Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Bugün — 9 Mayıs 2024Sağlık

Karaciğerinde yağlanma olanlar dikkat! Uzmanlar uyardı: O besinlerden uzak durun

9 Mayıs 2024 at 19:51
Safra üretiminin sağlanması; yağ, kolesterol ve çeşitli vitaminlerin parçalanıp emilmesine yardımcı olunması gibi görevleri olan karaciğer, genel vücut sağlığı açısından son derece kritik bir öneme sahiptir. Karaciğer sağlığına dikkat edilmemesi durumunda hayati tehlikeler ortaya çıkabilir. Bu neden ile özellikle yağlanma sorunu ile karşı karşıya olanlara seslenen uzmanlar, karaciğer yağlanması diyetine dair önemli bilgilendirmelerde bulundu. Peki, karaciğer yağlanması nedir? Karaciğer yağlanması diyeti nasıl uygulanır? İşte konuya dair ayrıntılar… KARACİĞER YAĞLANMASI NEDİR?Yağ, karbonhidrat ve protein metabolizmasında önemli görevlere sahip olan ayrıca safra üretimini ve salınımını gerçekleştiren karaciğer, metabolizmanın atık ürünlerini etkisiz hale getirmektedir. Bu organın hücrelerine ulaşan yağ asidi miktarında gözlenen artış, karaciğer yağlanmasına neden olur. Sağlıklı bir insanın karaciğer lipitlerinin miktarı, toplam karaciğer ağırlığının yüzde 5’ini geçmemektedir. Karaciğer yağlanması tanısı konulan kişilerde ise bu oran yüzde 10’un üzerindedir. KARACİĞER YAĞLANMASI DİYETİ NASIL UYGULANIR?Karaciğer yağlanması uzman kontrolü gerektiren, olumsuz bir durumdur. Tedavinin yapılmaması durumunda daha tehlikeli sonuçlara sebebiyet verebilecek olan bu durum, başta diyet yapmayı gerektirmektedir. Beslenmeye, kötü alışkanlıklara ve daha pek çok faktöre bağlı olarak gelişen karaciğer yağlanmasına karşı tıbbi beslenme tedavisi uygulanır. Diyet programı, kişi bazlı düzenlenmektedir. Ancak genel olarak her hasta için önemli olan enerji ve protein miktarının dengelenmesidir. Karaciğer yağlanması diyeti genel hatları ile şu şekildedir: Kan şekerini hızla yükselten karbonhidrat kaynakları yerine kompleks karbonhidrat kaynakları (tam tahıllar, kuru baklagiller, sebzeler vb.) tercih edilmelidir.Hayvansal besinlerde bulunan doymuş yağ içeren besinlerin tüketimleri kısıtlanmalıdır.Protein ihtiyacı, sağlıklı kaynaklardan temin edilmelidir.Karaciğer yağlanması tanısı konuşmuş olan kişilerin uzak durmaları gereken besinler şu şekildedir: afine karbonhidrat içeren paketli gıdalar,Yağ oranı yüksek besinler,Trans ve doymuş yağ kaynakları.

Vitamin ve mineral deposu! Kalbi koruyor, şekeri dengeliyor... Susam yağının faydaları

9 Mayıs 2024 at 19:38
‘Şırlağan’ ismi ile de bilinen susam yağı, susam tanelerinden elde edilir ve yüksek besin değerlerine sahiptir. Bitkisel bir yağ olan susam yağı, Asya mutfağında sık sık kullanılır. Özellikle Hindistan’da kızartma yağı olarak kullanılan susam yağı aynı şekilde Japonya, Kore ve Çin’de de pek çok yemeği lezzetlendirmek için kullanılır. Yüksek aroması olan susam yağı Asya mutfağında olduğu kadar olmasa da ülkemizde de kullanılmaktadır. Susam tohumlarının kabuklarının soyulup soğuk press yapılarak elde edilen bu yağın insan sağlığını da çok çeşitli açılardan desteklediği bilinmektedir. Peki, susam yağının içinde neler var? Susam yağının faydaları neler? İşte konuya dair ayrıntılar… SUSAM YAĞININ İÇERİĞİSusam yağının içeriğinde yüksek oranda mineral ve vitamin olduğu bilinmektedir. Bu yağın içeriği incelendiğinde öne çıkan bazı maddelerin şunlar olduğu belirtilmiştir: Protein, koenzim Q10, A- B1- E vitaminleri, karbonhidrat, steroller, magnezyum- kalsiyum- bakır- çinko- fosfor mineralleri, sesamin- sesaminol- sesamol gibi bileşenler, yağ asitleri.SUSAM YAĞININ FAYDALARIİçerik bakımından son derece güçlü olan susam yağının insan sağlığına olan katkıları şu şekilde özetlenebilir: Kalp ve damar sağlığı: Kan basıncını düşürerek düzenler. Tansiyonun düşmesini sağlayarak kalbi rahatlatır. Doymamış yağ asitleri bakımından zengin olduğu için kötü kolesterolün düşmesine yardımcı olur.Diyabet: Tip 2 diyabete karşı etkilidir. Kan şekeri seviyesini düşürür.Antioksidan özellik: Doğal antioksidanlar bakımından zengin olduğu için hücre yenilenmesini hızlandırır. Bu, özellikle kanser rahatsızlıklarına karşı önemli bir özelliktir.Antibakteriyel özellik: İçeriğinde bulunan bileşenlerin antibakteriyel özellikleri sayesinde vücudu çok çeşitli bakterilere karşı korur. Böylelikle bağışıklığın güçlenmesine katkıda bulunarak hastalıklara yakalanma olasılığını düşürür.Cilt: Güçlü içeriği sayesinde cilt sağlığını destekler. Cilt bariyerini korur. Mevcut cilt sorunlarının daha hızlı ve sağlıklı bir şekilde iyileşmesini sağlar. Ayrıca cilde parlaklık kazandırır.

Cilt ve saç sorunlarına 'sabunlu' müdahale! Keçi sütü sabunu ile ışıldayacaksınız... İşte faydaları

9 Mayıs 2024 at 19:34
Sosyal medya platformlarının yaygın olarak kullanılmaya başlanması ile birlikte birçok ürün de hayatımıza dahil oldu. İçerik üreticilerinin ve diğer çok takipçili hesapların birçok ürünü tanıtmaya başlaması ile birlikte tüketici tercihlerinde de ciddi değişiklikler meydana geldi. Her gün önlerine ‘reklam’ olarak düşen bazı ürünleri kullanan bazılarını ise araştırmaya başlayan tüketiciler, son dönemlerde özellikle keçi sütü sabununu yakın takip altına aldı. Peki, keçi sütü sabununun içeriğinde neler var? Keçi sütü sabunu neye/ nelere iyi gelir? İşte keçi sütü sabununa dair tüm merak edilenler… KEÇİ SÜTÜ SABUNUNUN İÇERİĞİNDE NELER VAR?Son dönemlerin popüler bakım ürünleri arasında yer alan keçi sütü sabunu, arama motorlarına sık sık konu olmaktadır. Sosyal medya platformlarında adeta yankı uyandıran bu sabunun özelliklerini merak eden birçok kişi, konuya dair sorgulamalar yapmaktadır. Keçi sütü sabunu ile ilgili olarak en çok merak edilen konuların başında, sabunun içeriği gelmektedir. Yürütülen çalışmaların sonuçlarına göre sabunun içeriğinde bulunan süt, doymuş ve doymamış yağlar bakımından son derece zengindir. Sütün içeriğinde ise; A, B1, B6, B12, C, D ve E vitaminlerinin yanı sıra selenyum ve çinko gibi mineraller de bulunmaktadır. KEÇİ SÜTÜ SABUNUNUN FAYDALARI NELERDİR? Bebeklerde ve küçük çocuklarda kullanılmadan önce bir hekime danışılmasını gerektiren keçi sütü sabunu, diğer yaş gruplarından olan kadın ve erkekler tarafından tercih edilebilir. Keçi sütü sabunun cilde ve saça olan bazı faydaları şu şekildedir: Saç dokusunu onarır.Saç tellerini güçlendirir.Saç derisini nemlendirir.Saçları canlandırır.Saçlara parlaklık kazandırır.Saçta meydana gelen kırıkları onarır.Saçı yumuşatır.Ciltte var olan iltihap durumunu iyileştirir. Yeni iltihapların gelişmesini engeller.Cilt gözeneklerini sıkılaştırarak siyah nokta oluşumunu engeller.Egzama ve sedef gibi cilt hastalıklarının tedavilerini destekler.Yaşlanma belirtilerini geciktirir.Güneş lekelerini iyileştirir.Düzenli kullanılması halinde cilt tonunu eşitler.

Sindirim sistemi sorunlarına elma çayı ile veda edin! 2 dakikada hazır... Elma çayının faydaları

9 Mayıs 2024 at 19:27
Meyve tüketimine özen gösterilmesi, genel vücut sağlığını olumlu açıdan destekler. Meyvelerin mevsimlerinde tüketilmeleri halinde başta bağışıklık sistemi olmak üzere vücudun çok çeşitli fonksiyonlarının düzenlendiğini ifade eden uzmanlar, bu kapsamda elma tüketimine ayrı bir parantez açtı. Nerede ise herkes tarafından severek tüketilen elmanın pek çok faydasının olduğu bilinmektedir. Bunun yanı sıra elma çayının da akıllara gelmeyecek faydalarının olduğuna dikkat çeken uzmanlar, yapılışı kolay bu çayın faydalarını aktardı. ELMA ÇAYI NASIL HAZIRLANIR?Elma çayı, yapımı son derece basit olan bir meyve çayıdır. Evde kolay bir şekilde hazırlanabilen bu çay, vücudun vitamin ve mineral dengesinin korunmasına yardımcı olur. Elma çayı, kişinin damak zevkine bağlı olarak kurutulmuş veyahut da toz şeklinde hazırlanabilir. Taze elma çayı hazırlamak için ise öncelikle elmanın iyice yıkanması, kabuklarının soyulması ve çekirdeklerinin çıkartılması gerekir. Sonrasında ise elma dilimleri, elmanın kabukları ile birlikte 2 su bardağı suyun içine aktarılır. Karışım kaynadıktan sonra ocaktan alınır ve 10 dakika kadar demlenmeye bırakılır. Bu aşamada çayın içerisin tarçın eklenerek lezzet artırılabilir. ELMA ÇAYININ FAYDALARI NELERDİR?Özellikle kış aylarında bol bol tüketilmesi tavsiye edilen elma çayının birçok faydası bulunmaktadır. Antioksidan, vitamin ve mineral bakımından zengin olan elma çayının öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Antioksidan bakımından zengin olduğu için vücut içinde bulunan serbest radikalleri etkisiz hale getirir.Bağışıklık sistemini güçlendirerek kişiyi hastalıklara karşı dirençli hale getirir.Sindirim sistemini düzenler. Lif bakımından zengin olduğu için dışkının kıvamını yumuşatır ve kabızlığın önüne geçer.Kan şekerini dengeler.Magnezyum, sodyum ve C vitamini bakımından zengin olduğu için kemik sağlığını olumlu yönde destekler. Kemik erimesine yakalanma olasılığını düşürür.Öksürük, boğaz ağrısı gibi üst solunum yolu rahatsızlıklarında gözlenen belirtilerin etkilerini giderir.İçerdiği bileşenler sayesinde bağırsak sağlığının korunmasını destekler. Bağırsakları büyük ölçüde temizler.Göz sağlığını destekler.Kötü kolesterolü düşürür.Kalp sağlığını korur.

Fındık Besin Değeri: Fındık Kaç Kalori?

9 Mayıs 2024 at 21:57
Fındık, üretiminde dünya birincisi olduğumuz çok faydalı bir kuruyemiştir. Aynı zamanda Ordu, Trabzon, Giresun illerinde yani kısacası Karadeniz ikliminin etkili olduğu bölgelerde yetiştirilir. Bu sıralamayı ise Sakarya, Adapazarı ve Aksu ile Marmara takip eder.

15 dakikada bir kişi inmeden ölüyor

9 Mayıs 2024 at 18:00
Prof. Dr. Ethem Murat Arsava, TÜİK verilerine göre 2020'de kaydedilen 507 bin 938 ölümün 183 bin 109'unun kalp-damar sistemi hastalıklarından kaynaklandığını belirterek, "İnme nedeniyle ölenlerin sayısı ise 35 bin 880'dir" dedi

Şiddetli adet sancısının sebebi adenomyozis olabilir!

9 Mayıs 2024 at 16:42
Yakın zaman öncesine kadar 40-60 yaş grubundaki kadınları etkileyen adenomyozis hastalığı artık ergenlik döneminden itibaren her yaş grubunda görülüyor. Ergenlik döneminde şiddetli adet sancısıyla kendini gösteren hastalık, genç kadınlarda çocuk sahibi olamama, yoğun vajinal kanama, kronik kasık ağrısı ve ağrılı cinsel ilişki şeklinde ortaya çıkıyor. Hastaların 3’te birinde ise hiçbir bulguya rastlanmıyor. Hastalığın erken teşhisi için uzmanlaşmış klinisyenlerden destek almak hastalığın erken teşhis edilmesi noktasında büyük bir önem taşıyor

Bu katkı maddesine dikkat! Birçok Avrupa ülkesinde yasaklı

9 Mayıs 2024 at 13:02
Hem helal- haram konusunda hem de sağlık konusunda birçok şüpheyi barındıran kimi gıda katkı maddeleri bulunan ürünlerden uzak durulmalı. Bu katkı maddesine dikkat! Şüpheli katkı maddelerinden birisi de "Tartrazin" maddesi. Tartrazin birçok Avrupa ülkesinde yasaklı. İnsanoğlu hayatını sürdürebilmesi için Allah'ın bahşettiği gıdalardan tüketmesi gereklidir. Endüstriyel gıda ürünlerinin yaygınlaştığı günümüzde gıda sektöründe en çok tartışılan konuların başında katkı maddeleri geliyor. Hem helal- haram konusunda hem de sağlık konusunda birçok şüpheyi barındıran kimi gıda katkı maddeleri bulunan ürünlerden uzak durulmalı. Zira dinimiz İslâm şüpheli şeylerden uzak durmamız konusunda bizleri uyarıyor. Şüpheli katkı maddelerinden birisi de "Tartrazin" maddesi. E102 KODUYLA BİRÇOK GIDA MADDESİNDE BULUNUYORE102 koduyla gıda maddelerinde kullanılan tartrazin maddesi daha çok yiyecek ve içeceklere özellikle sarı renk vermek için kullanılıyor. Tartrazin renklendirici; kekler, şekerlemeler, konserve sebzeler, peynirler, sakızlar, sosis, dondurma, portakallı içecekler, salata sosları, mevsim salataları, tatlı, reçel, unlu gıdalar, çerez, konserve balık, hazır çorbalar, alkolsüz meşrubatlar ve ketçap gibi geniş bir gıda yelpazesinde kullanılıyor. KURDEŞEN VEYA ASTIM ATAKLARINA NEDEN OLABİLİRTartrazin duyarlı insanlarda kurdeşen veya astım ataklarına neden olabilir. Tiroid tümörü, kromozom hasarı, hiperaktivite ve aspirin duyarlılığı gibi rahatsızlıklara sebep olabilir; Norveç ve Avusturya'da yasaklandı. 

90 dakikada kırmızı halı güzelliği

9 Mayıs 2024 at 12:54
Genç ve bakımlı olmayı sağlayan trendler değişti. Uzmanlar cerrahi dışı işlemlerde tek cihaz - tek uygulama döneminin sonuna geldiğimizi söylüyor. Yüksek beklentileri karşılamada daha etkili sonuç veren kombine tedaviler çağındayız. İşte cerrahi dışı bu tedavilerin çok kısa sürede kendinizi genç, güzel ve bakımlı hissettirenlerinden üçü. Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda Erenoğlu’nun haberi.

Çocukları down sendromlu doğan aileye 21 milyon lira tazminat

Tarafından: NTV
9 Mayıs 2024 at 11:47
Çocukları down sendromlu doğan aileye 21 milyon lira tazminat

Kocaeli 1. Tüketici Mahkemesi, çocukları down sendromlu olarak dünyaya gelen aileyi, gebelik sürecinde talep ettikleri testleri yapmadıkları gerekçesiyle doğumun gerçekleştiği özel hastane hakkında açtığı tazminat davasında haklı buldu.

İzmit'te yaşayan Faruk (44) ve Serpil Güral (40) çifti, ikinci çocuklarının olacağını öğrenince muayene ve rutin kontroller için kent merkezinde bulunan bir özel hastaneyi tercih etti. Çift, annenin gebelik sürecinde yaşadığı bazı sağlık sorunları üzerine bebeğin doğum kusurları açısından risk altında olup olmadığının belirlenmesi için gerekli testlerin yapılmasını istedi. Ancak bebeğin sağlık durumunun iyi olduğunu savunan doktor, çiftin talebini yerine getirmedi. Gebeliğin 8'nci ayında rutin kontrol için hastaneye giden Serpil Güral, bebeğin ölüm tehlikesi olduğu gerekçesiyle acil olarak doğuma alındı. Doğumun ardından yapılan testlerde bebeğin down sendromlu olduğu belirlendi. Güral çifti, tıbbi ihmaller sonucu yaşadıkları mağduriyet nedeniyle hastane ve doktor hakkında maddi ve manevi tazminat davası açtı.

MAHKEME, HASTANENİN 21 MİLYON TL TAZMİNAT ÖDEMESİNE HÜKMETTİ

Kocaeli 1. Tüketici Tüketici Mahkemesi'nde açılan davanın dün gerçekleştirilen 22'nci duruşmasına, taraf avukatları katıldı. Ailenin avukatı Feride Külcü, davanın kabulüne karar verilmesini talep etti. Davalı tarafın avukatları ise sübut bulmayan davanın reddine karar verilmesini istedi. Mahkeme, 21 milyon 89 bin 691 lira maddi, 200 bin lira manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak Serpil Güral'a verilmesine hükmetti. BABA FARUK GÜRAL, GAZETECİLERE KONUŞTU Faruk Güral, gazetecilere yaptığı açıklamada, eşiyle evlendikten 8 yıl sonra tüp bebek yöntemi sayesinde ilk çocuklarının olduğunu, bundan 3 yıl sonra 2015'in son aylarında eşinin normal yollardan ikinci çocuklarına gebe kaldığını söyledi. O dönemde maddi durumları iyi olmamasına rağmen özel hastaneye gittiklerini belirten Güral, gebeliğin 6'ncı ve 7'nci aylarında eşinde mide bulantısı, bebeğin hiç kıpırdamaması şikayetleriyle doktorlarına başvurduklarını kaydetti. Güral, ilk taramadan sonra bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu gerekçesiyle diğer tahlillerinin yapılmadığını anlatarak, "Doktorumuz 'Bana güvenmiyor musunuz? Ben size ne söylüyorsam odur. Bebek gayet sağlıklı.' dedi. Biz 'Sorunlar yaşıyoruz, problem olmaz mı?' dediğimizde 'Ben bu işin uzmanıyım, bana güvenmeniz gerekiyor.' diyerek istemiş olmamıza rağmen testlerimizi yapmadı." diye konuştu. Bu söylemlerinden dolayı doktora güvendiklerini aktaran Güral, "Gebeliğin 8'nci ayında kontrol için gittiğimizde acil doğuma alması gerektiğini söyledi. Sebebini sorduğumuzda bebeğin ölüm tehlikesinin olduğunu söyledi. Eşim doğuma alındı ve oğlum doğduktan sonra down sendromlu olduğunu öğrendik." ifadelerini kullandı. "TAZMİNATI ÇOCUĞUMUN EĞİTİMİ İÇİN HARCAYACAĞIM" Güral, ilk defa böyle bir durumla karşılaştığı için down sendromlu çocuğun bakımıyla ilgili araştırma yaptığını anlatarak, şöyle devam etti: "Psikolojik süreci, maddi süreci nasıl atlatırız diye çok düşündük. Maalesef her şey maddiyat içeriyor. Bu yüzden çocuğumu iyi bir şekilde yetiştirebilmek için dava açmaya karar verdim. 8 yıl sonunda, dava çok şükür lehimize sonuçlandı. Miktarı biz belirlemedik. Hiçbir zaman maddiyatta gözümüz yoktu. Avukatımız yönlendirme yaparak 21 milyon lira olarak lehimize sonuçlandı. Çocuğuma güzel bir gelecek hazırlayacağım için çok mutluyum. Tazminatı çocuğumun eğitimi için harcayacağım." Şu an 8 yaşında olan oğlunun eğitimine devam ettiğini dile getiren Güral, "Hala bezleniyor, konuşamıyor. Yürümesi çok geç oldu, 3,5 yaşında yürümeye başladı. Bu eğitim süreçleri çok fazla yorucu oldu. Bu süreç bizi çok etkiledi, çok üzdü. Maddi ve manevi olarak yıprandık. Bu davayı oğlum down sendromlu olduğu için açmadım, hakkı olduğunu için açtım. Neticesinde iyi sonuçlandı. Tüm ailelere haklarını araması için emsal olmaktan gurur duyuyorum." şeklinde konuştu.

SGK'dan son dakika açıklaması! 47 ilaç daha geri ödeme listesine alındı

9 Mayıs 2024 at 10:29
Gelen son dakika açıklamasına göre Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) düzenlemesi kapsamında 47 ilaç daha geri ödeme listesine alındı. Bunlardan 8’i yenilikçi kanser ilacıyken 10'u ise yerli ilaç olarak öne çıkıyor.  'Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ' Resmi Gazete'de yayımlandı. TOPLAMDA 47 İLAÇ DAHA GERİ ÖDEME LİSTESİNDESosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından bedeli ödenen ilaçlar listesine "akıllı ilaç" olarak da bilinen 8'i yenilikçi kanser ilacı, 21'i alerji aşısı, 2'si büyüme hormonu, 3'ü dirençli uyuz ilacı, 3'ü atopik dermatit ilacı, 2'si diyabet ilacı ve 3'ü psikoleptik/antidepresan olmak üzere toplamda 47 ilaç daha eklendi. Bİr diğer yandan 12 kanser ilacının ödeme alanı genişletilerek yeni tedavi seçeneği olarak hastaların erişimine sunuldu. İlaçlardan 10'unun yerli üretim olduğu belirtildi. VATANDAŞLARIN YENİLİKÇİ İLAÇLARA ERİŞİMİ SAĞLANACAKYapılan değişiklikle, vatandaşların mesane kanseri, prostat kanseri, akciğer kanseri, Dirençli Akut Myeloid Lösemi (AML), Kronik Lenfositik Lösemi (KLL), Multiple Myelom (MM) tedavilerinde kullanılan yenilikçi ilaçlara erişiminin sağlandığı bildirildi.

MHRS için kademeli sevk zinciri önerisi!

9 Mayıs 2024 at 10:16
Sağlık-Sen'den, Merkezi Hekim Randevu Sistemi'nin (MHRS) daha işlevsel hale gelebilmesi için kademeli sevk zincirine geçilmesi, ilk etapta MHRS'nin yüzde 20'sinin aile hekimlerine tahsis edilmesi önerilerinde bulunuldu

KOAH'ın yeni mutasyonu "Q0 RİZE"

Tarafından: NTV
9 Mayıs 2024 at 10:10
KOAH'ın yeni mutasyonu

Rize'de astım şikayetiyle tedaviye alınan bir hastaya yapılan tetkiklerde, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı'na (KOAH) ait farklı mutasyon fark edildi. Hastadan alınıp özel tıp laboratuvarında incelenmesi için yurt dışına gönderilen bazı numune ve tahlillerde, KOAH'a ait yeni mutasyonun varlığı tespit edildi. Yeni mutasyona "Q0 RİZE" adını veren Doç. Dr. Dilek Karadoğan'ın genetik çalışması, tıp dergisinde de yayımlandı.

Rize'de ismi açıklanmayan 44 yaşındaki kadın hasta, astım şikayetiyle Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Rize Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gitti. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı'nda görevli Doç. Dr. Dilek Karadoğan'ın muayene ettiği hastada, bazı tetkikler sonucu KOAH’a ait farklı mutasyon fark edildi.

Akciğer içerisindeki alveollerin hasar gördüğü, akciğerde bulunması gereken antitripsin proteinin de olmadığı saptanan hastadan alınan bazı numune ve tahliller, özel tıp laboratuvarında incelenmesi için İspanya'ya gönderildi.

İncelemeler sonucunda dünyada daha önce rastlanılmadığı belirtilen KOAH'a ait yeni mutasyonunun varlığı belirlendi.

Yeni mutasyona "Q0 RİZE" adını veren Doç. Dr. Karadoğan'ın genetik çalışması, tıp dergisi "BMC Pulmonary Medicine"de de yayımlandı.

"MUTASYONU 'QORİZE' OLARAK ADLANDIRDIK" Nadir mutasyonların çok ağır KOAH gelişimine sebep olabileceğini belirten Doç. Dr. Dilek Karadoğan şöyle devam etti:

"Astım tanısıyla takip edilen bir kadın hastamızda, solunum yolu testinde KOAH ile uyumlu akım volüm eğrisinin yanı sıra geri dönüşü olmayan hava tıkanıklığı da saptadık. Bunun üzerine hastaya KOAH teşhisi koyduk. Hastamızın akciğerlerinde yaygın anfizem mevcuttu.

Doç. Dr. Dilek Karadoğan

Alfa1-antitripsin eksikliği teşhis edilemeyecek derece düşük saptanınca hastamızda genetik inceleme sonucu mutasyonu tespit ettik. Dünyada ilk saptanan bu mutasyonu 'Q0 RİZE' olarak adlandırdık. Bu hastalar, diğer hastalardan daha az sigara içmiş veya dumanına maruz kalmış olsalar bile hastalıkları çok ağır bir şekilde seyretmektedir. Tütün dumanına maruziyetinin önlenmesi, bu hastalığın gelişmesi ve ilerlemesinde önem arz etmektedir."

Dünyanın ilk gen terapisi deneyi: İşitme duyusunu geri kazandı

Tarafından: NTV
9 Mayıs 2024 at 09:48
Dünyanın ilk gen terapisi deneyi: İşitme duyusunu geri kazandı

İngiltere'de sağır doğan bir kız çocuğu, çığır açıcı bir gen tedavisi ile işitme cihazı kullanmasına gerek kalmadan duymaya başladı. Kız çocuğu, ilk kez denenen gen terapisi deneyine katılan ilk kişi oldu.

Opal Sandy isimli doğuştan sağır bir kız çocuğu, dünya çapında ilk kez denenen bir gen tedavisiyle işitme duyusunu kazandı. Kız çocuğu, iç kulaktan beyne giden sinir uyarılarını bozan ve hatalı bir genden kaynaklanan işitsel nöropati nedeniyle hiçbir şey duyamayacak şekilde doğdu. Kız çocuğuna sadece 16 dakika süren çığır açıcı bir ameliyat sırasında genin çalışan bir kopyasını içeren bir aşı yapıldı. Kulak içine gen infüzyonu uygulanarak, Sandy’nin kalıtsal sağırlığa yol açan hasarlı DNA’sı değiştirildi. Ameliyatın ardından 18 aylık bebek neredeyse mükemmel bir şekilde duyabilmeye başladı.

TEDAVİYİ ALAN İLK HASTA Opal Sandy’ye birinci yaş günü öncesinde başlayan tedavi altı ay sonra sonuç vermeye başladı. Sandy artık fısıltıları dahi duyuyor ve "anne" ve "baba" gibi kelimeleri söyleyebiliyor. Sandy’nin anne ve babası, kızlarındaki ilerlemenin akıllara durgunluk verici olduğunu söylüyor. Sandy, dünya çapında bu tedaviyi alan ilk hasta oldu. Çocuklardaki işitme kaybı vakalarının yarısından fazlasında genetik nedenler rol oynuyor. İşitme kaybı, konuşma gecikmesi gibi olasılıklar nedeniyle çocuk iki veya üç yaşına gelene kadar tespit edilemeyebiliyor. Sandy, dünya çapında bu tedaviyi alan ilk hasta oldu.
Dün — 8 Mayıs 2024Sağlık

Aynı doktora 10 dakikada 4 randevu verildi mi? Hastaneden açıklama geldi

8 Mayıs 2024 at 17:27
İTO tarafından ortaya atılan bir belgeyle Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi’nde bir doktora 10 dakika içerisinde 4 farklı randevu verildiği iddia edilmişti. Ortaya atılan iddialarla ilgili Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi Başhekimliği’nden yazılı bir açıklama geldi. Yapılan açıklamada iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtilirken şu ifadelere yer verildi.

❌
❌