Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Dün — 3 Mayıs 2024Sağlık

Çinko nedir, ne işe yarar, eksikliği belirtileri nelerdir? Çinko hangi besinlerde bulunur?

3 Mayıs 2024 at 20:35
Çinko, vücut için kritik öneme sahip bir mineraldir ve çeşitli görevleri vardır. Fakat; vücut çinkoyu depolayamaz, bu nedenle günlük olarak dışarıdan alınması gereklidir. Çinko eksikliği, her yaşta görülebilir ve ileri seviyede olduğunda çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu yazıda, çinkodan bahsedecek, ne işe yaradığını aktaracak, eksikliği durumunda hangi semptomların görüldüğünü açıklayacağız. Çinko Nedir?İnsan vücudu, sağlıklı bir işlevsellik için çeşitli mikro besinlere ihtiyaç duyar ve bu besinler arasında mineraller önemli bir yere sahiptir. Çinko da iz elementler arasında hayati bir role sahiptir. Bağışıklık sistemi ve metabolik aktivitelerde önemli görevler üstlenen çinko, vücudun toplam mineral miktarının büyük bir kısmını oluşturur. Sinir sisteminin güçlendirilmesi ve bağışıklık sisteminin desteklenmesi için, yeterli miktarda çinko alımını gereklidir. Çinko Ne İşe Yarar?Vitamin ve mineraller, vücudun işleyişini sürdürebilmesi için elzemdir. Bunlardan biri eksik olduğunda, vücut sistemleri düzgün çalışamaz ve sağlık sorunları ortaya çıkar. Çinko da bu önemli elementlerden biridir ve vücutta çeşitli önemli işlevleri yerine getirir. Çinko, hücre büyümesi ve bölünmesi için gereklidir; vücut dokularının yenilenmesini sağlar. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Aynı zamanda, vücuttaki iltihabı azaltır. Yaraların iyileşme sürecini hızlandırarak doku onarımını destekler. Bu nedenler ile; çinko vücut için hayati bir mineraldir ve düzenli olarak alınması sağlık açısından önemlidir. Günlük Çinko İhtiyacı Ne Kadardır?Farklı yaş gruplarına göre önerilen günlük çinko ihtiyacı değişiklik gösterir. Örneğin, 0-6 aylık bebekler için günlük çinko ihtiyacı yaklaşık 2 mg iken, 7-12 aylık bebeklerde bu miktar 3 mg'a çıkar. 1-3 yaş arasındaki çocuklar için önerilen günlük çinko miktarı 3 mg iken, 5-8 yaş arasındaki çocuklar için bu miktar 5 mg'dır. 9-12 yaş arasındaki çocuklar için ise günlük çinko ihtiyacı 8 mg kadardır. 15 yaşından büyük erkeklerde günlük çinko ihtiyacı yaklaşık 11 mg; hamile ve emziren kadınlar için bu miktar biraz daha yüksek olup yaklaşık 12 mg'dır. Genel olarak, yetişkinlerde günlük çinko ihtiyacının 10 mg olduğu kabul edilir. Çinko Eksikliği Nedir?Çinko eksikliği, vücutta çinko mineralinin yeterli seviyede olmaması durumunu ifade eder. Çinkonun vücutta yüksek konsantrasyonlarda bulunmasına gerek olmasa da, belirli bir miktarının varlığı elzemdir. Bu eksiklik genellikle fark edilmez ve bazen kalıtsal bir rahatsızlık olan akrodermatit enteropatika gibi durumlarda ortaya çıkabilir. Çinko eksikliği teşhisi, kan ve idrar testleri ile yapılan incelemeler sonucunda konulur. Çinko Eksikliği Belirtileri Nelerdir?Çinko eksikliği, vücudun sağlıklı işleyişini engeller ve çeşitli belirtiler ile kendini gösterir. Bu belirtiler arasında; iştahsızlık, yavaş büyüme, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve cilt değişiklikleri öne çıkar. Ayrıca; ciltte egzama benzeri görünümler, kilo kaybı, yavaş iyileşen yaralar, saç dökülmesi ve koku/tat alma duyusunda zayıflama yer alır. İshal, görme problemleri, sık enfeksiyonlar, cinsel işlev bozuklukları, sinirli hissetme ve konsantrasyon eksikliği gibi belirtiler de çinko eksikliğinin göstergeleri olabilir. Çinko Hangi Besinlerde Bulunur?Çinko, hem hayvansal hem de bitkisel kaynaklı pek çok besinde bulunmaktadır. Bilinen bir gerçek, hayvansal kaynakların çinko içeriğinin ve vücut tarafından emiliminin bitkisel kaynaklara göre daha yüksek olduğudur. Çinko içeren bazı hayvansal ve bitkisel besinler şunlardır: TavukHindiSusamMantarYeşil yapraklı sebzelerKakaoYumurtaKabuklu deniz ürünleriHardalPatatesYer fıstığıKırmızı et

Beta glukan nedir, ne işe yarar? Beta glukan ne kadar tüketilmelidir?

3 Mayıs 2024 at 20:32
Beta glukan; çavdar, yulaf ve arpa gibi doğal gıdalarda bulunan bir çözünür lif türüdür ve sağlık üzerine pek çok faydası bulunmaktadır. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinden kalp sağlığının korunmasına kadar çeşitli alanlarda etkili olan beta glukan, aynı zamanda kan şekerinin dengelemesine de katkı sağlar. Bu yazıda, beta glukan hakkında ayrıntılı bilgilere yer verecek, ne olduğundan ve faydalarından bahsedeceğiz. Beta Glukan Nedir?Beta glukan, diyet liflerinin bir türüdür ve çözünür lifler grubuna dahildir. Genelde bazı bitki, bakteri ve mantar hücrelerinin duvarlarında bulunur. Bu lif türü, sindirim sisteminde su ile temas ettiğinde yoğun ve jel benzeri bir kıvam oluşturur. Özellikle; çavdar, yulaf ve arpa gibi gıdalarda doğal olarak bulunur ve aynı zamanda bazı takviye gıdalara da eklenir. Beta glukanın sağlık üzerine olumlu etkileri vardır. Özellikle kolesterol seviyelerini dengeleme, iltihabı azaltma ve kan şekerini kontrol altında tutma gibi önemli roller üstlenir. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine de katkı sağlar. Bu nedenle beta glukan, beslenme programlarında önemli bir yere sahiptir. Beta Glukan Ne İşe Yarar?Beta glukan, sindirilemeyen bir çözünür lif türüdür. Bağırsaklarda sindirilemediği için sindirim sisteminde gıda geçişini yavaşlatır; böylece karbonhidratların daha yavaş emilmesini sağlar ve kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olur. Ayrıca beta glukan, uzun süre tok hissetmenize yardımcı olur. Vücudun kolesterolü yiyeceklerden emmesini engelleyerek kalp hastalığı riskini de azaltır. Bağışıklık sistemini düzenleyerek enfeksiyonları önlemeye yardımcı olur. Beta glukan, sağlıklı bir yaşam sürmek için önemli bir bileşendir. Beta Glukanın Faydaları Nelerdir?Beta glukan, sağlık için önemli bir liftir ve çeşitli faydalar sağlar. Bu faydaları şu şekilde listeledik: Beta glukanın düzenli tüketimi, LDL olarak bilinen kötü kolesterol seviyelerini azaltarak kalp sağlığını korumaya yardımcı olur. Yapılan çalışmalar, günlük olarak 3 gram beta glukan tüketiminin LDL kolesterol seviyelerini önemli ölçüde azaltabileceğini göstermektedir.Beta glukan, antioksidan özelliklere sahiptir ve vücuttaki serbest radikalleri de dengeler.Beta glukanın kan şekerini dengelemede etkili olduğu gözlemlenmiştir. Yapılan çalışmalar, günlük 2,5-3 gram beta glukan tüketiminin özellikle kan şekeri seviyesinin ayarlanmasında ve insülin seviyesinin dengelenmesinde yardımcı olduğunu ortaya koymaktadır.Bazı araştırmalar, beta glukanın bağışıklık sisteminin normal fonksiyonlarını desteklediğini göstermektedir.Doktor tavsiyesi ile beta glukan, egzama ya da dermatit gibi cilt problemlerinin tedavisinde destek olarak kullanılır.Yorgunluk, mevsim geçişleri, stres, nezle gibi durumlarda zararlı bakteriler ile savaşır. Bu neden ile bu tür enfeksiyonlarda destek ürünü olarak beta glukan tercih edilir.Beta Glukan Ne Kadar Tüketilmelidir?Beta glukanın tüketim miktarı kişinin yaşına ve sağlık durumuna göre değişiklik gösterir. Ama; genelde günlük 2 ila 6 gram arasında bir tüketim idealdir. Aşırı miktarda beta glukan tüketimi sindirim sistemi şikayetlerine neden olabilir. Bu nedenle, önerilen dozajı aşmamak önemlidir. Beta Glukan Hangi Besinlerde Bulunur? Beta glukan, çeşitli besinlerde doğal olarak bulunan bir lif türüdür. Bu besinler arasında; yulaf, arpa, çavdar, mısır, buğday, pirinç ve mantar öne çıkar. Ayrıca deniz yosunu da beta glukan içerir. Bu besinlerin düzenli olarak tüketilmesi, vücuda beta glukan sağlar. Beta Glukanın Yan Etkisi Var Mıdır? Beta glukanın yüksek miktarda tüketilmesi durumunda; gaz, karın ağrısı ya da şişkinlik gibi istenmeyen yan etkilere neden olabilir. Özellikle, sağlık problemleri nedeni ile ilaç kullanan kişilerin beta glukan ya da diğer takviye gıda ürünlerini kullanmadan önce doktorlarına danışmaları önemlidir. Bu takviyeler, mevcut tedaviler ile etkileşebileceği için doktora danışmak önemlidir.

Keten tohumunun faydaları nelerdir, neye iyi gelir?

3 Mayıs 2024 at 20:29
Keten bitkisinden elde edilen keten tohumu, sağlık üzerine pek çok fayda sunar. Bu makalede, keten tohumu hakkında ayrıntılı bilgiler sunacağız... Keten Tohumu Nedir?Keten tohumu, Linum Usitatissimum bitkisinin minik, susama benzeyen tohumlarıdır. Küçük boyutlarına rağmen, sağlık dolu içeriği ile oldukça zengin bir besindir. Omega-3 yağ asitleri, lif, protein, vitaminler ve mineraller açısından önemli bir kaynaktır. Ayrıca, içerdikleri lignanlar gibi fitokimyasallar, antioksidan ve östrojenik özellikler taşıyarak sağlık açısından pek çok fayda sunarlar. Keten tohumunun besin değerlerine baktığımızda ise, küçük bir miktarında bile zengin bir içeriğin olduğunu görürüz. Bir çorba kaşığı öğütülmüş keten tohumu; omega-3 yağ asitleri, lif ve düşük kalorisi ile dikkat çeker. 100 gram keten tohumunda ise, oldukça yüksek miktarlarda; protein, yağ, karbonhidrat, kalsiyum, fosfor ve demir bulunur. Keten tohumunun sağlık açısından çeşitli faydaları vardır. İltihap ile savaşır, uykusuzluğa karşı mücadele eder, kemik sağlığını destekler, sinir sistemini güçlendirir ve hatta kanser riskini azaltır. Keten Tohumunun Faydaları Nelerdir?Keten tohumunun faydaları oldukça çeşitlidir: Keten tohumunda bulunan alfa-linolenik asit, anti-inflamatuar özelliklere sahiptir ve iltihaplanmayı azaltır.Keten tohumu, özellikle; meme, kolon ve prostat kanserlerini önler.Keten tohumu yağının ciltteki hassasiyeti azalttığı bilinmektedir.Keten tohumu, saç sağlığına katkıda bulunur.Bitkisel bir protein ve omega 3 kaynağı olan keten tohumu, vegan ve vejetaryen beslenme tarzı için idealdir.Keten tohumunda bulunan tiamin, sinir sistemi sağlığını korumaya yardımcı olur.Keten tohumu, antioksidan özellikleri sayesinde kanser riskini azaltır.Antioksidan içeriği sayesinde keten tohumu, oksidatif stresi azaltarak erken yaşlanma ve Alzheimer riskini düşürür.Keten tohumu, içerdiği lifler sayesinde tokluk hissi verir. Bu da, kilo kontrolü için önemlidir.Keten tohumundaki yağlar, kötü kolesterolü düşürmeye ve kalp sağlığını desteklemeye yardımcı olur.İçerdiği magnezyum sayesinde keten tohumu, uyku düzenini ve ruh halini düzeltir.Keten tohumunun kan şekerini düşürücü etkisi bulunur.İçerdiği lifler sayesinde keten tohumu, sindirim sistemini düzenler.Keten Tohumunun Olası Zararları Nelerdir?Keten tohumunun olası zararları şöyle verilmiştir: Yüksek potasyum içeriği, böbrek hastalığı olan kişilerde olumsuz etkilere yol açabilir ve böbrek fonksiyonlarını etkileyebilir.Divertikülit hastalığı olan kişiler, keten tohumu gibi tohumları bütün olarak tüketmemelidir; çünkü keten tohumu, hastalığın semptomlarını kötüleştirir.Hamilelik ve emzirme dönemlerinde keten tohumu tüketimi önerilmez; bazı bileşenleri zararlıdır.Keten tohumundaki fitoöstrojen içeriği, östrojen bağımlı kanser türlerine sahip olan kişilerde risk oluşturabilir ve tüketilmesi önerilmez.Keten Tohumu Nasıl Kullanılır?Keten tohumunu kullanmanın en etkili yolu, onu öğütmektir. Keten tohumu bütün olarak tüketildiğinde, sindirim sisteminden geçip gider ve faydalarını sunamaz. Bu nedenle, öğütülmüş keten tohumu kullanımı tercih edilir. Keten tohumu, toz, tablet ya da kapsül formunda takviye olarak da alınabilir. Keten Tohumunun Besin Değerleri 7 gram keten tohumunun kalorisi ve besin değerleri şu şekildedir: Kalori: 37 kcalKarbonhidrat: 2.02 gramProtein: 1.28 gramYağ: 2.95 gram100 gram keten tohumunun besin değerleri ise şöyledir:  Karbonhidrat: 28.88 gramProtein: 18.29 gramYağ: 42.16 gramLif: 27.3 gramKolesterol: 0 mgSodyum: 30 mgPotasyum: 813 mgKalsiyum: 255 mgVitamin A: 0 IUVitamin C: 0.6 mgDemir: 5.73 mg

Kıkırdakta doğal olarak bulunan Glukozamin nedir, ne işe yarar?

3 Mayıs 2024 at 20:23
Glukozamin, eklemlerin yapı taşı olan kıkırdakta doğal olarak bulunan bir bileşiktir. Eklemleri destekleyerek kıkırdakları tamir eder ve yeniler, böylece osteoartrit gibi eklem hastalıklarının belirtilerini hafifletir. Özellikle yaş ilerledikçe glukozamin üretimi azalır, bu nedenle yaşlanmaya bağlı eklem sorunları ile mücadele edenler glukozamin takviyelerine yönelirler. Bu takviyeler, deniz canlılarının kabuklarından elde edilen glukozamin kaynaklarından yapılır. Glukozamin, hem eklem sağlığına destek olur, hem de yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olur. Bu yazıda, glukozamin ile ilgili detaylardan bahsedeceğiz. Glukozaminin ne işe yaradığını ve nasıl kullanıldığını öğrenmek istiyorsanız, buyurunuz yazımıza! Glukozamin Nedir?Glukozamin, eklemlerin yapı taşı olan kıkırdakta bulunan bir bileşiktir; bu bileşenler eklemlerin sağlıklı ve esnek olmasını sağlar. Ayrıca, eklem ağrısını azaltıcı ve anti-aging özelliklere sahiptir. Glukozamin takviyeleri yaşlanma belirtileri ile mücadele etmek ve eklem sağlığını desteklemek için kullanılır. Bununla birlikte, sindirim sağlığı üzerinde de olumlu etkilere sahiptir; bağırsaklardaki faydalı bakterilerin dengesini iyileştirerek genel sağlığa katkı sağlar. Glukozaminin uzun süreli kullanımı, genelde yan etkisizdir. Glukozamin, yaşam kalitesini artırmaya yardımcı bir takviyedir. Glukozamin Ne İşe Yarar?Glukozamin, pek çok sorununa çözüm sunar. Özellikle yaş ile birlikte ortaya çıkan eklem rahatsızlıklarının tedavisinde etkilidir. Bu bileşik, çeşitli rahatsızlıkların semptomlarını hafifletmek ya da ilerlemesini önlemek için kullanılır. Bunlar arasında; multiple sklerozun ilerlemesini engelleme, osteoartrit ve kemik erimesi gibi eklem rahatsızlıklarının tedavisi, huzursuz bağırsak sendromunun düzenlenmesi, temporomandibular eklem enfeksiyonunun neden olduğu ağrıların azalması ve interstisyel sistit tedavisi bulunmaktadır. Glukozamin Hangi Besinlerde Bulunur?Glukozamin, doğal olarak; kabuklu deniz canlılarında, kemik iliğinde, kıkırdakta ve bazı mantarların kabuklarında bulunur. Kabuklu deniz ürünleri, özellikle; karides, yengeç ve istiridye gibi deniz mahsulleri, glukozamin kaynağı olarak öne çıkar. Glukozamin Nasıl Kullanılır?Glukozamin, takviye olarak; tablet, kapsül ya da enjeksiyon formunda temin edilebilir. Bu takviye; sabah ya da akşam, tok ya da aç karnına alınabilir ve günlük olarak üç kez kullanılabilir. Kullanım sıklığı ve konusunda doktora başvurmak önemlidir. Özellikle kireçlenme gibi durumlar için glukozamin sülfatın dört hafta boyunca düzenli olarak alınması önemlidir. Dört haftalık kullanım, diz osteoartriti gibi durumlar ile mücadele eden kişilerde ağrının azalmasına ve işlevin artmasına yardımcı olur. Glukozamin Eksikliğinin Semptomları Nelerdir?Glukozamin eksikliği genelde yaşlanma süreci ile birlikte ortaya çıkar. Zamanla, vücuttaki glukozamin gibi temel besin maddeleri azalır ve eklem sıvısı incelir. Bu eksiklik; rahatsız edici ağrılar, eklem sertliği ve hareket kısıtlılığı gibi belirtilere neden olur. Glukozamin eksikliği yaşayan kişilerde genelde şu semptomlar görülür: Eklem ağrılarıOsteoartrit belirtileriKemik yoğunluğunun azalmasıKas ve eklem sertliğiKas kütlesinde ve gücünde azalmaKimler Glukozamin Kullanabilir?Glukozamin, günlük diyet ile alınamayan bir besin olduğu için takviye olarak kullanılır. Özellikle eklem ağrıları ve romatizmal rahatsızlıklar yaşayanlar için önerilir. Bununla birlikte, kas ve iskelet sistemi sağlığını korumak isteyenler de glukozamin takviyelerine başvurabilirler. Glukozamin Takviyesinin Yan Etkisi Var Mıdır? Glukozamin takviyeleri güvenlidir; yine de bazı kişilerde yan etkilere neden olabilir. Özellikle deniz ürünlerine alerjisi olan bireylerde komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Glukozaminin olası yan etkileri arasında; mide bulantısı, kusma, göğüste yanma hissi, baş ağrısı, uyuşukluk, ishal ya da kabızlık ve cilt döküntüleri bulunabilir.

Çiğ kahve yemenin faydaları nelerdir, neye iyi gelir?

3 Mayıs 2024 at 20:13
Çiğ kahve, porsiyon kontrolü ile tüketildiği takdirde, pek çok faydası bulunan bir gıdadır. Bu yazıda, çiğ kahve ile ilgili bilgilendirmeler yapacak, çiğ kahvenin sağlık üzerine faydalarını inceleyeceğiz. Çiğ Kahvenin Faydaları Nelerdir?Çiğ kahvenin sağlık açısından sunduğu faydalar göz ardı edilemez. Kavrulmamış kahve çekirdekleri, sağlık için oldukça önemli olan besin değerlerini barındırır. Bu özel kahve, istenirse toz haline getirilerek tüketilebilir. Çiğ kahvenin faydalarını şu sıra ile derledik: Çiğ kahvenin faydaları arasında ilk sırayı kalp sağlığına olan olumlu etkileri almaktadır. İçerdiği besin değerleri, kalp krizi riskini azaltır.Metabolizmayı hızlandırma özelliği ile de bilinen çiğ kahve, yağ yakımını artırarak kilo vermeye yardımcı olur.Bağışıklık sistemini güçlendirme konusunda da çiğ kahve önemli bir rol oynarCilt sağlığı için de çiğ kahve oldukça etkilidir. Cilt kanserinden koruyucu etkileri bulunur. Bu nedenle cildin daha sağlıklı ve parlak görünmesini sağlar.Diyabet riskini azaltma konusunda da çiğ kahve önemli bir rol oynar. İçerdiği besin değerleri sayesinde insülin direncini korur.Çiğ kahve, yaş ilerledikçe ortaya çıkabilecek Parkinson hastalığı riskini azaltma potansiyeline sahiptir. Çiğ kahve tüketimi, sinir sistemini desteklediği için bu tür hastalıkların riskini azaltır.Normal kahvenin aksine çiğ kahvenin kafein oranı oldukça düşüktür; bu da fazla kafein alımından kaçınmak isteyenler için önemli bir avantaj sağlar.Çiğ Kahve Ne İşe Yarar?Çiğ kahve, zengin besin değerlerine sahiptir. Çiğ kahvenin toz ya da ham halde tüketilmesi, sağlık açısından fark etmez; kişi tercihine göre kullanabilir. Kalp sağlığını koruma, diyabet riskini azaltma ve Parkinson gibi hastalıkların ortaya çıkma olasılığını düşürme gibi önemli faydaları bulunan çiğ kahve, sağlık için faydalıdır. Bu sebeplerle, çiğ kahve herkesin sağlıklı yaşam listesinde yer almalıdır. Çiğ Kahve Yenilebilir Mi?Evet, çiğ kahve yenilebilir. Çiğ kahvenin vücuda pek çok faydası bulunmaktadır; bu nedenle çiğ kahveyi güven ile tüketebilirsiniz. Ancak; her şeyde olduğu gibi çiğ kahve tüketiminde de aşırıya kaçmamak önemlidir. Çiğ Kahve Nasıl Tüketilebilir?Çiğ kahve tüketimi, kişinin tercihlerine ve alışkanlıklarına göre değişiklik gösterebilir. Genelde çiğ kahve, hem ham hali ile çiğnenerek tüketilebilir, hem de toz haline getirilerek çeşitli yöntemler ile demlenebilir. Toz haline getirilmiş çiğ kahve, bir fincan su ile cezveye konarak geleneksel Türk kahvesi pişirme yöntemi ile hazırlanabilir. İsteğe göre içerisine bal gibi gıdalar ilave edilebilir. Çiğ Kahve Tüketirken Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?Çiğ kahve tüketirken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır: Çiğ kahve tek başına tüketildiğinde kilo vermeye yardımcı olmaz. Beslenme düzeni ve egzersiz gibi faktörler de kilo verme sürecinde dikkat edilmesi gereken noktalardır. Düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme ile birlikte çiğ kahve tüketimi; metabolizmayı hızlandırarak kilo verme sürecine destek olur.Çiğ kahvenin faydaları olsa da fazla miktarda tüketimi bazı sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle günde 2 fincandan fazla çiğ kahve tüketimi; kalp çarpıntısı, yüksek tansiyon ve demir eksikliği gibi sorunlara neden olabilir.Kalp rahatsızlığı olan kişilerin çiğ kahve tüketmeden önce doktorlarına danışmaları önemlidir. Çünkü çiğ kahve, kavrulmuş kahvelerden farklıdır ve kalp sağlığını etkileyebilir. Özellikle kalp sorunları yaşayan kişilerin tüketim miktarını ve sıklığını doktorları ile konuşmaları gerekir.

Daha ince bir bele nasıl sahip olunur?

3 Mayıs 2024 at 00:48
Göbek bölgesindeki yağları eritmek ve daha ince bir bel elde etmek birçok kişi için meydan okunabilecek bir hedef olabilir. Ancak, doğru stratejiler ve disiplinle, bu hedefe ulaşmak mümkündür. Sizin için göbek bölgesindeki yağları azaltmanın etkili yollarını derledik. İşte uygulayabileceğiniz yöntemler...

3 yıldır organ bekliyordu! Melek böbreğiyle hayat oldu!

3 Mayıs 2024 at 08:15
Çanakkale'de, 3 yıldır diyalize bağlı yaşamını sürdüren 41 yaşındaki Turan Cinislioğlu'na, Yalova'da organ bağışı taahhüdünde bulunduktan 3 gün sonra trafik kazası sonucu beyin ölümü gerçekleşen 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Melek Karakaş'ın böbreği nakledildi

Dünden önceki günSağlık

Kolajen desteği almalı mıyız?

2 Mayıs 2024 at 17:24
Kolajen üretimi 30'lu yaşlardan sonra azalmaya başlıyor. Radyasyon, sigara, hava kirliliği, çevresel ve stres kaynakları vücutta serbest oksijen radikallerini artırarak kolajen hasarına ve kaybına neden oluyor. Peki kolajen takviyesi gerekli mi, ne zaman kullanılmaya başlanmalı? Genel Cerrahi, Meme, Tiroid ve Onkolojik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Emin Güneş yazdı

Ölümcül virüsle ilgili aile hekimlerine uyarı!

2 Mayıs 2024 at 16:57
Prof. Dr. Nurcan Baykam, zehirli keneler sebebiyle bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının griple aynı belirtileri gösterdiğini belirterek, “KKKA hastaları ilk günlerde grip benzeri şikayetlerle sağlık kuruluşlarına başvuruyor. Özellikle aile hekimlerinin KKKA ihtimalini da göz önüne alarak mutlaka ayırıcı tanı içerisinde gözden geçirerek, buna göre tetkik ve takibini yapması gerekiyor” dedi

Araştırma: Son 5 yılda 1 milyondan fazla dövme sildirme işlemi uygulandı

2 Mayıs 2024 at 18:35
Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya ve Kanada'da 2019-2024 yılları arasında 1 milyondan fazla dövme silme tedavilerini kapsayan araştırmanın verileri paylaşıldı. Dövme sildirmenin en yaygın nedenleri arasında, ‘İş ve işyeri gereksinimlerini karşılama, yaşam değişiklikleri, dövmenin anlamını yitirmesi, dövme kalitesi ilgili hayal kırıklığı ve yeni bir dövme için yer açmak’ olarak belirtildi.

Barbunya Besin Değeri: Barbunya Kaç Kalori?

2 Mayıs 2024 at 18:38
Barbunya sağlık için çok iyidir. Astım ve şeker hastaları için sağlıklı bir seçenektir. Bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olurlar. Harika bir vitamin, mineral, protein, diyet lifi ve demir kaynağıdırlar. Sağlığımız için faydalı olan antioksidanlar içerirler.

"Kalp krizlerinin nedeni aşılar değil, hava kirliliği”

2 Mayıs 2024 at 11:19
Türk Toraks Derneği, havada bulunan zararlı maddelerle ilgili araştırma yaptı. Buna göre DSÖ kriterleri baz alındığında, Türkiye'de havası temiz şehir neredeyse yok. 2020-2022 yılları arasında, Covid'in neden olduğu ölümlerden çok daha fazlası hava kirliliğine bağlı olarak gerçekleşti. Çalışmayı yürüten ekipten göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Merve Erçelik ile Dr. Öğretim Üyesi Sabri Serhan Olcay, son yıllarda artan genç yaşta kalp krizi vakalarının sanıldığı gibi aşılar değil, hava kirliliğinin vücutta yol açtığı zararlar nedeniyle gerçekleştiğini düşündüklerini kaydetti

Dövmede dikkat çeken veri! Son 5 yılda 1 milyondan fazla...

2 Mayıs 2024 at 09:48
Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya ve Kanada'da 2019-2024 yılları arasında 1 milyondan fazla dövme silme tedavilerini kapsayan araştırmanın verileri paylaşıldı. Dövme sildirmenin en yaygın nedenleri arasında, ‘İş ve işyeri gereksinimlerini karşılama, yaşam değişiklikleri, dövmenin anlamını yitirmesi, dövme kalitesi ilgili hayal kırıklığı ve yeni bir dövme için yer açmak’ olarak belirtildi

Havuç yemek daha iyi görmemizi sağlar mı?

1 Mayıs 2024 at 23:25
Havuç, göz sağlığının koruyucusu olarak bilinir. Ancak bu popüler inanışın gerçekte ne kadarı doğru? Havucun gerçekten görme yeteneğimize nasıl yardımcı olduğunu ve göz sağlığını nasıl etkilediğini sizler için derledik. İşte, havucun gerçekten iyi görmemizin sağlayıp sağlamadığının cevabı!

Portakal suyu tüketmenin faydaları

2 Mayıs 2024 at 08:53
C vitamini ve potasyum gibi temel besinler bakımından doğal yoldan zengin ve ayrıca ticari türleri genelde kalsiyum ve D vitamini ile güçlendiriliyor.Yine de onun sağlıklı bir beslenmede yerinin olup olmadığına dair tartışmalar devam ediyor.Aşağıda portakal suyunun 5 faydasını görebilirsiniz. Bazı Önemli Besinler Bakımından ZenginPortakal suyunda C vitamini, folat ve potasyum gibi pek çok besin değeri yüksek oranda bulunuyor. 240 ml’lik bir porsiyonunda aşağı yukarı şunlar var: Kalori: 110 kcalProtein: 2 gramKarbonhidrat: 26 gramC vitamini: Günlük ihtiyacın %67’siFolat: Günlük ihtiyacın %15’iPotasyum: Günlük ihtiyacın %10’uMagnezyum: Günlük ihtiyacın %6’sıPortakal suyu konsantre bir C vitamini kaynağı. Bu suda çözünen vitamin güçlü bir antioksidan olarak da görev yapıyor ve bağışıklık sistemi fonksiyonlarında temel bir rol oynuyor. Buna ek olarak C vitamini kemik oluşumuna, yaraların iyileşmesine ve diş eti sağlığına da yardımcı oluyor.Portakal suyu ayrıca folat bakımından da zengin ve bu madde DNA sentezi için gerekli ve fetal gelişim ile büyümeyi de destekliyor.Potasyum minerali bakımından da mükemmel bir kaynak. Potasyum tansiyonu düzenliyor, kemik kaybını önlüyor ve kalp hastalıkları ile inmeye karşı koruma sağlıyor. Antioksidanlar Bakımından ZenginPortakal suyundaki antioksidanlar oksidatif hasarı önleyerek sağlığı iyileştiriyorlar. Bu hasar antioksidanlar ile serbest radikaller adı verilen dengesiz moleküller arasındaki dengesizlikten kaynaklanıyor.Araştırmalar antioksidanların genel sağlığı koruma açısından çok önemli olduklarını gösteriyorlar. Hatta kalp hastalıkları, kanser ve diyabet gibi kronik rahatsızlıklara karşı koruma bile sağlayabilirler.. Portakal suyu flavonoidler, karotenoidler ve askorbik asit gibi antioksidanlar için iyi bir kaynak.8 haftalık bir çalışmada, günlük 750 ml portakal suyu içmenin antioksidan durumunu ciddi şekilde arttırdığı görülmüş.Bir başka çalışmada da benzer bulgular görülmüş ve 90 gün boyunca günlük 591 ml portakal suyu içmenin yüksek kolesterole ve trigliseritlere sahip 24 yetişkinde toplam antioksidan durumunu arttırdığı görülmüş.Ayrıca 4000’den fazla yetişkin ile yapılan bir çalışmada, portakal suyu ABD’deki bireylerin antioksidan kaynakları arasında zirveyi elde etmiş. Portakal suyunun yanında çay, orman meyveleri, şarap, takviyeler ve sebzeler bulunuyormuş. Böbrek Taşlarını Önlemeye Yardımcı OlabilirBöbrek taşları böbreklerde biriken küçük mineral taşlarıdır ve genelde yoğun ağrı, bulantı ve idrarda kan gibi belirtiler verirler.Portakal suyu idrardaki pH düzeyini de arttırabilir ve onu alkali hale getirir. Çalışmalar daha yüksek pH değerine sahip idrarın böbrek taşlarını önlemeye yardımcı olabildiğini gösteriyorlar.Küçük bir çalışmada, portakal suyunun birkaç böbrek taşı risk faktörünü önleme konusunda limonatadan daha etkili olduğu gözlenmiş.194.095 kişi ile yapılan bir diğer çalışmada ise günde en az bir defa portakal suyu tüketenlerin böbrek taşı geliştirme risklerinin haftada bir defadan az içenlere göre %12 daha düşük olduğu görülmüş. Kalp Sağlığını İyileştirebilirKalp hastalıkları ciddi bir problemdir ve her sene dünya çapında 17 milyon ölümden sorumlular. Bazı çalışmalarda portakal suyu içmenin yüksek tansiyon ve kolesterol yükselmesi gibi kalp hastalıklarına dair bazı risk faktörlerini azaltabildiği ve kalbi sağlıklı ve güçlü tutabildiği görülüyor.129 kişi ile yapılan bir çalışmada, uzun vadeli portakal suyu tüketiminin hem toplam hem de kötü kolesterolü düşürebildiği görülmüş.Ayrıca 19 çalışmanın bir değerlendirmesinde portakal suyu içmenin yetişkinlerde küçük tansiyonu düşürmeye yardımcı olabildiği görülmüş.Portakal suyunun yüksek kolesterole sahip bireylerde kalp sağlığına iyi gelebilen iyi kolesterolü arttırabildiği de görülüyor. İnflamasyonları AzaltabilirAkut inflamasyon, hastalık ve enfeksiyonlara karşı koruma sağlayan bağışıklık sisteminin normal bir parçası.Ancak yüksek düzeyde inflamasyona uzun vadede maruz kalmanın kronik hastalıkların gelişimine sebep olduğu düşünülüyor.İnflamasyonlardaki artışın işaretleri arasında C reaktif proteinler, interleukin-6 ve tümör nekroz faktör-a bulunuyor ve bunlar metabolik sendrom, kalp hastalıkları ve belli kanserler gibi rahatsızlıklarda görülüyorlar.Bazı çalışmalarda portakal suyunun inflamasyonu ve ona bağlı problemleri azaltabildiği belirtiliyor.Bir değerlendirmede, portakal suyunda kronik hastalıklar ile bağlantılı özel inflamatuvar işaretçilerin düzeylerini azaltabilen anti-inflamatuvar özelliklere sahip olduğu belirtiliyor.Ayrıca 22 kişi ile yapılan 8 haftalık bir çalışmada, hem taze hem de ticari portakal sularını içmenin CRP ve IL-6 gibi inflamasyon işaretçilerini azaltabildiği ve böylece potansiyel olarak hastalıkları önlemeye yardımcı olabileceği belirtiliyor. Potansiyel OlumsuzluklarPortakal suyunun sağlığa birden fazla faydası olsa da, kaloriler ve şeker bakımından yüksek değerlere sahip.Ayrıca tam meyvelerin aksine liflere sahip değil. Yani daha az doyurucu ve potansiyel olarak kilo alımına sebep olabilir.Portakal suyunun pek çok türünde şeker ilavesi de fazla ve bu da kan şekerini yükseltebilir.Çeşitli çalışmalarda düzenli olarak şekerle tatlandırılmış meyve suyu gibi içecekler tüketmenin tip-2 diyabet riskinde artış ile bağlantılı olduğu görülüyor.Porsiyon kontrolü uygulamak ve taze sıkılmış veya %100 portakal suyu içmek yan etkilerin riskini azaltarak sağlığa faydalarını en yüksek düzeye çekmenize yardımcı olacaktır.Ayrıca portakal suyunu su ile seyrelterek kalorileri azaltabilir ve kilo alımına engel olabilirsiniz.1-3 yaş arası çocuklar için günlük önerilen portakal suyu miktarı en fazla 118 ml, 4-6 yaş için 177 ml ve 7-18 için 240 ml. Sonuç OlarakPortakal suyu antioksidanlar ve C vitamini, folat ve potasyum bakımından zengin olan favori bir içecek.Düzenli tüketiminin daha iyi kalp sağlığı, azalan inflamasyonlar ve böbrek taşı riskinde azalma gibi sağlıkta pek çok iyileşme ile bağlantısı var.Ancak kalori ve şeker miktarı da yüksek olduğundan onu ölçülü tüketmek ve taze sıkılmış halini veya %100 portakal suyu olan halini tüketmeye dikkat etmek gerekiyor.

❌
❌