Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Bugün — 6 Haziran 2024Sağlık

Bilim insanları yaşlanma karşıtı yeni bir gen tespit etti

Tarafından: NTV
6 Haziran 2024 at 11:58
Bilim insanları yaşlanma karşıtı yeni bir gen tespit etti

Bilim insanları yaşlanmayı geciktirmenin sırlarını çözmeye bir adım daha yaklaşmış olabilir. Yeni yapılan bir araştırmada hücrelerin yıpranma hızını yavaşlatabilecek bir gen keşfedildi.

Bilim insanları insanların sahip olduğu bir geni güçlendirmenin, hücrelerin yıpranma hızını yavaşlatabileceğini keşfettiler. Çinli akademisyenler, meyve sineklerinin DNA'sını incelerken, bir geninin canlının genç yaşta ölüp ölmeyeceğini belirlediğini buldular. Geni insan veri tabanında araştırdıklarında DIMT1 olarak bilinen bir insan geniyle yüzde 93 oranında eşleştiğini tespit ettiler.

Laboratuvar testlerinde, DIMT1 geninin güçlendirilmiş olduğu hücreler, değiştirilmemiş hücrelere göre yüzde 65 daha yavaş yaşlandı.

Mitokondri, hücrenin çalışması için ihtiyaç duyduğu enerjiyi (ATP olarak adlandırılır) üretmekten sorumludur. Hücrelerimiz ihtiyaç duydukları enerjiyi alamazlarsa, dokular veya vücut organları düzgün çalışmaz ve yaşlanma süreci başlar. Bu yaşlanma karşıtı genleri bulmak için ekip, böceklerdeki bin 283 DNA segmentine baktı ve yaşam sürelerini düzenleyen karakterize edilmemiş bir CG11837 geni buldu. Araştırmacılar genin aktivitesini artırdıklarında, meyve sineklerinin yüzde 59'a kadar daha fazla yaşadığını tespit etti.  Ekip, protein yapılarını tahmin eden bir yapay zeka programının veri tabanını kullanarak insanlarda benzer genler aradı. CG11837'nin yapısının insan geni DIMT1 ile benzer olduğunu buldular.

5 YIL İÇİNDE İNSANLAR İÇİN KULLANILABİLİR

Ekip, yetişkin bir erkekten alınan insan hücrelerini kullanarak laboratuvar ortamında çalışmalar gerçekleştirdi ve üç gün boyunca daha fazla DIMT1 üretmeleri için onları geliştirdi. Değiştirilen hücreler değiştirilmeyenlerle aynı oranda büyüdü, ancak ekip her iki grubu da hücrelere zarar veren X ışınlarına maruz bıraktığında fark gözlemledi.

Geliştirilmiş grup, kontrol grubundakilere göre yüzde 65 daha az yaşlandı. Ayrıca araştırmacılar tedavinin farelerde yaşlanmayı tersine çevirdiğini buldular. Deneysel bir gen terapisi enjekte edilen fareler, tedaviden sonra plasebo alan farelere göre yüzde109 daha uzun yaşadı.

Bu gen terapisi henüz insanlar için mevcut değil, ancak uzmanlar bunun beş yıl içinde olabileceğini söylüyor.

Çatlak dudaklardan kurtulmanın 5 yolu!

6 Haziran 2024 at 02:25
Mevsim geçişlerinde özellikle soğuk havaların ardından dudaklarda kuruluk meydana gelebilir. Kış aylarından kalan bu kuruluğu doğru yöntemlerle düzeltebilirsiniz. işte, dudak çatlaklarından kurtulmak için 5 yöntem!

Bir kaşığı her derde deva: Kalsiyum, demir, potasyum ve magnezyum zengini

Tarafından: NTV
6 Haziran 2024 at 09:58
Bir kaşığı her derde deva: Kalsiyum, demir, potasyum ve magnezyum zengini

Dut pekmezinin vücuda pek çok faydası bulunuyor. Kendine has kokusu ve özelliği ile dikkat çeken dut pekmezi yüksek şeker içeriğiyle iyi bir karbonhidrat ve enerji kaynağı olarak biliniyor. Erzincan'da her yıl Haziran ve Temmuz aylarında geleneksel yöntemlerle hazırlanan dut pekmezi, özellikle günlük kalsiyum, demir, potasyum ve magnezyum açısından çok zengin.

Kendine has kokusu ve özelliği ile dikkat çeken dut pekmezi, yüzyıllardır süren geleneksel yöntemlerle hazırlanıyor.
Erzincan’ın Kemaliye ilçesi ve köylerinde duttan pekmez yapımı başladı. Pekmezin olması için bol güneş ve hafif rüzgar gerekirken, yağmur olmaması nedeniyle pekmez haziran ve temmuz aylarında yapılıyor.
Odun ateşi ile büyük kazanlarda doğal kaynak suyu ile kaynatılan dut, kaynama ısısına gelince şırası alınır. Güneş gören damlarda tepsilere koyulur ve olgunlaşması beklenir. Bu süre bir hafta kadar sürer. Kemaliye pekmezinin farkı kurutulmuş beyaz duttan yapılması ve az kaynatılıp besin değerini yitirmeden güneşte olgunlaşmasıdır.
Uzun uğraşlar ile hiçbir katkı maddesi kullanılmadan hazırlanan pekmezin el becerisi gerektirdiğini anlatan Medine Turgut, "Uzun uğraş ve zahmetler sonucu el işçiliği ile tamamen doğal yollardan hiçbir katkı maddesi kullanılmadan üretilen pekmezlerimiz kış mevsiminde her derde deva olarak kullanılır. Dutlar kazanda kaynatılır, şırası elde edilir. Kaynatma işlemi uzun süre uygulanır. Kaynatma işlemi açık yayvan kaplarda yapılır ve düşük ısıda koyulaşıncaya kadar kaynatılır. Kaynatma kazanında şıra kaynamaya başlayınca oluşan köpükler kepçe ile alınır. Kaynama ilerledikçe şıranın üstü sarı köpük bağlar, şıra içten içe kızarır, göz göz olarak kaynar ve pekmez kokusunu yayar" diye konuştu.
Pekmez, yüksek şeker içeriği nedeniyle iyi bir karbonhidrat ve enerji kaynağıdır. Ayrıca mineralleri yoğun olarak içermektedir. Pekmez özellikle günlük kalsiyum, demir, potasyum ve magnezyum gereksiniminin büyük bir kısmını karşılamaktadır.
Mineral miktarının fazla ve emilim oranlarının yüksek olması nedeniyle hamile ve emziklilerin, veremli hastaların, iyileşme dönemindeki kişilerin beslenmesinde yer alması önerilmektedir. Pekmezin çok iyi kaynak olduğu besin öğelerinden biri de kromdur.
Dokuların krom içeriği hamilelikte, malnütrisyonda ve yaşla büyük ölçüde azalmaktadır. Krom, glikoz toleransa faktörünün yapısında bulunur ve insülin kullanımı ile glikoz metabolizmasını etkiler. Rafinasyon işlemi sonucunda gıdalardaki krom miktarının büyük ölçüde azaldığı göz önüne alınırsa pekmezdeki kromun önemi daha da belirginleşmektedir. Araştırmalar pekmezin thiamin, riboflavin ve demir açısından baldan daha zengin olduğunu da ortaya koymaktadır.

Çocuk sağlığı ve hastalıkları kadroları boş kaldı

6 Haziran 2024 at 09:58
Tıpta Uzmanlık Sınavı yerleştirme sonuçlarının açıklanmasıyla birçok hastanede çocuk sağlığı ve hastalıkları bölümünün boş kaldığının görüldüğünü söyleyen Türk Pediatri Kurumu Derneği Başkanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, "Bunların gelip geçecek günler olduğuna inanıyoruz. Özellikle bundan sonrası için pediatriyi seçmelerini tavsiye ediyorum” dedi

T.C. Kimlik No ile Tahlil Sonucu Sorgulama 2024 - MHRS E-Devlet ve E-Nabız ile Tahlil Sonuçları Nasıl Öğrenilir?

6 Haziran 2024 at 10:02
T.C. Kimlik No ile Tahlil Sonucu Sorgulama 2024 - MHRS E-Devlet ve E-Nabız ile Tahlil Sonuçları Nasıl Öğrenilir?
Hastanede veya da sağlık ocağında yaptırmış olduğunuz tüm tahlil sonuçlarınızı artık internet üzerinden online yöntemler ile öğrenme imkanınız bulunmaktadır. Mevcut tahlil sonuçlarınız çıktığında sonuçlarınızı...Devamı için tıklayınız

Vişne yaprağının faydaları nelerdir, nasıl kullanılır?

6 Haziran 2024 at 04:05
Birçok kişinin yazın gelmesini dört gözle beklemesinin sebeplerinden olan vişne, yalnızca mayhoş tadı ile değil, faydaları ile de bilinmektedir. Başta idrar söktürücü özelliği ile dikkat çeken bu meyve, aynı zamanda içerdiği vitamin ve mineraller sayesinde bağışıklık sistemini de güçlendirmektedir. Görünümü açısından kiraza benzetilse de kiraza göre daha çalımsı bir yapıda olan vişne, yalnızca meyve kısmı ile değil sap ve yaprak kısmı ile de pek çok hastalığın tedavisini desteklemektedir. Vişne ağacının yaprağının geçmişten günümüze kadar geleneksel tıpta geniş bir yere sahip olduğu bilinmektedi r. Peki, vişne ağacı yaprağı neye iyi gelir? Vişne yaprağı nasıl kullanılır? İşte vişne ağacı yaprağına dair tüm merak edilenler… VİŞNE YAPRAĞININ İÇERİĞİNDE NELER VAR?Birçok kişinin en sevdiği meyveler arasında yer alan vişne, yaprağı ile de son derece zengin bir üründür. Vişne ağacı yaprağı ile ilgili yürütülen bilimsel çalışmalar, bu ürünün birçok vitamin ve mineral bakımından zengin olduğunu gözler önüne sermiştir. Vişne ağacı yaprağının içerisinde bol miktarda fosfor ve iyot bulunmaktadır. Yanı sıra A, C ve E vitaminlerini de içeren bu ürün, birçok hastalığın tedavisinde destekleyici bir göreve sahiptir. VİŞNE YAPRAĞININ FAYDALARI NELER?Vitaminler ve mineraller bakımından son derece zengin olan vişne yaprağı, bu özellikleri ile alternatif tıpta geniş bir yere sahiptir. Öyle ki vişne yaprağının uzun yıllardır birçok hastalığın tedavisinde aktif olarak rol aldığı da bilinmektedir. Vişne yaprağının öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Öksürüğü dindirir.Boğaz hastalıklarının semptomlarını hafifletir.Antosiyanin maddesi içerdiği için kolon kanserinin tedavisini büyük ölçüde destekler.Sindirim sisteminin düzenlenmesine yardımcı olur.Vücutta birikmiş olan fazla suyu atarak ödem oluşumunun önüne geçer.Uykusuzluğa iyi gelir. Uykuya geçişi hızlandırır.Yüksek tansiyon problemine karşı savaşır.Kan basıncını düzenler.Sarılık hastalığının tedavisini destekler.Bağışıklık sistemini güçlendirir.Böbrek taşlarının ağrısız bir şekilde ve daha kısa bir sürede dökülmelerini sağlar.İltihap söktürücüdür.Çay olarak tüketildiğinde kabızlık belirtilerini hafifletir.VİŞNE YAPRAĞI ÇAYI NASIL YAPILIR?Vişne yaprağı genel olarak çay olarak tüketilir. Bu çayın yapımına ilişkin pek çok tarif olduğu da bilinmektedir. En çok tercih edilen tarif ise ‘klasik vişne yaprağı çayı’ olarak bilinmekte ve bu kategoride öne çıkmaktadır. Vişne yaprağı çayı için bir tepeleme yemek kaşığı vişne yaprağını (kurutulmuş) demliğe ilave edin ve ardından da henüz kaynamış olan bir bardak suyu ekleyin. Demliğin kapağını kapatın ve yaklaşık olarak 1 saat kadar bu şekilde bekleyin. 1 saatin sonunda çayınız hazır. Arzu edersiniz tatlandırıcı olarak bal kullanabilirsiniz. Vişne yaprağı çayının faydalarının süt kullanımı ile iki katına çıktığı söylenmektedir. Denemek isteyenler, çay demlendikten sonra üzerine damak tatlarına göre süt ilavesi yapabilirler.   VİŞNE YAPRAĞININ YAN ETKİLERİ VAR MI?Sağlık açısından birçok faydasının bulunmasının yanı sıra kilo verme sürecini de hızlandırdığı bilinen vişne yaprağının bazı yan etkileri vardır. Söz konusu yan etkiler mide sorunları yaşayan kişilerde gözlenmektedir. Bu neden ile ülser, gastrit gibi mide hastalıklarından mustarip olan kişilerin vişne yaprağı tüketiminden uzak durmaları gerekmektedir. Yanı sıra hamilelerin, çocukların ve hali hazırda alerjik bir bünyeye sahip olan kişilerin de vişne yaprağı tüketmemeleri tavsiye edilmektedir.  

Yoğurt ile bal karışımının cilde faydaları nelerdir?

6 Haziran 2024 at 03:55
Günümüzde tüketici alışkanlıklarının değişmesi ve çalışmaların da daha geniş kapsamda yapılabilmesi ile birlikte, kozmetik sektöründe ciddi bir gelişme kaydedildi. Cildin, vücudun her noktası için ayrı ayrı kremler, tonikler ve diğer ürünler geliştirilerek tüketicilerin beğenilerine sunuldu. Özellikle sosyal medyanın aktif olarak kullanılmaya başlanması ile birlikte kozmetik ürün tanıtımlarında ciddi artışlar yaşandı. Buna bağlı olarak fenomenlerin veyahut da diğer sosyal medya kullanıcılarının ürün önerileri, kozmetik ürünlerine talebin artmasına aracılık etti. Bugün kozmetik ürünlere ulaşım bir hayli kolay olsa da birçok kişi bakım rutinlerinde kendi elleri ile hazırladıkları maskeleri kullanmaktan vazgeçmedi. Kimyasallardan uzak, doğal bir bakım rutini oluşturan kişilerin ilk tercihleri arasında da yoğurt maskesinin yer aldığı görüldü. Peki, yoğurt maskesi nedir, nasıl hazırlanır? Yoğurt maskesi cilde ne gibi katkılar sunar? İşte konuya dair ayrıntılar… YOĞURT MASKESİ NEDİR?Yoğurt maskesi, birçok kişi tarafından cildin desteklenmesi amacı ile kullanılan bir bakım maskesidir. Maskenin ana malzemesi adından anlaşılacağı üzere yoğurttur. Yoğurt maskesi daha çok cilt temizliğinin sağlanmasına aracılık eder. Yanı sıra yoğurdun ve maskenin içerisinde yer alan diğer ürünlerin zengin içerikleri sayesinde cilt beslenir, cilt tonu eşitlenir. Cilt maskesinin yapımında yoğurdun yanı sıra; bal, limon suyu, zeytinyağı ve muz da kullanılır. YOĞURT MASKESİ NASIL HAZIRLANIR?Cildinin ışıl ışıl parlamasını isteyen kişiler tarafından sıklık ile tercih edilen yoğurt maskesi için gereken malzemeler şu şekilde sıralanabilir: Yarım muz1 çay kaşığı yoğurt1 çay kaşığı balYarım çay kaşığı limon suyuBirkaç damla zeytinyağıYoğurt maskesinin yapım aşamaları sırası ile şu şekildedir: Olgunlaşmış muzun yarısını bir çatal yardımı ile iyice ezin.Muz püresinin üzerine yoğurt, bal, limon suyu ve zeytinyağı ekleyin.Malzemeleri bir güzel karıştırın.Hazırladığınız karışımı yüzünüze uygulayın.15 dakikalık bekleme süresinin ardından cildinizi ılık su ile yıkayın.YOĞURT MASKESİ HAFTADA KAÇ KEZ UYGULANMALIDIR?Yoğurt maskesi haftada 2 kez olacak şekilde cilde uygulanabilir. Ancak bu maske her ne kadar besleyici bir içeriğe sahip olsa da bazı hatırlatmaları yapmakta fayda vardır. Yoğurt, bal ve limon suyu özellikle hassas ciltlerde alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Bu neden ile bu cilt tipine sahip olan kişilerin maskeyi ciltlerinin tamamına uygulamadan önce küçük bir alan üzerinde denemeleri iyi olacaktır. Alerjik reaksiyonun gözlenmemesi halinde maske tüm cilde uygulanabilir. YOĞURT MASKESİNİN FAYDALARI NELERDİR?Yoğurt maskesi hem yoğurdun hem de bal, zeytinyağı, limon suyu gibi diğer malzemelerin zengin içerikleri sayesinde cildin beslenmesini sağlar. Yoğurt maskesinin cilt üzerinde öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Cilt temizliği: Yoğurt cildi temizler. Cildi kir ve yağdan arındırır.Nem: Yoğurdun ve limonun içerisinde bulunan doğal asitler, ciltteki pH dengesinin korunmasına ve cilt tonunun eşitlenmesine yardımcı olur.Sivilce: Yoğurt ve limon suyu antibakteriyel özelliktedir. Bu sayede ciltteki bakteriler çoğalamaz ve dolayısı ile de sivilce oluşumunun önüne geçilmiş olur.Leke: Yoğurt, limon suyu ve muz koyu lekelerin renklerinin açılmasında son derece başarılıdır. Bu maskenin düzenli olarak uygulanması halinde cilt lekelerinin ve renk düzensizliklerinin önüne geçilmiş olur.Antioksidan koruma: Maske, cildin serbest radikallerin zararları etkilerinden doğal olarak korunulmasını sağlar.Yaşlanma belirtileri: Vitaminler ve mineraller bakımından son derece zengin olan bu maske, kırışıklık gibi yaşlanma belirtilerini geciktirir.   

Astım ve kalp sorunları tarih olacak! Süte eklemeniz yeterli...

6 Haziran 2024 at 03:22
Süt özellikle çocuklarda kemik ve diş gelişimini destekleyen başlıca içeceklerden biridir. Bu doğal içeceğin aynı zamanda ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan kemik erimesi riskine karşı da savaştığını belirten uzmanlar, düzenli süt tüketimine önem verilmesi gerektiğini vurgularlar. Sütün yalnız başına birçok faydasının bulunduğunu belirten uzmanlar, bu içeceğin içeriğinin sarımsak ile güçlendirilebileceğini ve sonuç olarak da vücudun çok çeşitli alanlarının daha büyük bir ölçüde desteklenebileceğini ifade etti. Peki, sarımsaklı sütün faydaları neler? Sarımsaklı süt neye iyi gelir? İşte konuya dair ayrıntılar… SARIMSAKLI SÜTÜN FAYDALARI NELER?Doğal bir ilaç olarak birçok hastalığın tedavisini destekleme amacı ile kullanılan sarımsaklı süt, özellikle kalp rahatsızlıklarına ve astım sorununa iyi gelmektedir. Yanı sıra uykusuzluğa da iyi gelen bu karışımın, kişiyi gribal enfeksiyonlara karşı korudu bilinmektedir. Kalp ve damar sağlığını tehdit eden kötü kolesterolün düşürülmesine katkıda bulunan sarımsaklı süt, ayrıca pıhtı oluşumunu da engellemektedir. Bağışıklık sisteminin güçlenmesini ve hastalıklara karşı doğal yollar ile savaşılmasını sağlayan bu karışım, ayrıca saç ve cilt sağlığı için de önemli bir yere sahiptir. Düzenli sarımsaklı süt tüketiminin cildi beslediğini ve ölü hücrelerden arındırdığını belirten uzmanlar, bu içeceğin aynı zamanda saçlara canlılık ve parlaklık kazandırdığını da vurguladı. SARIMSAKLI SÜT NASIL HAZIRLANIR?Sarımsaklı süt için bir ardak süt ve iki diş sarımsak yeterlidir. Arzu eden içeceği tatlandırmak için bal da kullanabilir. Sarımsakları soyun ve ince ince doğradıktan sonra iyice ezin. Bir bardak sütü kaynama noktasına gelene kadar ısıtın. Ezdiğiniz sarımsakları süte ekleyin ve iyice karıştırın. Bu aşamada karışımı bir kez daha ocağa alın ve kaynadıktan sonra ocağın altını kapatın. Bu, sarımsağın özünün süte geçmesini sağlayacaktır. Sarımsak parçalarını süzdükten sonra süte bir kaşık bal ekleyin. Bu karışımı ilk kez tüketecek olanlar günde yarım bardak içebilir. Özellikle gece yatmadan önce tüketilmesi tavsiye edilen sarımsaklı süt, haftada en fazla 3- 4 bardak olacak şekilde tüketilmelidir.  

Bir bardağı toksin attırıyor! Suya damlatmanız yeterli... Değişime inanamayacaksınız!

5 Haziran 2024 at 23:45
Meyve, sebze, et, süt ve süt ürünleri gibi besin gruplarının doğru tüketilmesi, insan sağlığını olumlu açıdan desteklemektedir. Beslenme alışkanlıklarının genel sağlık tablosu ile doğrudan ilişkili olduğunu sık sık gündeme getiren uzmanlar, son olarak birçok kişinin duyduğu ancak belki de detaylı bilgiye sahip olmadıkları limonlu su hakkında konuştu. Özellikle diyet dönemlerinde birçok kişi tarafından tüketilen limonlu suyun sanılandan çok daha faydalı olduğunu ifade eden uzmanlar, bu içeceğin vücudu ihtiyaç duyduğu su miktarına kavuşturmada da etkili olduğunu belirtti. Peki, limonlu suyun faydaları neler? Her gün limonlu su içmek zararlı mı? İşte limonlu su tüketimine dair tüm merak edilenler… LİMONLU SUYUN FAYDALARI NELER?Limonun tam bir C vitamini kaynağı olduğu ve buna bağlı olarak da hastalıklara ve enfeksiyonlara yakalanma olasılığını düşürdüğü bilinmektedir. Benzer etkilerin limonlu su için de geçerli olduğunu ifade eden uzmanlar, söz konusu içeceğin yaygın faydalarını ise şu şekilde sıraladı: C vitamini bakından zengin olduğu için bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklara yakalanma olasılığını düşürür.Antioksidan bakımından zengin olduğu için vücudu serbest radikallerin olumsuz etkilerine karşı korur.Sitrik asit içerdiği için sindirim enzimlerinin üretimini artırır ve dolayısı ile de sindirimi kolaylaştırır. Ek olarak mide asit seviyesini de dengeler.Karaciğeri uyararak toksinlerin vücuttan hızla atılmasına yardımcı olur.İçeriğinde bulunan C vitamini sayesinde kolajen üretimini artırır ve cildin elastik yapısını korumasına yardımcı olur. Bu sayede de cilt sağlığının korunmasına büyük ölçüde destek olur.Sitrat bakımından zengin olduğu için idrar yolunda tespit edilen taşların düşürülmesine yardımcı olur. Ayrıca bu tip taşların oluşumlarının da önüne geçer.Ağız içi bakteri oluşumunun önüne geçer. Ancak aşırı miktarda tüketilmesi durumunda diş sağlığına zarar verebilir.LİMONLU SU HANGİ ZAMANLARDA İÇİLMELİDİR?Günlük limonlu su tüketim miktarı, kişinin bünyesinin ihtiyacına göre değişiklik göstermektedir. Ancak uzmanlara göre yapılan çalışmalar günlük olarak 1 litre olacak şekilde tüketilen limonlu suyun faydalı olduğunu göstermektedir. Limonlu suyun tüketim zamanları da önemlidir. Farklı zamanlarda tüketilen limonlu suyun faydaları da farklı olacaktır. Limonlu suyun içildiği zamana bağlı olarak vücuda sağladığı bazı faydalar şu şekilde sıralanabilir: Sabahları aç karna içilerse güne daha zinde başlanmasına yardımcı olur. Sindirim sistemini uyandırır, metabolizma hızını artırır.Öğünlerden önce tüketilmesi halinde tokluk hissi oluşturur ve böylelikle porsiyon miktarının düşürülmesine destek olur.Egzersiz öncesi içilmesi durumunda enerji verir. C vitamini ve antioksidanlar sayesinde egzersiz sonrasında oluşabilecek serbest radikal hasarını azaltır.

Ardıç katranı sabunu nedir, faydaları nelerdir? Ardıç katranı sabunu nasıl kullanılır?

5 Haziran 2024 at 23:40
Antik çağlardan bu yana tanınırlığını koruyan ardıç katranı hem Eski Mısır Papiruslarda hem de Türk Kodekslerinde kayıtlıdır. İç Anadolu Bölgesi’nde hemoroid tedavisinde kullanıldığı da bilimsel olarak kanıtlanmış olan ardıç katranının genel olarak sabun formu tercih edilmektedir. Ardıç ağacından çıkarılan katrandan üretilen ardıç katranı sabunu, köklü bir geçmişe sahiptir. Günümüzde halen birçok hastalığın tedavisini destekleme amacı ile kullanılan bu sabun, özellikle cilde ve saça iyi gelmektedir. ARDIÇ KATRANI SABUNUNUN CİLDE VE SAÇA FAYDALARIUzun yıllardan beri çok çeşitli cilt hastalıklarının tedavilerinde kullanılan ardıç katranı sabunu, özellikle egzama, deri iltihabı, sedef gibi rahatsızlıkların belirtilerini hafifletmektedir. Yanı sıra yaşlanma belirtilerini de geciktirdiği bilinen bu sabunun cilt lekelerinin renklerini açtığı gözlenmiştir. Antibakteriyel, antiparazitik ve antiinflamatuar özelliklerde olduğu için cilde parlaklık kazandıran, sivilce sorunlarının önüne geçen ve cildi daha diri gösteren ardıç sabununun saç sorunlarına karşı da aktif olarak savaştığı bilinmektedir. Saç dökülmesine ve kepeğe karşı etkili olan ardıç katranı sabunu ayrıca saçların daha hızlı uzamasına da destek olmaktadır. ARDIÇ KATRANI SABUNU NASIL KULLANILIR?Ardıç katranı sabununun saç ve cilt üzerindeki olumlu etkilerinden yararlanmak isteyen pek çok kişi, bu sabunu nasıl kullanmaları gerektiğini merak etmektedir. Ardıç katranı sabunu cilde, yüze veyahut da saça uygulanabilir bir yapıdadır. Yüzünü temizlemek için bu sabunu kullanmak isteyen kişilerin uygulama öncesinde sabunu iyice köpürtmeleri ve ciltlerine de o köpüğü sürmeleri önerilir. Birkaç dakikalık dairesel masajın ardından cilt soğuk su ile durulanmalıdır. Ardıç katranı sabununu saç sağlığını desteklemek amacı ile kullanmak isteyen kişiler, sabunu güzel bir şekilde köpürtmeli ve oluşan köpüğü de saç diplerine uygulamalılardır. Köpükleme işlemi bittikten sonra saçın tamamının durulanması gerekir. Günlük kullanıma uygun olan ardıç katranı sabununda kullanım sıklığı önemlidir. Her üründe olduğu gibi bu üründe de kullanımda aşırıya kaçmamak gerekir. Haftalık bakım rutinlerine dahil edilmeye müsait bir yapıda olan ardıç katranı sabunu, düzenli kullanımda hem cilt hem de saç üzerinde ciddi farkların gözlenmesine aracılık edecektir.

Dün — 5 Haziran 2024Sağlık

Her gün çiğ sarımsak tüketmenin faydaları

Tarafından: NTV
5 Haziran 2024 at 17:02
Her gün çiğ sarımsak tüketmenin faydaları

Sağlıklı bir vücuda sahip olmak ve hastalıklara karşı daha dirençli olmak için beslenme düzenine dikkat etmeniz gerekiyor. Yapılan son araştırmalar yüzyıllardır şifa kaynağı olarak bilinen sarımsağı her gün çiğ olarak tüketmenin pek çok faydası olduğunu ortaya çıkardı. ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi'nde yayınlanan 146 katılımcının yer aldığı bir çalışma her gün çiğ sarımsak yiyen kişilerin yüzde 63 daha az soğuk algınlığına yakalandığını ve soğuk algınlığının da yüzde 70 daha kısa sürdüğünü gösterdi.

Sarımsak, yüzyıllardır hemen hemen tüm dünya mutfaklarınız vazgeçilmez besinleri arasında yer alır. Kendine özgü lezzeti ve sağlığa olan faydalarıyla bilinen sarımsak düzenli olarak tüketildiğinde sağlığa da ciddi anlamda katkı sağlıyor. İşte bu yüzden günlük rutininize sadece bir diş çiğ sarımsak eklemek sağlığınız için muhteşem olabilir.
Sarımsak, bağışıklık sisteminizi güçlendirebilecek besinlerle doludur. Hepsi bağışıklık fonksiyonunun iyileştirilmesine katkıda bulunan C ve B6 vitaminleri, manganez ve selenyum açısından zengindir. Düzenli sarımsak tüketimi, soğuk algınlığı ve gribin görülme sıklığının azalmasıyla ilişkilendirilir. ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi'nde yayınlanan 146 katılımcının yer aldığı bir çalışma, her gün sarımsak takviyesi alan kişilerin plasebo grubuna göre yüzde63 daha az soğuk algınlığına yakalandığını ve soğuk algınlığının da yüzde 70 daha kısa sürdüğünü gösterdi.
Yüksek tansiyon veya hipertansiyon, kontrol edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek yaygın bir hastalıktır. Sarımsak, hipertansiyonu olan kişilerde kan basıncını önemli ölçüde azaltabilir. Sarımsakta bulunan ve çiğ olduğunda daha etkili olan allisin bileşiği kan damarlarının gevşemesine ve kan akışının iyileştirilmesine yardımcı olur. Experimental and Therapeutic Medicine'den yapılan bir araştırma, yıllanmış sarımsak ekstraktının kan basıncını düşürmede yaygın olarak reçete edilen bir ilaç olan Atenolol kadar etkili olduğunu buldu.
Çiğ sarımsak aynı zamanda kolesterol seviyelerini de olumlu yönde etkileyebilir. Toplam ve LDL kolesterolü (genellikle "kötü" kolesterol olarak anılır) düşürürken potansiyel olarak HDL kolesterolü ("iyi" kolesterol) artırdığı bilinmektedir. The Journal of Nutrition'da yayınlanan 39 klinik çalışmanın meta-analizi, sarımsak takviyesinin toplam ve LDL kolesterol düzeylerinde önemli bir azalmaya yol açtığını buldu. Bu, sarımsağı kalp sağlığını korumak için diyete değerli bir katkı haline getirir.
Sarımsağın antibakteriyel ve antiviral özellikleri iyi belgelenmiştir. Sarımsaktaki allisin gibi kükürt bileşikleri çeşitli patojenlere karşı doğal bir savunma sağlar. Bu, enfeksiyonların önlenmesine yardımcı olabilir ve hatta hastalıkların şiddetini azaltabilir. Sarımsağın antimikrobiyal özellikleri o kadar etkilidir ki gıda kaynaklı hastalıklarla bile savaşabilir.
Sarımsağın kükürt bileşikleri vücudun toksinleri ve ağır metalleri yok etmesine yardımcı olur. Sarımsak kandaki kurşun seviyelerini önemli ölçüde azaltabilir ve baş ağrısı ve yüksek tansiyon gibi toksisite semptomlarını hafifletebilir.
Sarımsağın detoks etkisi, karaciğeri detoksifikasyon süreçlerinde destekleyen güçlü bir antioksidan olan glutatyon üretimini artırma kabiliyetine atfedilir.
Çiğ sarımsağın sağlık açısından faydaları etkileyici olsa da, etkilerini en üst düzeye çıkarmak için doğru şekilde tüketmek önemlidir. İşte bunun için bazı ipuçları:Sarımsakları doğrayın veya ezin ve yemeden önce yaklaşık 10 dakika bekletin. Bu bekleme süresi, sarımsağın sağlık açısından pek çok faydasından sorumlu olan bileşik olan allisin oluşumunu sağlar.Güçlü tadı nedeniyle sarımsağı çiğ yemek zor olabilir. Daha lezzetli hale getirmek için onu bir kaşık balın içine karıştırabilir, salataya ekleyebilir veya diğer yiyeceklerle birleştirebilirsiniz.Yarım karanfil gibi küçük bir miktarla başlayın ve yavaş yavaş günde tam bir karanfil miktarına kadar artırın. Bu vücudunuzun uyum sağlamasına yardımcı olur ve gastrointestinal rahatsızlık riskini azaltır.

Gözlükten kurtulmak isterken görme yetisini kaybetti

5 Haziran 2024 at 17:03
Ankara'da hipermetrop rahatsızlığı nedeniyle kullandığı gözlükten kurtulmak için özel hastanede ameliyat olan 52 yaşındaki avukat Mustafa Alpar Ceylan'ın sağ gözü, operasyon sonrası görme yetisini kaybetti. Ceylan, avukatıyla operasyonu yapan doktor ve hastane hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu

Dünya Çevre Günü: İklim krizi yaşamı tehdit ediyor

Tarafından: NTV
5 Haziran 2024 at 15:06
Dünya Çevre Günü: İklim krizi yaşamı tehdit ediyor

İklim değişikliği ya da uzmanların tanımıyla iklim krizi, insan yaşamını tehdit eden boyuta ulaştı. Dünya Bankası'nın raporuna göre, önlem alınmaması durumunda, iklim değişikliğinin 2050'ye kadar 216 milyondan fazla insanı iç göçe zorlayabilir. Peki bu krizin önüne geçmek için neler yapılmalı? İşte uzman yanıtı... (Haber: Gözda Şahin Kamera: Ozan Özcan-Yunus Özkan)

Gıda ve ilaçlarda kullanılıyor! Böcekten üretilen katkı maddesi Şellak

5 Haziran 2024 at 15:30
Gıdanın endüstriyel bir ürün haline gelmesiyle, hemen her gün tükettiğimiz gıdaların içerisinde çok sayıda katkı maddesi kullanılıyor. Birçok gıda maddesinde kullanılan katkı maddelerinden birisi de Şellak. Vitaminler, eczacılık ürünleri, şekerleme, çikolata ve hatta bazı meyvelerin yüzeylerini parlatıcı olarak şellak kullanılmaktadır. Şellak, coccus lacca diye bilinen bir böceğin reçineli salgı maddesidir. Katkı maddeleri listesinde E 904 koduylagösterilmektedir. Etiketlerde şeker parlatıcısı, parlatma ajanı şeklinde ifade edilmektedir. Şekerlemelerde şellakın ana kullanım amacı çikolatalı ürünlerin kaplanmasındadır. Örneğin, çikolata kaplamalı fındık, üzüm, gıda destekleyiciler, ilaçlar, meyveler ve kahve çekirdek tanelerinde şellak kullanılmaktadır. HİNDİSTAN VE TAYLAND ORMANLARINDA BULUNAN BİR BÖCEKLaccifer lacca (Şellak’ın elde edildiği böcek) boyut ve renk olarak elma çekirdeğine benzemektedir. Şellak, bu böceğin kırılgan veya taneli bir salgısıdır. Hindistan ve Tayland’ın belirli ormanlarında bulunur ve dişi böceğin ağaç gövdesinin üzerine bıraktığı yapışkan kalıntı kabuklardan çıkartılır. Bu böcek gözenekleri arasından, lak adı verilen koruyucu bir örtünün içinde sertleşmiş zamklı bir madde çıkartır. Bu lak maddesi biriktirilir, ezilir, yıkanır ve kurutulur. Bütün bu işlemlerden sonra, vernikleme işlerinde kullanılır. 1 KG ŞELLAK İÇİN 300 BİN LAK (COCCUS LACCA)  BÖCEĞİ ÖLDÜRÜLÜYORŞellak, amonyak, sodyum borat, sodyum karbonat ve sodyum hidroksit gibi alkaliklerde ve çeşitli organik çözücülerde eriyebilir. Alkolde eritildiği zaman, tipik olarak etanol ve metanol ile sağlam ve sert bir tabaka oluşturur ki bu mobilyacılıkta kullanılan parlaklığı sağlar. 1 kg şellak üretimi için 300 bin lak böceğinin öldürülmesi gerekmektedir ve yıllık üretimin 20 bin ton olduğu tahmin edilmektedir. Şellağın ana ithalatçıları Mısır, Almanya, Endenozya, İtalya ve ABD’dir. ŞELLAK HANGİ GIDALARDA KULLANILIYORLak böceğinden elde edilen şellak katkı maddesi çikolata kaplı drajelerde, şekerlemelerde, sakız, meyvelerin ve gıda maddelerinin parlak görüntü kazanmasında kullanılıyor. ŞELLAK İLAÇLARDA DA KULLANILIYORŞekkal aynı zamanda tablet ve kapsüllerde kaplayıcı olarak kullanılmaktadır. Özellikle time-release özelliğine sahip ilaçlarda yani ağızdan alınır alınmaz etkisini göstermeyen, belli bir süre sonra örneğin iki saat, üç saat sonra etkisini gösteren ilaçlarda da şellak kullanılmaktadır. Helal gıda sertifikası veren kurumlar şellak kullanılan ürünlere helal gıda sertifikası vermiyor. Tabi burada iş tüketiciye düşüyor… Hanefi, Şafi ve Hanbeli fukarasına göre böceklerin yenmesi haram olduğu dikkate alınırsa, böcek gövdesinin gözeneklerinde bulunan bu maddenin gıda ve ilaç üretiminde kullanılmasında mahzur oluşmaktadır. Ancak bazı ulemalar, bu maddeye helâl fetvası vermiş bulunmaktadır.    

Saç diplerini onaran en etkili doğal yağlar

Tarafından: NTV
5 Haziran 2024 at 15:05
Saç diplerini onaran en etkili doğal yağlar

Saç diplerinde görülen egzama, kepek ve kaşıntı en sık görülen saç derisi sorunlarının başında geliyor. Stres, yanlış saç bakım ürünleri kullanımı ya da seboreik dermatit veya atopik dermatit gibi nedenler saç derisi sağlığını olumsuz etkiliyor. Egzama, kepek ve kaşıntı gibi sorunlarla mücadele etmek için mutlaka bir uzmana danışmak gerekiyor. Ancak doğal yollarla da saç derisi sağlığını iyileştirebilmek mümkün. Özellikle doğal yağların doğru kullanımı sağlıklı saç derisine sahip olmaya yardımcı olabiliyor.

Saç egzaması, genellikle kafa derisinde kaşıntı, kızarıklık, pullanma ve bazen deri döküntüleriyle karakterize olan bir cilt durumudur. Egzama, ciltteki iltihaplanma ve hassasiyetle ilişkilendirilir. Kafa derisindeki egzama genellikle seboreik dermatit veya atopik dermatit gibi altta yatan nedenlerden kaynaklanır.
Seboreik Dermatit: Bu tür egzama genellikle yağlı bölgelerde, özellikle saçlı deride, kaşların arasında ve kulak arkalarında ortaya çıkar. Pullanma, kızarıklık ve kaşıntı ile kendini gösterir.Atopik Dermatit: Bu, genellikle genetik faktörlerle ilişkilendirilen kronik bir cilt durumudur. Kafa derisinde de dahil olmak üzere vücudun farklı bölgelerinde kaşıntı, kızarıklık, kabarcıklar ve kuru ciltle kendini gösterebilir.Kontakt Dermatit: Kafa derisine temas eden bir maddeye karşı alerjik bir reaksiyon sonucu oluşabilir. Şampuan, saç boyası veya diğer kozmetik ürünler bu tür reaksiyonlara neden olabilir.Numuler Dermatit: Bu tip, genellikle disk şeklinde kırmızı, pullu lezyonlarla karakterizedir ve saç derisi de dahil olmak üzere vücudun herhangi bir yerinde görülebilir.
Saç egzaması olan kişilerde kaşıntı ve rahatsızlık yaygındır ve zamanla şiddeti değişebilir. Egzamanın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık, bağışıklık sistemi problemleri, ciltteki mantar enfeksiyonları, stres ve çevresel faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir.
Tedavi genellikle kaşıntıyı azaltmaya ve kızarıklığı kontrol altına almaya yöneliktir. Bu, şampuan değişiklikleri, egzama için özel şampuanlar, topikal kortikosteroid kremler veya diğer immün modüle edici ilaçlar gibi tedavileri içerebilir. Tedavi planı genellikle kişinin semptomlarının şiddetine ve türüne bağlı olarak belirlenir.
Saç egzaması için bazı doğal yağlar, nemlendirici ve yatıştırıcı özellikleri ile bilinir. Ancak, herhangi bir cilt durumunda olduğu gibi, kullanmadan önce bir uzmana danışmanız önemlidir. İşte saç egzamasına iyi gelebilecek bazı doğal yağlar:HİNDİSTANCEVİZİ YAĞIAnti-enflamatuar özellikleri vardır ve saç derisini nemlendirir. Saçların daha sağlıklı ve güçlü uzamasına yardımcı olur. Saç derisini yatıştırarak pul pul dökülmeyi önler.
Cilt tarafından hızla emilir ve saç derisini yumuşatır. Anti-enflamatuar özelliklere sahiptir. Saç derisini nemlendirir. Daha sağlıklı ve güçlü saçlara sahip olmanıza yardımcı olur.
Vitamin E ve antioksidanlar bakımından zengindir. Kuru saç derisini nemlendirir. Ayrıca düzenli kullanımda saç köklerini güçlendirerek dökülmeleri durdurur.
Antimikrobiyal özellikleri sayesinde saç derisindeki enfeksiyonları azaltabilir. Çay ağacı yağını şampuanınızın içerisine bir kaç damla ekleyerek kullanabilirsiniz. Böylece saç derisine nem depolayıp kuruluk, kaşıntı gibi sorunları önleyebilirsiniz.
Saç derisini nemlendirir ve anti-enflamatuar özelliklere sahiptir. Zeytinyağı da aynı Argan yağı gibi E vitamini bakımından zengindir. Böylelikle saç derisini onarmanıza yardımcı olur. Saç köklerinin nefes almasını ve beslenmesini sağlar.

350 tonluk pres parmaklarını koparmıştı: Ayak parmakları eline dikildi

Tarafından: NTV
5 Haziran 2024 at 14:43
350 tonluk pres parmaklarını koparmıştı: Ayak parmakları eline dikildi

Konya'da 9 ay önce işçi olarak çalıştığı fabrikada 350 tonluk presin düşmesi sonucu iki parmağını kaybeden 23 yaşındaki Enes Çelik'in ayağından alınan 2 parmağı, başarılı bir ameliyat ile eline nakledildi.

Konya'da otomotiv yedek parça üretimi yapan bir fabrikada çalışan 23 yaşındaki Enes Çelik'in, 2 elinin baş parmaklarına 350 tonluk pres düştü. 2 parmağı kopan Enes Çelik, tedavi için Konya'da bir hastaneye başvurdu.
Hastanenin Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü'nden Operatör Doktor Harun Kütahya, Enes Çelik'e, ayaktan ele parmak naklini tavsiye etti. Ameliyatı kabul eden Çelik'e nakil yapıldı.
Parmaklarına 350 tonluk pres düşerek iki el baş parmağını kaybeden Enes Çelik, "Geçtiğimiz eylül ayında iş kazası geçirdim. Her iki elimin başparmağına 350 tonluk pres düştü. Dibinden kopmuştu, umudum yoktu. İlk ameliyattan sonra bu operasyonu söylediler. Ben de kabul ederek nakil oldum. Olmaz diye düşünürken eskisi gibi her şeyi kendim yapabiliyorum. Bir ağrım falan yok, ağırlık kaldırabiliyorum, yazı yazabiliyorum.
Şu an her şey kontrol altında. Her şeye rağmen umudunuzu yitirmeyin. İyi bir hocayla normale dönebilir. Ben memnunum halimden, bu kadar toplanacağını tahmin etmiyordum. Ben daha kötüsünü bekliyordum açıkçası ama şu an her istediğimi yapabiliyorum." dedi.
Ameliyat sonrası Enes Çelik'in el fonksiyonlarının verimli olduğunu kaydeden Operatör Doktor Harun Kütahya, "İş kazalarında el yaralanmaları oldukça fazla. Bazen uzuv kayıpları meydana gelebiliyor. Elin fonksiyonlarını tekrar kazandırmak için eğer mümkünse kopan uzuvlar tekrar replantasyon (vücudun kopan bir parçasının işlevini yeniden kazandırmak amacıyla tüm yapılar ile beraber yeniden onarılması) dediğimiz işlemle yerine dikilebiliyor. Fakat bunların mümkün olmadığı durumlarda fonksiyonları tekrar kazandırabilmek, hastayı hem gündelik hem de iş hayatına döndürebilmek için bazen organ nakilleri gibi ayaktan ele gibi nakillerle işlem yapmak gerekebiliyor.
Bizim hastamız da 2023 yılı Eylül ayında bir iş kazası sonrasında her iki elde başparmağın kopmasıyla bize başvurdu. Peş peşe olan süreçte her iki ayağından her iki eline başparmak nakil işlemlerini gerçekleştirdik. Yara iyileşmeleri, kemik kaynamalarının ardından fizik tedaviye başladık. Daha sonrasında ise yaklaşık 6 aylık dönemde ellerinde ciddi fonksiyonları kazandık. Gündelik işlerini yapabilir aşamasına getirebildik. Bundan sonraki süreçte ise bu fonksiyonları daha da ilerletip özellikle iş kazanımına da artık döndürmeyi planlıyoruz." diye konuştu.

Sağlıklı Beslenmenin Önemli Bileşenleri: Acı Marul

5 Haziran 2024 at 17:15
Papatyagillerden bir bitki türü olarak öne çıkan acı marul, aynı zamanda sağlamış olduğu faydaları üzerinden önemli yer taşımaktadır. Tüylü ve dikenli yapraklara sahip olmasının yanı sıra boyu 150 santimetreye kadar uzanan bir yapıya sahiptir. Daha çok yol kenarlarında yetişmesi ile beraber ülkenin dört tür tarafında yetiştirilebilen bir bitki türü olduğunu eklemek gerekir.
❌
❌