Normal görünüm

Yeni makaleler mevcut. Sayfayı yenilemek için tıklayın.
Bugün — 11 Haziran 2024Sağlık

Dikkat! Bu dondurmalar kanserojen

11 Haziran 2024 at 15:44
Yiyeceklerin besin değeri, sahip oldukları besin öğelerinin miktarıyla doğru orantılıdır. Yaz aylarında sevilerek yenen dondurma da kolay sindirilebilmesi, vitamin ve mineraller açısından zengin olması, enerji kaynağı olması sebebi ile besleyici bir gıdadır. Peki, nedir dondurmayı haram ve sağlığa zararlı yapan durumlar nelerdir? İşte bu dosyamızda bunları açıklamaya çalıştık. Maalesef günümüzde market raflarında, merdiven altlarında ya da pastanelerdeki dondurmalara bakıldığında bol, ucuz çeşidinin fazla olması beraberinde bir takım sorunları da getiriyor. DONDURMADA JELATİN TEHLİKESİGözünü para hırsı bürümüş bazı sahtekârlar her sektörde olduğu gibi dondurmacılık sektöründe de bulunuyor. Şeker yerine yapay tatlandırıcı, doğal salep yerine suni salep, süt yerine su ve süt tozu, meyve yerine yapay meyve boyası katarak dondurmayı zehir haline getiren bazı üreticiler,  kıvamı tutturmak için de, hayvanların deri ve kemiklerinden elde edilen jelatini (E441) kullanmaktadırlar. Jelatin bilindiği gibi hayvansal bir katkı maddesi… Ülkemizde üretilmesine rağmen jelatinin çoğunluğu maalesef ithal ediliyor ve ithal edilen jelatinin çoğunluğu da domuzdan üretiliyor. İnekten üretilenlerin ise helal kesim olup olmadığı belli değil. Tüm bunlar göz önüne alındığında dondurmada da helallik konusu ortaya çıkıyor. DONDURMALARDA KULLANILAN KANSEROJEN RENKLENDİRİCİLERDondurmada sadece helallik sorunu yok; diğer taraftan sahtekârlar, sağlık açısından da tehlikeli maddeler içeren dondurmalar üretiliyor. İşte dondurmada kullanılan bazı zararlı katkı maddeleri. Red 2G Renklendirici (E128): Sentetik kömür katranıdır. Kan hemoglobini ile karışma ihtimali bulunuyor. Çocuklar tarafından kullanılması tavsiye edilmese de dondurma, puding, meyveli veya aromalı yoğurtlarda bulunabilir. Pek çok ülkede kullanımı yasak. Indigotin, Indigokarmin Renklendirici (E132): Sentetik kömür katranı türevi; yaygın olarak tablet ve kapsüllere eklenir. Ayrıca dondurma, tatlı, fırınlı mamuller, şekerleme ve bisküvilerde kullanılıyor. Bulantı, kusma, yüksek tansiyon, deri döküntüsü, solunum sorunları ve diğer alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Norveç’te kullanımı yasak. Brilliant Black BN, Black PN Renklendirici (E151): Kömür katranı; tatlılar, balık ezmesi, aromalı sütlü içecekler, dondurma, hardal, marmelatlar, soslar, kekler ve içeceklerde kullanılıyor. Danimarka, Belçika, Fransa, Almanya, İsviçre, İsveç, Avusturya, Avustralya, Amerika ve Norveç’te kullanımı yasak. Betanin Renklendirici (E162): Pancardan elde ediliyor. Bilinen yan etkisi yok fakat alkolle muamele edilmiş olabilir.   DONDURMADA DİĞER HARAM VE TEHLİKELEREmilgatör, dondurma teknolojisinde su, yağ ve havanın iyi bir şekilde karışmasını sağlayan, farklı kaynaklardan elde edilen katkı maddeleridir. Dondurmanın hızla erimesini engellemek, daha akıcı olmasını sağlamak ve donma-çözünme kararlılığını düzeltmek için emülgatörlerden yaralanılır. Dondurmanın orijinal emülgatörü yumurta sarısıdır. Ancak bugün iki farklı katkı maddesi kullanılmaktadır. Mono-di-glisiritler E471: Hayvan veya bitki kökenli katı veya sıvı yağların kısmi hidrolizinden elde edilmektedir. Kökeni hayvan olduğunda veya kökeni belirtilmediğinde insanların dondurma yerken dikkatli olmaları gerekmektedir. Doğal Renklendiriciler: Pancar kökü kırmızısı, siyah havuç, kokusuz paprika, annatto (Bixa orellena bitkisinden elde edilir, kahverengiden kırmızıya kadar renk verebilir). Ülkemizde bazı dondurma markaları çilekli, böğürtlenli ürünlerde renklendirici olarak pancar kökü kırmızısını kullanıyor. Diğer doğal renklendiriciler sentetiklere göre daha pahalı olduğu için ülkemizde tercih edilmiyor…  GERÇEK DONDURMA NASIL YAPILIRSüt, şeker ve sahlep üçlüsü ile yapılanın gerçek dondurma olduğunu, gerçek dondurmada katkı maddesi kullanılmadığını söyleyen yetkililer, katkılı buzların da 'dondurma' adıyla satıldığına dikkat çekiyor. Yetkililer, özellikle açıkta satılan zehirli dondurmalar konusunda uyarıyor. Hilecilerin dondurmaya kattığı katkı maddelerinin yarıdan fazlasının dünyanın birçok ülkesinde yasaklandığı, bunların insan sağlığını tehdit ettiği ifade ediliyor. Uygun ortamlarda yapılması şartı ve besin değerleri düşünüldüğünde, katkısız doğal bir dondurma, süte göre 3-4 kat daha fazla yağ, yaklaşık yüzde 15 daha fazla protein ve 3-4 kat daha fazla karbonhidrat içerir. Aynı zamanda katkısız bir dondurma, kemiklerin başlıca yapıtaşlarından olan kalsiyum ve fosfor yönünden oldukça zengindir. Sütteki kalsiyum ve fosfor miktarı, yapılışındaki yoğunlaşmadan dolayı doğal dondurmada süte göre daha fazla bulunur. (100 gram dondurmada 135 mg kalsiyum bulunurken, sütte bu miktar 115 mg'dır.) PEKİ, NE YAPILMALI?Dondurmadaki haram ve sağlık açısından tehlikeleri ortaya koyduktan sonra, çocukların ve bireylerin sağlıklı dondurma tüketmesi aşamasında piyasada satılan dondurmaların üretimine dikkat etmeli, firmalar sorgulanmalı, helal ve sağlıklı olan dondurmaları özellikle sade sütten yapılmış Maraş dondurmasını tercih edebilirler. Evde doğal olarak dondurma yapmakta mümkün. MARAŞ DONDURMASI ÖZELLİKLERİMaraş Dondurması, Kahramanmaraş’ta kekik, keven, sümbül ve çiğdem gibi çiçeklerle beslenen keçilerin sütünden yapılır. Maraş Dondurması, üretilen dondurmalar arasında, düşük hacim genişlemesi, kendine özgü hoş lezzeti ve aroması, sakızımsı çiğnenebilen yapısıyla, kar beyazı rengiyle, kolaya erimemesiyle dikkat çeker. Maraş Dondurması yörenin keçi sütünden, salep ve şeker kullanılarak imal edilir. İçerisinde başka bir katkı maddesi bulunmaz. MARAŞ DONDURMASINI KEŞFEDEN MARAŞLI OSMAN AĞAOsmanlı döneminde de saray mutfağına giren Maraş dondurması yörede Maraşlı Osman Ağa diye bilinen ve Osmanlı saraylarına ve asil konaklarına yabani orkide (salep) satan bir esnaftır. Osman Ağa satış bittikten sonra artan salebi, şeker ve süt karışımı olarak kara gömer. Ertesi gün baktığında, salebin kıvamındaki değişiklik dikkatini çeker; süt, salep ve şeker karışımının yoğunluk kazandığını ve sakız gibi uzadığını görünce Maraş Dondurması doğmuş olur.

Oyun tutkunları ve uzaktan çalışanlar, sağlıkları için teknolojik koltuklara yöneliyor

11 Haziran 2024 at 15:39
Bilgisayar oyunları globalde gün geçtikçe popülerleşirken, bilgisayar başında uzun süre kalan oyun tutkunları deneyimlerine konfor katmak için ekipman arayışına giriyor. Oyunculara özel üretilen koltuklar ise kusursuz bir oyun deneyiminin tamamlayıcı unsurlarının başında geliyor. Üstelik bu koltuklar sadece oyuncular değil, günün büyük bir bölümünü bilgisayarda çalışarak geçiren herkes için ihtiyaç haline dönüşüyor. Öyle ki Research and Markets'in konuya dair gerçekleştirdiği araştırmaya göre 2022’yi 1,2 milyar dolarla kapatan oyuncu koltuğu pazarının 2028’e kadar %6,9’luk büyüme kaydederek 1,8 milyar dolara ulaşması bekleniyor. “Oyuncu koltukları deneyim açısından en az bilgisayar kadar önemli” Teknolojik oyuncu koltuğunun avantajlarına değinen EXVEGA Operasyon Direktörü Adem Şen, “Oyunlar için yüksek işlem gücüne sahip bir bilgisayar ne kadar önemliyse ergonomik, kaliteli ve üst düzey deneyim sunan bir oyuncu koltuğu da o denli kritik bir unsur. Birçok uzmanın da dikkat çektiği gibi, uzun saatler bilgisayar başında kalan insanlarda zaman geçtikçe bel ve boyun hastalıkları  görülebiliyor. Ayrıca oyuncular, oyun sırasında rahat olmak ve sadece oyuna odaklanmak istiyor. Ancak sıradan ofis koltuklarıyla bu pek mümkün değil” şeklinde konuştu. Kullanıcı deneyimini en üst düzeye çıkarmak için harekete geçtiklerini söyleyen Adem Şen, sözlerine şöyle devam etti: “Tüketicilerin ihtiyaç ve beklentilerini analiz ediyor, bu doğrultuda inovasyon çalışmaları yapıyoruz. Isıtmalı, ışıklı, hoparlörlü, bluetooth sistemli koltuklar üretiyoruz. Birçok modelimizde bulunan titreşimli masaj yastığı sayesinde uzun süren yayınlarda ve turnuvalarda oyun deneyimini hem sağlıklı hem de keyifli kılıyoruz. Sese duyarlı RGB yoğun led aydınlatma da oyuncularımızın en sevdiği özelliklerin başında geliyor” şeklinde konuştu. “Çalışanların verimliliğini en üst seviyeye ulaştırıyoruz” Bilgisayar başında çalışan kişiler için de koltuk ürettiklerini belirten EXVEGA Operasyon Direktörü Adem Şen, “Sadece oyuncu koltuğu değil, aynı zamanda uzun süre bilgisayar başında olanlar için de çalışma koltukları üretiyoruz. Uzun yıllara dayanan tecrübemizle çalışanların yaşadıkları sorunları tespit edip nokta atışı çözümlerle ürün geliştiriyoruz. Çalışma koltuklarının sağlık açısından kişilerin vücut şekline ve ölçülerine uygun olması, onları rahat ettirmesi gerekir. Ayrıca uzun süre kullanmaya uygun olmalıdır. Bunun için de birinci sınıf malzeme ve kalitesi yüksek kumaşlar tercih edilmelidir. Isıtmalı, hoparlörlü ve masaj destekli koltuklar, genellikle çalışanlarımızın ilk tercihi oluyor. Özellikle evden çalışan birçok kişi, verimlerini artırabilecek bir ortam yaratmak için bu ürünlere yöneliyor” dedi.  Globaldeki trendleri ülkemize taşıyorlar Sektördeki global trendleri takip ederek ülkemize taşıdıklarını, yenilikçi ürünleriyle ülkemizi de yurt dışında temsil ettiklerini vurgulayan Adem Şen, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Tüketicilere teknolojiyi takip ederek en yeni koltuk modellerini sunmak için uluslararası organizasyonlara katılıyoruz. Örneğin 17-21 Mayıs tarihlerinde Modeko Uluslararası  İzmir Mobilya Fuarı’nda yerimizi aldık. Fuar boyunca kurumsal şirketlerden tutun da evinde oyun oynamak için koltuk arayanlara kadar markamıza yoğun bir ilgi olduğunu kaydettik. Tüm ziyaretçilerimize doğru koltuk seçiminin oyun ve çalışan deneyimine katkısını anlattık.”

Bu 5 adım ile terlemeye veda edin!

11 Haziran 2024 at 01:48
Yaz aylarının bunaltıcı sıcaklarında terleme, hepimizin karşılaştığı kaçınılmaz bir sorun. Ancak, bu durumu en aza indirmenin ve yazın keyfini çıkarmanın yolları var. İşte terlemeyi durdurmak için uygulayabileceğiniz 5 etkili yöntem!

100 yaşına kadar yaşamanın sırrı çözüldü

Tarafından: NTV
11 Haziran 2024 at 15:30
100 yaşına kadar yaşamanın sırrı çözüldü

Uzun yaşamın sırrı herkes tarafından merak ediliyor. Sağlıklı ve uzun bir ömür geçirmenin hayâlini kuruyorsanız vücudunuza direnç kazandırmanın yöntemlerini bulmalısınız. Bunun en kısa yollarından biri de doğru ve sağlıklı bir beslenme programı oluşturmak. Bilim insanlarına göre uzun bir ömür sürmek ve 100 yaşlarını görmek istiyorsanız bazı günlük alışkanlıklarınıza dikkat etmeniz gerekiyor.

Bağışıklığınızı güçlendirmek ve hastalıklara karşı vücut direncinizi artırmak için dikkat etmeniz gereken pek çok şey var. Bilimsel araştırmalardaki son gelişmeler yaşlanmayı geciktirmenin ve uzun yaşamanın sanıldığı kadar zor olmadığını gösteriyor. Bilim insanları yaptıkları son araştırmada yüzyıllık uzun yaşamın sırrını paylaştı.
Uzun yaşamak genellikle genetik özelliklerle bağdaştırılır. Ancak yaşam tarzımız, alışkanlıklarımız ve en önemlisi de beslenme düzenimiz yaşam kalitemizi doğrudan etkiler.
Beyni genç ve canlı tutmak yaşlanmamanın altın kurallarından biri olarak kabul ediliyor. Her zaman yaptığınız şeyi yapın. Yaptığınız ve yapmaktan keyif aldığınız, size “amaç” duygusu veren bir şeyi bıraktığınızda hızla yokuş aşağı gidersiniz. Zihninizi her zaman çalıştırın. Kitap okuyun, yeni yerler görün ya da bulmaca çözüm. Sevdiğiniz aktiviteler beyninizi geliştirir.
Sağlıklı bir vücuda sahip olmak özellikle de kalp sağlığını korumak için düzenli olarak egzersiz yapmanız şart.
Fiziksel faaliyetlerin hücresel mitokondri sayısını da arttır. Tüm araştırmalar uzun yaşamın en büyük sırrının fiziksel aktivitede saklı olduğunu gösteriyor. Belirli bir egzersiz programına uyarak ya da her gün düzenli olarak yürüyüş yaparak vücudunuzu çalıştırabilirsiniz.
Vücut sağlığını korumanı en basit yollarından biri su içmek. Yapılan araştırmalar yeterli miktarda su tüketiminin su içmenin kolon kanseri ve mesane kanseri riskinizi azaltabileceğini gösteriyor.Ayrıca eklemleri yağlamaya, hücreleri nemlendirmeye ve toksinleri karaciğeriniz ve böbreklerinizden atmaya yardımcı olur.
Her gün 8-10 bardak su içmek sindirim sisteminin düzenli çalışmasına da yardımcı oluyor.Vücutta biriken ödem ve toksinleri kısa sürede atıyor. Ayrıca cilt sağlığını koruyor. Cildi neme doyurarak daha geç yaşlanmasına destek oluyor.
Yaşlanmayı durdurmada D vitaminin önemli rolleri var. Ülkemizde her 10 kişiden 9’unda D vitamini eksikliği var. D vitamini eksikliğini karşılamak için güneşten yararlanabilirsiniz ve D vitamini içeren besinleri tüketmeye başlayabilirsiniz.
Bağışıklığınızı güçlendirmek ve vücudunuzun direncini artırmak için her zaman vitamin ve mineral değeri yüksek besinlere ihtiyaç duyarsınız.
Özellikle sebze ve meyve ağırlıklı porsiyonlarla beslendiğinizde vücudunuzun ihtiyacı olan tüm vitaminleri karşılayabilirsiniz.Çok sayıda meyve, sebze, tahıl, baklagiller ve bitki bazlı proteinler gibi yiyecekler vücut sağlığınızı korur. Daha uzun ve sağlıklı yaşamanız için vücudunuzu onarır.
Vücudunuz sağlıklı yağlara ihtiyaç duyar. Kuru yemişler, iyi yağ, lif ve protein kaynaklarıdır ve bu nedenle, bazı şekerli atıştırmalıkların vereceği şeker hücumunu ve ardından daldırmayı vermeden sizi daha uzun süre tok hissettireceklerdir.
Yapılan bir araştırmada bir araştırma , en çok fındık yiyenlerin herhangi bir hastalıktan, özellikle kanser, kalp hastalığı veya solunum yolu hastalığından ölme riskinin daha düşük olduğunu bulundu.
Bu sebeple beslenme listenize mutlaka sağlıklı kuruyemişleri dahil etmeniz öneriliyor. Ara öğünlerde tüketilen 5-6 adet fındık vücut direncinizi de artırıyor.
Öte yandan İsveçli araştırmacılar, aralarından yüzlercesinin 100. yaş gününe ulaştığı 60 yaş üstü 44 bin kişiden kan örnekleri aldı. Analiz sonucunda, bu kişilerin kan şekeri düzeylerinin daha düşük çıkmasının yanı sıra, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarının da daha sağlıklı olduğu ortaya çıktı. Bilim insanları yaptıkları son araştırmada yüzyıllık uzun yaşamın sırrını paylaştı. Araştırmalar uzun yaşamın en büyük sırrının kişinin kanında saklı olduğunu gösteriyor.
GeroScience dergisinde yer alan sonuçlar, daha yüksek demir düzeylerinin ve toplam kolesterol düzeyinin, 100 yaşına ulaşma şansının daha yüksek olmasıyla ilişkili olduğunu gösterdi.

Cilt doktoru önerdi, meğer ter kokusunu yok etmek bu kadar kolaymış

11 Haziran 2024 at 14:59
Sosyal medyada yayılan bir cilt bakımı trendi, ter kokusuna karşı etkili bir çözüm olarak gündeme geldi. TikTok’ta Dr. Sina Ghadiri’nin paylaştığı, glikolik asit kullanımına dayanan bu yöntem, binlerce kişinin ilgisini çekti ve hızla yayıldı. İşte ter kokusunu söküp atan o çözümün detayları. DEODORANTLARIN YETERSİZ KALDIĞI ANLARDr. Ghadiri, deodorantların bazen yetersiz kaldığı durumlarda, koltuk altı kokusunu önlemek için glikolik asidin kullanılabileceğini belirtiyor. Glikolik asit, şeker kamışından elde edilen ve alfa hidroksi asit (AHA) grubuna ait bir bileşik. Hiperpigmentasyon tedavisinde ve cilt temizliğinde de kullanılan bu asit, doğru kullanıldığında ter kokusunu gidermede oldukça etkili. Dr. Ghadiri, cilt bakımı ve peeling işlemlerinde sıklıkla kullanılan bu asitin, koltuk altı kokusunu da etkili bir şekilde yok ettiği belirtiliyor. UZMAN GÖRÜŞLERİ VE KULLANIM ÖNERİLERİDermatolog Dr. Marisa K. Garshick, glikolik asidin cildin pH’ını düşürerek, kokuya neden olan bakterilerin hayatta kalmasını zorlaştırdığını ve böylece vücut kokusunu azalttığını ifade ediyor. Ancak, asidin doğru konsantrasyonda ve düzenli olarak kullanılması gerektiğini vurguluyor. Dr. Garshick’e göre, bu bölgede kullanılabilecek maksimum glikolik asit konsantrasyonu %8 ila 10 arasında olmalı ve haftada en fazla bir veya iki kez uygulanmalıdır. Ayrıca, glikolik asit içeren bir deodorantın tercih edilmesi, tek başına asit uygulamasına göre daha güvenli olabilir. DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLERBu yöntem, kullanıcılar arasında olumlu yorumlar alırken, bazıları ise bu tür bir asit kullanmanın gereksiz olduğunu düşünüyor. Uzmanlar, glikolik asidin yanlış kullanımının cildi tahriş edebileceği ve özellikle koltuk altı gibi hassas bölgelerde kızarıklık ve pullanmaya neden olabileceği konusunda uyarıyorlar. Bu nedenle, herhangi bir cilt bakım ürünü kullanmadan önce bir dermatoloğa danışmak önemlidir. Bu nedenle, ürünü kullandıktan sonra güneş kremi kullanmayı ihmal etmemek gerekir.

Yaz aylarının kabusu karasinek sorununa doğal çareler

11 Haziran 2024 at 14:24
Yaz sıcaklarının gelmesiyle evlerimizde sıkça rastladığımız karasinekler, hem rahatsızlık veriyor hem de sağlık için tehdit oluşturuyor. Peki, bu can sıkıcı misafirlerden doğal yollarla nasıl kurtulabiliriz? İşte evinizdeki karasinek sorununa son verecek pratik çözümler. KARASİNEK TEHDİDİKarasinekler, milyonlarca bakteri taşıyarak hastalıkların yayılmasına neden olabilir. Özellikle yaz aylarında artan karasinek popülasyonu, gıda zehirlenmelerinden tüberküloza kadar birçok hastalığın bulaşmasında rol oynar. Bu nedenle, karasineklerle mücadele etmek sadece rahatsızlığı gidermekle kalmaz, aynı zamanda sağlığımızı korumak için de önemlidir. Milyonlarca bakteri taşıyan böceklerden biri olan karasinekler, mikropların hızlı bir şekilde yayılması açısından da çok tehlikelidir. DOĞAL KARASİNEK KOVUCULARKarasineklerle mücadelede kimyasal içerikli ürünler yerine doğal yöntemleri tercih edebilirsiniz. İşte bazı etkili doğal karasinek kovucu yöntemler: Lavanta Yağı: Lavanta yağını bir beze dökün ve bir teneke kutuya yerleştirin. Kutuyu 24 saat boyunca sineklerin olduğu alanda bekletin ve ardından evin çeşitli yerlerine yerleştirin. Şeffaf Poşet: Su dolu bir naylon poşete biraz ispirto ekleyin ve karasineklerin bulunduğu alana asın. Bu basit yöntem, bilimsel araştırmalara göre oldukça etkilidir. Karanfil ve Limon: Limonları ikiye bölün ve içlerine karanfilleri yerleştirin. Bu karışımı evinizin çeşitli noktalarına koyarak karasinekleri uzaklaştırabilirsiniz. Fesleğen: Fesleğen bitkisinin keskin kokusu karasinekleri uzak tutar. Pencerelerin önüne fesleğen koyarak veya fesleğen yapraklarını suyla karıştırıp sineklere sıkarak onları evinizden uzaklaştırabilirsiniz. PRATİK İPUÇLARIKarasineklerle mücadelede önleyici tedbirler de büyük önem taşır. Mutfak tezgahlarınızda yemek kalıntıları bırakmamaya özen gösterin ve çöp kutularınızın kapaklarını kapalı tutun. Ayrıca, evinizi düzenli olarak havalandırmak ve temiz tutmak, karasineklerin üremesini engelleyecektir. Pencerelerinizi sineklikler ile kapatmakta bir başka önemli yöntemdir. Bu basit ve doğal yöntemler ile yaz aylarında karasineklerden kurtulabilir ve evinizde huzurlu bir ortam yaratabilirsiniz. Unutmayın, karasinekler ile mücadelede en etkili silahlarınızdan biri de temizlik ve düzenli bakımdır.

Boğmaca hastalığı nedir, neden olur? Boğmaca aşısı uygulama takvimi

Tarafından: NTV
11 Haziran 2024 at 12:49
Boğmaca hastalığı nedir, neden olur? Boğmaca aşısı uygulama takvimi

Bulaşıcı solunum yolu enfeksiyonu olan boğmaca nedeniyle bebek ölümlerinde artışlar yaşandı. Bebeklerde ve küçük çocuklarda ciddi sağlık problemlerine yol açabilen boğmaca hastalığının yetişkinlerde de görülebilmesi toplum içerisinde bakteri dolaşımının devamına ve artışına sebep olabilir. Peki, boğmaca hastalığı nedir, neden olur? Boğmaca aşısı uygulama takvimi nasıldır?

Boğmaca, her yaştaki duyarlı bireyi etkileyen, özellikle çocukluk çağında ve 5 yaşından küçük çocuklarda ağır seyreden akut, bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. En tipik belirtisi boğulurcasına olan aralıksız öksürük nöbetleridir. Tüm dünyada yaygın olarak görülen bir hastalıktır.
Hastalık, solunum yoluyla bulaşmakta ilk dönem belirtileri, burun akıntısı, gözde yaşarma, halsizlik, fazla yüksek olmayan ateş gibi hafif üst solunum yolu bulgularıdır.Çok küçük bebeklerde ölüm sık görülmektedir.
Boğmacaya bir bakteri neden olmaktadır. Solunum yolu ile alınan bakteri, 7-10 günlük kuluçka devresi sonrası (ortalama 4-21 gün) hastalığa neden olmaktadır. Çok bulaşıcıdır. Boğazda yerleşir.  Hijyenik koşullara, yani temizlik kurallarına iyi uyulmadığında bulaşma olur ve sonrasında salgınlar yaşanır. Sosyo ekonomik düzeyi düşük toplumlarda, toplu yaşam alanlarında, kalabalık gruplar halinde yaşayanlarda, yetersiz ve kötü beslenme koşullarında vakalarda artış olur.
Boğmaca aşısı 5’li karma aşı (DaBT-İPA-Hib) şeklinde 2,4,6. aylarda ve 18. ayda uygulanmaktadır.Takvimimizde, (1 Temmuz 2016 tarihinde doğanlardan başlamak üzere) 48. ayda dörtlü karma aşı (DaBT-İPA) şeklinde pekiştirme dozu yer almaktadır. 1 Temmuz 2016 tarihinden önce doğmuş ve halen ilköğretime başlamamış olan çocukların DaBT-İPA pekiştirme dozu ise 2020-2021, 2021-2022 ve 2022-2023 eğitim ve öğretim dönemlerinde okul aşılamaları şeklinde uygulanacaktır.

Dikkat! Bu dondurmalar kansorejen

11 Haziran 2024 at 12:57
Yiyeceklerin besin değeri, sahip oldukları besin öğelerinin miktarıyla doğru orantılıdır. Yaz aylarında sevilerek yenen dondurma da kolay sindirilebilmesi, vitamin ve mineraller açısından zengin olması, enerji kaynağı olması sebebi ile besleyici bir gıdadır. Peki, nedir dondurmayı haram ve sağlığa zararlı yapan durumlar nelerdir? İşte bu dosyamızda bunları açıklamaya çalıştık. Maalesef günümüzde market raflarında, merdiven altlarında ya da pastanelerdeki dondurmalara bakıldığında bol, ucuz çeşidinin fazla olması beraberinde bir takım sorunları da getiriyor. DONDURMADA JELATİN TEHLİKESİGözünü para hırsı bürümüş bazı sahtekârlar her sektörde olduğu gibi dondurmacılık sektöründe de bulunuyor. Şeker yerine yapay tatlandırıcı, doğal salep yerine suni salep, süt yerine su ve süt tozu, meyve yerine yapay meyve boyası katarak dondurmayı zehir haline getiren bazı üreticiler,  kıvamı tutturmak için de, hayvanların deri ve kemiklerinden elde edilen jelatini (E441) kullanmaktadırlar. Jelatin bilindiği gibi hayvansal bir katkı maddesi… Ülkemizde üretilmesine rağmen jelatinin çoğunluğu maalesef ithal ediliyor ve ithal edilen jelatinin çoğunluğu da domuzdan üretiliyor. İnekten üretilenlerin ise helal kesim olup olmadığı belli değil. Tüm bunlar göz önüne alındığında dondurmada da helallik konusu ortaya çıkıyor. DONDURMALARDA KULLANILAN KANSEROJEN RENKLENDİRİCİLERDondurmada sadece helallik sorunu yok; diğer taraftan sahtekârlar, sağlık açısından da tehlikeli maddeler içeren dondurmalar üretiliyor. İşte dondurmada kullanılan bazı zararlı katkı maddeleri. Red 2G Renklendirici (E128): Sentetik kömür katranıdır. Kan hemoglobini ile karışma ihtimali bulunuyor. Çocuklar tarafından kullanılması tavsiye edilmese de dondurma, puding, meyveli veya aromalı yoğurtlarda bulunabilir. Pek çok ülkede kullanımı yasak. Indigotin, Indigokarmin Renklendirici (E132): Sentetik kömür katranı türevi; yaygın olarak tablet ve kapsüllere eklenir. Ayrıca dondurma, tatlı, fırınlı mamuller, şekerleme ve bisküvilerde kullanılıyor. Bulantı, kusma, yüksek tansiyon, deri döküntüsü, solunum sorunları ve diğer alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Norveç’te kullanımı yasak. Brilliant Black BN, Black PN Renklendirici (E151): Kömür katranı; tatlılar, balık ezmesi, aromalı sütlü içecekler, dondurma, hardal, marmelatlar, soslar, kekler ve içeceklerde kullanılıyor. Danimarka, Belçika, Fransa, Almanya, İsviçre, İsveç, Avusturya, Avustralya, Amerika ve Norveç’te kullanımı yasak. Betanin Renklendirici (E162): Pancardan elde ediliyor. Bilinen yan etkisi yok fakat alkolle muamele edilmiş olabilir.   DONDURMADA DİĞER HARAM VE TEHLİKELEREmilgatör, dondurma teknolojisinde su, yağ ve havanın iyi bir şekilde karışmasını sağlayan, farklı kaynaklardan elde edilen katkı maddeleridir. Dondurmanın hızla erimesini engellemek, daha akıcı olmasını sağlamak ve donma-çözünme kararlılığını düzeltmek için emülgatörlerden yaralanılır. Dondurmanın orijinal emülgatörü yumurta sarısıdır. Ancak bugün iki farklı katkı maddesi kullanılmaktadır. Mono-di-glisiritler E471: Hayvan veya bitki kökenli katı veya sıvı yağların kısmi hidrolizinden elde edilmektedir. Kökeni hayvan olduğunda veya kökeni belirtilmediğinde insanların dondurma yerken dikkatli olmaları gerekmektedir. Doğal Renklendiriciler: Pancar kökü kırmızısı, siyah havuç, kokusuz paprika, annatto (Bixa orellena bitkisinden elde edilir, kahverengiden kırmızıya kadar renk verebilir). Ülkemizde bazı dondurma markaları çilekli, böğürtlenli ürünlerde renklendirici olarak pancar kökü kırmızısını kullanıyor. Diğer doğal renklendiriciler sentetiklere göre daha pahalı olduğu için ülkemizde tercih edilmiyor…  GERÇEK DONDURMA NASIL YAPILIRSüt, şeker ve sahlep üçlüsü ile yapılanın gerçek dondurma olduğunu, gerçek dondurmada katkı maddesi kullanılmadığını söyleyen yetkililer, katkılı buzların da 'dondurma' adıyla satıldığına dikkat çekiyor. Yetkililer, özellikle açıkta satılan zehirli dondurmalar konusunda uyarıyor. Hilecilerin dondurmaya kattığı katkı maddelerinin yarıdan fazlasının dünyanın birçok ülkesinde yasaklandığı, bunların insan sağlığını tehdit ettiği ifade ediliyor. Uygun ortamlarda yapılması şartı ve besin değerleri düşünüldüğünde, katkısız doğal bir dondurma, süte göre 3-4 kat daha fazla yağ, yaklaşık yüzde 15 daha fazla protein ve 3-4 kat daha fazla karbonhidrat içerir. Aynı zamanda katkısız bir dondurma, kemiklerin başlıca yapıtaşlarından olan kalsiyum ve fosfor yönünden oldukça zengindir. Sütteki kalsiyum ve fosfor miktarı, yapılışındaki yoğunlaşmadan dolayı doğal dondurmada süte göre daha fazla bulunur. (100 gram dondurmada 135 mg kalsiyum bulunurken, sütte bu miktar 115 mg'dır.) PEKİ, NE YAPILMALI?Dondurmadaki haram ve sağlık açısından tehlikeleri ortaya koyduktan sonra, çocukların ve bireylerin sağlıklı dondurma tüketmesi aşamasında piyasada satılan dondurmaların üretimine dikkat etmeli, firmalar sorgulanmalı, helal ve sağlıklı olan dondurmaları özellikle sade sütten yapılmış Maraş dondurmasını tercih edebilirler. Evde doğal olarak dondurma yapmakta mümkün. MARAŞ DONDURMASI ÖZELLİKLERİMaraş Dondurması, Kahramanmaraş’ta kekik, keven, sümbül ve çiğdem gibi çiçeklerle beslenen keçilerin sütünden yapılır. Maraş Dondurması, üretilen dondurmalar arasında, düşük hacim genişlemesi, kendine özgü hoş lezzeti ve aroması, sakızımsı çiğnenebilen yapısıyla, kar beyazı rengiyle, kolaya erimemesiyle dikkat çeker. Maraş Dondurması yörenin keçi sütünden, salep ve şeker kullanılarak imal edilir. İçerisinde başka bir katkı maddesi bulunmaz. MARAŞ DONDURMASINI KEŞFEDEN MARAŞLI OSMAN AĞAOsmanlı döneminde de saray mutfağına giren Maraş dondurması yörede Maraşlı Osman Ağa diye bilinen ve Osmanlı saraylarına ve asil konaklarına yabani orkide (salep) satan bir esnaftır. Osman Ağa satış bittikten sonra artan salebi, şeker ve süt karışımı olarak kara gömer. Ertesi gün baktığında, salebin kıvamındaki değişiklik dikkatini çeker; süt, salep ve şeker karışımının yoğunluk kazandığını ve sakız gibi uzadığını görünce Maraş Dondurması doğmuş olur.

Kan grubunuza göre çarpıcı gerçek ortaya çıktı!

Tarafından: NTV
11 Haziran 2024 at 12:47
Kan grubunuza göre çarpıcı gerçek ortaya çıktı!

Kan gruplarının karakteriniz üzerindeki etkilerini biliyor muydunuz? A, B, O ve AB olmak üzere 4 farklı kan grubu var ve bu kan grupları karakter yapınızı bile şekillendiriyor. Japonya'da yapılan bir araştırmada kan grupları hakkındaki çarpıcı gerçek ortaya çıktı.

Kan grupları üzerinde yapılan bir araştırmada ortaya çıkan sonuç herkesi şaşırttı. Kan gruplarının insanlar üzerinde olumlu ya da olumsuz etkileri olabiliyor. Japonya'da yapılan son kapsamlı çalışmalar da bu bilgiyi kanıtlar nitelikte. Kan grupları kişilik analizinde sandığınızdan çok daha büyük bir rol oynuyor.
Ketsueki-gata, bir kişinin kişiliğini kan grubuna göre analiz etmek anlamına geliyor. Bu terim, 1930'lardan bu yana kullanılıyor ve her kan grubunun ona sahip olan kişinin kişiliğini yansıttığına dair bir makale yayınlayan Japon profesör Tokeji Furukawa sayesinde popüler hale geliyor.
A, B, 0 ve AB olmak üzere antijenlere bağlı olarak dört birincil kan grubu bulunur. Antijenler, kırmızı kan hücresinin yüzeyinde bulunur ve bağışık sisteminin ne kadar etkili çalıştığını açıklamaya yardımcı olur.
Japonya'da birçok insan, genellikle kan grubu kişilik teorisine inandıkları için diğer insanların kan grubunu sormaktan oldukça hoşlanırlar.
Üstelik bu konuda iki kişinin uyumluluğunu değerlendirmek için bir araç olarak bile kullanabiliyorlar. Kan grubu kişilik testinin henüz bilimsel bir destek olmamasına rağmen, birçok insanın bunun kendileri için doğru olduğuna iddia ediyor.
A kan grubuna sahip insanlar; hassas, işbirlikçi, duygusal, tutkulu ve zekidir. Çok sabırlıdırlar. Sadık ve barışı seven yapıları ise huzurlu bir karakter sunar. Ancak bazı durumlarda bu insanlar, aşırı duyarlı hale gelebilirler.Toplumun koyduğu kuralları çiğnemekten hoşlanmayan, görgü ve sosyal standartları önemseyen insanlardır.
Bu özelliklerinin yanı sıra bu insanlar, karar vermek için fazla zaman harcarken, çok organize şekilde hareket ederler. Bu nedenle çoklu görevleri bir arada yapamayabilirler.
Düzgün, temiz ve her şeyi doğru yerde olmasına önem gösterirler. Bu nedenle OKB'li birçok insan A kan grubuna girer. Bu kan grubuna sahip kişiler, kolayca strese girdikleri için kanlarında genellikle yüksek düzeyde kortizol (stres) hormonu ortaya çıkar.
Olumlu kişilik özellikleri: Kibar, utangaç, özenli, inatçı, kibar, gergin, güvenilir, aşırı duyarlı, mükemmeliyetçi, sorumlu, çekingen, endişeli, sakin ve çekingen, sadık, mükemmeliyetçi, düzenli ve tutarlıOlumsuz kişilik özellikleri: Takıntılı, aşırı duyarlı, karamsar, inatçı, kolay stresli ve titiz
Güvenilir kişiler olmaları sebebiyle kolay arkadaş edinirler. Kendileri rahat hissettikçe, duygularını ve hislerini kimseye göstermekten hoşlanmazlar. Bu insanlar, genellikle yaratıcı ve hızlı karar vericidirler.Emir alma konusunda iyi sayılmazlar. Yaptıkları her şeyin en iyisi olmak için çok güçlü istekleri nedeniyle mükemmelliyetçidirler. Fazla mükemmelliyetçi olmaları nedeniyle A grubundaki kişiler gibi, bu insanlar da çoklu görevde iyi olmayabilirler.
B kan grubuna sahip kişiler, başkalarına karşı düşünceli ve empatik bir yapıya sahiptir. İyi ve güvenilir arkadaşlar edinirler. Bu insanlar aynı zamanda bencillik ve işbirliği yapamama gibi kişilik özellikleri nedeniyle sosyal olarak sorunlar da yaşayabilirler. Toplum, B kan grubuna sahip kişilerin iyi yönleri de olsa olumsuz yönlerine de odaklanır. Ancak bunun bir sonucu olarak yalnız olma eğilimi gösterebilirler.
Olumlu kişilik özellikleri: Meraklı, güçlü, rahat, yaratıcı, maceracı, tutkulu, neşeli, aktif ve dışa dönük.Olumsuz kişilik özellikleri: Vahşi, düzensiz, bencil, affetmeyen, işbirliği yapmayan, sorumsuz ve öngörülemez.
Bu kan grubundaki insanlar, tıpkı kan grupları gibi A ve B kişilik tiplerinin bir karışımı olarak ortaya çıkar. Bu insanlar daha karmaşık bir kişilik yapısına sahiptir.Bu nedenle bazı durumlarda A gibi utangaç, B tipi gibi dışa dönük yapıya sahip olabilirler. Gerçek kişiliklerinin yabancılardan uzak tutmaya çalıştıkları için dışarıdan birçok kişinin karmaşık bir yapıya sahip olduğuna dair bir değerlendirme yapılır.
Kolayca arkadaş olabilme yeteneğine sahip olsalar da stresle baş etme konusunda zayıf olabilirler. AB insanları, aynı zamanda başkalarıyla ilgilenirken çok dikkatli ve empatiktir. Bu insanlar, ayrıca analilik ve mantıksal becerilerde ileridedir.
Olumlu kişilik özellikleri: Çekici, kontrollü, havalı, hayal peşinde koşan, sevecen, mantıklı, güvenilir, uyumlu ve yaratıcıOlumsuz kişilik özellikleri: Karmaşık, savunmasız, sorumsuz, bencil, unutkan, bağışlayıcı olmayan ve eleştiren
Cüretkar, dışa dönük ve hevesli olan kişiler olarak tanımlanan bu kan grubuna sahip kişiler, kendileri için yüksek standartlar belirleme alışkanlıklarına sahiptirler.
Bu insanlar, mükemmel liderlik özelliklerine sahiptir ve küçük şeyler onları rahatsız etmez. Bu da diğer insanlara, özellikle de A tipi gruplarına göre bu bencil görünmelerine neden olabilir.
Cömert, iyi kalpli ve sevecendirler. Değişikliklere iyi uyum sağlarlar. Dayanıklı ve esnektirler. Zorlu durumlarda daha kolay baş edebilirler.Japonlar 0 kan grubuna sahip insanlara güçlü ve dayanıklı oldukları için savaşçı derler. Bu insanlar dürüsttür ve gerçeği saklayan insanlardan nefret eder.

Zeytinyağı aromalı yağlara dikkat!

11 Haziran 2024 at 10:27
Market raflarında yer alan pirina yağlardan sonra şimdi de ‘zeytinyağı aromalı yağlar’ piyasada yaygınlaştı. Genellikle cafe ve restoranlara özel üretilen bu yağlar, tüketiciyi aldatabiliyor. Masanıza gelen ve sizin zeytinyağı diye tükettiğiniz yağ, aslında ‘zeytinyağı aromalı yağ’ olabilir. Uzmanlar tüketicinin bunu ayırt etmesinin çok zor olduğunu dile getirdi

Daha önce duymadığınız 10 çılgın diyet!

11 Haziran 2024 at 01:17
Diyet kültürü zaman zaman çılgınlaşabiliyor. Diyetlerin kişiye özel olması ve doktor kontrolünde yürütülmesi gerekmesine rağmen kişiler sosyal medyada gördüğü "trend" diyetleri uygulayabiliyor. Oldukça sağlıksız olan bu yöntemler arasında buz ve pamuk diyeti bile bulunuyor. Dünyada kimsenin denememesi gereken sağlıksız diyetlerin 10 tanesini sizin için derledik. İşte detaylar...

Yaz ayları kabusa dönüşmesin, gıda zehirlenmelerinden korunmak mümkün

11 Haziran 2024 at 01:14
Dünya Sağlık Örgütü ve BM Gıda ve Tarım Örgütü, gıda güvenliği ve buna bağlı olarak da hastalıkların önlenmesi amacı ile 7 Haziran tarihini ‘Dünya Gıda Güvenliği Günü’ olarak ele alıyor. 7 Haziran tarihinde Dünya Gıda Güvenliği Günü kapsamında farkındalığı artırabilmek adına çeşitli açıklamalarda bulunan uzmanlar, gıda zehirlenmesi tehlikesine dikkat çekti. SENEDE 600 MİLYON BAŞVURUAçıklanan son verilere göre senede 600 milyon kişi, güvenli olmayan gıdalardan kaynaklanan hastalıklar sebebi ile hastanelere başvuruda bulunuyor. Bu kitlede yaşamını yitiren kişi sayısının 420 bin olduğunu belirten uzmanlar, özellikle 5 yaşın altında olan çocukların tehlikede olduklarını ifade ediyorlar. BULAŞICI HASTALIKLARA DİKKAT ÇEKİLDİSabri Ülker Vakıf Beslenme ve Bilimsel İletişim Yöneticisi Uzman Diyetisyen Özge Dinç Coşkun, yaz aylarında meyve ve sebze çeşitliliğinin yanı sıra hijyenin de mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtiyor. Yaz mevsiminde artan meyve ve sebze çeşitliliğine bağlı olarak tüm zincirlerde besin zehirlenmesi riskinin oluştuğunu belirten Coşkun, “Gözle görülmeyen bakteri, virüs, parazit ya da kimyasal maddelerin bozulmuş gıda ve suyla vücuda girmesi neticesinde bulaşıcı hastalıklar oluşuyor” ifadelerini kullandı. GIDA ZEHİRLENMESİNDEN NASIL KORUNULUR?Yapılan araştırmalara göre gıda güvenliği özellikle 5 yaşın altında olan çocuklar için büyük bir sorun oluşturuyor. Her sene dünyanın çok çeşitli yerlerinde küçük çocukların gıda kaynaklı rahatsızlıklara yakalandıklarını belirten uzmanlar, tüketicileri ‘basit’ olarak değerlendirilen bu konu ile ilgili uyarıyorlar. Gıda zehirlenmesinden korunmanın yolu, doğru meyve ve sebze tercihinden geçiyor. Alışverişte çürük, hasar görmüş ya da küflü olan ürünlerin tercih edilmemeleri gerekiyor. Paketler halinde satılan ürünlerde ise sıvı birikiminin olmamasına dikkat edilmesi gerekiyor. Satın alınan sebze ve meyvelerin yaz aylarında eve gelir gelmez buzdolaplarına yerleştirilmeleri gerekiyor. Çabuk bozulma potansiyeli olan et, yumurta, balık ve süt gibi gıdaların ise kesinlikle açıkta bırakılmamaları gerekiyor. Gıda zehirlenmesi riskinin sıfırlanabilmesi için büyük boyutlarda olan meyve ve sebzelerin bol su ile ve mutlaka ovalanarak yıkanmaları gerekiyor. Boyut olarak daha küçük olan ürünlerin ise kevgirden geçirilmeleri tavsiye ediliyor.

Sabahları aç karna içince mideyi ve kalbi coşturuyor, suya eklemek yeterli

11 Haziran 2024 at 01:12
Sağlıklı yaşama ilişkin çok çeşitli paylaşımların olduğu günümüz koşullarında birçok uzmandan konuya yönelik öneriler gelmeye devam ediyor. Son olarak limonlu su tüketimine dikkat çeken uzmanlar, sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için bu içeceğe mutlaka bir şans verilmesi gerektiğini belirtti. LİMONLU SU TÜKETİMİNİN FAYDALARISabahları uyanır uyanmaz limonlu su içilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, bu mucizevi içeceğin faydalarını paylaştı. Bu karışımın ilk olarak vücudu toksinlerden arındırma gibi önemli bir göreve sahip olduğunu belirten uzmanlar, ayrıca ödem şikayetlerine de bu içeceğin etki ettiğini vurguladı. C vitamini bakımından zengin olan limonlu suyun bağışıklık sistemini güçlendirdiğini belirten uzmanlar, böylelikle hastalıklara yakalanma olasılığını düşeceğini ifade etti. Antioksidan içeren içeceğin cilt sağlığını da desteklediğini ifade eden uzmanlar, ayrıca ağızda oluşan bakterilerin de bu içecek ile yok edilebileceğinin altını çizdi. Uzmanlara göre limonlu su tüm bu faydalarının yanı sıra vücut içi iltihaba da direkt olarak etme gibi bir özelliğe sahip. Romatizma belirtilerini zaman içinde gideren limonlu su, ayrıca kişinin güne çok daha enerjik başlamasına da yardımcı oluyor. LİMONLU SU İÇMENİN YAN ETKİLERİ VAR MI?Limonlu su mide ve kalp sağlığını büyük ölçüde destekleyen bir içecektir. Ancak tüm bu faydalarının yanı sıra bazı bünyelerde yan etkilere de sebep olabilen bu içecek, dikkatli tüketilmelidir. Limonlu su, reflü ve mide yanması şikayetleri olan kişiler tarafından tüketilmemelidir. Yanı sıra içeceğin fazlaca tüketilmesi diş minesine zarar verebilir. Aşırı demir emilimine yol açabileceği için özellikle anemi teşhisi olan kişiler tarafından sık tüketilmemesi gereken bu içecek, hamileler tarafından da ölçülü tüketilmelidir. Limonlu su safra ve böbrek sorunları yaşayan kişiler tarafından da her gün tüketilmemelidir. Bu içeceğin böbrek ve safra sorunu yaşayan kişilerde taş oluşumunu tetiklediği bilinmektedir. LİMONLU SU NASIL İÇİLMELİ?Metabolizmayı hızlandıran ve böylelikle de kilo verme sürecine katkıda bulunan limonlu su, sabahları aç karna tüketilmelidir.  

Bu sebzeyi düzenli tüketenin karaciğer sorunu kalmayacak

11 Haziran 2024 at 01:06
Baharın habercilerinden olan enginar, birçok kişi tarafından severek tüketilen sebzeler arasındadır. Kalbi, yaprağı ve sapı ile adeta şifa dağıtan bu sebze, uzmanların tavsiyelerine de sık sık konu olur. Enginar, kullanım alanı son derece geniş olan bir sebzedir. Gerek çorba gerek yemek gerek ise de içecek olarak tüketilebilen bu sebze, güçlü içeriği ile insan sağlığını destekler. Peki, enginar neye iyi gelir? Enginarın faydaları nelerdir? İşte ayrıntılar… TAM BİR KARACİĞER DOSTUC vitamini ve besin lifi bakımından zengin olan enginar, kötü kolesterolün dengelenmesinde etkilidir. Özellikle enginarın yaprakları ile hazırlanan yiyecek ve içecekler, karaciğer sağlığının kontrol altında tutulmasına yardımcı olur. Vitamin ve minerallerin yanı sıra antioksidanlar bakımından da zengin olan enginar, karaciğeri toksinlerden arındırır. Toksinlerden arınan bir karaciğer daha düzenli ve sağlıklı çalışacağı için kişinin hayat kalitesi de artmış olur. ENGİNARIN MUCİZEVİ FAYDALARIEnginar, karaciğerin yanı sıra vücudun diğer organları üzerinde de son derece büyük bir etkiye sahiptir. 100 gram enginar tüketen bir kişi, günlük besin lifi ihtiyacının yüzde 20’sinden fazlasını karşılamış olur. Bu da sindirim sistemini iyileştirir. Demir eksikliği kaynaklı anemi üzerinde de etkili olan enginar, kişinin kan değerlerini iyileştirir. Yanı sıra bağışıklık sistemini de güçlendiren bu sebze, özellikle mevsim hastalıklarına yakalanma olasılığını düşürür. Enginarın K vitamini bakımından zengin olduğu bilinir. 100 gramında günlük K vitamini ihtiyacının yüzde 18’ini barındıran bu sebze, kemik sağlığını destekler. İdrar söktürücü özelliği ile de bilinen enginar, böbrek sağlığını korur. Ayrıca cilt sağlığını da destekleyen bu sebze özellikle mantar ve egzama gibi rahatsızlıkların belirtilerini gidermede etkilidir. ENGİNAR NASIL TÜKETİLMELİ?Enginar, çok çeşitli yöntemler ile hazırlanabilen bir sebzedir. Arzu eden enginarın yemeğini arzu eden ise dolmasını yapabilir. Ayrıca enginardan muhteşem bir detoks suyu da hazırlanabilir. Kısacası enginar hem sapı hem yaprağı hem de kalbi tüketilebilen ve damak zevkine göre her türlü yemekte kullanılabilen güçlü bir sebzedir.  

Dün — 10 Haziran 2024Sağlık

Sivas'ta KKKA hastalığı tanılı 22 pozitif vaka tespit edildi

10 Haziran 2024 at 22:39
Sivas Valiliği, kentte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı tanılı 22 pozitif vaka tespit edildiğini bildirdi. Valilikten yapılan açıklamada, Sivas ve çevre illerde mevsim ve çevre değişkenleri etkisiyle dönemsel görülen kene nedenli KKKA vaka sayısında artış görüldüğü belirtildi. Sivas'ta 22 pozitif KKKA tanılı vakanın tespit edildiği aktarılan açıklamada, "Maalesef 3 vatandaşımız vefat etmiştir. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği'nde 2 olası, 3 kesin KKKA tanılı hastamızın tedavileri devam etmektedir." ifadeleri yer aldı. Vatandaşların kene tutunması konusunda dikkatli olmaya ve önlem almaya davet edilen açıklamada, şüpheli durumlarda sağlık merkezlerine başvuru yapmaları tavsiye edildi. Açıklamada, keneye karşı alınacak önlemler hakkında da bilgiler paylaşılarak, şu ifadelere yer verildi: "Vücudunuza tutunan keneye çıplak elle dokunmamalı, tutunan kene çıkarmamalı, zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Hayvanların üzerindeki kene elle çıkarılmamalıdır ayrıca hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir. Hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini almalıdır. Kene tutunmasından sonra, 10 gün içinde halsizlik, iştahsızlık, ateş, vücut ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma ve ishal şikayetlerinden herhangi birini görülürse, zaman kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır."

Boğmaca vakalarında artış | 3 haftada 30'u aşkın bebeğe teşhis konuldu

Tarafından: NTV
10 Haziran 2024 at 16:58
Boğmaca vakalarında artış | 3 haftada 30'u aşkın bebeğe teşhis konuldu

Diyarbakır Tabip Odası kentte boğmaca vakalarının arttığına dikkat çekti. Son bir ay içerisinde 3 bebeğin boğmaca nedeniyle hayatını kaybettiği iddia edilirken aşı karşıtlığına vurgu yapan Tabip Odası tedbir çağrısında bulundu.

Diyarbakır Tabip Odası'nın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda boğmaca vakalarına dikkat çekildi. 3 hafta önce 30’u aşkın boğmaca vakasının görüldüğü belirtildi.

BİR AYDA 3 BEBEK Tabip odasının açıklamasında "Son bir ay içerisinde 32, 42 ve 65 günlük 3 bebeğin boğmaca hastalığı nedeniyle öldüğü" ileri sürüldü. Bakteriyle bulaşan hastalığın, 5 yaşın altındaki çocuklarda ağır seyrettiği ve bulaşıcı olduğu belirtildiği açıklamada Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü ekiplerinin vakalarla ilgili filyasyon çalışması yapacağı bildirildi. Bulaşıcı solunum yolu enfeksiyonu olan boğmacaya karşı tedbir çağrısı yapan Diyarbakır Tabip Odası, aşı karşıtlığının sonuçlarına dikkat çekti.

Sabahları 3 tane yemek yetiyor, kilo vermenin gizli silahı buymuş

Tarafından: NTV
10 Haziran 2024 at 16:42
Sabahları 3 tane yemek yetiyor, kilo vermenin gizli silahı buymuş

Sağlıklı beslenme söz konusu olduğunda badem genellikle önerilen besinlerin listesine girer. Güne sadece üç bademle başlamanın sağlık açısından birçok şaşırtıcı fayda sağlayabileceğini biliyor muydunuz? Badem yemek çok miktarda Vitamin ve mineralin vücudunuza girmesine yardımcı olur ve sağlığınızın çeşitli yönlerine katkıda bulunabilir. İşte her sabah 3 badem tüketmenin hiç bilinmeye faydaları...

Badem içerdiği bol E vitaminiyle en faydalı kuruyemişler arasında yer alır. Özellikle sabahları badem yiyerek güne başlamak vücudunuza çeşitli faydaları sağlayabilir.
Badem, gelişmiş beyin fonksiyonuyla bağlantılı besinler olan riboflavin ve L-karnitin açısından zengin bir kaynaktır. Journal of Nutrition'da yayınlanan bir araştırma, bu bileşiklerin beyindeki inflamasyonu azaltmaya yardımcı olabileceğini ve potansiyel olarak nörodejeneratif hastalık riskini azaltabileceğini buldu. Alzheimer. Güne birkaç bademle başlamak beyninize ihtiyaç duyduğu hızlı başlangıcı sağlayabilir.
Sağlıklı bir sindirim sistemi genel refah için önemlidir ve badem bunda önemli bir rol oynayabilir. Düzenli bağırsak hareketlerine yardımcı olan ve kabızlığı önleyen lif bakımından zengindirler. American Journal of Clinical Nutrition'ın araştırmasına göre bademlerin prebiyotik özellikleri, faydalı bağırsak bakterilerinin büyümesini teşvik ederek sindirim sağlığınızı iyileştirir.
Badem, kalp sağlığını iyileştirdiği bilinen sağlıklı tekli doymamış yağlarla doludur. British Journal of Nutrition tarafından yapılan bir araştırma, bu yağların kötü kolesterol (LDL) düzeylerini azaltmaya ve iyi kolesterol (HDL) düzeylerini artırmaya yardımcı olduğunu buldu. Sabahları üç badem yemek, daha iyi kardiyovasküler sağlığa katkıda bulunabilir ve kalp hastalığı riskini azaltabilir.
Kan şekeri düzeylerini sabit tutmak, diyabetin önlenmesi ve kilo yönetimi için çok önemlidir. Bademlerin glisemik indeksi düşüktür, yani kan şekerinde önemli artışlara neden olmazlar.
Metabolism dergisinde yayınlanan araştırma, bademdeki magnezyumun insülin duyarlılığını artırmaya yardımcı olduğunu ve bu durumun onları kan şekerini düzenlemek isteyenler için mükemmel bir seçim haline getirdiğini öne sürüyor.
Cildinizin görünümünü iyileştirmenin doğal bir yolunu arıyorsanız badem aradığınız cevap olabilir. Cilt hücrelerini hasara karşı koruyan ve cildinizin genç görünmesini sağlayan güçlü bir antioksidan olan E vitamini açısından zengindirler. Kozmetik Dermatoloji Dergisi'nde yapılan bir araştırma, düzenli badem tüketiminin cildin nemini ve elastikiyetini artırabildiğini buldu.
Güçlü kemikler aktif bir yaşam tarzını sürdürmek için hayati öneme sahiptir ve badem de bu alanda yardımcı olabilir. Kemik sağlığı için gerekli olan iyi bir kalsiyum ve fosfor kaynağıdır. Beslenme ve Metabolizma Dergisi, bu minerallerin kemik yoğunluğunu artırmaya ve kırık riskini azaltmaya yardımcı olduğunu bildirmektedir.KİLO YÖNETİMİNE YARDIMCI OLURBadem, protein ve lif açısından zengindir; her ikisi de tokluk hissini artırır ve genel kalori alımını azaltır. Uluslararası Obezite Dergisi'nde yapılan bir araştırma, bademleri diyetinize dahil etmenin kilo kaybına yardımcı olabileceğini ve kilo alımını önleyebileceğini buldu. Sabahları üç badem yemek, açlığı bastırmanıza ve kilo yönetimi hedeflerinizi desteklemenize yardımcı olabilir.
Tatlı, sağlıklı saçlar için badem gizli bir silah olabilir. Saç büyümesini ve gücünü desteklediği bilinen bir B vitamini olan biyotin içerirler. Journal of Dermatology'deki araştırma, biyotin eksikliğinin saçların incelmesine yol açabileceğini ve badem takviyesinin sağlıklı saçların korunmasına yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Badem, gelişmiş beyin fonksiyonuyla bağlantılı olan E vitamini, riboflavin ve L-karnitin besinleriyle doludur. Hastalıklarla mücadelede güçlü bir bağışıklık sistemi şarttır ve badem de buna katkıda bulunabilir. Oksidatif stresle mücadeleye ve bağışıklık tepkisini güçlendirmeye yardımcı olan E vitamini gibi antioksidanlarla doludurlar. Avrupa Klinik Beslenme Dergisi'nde yapılan bir araştırma, düzenli badem tüketiminin bağışıklık fonksiyonunu artırabildiğini buldu.Kronik inflamasyon, kalp hastalığı ve artrit dahil olmak üzere çok sayıda sağlık sorunuyla bağlantılıdır. Badem, polifenoller ve omega-3 yağ asitleri gibi antiinflamatuar bileşikler içerir. Journal of the American College of Nutrition'ın araştırmasına göre, bu bileşikler vücuttaki iltihaplanma belirteçlerinin azaltılmasına yardımcı olarak genel sağlığın geliştirilmesine yardımcı oluyor.
❌
❌