alıç yaprağının faydaları nelerdir, nasıl kullanılır?

8 Haziran 2024 at 03:47
‘Akdiken’ ve ‘yemişen’ isimleri ile de bilinen alıç, çalı görünümlü bir meyvedir. Alıç ağacından elde edilen bu meyve içerik bakımından son derece zengindir. Son dönemlerde özellikle sirkesi ile adından söz ettiren alıcın yaprakları ile de şifa dağıttığı bilinmektedir. Vitaminler, mineraller ve antioksidanlar bakımından zengin olan alıç yaprağı, uzmanların tavsiyelerine de sık sık konu olmaktadır. Peki, alıç yaprağı ne işe yarar? Alıç yaprağı nasıl kullanılır? İşte konuya dair ayrıntılar… ALIÇ YAPRAĞININ FAYDALARI NELERDİR?Günümüzde modern tıp teknikleri kapsamında hastalıkların tedavilerine yönelik çok çeşitli yöntemler uygulanıyor olsa da birçok kişi için alternatif tıbbın yeri ayrıdır. Modern tıp yöntemlerini alternatif tıp yöntemleri ile desteklemeyi tercih eden birçok kişi özellikle alıç yaprağının mucizevi faydalarını sık sık gündeme getirir. Doğal olarak güçlü bir içeriğe sahip olan alıç yaprağı, vücudu çok çeşitli açılardan desteklemektedir. Bu kapsamda alıç yaprağının öne çıkan faydalarını şu şekilde sıralamak mümkündür: Antioksidan bakımından zengin olduğu için kanser hücrelerinin oluşmasını engeller. Hali hazırda vücutta bulunan kanserli hücrelerin de yayılmasını engeller. Kalp ve damar sağlığını destekler. İştah açar. Kan dolaşımı bozukluklarının tedavilerini destekler.Üst solunum yolunda oluşan hastalıkların belirtilerini hafifleterek tedavi sürecinin kısalmasına yardımcı olur.Mide duvarını güçlendirerek mide hastalıklarının belirtilerini hafifletir.Kansızlık semptomlarını giderir.Damar içlerinde plak oluşmasını engeller.Baş ağrısını giderir.Migren tedavisini doğal olarak destekler.ALIÇ YAPRAĞI NASIL KULLANILIR?Alıç yaprağının faydalarından nasiplenmek isteyen birçok kişi bu ürünün nasıl kullanıldığını merak etmektedir. Alıç yaprağının kullanım alanı bir hayli geniştir. Bu yaprak tıpkı ağacın meyvesinde olduğu gibi tüketime uygundur. Güzel bir şekilde yıkanıp temizlenen alıç yaprakları salatalarda kullanılabilir. Alıç yaprağını meyvesi ile birlikte çay şekilde demlemek de mümkündür. İçecek hem soğuk hem de sıcak olarak tüketilebilmektedir. Alıç yaprağının meyvesi ile birlikte sirke yapımında da kullanıldığı bilinmektedir. Hazırlanan alıç sirkesi salatalarda ve hamur işlerinde kullanılabilmektedir. Son olarak alıç yaprağının çeşitli takviyelerin içinde de bulunduğu bilinmektedir. Yaprağın toz ya sıvı formu, takviyelere eklenmektedir. ALIÇ YAPRAĞI ÇAYI NASIL YAPILIR?Alıç yaprağı en çok çay olarak tüketilmektedir. Alıç yaprağı çayının hazırlanışı ise son derece basittir. Alıç yaprağı çayı için bir su bardağı suya ve 1 tatlı kaşığı kuru alıç yaprağına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu aşamada eğer var ise yapraklara ek olarak kuru alıç meyvesi de kullanılabilmektedir.  Kaynattığınız 1 bardak suyun içine kuru alıç yapraklarını ve meyvelerini bırakın ve çayın 15- 20 dakika kadar demlenmesini sağlayın. Çay demlendikten sonra damak tadınıza bağlı olarak bal ve limon gibi tatlandırıcıları içeceğinize ekleyin. Afiyet olsun! ALIÇ YAPRAĞININ YAN ETKİLERİ VAR MI?Alıç yaprağı hem çiğ olarak hem de çay formu ile insan sağlığını birçok açıdan desteklemektedir. Özellikle alıç yaprağı çayının etkili bir detoks suyu olarak tüketildiği bilinmektedir. Faydalı olan her üründe olduğu gibi alıç yaprağında da tüketim miktarına dikkat edilmesi gerekmektedir. Özellikle kalp çarpıntısı gibi bir sorunu olan kişilerin çay tüketimini sınırlandırması tavsiye edilmektedir. Çünkü bu çayın en belirgin yan etkisi kalp çarpıntısı ve göğüs ağrısıdır. Ayrıca hamilelerin ve emziren annelerin de alıç yaprağını tüketmeden önce mutlaka hekimlerine danışmaları gerekmektedir.

Sidr sabunu cilde, saça faydaları nelerdir, ne işe yarar?

8 Haziran 2024 at 03:11
Saç ve cilt bakımlarında doğal yöntemlerden destek almak isteyen pek çok kişi son dönemlerde sidr sabunu ile ilgili araştırmalarda bulunmaktadır. Geçmiş dönemlerden bu yana kullanılan bu sabunun ne işe yaradığı, içeriğinde ne olduğu merak edilmektedir. Sidr sabunu Orta Doğu ve Asya bölgelerinde yoğun olarak bulunan sidr ağacından elde edilir. Düzenli kullanılması halinde özellikle cilt ve saç üzerinde olumlu etkilerin gözlenmesine aracılık eden bu sabun, zengin bir içeriğe sahiptir. Peki, sidr sabununun faydaları nelerdir? Sidr nasıl kullanılır? İşte konuya dair ayrıntılar… SİDR SABUNUNUN CİLDE FAYDALARI NELERDİR? Doğal bir temizlik ürünü olarak tanımlanan sidr sabunun cilde faydaları şu şekilde sıralanabilir: Cildi derinlemesine temizler.Fazla yağı ciltten emer.Gözeneklerde gözlenen tıkanıklıkları açar.Siyah nokta oluşumunu engeller.Cildin nem dengesinin korunmasına yardımcı olur.Kuru ciltler için iyi bir alternatiftir.Sivilce oluşumunu engeller. Var olan sivilceleri kurutur.Çok çeşitli sebeplere bağlı olarak ciltte meydana gelen kızarıklıkları yatıştırır.Antiinflamatuar ve antiseptik özelliklere sahip olduğu için sedef ve egzama gibi cilt hastalıklarının tedavilerini destekler.Cildi serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı korur.Kaşıntıyı yok eder.SİDR SABUNUNUN SAÇA FAYDALARI NELERDİR?Cildin yanı sıra saç sağlığı üzerinden de etkili olan sidr sabununun düzenli olarak kullanılması son derece önemlidir. Bu sabunun düzenli kullanılması halinde hem ciltte hem de saçta gözle görülür farklılıklar oluşur. Doğal bir içeriği bulunan sidr sabununun saça faydaları şu şekilde sıralanabilir: Saç derisini derinlemesine temizler.Saç dökülmesini büyük oranda azaltır.Saçlara doğal bir parlaklık kazandırır.Saç köklerini besler.Kepek oluşumunu önler. Hali hazırda kepek sorunu bulunan saç derisini iyileştirir.Egzamanın semptomlarını giderir.Saç derisini besler.Saçın daha hızlı uzamasına yardımcı olur.SİDR SABUNUNUN MANEVİ ETKİLERİBilimsel bir çalışmaya dayanmasa da sidr sabununu düzenli olarak kullanan birçok kişi bu ürünün kendilerini ruhsal açıdan da rahatlattığını savunurlar. O kişilerin beyanlarına göre sidr sabununun manevi etkileri şu şekilde sıralanabilir: Ruhsal arınma sürecine katkıda bulunur. İç ve dış dünyanın enerjisini dengeler.Negatif enerjileri ortamdan uzaklaştırır.Kokusu ile kişiyi sakinleştirir.SİDR SABUNU NASIL KULLANILIR?Hem fiziksel hem de ruhsal açıdan kişinin kendisini daha iyi hissetmesine aracılık eden sidr sabununun kullanımı son derece basittir. Bu sabunu kullanmak isteyenlerin dikkat etmeleri gereken tek nokta, sabunun bolca köpürmesini sağlamaktır. Aksi takdirde hem saç hem de cilt için yüzeysel bir temizlik söz konusu olacaktır. Sidr sabununu cilde uygulamadan önce cildin mutlaka temizlenmesi gerekir. Bunun için makyaj temizleme losyonlarından destek alınabilir. Sonrasında ise sabun iyice köpürtülmeli ve köpük cildin tüm noktalarına dağıtılmalıdır. Köpük 1- 2 dakika kadar bekletildikten sonra cilt soğuk su ile durulanmalıdır. Sidr sabunu saç için de tıpkı cilt için olduğu gibi kullanılabilir. Sabunlar şampuanlara oran ile daha geç köpürdükleri için saç derisine uygulamadan önce sabunu elde köpürtmekte fayda vardır. SİDR SABUNUNUN YAN ETKİLERİ VAR MI?Sidr sabunu kimyasal içermeyen doğal bir üründür. Ancak yine de çok sık kullanılan sidr sabununun cildi kuruttuğu bilinmektedir. Bu neden ile sidr kullanımı her gün olmamalı ve sabunun kullanıldığı günlerde cilt mutlaka nemlendirilmelidir.

Ahududu yaprağının faydaları nelerdir, nasıl kullanılır?

8 Haziran 2024 at 03:06
Yol kenarlarında sıklık ile rastladığımız ahududu, mayhoş tadı ile hem yetişkinler hem de çocuklar tarafından severek tüketilmektedir. Gerek canlı renkleri gerek ise de zengin içeriği ile bilinen bu meyve uzmanların tavsiyelerine de sık sık konu olmaktadır. Ahududunun vitaminler ve mineraller bakımından son derece zengin olduğunu ve bağışıklık sistemini de doğal olarak güçlendirdiğini belirten uzmanlar, bu meyvenin yaprağının da şifa dağıttığını belirtti. Peki, ahududu yaprağının faydaları neler? Ahududu yaprağından nasıl çay yapılır? İşte konuya dair ayrıntılar… AHUDUDU YAPRAĞI ÇAYININ FAYDALARI NELER?Ahududu yaprağı, ahududu ağacından elde edilen bir üründür. Bu yaprak birçok kişi tarafından pek fazla bilinmeyen zengin bir içeriğe sahiptir.Ahududu yaprağı genel olarak çay şeklinde tüketilir. Bu çayın özellikle hamilelik döneminde ortaya çıkan ağrıların dindirilmesi noktasında işe yaradığı bilinmektedir.Ahududu yaprağı çayının öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir:Boğazda ve ağız içinde bulunan yaraları iyileştirir.Tampon hareketler ile deriye uygulanması halinde deri ülserlerini ve yaralarını iyileştirir.Hamilelik döneminde leğen kemiği boşluğunda bulunan ve rahim çevresinde olan kasları güçlendirir. Aynı zamanda ilgili kasların rahatlamasını sağlar.Doğum sancılarını hafifleterek doğumu kolaylaştırır.Kadınların sancılı adet dönemlerinde sakinleşmelerini sağlar. Ayrıca adet ağrılarını da hafifletir.AHUDUDU YAPRAĞI ÇAYI İÇİN GEREKEN MALZEMELER NELERDİR?Ahududu yaprağı çayı için gereken malzemeler şu şekilde sıralanabilir: 2 çay kaşığı kurutulmuş ahududu yaprağı,1 bardak su,İsteğe bağlı olarak limon ve bal.AHUDUDU YAPRAĞI ÇAYI NASIL HAZIRLANIR?Ahududu yaprağı çayının yapımı son derece basittir. Birçok faydası bulunan bu çay için öncelikle 1- 2 çay kaşığı kurutulmuş ahududu yapraklarını bir bardak suya dökün. Sonrasında ise suyu yaklaşık olarak 5 dakika kadar kaynatın. Ocağın altını kapattıktan sonra 1- 2 dakika kadar cezvenin üzerini örtün. Son olarak çayı süzün, bal ve limon ile tatlandırarak ılık olarak tüketin. AHUDUDU YAPRAĞI ÇAYI ZAYIFLATIR MI?Ahududu yaprağı çayına dair en çok merak edilen konulardan biri de bu içeceğin zayıflama sürecine destek olup olmadığı ile ilgilidir. Birçok kişi ahududu yaprağı çayının zayıflama sürecine etki ettiğini, kişinin daha hızlı bir şekilde kilo vermesine yardımcı olduğunu düşünmektedir. Ancak bu düşünce tamamen yanlıştır. Bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre ahududu yaprağı çayı kilo vermek isteyenlere değil kilo almak isteyenlere yardımcı olmaktadır. Çünkü bu çay içeriği gereğince iştahı artırır. Bu neden ile özellikle kilo problemi olan kişilerin düzenli ahududu çayı tüketiminden sakınmaları gerekmektedir. AHUDUDU YAPRAĞI ÇAYI HAMİLELİKTE NE ZAMAN TÜKETİLEBİLİR?Ahududu yaprağı çayının en önemli özelliği leğen kemiği boşluğunda bulunan kasları güçlendirmesidir. Yanı sıra bu çayın rahim kaslarını da rahatlattığı bilinmektedir. Ayrıca doğum sancılarını hafifleterek doğumun daha kolay bir şekilde gerçekleşmesine yardımcı olan bu çay, hamileler tarafından mutlaka doktor kontrolünde tüketilmesi gerekmektedir. Yürütülen bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre ahududu yaprağı çayının hamileliğin 6’ncı ayından sonra tüketilmesi uygundur. Ancak yine de tüketimde aşırıya kaçılmamalı ve hekime danışılmalıdır. AHUDUDU YAPRAĞI ÇAYININ YAN ETKİLERİ VAR MI?Kırmızı meyvelerden olan ahududu, aynı ailede yer alan diğer meyvelerde görüldüğü gibi birtakım alerjik reaksiyonlara sebebiyet verebilmektedir. Aynı durum ahududu yaprağı için de geçerlidir. Bu neden ile bu tip meyvelere alerjisi bulunan kişilerin çay tüketiminde dikkatli olmaları gerekmektedir.

Safran Sabunu cilde, saça faydaları nelerdir, ne işe yarar?

7 Haziran 2024 at 02:55
Osmanlı döneminde özellikle kadınlar tarafından sıklık ile kullanıldığı bilinen safran sabunu, son dönemlerde yeniden popülerlik kazanmıştır. Zengin içeriği sayesinde hem cilt hem de saç üzerinde olumlu etkileri olan safran sabunu, geniş bir kullanım alanına sahiptir. Peki, safran sabunu nasıl kullanılır? Safran sabunu ne işe yarar? İşte safran sabununa dair ayrıntılar… SAFRAN SABUNUNUN FAYDALARI NELERDİR?Safran sabununun öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Cildi derinlemesine temizleyerek canlandırır.Akne ve siyah nokta oluşumunun önüne geçer.Antiseptik özellikte olduğu için iltihabı kurutur.Antibakteriyel özelliktedir.Yoğun kaşıntı hissinin hafifletir.Mantar probleminin tedavi sürecini destekler.Saç dökülmesini azaltır.Saçların daha hızlı bir şekilde uzamasına yardımcı olur.Kepek oluşumunu azaltır.Egzama gibi cilt problemlerinin tedavilerine yardımcı olur.Hücre yenileme hızını artırır.Cilde yumuşaklık kazandırır.Ciltte pullanma görüntüsünün önüne geçer.Cildi sıkılaştırır.Cildi ölü deriden arındırır.Saç köklerini besler.Güneş ve sivilce lekelerini azaltır.SAFRAN SABUNU NASIL KULLANILIR?Hem cilt hem de saç sağlığını destekleyen safran sabununun kullanım şekli de bakımına önem veren birçok kişi tarafında merak edilmektedir. Safran sabununun kullanım şekli son derece basittir. Duş esnasında su ile ıslatılarak kullanılan bu sabunun saç derisinde kalıntısının kalmamasına özen gösterilmelidir. Safran sabununu cildi için kullanmak isteyen kişiler, sabunu bol su ile köpürtüp köpüğü direkt olarak ciltlerine uygulayabilmektelerdir. Safran sabununun zengin içeriğinin cilde ve saça en iyi şekilde etki etmesini isteyen kişilerin, sabunu düzenli olarak uygulamaları gerekmektedir. Aksi takdirde yukarıda sıralamış olduğumuz faydaların gözlenmesi bir hayli zorlaşacaktır. SAFRAN SABUNU HANGİ CİLT TİPLERİNE UYGUNDUR?Kuru, yağlı, karma olmak üzere birçok cilt tipi bulunmaktadır. Her ürün her cilt tipi için uygun değildir. Cilt tipine bakılmaksızın kullanılan ürünler, faydadan çok zarara sebep olabilmektelerdir. Bu kapsamda safran sabununun hangi cilt tipleri için uygun olduğu birçok kişi tarafından merak edilmektedir. Safran sabunu hassas ve kuru ciltler başta olmak üzere tüm cilt tipleri için uygundur. Cildin nem dengesini düzenleyen bu sabun, yağlı ciltlerde de etkili sonuçların gözlenmesine aracılık etmektedir. Ek olarak sebum dengesini sağlama gibi bir özelliği de bulunan bu sabun, yağlı ciltlerde sıklık ile karşılaşılan sivilce ve siyah nokta gibi sorunların önüne de geçmektedir. Alerjik bir reaksiyona sebep olabilecek içerikte olmayan safran sabununun ciltte kullanılması halinde cildin uygun bir nemlendirici ile nemlendirilmesi tavsiye edilmektedir. SAFRAN SABUNUNUN İÇİNDE NE VAR?Her cilt ve saç tipi için kullanıma uygun olan safran sabununun içeriğinde, saç ve cilt sağlığını destekleyen doğal bileşenler bulunmaktadır. Bu sabunun içeriğinde cilde ve saça zarar verebilecek herhangi bir katkı maddesi bulunmamaktadır. Safran sabununun içerisinde kimyasal maddeler de bulunmamaktadır. Bu sabunun içerisinde safran yağına ek olarak; hindistan cevizi yağı, Hint yağı, zeytinyağı, badem yağı, kakao yağı ve shea yağı gibi birçok faydalı yağ bulunmaktadır. Sabunda hayvansal herhangi bir yağ bulunmamaktadır. Bitkisel yağlar bakımından son derece zengin olan safran sabunu, günlük kullanıma uygundur. Bu sabun saç ve yüzün haricinde tüm vücut için de tercih edilebilmektedir. Safran sabununun yan etkileri yoktur. Ancak aksi bir durum ile karşılaşılması halinde mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.

Yaz gribi nedir, belirtileri nelerdir? Yaz gribi nasıl geçer?

6 Haziran 2024 at 20:46
Yaz mevsiminde de tıpkı sonbahar ve kış aylarında olduğu gibi solunum yolu hastalıklarının görülmesi mümkündür. Hatta bu durum ‘yaz gribi’ tanısı ile sık sık adından söz ettirir. Virüsler mevsimsel olarak görülseler de yaz aylarında da gribe benzer semptomlar gözlenebilir. Yaz gribinin belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ancak bu rahatsızlığın ayırt edici birkaç belirtisi bulunmaktadır. Peki, yaz gribi kaç gün sürer, nasıl geçer? Yaz gribine ne iyi gelir? İşte konuya dair tüm merak edilenler… YAZ GRİBİ BELİRTİLERİ NELERDİR?Sıklık ile enfeksiyon sebebi ile ortaya çıkan ve solunum yolu ile de yayılan bir hastalık olarak tanımlanan yaz gribi, hava sıcaklığının birden rekor seviyelere ulaşmış olduğu şu günlerde adından söz ettirmeye başladı. Klima gibi havalandırma sistemlerinin daha fazla kullanılması ile birlikte kendini hissettiren yaz gribi, ayrıca vücut direnci düşen kişilerde de birtakım semptomların gözlenmesine yol açtı. Yaz gribi belirtileri genel olarak şu şekilde sıralanabilir: Üşüme ve titremeYüksek ateşVücutta ağrı, kaslarda ağrı,Hapşırma ve öksürmeBoğaz ağrısıBurun akıntısı ve tıkanıklıkTükenmişlik haliBaş ağrısıYaz aylarında grip vakalarının artmasına birçok faktör sebep olabilir. Mide gribi, soğuk algınlığı, akciğer iltihaplanması, bronşit ve farklı enfeksiyonlar, yaz gribinin semptomlarını tetikleyebilir. YAZ GRİBİ NASIL GEÇER?Yaz gribine bağlı olarak gelişen semptomların bir hekim kontrolünde değerlendirilmesi gerekir. Söz konusu semptomlar birçok farklı hastalıkta da gözlenebildiği için kişinin hayat kalitesini düşüren bu durumun altında yatan temel neden net olarak belirlenmelidir. Soğuk algınlığına benzer semptomlar ile kendini hissettiren ek olarak kişinin ciddi bir tükenmişlik durumunun içerisinde olmasına da yol açan yaz gribi, evde alınabilecek birtakım önlemler ile 1- 5 gün aralığında geçebilir. Yaz gribine olan kişilerin; bol bol dinlenmeleri, sıvı tüketimini artırmaları, sağlıklı beslenmeleri, bitkisel içecekler tüketmeleri ve hava nemlendiricilerinden destek almaları tavsiye edilir.

İştahsızlığa birebir! Çocuklar da tüketebiliyor... Siyah hardal tohumunun faydaları

6 Haziran 2024 at 20:40
Sarı çiçekli bir otun tohumu olarak bilinen ve özellikle yerli Amerikalılar tarafından bir baharat olarak tüketilen siyah hardal tohumu, faydaları ile adından söz ettiriyor. Özellikle et yemeklerini lezzetlendirmek için kullanılan bu tohumun içerik bakımından son derece zengin olduğunu belirten uzmanlar, çocukların da bu üründen yararlanabileceklerini ifade ediyor. Siyah hardal tohumunun düzenli olarak tüketilmeye başlanması ile birlikte insan vücudunda olumlu manada birçok değişikliğin gözlenebileceğini belirten uzmanlar, tohumun faydalarını tek tek açıkladı. SİYAH HARDAL TOHUMUNUN FAYDALARI NELERDİR?Siya hardal tohumunun en bilinen faydası, iştah açısı olmasıdır. Özellikle çocuklardaki iştahsızlık durumunun çözülmesine büyük katkılar sunan bu tohum, ayrıca yeme bozukluğu sorunu ile karşı karşıya olanlarda da olumlu değişikliklerin gözlenmesine aracılık eder. Siyah hardal tohumunun öne çıkan diğer faydaları şu şekilde sıralanabilir: Potasyum bakımından zengin olduğu için inme ve felç gibi hastalıklara yakalanma olasılığını düşürür.Kan akışını dengeler.Lif bakımından zengin olduğu için sindirim sistemini düzenler. Bağırsakları hareketlendirerek kabızlık sorununa karşı savaşır.Romatizmal hastalıkların belirtilerini hafifletir.Grip, soğuk algınlığı, boğaz enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu, koronavirüs gibi rahatsızlıkların etkilerini hafifletir.Huzursuzluk bacak sendromunun semptomlarını giderir.E, B, C ve K vitaminleri bakımından zengin olduğu için vücudun ihtiyaç duyduğu vitaminleri karşılar.Antioksidan bakımından zengin olduğu için serbest radikallere karşı savaşır. Dolayısı ile de kişinin kansere yakalanma olasılığını düşürür.Adet söktürücüdür.Sinirleri yatıştırır, uykuya geçişi hızlandırır.SİYAH HARDAL TOHUMU NASIL TÜKETİLİR?Siyah hardal tohumu baharat olarak tüketilebilir. Yanı sıra bu tohumun 5 dakikalık bir demleme neticesinde çay olarak tüketildiği de bilinmektedir. Tohum, turşu yapımında bir lezzetlendirici olarak da kullanılabilir. Siyah hardal tohumu, günde bir çay kaşığı kadar aç karna ve bol su ile tüketilmelidir. Kan sulandırıcı ve antidepresan ilaç kullananlar siyah hardal tohumu tüketiminden kaçınmalılardır. Ayrıca hamilelerin ve emziren kadınların da bu tohumu tüketmeleri tavsiye edilmemektedir.

Yıkasanız da geçmiyor mu? Çözümü belli... Ayakkabı kokusunu gideren yöntemler

6 Haziran 2024 at 20:34
Ayakkabı kokusu nerede ise herkesin başına bir kere de olsa gelmiş olan can sıkıcı bir sorundur. Bu soruna sebep olan birçok faktör bulunur. Ayak terlemesi, uzun süreli ayakkabı kullanımı, ayakkabı materyali, mantar ve daha pek çok faktör, ayakkabıların özellikle yaz aylarında rahatsızlık verici bir biçimde kokmalarına yol açabilir. Ayakkabı kokusunun giderilebilmesi için özel olarak üretilmiş birtakım tabanlıklar bulunur. Bu tabanlıklar için ek bir harcama yapmak istemeyenler ise evlerinde olan ürünleri değerlendirerek ayakkabılarının mis gibi kokmalarını sağlayabilir. AYAKKABI NEDEN KOKAR?Ayakkabı kokusunun nasıl geçirilebileceğine geçmeden önce ayakkabılarda koku oluşumuna yol açan faktörlerin bilinmesinde fayda vardır. Ayakkabı kokusuna neden olan temel faktör ayakların terlemesidir. Bunun yanı sıra uzun süre boyunca, temizlenmeden kullanılan ayakkabılarda bakteri oluşumu da fazla olur. Söz konusu bakteriler de kokunun temel kaynakları arasında yer alır. Ayak ve tırnak mantarları da ayakkabılarda dayanılmaz bir kokunun oluşmasına yol açar. Bu neden ile öncelikle ayak ve tırnak bakımına özen gösterilmeli sonrasında ise ayakkabılar materyallerine uygun bir şekilde düzenli olarak temizlenmelilerdir. AYAKKABI KOKUSU NASIL GEÇER?Ayakkabı kokusunun giderilebilmesi için ilk olarak ilgili ürününün düzenli olarak temizlenmesi gerekir. Yanı sıra anlık müdahalelerde ayakkabı kokusu giderici spreyler kullanılabilir. Aynı ürünün toz formu da yine koku giderme amacı ile kullanılabilir. Ayakkabıların içerisinde oluşan nem, kokuya sebep olan başlıca faktörler arasında yer alır. Bunun için nem giderici ürünlerden destek alınması önemlidir. Kedi kumu, nem giderme konusunda son derece başarılıdır. Ayakkabının içerisine döktüğünüz bir miktar kedi kumunun nemi hızlı bir şekilde hapsettiğini göreceksiniz. Yanı sıra geceden ayakkabının içine döktüğünüz mısır nişastası da kedi kumu ile aynı görevi görecektir. Ayakkabı kokusunu gidermede kullanabileceğiniz bir diğer yöntem de esans ve uçucu yağlardır. Ayakkabı içlerine birkaç damla portakal veyahut da limon yağı damlatmanız halinde kokunun kısa süre içerisinde yok olduğunu göreceksiniz.

İltihabı kurutuyor, bağışıklığı güçlendiriyor! Reyhan şerbeti nasıl yapılır?

6 Haziran 2024 at 20:26
Uçları sivri, yeşil ve mor renklerinde olan reyhan, fesleğenin bir türüdür. Hoş kokusu ve farklı aroması ile farklı farklı alanlarda kullanılan reyhan, genellikle şerbet olarak tüketilir. Salataları lezzetlendiren reyhan, Akdeniz ve Ege’de yetiştirilmektedir. Vitamin ve mineral bakımından son derece zengin olan bu bitkinin insan sağlığını birçok açıdan desteklediğini belirten uzmanlar, reyhan şerbetinin faydalarını tek tek açıkladı. REYHAN ŞERBETİ NEDİR, NASIL YAPILIR?Reyhandan elde edilen bir tür içecek olan reyhan şerbeti, insan sağlığını destekleyen vitamin ve mineraller açısından zengindir. İçeriğinde kalsiyum, A ve K vitaminleri, potasyum, demir ve çinko bulunan bu bitki, başta bağışıklık sistemi olmak üzere vücudun pek çok sistemini doğrudan etkilemekte ve güçlendirmektedir. Reyhan şerbetinin yapımı da son derece basittir. Temizlenen reyhanların üzerlerine sıcak su ilave edilmesinin ardından şeker, karanfil ve limon gibi tatlandırıcılar kullanılabilir. Demlenen şerbet, soğuk olarak tüketilebilir. REYHAN ŞERBETİNİN FAYDALARI NELERDİR?Yüksek besin değerleri ile dikkat çeken reyhan şerbeti, hafızadan sindirim sistemine kadar vücudu birçok açıdan güçlendirmektedir. Reyhan şerbetinin düzenli olarak tüketilmesi, kişiyi birçok hastalıktan korumak ile birlikte mevcut hastalıkların etkilerinden de arındırır. Bu şerbetin başlıca faydaları şu şekilde sıralanabilir: Antioksidan bakımından zengin olduğu için hücre hasarına sebep olan serbest radikallere karşı savaşır.Sindirim sistemini rahatlatır.Midede oluşan yanma hissini hafifletir. Ayrıca mide rahatsızlıklarının tedavilerini de destekler.Antiinflamatuar özellikte olduğu için vücut içi iltihabın kurumasına yardımcı olur.Eklem ağrılarını ve kas ağrılarını dindirir.C vitamini bakımından zengin olduğu için bağışıklık sistemini güçlendirir. Böylelikle hastalıklara yakalanma olasılığını düşürmüş olur.Stres bulgularını hafifletir.Uykuya geçişi hızlandırarak uyku düzeninin oluşturulmasına yardımcı olur.Lif bakımından zengin olduğu için metabolizmayı hızlandırır. Bu sayede kilo kontrolünün yapılmasına katkıda bulunur.Hazımsızlığa iyi gelir.Bağırsakların doğru çalışmasını destekler.Kan şekerini düzenler.Şeker hastalığına yakalanma olasılığını düşürür.

❌
❌