Normal görünüm
Bahar yorgunluğuyla baş etmenin “Püf” noktaları gece 6-8 saat uyuyun
Baharla beraber değişmeye başlayan gece-gündüz süreleri ve iklim şartlarının vücudun yeni oluşan şartlara uyum sağlamaya çalıştığını ifade eden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meriç Zeydan, “Bahar Yorgunluğu”...Devamı için tıklayınız
Bu katkı maddesine dikkat! Birçok Avrupa ülkesinde yasaklı
90 dakikada kırmızı halı güzelliği
Çocukları down sendromlu doğan aileye 21 milyon lira tazminat
Kocaeli 1. Tüketici Mahkemesi, çocukları down sendromlu olarak dünyaya gelen aileyi, gebelik sürecinde talep ettikleri testleri yapmadıkları gerekçesiyle doğumun gerçekleştiği özel hastane hakkında açtığı tazminat davasında haklı buldu.
İzmit'te yaşayan Faruk (44) ve Serpil Güral (40) çifti, ikinci çocuklarının olacağını öğrenince muayene ve rutin kontroller için kent merkezinde bulunan bir özel hastaneyi tercih etti. Çift, annenin gebelik sürecinde yaşadığı bazı sağlık sorunları üzerine bebeğin doğum kusurları açısından risk altında olup olmadığının belirlenmesi için gerekli testlerin yapılmasını istedi. Ancak bebeğin sağlık durumunun iyi olduğunu savunan doktor, çiftin talebini yerine getirmedi. Gebeliğin 8'nci ayında rutin kontrol için hastaneye giden Serpil Güral, bebeğin ölüm tehlikesi olduğu gerekçesiyle acil olarak doğuma alındı. Doğumun ardından yapılan testlerde bebeğin down sendromlu olduğu belirlendi. Güral çifti, tıbbi ihmaller sonucu yaşadıkları mağduriyet nedeniyle hastane ve doktor hakkında maddi ve manevi tazminat davası açtı.MAHKEME, HASTANENİN 21 MİLYON TL TAZMİNAT ÖDEMESİNE HÜKMETTİ
Kocaeli 1. Tüketici Tüketici Mahkemesi'nde açılan davanın dün gerçekleştirilen 22'nci duruşmasına, taraf avukatları katıldı. Ailenin avukatı Feride Külcü, davanın kabulüne karar verilmesini talep etti. Davalı tarafın avukatları ise sübut bulmayan davanın reddine karar verilmesini istedi. Mahkeme, 21 milyon 89 bin 691 lira maddi, 200 bin lira manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak Serpil Güral'a verilmesine hükmetti. BABA FARUK GÜRAL, GAZETECİLERE KONUŞTU Faruk Güral, gazetecilere yaptığı açıklamada, eşiyle evlendikten 8 yıl sonra tüp bebek yöntemi sayesinde ilk çocuklarının olduğunu, bundan 3 yıl sonra 2015'in son aylarında eşinin normal yollardan ikinci çocuklarına gebe kaldığını söyledi. O dönemde maddi durumları iyi olmamasına rağmen özel hastaneye gittiklerini belirten Güral, gebeliğin 6'ncı ve 7'nci aylarında eşinde mide bulantısı, bebeğin hiç kıpırdamaması şikayetleriyle doktorlarına başvurduklarını kaydetti. Güral, ilk taramadan sonra bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu gerekçesiyle diğer tahlillerinin yapılmadığını anlatarak, "Doktorumuz 'Bana güvenmiyor musunuz? Ben size ne söylüyorsam odur. Bebek gayet sağlıklı.' dedi. Biz 'Sorunlar yaşıyoruz, problem olmaz mı?' dediğimizde 'Ben bu işin uzmanıyım, bana güvenmeniz gerekiyor.' diyerek istemiş olmamıza rağmen testlerimizi yapmadı." diye konuştu. Bu söylemlerinden dolayı doktora güvendiklerini aktaran Güral, "Gebeliğin 8'nci ayında kontrol için gittiğimizde acil doğuma alması gerektiğini söyledi. Sebebini sorduğumuzda bebeğin ölüm tehlikesinin olduğunu söyledi. Eşim doğuma alındı ve oğlum doğduktan sonra down sendromlu olduğunu öğrendik." ifadelerini kullandı. "TAZMİNATI ÇOCUĞUMUN EĞİTİMİ İÇİN HARCAYACAĞIM" Güral, ilk defa böyle bir durumla karşılaştığı için down sendromlu çocuğun bakımıyla ilgili araştırma yaptığını anlatarak, şöyle devam etti: "Psikolojik süreci, maddi süreci nasıl atlatırız diye çok düşündük. Maalesef her şey maddiyat içeriyor. Bu yüzden çocuğumu iyi bir şekilde yetiştirebilmek için dava açmaya karar verdim. 8 yıl sonunda, dava çok şükür lehimize sonuçlandı. Miktarı biz belirlemedik. Hiçbir zaman maddiyatta gözümüz yoktu. Avukatımız yönlendirme yaparak 21 milyon lira olarak lehimize sonuçlandı. Çocuğuma güzel bir gelecek hazırlayacağım için çok mutluyum. Tazminatı çocuğumun eğitimi için harcayacağım." Şu an 8 yaşında olan oğlunun eğitimine devam ettiğini dile getiren Güral, "Hala bezleniyor, konuşamıyor. Yürümesi çok geç oldu, 3,5 yaşında yürümeye başladı. Bu eğitim süreçleri çok fazla yorucu oldu. Bu süreç bizi çok etkiledi, çok üzdü. Maddi ve manevi olarak yıprandık. Bu davayı oğlum down sendromlu olduğu için açmadım, hakkı olduğunu için açtım. Neticesinde iyi sonuçlandı. Tüm ailelere haklarını araması için emsal olmaktan gurur duyuyorum." şeklinde konuştu.
Mirza yaşasın
Diyarbakır’da, SMA hastası Mirza bebeğin ailesi, ilaç için gerekli olan 58 milyon 722 bin 761 TL. için hayırsever insanların desteğini bekliyor.Devamı için tıklayınız
SGK'dan son dakika açıklaması! 47 ilaç daha geri ödeme listesine alındı
Otomobillerdeki o kimyasallar kanserojen madde yayıyor
MHRS için kademeli sevk zinciri önerisi!
KOAH'ın yeni mutasyonu "Q0 RİZE"
Rize'de astım şikayetiyle tedaviye alınan bir hastaya yapılan tetkiklerde, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı'na (KOAH) ait farklı mutasyon fark edildi. Hastadan alınıp özel tıp laboratuvarında incelenmesi için yurt dışına gönderilen bazı numune ve tahlillerde, KOAH'a ait yeni mutasyonun varlığı tespit edildi. Yeni mutasyona "Q0 RİZE" adını veren Doç. Dr. Dilek Karadoğan'ın genetik çalışması, tıp dergisinde de yayımlandı.
Rize'de ismi açıklanmayan 44 yaşındaki kadın hasta, astım şikayetiyle Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Rize Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gitti. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı'nda görevli Doç. Dr. Dilek Karadoğan'ın muayene ettiği hastada, bazı tetkikler sonucu KOAH’a ait farklı mutasyon fark edildi.
Akciğer içerisindeki alveollerin hasar gördüğü, akciğerde bulunması gereken antitripsin proteinin de olmadığı saptanan hastadan alınan bazı numune ve tahliller, özel tıp laboratuvarında incelenmesi için İspanya'ya gönderildi.
İncelemeler sonucunda dünyada daha önce rastlanılmadığı belirtilen KOAH'a ait yeni mutasyonunun varlığı belirlendi.
Yeni mutasyona "Q0 RİZE" adını veren Doç. Dr. Karadoğan'ın genetik çalışması, tıp dergisi "BMC Pulmonary Medicine"de de yayımlandı.
"MUTASYONU 'QORİZE' OLARAK ADLANDIRDIK" Nadir mutasyonların çok ağır KOAH gelişimine sebep olabileceğini belirten Doç. Dr. Dilek Karadoğan şöyle devam etti:
"Astım tanısıyla takip edilen bir kadın hastamızda, solunum yolu testinde KOAH ile uyumlu akım volüm eğrisinin yanı sıra geri dönüşü olmayan hava tıkanıklığı da saptadık. Bunun üzerine hastaya KOAH teşhisi koyduk. Hastamızın akciğerlerinde yaygın anfizem mevcuttu.
Alfa1-antitripsin eksikliği teşhis edilemeyecek derece düşük saptanınca hastamızda genetik inceleme sonucu mutasyonu tespit ettik. Dünyada ilk saptanan bu mutasyonu 'Q0 RİZE' olarak adlandırdık. Bu hastalar, diğer hastalardan daha az sigara içmiş veya dumanına maruz kalmış olsalar bile hastalıkları çok ağır bir şekilde seyretmektedir. Tütün dumanına maruziyetinin önlenmesi, bu hastalığın gelişmesi ve ilerlemesinde önem arz etmektedir."
Dünyanın ilk gen terapisi deneyi: İşitme duyusunu geri kazandı
İngiltere'de sağır doğan bir kız çocuğu, çığır açıcı bir gen tedavisi ile işitme cihazı kullanmasına gerek kalmadan duymaya başladı. Kız çocuğu, ilk kez denenen gen terapisi deneyine katılan ilk kişi oldu.
Opal Sandy isimli doğuştan sağır bir kız çocuğu, dünya çapında ilk kez denenen bir gen tedavisiyle işitme duyusunu kazandı. Kız çocuğu, iç kulaktan beyne giden sinir uyarılarını bozan ve hatalı bir genden kaynaklanan işitsel nöropati nedeniyle hiçbir şey duyamayacak şekilde doğdu. Kız çocuğuna sadece 16 dakika süren çığır açıcı bir ameliyat sırasında genin çalışan bir kopyasını içeren bir aşı yapıldı. Kulak içine gen infüzyonu uygulanarak, Sandy’nin kalıtsal sağırlığa yol açan hasarlı DNA’sı değiştirildi. Ameliyatın ardından 18 aylık bebek neredeyse mükemmel bir şekilde duyabilmeye başladı.
TEDAVİYİ ALAN İLK HASTA Opal Sandy’ye birinci yaş günü öncesinde başlayan tedavi altı ay sonra sonuç vermeye başladı. Sandy artık fısıltıları dahi duyuyor ve "anne" ve "baba" gibi kelimeleri söyleyebiliyor. Sandy’nin anne ve babası, kızlarındaki ilerlemenin akıllara durgunluk verici olduğunu söylüyor. Sandy, dünya çapında bu tedaviyi alan ilk hasta oldu. Çocuklardaki işitme kaybı vakalarının yarısından fazlasında genetik nedenler rol oynuyor. İşitme kaybı, konuşma gecikmesi gibi olasılıklar nedeniyle çocuk iki veya üç yaşına gelene kadar tespit edilemeyebiliyor. Sandy, dünya çapında bu tedaviyi alan ilk hasta oldu.SGK 47 ilacı geri ödeme listesine aldı
Talasemide aşı umudu
Dünyada her yıl 68 bin talasemi hastası bebek doğuyor. Ülkemizde ise 4 bin 500 talasemi hastası var. Bu hastaların bağımlı oldukları tek şey var; kan nakli. Ancak dünya nüfüsu yaşlandıkça kan bulma sıkıntısı...Devamı için tıklayınız
Aynı doktora 10 dakikada 4 randevu verildi mi? Hastaneden açıklama geldi
Her yıl 68 bin Talasemili bebek dünyaya geliyor!
Diş çürükleri kalp hastalıklarını tetikleyebilir
Türkiye'de ilk kalp nakli yapan cerrahlardan Prof. Dr. Cevat Yakut yaşamını yitirdi
Türkiye'nin ve dünyanın önde gelen kalp doktorlarından Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kurucu Başhekimi Prof. Dr. Cevat Yakut, 82 yaşında hayatını kaybetti.
Türkiye'de ilk kalp nakli yapan cerrahlardan biri olan Prof. Dr. Cevat Yakut (82) dün vefat etti.
Kalp damar cerrahisinin duayenlerinden kabul edilen Yakut'un vefat haberini, kurucu başhekimi olduğu Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, yayımladığı mesajla duyurdu. 82 yaşındaki Prof. Dr. Cevat Yakut'un dün hayatını kaybetmesinin ardından Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesince yayımlanan başsağlığı mesajında şu ifadelere yer verdi:
"Derin üzüntüyle bildiriyoruz ki, uzun yıllar boyunca sağlık sektöründe önemli hizmetler vermiş olan Hastanemiz kurucu Başhekimi Prof. Dr. Cevat Yakut hocamız, vefat etmiştir. Kendisi, meslek hayatı boyunca nitelikli sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi ve toplum sağlığının korunması adına önemli katkılarda bulunmuştur. Bu acı kaybı yaşayan sağlık camiasına, Koşuyolu ailesine ve sevdiklerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Onun anısını daima yaşatacağız ve yaptığı değerli katkıları asla unutmayacağız." PROF. DR. CEVAT YAKUT KİMDİR? Koşuyolu Kalp ve Araştırma Hastanesi'nin kurucularından Prof. Dr. Cevat Yakut, Ankara'nın Beypazarı ilçesinde dünyaya geldi.
Van Yüksek İhtisas Hastanesi'nde de kalp cerrahisini başlatmak üzere görevlendirilen Yakut, 10 yıl boyunca hafta sonlarını Van'da ameliyat yaparak geçirdi.
Azerbaycan Bakü Merkezi Klinik Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Genel Koordinatörlüğü görevini üstlenen Yakut, iki dönem Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği başkanlığı yaptı.
Başta Başbakanlık Onur Belgesi olmak üzere pek çok ödülü bulunan Yakut, 1990 yılında Koşuyolu Kalp ve Araştırma Hastanesi'nin başhekimi oldu. Türkiye'de ilk kalp nakli yapan cerrahlardan biri olan Cevat Yakut, 2009 yılında emekli oldu.
Bu hastalık sinsi ilerliyor, genellikle üçüncü evreye kadar belirti vermiyor
Tavuk karasına kök hücreli çözüm
DSÖ: Kenya'daki sel felaketi kolera riskini artırdı
Uzmanı uyardı: Bebekleri kalın giydirmek tehlikeli olabilir
Prof. Dr. Hulusi Atmaca uyarıyor: Böbrek üstü bezi sorunu hipertansiyona yol açıyor!
Akciğerini çantasında taşıyor
AstraZeneca'dan Covid-19 aşısını geri çekme kararı
Ürettiği covid-19 aşısının çok nadir görülen bir yan etkiye neden olabileceği mahkeme tarafından kanıtlanan ilaç devi AstraZeneca, aşısını dünya çapında geri çekme kararı aldı. AstraZeneca tarafından yapılan açıklamada, aşının "ticari nedenlerden dolayı" piyasadan kaldırıldığı belirtildi. Vaxzevria isimli aşı, kan pıhtılaşmasına ve düşük kan trombosit sayısına neden olan çok nadir bir yan etki yaratmakla suçlanıyor.
İngiltere merkezli ilaç şirketi AstraZeneca, yasal sürecin ardından Oxford Üniversitesi ile ortak geliştirdiği covid aşısının nadir görülen bir yan etkiye neden olabileceğini kabul etti. Şirketin aşıyı gönüllü olarak piyasadan çekme kararı almasının ardından aşı artık Avrupa Birliği üyesi ülkeler tarafından kullanılamayacak. Aşının geri çekilmesine ilişkin başvuru 5 Mart'ta yapıldı ve salı günü karar yürürlüğe girdi.
"TİCARİ NEDENLERDEN DOLAYI PİYASADAN KALDIRILDI" Geri çekme kararı, Boris Johnson tarafından "İngiliz biliminin zaferi" olarak müjdelenen ve altı milyondan fazla hayat kurtardığına inanılan aşının kullanımına son veriyor. AstraZeneca tarafından yapılan açıklamada, aşının ticari nedenlerden dolayı piyasadan kaldırıldığı belirtildi. Şirket açıklamasında, aşının artık üretilmediğini ve yerini yeni varyantlarla mücadele eden güncellenmiş aşıların aldığını söyledi. Vaxzevria isimli aşı, kan pıhtılaşmasına ve düşük kan trombosit sayısına neden olan çok nadir bir yan etki nedeniyle son aylarda yoğun bir incelemeye tabi tutuldu.NADİR AMA ÖLÜMCÜL YAN ETKİ Şubat ayında İngiliz Yüksek Mahkemesi'ne sunduğu yasal bir belgede aşısının "çok nadir durumlarda TTS'ye neden olabileceğini" kabul eden şirket, covid aşısıyla ilgili toplu bir davada birden çok suçlamayla karşı karşıya. Şirket tarafından yapılan açıklamada, "Tahminlere göre, aşımız kullanımının ilk yılında 6,5 milyondan fazla hayat kurtardı ve dünya çapında 3 milyarın üzerinde doz tedarik edildi. Çabalarımız dünyanın dört bir yanındaki hükümetler tarafından takdir edildi" denildi. Şirket, geri çekme kararının devam eden davalar ya da aşının TTS'ye neden olabileceğinin kabul edilmesiyle bağlantılı olmadığı konusunda ısrar etti. Zamanlamanın tamamen tesadüf olduğu öne sürüldü. İngiltere'de 50 milyondan fazla kişiye uygulanan AstraZeneca aşısı, 73 ölüm ile ilişkilendiriliyor.TTS NEDİR? Thrombosis with Thrombocytopenia Syndrome (TTS), kan pıhtılaşma yaratan ve aynı zamanda trombosit sayısının düştüğü bir rahatsızlıktır. Bu pıhtılar, genellikle vücudun çeşitli bölgelerinde, özellikle beyin, karın veya bacaklardaki büyük damarlarda oluşabilir. TTS'nin belirtileri arasında şiddetli baş ağrısı, görme problemleri, bacak veya kollarda ağrı ve şişlik, karın ağrısı, nefes darlığı ve kanama bulunuyor. TTS, çok nadir rastlanan bir durumdur. Milyonlarca covid-19 aşısının sadece birkaç dozunda bu durumu yaşayan hastalara rastalanabilir. Ancak belirtiler yaşandığında durumciddi olabilir ve tıbbi müdahale gerektirebilir.