Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Bugün — 9 Mayıs 2024Sağlık

Bu katkı maddesine dikkat! Birçok Avrupa ülkesinde yasaklı

9 Mayıs 2024 at 13:02
Hem helal- haram konusunda hem de sağlık konusunda birçok şüpheyi barındıran kimi gıda katkı maddeleri bulunan ürünlerden uzak durulmalı. Bu katkı maddesine dikkat! Şüpheli katkı maddelerinden birisi de "Tartrazin" maddesi. Tartrazin birçok Avrupa ülkesinde yasaklı. İnsanoğlu hayatını sürdürebilmesi için Allah'ın bahşettiği gıdalardan tüketmesi gereklidir. Endüstriyel gıda ürünlerinin yaygınlaştığı günümüzde gıda sektöründe en çok tartışılan konuların başında katkı maddeleri geliyor. Hem helal- haram konusunda hem de sağlık konusunda birçok şüpheyi barındıran kimi gıda katkı maddeleri bulunan ürünlerden uzak durulmalı. Zira dinimiz İslâm şüpheli şeylerden uzak durmamız konusunda bizleri uyarıyor. Şüpheli katkı maddelerinden birisi de "Tartrazin" maddesi. E102 KODUYLA BİRÇOK GIDA MADDESİNDE BULUNUYORE102 koduyla gıda maddelerinde kullanılan tartrazin maddesi daha çok yiyecek ve içeceklere özellikle sarı renk vermek için kullanılıyor. Tartrazin renklendirici; kekler, şekerlemeler, konserve sebzeler, peynirler, sakızlar, sosis, dondurma, portakallı içecekler, salata sosları, mevsim salataları, tatlı, reçel, unlu gıdalar, çerez, konserve balık, hazır çorbalar, alkolsüz meşrubatlar ve ketçap gibi geniş bir gıda yelpazesinde kullanılıyor. KURDEŞEN VEYA ASTIM ATAKLARINA NEDEN OLABİLİRTartrazin duyarlı insanlarda kurdeşen veya astım ataklarına neden olabilir. Tiroid tümörü, kromozom hasarı, hiperaktivite ve aspirin duyarlılığı gibi rahatsızlıklara sebep olabilir; Norveç ve Avusturya'da yasaklandı. 

90 dakikada kırmızı halı güzelliği

9 Mayıs 2024 at 12:54
Genç ve bakımlı olmayı sağlayan trendler değişti. Uzmanlar cerrahi dışı işlemlerde tek cihaz - tek uygulama döneminin sonuna geldiğimizi söylüyor. Yüksek beklentileri karşılamada daha etkili sonuç veren kombine tedaviler çağındayız. İşte cerrahi dışı bu tedavilerin çok kısa sürede kendinizi genç, güzel ve bakımlı hissettirenlerinden üçü. Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda Erenoğlu’nun haberi.

Çocukları down sendromlu doğan aileye 21 milyon lira tazminat

Tarafından: NTV
9 Mayıs 2024 at 11:47
Çocukları down sendromlu doğan aileye 21 milyon lira tazminat

Kocaeli 1. Tüketici Mahkemesi, çocukları down sendromlu olarak dünyaya gelen aileyi, gebelik sürecinde talep ettikleri testleri yapmadıkları gerekçesiyle doğumun gerçekleştiği özel hastane hakkında açtığı tazminat davasında haklı buldu.

İzmit'te yaşayan Faruk (44) ve Serpil Güral (40) çifti, ikinci çocuklarının olacağını öğrenince muayene ve rutin kontroller için kent merkezinde bulunan bir özel hastaneyi tercih etti. Çift, annenin gebelik sürecinde yaşadığı bazı sağlık sorunları üzerine bebeğin doğum kusurları açısından risk altında olup olmadığının belirlenmesi için gerekli testlerin yapılmasını istedi. Ancak bebeğin sağlık durumunun iyi olduğunu savunan doktor, çiftin talebini yerine getirmedi. Gebeliğin 8'nci ayında rutin kontrol için hastaneye giden Serpil Güral, bebeğin ölüm tehlikesi olduğu gerekçesiyle acil olarak doğuma alındı. Doğumun ardından yapılan testlerde bebeğin down sendromlu olduğu belirlendi. Güral çifti, tıbbi ihmaller sonucu yaşadıkları mağduriyet nedeniyle hastane ve doktor hakkında maddi ve manevi tazminat davası açtı.

MAHKEME, HASTANENİN 21 MİLYON TL TAZMİNAT ÖDEMESİNE HÜKMETTİ

Kocaeli 1. Tüketici Tüketici Mahkemesi'nde açılan davanın dün gerçekleştirilen 22'nci duruşmasına, taraf avukatları katıldı. Ailenin avukatı Feride Külcü, davanın kabulüne karar verilmesini talep etti. Davalı tarafın avukatları ise sübut bulmayan davanın reddine karar verilmesini istedi. Mahkeme, 21 milyon 89 bin 691 lira maddi, 200 bin lira manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak Serpil Güral'a verilmesine hükmetti. BABA FARUK GÜRAL, GAZETECİLERE KONUŞTU Faruk Güral, gazetecilere yaptığı açıklamada, eşiyle evlendikten 8 yıl sonra tüp bebek yöntemi sayesinde ilk çocuklarının olduğunu, bundan 3 yıl sonra 2015'in son aylarında eşinin normal yollardan ikinci çocuklarına gebe kaldığını söyledi. O dönemde maddi durumları iyi olmamasına rağmen özel hastaneye gittiklerini belirten Güral, gebeliğin 6'ncı ve 7'nci aylarında eşinde mide bulantısı, bebeğin hiç kıpırdamaması şikayetleriyle doktorlarına başvurduklarını kaydetti. Güral, ilk taramadan sonra bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu gerekçesiyle diğer tahlillerinin yapılmadığını anlatarak, "Doktorumuz 'Bana güvenmiyor musunuz? Ben size ne söylüyorsam odur. Bebek gayet sağlıklı.' dedi. Biz 'Sorunlar yaşıyoruz, problem olmaz mı?' dediğimizde 'Ben bu işin uzmanıyım, bana güvenmeniz gerekiyor.' diyerek istemiş olmamıza rağmen testlerimizi yapmadı." diye konuştu. Bu söylemlerinden dolayı doktora güvendiklerini aktaran Güral, "Gebeliğin 8'nci ayında kontrol için gittiğimizde acil doğuma alması gerektiğini söyledi. Sebebini sorduğumuzda bebeğin ölüm tehlikesinin olduğunu söyledi. Eşim doğuma alındı ve oğlum doğduktan sonra down sendromlu olduğunu öğrendik." ifadelerini kullandı. "TAZMİNATI ÇOCUĞUMUN EĞİTİMİ İÇİN HARCAYACAĞIM" Güral, ilk defa böyle bir durumla karşılaştığı için down sendromlu çocuğun bakımıyla ilgili araştırma yaptığını anlatarak, şöyle devam etti: "Psikolojik süreci, maddi süreci nasıl atlatırız diye çok düşündük. Maalesef her şey maddiyat içeriyor. Bu yüzden çocuğumu iyi bir şekilde yetiştirebilmek için dava açmaya karar verdim. 8 yıl sonunda, dava çok şükür lehimize sonuçlandı. Miktarı biz belirlemedik. Hiçbir zaman maddiyatta gözümüz yoktu. Avukatımız yönlendirme yaparak 21 milyon lira olarak lehimize sonuçlandı. Çocuğuma güzel bir gelecek hazırlayacağım için çok mutluyum. Tazminatı çocuğumun eğitimi için harcayacağım." Şu an 8 yaşında olan oğlunun eğitimine devam ettiğini dile getiren Güral, "Hala bezleniyor, konuşamıyor. Yürümesi çok geç oldu, 3,5 yaşında yürümeye başladı. Bu eğitim süreçleri çok fazla yorucu oldu. Bu süreç bizi çok etkiledi, çok üzdü. Maddi ve manevi olarak yıprandık. Bu davayı oğlum down sendromlu olduğu için açmadım, hakkı olduğunu için açtım. Neticesinde iyi sonuçlandı. Tüm ailelere haklarını araması için emsal olmaktan gurur duyuyorum." şeklinde konuştu.

SGK'dan son dakika açıklaması! 47 ilaç daha geri ödeme listesine alındı

9 Mayıs 2024 at 10:29
Gelen son dakika açıklamasına göre Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) düzenlemesi kapsamında 47 ilaç daha geri ödeme listesine alındı. Bunlardan 8’i yenilikçi kanser ilacıyken 10'u ise yerli ilaç olarak öne çıkıyor.  'Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ' Resmi Gazete'de yayımlandı. TOPLAMDA 47 İLAÇ DAHA GERİ ÖDEME LİSTESİNDESosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından bedeli ödenen ilaçlar listesine "akıllı ilaç" olarak da bilinen 8'i yenilikçi kanser ilacı, 21'i alerji aşısı, 2'si büyüme hormonu, 3'ü dirençli uyuz ilacı, 3'ü atopik dermatit ilacı, 2'si diyabet ilacı ve 3'ü psikoleptik/antidepresan olmak üzere toplamda 47 ilaç daha eklendi. Bİr diğer yandan 12 kanser ilacının ödeme alanı genişletilerek yeni tedavi seçeneği olarak hastaların erişimine sunuldu. İlaçlardan 10'unun yerli üretim olduğu belirtildi. VATANDAŞLARIN YENİLİKÇİ İLAÇLARA ERİŞİMİ SAĞLANACAKYapılan değişiklikle, vatandaşların mesane kanseri, prostat kanseri, akciğer kanseri, Dirençli Akut Myeloid Lösemi (AML), Kronik Lenfositik Lösemi (KLL), Multiple Myelom (MM) tedavilerinde kullanılan yenilikçi ilaçlara erişiminin sağlandığı bildirildi.

MHRS için kademeli sevk zinciri önerisi!

9 Mayıs 2024 at 10:16
Sağlık-Sen'den, Merkezi Hekim Randevu Sistemi'nin (MHRS) daha işlevsel hale gelebilmesi için kademeli sevk zincirine geçilmesi, ilk etapta MHRS'nin yüzde 20'sinin aile hekimlerine tahsis edilmesi önerilerinde bulunuldu

KOAH'ın yeni mutasyonu "Q0 RİZE"

Tarafından: NTV
9 Mayıs 2024 at 10:10
KOAH'ın yeni mutasyonu

Rize'de astım şikayetiyle tedaviye alınan bir hastaya yapılan tetkiklerde, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı'na (KOAH) ait farklı mutasyon fark edildi. Hastadan alınıp özel tıp laboratuvarında incelenmesi için yurt dışına gönderilen bazı numune ve tahlillerde, KOAH'a ait yeni mutasyonun varlığı tespit edildi. Yeni mutasyona "Q0 RİZE" adını veren Doç. Dr. Dilek Karadoğan'ın genetik çalışması, tıp dergisinde de yayımlandı.

Rize'de ismi açıklanmayan 44 yaşındaki kadın hasta, astım şikayetiyle Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Rize Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gitti. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı'nda görevli Doç. Dr. Dilek Karadoğan'ın muayene ettiği hastada, bazı tetkikler sonucu KOAH’a ait farklı mutasyon fark edildi.

Akciğer içerisindeki alveollerin hasar gördüğü, akciğerde bulunması gereken antitripsin proteinin de olmadığı saptanan hastadan alınan bazı numune ve tahliller, özel tıp laboratuvarında incelenmesi için İspanya'ya gönderildi.

İncelemeler sonucunda dünyada daha önce rastlanılmadığı belirtilen KOAH'a ait yeni mutasyonunun varlığı belirlendi.

Yeni mutasyona "Q0 RİZE" adını veren Doç. Dr. Karadoğan'ın genetik çalışması, tıp dergisi "BMC Pulmonary Medicine"de de yayımlandı.

"MUTASYONU 'QORİZE' OLARAK ADLANDIRDIK" Nadir mutasyonların çok ağır KOAH gelişimine sebep olabileceğini belirten Doç. Dr. Dilek Karadoğan şöyle devam etti:

"Astım tanısıyla takip edilen bir kadın hastamızda, solunum yolu testinde KOAH ile uyumlu akım volüm eğrisinin yanı sıra geri dönüşü olmayan hava tıkanıklığı da saptadık. Bunun üzerine hastaya KOAH teşhisi koyduk. Hastamızın akciğerlerinde yaygın anfizem mevcuttu.

Doç. Dr. Dilek Karadoğan

Alfa1-antitripsin eksikliği teşhis edilemeyecek derece düşük saptanınca hastamızda genetik inceleme sonucu mutasyonu tespit ettik. Dünyada ilk saptanan bu mutasyonu 'Q0 RİZE' olarak adlandırdık. Bu hastalar, diğer hastalardan daha az sigara içmiş veya dumanına maruz kalmış olsalar bile hastalıkları çok ağır bir şekilde seyretmektedir. Tütün dumanına maruziyetinin önlenmesi, bu hastalığın gelişmesi ve ilerlemesinde önem arz etmektedir."

Dünyanın ilk gen terapisi deneyi: İşitme duyusunu geri kazandı

Tarafından: NTV
9 Mayıs 2024 at 09:48
Dünyanın ilk gen terapisi deneyi: İşitme duyusunu geri kazandı

İngiltere'de sağır doğan bir kız çocuğu, çığır açıcı bir gen tedavisi ile işitme cihazı kullanmasına gerek kalmadan duymaya başladı. Kız çocuğu, ilk kez denenen gen terapisi deneyine katılan ilk kişi oldu.

Opal Sandy isimli doğuştan sağır bir kız çocuğu, dünya çapında ilk kez denenen bir gen tedavisiyle işitme duyusunu kazandı. Kız çocuğu, iç kulaktan beyne giden sinir uyarılarını bozan ve hatalı bir genden kaynaklanan işitsel nöropati nedeniyle hiçbir şey duyamayacak şekilde doğdu. Kız çocuğuna sadece 16 dakika süren çığır açıcı bir ameliyat sırasında genin çalışan bir kopyasını içeren bir aşı yapıldı. Kulak içine gen infüzyonu uygulanarak, Sandy’nin kalıtsal sağırlığa yol açan hasarlı DNA’sı değiştirildi. Ameliyatın ardından 18 aylık bebek neredeyse mükemmel bir şekilde duyabilmeye başladı.

TEDAVİYİ ALAN İLK HASTA Opal Sandy’ye birinci yaş günü öncesinde başlayan tedavi altı ay sonra sonuç vermeye başladı. Sandy artık fısıltıları dahi duyuyor ve "anne" ve "baba" gibi kelimeleri söyleyebiliyor. Sandy’nin anne ve babası, kızlarındaki ilerlemenin akıllara durgunluk verici olduğunu söylüyor. Sandy, dünya çapında bu tedaviyi alan ilk hasta oldu. Çocuklardaki işitme kaybı vakalarının yarısından fazlasında genetik nedenler rol oynuyor. İşitme kaybı, konuşma gecikmesi gibi olasılıklar nedeniyle çocuk iki veya üç yaşına gelene kadar tespit edilemeyebiliyor. Sandy, dünya çapında bu tedaviyi alan ilk hasta oldu.
Dün — 8 Mayıs 2024Sağlık

Aynı doktora 10 dakikada 4 randevu verildi mi? Hastaneden açıklama geldi

8 Mayıs 2024 at 17:27
İTO tarafından ortaya atılan bir belgeyle Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi’nde bir doktora 10 dakika içerisinde 4 farklı randevu verildiği iddia edilmişti. Ortaya atılan iddialarla ilgili Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi Başhekimliği’nden yazılı bir açıklama geldi. Yapılan açıklamada iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtilirken şu ifadelere yer verildi.

Her yıl 68 bin Talasemili bebek dünyaya geliyor!

8 Mayıs 2024 at 18:05
8 Mayıs Dünya Talasemi Günü kapsamında "Kan ve Ötesi Projesi Türkiye Girişimi Raporu"nun paylaşıldığı toplantıda konuşan Prof. Dr. Yeşim Aydınok, talaseminin engellenebilir bir hastalık olmasına rağmen, dünyada her yıl 68 bin bebeğin hasta olarak dünyaya geldiğini söyledi. Aydınok, kan bağışının hastalar için hayati önem taşıdığını belirterek, hastaların çoğu zaman ihtiyaç duydukları 2-3 ünite kana ulaşabilme konusunda endişe duyduklarını dile getirdi

Diş çürükleri kalp hastalıklarını tetikleyebilir

8 Mayıs 2024 at 19:53
Diş çürüklerinin kalp hastalıklarını tetiklediğine dikkat çeken Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kadriye Merve Altıkat, “Özellikle doğumsal kalp rahatsızlığı olan çocuklar, yetişkinler, kalp kapağı protezi taşıyan hastalar, kalp ameliyatı geçirmiş veya kalp yetmezliği bulunan erişkinlerde diş çürükleri ciddi risk oluşturur. Hastalık baş göstermeden uygulanacak ağız ve diş sağlığı bakımı ile birlikte düzenli diş hekimi kontrolleri ile kalp hastalıkları yüzde 70 (önemli ölçüde) azaltabilir” dedi.

Türkiye'de ilk kalp nakli yapan cerrahlardan Prof. Dr. Cevat Yakut yaşamını yitirdi

Tarafından: NTV
8 Mayıs 2024 at 16:21
Türkiye'de ilk kalp nakli yapan cerrahlardan Prof. Dr. Cevat Yakut yaşamını yitirdi

Türkiye'nin ve dünyanın önde gelen kalp doktorlarından Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kurucu Başhekimi Prof. Dr. Cevat Yakut, 82 yaşında hayatını kaybetti.

Türkiye'de ilk kalp nakli yapan cerrahlardan biri olan Prof. Dr. Cevat Yakut (82) dün vefat etti.

Kalp damar cerrahisinin duayenlerinden kabul edilen Yakut'un vefat haberini, kurucu başhekimi olduğu Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, yayımladığı mesajla duyurdu.   82 yaşındaki Prof. Dr. Cevat Yakut'un dün hayatını kaybetmesinin ardından Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesince yayımlanan başsağlığı mesajında şu ifadelere yer verdi:

"Derin üzüntüyle bildiriyoruz ki, uzun yıllar boyunca sağlık sektöründe önemli hizmetler vermiş olan Hastanemiz kurucu Başhekimi Prof. Dr. Cevat Yakut hocamız, vefat etmiştir. Kendisi, meslek hayatı boyunca nitelikli sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi ve toplum sağlığının korunması adına önemli katkılarda bulunmuştur. Bu acı kaybı yaşayan sağlık camiasına, Koşuyolu ailesine ve sevdiklerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Onun anısını daima yaşatacağız ve yaptığı değerli katkıları asla unutmayacağız."  PROF. DR. CEVAT YAKUT KİMDİR? Koşuyolu Kalp ve Araştırma Hastanesi'nin kurucularından Prof. Dr. Cevat Yakut, Ankara'nın Beypazarı ilçesinde dünyaya geldi.

Van Yüksek İhtisas Hastanesi'nde de kalp cerrahisini başlatmak üzere görevlendirilen Yakut, 10 yıl boyunca hafta sonlarını Van'da ameliyat yaparak geçirdi.

Azerbaycan Bakü Merkezi Klinik Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Genel Koordinatörlüğü görevini üstlenen Yakut, iki dönem Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği başkanlığı yaptı.

Başta Başbakanlık Onur Belgesi olmak üzere pek çok ödülü bulunan Yakut, 1990 yılında Koşuyolu Kalp ve Araştırma Hastanesi'nin başhekimi oldu. Türkiye'de ilk kalp nakli yapan cerrahlardan biri olan Cevat Yakut, 2009 yılında emekli oldu.

Tavuk karasına kök hücreli çözüm

8 Mayıs 2024 at 18:54
Halk arasında ‘tavuk karası’ ya da ‘gece körlüğü’ olarak bilenen tıp literatüründe ise ‘Retinitis Pigmentosa’ olarak tanımlanan göz hastalığının kök hücre ile tedavisinin mümkün olduğu belirtildi.

Uzmanı uyardı: Bebekleri kalın giydirmek tehlikeli olabilir

8 Mayıs 2024 at 14:59
Bebekleri kalın giydirmenin bazı sağlık sorunların neden olabileceğine dikkat çeken Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nur Köprülü Çelikkaya, "Bebekleri fazla giydirmek, bebeklerin aşırı ısınmalarına neden olabilir, bu da sıcak çarpması gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bunun yanı sıra, bebeklerin aşırı giydirilmesi, Sudden Infant Death Syndrome (SIDS) olarak da bilinen ani bebek ölüm sendromu riskini artırabilir" dedi.

Prof. Dr. Hulusi Atmaca uyarıyor: Böbrek üstü bezi sorunu hipertansiyona yol açıyor!

8 Mayıs 2024 at 12:04
VM Medical Park Samsun Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği’nden Prof. Dr. Hulusi Atmaca, hormonal hipertansiyon hakkında önemli bilgiler verdi. "NEDENE YÖNELİK TEDAVİ YAPILMASI ÖNEMLİ"Hipertansiyonun tanımını yapan Prof. Dr. Atmaca, “Halk arasında ‘tansiyon hastalığı’ olarak isimlendirilen ve erişkin nüfusun yüzde 25’ini etkileyen hipertansiyon, kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin önemli bir sebebidir. Hastalığın uygun önlem ve tedavisi, bu ölümleri etkili bir şekilde azaltmaktadır. Etkili tedavi şartlarından biri de hipertansiyonun nedenini tespit edip nedene yönelik tedavi planlamasıdır” dedi. "HİPERTANSİYONUN YÜZDE 90 NEDENİ BİLİNMEZ"Hormonal hipertansiyon hususunda önemli bilgilere verenn Prof. Dr. Atmaca, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Hipertansiyonun yüzde 90 nedeni bilinmez, ancak yüzde 10 nedeni sekonder hipertansiyon olarak adlandırılan böbrek üstü bezi hipertansiyonuna yani hormonal hipertansiyona bağlı gelişir. Böbrek üstü bezi başlıca 3 çeşit hormon salgılamaktadır. Bu hormonlardan birinin aşırı salgılanması söz konusu olduğu hastalarda böbrek üstü bezi hipertansiyonu gelişir. Böyle hastalarda uygun ilaç tedavisi ile kan basıncı daha az ilaçla ve daha kolay kontrol altına alınabilmektedir. Ayrıca, uygun hastalarda aşırı çalışan böbrek üstü bezinin cerrahi olarak çıkarılmasıyla hastaların çoğunda hipertansiyon düzelir ve ilaç tedavisine gerek kalmaz. Bu yüzden tansiyonu olan hastalarda kimlerin böbrek üstü bezi veya hormonal hipertansiyon açısından taranması gerektiği sorusu önem kazanır.”"KİMLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜR?"Prof. Dr. Hulusi Atmaca, böbrek üstü veya hormonal tansiyonun bazı kişilerde daha sık görülebileceğini şu şekilde sıraladı: “Ataklar halinde tansiyonda ani yükselme ve düşmesi olanlar. Üç adet veya daha fazla ilaca rağmen tansiyonu kontrol altında olmayanlar. Aile bireylerinde yaygın tansiyon veya ani ölüm hikâyesi olanlar. Böbrek üstü bezinde kitlesi olanlar. Kan potasyum düzeyi düşük olanlar. Anestezi, entübasyon, cerrahi, gebelik, anjiografi sırasında hipertansif atak ve açıklanamayan şok hikâyesi olanlar. Hipertansiyonun genç yaşlarda (20 yaş öncesi) başlaması. Hipertansiyonun ileri yaşlarda (50 yaş üstü) başlaması ve deride çürükler, mor çatlaklar ve kas güçsüzlüğü olanlar.”Son olarak Atmaca, “Bahsi geçen özelliklerden en az birini taşıyanların böbrek üstü bezi veya hormonal tansiyon açısından endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanına başvurması gereklidir” uyarısında bulundu. Kaynak: İHA

Akciğerini çantasında taşıyor

8 Mayıs 2024 at 12:11
Nadir görülen bir yüksek tansiyon türü olan "pulmoner hipertansiyon" hastası 60 yaşındaki Aykut İnciler, akciğerinin fonksiyonlarını yerine getirememesi sonucu 3 yıldır çantasında taşıdığı yapay akciğer cihazıyla hayatını sürdürüyor

AstraZeneca'dan Covid-19 aşısını geri çekme kararı

Tarafından: NTV
8 Mayıs 2024 at 11:24
AstraZeneca'dan Covid-19 aşısını geri çekme kararı

Ürettiği covid-19 aşısının çok nadir görülen bir yan etkiye neden olabileceği mahkeme tarafından kanıtlanan ilaç devi AstraZeneca, aşısını dünya çapında geri çekme kararı aldı. AstraZeneca tarafından yapılan açıklamada, aşının "ticari nedenlerden dolayı" piyasadan kaldırıldığı belirtildi. Vaxzevria isimli aşı, kan pıhtılaşmasına ve düşük kan trombosit sayısına neden olan çok nadir bir yan etki yaratmakla suçlanıyor.

İngiltere merkezli ilaç şirketi AstraZeneca, yasal sürecin ardından Oxford Üniversitesi ile ortak geliştirdiği covid aşısının nadir görülen bir yan etkiye neden olabileceğini kabul etti. Şirketin aşıyı gönüllü olarak piyasadan çekme kararı almasının ardından aşı artık Avrupa Birliği üyesi ülkeler tarafından kullanılamayacak. Aşının geri çekilmesine ilişkin başvuru 5 Mart'ta yapıldı ve salı günü karar yürürlüğe girdi.

"TİCARİ NEDENLERDEN DOLAYI PİYASADAN KALDIRILDI" Geri çekme kararı, Boris Johnson tarafından "İngiliz biliminin zaferi" olarak müjdelenen ve altı milyondan fazla hayat kurtardığına inanılan aşının kullanımına son veriyor. AstraZeneca tarafından yapılan açıklamada, aşının ticari nedenlerden dolayı piyasadan kaldırıldığı belirtildi. Şirket açıklamasında, aşının artık üretilmediğini ve yerini yeni varyantlarla mücadele eden güncellenmiş aşıların aldığını söyledi. Vaxzevria isimli aşı, kan pıhtılaşmasına ve düşük kan trombosit sayısına neden olan çok nadir bir yan etki nedeniyle son aylarda yoğun bir incelemeye tabi tutuldu.NADİR AMA ÖLÜMCÜL YAN ETKİ Şubat ayında İngiliz Yüksek Mahkemesi'ne sunduğu yasal bir belgede aşısının "çok nadir durumlarda TTS'ye neden olabileceğini" kabul eden şirket, covid aşısıyla ilgili toplu bir davada birden çok suçlamayla karşı karşıya. Şirket tarafından yapılan açıklamada, "Tahminlere göre, aşımız kullanımının ilk yılında 6,5 milyondan fazla hayat kurtardı ve dünya çapında 3 milyarın üzerinde doz tedarik edildi. Çabalarımız dünyanın dört bir yanındaki hükümetler tarafından takdir edildi" denildi. Şirket, geri çekme kararının devam eden davalar ya da aşının TTS'ye neden olabileceğinin kabul edilmesiyle bağlantılı olmadığı konusunda ısrar etti. Zamanlamanın tamamen tesadüf olduğu öne sürüldü. İngiltere'de 50 milyondan fazla kişiye uygulanan AstraZeneca aşısı, 73 ölüm ile ilişkilendiriliyor.TTS NEDİR? Thrombosis with Thrombocytopenia Syndrome (TTS), kan pıhtılaşma yaratan ve aynı zamanda trombosit sayısının düştüğü bir rahatsızlıktır. Bu pıhtılar, genellikle vücudun çeşitli bölgelerinde, özellikle beyin, karın veya bacaklardaki büyük damarlarda oluşabilir. TTS'nin belirtileri arasında şiddetli baş ağrısı, görme problemleri, bacak veya kollarda ağrı ve şişlik, karın ağrısı, nefes darlığı ve kanama bulunuyor. TTS, çok nadir rastlanan bir durumdur. Milyonlarca covid-19 aşısının sadece birkaç dozunda bu durumu yaşayan hastalara rastalanabilir. Ancak belirtiler yaşandığında durumciddi olabilir ve tıbbi müdahale gerektirebilir.
❌
❌