Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Bugün — 8 Mayıs 2024Sağlık

Aynı doktora 10 dakikada 4 randevu verildi mi? Hastaneden açıklama geldi

8 Mayıs 2024 at 17:27
İTO tarafından ortaya atılan bir belgeyle Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi’nde bir doktora 10 dakika içerisinde 4 farklı randevu verildiği iddia edilmişti. Ortaya atılan iddialarla ilgili Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi Başhekimliği’nden yazılı bir açıklama geldi. Yapılan açıklamada iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtilirken şu ifadelere yer verildi.

Her yıl 68 bin Talasemili bebek dünyaya geliyor!

8 Mayıs 2024 at 18:05
8 Mayıs Dünya Talasemi Günü kapsamında "Kan ve Ötesi Projesi Türkiye Girişimi Raporu"nun paylaşıldığı toplantıda konuşan Prof. Dr. Yeşim Aydınok, talaseminin engellenebilir bir hastalık olmasına rağmen, dünyada her yıl 68 bin bebeğin hasta olarak dünyaya geldiğini söyledi. Aydınok, kan bağışının hastalar için hayati önem taşıdığını belirterek, hastaların çoğu zaman ihtiyaç duydukları 2-3 ünite kana ulaşabilme konusunda endişe duyduklarını dile getirdi

Diş çürükleri kalp hastalıklarını tetikleyebilir

8 Mayıs 2024 at 19:53
Diş çürüklerinin kalp hastalıklarını tetiklediğine dikkat çeken Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kadriye Merve Altıkat, “Özellikle doğumsal kalp rahatsızlığı olan çocuklar, yetişkinler, kalp kapağı protezi taşıyan hastalar, kalp ameliyatı geçirmiş veya kalp yetmezliği bulunan erişkinlerde diş çürükleri ciddi risk oluşturur. Hastalık baş göstermeden uygulanacak ağız ve diş sağlığı bakımı ile birlikte düzenli diş hekimi kontrolleri ile kalp hastalıkları yüzde 70 (önemli ölçüde) azaltabilir” dedi.

Türkiye'de ilk kalp nakli yapan cerrahlardan Prof. Dr. Cevat Yakut yaşamını yitirdi

Tarafından: NTV
8 Mayıs 2024 at 16:21
Türkiye'de ilk kalp nakli yapan cerrahlardan Prof. Dr. Cevat Yakut yaşamını yitirdi

Türkiye'nin ve dünyanın önde gelen kalp doktorlarından Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kurucu Başhekimi Prof. Dr. Cevat Yakut, 82 yaşında hayatını kaybetti.

Türkiye'de ilk kalp nakli yapan cerrahlardan biri olan Prof. Dr. Cevat Yakut (82) dün vefat etti.

Kalp damar cerrahisinin duayenlerinden kabul edilen Yakut'un vefat haberini, kurucu başhekimi olduğu Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, yayımladığı mesajla duyurdu.   82 yaşındaki Prof. Dr. Cevat Yakut'un dün hayatını kaybetmesinin ardından Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesince yayımlanan başsağlığı mesajında şu ifadelere yer verdi:

"Derin üzüntüyle bildiriyoruz ki, uzun yıllar boyunca sağlık sektöründe önemli hizmetler vermiş olan Hastanemiz kurucu Başhekimi Prof. Dr. Cevat Yakut hocamız, vefat etmiştir. Kendisi, meslek hayatı boyunca nitelikli sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi ve toplum sağlığının korunması adına önemli katkılarda bulunmuştur. Bu acı kaybı yaşayan sağlık camiasına, Koşuyolu ailesine ve sevdiklerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Onun anısını daima yaşatacağız ve yaptığı değerli katkıları asla unutmayacağız."  PROF. DR. CEVAT YAKUT KİMDİR? Koşuyolu Kalp ve Araştırma Hastanesi'nin kurucularından Prof. Dr. Cevat Yakut, Ankara'nın Beypazarı ilçesinde dünyaya geldi.

Van Yüksek İhtisas Hastanesi'nde de kalp cerrahisini başlatmak üzere görevlendirilen Yakut, 10 yıl boyunca hafta sonlarını Van'da ameliyat yaparak geçirdi.

Azerbaycan Bakü Merkezi Klinik Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Genel Koordinatörlüğü görevini üstlenen Yakut, iki dönem Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği başkanlığı yaptı.

Başta Başbakanlık Onur Belgesi olmak üzere pek çok ödülü bulunan Yakut, 1990 yılında Koşuyolu Kalp ve Araştırma Hastanesi'nin başhekimi oldu. Türkiye'de ilk kalp nakli yapan cerrahlardan biri olan Cevat Yakut, 2009 yılında emekli oldu.

Tavuk karasına kök hücreli çözüm

8 Mayıs 2024 at 18:54
Halk arasında ‘tavuk karası’ ya da ‘gece körlüğü’ olarak bilenen tıp literatüründe ise ‘Retinitis Pigmentosa’ olarak tanımlanan göz hastalığının kök hücre ile tedavisinin mümkün olduğu belirtildi.

Uzmanı uyardı: Bebekleri kalın giydirmek tehlikeli olabilir

8 Mayıs 2024 at 14:59
Bebekleri kalın giydirmenin bazı sağlık sorunların neden olabileceğine dikkat çeken Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nur Köprülü Çelikkaya, "Bebekleri fazla giydirmek, bebeklerin aşırı ısınmalarına neden olabilir, bu da sıcak çarpması gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bunun yanı sıra, bebeklerin aşırı giydirilmesi, Sudden Infant Death Syndrome (SIDS) olarak da bilinen ani bebek ölüm sendromu riskini artırabilir" dedi.

Prof. Dr. Hulusi Atmaca uyarıyor: Böbrek üstü bezi sorunu hipertansiyona yol açıyor!

8 Mayıs 2024 at 12:04
VM Medical Park Samsun Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği’nden Prof. Dr. Hulusi Atmaca, hormonal hipertansiyon hakkında önemli bilgiler verdi. "NEDENE YÖNELİK TEDAVİ YAPILMASI ÖNEMLİ"Hipertansiyonun tanımını yapan Prof. Dr. Atmaca, “Halk arasında ‘tansiyon hastalığı’ olarak isimlendirilen ve erişkin nüfusun yüzde 25’ini etkileyen hipertansiyon, kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin önemli bir sebebidir. Hastalığın uygun önlem ve tedavisi, bu ölümleri etkili bir şekilde azaltmaktadır. Etkili tedavi şartlarından biri de hipertansiyonun nedenini tespit edip nedene yönelik tedavi planlamasıdır” dedi. "HİPERTANSİYONUN YÜZDE 90 NEDENİ BİLİNMEZ"Hormonal hipertansiyon hususunda önemli bilgilere verenn Prof. Dr. Atmaca, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Hipertansiyonun yüzde 90 nedeni bilinmez, ancak yüzde 10 nedeni sekonder hipertansiyon olarak adlandırılan böbrek üstü bezi hipertansiyonuna yani hormonal hipertansiyona bağlı gelişir. Böbrek üstü bezi başlıca 3 çeşit hormon salgılamaktadır. Bu hormonlardan birinin aşırı salgılanması söz konusu olduğu hastalarda böbrek üstü bezi hipertansiyonu gelişir. Böyle hastalarda uygun ilaç tedavisi ile kan basıncı daha az ilaçla ve daha kolay kontrol altına alınabilmektedir. Ayrıca, uygun hastalarda aşırı çalışan böbrek üstü bezinin cerrahi olarak çıkarılmasıyla hastaların çoğunda hipertansiyon düzelir ve ilaç tedavisine gerek kalmaz. Bu yüzden tansiyonu olan hastalarda kimlerin böbrek üstü bezi veya hormonal hipertansiyon açısından taranması gerektiği sorusu önem kazanır.”"KİMLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜR?"Prof. Dr. Hulusi Atmaca, böbrek üstü veya hormonal tansiyonun bazı kişilerde daha sık görülebileceğini şu şekilde sıraladı: “Ataklar halinde tansiyonda ani yükselme ve düşmesi olanlar. Üç adet veya daha fazla ilaca rağmen tansiyonu kontrol altında olmayanlar. Aile bireylerinde yaygın tansiyon veya ani ölüm hikâyesi olanlar. Böbrek üstü bezinde kitlesi olanlar. Kan potasyum düzeyi düşük olanlar. Anestezi, entübasyon, cerrahi, gebelik, anjiografi sırasında hipertansif atak ve açıklanamayan şok hikâyesi olanlar. Hipertansiyonun genç yaşlarda (20 yaş öncesi) başlaması. Hipertansiyonun ileri yaşlarda (50 yaş üstü) başlaması ve deride çürükler, mor çatlaklar ve kas güçsüzlüğü olanlar.”Son olarak Atmaca, “Bahsi geçen özelliklerden en az birini taşıyanların böbrek üstü bezi veya hormonal tansiyon açısından endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanına başvurması gereklidir” uyarısında bulundu. Kaynak: İHA

Akciğerini çantasında taşıyor

8 Mayıs 2024 at 12:11
Nadir görülen bir yüksek tansiyon türü olan "pulmoner hipertansiyon" hastası 60 yaşındaki Aykut İnciler, akciğerinin fonksiyonlarını yerine getirememesi sonucu 3 yıldır çantasında taşıdığı yapay akciğer cihazıyla hayatını sürdürüyor

AstraZeneca'dan Covid-19 aşısını geri çekme kararı

Tarafından: NTV
8 Mayıs 2024 at 11:24
AstraZeneca'dan Covid-19 aşısını geri çekme kararı

Ürettiği covid-19 aşısının çok nadir görülen bir yan etkiye neden olabileceği mahkeme tarafından kanıtlanan ilaç devi AstraZeneca, aşısını dünya çapında geri çekme kararı aldı. AstraZeneca tarafından yapılan açıklamada, aşının "ticari nedenlerden dolayı" piyasadan kaldırıldığı belirtildi. Vaxzevria isimli aşı, kan pıhtılaşmasına ve düşük kan trombosit sayısına neden olan çok nadir bir yan etki yaratmakla suçlanıyor.

İngiltere merkezli ilaç şirketi AstraZeneca, yasal sürecin ardından Oxford Üniversitesi ile ortak geliştirdiği covid aşısının nadir görülen bir yan etkiye neden olabileceğini kabul etti. Şirketin aşıyı gönüllü olarak piyasadan çekme kararı almasının ardından aşı artık Avrupa Birliği üyesi ülkeler tarafından kullanılamayacak. Aşının geri çekilmesine ilişkin başvuru 5 Mart'ta yapıldı ve salı günü karar yürürlüğe girdi.

"TİCARİ NEDENLERDEN DOLAYI PİYASADAN KALDIRILDI" Geri çekme kararı, Boris Johnson tarafından "İngiliz biliminin zaferi" olarak müjdelenen ve altı milyondan fazla hayat kurtardığına inanılan aşının kullanımına son veriyor. AstraZeneca tarafından yapılan açıklamada, aşının ticari nedenlerden dolayı piyasadan kaldırıldığı belirtildi. Şirket açıklamasında, aşının artık üretilmediğini ve yerini yeni varyantlarla mücadele eden güncellenmiş aşıların aldığını söyledi. Vaxzevria isimli aşı, kan pıhtılaşmasına ve düşük kan trombosit sayısına neden olan çok nadir bir yan etki nedeniyle son aylarda yoğun bir incelemeye tabi tutuldu.NADİR AMA ÖLÜMCÜL YAN ETKİ Şubat ayında İngiliz Yüksek Mahkemesi'ne sunduğu yasal bir belgede aşısının "çok nadir durumlarda TTS'ye neden olabileceğini" kabul eden şirket, covid aşısıyla ilgili toplu bir davada birden çok suçlamayla karşı karşıya. Şirket tarafından yapılan açıklamada, "Tahminlere göre, aşımız kullanımının ilk yılında 6,5 milyondan fazla hayat kurtardı ve dünya çapında 3 milyarın üzerinde doz tedarik edildi. Çabalarımız dünyanın dört bir yanındaki hükümetler tarafından takdir edildi" denildi. Şirket, geri çekme kararının devam eden davalar ya da aşının TTS'ye neden olabileceğinin kabul edilmesiyle bağlantılı olmadığı konusunda ısrar etti. Zamanlamanın tamamen tesadüf olduğu öne sürüldü. İngiltere'de 50 milyondan fazla kişiye uygulanan AstraZeneca aşısı, 73 ölüm ile ilişkilendiriliyor.TTS NEDİR? Thrombosis with Thrombocytopenia Syndrome (TTS), kan pıhtılaşma yaratan ve aynı zamanda trombosit sayısının düştüğü bir rahatsızlıktır. Bu pıhtılar, genellikle vücudun çeşitli bölgelerinde, özellikle beyin, karın veya bacaklardaki büyük damarlarda oluşabilir. TTS'nin belirtileri arasında şiddetli baş ağrısı, görme problemleri, bacak veya kollarda ağrı ve şişlik, karın ağrısı, nefes darlığı ve kanama bulunuyor. TTS, çok nadir rastlanan bir durumdur. Milyonlarca covid-19 aşısının sadece birkaç dozunda bu durumu yaşayan hastalara rastalanabilir. Ancak belirtiler yaşandığında durumciddi olabilir ve tıbbi müdahale gerektirebilir.

'Çapraz nakille' donör kardeşi oldular

8 Mayıs 2024 at 11:00
İzmir'de 2,5 yıldır polikistik böbrek hastalığı olan Saliha Aslan (54) ile Muğla'nın Fethiye ilçesinde 3,5 yıldır böbrek yetmezliği nedeniyle rahatsızlık yaşayan Akil Taka (51), İzmir'de çapraz nakille hayata tutundu. Saliha Aslan'ın eşi Engin Aslan (54), Akil Taka'ya, Engin Aslan'ın eşi Gülgün Taka (51) da Saliha Aslan'a donör oldu

Gırtlak kanseri olduğu iddia edilen Kahtalı Mıçe’den açıklama geldi

Tarafından: NTV
8 Mayıs 2024 at 10:30
Gırtlak kanseri olduğu iddia edilen Kahtalı Mıçe’den açıklama geldi

Kansere yakalandığı iddia edilen Kahtalı Mıçe lakaplı sanatçı Mustafa Aslan'dan açıklama geldi. Aslan'ın gırtlak kanserine yakalandığı ve ekonomik durumunun kötü olduğu iddialar arasındaydı.

"Kahtalı Mıçe" lakaplı Türk Halk Müziği sanatçısı Mustafa Aslan, hakkında çıkan haberlere isyan ederek yalanladı.Onur Akay'ın öne sürdüğü gırtlak kanseri haberlerine yanıt veren 71 yaşındaki Türk Halk Müziği sanatçısı, sosyal medya hesabından bir video paylaşarak durumu açıkladı.

Aslan, Kendisinin rahatsız olduğunu ancak gırtlak kanseri olmadığını söyledi. İnce bağırsağının üstünde iki tane kitle bulunduğunu ve bunların tedavi ve kemoterapi sürecinde olduğunu aktardı.

DUA İSTEDİ Aslan, "Sevgili dostlarım, gırtlak kanseri olduğuma ve ekonomik durumuma ilişkin asılsız haberler yapılmaktadır. Lütfen bu haberlere itibar etmeyiniz. Sizden sadece dualarınızı istiyorum." dedi.

Sağlık Bakanlığı 36 bin personel alımında son durum: Sağlık Bakanlığı personel alımı başvuru tarihleri için gözler kılavuzda

Tarafından: NTV
8 Mayıs 2024 at 09:56
Sağlık Bakanlığı 36 bin personel alımında son durum: Sağlık Bakanlığı personel alımı başvuru tarihleri için gözler kılavuzda

Sağlık sektöründe çalışmak isteyen binlerce kişi tarafından heyecanla beklenen Sağlık Bakanlığı'nın 2024 yılı için duyurduğu 36 bin sözleşmeli sağlık personeli alımında son durum merak ediliyor. Sağlık Bakanlığı personel alımı başvuru kılavuzu ile birlikte sürecin ayrıntıları belli olacak.

Sağlık Bakanlığı 36 bin personel alımı kararının Resmi Gazete'de yer alması ardından gözler başvuru sürecine çevrildi. Karar uyarınca 1 diyetisyen, 9 ebe, 2 hemşire, 25 sağlık memuru, 1 sağlık teknikeri, 3 bin 498 tabip, 32 bin 464 de uzman tabip istihdam edilecek.
İstihdam edilecek personelden 1'i acil sağlık hizmetlerinde, 7'si ilçe sağlık müdürlüğü/ toplum sağlığı merkezlerinde, 8'i sağlık evlerinde, 35 bin 984'ü ise yataklı tedavi birimlerinde görev alacak.
Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacak olan 36 bin sözleşmeli sağlık personel alımı başvurularının başlayacağı tarih için gözler ÖSYM'ye çevrildi.2024 Sağlık Bakanlığı 36 bin sözleşmeli personel alımı başvuru tarihleri henüz belli olmadı. Başvuru kılavuzunun mayıs ayı itibarıyla ÖSYM üzerinden yayımlanması bekleniyor.
Geçtiğimiz yıl yapılan alımlarda ön lisans, ortaöğretim, lisans mezunlarından KPSS puan şartı aranmıştı. Bu yılda benzer şekilde KPSS puanıyla alım yapılması bekleniyor.

Bugün 8 Mayıs Dünya Talasemi Günü: Talasemi nedir, belirtleri neler?

Tarafından: NTV
8 Mayıs 2024 at 09:30
Bugün 8 Mayıs Dünya Talasemi Günü: Talasemi nedir, belirtleri neler?

1993 yılından beri dünyada 8 Mayıs “Dünya Talasemi Günü” olarak kutlanmaktadır. Ülkemizde de planlanan çeşitli aktivitelerle önemli bir halk sağlığı sorunu olan Hemoglobinopatilerin gündemde tutulması ve bu sayede toplumun konu ile ilgili bilinçlendirilmesi ve konuya hassasiyetin oluşturulması hedeflenmektedir. Peki, Talasemi nedir, belirtleri neler?

Talasemi, Türkiye’nin de içinde olduğu Akdeniz ülkelerinde önemli bir halk sağlığıdır. Talasemi ve orak hücre anemisi başta olmak üzere kalıtsal kan hastalıkları ülkemizde ve dünyada önemli bir halk sağlığı sorunudur.

Ülkemizde akraba evliliklerinin fazla olması, genetik geçişli bir hastalık olan Talasemi’nin görülme sıklığını arttırmakta, her yıl yüzlerce hastalıklı çocuk dünyaya gelmekte, aileler ve toplum maddi manevi zarara uğramaktadır. Talasemi taşıyıcılarının büyük çoğunluğu bu hastalığı taşıdıklarını bilmezler. Ancak Talasemi hastası bir çocuk sahibi olduklarında ya da özel kan testi yaptırdıklarında öğrenirler.

Hasta veya taşıyıcı olduğu bilinen ailelerde tarama sonucu veya kansızlık nedeniyle getirilen çocuklarda tanı konur. Taşıyıcı kişiler hafif kansızdır, demir tedavisinden yarar görmezler. Tam kan sayımının iyi değerlendirilmesi ve hemoglobin elektroforezi yapılmasıyla tanı kolayca konur. Hasta olanlarda ağır kansızlık vardır; anne, baba ve çocuğun tam kan sayımı, hemoglobin elektroforezi ve genetik tetkikleri yapılarak kesin tanı konur.

TALASEMİ BELİRTİLERİ

Talasemi taşıyıcılarında kırmızı kan hücrelerinin azalması (anemi), halsizlik, soluk cilt, sarılık, iştahsızlık, karaciğer ve dalak büyüdüğü için karnın şişmesi, kırılgan kemikler, burun kökü basıklığı, belirgin alın ve diğer yüz kemikleri ve çocuklarda gelişim geriliği görüşebilir.

Probiyotik ne işe yarar, faydaları nelerdir? İşte probiyotik içeren besinler...

8 Mayıs 2024 at 06:05
Sağlığa faydalı olan canlı mikroorganizmalar veyahut da mikrobiyal besinler olarak tanımlanan probiyotikler, bağırsak sağlığı ile doğrudan ilişkililerdir. Sindirim sistemi sağlığını destekleyen probiyotikler, ayrıca genel sağlık tablosunun iyileşmesine de katkıda bulunurlar. Probiyotik alımının dışarıdan yapılması mümkündür. Birçok besin probiyotik bakımından güçlü bir içeriğe sahiptir. Peki, probiyotikler ne işe yarar? Probiyotiklerin faydaları neler? İşte detaylar… PROBİYOTİKLERİN FAYDALARI NELERDİR?Yapılan araştırmalar neticesinde probiyotiklerin öne çıkan faydaları şu şekilde kayda geçmiştir: Bağırsaklarda bulunan yararlı bakterilerin dengede olmalarını destekler ve bu sayede de sindirim sağlığını iyileştirir. Özellikle kabızlık, gaz, şişkinlik, ishal gibi sorunların semptomlarını gidermede probiyotiklerin etkili oldukları bilinir.Bağırsaklarda bulunan sağlıklı mikroorganizmaların artmalarını destekledikleri için bağışıklık sistemi fonksiyonlarını olumlu etkilerler. Böylelikle hastalıklara ve enfeksiyonlara karşı doğal kalkan görevi görürler.Hem kötü hem de iyi bakterileri öldürme potansiyelinde olan antibiyotik kullanımının yan etkilerini giderirler.Laktoz intoleransı olan kişilerin süt ürünlerini daha iyi tolere etmelerine destek olurlar.Bazı probiyotik türlerinin vajinal flora sağlığını olumlu yönde etkiledikleri bilinmektedir.İltihaplı bağırsak hastalıklarının belirtilerini gidermede etkililerdir.PROBİYOTİK İÇEREN BESİNLERProbiyotik takviye olarak alınabileceği gibi yiyecekler yolu ile de alınabilir. Uzmanlara göre doğal yiyecekler ile alınan probiyotikler, insan sağlığı üzerinde çok daha büyük bir etkiye sahiplerdir. Yüksek oranda probiyotik içeren bazı besinler şu şekilde sıralanabilir: Yoğurt: En bilinen probiyotik kaynaklarındandır. Lactobaciluus bulgaricus ve streptococcus thermophilus içerir.Kefir: Birçok farklı probiyotiği içeriğinde barındırır.Turşu: Lahana, salatalık ve havuç başta olmak üzere diğer sebzelerin turşuları da probiyotik bakımından zengindir.Tempeh: Birçok kişi tarafından bilinmeyen tempeh, soya fasulyesinin fermantasyonu ile elde edilen bir besindir ve probiyotik bakımından zengindir.Mısır ekmeği: Maya ve laktik asit bakterileri ile fermente edilen türü, probiyotik bakımından son derece zengindir.   

Dün — 7 Mayıs 2024Sağlık

Hamileler dikkat! Uzmanlar uyardı: O gıdaları kesinlikte tüketmemelisiniz!

7 Mayıs 2024 at 19:56
Gebelik süreci manevi açıdan her ne kadar son derece mucizevi bir süreç olsa da aynı zamanda anne adaylarını büyük ölçüde strese sokan bir süreçtir. Yeni doğacak bebeği için endişelenen ve ona henüz karnında iken en iyisini vermek isteyen anne adayları, özellikle beslenme ile ilgili sık sık araştırmalarda bulunurlar. Gebelikte beslenme, normal zamanlarda takip edilen beslenme sürecinden farklıdır. Gebelerin mutlaka uzak durmaları gereken bazı besin grupları bulunmaktadır. Ayrıca hamilelik sürecinde protein alımı da dikkat edilmesi gereken konu başlıkları arasında yer almaktadır. Peki, hamileler hangi besinlerden uzak durmalılardır? İşte konuya dair tüm merak edilenler… HAMİLELİKTE TÜKETİLMEMESİ GEREKEN BESİNLER HANGİLERİ?Hamilelerin en sık sordukları soruların başında gelen ‘Ne yememeliyiz?’ sorusu, uzmanlar tarafından yanıtlanmıştır. Yapılan çalışmalar, hamilelik sürecinde tüketilen bazı besin gruplarının hem bebek hem de anne sağlığı için faydalı olmadığını gözler önüne sermiştir. Hamilelik döneminde uzak durulması gereken başlıca besinler şu şekilde sıralanabilir: Az pişmiş veyahut da çiğ yumurtaPastörize edilmemiş süt ve süt ürünleriAz pişmiş/ çiğ et veyahut da et ürünleriAşırı çay veya kahve tüketimiŞeker içeren asitli içeceklerBitki veyahut da meyve çaylarıKabuklu deniz ürünleriMonosodyum glutamat içeren besinler (cips, çeşnili makarnalar, et/ tavuk bulyon, hazır çorba, hazır köfte baharatları vb.)Yukarıdaki besin grupları, hamilelik sürecini ve bebek sağlığını olumsuz etkileyebilmektelerdir. Yanı sıra normal zamanlarda olduğu gibi hamilelik döneminde de sigara ve alkol tüketiminden mutlaka uzak durulması gerekmektedir. GEBELİKTE PROTEİN ALIMI NASIL OLMALI?Protein, insan sağlığı bakımından son derece önemlidir. Hücre gelişiminin olmazsa olmazlarından olan proteinin, hamilelik sürecinde de eksik edilmemesi gerekmektedir. Bebeğin sağlıklı gelişmesi için beslenme düzenine dahil edilmesi gereken protein, hamilelik sürecinde normal döneme göre her gün 25 gram kadar daha fazla tüketilmelidir.

Sitrin taşı ne işe yarar, kadınlara faydaları nelerdir? Sitrin taşı nasıl temizlenir?

7 Mayıs 2024 at 19:53
Sitrin taşı, çeşitli kullanım alanları olan, sağlık için faydaları bulunan özel bir taştır. Bu yazıda, sitrin taşı ile ilgili çeşitli bilgiler aktaracağız. Sitrin taşının; anlamını, faydalarını, özelliklerini, nasıl kullanıldığını, nasıl temizlendiğini ve sitrin taşı alırken nelere dikkat etmek gerektiğini incelemek isterseniz; buyurunuz yazımıza... Sitrin Taşının Anlamı Nedir?Sitrin taşı, Fransızcada "limon" anlamına gelen citron kelimesinden ismini almıştır. Diğer adları arasında "para taşı", "tüccarın taşı" ya da "başarı taşı" bulunur. Bu isimler, taşın bal sarısı renginin güneşin ışığını ve pozitif enerjiyi yansıttığına inanılarak, kişiye; şans, bereket ve mutluluk getirdiği düşüncesi ile ortaya çıkmıştır. Sitrin Taşının Kadınlara Faydaları Nelerdir?Sitrin taşının pek çok faydası bulunmaktadır. Bu faydalar şöyledir: Zararlı alışkanlıklardan kurtulmaya yardımcı olur.Sinüzit ve migren gibi rahatsızlıkların semptomlarını azaltır.Stres, üzüntü ve endişe gibi olumsuz duygulardan uzaklaştırarak mental sağlığı korur.Kas ağrılarını hafifletir.Kan dolaşımını dengeler.Önemli iç organların sağlıklı bir şekilde işlevlerini sürdürmesine katkıda bulunur.Zihinsel gelişime destek olur.Beyin fonksiyonlarını geliştirir.Vücuda enerji verir.Elektronik cihazların yaydığı radyasyonun etkilerini azaltır.Yaşam kalitesini artırır.Sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur.Cesaret duygusunu artırarak ruhsal sağlığı destekler.Mide ve bağırsak rahatsızlıklarını önler.Rahat bir uyku sağlar. Kabus gören çocukların rahatlamasına yardımcı olur.Sitrin Taşının Özellikleri Nelerdir?Sitrin taşı, antik çağlardan beri kullanılan, 1. yüzyılda keşfedilen bir taştır. Hem Yunan hem de Roma kültürlerinde takı ve mücevher yapımında tercih edilmiştir. Bu taşın özellikleri şöyledir: En çok çıkarıldığı yer Brezilya olsa da; Amerika, İspanya, Madagaskar ve Rusya gibi ülkelerde de bulunur.Negatif enerjiyi pozitife dönüştürme özelliği sayesinde temizlenmeye ihtiyaç duymaz.Sitrin taşı, yapı ve görüntü olarak topaz ile benzerlik gösterir.Sertlik derecesi 7’dir.Sitrin Taşı Nasıl Kullanılır?Sitrin taşının kullanımı pek çok farklı şekilde olabilir. Öncelikle, sitrin taşı takı olarak kullanılabilir. Cilt ile temas etmesi, kişinin titreşimlerini yükseltir, çakralarını temizler ve duygusal olarak daha dengeli hissetmesine yardımcı olur. Özellikle enerji ve reiki çalışmalarında çakraların dengelenmesi için kullanılabilir. Sitrin taşı, meditasyon esnasında solar pleksus ya da sakral çakra alanına yerleştirilerek kullanılabilir. Ev ya dya çalışma masasında dekoratif bir obje olarak kullanmak da mümkündür; bu şekilde pozitif enerjiyi ve üretkenliği artırır. Sitrin Taşı Nasıl Temizlenir?Sitrin taşı, doğal bir kristal olduğu için temizlenmeye ihtiyaç duymaz; çünkü negatif enerjiyi kolayca pozitif enerjiye dönüştürebilir. Ancak; yine de taşınızı temizlemek isterseniz birkaç yöntem mevcuttur. Bunlardan biri ultrasonik temizleyiciler kullanmaktır. Diğer bir seçenek ise, sitrin taşını ılık su ve bir sabun ile temizlemektir. Sitrin taşını temizlerken sıya maruz bırakmamak önemlidir; çünkü yüksek sıcaklıklar taşın renginde değişikliklere neden olabilir. Bu nedenle, temizlik işlemi sırasında; ısı, güneş ve buhar gibi etkenlerden kaçınılmalıdır. Sitrin Taşı Alırken Nelere Dikkat Etmek Gerekir?Sitrin taşı alırken, doğru seçimi yapabilmek için bazı önemli noktalara dikkat etmek gerekir. Gerçek sitrin taşlarında renk şeritleri bulunmaz; renk geçişi daha doğal ve akıcıdır. Ayrıca, içlerinde; kabarcık, boşluk ya da baloncuk bulundurmazlar. Özellikle ısıtılmış ametist ya da limon kuvarsın sitrin taşı olarak satılması gibi durumlar sıkça görülür. Bu yüzden, orijinal ve kaliteli sitrin taşı almak isteyenler güvenilir satıcılara başvurmalıdır.

Prof. Dr. Özlü: Astıma bağlı ölümler en çok genç yaşta

7 Mayıs 2024 at 17:38
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, "Astım tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini çok olumsuz olarak etkiler. Hatta bazen ölümlere yol açabilir. Maalesef astıma bağlı ölümler genç yaşta ölümlerdir. Astım aslında tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bugünkü elimizde mevcut tedavi imkanlarıyla astımı, astımı olmayan bir kişi gibi kontrol altına alabiliyor ve normal bir hayat yaşatabiliyoruz" dedi

❌
❌