Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Bugün — 7 Mayıs 2024Sağlık

Hamileler dikkat! Uzmanlar uyardı: O gıdaları kesinlikte tüketmemelisiniz!

7 Mayıs 2024 at 19:56
Gebelik süreci manevi açıdan her ne kadar son derece mucizevi bir süreç olsa da aynı zamanda anne adaylarını büyük ölçüde strese sokan bir süreçtir. Yeni doğacak bebeği için endişelenen ve ona henüz karnında iken en iyisini vermek isteyen anne adayları, özellikle beslenme ile ilgili sık sık araştırmalarda bulunurlar. Gebelikte beslenme, normal zamanlarda takip edilen beslenme sürecinden farklıdır. Gebelerin mutlaka uzak durmaları gereken bazı besin grupları bulunmaktadır. Ayrıca hamilelik sürecinde protein alımı da dikkat edilmesi gereken konu başlıkları arasında yer almaktadır. Peki, hamileler hangi besinlerden uzak durmalılardır? İşte konuya dair tüm merak edilenler… HAMİLELİKTE TÜKETİLMEMESİ GEREKEN BESİNLER HANGİLERİ?Hamilelerin en sık sordukları soruların başında gelen ‘Ne yememeliyiz?’ sorusu, uzmanlar tarafından yanıtlanmıştır. Yapılan çalışmalar, hamilelik sürecinde tüketilen bazı besin gruplarının hem bebek hem de anne sağlığı için faydalı olmadığını gözler önüne sermiştir. Hamilelik döneminde uzak durulması gereken başlıca besinler şu şekilde sıralanabilir: Az pişmiş veyahut da çiğ yumurtaPastörize edilmemiş süt ve süt ürünleriAz pişmiş/ çiğ et veyahut da et ürünleriAşırı çay veya kahve tüketimiŞeker içeren asitli içeceklerBitki veyahut da meyve çaylarıKabuklu deniz ürünleriMonosodyum glutamat içeren besinler (cips, çeşnili makarnalar, et/ tavuk bulyon, hazır çorba, hazır köfte baharatları vb.)Yukarıdaki besin grupları, hamilelik sürecini ve bebek sağlığını olumsuz etkileyebilmektelerdir. Yanı sıra normal zamanlarda olduğu gibi hamilelik döneminde de sigara ve alkol tüketiminden mutlaka uzak durulması gerekmektedir. GEBELİKTE PROTEİN ALIMI NASIL OLMALI?Protein, insan sağlığı bakımından son derece önemlidir. Hücre gelişiminin olmazsa olmazlarından olan proteinin, hamilelik sürecinde de eksik edilmemesi gerekmektedir. Bebeğin sağlıklı gelişmesi için beslenme düzenine dahil edilmesi gereken protein, hamilelik sürecinde normal döneme göre her gün 25 gram kadar daha fazla tüketilmelidir.

Sitrin taşı ne işe yarar, kadınlara faydaları nelerdir? Sitrin taşı nasıl temizlenir?

7 Mayıs 2024 at 19:53
Sitrin taşı, çeşitli kullanım alanları olan, sağlık için faydaları bulunan özel bir taştır. Bu yazıda, sitrin taşı ile ilgili çeşitli bilgiler aktaracağız. Sitrin taşının; anlamını, faydalarını, özelliklerini, nasıl kullanıldığını, nasıl temizlendiğini ve sitrin taşı alırken nelere dikkat etmek gerektiğini incelemek isterseniz; buyurunuz yazımıza... Sitrin Taşının Anlamı Nedir?Sitrin taşı, Fransızcada "limon" anlamına gelen citron kelimesinden ismini almıştır. Diğer adları arasında "para taşı", "tüccarın taşı" ya da "başarı taşı" bulunur. Bu isimler, taşın bal sarısı renginin güneşin ışığını ve pozitif enerjiyi yansıttığına inanılarak, kişiye; şans, bereket ve mutluluk getirdiği düşüncesi ile ortaya çıkmıştır. Sitrin Taşının Kadınlara Faydaları Nelerdir?Sitrin taşının pek çok faydası bulunmaktadır. Bu faydalar şöyledir: Zararlı alışkanlıklardan kurtulmaya yardımcı olur.Sinüzit ve migren gibi rahatsızlıkların semptomlarını azaltır.Stres, üzüntü ve endişe gibi olumsuz duygulardan uzaklaştırarak mental sağlığı korur.Kas ağrılarını hafifletir.Kan dolaşımını dengeler.Önemli iç organların sağlıklı bir şekilde işlevlerini sürdürmesine katkıda bulunur.Zihinsel gelişime destek olur.Beyin fonksiyonlarını geliştirir.Vücuda enerji verir.Elektronik cihazların yaydığı radyasyonun etkilerini azaltır.Yaşam kalitesini artırır.Sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur.Cesaret duygusunu artırarak ruhsal sağlığı destekler.Mide ve bağırsak rahatsızlıklarını önler.Rahat bir uyku sağlar. Kabus gören çocukların rahatlamasına yardımcı olur.Sitrin Taşının Özellikleri Nelerdir?Sitrin taşı, antik çağlardan beri kullanılan, 1. yüzyılda keşfedilen bir taştır. Hem Yunan hem de Roma kültürlerinde takı ve mücevher yapımında tercih edilmiştir. Bu taşın özellikleri şöyledir: En çok çıkarıldığı yer Brezilya olsa da; Amerika, İspanya, Madagaskar ve Rusya gibi ülkelerde de bulunur.Negatif enerjiyi pozitife dönüştürme özelliği sayesinde temizlenmeye ihtiyaç duymaz.Sitrin taşı, yapı ve görüntü olarak topaz ile benzerlik gösterir.Sertlik derecesi 7’dir.Sitrin Taşı Nasıl Kullanılır?Sitrin taşının kullanımı pek çok farklı şekilde olabilir. Öncelikle, sitrin taşı takı olarak kullanılabilir. Cilt ile temas etmesi, kişinin titreşimlerini yükseltir, çakralarını temizler ve duygusal olarak daha dengeli hissetmesine yardımcı olur. Özellikle enerji ve reiki çalışmalarında çakraların dengelenmesi için kullanılabilir. Sitrin taşı, meditasyon esnasında solar pleksus ya da sakral çakra alanına yerleştirilerek kullanılabilir. Ev ya dya çalışma masasında dekoratif bir obje olarak kullanmak da mümkündür; bu şekilde pozitif enerjiyi ve üretkenliği artırır. Sitrin Taşı Nasıl Temizlenir?Sitrin taşı, doğal bir kristal olduğu için temizlenmeye ihtiyaç duymaz; çünkü negatif enerjiyi kolayca pozitif enerjiye dönüştürebilir. Ancak; yine de taşınızı temizlemek isterseniz birkaç yöntem mevcuttur. Bunlardan biri ultrasonik temizleyiciler kullanmaktır. Diğer bir seçenek ise, sitrin taşını ılık su ve bir sabun ile temizlemektir. Sitrin taşını temizlerken sıya maruz bırakmamak önemlidir; çünkü yüksek sıcaklıklar taşın renginde değişikliklere neden olabilir. Bu nedenle, temizlik işlemi sırasında; ısı, güneş ve buhar gibi etkenlerden kaçınılmalıdır. Sitrin Taşı Alırken Nelere Dikkat Etmek Gerekir?Sitrin taşı alırken, doğru seçimi yapabilmek için bazı önemli noktalara dikkat etmek gerekir. Gerçek sitrin taşlarında renk şeritleri bulunmaz; renk geçişi daha doğal ve akıcıdır. Ayrıca, içlerinde; kabarcık, boşluk ya da baloncuk bulundurmazlar. Özellikle ısıtılmış ametist ya da limon kuvarsın sitrin taşı olarak satılması gibi durumlar sıkça görülür. Bu yüzden, orijinal ve kaliteli sitrin taşı almak isteyenler güvenilir satıcılara başvurmalıdır.

Prof. Dr. Özlü: Astıma bağlı ölümler en çok genç yaşta

7 Mayıs 2024 at 17:38
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, "Astım tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini çok olumsuz olarak etkiler. Hatta bazen ölümlere yol açabilir. Maalesef astıma bağlı ölümler genç yaşta ölümlerdir. Astım aslında tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bugünkü elimizde mevcut tedavi imkanlarıyla astımı, astımı olmayan bir kişi gibi kontrol altına alabiliyor ve normal bir hayat yaşatabiliyoruz" dedi

"Türkiye’de astımlı hasta sayısı artıyor"

7 Mayıs 2024 at 20:25
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, dünyada yaklaşık 300 milyon insanın astım hastası olduğuna dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nurhan Köksal, “Türkiye'de de astım sıklığı giderek artmaktadır. Ülkemizde yaklaşık olarak yetişkinlerin yüzde 5-10'u ve çocukların ise yüzde 10-15'i astım ile yaşamlarını sürdürmektedirler” dedi.

Prof. Dr. Ovalı’dan ‘Kök hücre’ açıklaması: “Büyük ümit olmaktan artık çıkmalı”

7 Mayıs 2024 at 20:23
Kök hücreye yönelik çalışmalar sürerken Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercüment Ovalı, “Yıllar geçti, hala aynı şeyi söylüyoruz; ileride işe yarayacak. Doğru kullanıldığında bazı hastalıklarda işe yarayabilir, hala kök hücreye çok fazla inanan gruplar var, olmalı da ama en çok uğraşan kişi olarak büyük ümit olmaktan artık çıkmalı diyorum. 1999 yılında kök hücreyi ürettiğimde benden fazla inanan yoktu ama o kadar kabiliyetli değil. Hücreyle gen tedavisinin beraber kullanıldığı modeller var, onlar daha da başarılı olacak” dedi.

Modern yaşam, derin uykuya zarar veriyor

7 Mayıs 2024 at 17:00
Kişinin kaliteli bir uyku alabilmesi için yeterli "melatonin" hormonu üretimi gerektiği ancak modern şehir hayatıyla gün ışığından ziyade uzun süre ofis ortamında mavi ışığa maruz kalınmasının melatonin metabolizmasını bozduğu belirtildi

DSÖ: Ruh sağlığı sorunları 'bir sonraki pandemi'

7 Mayıs 2024 at 14:58
DSÖ Avrupa Direktörü Kluge, "Dünyanın her yerinde, özellikle de Covid-19'da gençler de tecrit altındaydı ve bu durum insanların ruh sağlığını da etkiliyor. Hizmetlerimizden gördüğümüz kadarıyla gençlerde çok fazla kaygı ve uyku problemi var" dedi

Kene tehlikesi kapıda! Prof. Dr. Mehmet Bakır, çiftçileri keneye karşı uyardı!

7 Mayıs 2024 at 13:43
İlkbahar mevsiminin gelmesiyle birlikte kene popülasyonunda da artış gözleniyor. Özellikle tarım alanlarında çalışan kişiler kene ısırıklarına karşı daha fazla risk altında bulunuyor. Kene ısırıkları sadece kaşıntı ve kızarıklığa yol açmakla kalmayıp, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) gibi ölümcül olabilen hastalıklara da neden olabiliyor. Medicana Sivas Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Bakır, yaptığı açıklamada çiftçileri kene tehlikesine karşı uyardı. "HAVALARIN ISINMASIYLA KENE RİSKİ ARTIYOR!"Havaların ısınmasıyla birlikte insanların kene ile temas riskinin arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Bakır, şu şekilde konuştu: “İlkbaharın gelmesi ile birlikte hem kene aktivitesinde artış hem de insanların doğadaki aktivitelerinde artış meydana geliyor. Bu nedenle kene temas riski artıyor ve kene tutunması ile gelen olgu sayısı artıyor. Buna çok yönlü bakma gerekiyor. Doğada, tarımsal alanlarda yapılması gerekenler var, hayvancılıkla uğraşan kişilerin yapması gerekenler var. Bir de kene tutulmasının ardından alınması gereken önlemler var. Bizim yöremizde çiftçilik ve hayvancılık birlikte yapılır. Çiftçilikle uğraşan kişiler kırsala gittiğinde bilmeyerek kene temasları yaşayabiliyorlar. Keneler sadece evcil hayvanlarda olmuyor. Tarımsal alanlara giderken kişinin dikkat etmesi gerekiyor.” "KİŞİLERİN GİYİMİNE DİKKAT ETMESİ GEREKİYOR"Arazide çalışan veya piknik yapan vatandaşlara yönelik uyarılarda bulunan Prof. Dr. Mehmet Bakır, şunları kaydetti: “Kişilerin giyimine dikkat etmesi gerekiyor. Vücudunda açık yer bırakmaması gerekiyor. Kollar, bacaklar ve karın bölgesinin kapalı olması gerekiyor. Mümkünse çizme giyilmesini öneriyoruz. Keneler çalılık ve otluk alanlardan yürüyerek vücuda tutunur. Kapalı giyildiğinde bunun önüne geçilmiş oluyor. Açık renkli giyişiler giyilmesini öneriyoruz. Kene, açık renkli kıyafetler üzerinde kolay fark ediliyor. Görevi gereği veya piknik yapmak için araziye çıkanların döndükten sonra kene taraması yapması gerekiyor."

Aynı doktora 10 dakikada 4 hasta: Bu sağlık sistemi şiddet doğurur

7 Mayıs 2024 at 13:43
İstanbul Tabip Odası, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya çağrıda bulunarak  “Bu uygulamanın sağlıkta şiddet ve malpraktis davalarında artış dışında sonuçları olacaktır” açıklaması yaptı. Doktorların ülkeyi terk etmesiyle birlikte doktor sayısındaki azalma ve yetersizlikler hastanelerde yığılmalara neden olurken, Sağlık Bakanlığı hastanelerdeki yığılmanın önüne geçilmesi amacıyla randevu süre aralığını 6 Ekim 2022’de 10 dakikadan 5 dakikaya düşürdü.  10 DAKİKADA 4 RANDEVU İstanbul Tabip Odası (İTO) sosyal medya hesabından konuyla ilgili bir görsel paylaştı. İstanbul'da bir eğitim araştırma hastanesinin 8 Mayıs randevu ekranını paylaşan İTO, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı da etiketleyerek, “Sağlık 2 dakikaya sığmaz!” dedi. BU YANLIŞ UYGULAMA SAĞLIKTA ŞİDDET DOĞURURİstanbul Tabip Odası, başka bir paylaşımında ise bir meslek mensubunun, mesleğini uyguladığı esnada ortaya çıkan hatalı hareketleri için kullanılan malpraktiste de vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı: “MHRS ekranında hastaya randevu süresi 10 dakika olarak görülüyor. Aynı 10 dakikaya 3-4 hastaya randevu veriliyor. Doktor ekranı bu şekilde görülüyor. Uyarıyoruz; bu uygulamanın sağlıkta şiddet ve malpraktis davalarında artış dışında sonuçları olacaktır.”      

Cici Bebe Besin Değeri: Cici Bebe Kaç Kalori?

7 Mayıs 2024 at 16:14
Her besinin kendi içerisinde bir besin değeri bulunmaktadır. Besin tüketimine özen gösteren kişiler için kalori ve yağ oranları da en büyük özelliklerden biridir. Eskimeyen lezzetlerden biri olan cici bebe besin değeri gram üzerinden hesaplanmaktadır. 1 adet cici bebe 18 kalori iken 1 paket cici bebe 1105 kalori olarak bilinmektedir. Bu besin genellikle vitamin ve mineral desteği sağlamaktadır. Bu nedenle hem bebekler hem de yetişkinler tüketebilmektedir.

MHRS'de yeni düzenleme! Sağlık Bakanı Koca tarih verdi

7 Mayıs 2024 at 12:47
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Merkezi Hekim Randevu Sistemi'nde (MHRS) yapılacak yeni düzenlemelere ilişkin detayların 9 Mayıs Perşembe günü basın toplantısıyla açıklanacağını duyurdu. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen Kabine Toplantısı sonrasında açıklama yapan Bakan Koca, MHRS'de yapılacak düzenlemelerin önemine vurgu yaparak, 9 Mayıs Perşembe günü tüm basın mensuplarını kapsamlı bir değerlendirme toplantısına davet etti. Konuyla ilgili yapılan toplantılarda alınan kararların ayrıntılarını açıklamayan Koca, perşembe günü gerçekleşecek basın toplantısında sağlık sistemi ve yönetim koordinasyonu hakkında tüm adımların detaylı bir şekilde paylaşılacağını ifade etti. Sağlık Bakanı, vatandaşları en açık ve şeffaf şekilde bilgilendireceklerini belirterek, yeni düzenlemelerin kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılacağını söyledi. Koca yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Bu perşembe tüm basın mensuplarımızı bekliyoruz. Kapsamlı bir değerlendirme yapacağız. Sağlık sistemimizi ve sağlık yönetiminin koordinasyonu konusunda tüm adımları birinci elden duyacaksınız. Bugüne kadar olduğu gibi vatandaşımızı en açık ve şeffaf şekilde bilgilendireceğiz"

E kodu nedir, hangi ürünlerde kullanılıyor, kimler tarafından veriliyor?

7 Mayıs 2024 at 12:47
Endüstriyel gıdanı vazgeçilmezi katkı maddeleri E kodu simgesiyle belirtiliyor. E kodları neyi ifade eder, hangi ürünlerde kullanılır ve kimler tarafından verilir? Hayatımızı idame ettirmek için gıdaya ihtiyacımız var. Rabbimizin emri tükettiğimiz gıdaların helal ve temiz olması olmazsa olmaz şart. Günümüzde endüstriyel gıdaların raflarda yerini almasıyla birlikte gıdalarla kullanılan katkı maddeleri de her daim tartışma konusu oldu. Günümüzde önemli bir tartışma konusu olan ve endüstriyel sektör haline gelen gıda maddelerinin içerisinde kullanılan katkı maddelerinde genelde E kodu kullanılır. E kodları neyi ifade ediyor hangi ürünlerde kullanılıyor ve kimler tarafından verilir? DOĞAL VEYA SENTETİK OLSUN KATKI MADDELERİ E KODUYLA GÖSTERİLİYORGıdalarda katkı maddelerinin kullanımlarıyla ilgili olarak CAC tarafından önerilen ilkeler Avrupa Topluluğu (EC) tarafından da benimsen ve yayınlanan bir direktifle yürürlüğe girmiştir. Avrupa Topluluğu Bilimsel Komitesi tarafından incelenerek, gıda katkı maddesi olarak kullanılmalarında sakınca görülmeyen maddelere ise topluluğum onayını belirleyen E numaraları verilmiştir. Gıda katkı maddelerini tanımlamak ve herhangi bir karışıklığa yol açmamak için kullanılan Avrupa Birliği’nin (EC) simgesi olarak E harfi ve üç veya 4 rakamlı sayıdan ibaret kodlardır. Avrupa Birliği tarafından her katkı maddesi için belirlenir. Doğal veya sentetik olsun gıda maddelerinde kullanılan ve katkı maddesi olarak tanımlanan tüm kimyasallar bu kodlama sisteminin içindedir. 8000’İN ÜZERİNDE GIDA KATKI MADDESİ VARTürk Gıda Kodeks Yönetmeliğinde Avrupa Kodu olan E numaraları ile belirtilen tüm katkılar, gerek CAC gerekse EC listelerinde yer alan ve kullanımı değişik şartlarda ve değişik gıdalarda onaylanan maddelerdir. 8000’in üzerinde gıda katkı maddesi bulunmaktadır (16).  Türk Gıda Kodeksi yönetmeliğinde izin verilen aroma maddelerinin dışındaki katkı maddesi sayısı 400 civarındadır. E numarası alan katkı maddelerinin sayısı sürekli değişmektedir.  Halen kullanılmakta iken zararları ortaya çıkmış olanlar iptal edilirken yani katkı maddeleri de ilave edilebilmektedir. Fakat bu E kodu belirlenirken helal hassasiyeti gözetilmemektedir.  Bir maddenin "E" numarasına sahip olması direkt olarak zararlı veya zararsız olduğu hakkında bilgi vermez. Ancak "E" numarası olmayanlara göre bir olumlu özellik olarak değerlendirilebilir.  Bundan başka INS (The International Numbering System) veya CAS (Chemical Abstract Service) Numarası gibi daha genel numaralandırma sistemleri de vardır. ‘E KODU’NDA HELAL ŞARTI YOKKatkı maddelerinin üretiminde kullanılan maddeler geniş bir alana sahiptir.  Bazı katkı maddeleri bitkisel artıklardan yapılmaktadır.  Mesela Pektin (E440), Karragenan (E407), Keçi boynuzu zamkı (E410), Klorofil (E140), Agaragar (E406).  Hayvan veya artıklardan elde edilen katkı maddeleri de bulunmaktadır.  Örnek olarak Jelatin(E441) domuz yada sığır veya diğer hayvanların kemik ve deri artıklarından, Karmin(E120) kırmızı bitten,  Şellak (E904)  yine bir bit türünden, Kasitin (E920) insan at veya domuz kılından, Rennin sığır ve davar midesinden, Pepsin domuz midesinden elde edilmektedir.  Bir kısım katkı maddeleri ise hem hayvan artıklarından, hem bitki artıklarından, hem de sentetik olarak üretilmektedir.  Bu gruba da (E475) Gliserin, (E322) Lesitin, (E471) Mono ve Digliseridler, (E160) Betakarotenler, ( E210) Benzoik asit gibi maddeleri de örnek olarak verebiliriz (30). Burada Türk Gıda Kodeksi her ne kadar,  1997 de yürürlüğe giren Yönetmeliğe göre, ürünlerin etiketlerindeki içindekiler kısmında ürüne katılmış olan katkı maddesinin fonksiyonu, adı, E kodu ve hayvani menşe eli ise hayvanın cinsi yazılmak zorunda olsa da bu hayvanların helal kesim olup olmadığı ya da domuzdan elde edilip edilmediği belli değildir.

Çocuklarda bu davranışlara dikkat: DEHB hakkında her şey!

7 Mayıs 2024 at 00:21
DEHB çocukluk çağının en sık görülen nörogelişimsel bozukluklarından biridir. Genellikle ilk kez çocuklukta teşhis edilir ve sıklıkla yetişkinliğe kadar sürer. DEHB'li çocuklar dikkat etmede, dürtüsel davranışları kontrol etmede zorluk yaşayabilir. Sizin için DEHB hakkında merak edilenleri derledik. İşte detaylar...

"Şimşek Tekniği" ile literatüre giren Türk doktordan yeni haber

7 Mayıs 2024 at 10:51
Prof. Dr. Şaban Şimşek, glokomda göz içinden dışarı çıkmakta zorlanan ve birikerek göz tansiyonunu artıran sıvının dışarı çıkmasını kolaylaştıran çalışmasıyla tıp literatürüne girmişti. Oftalmoloji dalında dünyanın bilimsel değeri en yüksek dergilerinden birinde yayınlanan bu çalışma sayesinde artık dünyanın farklı ülkelerinden cerrahlar, Türk hekimin soyadıyla anılan "Şimşek Tekniği" ni uygulayacak. Dr. Şimşek şimdi de çok eskimiş, sertleşmiş, göz içindeki bazı hücrelerin azaldığı zor kataraktlarda, eski teknikle yeni tekniğin avantajlarını birleştirerek ameliyatın en kritik aşamasını sıfır travma ile gerçekleştiren çalışmasıyla tıp literatürüne girmeye aday. Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda Erenoğlu'nun haberi

Dün — 6 Mayıs 2024Sağlık

BioNTech'ten ilk çeyrekte 315,1 milyon euro zarar

Tarafından: NTV
6 Mayıs 2024 at 17:30
BioNTech'ten ilk çeyrekte 315,1 milyon euro zarar

Alman biyoteknoloji firması BioNTech, Covid-19 aşısına talebin düşmesi nedeniyle ilk çeyrekte 315,1 milyon euro zarar etti.

BioNTech'in, ocak-mart dönemine ilişkin bilançosuna göre, 2023’ün ilk çeyreğinde 502,2 milyon euro net kar eden şirket, bu yılın ocak-mart döneminde 315,1 milyon euro net zarar açıkladı. Şirketin geçen yılın ilk çeyreğinde 14,24 euro olan hisse başına net karı da bu yılın aynı döneminde 2,05 euroya indi. BioNTech'in geliri ise bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 85 azalarak 187,6 milyon euroya geriledi. Şirket, 2023'nin ilk çeyreğinde 1 milyar 277 milyon euro gelir elde etmişti. Şirket açıklamasında, finansal sonuçlardaki değişimin, şirketin dünya genelinde Covid-19 aşılarının satışından elde edilen gelirlerinin düşmesinden kaynaklandığı belirtildi. “BioNTech, tüm yıl gelirlerinin yaklaşık yüzde 90‘ını 2024’ün son aylarında elde etmeyi bekliyor” ifadelerine yer verilen açıklamada, şirketin halen 2024/25 aşılama sezonu için başka bir varyanta adapte Covid-19 aşısı üzerinde çalıştığı bildirildi. Açıklamaya göre, Covid-19 salgını sonrası odak noktasını kanser ilacı geliştirmeye kaydıran şirket, ilk kanser ilacını 2026’da piyasaya sürmeyi planlıyor. BioNTech, bulaşıcı hastalıklar alanında ise sıtma, tüberküloz ve tüberküloza karşı aşı adayları için klinik testlere de başladı.

"FAALİYETLERİMİZİ HIZLANDIRMAYI PLANLIYORUZ" BioNTech Üst Yöneticisi (CEO) ve Kurucu Ortağı Prof. Dr. Uğur Şahin, yılın geri kalanında, varyanta adapte bir Covid-19 aşısı geliştirmeyi ve ticarileştirmeyi planladıklarını kaydetti. Prof. Dr. Şahin, “Kanser ve bulaşıcı hastalıklar için pazarlanan ilaçlara sahip ticari bir şirket olma amacıyla onkoloji birimimizin tam potansiyelini gerçekleştirmeye yönelik klinik geliştirme faaliyetlerimizi hızlandırmayı planlıyoruz.” ifadesini kullandı.

Bilim dünyası yeni corona virüse hazır

Tarafından: NTV
6 Mayıs 2024 at 17:04
Bilim dünyası yeni corona virüse hazır

Bilinmeyen çeşitleri de dahil olmak üzere çok çeşitli corona virüslere karşı koruma potansiyeline sahip yeni bir aşı geliştirildi. Aşı, bağışıklık sistemini birçok farklı tipte corona virüste paylaşılan proteinleri hedef alacak şekilde eğitiyor. Sağladığı koruma onu aynı ailedeki bilinen ve bilinmeyen tüm virüslere karşı etkili kılıyor.

Bilim insanları, henüz bilinmeyen çeşitleri de dahil olmak üzere çok çeşitli corona virüslere karşı koruma potansiyeline sahip bir aşı geliştirdi. Farelerde test edilen deneysel aşı, potansiyel olarak pandemik bir virüs ortaya çıkmadan önce aşıların tasarlandığı ve üretime hazırlandığı "proaktif aşı bilimine" yönelik stratejide bir değişikliğe işaret ediyor. Aşı, farklı koronavirüslerden gelen zararsız proteinlerin küçük nanopartiküllere eklenmesiyle yapılıyor ve bu proteinler daha sonra virüslerin istila etmesi durumunda vücudun savunmasını harekete geçirecek şekilde enjekte ediliyor.

BİRÇOK FARKLI TİPTE CORONA VİRÜSE SALDIRIYOR Aşı, bağışıklık sistemini birçok farklı tipte corona virüste paylaşılan proteinleri hedef alacak şekilde eğitiyor. Sağladığı koruma bu nedenle son derece geniş ve bu da onu aynı ailedeki bilinen ve bilinmeyen tüm virüslere karşı etkili kılıyor. Cambridge Üniversitesi'nde yüksek lisans araştırmacısı Rory Hills pandemi ortaya çıkmadan aşı üretimi sağlamakla ilgili, "Nispeten basit bir aşının, bir dizi farklı virüse karşı yanıt sağlayabildiğini gösterdik. Bu bizi daha pandemi başlamadan aşı üretme hedefimize doğru bir adım ileriye taşıyor" diye konuştu.

GENİŞ BAĞIŞIKLIK TEPKİSİ Fareler üzerinde yapılan testler, aşının 2003 SARS salgınına neden olan patojen olan "Sars-Cov-1" de dahil olmak üzere, corona virüslere karşı geniş bir bağışıklık tepkisi oluşturduğunu gösterdi. Aşının insanlarda güvenli ve etkili olduğu bulunursa, seçeneklerden biri onu diğer koronavirüslere karşı koruma sağlama avantajıyla birlikte bir Covid karşıtı güçlendirici olarak kullanmak olabilir.

Kuaförde serum taktırıp acillik olan var

6 Mayıs 2024 at 16:40
Türkiye Acil Tıp Derneği'nden Doç. Dr. Özlem Dikme son yıllarda internet fenomenleri ve sosyal medyanın da etkisiyle moda haline gelen ve 'Atom', 'Vitamin kokteyli', 'Gençleşme iksiri' gibi sloganlarla vatandaşa sunulan hastane dışı serum uygulamaları nedeniyle acil servislere alerjik şokla getirilen hasta sayısında artış olduğunu söyledi. Doç. Dr. Dikme, vatandaşların sağlık kabinleri, evinin salonu, hatta kuaför salonunda dahi serum taktırdığına dikkat çekerek, “Kuaförde ya da evinde serum taktırıp alerjik şoka giren, hatta kalbi durup zor döndürülen vakalar var" dedi. Doç. Dr. Dikme, serum uygulamalarının kesinlikle doktor gerekli gördüğü takdirde ve tam teşekkülü hastanelerde yapılması gerektiğini de vurguladı

❌
❌