Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Bugün — 31 Mayıs 2024Sağlık

Anksiyete nedir, belirtileri nelerdir? Anksiyeteye ne iyi gelir?

31 Mayıs 2024 at 20:21
Anksiyete veya kaygı bozukluğu, son dönemlerde bir hayli gündemde olan bir rahatsızlıktır. Gündelik hayatta her birimizin zaman zaman hissettiği korku, endişe durumları, bu rahatsızlıktan mustarip olan kişilerde çok daha yoğundur. Günümüzün en yaygın psikolojik rahatsızlıkları arasında olan anksiyete bozukluğu, birçok kişinin yaşam kalitesini düşürmektedir. Buna bağlı olarak girdikleri ortamlarda da sıkıntılar yaşayan kişiler, bu sorun ile nasıl başa çıkabileceklerini merak ederler. Peki, anksiyete bozukluğu tam olarak nedir, nasıl teşhis edilir? Anksiyete bozukluğu nasıl tedavi edilir? İşte konuya dair ayrıntılar… ANKSİYETE BOZUKLUĞU NEDİR, NASIL TEŞHİS EDİLİR?Kişinin endişe, kaygı ve korku gibi duygulara karşı aşırı ve kontrol dışı tepkiler vermesine neden olan anksiyete, yaygın görülen psikolojik bir rahatsızlıktır. Birçok kişide gözlenen anksiyete bozukluğunun öne çıkan belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir: Gergin ve huzursuz hissetmek,Hızlı solunun ve yer yer öksürük,Aşırı ve ani terleme,Kalp atışında artış,Titreme,Halsizlik,Uykusuzluk, Endişe ve korku dışında hiçbir duyguya odaklanamama,Mide sorunları,Baş dönmesi,Nefes darlığı,Kas krampları,Ağız kuruluğu.Anksiyete bozukluğuna sebep olan birçok faktör bulunmaktadır. O faktörler genel olarak şu şekilde sıralanabilir: Genetik faktörlerNörokimyasal değişimlerStresKalp, akciğer, diyabet, irritabl bağırsak sorunu, tümörler, KOAH, astım gibi bazı kronik hastalıklarİlaç kullanımıKötü alışkanlıklarAnksiyete teşhisi için herhangi bir test geliştirilmemiştir. Uzman hekimler fiziksel muayene, zihinsel değerlendirme ve psikolojik anket çerçevesinde anksiyete bozukluğunu teşhis edebilmektelerdir. ANKSİYETE BOZUKLUĞU TEDAVİ YÖNTEMLERİAnksiyete tedavisinde genel olarak 1- 2 yıl boyunca antidepresan tedavisine başvurulduğu bilinmektedir. Yanı sıra psikoterapi (bilişsel tedavi) de uygulanmaktadır. Kimi hastalarda bu iki tedavi yönteminin kombinasyonu söz konusu olabilmektedir. Aşırı korku ve endişe halinin hayatının her alanına hakim olmaya başladığını fark eden kişilerin vakit kaybetmeden bir uzman hekime başvurmaları tavsiye edilmektedir.

Siyez unu nedir, ne işe yarar? Siyez uyunun faydaları nelerdir?

31 Mayıs 2024 at 20:16
Sağlıklı yaşam tarzını benimseyen, benimseme yolunda adım atmak isteyen birçok kişi ilk olarak yeme alışkanlıklarını düzenler. Zararlı besinleri hayatlarından uzaklaştıran o kişiler, sonrasında ise mutfağın vazgeçilmez ürünlerine alternatif olabilecek sağlıklı ürünler üzerine yoğunlaşır. Bu kapsamda son dönemlerde sağlıklı bir un seçeneği olarak öne çıkan siyez unu da adından sıklık ile söz ettirmektedir. Siyez unu, faydaları sebebi ile son yıllarda bir hayli popülerlik kazanmış bir un çeşididir. Siyez buğdayından yapılan bu unun kökeni oldukça eskiye dayanmaktadır. Bugün birçok kişinin belki de ilk kez duyduğu bu un çeşidi, aslında Anadolu ile özdeşleşmiştir. Peki, siyez unu tüketimi neye iyi gelir? İşte siyez ununa dair tüm merak edilenler… SİYEZ UNUNUN ÖZELLİKLERİ VE BESİN DEĞERİSiyez unu diğer unlara göre çok daha düşük oranda gluten içerir ve bu sayede de sindirim sisteminde yaşanabilecek sorunların önüne geçer. Aynı zamanda bol miktarda protein de içeren bu un türü, lif açısından da zengindir. Sağlıklı yaşamı büyük ölçüde destekleyen siyez ununun kullanım alanı oldukça geniştir. Bu un ekmek, kurabiye ve kek gibi tüm unlu mamullerin yanı sıra erişte ve makarna gibi yiyeceklerin yapımlarında da kullanılabilir. 100 gram siyez ununda 66,67 gram karbonhidrat bulunmaktadır. Ayrıca A, E ve B vitaminleri bakımından da zengin olan un, folik asit ve demir de içermektedir. Son olarak 100 gram siyez ununda 13,33 g protein, 6,7 gram lif ve 1,6 gram yağ bulunmaktadır. SİYEZ UNUNUN FAYDALARI NELERDİR?Siyez ununun öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Vitamin ve mineral bakımından zengin olduğu için vücudun günlük olarak ihtiyaç duyduğu besin maddelerini karşılar.GDO içermez ve genetiği de bozulmamıştır.Sindirim sistemini destekler.Kan şekerini dengeler.Fenolik asit bakımından zengin olduğu için kalp ve damar hastalıkları ile kanser gibi hastalıklara karşı koruma sağlar.Kolesterol içermediği için yüksek kolesterol hastaları tarafından doktor tavsiyesi ile tüketilebilir.Göz sağlığını destekler.Bağırsak sorunlarının önüne geçer.Metabolizma hızını artırır.

Aft nedir, neden olur? Aft nasıl geçer? Aft tedavi yöntemleri

31 Mayıs 2024 at 20:14
Ağız mukozasının herhangi bir yerinde, farklı boyut ve görünümde olabilen aft, bir çeşit oral ülser olarak tanımlanabilir. Çoğu zaman dudağın ağız içi kısmında ve yanakta görülen aftlar, kişinin yaşam kalitesini bir hayli düşürmek ile birlikte ağrı hissine de yol açabilir. Gündelik hayat akışı içerisinde birçoğumuzda gözlenen aftlar, zaman zaman sık sık tekrar edebilir. Peki, aft oluşumuna ne/ neler sebep olur? Aft oluşumu nasıl önlenir? Aftlar nasıl tedavi edilir? İşte konuya dair merak edilenler… AFT NEDİR?Toplum içinde ‘ağız yarası’ olarak bilinen aft, acı, kaşıntı ve yanmaya sebep olan oral ülserlerdir. Toplumun yaklaşık olarak yüzde 20’sinde görülen aftlar, çok çeşitli faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Yanak ısırması, sert diş fırçalama, sıcak besinler, diş telleri, vitamin eksikliği, enfeksiyon ve bazı hastalıklar, aft oluşumuna yol açabilir. Ağız içinde pamuksu bir görümünde olan aftların değerlendirilmesinde yaş, yaranın konumu, şekli, sayış, ağrı durumu gibi birçok faktör göz önünde bulundurulur. ‘Aft neden çıkar?’ sorusuna birden fazla yanıt verilebilir. Tekrarlayıcı ve ağrılı olan bu oral ülserler, genel olarak sosyoekonomik düzeyi yüksek olan kişilerde ve erkeklere oran ile kadınlarda daha sok ortaya çıkar. Genetik yatkınlık ile beraber; travma, stres, sigara kullanımı, ilaç kullanımı, folik asit, B12, çinko ve demir gibi vitamin eksiklikleri, güçsüz bağışıklık sistemi, tuzlu ve baharatlı yiyeceklerin tüketimi, alerji ve sistematik bazı hastalıklar da afta oluşumunu tetikleyebilir. AFT NASIL GEÇER?Aft, herhangi bir tedavi uygulanmasa dahi 1- 2 hafta içerisinde kendiliğinden kaybolur. Ancak ağrıya sebep olan bu ağız yaraları çoğu zaman kişinin yaşam kalitesini düşürdükleri için müdahale gerektirebilir. Bu gibi durumlarda asitli, baharatlı ve sıcak besinlerden uzak durmak gerek. Yanı sıra yemeklerden sonra oksijenli su ile aftın olduğu bölgenin temizlenmesi de enfeksiyona karşı koruyucu olacaktır. Tuzlu su veyahut da karbonatlı su ile ağzı çalkalamak, sodyum lauryl sülfat içermeyen diş macunları kullanmak, sigara tüketimini sonlandırmak, düzenli ve dengeli beslenmek gibi yöntemler de aft ağrısını hafifletir.  

Tam bir kalsiyum kaynağı: Her gün mutlaka tüketilmesi gerek! Peynirin mucizevi faydaları

31 Mayıs 2024 at 20:10
Önceleri süt içmenin fiziksel ve zihinsel gelişim açısından son derece önemli olduğu savunulurken günümüzde yürütülen birçok bilimsel çalışma sütün değil süt ürünlerinin tüketiminin önemli olduğunu gösterdi. Sütün birtakım hazımsızlık sorunlarına yol açabileceğini ve bu neden ile de daha çok süt ürünlerinin tüketilmesi gerektiğini savunan uzmanlar, özellikle peynir ürünlerine dikkat çekti. Sütten elde edilen ve kalsiyum başta olmak üzere pek çok vitamin ve mineral bakımından zengin olan peynir, özellikle gelişim çağında olan çocuklarda büyük bir öneme sahiptir. Peynirin besin değerinin birçok açıdan vücudu desteklediğini belirten uzmanlar, bu ürünün öne çıkan faydalarını aktardı. PEYNİRİN BESİN DEĞERİProtein, yağ ve mineral bakımından son derece zengin olan peynir, bazı laktoz intoleransı olan kişilerde sütten çok daha kolay bir şekilde sindirilebilmektedir. Bunun nedeni ise peynirde sütte bulunduğundan daha az laktoz bulunmasıdır. 100 gramlık peynir üzerinden yapılmış olan besin değeri hesabı şu şekildedir: Sodyum: 321 mgSelenyum: 14,6 mikrogramPotasyum: 120 mgFosfor: 148 mgKalsiyum: 103 mgProtein: 11 gKalori: 84 kcalPEYNİRİN FAYDALARI NELERDİR?Peynir tüketiminin diş ve kemik gelişimi başta olmak üzere pek çok açıdan vücudu desteklediği bilinmektedir. Yapılan araştırmalar neticesinde peynirin öne çıkan faydaları şu şekilde kayda geçmiştir: Kilo kaybına yardımcı olur.Kişiye esansiyel amino asitleri konusunda destek sağlar.Kan şekerini düzenler.Kalsiyum bakımından zengin olduğu için kemik ve diş sağlığını destekler.Bağırsakları düzenler.Kas gelişimini destekler.Bağışıklık sistemini güçlendirir.Antioksidan bakımından zengin olduğu için hücre hasarının önüne geçer.Yukarıda sıralamış olduğumuz faydaları ile bilinen peynir, bazı durumlarda kişiler için tehlike arz edebilir. Sodyum içeren bu süt ürünün yüksek tansiyon, böbrek ve kalp hastaları tarafından dikkatli tüketilmesi gerekmektedir.

Kurban Bayramı öncesi gıdalarda 'salmonella' bakterisi uyarısı!

31 Mayıs 2024 at 18:03
Yaz aylarının gelmesiyle, gıdalardan ve içme suyundan bulaşan 'salmonella' bakterisi, çeşitli enfeksiyonlara ve salgınlara neden oluyor. Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, "Kurban Bayramı da geliyor, en büyük önerim aldığınız kurbanda 'salmonella' varmış gibi düşünün. Kestikten sonra mutlaka el temizliğine dikkat etmek lazım. Kullanılan aletleri hemen temizlemek lazım" dedi

"Yaşamınıza 15-20 yıl eklemek için sigarayı bırakın"

31 Mayıs 2024 at 16:32
Sigarayı bırakırken birtakım zorluklar yaşamanın doğal olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, "Sigarayı bıraktığınızda 15-20 gün biraz zorluk çekeceksiniz, ama 15-20 yıl yaşamınıza eklenecek. Çünkü sigara, günde 20 adetten fazla sigara içenlerin yaşamından bu kadar yıl çalmaktadır" dedi

7 yaşındaki Yüsra'yı serum mu öldürdü? Uzmanlardan ilaç alerjisi uyarısı

Tarafından: NTV
31 Mayıs 2024 at 14:53
7 yaşındaki Yüsra'yı serum mu öldürdü? Uzmanlardan ilaç alerjisi uyarısı

Bursa'da grip şikayetiyle hastaneye götürülen 7 yaşındaki çocuk, bir süre sonra hayatını kaybetti. Aile, kızlarına yanlış serum takıldığını iddia etti. Peki, serumlar alerjik reaksiyona sebep olur mu? Evde serum taktırmak doğru mu? İmmünoloji Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ferhan Zeynep Özşeker NTV yayınında yanıtladı.

Yapay tatlandırıcı,renklendirici, suni salep, süt tozu, jelatin ve birçok katkı maddesi! Dondurmadır haram olmaz demeyin!

31 Mayıs 2024 at 15:12
Yiyeceklerin besin değeri, sahip oldukları besin öğelerinin miktarıyla doğru orantılıdır. Sevilerek yenen dondurma da kolay sindirilebilmesi, vitamin ve mineraller açısından zengin olması, enerji kaynağı olması sebebi ile besleyici bir gıdadır. Peki, nedir dondurmayı haram ve sakıncalı yapan durumlar. İşte bu dosyamızda bunları açıklamaya çalıştık. Maalesef günümüzde market raflarında, merdiven altlarında ya da pastanelerdeki dondurmalara bakıldığında bol, ucuz çeşidinin fazla olması beraberinde bir takım sorunları da getiriyor. DONDURMADA JELATİN TEHLİKESİGözünü para hırsı bürümüş bazı sahtekârlar her sektörde olduğu gibi dondurmacılık sektöründe de bulunuyor. Şeker yerine yapay tatlandırıcı, doğal salep yerine suni salep, süt yerine su ve süt tozu, meyve yerine yapay meyve boyası katarak dondurmayı zehir haline getiren bazı üreticiler,  kıvamı tutturmak için de, hayvanların deri ve kemiklerinden elde edilen jelatini (E441) kullanmaktadırlar. Jelatin bilindiği gibi hayvansal bir katkı maddesi… Ülkemizde üretilmesine rağmen jelatinin çoğunluğu maalesef ithal ediliyor ve ithal edilen jelatinin çoğunluğu da domuzdan üretiliyor. İnekten üretilenlerin ise helal kesim olup olmadığı belli değil. Tüm bunlar göz önüne alındığında dondurmada da helallik konusu ortaya çıkıyor. DONDURMALARDA KULLANILAN KANSEROJEN RENKLENDİRİCİLERDondurmada sadece helallik sorunu yok; diğer taraftan sahtekârlar, sağlık açısından da tehlikeli maddeler içeren dondurmalar üretiliyor. İşte dondurmada kullanılan bazı zararlı katkı maddeleri. Red 2G Renklendirici (E128): Sentetik kömür katranıdır. Kan hemoglobini ile karışma ihtimali bulunuyor. Çocuklar tarafından kullanılması tavsiye edilmese de dondurma, puding, meyveli veya aromalı yoğurtlarda bulunabilir. Pek çok ülkede kullanımı yasak. Indigotin, Indigokarmin Renklendirici (E132): Sentetik kömür katranı türevi; yaygın olarak tablet ve kapsüllere eklenir. Ayrıca dondurma, tatlı, fırınlı mamuller, şekerleme ve bisküvilerde kullanılıyor. Bulantı, kusma, yüksek tansiyon, deri döküntüsü, solunum sorunları ve diğer alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Norveç’te kullanımı yasak. Brilliant Black BN, Black PN Renklendirici (E151): Kömür katranı; tatlılar, balık ezmesi, aromalı sütlü içecekler, dondurma, hardal, marmelatlar, soslar, kekler ve içeceklerde kullanılıyor. Danimarka, Belçika, Fransa, Almanya, İsviçre, İsveç, Avusturya, Avustralya, Amerika ve Norveç’te kullanımı yasak. Betanin Renklendirici (E162): Pancardan elde ediliyor. Bilinen yan etkisi yok fakat alkolle muamele edilmiş olabilir.   DONDURMADA DİĞER HARAM VE TEHLİKELEREmilgatör, dondurma teknolojisinde su, yağ ve havanın iyi bir şekilde karışmasını sağlayan, farklı kaynaklardan elde edilen katkı maddeleridir. Dondurmanın hızla erimesini engellemek, daha akıcı olmasını sağlamak ve donma-çözünme kararlılığını düzeltmek için emülgatörlerden yaralanılır. Dondurmanın orijinal emülgatörü yumurta sarısıdır. Ancak bugün iki farklı katkı maddesi kullanılmaktadır. Mono-di-glisiritler E471: Hayvan veya bitki kökenli katı veya sıvı yağların kısmi hidrolizinden elde edilmektedir. Kökeni hayvan olduğunda veya kökeni belirtilmediğinde insanların dondurma yerken dikkatli olmaları gerekmektedir. Doğal Renklendiriciler: Pancar kökü kırmızısı, siyah havuç, kokusuz paprika, annatto (Bixa orellena bitkisinden elde edilir, kahverengiden kırmızıya kadar renk verebilir). Ülkemizde bazı dondurma markaları çilekli, böğürtlenli ürünlerde renklendirici olarak pancar kökü kırmızısını kullanıyor. Diğer doğal renklendiriciler sentetiklere göre daha pahalı olduğu için ülkemizde tercih edilmiyor…  ORJİNAL DONDURMA NASIL YAPILIRSüt, şeker ve sahlep üçlüsü ile yapılanın gerçek dondurma olduğunu, gerçek dondurmada katkı maddesi kullanılmadığını söyleyen yetkililer, katkılı buzların da 'dondurma' adıyla satıldığına dikkat çekiyor. Yetkililer, özellikle açıkta satılan zehirli dondurmalar konusunda uyarıyor. Hilecilerin dondurmaya kattığı katkı maddelerinin yarıdan fazlasının dünyanın birçok ülkesinde yasaklandığı, bunların insan sağlığını tehdit ettiği ifade ediliyor. Uygun ortamlarda yapılması şartı ve besin değerleri düşünüldüğünde, katkısız doğal bir dondurma, süte göre 3-4 kat daha fazla yağ, yaklaşık yüzde 15 daha fazla protein ve 3-4 kat daha fazla karbonhidrat içerir. Aynı zamanda katkısız bir dondurma, kemiklerin başlıca yapıtaşlarından olan kalsiyum ve fosfor yönünden oldukça zengindir. Sütteki kalsiyum ve fosfor miktarı, yapılışındaki yoğunlaşmadan dolayı doğal dondurmada süte göre daha fazla bulunur. (100 gram dondurmada 135 mg kalsiyum bulunurken, sütte bu miktar 115 mg'dır.) PEKİ, NE YAPILMALI?Dondurmadaki haram ve sağlık açısından tehlikeleri ortaya koyduktan sonra, çocukların ve bireylerin sağlıklı dondurma tüketmesi aşamasında piyasada satılan dondurmaların üretimine dikkat etmeli, firmalar sorgulanmalı, helal ve sağlıklı olan dondurmaları özellikle sade sütten yapılmış Maraş dondurmasını tercih edebilirler. Evde doğal olarak dondurma yapmakta mümkün.

Aman dikkat! Suyu ayakta içmeyin

31 Mayıs 2024 at 14:44
Yaz geliyor bol bol su tüketin ama organlarınızın sağlığı için siz siz olun suyu ayakta içmeyin. Ayakta su içmenin insanlara sağlık açısından zarar verebileceğini belirten bilim adamları, insan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu olduğunu, ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak bağırsağına geçtiğini söylüyor. Bilim Adamları, “Midenin küçük eğriliğine uyan kısmında waldeyerin mide caddesi denen oluk bulunur. Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zaten devamlı küçük bir açıklığı olan mide çıkışını (pilor) geçerek onikiparmak bağırsağına (duodenum) geçer. AYAKTA SU İÇİLDİĞİNDE ORGANLAR HIRPALANIYOREğer insan sıvıyı oturarak içerse bunlar önce midede birikir, asitle karışarak mikropları ölür ve sonra onikiparmak bağırsağına geçer. Bu durumda oturarak su içme usulüne uymakla insan birçok hastalıktan korunmuş oluyor. Bilim insanları rastgele sıvı alıp ayakta tüketmenin bazı hastalıklara daha fazla maruz bırakacağını belirtiyor. Bilim insanlarına göre ayakta su içildiğinde tazyikli su sıkılmış gibi organlar hırpalanıyor. Oturur vaziyette su içmekte ise su mideye kıvrılarak yavaş yavaş gidiyor. SU NASIL İÇİLMELİ Suyu içerken imkânlar ölçüsünde kıbleye yönelip, oturarak besmele çekip su bardağı sağ ele alınarak içmelidir. Her hususta olduğu gibi su içerken de itidal üzere hareket etmeli aşırı derecede su içmemeli, çok soğuk ve çok sıcak olanlardan da sakınmalıdır. Su üç yudumda içilmelidir. AYAKTA SU İÇMEK HUSUSUNDA SÖYLENEN HADİSLER ŞUNLARDIR: "Eğer ayakta su içen kimse midesine verdiği zararı bilseydi içtiği suyu şüphesiz ki geri kusardı" (Abdürrezzak 10/427 hadis 19588). "Sizden biriniz ayakta su içmesin. Her kim unutur da içerse kusmaya çalışsın" buyurmuştur (Müslim eşribe Hadis 116). Resûli Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem "Ayakta su içmeyi yasaklamıştır" ifadesi, Müslimin bir başka rivayetinde "Ayakta su içmekten men etmiştir" şeklinde geçmektedir. (Müslim, Eşribe 112, 114) EbûHüreyreradıyallahuanhdan rivayet edildiğine göre Resûlullahsallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Hiçbiriniz ayakta su içmesin. Unutarak içen de kussun!" (Müslim, Eşribe 116)

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 5 yıl sonra yeniden yapılacak

31 Mayıs 2024 at 15:06
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, "2024 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması" kapsamında yaklaşık 20 bin haneyle görüşme yapılarak veri toplanacağını belirterek, "Doğurganlığın azalması ve nüfusun yaşlanması, iş gücü piyasamız, kalkınma potansiyelimiz ve ülkemizin uzun vadeli refahı üzerinde baskı oluşturmaktadır" dedi

Kiraz hangi hastalığın tedavisinde kullanılıyor?

31 Mayıs 2024 at 00:13
Yaz mevsiminin en sevilen meyvelerinden biri olan kiraz, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlığa olan faydalarıyla da dikkat çekiyor. Ancak her şeyin fazlası zarar, kirazın da aşırı tüketimi bazı sorunlara yol açabilir. İşte, kirazın faydaları, zararları ve ideal tüketim miktarı hakkında bilmeniz gerekenler...

Covid-19 geri dönüyor! Yeni FLiRT varyantı hızla yayılıyor

Tarafından: NTV
31 Mayıs 2024 at 10:39
Covid-19 geri dönüyor! Yeni FLiRT varyantı hızla yayılıyor

Covid-19 virüsü mutasyonlarla kendini yenilemeye devam ederken "FLiRT" isimli yeni bir varyant ile tekrar hızla yayılmaya başladı. Bazı uzmanlar, yeni varyantın yaz aylarında Covid vakalarında artışa neden olabileceğini öne sürüyor. Peki yeni varyant nasıl ve nerede ortaya çıktı? Korunmak için neler yapabiliriz? İşte yeni "FLiRT" varyantı hakkında bildiğimiz her şey...

Covid-19 virüsü mutasyonlarla kendini yenilemeye devam ederken "FLiRT" isimli yeni bir varyant ile tekrar yayılmaya başladı. Nisan ayında, FLiRT varyantları (iki mutasyonunun teknik adlarının birleşimi) olarak bilinen yeni bir varyant ortaya çıktı.
FLiRT varyantı, sıkç karşımıza çıkan Omicron varyantının alt değişkenlerinden oluşuyor. Bunlardan biri olan "KP.2", ABD'de güncel olarak raporlanan COVID enfeksiyonlarının yüzde 28,2'sini oluşturuyor.
Bazı uzmanlar, yeni varyantın yaz aylarında Covid vakalarında artışa neden olabileceğini öne sürüyor. Yale Medicine bulaşıcı hastalıklar uzmanı Scott Roberts, "Virüsler her zaman mutasyona uğruyor, bu nedenle yeni bir corona virüs varyantının ortaya çıktığını görmek beni şaşırtmadı" diye konuştu. Yeni mutasyonlar, Covid-19 virüsünün joker karakter olarak kaldığını ve ne yapacağını tahmin etmenin her zaman zor olduğunu doğrular nitelikte.
Bilim insanları FLiRT varyantlarının ilk olarak nerede ortaya çıktığını tam olarak bilmiyor. Varyant ilk olarak ABD'deki atık sularda, semptomlar gözlemlenmese bile bir toplulukta dolaşan Covid izlerini tespit etmek için kanalizasyonun test edilmesiyle tespit edildi.
Verilerin, toplulukta enfeksiyon seviyelerinin artabileceği veya azalabileceğine dair bir erken uyarı olarak kullanılması amaçlanıyordu. FLiRT varyantı o zamandan beri Kanada ve İngiltere de dahil olmak üzere başka birçok ülkede tanımlandı.
FLiRT varyantlarının spike proteinlerinde (virüsün yüzeyindeki çıkıntılar) daha önceki baskın varyantlarda görülmeyen iki mutasyona sahip olduğunu biliyoruz. Bazı uzmanlar, bu mutasyonların, virüsün aşının korumasından veya insanların bağışıklığından kurtulmasını kolaylaştırabileceğini öne sürüyor.
FLiRT varyantlarının ne kadar şiddetli olacağı ya da semptomların nasıl değişebileceği konusunda henüz bir tahmin yok. Bilim insanları, herkes farklı olduğu için kişinin semptomlarının ve hastalığın ciddiyetinin genellikle hangi varyantla enfekte olduğundan çok bağışıklık ve genel sağlık durumuna bağlı olduğunu iddia ediyor.
Aşılamanın hala önemli bir strateji olduğunu söyleyen uzmanlar, covid aşısına uygun olan herkesin aşı olduğundan emin olması gerektiğini vurguluyor. Aşılama enfeksiyonu önlemese de kişinin ciddi hastalık geçirme, hastaneye yatma ve covid nedeniyle ölüm riskini önemli ölçüde azaltıyor.
Uzmanlar ileri yaş nedeniyle aşıya hak kazanan herkese, eğer henüz yaptırmamışlarsa, aşı yaptırmalarını özellikle tavsiye ediyor. Bunun nedeni, Covid-19'un şiddetli etkileri için en önemli risk grubunun ileri yaş olması.
Diğer önleyici çabalar da ayrıca hastalıktan korunmak için yardımcı olabilir. Hasta insanlara çok yaklaşmaktan kaçınabilir, maske takabilir, ellerinizi uygun şekilde yıkayabilir, havalandırmayı iyileştirebilir, yaşadığınız ve çalıştığınız yerlerdeki Covid bulaşma düzeylerini takip edebilirsiniz.

FMF atağı nedir, neden olur? Tuba Ünsal'ın hastalığı FMF atağı hakkında ayrıntılar

Tarafından: NTV
31 Mayıs 2024 at 09:57
FMF atağı nedir, neden olur? Tuba Ünsal'ın hastalığı FMF atağı hakkında ayrıntılar

Oyuncu Tuba Ünsal sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda FMF atağı nedeniyle hastaneye kaldırdığını duyurdu. Ünsal'ın açıklamaları ardından FMF atağı ile ilgili araştırmalar başladı. Peki, FMF atağı nedir, neden olur? Tuba Ünsal'ın hastalığı FMF atağı hakkında ayrıntıları derledik.

Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF), tekrarlayan yüksek ateş ile karın, akciğer ve eklemlerdeki ağrılarla kendini belli eden genellikle Akdeniz bölgesinde yaşayan insanlarda görülen kalıtsal bir hastalıktır. Hastalık genellikle Akdeniz ve Ortadoğu kökenlileri, etkiler. FMF’ te ilk atak hastaların %80’inde 20 yaşından önce başlar. Başlangıç nadir olarak 40’lı yaşlara kadar da gecikebilir. Kişi, FMF’e neden olan genler yüzünden hastalanır. Akraba evlilikleri bu hastalık genini taşıyan iki taşıyıcının bir araya gelme riskini arttırır. Özellikle, yüksek riskli popülasyonlarda yaşayan bireylerin akraba evliliği yapmamaları önerilmektedir.FMF BELİRTİLERİ NELER? Hastalığın başlıca belirtileri, karın, göğüs, ve eklem ağrılarıyla birlikte giden tekrarlayan ateştir. Karın ağrısı %90 oranında en sık görülen belirtidir. Karın ağrısı genellikle 12-72 saat sürer. Bazı ataklar o kadar ağrılı olur ki, hasta ya da ailesi tıbbi yardım isteğinde bulunur. Özellikle akut apandisiti taklit edebilir ve bu nedenle bazı hastalar gereksiz karın ağrısı ameliyatı geçirebilirler. Göğüs ağrısı atakları %20-40, eklem ağrısı %50-60 hastada görülür. Eklem ağrıları en sık diz ve ayak bileğinde görülür. Hasta atakların sonunda tamamen düzelir ve bu periyodlar arasında bütünüyle normaldir. 38.5C-40C’ye kadar yükselen ateş ağrı ataklarına sıklıkla eşlik eder.En yüksek olduğu dönem ilk gündür. 1-3 gün sürer. Genellikle ‘erizipel benzeri kızarıklık’ olarak tanımlanan cilt bulgusu görülür. En çok diz ve ayak bileği arasındaki deride ortaya çıkar. Sınırları belirgin, yama görünümünde, kırmızı döküntü şeklindedir. Döküntüler 2-4 gün içinde gerilerler. Amiloidoz çeşitli organlarda suda erimeyen bir tür proteinin birikmesi ile o organlarda yetmezliğe neden olan bir hastalıktır. FMF’te amiloid birikimi sonucu kronik böbrek yetmezliği gelişebilir.

Fizyoterapi mezunu ne iş yapar? İş imkanları, çalışma şartları, maaşları

31 Mayıs 2024 at 04:10
Üniversite sınavının yaklaşması ile birlikte arama motorlarında lisans ve ön lisans programlarında bulunan bölümlere yönelik sorgulamalar hız kazandı. Bu kapsamda pek çok öğrencinin veyahut da öğrenci olmasa da üniversite sınavına girecek olanların en çok merak ettikleri bölümlerden birinin de fizyoterapi bölümü olduğu görüldü. Geçmiş dönemlerden bu yana birçok kişinin en çok ihtiyaç duyduğu tedavi kategorilerinden olan fizyoterapi, günümüzde halen popülerliğini korumaktadır. Peki, fizyoterapi bölümü tam olarak nedir? Fizyoterapi bölümünden mezun olanlar ne iş yapar, nerelerde çalışabilir? İşte bölüme dair tüm merak edilenler… FİZYOTERAPİ VE REHABLİTİASYON BÖLÜMÜ NEDİR?Fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümünün temel amacı; hasta ve yaşlıların, kaza vb. durumlar neticesinde yararlanan kişilerin, vücudunun çeşitli bölgelerinde ağrı hisseden kişilerin tedavilerini uygulamaktır. Hareket etme fonksiyonlarında kayıplar meydana gelmiş olan kişiler, fizyoterapistlerin destekleri ile günden güne güçlenebilirler. Bu neden ile bu bölümün önünün açık olduğunu söylemek de mümkündür. FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON BÖLÜMÜNDEN MEZUN OLANLAR NE İŞ YAPAR?Üniversitelerin sağlık bilimleri fakültelerinde bulunan fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümünü başarılı bir şekilde tamamlayan kişiler, ‘fizyoterapist’ unvanı ile iş hayatlarına başlayabilirler. Bu kişiler ayrıca bölüm ile ilişkili olan eğitimlere katılım sağlayarak ek unvanlara da sahip olabilirler. Fizyoterapistler genel olarak hareket ve işlev bozukluğu olan kişilere çeşitli tedavi teknikleri uygulamak ile yükümlülerdir. Yanı sıra egzersizler yolu ile de hastalarına tedavi uygulayan fizyoterapistlerin faaliyet gösterebilecekleri bazı meslek grupları şu şekilde sıralanabilir: Fizyoterapi uzmanıManuel terapistPediatrik fizyoterapistSpor fizyoterapistiGeriatrik fizyoterapistNörolojik fizyoterapistOrtopedik fizyoterapistKardiyopulmoner fizyoterapistFİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON BÖLÜMÜNDEN MEZUN OLAN KİŞİLER NERELERDE ÇALIŞABİLİR?Fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümünden mezun olan kişilerin çalışma alanları bir hayli merak edilmektedir. Bu bölüme kayıt yaptırmadan önce geleceklerini görmek isteyen pek çok kişi, konuya yönelik araştırmalarda bulunurlar. Fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümünden mezun olan kişilerin çalışma alanları bir hayli geniştir. Yaralanma, fiziksel engel, kas ve eklem bozuklukları, yaşlanma gibi birçok alanda tedavi uygulama yetkisine sahip olan fizyoterapistlerin başlıca çalışma alanları şu şekilde sıralanabilir: Kamu hastaneleriKlinikler,İş yerleri,Özel hastaneler,Huzurevleri,Spor kulüpleri,Yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezleri,Askeriye birimleri,Evde bakım servisleri,Araştırma enstitüleri ve fakülteler.FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON BÖLÜMÜNDEN MEZUN OLANLAR NE KADAR MAAŞ ALIR?Günümüzde pek çok kişinin geçim derdi çektiği bilinmektedir. Bu neden ile henüz kariyerlerinin başında olan öğrenciler, gelecekte onları maddi açıdan rahat ettirecek meslek gruplarını tercih etmeye özen göstermektelerdir. Bu kapsamda fizyoterapistlerin maaşları da arama motorları üzerinden sık sık sorgulanmaktadır. Her alanda olduğu gibi fizyoterapi alanında da maaşları doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen pek çok faktör bulunmaktadır. Kişinin eğitimi, kendini geliştirmesi, özelde veyahut da kamuda çalışıyor olması gibi pek çok faktör, maaşların değişmesine sebep olmaktadır. 2024 yılında fizyoterapistlerin ortalama olarak 20 bin TL ila 25 bin TL aralığında maaş aldıklarını söylemek mümkündür. Kişi yüksek lisans yaptı ise veyahut da alanında yetkinliğini kanıtladı ise maaş tutarı 75 bin TL’yi dahi bulabilmektedir. FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON BÖLÜMÜ DERSLERİ4 yıllık lisans programlarından olan fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümünün temel dersleri şu şekilde sıralanabilir: Fizyoloji,Beslenme,Anatomi,Elektroterapi,İşitme ve konuşma tedavisi,Biyomekanik,Sağlık departmanlarında araştırma yöntemleri,Fizyoterapide temel ölçme ve değerlendirme,Pediatrik rehabilitasyon,Tedavi hareketleri ve prensipleri.

Karahayıt Kaplıcaları nerede, otel ve pansiyon ücretleri ne kadar?

31 Mayıs 2024 at 04:05
Kırmız travertenleri ile ünlenen Karahayıt Kaplıcaları, termal tatili yapmak isteyen kişiler tarafıdnan sık sık araştırılmaktadır. Arama motorlarına sık sık konu olan Karahayıt Kaplıcaları’na yer vermiş olduğumuz bu içeriğimizde, tesisin ve kaplıca suyunun tüm özelliklerinden bahsettik. KARAHAYIT KAPLICALARI NEREDE?Karahayıt Kaplıcaları, Denizli ilimizin Pamukkale ilçesine bağlı olan Karahayıt Mahallesi’nde bulunmaktadır. Denizli’nin merkezine yaklaşık olarak 25 km’lik mesafede bulunan kaplıcaların diğer şehirlere uzaklıkları ise şu şekilde hesaplanmıştır: Ankara- Karahayıt Kaplıcaları: 491,1 kmİstanbul- Karahayıt Kaplıcaları: 586,6 kmSakaryak- Karahayıt: 598 kmAkyazı- Karahayıt: 615,5 kmAntalya- Karahayıt: 247,6 kmAdapazarı- Karahayıt: 602,2 kmKARAHAYIT KAPLICA SUYUNUN FAYDALARI NELERDİR?Manzarası ile bilinen Karahayıt Kaplıcaları’nın sularının da şifalı olduğuna inanılmaktadır. Pamukkale’nin 5 km kuzeyinde bulunan tesiste termal suyun bileşimi, Pamukkale kaynağına benzemektedir. Sıcaklığı Pamukkale kaynağına oran ile daha yüksek olan termal suyunda serbest karbondioksit oranının da daha az olduğu bilinmektedir. 3 farklı kaynaktan beslenen Karahayıt kaplıca suyunun öne çıkan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Kronik romatizma türlerinin tedavilerini destekler.Ortopedik hastalıkların etkilerini giderir. Kaza veyahut da ameliyattan kalan belirtileri tedavi etme özelliğine sahiptir.Nörolojik hastalıkların tedavilerini destekler.Kan dolaşımını hızlandırdığı için hücrelerin yenilenmesini sağlar. Bu sayede de cilt ve deri hastalıklarının etkilerini giderir.Stres ve kaygı durumlarının etkilerini hafifletir.Bel fıtığı semptomlarını hafifletir.Genel vücut ağrılarını dindirir.KARAHAYIT KAPLICA SUYUNUN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?Karahayıt kaplıca suyunu besleyen kaynakların su sıcaklıkları 50 derece, 42,5 derece ve 58 derece şeklindedir. Deniz seviyesinden yaklaşık olarak 950 metre kadar yükseklikte bulunan kaplıca alanı, manzarası ile de dikkat çekmektedir. Karahayıt termal suyunun hiptermal, hipotonik bir maden suyu olduğu bilinmektedir. Ayrıca kaplıca suyu sülfat, bikarbonat, kalsiyum ve karbondioksit de içermektedir. KARAHAYIT KAPLICA SUYU İÇİLİR Mİ?Karahayıt kaplıca suyu ile ilgili en çok merak edilen konu başlıklarından biri de termal suyunun içilip içilmedi ile ilgilidir. Yapılan araştırmalar bu termal suyunun hem banyo yapımına hem de tüketime uygun olduğunu işaret etmiştir. Yalnızca girildiğinde değil içildiğinde de fayda sağlayan Karahayıt termal suyunun insan vücudunu pek çok açıdan desteklediği bilinmektedir. Uzmanlara göre termal suyu tüketiminin kemik erimesi ve üst gastrontiestinel sistem hastalıklarına iyi gelmektedir. KARAHAYIT TERMAL SUYUNA KİMLER GİRMEMELİDİR?Faydaları ile bilinen Karahayıt termal suyu, bazı kişiler için tehlikeli olabilir. Uzmanlar, Karahayıt kaplıca suyuna girmemesi gereken kişileri şu şekilde sıralamışlardır: Kanser hastaları,Obez teşhisi konulmuş kişiler,Aktif hepatit hastaları,Yüksek ateş ve ishalin eşlik ettiği kolera, tifo ve dizanteri hastaları,Aktif tüberküloz hastaları,Aşırı yüksek veyahut da düşük tansiyon durumu olan kişiler,Yakın zamanda kalp rahatsızlığı veyahut da operasyon geçirmiş olan kişiler,Lohusalar ve hamileler,Epilepsi hastaları,Kanamalı hastalıkları olan kişiler,Diyabet hastaları,Açık yarası olan kişiler.KARAHAYIT TERMAL TEDAVİSİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLERKarahayıt termal tedavisi kapsamında dikkat edilmesi gereken bazı noktalar şu şekilde sıralanabilir: Suya girmeden 1- 1,5 saat önce yemek yeme faaliyetleri sonlandırılmalıdır.Havuz içerisinde çok hareket edilmemeli, dik veyahut da oturur pozisyonda olmaya özen gösterilmelidir.Sudan çıktıktan sonra hemen duşa girilmemeli, en az 20 dakika dinlenilmelidir.70 yaş üstü kişiler doktor kontrolünde havuza girmelilerdir.KARAHAYIT OTEL FİYATLARI 2024Karahayıt bölgesinde hizmet veren otellerin tek gecelik konaklama fiyatları şu şekilde:Siba Pamukkale Life: 1.494 TL Pam Thermal Otel: 3.851 TLLarina Thermal Resort& Spa: 2.915 TLPolat Termal Otel: 3.442 TLÜmit 2 Termal Apart& Pansiyon: 856 TLPamukkale Batu Termal: 2.060 TLDoğa Thermal Healt& Spa: 5.355 TL

Dün — 30 Mayıs 2024Sağlık

Yeni trend "göz rengi değiştirme" ameliyatı

30 Mayıs 2024 at 23:27
Burun estetiği, botoks derken şimdi de yeni trend, göz rengini değiştirme ameliyatı oldu. Sosyal medyada sık sık paylaşılan bu işlem oldukça riskli. Çünkü körlüğe kadar götürebiliyor. Ayrıntılar CNN TÜRK Muhabiri Emel Telli ve kameraman Buğra Benlioğlu'nun haberinde.

Düdüklü tencere bomba gibi patladı!

30 Mayıs 2024 at 17:29
Esenyurt’ta iddiaya göre 46 yaşındaki Ebru Hayvalı, Ramazan Bayramı için yemek yaptığı sırada düdüklü tencere bomba gibi patladı. Vücudunun yüzde 40’ı yanan Hayvalı, “Bayram için yapıyordum ama bayram yapamadık, buğday tanesi hava deliğini kapatmış. Hayatta başıma gelmez, senelerdir kullanıyorum derken bir anlık dalgınlığımla bu hale geldim. Düdüklünün kapağı yüzüme gelmedi o gelseydi, kurtuluşum olmazdı. Yüzüm komple yanıktı, şu an hiçbir iz yok. Öyle bir patlamayı hayatımda duymadım sanki evde bir bomba patladı. Yoğun bakımda buradan çıkamayacağım diyordum, dikkatli olsunlar” dedi

Bu belirtilere sahipseniz glüten alerjiniz olabilir!

30 Mayıs 2024 at 02:57
Glüten, buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda bulunan bir protein olup, pek çok insan için sorun teşkil etmese de bazı bireyler için ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Çölyak hastalığı ve glüten hassasiyeti, glütene karşı vücudun verdiği olumsuz tepkilerle karakterize edilen iki durumdur. İşte çölyak hakkında bilmeniz gerekenler...

❌
❌